Etiket: bursa nilüfer belediyesi

  • Nilüfer’de söz çocukların

    Nilüfer’de söz çocukların

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”nin imzalanmasının ardından kabul edilen Dünya Çocuk Hakları Günü, Nilüfer’de bir yürüyüşle kutlandı. Nilüfer Belediyesi ile Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nin düzenlediği yürüyüşte çocuklar, yoksulluk, açlık, çalıştırılan çocuklar ve savaşın ortaya çıkardığı mağduriyetlere dikkat çekti. Nilüfer Kent Konseyi önünden başlayan yürüyüşe katılım büyük oldu. Ellerinde dövizlerle, sloganlar atarak yürüyen yüzlerce çocuk, Halk Evi önünde yürüyüşü tamamladı. “Sağlıklı beslenmek hakkımız”, “Çocuklar aç kalmasın”, “Ben çocuğum haklarımla varım”, “Ya açlıktan ya savaştan ölüyoruz”, “Savaşlar olmasın çocuklar ölmesin”, “Çocuklar işe değil okula gitsin” yazılı dövizlerle yürüyerek mesajlarını veren çocuklara, çevredeki vatandaşlar da alkışlarla destek verdi.

    Savaş mağduru, açlık tehdidiyle baş başa kalan, okula gidemeyen yaşıtlarının sorunlarına dikkat çeken çocuklar; “Her çocuğun sağlıklı beslenme, eğitim alma hakkı vardır. Hiçbir çocuk okula aç gitmemeli. Yaşıtlarımız işe değil okula gitmeli” diyerek isteklerini dile getirdiler. Nasıl bir dünya istediklerini sloganlarla da ifade eden çocuklar, yürüyüşün ardından Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak burada etkinliklere devam etti.

    Cumhuriyet Meydanı’nda çocuklar adına bir konuşma yapan Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Özlem Yılmaz, yoksulluk ve savaşların olmadığı ve çocukların ölmediği bir dünya dileğinde bulundu. Yoksulluğun çocukları yetişkinlerden daha fazla etkilediğini ifade eden Yılmaz, “2022 verilerine göre her 3 çocuktan 1’i yoksul. Bu çocukların 3’te 1’i ekonomik yetersizlik nedeniyle çalışmak zorunda bırakılıyor. 720 bin arkadaşımız ekonomik faaliyetlerde çalışıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporunagöre son 10 yılda 616 çocuk işçi hayatını kaybetti. Suça sürüklenen çocuk sayısı 206 binin üzerine çıktı. Yetişkinlerin bu dünyayı çocuklarla paylaştıklarını ve gün gelip biz çocuklara emanet edeceklerini unutmamaları dileğiyle, savaşların olmadığı, hiçbir sorumluluğu ve suçu olmayan biz çocukların ölmediği bir dünya diliyorum” dedi.

    Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutlayan ve yürüyüş öncesi çocukların pankart hazırlıklarına da destek veren Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ise, dünyanın pek çok yerinde çocukların açlıkla mücadele ettiğini kaydederek, “Beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayarak, barış ve sevgi dolu bir dünyada yaşamak her çocuğun en temel hakkıdır. Biz; çocuklarımızın gelecek kaygısı olmasın istiyoruz. Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin istiyoruz, çocuklarımız okula aç gitmesin istiyoruz. Ancak, Türkiye de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede hala birçok çocuk beslenme yetersizliği ve açlıkla mücadele ediliyor” dedi.

    Tüm dünyada savaşların, çocukların hak ve mutlulukları, gelişimleri önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Başkan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü; “Son on yılda iki milyona yakın çocuk savaşlarda hayatını kaybetti. Bir milyon çocuk ise anne babasız kaldı. Bir kısmı mülteci kamplarında çok dramatik hayatlar sürüyor. Eminim Filistinli çocuklar da gördükleri şiddeti ömür boyu unutmayacaklar. Böyle bir dünyada Çocuk Hakları Günü’nü kutlayan Nilüferli çocukların hazırladıkları pankartlarda onların isyanlarını da görüyorsunuz. Biz çocuklarımıza barış ve sevgi dolu bir dünya borçluyuz. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için herkes üzerine düşeni yapmalı.”

