Etiket: bursa teknik üniversitesi

  • BTÜ Döküm laboratuvarını faaliyete geçirdi

    BTÜ Döküm laboratuvarını faaliyete geçirdi

     

    2022 yılı itibariyle Aktive edilen Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü döküm laboratuvarı ile döküm parçalarının laboratuvar ortamında dökülüp numunelerin üretim süreçleri incelenebilecek.

    Döküm laboratuvarı açılışı kurdele kesme töreninin ardından konuşma yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Yeni cihaz alımlarının yapılması ve buna uygun mekânların oluşturulması hususunda son derece destekleyici bir yaklaşım içerisindeyiz. Fakat önemli olan oluşturulan bu ortamların gerek akademisyenlerimiz gerek de öğrencilerimiz tarafından aktif olarak kullanılması ve katma değeri yüksek somut değeri olacak bilimsel çalışmaların yapılabilmesi. Bu anlamda zaten sanayi ile entegrasyon konusunda çok başarılı bir akademik kadromuz var. Onların ve öğrencilerimizin bu alanları en verimli şekilde kullanacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Döküm atölyesinin uygulamalı eğitim açısından önemli bir alan olacağının altını çizen Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Deniz Uzunsoy, “Uygulamalı ve teorik eğitimlerin gerçekleştirildiği bölümümüz çerçevesinde metalden seramiğe, polimerden kompozit malzemelere çeşitli alanlarda farklı malzemelerin üretimleri konusunda çalışılmakta. Bu çerçevesinde kurulmuş olan bu döküm ünitesiyle otomotiv, enerji ve bio malzeme sektörüne değişik malzeme ve alaşımlarının çalışmalarının gerçekleştirilmesi mümkün olabilecek” dedi.

    Otomotiv sektörünün başkenti olarak anılan Bursa’da döküm sektörünün üretimde önemli bir hacme sahip olduğunu belirten BTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Muhammet Uludağ da otomotiv sektöründe kullanılan parçaların üretiminin büyük oranda döküm yoluyla gerçekleştirildiğini bu nedenle döküm alanındaki yeniliklerin önem arz ettiğini aktardı.

    Döküm aşamasının iyi bilinmemesi veya kontrol edilememesinin nihai ürünü direkt etkilediğini ifade eden Uludağ, “Bir otomobil parçasının üretim aşamalarını düşünecek olursak; parçanın hatasız bir şekilde üretilebilmesi için döküleceği kalıp türü, kalıp dolum parametreleri, sıvı metal kalitesi, döküm sıcaklığı gibi parametrelerin göz önünde bulundurulması gerekmekte. Elde edilen parçanın uygunluğunun kontrol edilmesi de önemli. Bu veriler ışığında maruz kalacağı yüklere veya şartlara göre uygulanması gereken testler belirlenir. Üretilecek parça sürtünmelere maruz kalacaksa parçalara aşınma testi uygulanır. Parçanın mekanik dayanımlarını kontrol etmek amacıyla ise çekme, basma ve sertlik gibi testlerin gerçekleştirilmesi gerekir. İçyapının kontrol edilmesi ve bu doğrultuda yorumların yapılabilmesi için de mikro yapı analizleri gerçekleştirilmelidir. Element analizinin gerçekleştirilmesi için XRF analizi veya spektrometre incelemesi yapılmalıdır. Özetle bir parçanın üretilebilmesi için birçok analiz ve teste tabi tutulması gerekmektedir. Bu doğrultuda yeni döküm laboratuvarlarımızda sektörün taleplerini bilimsel yaklaşımlar ile inceleme ve gerekli desteği sağlama olanağı sunmuş olacağız.” ifadelerini kullandı.

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Döküm Laboratuvarı ile akademik olarak incelenecek çalışmalar için daha bilimsel sonuçlar sağlanacağının da altını çizen Uludağ, “Döküm işleminin küçük kapasitede gerçekleştirilmesi Ar-Ge niteliği bakımından da elzem. Sanayide büyük tonajlarda dökümler yapılmakta. Elde edilen numunelerin incelemesi ise laboratuvar ölçekli gerçekleşiyor. Bu nedenle küçük ölçekli dökümlerin yapılabilmesi sonuçların ilişkilendirilebilmesi açısından büyük fayda sağlayacak. Aynı zamanda birçok sektöre öncülük eden Bursa endüstrisinin Ar-Ge/Ür-Ge çerçevesinde ihtiyaç duyacağı incelemeler de gerçekleştirilebilecek. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrencilerin malzeme analiz aşamalarını teorik olarak öğrenmenin yanı sıra pratik olarak deneyimleme imkânına sahip olması da önemli bir kazanım olacak” şeklinde konuştu.

