Etiket: bursa barosu

  • Bursa’da avukatlar Servet Bakırtaş için eylemde

    Bursa’da avukatlar Servet Bakırtaş için eylemde

    Bursa Adalet Sarayı önünde toplanan grup adına basın açıklaması yapan Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdi.

    Öztosun şu ifadeleri kullandı:

    “Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri yaratan toplumsal bakışı da anlatmaktadır. Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi, kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir. Bir mesleğin ‘ölümü göze alarak’ sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da o toplumun bir kesimi için utançtır.”

    Basın açıklamasına, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Gürkan Altun, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile avukatlar katıldı.

    Açıklamanın ardından bazı avukatlar adliye önünde oturma eylemi yaptı.

  • Çevre Günü’nde Bursa’dan yükselen imdat çığlığı

    Çevre Günü’nde Bursa’dan yükselen imdat çığlığı

    2022 yılını “İklim Yılı” ilan ederek iklim değişikliğine yol açan faktörlere ve bu konuda alınabilecek önlemlere dikkat çekecek çalışmalar yapan Bursa Nilüfer Belediyesi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Nilüfer Çayı Temiz Aksın Yürüyüşü” organize etti.
    Nilüfer Kent Konseyi ve Bursa Çevre Platformu ile birlikte organize edilen etkinlikte, Uludağ’dan çıkarak kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan ve Bursa Ovası’nı sulayan, ancak endüstriyel atıklar nedeniyle artık simsiyah akan Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğe dikkat çekildi. Bu amaçla Nilüfer Çayı kenarındaki 4 ayrı rotada düzenlenen doğa yürüyüşüne, “Nilüfer Çayı Temiz Aksın” sloganıyla çok sayıda çevreci katıldı. Yürüyüşe katılanlar, Nilüfer Çayı’nın temiz ve kirli akan bölgelerinden numuneler de aldı.

    Bursa Çevre Platformu’nun paydaşı olarak etkinlikte yer alan Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası, Mimarlar Odası Bursa Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, DOĞADER, EKODER ve Tarım Orkam-Sen ile Nilüfer Kent Konseyi üyeleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün artık kutlanacak bir gün değil, doğanın ve çevrenin yok oluşuna ağıt söyleme günü olduğunu ifade ettiler.

    Bursa’nın, çok değil bundan 30 yıl önce “Yeşil Bursa” adıyla anıldığını ama nüfus yoğunluğu, çarpık kentleşme, kaçak sanayileşme sonucu kentin betonlaştığını, tarımı biterken, havasının suyunun kirletildiğini belirten çevreciler, “Artık Bursa havası en kirli şehirlerden biri ve şehir merkezinden geçen dereleri, fabrikaların deşarj ettiği kimyasal atık halinde akıyor. Verimli Bursa ovalarındaki tarım alanları hızla betonlaşıyor. Bu böyle devam ederse, önümüzdeki birkaç yıl içinde gıda ve su krizi yaşamamız kaçınılmaz görünüyor. Suyuyla ve havasıyla Bursa’yı besleyen; Bursa’nın yaşam kaynağı Uludağ dereleri ise; oteller bölgesinden ve diğer tesislerden gelen evsel ve kimyasal atıklarla daha kaynağında kirletiliyor. Temiz akan su kaynakları ise, su daha toprağa düşmeden kaynağından borularla yerel yönetim ve su şirketlerin kurduğu su fabrikalarının depolarına ve kasalarına akıyor. Su şehri Bursa hızla kuraklığa itiliyor” dediler.

    Bursa’nın en önemli su kaynağı olan Nilüfer Çayı’nın çıktığı yerdeki berraklık ile kentin içinden geçtikten sonraki simsiyah görüntüsü arasındaki farkın dehşet verici olduğunu vurgulayan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de, “Nilüfer Çayı, Bursa’yı besleyen ana damarlardan bir tanesi. Başladığı noktadan 40 kilometrelik mesafe boyunca dört etaptan oluşan parkurlarda gruplar halinde yürüdük. Nilüfer Çayı’nın hem temiz hem kirli bölgelerinden numuneler alarak, çayın nasıl kirletildiğini göstermek istedik. Artık Nilüfer Çayı’nın mutlak suretle temiz akmasını sağlamak lazım. Bunu söylemekten bizim dilimizde tüy bitti. Buradan yetkililere tekrar seslenmek istiyoruz. Kaçak endüstrinin yapıldığı, kaçak boyahanelerin ve kontrolsüz üretimin olduğu işletmelerde sıkı denetimler yapılsın. Bu işletmelerin deşarjları kontrol edilsin. Başladığı yer o kadar temiz ki, burada balık tutanlar var. Ancak Nilüfer Çayı’nın Geçit’teki bölümünden numune aldığımızda, bugün hangi boyahanede, hangi renk, hangi türde kumaşların boyandığını tahmin yapabileceğimiz duruma geliyoruz. Bu dünya bizim, Bursa bizim. Çevreyi kirletmeden gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor” diye konuştu.


