Etiket: btü

  • BTÜ’den acil durumlar için geçici konut projesi

    BTÜ’den acil durumlar için geçici konut projesi

    Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Sedef Kocakaplan Sezgin’in “Yapay Zekâ Destekli Tasarım ve Kolay Üretim ile Yenilikçi Dayanıklı Binalar” (RESIBUILD) projesi, Türkiye – Birleşik Krallık ortaklığında, ‘Uluslararası Bilim Ortaklıkları – Araştırma İş Birlikleri Fonu’ tarafından desteklenmeye hak kazandı. Imperial College London ve Fibrobeton ile ortak yürütülecek RESIBUILD projesi, Türkiye’nin deprem bölgeleri için dayanıklı, dijital olarak üretilen ve sürdürülebilir evlerin entegre tasarımını sağlayan, yapay zekâ destekli bir yöntem geliştirmeyi amaçlıyor. Geçici evlerin entegre tasarımı için yapay zekâ destekli ilk ‘sanal mühendis’ aracının da geliştirileceği projenin, 1 yıl içerisinde tamamlaması planlanıyor.

    Geliştirilecek olan teknolojinin Türkiye’deki depremlerden etkilenen ve güvenli, kalıcı yaşam alanlarına ihtiyaç duyanlar için büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Sedef Kocakaplan Sezgin, “Ülkemizde yaşanacak olan bir afet ya da acil durum anında tasarladığımız yapılar büyük kolaylık sağlayacak. Yapılarımız; ahşap esaslı malzemelerden yapılan taşıyıcılar ve küçük ekipler tarafından kolayca monte edilebilecek şekilde kalıplanmış cam elyaf takviyeli beton (GFRC) panellerinden oluşacak. Kolay kurulup sökülebilir olmasının yanında güvenilir olması ile de acil durumlarda barınma sorununu çözmüş olacak. Ayrıca bu proje hem Türkiye’de hem de Birleşik Krallık’ta modüler konut tasarımı, üretimi ve montajı alanında bir araştırma programını başlatılmasında öncü olacak” dedi.

    Yapılarda, doğal malzeme kullanımı sayesinde emisyon olmayacağını belirten Kocakaplan Sezgin, “Projemizdeki amaç, emisyonu sıfıra indirerek hızlı kurulabilen, ihtiyaç sonlandığında ise kolay kaldırılabilen yapıların üretilmesini sağlamak. Bu kapsamda karbon emisyonunu sıfıra indirmek amacıyla ahşap malzeme ve cam elyaf destekli betonarme elemanları kullanacağız. Tasarlanacak yapay zekâ destekli aplikasyon ile kullanıcı nasıl bir yapı istediğini, odaların büyüklüğünü belirleyebilecek. Bir yıl sürecek olan projemiz kapsamında örnek olarak tasarlanan yapının deneylerini, Fibrebeton firması ile mart ayında gerçekleştireceğiz. Deneyde kiriş kolon birleşimi, yapının güvenliğinin sağlanması üzerine çalışacağız. Projemiz tamamlanıp, yapıların üretilmesiyle acil durumlardaki barınma sorununu hızlı bir şekilde ortadan kaldırmış olacağız” diye konuştu.

  • BTÜ öğrencileri TUSAŞ için üretecek

    BTÜ öğrencileri TUSAŞ için üretecek

    Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü öğrencileri, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Lift Up Sanayi Odaklı Lisans Bitirme Tezi Projesi’nde yer almaya hak kazandı. Son sınıf öğrencilerinden oluşan MateriaLynx ekibi “Isıl Koruma Malzeme/Kaplama/Film Teknolojisi Geliştirme” konulu proje adı altında, Türkiye’deki birçok başvuru arasından seçilen iki takımdan biri olma başarısı gösterdi. Rümeysa Yılmazyıldırım, Özgür Özcan, Elif Coşgun, Enes Malik Esen ve Mihriban Kaya’dan oluşan MateriaLynx ekibin akademik danışmanlığını, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Deniz Uzunsoy ve Doç. Dr. Cihan Kaboğlu, sanayi danışmanlığını ise TUSAŞ’tan Dr. Burhan Şahin üstleniyor.

    Öğrenciler projeleri kapsamında; havacılık sektöründe ihtiyaç duyulan yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla, hava araçlarında yangın riski taşıyan bölgeler için kullanılan ısıl koruma malzemelerine, alternatif bir tasarım üzerine çalışıyor. MateriaLynx ekibinin TUSAŞ için geliştireceği alternatif malzeme, yangın anında ateşin yayılmasını engelleyecek. Ayrıca yüksek sıcaklıkların diğer bölümlere geçişini önlemek için geliştirilecek yalıtım malzemesinin, mevcut sistemlerin sorunlarına çözüm getirmesi de hedefleniyor.