  • Uzay mimarisinde yeni fikirler aranıyor

    Uzay mimarisinde yeni fikirler aranıyor

    Büyükşehir Belediyesi, ‘uzay konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla’ Bursa Teknik Üniversitesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gökmen Uzay ve Havacılık Merkezi ile birlikte özel bir etkinliğe daha imza atıyor. Geleceğin mimarisi konusunda gençlerin fikirlerine açık olan, uzay mimarlığı ve dünya dışı şehircilik konularını ele alan Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması’nın tanıtım toplantısı, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir ve GUHEM adına BTSO Başkan Yardımcısı İsmail Kuş katıldı.


    Bursa büyürse, Türkiye büyür
    Basın toplantısında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türkiye Uzay Ajansı’nın 10 yıllık hedefleri arasında millî ve özgün hibrit roketin Ay’a sert iniş yapmasının bulunduğunu hatırlattı. İlerleyen yıllarda Ay’a yumuşak inişin gerçekleşmesiyle birlikte uzay mimarisi ve dünya dışı şehircilik gibi hedeflere kapı aralanacağını belirten Başkan Aktaş, “‘Bursa büyürse Türkiye büyür’ mottosuyla sanayileşme hamlesini her geçen gün daha da üst düzeye çıkaran Bursa’mızda önemli bir organizasyona daha hep birlikte imza atacağız. Türkiye Uzay Ajansı’nın ilk 10 yıllık hedefleri arasında, 2023 yılı sonunda, yakın dünya yörüngesinden ateşleyeceğimiz, kendi millî ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştirmek var. İlerleyen yıllarda ise bu kez kendi millî roketimizle aracımızı yakın yörüngeye çıkararak, Ay’a yumuşak iniş gerçekleştirme hedeflenmekte. ‘Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması’ ile aşırı zorluklar içeren koşulların tasarımı ile inşası üzerine altyapı oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

    Toplam ödül 150 bin TL
    Eylül ayında yarışma sonuçlarının açıklanacağını ifade eden Başkan Aktaş, “Yarışma; lise ve orta öğretim öğrencileri, üniversite öğrencileri ve profesyonel olmak üzere 3 kategoride yapılacak. Kazananlara, Büyükşehir Belediyemiz tarafından 110 bin TL ve GUHEM tarafından da 40 bin TL olmak üzere toplam 150 bin TL para ödülü verilecek” diye konuştu.
    Toplantının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Arif Karademir ve GUHEM adına BTSO Başkan Yardımcısı İsmail Kuş arasında, Türkiye Ay Üsleri Ulusal Fikir Yarışması projesinin protokolü imzalandı.

  • BTÜ dünya sıralamasında ilk 300’de

    BTÜ dünya sıralamasında ilk 300’de

    Glasgow Üniversitesi tarafından yürütülen Times Higher Education (THE), 2022 yılı Etki Sıralamasında, Dünya genelinde 106 ülkeden 1.406 üniversite değerlendirmeye alındı. Times Higher Education Etki Sıralaması, üniversitelerin başarılarını Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda değerlendiren tek performans sıralaması olma özelliği de taşıyor.

    Bu yıl dördüncü kez açıklanan küresel etki sıralaması çerçevesinde üniversiteler; “araştırma”, “yönetim”, “eğitim” ve “sosyal destekler” olmak üzere dört ana alanda ve 17 alt kategoride değerlendirildi.

    Türkiye’den 58 üniversitenin değerlendirildiği Genel Etki Sıralamasında 39 Türk Üniversitesi ilk bin üniversite arasına girdi. Üniversitelerde yürütülen Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda belirlenen ‘17 dünya sorunu’ ile ilgili çalışmaların değerlendirildiği sıralamanın sonuçlarına, üniversitelerin araştırma, yönetim, sosyal yardım ve öğretim düzeyleri ile toplumsal, çevre ve sosyal gelişme üzerindeki etkileri yansıdı. Sonuçlara göre bu sene dünya genelinde Avustralya Batı Sidney Üniversitesi birinciliği elde etti. İkinci sırada ABD’nin Arizona Eyalet Üniversitesi, üçüncü sırada ise Kanada Western Üniversitesi yer aldı.

    BTÜ İki Kategoride İlk 30’da Yer Aldı

    BTÜ, Times Higher Education (THE), 2022 yılı Etki Sıralamasında iki ayrı kategoride Türk Üniversiteleri arasında ilk otuzüniversitearasında kendine yer buldu. “Eğitim Kalitesi” kategorisinde dünya genelinde ilk 300 üniversite arasında yer alan Bursa Teknik Üniversitesi, Türk üniversiteleri arasında 11. Sırada yer aldı. “Sanayi, Yenilikçi ve Bilimsel Altyapı” kategorisinde ise dünyada ilk 600 arasına giren BTÜ, Türkiye’deki üniversiteler arasında 23’üncü sırayı elde etti.