    Suyun tüm canlılar için en temel yaşam hakkı olduğunu ve bu konuda artık gerçekten kritik bir eşikte olduğumuzu kaydeden Başkan Erdem, “Sanayi alanları arttıkça endüstriyel atıklar da artıyor ve bu suların arıtılmadan su kaynaklarına deşarjı sonucu Nilüfer çayı kirleniyor. Bu kirliliğe rağmen Nilüfer Çayı tarımsal üretimde sulama suyu olarak da kullanılıyor. Sonuç olarak sadece suyumuz değil, toprağımız ve gıdamız da kirleniyor. Çevreye karşı sorumsuz davranarak ekolojik dengeyi işte böyle kendi ellerimizle bozuyoruz. Nüfus arttıkça tarım ve sanayi alanındaki su ihtiyacı da artıyor, kişi başına düşen su miktarı azalıyor. Su, tüm canlıların ve ekosistemlerin varlığı için vazgeçilmezdir. Gelecekte belki de su savaşlarına bile tanık olacağız. Ancak bizler var olan su kaynaklarımızı da doğru kullanamıyoruz. Yaşam kaynağımız olan su kaynaklarının kirletici faktörlerden korunmasını sağlayamıyoruz. Bunun en çarpıcı göstergesi Nilüfer Çayı’dır. Nilüfer Çay’ı için derhal önlem alınmasını istiyoruz” dedi.

  • Bursa Barosu’nda başkan yeniden Gürkan Altun

    Bursa Barosu’nda başkan yeniden Gürkan Altun

    Bursa Barosu’nun, pandemi gerekçesiyle defalarca ertelenen genel kurulu tam bir yıl aradan sonra “olağanüstü” olarak gerçekleştirildi. Cumartesi gerçekleştirilen ilk toplantıda Gürkan Altun Başkanlığı’ndaki yönetim ve kurullar ibra edilirken, bugün (3 Ekim 20201) yapılan seçimlerde iki aday yarıştı. Mevcut başkan Gürkan Altun ile İrfan Koçak’ın listelerinin karşı karşıya geldiği seçimde ipi göğüsleyen yine Gürkan Altun oldu. 4 bin 449 avukatın bulunduğu Bursa Barosu’nda 3bin 444 avukat oy kullandı. Geçerli 3315 oyun 1894’ünü alan Gürkan Altun yeniden Bursa Barosu Başkanı oldu. Diğer aday İrfan Koçak ise 1330 oy aldı.

    Bursa Akademik Odalar Birliği’nde gerçekleştirilen ve Osmangazi İlçe Seçim Kurulu gözetiminde yapılan seçimlere katılım oranı yüksekti. Pandemi nedeniyle yoğunluk olmaması için sandık sayısı artırıldı, toplam 22 sandıkta 66 memur görev yaptı. Saat 09.00 itibariyle başlayan oy verme işlemi, 17.00’de sona erdi.

    Gürkan Altun’un listesinde yer alan isimler ise şöyle:

    Yönetim Kurulu: Aslı Evke Yetkin, Ayşe Gonca Gülçin, Metin Öztosun, Nazlı Ceren Şendoğan, Nilay Parlar, Özge Yılmaz Türker, Umut Mısır, Yasemin Reçber, Yener Poroy, Yıldırım Hacıoğlu

    Disiplin Kurulu: Atila Atik, Aygül Güneş, Erdem Erbey Şenyurt, Faruk Çınar, Özcan Mehmetalioğlu

