Etiket: btü

  • Hücrelerden üretilen biyomalzeme yara iyileştirmesini hızlandıracak

    Hücrelerden üretilen biyomalzeme yara iyileştirmesini hızlandıracak

    BTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Biyoteknoloji Anabilim Dalı doktora programı öğrencisi Çiğdem İnci Aydemir’in yürütücüsü olduğu, “Kısa ve Uzun Süreli Hücre Kültürlerinden Farklı Hücresizleştirme Yöntemleri ile Elde Edilen Ekstrasellüler Matriks Yapısı İçeriğinin ve Sito/Genotoksik Etkilerinin Araştırılması” başlıklı TÜBİTAK 1002-A projesi desteklenmeye hak kazandı. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökçe Taner’in danışmanlığını yaptığı proje ile laboratuvar ortamında çoğaltılan hücreler tarafından salgılanan proteinlerin elde edilmesi ve bu proteinlerin detaylı karakterizasyonlarının yapılması hedefleniyor. Yani laboratuvar ortamında yapılacak hücresizleştirme yoluyla elde edilen doğal biyomalzeme sayesinde sentetik malzemelere gerek kalmadan doku ve hücre hasarlarının giderilmesi ile yara iyileşmesi sağlanacak. Laboratuvar ortamında üretilen doğal malzeme, doku mühendisliği alanında pek çok avantajı da beraberinde getirecek.

    Hücrelerin sağlıklı büyümesi için HDM yapılar

    Hücrelerin vücuttaki tüm dokularda hücre dışı matriks (HDM) adı verilen kompleks bir yapının içerisinde gömülü olarak bulunduğunu kaydeden Çiğdem İnci Aydemir, “Dokuya özgün içeriklerde hücreler tarafından salgılanan HDM, pek çok kritik hücresel süreçlerde görev almakla birlikte dokuda iskele görevi görür. Bilim insanları hücrelerin sağlıklı bir biçimde büyümeleri ve çoğalmaları için gerekli ortamların tasarımlarını yaparken bu HDM yapılarından yararlanmaktadır” dedi.

    Doku mühendisliği alanında kullanılıyor

    Genellikle doku ve organlardan hücrelerin çeşitli yöntemler ile uzaklaştırılması (hücresizleştirme işlemi) ile elde edilen bu yapıların doku mühendisliği çalışmalarında sıklıkla kullanıldığının altını çizen Çiğdem İnci Aydemir, “HDM’nin laboratuvar ortamında büyütülen hücrelerden elde edilmesi ise güncel ve ilgi çekici bir araştırma alanı olarak karşımıza çıkıyor. Farklı hücre tiplerinden elde edilen HDM’lerin karakterizasyonları ve biyolojik aktivitelerinin belirlenmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Desteklenen proje ile deri hücrelerinden HDM elde etmek amacıyla farklı hücresizleştirme yöntemleri kullanmayı ve en verimli yöntemi tespit etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

    Yara örtüsü üretimine yönelik çalışmalar

    Proje ile birlikte “Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği” öncelikli alanında 100/2000 bursiyeri de olan doktora öğrencisi Çiğdem İnci Aydemir’in tez çerçevesinde çalışmalar tamamlanacak ve elde edilen HDM’nin katıldığı yara örtüsü üretimine yönelik çalışmalar devam edecek.

    Aynı ekipten pek çok proje

    Araştırma ekibi daha önce de aynı konu çerçevesinde “Kronik Yara İyileşmesi İçin Hücre Kültüründen Hücresizleştirme Tekniği İle Elde Edilen Ekstrasellüler Matriks Katkılı Hibrit Hidrojellerin Geliştirilmesi” başlıklı çalışmaları ile BTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri, Öncelikli Alan Projesini yürütmüştü. Ekip aynı zamanda 2023 yılında “Travmatik ve cerrahi doku hasarı tedavisi için hücre kültüründen hücresizleştirme yoluyla elde edilen hücre dışı matriks katkılı hemostatik özellikli multifonksiyonel biyoaktif yara örtüsü geliştirilmesi” başlıklı TÜBİTAK 1001 projesini almaya da hak kazanmıştı.

  • Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik

    Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Kırklareli Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ortaklığında düzenlenen ‘2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi’nin açılışı, BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da yapıldı. 24-27 Nisan tarihleri arasında yüzyüze ve çevrimiçi gerçekleştirilen kongrede finans ve ekonomi alanında; dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm yönetimi, girişimcilik ve inovasyon, iklim değişikliği, sürdürülebilir şehirler, yapay zekâ, endüstri 4.0, toplum 5.0 gibi konular ele alındı. 150’ye yakın akademisyen kongrede, ekonomik anlamda sürdürülebilir gelecek adına fikirlerini sunarak, sorunların çözümüne yardımcı oldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yenilikçi üniversite vizyonumuza uygun olarak; üniversitemiz çatısı altında Bursa’mızın, bölgemizin ve ülkemizin problemlerinin çözümüne yönelik kongrelere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

    BTÜ dönüşmede de öncü

    BTÜ olarak; bilgi üretmekle birlikte, bilgiyi yayma, toplumla paylaşma ve uygulamaya dönüştürme sorumluluğuna büyük önem verdiklerini kaydeden Rektör Çağlar, “Düzenlediğimiz kongrelerle, sadece akademik camiaya değil, aynı zamanda iş dünyasına, kamu kurumlarına ve tüm topluma ışık tutacak değerli bilgiler sunuyoruz. Günümüz dünyasında, ekonomik, teknolojik ve çevresel değişimler çok büyük bir hızla yaşanıyor. Üniversiteler olarak, iş dünyası ve toplumun bu değişimlere uygun dönüşümünü sağlayacak yöntemler geliştirmek ve tedbirler almak durumundayız. Kongremiz, sadece akademik alanda değil, aynı zamanda küresel düzeydeki değişim ve dönüşümleri anlamak ve yönlendirmek açısından da önemli bir misyon üstlenmektedir” diye konuştu.

    16 partner üniversite 150’ye yakın akademisyen

    Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Çağlar, kongrenin günümüz sorunlarının çözümü noktasında önemli çıktılara ev sahipliği yapacağına inandığını söyledi. Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz ise BTÜ’nün her kesimin yararına olacak pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade etti. Kongre hakkında bilgi veren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rengin Ak, “İlkini 2023 yılında Üsküp’te gerçekleştirdiğimiz kongremizin ikincisini BTÜ ev sahipliğinde düzenliyoruz. Bu yıl ‘Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme Sürdürülebilir Gelecek’ ana temasıyla düzenlediğimiz kongremize, yerli ve yabancı 16 partner üniversite, 14 farklı ülkeden 150’ye yakın yoğun bir akademisyen katılımı söz konusu. Kongrede amacımız, ulusal ve küresel boyuttaki güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesidir. Bizler bilim insanları olarak yaşadığımız dünyada küresel problemlere dikkat çekip, buna çözüm üretmeye odaklandık” ifadelerini kullandı.

    “Kongrenin Bursa’da gerçekleştirilmesi anlamlı”

    BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, “Sürdürülemez hale gelen dünyanın sorunlarına, bu kongrede güzel öneriler geleceğini düşünüyorum” dedi. SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen, doğal kaynakların sınırlı olduğu bu iklimde, döngüsel ekonominin önemine dikkat çekerek, “Bu kongrenin Bursa’da, bu temayla gerçekleştirilmesinin özel bir anlamı var. Bursa bir sanayi şehri ve Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabilmesi için verimli ekonomiyi merkeze alması gerekiyor. Döngüsel ekonomi, Türkiye’nin ihracat gücü için önemli bir konudur. Kongrede elde edilecek sonuçların,akademisyenlere ve iş dünyasına önemli çıktılar sağlamasını ümit ediyorum” diye konuştu.
    Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Kaya da “BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü olarak organize ettiğimiz bu etkinliğin düzenlenmesinde ciddi bir ekip işi söz konusu. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • BTÜ müfredatına yeni bölümler girdi