    Henüz çok genç bir üniversite olmalarına rağmen önemli başarılar elde ettiklerini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir; “Kurduğumuz laboratuvar altyapısı, Ar-Ge olanaklarımız, alanlarında uzman öğretim üyesi kadromuz, uluslararası akredite edilmiş İngilizce hazırlık sınıfı eğitim sistemimiz, YÖK onaylı uzun dönem staj programlarımız, girişimcilik eğitimlerimiz, teknoparkımız ile kısa sürede yükseköğretim alanında önemli başarılar elde ettik. Sanayi Doktora Programı Türkiye birinciliği, akademisyenlerimizin aldıkları bilimsel proje destekleri, öğrencilerimizin başta TEKNOFEST olmak üzere teknoloji yarışmalarındaki dereceleri bizleri gururlandırmakta. Tüm bunların yansıra uluslararası alanda da, eğitim kalitesi, sanayi, yenilikçilik ve bilimsel altyapı gibi kategorilerde Bursa Teknik Üniversitesi’nin adını duyurmaktan ve üst basamaklara taşımaktan mutluluk duyuyoruz. Emeği geçen tüm personelimize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Savunma sanayisinin kalbi BTÜ’de atacak

    Savunma sanayisinin kalbi BTÜ’de atacak

    Bursa Teknik Üniversitesi Yıldırım Bayezid Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen ‘BTÜ Havacılık ve Savunma Günleri’ etkinliğinde Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının da desteklediği savunma ve havacılık şirketlerinden temsilciler, öğrencilerle bir araya geldi. Faaliyet alanları ve ürünleri hakkın bilgi aktaran yetkililer, 3 gün boyunca sürecek seminerlerin sonunda ise katılımcılara, sertifikalarını da takdim edilecek.

    Yapılan açılış töreninde konuşan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Üniversitelerde normalde öğrencilerin kendi hedeflerini belirleyerek kendi aralarında organize olmaları, amatör ruhla bir şeyi meydana getirmeleri sahiplenmeleri ve ürün üretmeleri, son derece önemlidir. Armut piş, ağzıma düş şeklinde hocaların yapmış oldukları veya kurumların hazırlamış olduğu etkinliğe katılmaktan ziyade, öğrenci kaynaklı organizasyonlar çok daha hedefine uygun eğitimin en önemli kanadını oluşturmaktadır. Öğrencilerin staj görüşmeleri, iş görüşmeleri, aynı zamanda firmalarla somut işbirlikleri, hocalarla projeler konusunda inşallah güzel çalışmalar olacaktır. Çünkü bu etkinlik, Ankara’dan gel 2 tane sunum yap şeklinde bitmemelidir. Bu sadece göstermelik olan ön kısmıdır. Esas arka kısmında öğrencilerin bunu bir fırsat bilip değerlendirmesi gerekiyor. Bir ASELSAN’a randevu alıp gitmek mümkün değil. CEZERİ ile görüşmeniz mümkün değil. Ancak bunun gibi firmalar ve kurumlar buralara gelip stant kurmuşlar. Bunu öğrencilerin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor” dedi.

    Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM) Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu ise, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan milli uzay politikası çerçevesinde 10 tane temel hedef verildi. Bu hedeflerden bir tanesi de uzaya astronot göndermektir. Bunun dışında ay programı açıklandı. Bunlar senelerdir hayalini kurduğumuz programlardı. Artık bir uzay ajansımız ve programımız var. Bizim açımızdan önemlisi ise uzay farkındalığını oluşturmak ve insan kaynağının geliştirilmesiydi. Türkiye’de şu anda uzay konusunda çalışan bütün arkadaşların bir araya getirdiğimiz zaman bin kişi sayabiliyoruz. Bunlara akademik olarak da çalışanları kattığımız halde bu sayı bu şekilde. Ancak yanı başımızdaki İran ve İsrail’de ise bu sayı 5 bin 6 bin olarak bahsediliyor. Avrupa’ya gittiğinizde ise 10 binlerin üzerine çıkıyor. Bizimde bu alanda çalışacak insana ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