  • Bursa’da halk müziği gecesi

    Bursa’da halk müziği gecesi

    Bursa Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi’nde (MEM), Türk Halk Müziği gecesi yaşandı. Türkiye’nin değerli kabak kemane sanatçılarından Uğur Önür ile bağlama sanatçısı Umut Sülünoğlu müzede yer alan MEM Sahne’de konser verdi. Yaklaşık iki saat süren konserde Uğur Önür ile Umut Sülünoğlu hem çaldılar hem de söylediler. TRT Ankara Radyosu sanatçıları Uğur Önür ile Umut Sülünoğlu, bağlama ve kabak kemanenin kendine has sesiyle izleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı. “Giderim Giderim”, “Ötme Bülbül”, “Bozlak Telli Turnam”, “İki Keklik”, “Yolcu” gibi eserleri seslendiren Uğur Önür ile Umut Sülünoğlu, Teke yöresinden ezgileri de başarıyla sundular. Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Uğur Önür ve Umut Sülünoğlu’na çiçek vererek teşekkür etti.

    Farklı müzik türlerinden değerli müzisyenlerin yanı sıra genç müzisyenlerin konserlerine de ev sahipliği yapan MEM Sahne’de, 6 Aralık’ta Bursalı genç sanatçı Bilge Su, 20 Aralık tarihinde de Her-Dem Türk Müziği Topluluğu konser verecek.

  • Nilüfer’den Hatay Samandağ’a anaokulu

    Nilüfer’den Hatay Samandağ’a anaokulu

    6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için harekete geçen Nilüfer Belediyesi, yardım çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Hatay Samandağ’da iki konteyner kent, aşevi ve kütüphane oluşturan Nilüfer Belediyesi, çocukların okul ihtiyacını gidermek için de yardım eli uzattı. Kurduğu konteyner kentte yaşayan çocukların eğitimi için Samandağ Kaymakamlığı’ndan yer tahsisi konusunda destek alan Nilüfer Belediyesi, Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu (ATÖF) iş birliğiyle, bölgeye 4 derslikli bir anaokulu kazandırdı.

    2 ay gibi kısa zamanda hayata geçirilen, 400 metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 2 bin 300 metrekarelik alana sahip Samandağ Belediyesi Nilüfer ATÖF Anaokulu, düzenlenen törenle kapılarını açtı. 150 öğrenci kapasiteli anaokulunun açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Nihat Matkap, Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, Samandağ Sahil Güvenlik Komutanı Yarbay Mevlüt Mercan, ATÖF Başkanı Yücel Tuna ile dernek temsilcileri, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Nilüfer kadın dernekleri temsilcileri ve bölge halkı katıldı.

    Açılışta Samandağ Belediyesi Nilüfer ATÖF Anaokulu tam anlamıyla bir dayanışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “6 Şubat deprem felaketinin ardından aklımız, gönlümüz hep buradaydı. Yaraları sarmak için her zaman dayanışma içinde olduk. Zor zamanlarda dayanışma ruhuyla birbirine kenetlenen Türk toplumunun bir ferdi olmaktan her zaman gurur duyduk. Bursa’dan buraya uzatılan yardım elini sizlere ulaştırmak için köprü vazifesi gördük. Bundan sonra da sizleri yalnız bırakmayacağız. Samandağ’ın Bursa’da bir kardeş belediyesi var. Bu anaokulunu da dayanışma ile kurduk. Bu proje Nilüfer ve Samandağ Belediyelerinin yanı sıra, Almanya’daki 16 derneğin oluşturduğu Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu ve Nilüfer’deki kadın derneklerinin destekleriyle gerçekleşmiş bir projedir” dedi.
    Nilüfer’deki kadın derneklerinin de anaokuluna teknik malzeme desteğinde bulunduğunu belirten Başkan Erdem, “18 kadın derneği; bilgisayar, yazıcı, projeksiyon cihazı, test kitapları ve kırtasiye malzemesi gibi desteklerde bulundu. Bu okulun hizmete kazandırılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ise, depremin ardından bölgeye yardıma koşan ilk kurumun Nilüfer Belediyesi olduğunu vurgulayarak, “Nilüfer Belediyesi sadece bu okulun yapımında katkı sunmadı. Samandağ’a ilk konteyner kenti kuran yine Nilüfer Belediyesi oldu. Burada yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman yanımızda oldu” ifadelerini kullandı. Depremin en büyük mağdurlarından birinin çocuklar olduğuna dikkat çeken Eryılmaz, “Çocuklarımız, büyük bir travma yaşadı ve büyük bir bölümü bu travmadan hala kurtulamadı. En fazla sahiplenmeye ihtiyacı olan çocuklarımıza bu okulumuzun merhem olacağına yürekten inanıyorum. Bu depremde bazı okullarımız yıkıldı, büyük bir bölümü de hasar aldı. Bu nedenle büyük bir okul ihtiyacı ortaya çıktı. Bu okulumuzun da bu eksiğin giderilmesine büyük bir katkı sunacağına inanıyorum. Çocuklarımız, bazı anlamda kendilerini sahipsiz hissediyor. Bu okulda, konteyner kentlerde yaşayan çocuklarımıza ücretsiz eğitim vereceğiz. Başta Nilüfer Belediyesi olmak üzere ATÖF ve projeye destek olan herkese şahsım ve Samandağ halkı adına teşekkür ediyorum” dedi.