    BTÜ müfredatına yeni bölümler girdi

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İstanbul Teknik Üniversitesinde yaptığı toplantıyla, aralarında Bursa Teknik Üniversitesinin de bulunduğu 20 üniversiteye yeni açılacak bölümleri duyurdu. Bu kapsamda BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bünyesinde; Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi, Veri Bilimi ve Analitiği lisans programları açılacak. Yeni 2 bölüm, bu yıl ÖSYM kılavuzuna dâhil edilecek. Türkiye açısından son derece stratejik olan bu alanların dersleri, BTÜ bünyesindeki uzman akademisyenler tarafından okutulacak. Dersler teorik ve uygulamalı olarak aktarılacak. İşletmede Mesleki Eğitim Programına da dahil olacak bölüm öğrencileri, mezun olmadan iş deneyimi edinecek. Böylelikle BTÜ bu alanlarda yetişmiş, nitelikli insan kaynağı kazandırılmasını sağlayacak. BTÜ’nün yapay zekâ denilince akla ilk gelen üniversitelerden biri olduğunu vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yapay zekâ alanında pek çok çalışmada imzamız bulunurken, bu alanlardaki başarımızın en somut örneği; TÜBİTAK Yapay Zekâ Ekosistem” çağrısında 2 yıl üst üste proje desteği alan sayılı üniversitelerden biri olma başarısını göstermemiz oldu. Bu çağrıda desteklenen toplam 27 projenin 2’sini Bursa’ya kazandırdık. Yine veri bilimi ve analitiği konusunda uzman kadromuzla öncü üniversitelerden biriyiz. Bu tecrübemizi şimdi ise yeni açılacak bölümlerle beraber öğrencilerimize aktaracak olmanın heyecanı içerisindeyiz” dedi.
    Yeni programlar sayesinde, öğrencilerin çağın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bir şekilde yetiştirileceğine vurgu yapan Rektör Çağlar, “Günümüz dünyasında, büyük bir hızla değişim yaşanıyor. Üniversiteler olarak, müfredatımızda da bu değişimlere uygun dönüşümünü sağlamalıyız. Bu anlayışla Üniversitemizde açacağımız; Yapay Zekâ ve Makine Öğrenmesi, Veri Bilimi ve Analitiği lisans bölümleri ile iş dünyasının bizden beklediği yetkinlikte mezunlar vereceğiz” diye konuştu. Rektör Naci Çağlar, “Çalışmalarımızı takdir edip, her zaman yanımızda olan YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a, bu ayrıcalıklı bölümleri üniversitemize kazandırdığı için şükranlarımı sunuyorum. Yeni programlarımızın üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

  • BTÜ ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği

    BTÜ ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği

    Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek.

    YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.

  • YÖK Başkanı’ndan BTÜ Robot Merkezine tam not

    YÖK Başkanı’ndan BTÜ Robot Merkezine tam not

    Bursa Teknik Üniversitesi Arama Konferansı’na katılmak için BTÜ’ye gelen YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Robot Teknolojileri ve Akıllı Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni ziyaret etti. YÖK Başkanı Özvar’a ziyaretinde eşlik eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Merkezin çalışmaları hakkında bilgi verdi. BTÜ’nün robotlar ve akıllı sistemler alanında uzmanlaşan üniversite olduğunu kaydeden Rektör Çağlar, “Şehrimizin tek teknik üniversitesi olarak ‘robotik ve akıllı sistemler’ alanındaki çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Robot Teknolojileri ve Akıllı Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz bünyesinde 6 farklı alanda yeni Ar-Ge projeleri geliştirme çalışmalarına 2024 yılı itibari ile başladık. Bu kapsamda, Yapay Zekâ Tabanlı Mobil İnsansı Robot’untamamı üniversitemiz tarafından geliştirildi. HAVELSAN tarafından hibe edilen Kangal İnsansız Kara Aracı üzerinde yazılım geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.

    Otonomlaştırma, yazılım geliştirme çalışmaları

    Yıldırım Belediyesi işbirliği ile 2 adet Sosyal Robot üzerinde yazılım geliştirmeye devam edildiğini kaydeden Rektör Naci Çağlar, “Yine bu merkezimizde Üniversitemiz imkânları ile temin edilen Bacaklı Robot üzerinde görev geliştiriyoruz. Holonomik olmayan Mobil Robot Platformu otonomlaştırırken diğer yandan ise Endüstriyel Robotik Kollar üzerinde yazılım geliştirme çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz” diye konuştu.

    Bursa Teknik ÜniversitesiRobot Teknolojileri ve Akıllı Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin bilim açısından çok önemli olduğunu kaydeden YÖK Başkanı Özvar, çalışmalarından dolayı akademisyenleri tebrik etti.

