Etiket: bursa il sağlık müdürü

  • “Alzaymır’a karşı zihni aktif tutun”

    “Alzaymır’a karşı zihni aktif tutun”

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, alzaymır hastalığı hakkında farkındalığı arttırmak amacıyla her yıl Eylül ayının Dünya Alzaymır Ayı, 21 Eylül’ün ise Dünya Alzaymır Günü olarak kutlandığını belirterek bu kapsamda açıklamalarda bulundu.

    Alzaymır hastalığının yavaş ilerleyen, ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerek, hastayı geri dönüşsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Yavuzyılmaz, “Hastalığın seyri genel olarak üç evreye ayrılabilir; Başlangıç evresi, orta evre ve ileri evre. Başlangıç evresinde hastalarda, isimleri, tarihleri unutma, yolunu şaşırma, kelimeleri bulamama, işine, çevresine ilgisizlik, hastalığını kabul etmeme gibi durumlar ortaya çıkar. Orta evrede ise; unutkanlık belirgin hale gelir. Hasta, kişileri tanıyamamaya başlar. Yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerde yardım ihtiyacı duyar, hayaller görmeye başlar, depresyon gibi ruhsal hastalıklar baş gösterir. İleri evrede ise; aile üyelerini tanıyamama, yemek yemede yürümede güçlük, idrarını, dışkısını tutamama, ciddi ruhsal davranış bozuklukları göstermeye başlar” dedi.

    Alzaymır ‘ın genellikle yaşlılıkta ortaya çıkan bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “65 yaşın üzerinde 10 kişiden birinde, 85 yaşın üzerinde iki kişiden birinde görülür. Tüm dünyada 20 milyona yakın Alzaymır hastası bulunmaktadır. Kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen aynı oranda görülür. Alzaymır hastalığı bulaşıcı ve kalıtsal bir hastalık değildir. Ancak düşük oranda ailesel bir yatkınlık olabileceği düşünülmektedir” dedi.

    Alzaymır hastalığının kesin tedavisi olmadığını belirten Dr. Yavuzyılmaz, “Yapılan tedaviyle, hastalık tamamen ortadan kaldırılamaz, ancak ilerlemesi yavaşlatılır Bu hastalığın tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Tedavide ki amaç, hastanın yaşam kalitesini arttırmaktır.” ifadelerine yer verdi.

    Yaşam Kalitesini Arttırmak İçin Öneriler

    Teşhisi konmuş hastada yaşam kalitesini arttırmak için dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Dr. Yavuzyılmaz “Hastanızı mümkün olduğu kadar alışık olduğu ortamdan ve eşyalarından uzaklaştırmayın, evin içinde ki eşyaları azaltın, odaların girişindeki engelleri kaldırın, evin aydınlatmasını artırın, kayabilen ayakkabı ve terlikten kaçının, hastalığın erken döneminde, ne yapması gerektiğini, olan biten olayları, tarihleri, insanları mümkün olduğunca tekrarlayarak hatırlatın, eşyaları bulmada güçlük çektiğinde, dolapların, kapıların üzerine neyin ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını hatırlatan etiketler yapıştırın, hasta yemek yemeği reddedebilir veya aşırı yemeğe başlayabilir, porsiyonlarını siz ayarlayın, belli saatlerde sofraya oturtun, giyinmede güçlük çekmemeleri için kullanımı daha kolay olanları seçin, kendisinin yıkanmasına izin verin ama hastayı adım adım yönlendirin, bu tarz faaliyetlerle onun zihnini canlı tutun” diye konuştu.

    ‘İlerlemesini Durdurabilirsiniz’

    Son olarak alzaymır hastalığından korunmak için de egzersiz yapma ve dengeli beslenmenin oldukça önemli olduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Bunun yanında alkol ve sigara kullanımından uzak durmak, sosyalleşmek, zihni aktif tutmak için bulmaca çözmek, kitap ve gazete okumak gibi faaliyetler de hastalığın ilerlemesini durdurmada etkili olmaktadır” dedi.

  • 7 ayda 40 binden fazla hasta yatışı yapıldı

    7 ayda 40 binden fazla hasta yatışı yapıldı

    Türkiye’nin sayılı hastanelerinde gerçekleştirilen geniş ameliyatları, bünyesinde başarıyla gerçekleştiren Bursa Şehir Hastanesi, Güney Marmara başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalara şifa dağıtıyor. Özellikli tedavi gerektiren vakalarda ilk tercih edilen merkezlerden biri olmayı başaran Bursa Şehir Hastanesi’nde, yılın ilk 7 ayında şehir dışından sevkle gelen 134 hastaya tedavi hizmeti sunuldu.