    ATÖF Başkanı Yücel Tuna da, bu projeyle iyi ve kötü günde birlikte olma ve dayanışma ruhunu hep birlikte yaşadıklarını ifade ederek, “Bu felaketin ardından bizim amacımız ailesini kaybeden, okulsuz kalan çocuklarımızın yardımına koşmaktı. Almanya’nın farklı eyaletlerinde bir araya geldik. İlk etapta konteyner alanı olarak düşündüğümüz proje, Nilüfer Belediyesi’nin destekleriyle büyüdü ve bugünkü halini aldı. Dayanışma içinde herkesin iftihar edeceği bir eğitim yuvası oldu. Çocuklarımızın yüzlerindeki mutluluğu görünce biz de mutlu oluyoruz. Burada çok değerli çocuklarımızın yetişeceğine inancımız tam. Emeği geçen, katkı koyan herkese teşekkürler” dedi.
    Anaokuluna malzeme desteğinde bulunan Nilüfer kadın dernekleri adına konuşan Altınşehir Kadın Derneği Başkanı Umut Aydos da, böyle anlamlı bir projede yer almaktan mutluluk duyduklarını kaydetti. Konuşmaların ardından Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz ile birlikte projeye destek olanlara teşekkür plaketi verdi. İki başkan daha sonra çocuklarla birlikte Samandağ Belediyesi Nilüfer ATÖF Anaokulu’nun açılışını gerçekleştirdi. Başkan Erdem açılışın ardından anaokulundaki sınıfları gezerek, çocukların sevincini paylaştı.

    Başkan Turgay Erdem ve Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz açılışın ardından Nilüfer Belediyesi konteyner kentini de ziyaret etti. Konteyner kentte kalan kadınların ikramlarını tadarak, onlarla sohbet eden Başkan Erdem, ihtiyaçları hakkında bilgi alarak, giderilmesi konusunda ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.

  • Öykü Ödülü sahipleri belli oldu

    Öykü Ödülü sahipleri belli oldu

    2023 yılını yazar Tomris Uyar’a adayan Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün bu kapsamda düzenlediği ve büyük ilgi gören çalışmalarından biri olan “Tomris Uyar Öykü Ödülü”nde en iyiler belli oldu.

    Her yarışmacının iki öyküyle katılabildiği yarışmada 129 yarışmacı, toplam 258 öyküyle katıldı. Öyküleri, Asuman Kafaoğlu Büke, Nahit Kayabaşı, Gönül Kıvılcım, Şafak Baba Pala ve Fadime Uslu’dan oluşan seçici kurul değerlendirdi.

    Seçici kurul, öyküleri değerlendirirken, her metnin, kısa öykü sanatının temel gereklerini taşıyıp taşımadığını; ele alınan temanın yazınsal düzlemde işlenip işlenmediğini; ‘öykü dili’ kullanımı, atmosfer oluşturma, özgünlük gibi değerleri dikkate aldı. Kurul, yarışmaya katılan öykülerde ayrıca Tomris Uyar’ın sürekli yenilik arayışı ve gerçekliği inandırıcı biçimde yansıtma tutumundan izler taşıyıp taşımadığını da inceledi.

    Yapılan değerlendirme sonucunda, “Ele aldığı temada dramatik dokuyu güçlü biçimde kullanması, öykü estetiğinin değerlerini başarıyla yansıtması, insani duyuşu aktarmadaki duyarlılığı, anlatımındaki yenilikçi bakışı” gerekçesiyle Serap Karakuş Besi’nin “Fethiye Taziyeye Geldi mi?” başlıklı öyküsü Tomris Uyar Öykü Ödülü’nde büyük ödüle değer bulundu.