    Denetleme Kurulu: Buket Gülçin Özer, Fikriye Merve Evin Kayrak, Murat Özdemir

    TBB Delege: Asude Şenol, Hüsniye Altın Yeşil, Mefharet Öztürk Ceylantepe

    YK Genç Temsilci: Ahmet Anıl Şimşek, Bora Görkem Turan, Büşra Pınar Altınoluk, Gülender Adıgüzel, Mehmet Cangül, Mert Can Çiçek, Sibel Gündüz, Ayşe Simge Demir Okuroğulları, Sungur Karaduman, Zeliha Irmak Usta

  • Bursa Barosu alkol yasağını yargıya taşıdı

    Bursa Barosu alkol yasağını yargıya taşıdı

    Bursa Barosu, koronavirüs nedeniyle 29 Nisan- 17 Mayıs arasında uygulanan tam kapanmada, İçişleri Bakanlığı genelgesi doğrultusunda alkollü içki ve marketlerde elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, giyim, hırdavat, züccaciye ürünleri satışını yasaklayan İl Hıfzıssıhha Kurulu kararının iptali istemiyle dava açtı.

    Bursa Barosu adına Sayman Av. Aslı Evke Yetkin tarafından İdare Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde, dava konusu kararların, hukuk devletine, yaşama hakkına, çalışma hürriyetine, özel hayatın gizliliğine saygı hakkına ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu, bu kararın öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına, ardından da iptaline karar verilmesi gerektiği belirtildi.

    ‘KİŞİSEL TERCİH VE ÖZEL HAYATA DOĞRUDAN KISITLAMA GETİRİLMİŞTİR’

    Dava konusu işlemle, kişilerin ‘dışarıdaki hayat’a ilişkin tercihlerine açık ve hukuksuz müdahalenin söz konusu olduğu belirtilen dilekçede, özel hayatın ihlali kapsamında suç işlendiği ve açıkça hukuk devletinin yok sayıldığı ifade edildi. Gerek Anayasa, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti altına alınan hakların idari kararla ihlal edilmesinin kabul edilemeyeceği kaydedilen dilekçede şöyle denildi:

    “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de yer alan ‘korkudan azade yaşama özgürlüğü’ prensibi, insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesi ve yaşam biçimlerine müdahale edilmemesi noktasında esas alınması gereken bir prensiptir. Keyfi uygulamalar veya tasarruflarla kişilerin özel hayatlarına, kişisel tercihlerine ve yaşam biçimlerime müdahale edilememelidir. Bir hakkın kullanımına kamu otoritesinin müdahalesi ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlık veya ahlakın, başkalarının özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu ölçüde ve yasayla öngörülmüş olma koşulu ile söz konusu olabilir. Dava konusu işlemde yukarıda yer verilen ve yasalarda öngörülen koşullar gerçekleşmemiş, aksine kişisel tercihlere ve özel hayata doğrudan ve kanunsuz bir şekilde kısıtlama getirilmiştir. Oysa devletin temel fonksiyonu, doğuştan sahip olunan bu insan haklarını, özüne dokunmaksızın, sadece pozitif hukuk kaynaklarıyla koruyup geliştirmektir; kanunsuz olarak kısıtlamak, hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırmak değildir.”

    Dava dilekçesinde, hukuka açıkça aykırı işlemin süreli olması nedeniyle, ileride telafisi olanaksız/zor zararlar doğuracağı, mahkeme kararının etkili olabilmesi için davalı idarenin cevabı beklenmeksizin yürütmenin durdurulması, yargılamanın duruşmalı yapılıp sonunda iptal edilmesi istendi.

  • Bursa’da avukatlar sessiz eylem başlattı

    Bursa’da avukatlar sessiz eylem başlattı

    İstanbul Barosu üyesi Av. Ersin Arslan’ın Gebze’de haciz işlemi sırasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesi üzerine, Bursalı avukatlar bugün duruşmalara girmeme kararı alarak sessiz eylem yaptı.

    Bursa Barosu yönetim kurulunun 18 Mart 2021 tarihli toplantısında alınan tavsiye kararı gereği, avukatlara yönelik şiddetin giderek artması kınandı.