    Özellikle yoğun bakım ihtiyacı bulunan ya da acil tedavi hizmeti alması gereken vakalarda sevk işlemleri, Sağlık Bakanlığı tarafından hızlı bir şekilde yapılıyor. Bazen hastanın bulunduğu ildeki bir başka hastaneye sevk yapılırken bazen de başka bir ilde bulunan hastaneye sevk işlemleri gerçekleştiriliyor. Bu noktada ileri sevk merkezlerinden biri olan Bursa Şehir Hastanesi, özellikli tedavi gerektiren işlemlerde öne çıkıyor.
    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, diğer birçok hastanede yapılamayan cerrahi müdahalelerin Bursa Şehir Hastanesi bünyesinde başarıyla yapıldığının altını çizdi.

    Dev sağlık üssünün yılın ilk 7 ayında şehir dışından sevkle gelen 134 hastaya tedavi hizmeti sunduğu bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Şehir hastanemiz, Bursalı hemşerilerimizin yanı sıra ülkemizin her noktasından gelen vatandaşlarımızın yararlanabileceği özellikli tedavi hizmetlerini bünyesinde barındırıyor. Hastanemizin bu rolüne uygun olarak, zaman zaman ileri tedavi gerektiren durumlarda hastanemize şehir dışından sevk durumları olabiliyor. İl dışına sevk durumlarda hastanemizin tercih edilmesi, bizleri için memnuniyet verici bir durum” dedi.

    En çok yanık ünitesine sevk

    İçerisinde 2 poliklinik, 12 servis yatağı, 6 aktif yoğun bakım yatağı, 2 ameliyathane bulunan yanık merkezinin şehir dışından en çok sevk alan bölüm olduğunu dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “2022 yılının Ocak ayından Ağustos ayına kadarki süreçte 25 hastamızın başka ilden sevk alarak, yanık merkezimizde tedavi edildiğini görüyoruz. Merkezimiz sayesinde sanayi şehri olan ilimizde, iş kazalarından ya da diğer sebeplerden dolayı meydana gelebilecek yanık vakaları, başka illere sevk olmadığı gibi diğer illerden hastalarımıza tedavi hizmeti sunuluyor” şeklinde konuştu.

    Hastanenin sevkle gelen hastaların dışında yataklı tedavi hizmeti alan hasta bakımından da öne çıktığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Hastanemizde 2022 yılının ilk 7 ayında 40 bin 624 hastaya yatış yapıldı. Aylık ortalama 5 bin 500, 6 bin arası hastaya yatarak tedavi hizmeti verildiğini görüyoruz. Hastanemiz, yataklı tedavi hizmetinde bölgemiz için önemli rol oynuyor” ifadelerini kullandı.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Her yıl nisan ayının son haftasında kutlanan Aşı Haftası çerçevesinde açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, aşılamanın her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtaran en başarılı, etkili ve düşük maliyetli sağlık müdahalelerinden birisi olduğunu ifade etti.

    Türkiye’de 1981 yılında başlatılan Genişletilmiş Bağışıklama Programı doğrultusunda çocukluk çağı aşılama takviminde 13 hastalığa karşı aşı uygulaması yapıldığı bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Ülkemizdeki tüm çocuklarımıza ve risk grubunda olan erişkinlere ücretsiz olarak aşı uygulanmaktadır. Aşılama takvimini tamamlayan bir çocuk; difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği ve aşı ile önlenebilen hastalıklarla oluşan karaciğer iltihabı, karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanserinden, yaygın verem hastalığından, menenjitten, zatürreden, orta kulak iltihabından ve tüm bu hastalıklar sonucu oluşabilecek sakatlık ve ölümlerden korunmaktadır” dedi.

    Ulaşılan yüksek aşılama oranları ile birlikte aşılama programlarında yer alan tüm aşı ile önlenebilir hastalıklarda önemli düşüşler sağlandığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Ülkemizde, 2002 yılından bu yana yürütülmekte olan kızamık eliminasyon programı çerçevesinde gerçekleştirilen yoğun aşılama çalışmaları ile kızamık vaka sayılarında önemli bir azalma kaydedilmiştir. Yine, ülkemizde olduğu gibi dünyadaki pek çok ülkede uzun yıllardır sürdürülen aşılama programları ile difteri hastalığı da görülmemektedir. Aynı şekilde çocuk felci hastalığı ise 20 yıldır ülkemizde görülmemektedir” ifadelerini kullandı.

    Son yıllarda, dünya genelinde ortaya çıkan bebeklik, çocukluk çağı aşılarını reddetme ve bu konuda gösterilen tereddüttün arttığını vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Aşılanmamış veya eksik aşılı kişiler nedeniyle; küresel dolanımın artması, göçler, savaşlar gibi durumlar sonucu, aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıkların görülme riski yükselmektedir. Unutulmamalıdır ki; aşılama ebeveynlerin bir sorumluluğu, çocukların ise hakkıdır” şeklinde konuştu.

    Henüz daha sonlanmamış olan pandemi sürecinin, aşılara umut bağlamanın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha ortaya koyduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, Covid-19 pandemisinin eninde sonunda aşılar sayesinde üstesinden gelineceğini söyledi.