    Türkiye’nin savunma sanayisinde yerli ve yenilikçi çözümler geliştirme hedefine katkı sağlayan öğrencileri kutlayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Üniversitemizin kaliteli akademik kadrosu ve güçlü altyapısı ile beraber bizler, Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda üreten nesiller yetiştirmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencilerimizin, milli savunma sanayi tesisimiz olan TUSAŞ için malzeme üretecek olması gurur verici. Akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin böyle önemli projelerde yer almasını her zaman destekliyoruz. Bu kapsamda Türkiye genelinde TUSAŞ’tan projesi geçen 2 takımdan biri olma başarısı gösteren öğrencilerimizi gönülden kutluyorum. Siz yeter ki üretin biz her zaman yanınızdayız” dedi.

  • BTÜ Bursa OSB’yi depreme hazırlayacak

    BTÜ Bursa OSB’yi depreme hazırlayacak

    “Şehirle bütünleşen üniversite” ilkesiyle çalışmalarına yön veren Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) toplumsal sorunların yanı sıra sanayinin de problemlerine kulak vermeye devam ediyor. Uluslararası patentli zemin sıvılaşmasını önleyen bor katkılı malzeme buluşuna da imza atan BTÜ, bu kez sanayinin depremselliğini ele alacak çalışma başlatıyor. Bu kapsamda; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdullah Burkay ile bir araya geldi. Toplantıya; BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Bursa Organize Sanayi Bölge Müdürü Osman Yıldırım, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyübhan Avcı da katıldı.

    “OSB’de BTÜ’nün akademik aklına ihtiyacımız var”

    Organize sanayi bölgesinin depremselliğinin ele alındığı toplantıda konuşan, Bursa Organize Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdullah Burkay, bu konuda BTÜ ile iş birliği yapmak istediklerini vurguladı. Bursa OSB’nin 7 milyon metrekare alanı bulunduğunu belirten Abdullah Burkay, 6 şiddetinin üzerindeki bir deprem ihtimalinde maddi kaybın, Türkiye ekonomisinin 8’de 1’i kadar olacağını söyledi. Bu doğrultuda OSB’nin deprem açısından iyileştirilmesini istediklerini kaydeden Burkay, “OSB’de 1961-1975 arasında 2 milyon metrekareye yakın alanda bina yapılırken, 1975-1995 arasında 1 milyon 392 bin metrekare ve 1999 depremi sonrasında 3 milyon metrekare alanda bina inşa edildi. Burada deprem açısından ciddi risk potansiyeli söz konusu. Bu nedenle üretimi durdurmadan hem binaların hem de zeminin iyileştirilmesi için Bursa Teknik Üniversitesinin akademik aklına ihtiyacımız var” diye konuştu.

    “OSB’nin sorunlarına çözüm üreteceğiz”

    BTÜ olarak şehrin ve sanayinin sorunlarına çözüm olacak projelere imza attıklarını vurgulayan Rektör Naci Çağlar ise, “Üniversite olarak deprem konusunda yetkin durumdayız. Bu noktada da hem şehrimiz hem de Bursa OSB için her türlü desteğe hazırız. Hali hazırda akademisyenlerimizin geliştirdiği ve uygulamaya başladığı uluslararası patentli, bor katkılı enjeksiyon malzemesi ile sıvılaşabilir zeminlerin problemlerini mevcut yapılarda dahi çözebiliyoruz. Bunu, OSB zemininde de etkin bir şekilde kullanabiliriz. Zemin iyileştirmelerinin yanı sıra üst yapılardaki sorunların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin hazırlanması yönünde de gerekli analizleri üniversite olarak gerçekleştirebiliriz. Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra çözüm önerilerimizi sanayicimiz için sunacağız. ‘Üretim durmadan nasıl bir iyileştirmeye gidebiliriz’ sorusu üzerine düzenleyeceğimiz çalıştayla, OSB’mizi depreme hazır hale getirmek için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • BTÜ-MERLAB’ın çalışmaları takdir topluyor

    BTÜ-MERLAB’ın çalışmaları takdir topluyor

    Kalitesi, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından tescillenen MERLAB, bünyesinde barındırdığı cihazlarla “güvenilir test ve analizin adresi” olarak hizmetini sürdürüyor. MERLAB bünyesinde7 farklı laboratuvarda yüksek teknolojiye sahip 22 çeşit hassas analiz cihazı ve diğer yardımcı cihazlarla toplam 150 çeşidin üzerinde analiz yapılıyor. Merkezde; polimer, kauçuk, otomobil, havacılık, savunma, tekstil, çevre, gıda gibi birçok sektörün hammadde, ara ve son ürünlerin kalite kontrol analiz ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her yıl 250 civarı farklı müşteriye, 5 binin üzerinden analiz hizmeti sunuluyor. Akredite olan cihazlarıyla bölgede güvenilir ve kaliteli hizmet veren BTÜ-MERLAB’ı ziyaret edenler de çalışmaları büyük bir takdirle karşılıyor.

