Etiket: btü

  • BTÜ’den su krizine karşı yer altı barajı çözümü

    BTÜ’den su krizine karşı yer altı barajı çözümü

    Bilinçsiz su tüketimi, beraberinde yağış miktarının gün geçtikçe azalması kuraklık alarmının verilmesine neden oluyor. Her alanda suya olan ihtiyaç tüm hızıyla artarken, kaynaklar artmak bir yanda, azalışını sürdürüyor. Çağın sinsi afeti kuraklık ve su sorunun farkında olan ve bu yönde araştırmalarına hız veren BTÜMühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Egemen Aras, iklim değişikliği ve kuraklık sorununa karşı yeraltı barajı kurulması önerisinde bulundu. İklim değişikliğinin dünya genelinde su kaynaklarının dağılımını ve miktarını etkileyen önemli faktör olduğunu kaydeden Prof. Dr. Egemen Aras, “Sıcaklık değişiklikleri, yağış düzenlerindeki değişimler ve kuraklık, su kaynaklarının azalmasına ve su stresinin artmasına neden oluyor. Bu durum, su yönetimi stratejilerini gözden geçirmeyi ve daha sürdürülebilir çözümler aramayı zorunlu kılıyor. Yeraltı barajları, bu zorluklarla baş etmek ve su güvenliğini artırmak için önemli bir çözüm haline gelmiştir” dedi.

    “Sürdürülebilir su kaynağı sağlayacak”

    Bu barajların, yer altında su depolama kapasitesi oluşturarak sürdürülebilir su kaynakları sağlayacağını anlatan Aras, “İklim değişikliği ve kuraklık dönemlerinde yeraltı barajları, istikrarlı bir su kaynağı sunma potansiyeline sahiptir. Yeraltı barajları, yağış mevsiminde fazla suyu depolayarak, kurak dönemlerde bu suyu serbest bırakma esnekliğine sahiptir. Bu, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama açısından önemlidir” diye konuştu.

    “Buharlaşmayı minimumda tutar”

    Yeraltı barajlarının su buharlaşmasını azaltarak su kaybını minimumda tuttuğunu ve yer altı su tabakasını besleyerek ekosistemlere de fayda sağladığını anlatan Prof. Dr. Aras, “Ancak, yeraltı barajlarının etkili bir şekilde çalışabilmesi için bilinçli bir su yönetimi ve sürdürülebilir kullanım önemlidir. Barajların yer seçimi, suyun kalitesinin korunması, yerel ekosistemlere olan etkilerin değerlendirilmesi gibi faktörler, yeraltı barajlarının başarılı olmasını sağlayan unsurlardır” ifadelerini kullandı.

    Bursa’da yapılabilecek 6 yer altı barajı

    Bursa’da yapılabilecek yer altı barajlarının konumlarına ve kullanma amaçlarına dair bilgi veren Aras, “Bursa’nın içinde bulunduğu su havzasında, etkili faktörlerin oluşturduğu ihtiyaç ve kısıtlamaları karşılayan, yapımı uygun olabilecek toplamda 6 adet yer altı barajı noktası tespit ettik. Muhtemel rezervuar hacimlerinin de hesaplandığı bu barajların, Akçasusurluk, Ekmekçi, Sansarak, Gündüzlü ve Kozluca’ya sulama amaçlı, Madenköy’e ise içme suyu yapılması uygun olabilir” dedi.
    Aras, tespit edilen bu 6 adet yer altı barajı ve rezervuar hacimlerinin değerlendirildiğinde, yer üstü barajlarına kıyasla rezervuarda depolanan su miktarının daha düşük olduğunu kaydetti. Aras, “Fakat büyük yerleşim yerlerine nazaran nüfusu ve dolayısı ile su talebi daha az olan kırsal yerleşim yerleri için içme veya sulama suyu ihtiyacının temini hususunda yer altı barajlarının alternatif veya tamamlayıcı bir çözüm olarak değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır. Bursa’da özellikle tarım arazilerinin sulaması ve küçük yerleşim yerlerinin su ihtiyacının karşılanması için, kuraklıkla gelen olumsuz etkilerin en aza indirilmesi noktasında yer altı barajlarının hızlı bir şekilde yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

  • Başarının 5 anahtarı

    Başarının 5 anahtarı

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), öğrencilerini deneyimli isimlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu çerçevede her çarşamba günü düzenlenen BTÜ Konuşmaları, birbirinden değerli isimleri ağırlıyor. Daha önce ekonomi, siyaset, medya gibi alanlardaki başarılı isimlerle öğrencileri bir araya getiren BTÜ Konuşmaları’nın bu haftaki konuğu Nail Olpak oldu. Programa; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Genel Sekreter Selim Uzun, MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Alparslan Şenocak, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. ‘Bir Mühendisin Günlüğü’ başlıklı konuşmasıyla, öğrencilerle bir araya gelen Olpak, özgeçmişinden bahsederek, üniversite döneminde meslek dersleri ve İngilizce eğitimini asla aksatmadığını, bunun iş hayatında da önemli yansımaları olduğunu söyledi.