  • Dr.Yavuzyılmaz’dan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” mesajı

    Dr.Yavuzyılmaz’dan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” mesajı

    Sağlık Bakanlığı’nın Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Tarama ve Takip Programı aracılığıyla 2021 yılında Bursa’da 11 bin 924 çocuğun tarandığı bilgisini veren Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Dünya Otizm Farkındalık Günü” çerçevesinde açıklamalarda bulundu.

    Otizm spektrum bozukluğu belirtilerinin yaşamın ilk iki üç yılı içerisinde ortaya çıktığını ifade eden Dr. Yavuzyılmaz, “Otizmli olan insanlar fiziksel olarak diğer insanlardan farklı değildir. Hatta zaman zaman aralarından özel yeteneğe sahip ileri zekâ düzeyine sahip bireyler de çıkmaktadır” dedi.

    Otizmli bireylerde kişiye özel tedaviler uygulandığının altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Otizm, ismi aynı olsa bile her çocukta farklı belirtilerle görülebilir, her çocuğun klinik görünümü, tedavisi ve ilerleyişi aynı olmaz. Otizmin tedavisine özel ilaç ya da aşı yoktur, otizmin tek çaresi erken tanı, yoğun ve sürekli eğitimdir. Olguların çoğunda hareketlilik, uykusuzluk, öfke, takıntı ve dikkat sorunu gibi problemler sebebiyle psikiyatr denetiminde ilaç kullanılmaktadır. Dikkat edilmesi gerekir ki, güncel bilimsel verilere bakıldığında hiçbir alternatif tedavi yönteminin otizmi tedavi ettiğine dair kanıt bulunmamaktadır. Ancak aileler bu yöntemlere başvurarak ciddi maddi kayıplara uğrayabilmektedir. Bu yöntemlere yönelmeden önce mutlaka bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından danışmanlık alınması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

  • “Kansere karşı korunmak mümkün”

    “Kansere karşı korunmak mümkün”

    1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası çerçevesinde açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, kanserin dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu belirtti. Aynı zamanda yüksek tedavi maliyetleri nedeniyle ülkelerin ekonomisinde ve işgücünde çok ağır kayıplara neden olduğunu dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, kanser hastalığının yükünün dünya çapında her geçen gün artış gösterdiğini vurguladı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı verilerine göre küresel bazda 19.2 milyon yeni kanser vakası tespit edildiği ve hastalığa bağlı 9.9 milyon ölüm gerçekleştiği bilgisini veren Dr.Yavuzyılmaz “Dünya genelinde 75 yaşına kadar her 5 kişiden 1 kişinin kansere yakalanacağı ve her 10 kişiden 1’inin ise kanser nedeniyle hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir. Dünyada ve ülkemizde ilk sıralarda yer alan kanser türleri akciğer, meme ve kolorektal kanserler olarak benzerlik göstermektedir” diye konuştu.

    Birçok kanser türünün yüzde 90 çevresel, yüzde 10 ise genetik faktörlere bağlı olarak gelişmekte olduğu belirten Dr. Yavuzyılmaz, “Kanserin çevresel faktörleri arasında yer alan; tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu veya obez olma durumunun engellenmesi yolu ile kanser oluşumunun yüzde 30, yüzde 50 oranında önlenebileceği bilinmektedir. Özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği kanser türleri göz önüne alınırsa korunmanın önemi daha da artmaktadır” dedi.

    Taramalarınızı Düzenli Yaptırın

    Yapılan çalışmaların yirmi birinci yüzyılda kanser konusunda en önemli kontrol stratejisinin korunma ve erken teşhis olduğunu açıkça gösterdiğini işaret eden Dr. Yavuzyılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “İlimizde KETEM, ilçe sağlık müdürlükleri, sağlıklı hayat merkezleri ve aile sağlığı merkezlerimizde; 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir meme kanseri, 30-65 yaş arası kadınlara 5 yıl da bir rahim ağzı, 50-70 yaş arası kadın ve erkeklere 2 yılda bir kalın bağırsak kanseri taramaları ücretsiz olarak yapılmaktadır.

  • Dr. Yavuzyılmaz’dan ‘erken teşhis’ uyarısı!

    Dr. Yavuzyılmaz’dan ‘erken teşhis’ uyarısı!

    Kolorektal kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, erken teşhis için taramaların önemli rol oynadığını söyledi.

    1-31 Mart Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, kalın bağırsak kanserinin dünyada ve ülkemizde ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunun altını çizdi. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın kanser istatistikleri kayıtlarına göre hem erkeklerde hem de kadınlarda üçüncü sırada yer aldığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Dünya çapında iki milyona yakın kişiye kolorektal kanser tanısı konulurken, 940 bine yakın kişi, söz konusu kanser nedeni ile hayatını kaybetmektedir” dedi.

    Obezite, yetersiz fiziksel aktivite, fazla miktarda işlenmiş veya işlenmemiş kırmızı et tüketimi ile sigara ve alkol tüketiminin kolorektal kanseri için risk faktörleri olduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Kişinin kendisi ya da ailesinde kalın bağırsak polipleri veya kalın bağırsak kanseri öyküsü olması, kalıtsal bir sendromun olması, Tip 2 diyabet hastası olma durumları da diğer risk faktörleri olarak söylenebilir” şeklinde konuştu.