    13 parametrede akredite hizmet

    Farklı günlerde organize edilen programlara katılmak amacıyla BTÜ’ye konuk olan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez ve Savunma Sanayii Başkanlığı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş da BTÜ-MERLAB’ın yetkin laboratuvarlarını yerinde inceledi. BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın da eşlik ettiği ziyarette, Dönmez ve Karataş, MERLAB’ın hizmetleri hakkında detaylı bilgi aldı. Prof. Dr. Karataş ve Dr. Dönmez’e merkez hakkında bilgi veren MERLAB Müdürü Doç. Dr. Ahmet Aygün, “2015 yılında faaliyete başlayan laboratuvarımız, 2022’den itibaren birçok alanda akredite test/deney hizmeti veriyor. Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığından 62 milyon TL tutarında proje bütçesi aldık. BTÜ-MERLAB test ve analiz hizmetlerini, laboratuvar akreditasyonu standardının gerekliliklerine uygun olarak sürdürüyor. Bu noktada 13 parametrede akredite hizmet veriyoruz” dedi.

    7 farklı laboratuvarda 150 çeşit analiz

    Merkezde bulunan laboratuvarlar hakkında bilgi veren Doç. Dr. Aygün, gaz geçirgenlik analizi hizmetini bir süredir vermeye başladıklarını da belirterek, “Mikroskop ve Yüzey Analiz Laboratuvarı, Termal Analiz Laboratuvarı, Kromatografi Laboratuvarı, Spektroskopi Laboratuvarı, Numune Hazırlama Laboratuvarı, Kauçuk Plastik Test Laboratuvarı, Karayolları Malzemeleri Test Laboratuvarı olmak üzere 7 farklı laboratuvarda toplam 150 çeşidin üzerinde analiz yapılıyor. DMA, TGA, DSC, SEM, XRD, AFM, GCMS, LCMSMS, HPLC, FTIR, UV-VIS, renk spektroskopi, HDT-VICAT ve MFI, ozon, xenon, floresans, ısı ve nem şartlarında yaşlandırma test cihazlarımız, hem özel sektörden hem de kamudan büyük talep görüyor. Öyle ki toplam gelirimiz bir önceki yıla göre 3 kat artış gösterdi” dedi.

    Çalışmalara konuklardan tebrik geldi

    Bursa Teknik Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nın donanımlı cihazlarıyla özel sektör ve kamuya hizmet vermesinin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karataş ve Dr. Dönmez, kurumlarının ihtiyaçları olması halinde MERLAB’dan yararlanacaklarını ifade etti. MERLAB’ın akredite olmasının merkezi bir adım öne çıkardığını ifade eden konuklar, tüm ekibi çalışmalarından dolayı kutladı.

    Rektör Çağlar: Sanayi MERLAB’ı tercih ediyor

    Ziyaretleri için Prof. Dr. Karataş ve Dr. Dönmez’e teşekkür eden Rektör Naci Çağlar ise “MERLAB, akredite olmuş cihazları dolayısıyla büyük talep görüyor. Merkezimiz bünyesindeki cihazlarımızın boş kaldığı gün yok. Doktoralı uzman personelimiz tarafında test sonuçlarıyla ilgili yorumları da müşterilerimiz ile paylaşıyoruz. Analiz sonuçlarının doğru yorumlanarak yazılması da önemli olduğu için sanayifirmaları da akademisyenler de MERLAB’ı tercih ediyor. Merkezimizin güçlendirilmesi için bizler de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.

