Etiket: btü

  • Bursa’da üniversiteler kuraklık ve su krizine çözüm arayacak

    Bursa’da üniversiteler kuraklık ve su krizine çözüm arayacak

    Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Bursa Uludağ Üniversitesi ve Mudanya Üniversitesi katkılarıyla 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla konferans gerçekleştirildi. Son zamanlarda iklim değişikliği nedeniyle Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde görülen kuraklık ve su krizine Bursa’daki üniversiteler çözüm arayarak rapor hazırlayacak.

    İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Depremin hemen ardından Adıyaman ve Şanlıurfa’da bir sel felaketi ile karşılaştık. Benzer şekilde su kıtlığı, kuraklık ve suyun verimli kullanılması ile ilgili kurumsal farkındalık anlamında burada önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz” şeklinde konuştu.


    Bursa sudan ibaret sözü 400 yıl önce söylendi

    Konferansta koşma yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Beni eleştirmeye kalkan başka siyasi partilerden yöneticiler şunu ifade ediyor, ‘Evliya Çelebi demiş ki Bursa sudan ibaret’. Evliya Çelebi bunu dediğinde bundan 400 yıl önceydi. Bursa’nın nüfusu 30 bindi. Bursa’da bir tane sanayi kuruluşu yoktu. Bugün Bursa’da 18 tane organize sanayi bölgesi, binlerce fabrika var ve suyla üretim yapan birçok fabrika var. Dolayısıyla geçilen bu 400 yıllık süreçte Bursa çok badireler atlattı. Gelişmişlik için ekonomi ve sanayi şart. Biz hemen İstanbul’un yanında çok önemli bir lokasyonda ciddi bir üretim kabiliyeti olan bir şehiriz” açıklaması yaptı.


    Programın birinci oturumunda “Su Kaynakları Yönetimi ve Doğal Afetler” konulu panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Sinan Uyanık üstlenirken Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yakup Karaaslan, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Yenigün, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feza Karaer konuşmacı olarak katıldı.


    Programın devamında “Kuraklık ve Susurluk Havzası Su Kaynakları” konulu panel düzenlenirken panelin moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün üstlendi. BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, DSİ 1. Bölge Müdürü Murat Şayan, Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Egemen Aras, İTÜ Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Dabanlı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Dr. Orhan Solak, bir yazım firması yöneticisi Serhan Aldoğan ve TEMA Bursa İl Temsilcisi Şaban Uyar konuşmacı olarak katıldı.

    Program sonrası katılımcılar, Bursa’da yaşanan su sorununun çözümü üzerine ortak rapor hazırlayacak.

  • BTÜ Öğretim Görevlisinden deprem fotoğraf sergisi

    BTÜ Öğretim Görevlisinden deprem fotoğraf sergisi

    Deprem farkındalık fotoğraf sergisi, 25 yıldır fotoğraf ile iç içe olan Alper Keskin’in, deprem bölgesinde çektiği 2 bin 500’ün üzerinde kare arasından seçilerek oluşturuldu. Keskin; hasarlı binalardan arama-kurtarma çalışmalarına, enkazlar arasındaki kişisel eşyalardan, yıkıntılar içinde oluşmuş yaşam üçgenlerine, zarar görmüş tahıl ambarlarından antik kalıntılara kadar çok sayıda fotoğraf çektiğini belirterek, sergi ile izleyicilerde depremle birlikte yaşama farkındalığı uyandırmayı hedeflediğini dile getirdi. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) delegesi olan ve halen Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) başkan yardımcılığını yürüten Alper Keskin birçok fotoğraf yarışmasında da jüri olarak görev aldı.


