Etiket: bursa teknik üniversitesi

  • BTSO’dan TEKNOFEST’te yarışacak BTÜ’lü gençlere destek

    BTSO’dan TEKNOFEST’te yarışacak BTÜ’lü gençlere destek

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) arasında “TEKNOFEST Öğrenci Takımları Destek Protokolü” imzalandı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Türkiye’nin milli teknoloji hamlesini başarıya taşıyacak olan gençlerimizin yanındayız” dedi.

    BTSO, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, akademisyenler ve TEKNOFEST yarışmalarına katılacak olan öğrencileri ağırladı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın yanı sıra BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Irmak Aslan ve BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt’un da yer aldığı görüşmede üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi maksadıyla ortaklaşa yapılacak çalışmalar değerlendirildi. Görüşmenin ardından BTSO ile bu yıl 22 ana kategoride TEKNOFEST yarışmalarına katılacak Bursa Teknik Üniversitesi arasında “TEKNOFEST Öğrenci Takımları Destek Protokolü” imzalandı.

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, oda olarak sanayide başlattıkları dönüşüm hamlesiyle Bursa’nın son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının hız kazandığı, yüksek teknolojili ve katma değerli üretim odağında büyüyen kimliğinin daha da geliştiğini ifade etti. Burkay, “Ülkemizin yüksek teknolojili ilk sanayi bölgesi TEKNOSAB, bilginin üretimle bütünleştiği yeni nesil AR-GE ve mükemmeliyet merkezlerini bünyesinde barındıran BUTEKOM, işletmelerimizin dijital dönüşümüne ve verimlilik artışlarına rehberlik eden Bursa Model Fabrika gibi projelerimizle sanayimizi geleceğe hazırlıyoruz. Biz sanayimizi geleceğe hazırlarken, gençlerimizin de kendilerini bu dönüşüme hazırlamaları gerekiyor. Kentimizin ve ülkemizin hedeflerine ulaşması için odağında gençlerin yer aldığı bir sanayi ekosistemi oluşturabilmek çok önemli. Bu anlamda TEKNOFEST yarışmalarını oldukça değerli buluyoruz. Millî teknoloji hamlemizi başarıya taşıyacak olan gençlerimizin daima yanındayız” dedi.

    BTSO’nun bütün projelerinin üniversitelerin hizmetinde olduğunu ifade eden Burkay, “Bilhassa mükemmeliyet merkezlerimiz ve üniversiteler arasındaki işbirliğini çok önemsiyoruz. BUTEKOM bünyesinde Tekstil ve Teknik Tekstil Mükemmeliyet Merkezi ile İleri Kompozit Malzemeler Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezimizin ardından mikromekanik ve mikroelektronik mükemmeliyet merkezlerimizi de kurmaya hazırlanıyoruz. Rektörümüz Prof. Dr. Arif Karademir’e üniversite-sanayi işbirliğine yaptığı değerli katkılar için teşekkür ediyor, TEKNOFEST’te yarışacak BTÜ öğrenci takımlarımıza başarılar diliyorum.” diye konuştu.

    İHA yarışmaları bu yıl Yunuseli Havalimanı’nda yapılacak

    Rektör Prof. Dr. Arif Karademir, Bursa Teknik Üniversitesi’nin Selçuk Bayraktar tarafından 2018 yılında başlatılan Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’in akademik paydaşı olduğunu dile getirdi. Rektör Karademir, BTÜ öğrenci takımlarının yarışmalarda elde ettiği dereceler neticesinde TEKNOFEST 2021 İnsansız Hava Aracı Yarışmalarının Yunuseli Havalimanı’nda yapılacağını belirterek, bunun bütün Bursa için önemli bir kazanç olduğunu vurguladı.

  • Öğrenciler spor tesislerinden indirimli yararlanacak

    Öğrenciler spor tesislerinden indirimli yararlanacak

    Yıldırım Belediyesi, Bursa Teknik Üniversitesi ile iş birliği protokolü imzaladı. Gerçekleştirdiği kurumlar arası iş birliği ile halka en iyi hizmeti vermek için adım atan Yıldırım Belediyesi, ilçenin bilim, kültür ve spor yuvası olan Bursa Teknik Üniversitesi ile ortak çalışmaları arasına bir yenisini ekledi.