  • BTÜ’de şiirler Filistin için okundu

    BTÜ’de şiirler Filistin için okundu

    Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da düzenlenen etkinliğe BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Genel Sekreter Selim Uzun, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Naci Çağlar, 7 Ekim 2023’den bugüne kadar İsrail tarafından 44 bin Filistinlinin şehit edildiğini vurgulayarak, “401 gündür İsrail’in gaddarlığı, vahşeti sınır tanımaksızın devam ediyor. Bu katliam karşısında bizlerin de hayatının normal olmaması gerekiyor. Bugün öğrenci topluluklarımız tarafından gerçekleştirilen program, bu konuda farkındalığı artırmak açısından çok önemli. Çünkü kültür ve sanat, toplumu bir arada tutan bir argüman olurken, şiir de en güçlü silahlarımızdan bir tanesi. Bugün,şairlerimizin Gazze için kaleme aldığı şiirlerden seçkileri dinleyeceğiz. Bu vesileyle tüm şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyor, bu vahşetin bir an önce son bulmasını temenni ediyorum” dedi.

    Rektör Çağlar’ın konuşmalarının ardından Bursa Teknik Üniversitesi ve Gülçiçek Hatun İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Gazze için şiirlerini okudu. Mehmet Akif İnan’dan Mescid-i Aksa, Nuri Pakdil’den Anneler ve Kudüsler, Arif Ay’dan Kudüs Konuşuyor, Dursun Ali Erzincanlı’dan Ben Kudüs’üm gibi şiirler, öğrenciler tarafından Filistin direnişçilerine armağan edildi.

  • BTÜ Konuşmaları’nın konuğu yazar Zeynep Merdan oldu

    BTÜ Konuşmaları’nın konuğu yazar Zeynep Merdan oldu

    Alanında uzman isimleri her çarşamba günü Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencileriyle buluşturan BTÜ Konuşmaları’nın 3’ncü sezon 24’ncü bölüm konuğu, Yazar Zeynep Merdan oldu.

    Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleştirilen programa; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Genel Sekreter Selim Uzun, akademisyenler ve öğrenciler de katıldı. “Kariyer ve Kendilik Cesareti” başlıklı konuşmasıyla Merdan;gerçek benliği bulmak, hakiki arzu, varoluş imkânları gibi konulardan bahsetti. Felsefe, psikoloji, sosyoloji ve edebiyatın dünyaca ünlü isimlerinin hayat hikâyelerinden ve benliğe bakış açısından örnekler veren Merdan, insanın kimliğini seçmesinin ve gerçek benliğini bulmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Benliği tanımlamanın çok farklı boyutları olduğunu kaydeden Yazar Merdan, “Kimdir ben sorusunu sorarken bunun, felsefik, sosyolojik, psikolojik ve edebi yönü vardır. Biz, bize verili olan pek çok şeyi kendimiz seçmedik, cinsiyet, din, dil, ırk Bunların hiçbiri ben değildir, sadece benimizden birer parçadır. İnsanın ideolojik görüşü ya da doğduğu yer ile tanımlanması, onun kimliğini
    tanımlamaya yetecek şeyler değildir” diye konuştu.

    Kimlik inşası için bedel ödemeliyiz

    Benlik meselesinin kimlik tarafına değinen Zeynep Merdan, sosyal kimlik kuramlarından bahsederek, “Biz istesek de istemesek de bir kimliğimiz var. Ancak bir kimlik inşası için yadırganmamız, bedel ödememiz, dışlanmamız gerekir. Çünkü kendi olma hikâyemizin meşakkatli yolları vardır. Bunun için ilk olarak şu soruları sormanız gerekir ‘ben kimim, dünyada neden varım, ne istiyorum?’ Bu sorulara yanıt bulmamız çok önemli. Çünkü kendimizi yanlış tanımladığımızda boşuna yaşamış oluyoruz. Kimliğimizi öyle bir seçmeliyiz ki özgün ve otantik tarafı olmalı” ifadelerini kullandı.

    Tasarlanmış benlikler ortaya çıktı

    Çoğu insanın seçilmiş değil verilmiş kimliğiyle yaşadığını vurgulayan Merdan, “Bu anlamda insanlar kendilerini nasıl tanımlamalı? Kendisine verilen özellikleriyle mi yoksa bunların ötesinde kendisine kazandırdığı yeni şeylerle mi tanımlamalı” diye konuştu. Günümüzde tasarlanmış kimliklerin arttığını belirten Zeynep Merdan, “Sosyal medyanın etkisiyle tasarlanmış benlikler ortaya çıktı. Bir şablon var ve herkes o şablonu kuşanıyor. Otantiklik, özgünlük yok. İşte bu kimlikler inşa edilmiş değil tasarlanmış kimliklerdir. Burada bir tarz olmadığı için istikrar da yok. Bir şey tasarlanıyor ve öyle olmanız isteniyor. Bunlar da sanal personalar ve yaralı kimlikleri doğuruyor” dedi.