    Kahramanmaraş merkezli depremlerin sebep olduğu yapı hasarlarını incelemek amacıyla BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar başkanlığında iki ekip; Hatay, İskenderun, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş Gölbaşı, Pazarcık, Türkoğlu, Adıyaman, Malatya ve Elbistan’da saha çalışmalarında bulundu. BTÜ öğretim üyelerinin bölgedeki araştırmalarını içeren “Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu” basın toplantısı ile kamuoyuna sunuldu. Öğretim görevlisi Alper Keskin’in bölgede çektiği karelerden oluşan deprem farkındalık fotoğraf sergisi, basın toplantısı ile eşzamanlı olarak açıldı.

    Arama kurtarma çalışmalarını ve ilk aşamada gereken acil koordinasyon işlemlerini aksatmamak için depremden bir hafta sonra bölgeye intikal ettiklerine değinen Keskin; Adana, İskenderun, Hatay, Gaziantep, Türkoğlu, Kahramanmaraş, Pazarcık, Gölbaşı ve Adıyaman’da incelemelere katılarak fotoğraflar çektiğini söyledi. “Bölgeye gitmeden önce, depremden etkilenen öğrencilerimizle kurduğum temaslar ve medyadan gördüklerimle nasıl bir ortamla karşılaşacağımı az çok tahmin edebiliyordum.” diyen Keskin, ziyaret ettikleri tüm il ve ilçelerde farklı oranlarda hasarlar gözlemlediklerini ama özellikle şehir girişinden itibaren Hatay’da yıkımın boyutu karşısında etkilenmemenin ve çaresiz hissetmemenin mümkün olmadığını vurguladı. Deprem bölgesinde fotoğraf çekmenin farklı zorlukları olduğuna da dikkat çeken Keskin, “Enkaz alanları ve yıkıntılar arasında fotoğrafa odaklanırken bir yandan arama-kurtarma ekiplerine engel olabilecek davranışlara diğer yandan olması muhtemel artçı sarsıntılara dikkat etmeniz gerekiyor. Hayatlarının en zorlu sürecini yaşayan depremzedeleri görüntülemek ise özel bir hassasiyet ile empati kurabilmeyi gerektiriyor.” dedi.


    Bölgede 2 bin 500’ün üzerinde fotoğraf çekti

    Bölgede geçirdiği üç tam gün boyunca bina hasarları, kolonlar, kirişler, yapı elemanları gibi teknik detaylarla birlikte 2 bin 500’ün üzerinde fotoğraf çektiğini belirten Keskin, Türkiye’nin deprem riski taşıyan diğer şehirlerinde yaşayanlarda farkındalık uyandıracak, yıkıcı etkiyi göstererek dersler alınmasını sağlayacak kareler çekmeye çalıştığını vurguladı. Keskin ayrıca muhtemel deprem anında nerelere sığınarak yaşam üçgenlerinden faydalanabileceğimizi bire bir gösteren fotoğraflar çekmeye çalıştığına da vurgu yaptı.

    Lisans eğitimi sırasında başladığı fotoğraf çekmeye, çeyrek asrın üzerinde bir süredir devam ettiğini belirten Keskin, insanları zor dönemlerinde fotoğraflamanın hassas noktaları olduğuna değindi. “Sosyal-belgesel fotoğraflar çekerken depremzedelerin mağduriyetlerini doğrudan yansıtan karelerden uzak durmaya çalıştım” diyen Keskin, “Hatay ve Kahramanmaraş’ta iki farklı enkazda arama-kurtarma çalışmalarını görüntüledim. Özellikle Maraş’ta depremin sekizinci gününde, enkaz altındaki yakınlarından haber almak için ekiplerle birlikte çalışan depremzedelerin durumunu görmek ve bu ortamı fotoğraflamak duygusal açıdan kolay değildi. Fotoğraflarının çekilmesini istemeyenleri ya da benim varlığımdan rahatsızlık duyduğunu belli edenleri kadrajıma almadım. Enkaz alanlarındaki obje ve eşyaların çekimlerinde ise belgesel fotoğrafçılık ilkeleri istikametinde, hiçbir şeye dokunmadan sadece uygun açıdan doğru kadrajlar oluşturarak çektim.” ifadelerini kullandı.