    “Önemli kararları ailenizle alın”

    İş, aile, sivil toplum, başarı ve mutluluk başlıklarıyla ilgili tecrübe ve tavsiyelerini paylaşan Olpak, “Kendimle alakalı geriye dönüp baktığımda, analitik düşünmeyi ve yaşamayı seven, kendi değerlerine sahip çıkan ve içinde yaşadığı topluma faydalı olmaya çalışan bir profil görüyorum” dedi. Ailenin hayattaki yerinin önemli olduğunun altını çizen Olpak, “Bir mühendis olarak, evimde iş konuşmamaya çok özen gösteririm. Ancak ailemizi ilgilendiren konularda hep birlikte karar alırız. Size tavsiyem, hayatınızı ilgilendiren önemli kararları ailenizle birlikte almanız” diye konuştu.

    Liderlik ve yönetişim kavramlarına da değinen Olpak, “Yönetişimin de kuralları var. Ekibinizle iyi istişare edeceksiniz, aykırı fikirleri dinlemeye açık olacaksınız ve onlara cesaret vereceksiniz. Elbette son kararı siz vereceksiniz ama karar verdikten sonra da sonuna kadar gideceksiniz. İyi fikirleri de ödüllendireceksiniz” dedi.

    3 noktanın çok önemli olduğunu vurgulayan Olpak, “Ekibinize, yetkinlik ve pozisyonuna göre görevleri delege edeceksiniz. Her şeyi kendiniz bilemez ve yapamazsınız. Kişilere de verdiğiniz sorumluluğa eş değer yetki vereceksiniz. Sorumlulukla yetki birlikte olmalıdır, yetkisiz sorumluluk başarı getirmez. Verdiğiniz görevin sonucunu da bizzat takip edeceksiniz. Her şeyi delege edebilirsiniz ama kontrol etme görevini delege edemezsiniz” ifadelerini kullandı. Başarı ve başarısızlık durumlarındaki tavrından bahseden Olpak, “Kurumum başarı elde ederse, bu ekibime aittir. Ama başarısızlık varsa tüm sorumluluk, lidere aittir. Bu sorumluluğu da almayı bilmelisiniz çünkü ileride lider siz olacaksınız” diye konuştu.

    Zaman yönetimi hayatı basitleştirir

    Bir mühendis olarak geriye döndürülemeyen en önemli alanlardan birisinin zamanın yönetimi olduğunu kaydeden Olpak, bunun hayatı basitleştiren bir uygulama olduğunu dile getirdi. Başarı ve mutluluğun herkes için önemli kavram olduğunu kaydeden Olpak, “Başarının temel tarifi, bulunduğu konumun görevini en iyi şekilde yerine getirebilmektir. Mutluluğun temel tarifi de o işi yerine getirdikten sonra duyduğu hazdır. Benim hayatımda başarıya giden 5 temel unsur görüyorum; zekâ, zaman, iyi niyetli çalışmak, gayretinizi sonuna kadar harcamak ve doğru kişiye doğru işi yaptırmak” diye konuştu.

  • BTÜ’den cilt kusurlarını giderecek buluş

    BTÜ’den cilt kusurlarını giderecek buluş

    Arı sütünün Türkiye’deki üretiminin yüzde 85’i Bursa ve çevresinde ya pılıyor. Daha önce yerli arı sütünün raf ömrünü uzatacak bir projeye imza atan BTÜ akademisyenler, şimdi de arı sütünden temiz içerikli, güvenilir maske yapmaya hazırlanıyor. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomühendislik Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Aslıhan Kazan’ın yürütücülüğünü yaptığı “Arı Sütünün Hiperpigmentasyonu Önleme ve Kolajen Üretimini Destekleme Potansiyelinin Belirlenmesi ve Fotoyaşlanmaya Karşı Arı Sütü Katkılı Hidrojel Yüz Maskelerinin Geliştirilmesi” başlıklı araştırma projesinde Biyomühendislik Bölümü’nden Doç. Dr. Gökçe Taner, Doç. Dr. Emel Tamahkar Irmak ve Araştırma Görevlisi Elife Kıldalı ile Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Aycan Yiğit Çınar ve Dr. Öğretim Üyesi Seda Altuntaş araştırmacı olarak yer alıyor. TÜSEB B Grubu Ar-Ge projeleri kapsamında desteklenmeye hak kazanan projenin 24 ay süresi bulunuyor.

