Etiket: bursa şehir hastanesi

  • Bursa Şehir Hastanesi, ‘Anne dostu hastane’ oldu

    Bursa Şehir Hastanesi, ‘Anne dostu hastane’ oldu

    Mahremiyete dayalı tek kişilik doğum ünitelerinin oluşturulmasını esas alan ve anne adaylarının güvenli, kaliteli doğum hizmetine ulaşmalarını hedefleyen ‘Anne dostu hastane’ programı için belirlenen kriterleri yerine getiren Bursa Şehir Hastanesi, İnegöl Devlet Hastanesi, Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi ve Gemlik Devlet Hastanesi’nden sonra Bursa’nın 4. ‘Anne dostu hastane’ unvanına sahip oldu.

    Bursa Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Emine Büküm, güvenli ve kaliteli gebelik süreci geçirme ile doğum hizmeti almanın bütün anne adaylarının hakkı olduğunu belirtti. Bursa Şehir Hastanesi’nde doğum hizmeti anne ve bebek odaklı verildiğinin altını çizen Op. Dr. Büküm, “Mahremiyete dayalı tek kişilik odalarımız ile gebelerin kendilerini rahat, konforlu bir ortamda hissedebilmeleri sağlanmaktadır. “Anne dostu hastane’’ unvanı çalışmalarında emeği geçen herkese teşekkür ederim’’ dedi.

    Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Mustafa Çetin, Bursa Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Emine Büküm’e ‘Anne dostu hastane’ unvanı belgesini teslim etti.

  • Şiddetli karın ağrısına dikkat

    Şiddetli karın ağrısına dikkat

    Çanakkale’de yaşayan 43 yaşındaki Sami Yavaş, şiddetli karın ağrısı şikayeti ile hastaneye gitti. Hastanede aort diseksiyonu tanısı konulan Yavaş, ardından Bursa Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

    Güney Marmara Bölgesi’nde özellikli kalp ve damar cerrahisi vakalarının yapıldığı Bursa Şehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nde komplike bir aort diseksiyonu (yırtılma) geçirdiği belirlenen Yavaş, yapılan başarılı müdahaleyle hayata tutunmayı başardı.

    Operasyonu gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Birim Sorumlusu Doç. Dr. Nail Kahraman, aort diseksiyonun çok nadir görüldüğünü, yüzde 40-50 oranlarında da ölüme varabilecek boyutta ciddi bir acil durum olduğuna dikkat çekti. Bu hastalığın nadiren bazı organların beslenmesini bozduğunu ve vücutta felç, bağırsak nekrozları, böbrek yetmezliği gibi komplikasyonlara yol açtığı bilgisini veren Doç. Dr. Kahraman, “Bu komplikasyonlar gelişirse ölüm oranı kat kat artarak yüzde 80-90’lara kadar çıkabilir. Bu nedenle ani başlangıçlı bıçak saplanır tarzda çok şiddetli sırt ve karın ağrısı şikâyeti olanların en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.

    Aort diseksiyonu tanısıyla kliniklerine sevk edilen hastanın komplike olduğu, bağırsakları besleyen damarlarda tromboz (damar tıkanıklığı) oluştuğu ve kan akışı olmadığı bilgisini veren Doç. Dr. Kahraman, hastasının asıl geliş şikâyetinin ise karın ağrısı olduğunun altını çizdi.

    Yapılan başarılı operasyonu anlatan Doç. Dr. Kahraman, “Biz gerekli tetkikleri yaptıktan sonra aort damarında yırtılma tespit ettik. Yırtılan bölgeye acil “tevar” dediğimiz kapalı ameliyatla kaplı stent yerleştirdik. Ardından diseksiyona bağlı bağırsak damarındaki tıkanıklığı açmak için de bir stent yerleştirdik. Sonrasında Genel Cerrahi doktorlarımız Doç.Dr. Nidal İflazoğlu ve ekibi tarafından laparoskopiyle bağırsak canlılığı değerlendirildi. Herhangi bir nekroz (bağırsak kangreni) durumu yoktu. Hasta yoğun bakıma takip ve tedavi amacıyla tekrar getirildi. Şu anda hastamızın taburculuğunun 15’nci günü, gayet sağlıklı ve iyi durumda” dedi.