  • BTÜ’nün 2030 yılı için en iyi fikirler aranıyor

    BTÜ’nün 2030 yılı için en iyi fikirler aranıyor

    “Ortak akıl” vizyonuyla büyüyen Bursa Teknik Üniversitesinin 2030 yılı ve sonrası için yol haritası belirleniyor. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da 19 – 20 Nisan tarihlerinde, bilim insanları, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini bir araya getirecek olan Arama Konferansı’nda,BTÜ’nün geleceği için en iyi fikirler ortaya konacak. Açılışına, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın da katılacağı Arama Konferansı, yapay zekâ çalışmalarının Türkiye’deki öncülerinden Prof. Dr. Ercan Öztemel koordinatörlüğünde düzenlenecek. Konferansın ilk gününde; ‘’Yükseköğretimde Liderlik, Yönetim ve Kalite’’, ‘’Yükseköğretimde Eğitim ve Öğretim’’, ‘’Yükseköğretimde Araştırma ve Geliştirme’’ ve ‘’Yükseköğretimde Uluslararasılaşma’’ başlıkları masaya yatırılacak. Bursa Teknik Üniversitesinin bu konu başlıklarındaki avantajları ve katkı verilecek yönleri yine bu konferansta ele alınacak.

    Binin üzerinde fikir ortaya çıkacak

    Arama Konferansı’nın ikinci gününde ise çalıştay grupları oluşturulacak. Liderlik, Yönetim ve Kalite Odak Grubu, Eğitim ve Öğretim Odak Grubu, Araştırma ve Geliştirme Odak Grubu, Toplumsal Katkı Odak Grubu ve Uluslararasılaşma Odak Grubu altında alanında uzman isimler bir araya gelecek. Her grup konu başlıkları altında fikirlerini ortaya koyacak. BTÜ’nün gelecek vizyonunu belirleyecek olan çalıştaylarda, binin üzerinde fikir ortaya çıkması bekleniyor. Bu fikirler ise süzgeçten geçirilerek bir havuzda toplanacak. BTÜ’nün eğitim, öğretim, araştırma, toplumsal katkı, kalite, yönetim gibi yönleri bu fikirler sayesinde yeniden şekillendirilecek.

    Başarının temeline yatan ilke: Ortak akıl

    Bursa Teknik Üniversitesinin en temel ilkelerinden birinin “ortak akıl” olduğunu vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “BTÜ’nün genç bir üniversite olmasına rağmen dünya sıralamalarında yer alma başarısının arka planında işte bu ‘ortak akıl’ mottomuz bulunuyor. Ulusal ve uluslararası üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve STK’lar her zaman paydaşımız olmuştur. Düzenleyeceğimiz Arama Konferansı’nda yine değerli paydaşlarımızla bir araya gelerek BTÜ’nün geleceği için en iyi fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacağız. Bursa’mız ve yeni Türkiye’mizin gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verebilecek bu fikriler, bizim de bilim yolumuzdaki ışığımız olacak” dedi.

  • BTÜ’den patentli şifa ürünleri

    BTÜ’den patentli şifa ürünleri

    Arı ürünlerinin gıda endüstrisinde, apiterapi ve farmakolojide kullanımı artarken, BTÜ’lü akademisyenler de arı ekmeğinden elde ettikleri yeni bir buluşa imza attı. “Arı Ekmeği Vasıtasıyla Antimikrobiyal Aktivitesi Geliştirilmiş Polimer Biyokompozitler ve Bunların Üretim Yöntemi” başlıklı buluş, Türk Patent Kurumu tarafından da tescillendi. Arı ekmeğinden biyokompozit nanolif elde edilmesini kapsayan buluş, sağlık alanında, özellikle yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde, lokal olarak uygulanabileceği gibi sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede ana veya ara hammadde olarak kullanılabilme potansiyeline sahip. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar, Biyomühendislik bölümünden Doç. Dr. Gökçe Taner, Polimer Malzeme Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi doktorlarından Doç. Dr. Faruk Toktaş ise patentli buluşun sahipleri oldu.