    Vekillik görevini yerine getirirken silahla vurulan Avukat Ersin Arslan’ın ölmesinin ardından avukatlar bugün aciliyeti olmayan tüm duruşmalara girmeyerek adliye bahçesinde eylem yaptı.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Baro Başkanı Avukat Gürkan Altun, ”Yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunma makamına yönelen saldırılara dikkat çekmek maksadıyla 18.03.2021 tarihli yönetim kurulu kararımız uyarınca bugün tutuklu işler, çocuk yargılamasına ait işler ve aciliyet arz eden işler dışında duruşmalara katılmama eylemi yapılarak tepkimizi göstermek istedik” dedi.

  • Bursa Barosu Başkanı polis müdahalesiyle karşı karıya kaldı

    Bursa Barosu Başkanı polis müdahalesiyle karşı karıya kaldı

    TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen çoklu baro yasa tasarısına karşı baro başkanları Ankara’daki Kuğulu Park’ta ‘savunma nöbeti’ başlattı.

    Polis, ilk etapta kordona aldığı parka girişlere izin vermezken, zaman zaman toplananlara sosyal mesafeye uyulması anonsu yaparak dağılma çağrısı yaptı. Onlarca polis otobüsünün geldiği bölgede kaldırımlar sıra sıra polis otobüsleriyle çevrilerek vatandaşların gruplar halinde beklemesine engel olundu.

    Polis Kuğulu Park’a geçişi kapattığı için Tunalı Hilmi Caddesin’e yayılan avukatlar ve baro başkanları, Meclis’teki yasa teklifinin geri çekilmesi için dilekçe imzalıyor.

    Bölgede bulunan Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun’da Kuğulupark’ta polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldı.

    Bursa Barosu Başkanı Altun’un polis müdahale sırasında kollarının çeşitli yerlerinde çizik ve morluklar oluştuğu dikkat çekti.

    Bursa Barosu, Baro Başkanı Altun’a yapılan polisin müdahalesini sosyal medya hesabı Twitter üzerinde duyurdu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Kuğulupark’ta bulunan baro başkanlarına polisin müdahalesi sırasında Bursa Barosu Başkanı
    @gurkanaltun16 kollarından yaralandı. #SavunmaAnkaraya #SavunmaSusturulamaz #ParalelBaroyaHayır”

  • HUDER’den Bursa Barosu’na çağrı

    HUDER’den Bursa Barosu’na çağrı

    Hukuki Araştırmalar Derneği Bursa Şubesi (HUDER) Başkanı Avukat Necdet Yılmaz, bünyesinde on binlerce avukat bulunduran baroların öncelikle bir meslek örgütü olduğunu unutmaması gerektiğini kaydederek, “Temsilde adalet ve mesleğin onurunun korunması için düzenlemenin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Nispi Temsil Sistemi talep ediyoruz. Baroların siyasi söylemleri öne çıkarmaları, ideolojik tutum ve davranışlarda bulmaları doğru değildir. Baroların önceliği mesleğin ve mensuplarının sorunlarını dile getirmektir. Yüzde 51 ile kazanılan Baro seçimlerinde yüzde 49’un görüşünü yok sayılıyor. Bu nedenle Hukuki Araştırmalar Derneği Bursa Şubesi olarak Avukatlık Kanunu Değişiklik çalışmalarını destekliyoruz” dedi.

    HUDER’den Bursa Barosuna Çağrı

    HUDER Başkanı Avukat Necdet Yılmaz, yaptığı açıklamada Avukatlık Kanunu’nun 90. ve 114. maddesinde değişiklik yapılmasının demokratik, çoğulcu bir Baro temsili için gerekli olduğunu kaydetti. Başkan Yılmaz, “Anayasanın 67/5 maddesine göre; seçim kanunları temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenmelidir. Değişiklik teklifimiz Avukatlık Kanunun 90. maddesi ve Türkiye Barolar Birliği delege seçiminin de yer aldığı Avukatlık kanunun 114. Maddesine ilişkindir. Nisbi Temsil Sistemi farklı görüş ve düşüncelerin temsil edilmesini sağladığı bir sistemdir” dedi.

    Nispi Temsil Sistemi’nin temsilde adaletin sağlanması için önemli olduğunu kaydeden Başkan Yılmaz, Avukatlık Kanunu’nda yapılması düşünülen değişikliğin özelikle FETÖ terör örgütü ile ilişkilendirilmesinin çıkmaz oluşturacağını da kaydetti.