    Doğal ve temiz içeriklere talep arttı

    Dr. Öğretim Üyesi Kazan, UV ışınları, hava kirliliği, tütün alışkanlığı, sağlıksız beslenme gibi faktörlerin ciltte; serbest radikal hasarı, hiperpigmentasyon, hücre çoğalma yeteneğinde azalma, cilt hacminin kaybı gibi kusurlara yol açtığını kaydetti. Kazan, “Yüz, vücudun en görünür bölgesi olması sebebiyle estetik kaygılara yol açmakta ve milyarlarca dolar hacme sahip kozmetik ve kişisel bakım endüstrisinin odak noktasını oluşturmaktadır. Mevcut kozmetik formülasyonların büyük bölümünde kullanılan etken maddeler düşük etkinlik, yan etkiler, toksisite gibi güvenlik endişelerini beraberinde getirmektedir. Bu durum; kimyasal içeriği azaltılmış; yüksek etkinliğe sahip, güvenli ve alternatif aktif bileşenlerce zenginleştirilmiş, doğal ve temiz içerik sunan ürünlere olan talebi artırmaktadır” dedi.

    Katma değerini yüksek ürün

    Türkiye şartları itibariyle arıcılık ve arı ürünlerinin üretimi için en uygun bölgelerin başında geldiğini dile getiren Dr. Aslıhan Kazan, “Son derece kıymetli bir kaynak olan Türk arı sütüne destekleyici ve tamamlayıcı tıp uygulamaları kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından onay verilmiş, üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından öncelikli alanlar kategorisine alınmıştır. Bu proje ile Türk arı sütünün, fotoyaşlanma ile gelişen kolajen kaybı, hiperpigmentasyon, oksidatif stres ve DNA hasarı gibi sorunların çözümünde kullanılmak üzere sahip olduğu potansiyelin bütüncül bir yaklaşımla açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmadan elde edilecek veriler ile arı sütü katkılı, çok fonksiyonlu hidrojel cilt maskesi geliştirilerek arı sütünün ticarileşme potansiyeli taşıyan ve katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürülmesi sağlanacaktır” diye konuştu.

  • BTÜ Konuşmaları’nın konuğu Zeliha İlhan Doymuş

    BTÜ Konuşmaları’nın konuğu Zeliha İlhan Doymuş

    TRT Haber’in sevilen yapımlarından ‘Ömür Dediğin’ programının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenen Zeliha İlhan Doymuş, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencileriyle buluştu. Her çarşamba günü Doç. Dr. İbrahim Özsarı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen BTÜ Konuşmaları’nın konuğu olan Zeliha İlhan Doymuş, ‘Ömür Dediğin’ programının hayata çıkış hikâyesini, programın arka planını ve kendisinde bıraktığı izleri paylaştı. 17 yıldır ‘Ömür Dediğin’ programını sürdürdüklerini kaydeden Zeliha İlhan Doymuş, “800 aileyi ziyaret ettik, birçok ödülün sahibi olduk. En son da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden Ömür Boyu Saygı Ödülü’nü aldık” dedi. Programın ortaya çıkış hikâyesini anlatan İlhan Doymuş, “2007 yılında bir prodüktörümüz yaşlılarla röportaj yaparak onların dünyasına inmek istedi ve ekibinde ben de bulundum. Programın adını o koydu formatın bugünkü hale getirilmesine ise ben yardımcı oldum. Ömür Dediğin 17 yıldır yayında, bugün proje hem eğlendiriyor hem bilgilendiriyor. ‘Ömür Dediğin’ aslında kısa film tadında bir belgesel. Orada gerçek karakterler söz konusu. O karakterler kendi hayatlarını anlatırken müziklerle bunu kısa film tadında belgesele dönüştürdük” diye konuştu.

    Dünya üzerindeki tüm Türklerin hikâyesi

    Programda yaşlı insanların iç dünyasını öne çıkarırken gündemi de içine kattıklarını belirten Zeliha İlhan Doymuş, “Programda yaşlı insanlar kendilerini anlatıyorlar ama biz aynı zamanda sadece Anadolu’da yaşayan insanların hikâyelerini değil dünya üzerinde yaşayan bütün Türklerin hikâyesini de evlerinize getirdik. Sadece yaşlıların hikâyesini değil bizden olanların hikâyelerini de ekrana taşıdık. Balkanlarda yaşayan Türk’ün de Avrupa’ya göç edenlerin de Gagavuz Türklerinin de hikâyeleri var. Dünya üzerinde ne kadar Türk varsa hepsinin evine girdik, bundan sonra da bu hikâyeleri sizlerle buluşturmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

    “Programda herkes kendinden bir şey buluyor”