    Komplike vakaların nadir görülen fakat multidisipliner cerrahi müdahale gerektiren acil durumlar olduğunu söyleyen Dr. Kahraman, ‘Komplike vaka dediğimiz durum şöyle; aort diseksiyonları Tip A ve Tip B diye ikiye ayrılıyor. Tip A da acil cerrahi tedavi yapılır. Tip B dediğimizde ise genelde medikal tedavi yapılır. Amaç tansiyonun kontrol altına alınmasıdır. Fakat bazı hastalara cerrahi müdahale gerekebilir. Bunlar komplike olan tiplerdir. Hangileri mesela? Organ malperfüzyonu gelişenler yani organları besleyen damarların tıkandığı durumlar. Damar yırtılmasına bağlı karaciğer, dalak, bağırsaklar, bacaklarda herhangi bir organda beslenme bozukluğu olduğu zaman bu artık komplike olmuş bir aort diseksiyonu demek. Bunlarda da kapalı ya da açık cerrahi tedaviler yapılabilir.’ ifadelerini kullandı.

    Bıçak saplanır tarzı karın ağrısına dikkat!

    Aort diseksiyonuna davetiye çıkaran çeşitli nedenlerin olabileceğine değinen Dr. Kahraman, son olarak şunlara vurgu yaptı: “Bu aort diseksiyonunun en önemli sebeplerinden birisi aort anevrizması yani damardaki genişlemeler. Ayrıca sigara, tansiyon yüksekliği, genetik hastalıklar bunları arttırabilir. Aort anevrizması nedeniyle takip altındaysanız takibinizi mutlaka devam ettirin. Tansiyon kontrolünüzü iyi yaptırın. Bunlara rağmen ansızın bir bıçak saplanır tarzı göğüs ağrısı, bıçak saplanır tarzı sırt ağrısı, karın ağrısı olursa damarda yırtılma olabilir. şüphesiyle acil müdahale amacıyla acil servislere başvurun, ihmal etmeyin. Bu hastalıkta yakın takip ve erken tanı, deneyimli merkezlerde doğru bir müdahale ile hayat kurtarır.”

    “Daha önce yaşamadığım bir ağrıydı”

    Sağlığına kavuşan hasta Sami Yavaş ise daha önce böylesi bir ağrı yaşamadıklarını aktardı. Hayata tutunuş öyküsünü anlatan Yavaş, “Çanakkale’den çok şiddetli bir sırt ağrısıyla acil servise gitmemiz ile başlayan bir öykü. Çok ciddi bir sırt ağrısı oldu ve sonra mide ağrısına dönüştü bu ağrı. Hastaneye gelirken artık çok ciddi bir şekilde karın ağrım artmıştı. O anın şokuyla hastaneye geldim, daha önce yaşamadığım bir ağrı idi… Yani hayatınızda hiç adını ve etkisini duymadığınız bir ağrı yaşarsanız ‘bence bu bıçak saplanır gibi ya da bıçak saplanır gibi den de fazla değişik bir ağrı bu’ hemen bir şikâyet belirtisi olarak bir an önce ilgili sağlık birimine gitmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Yaşama tutunmamda erken tanının çok önemli olduğunu hocamızdan öğrendim. Allah razı olsun bu konuda çok profesyonel bir ekibe denk geldik. Bu müdahalelerin çok ciddi bir şekilde uzman kadrolarca yapıldığını gördük. Bu vesileyle Bursa Şehir Hastanemizdeki Doç.Dr. Nail Kahraman ve KVC ekibine çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Soğuk havalar deri hastalıklarını tetikliyor

    Soğuk havalar deri hastalıklarını tetikliyor

    Bursa Şehir Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Elif Irmak Yazıcı, kış aylarında görülen deri hastalıkları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Soğuk hava, düşük nem oranı, rüzgâr kaynaklı ya da su tüketiminin azalmasının deri hastalıklarının kış aylarında daha sık görülmesine neden olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yazıcı, “Buna bir de soğuk havalarla birlikte artan grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar eklenince bu artış kaçınılmaz oluyor” dedi.