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen protokol imza törenine Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın yanı sıra BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir katıldı. Protokol kapsamında Bursa Teknik Üniversitesi öğrencileri ve personelinin yıl boyunca Yıldırım Belediyesi Jimnastik Spor Kulübü’ne ait spor tesislerinden indirimli yararlanması amacıyla iş birliği gerçekleştirildi. Bu doğrultuda Bursa Teknik Üniversitesi öğrencileri ve personelleri, bir yıl boyunca Yıldırım Belediyesi’nin yarı olimpik yüzme havuzu, jimnastik salonu, ferdî oyun salonları, fitness merkezi, hamam-sauna, squash salonu gibi birçok zengin ve modern imkânlarından indirimli faydalanabilecek.

    Yıldırım’ın bir üniversite şehri olarak çehresinin değiştiğini ve kurumlar arası yapılan iş birliği ile ilçeye değer kattıklarını vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bursa Teknik Üniversitemiz ile bir iş birliği protokolü imzaladık. Yıldırım bir üniversite şehri. Bursa Teknik Üniversitesi, iki kampüsü ve sosyal yaşam alanları ile birlikte Yıldırım’ın çehresini değiştiren en önemli değerlerimizden bir tanesi. Biz de bu doğrultuda Belediyemizin Spor Tesislerini, üniversitemizde eğitim gören gençlerimizin istifadesine sunmak amacıyla bir işbirliği protokolü gerçekleştirdik. Sporun, insanların sosyal yaşantılarına, okul ve iş hayatlarına doğrudan pozitif etki ettiğini görüyoruz. Çünkü spor sağlıklı yaşamın en büyük anahtarı. Biz de yerel yönetim olarak yarınlarımızın geleceği olan gençlerimize eğitimin yanında spor yapma imkanı tanıyarak sağlıklı ve başarılı yetişmelerine katkı sunmak istedik. Ben protokolümüzün ilçemize, üniversitemize ve öğrenci kardeşlerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

  • BTÜ’den Uyumayan Kütüphane’ye tam not

    BTÜ’den Uyumayan Kütüphane’ye tam not

    Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, öğretim üyeleri ve öğrenciler ile birlikte ziyaret ettiği Uyumayan Kütüphane’nin ilçenin eğitim ve kültür hayatına önemli katkıda bulunacağını söyledi.

    Yıldırım Belediyesi’nin ilçeye kazandırdığı Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphane’ye ziyaretler sürüyor. Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Arif Karademir, öğretim üyeleri ve öğrencileri Uyumayan Kütüphane’de ağırladı. Kütüphaneyi gezdirerek bilgi veren Başkan Yılmaz, Yıldırım sınırları içerisinde bulunan BTÜ’nün Uyumayan Kütüphane’nin bütün imkânlarından yararlanmasından mutluluk duyacağını belirterek, ortak projeler yapma konusunda da iş birliğine hazır olduklarını söyledi.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir ise, Uyumayan Kütüphane’nin çok önemli bir yatırım olduğunu dile getirerek, “Gençlerimizin yetişmesi sorumluluğu olan bir meslekle uğraşıyoruz. Gençlerine sahip olan geleceğine sahip olur. Gençlerinizle ilgilenirseniz vatana millete hayırlı evlat olur, ilgilenmezseniz kötü yollara girer. Bütün vatandaşlarımızın sorumluluğu evdeki çocuklarının üzerine nasıl titriyorlarsa toplumdaki bütün gençlere de önem vermektir. O açıdan bu kütüphane son derece önemli bir yatırımdır. Kütüphaneler bir toplumun hafızasını ifade eder. Kitapla barışık olmayan medeniyetler geri kalmaya mahkumdur. Çünkü teknolojik, bilimsel ve kültürel çalışmalar sonucunda kazanılan bilgilerin depolanması ve genç kuşaklara aktarılması toplumun dinamikliğini ve mücadeleci ruhunu gösterir. Yoksa yerinde sayan ve başkaları tarafından sömürge olarak kullanılan ülke ve toplum durumuna gelirsiniz. Biz de BTÜ hocaları ve öğrencileri olarak bütün envanterimizle bilimsel çalışmalarımızla bu kütüphaneyi destekleyeceğiz. BTÜ, öğrenciye yapılan yatırımı en değerli yatırım olarak görmektedir. Oktay Yılmaz ve ekibine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • BTÜ bünyesinde Teknopark kurulacak

    BTÜ bünyesinde Teknopark kurulacak

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) bünyesinde, ulusal ve uluslararası girişimcilerin Türkiye’nin bilim ve teknoloji geliştirme kapasitesine yararlar sağlaması amacıyla teknopark kurulacak.

    “Bursa Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi”nin kuruluşuna ilişkin karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’nin 1 Aralık tarihli nüshasında yayımlandı.