    Kolorektal kanser erken evrede teşhis edildiğinde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalık olduğu bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Kolorektal kanseri, erken evrede teşhis etmenin yolu ise hastalığı asemptomatik evrede tarama programları ile yakalamaktır. Gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir bir şekilde 2 yılda bir ücretsiz olarak tarama yapılmaktadır. Ayrıca 50-70 yaş arasında her 10 yılda bir de kolonoskopi ile tarama önerilmektedir. Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Bu nedenle amaç, daha kanser belirti vermezken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanserini önleyebilir. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserini tedavisi daha etkin olabilir” ifadelerini kullandı.

    Kolorektal kanserini önlemek için atılması gereken en önemli adımlardan biri tarama olmakla birlikte sağlıklı yaşamın da önemine dikkat çeken Yavuzyılmaz, şu şekilde devam etti; “Sağlıklı kiloda kalmak ve bunu sürdürmek. Taze meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek. Kuru baklagiller, tahıllar, sebze-meyve gibi posa içeriği yüksek besinlerin tüketimi artırmak. Günde 30-60 dakika tempolu yürüyüş, bisiklete binme gibi orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak. Sigara ve alkol kullanmamak.” Kanser taramalarının en önemli bileşenlerinden biri farkındalık çalışmalarıdır. Mart ayı Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı olarak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul edilmiş olup bu süre boyunca çeşitli etkinliklerle konuya ilişkin farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır”

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden randevu çağrısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden randevu çağrısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, MHRS randevuları hakkında açıklamalarda bulunarak, hastalara randevularına gelememeleri durumunda iptal ettirmeleri çağrısında bulundu.

    Sağlık Bakanlığı tarafından 2010 yılında başlatılan Merkezi Hastane Randevu Alma Sistemi olan MHRS uygulaması ile vatandaşlar Bakanlığa bağlı hastaneler için kendilerine en uygun gün ve saatte istedikleri hekimden randevu alabiliyor.

    İl genelinde 2021 yılında toplam MHRS için 4 milyon 691 bin 622 kapasite açıldığını açıklayan İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, açılan randevuların yüzde 75.5’inin dolduğunu ve alınan randevuların da yüzde 83.6’sının gerçekleştiğini söyledi.

    Pandemi dolayısıyla hastaların MHRS üzerinden randevu alarak hastaneye gelmesinin önemine dikkat çeken Dr.Yavuzyılmaz, “2021 yılında bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde acil servis hariç ayaktan 5 milyon 886 bin 950 muayene gerçekleşti. Bu muayenelerin 3 milyon 495 bin 430 MHRS üzerinden randevu alan hastalar oluşturdu. Verilerden de anlaşılacağı üzere vatandaşlarımızın yüzde 18-20’si MHRS üzerinden randevu aldığı halde, randevusunu iptal ettirmemiş ve muayeneye de gelmemiş. Bu durumda da MHRS randevuları dolu olduğundan, diğer hastaların hakkına girilebiliyor” diye açıkladı.

    MHRS randevularının sisteme göre on beş günlük olarak planlandığını vurgulayan Dr.Yavuzyılmaz, “Her yeni gün sonrası sisteme iki gün daha ilave edilerek randevular açılıyor. Ayrıca alınıp da iptal edilen randevulara yenide anlık muayene randevusu veriliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum eğer randevularına gelemeyeceklerse MHRS randevularını iptal etsinler. Siz randevunuza gelmeyeceksiniz sizin gelmediğiniz randevuyu da kimseye veremeyeceğiz. Çünkü randevunuz iptal etmemişsiniz. Bu da çok hassas bir konu. Gerçekten muayene ihtiyacı olanların randevu almasına engellemiş oluyorsunuz. Randevu kapasitemizin dörtte biri randevuya sadakat ile sonuçlanmıyor. Şunu söyleyebilirim ki hastanelerimizde sağlık çalışanlarımız olağanüstü bir gayretle görevlerini yapıyorlar. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü sağlık çalışanları olarak her zaman büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Hizmetlerin hızlı bir şekilde yürütülmesi için özellikle MHRS randevuları konusunda hastalarımızın daha duyarlı davranmaları ve mümkün mertebe bu konuda sorumluluk bilinci ile hareket etmesini bekliyoruz” diye konuştu.
    Alınan randevu saatine de riayet edilmesi gerektiğini belirten Dr.Yavuzyılmaz sözlerine şöyle devam etti:

    Örneğin hastamıza randevu saati 10.00 olarak veriliyor ancak hasta saat 08.00 de hastaneye gelirse randevu saati gelinceye kadar poliklinikte yaklaşık iki saat boyunca randevusunu beklemek zorunda kalıyor. Bu şekilde de hastanelerdeki yoğunluk artıyor. Randevu saatinden on dakika önce hastaneye gelmek yeterli. Bir diğer önemli hususta pandemi sürecinde olduğumuzdan hastalarımız herhangi bir refakatçi gerekmiyorsa hastanelere yalnız gelmeliler. Böylece kendilerini ve yakınlarını başka hastalıklara karşı korumuş, hem de daha iyi hizmet alabilmeleri açısından uygun buluyoruz. Tüm ortamlarda olduğu gibi hastanelerimizde de maske, mesafe ve temizlik kurallarına mutlaka uyalım.