    Bu tarz durumlarda gelişen deri hastalıklarının tedavi edilmediği takdirde olumsuz sonuçlara yol açabileceğine dikkati çeken Uzm. Dr. Yazıcı, “Derimiz, vücudumuz ve dış etmenler arasında bir bariyer fonksiyonu görmekte ve yapısının çevresel faktörlerden etkilenebilmektedir. Özellikle kış aylarında soğuk hava, düşük nem oranı, ultraviyole radyasyonunun yararlı etkilerinden yeterince faydalanılamaması, rüzgâr, iç mekan ısıtıcıların odaları daha da kurutması deri yapısını değiştirir. Kış aylarında sık sık geçirilen enfeksiyonlar da buna katkı sağlar. Deriden su kaybı artar ve deri kurur, pH değeri değişir, deriyi oluşturan hücresel özellikleri değişir. Sonuç olarak derinin bariyer fonksiyonu bozulur. Böylece bazı deri hastalıkları daha sık veya daha şiddetli olarak karşımıza çıkar” ifadelerini kullandı.

    “Derinizi nemlendirin ve bol bol su için”

    Deri hastalıklarına yakalanan hastanın tedavi için doktorların önerilerine kulak vermesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Yazıcı, “Soğuk havaların etkisiyle en sık gördüğümüz durum deri kuruluğu ve kaşıntıdır. Onun dışında atopik egzama, temas egzaması, yağlı egzamalar, sedef hastalığı, soğuk kurdeşeni, perniyo, raynaud gibi deri hastalıkları da diğer mevsimlere göre daha sık karşımıza çıkar. Kış aylarında sıklığı ve şiddeti artan bu hastalıkların tedavisi için öncelikle doktorlarınızın önerilerine uymalısınız. Fakat bizim kişisel olarak da yapabileceğimiz bazı şeyler var. Bunlardan en önemlisi bol su içmek, derinin nem kaybını önlemek ve deriyi nemlendirmektir. Çok sık duş almayı ve çok sık el yıkamayı önermiyoruz. Bunları yaparken de nemlendirici içerikli el yıkama ürünleri, duş jelleri kullanmanızı öneriyoruz. Özellikle her yıkama sonrası derimizi hiç kurulamadan ve günlük rutinimizde de aralıklı olarak medikal nemlendiriciler kullanmanızı öneriyoruz” dedi.

    “Kolonya ve ıslak mendilden uzak durun”

    Günlük yaşamda sıkça kullanılan ve deri bariyer fonksiyonunu bozan kimyasal ürünlerden mutlak derecede uzak durulması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Yazıcı, “Deri bariyer fonksiyonunu bozan kolonya, ıslak mendil, deterjan gibi kimyasallardan uzak durmalı, bazı ev işlerinde de eldiven giymeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Çevresel faktörlere müdahale edebileceğimiz alanda, özellikle oda ısısı, oda nemini ayarlamak bize yardımcı olacaktır. Farklı bir hastalık grubunda yer alan soğuk kurdeşeninde ise soğuk ile temasa karşı bir alerjik reaksiyon gelişmektedir. Burada temel prensip ise soğuktan kaçınmak ve doktorunuzun önerdiği alerji ilaçlarını kullanmaktır” şeklinde konuştu.