    Benlik için konfordan vazgeçmeliyiz

    İnsanların kendi olamamasının en önemli nedeninin konforundan vazgeçmemek olduğunu aktaran Merdan, “Kendimiz olmak için meşakkatli yollardan geçmemiz gerekiyor. Ancak insanlar bu yolu değil de konforlu yolu seçiyor. Biz konfor isterken aslında kendimiz olmayı kaçırıyoruz. Kendimiz olmak istiyorsak bedel ödemeliyiz, konformist tarafımızı törpülemeliyiz” şeklinde konuştu.

    Hakiki arzusunu bulan insan en talihli insandır

    Hayatta hakiki arzunun peşine düşmenin öneminden de bahseden Zeynep Merdan, “Hakiki arzu, birkaç aydır değil yıllarca istediğiniz tutkulu, uzun bir süreçtir. Onun için harcadığınız bir zaman sermayesi, emek vardır. Genelde insanlar, başkalarının arzularını arzularlar. Ancak önemli olan; gerçeği, sizin istediğiniz arzuyu bulmanızdır. Unutmayın ki hakiki arzusunu bulan insan en talihli insandır. Çünkü kendisini var edecek tutkusunu bulmuştur” dedi.

    Orwell kendi olma cesareti gösterdi

    George Orwell’ın komiserlik mesleğini bırakarak gerçek arzusu olan yazarlığı seçtiği örneğini de veren Merdan, “Orwell’ı bugün anmamızın tek nedeni kendi olmaya cesaret göstermesidir. Çünkü onunki aslında bir kendi olma hikâyesidir. İşte Orwell gibi iz bırakmak istiyorsak, kendimiz olmaya cesaret etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • BTÜ’de diyabet hastalarına özel gıda kaplaması geliştirildi

    BTÜ’de diyabet hastalarına özel gıda kaplaması geliştirildi

    Bursa Teknik Üniversitesi akademisyenleri hazırladıkları, geliştirdikleri ve hayata geçirdikleri ulusal ve uluslararası çaplı projelerle pek çok sorunun çözümcüsü olmaya devam ediyor.

    Bu kapsamda sektörlere ve topluma yönelik projeler geliştiren BTÜ’lü akademisyenler bu kez diyabet hastaları ve şeker hassasiyeti olan bireyler için harekete geçti. TÜBİTAK 1002-A kapsamında desteklenen “Dut Yaprağı (Folium Mori) Ekstraktından Yenilebilir Fibroin Bazlı Kaplama Geliştirilmesi ve Taze Meyvelerde Uygulanarak In-Vitro Antidiyabetik ve Antimikrobiyal Aktivitesinin Araştırılması” başlıklı proje ile yenilebilir kaplama materyali geliştirildi. Yürütücülüğünü Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel’in üstlendiği proje ekibinde, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Adnan Fatih Dağdelen ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Yasemin Şahan bulunuyor.

    Taze meyveye raf ömrü etkisi araştırılacak

    Proje hakkında bilgi veren Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel, “Yenilebilir ambalaj malzemelerine, antidiyabetik özellik kazandırmak amacı ile dut yaprağı ekstresi dâhil edilmesiyle yenilebilir ambalajlar konusuna yeni bir yaklaşım getirdik. Kaplanan meyvelerin antidiyabetik özelliğinin yanı sıra kaplandığı ürünün kalite özellikleri araştırılacak ve ilgili uygulamanın taze meyvede raf ömrü üzerine etkisi değerlendirilecek” dedi.

    Çözelti ile ürün kaplanacak, şeker oranı düşecek

    Dut yaprağının içeriğindeki bileşenlerin antidiyabetik özelliklere sahip olmasından dolayı, bu bileşenlerin ipek kozasındaki proteinler ile birleştirilerek bir kaplama materyali geliştireceklerini belirten Kıraç Demirel, “Bu kaplama çözeltisi içerisine meyveler daldırıldığında yüzeyleri kaplanabiliyor ve bu sayede üzüm gibi meyvelerdeki şekerin, diyabet hastaları tarafından sorun yaşanmadan tüketilecek hale dönüşmesi sağlanabiliyor” ifadelerini kullandı.

    Laboratuvar çalışmaları başarılı

    Çalışmanın laboratuvar aşamasında ön denemelerin başarılı sonuç verdiğinin altını çizen Proje Yürütücüsü Fatma Tuba Kıraç Demirel, “Projemiz tamamlandığında, üzüm, hurma gibi glisemik indeksi yüksek meyveleri, diyabet hastası veya şeker oranına dikkat eden bireyler, üzerine kapladığımız materyal sayesinde şekeri fazla yükselmeden tüketmiş olacak. Projemiz meyve, meyve bar ya da şeker oranı yüksek farklı bir gıdaya da rahatlıkla uygulanabilecek” dedi.

