Etiket: bursa uludağ üniversitesi

  • 14 Mart Tıp Bayramı BUÜ’de kutlandı

    14 Mart Tıp Bayramı BUÜ’de kutlandı

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Barbaros Oral, fakülte yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, hekim sözünün anlamına atıfta bulundu. Hekimin aynı zamanda aydın ve donanımlı kişi manasına geldiğine işaret eden Prof. Dr. Kılavuz, hekimlik mesleğini icra edenlerin hayatın her alanıyla ilgili bilgiye sahip olması gerektiğinin altını çizdi. Bilginin olmadığı yerde adaletin olamayacağına işaret eden Kılavuz, “Adaletin olmadığı yerde de hikmet ve bilgece hayat tarzından söz edemeyiz. Hekim aynı zamanda bir düşünür, bir yönetici ve iyi bir sanatkârdır. Ülkemizde bu konuda çok sayıda örnek gösterebiliriz. Kötü bir dönemi geride bıraktık. Çok sayıda insanımızı kaybettik. Gelecekte dünya sağlık tarihi yazıldığı zaman Türkiye’nin pandemi döneminde yüz akı bir tablo çizdiğini söyleyeceğine inanıyorum” dedi.

    REKTÖR KILAVUZ: “ÜLKEMİZİN SİZİN GİBİ GENÇLERE İHTİYACI VAR”

    Konuşmasında gençlere de seslenen Rektör Kılavuz; “Sevgili gençler; kendinizi en iyi şekilde yetiştirmeye gayret edin. Zaten hocalarınız yani ustalarınız size yolu gösteriyor. Siz o yolda yürüyerek topluma örnek olmaya gayret ediniz. Çok güzel bir ülkeye ve çok güzel insanlara sahibiz. Bu ülkeden gitme fikrini anlayamıyorum. Bu konunun biraz da başkalarından etkilenerek gençlerimizin aklına sokulduğunu düşünüyorum. Ülkemizde çok kıymetli hocalarımız var. Sizlere en iyi şekilde hizmet veriyorlar. Belki sistemde de bir takım düzeltmeler olur. Hiçbir zaman dört dörtlük olmaz. Ancak eski dönem ile karşılaştırdığımız zaman çok sayıda gelişmenin olduğunu görebiliyoruz. Her şeyin iyisinin bizim dönemimizde olmasını istemek doğru değil. Bunu başaracak olan bizleriz, sizlersiniz. İdealist olmalıyız. Bu ülke hepimizin. Herkes kaçarsa bu ülkenin sahibi kim olacak? Bunu sizlere bir büyüğünüz olarak söylüyorum. Ülkemiz çok güzel ve sizin gibi gayretli gençlere ihtiyaç var” diye konuştu.

    PANDEMİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKARDI

    BUÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. H. Barbaros Oral ise her türlü zorluğa rağmen çalışmalarına özveriyle devam eden tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı’nı kutladı. Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Oral; “İnsanların en zor anlarında, en sıkıntılı zamanlarında yanlarında olmak zorunda kalıyoruz. Doktor olmak para kazanmak için yapılan sıradan bir iş değildir. Yoksa bu kadar sıkıntıya rağmen, içten bir teşekkür veya bir gülümseme ile hiçbir şey olmamış gibi güne başlamak mümkün değildir. Tıp doktoru geniş bir bilgi ve tecrübenin yanı sıra sonsuz bir sabır ve empati yeteneğine sahip olmalıdır. İnsan sevgisini, meslek ahlakını ve merhameti içinde barındıran yüce bir vicdana da sahip olmalıdır. Sağlık çalışanlarımızın tüm bu özelliklere sahip olduğu yaşadığımız pandemi sürecinde çok iyi bir şekilde gözlemlenebilmiştir. Covid-19 pandemisi, sağlık çalışanlarının önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır” şeklinde konuştu.

    Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan da oda olarak her zaman hekim hakları ve toplum sağlığıyla ilgilendiklerini vurguladı. Bu noktada bilimden destek almaya özen gösterdiklerini kaydeden Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, genç hekim adaylarına mesleki tavsiyelerde bulundu. Törende Tıp Fakültesi öğrenci temsilcisi Ahmet Ufuk Canikoğlu da kısa bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

    Program açılış töreninin ardından Prof. Dr. M. Murat Civaner’in ’14 Mart Tıp Öğrencilerinindir!’ konulu sunumu ile devam etti.

  • 200 milyon liraya mal olacak! Açılacağı tarih belli oldu

    200 milyon liraya mal olacak! Açılacağı tarih belli oldu

    Bursa’nın en büyük cami ve külliye inşaatında sona yaklaşıldı. İnşaat alanı 25 bin metre kareyi bulan caminin önümüzdeki yılın sonlarına doğru ibadete açılması bekleniyor.

    Türkiye’nin en kalabalık öğrenci nüfusuna sahip yükseköğretim kurumlarından Bursa Uludağ Üniversitesinin (BUÜ) Görükle Yerleşkesi’nde başlatılan cami ve külliyenin inşası hızla sürüyor. Yerleşkede 2,5 kat inşa edilecek caminin kaba inşaatı yüzde 81 aşamasına geldi.