  • Kalp yetmezliği hastaları Bursa Şehir Hastanesi’nde şifa buluyor

    Kalp yetmezliği hastaları Bursa Şehir Hastanesi’nde şifa buluyor

    3 kablolu kalp pili olarak bilinen CRT tedavisinde hastaların yaklaşık yüzde 30’unda istenilen yanıtın alınamadığını vurgulayan Bursa Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Berat Uğuz, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte eklenen 4’üncü kablo ile artık bu tedavi ile yanıt alınamayan hasta grubunda da yanıt alınabilmektedir. Ülkemizde seçkin ve ileri merkezlerde uygulanan bu tedaviyi bölgemizde Bursa Şehir Hastanesi Kardiyoloji ve Aritmi Kliniği uygulamaya başlamıştır” dedi.

    “Değişilmez parça olacak”

    Kalp yetersizliği hastalarının uygun bir şekilde tedavilerinin mümkün olduğunu belirten Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. İsmet Zengin ise “Öncelikle, hastalarımızın bu pil tedavisine uyumlu olup olmadığını tespit etmekteyiz. Uygun bulunan hastaların işlemlerini ise merkezimizde gerçekleştiriyoruz. Her geçen gün daha çok sayıda hastaya bu tedaviyi uyguluyoruz. İlerleyen zamanlarda bu tedavi hastalarımızın değişilmez bir parçası olacak” şeklinde konuştu.

    Edirne’den şifa için geldi

    4 kablolu pil tedavisi ile şifa bulan hastalardan Halim Yıllar ve Fatma Bahar ise sağlıklarına tekrar kavuşmanın sevincini yaşıyor. Edirne’den geldiğini belirten hasta Halim Yıllar, “Nefes darlığım vardı. Keşan Devlet Hastanesi’nden beni Bursa Şehir Hastanesi’ne yönlendirdiler. Allah doktorlarımızdan razı olsun, kendimi çok iyi hissediyorum” diye konuştu.
    Yüksek tansiyon şikâyetiyle Gemlik Devlet Hastanesi’ne başvurduğunu ve Bursa Şehir Hastanesi’ne sevk edildiğini belirten hasta Fatma Bahar ise “Burada tedavi gördüm ve bana pil takıldı. Çok memnunum, kendimi şimdi çok enerjik hissediyorum. Şu an koşasım var, yürüyesim var. Doktorlarımıza teşekkür ederim. Çok güzel ilgileniyorlar. Gerçekten bütün sağlık çalışanlarımıza minnettarım” ifadelerini kullandı.

  • Diyabet organ kayıplarına neden olabilir

    Diyabet organ kayıplarına neden olabilir

    Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nizameddin Koca, diyabet hastalığının kamuoyunda az bilinen komplikasyonlarından biri olan diyabetik nöropati hakkında açıklamalarda bulundu. Diyabetin bir damar hastalığı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Koca, “Diyabet ilerlediği durumda sinirleri besleyen damarlar, sinirleri yeteri kadar besleyemediği için bazı problemler ortaya çıkıyor. Özellikle el ve ayaklardaki hissizlik, parestezi dediğimiz yanma, karıncalanma gibi hislerle kendini gösteriyor. Bunların erken dönemde tespiti ve tedavisiyle sinirlerdeki geri dönüşümsüz hasarları azaltma şansımız var. Ancak diyabeti iyi kontrol edemezsek hastalarda maalesef organ kayıplarına giden sonuçlar doğurabiliyor” dedi.
    Diyabetik nöropatiye bağlı ayakta durmada ve dengeyi sağlamada problem yaşanabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Koca, “Çok fazla üşüdüğü için sobada ısıtmak amaçlı ayaklarını tutmuş, sonra hissedemediğinden sobaya yapışmış ve yanık kokusuyla kendine gelmiş hastalarımız var. Normal sağlıklı birinin damar yapısında rahatlıkla iyileşebilecek ya da uzun sürmeden iyileştirilebilecek bir süreçken kan damarlarının bozuk olduğu diyabet hastalarında iyileştirici kan akımının yeterince olmaması nedeniyle hastaların bazen ayaklarını, parmaklarını kurtaramayabiliyoruz. Kesmek zorunda kalıyoruz. Bu da hastanın günlük hayatını son derece olumsuz etkiliyor” şeklinde konuştu.