  • İl Sağlık Müdürü açıkladı: 600’e yakın sınıf karantinada

    İl Sağlık Müdürü açıkladı: 600’e yakın sınıf karantinada

    Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, kentteki vaka sayısı ile aşılanma oranını açıkladı. Günlük aşılamanın 80 binden 10 binlere düştüğüne, okullarda da 600’e yakın sınıfın karantinaya alındığına değinen Yavuzyılmaz, “Anaokulu, ilkokul ve liselerde ortalamaya baktığımızda en yüksek vaka sayıları, lise öğrencilerinde” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı Covid-19 vaka tablosunda; 100 binde 363,75 vaka sayısı ile Türkiye’nin en fazla vaka görülen illeri arasında yer alan Bursa’da, 600’e yakın sınıfın karantinaya alındığı açıklandı. İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz, ana sınıfı öğrencilerinden üniversiteye giden gençlere kadar birçok kişiye Covid-19 tanısı koyulduğunu söyledi. Gebelik döneminde aşı olmaktan korktukları için doğum sonrası yaşamını yitiren anneler olduğuna dikkat çeken Yavuzyılmaz, son günlerde hastanelerde de yoğunluk yaşandığına belirtti. Yavuzyılmaz, herkesi saat 24.00’e kadar açık stantlarda aşı olmaya davet etti.

    ‘AŞI ORTALAMAMIZ GÜNDE 10 BİNLERE DÜŞTÜ’

    İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz, günlük aşılamanın 80 binden 10 binlere düştüğünü belirterek, “Vaka artışında maalesef Bursa’da son 2-3 haftada ciddi bir artış görüldü. Sağlık Bakanı’mızın açıkladığı listede 10 il arasında Bursa da var ve yüksek seviyelerde. Bursa bir göç şehri dolayısıyla bu vaka olarak da ilimize yansıyor. Üniversiteler ve okullar açıldı bunun da getirdiği bir yoğunluk yaşıyoruz. İnsanların kontrolsüz olarak yoğun olduğu yerlerde maalesef vaka artışı yaşıyoruz. Maske mesafe kurallarımızda da fazla normalleştik ama yine bu tedbirleri artırarak bu işi bertaraf edebiliriz. Elimizdeki en büyük silah aşı, şu anda aşıdan daha büyük silahımız yok. Önlemlere ve aşıya önem vereceğiz. Dolayısıyla eksik aşısı olan veya hiç aşı olmamış herkesi en kısa sürede aşı olmaya davet ediyoruz. Yaş gruplarında vaka sayıları alt yaşlarda daha çok görünmeye başladı. Anaokulundan tutun ilkokul, lise hatta yavaş yavaş üniversite kısımlarında da ciddi vakalar görmeye başladık. O yüzden aşıya davet ediyoruz herkesi. Biz günde 70-80 bin aşı yaptığımız zamanlar oldu fakat şimdi ortalamamız 10 binlere kadar düştü. Aşı eksiğimiz yok her yerde hafta sonları dahil gece saatlerine kadar aşı yapıyoruz” diye konuştu.

    ‘ANNE KAYIPLARIMIZ VAR’

    Aşı olmayan gebelerde ve lohusalarda ölümlerin arttığına da dikkat çeken Yavuzyılmaz, “Maalesef gebelerde ve lohusalarda anne kayıplarımız var. Bu bizi çok üzüyor. Yanlış bir inanış var ki bakanlığımız gebelerin herhangi bir zamanda aşı yaptırabileceklerini Bilim Kurulu rehberinde yayımladı. O yüzden gebelerin ve lohusaların mutlaka aşı olması gerekiyor” dedi.

    ‘OKULLARDA EN YÜKSEK VAKA SAYILARI LİSE ÖĞRENİLERİNDE’