    Bursa Barosu temsilden yana olmalı

    HUDER Başkanı Avukat Necdet Yılmaz, Bursa Barosu’na temsilden, adaletten yana olmaları çağrısı yaptı. Yılmaz, seçime katılan listelerin yönetimde temsil edilmelerini sağlayan Nisbi Temsil Sistemin mesleğin sorunlarına çözüm getireceğini sözlerine ekledi.

  • Bursa Barosu: Ligler oynanmamalı!

    Bursa Barosu: Ligler oynanmamalı!

    Bursa Barosu Spor Hukuku Komisyonu, bazı futbolcular, kulüp yöneticileri ve çalışanlarının COVID 19 testlerinin pozitif çıktığını hatırlatarak, Futbol Federasyonu’nun liglerin başlatılması kararını geri alması gerektiğini açıkladı.

    Komisyondan yapılan açıklamada şöyle denildi:

    “Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan COVID 19 salgını sebebiyle başta UEFA ve ülke federasyonları olmak üzere liglerin ertelenmesi kararı almıştır.

    Salgın sebebi ile birçok vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, salgını ortadan kaldırılacak bir aşının tüm dünyada henüz geliştirilememiş olması, seyahat engeli ve sair sebepler doğrultusunda; Gençlik Spor Bakanlığı ile ülkemiz federasyonları arasında 19.03.2020 tarihinde yapılan görüşme sonucunda ülkemizdeki tüm liglerin ertelenmesi kararı verilmiştir.

    Buna bağlı olarak da;

    Türkiye Voleybol Federasyonu, COVID 19 salgını nedeniyle Vestel Venus Sultanlar Ligi ve AXA Sigorta Efeler

    Ligi’nin mücbir sebeple oynanamaması (şampiyon çıkmayacağı, liglerin mevcut hali ile tescil edileceği, küme düşmenin olmayacağı) yönünde karar almıştır.

    Yine, aynı doğrultuda Türkiye Basketbol Federasyonu, ilgili bakanlıklar olmak üzere FIBA ve TBF Sağlık Kurulu ve tüm kulüpler ile yapılan görüşmeler sonrasında, yaşanan belirsizliğin liglere daha fazla zarar vermemesi ve basketbol ailesinin sağlığını korumak adına; tüm basketbol liglerinin sonlandırılmasına, hiçbir ligde şampiyon ilan edilmemesine, ligden düşme ve lige çıkma işlemlerinin uygulanmamasına karar vermiştir.

    Türkiye Futbol Federasyonu, seyircisiz oynama başta olmak üzere oluşturulan bir dizi kural ile öncelikle Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve bölgesel amatör liglerinin 12, 13, 14 ve 15 Haziran tarihlerinde başlatılması yönünde karar aldı. Sonrasında alınan karar ile; 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve bölgesel amatör liglerinin başlama tarihleri başka bir tarihe ertelendi.

    Türkiye Futbol Federasyonu’nun, liglerin başlatılmasına ilişkin kararının hemen sorasında; süper lig ve alt liglerde mücadele eden birçok kulüp yönetimi, gerek sporcu ve teknik ekip, gerekse yönetici ve çalışanlarının COVID 19 testlerinin pozitif çıktığını beyan etmişlerdir.

    Temennimiz, bir can kaybı yaşanmaksızın sağlıklarına bir an önce kavuşmalarıdır.

    Yaşanan salgının spor ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı kaçınılmaz ve tartışılmaz. Ancak; öncelikle düşünülmesi gereken insan sağlıdır. COVID 19 vakalarının bulunduğu ve yeni vakaların açıklandığı bir süreçte liglerin başlatılması, telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebebiyet verecektir.

    Bazı kulüp yönetici ve sporcularının COVID 19 salgının mücbir sebep kabul edilerek liglerin oynanması gerektiği yönündeki beyanları ve ligin bu şartlarda oynanması halinde seyir zevki anlamında da tatminkar nitelikte olmayacağı hususu aşikardır.

    Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Nihat Özdemir ve yönetim kurulu üyelerine sesleniyoruz… Sürecin, ilgili bakanlıklar, kulüpler birliği, kulüpler ve sağlık kurulları ile birlikte istişare edilerek, süper lig başta olmak üzere tüm liglerin başlatılması yönündeki kararından bu aşamada vazgeçilmesi gerekmektedir. Esas ve önemli olan insan sağlığıdır.”