    Ayakkabıyı giymeden ters çevirin

    Kişinin diyabet tanısı almasının üzerinden 10 yıl ve daha fazla zaman geçtiyse bazı hususlara özellikle dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Koca, “Ayakkabılarımızı her defasında giymeden önce ters çevirmemiz lazım. Çünkü ayakkabılarımızın içerisinde bizim kontrolümüz dışında ufak çakıl taşları girebilir. Bunu normal sağlıklı bir hissiyatımız olduğu durumda rahatlıkla hissedebiliriz ve hemen ayakkabıyı çıkarıp bu durumu ortadan kaldırabiliriz. Ama diyabetik hastaları, hissiyatı bozulduğu için hissetmiyor. Damarsal dolaşımı da bozuk olduğundan yaralara sebep oluyor. Diyabetik ayaklı hastalar için hastanemizde plastik cerrahi, damar cerrahisi, yara bakımı, dahiliye, endokrin gibi alanların bulunduğu bir konsey eşliğinde tedavi sunmaya çalışıyoruz. Ancak bu hastaların sıklıkla yatış süreleri çok fazla uzuyor. Çünkü tedaviye cevapları çok zor. Bizler için son derece zor hasta grubunu oluşturuyor” diye konuştu.

    Kan şekeri önerilen aralıkta olmalı

    Hastanın kan şekeri beş yüz olduğu zaman bile çok su içip idrara çıkmak dışında bir şikâyeti olmayabileceğini vurgulayan Koca, sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle yaşı ileri erkek hastalar bunu prostatla ilişkilendirme eğilimine giriyorlar. O sebeple de tedavi gecikebiliyor. Biz her ne kadar diyabete bağlı çok büyük bir sıkıntı yaşamıyor olduğumuzu düşünsek bile damarlarımız bunu hissediyor ve yaralanmalar söz konusu olmaya başlıyor. O sebeple ‘Benim kan şekerim beş yüz olsa bile ben hiçbir şey hissetmiyorum hocam, tedaviye gerek yok’ son derece yanlıştır. İki üç yıl bu şekilde rahatlıkla dolaşırsınız ama dördüncü yılda kalp krizi geçirebilirsiniz. Körlük yaşayabilirsiniz, Böbrek yetmezliğine gidebilirsiniz. Sinirleriniz zedelendiği için hissiyatınız bozulabilir. Ayaklarınız yaralanabilir, ayaklarınızı maalesef kesmek durumunda kalabilir. Bu sebeple diyabetik hastalara önemle ricam düzenli doktor kontrolüne gidip kan şekerlerini önerilen aralıkta tutmak hususunda hassasiyet göstermeleridir”

  • Koca: “Bursa’da hekimi darbeden kişi tutuklandı”

    Koca: “Bursa’da hekimi darbeden kişi tutuklandı”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bursa Şehir Hastanesi’nde 30 Ekimde meydana gelen şiddet olayında bir hekim arkadaşımızı darp eden ve olay üzerine hastane polisi tarafından gözaltına alınan, hasta yakını olduğu belirlenen saldırgan, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Adalete güveniyoruz. Saldırganın başkalarına ders olacak bir cezaya çarptırılacağına inancımız tam” dedi.

  • Bursa’da doktora uygulanan şiddete kınama

    Bursa’da doktora uygulanan şiddete kınama

    Yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi:

    “Sağlıkta şiddet, hem toplum sağlığı hem de çalışan sağlığı için büyük bir tehdittir ve bununla mücadele edilmesi gerekmektedir. Öncelikle son olarak Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşen, Dr. Nihan ALKIŞ hanımefendinin bir hasta yakını tarafından maruz kaldığı şiddeti, hekimlikten öte sadece insani duygusu olan her birey gibi bizler de kınıyoruz. Sağlıkta şiddet konusunun, maalesef günlük rutin haberler arasında yer almaya başladığına üzülerek şahit oluyoruz. Gerek bir takım diziler ve sosyal medya platformlarından olayın alışılması tarzda yansıtılmasını ve sağlıkçıya şiddete özendirilmesini doğru bulmuyoruz.