    Yoğun programı nedeniyle video konferansla programa bağlanarak öğrencilere seslenen Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “Genç kardeşlerimizin fikir ve projelerini hayata geçirmek için desteklenmeye ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Bu çerçevede üniversite toplulukları, kulüpleri ve dernekleri vasıtasıyla öğrencilerle buluşmayı görev edindik. Temeli sağlam, geleceğe yönelmiş bir savunma sanayii ekosistemi kurmak istiyorsak, güçlü Türkiye kurmak istiyorsak siz gençlerle buluşmak ve fikir alış verişinde bulunmak bizim için çok çok önemli. Üniversite hayatınız boyunca geleceğinizi şekillendirecek idealleriniz konusunda azim ve kararlılıkla çalışmalarınızı sürdürün. Bizler her daim sizin en büyük destekçiniz olmaya kararlıyız. Sizin yapacağınız işlerle Türkiye çıtasını yükseltecek ve yüksek teknoloji alanındaki ilerleyişimiz sürecektir. Beyin gücü savunma sanayiimizin en önemli itici gücüdür. Bu yüzden iyi yetişmiş, kendine güvenen, idealist ve nitelikli insan kaynağı en büyük ihtiyacımız” diye konuştu.

    Türkiye’nin savunma sanayi alanında son yıllarda önemli mesafe kaydettiğini dile getiren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkan Vekili Metin Şenyurt, “Gelişmiş bir savunma sanayii, güçlü bir ekonomi bağımsızlığın en büyük garantisidir. Ülkemizde özellikle son dönemde bu alanda gerçekleştirilen çalışmalar umut vericidir. Nitekim savunma sanayiimizin yerlilik oranı yüzde 20’lerden yüzde yetmişlere ulaşmıştır. Bilgem füze ve roket sistemleri, Atak helikopteri, Hürkuş temel eğitim uçağı ve insansız hava araçları gibi çok sayıda projenin başarıyla yürütülmesi bu alandaki kararlılığı ortaya koymakta. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz Bursa Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi (basdec) ile de firmalarımızın savunma sanayiinde gücünü artıracak yetenekleri geliştirmeyi ve kendimizi savunma sanayiinin önemli merkezlerinden biri haline gelmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Açılış konuşmalarının ardından paneller için verilen arada, protokol üyeleri stantları gezerek bilgi aldı.

  • Üreten gençlere ‘Yıldırım’ destek

    Üreten gençlere ‘Yıldırım’ destek

    Bursa Yıldırım Belediyesi ve Bursa Teknik Üniversitesi iş birliği ile birçok projeye imza attıklarını belirten Başkan Oktay Yılmaz, “İki ayrı kampüsüyle bir üniversite şehri olan Yıldırım’ı; eğitim, bilim, teknoloji, kültür ve sanat alanlarında da geliştirecek projeleri hayata geçirerek, gençlerimiz için daha cazip bir kente dönüştürmeye çalışıyoruz. Kütüphaneler, çalışma salonları, kültür merkezleri, spor alanları ile gençlerimizin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sunarken, bilim ve teknolojiyi de unutmuyoruz. Şehrimizin yüz akı Bursa Teknik Üniversitesi ile bilim ve teknoloji başta olmak üzere birçok alanda iş birliği yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin son yıllarda, milli teknoloji alanında büyük sıçrama yaptığımı belirten Başkan Oktay Yılmaz, “Bursa Teknik Üniversitemiz de ortaya koyduğu çalışmalarla ülkemizin milli teknoloji hamlesine çok önemli katkılar sağlıyor. Yıldırım Belediyesi olarak Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini başarıya taşıyacak olan gençlerimizin her daim yanındayız” dedi.

    Öte yandan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Arif Karademir ise gençlere desteklerinden ötürü Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür etti.

  • Geleceğin mühendislerine yalın üretim eğitimi

    Geleceğin mühendislerine yalın üretim eğitimi

    Bursa Model Fabrika’nın, Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği eğitimler yaklaşık 4 hafta sürdü. 19 öğrenci merkezde 19 ayrı modül hakkında detaylı bilgiler aldı. Eğitim programının sertifika töreni ise Bursa Teknik Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlendi. Programa, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aytaç Yıldız, Bursa Model Fabrika Direktörü Birol Aksel’in yanı sıra akademisyen ve yöneticiler ile öğrenciler katıldı.

    Bursa Model Fabrika Direktörü Birol Aksel, BMF’nin yalın şirket organizasyonunu ve kültürünü benimsetmek, işletmelerin üretim aşamalarındaki verimliliğini artırmak ve dijital dönüşümü hızlandırmak hedefiyle çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. BTSO öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğinde yürütülen proje kapsamında firmaların dijital dönüşümüne katkı sağlandığını kaydeden Aksel, “Bursa Model Fabrika, yıl içerisinde pek çok uygulama ve teorik eğitime ev sahipliği yapıyor. Geleceğin mühendislerine, geleceğin teknoloji eğitimlerini vermiş olmaktan, gençlerimizi iş hayatına hazırlamaktan oldukça memnunuz. Bu eğitimlerin Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde artarak devam edeceğine inancımız tamdır” dedi.