    Yarışmada Ruhsan Çarpadan, Dilek Karaaslan, Ayşe Nilay Özkan, Adalet Temürtürkan ve Metin Turan mansiyon ödülüne değer görüldü. Ayrıca Fatoş Asya Akbay, Emine Erdem Akyürük, Cemile Akça Ataç, Nalan Bayrak, Orkun Çay, Hasan Irmak Erkan, Esra Gürbüz, Gülnar Kandeyer, Hüseyin Opruklu, Anıl Çetin Örselli, Hatice Günday Şahman, Yelina Tayfur, Zeliha Taner Uçar ve Murat Yurdakul’un öykülerinin de hazırlanacak kitapta yayınlanmaya karar verildi.

    Bu yıl öykü yarışmasında büyük ödül 7 bin TL, mansiyon ödülleri ise 3’er bin TL olarak açıklandı. Ödüller Aralık ayında yapılacak Yılın Yazarı Tomris Uyar Sempozyumu kapsamında düzenlenecek törende sahiplerine verilecek.

  • Voleybol Şenliği’nde 800 çocuk buluştu

    Voleybol Şenliği’nde 800 çocuk buluştu

    Cumhuriyet’in 100. yılı Nilüfer’de kültürden spora bir çok alanda düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. 100. yıl kutlamaları kapsamında Nilüfer Belediyesi, BAL-GÖÇ ile birlikte “Mini Voleybol Şenliği” de düzenledi.

    Nilüfer Belediyesi Yüzüncüyıl Spor ve Gençlik Merkezi’nde 13-14 Kasım tarihlerinde düzenlenen Voleybol Şenliği’ne 2012-2013 doğumlu 800 öğrenci katıldı. Toplam 20 kulubün sporcuları ile yer al şenliğe katılan çocuklar sporla iç içe 2 gün yaşadı. Renkli geçen şenliğin sonunda tören düzenlendi. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer ve BAL-GÖÇ yöneticilerinin de katıldığı törende şenliğe katılan bütün öğrencilere katılım belgesi verildi ve katılımları için teşekkür edildi.

  • Nilüfer Belediyesi’nin desteğiyle çilek üretimi artıyor

    Nilüfer Belediyesi’nin desteğiyle çilek üretimi artıyor

    Nilüfer Belediyesi, tarımsal üretimi artırma amacıyla ortaya koyduğu projelere devam ediyor. Üretimi teşvik etmek, verimliliği artırmak hedefiyle geçtiğimiz yıl Yediveren Albion cinsi çilek fidesi dağıtan Nilüfer Belediyesi, bu yıl da aynı desteği sürdürdü. Program kapsamında 116 bini İnegazi’de, 116 bini de Atlas Mahallesinde olmak üzere toplam 232 bin Yediveren Albion cinsi çilek fidesi dağıtıldı.

    Fide dağıtımı için düzenlenen programa katılan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, her iki mahallenin sakinleri ile tek tek tokalaşıp, sohbet etti. Ardından üreticilerin, üretim süreçleri ve yaşadıkları sorunları dinleyen Başkan Erdem, her zaman üretim ve üreticinin yanında olduklarını vurguladı.

    İnegazi ve Atlas’ta yetişen çileklerin çok lezzetli olduğunu söyleyen Başkan Erdem, bölgede üretimin artması için ellerinden gelen desteği sürdürdüklerini söyledi. Başkan Erdem, “Bu fideler, 3 yıl boyunca üretim verecek. 3 yıl sonunda tekrar değiştirmek gerekirse biz yine fide desteği veririz, yeter ki üretim yapılsın. Çiftçimizin bol kazanç elde etmesi, bol ürün alması en büyük temennimiz” diye konuştu.

    Tarım alanlarının hiçbirinin boş kalmaması ve değerlendirilmesi gerektiğini ekleyen Başkan Erdem, “Üreticilerimiz talep etsin, topraklarından numuneler alalım. Hangi alanlarda ürünün yetişeceği, ne kadar gübre konulacağı, su numunelerine varıncaya kadar her şeyin analizini Tarımsal Analiz Laboratuvarımızda yapalım, bu sonuçları onlarla da paylaşalım. Başka bölgelerde bu çalışmayı yaptık. Bilimsel veriler ışğında, girdilerin daha az olduğu, kazancın daha da arttığı bir tarım politikasını yürütmeye gayret ediyoruz” dedi.