    Camide aynı anda 15 bin kişi ibadet edebilecek. Yapı, ibadet merkezi olmanın yanında sosyal, kültürel ve eğitim amaçlı modern bir külliye hüviyetini taşıyacak. Hayırseverlerin yardımlarını ulaştırdığı Üniversite Camii ve Müştemilatını Yaptırma ve Yaşatma Derneğince inşası süren cami ve külliye heybetli görüntüsüyle Bursa’nın birçok noktasından görülebilecek.

    Caminin kaba inşaatının yüzde 81’inin tamamlandığını ifade eden Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, “Camimizin kaba inşaatı şuanda yüzde 81 aşamasında caminin tabanı 10 bin metre kare alana oturuyor. İnşaat alanı ise 25 bin metre kare alanı kaplıyor. Bunun 20 bin metre kare alına sosyal ve kültürel aktiviteler için için tasarlandı. 55 bin metre karesi namaz kılma alanı olarak kullanılacak. Camimiz Türkiye’nin önemli camilerinden biri olacak. Kubbeleri ve minareleriyle Osmanlı’yı kapılarıyla Selçuklu’yu saçaklarıyla da Türk mimarisinin birleşiminden meydana gelecek. Burada kütüphane, konferans salonu, atölyeler, sınıflar ve toplantı salonları da olacak. Öğrencilerimizin burada sosyal olarak birleşmelerini istiyoruz. Bu cami hayırseverlerin destekleriyle yapılıyor. Maliyeti 200 milyon lirayı bulacak. Cami için bağışçılarımız var ama bağış yapmak isteyenleri de bekliyoruz. 1 yıl içinde kaba inşaatını bitirmeyi hedefliyoruz. İnce inşaatta ayrıntılı masrafa girmeyip kısa sürede camimizi hizmete açmayı planlıyoruz” dedi.

  • BUÜ dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında

    BUÜ dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında

    ‘Sürdürülebilirlikle Tanışıyoruz’ programında konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yeşil alana sahip üniversiteler sıralamasında dünyada 50., Türkiye’de ise ilk 3 üniversite arasında yer aldıklarını söyledi. Yaklaşık 15,5 milyon metrekare bir araziye sahip olduklarını vurgulayan Kılavuz; “Bu alanın 5,5 milyon metrekaresi çam ağaçlarıyla çevrili. Bir anlamda Bursa’nın akciğerleri konumundayız” dedi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü, “Sürdürülebilirlikle Tanışıyoruz” etkinliği düzenledi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın da katıldığı programa; dekanlar, akademisyenler, personel, üniversite ve ilköğretim öğrencileri de ilgi gösterdi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve beraberindekiler, tören öncesinde fuaye alanında stant açan öğrenci topluluklarını ziyaret ederek projeleri hakkında bilgi aldı.

    “Gelişmiş denilen ülkeler doğayı hoyratça kullanıyor”

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde organize edilen etkinliğin açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yaklaşık 1 yıl önce sürdürülebilir kampüs projesi başlattıklarını vurguladı. Daha iyi, daha güzel, yaşanabilir ve süreklilik arz eden bir kampüs fikri ile çalışmaya başladıklarını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Dünyamız bizlere emanet. Bizler de emanetçiyiz. Gelecek nesillere de bu emaneti en iyi şekilde bırakmamız gerekiyor. Dünya bunun farkında ancak uygulamada bir takım sorunlar yaşandığı hepimizin malumudur. Gelişmiş ülkelerin çevreye sahip çıktığı söyleniyor. Bizlere bu şekilde yansıtılıyor. Ancak dünyayı ve çevreyi en hoyratça kullananın da bu ülkeler olduğunu biliyoruz. Bilgilerin ve bilimsel gelişmelerin eyleme dönüşmesi gerekiyor. Yaşanabilir bir dünya ve çevre için gerçek anlamda yapılması gerekenler maalesef yapılmıyor. Dengenin korunması gerekiyor. Bir yandan gelişmeye devam etmek diğer yandan da doğayı korumak zorundayız” diye konuştu.

    “Çevre ve doğayı koruma bilinci ailede başlıyor”

    Üniversite olarak önceki yıl GreenMetrics sıralama kuruluşuna başvurduklarını açıklayan Rektör Kılavuz; “Çok güzel bir kampüsümüz var. Yeşil alana sahip üniversiteler içerisinde Türkiye’de ilk üç içerisindeyiz. Dünya sıralamasında ise ilk 50 içerisindeyiz. Sürdürülebilirlik eğitimi ve araştırmaları konusunda da aynı derecelere sahibiz. 15,5 milyon metrekare bir kampüs arazimiz var. Bunun 5,5 milyon metrekaresi çam ağaçları ile kaplı. Bir anlamda Bursa’nın akciğerleri konumundayız. Bu yeşil alan ve doğa sayesinde dünyadaki en önemli üniversitelerinden birisi konumuna geldik. Bizim asli görevlerimizden birisi bu güzelliğe ve doğaya sahip çıkmaktır” açıklamasında bulundu. Aile olarak da doğanın korunması noktasında özel bir hassasiyet gösterdiklerinin altını çizen Kılavuz; “Benim 6 torunum var. Üniversite 3. sınıftan tutun da anaokuluna giden sıra sıra torunlara sahibim. Ancak en küçüğümüzden en büyüğümüze kadar yediğimiz şekerin kabuğunu bile uygun atık yerine atmaya dikkat ediyoruz. Çevre ve doğayı koruma bilinci öncelikle ailede başlıyor. Küçük yaşta çocuklarımıza bu hassasiyeti aşılamamız gerekiyor” dedi.