    Fotoğrafları izleyenlerin deprem konusunda farkındalığı artıyorsa serginin amacına ulaşmış olacağını vurgulayan Alper Keskin; “Özellikle Bursa ve İstanbul başta olmak üzere tüm riskli şehirlerimizde, coğrafyamızın bir doğa olayı olan güçlü depremlerle yaşama bilincine ulaşmamız gerekiyor. Deprem öncesi gerekli tedbirleri bir an önce almak, deprem sırası ve sonrasında yapılabilecekleri planlama farkındalığını arttırabilmek umuduyla Üniversitemizdeki süresi sonrasında sergimi BUFSAD çatısı altında ve devamında şehrimizin çeşitli galerilerinde halkımızla buluşturmak istiyorum. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Bursa Teknik Üniversitesi ekibine beni de davet eden ve farkındalık fotoğraf sergisi fikri ile bu çalışmanın gerçekleşmesini sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar’a teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

  • BTÜ’nün kadınları unutulmadı

    BTÜ’nün kadınları unutulmadı

    Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salonda gerçekleşen etkinlikte söz alan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, aile ve toplumun temel yapı taşı ve geleceğin umudu olan kadınlarımızın ve kadın çalışanlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Kadınların, sınırsız sevgisi, hoşgörüsü, fedakârlığı ile kutsal annelik görevinin yanı sıra üstlendikleri roller ile bilimden sanata, spordan edebiyata, siyasetten çalışma hayatına kadar her alanda büyük çaba ve başarılar gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Naci Çağlar, “Bu duygu ve düşüncelerle, BTÜ’de görev yapan kadın akademik ve idari personellerimiz ile ülkemiz ve dünya kadınlar bizler için çok değerli” diye konuştu.


    İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İpek Beyza Altıparmak ise, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihçesi 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Bu mücadelenin ilk adımları günümüz dünyası için kulağa son derece makul gelen insani çalışma şartlarının sağlanması talebiyle başlamıştır. Özellikle 1800’lü yıllarda uzun çalışma saatleri, sağlıksız ve güvenliksiz çalışma şartları hem kadın hem de erkek işçiler için geçerli olmuştur.

    8 Mart 1857’de New York’taki bir dokuma fabrikasında çalışan işçilerin başlattığı grev neticesinde hayatını kaybeden 129 kadın işçi bu anlamlı günün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına vesile olmuştur. Ülkemizde ilk kez 1921 yılında Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 Mart yaygınlaşması, 70’li yıllarda gerçekleşmiştir. Bugün hem Türkiye hem de dünyada, kadınların ekonomide, iş hayatında, sanatta, sporda daha çok yer almasının da etkisiyle, 8 Mart iş dünyasının ve markaların da sahiplendiği bir kimlik kazanmıştır” şeklinde konuştu.
    Etkinlik, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın kadın çalışanlara hediye takdimiyle sona erdi.

  • BTÜ’lüler karidesin raf ömrünü uzatacak

    BTÜ’lüler karidesin raf ömrünü uzatacak

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Türker Sarıcaoğlu’nun (sol 2) yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Bitki bazlı biyoaktif bileşik kullanarak karides (Litopenaeus vannamei ve Macrobrachium rosenbergii) raf ömrünün uzatılması için yenilikçi nanoteknoloji yaklaşımı” başlıklı projeye, Türkiye dışında iki Uzak Doğu ülkesi ve bu ülkelerde yer alan altı üniversite ve kurumun bilim insanları katkı sağlayacak.