    Mimar Sinan Yerleşkesi’nde faaliyet gösterecek teknoparkta, ofis hizmetleriyle eğitim ve toplantı salonları, laboratuvar ve ortak yaşam alanları ile Ar-Ge odaklı firma ve girişimcilere hizmet verilecek. Bölgede, Ar-Ge çalışmalarının katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi, inovasyon düzeyinin yükseltilerek Bursa ekonomisine katkılar sunulması amaçlanıyor.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, üniversitenin 10 yıl önce tematik bir okul olarak kurulduğunu, teknoloji ağırlıklı çalıştıklarını söyledi.

    Daha önce açtıkları BTÜ Teknoloji Transfer Ofisinin, çok az sayıda üniversite şirketi bulunan bir merkez olduğunu aktaran Karademir, şöyle devam etti:

    “Teknokentte amacımız, üniversitedeki akademik hocalarımız, öğrencilerimiz ve şehrimizdeki girişimcilerin fikirlerini ekonomiye kazandıracak ve sürdürülebilir olarak ülke bazında, uluslararası bazda marka firmalar oluşturacak bir platform kurmak. 86’ncı teknokent olarak, önceki teknokentlerin tecrübelerinden faydalanmamız gerekiyor. Güzel çalışmalar yapanlar var ama tam amacına ulaşmayan çalışmalar da var. Buralar sadece bir ofis merkezi olmaktan öte yurt dışında hepimizin bildiği gibi ıslak laboratuvarlar olan ve prototip aşamasında üretim yapan yerler de olması lazım. Bunun için iki alternatif var; biri üniversitenin geniş mekanlarında bunu yapabilirsiniz, ikinci olarak da daha ideali ilgili organize sanayi bölgelerinin içinde olması lazım. Böyle olursa hem fiziki hem psikolojik hem de teknik olarak sanayi ve üniversite, kamu arasındaki görünmeyen engelleri ortadan kaldırmış olursunuz.”

    “Ar-Ge’ye en fazla bütçe ayıran ikinci üniversiteyiz”

    Prof. Dr. Karademir, kurulacak teknoparkın gerçek işlevini yerine getirecek bir yer olması için de çaba gösterdiklerini anlattı.

    Üniversitelerde uygulama ağırlıklı eğitim verilmesi gerektiğini savunduklarını vurgulayan Karademir, “Bizde sektörel eğitim programı var, öğrencilerimiz bir dönem sektörde çalışıyorlar. Sektörel eğitim programı sağlıklı çalışırsa o zaman 2244 Sanayi Doktora Programı’na insan kaynağı transfer etme ihtimali oluyor. Sektörde çalışan insanlardan doktora ve yüksek lisans yaptırılması ne kadar önemliyse yeni taze kanların da katılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

    Karademir, BTÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin güzel çalışmalara imza attığını vurguladı.

    “Ar-Ge’ye en fazla bütçe ayıran ikinci üniversiteyiz.” diyen Karademir, Bursa’da öncelikle sanayicilerin, iş ve istihdam oluşturan yatırımcıların güvenini kazanmak gerektiğini ifade etti.

    İnsanların uzun soluklu sürdürülebilir yolculuk, yol arkadaşlığı yapabileceklerine inanmalarının önemine değinen Karademir, şöyle konuştu:

    “Teknokentle beraber bu çalışmalarımız çok daha yüksek bir seviyede gidecektir. Yerlileşme ve millileşme konusunda Türkiye’de başlatılan güzel çalışmalar var. YÖK’ün de başlatmış olduğu öncelikli alan çalışmalar var. Bursa, Ar-Ge merkezi sayısı, ihracat değerleri sayısı, ilk 500’e giren uluslararası standartlara sahip firma sayısı olarak Türkiye’de ilk 2’de, 3’te olan bir şehir. Bu şehre daha fazla teknokent sayısı, daha fazla üniversite kazandırmak lazım. Bursa ekosistemi içinde sanayi ile entegre olan akademik insan sayısını çoğaltmak lazım. Ancak bunu yapabilirseniz yurt dışından gelen projelere göre imalat yapan fabrikadan, kendi fikrini ve markasını üreten, kendi patentiyle satan bir ekosisteme dönüşebilirsiniz.”

    Prof. Dr. Karademir, gerekli çalışmaların yapılması halinde teknoparkın şehre ekonomik olarak büyük faydalar sağlayacağını sözlerine ekledi.

  • Bursa’da reçinedeki 100 milyon dolarlık dışa bağımlılığı azaltacak proje

    Bursa’da reçinedeki 100 milyon dolarlık dışa bağımlılığı azaltacak proje

    Bursa Teknik Üniversitesinde (BTÜ) yapılan çalışmalarla otomotiv, beyaz eşya, kimya, plastik ve kompozit malzeme olmak üzere birçok alanda kullanılan “terpen rosin fenolik reçine” numune olarak üretildi.

    Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Ertaş’ın proje ekibiyle birlikte geliştirdiği fenolik reçine projesi, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığına (ARDEB) 2020 yılı birinci döneminde yapılan 1964 proje başvurusu arasından destek almaya da hak kazandı.,

    “Ham Reçineden Doğal Terpen-Rosin Fenolik Reçinelerin Sentezi, Polimerizasyonu ve Karakterizasyonu” başlıklı projeye gelecek destekle üniversite bünyesinde gerekli cihazlar alınarak üretime de başlanmasına yönelik gerekli hazırlıklar yapıldı.

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümünden Doktor Öğretim Üyesi Ömür Aras ve BTÜ Orman Endüstri Mühendisliği Bölümünden Öğretim Görevlisi Doktor Çağatay Taşdemir’in araştırmacı, Naile Angın’ın ise bursiyer olarak katılacağı projenin 30 ayda tamamlanması planlanıyor.

    Doç. Dr. Murat Ertaş,  odun dışı orman ürünleri konusunda iyi bir altyapıları olduğunu, bu alanda da çalışmalar yaptıklarını söyledi.

    Reçinenin odun dışı orman ürünü olduğunu belirten Ertaş, “Reçineden günümüzde maalesef çok fazla faydalanamıyoruz ve dışa bağımlıyız. Bizim projedeki amacımız, bu ürünü yerli ve milli kaynaklarımızla kendi teknolojimizle üretmek ve aynı zamanda katma değeri yüksek olan ürünlere dönüştürmek.” dedi.

    “100 milyon doların üzerinde maalesef ithalata para vermişiz”

    Ertaş, Türkiye’nin reçine konusunda önemli bir potansiyeli olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

    “Ülkemizde bu anlamda kızılçam ve sahil çamının çok büyük potansiyeli var ve yaklaşık 5,8 milyon hektarlık bir kızılçam sahamız var. Bunun 100 bin hektarı reçine üretimine elverişli. Dolayısıyla biz bu ürünü kendi imkanlarımızla üretebiliriz. 1970’lerden sonra reçine üretimi yavaşlamış ve durmuş, çünkü çok yanlış teknikler kullanılmış. Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları yapılmamış, gelişen teknoloji takip edilmemiş ve reçine üretimi sonlandırılmış, dışa bağımlı hale gelmişiz. 2013 yılından sonra da reçine üretimi tekrardan Orman Genel Müdürlüğünün eylem planına giriyor ve üretim başlıyor ancak şu an istenilen miktarda değil.”

    Türkiye’de akma reçine olarak bilinen reçinenin yılda 200 ton civarında üretildiğini aktaran Ertaş, şöyle devam etti:

    “Ekstraksiyon reçinesi üreten ve bizim proje konumuz olan, bir tane fabrika var ve bu da yılda yaklaşık 500 ton civarında bir üretim yapıyor. Bunlar maalesef ham ürün olarak piyasaya sunuluyor. Bu da ürünün katma değerinin düşük olmasına ve dışa bağımlılığın artmasına neden oluyor. TÜİK’in rakamlarına baktığımız zaman yılda yaklaşık 24 bin ton civarında fenolik reçine ithal etmişiz. Toplam reçine türevlerine baktığımız zaman bu da yaklaşık iki katı 50 bin ton civarında. Bunun parasal değerine baktığımız zaman fenolik reçine olarak yaklaşık 54 milyon dolarlık bir bedel ödemişiz. Tüm reçineye baktığımız zaman da 100 milyon doların üzerinde maalesef ithalata para vermişiz.”

    “Yerli ve mili bir ürün elde edeceğiz”

    Doç. Dr. Murat Ertaş, reçine üretiminin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek “Türkiye’de reçineyi ham olarak üretiyoruz. Bunun ayırması, destinasyonu ya da türevlendirmesi yapılmıyor. Biz ilk aşama olan ham reçineyi alıp, bunu organik sentez reaksiyonlarıyla türevlendirip fenolik reçineye dönüştürmek istiyoruz. Fenolik reçineye dönüştürdüğümüz zaman daha katma değerli, ısıya karşı daha dirençli, yumuşama noktası daha yüksek ve kullanım alanı daha da geniş olan bir ürüne dönüştürmüş oluyoruz. Dolayısıyla bu üründe çeşitlilik artacak hem de bu ürüne olan talebi iç ve dış pazarda karşılayabileceğiz.” ifadelerini kullandı.