    BUÜ Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu ise törendeki açılış konuşmasında etkinliğe katılan herkese teşekkür etti. Özellikle ilköğretim öğrencilerini aralarında görmekten büyük bir mutluluk duyduklarını kaydeden Prof. Dr. Güray Salihoğlu; “Sizleri burada görmek bizleri mutlu etti. Çünkü eğer çevre için bir şeyler yapacaksak, bunu ancak birlikte yapabiliriz. Çevre problemlerini anlayabilirsek, aynı dili konuşursak, dertleri paylaşırsak belki bir şeyler yapabilir ve bir şeyleri başarabiliriz. Elimizde sihirli bir değnek yok, çevre problemlerini hemen çözemeyebiliriz. Belki de ömrümüz bu sorunun çözülmesine yetmeyebilir. Ancak Nasrettin Hoca misali göle bir maya çalar ve sonra belki tutar diye umut ederiz. En sonunda ise geri dönüp yaşam muhasebemizi yaptığımız zaman biz denedik, elimizden geleni yaptık diyebiliriz. Biz başkalarını da çevreyi de düşündük. Asla bencil olmadık diyebiliriz. Sürdürülebilir Kampüs çalışmalarına Rektörümüzün önderliğinde işte tam da bu duygularla başladık. Daha bir yılı bile doldurmadık. Bu süre içerisinde bizim gibi düşünenlerin çok fazla olduğunu gördük. Bugünkü etkinliğimiz de çabalarımız arasında bir damla olacak ve belki de damlaya damlaya göl olacak” şeklinde konuştu.

  • Bursa listede 4’üncü sırada yer aldı

    Bursa listede 4’üncü sırada yer aldı

    Türk Patent ve Marka Kurumu, 2021 yılı Türkiye marka ve patent başvuru sayılarını açıkladı. İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından listede 4. sırada yer alan Bursa’daki başvuruların yüzde 12’si ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nden geldi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi, patent ve patent başvuru sayılarını her geçen gün arttırmaya devam ediyor. 2019 yılında Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un talimatıyla başlatılan çalışmalar meyvesini vermeye devam ediyor. Teknoloji Transfer Ofisi’nin koordinasyonunda ilerleyen faaliyetler sayesinde Üniversitenin 3 yıl önce 60 olan patent başvuru sayısı 2021 yılında 305 oldu. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun önceki hafta açıkladığı 2021 yılı Türkiye marka ve patent başvuru sayıları ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nin bu alandaki başarısını bir kez daha ortaya çıkardı. Türkiye genelinde 4. olan Bursa’daki patent başvurularının 2021 yılında toplam 52’si Bursa Uludağ Üniversitesi’nden yapıldı. Bursa’da 131 Ar-Ge merkezi ve 26 tasarım merkezi bulunduğu göz önüne alındığında, Üniversitenin başarısı yeniden tescil edilmiş oldu.

    İlk 50’de 19 üniversite yer aldı

    2021 yılında yerli patent başvurularının 1.534’ünü oluşturan ilk 10 kuruluş toplam yerli patent başvurularının yüzde 18’ini oluştururken, yerli patent başvurusunda bulunan ilk 50 kuruluş arasında 19 üniversite de yer aldı. Açıklanan verilere göre yerli patent başvurularının yüzde 11’i üniversiteler tarafından yapıldı.

    “Patent sayımız daha da artacak”

    Açıklanan verileri değerlendiren BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, elde edilen başarının tesadüf olmadığını vurguladı. Yaklaşık 3 yıldır bu konuda yoğun bir çalışma yürüttüklerinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren, Üniversitemizin ve akademisyenlerimizin potansiyelinin gerçek anlamda ortaya çıkarılması için gayret ediyoruz. Yarım asra yaklaşan bir deneyimi bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi, akademik birikim ve proje üretme kabiliyeti ile çok daha iyisini yapabilecek düzeydedir. Kapanma noktasına gelen Teknoloji Transfer Ofisimiz’in üstün gayreti ve girişimleri ile Üniversitemizin gerçek kapasitesini ortaya çıkarmaya başladık. Yüzlerce akademik çalışmanın patent başvurusunu yaptık. 3 yıl önce 60 olan patent sayımız bugün 300’ü geçti. Bu sayının çok daha yukarılara çıkacağına inanıyoruz. 2021 yılı patent başvuru listesinde yer almaktan, Bursa’mıza ve Türkiye’ye bu anlamda katkı koyan üniversiteler arasında bulunmaktan gurur duyuyoruz. Bu başarı; akademisyenlerimizin ve onlara yol gösteren Teknoloji Transfer Ofisimizin desteği ile geldi. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Aynı kararlılık ve azim ile çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Üniversitemizin potansiyelini ortaya çıkarmaya devam edeceğiz”

    Bursa Uludağ TTO Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Eren ise kurum olarak faaliyetlerinin hız kesmeden devam edeceğini söyledi. Üniversite-Sanayi işbirliği, Fikri Sınai Mülkiyet Hakları ve girişimcilik alanlarında Üniversitenin gerçek potansiyelini açığa çıkarmaya devam edeceklerini vurgulayan Genel Müdür Prof. Dr. Recep Eren; “2022 yılında çok daha iyi başarılara imza atmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

  • Türkiye’nin tek otomotiv lisesine BUÜ’den akademik destek

    Türkiye’nin tek otomotiv lisesine BUÜ’den akademik destek

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), alanındaki tek eğitim kurumu olan Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile akademik ve bilimsel işbirliği protokolü imzaladı.