    Şiddet, mesleki vasıftan öte, insanlık suçu sayılmalıdır. Bu suçlar en ağır şekilde cezalandırılmalı, hiçbir şekilde iyi hal ya da başka adlarla indirim yapılmamalıdır. Sağlık hizmeti sunucusu çalışanların şiddete uğramasının, sağlık hizmetlerini sekteye uğratacağı aşikârdır. Sağlık çalışanlarının moral motivasyonunun yüksek olması kaliteli ve üst düzey bir sağlık hizmeti verilmesinin temel şartıdır. Sağlık sistemimizdeki bir takım uygulama eksiklikleri ve hataların sorumluluk ve yükünün tamamen sağlık çalışanlarına mal edilmesini kabul etmiyoruz. Sevgili halkımızı sağduyulu davranmaya, sayın yöneticilerimizi de hiçbir kaygı ve beklenti düşünmeksizin etkin yasalar çıkartıp sıkı ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya, uygulatmaya davet ediyoruz.Tüm meslektaşlarımızla birlikte sağlıkta şiddete karşı mücadelede dayanışma içinde olacağız.”

  • Bursa’da doktoru darp eden sanık tutuklandı

    Bursa’da doktoru darp eden sanık tutuklandı

    Olay, 30 Ekim Pazartesi günü Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşti. Uzm. Dr. Nihan Alkış hastasını muayene ederken odasına giren bir hasta yakını, bir doktorun odasını sordu. Sorulan doktorun hangi poliklinikte olduğunu bilmediğini söyleyen Alkış’a hasta yakını sözlü hakaretlerde bulundu. Doktorun muayene esnasında olduğunu ve odadan çıkması gerektiğini söylemesi üzerine öfkelenen hasta yakını Alkış’ın yüzüne yumruk attı. Saldırgan hastane polisi tarafından gözaltına alınırken, kanlar içinde yerde kalan doktor ise çalıştığı hastanenin acil servisine kaldırıldı.

    Doktorun yüzüne yumruk atan sanık Tayfun E., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Bursa’da darp edilen doktor için bir araya geldiler

    Bursa’da darp edilen doktor için bir araya geldiler

    Olay 30 Ekim Pazartesi günü Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşti. Uzm. Dr. Nihan Alkış hastasını muayene ederken odasına giren bir hasta yakını, bir doktorun odasını sordu. Sorulan doktorun hangi poliklinikte olduğunu bilmediğini söyleyen Alkış’a hasta yakını sözlü hakaretlerde bulundu. Doktorun muayene esnasında olduğunu ve odadan çıkması gerektiğini söylemesi üzerine öfkelenen hasta yakını Alkış’ın yüzüne yumruk attı. Saldırgan hastane polisi tarafından gözaltına alınırken, kanlar içinde yerde kalan doktor ise çalıştığı hastanenin acil servisine kaldırıldı.
    Yaşanan olayın ardından darp edilen doktorun meslektaşları, Bursa Şehir Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Birçok sendika ve meslek örgütünün katıldığı basın açıklamasında, sağlık çalışanları, çözüm istediklerini vurguladı.