    Reçinenin kullanım alanlarının çok geniş olduğuna değinen Ertaş, şu bilgileri verdi:

    “Reçine birçok alanda kullanılıyor. Bunların içinde kağıt sanayi, mürekkep sanayi, boya sanayi, elektrik ekipmanları ve harp endüstrisi var. Otomotiv sanayisinde, kauçuk ve plastik sanayisinde, beyaz eşya sektöründe de kullanılıyor. Biz bu alandaki boşluğu gördükten sonra bir proje hazırlığına giriştik. Bunu üniversite-sanayi iş birliği kapsamında yaptık, yani bir kolunda bunu üretmeye hazır halde ham madde tedariki yapacak olan bir özel sektör var. Dolayısıyla biz laboratuvar ortamında ön deneme sonuçlarını başarılı bir şekilde elde ettik ve ürünümüz nihai olarak sonuçlandırıldı. Bunu da proje yazarak TÜBİTAK’tan 500 bin lira civarında bir destek kazandık. Ekipmanlarımızı aldığımız zaman bu ürünü istenilen formda ve yurt dışından ithal edilen ikame bir ürün olarak üretmeyi planlıyoruz. Bu sayede ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacağız, rekabetçi, yerli ve mili bir ürün elde edeceğiz. Aynı zamanda yurt dışında üretilen fenolik reçineyi yeni bir metotla üreteceğiz, katma değeri daha yüksek ve daha ekonomik bir yöntemle üreteceğiz.”

  • Yıldırım Belediyesi ve BTÜ’den akademik işbirliği

    Yıldırım Belediyesi ve BTÜ’den akademik işbirliği

    Yıldırım Belediyesi, eğitime destek çalışmaları kapsamında Bursa Teknik Üniversitesi ile yeni bir iş birliği protokolünü hayata geçirdi.

    Gerçekleştirdiği kurumlar arası iş birliği ile Yıldırım’a en iyi hizmeti sağlamak için adımlar atan Yıldırım Belediyesi, ilçenin bilim yuvası olan ve geleceğin bilim insanlarını yetiştiren Bursa Teknik Üniversitesi ile ortak çalışmaları arasına bir yenisini ekledi. Yıldırım Belediyesi’nde gerçekleştirilen protokol imza törenine Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın aynı sıra BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir katıldı. İş birliği protokolü kapsamında Yıldırım’ın sosyal ve kültürel kalkınmasına katkı vermek, Yıldırım Belediyesi ve BTÜ arasındaki iş birliği ve koordinasyonu güçlendirmek ve uygulanabilir sonuçları sahaya yansıtmak amacıyla ortak çalışmalar yapmak için güç birliği gerçekleştirildi. Bu doğrultuda Yıldırım Belediyesi ve BTÜ öğrenci toplulukları arasında seminer, konferans, konser ve tiyatro gibi kültürel faaliyetler düzenlemenin yanı sıra BTÜ öğrenci topluluklarının Bakanlık ve Devlet Kurumlarının Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda düzenlediği yarışma ve etkinliklere katılımı noktasında desteklenmesi sağlanacak. Yıldırım’ın demografik yapısı doğrultusunda kültürel ve sosyal alanda gelişimine katkı sunma açısından iki kurum arasında projeler geliştirilirken, ulusal ve uluslararası çaplı projelere ortak katılım sağlanacak. Etkinlik, toplantı, turnuva gibi faaliyetlerde karşılıklı olarak tesis, salon ve spor alanları kullanılabilecek ve protokol kapsamındaki hususların geliştirilebilmesi adına Ortak Çalışma Grubu oluşturulacak.

    ÜNİVERSİTE ŞEHRİ YILDIRIM

    Yıldırım’ın bir üniversite şehri olarak çehresinin değiştiğini ve kurumlar arası yapılan iş birliği ile ilçeye değer kattıklarını vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bursa Teknik Üniversitemiz ile bir iş birliği protokolü imzaladık. Değerli Rektörümüz Sayın Arif Karademir’e teşekkür ediyorum. Artık, Yıldırım bir üniversite şehri. Bursa Teknik Üniversitesi, iki kampüsü ve sosyal yaşam alanları ile birlikte Yıldırım’ın çehresini değiştirecek en önemli değerlerimizden bir tanesi. Biz de bu doğrultuda hem akademisyenlerimizin bilgilerinden istifade etmek, hem de öğrencilerimize tüm şehri bir staj alanı olarak onların istifadesine sunmak adına bir iş birliği protokolü imzaladık. Ben Sayın Rektörümüze, ilgisi ve katkısı için teşekkür ediyorum. Protokolümüzün ilçemize, üniversitemize, akademisyenlerimize ve öğrenci kardeşlerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