    Yüz yüze eğitimle birlikte öğrencilerin tedbirleri gevşettiğini belirten İl Sağlık Müdürü Yavuzyılmaz, özellikle liselilerde vakaların arttığını dile getirdi. Yavuzyılmaz, öğrencileri aşı olmaya davet ederek, “Okullarda tedbirleri elden bırakmamamız gerekiyor. Okullarımızın açılması gerekiyordu ve biz bütün bakanlıklar olarak elimizden geleni yapıyoruz. Servislerden tutun sınıflara, kantinlere kadar her yerde çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bursa’da kapalı okulumuz yok ama değişmekle beraber 500-600 kadar sınıf karantinamız var. O yüzden çocuklarımızın yüz yüze eğitimden geri kalmamaları için hassasiyeti artırmamız lazım. Anaokulu, ilkokul ve liselerde ortalamaya baktığımızda en yüksek vaka sayıları lise öğrencilerinde. Ergen gençlerimiz biraz daha rahat davranıyor ama çocuklarımız verilen talimatları daha iyi uyguluyor ama yaş grubu arttıkça bu hassasiyet azalıyor. 12 yaşa kadar ailelerin talebi doğrultusunda aşılar yapılıyor ve aileleri de bu konuda aşıya davet ediyoruz” diye konuştu.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden öğrencilere çağrı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden öğrencilere çağrı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, yeni tip koronavirüs vaka sayılarının artışına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yavuzyılmaz, “Liseli ve üniversiteli gençlerimiz, kendimiz ve sevdiklerimiz için aşı olalım, aşı olmayan yakınlarımızı aşı olmaya davet edelim. Aşısını tamamlamayanlar, pandemi mücadelemizde bize destek olun. Bu virüsle mücadeleyi birlikte kazanacağız” dedi.

    İldeki vaka yoğunluğunun arttığına dikkat çeken İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, vaka sayılarını aşağıya çekmek için öncelikle aşı olmayan ya da tüm dozlarını tamamlamayan vatandaşlarımızın aşı olması ve hep birlikte kurallara uyulması gerektiğini söyledi.

    “KURALLARA UYULMADIĞINA ÜZÜLEREK ŞAHİT OLUYORUM”

    Daha önce vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun tedbirlere uyması sayesinde ildeki vaka sayılarının Türkiye ortalamasının çok çok altında seyrettiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Havaların soğuması ile birlikte açık alanlardan kapalı mekanlara geçiş oldu. Vatandaşların maske takma konusunda rehavete kapıldıklarını görüyoruz. Sosyal mesafe kurallarına uyulmadığına üzülerek şahit oluyorum. Sosyal medyada çıkan asılsız yazılara itibar ederek aşı olmaktan çekinen bir kesim var. Aşı ve etkileri konusunda yüzlerce bilimsel çalışma yapılıyor. Yetkin kurumların onayından sonra kullanıma veriliyor. Hiç kimse sosyal medyadaki yalan yanlış, bilimsel gerçeklikten uzak açıklamalara itibar etmemeli” diye konuştu.

    “KİMSENİN VEBALİNİ ALMAYIN”

    Ülkemizde aşı ile önlenebilir bulaşıcı hastalıkları engellemeyi, dolayısıyla bu hastalıkların sebep olduğu ölümleri ya da kalıcı sekelleri önlemek hedefiyle uzun yıllardır aşılama programlarının başarılı bir şekilde uygulandığını kaydeden Dr. Yavuzyılmaz, “Aşılanma yolu ile bireylerde bağışıklık sağlanır. Bu sayede kişi hastalıktan korunurken, aynı zamanda toplumsal bağışıklık sağlanır. Toplumda aşılı bireylerin sayısı arttıkça, aşılanmamış bireylerin hastalık etkeni ile temas ihtimali ve hastalığın o toplumda görülme sıklığı azalır. Dolayısıyla aşılanmamış her bir kişi, henüz aşılanma dönemine erişmemiş ya da aşılanması henüz tamamlanmamış kişiler için risk teşkil etmektedir. Bu kişi babanız, anneniz, kardeşiniz veya arkadaşınız olabilir. Kimsenin vebalini almayın. Bu sebeple aşı olun diyoruz. Çünkü aşı, virüsle karşılaştığımızda ya hastalığa engel oluyor ya da hafif atlatmamızı sağlıyor” şeklinde konuştu.

    BURSA’DA AŞILAMADA SON DURUM

    Bursa’da aşı yaptırma oranı en düşük grubu 20 yaş altı gençlerin oluşturduğu bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Bugüne kadar ilimizde 4 milyon 216 bin 818 doz aşı yapıldı. 1’inci doz aşılamada 2 milyon 51 bin 721, 2’nci doz aşılama da ise 1 milyon 757 bin 827 kişi aşısını yaptırdı. Hedefimiz ikinci doz aşılamada yüzde 75’i geçerek mavi kategoride yer almak. Halkımızdan daha fazla gayret ve aşılamaya önem vermelerini istiyoruz. Özellikle, okullarda, konser alanlarında, düğünlerde kısacası her türlü cemiyette maske, mesafe, temizlik kurallarına uyalım. Uymayanları uyarmaya devam edelim. Liseli ve üniversiteli gençlerimiz, kendimiz ve sevdiklerimiz için aşı olalım, aşı olmayan yakınlarımızı aşı olmaya davet edelim. Aşısını tamamlamayanlar, pandemi mücadelemizde bize destek olun. Bu virüsle mücadeleyi birlikte kazanacağız” ifadelerini kullandı.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden aşı açıklaması

    Pandemi ile mücadelenin tek silahının aşı olduğunu belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz’ın aşı karşıtlarının kulaktan dolma bilgileri inanmaması gerektiğini söyledi.