  • ‘Her gencin bir şarkısı olmalı’

    ‘Her gencin bir şarkısı olmalı’

    Bir üniversite işbirliğinde üniversite ve lise gençliğinin müzik kültürüne katkı sağlamak, Türk müziğine ilgi ve gelişimini desteklemek amacıyla geliştirilen proje etkinliğinde Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Ses Sanatçısı Recep Alper Çevirel sahne aldı. Türk Müziği Konseri üniversitenin salonunda gençlerle birlikte seslendirilen şarkı ve türkülerle icra edildi.
    Konser sonunda üniversite Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürü Muhterem Çevik, Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Ses Sanatçısı Recep Alper Çevirel’e hediye ve çiçek takdim etti.

  • BTÜ yüzlerce takımı geride bıraktı

    BTÜ yüzlerce takımı geride bıraktı

    Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Dolunay Takımı Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 3-5 Haziran tarihleri arasında İTÜ Tuzla Kampüsü’nde düzenlenen 2022 Roboik İnsansız Su Üstü Prototip Araçlar Yarışmasında yüzlerce takımı geride bırakarak 3’üncülük başarısını gösterdi.

    Milli Teknoloji hamlesi çerçevesinde Türk Savunma Sanayii alanında gerçekleştirilen çalışmalara genç beyinlerin dahil olması ve bu alandaki gelişmelere katkı sağlamayı kendine misyon edinmesine yönelik farkındalığın oluşması üzere düzenlenen yarışmaya 500 takımın başvurduğunu aktaran takım danışmanı BTÜ Polimer Malzeme Mühendisliği bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ömer Yunus Gümüş, “Dolunay takımımız ilk kez katıldığı TEKNOFEST 21 İnsansız Su Altı Sistemleri yarışmasında kritik tasarım raporu aşamasında 360’ı aşan takım arasında 2’inci olmayı başardı fakat yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle finale kalamadılar. Bu onları yıldırmadı aksine daha çok çalıştılar ve otonom ve manuel hareket kabiliyetine sahip kendi ürettikleri ‘Yakamoz’ adlı İnsansız Su Üstü Aracı ile yüzlerce takım arasından sıyrılarak dereceye girmeyi başardılar. Yılmadan çalışmaya devam ettikleriiçin onları tebrik ediyorum” dedi.

    İlerleyen günlerde Ankara’da düzenlenecek ödül töreninde yer alacakları için heyecanlı olduklarını ifade eden Dolunay takım kaptanı Mekatronik Mühendisliği 4’üncü sınıf öğrencisi Ahmet Akif Sağlam, “Eylül 2021 itibariyle çalıştığımız bu projede Otonom ve Manuel hareket kabiliyetine sahip ‘Yakamoz’ adını verdiğimiz İnsansız Su Üstü aracımızı kendimiz tasarladık, ürettik ve testlerini gerçekleştirdik. Yarışmanın final etabında 3.lük derecesini alarak 40 bin TL ödülü hak ettik. Ankara’da düzenlenecek ödül töreninde kupamızı Bursa için kaldıracağımız için çok mutluyuz” şeklinde konuştu.

    Eş zamanlı olarak TEKNOFEST 22 İnsansız Su Altı Sistemleri yarışmasında ön tasarım raporu aşamasını geçtiklerinive su altı araçlarını üretmeye devam ettiklerini de aktaran Sağlam, devam eden projelerinin yanı sıra tamamladıkları projelerde de AR-GE çalışmaları yapmak istediklerini ve bu süreçte istekli takım arkadaşları ve sponsor desteğine açık olduklarını söyledi.

  • Bursa’da özel öğrencilerin mezuniyet sevinci

    Bursa’da özel öğrencilerin mezuniyet sevinci

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin üniversitelerde daha fazla yer almasını sağlamak ve eğitimlerine dikkat çekmek amacıyla, “Bir Günlüğüne Üniversiteli Oluyorum Projesi’ni uygulamaya koydu.

    BTÜ proje çerçevesinde hazırladığı etkinliklerde, İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu öğrencilerini ve kendilerine eşlik eden öğretmenlerini ağırladı. BTÜ’de bu yıl ilki düzenlenen, “Bir Günlüğüne Üniversiteli Oluyorum Projesi” çerçevesinde İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu öğrencileri, üniversitede eğitim mahiyetinde düzenlenen 1 günlük etkinliklere katıldı.