    Programın sadece yaşlılara değil tüm yaş gruplarına hitap ettiğini dile getiren İlhan Doymuş, “Ömür Dediğin’de herkes kendinden bir şeyler buluyor. O insanların ağzından çıkan her kelimede kendimizi taratıyoruz çünkü biz de o hayatın içindeyiz. Programa başladığımız dönemlerde bu reytingi beklemiyordum. Çünkü bugüne kadar dünyada yaşlılarla alakalı bir program yapılmamıştı. Sadece bayramlarda hatırlamıştık, onların dünyasına inmemiştik. Ama artık Türk toplumu da yaşlanıyor. Dolayısıyla o insanların hayatına girerek, beklentilerini öğrenerek ona göre politikalar oluşturmalıyız” dedi. Ömür Dediğin’in 17 yıldır yayınlanmasına rağmen hala reyting rekorları kırdığını da dile getiren Zeliha İlhan Doymuş, bunun nedeninin kaybedilen değerleri ekrana taşımak olduğunu söyledi.

    Program, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın, Zeliha İlhan Doymuş’a teşekkür plaketi takdim etmesi ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

  • BTÜ ve BUÜ şehir için üretecek

    BTÜ ve BUÜ şehir için üretecek

    BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da düzenlenen BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz başkanlığındaki Senato Toplantısına, BTÜ ve BUÜ dekanları ve enstitü müdürleri katıldı. Toplantıda konuşan BTÜ Rektörü Naci Çağlar, BUÜ ile daha önce patent devri, Filistin ve şehitlere saygı yürüyüşü gibi ortak çalışmalarda bir araya geldiklerini söyledi. Düzenlenen ortak senato toplantısı ile bu iş birliğinin daha da güçlendiğini dile getiren Çağlar, “BUÜ köklü ve güçlü bir üniversite. BTÜ de genç, dinamik, güçlü ve iddiası olan bir üniversite. Bu nedenle iki üniversitenin iş birliği içerisinde olması çok önemli. Daha önce pek çok ortak çalışmada bir araya gelmiştik. Şimdi de ortaklaşa TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi sürecimiz başlıyor. Bu gibi çalışmaların üniversitelerimize, şehrimize ve ülkemize büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

    “İş birliğinin artırılması şart”

    İki üniversite arasındaki ilişkilerin artık daha güçlü olduğunu ve bu iş birliğinin artarak devam edeceğini vurgulayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Her iki üniversitenin güçlü olduğu ortak alanları mevcut. Hem bu güçlü alanların geliştirilmesi hem de yeni projelerde buluşmamız için güç birliği şart. İki üniversite olarak aynı sanayide, aynı teknolojideyiz. Bu nedenle iş birliğinin yoğun yaşanması gerekiyor” diye konuştu.

    Bursa için projeler üretilecek

    Toplantıda her iki üniversitenin çalışmaları değerlendirilirken, fakülteler ve bölümler arası yapılabilecek iş birliği alanları da görüşüldü. Süreci devam eden ve yapılabilecek yeni ortak projelerin ele alındığı toplantıda, TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi ile ulusal ve uluslararası projeler masaya yatırıldı. Toplantıda; her iki üniversitenin bilimsel dergilerinde yayın ve hakemlik konularında iş birliği, doktora tez izleme komisyonlarında ortaklık, Ar-Ge günleri ve sorun çözme pazarı düzenlenmesi, lisansüstü çalıştayı yapılması, şehir için katkı verilecek noktaların belirlenmesi kararları alındı.

  • BTÜ’den elektrikli araçların menzilini arttıracak proje

    BTÜ’den elektrikli araçların menzilini arttıracak proje

    Elektrikli otomobillerin en büyük sorularından biri olan batarya kullanım süresine BTÜ’lü akademisyenler yeni bir çözüm getiriyor. Yürütücülüğünü Polimer Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu’nun üstlendiği, Öğretim Görevlisi Dr. Sibel Tuna’nın araştırmacı, Özge Yurul Dağ’ın ise bursiyer olarak yer aldığı proje sayesinde elektrikli araçlarda geleneksel alüminyum batarya paketlerine alternatif olarak polimer kompozit esaslı Li-ion batarya paketi geliştirilecek. “Elektrikli Araç Batarya Paketlerinde Kullanılmak Üzere Uyumlaştırılmış Hegzagonal Bor Nitrür ve Silisyum Karbür Katkılı Polipropilen Hibrit Nanokompozitlerin Özelliklerinin Araştırılması” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı çerçevesinde desteklenmeye de hak kazandı. 12 ay sürecek projede geliştirilecek olan yüksek termal iletkenliğe sahip polimer kompozitin otomotiv ve elektronik sektörüne yenilikçi ve etkili bir çözüm olması hedefleniyor.