    Manava meyve almaya gidildiğinde en iyisini isteyenlerin, hastalıkla mücadelenin tek silahı olan aşıya karşı çıktığını belirten Yavuzyılmaz, “Bizim bütün sağlık tesislerimizde, bütün aşı merkezlerimizde hekim arkadaşlarımız var. Doğru ve sağlıklı bilgiyi sahibinden almak lazım. Kulaktan dolma bilgilerle yapmamak lazım” şeklinde konuştu. Bursa’da 4 milyon doz aşı yapıldığını, fakat vatandaşların rehavete kapılmaması gerektiğini belirten Yavuzyılmaz, artık gençlerde ve özellikle anne adaylarında, ya da doğum sonrası loğusalık döneminde de kayıplar olduğunu belirtti.

    Salgının seyri ile ilgili detaylı bilgi aktaran ve bir buçuk yıldır büyük mücadele ve fedakârlık gösterildiğini dile getiren İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, en yüksek oranların geçen yıl aralık ayında yaşandığını, fakat son zamanlarda aşıyla birlikte bu oranların Bursa ilinde oldukça düşük seviyede ilerlediğini belirtti.

    Bu süreçte Bursa Şehir Hastanesinin büyük rol alarak yoğunluğun büyük bir kısmını üstlendiğini ifade eden Yavuzyılmaz, “Fizikî mekânlar açısından, hem yoğun bakım, hem de acil servis açısından en uygun bu hastanemizdi. Normalleşmeyi halk farklı anlıyor. Vaka sayılarında artış mevcut. O zamanki kadar yoğun olmasa da, yine bir artış eğilimi bulunmakta. Çünkü serbestleşmeyi biz çok daha rahat algılıyoruz. Tamamen normale dönmek gibi algılıyoruz. Biz hep şunu söylüyoruz, normalleşme değil, yeni normalleşmeye alışmamız lazım. Yine maske ve mesafemize dikkat edip, aşı olmayı önemsememiz lazım. Bu iş bitmiş değil, vaka ve ölümlerimiz yine mevcut. Her akşam Sağlık Bakanımız sayıları belirtiyor. Her gün 250-300’e yakın vatandaşımızı kovid sebebiyle kaybediyoruz. Bu bizim için önemli bir raram. Yine tabii bunun ilimize yansıması da belli bir oranda; okulların açılmasıyla birlikte, vakalarımızın yüzde 25’lik seviyesini yine öğrenci ve öğretmenler oluşturuyor. Burada da anaokulu en düşük seviyede, sırasıyla ilkokul, ortaokul ve en yüksek rakamları da lisede görüyoruz. Liseli gençlerin biraz daha tedbirlere dikkatinin daha az ve dağınık olduğunu görüyoruz. Tabii bu süreçte biz Bursa’mızda yüzde 85 hedef nüfusla birinci doz aşı sayısına ulaştık. Yüzde 67’lere yakın da ikinci doz aşılara ulaştık. Toplam bakacak olursak, 4 milyona yakın aşı yapılmış durumda. Nüfusumuz 3 milyon civarında. Hedef nüfusumuzu 2,5 milyon kabul edersek bu rakam oldukça iyi seviyede. Hiçbir vatandaşımızı randevusu olmadığı için, ya da aşı olmadığı için, ya da başka bir sebeple aşı olmak talebiyle başvurduğunda geri çevirmiyoruz. Bütün sağlık tesislerimiz, özellikle kamudaki hastanelerimiz, ilçe sağlık müdürlüklerimiz gece saat 24.00’e kadar, hafta sonu dâhil olmak üzere aşı yapıyor. Aşıyı çok önemsiyoruz, çünkü gördüğümüz sonuçlarda aşılıların gerek hasta olma riski açısından, gerekte eğer hastalığı yakalanırsa hastalığın seyri açısından çok daha olumlu sonuçları olduğunu biz hekim olarak müşahede ediyoruz. Bu yüzden bir an önce aşı olunmasını, eksik aşı olanların aşılarını tamamlamalarını çok önemsiyoruz. Bursa’mız diğer illere göre şu anda daha iyi bir durumda. Ama bu iyilik hali rehavete kapılmamıza sebep olmamalı’’ ifadelerini kullandı.

    ‘’Bir zararı olduğuna inansam hekim olarak 16 yaşındaki tek evladıma iki doz aşını yapmazdım‘’

    Yeni normalleşme sürecinde ölümlerin gençlerde, hamile ve loğusa dönemindeki vatandaşlarda da yoğun görüldüğünü belirten Dr. Yavuzyılmaz, ‘’Birkaç gün önce Bursa’da, doğumuna vesile olduğumuz çocuğu annesine sadece fotoğrafıyla gösterebildik. Birbirleriyle buluşturamadan maalesef anneyi kaybettik. Bu çok üzücü bir hadise. Hem bir evlat annesini hiç göremeden büyüyecek, hem de daha hayatının baharında bir anne, çocuğunu kucağına alamadan hayatını kaybetti. Bunun vicdanî sorumluluğu var. O yüzden aşı konusunu üzerine basa basa vurguluyoruz. Oğlum 16 yaşında, aşı hakkı geldiği gün iki doz aşısını da yaptırdım. Ailemdeki aşı hakkı olan herkes, aşı olma hakkını kazandığı ilk gün aşısını yaptırmaya gayret etti. Bir zararı olduğuna inansam, eşim de hekim, ben de hekimim, böyle bir düşüncemiz olsa, herhâlde tek evladımıza 16 yaşında iki aşı yaptırmazdık. O yüzden ben vatandaşlarımızın bu konudaki hassasiyetlerini bir üst seviyeye çekmelerini, eğer bu işi aşarsak birlikte omuz omuza aşacağımıza inanıyorum’’ dedi.