    Proteinlerin ana kaynağı

    Arı ekmeğinin geleneksel halk sağlığında uzun yıllardır bilinen ve kullanılan, son yıllarda ise yüksek besin değeri ile dikkat çeken bir ürün olduğunun altını çizen Doç. Dr. Gökçe Taner, “Arı ekmeği arılar için proteinlerin, lipidlerin, mikroelementlerin ve vitaminlerin ana kaynağıdır, en besleyici besindir. Bu ürünü diğer arı ürünlerinden ayıran en belirgin özelliği fermente bir ürün olmasıdır. Diğer arı ürünlerinde de mevcut bulunan tüm biyolojik aktif maddelerin yanı sıra fermantasyon yan ürünlerine sahip olması arı ekmeğini değerli kılıyor. Bu yönüyle aktif biyolojik bileşenlerce zengin olması, arı ekmeğinin antimikrobiyal ve hastalıklara karşı tedavici edici potansiyelde terapötik bir ajan olarak kullanımına olanak tanıyor” dedi.

    Pek çok sektörde hammadde olarak kullanılıyor

    Buluş hakkında bilgi veren Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu, “Patentini de aldığımız buluş, arı ekmeği katkısının çeşitli termoplastik polimer çözeltilerine eklenerek elektroçekim yöntemi ile antimikrobiyal özelliği geliştirilmiş biyokompozit nanolif elde edilmesini kapsıyor. Arı ekmeği katkılı polimer matrisli biyokompozit nanolifler; medikal malzemeler, ambalajlar, gıda kaplama üretimi gibi hijyen gerektiren alanlar ile tekstil, otomotiv, mobilya ve kimya alanlarında ana veya ara hammadde olarak kullanılıyor. Bahsedilen biyokompozit nanolif, ayrıca sağlık alanında, özellikle yapay damarlar, protezler, doku destek materyalleri, kanama durdurucu materyaller, yara enfeksiyonlarında ve açık yaralarda kullanılan yara bakım ürünlerinde lokal olarak uygulanabileceği gibi sistemik olarak da immünosüpressif veya transplant hastalarında immün sistemi dengelemede ana veya ara hammadde olarak kullanılabilme potansiyeline sahip” diye konuştu.

    Hedef uluslararası patent

    Yenilikçi malzemelerin çeşitli endüstriyel ve özellikle tıbbi uygulamalarda kullanılması için çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar ise, “Ulusal patentin hemen ardından uluslararası sürecinin de devam etmesine karar verilen çalışma için Amerika Birleşik Devletleri patent başvurusu yapıldı. Bu konudaki destekleri için başta Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar olmak üzere üniversitemizin tüm yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Patentin tescillenmesi, ülkemizde yapılan bilimsel araştırmaların ve yenilikçi çalışmaların ulusal ve uluslararası alanda tanınmasına önemli bir katkı sağlıyor. Bu buluş, hem mühendislik alanında hem de sağlık alanında yapılan araştırmaların ve uygulamaların geliştirilmesine yeni bir perspektif kazandıracak” dedi.

  • BTÜ gemi kazalarına karşı uyardı

    BTÜ gemi kazalarına karşı uyardı

    Amerika Birleşik Devletleri’nin Baltimore kentindeki Francis ScottKey Köprüsü’nü yıkan gemi kazasının ayrıntıları ortaya çıkmaya devam ederken, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, ardı ardında yaşanan kazaları değerlendirdi. Kısa bir süre önce Bursa’nın Karacabey ilçesinin kuzeyinde gemi battığını ve Kocaeli Evyaport Limanı’nda ciddi bir gemi kazasının da yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Dobrucalı, kazaların nedeninin kalifiye ve yetişmiş insan faktörüne bağlı olmasının yanında, yaşlı gemi filolarının durumunun da olabileceğini vurguladı. Ancak ABD’de yaşanan kazanın büyük bir talihsizlikolabileceğini dile getiren Erinç Dobrucalı, “Bu gemi, yaklaşık 3 futbol sahası büyüklüğünde ve içinde 22 mürettebatı var, sürati de kanal geçişi göz önüne alındığında yüksek değil. Gemide güç sistemi tamamen çöktüğü için bu büyüklükteki bir gemide ani reaksiyon vermek güçleşebilmektedir. Köprüye bu kadar yakınken yapılabilecek acil durum senaryolarından biri de demir atıp gemiyi durdurmak, kaptan onu da yapmış ancak köprüyle gemi arasında çok kısa bir mesafe olduğu için bu da çözüm olmamış” dedi.