    Özel eğitime gereksinime sahip bireyler hakkında toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefleyen BTÜ, İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu 12. Sınıfından 10 özel gereksinimli öğrenciye, çeşitli aktiviteler içeren bir günlük temsili üniversite eğitimi verdi. Kendileri için hazırlanan aktiviteleri tamamlayan öğrenciler, Rektör Vekili Prof. Dr. Beyhan Bayhan’ın elinden temsili mezuniyet belgelerini aldı.

    BTÜ, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın yanı sıra Ekoturizm Topluluğu ve Resim Topluluğu gibi öğrenci topluluklarının da katkı verdiği “Bir Günlüğüne Üniversiteli Oluyorum Projesi” BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesinde gerçekleşti.

    Rektör Vekili Prof. Dr. Beyhan Bayhan yaptığı açıklamada etkinliğin BTÜ, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu iş birliğiyle düzenlendiğini söyledi. Toplumda özel gereksinime mensup bireylerin eğitimi konusunda farkındalık oluşturma anlamında ‘Bir Günlüğüne Üniversiteli Oluyorum Projesi’ni çok önemsediklerini ifade etti.

    Öğrenci topluluklarımızın da bu programda görev almalarından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Prof. Dr. Bayhan, “BTÜ’nün değerli akademik ve idari personeli arkadaşlarım, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığımızın çalışanları, İletişim Ofisimizin mensupları da burada. Hepimiz çok mutluyuz. Misafirlerimizin mutluluğunu görünce zaten biz daha mutlu oluyoruz” dedi.

    İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu öğrencisi 20 yaşındaki down sendromlu İslam Mevlüt’de üniversiteli olmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirerek, projenin organizasyonunda emeği geçenlere teşekkür etti.

    Temsili mezuniyet belgelerini Prof. Dr. Bayhan’dan alan İnegöl Belediyesi Özel Eğitim Uygulama Okulu öğrencileri, kep fırlatarak mezuniyet sevinci yaşadı.

  • BTÜ Döküm laboratuvarını faaliyete geçirdi

    BTÜ Döküm laboratuvarını faaliyete geçirdi

     

    2022 yılı itibariyle Aktive edilen Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü döküm laboratuvarı ile döküm parçalarının laboratuvar ortamında dökülüp numunelerin üretim süreçleri incelenebilecek.

    Döküm laboratuvarı açılışı kurdele kesme töreninin ardından konuşma yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Yeni cihaz alımlarının yapılması ve buna uygun mekânların oluşturulması hususunda son derece destekleyici bir yaklaşım içerisindeyiz. Fakat önemli olan oluşturulan bu ortamların gerek akademisyenlerimiz gerek de öğrencilerimiz tarafından aktif olarak kullanılması ve katma değeri yüksek somut değeri olacak bilimsel çalışmaların yapılabilmesi. Bu anlamda zaten sanayi ile entegrasyon konusunda çok başarılı bir akademik kadromuz var. Onların ve öğrencilerimizin bu alanları en verimli şekilde kullanacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Döküm atölyesinin uygulamalı eğitim açısından önemli bir alan olacağının altını çizen Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Deniz Uzunsoy, “Uygulamalı ve teorik eğitimlerin gerçekleştirildiği bölümümüz çerçevesinde metalden seramiğe, polimerden kompozit malzemelere çeşitli alanlarda farklı malzemelerin üretimleri konusunda çalışılmakta. Bu çerçevesinde kurulmuş olan bu döküm ünitesiyle otomotiv, enerji ve bio malzeme sektörüne değişik malzeme ve alaşımlarının çalışmalarının gerçekleştirilmesi mümkün olabilecek” dedi.