    Patent başvuruları yapıldı

    Araştırma Görevlisi Fatma Tuba Kıraç Demirel, kaplama materyalinin yanında bir de yenilebilir film üreteceklerini belirterek, ürünlerle alakalı patent başvurusunda bulunduklarını belirtti. Kıraç Demirel, projenin özel beslenme gereksinimi olan bireyler için büyük fayda sağlayacağını umduklarını ifade etti.

  • “Dünyadaki tüm güvenlik politikalarının ana unsurunun enerji”

    “Dünyadaki tüm güvenlik politikalarının ana unsurunun enerji”

    Mete Yarar, savunma sanayiinin devletlerin ilgi ve etki alanı çerçevesinde değerlendirilmesinin daha anlamlı olacağını belirterek devletler arasında diplomasinin önünün açık olmasının temel dayanak olduğunu, her ülkenin ilgi duyduğu bir ya da birkaç coğrafi alanın bulunduğunu ifade etti. Bu alanların sadece ilgi duyulan alan olarak kalmayıp etki alanı haline gelmesinin de devletlerin siyasal, ekonomik ve askeri güçleriyle doğrudan ilişkili olduğunun altını çizerek devletlerin sahibi oldukları savuma sanayisinin de etki alanlarının sınırlarını belirlediğini vurguladı. Özellikle kuvvet aktarmanın, etkinin üretimi için önemli olduğunu belirten Yarar, dünyadaki tüm güvenlik politikalarının ana unsurunun enerji olduğunu da sözlerine ekledi.
    Yarar konuşmasının devamında, Türkiye’nin, dünyanın 17’inci büyük ekonomisi olduğunu aktardı. Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri ile dünyanın ilk 8 ülkesi içerisinde bulunduğunu eğitim, genç nüfus ve diğer oranlara bakıldığında ise Türkiye’nin dünyanın ilk 10’unda yer aldığına bildiren Yarar, “Potansiyel anlamında Türkiye’nin liderliği buradan geliyor. Milli güç kavramları dikkate alındığında Türkiye ilk 8 de. Bu şu anlama geliyor Türkiye uluslararası alanda bir sorununu çözebilme yeteneğine sahiptir. Eğer doğru dinamikleri harekete geçirebilirse ilk 5’e girmemesi için neden yok” dedi.

    Savunma sanayiinin diplomasiye kullanabileceği enstrümanları sunduğunu belirterek konuşmasına devam eden Yarar, dünya ile ilgili olarak çizdiği, 4 ila 5 yılı kapsayan ve kısa dönem olarak adlandırdığı bir perspektifi de katılımcılar ile paylaştı. Güvenlik politikaları uzmanı Yarar, dünya genelinde süregelen ve ekonomiden sanata kadar her alanda görülen devletler arasındaki savaşlarda, sıcak çatışmaların artacağı bir dönem yaşanacağını söyledi. Özellikle de ABD ve Çin arasında dünya liderliği üzerinden bir güç çatışması yaşanacağını bildirdi. Bu çatışmanın sonucunda ise 2030 yılına kadar küresel liderlik değişiminin yaşanacağını da bir öngörü olarak sundu. Bu öngörüsünü de “Dünya üretimin merkezi Çin’e kaymıştır. Üreten her zaman dünya lideri olur” diyerek pekiştirdi. Rusya – Ukrayna savaşının küresel bir boyuta taşındığına da değinen Yarar; “Kuzey Kore 20.000 asker ile bölgededir. Çin, Belerus’a yerleşmiştir. Ama Ukrayna ile savaştıklarını değil, terör ile savaştıklarını bildirmekteler. Dünya savaşı çıktığında bir tek üreten ülkeler ayakta kalır. Bu nedenle savunma sanayisinin gelişmiş olması önemlidir. Bir ülke olarak bir başka ülkenin arkasında durabilecekseniz ve bunu diğer ülkelere gösterebilecekseniz, güç odağı haline gelebilirsiniz. Türkiye, Libya’da, Karabağ’da, Suriye’de bunları göstermiştir. Çünkü söylediğinin arkasında duran bir ülke olarak Türkiye, bir güç odağı olarak konumlanmıştır” dedi.

    Savunma sanayiinin diplomasiye desteğine vurgu yapan Yarar; “Silah yenecek bir meta değil, ama üzerinde yaşanacak bir vatan verir” diyerek konferansını sona erdirdi. Akademisyen ve öğrencilerin ilgiyle takip ettiği konferans, Türk Dünyası Öğrencileri Topluluğu, Diplomasi ve Dış Politikalar Topluluğu ve Ekoturizm Topluluğu tarafından organize edildi.