    ‘YILDIRIM’IN HİZMETİNDEYİZ’

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın üniversitenin tüm ihtiyaçları karşısında son derece ilgili olması nedeniyle kendisine teşekkür eden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Öncelikle Yıldırım Belediye Başkanımız Sayın Oktay Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. Burada bir protokol imzaladık ancak bizim paylaşımlarımız, ortak çalışmalarımız devam ediyor. Başkanımız göreve geldiği günden beri yurt konusu öncelikli olmak üzere üniversitemizin tüm ihtiyaçlarıyla yakından ilgileniyor. Kentsel dönüşüm bağlamında üniversitemizin burada ekosisteme entegre olması konusunda çok destekleyici ve sahiplenici davranıyor. Biz de üniversitemizdeki bütün akademisyenlerimiz, beşeri kaynağımız, bilgi birikimimiz, fiziki mekanlarımız, eğitim birimlerimiz ve öğrencilerimizle beraber Yıldırım’ın hizmetindeyiz. Öncelikle bulunduğumuz bölgeye destek olmak ve katkı yapmak için elimizden geleni sağlamak istiyoruz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarımızı çok daha hızlandıracağımıza inanıyorum. Protokolümüzün hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

  • BTÜ’den genç ufuklara destek

    BTÜ’den genç ufuklara destek

    Gürsu Belediyesi’nin Kolektif Kariyer Merkezi Projesi kapsamında, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile imzalanan iş birliği protokolüyle, genç girişimcilerin yollarını aydınlatacak ışık daha da güçlendi.

    Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, “Gençlerimizin geleceğimize ışık olması için ortaya koyduğumuz çabamız, Bursa Teknik Üniversitemizin değerli desteğiyle taçlandı. Aydınlık yarınlarımız için güç birliğimiz her geçen gün büyüyor. Sahip oldukları ışığa sonsuz inandığımız gençlerimizin, dünya çapında vizyon geliştirmeleri, çağın gelişimlerine uyum sağlamaları, tüm dünya gençliğiyle yarışabilecek gelişim düzeyine ulaşmalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Gençlerimiz için, bizimle birlikte elini taşın altına koyan tüm kurum ve kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. İnşallah onlarla birlikte elde ettiğimiz güç birliğiyle gençlerimiz için, gençlerimizle birlikte, çok güzel işler başaracağız. Gençlerimizin yolunu aydınlatmamıza verdikleri destek için Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Arif Karademir’e teşekkür ediyorum. ” dedi.

    Gençlerin gelişimi için iş birliği yapmaktan memnun olduklarını ifade eden Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, gençlerin geleceklerine yön vermelerini sağlayacak böyle güzel projeleri hayata geçirdikleri için Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık’a teşekkür etti.

    Gürsu Kolektif Kariyer Merkezi tarafından, gençlerin, girişimcilik, sosyal gelişim ve istihdam konu başlıklarında üretilen projelerle; kamu, sanayi ve üniversite işbirliğinde, genç girişimcilerin, Türkiye’nin geleceğine imza atacakları büyük projeleri üretmelerinde önderlik edilmesi hedefleniyor.

  • Mühendis adayları Fransa’da yarışacak

    Mühendis adayları Fransa’da yarışacak

    Bursa Teknik Üniversitesinde (BTÜ), mühendislik öğrencilerinden oluşan ve Renault firmasının “TwizyContest’20” adlı uluslararası yarışmasında geliştirdikleri faydalı modelle Türkiye birinciliğini elde eden takım, Fransa’daki uluslararası finalde yarışacak.

    Makine mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencileri Arzu Onaylı, Tunahan Akman, Melike Omak, İsmail Kiraz ile elektrik-elektronik mühendisi adayı Halil Can Yardımcı’dan oluşan Emizy takımı, “Toplum yararına mobilite çözümler” temasıyla düzenlenen organizasyon için proje hazırladı.

    Takım, elektrikle çalışan iki kişilik Twizy modelini, dar yollarda ve özellikle kapalı alanlarda acil sağlık hizmeti verilmesini kolaylaştırmak için tasarladı. Ayrıca sistem, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle aracın bulunduğu yerdeki kişilerin vücut ısılarını ölçüp araçta yer alması planlanan sağlık çalışanının ekranına bilgi gönderebiliyor.

    Türkiye’nin yanı sıra Romanya, Rusya, İspanya, Fransa, Kolombiya ve Brezilya’dan takımların da yarışacağı final, 9 Aralık’ta gerçekleştirilecek.