    Bursa Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Candan Uçkun, Bursa Model Fabrika’da yalın üretim eğitimi aldıklarını belirterek, “Gördüğümüz içerikler ilerde endüstri mühendisliği yaparken, üretim planlamada çalışırken büyük faydalar sağlayacak. Burada 5S, FMEA, SMED gibi çalışmaların burada uygulamalı hallerini gördük. Gördüğümüz teorik bilgileri gerçek bir fabrikada görerek pekiştirdik. BMF’nin bizlere vizyon kattığını söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

    Endüstri Mühendisliği Öğrencisi Melike Çelik, merkezde aldığı eğitim ile mesleğini daha fazla benimsediğini belirterek, Bursa Model Fabrika ekibine desteklerinden dolayı teşekkür etti.

    Makine Mühendisi son sınıf öğrencisi Gürsel Gülseçen ise BMF’deki eğitimin kendisi için çok güzel bir deneyim olduğunu belirtti.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) 1-7 Mart “Deprem Haftası” etkinlikleri kapsamında bir seminer düzenlendi. Seminerde, afet bilincini yerleştirmek ve deprem farkındalığının arttırılması amaçlandı. Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu, “Kurtarma ve yardım faaliyetlerinin koordinasyonu önemli” dedi.

    BTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKSDB) tarafından düzenlenen seminer Yıldırım Beyazid Yerleşkesi Kırmızı Salonda gerçekleşti. Programda, BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu konuşmacı olarak yer aldı.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Genel Sekreter Dr. Öğr. Üyesi Murat Bayrak, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sarıoğlu, SKS Daire Başkanı Mehmet Erman, akademisyenler, idari personel, AFAD personeli ve çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı.

    Seminerin ilk konuşmacısı BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan oldu. Prof. Dr. Bayhan konuşmasına Bursa ilinde ve dolayısı ile Marmara Bölgesinde aktif fayların bulunduğunu hatırlatarak başladı. Özellikle, Marmara Denizi içerisinde 1766 yılından beri sismik açıdan pek fazla faaliyet gözlenmeyen, ancak geçmişte bölge için yıkıcı etkilere sebep olmuş bir fay hattının bulunduğuna dikkat çekti. Bu fay hattının her an etkisi yüksek olabilecek deprem üretme kapasitesine sahip olduğunun da altını çizdi. Bölgenin deprem üretkenliği hakkındaki istatistiki bilgilerin uzun yıllar öncesinden beri kayıt altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bayhan, bu istatistiki bilgilerin ışığında muhtemel depremlerin bölgenin hangi şehir ve kısımlarında ve hangi derecede hasar verebileceğini tahmin edilebildiğini kaydetti.

    Bu gün, içerisinde yaşanılan binaların depremde hasar almayacak şekilde üretilmediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Bayhan, bu tür üretilmesi hedeflenen binaların, yapım maliyetlerinin olağan üstü yüksek olduğunu belirtti. Bu nedenle binaların deprem anında hasar alabilecek ama can kaybını en aza indirecek şekilde tasarlandığını dinleyicilerle paylaştı.

    Konuşmasının son bölümünü Marmara ve Bursa’yı etkileyen geçmiş depremlere ayıran Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Bursa’daki 1855 depreminin etkileri ile aynı fayın harekete geçmesi sonucunda etkilenmesi muhtemel bölgelerin günümüzdeki durumunu mukayese etti. Yapı güvenliğinin yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydettiği konuşmasında, güvenli bir yapının imal edilmesi için zeminin de çok önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Beyhan “Bina yapım teknikleri deprem güvenliğine doğrudan etki eden unsurlardandır. Bu anlamda, doğru teknik ile inşa edilecek binalar ile Bursa ve Marmara Bölgesi muhtemel bir deprem tehlikesine hazırlanmalıdır. Ancak, deprem öncesinde yapılacaklar kadar, deprem sonrasında yapılması gerekenler var. Özellikle depremden sonra kullanılması gerekli olan hastane, kamu binaları ya da köprü gibi yapıların ayakta kalmaları, deprem felaketine uğramış insanların hayatlarının kurtarılabilmesi için gerekli. Bu tür kamusal alanlar ve yaşam alanlarımız depremde bizlerin hayatlarını koruyabilmesi için doğru yapım teknikleri ile ehil insanlar tarafından inşa edilmelidir. Bu durum ise vatandaşlarımızın ülkemiz coğrafyası için kaçınılmaz bir gerçek olan deprem bilincinin yerleşmesi ve farkındalığının oluşmasına bağlı. Bana göre afet sonrası yara sarmadan ziyade, deprem yaşanmadan yapıları dirençli ve insanlarımızı da bilinçli hale getirerek, tabiat olayının afete dönüşmesini önlemek esas hedefimiz olmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.

    BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan’ın ardından AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu seminer konuşmasını gerçekleştirdi. Mumcu, Bursa’nın deprem kuşağında yer aldığını ve bu nedenle afet açısından riskli bir bölge olduğunu ifade etti. Yaşanabilecek herhangi bir afet sonrasında yapılacaklar hakkında bilgi sahibi olunmasının, sadece insanın kendi hayatını değil yakınlarının ve çevresindekilerinin hayatlarını güvenli hale getireceğini kaydetti.

    Vatandaşlardan deprem gerçeğinin her zaman akıllarının bir ucunda olmasını isteyen AFAD Bursa İl Müdürü Mumcu, “Afet sonrasında şehre gelecek olan arama kurtarma ekiplerin, iş makinalarının, iaşe sağlayan birimlerin birbirleri ve şehrin yöneticileri arasında koordinasyonun kurulması, yardım ve kurtarma faaliyetlerinin başarısında önemli faktördür. Bu nedenle herhangi bir afet sonrasında kurtarma ve yardım faaliyetleri eşgüdüm içerisinde yürütülmelidir. Gelen yardımların şehir içinde dağıtımı kamu tarafından düzenli, adil ve gerçekçi bir şekilde yapılması gerekir. Bu nedenle afet idare kapasitemizi arttırmamız gereklidir” dedi.

    Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminerin sonunda BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, konuşmacı AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu’ya teşekkür belgesi takdim etti.

  • BTÜ’nün orman yangınları projesine TÜBİTAK’tan destek

    BTÜ’nün orman yangınları projesine TÜBİTAK’tan destek

    Orman yangınları ile mücadele için başta Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) akademisyenleri olmak üzere pek çok üniversiteden uzman harekete geçti.
    BTÜ’lü akademisyenlerin orman yangınları mücadele kapsamında hazırladıkları projenin, diğer üniversite ve enstitülerden araştırmacıların görev almalarının yanı sıra Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından destek almaya da değer bulunması, projenin öneminin göstergesi oldu.

    Bursa Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah E. Akay’ın yürütücülüğünü yaptığı bu önemli proje “Orman Yolu Standartlarının Yükseltilmesinin Orman Yangınları ile Mücadeleye Katkısı ve Yangından Zarar Gören Odun Hammaddesi Kaynaklı Ekonomik Kayıpların Azaltılması Açısından İncelenmesi” başlığını taşıyor. Proje ile ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Abdullah E. Akay, orman yangınları ile etkin mücadele edilmesinin, ekonomik kayıpların da asgarîye indirilmesine vesile olacağını belirti. Bu yönde ekip olarak gerçekleştirdikleri çalışmalarının TÜBİTAK-1001 kapsamında TÜBİTAK desteği almaya hak kazandığını bildirdi.

    Prof. Dr. Akay, Marmara bölgesi ile Akdeniz bölgesinin doğusu arasında yer alan sahil şeridi boyunca yangına birinci dereceden hassas orman alanlarının bulunduğunu kaydetti. Bu hassas alandaki orman yangınları nedeniyle yılda binlerce hektar orman alanı tahrip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akay, bu durumun büyük biyolojik ve ekolojik zararlara sebebiyet verdiğinin altını çizdi. Tahrip olan ormanlarda ekonomik değere sahip odun hammaddesinin değerinde kayıplar oluştuğunun altını çizdi. Bu kayıpların asgarîye indirgenebilmesinin yolunun orman yangınlarıyla etkili mücadeleden geçtiğini ifade etti. Özellikle, ilk müdahale ekiplerinin yangın sahasına ulaşma süresinin, yangının kontrol altına alınması ihtimalinin yüksek olduğu kritik müdahale süresini aşmamasının, anahtar role sahip olduğunu vurguladı.