    En büyük problem şarj

    Proje yürütücüsü Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu, günümüzde elektrikli otomobillerin öneminin artmasıyla birlikte otomobil firmalarının elektrikli araçlar üzerinde yaptıkları çalışmaların da her geçen gün fazlalaştığını söyledi. Kurtlu, “Elektrikli araçlarda şu an en büyük problem batarya ağırlığı. Aracı şarj edecek istasyon sayısı oldukça az ve bataryayı doldurma süresi çok fazla. Biz de burada şarjın aynı kapasiteyle daha uzun süre kullanabilmesi için bu proje üzerine çalışmaya başladık. Bakıldığında araç ne kadar hafifse şarj dayanıklılığı o kadar artıyor. Geliştireceğimiz polimer kompozit malzeme ile elde edilecek hafiflik, bataryalardaki enerji ve buna bağlı olarak araç menzili üzerinde olumlu etkiler oluşturacak” dedi.

    Aynı kapasiteyle daha uzun yol

    Elektrikli araçlardaki mevcut batarya paketinin çok ağır olduğunu kaydeden Doç. Dr. Meral Akkoyun Kurtlu, “Mevcut batarya paketleri alüminyumla üretiliyor bu da aracın ağır olmasına neden oluyor. Bu doğrultuda biz de ‘batarya paketini hangi malzemeyle daha hafif hale dönüştürebiliriz’ sorusundan yola çıktık. Ve polimer kompozit yapılarla bu batarya paketinin daha hafif şekilde yapılabileceği sonucuna ulaştık. Elektrikli araçlardaki en büyük problem olan şarj kullanımının bu hafiflemeyle uzatılması sağlanacak. Yani bu hafif batarya sayesinde aynı şarj kapasitesiyle daha uzun süre yol alınabilecek. Geliştireceğimiz malzeme, geleneksel alüminyum batarya paketlerine göre alternatif, termal iletkenliği yüksek, elektrik iletkenliği düşük ve elektrikli araçlarda pil paket sistemlerinde kullanılabilecek daha hafif bir malzeme olacak” diye konuştu.

    Polimer kompozit batarya paket kullanımının mevcut duruma kıyasla maliyeti düşüreceğini belirten Akkoyun Kurtlu, “Böylelikle endüstriyel olarak uygulanabilir ve ticarileşme potansiyeli bulunan bir malzeme olacak. Bu projenin sonucunda, katkılı polimer kompozitlerde, katkıların mekanik, yanma, ısıl ve elektriksel özelliklere olan etkisi tanımlanacak ve katkıların polimer içerisindeki oryantasyonunun etkisi belirlenecek. Bu sayede, bu proje daha yüksek performanslı polimer kompozitlerin üretimine katkı sağlayarak, yüksek ısıl iletkenlik gerektiren uygulamalarda kullanımlarının önünü açmış olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Bursateknopark kadınlarla gücüne güç katıyor

    Bursateknopark kadınlarla gücüne güç katıyor

    Bursa Teknik Üniversitesi tarafından 2020 yılında ilk adımları atılan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı izni ile 2022 yılında faaliyete geçen Bursateknopark, hızlı bir ivme ile çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemesinde önemli bir role bürünen Bursateknopark’ın yönetici şirket kadrosunun tamamını kadınlar oluşturuyor. Bursateknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu ve ekibi, teknopark firmalarının bilim ve teknolojiye sağlayacağı katkıların farkındalığı ile tüm süreçlerin titizlikle yürütülmesini sağlıyor. Bursateknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu’nun önderliğindeki ekip, alanında uzman 7 kadından oluşuyor. Sanayi ve Ar-Ge ekosistemindeki ‘erkek egemen algısı’ yine BTÜ bünyesindeki Bursateknopark’ın kadın yöneticileri sayesinde kırılıyor. Bursateknopark’ta yer alan 32 firma,Bedeloğlu ve ekibinin iş birliği ile çalışmalarını sürdürüyor.
    Firmaların yenilik ve rekabet gücünü artırmada kritik rol üstlenen ve büyük başarı elde eden Bursateknopark’ın Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu ve ekibinin çalışmalarıyla firmaların Ar-Ge faaliyetleri destekleniyor, bilimsel araştırma ve geliştirme projeleri ticari uygulamalara dönüştürülerek, firmaların rekabet gücünün arttırılmasına yardımcı olunuyor. Aynı zamanda burada,kadınlara ve genç yeteneklere istihdam fırsatları sunarak bilim ve teknoloji alanında nitelikli iş gücünün gelişimine katkı sağlanıyor. Bursateknopark’ın, ülkemizin bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemesine ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla kısa zamanda birçok önemli faaliyete imza attığını kaydeden Prof. Dr. Bedeloğlu, bu başarıda kadınların büyük emeğinin olduğunu vurguladı.