    Otomotiv sektörünün başkenti olarak anılan Bursa’da döküm sektörünün üretimde önemli bir hacme sahip olduğunu belirten BTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Muhammet Uludağ da otomotiv sektöründe kullanılan parçaların üretiminin büyük oranda döküm yoluyla gerçekleştirildiğini bu nedenle döküm alanındaki yeniliklerin önem arz ettiğini aktardı.

    Döküm aşamasının iyi bilinmemesi veya kontrol edilememesinin nihai ürünü direkt etkilediğini ifade eden Uludağ, “Bir otomobil parçasının üretim aşamalarını düşünecek olursak; parçanın hatasız bir şekilde üretilebilmesi için döküleceği kalıp türü, kalıp dolum parametreleri, sıvı metal kalitesi, döküm sıcaklığı gibi parametrelerin göz önünde bulundurulması gerekmekte. Elde edilen parçanın uygunluğunun kontrol edilmesi de önemli. Bu veriler ışığında maruz kalacağı yüklere veya şartlara göre uygulanması gereken testler belirlenir. Üretilecek parça sürtünmelere maruz kalacaksa parçalara aşınma testi uygulanır. Parçanın mekanik dayanımlarını kontrol etmek amacıyla ise çekme, basma ve sertlik gibi testlerin gerçekleştirilmesi gerekir. İçyapının kontrol edilmesi ve bu doğrultuda yorumların yapılabilmesi için de mikro yapı analizleri gerçekleştirilmelidir. Element analizinin gerçekleştirilmesi için XRF analizi veya spektrometre incelemesi yapılmalıdır. Özetle bir parçanın üretilebilmesi için birçok analiz ve teste tabi tutulması gerekmektedir. Bu doğrultuda yeni döküm laboratuvarlarımızda sektörün taleplerini bilimsel yaklaşımlar ile inceleme ve gerekli desteği sağlama olanağı sunmuş olacağız.” ifadelerini kullandı.

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Döküm Laboratuvarı ile akademik olarak incelenecek çalışmalar için daha bilimsel sonuçlar sağlanacağının da altını çizen Uludağ, “Döküm işleminin küçük kapasitede gerçekleştirilmesi Ar-Ge niteliği bakımından da elzem. Sanayide büyük tonajlarda dökümler yapılmakta. Elde edilen numunelerin incelemesi ise laboratuvar ölçekli gerçekleşiyor. Bu nedenle küçük ölçekli dökümlerin yapılabilmesi sonuçların ilişkilendirilebilmesi açısından büyük fayda sağlayacak. Aynı zamanda birçok sektöre öncülük eden Bursa endüstrisinin Ar-Ge/Ür-Ge çerçevesinde ihtiyaç duyacağı incelemeler de gerçekleştirilebilecek. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrencilerin malzeme analiz aşamalarını teorik olarak öğrenmenin yanı sıra pratik olarak deneyimleme imkânına sahip olması da önemli bir kazanım olacak” şeklinde konuştu.

  • BTÜ dünya sıralamasında ilk 300’de

    BTÜ dünya sıralamasında ilk 300’de

    Glasgow Üniversitesi tarafından yürütülen Times Higher Education (THE), 2022 yılı Etki Sıralamasında, Dünya genelinde 106 ülkeden 1.406 üniversite değerlendirmeye alındı. Times Higher Education Etki Sıralaması, üniversitelerin başarılarını Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda değerlendiren tek performans sıralaması olma özelliği de taşıyor.

    Bu yıl dördüncü kez açıklanan küresel etki sıralaması çerçevesinde üniversiteler; “araştırma”, “yönetim”, “eğitim” ve “sosyal destekler” olmak üzere dört ana alanda ve 17 alt kategoride değerlendirildi.