    Üretim sürecinin içinde kadınların yer almasının önemli olduğunu söyleyen Başkan Erdem, kadınların çok çalışkan olduklarını da dile getirdi. Yaptıkları çalışmaların takdir edilecek seviyede olduğunu belirten Erdem, bunun daha da artması gerektiğine inandığını kaydetti.

    İnegazi Mahalle Muhtarı Nurettin Aydın da 10 yıldan beri profesyonel şekilde çilek üretimi yaptıklarını belirterek, fide sorunu ve maliyetleri arttığı için Nilüfer Belediyesi’nden kadın üreticilerin talepte bulunduklarını aktardı. Kadınların ‘Biz üretim yaparız. Bizi fide bakımından destekler misiniz?’ talebinin bulunduğunu anlatan Aydın, “Başkanımız 2 kadın üreticimize 2018 yılında örnek proje olarak birer dönüme yetecek fide verdi. Kadın üreticilerimiz bununla ilgili çok güzel başarı elde etti. Diğer kadınlar, bunları görüp, ‘Katılmak istiyoruz’ dedi. O fideleri toprağa kavuşturduk” şeklinde konuştu.

    Desteklerinden dolayı Nilüfer Belediyesi ve Başkan Erdem’e teşekkür eden Aydın, “Bu sene çileği 40-60 TL civarında satıyoruz. Mayıs ayında başlayıp, Aralık ayına kadar 7 ay ürün alıyoruz. Çok memnununuz. Ciddi gelir kazandık. Kadınlar mutlu. Çok teşekkür ederiz” diye konuştu.

    İnegazi Mahallesi’nde yaşadığını ifade eden üretici Sultan Demir de desteğinden dolayı Nilüfer Belediyesi ve Başkan Turgay Erdem’e teşekkür etti. Geçen sene de fide aldıklarını hatırlatan Demir, “Çok güzel ürünümüz oldu. Hala daha topluyorum. Bugün yağmurdan toplayamadım. Üretiyoruz, hepimiz hevesle yapmaya çalışıyoruz. Mücadele ediyoruz. Fide dağıtımı teşvik oldu. Kazancımız bundan oluyor” dedi.

    İnegazi’nin ardından Atlas Mahallesi’nde de fide dağıtımı yapıldı. Belediyenin desteğinden duydukları memnuniyeti dile getiren Atlas Mahallesi Muhtarı Mustafa Bilgiç, emeği geçenlere teşekkür etti. İhtiyacın karşılandığını ve üretimde bundan faydalandıklarını ifade eden Bilgiç, “Güzel bir katkı oldu. Geçen yıla göre başvuru arttı. Kazançtan ve ihtiyaçtan dolayı başvuru sayısında da artış oldu” diye konuştu.

  • Atatürk sevdiği türkülerle anıldı

    Atatürk sevdiği türkülerle anıldı

    Nilüfer Belediyesi’nin, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı çerçevesinde düzenlediği konserler dizisinde sahne usta sanatçı Nida Ateş’in oldu. Nâzım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenen Nida Ateş “Fikrimin İnce Gülü” konserini, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ile çok sayıda sanatsever büyük bir ilgiyle izledi.

    Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 85’inci yıl dönümünde gerçekleştirilen gecede Nida Ateş, Atatürk’ün sevdiği türküleri seslendirdi. Atatürk’ün sevdiği türkülerle yâd edildiği gecede Nida Ateş, oda orkestrası eşliğinde sahne aldı. Orkestra düzenlemesi Anıl Edebale ve Ozan Sari’ye ait olan konserde Nida Ateş, Ege ve Rumeli

    yörelerinden türküler söyledi. “Bülbülüm Altın Kafeste”, “Çalın Davulları”, “Sarı Zeybek”, “İzmir’in Kavakları”, “Vardar Ovası” gibi Atatürk’ün sevdiği türküleri seslendiren Nida Ateş, türkülerin öykülerini de paylaştı. Zaman zaman izleyenlerin de eşlik ettiği konserin sonunda Nida Ateş ve oda orkestrası, dakikalarca ayakta alkışlandı.

    İzleyenlerin yoğun talebine karşılık tekrar sahneye çıkan Nida Ateş, “Pencere Açıldı Bilal Oğlan” türküsüyle bis yaptı. Gecenin sonunda Nida Ateş ve oda orkestrasını çiçek vererek kutlayan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Türkülerle yüreğimize dokunduğunuz için teşekkür ediyorum. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü hiçbir zaman unutmadık. O’nu hep özlüyoruz, sevgi, rahmet ve minnetle anıyoruz” diye konuştu.