    Kadın girişimciler küresel pazarda

    Bursateknopark’taki kadın girişimcilerin projelerinden bahseden Bedeloğlu, “Ar-Ge ofisinde faaliyet gösteren yapay zekâ destekli finans, yazılım ve ihracat platformu üzerine çalışmalar yürüten kadın girişimcimizin kurduğu bir firmamız, BatıAfrika’nın önemli liman ülkelerinden Gana’da şubesini açarak küresel pazarda önemli bir yer tutmayı hedefliyor. Aynı zamanda kimya, inşaat, yazılım, çevre firmalarımızda önemli oranda kadın istihdamı bulunuyor. Kadınların teknolojide yer alması ve bakış açılarını teknolojiye çevirmelerinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu çerçevede de kadın girişimciliğinin ve istihdamının dünya genelindeki teknolojik gelişmeler doğrultusunda arttırılmasını hedefliyoruz ve bu alanlarda kısa vadede projeler gerçekleştireceğiz. Rektörümüz ve Bursateknopark Yönetim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Naci Çağlar ile tüm yönetim kurulu üyelerimizin destekleri sayesinde, Bursateknopark’ın her kademesinde yer alan kadınlarımızla daha büyük başarılara imza atacağız” dedi.

  • Gemi mühendisleri Bursa Teknik Üniversitesi’nde

    Gemi mühendisleri Bursa Teknik Üniversitesi’nde

    Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da düzenlenen etkinliğe BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık, Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, gemi ve denizcilik sektöründen firma temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Gemi Mühendisleri Bursa’da” panelinin açılış konuşmasını yapan Rektör Naci Çağlar, gemi mühendisliği, denizcilik ve deniz endüstrisinin, insanlık tarihinin en önemli sektörlerinden biri olduğunu vurguladı. Rektör Çağlar, “Bugün bu önemli sektörün paydaşlarını bir araya getirerek, deneyimlerimizi ve bilgilerimizi paylaşma fırsatı buluyoruz. BTÜ olarak, bu paneli düzenlemekten büyük mutluluk ve gurur duyuyor, gemi mühendisliği ile denizcilik sektöründe geleceğin liderlerini yetiştirmek adına çalışmalarımıza devam ediyoruz. Panelimizde sizlerle bir araya gelmemizin amacı, gemi inşa ve denizcilik sektörünün önemini vurgulamak, sektördeki gelişmeleri takip etmek ve geleceğe dair vizyonumuzu güçlendirmektir” dedi.

    Sektöre yön verecek mezunlar

    Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı ise 4 farklı panelde alanında uzman ve sektörün önde gelen isimleriyle; savunma sanayi, gemi inşa ve onarım, denizcilik sektörünün geleceği ve gemilerde güvenlik konularını ele alacaklarını söyledi. Dobrucalı, “Denizcilik Fakültesi olarak kurulduğumuz ilk günden beri denizciliğin ve gemi mühendisliğinin temel taşlarına, sıkı sıkıya bağlandık. Fakültemizin genç dinamik ve alanında uzman öğretim üyeleriyle, mezunlarımızı sektöre en iyi şekilde hazırlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk mezunlarımız olacak öğrencilerimiz, sadece birer mezun değil aynı anda gemi inşa sektörüne yön verecek meslektaşlarımız olacak” diye konuştu.

    Kariyer planlamasına katkı

    Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Can Serbest, BTÜ Denizcilik Fakültesinin yapacağı tüm çalışmalarında yanlarında olduklarını belirterek, panelin başarılı geçmesi temennisinde bulundu. BTÜ Gemi ve Denizcilik Topluluğu Başkanı Ahmet Korkut da “Her yıl gerçekleştirdiğimiz bu zirveyle temel amacımız biz öğrencilerle, gemi inşa ve denizcilik sektörü arasında bağ kurmak ve kariyer planlamasın oluşması sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