    Proje yürütücüsü Prof. Dr. Abdullah E. Akay açıklamasının devamında şunları söyledi: “Yangınlara ilk müdahaleyi gerçekleştiren ekipler çoğunlukla arozözler ile yangın alanlarına nakledilmektedir. Kritik müdahale süresi içinde ekiplerin ulaşılabilmesi, temelde yol uzunluğuna ve ortalama arozöz hızına göre belirlenmektedir. Ülkemizde ormanlık alanlar içinde yer alan yol ağlarının büyük bir bölümü teknik standartları sınırlı olan B-tipi tali orman yollarından oluşmaktadır. Bu yollarda kullanılan teknik standartların sınırlı oluşu, sanat yapıları ve üst yapı eksikliği, arozöz hızını sınırlamakta ve yangın ilk müdahale ekiplerinin yangın alanlarına ulaşım zamanını geciktirmektedir. Bilhassa yangın riskinin yüksek olduğu ormanlarda orman yolu standartlarının iyileştirilmesi, sürüş güvenliğine katkı sağlayacak ve tasarım hızını arttırmak suretiyle kritik müdahale süresi içinde ulaşılabilen orman alanlarının genişletilmesi, sonuç olarak muhtemel odun hammaddesi kayıplarının azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Bu projede, orman yolu standartlarının iyileştirilmesinin özellikle yangın riski yüksek ormanlarda kritik müdahale süresinde ulaşılabilir orman alanlarının genişletilmesi ve bu sayede potansiyel odun hammaddesi kayıplarının azaltılması üzerine etkilerinin araştırılmasını hedeflemekteyiz. Çalışmada, yangın riski yüksek orman alanlarının belirlenmesi için Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) tabanlı matematiksel model (Bulanık Mantık) kullanılarak yangın riski haritası geliştirilecektir.”

    TÜBİTAK desteği almaya hak kazanan orman varlığını korumaya yönelik bu önemli projeyi alanlarında tecrübeli akademisyen ve uzmanlarla birlikte hazırladıklarını ifade eden Prof. Dr. Akay, proje ekibinde yer alan ekibe teşekkür etti. Projede akademik hayata yeni başlayan üç yüksek lisans öğrencisinin bursiyer olarak yer alarak, tecrübe kazanacaklarını sözlerine ekledi.

    Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah E. Akay, “Teknoloji ile bu yangınların nasıl önüne geçebileceğimizi düşünüp; kamu, üniversite, girişimcilik ekosistemi arasında iş birliğinin koordinasyonuna yönelik aksiyonlar alınması, yangınların önüne geçmek konusunda etkili olacaktır” diyerek açıklamasına son verdi.

  • Gıdalarda raf ömrünü uzatan teknoloji BTÜ’den

    Gıdalarda raf ömrünü uzatan teknoloji BTÜ’den

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF), Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rasim Alper Oral’ın projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Erciyes Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Kemal Sarıoğlu ve Bursa Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Arş. Gör. Hüseyin Demircan’ın araştırmacı olduğu “Enkapsülatör Cihaz Sistemi Tasarımı ve Kapsül Üretim Optimizasyonu” başlıklı projede bir yüksek lisans öğrencisi de bursiyer olarak yer alacak.

    Gıdalarda raf ömrünü uzatmak, besin değerini yükseltmek, olgunlaşma sürelerini kısaltmak gibi amaçlarla kullanılan enkapsülasyon teknolojisi son yıllarda gıdalarda çeşitliliği arttırmak ve doğallığı sağlamak gibi birçok fayda sağlayan ve giderek önem kazanan bir konu. Gıda sektöründe sağladığı birçok avantaj ve yarar nedeni ile gıda firmaları ve tüketicilerin enkapsülasyontalebinin artacağının öngörüldüğünü aktaran Doç. Dr. Rasim Alper Oral, “Enkapsülasyon; aktif materyalin duvar materyali tarafından çevrelenerek kapsül formunda kısmen veya tamamen izole edildiği fiziksel bir kaplama işlemi. Elde edilen kapsüller gıda, tarım, biyoteknoloji, tekstil, kimya, yem, tıp, veterinerlik gibi farklı alanlarda kullanılabiliyor.Bu doğrultuda düşük maliyetli, endüstriyel üretime uygun kapasitede ve özelliklerde olan bir enkapsülatör cihazının önemi de artıyor. İthal olarak temini sağlanan enkapsülatör cihazlarının maliyeti ise oldukça yüksek.Bizimproje kapsamında tasarladığımızenkapsülatör cihaz sistemi ile ise yüksek kapasitede kapsül üretimi mümkün hale gelecek ve dolayısıyla yerli üretim ve milli ekonomiye destek sağlamış olacağız.” dedi.