    Türkiye’nin otomotiv sektörü üzerine kurulan ilk ve tek lisesi olan OİB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne Bursa Uludağ Üniversitesi akademik destek verecek. Kurumlar arasında imzalanan işbirliği protokolü ile lisede görev yapan eğitimci ve öğrencilere bilimsel projelerde danışmanlık yapılacak. Bunun yanı sıra BUÜ ve Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin ortak çalışmalar yürütmesi, birlikte seminer ve organizasyonlar gerçekleştirmesi kararlaştırıldı. Hazırlanan işbirliği protokolüne Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Okul Müdürü Metin Sezer imza attı.

    İmza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, YÖK tarafından önceki yıl belirlenen Araştırma Üniversiteleri arasında yer aldıklarına işaret ederek, “Araştırma Üniversiteleri için belirli htisaslaşma alanları tespit edildi ve üniversiteler bu alanlarda faaliyet gösteren sektörlerle eşleştirildi. Üniversitemiz; otomotiv malzeme teknolojisi ile gıda arz güvenliği, gıda biyoteknolojisi ve hayvan yetiştiriciliği alanlarında güçlü olduğumuz için bu alanlardaki sektörlerle eşleştirildi. Mühendislik Fakültemiz bünyesinde eğitim faaliyetlerine devam eden Otomotiv Mühendisliği Bölümü ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulumuzdaki Hibrit ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi Programı’nda önemli akademisyenlerimiz var. Onun dışında Gemlik Asım Kocabıyık Meslek Yüksekokulumuzda da aynı programı bu yıl açacağız. Buralarda ciddi bir akademik deneyim ve bilgi birikimine sahibiz. Türkiye’nin bu alanda tek örneği olan OİB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne destek olmak bizler için de memnuniyet vesilesi olacaktır. İşbirliğimizin hayırlı olmasını diliyor, birlikte yapacağımız projelerin çıktılarının da başta kurumlarımıza, şehrimize ve ülkemize yararlar getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    OİB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Metin Sezer de kuruldukları ilk günden itibaren bilimsel gelişime önem verdiklerini aktardı. Son bir yıldır Bursa Uludağ Üniversitesi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarını açıklayan Metin Sezer, imzalanan protokol sayesinde ikili ilişkilerin daha da geliştirileceğine inandıklarını söyledi. Sezer, verdikleri desteklerden dolayı Rektör Kılavuz ve tüm akademisyenlere teşekkür etti.

    Törende BUÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Karpat, akademisyenler ve okul yöneticileri de hazır bulundu.

  • Bursa’da üniversite-sanayi işbirliğine yeni halka

    Bursa’da üniversite-sanayi işbirliğine yeni halka

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi için yeni protokollere imza atmaya devam ediyor. Farklı sektörlerde çok sayıda firma ile çalışmalar yürüten Üniversite yönetimi, bilimsel ve akademik projelerin geniş bir yelpâzede yürütülmesine önem veriyor.

    TÜBİTAK, YÖK ve Bilimsel Araştırma Projeleri alanlarında Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında gösterilen BUÜ, son işbirliği protokolünü FKT Koltuk Sistemleri firması ile yaptı. Sözleşmeye Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve firmanın genel müdürü Erol Sapçı imza attı. Yeni bilimsel araştırmaların başlatılmasını hedefleyen protokol sayesinde eğitim-öğretimdeki uygulama alanlarında ortak çalışmalar da gerçekleştirilecek.

    İmza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, araştırma ve proje üretme konularında üniversite olarak gayretli bir çalışma yürüttüklerine işaret etti. Geride bıraktıkları 2,5 yıllık süreçte ciddi bir ilerleme kaydettiklerinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Üniversitemizde genç, dinamik ve kaliteli bir akademik kadromuz var. Gerekli destek ve motivasyonu sağlayarak akademisyenlerimizi harekete geçirdik. İşbirliği sayımıza, proje sayımıza ve elde ettiğimiz çıktılara baktığımızda nereden nereye geldiğimizi çok daha iyi anlayabiliyoruz. Her geçen gün bir adım daha ileriye gidebilmenin hesaplarını yapıyoruz. Bugün imzalayacağımız protokol de bizim açımızdan ayrı bir önem taşıyor. Birlikte önemli çalışmalara imza atacağımıza, faydalı projeler üreteceğimize, ülkemize ve milletimize katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    FKT Koltuk Sistemleri Genel Müdürü Erol Sapçı da yüzde yüz Alman sermayesi ile 22 yıldır Türkiye’de üretim gerçekleştirdiklerini kaydetti. Yaklaşık 300 personel istihdam ettiklerini söyleyen Genel Müdür Erol Sapçı, “AR-GE merkezimizde artık kendi ürünlerimizi geliştirebiliyoruz. Bilgi üretiyor, kendi tasarımlarımızı yapabiliyor ve yurt dışına personel transferi de gerçekleştirebiliyoruz. Yakın dönemde tren koltukları konusunda çalışmalarımız da başlayacak. Türkiye’nin en büyük firmaları ile önemli temaslarımız var. İnşallah, Bursa Uludağ Üniversitesi ile çok sayıda projede çalışacağız. Birlikte önemli projelere imza atacağız” dedi.