  • BTÜ’de genişletilmiş akademik kurul

    BTÜ’de genişletilmiş akademik kurul

    Toplantı, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın sunumuyla başladı. Rektör Çağlar, Bursa Teknik Üniversitesini; öğrencilerini merkeze alan, araştırma ve geliştirme odaklı, sanayiyi güçlendiren sanayiden güç alan, şehir ve toplumla bütünleşen, uluslararası bilinirliği ve görünürlüğü yüksek bir üniversite olma hedefiyle yoluna devam eden genç, dinamik ve yenilikçi bir üniversite olarak tanımladı. Rektör Çağlar, sözlerinin devamında ise gerçekleştirilen çalışmaları ve BTÜ’nün orta ve uzun vade hedeflerini katılımcılarla paylaştı.

    Terfi alan ve üniversite bünyesine yeni katılan akademisyenleri tebrik eden Rektör Çağlar, gelecek dönemde üniversitenin tüm birimlerinde önemli gelişme yaşanacağını bildirdi. Pek çok alanda ilkleri ortaya koyduklarını dile getiren Rektör Çağlar, BTÜ Kariyer Gelişimi ve Uygulama Merkezi (BUKAGEM) tarafından özgün olarak geliştirilen BTÜ Kariyer Modeli’nin de bunlardan biri olduğunu söyledi. Yine bu çerçevede bu yıl ilk kez düzenlenen BTÜ Kariyer Fuarının da (BTÜKAF) sektörlerinde öncü çok sayıda kuruluşun katılımı ile başarı ile gerçekleştirildiğini aktardı.
    Sunumunda BTÜ’nün öğrenci merkezli bir üniversite olduğunu ifade eden Çağlar, Engelsiz Üniversiteler Ödülü’nün 2024 yılında ilk defa alındığı bilgisini akademisyenler ile paylaştı. Üniversite yerleşkelerinde bulunan sosyal alanları geliştirme çabası içerisinde olduklarını kaydeden Çağlar, Mimar Sinan Yerleşkesinde yeni bir eğitim binasının inşaatına başlandığı müjdesini de verdi.
    Prof. Dr. Çağlar, BTÜ’nün araştırma üniversitesi olma yolundaki azminin her sene daha da artarak sürdürdüğünü vurgularken, üniversitede yapılan bilimsel araştırmalar ile iki farklı buluşun uluslararası patent kuruluşlarınca tescilinin gerçekleştiğini kaydetti. Amerika Birleşik Devletleri ve AB ülkeleri nezdinde patent başvurusu yapılan 7 farklı buluşun ise halen değerlendirme sürecinde olduğunu da sözlerine ekledi.

    Robotik ve akıllı sistemler alanında altı farklı alanda Ar-Ge ve yazılım çalışmaları yürüttüklerini aktaran Rektör Çağlar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısında da iki yıl üst üste destek alma başarısı göstererek BTÜ’nün toplam 27 projenin ikisini Bursa’ya kazandırdığını vurguladı. Öğretim üyelerinin geliştirdiği projeler ile BTÜ’nün Ar-Ge proje desteklerinde 39. sıraya yükseldiğini belirten Rektör Çağlar, her yıl bir önceki yılın üzerine çıkma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz dedi.

    BTSO konseyleri ve iş dünyasının tüm sektör STK’ları ile işbirliği amacıyla düzenli toplantılar gerçekleştirdiklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ‘Sorun Çözüm Pazarı’ formatı ile sektörlerin Ar-Ge ve üretim faaliyetlerine destek olmak üzere bilimsel çalışmalar üretmek ve Avrupa Birliği projeleri geliştirmek üzere çalışıyoruz. Benzer şekilde bünyemizdeki Merkezi Araştırma Laboratuvarı MERLAB ile de firmaların ihtiyaç duyduğu test ve analiz hizmetlerini akredite cihazlarımızla hızlı ve düşük maliyetler ile karşılayarak sektörlere ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz” dedi.

    Şehrin ve yakın bölgenin tek teknik üniversitesi olmalarına rağmen sosyal alanlara da odaklandıklarını aktaran Rektör Çağlar, geliştirdikleri çalışmalar ile BTÜ’nün toplumun tüm kademelerine dokunan bir yapıya kavuştuğunu söyledi. “Gelecekte nasıl bir BTÜ görmek istiyorsunuz?” sorusuna cevap aramak üzere tüm paydaşların katılımıyla Nisan ayında Arama Konferansı düzenlediklerini belirten Rektör Çağlar; “Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’ın da katılımı ile gerçekleşen konferansta paydaşlarımızın geliştirdiği fikirleri sonuç raporu ile yayınladık. Üniversitemizi geliştirirken paydaşlarımızın fikirlerini yönetim el kitabı olarak değerlendiriyoruz” dedi.