    Uzman ssimler deneyim ve önerilerini paylaştı

    Açılış konuşmalarının ardından Savunma Sanayi Paneli’ne geçildi. Prof. Dr. Erinç Dobrucalı moderatörlüğündeki panelde; Sefine Tersanesi Askeri Projeler Koordinasyon ve iletişim Direktörü Önder Kara, SEFT Mühendislik Dizayn Direktörü Kamil Afacan, SSB Harp Gemisi Projeleri Savunma Sanayii Uzmanı İlker Sercan Çimen, STM Endüstriyel İş Birliği Yöneticisi Hikmet Aybar ve DKK Dizayn Proje Ofisi Dahili Tekne Donatım Mühendisi Üsteğmen Mustafa Esat Köse konuşmacı olarak yer aldı. Doç. Dr. İbrahim Özsarı’nın moderatörlüğündeki “Gemi İnşaa ve Onarım Paneli”nde ise; Art Tersanesi Tersane Müdürü Salih Bostancı, Beşiktaş Tersane Dizayn Müdürü Bilge Kaan Bulut, Cemre Tersanesi İş Geliştirme Müdürü Burak Mursaloğlu, Sedef Tersanesi Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Direktörü Fahri Arısoy, Sefine Tersanesi Yeni İnşa İş Geliştirme ve Teknik Proje Direktörü Selçuk Bakanoğlu konuşmacı oldu. Denizcilik Sektörünün Geleceği Paneli’nin moderatörlüğü ise Dr. Öğretim Üyesi Naz Yılmaz tarafından gerçekleştirildi. Bu panelde konuşmacı olarak; Ares Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Pehlivanlı, Delta Marin İş Geliştirme Direktörü Dirim Şener, GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Salih Bostancı ve Kuasar Marin Dizayn Yöneticisi Erkan Ülke bulundu. Günün son paneli “Gemilerde Güvenlik, Klaslama ve Denetim” konusuyla Dr. Mesut Taner’in moderatörlüğünde yapıldı. Bu panelin konukları ise şu isimler oldu: Bureau Veritas Türkiye Yeni Gemi İnşa Müdürü Murat Ölçer, İlkfer Denizcilik Genel Müdürü Feramuz Aşkın, Kuzey Sigorta Danışma Kurulu Üyesi Cem Melikoğlu, Türk Loydu Eğitim ve Vasıflandırma Bölüm Müdürü Erdal Gedikoğlu.
    ‘Gemi Mühendisleri Bursa’da etkinliği kapsamında Mimar Sinan Yerleşkesi’nde ‘gemi demiri’ açılış töreni de yapıldı. Gün boyu süren etkinlik, teşekkür plaketlerinin konuklara takdimiyle son buldu.

  • BTÜ’de yapay zekâ bölümü açılıyor

    BTÜ’de yapay zekâ bölümü açılıyor

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, aralarında BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın da bulunduğu 20 üniversite rektörüyle toplantıda bir araya geldi. Özvar, toplantıyla birlikte “yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri” alanlarında üniversitelerde 2’si ilk kez olmak üzere 5 lisans ve tamamı yeni 12 önlisans programı açılacağını duyurdu. Bu üniversiteler arasında Bursa Teknik Üniversitesi de yer alırken, derslerin çevrimiçi ve senkron biçiminde verilmesi planlanıyor. Bilişim ve yapay zekâ alanında uzman akademisyenler ile ilgili sektör temsilcilerinin katkıları sayesinde yeni programlarla, müfredatların niteliklerinin yükseltilmesi hedefleniyor. Aynı zamanda açılacak bölümlerle birlikte yapay zekâ, yapay zekânın çözümleri, dijitalleşme, büyük veri konularında insan kaynağının yetişmesi sağlanacak.

    Yetişmiş insan kaynağı BTÜ’den çıkacak

    BTÜ’nün yapay zekâ alanında bir adım önde olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, hali hazırda üniversite bünyesindeki tüm öğrencilerin yapay zekâ dersi aldığını belirtti. Çağlar, “Yapay zekâya dair yaptığımız çalışmalarla adı anılan BTÜ’ye artık yapay zekâ bölümü de açıyoruz. Hayatın her alanına dahil olan yapay zeka konusunda, yetişmiş insan kaynağı çok önemli. Teknik üniversite olarak, bu konuda büyük bir sorumluluğumuzun bulunduğunun farkındayız. Detayları daha sonra netleşecek olan yapay zekâ ile alakalı bölümlerimiz ve alanında uzman akademik kadromuzla çıtayı en üst seviyeye çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

    Yapay zekâ geliştiren öğrenciler

    Yeni açılacak bölümlerle BTÜ’nün yapay zekâ ile anılan bir üniversite haline geleceğini vurgulayan Rektör Naci Çağlar, “Öğrencilerimizin teknik anlamda gelişimlerini sağlarken, günümüz gelişmeleri ile de uyumlu olarak sektör dinamiklerine aşina bir biçimde mezun olmalarını önemsiyoruz. Yapay zekayı kullanabilen, onu süreçlerine dahil edebilen daha önemlisi yapay zeka geliştirebilen öğrencilerimizin olması adına çalışıyoruz. Akademisyenlerimizin de bu alandaki gelişmeleri derslerinde kullanabilmeleri amacıyla işin uzmanlarını, akademisyenlerimizle buluşturuyoruz. ‘Yenilikçi Devlet Üniversitesi’mottomuzun hakkını vermeye devam ederek, ilklerin ve yeniliklerin adresi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

  • Merve Kavakcı BTÜ Konuşmaları’nın konuğu oldu

    Merve Kavakcı BTÜ Konuşmaları’nın konuğu oldu

    Bursa Teknik Üniversitesinde öğrencileri alanında uzman isimlerle buluşturan BTÜ Konuşmaları’nın ikinci sezonu başladı.