    Törende Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi yöneticileri de yer aldı.

  • YÖK Başkanı Bursa’da akademisyenlerle buluştu

    YÖK Başkanı Bursa’da akademisyenlerle buluştu

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ı ağırladı. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’u ziyaret eden Prof. Dr. Özvar, üniversitede görev yapan dekan, müdür, senatör ve koordinatörlerle de bir araya geldi. Üniversitelerin ülkedeki en önemli güçlerden olduğunu söyleyen Özvar, siyasi anlamda diplomasinin tıkandığı yerde, üniversitelerin ve üniversite hocalarının ülkenin uluslararası politikalarına çok önemli destek olacağına inandığını belirtti.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ve Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) koordinasyonunda düzenlenen ‘Bursa İş Dünyası Buluşması’na katılan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Uludağ Üniversitesi’ndeki akademisyenlerle buluştu. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin üniversite-sanayi iş birliği noktasında önemli potansiyelinin bulunduğunu söyleyen Özvar, “Bu potansiyeli biliyoruz. O sebeple de Bursa’ya geldik. Burada belki yeni modeller uygulamaya sokmak gerekebilir. Danışmanlıkların ötesine geçen bir sistemi uygulamaya alabiliriz. YÖK olarak bu konuda radikal tedbirler alacağımızı bilmenizi istiyorum. Bu konuyu sonuna kadar zorlayacağız. Akademisyenlerimizin de bu konuda takipçi olmalarını istirham ediyorum” dedi.

    ‘ÜNİVERSİTE MEZUNLARI HAKKINDA İSTİHDAM ENDEKSİ OLUŞTURULACAK’

    Üniversitelerle alakalı, hayalini kurduğu hususlardan birinin de mezun istihdamının yakından takip edilmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özvar, “Üniversite veya genel anlamda eğitim-istihdam ilişkisinin, şahsen benim YÖK Başkanlığı dönemimde gündemimde olacağını buradan ifade etmek istiyorum. Üniversitelerimizle alakalı bir istihdam endeksi olacak. Ben hocalarımızın ve üniversitelerimizin mezunlarını mutlaka takip etmeleri gerektiğine inanıyorum. Bunun için de gerek mezunlar ofisinin, gerek burada kullanılan yazılım yöntemlerinin çok dikkatli bir şekilde tetkik edilerek gözden geçirilmesini, hatta geriye doğru takibinin bir an önce başlaması gerektiğini düşünüyorum. Çok küçük değişiklikler, üniversitelerin mezunlarını takip etmesine vesile olacaktır” diye konuştu.

    ‘ARTIK CENTİLMENLİK VE ADALETE DAYALI REKABET KURALLARI GEÇERLİ’

    Rektörlerin mezun endeksi çalışmaları konusunda vereceği bilgilerin her anlamda aydınlatıcı olacağına işaret eden Prof. Dr. Özvar, “Rektör hocalarımız dönemlere göre mezun endeksleri tutsa, istihdam oranlarını açıklasa, bunu program program duyursa, emin olun o bölümlere dair sınava girecek öğrenciler nezdinde çok olumlu katkısı olur. Yüksek puanlarla alınan program sayısı arttıkça, araştırma üniversitelerinin kapasitesi de artar. Bunun için devlet üniversitesi yöneticilerinin liselerde çalışma yapması lazım. Artık centilmenlik ve adalete dayalı rekabet kuralları geçerlidir. Bu konuda ne kadar yüksek puanlı öğrenciyi biz üniversitelerimize çekersek, o üniversitenin araştırma üniversitesi kapasitesi de artar. Bu bakımdan fakülte ve bölüm düzeyinde planlama gerekiyor. Bölüm kendi öğrencisini seçebilecek şekilde bir tanıtım faaliyeti içerisinde olmalıdır. Üniversitelerimizin itibarını ve marka değerini yükseltmek hepimizin üzerine düşen sorumluluktur” dedi.