    Sağlıkta şiddetin sadece sağlık çalışanlarını değil, hastaları da mağdur ettiğini dile getiren Genel Sağlık İş Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Çukadar, “30 Ekim Pazartesi günü Bursa Şehir Hastanesi Polikliniği’ne gelen bir hasta yakını Uzm. Dr. Nihan Alkış’ın odasına girerek aynı branştaki bir kadın hekimi sordu. Alkış, hangi poliklinikte olduğunu bilmiyorum deyince hasta yakını sözlü hakarete başladı. Alkış, ‘şu an hasta muayene ediyorum, dışarıya çıkar mısınız’ diye uyarıda bulununca öfkesi daha da artan hasta yakını şiddetle yüzüne yumruk attı. Kanlar içerisinde yere yığılan hekime hemen müdahale edilmiş, sedyeye konularak aynı hastanenin acil bölümüne götürüldü. Burada ilk tedavisi yapıldıktan sonra 4 ayrı branştan komplikasyon istenmiş, cerrahi servisine yatırıldı. Doktor döven vahşi saldırgan polis tarafından gözaltına alındı” şeklinde konuştu.

  • Şehir Hastanesi’nde yanık izleri estetik görünüm kazanıyor

    Şehir Hastanesi’nde yanık izleri estetik görünüm kazanıyor

    İlk olarak çocuk yanık vakalarına uygulamaya konulan lazer tedavisi, yanık izlerine estetik görünüm kazandırmasının yanında kaşıntıların da azalmasına fayda sağlıyor. Yüksek maliyeti sebebi ile Türkiye’de sayılı merkezlerde verilen bu hizmetten ücretsiz faydalanmak için yalnız Bursalılar değil, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden hastalar başvuruyor.

    Bursa Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’nde lazer tedavisi ile yapılan çalışmaları değerlendiren Çocuk Yanık Sorumlusu Doç. Dr. Sabriye Dayı, lazer tedavisinin birçok faydası bulunduğuna dikkat çekti. Sadece estetik görünüm olarak değil, kaşıntıda da faydasını gördüklerini vurgulayan Doç. Dr. Dayı, “Lazer tedavisi özellikle cerrahi işlem gerektirmeyen, çeşitli seanslarla yapılabilen bir tedavi. Bu sırada çocuğa sedasyon dediğimiz hafif bir anestezi vermek uygun oluyor. Yanıktan sonra kabarmış, kötü görünümlü dokuların cilt altına, ince bir iğne ile ayrıca bir madde vererek destekliyoruz. Böylelikle bu ciltteki izler daha tolere edilebilir duruma geliyor” dedi.


    Lazer tedavisinin çocuğun vücudundaki tüm bölgelere uygulanabildiği bilgisini veren Doç. Dr. Dayı, “Bu aslında birçok hastanede olmayan bir tedavi yöntemi. Hatta özel hastanede sorgulandığı zaman pahalı bir yöntem olduğu için genelde bu cihazın bulunmadığını görmekteyiz. Ama bir Şehir Hastanesine böyle bir cihazın alınması bizim için büyük bir şans ve biz bunu uygulamaya başladık. Gün geçtikçe hastalarımızın duydukça arttığını görmekteyiz. İlk uygulamalarımızın sonuçlarında aileler hem kaşıntı için kaşıntısının rahatladığını hem de izlerin daha söndüğünü daha sertliğinin kaybolduğunu ifade etmekteler” şeklinde konuştu.

    Bingöl’den şifa bulmaya geldiler

    Kızının tedavisi için Bingöl’den geldiklerini dile getiren bir vatandaş ise, yanık izi tedavisi için yaklaşık 5 yıldır mücadele ettiklerini belirtti. Bu süreçte birçok yere başvurduklarını ifade eden vatandaş, “2018 yılının Mart ayında kızım kaynar sudan yandı. Üçüncü derecede yanıklar vardı. Bir ay boyunca yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakım sürecini atlattık. 6 ay sonra kızıma yanık bası giysisi giydirdik. Çok bir faydasını göremedik. Sonra bir sürü yere başvurduk. En sonunda Bursa Şehir Hastanesine geldik. Sağ olsun hocamız bizi kabul etti. Kızımız bu sabah lazerli bir operasyon oldu. İnşallah kızımıza şifa olur. Hocamızdan Allah razı olsun. Bundan sonra inşallah devamı gelir, bize de başkalarına da şifa olur” diye konuştu.