  • Şehit ailelerine anlamlı ziyaret

    Şehit ailelerine anlamlı ziyaret

    Nilüfer Belediyesi 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde şehit ailelerini unutmadı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in Mihraplı Şehitlik Yerleşkesi’ndeki dernekleri ziyaret etmesinin ardından Başkan Yardımcıları ve Nilüfer Belediye Meclisi üyeleri şehit ailelerinin yanında oldu. Başkan Yardımcıları Dr. Sibel Özer ile Remzi Çınar’ın yanı sıra, meclis üyeleri Tuğçe Savaş, Feridun Uyruk, Atakan Çorbacı, Rasih Konca ve Sabri Özlem kentteki şehit ailelerini ziyaret etti.


    Sibel Özer ve Remzi Çınar, şehit Salih Zengin’in Konak Mahallesi’ndeki evine gitti. Özer ve Çınar, 2016 yılında Diyarbakır’da hain terör saldırısı sonucu şehit düşen polis memuru Salih Zengin’in ailesiyle bir araya gelerek desteklerini dile getirdi. Nilüfer Belediyesi’nin vatan uğruna hayatını feda eden kahramanları hiçbir zaman unutmadığını ifade eden Sibel Özer, minnet duygularını belirtti. Başkan Yardımcısı Remzi Çınar da kurum olarak şehitlerin emanetlerine her zaman sahip çıkacaklarını belirterek, ellerinden gelen desteği vermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.

    Zengin ailesi de taleplerini ifade ederek, anlamlı günde kendilerinin yanında olan Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür ettiler. Ziyaret sırasında Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nde görevli Mehmet Çelebi de, Salih Zengin ve tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyup dua etti.

  • Nilüfer’in hava ve su analiz raporları

    Nilüfer’in hava ve su analiz raporları

    Nilüfer Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından yürütülen “2022 Yılı Hava ve Su Kirliliği İzleme Çalışmaları”na ilişkin rapor, Nilüfer Barış Meclisi’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız ile Nilüfer Belediyesi Halk Sağlığı Danışmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın yer aldığı basın toplantısı geniş katılımla gerçekleşti. Toplantıda analiz sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. Kayıhan Pala, dış ortam ve iç ortam hava kirliliğinin, çeşitli hastalıklara ve ölümlere yol açtığına vurgu yaparak, “Temel olarak endüstri ve kötü kentleşmeden kaynaklanan dış ortam hava kirliliği, kanser ölümlerinin önde gelen çevre ile alakalı sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmada, Türkiye’de 2018 yılında 72 ilde 44 bin 617 kişinin Partiküller madde 2,5 (PM2.5) kirliliği sebebiyle erken öldüğü tahmin edilmiştir. Aynı araştırmanın belirtilerine göre Bursa’da 2 bin 822 kişi uzun süreli PM2.5 kirliliğine bağlı olarak 2018 yılında hayatını erken kaybetmiştir” dedi.


    Bursa’nın, Türkiye genelinde havası en kirli illerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Pala, Türkiye’deki sınır değerlerin Dünya Sağlık Örgütü değerlerinin çok üstünde olduğuna da dikkat çekti. Türkiye’de SO2 (g/m3) sınır değerinin 125 olduğunu, bu sınır değerin Dünya Sağlık Örgütü’nde ise 40 olarak belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Kayıhan Pala, “En önemli sağlık sorunlarına yol açan hava kirleticilerinden biri olmasına mukabil, ülkemizde halen PM2.5 için belirlenmiş herhangi bir ulusal sınır değer yoktur. Partikül maddelerden yalnızca PM10 için ulusal sınır değer belirlenmiştir” diye konuştu.


    Nilüfer’in hava kalitesini de değerlendiren Pala, “12 ay boyunca PM10 derişimleri hem Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin hem de ulusal sınır değerin üzerindedir. PM2.5 derişimleri ise Dünya Sağlık Örgütü rehber değerlerinin üzerindedir. SO2 derişimleri ise ulusal sınır değerin ve Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin altındadır. NO2 derişimleri 9 ay boyunca ulusal sınır değerin, 12 ay boyunca da Dünya Sağlık Örgütü rehber değerlerinin üzerindedir, 12 ay boyunca O3 derişimleri ulusal sınır değerin ve Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin altındadır. Bu keşifler Nilüfer’deki partikül maddelerden ve azot oksitlerinden kaynaklanan hava kirliliğini açık olarak göstermektedir” şeklinde konuştu.