    Tasarladıkları cihazın farklı boyutlarda kapsül üretim imkânı da sağladığını belirten Oral, “Cihaz, manyetik alanetkisi ile damlacıkların daha küçük boyutlarda üretilmesine elverişli olacak. Üretilen kapsüllerin her bir proses parametresinde eş boyutlu (uniform) olması önemli bir avantaj olarak değerlendirilebilir.Bununla birlikte akış hızı, frekans ve genlik parametrelerinin değiştirilebilmesine de olanak sağlayan yapısı ile farklı boyutlarda kapsül üretim imkânı mümkün hale geliyor.İlave olarak cihazda beslemenin bir manifolddan yapılabilmesinin yanı sıra her bir nozülün farklı bir rezervuardan beslenebilmesine uygun tasarlanabilecek.” ifadelerini kullandı.

    Proje kapsamında tasarlanan enkapsülatör sistemi ile ilgili patent başvurusunda bulunduklarını ve ilk aşamanın geçildiğini belirten Oral, projenin başarı çıktıları ile çok daha büyük kapasiteli (pilot ve sanayi ölçekli) cihaz tasarımının önünün açılacağını ve gelecekte TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) projesi olarak da sürdürülebileceğinin altını çizdi.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nden önemli başarı

    Bursa Teknik Üniversitesi’nden önemli başarı

    TÜBİTAK tarafından başlatılan 2244 Sanayi Doktora Programı’nda Türkiye birincisi olan Bursa Teknik Üniversitesi, yürürlükteki projelerin önemli bir kısmını tamamlayarak önemli bir başarı elde etti.

    TÜBİTAK’ın yayınladığı güncel tabloya göre desteklenmeye hak kazanan 188 projenin 23’ü BTÜ’den. Bursa Teknik Üniversitesi proje sayısında Türkiye birincisi ve aynı zamanda toplam 47 üniversitenin yer aldığı 2244 Sanayi Doktora Programı’nda bursiyer sayısında da en çok aktif bursiyeri olan ilk 20 üniversite arasında yer alıyor.

    TÜBİTAK tarafından uygulamaya konulan 2244 Sanayi Doktora Programı kapsamında kabul edilen 23 projesi ile Türkiye Birincisi olan Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), üç farklı ildeki toplam 23 firma ve kuruluş ile işbirliği içinde 10 farklı bölüm altında toplam 28 milyon TL bütçe ile 71 doktora öğrencisi yetiştirmek amacıyla önemli bir görev üstlendi.

    ‘’Doktoralı araştırmacı sayısını artıracağız’’

    Program başvuru sürecinde firmalar ile gerçekleştirilen işbirliği görüşmelerinde BTÜ heyetine bizzat eşlik eden Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, 2244 Sanayi Doktora Programının çıktıları alındıkça ülke kalkınmasının da ivme kazanacağını belirtti. Rektör Karademir programın önemine yönelik olarak; “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde başlatılan ‘Yerli ve Milli Teknoloji Hamlesi’ kapsamında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve TÜBİTAK başta olmak üzere devletimizin ilgili kurumları koordinasyonunda son derece stratejik ve kritik projeler yürütülmektedir. Savunma sanayiinde gerçekleştirilen atılımlar (İHA, SİHA, TİHA, yerli ve milli silahlar), yerli otomobil, TEKNOFEST, ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversite Yapılanması’ gibi projeler bunlara örnek olarak verilebilir. TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı da aynı amaçla kurgulanmış bir millî projedir. Program başvuru sürecinde 75 firma ile görüşmeler gerçekleştirdik, 42 proje başvurusu yaptık, bunlardan 23 tanesinin onayını aldık. Üç ayrı ildeki 23 firma ve kuruluş ile işbirliği içinde 10 ayrı bölümümüz altında toplam 28 milyon TL bütçe ile ilerleyen zamanlarda 100’e yakın doktora öğrencisi yetiştireceğiz. Bu süreçte en az 5 yıl üniversite-sanayi işbirliğini doktora temelli projeler üzerinden kuvvetlendirerek sanayimizde çalışan doktoralı araştırmacı sayısını arttıracağız. BTÜ olarak on yıl gibi kısa süreli geçmişimizle, henüz TEKNOKENT’imiz kurulmadan ve bu sene maalesef destek alamayan çok genç Teknoloji Transfer Ofisimizin koordinatörlüğünde, son derece enerjik, genç ve çalışkan ekibimizle Türkiye’nin öncü üniversitelerinden biri haline gelmekten mutluluk duyuyoruz. Başta BTÜ ailesine, bizi çok sıcak karşılayan kadirşinas ve ülkemizin gözbebeği sanayicilerimize içten teşekkür ederim. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza, Milli Eğitim Bakanlığımıza, YÖK Başkanlığımıza ve TÜBİTAK’a teşekkürlerimi sunar, Bursa Teknik Üniversitemize desteklerinin devam etmesini temenni ederim. Şimdi daha çok çalışma zamanı, üniversitemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.