    Türkiye’den 58 üniversitenin değerlendirildiği Genel Etki Sıralamasında 39 Türk Üniversitesi ilk bin üniversite arasına girdi. Üniversitelerde yürütülen Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda belirlenen ‘17 dünya sorunu’ ile ilgili çalışmaların değerlendirildiği sıralamanın sonuçlarına, üniversitelerin araştırma, yönetim, sosyal yardım ve öğretim düzeyleri ile toplumsal, çevre ve sosyal gelişme üzerindeki etkileri yansıdı. Sonuçlara göre bu sene dünya genelinde Avustralya Batı Sidney Üniversitesi birinciliği elde etti. İkinci sırada ABD’nin Arizona Eyalet Üniversitesi, üçüncü sırada ise Kanada Western Üniversitesi yer aldı.

    BTÜ İki Kategoride İlk 30’da Yer Aldı

    BTÜ, Times Higher Education (THE), 2022 yılı Etki Sıralamasında iki ayrı kategoride Türk Üniversiteleri arasında ilk otuzüniversitearasında kendine yer buldu. “Eğitim Kalitesi” kategorisinde dünya genelinde ilk 300 üniversite arasında yer alan Bursa Teknik Üniversitesi, Türk üniversiteleri arasında 11. Sırada yer aldı. “Sanayi, Yenilikçi ve Bilimsel Altyapı” kategorisinde ise dünyada ilk 600 arasına giren BTÜ, Türkiye’deki üniversiteler arasında 23’üncü sırayı elde etti.

    Henüz çok genç bir üniversite olmalarına rağmen önemli başarılar elde ettiklerini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir; “Kurduğumuz laboratuvar altyapısı, Ar-Ge olanaklarımız, alanlarında uzman öğretim üyesi kadromuz, uluslararası akredite edilmiş İngilizce hazırlık sınıfı eğitim sistemimiz, YÖK onaylı uzun dönem staj programlarımız, girişimcilik eğitimlerimiz, teknoparkımız ile kısa sürede yükseköğretim alanında önemli başarılar elde ettik. Sanayi Doktora Programı Türkiye birinciliği, akademisyenlerimizin aldıkları bilimsel proje destekleri, öğrencilerimizin başta TEKNOFEST olmak üzere teknoloji yarışmalarındaki dereceleri bizleri gururlandırmakta. Tüm bunların yansıra uluslararası alanda da, eğitim kalitesi, sanayi, yenilikçilik ve bilimsel altyapı gibi kategorilerde Bursa Teknik Üniversitesi’nin adını duyurmaktan ve üst basamaklara taşımaktan mutluluk duyuyoruz. Emeği geçen tüm personelimize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) 1-7 Mart “Deprem Haftası” etkinlikleri kapsamında bir seminer düzenlendi. Seminerde, afet bilincini yerleştirmek ve deprem farkındalığının arttırılması amaçlandı. Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu, “Kurtarma ve yardım faaliyetlerinin koordinasyonu önemli” dedi.

    BTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKSDB) tarafından düzenlenen seminer Yıldırım Beyazid Yerleşkesi Kırmızı Salonda gerçekleşti. Programda, BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu konuşmacı olarak yer aldı.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Genel Sekreter Dr. Öğr. Üyesi Murat Bayrak, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sarıoğlu, SKS Daire Başkanı Mehmet Erman, akademisyenler, idari personel, AFAD personeli ve çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı.

    Seminerin ilk konuşmacısı BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan oldu. Prof. Dr. Bayhan konuşmasına Bursa ilinde ve dolayısı ile Marmara Bölgesinde aktif fayların bulunduğunu hatırlatarak başladı. Özellikle, Marmara Denizi içerisinde 1766 yılından beri sismik açıdan pek fazla faaliyet gözlenmeyen, ancak geçmişte bölge için yıkıcı etkilere sebep olmuş bir fay hattının bulunduğuna dikkat çekti. Bu fay hattının her an etkisi yüksek olabilecek deprem üretme kapasitesine sahip olduğunun da altını çizdi. Bölgenin deprem üretkenliği hakkındaki istatistiki bilgilerin uzun yıllar öncesinden beri kayıt altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bayhan, bu istatistiki bilgilerin ışığında muhtemel depremlerin bölgenin hangi şehir ve kısımlarında ve hangi derecede hasar verebileceğini tahmin edilebildiğini kaydetti.