    Bursa’da ‘Marmara Temiz Hava Merkezi Hava Kalitesi İzleme Ağı’ çerçevesinde 2022 yılında dokuz hava kalitesi ölçüm istasyonu bulunduğunu belirten Pala, “Ancak ölçümü yapılan kirleticilerin bulundukları istasyonların coğrafi dağılımı Bursa’nın tümü için bilgi vermekten uzaktır. Özellikle kent merkezindeki organize sanayi bölgeleri gibi kirletici kaynakların kirliliğini izlemek üzere istasyonlar kurulmamış olması önemli bir eksikliktir” dedi.

    Bursa’nın doğusundan batısına kadar kentin tamamının çok ciddi bir kirlilikle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Pala, “Bursa’da partiküller madde açısından çok ciddi kirlilik var. Ancak bu konuda ciddi bir adım atılmış değil. Bursa’da hava kirliliği özellikle son yıllarda çok ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Örneğin yasal düzenlemelere göre 24 saatlik ortalama PM10 ulusal sınır değeri yılda en çok 35 gün aşılabilir olmasına mukabil, Bursa’da yüzlerce kez aşılmaktadır. Bu konu bilim insanları ve meslek odaları tarafından birçok kez gündeme getirilmiş olmasına mukabil, halen etkin bir önlem alınmadığı anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.


    Pala, hava kirliliği ile mücadele için yapılması gerekenleri de şöyle açıkladı:

    “Bursa’da hava kirliliğine yol açan kirlilik kaynakları bilimsel yöntemlerle ortaya konulmalı ve kirliliği kaynakta yok etmek üzere bilimsel eylem planları hazırlanmalı, uygulamaya konulmalı, izlenmeli ve denetlenmelidir. Ayrıca, Bursa’da kentsel alanda suyu en fazla sanayi tüketiyor. Siz, sanayinin tüketimine sınır getirmeden, her gün çok fazla miktarda su tüketecek sanayi tesislerine izin verirken, evde musluğu damlatmayın diyerek bu sorunu çözemezsiniz. Hem iklim krizini dikkate alacaksınız hem su kaynaklarını kimin tükettiğini dikkate alacaksınız ki bu kentte yaşayanlar doğru düzgün suya erişebilsin. Burada ciddi bir sıkıntı var. 2022’de çok ciddi bir kuraklık ve su eksikliği var. Gelecek 3-5 yıl içinde barajların doluluk oranları bugünleri aratacak şekilde eksilebilir. Su kaynaklarını nasıl kullanacağımıza çok dikkat etmemiz gerekir. Evliya Çelebi’nin yıllar önce söylediği gibi Bursa, sudan ibaret bir kent değil, Bursa maalesef su yoksulu bir kent. Kentsel alanda birinci sırada su tüketimini endüstri yapıyor. Bursa ve Türkiye genelinde birinci sırada tarım ve bahçe sulama var. Bahçe sulamadan vazgeçsek, endüstriyi kontrol altına alabilsek Türkiye’de su sorununu büyük ölçüde çözme ihtimalimiz var.”


    Pala, yeterli ve güvenli suya erişememenin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna vurgu yaparak, kentlerde güvenli içme suyu sağlamanın en önemli yolunun tüm adımları içeren ‘Su Güvenlik Planı’ oluşturulması olduğunu da kaydetti. Bursa’da kişi başına düşen içme suyu tüketiminin Türkiye ortalamasının altında olduğuna da dikkat çeken Pala, “Türkiye’de 2020 yılında belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesine kişi başına günde ortalama 228 litre su çekilirken, Bursa’da Türkiye ortalamasının altında, 199 litre su çekilebilmiştir. İlçelere göre dağlımda da kişi başı 185 litre ile Nilüfer ilk sırada yer alırken, 106 litre ile Gürsu ilçesi en alt sırada yer alıyor. Bu rakamlar su kullanımının sosyo ekonomik duruma göre çeşitlilik gösterdiğini ortaya koyuyor” dedi.