    ‘NOBEL ÖDÜLLÜ BİLİM İNSANLARI YER ALMALI’

    Uluslararasılaşma konusunu daha farklı bir alana taşımak istediklerini vurgulayan Prof. Dr. Erol Özvar, Erasmus ve benzeri programların sadece öğrenci ve akademisyen değişimleriyle sınırlı kalmasını istemediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:

    “Artık üniversitelerimizin uluslararasılaşma konusunu, başta kendi üniversitelerini sonra ülkedeki diğer yükseköğretim kurumlarının uluslararası saygınlığını arttırması olarak algılamak gerektiğini düşünüyoruz. Bu tabi ki bugünden yarına olacak bir iş değil. Ancak gayretlere şimdiden başlamak gerekiyor. Üniversitelerimizin çıktılarının ve eğitim-öğretim kalitesinin uluslararası alanda duyurulmasıyla olacaktır. Ayrıca uzun vadeli, kendi alanında kıymetli çalışmalar yapmış, Avrupa, Amerika veya Pasifik’te çalışan hocaların, muhtelif destek programlarıyla üniversitelerimize getirilerek; 6 ay, 1 yıl veya çok beğenilirse birkaç sene burada kalacak şekilde gerekli girişimlere mutlaka başlanılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konu, araştırma üniversitelerinden isteyeceğimiz, önümüzdeki senenin başındaki en önemli şartlardan bir tanesi olacaktır. Her üniversitenin uluslararası bir fellowship (dostluk) programı olması gerekiyor. Bu çok kritik bir konudur. Zaten bize destek olması için uluslararası öğretim elemanı istihdam ediyoruz. Bundan bahsetmiyorum. Kendi alanı üzerinde gerçek anlamda dünya çapında çalışmalar yapan hocalarımızın buraya getirilmesi gerektiğinden bahsediyorum. Bu çok kıymetli bir durum olacak. O hocalarımız buraya geldikleri takdirde, içerisinde bulundukları üniversitelere rengini veren, oradaki iklime çok şey katan bir süreç haline geliyor. Bunu denediğimiz üniversiteler var. Çok olumlu sonuçlar alıyoruz. Uluslararası Danışma Kurulları oluşturulmalı ve burada mümkünse Nobel Ödüllü öğretim elemanlarının bulundurulması gerekiyor. İstanbul’da bu şekilde kurduğumuz gruplar var. Bunlar üniversitelerimize çok büyük katkılar sağlıyor.”

    ‘BİLİM DİPLOMASİSİ KONUSU ARTIK GÜNDEME GETİRİLMELİ’

    Üniversitelerin ülkedeki en önemli güçlerinden birisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erol Özvar, siyasi anlamda diplomasinin tıkandığı yerde, üniversitelerin ve üniversite hocalarının ülkenin uluslararası politikalarına çok önemli destek olacağına inandığını ifade etti. Bu anlamda üniversitelerin bilim diplomasisi konusunu gündeme almak zorunda olduğunu kaydeden Özvar, “Bu konu, uluslararasılaşma bakımından da en önemli konularımızın başında geliyor. Eminim ki aranızda veya diğer fakültelerimizde çok kıymetli, uluslararası düzeyde gerçekten yakından takip edilen hocalarımız vardır. O hocalarımız kanalıyla biz de gerek ülkemize, gerekse de ülkemizin dış politikasına fevkalade önemli çalışmalar üretebileceğimize inanıyorum ve bu konunun da gündemde tutulmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” dedi.

  • Dekanlıklarda yeni dönem tayinler tamamlandı

    Dekanlıklarda yeni dönem tayinler tamamlandı

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) görev süreleri sona eren 5 fakülte dekanlığı için yeni dönem atamaları yapıldı. 3 fakülte dekanı göreve devam ederken, 2 fakülteye ise yeni dekan tayin edildi.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı; BUÜ Güzel Sanatlar, İlahiyat, Mimarlık, Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi dekanlıkları için yeni dönem tayinlerini tamamladı. İlahiyat ve Mimarlık Fakültesi’ne yeni dekanlar atanırken, Tıp, Güzel Sanatlar ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin mevcut dekanları görevlerine devam etti. İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’na Prof. Dr. Ali Kaya, Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na ise Prof. Dr. Tülin Vural Arslan getirildi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Şahin ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu yeniden tayin edildi.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, rektör yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün ve Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile birlikte İlahiyat ve Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirilen devir-teslim törenlerine katıldı. Kılavuz, makamların her zaman gelip geçici olduğunu vurguladı. Tayinlerin bir nöbet değişimi olduğunu aktaran Kılavuz, “Görev süresi içerisinde tüm fakültelerimizin dekanları ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirdik. İlahiyat ve Mimarlık Fakültemizin dekanlık görevlerini üstlenen Prof. Dr. Bilal Kemikli ve Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk, hocalarımızla verimli ve uyumlu bir çalışma ortamı yakalamıştık. Kendilerine verdikleri emeklerden ve gösterdikleri üstün başarılardan dolayı teşekkür ediyoruz. Haklarını helal etsinler. Bizler de hakkımızı helal ediyoruz. Görev bayrağını teslim alan Prof. Dr. Ali Kaya ve Prof. Dr. Tülin Vural Arslan hocalarımıza da yeni dönemde başarılar diliyoruz. Hizmet çıtasını daha da yukarılara çıkaracaklarına gönülden inanıyoruz. Hep birlikte Üniversitemizi ve fakültelerimizi çok daha üst sıralara çıkarmak için aynı azimle hizmet etmeye devam edeceğiz. Görevlerinde başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Dünyanın en başarılı bilim insanları listesine Bursa’dan 13 isim

    Dünyanın en başarılı bilim insanları listesine Bursa’dan 13 isim

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Stanford Üniversitesi’nden bilim adamlarının öncülük ettiği, Hollanda’dan da bilim insanlarının yer aldığı bir ekip tarafından atıf sayısı, h indeksi, hm indeksi, kendine atıf oranı gibi değişkenlerden oluşan ve kompozit indikatör bilimsel etki endeksi kullanılarak yapılan başarı sıralamasında dünyada yüzde 2’lik dilime giren “World Top % 2 Scientists List” araştırmacılar belirlendi. Türkiye’den Bin 150 bilim insanının bulunduğu listeye Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) görev yapan 13 akademisyen de girmeye hak kazandı.