     “Bu tasarımımızı kamu ve özel sektör iş birliğinde hayata geçirmeyi planlıyoruz”

    Öğrencilerden Tunahan Akman,  iki kişilik elektrikli bir araç olan Twizy modelinde arka koltuğun sökülüp yerine raf sistemi yerleştirilecek bir proje geliştirdiklerini anlattı.

    Raf sisteminin ağırlığının aracın yük taşıma kapasitesini aşmayacağını belirten Akman, şöyle devam etti:

    “Bu raf sistemi teknolojik bir dizayn sisteminde tasarlanmıştır. Bu teknolojilerden bazıları, ışık sistemi, ağırlık sensörü ve sesli komut sensörleridir. Aracın arkasındaki teknolojik dizaynlı raf sistemine yerleştirilecek sağlık malzemelerinin içeriğini ise sağlık çalışanlarından aldığımız geri dönütler karşılığında belirledik. Hayatımızı baştan aşağı değiştiren Kovid-19 için de birtakım önlemler aldık. Ateşi ölçmek için termal kamera koyduk. Alışveriş merkezleri gibi insanların çok gezdiği alanlarda gerekli olacak dezenfeksiyon tankı ve ultraviyole ışıklar da ekledik. Maskesi olmayan insanlar için de maske temin edilebiliyor. Araç tüm bu özellikleri kullanırken ve bir hastaya müdahale edip geri döndüğünde sadece yüzde 6 şarj düşüşü hesaplanmıştır. Bu tasarımımızı kamu ve özel sektör iş birliğinde hayata geçirmeyi planlıyoruz.”

    Birinci olup Türkiye’yi uluslararası düzeyde temsil etmekten dolayı çok sevindiklerini dile getiren Akman, okullarının adını duyuracak olmalarından dolayı da gururlu olduklarını kaydetti.

    “Çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam etmekteyiz”

    Arzu Onaylı ise 1 yıldır proje üzerinde çalıştıklarını, insanlara faydalı olabilecek bir fikir ürettiklerini söyledi.

    Türkiye’nin önde gelen mühendislik eğitimi veren üniversitelerinin bulunduğu 6 takım arasından ilk üçe kaldıklarını, finalde ise birinci olduklarını ifade eden Onaylı, “Türkiye birincisi olduk, bundan dolayı çok mutlu ve gururluyuz. 9 Aralık’ta ise yarışmanın dünya finalleri gerçekleştirilecek. Biz bu dünya finallerinde hem Türkiye’yi hem de okulumuzu temsil etmek için çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam etmekteyiz. Çalışmalarımızı ekip olarak beraber yapmak bize avantaj sağlıyordu ama pandemi dolayısıyla bu dışarıda pek mümkün olmuyordu. Okulumuzda bulunan öğrenci atölyelerinde bu çalışmalarımızı gerçekleştirebildik.” şeklinde konuştu.

  • Bursa Teknik Ünivesitesi’nden deprem raporu

    Bursa Teknik Ünivesitesi’nden deprem raporu

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezince (DEPAR) İzmir depreminde yıkılan veya ağır hasar gören binalara ilişkin rapor hazırlandı.

    Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, BTÜ DEPAR Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan başkanlığında görevlendirilen ekip, İzmir depremi sonrasında yıkılan ve hasar gören binalarda yaptığı incelemelerini tamamlayarak, “Yapı ön değerlendirme raporu” hazırladı.

    Bayhan’ın İzmir’in Bayraklı ilçesindeki Mansuroğlu, Manavkuyu ve Adalet mahalleleri ile Seferihisar ilçesinde, arama kurtarma süreci boyunca yıkılmış ve ağır hasar görmüş binalarda ve çevresinde gerçekleştirilen teknik incelemeler ve gözlemsel değerlendirmeleri içeren rapor, BTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı ve Arş. Gör. Deniz Birlik Kayı’nın katkılarıyla oluşturuldu.
    Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Bayhan, depremde tamamı göçen ve ağır hasar gören binaların ruhsat tarihlerinin 2000 yılı öncesine ait olduğunu, bina tasarım ve uygulamalarının 1975 Deprem Yönetmeliği’ne göre gerçekleştirilmiş olması gerektiğini belirtti.