    Nilüfer Belediyesi’nin 2002 yılından bu yana su analizleri yaptığını belirten Pala, Nilüfer Belediyesi sınırları içerisinde belirlenen noktalardan kentsel alandaki 42 mahalleden ayda bir ve kırsal alandaki 22 mahalleden iki ayda bir olmak üzere periyodik olarak su örneği alındığını ve suda klor düzeyine bakıldığını belirtti. Pala, “Nilüfer’de kentsel alanda alınan su örneklerinin tamamı bakteriyolojik açıdan temiz bulunmuştur. Kentsel alanda şebeke suyunda klor düzeyi düşük bulunan su örneği oranı yüzde 2’dir” dedi.


    Pala, kırsal mahallelerde bulunan hayrat çeşmelerinden alınan su numunelerinin ise yüzde 84,9’unun bakteriyolojik açıdan kirli bulunduğunu belirterek vatandaşları uyardı. Üretilen suyun bir bağımsız gözetim grubu tarafından denetleniyor olması gerektiğine dikkat çeken Pala, “Bunu, yıllardır öneriyoruz. BUSKİ, üniversiteler ve yerel yönetimlerin iş birliğiyle bağımsız bir grup kursun. O bağımsız grup, akredite bir laboratuar aracılığıyla sürekli izlesin ve sürekli topluma bilgi versin. Böyle olunca toplumun güveni yüksek düzeye erişecektir” dedi.

    Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Bursa’da arıtma tesisinden çıkan su yüzde 100 güvenli. Yıllardır hiçbir problem yok. Ama o su, Görükle’nin en uç sokağındaki bir eve gelene kadar bu süreçte hangi depodan geçiyor, hangi dağıtım ağı bunu sağlıyor, bütün bunların açıklıkla izlenebileceği bir mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç var. Burada Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve yerel yönetimlere önemli bir işlev düşüyor” ifadelerini kullandı.

  • Dayanıklı şehirlerin tasarım süreci ele alındı

    Dayanıklı şehirlerin tasarım süreci ele alındı

    2023 yılını “İkinci Yüzyıl İçin Tasarım” yılı ilan eden Nilüfer Belediyesi, şehrin geleceğini Nilüferliler ile tasarlamak hedefiyle çalışmalar yapıyor. Bu çerçevede geniş katılımlı etkinliklerden biri Nilüfer Tasarım Atölyesi’nde gerçekleştirildi.

    Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketinin ardından düzenlenen “Dayanıklı şehirlerin tasarım süreci” konulu toplantıya TMMOB’a bağlı mimar, mühendis ve şehir plancıları odaları, tasarım ofisi çalışanları, üniversitelerden ilgili alandaki akademisyenler ve öğrenciler de katıldı. Toplantıda, Nilüfer’in muhtemel afetlere hazırlık aşamasında yapılması gerekenler ve öneriler ele alındı.


    Nilüfer Belediyesi Tasarım Yılı Danışmanı ve Şehir Plancısı Ali Faruk Göksu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda Tasarım Atölyesi’nin amacı hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Gayelerinin tasarımcılar ve Nilüferliler’i buluşturmak olduğunu ifade eden Ali Faruk Göksu, “Ülkemiz maalesef büyük bir deprem felaketi yaşadı. Etkilerini günlerdir hep birlikte gördük. Ülke olarak bu tarz felaketlere hazırlıklı olmalıyız. Eğer Bursa’da bu yaşanırsa etkileri neler olur bunu gözlemlemeliyiz. Burada yaşama dair küçük adımlarla neler yapabiliriz bunu ele alacağız. Sizin katkılarınız deneyimleriniz çok önemli. Muhtemel hayati risklerin ufak adımlarla düzeltilmesine yönelik neler yapabiliriz bunun beyin fırtınasını yapalım. Burada ortaya çıkacak görüş ve öneriler çalışmalarımıza ışık tutacak” dedi.

    Toplantıda Nilüfer Belediyesi İletişim Koordinatörü Dilhun Gökçe Gültekin de ‘Tasarım Yılı’ ve Tasarım Atölyesi’nin çalışmalarına değindi. İlk toplantının deprem ve doğal afetlere yönelik çalışmaları kapsadığını belirten Gültekin, Nilüfer’in ve yaşamın nasıl tasarlanacağının masaya yatırılacağını belirtti.


    Toplantıya katılanlar, toplanma alanları, koordinasyon, eğitim ve kanunların uygulanabilirliğine yönelik görüşlerini dile getirdi. Dile getirilen görüşler çerçevesinde oluşturulacak çalışma grupları, belirlenecek yol haritası çerçevesinde toplanarak atılacak adımları ele almaya devam edecek.