    Sadece 2020 yılı çalışmalarının incelendiği 190 bin 63 bilim insanının yer aldığı “World Top % 2 Scientists List” sıralamasına Türkiye’den Bin 150 bilim insanı listeye girdi. BUÜ’den 13 öğretim üyesi de listede kendine yer buldu. 2019 yılında sıralamaya sadece 8 öğretim üyesi sokabilen Üniversite, 2020’de yüzde 61 artışla 13 öğretim üyesi ile yer alma başarısı gösterdi.

    Araştırmanın, bilim insanlarının tüm akademik kariyerleri boyunca yaptıkları çalışmalar dikkate alınarak oluşturulan sıralamada toplam 186 bin 177 bilim insanı içerisinde Türkiye’den 828, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden ise 9 öğretim üyesi listede yer aldı. 2019’da 6 öğretim üyesi ile temsil edilen BUÜ’nün 2020’de yüzde 50 artışla 9 öğretim üyesi sıralamada yer buldu.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, bilim insanları listesinde yer alan tüm akademisyenleri tebrik etti. Listede yer alan Türk bilim adamı ve BUÜ’lü akademisyen sayısının artış göstermesinden büyük bir memnuniyet duyduklarını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Geçen yıla göre bu sene Üniversitemiz ve Ülkemizin gösterdiği ilerlemeden son derece mutluyuz. Listeye giren tüm hocalarımızı tebrik ediyor, üstün başarılarının devamını diliyoruz. Hocalarımızın genç akademisyenlerimize de rol model olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Rektör Kılavuz görevdeki 2,5 yılını değerlendirdi

    Rektör Kılavuz görevdeki 2,5 yılını değerlendirdi

    Uludağ Üniversitesi’nin pandemi döneminde online eğitim ve sınavlarla, Tıp Fakültesi’nin de sağlık hizmetleriyle önemli başarıya imza attığını belirten Rektör Ahmet Saim Kılavuz, 2022 bütçesinin yüzde 26 artışla 1 milyar 6 milyon lira olarak kabul edildiğini açıkladı. Yeni yapılan yurt yatırımlarıyla barınma konusunda sıkıntı yaşamadıklarını ifade eden Rektör Kılavuz, Uludağ Üniversitesi’nin 16 araştırma üniversitesi içinde 11. sıraya, girişimci ve yenilikçi üniversite sıralamasında 21.sıradan 19.sıraya yükseldiğini, Urap’ın dünya sıralamasında ise 1319. sırada olduklarını açıkladı.  Kılavuz, göreve geldiklerinde yüzde 45 olan öğrenci memnuniyetinin yapılan yatırımlar ve iyileştirmelerle yüzde 61’e çıktığını kaydetti.

    70 bin öğrenci, 2 bin 750’si akademik olmak üzere 8 bin personel ile hizmet veren Uludağ Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz, görevdeki 2,5 yılını basın toplantısı ile değerlendirdi.

    Uludağ Üniversitesi’nin ortak akılla ve şeffaf bir şekilde yönettiklerini, üniversite sanayi işbirliğine ve öğrenci dostu olmaya önem verdiklerinin altını çizen Kılavuz, en büyük hedeflerinin Bursa Ticaret Sanayi Odası, Bursa Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle Ulutek’in 800 milyon dolarlık bir projeyle 144 dönümlük arazideki AR-GE merkezini hayata geçirmek olduğunu ifade etti.

    Uludağ Üniversitesi’nde 26 olan patent sayısının 276’ya çıktığını hatırlatan Kılavuz, “Üniversiteyi derledik, toparladık. Envanterini doğru şekilde ortaya koyduk. 716.sırada gösterilmesi ve genel ortalamanın 500 sıra daha üstünde yer almasının sebebi özellikle üniversite sanayi arasındaki işbirliği gayretidir. Ulutek de BTSO büyük ortaklarından birisidir, İbrahim Burkay başkanın hazırlattığı bu proje hayata geçtiğinde, finansman bulduğunda 800 milyon dolarlık bir proje Bursa’nın geleceği değişecek. Amerika ve Fransa’da bir örneği olan 144 dönümde AR-GE merkezi oluşturulacak. Paranın yokluğu arzu ettiğimiz noktalara bizi getiremiyor. O oluncaya kadar gelen talepleri değerlendirdiğimizde, Renault da arge merkezini buraya taşımak istiyor. Tekrar gelmek istiyorlar. TUSAŞ’ın, Türkiye Uçak Sanayii’nin bir AR-GE merkezi var. Bizden bir hocamız orada çalışıyor. İnşallah bir yılda TUSAŞ’A 2 katlı bin metrekarelik bir yer hazırladığımız taktirde önümüzdeki yıl 30, sonra 50, 2025 yılında 150 mühendise ulaşacak kitleyi çalıştıracaklar. Bu çocuklar ve gençler, yerli ve milli muharip uçağın hafifletilmesi üzerine çalışıyorlar. Bunu başardılar, geliştirecekler” diye konuştu.