    Yaptıkları gözlemlerde 1975 Deprem Yönetmeliği’nde bina sünekliğini artırıcı önemli kurallarına uyulmadığını tespit ettiklerini ifade eden Bayhan, şunları kaydetti:

    “Aynı sitede yer alan bazı bloklarda toptan göçme veya ağır hasar gözlenirken, bazı blokların stabilitesini koruduğunu gördük. Benzer şekilde bitişik nizam olan yapıların da bir kısmının stabilitesini korumasına rağmen bir kısmının toptan göçtüğünü tespit ettik. Tamamı göçen veya ağır hasar gören binalardaki genel zafiyetler, yapısal düzensizlikler, donatı korozyonu, kolon-kiriş birleşim bölgelerinde enine donatı bulunmaması, güçlü kolon-zayıf kiriş ilkesine uyulmaması ve sünek tasarım ilkelerine uyulmaması olarak sıralandı. Binaların yıkılması ve ağır hasar almasının temel ihtimallerini, binaların statik projelerinin ve sahadaki uygulamalarının 1975 Deprem Yönetmeliği’ne uygun olmaması, bitişik nizam yapılarda çekiçleme etkisi, binaların taşıyıcı sisteminde sonradan tadilatlar gerçekleştirilmiş olması, binalarda bodrum katının bulunmayışı ve radye temel siteminin kullanılmayışının olumsuz etkilerine bağlayabiliriz.”

    Bayhan, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeğinin bir kez daha acı ile tecrübe edildiğini vurgulayarak şu önerilerde bulundu:

    “İlk olarak 2000 yılı öncesinde imalatı gerçekleştirilmiş betonarme binaların hızlı bir şekilde deprem performans ve risk analizlerini gerçekleştirmemiz gerekiyor. Güçlendirmenin ekonomik olacağı yapılar güçlendirilmeli, güçlendirilemeyecek durumda olan yapılar yıkılıp yeniden inşa edilmeli. Uygun bir güçlendirme projesinin uygulamadaki zafiyetler sebebiyle istenen neticeyi veremediği daha önce de tecrübe edilmiştir. Her türlü üst yapı, geoteknik tasarım ve güçlendirme-iyileştirme uygulamaları, yetkin mühendislerce yapılmalı ve çok iyi denetlenmeli. Güçlendirme projeleri ve uygulamaları güvenilir bir şekilde gerçekleştirilemeyecek ve denetlenemeyecek ise binanın yıkılıp yeniden yapılması tercih edilmeli. Yapı denetim sisteminin etkinliği, raporumuza konu binaların ruhsat tarihinden dolayı söz konusu değil. Ancak yapı denetim sistemindeki mesuliyet sahibi kişilerin görev ve sorumlulukları ile sorumluluk süreleri, yasa kapsamında artırılarak denetim mekanizması daha da etkin hale getirilebilir. İmar planları yapılırken Türkiye Sismik Tehlike Haritası göz önünde bulundurulmalı.”

  • Baykoca’nın üretim süreci masaya yatırıldı

    Baykoca’nın üretim süreci masaya yatırıldı

    İnegöl Belediyesi ile BTÜ Teknoloji Transfer Ofisi ortaklığında İnovasyon Zirvesi gerçekleştirildi. Toplantıda İnegöl Belediyesi’nin Kasım ayında iş başı yaparak üretmeyi planladığı elektrikli gezi aracı Baykoca’nın üretim süreci de masaya yatırıldı.

    İnegöl Belediyesinin Eylül ayında duyurusu yapılan ve Ekim ayında yapılan mülakatlarla belirlenen 10 kişilik proje takımı, Kasım ayı itibariyle elektrikli gezi aracı Baykoca’nın üretimine başlayacak. Yerel yönetimlerde bir ilk olacak proje öncesi, İnegöl Belediyesi ile Bursa Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ortaklığında ‘İnovasyon Zirvesi’ gerçekleştirildi.

    Cuma günü yapılan İnovasyon Zirvesine BTÜ Rektör Yardımcısı Ramazan Kurt ile birlikte BTÜ Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Doç. Dr. Nadir Yıldırım ve TTO personeli katıldı. İnegöl Belediyesi adına ise Özel Kalem Müdürü Mehmet Levent Kayar, Strateji Geliştirme Müdürü Mehmed Akif Aslan ve İnegöl Belediyesi Proje Takımı toplantıda yer aldı.

    BAYKOCA’NIN ÜRETİM SÜRECİ MASAYA YATIRILDI

    Program kapsamında inovasyon ve girişimcilik konuları üzerine sunumlar gerçekleştirildi. Tecrübe paylaşımı konuşmalarının da yapıldığı inovasyon zirvesinde, İnegöl Belediyesinin Elektrikli Gezi Aracı Baykoca’nın üretim süreci de masaya yatırıldı. Aynı şekilde planlanan diğer projelerle ilgili konular hakkında karşılıklı sohbetin yapıldığı toplantı sonrası, Teknoloji Transfer Ofisi Merkezi Üniversite personeli tarafından İnegöl Belediyesi heyetine gezdirildi.