    Sezonun ilk konuğu ise Büyükelçi Doç. Dr. Merve Kavakcı oldu. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleştirilen “Değişen Jeopolitikte Değişmeyenler: Bir 28 Şubat Okuması” başlıklı programa; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Halide Serpil Şahin, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. 28 Şubat dönemine atıfta bulunan Kavakcı, üniversite kampüsünde başörtülü bir şekilde rahatça dolaşabiliyor olmanın çok kıymetli olduğunu, bu durumun önceki nesiller tarafından sıradan olarak kabul edilmediğini söyledi. Amerika’da 11 Eylül saldırılarının yaşandığı yıllarda Türkiye’nin ise 28 Şubat sürecinden geçtiğini ifade eden Kavakcı, bu olayların dünya ve Türkiye siyasetini değiştirdiğini anlattı.

    “Kat sayı zulmü nedeniyle üniversitelere alınmadılar”

    28 Şubat’ın en sembolik tezahürlerinden birinin başörtü yasağı diğerinin ise katsayı zulmü olduğunu dile getiren Kavakcı, “Bir önceki nesil, katsayı uygulaması nedeniyle imam hatipli oldukları için üniversitelere alınmadılar. Yine o dönem başörtüsü yasağını birlikte yaşadık. Onun içindirki; bu kampüste dolaşabilmek, ehliyet alabilmek,bugün bizim neslin sıradan kabul edeceği işlerden değil. Biz kimliğindeki başörtülü fotoğraf sebebiyle üniversite hastanesindeki acil hizmetten yararlanamayıp ruhunu teslim eden bir canı da gördük. Bunun yanında İncil ve Tevrat için yasak geçerli olmazken, yaz dönemi ve belli saatler dışında çocuklarımıza Kuran-ı Kerim eğitiminin yasakladığını yaşadık. Bizler bu dönemlerden geldik ve geçtik. Postmodern, ultramodern fark etmez, 28 Şubat darbedir, müdahaledir. 28 Şubat’ın önemli bir ölçüde başarılı olduğunu düşünenlerdenim” diye konuştu.

    “Yasak tam anlamıyla 2017’de sona erdi”

    Geçmiş dönemde modern insanın oluşturmak istediğini ve bu insanın üniversitede başörtülü olamayacağı fikrinin olduğunu anlatan Kavakcı, “O dönemlerde, ikna odalarında kapalı kadınlarımızın başlarını açtırmak için girişimde bulundular. Ülkemiz elbette bir sömürge olmadı ama zihinler belli uygulamalarla sömürüldü” dedi. Türkiye’de yürürlükteki Şapka Kanunu’nun pratikte yerinin olmadığını ancak başörtüsünün yasak olmamasına rağmen kadınların hayatlarına müdahale edilmek için kullanıldığını belirten Kavakcı, “Başörtüsü hiçbir zaman kanunla yasaklanmadı sadece yönetmelikle kısıtlamalar getirildi. Bu yasak, 2013 yılında kalksa da tam anlamıyla 2017 yılında başörtü yasağı uygulaması sona erdi. Cumhurbaşkanımızın dirayeti, vizyoner bakış açısı, demokrasiye bağlılığı olmasaydı bu yasak bugün de kalkmazdı” dedi.

    Teknopark ve MERLAB’a ziyaret

    Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEI) Genel Sekreter Yardımcısı da olan Büyükelçi Merve Kavakcı, BTÜ bünyesindeki Bursateknopark ve Merkezi Araştırma Laboratuvarı’na da (MERLAB) ziyarette bulundu. Kavakcı, ilk olarak Bursateknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu ve ekibiyle bir araya geldi. Prof. Dr. Bedeloğlu Kavakcı’ya, Bursateknopark’ın işleyişi ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Bursateknopark’ın çalışmalarının oldukça faydalı olduğuna değinen Kavakcı, KEI olarak Bursa Teknik Üniversitesi ile ortak çalışmalar da yürütülebileceğini belirtti. Bursateknopark’ın ardından Kavakcı, MERLAB’a ziyarette bulundu. Merkez Müdürü Doç. Dr. Ahmet Aygün, TÜRKAK tarafından akredite edilen laboratuvar ve cihazlar hakkında bilgilendirmede bulundu. Kavakcı ise üniversite bünyesindeki laboratuvarların sanayi açısından önemine değindi.