    Yerel belediyeler iş birliğiyle “AB Proje Fikri Geliştirme Çalıştayları” düzenlediklerini aktaran BTÜ Rektörü Çağlar; “Paydaşlarımızın sorunlarına çözümler üretmek ve iş süreçlerini iyileştirmek üzere öğretim üyelerimizi belediye yönetici ve çalışanları ile bir araya getiriyor ve proje fikirleri geliştiriyoruz. Bu format ile temel hedefimiz, ortaya konan fikirlerden Avrupa Birliği projeleri geliştirmek ve hem belediyelerimize ve halkımıza hem de ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktır” dedi.

    Sadece Bursa’da ve Türkiye’de değil tüm dünyada tanınan bir üniversite olma yaklaşımı ile çalıştıklarını dile getiren Rektör Çağlar; “Destek aldığımız ve yürütücüsü olduğumuz 2 ayrı Horizon Europe projesi, Erasmus KA2, K131 ve K171 projeleri ile toplamda 30’a yakın ülkeden 100’ün üzerinde üniversite ile ortak çalışmalar yürütmekteyiz. Bu yıl Erasmus KA171 yükseköğretimde hareketlilik projelerinde aldığımız 38 destek ile Türkiye 2.’si olduk. Benzer şekilde Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’ndan aldığımız destekler ile farklı ülkelerden paydaş üniversiteler ile ortak bilimsel projeler yürütüyoruz” dedi.

    Türkiye Yüzyılı inşası için yetiştirdikleri mezunların, kamu ve iş dünyasında nitelikli çalışanlar olarak istihdam edildiğini vurgulayan Rektör Çağlar “Eğitim, Ar-Ge ve toplumsal katkı alanlarındaki tüm faaliyetlerimizde her yıl bir öncekinden daha ileriye gitmek üzere ve ülkemizin gelişimine katkı koyma hedefiyle çalışıyoruz. Bu çalışmalarda büyük emek veren tüm personelimize çok teşekkür ediyorum. Birlikte güçlüyüz, birlikte başarıyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

    BTÜ 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Genişletilmiş Akademik Genel Kurulu; Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık, Prof. Dr. Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç ve Genel Sekreter Selim Uzun’un katılımcıların görüş ve önerilerini dinleyerek soruları cevaplamaları ile sona erdi.

  • BTÜ öğrencilerinden TUSAŞ’a yapılan terör saldırısına tepki

    BTÜ öğrencilerinden TUSAŞ’a yapılan terör saldırısına tepki

    Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki merkez yerleşkesine teröristlerce yapılan hain saldırıya, Bursa Teknik Üniversitesinden tepki geldi. BTÜ Uzay Havacılık ve Savunma Sanayii ile Makine Teknolojileri Robot ve Otomasyon Toplulukları öncülüğünde BTÜ’lü öğrenciler, yaptıkları basın açıklamasıyla terör saldırısını kınadı. Öğrencilerin düzenlediği tepki açıklamasına; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, ASKON Bursa Şube Başkanı Emre Yıldız ve yönetim kurulu üyeleri ile üniversite personeli de destek verdi. Basın açıklaması, saldırıda hayatını kaybeden şehit ve gaziler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.

    “Bu yoldan dönmeyeceğiz”
    Öğrenciler adına konuşmasını yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Zeynep Aktürk, “23 Ekim 2024 tarihinde TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısını kınıyoruz. Bu hain saldırıda şehit olan tüm vatan evlatlarına Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Bizler vatan savunmasının eli kalem tutan neferleri olarak, ordumuzun ve kolluk kuvvetlerimizin ayaklarına taş değmemesi için bu yoldan dönmeyeceğiz” diye konuştu.

    “Daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz”
    Türkiye Cumhuriyetini ve Türk istiklalini muhafaza ve müdafaa etme sorumluluğunu her zamankinden daha fazla hissettiklerini dile getiren Zeynep Aktürk, “Mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temeli olan bu amaçta, bize engel olmak isteyen dâhili ve harici bedhahlara geçit vermeyecek, daha fazla çalışacak ve daha fazla üreteceğiz. Yüce Türk milletimizin başı sağ olsun. Ne mutlu Türküm diyene” şeklinde konuştu.