    “Kılavuz kaptanların önemi”

    Büyük tonajlı gemilerin dar sular, boğaz geçişleri gibi riskli bölgelerden geçerken kılavuz kaptan ile geçmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, “Bu tip riskli bölgelerden geçerken iki önemli tecrübe birleşir; biri gemi kaptanı, gemisini tanır. Diğeri kılavuz kaptan, riskli bölgeyi tanır. Ayrıca gemilerde karşılaşılabilecek acil durumlardan dümen kitlenmesi gibi bir durumda dümen sistemini kontrol edebilmek için yedekleri bulunur. Geminin güç beslemesi kesildiğindedümeni yekedairesindenhidrolik olarak ya da hidrolik sistem de sıkıntılıysa manuel olarak çevirebilirsiniz. Bunları açık denizde rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Ancak boğaz, dar kanal geçişi gibi veya limana avara/aborda olma gibi durumlarda, bu boyutlarda gemilerin kılavuzlar vasıtasıyla yanaştırılıp dar kanallardan geçirilmesi gerekir. Kılavuz detayının atlanması nedeniyle pek çok kaza meydana gelebiliyor” diye konuştu.
    30 yaşını doldurmuş bakımsız gemilere dikkat
    Bir geminin ömrünün yaklaşık 30 sene olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dobrucalı, “30 yaşını geçmiş gemilerin kazalara sebebiyet verme riskleri oldukça yüksek olabiliyor. Ticari gemiler 2-3 senede bir tersanelerde havuzlanarakbakıma alınıyor. Ancak30 seneyi doldurmuş gemilerin geniş kapsamlı modernizasyona alınması lazım. Aksi takdirde bu tür gemiler de kazaya davetiye çıkarabilir” ifadelerini kullandı.

    “Mürettebatın kaliteli eğitimi ve dikkati çok önemli”

    Kazaların yaşanmaması için yetişmiş insan kaynağının çok önemli olduğunu anlatan Dobrucalı, “Gemilerin emniyetli seyir yapabilmesinin yolu kaliteli ve tecrübeli mürettebattan geçiyor. Gemiler tonlarca ağırlığında, altı serbestlik derecesinde hareket edebilenyüzen araçlardır. Geminin emniyetli seyriyle ilgili birçok sistem var ve personelin bunları tanıması, acil bir durumda uygulanacak senaryolara hakim olması gerekir. Örneğin; İstanbul Boğazı’nda dümeni kilitlenip, sahildeki bir yalıya doğru yönelen gemide hangi acil senaryoların uygulanması gerektiğiyle alakalı mürettebatın ani refleks vermesi lazım. Ya da gemi makinelerinden olağan dışı bir ses geldiği zaman bunu fark edebiliyor olması şart. Yani işin en önemli noktası, dikkatli ve kaliteli yetişmiş insan kaynağı Biz de BTÜ Denizcilik Fakültesi bünyesinde tüm bu dikkat ve özeni taşıyabilecek mezunlar vererek hem geminin inşa aşamasında hem de seyir anında olabilecek ihmalleri önleyebilmek adına öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirmeye ve denizcilik kültürünü onlara aşılamaya çalışıyoruz” dedi.

  • İletişimci Dr. Halid Özgür: “İyi sunan kazanır”

    İletişimci Dr. Halid Özgür: “İyi sunan kazanır”

    Öğrencilerini teknik becerilerle donatan Bursa Teknik Üniversitesi bunun yanında öğrencilerin sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerine yönelik çalışmalarını da sürdürüyor. Bu doğrultuda her çarşamba günü alanında uzman isimleri öğrencilerle bir araya getiren BTÜ Konuşmaları’nın bu haftaki konuğu, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) İletişim Koordinatörü Öğretim Görevlisi Dr. Halid Özgür oldu. Özgür, ‘İyi Sunan Kazanır’ başlıklı konuşmasıyla, etkili sunum yapmanın püf noktalarını öğrencilerle paylaştı. İyi sunum yapmanın önemine değinen Halid Özgür, “İyi sunum yapmanın yanında, pazarladığınız ürünün de iyi olması gerekir. Çünkü abartılı, ayağı yere basmayan sunum, mutsuz son getirir. O nedenle ön şart, sunacağınız şey her şeyiyle iyi olmalı, siz de buna inanmalısınız. Sunum yaparken sahneye, salona, diğer konuşmacılara ve izleyicilere kısacası salondaki her şeye hâkim olmak zorundasınız. Ana sorunuz ise ‘her şey bittiğinde izleyenlerin aklında ne kalsın’ olmalı. Çünkü burada asıl olan, aklıda kalıcı ana mesajdır” diye konuştu.