    ‘’Doğru ve sağlıklı bilgiyi sahibinden almak lazım. Kulaktan dolma bilgilerle yapmamak lazım‘’

    Salgınla mücadelenin tek silahının aşı olduğunu belirten Dr. Yavuzyılmaz, aşı karşıtlarına örnekle cevap verdi. Konuyla ilgili konuşan Yılmazer, ‘’Manava meyve almaya gittiğinizde, bana iyisinden meyve ver diyorsunuz. Ama sağlık konusunda, aşı konusunda, basında ve sosyal medyada alakasız kişilerin söylemlerini algılıyoruz. Bizim bütün sağlık tesislerimiz ve aşı merkezlerimizde hekim arkadaşlarımız var. Doğru ve sağlıklı bilgiyi sahibinden almak lazım. Kulaktan dolma bilgilerle yapmamak lazım. Biz çocukluk çağında 14 tane aşıyı sürekli yapan bir ülkeyiz. Aşıyla önlenebilir bir hastalıkla aşıdan geri durmak, aşı karşıtlığı yapmak gerçekten akıl kârı değil. Sonuçları ve bedeli çok ağır. On yıl sonra ne olacak? On yıl sonrasını hesaplamak için önce hayatta kalmak lazım. Kovid hastalığına yakalandığımız zaman ne olacağını bilmiyorsak, on gün sonrasını hesaplayamadığımız bu hayatta, 10 yıl sonrasının hesabını yapmam akıl kârı olmaz. Ben ilk gün kendi aşımı yaptırdım’’ şeklinde konuştu.

    ‘’Bursa’da 4 milyon doz aşı yapılmış durumda‘’

    Okulların açılmasıyla beraber gençlerdeki aşı oranlarının yükseldiğini belirten Dr. Yavuzyılmaz, ‘’Gençlerde aşı olanların görülüp, örnek alınmasının da büyük etkisi var. Bursa’da 4 milyon doz aşı yaptık. Aşı yaptıranlarda hayatî bir tehlike olduğunu görmedik. Yani bunun önemli bir ölçüt olduğunu düşünüyorum. Elimizde şu anda bu hastalığa karşı aşıdan daha güçlü bir silah olmadığını söylemek istiyorum. Çünkü tedbirsiz ve dikkatsiz olduğumuzda bir kartopunun çığ felaketine dönüşmesi gibi bu vakaları hemen önümüzde görüyoruz. Kovid açısından da, hummalı çalışmamız gerek. Birinci basamakta bulunan filyasyon, aşı ve önleme çalışmaları, gerekse hastanedeki aşı takip çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor’’ diye konuştu.

    Bursa Şehir Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Dursun Topal ise, ‘’Yoğun olduğumuz dönemlerde, acile kovid hastalarıyla beraber 3 bin 500 başvuru olduğunu gördük. Yoğun bakım kapasitemizi o dönemde yüzde yüz arttırma şansımız oldu. Bu manada da 150 civarında kovid hastasını yoğun bakımda takip edebildik. Geriye dönüp baktığımızda ise 5 bin civarında kovid hastasına hizmet vermiş olduğumuz görünüyor. Kovid yoğunluğuyla alakalı tabii aşı çalışmalarından sonra ciddi bir yoğunluk azalması mevcut. Ama tetikte olmamız muhakkak gerekiyor. Aşıyı çok önemsememiz gerekiyor. Çünkü yatırdığımız hastalarla birlikte özellikle yoğun bakımda yatan hastalarla alakalı önemli veriler görmekteyiz. Yoğun bakıma yatırdığımız hastaların yüzde doksanının aşısız olduğunu görüyoruz. Aşılı olanlarında çoğunluğunun tek doz olduğunu, azınlık olarak da 2 ve 3 doz aşı yaptıranlar olduğunu görüyoruz. Bu bizim aşıyı önemsememiz gerektiğini gösteriyor. Aşıyla alakalı az önceki veriden de yola çıkarsak, aşı olanlar hastalığı çok ufak ve önemsiz semptomlarla geçiriyor. Fakat önemli bir solunum sıkıntısı ya da akciğer rahatsızlığı bulunan hastalar daha zor atlatıyor. Dolayısıyla diğer gruba göre, hastanede kalış süreleri de önemli bir ölçüde düşük oluyor’’ dedi.