Etiket: Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat

  • “Türkiye’nin dış politika önceliği, terörle mücadeledir”

    “Türkiye’nin dış politika önceliği, terörle mücadeledir”

    Sınır ötesi harekatı değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan, “Son birkaç aydır terör örgütü PKK’nın Türkiye’nin Kuzey Irak’taki üslerine yönelik bir takım saldırıları oldu. Şehit haberleri aldık. Bu saldırılar yeniden gösterdi ki, Türkiye’nin en öncelikli dış politika meselesi terörle mücadele olmalıdır. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan hem de diğer ilgili bakanlıklardan gelen açıklamalardan anlaşıldığı üzere, Türkiye bu konuyu öncelikli hale getirmiş durumdadır. Yapılaması planlanan harekat yeni bir şey değil, Türkiye Kuzey Irak’a yönelik 2019 ve 2021 yıllarında operasyonlar gerçekleştirmişti. Planlanan operasyonun ise diğerlerinin devamı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu noktada bir farklılık da söz konusudur. Türkiye ilk kez bölgeye bir operasyon gerçekleştirirken, Bağdat yönetimiyle işbirliğini gündeme alıyor. Biliyorsunuz daha önce dışişleri bakanları bir araya geldi ve bir ortak açıklama yaptılar” dedi.

    “PKK’nın bölgedeki varlığının kalıcı bir şekilde sonlandırılması planlanıyor”

    Bağdat yönetimiyle alınan ortak kararları değerlendiren Polat, “Alınan kararlara baktığımızda Türkiye’nin bu operasyonu boyutlu değil, özellikle Bağdat yönetimiyle ticari alanda köklü bir ilişki kurarak PKK’nın varlığını kalıcı bir biçimde sonlandırma niyetinde olduğunu görüyoruz. Ovaköy’den açılması planlanan sınır kapısı üzerinden oluşturulacak bir ticaret hattının Basra Körfezi’ne kadar uzanması gündemde. Bu söz konusu kapsamlı planın bir parçası olarak okunmalıdır. Türkiye bu sayede bölgede kalıcı bir düzen oluşturmayı hedefliyor. Bölge ilk etapta terörden arındırılacak, ardından kurulacak ticaret yoluyla istikralı hale getirilecek. Türkiye hem bu ticaret hattının kontrolü hem de terörle mücadele konusunda Bağdat’la işbirliği içerisinde olacak” diye konuştu.

    “Terörle mücadele tek taraflı yürütülecek bir mücadele değil”
    Terör örgütleriyle veya silahlı gruplarla mücadelenin tek taraflı yürütülecek bir şey olmadığını belirten Polat, “Bu tür aktörler devletler arasındaki rekabetten beslenebilmektedirler. Dolayısıyla iki ülke arasındaki görüşme ve sınır dışı operasyon onların istismar ettiği rekabet alanının sona erdirilmesi açısından oldukça önemli. Türkiye’nin Bağdat yönetimiyle bir araya gelip böyle bir adım atıyor olması oldukça stratejik. Önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’a bir ziyaret düzenleyecek. Bu ziyarette anlaşmanın resmiyet kazanmasını bekliyoruz. Bu anlaşmayla Türkiye, PKK’nın bölgedeki varlığına son vermek ve Irak’ın kuzeyinde kalıcı düzen sağlamak niyetindedir” şeklinde konuştu.

  • “İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil”

    “İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil”

    Orta Doğu’da yaşananları değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, “Orta Doğu son dönemlerde yine ciddi krizlerle karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz, kronikleşmiş bir hal almaya başladı. Bu tür rekabetlerde aktörlerin karşısına üç farklı seçenek çıkar. Birincisi aktörlerden biri karşı tarafa blöf yapar, karşı taraf ise geri adım atarak bir saygınlık veya stratejik kayıp yaşamakla birlikte krizin son bulmasına imkan tanır. İkinci seçenekte ise, aktörler karşılıklı olarak bir geri adım atma durumu tercih ederler, bu durumda da kriz kendiliğinden son bulur. Son olarak üçüncüsünde ise, aktörler mevcut pozisyonlarından taviz vermezler. Daha sert adımlar atmaya başlarlar. Bu da kaçınılmaz olarak aktörler arasında bir savaşa yola açarlar” dedi.

    “İran ve İsrail krizi, daha da tırmanarak bir savaşa yol açması kısa vadede mümkün değil”

    Bu 3 senaryo üzerinden İran-İsrail ilişkisini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, “İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde ilk senaryonun gerçekleşmeyeceğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Her iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. Bunu hem İsrail’in Şam’daki büyükelçilik saldırısında gördük. Hem de İran’ın İsrail’e misilleme olarak insansız hava araçları ve balistik füzelerini kullanarak yaptığı saldırıda net bir biçimde gördük. Dolayısıyla iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. İkinci seçeneği bir tarafa bırakacak olursak, üçüncü seçenekteki gibi tarafların krizi daha da tırmandırarak bir savaşa yol açması ise kısa vadede mümkün olmayacak gibi görünüyor” ifadelerine yer verdi.

    “İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil”

    İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında İran’ın net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Polat, “Diğer taraftan İsrail ise İran ile savaşma konusunda o kadar isteksiz değil. Ancak bunun da bazı şartları var. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarıdır. Ancak ABD cephesine bakıldığında ise hem bu yıl içerisinde yapılması planlanan seçimlerin başkan üzerindeki baskısı, hem de Amerika’nın uzun yıllardır yaklaşık 15 yıldır Orta Doğu’ya doğrudan angaje olmamak gibi bir stratejik yaklaşımı söz konusudur. Bu opsiyonu da kısa vadede pek mümkün kılmıyor. Dolayısıyla önümüzde tek bir seçenek kalıyor. Bu aşamada aktörlerin krizi yavaş yavaş iki tarafın da geri adım atarak sonlandırmasını bekliyoruz. Mevcut durumda bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyorum. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz kronikleşmeye başladı diyebiliriz” dedi.

    “Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor”

    Türkiye’nin, 7 Ekim’den beri bölgesel krizlerin artık bir noktada durması gerektiği yönünde bir politika benimsemiş durumda olduğunu ifade eden Polat, “Malum, son 15 yıldır Orta Doğu’da yoğun bir rekabet söz konusu bölgesel aktörler arasında. Buna bir de devlet dışı silahlı aktörler ve başarısız devletler eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla Orta Doğu, 2000 yıllarının başından 2010 yıllarına kadar olan kısmen istikrarlı dönemini özlemiş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye, ne İran-İsrail arasında, ne de İsrail-Hamas arasında böyle bir çatışmanın devamlılığı yönünde bir politika arzulamıyor. Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor. Bu çerçevede de girişimlerini sürdürüyor. Türkiye’nin kendi çıkarları açısından da bu oldukça önemli. Aksi takdirde, çeşitli insani krizler, terör örgütlerinin yeniden palazlanması gibi veya başarısız devletlerin ortaya çıkması gibi Türkiye’nin güvenliğini yanından ilgilendiren başka kriz alanları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye, bu tür krizlerin daha barışçıl yollarla çözümü için mücadele ediyor” şeklinde konuştu.