    “Duygulara hitap edecek hikâyeler anlatın”

    İyi sunum yapmanın ipuçlarını paylaşan Halid Özgür, “Sunum yaparken ana mesaj, hikâye, konuşma metni, tasarım ve demo başlıklarına yer vermelisiniz. Sunumda, ana mesajınızı destekleyecek, duygulara dokunacak hikâyeler anlatabilirsiniz. Sunumunuzu mutlaka konuşma dilinde, abartıya yer vermeden yazın.Kullanacağınız tasarımları basitleştirin. Az çeşit font, az yazı ve sade görseller kullanın, rakamlarla beyne hitap edin. Tüm bunları bitirdikten sonra mutlaka baştan sona bir başkasına sunun. Sunumlarınıza önem verin, unutmayın ki iyi sunan kazanır” ifadelerini kullandı.
    Program, Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar’ın SUBÜ İletişim Koordinatörü Öğretim Görevlisi Dr. Halid Özgür’e teşekkür belgesi takdim etmesinin ardından toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

  • BTÜ öğrenci projelerinde ilk 6’da

    BTÜ öğrenci projelerinde ilk 6’da

    Sanayiye, kente ve topluma yönelik projeleriyle TÜBİTAK’ta ön plana çıkan BTÜ, projesi en fazla destek oranına sahip ilk 6 üniversite arasında yer alma başarısı gösterdi. “TÜBİTAK 2209 Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı” başvuru sonuçları açıklandı. BTÜ’den 2209-A desteği için TÜBİTAK’a 130 proje başvurusu giderken, bunların 92’si desteklenmeye hak kazandı. 2209-B desteği için ise BTÜ’den giden 28 başvurunun 23’ü kabul gördü. Böylelikle BTÜ, 2209-A grubunda Türkiye’de en fazla destek oranına sahip 6’ncı üniversite olurken, 2209-B grubunda ise destek alan proje sayısına göre 11’nci sırada yer alma başarısı gösterdi. Yani BTÜ’lü öğrencilerin TÜBİTAK’a başvuru yaptığı projelerin yüzde 80’i desteklenmeye değer bulundu. Bünyesindeki tüm fakültelerden giden başvuruların kabul gördüğü projeler arasında; Bursa’da afete karşı acil toplanma alanlarının haritalanması, yapay zekânın peyzaj mimarlığında kullanılması, Uludağ Alan Başkanlığı düzenlemesinin yeşil altyapıya etkisi, gemilerde kullanılan yakıt emisyonlarının analizi, fikstürlü hareketli montaj hattı tasarımı ve üretimi, rüzgar türbini tasarımı, elektrikli araçlara yönelik tasarım ve üretimler, atık sularına yönelik yenilikler gibi 115 proje yer alıyor.

    Hedef daha üst sıralarda yer almak

    BTÜ’nün sadece akademisyenlerinin değil öğrencilerinin de proje alanında çok başarılı olduğunu kaydeden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Ar-Ge kültürünün öğrencilere aşılanmasının önemine dikkat çekti. Rektör Çağlar, “BTÜ’de Ar-Ge’ye yönelik çalışmalar 1’inci sınıfta başlıyor. Çünkü öğrencilerimizin hazırladığı ve hayata geçirdiği her proje, ülkemizin geleceğini aydınlatmaya yardımcı oluyor. Bu kültürü öğrencilere aşılamamızın meyvelerini de TÜBİTAK’a gönderdiğimiz projelerin yüzde 80’inin desteklenmeye değer bulunması ile topluyoruz. BTÜ proje kulvarında ilk 6 üniversite arasında yer alma başarısı gösterdi, şimdiki hedefimiz daha üst sıralarda yer almak. Öğrenci projelerimizin kentimize ve ülkemize büyük katkılar sağlayacağını düşünüyor, başta öğrencilerimiz olmak üzere onları yetiştiren tüm hocalarımıza da teşekkür ediyorum” dedi.