    Bu gün, içerisinde yaşanılan binaların depremde hasar almayacak şekilde üretilmediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Bayhan, bu tür üretilmesi hedeflenen binaların, yapım maliyetlerinin olağan üstü yüksek olduğunu belirtti. Bu nedenle binaların deprem anında hasar alabilecek ama can kaybını en aza indirecek şekilde tasarlandığını dinleyicilerle paylaştı.

    Konuşmasının son bölümünü Marmara ve Bursa’yı etkileyen geçmiş depremlere ayıran Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Bursa’daki 1855 depreminin etkileri ile aynı fayın harekete geçmesi sonucunda etkilenmesi muhtemel bölgelerin günümüzdeki durumunu mukayese etti. Yapı güvenliğinin yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydettiği konuşmasında, güvenli bir yapının imal edilmesi için zeminin de çok önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Beyhan “Bina yapım teknikleri deprem güvenliğine doğrudan etki eden unsurlardandır. Bu anlamda, doğru teknik ile inşa edilecek binalar ile Bursa ve Marmara Bölgesi muhtemel bir deprem tehlikesine hazırlanmalıdır. Ancak, deprem öncesinde yapılacaklar kadar, deprem sonrasında yapılması gerekenler var. Özellikle depremden sonra kullanılması gerekli olan hastane, kamu binaları ya da köprü gibi yapıların ayakta kalmaları, deprem felaketine uğramış insanların hayatlarının kurtarılabilmesi için gerekli. Bu tür kamusal alanlar ve yaşam alanlarımız depremde bizlerin hayatlarını koruyabilmesi için doğru yapım teknikleri ile ehil insanlar tarafından inşa edilmelidir. Bu durum ise vatandaşlarımızın ülkemiz coğrafyası için kaçınılmaz bir gerçek olan deprem bilincinin yerleşmesi ve farkındalığının oluşmasına bağlı. Bana göre afet sonrası yara sarmadan ziyade, deprem yaşanmadan yapıları dirençli ve insanlarımızı da bilinçli hale getirerek, tabiat olayının afete dönüşmesini önlemek esas hedefimiz olmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.

    BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan’ın ardından AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu seminer konuşmasını gerçekleştirdi. Mumcu, Bursa’nın deprem kuşağında yer aldığını ve bu nedenle afet açısından riskli bir bölge olduğunu ifade etti. Yaşanabilecek herhangi bir afet sonrasında yapılacaklar hakkında bilgi sahibi olunmasının, sadece insanın kendi hayatını değil yakınlarının ve çevresindekilerinin hayatlarını güvenli hale getireceğini kaydetti.

    Vatandaşlardan deprem gerçeğinin her zaman akıllarının bir ucunda olmasını isteyen AFAD Bursa İl Müdürü Mumcu, “Afet sonrasında şehre gelecek olan arama kurtarma ekiplerin, iş makinalarının, iaşe sağlayan birimlerin birbirleri ve şehrin yöneticileri arasında koordinasyonun kurulması, yardım ve kurtarma faaliyetlerinin başarısında önemli faktördür. Bu nedenle herhangi bir afet sonrasında kurtarma ve yardım faaliyetleri eşgüdüm içerisinde yürütülmelidir. Gelen yardımların şehir içinde dağıtımı kamu tarafından düzenli, adil ve gerçekçi bir şekilde yapılması gerekir. Bu nedenle afet idare kapasitemizi arttırmamız gereklidir” dedi.

    Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminerin sonunda BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, konuşmacı AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu’ya teşekkür belgesi takdim etti.