    Türkiye’nin en fazla öğrenciye sahip 3 üniversitesinden biri olduklarını hatırlatan Prof Kılavuz, “Eğitim faaliyetleri 16 ay çevrimiçi online yapıldı. Pandemi ilan edildiğinde bir ay gibi tüm Türkiye’de olduğu gibi panik havası ile karşılaştık. Hem Türkiye eğitimi, sağlığı hem de Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK’ümüz gerekli adımları attı. 5 milyon liralık ilave yatırım yaparak, bilgi işlem ve uzaktan eğitim alanında kısa sürede adapte olduk. 31 Mart 2020 itibariyle online olarak, öğrencilerin mağduriyetine sebep olmaksızın, büyük ölçüde de onların sorunlarını çözerek devam ettik. Sınavlar online yapıldı, dersler online yapıldı. 2020 bahar döneminde derslerimizi daha ziyade asenkron olarak yürüttük. Kamil Dilek hoca zamanında oluşturulmuş Ukey sistemi vardı. 3-4 dersi online yapıyorduk. Yeni ilaveler yapıldı. Güz yarıyılından itibaren 2020-2021 güz döneminden itibaren canlı olarak evlerinden bulundukları mekânlardan arkadaşlar derslerimizi izleme imkanına sahip oldular. Uygulamalı derslerde yeterli randıman için soru işaretleri vardı. Hocalar sisteme kolay adapte oldular. İlk defa Bursa Uludağ Üniversitesi tarihinde TSE belgesini alma imkânına sahip olduk. Bireysel olarak bazı meslek yüksek okulları alıyordu. Tüm üniversite olarak ilk defa bir TSE belgesi sahibi olduk. Denetime gelen bir mühendis, termodinamik derslerine girmiş, uzaktan nasıl yapıldığını. sordular. Hayran kaldığını ifade etti. Bu şartlar bizim için Türkiye ve dünya için eğitim öğretimin karma, hibrit yöntemlerle kısmen uzaktan yönetilebileceği bir sisteme doğru evrilmesi gerektiği sonucunu doğurdu.. Bize bir takım tecrübeler kazandırdı. Biz her dönemde 300 bin online sınav yaptık. Sınav güvenliği tartışılabilir, önceki yüz yüze yapılan sınavlara göre yüzde 2-3’lük sapmaların olduğunu gördük” diye konuştu.

    Sağlık ordusuna teşekkür

    Sağlık ordusunun, özellikle pandnemi döneminde 18 ayda fedakârca çabalarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu kaydeden Kılavuz, “Uyumadılar, yemediler, içmediler, elden gelen tüm gayreti gösterdiler. Hamdolsun pandemiyi platoya getirmiş oldular. Covid komisyonumuz oldu. İdareci arkadaşlarımız olduğu gibi, aynı zamanda tıp fakültesinden hocalarımız oldu. Bunlar değerlendirildi. Eğitim öğretimde belirli mesafeler alındı.. Tıp Fakültesi dekanlığı ve hocalarımıza ayrıca teşekkür etmek lazım. Başhekimliğimize teşekkür etmek lazım. Hafta başı itibariyle 103 binin üzerinde test, 2800 yatan hastaya tedavi imkanı sağlamışız. Az bir hizmet değil. 5 klinik ve bir yoğun bakımı sürekli ilk günden itibaren pandemiye hazır tuttuk. Pik döneminde 2020 nisan ve kasım aylarında. Onun dışında belli seviyede götürüyoruz. Tıp fakültemiz ve hastanemiz belirli dönemden itibaren birm yılın birikimini ortadan kaldırmak için son 6 ayda çok ciddi gayret gösterdi. Eylül ayında SGK’ya kestiğimiz faturanın tutarı 33 milyon liradır. Yıllık tutar 360 milyon liradır. Global bütçe olarak 310 milyon taahhüdümüz var SGK’ya. Ertelenen tedavinin mevcut tedaviler de dikkate alındığında yapılması gerekiyordu. Artış ondan kaynaklanıyor. Devletimize teşekkür etmemiz vefa borcudur. 400 milyon lira borcumuz vardı. Devlet bu pandemi döneminde bu borcu ödemimize imkan sağladı. Üniversite hastaneleri hep zarar ederler. Sut fiyatları yeterli değildir. Kayda değer değişiklik olmamıştır. Devlet hastaneleri araştırma hastaneleri ve özle hastaneler 8.günden sonra ısrarla üniversite hastanelerine gönderirler. Bizde 100-120 gün ya sağlığına kavuşur ya da ahirete irtihal ederler. Bunun 8 günlük parasını alırsınız. Bundan kar etmeniz mümkün değildir. Devlet de bunu bildiği için. Biz her ne kadar tasarruflu davransak da devlet 5 yılda bir. Pandemi olağanüstü şartlarda yaşandı. Devlete ve devlet ricaline gösterdikleri yardım ve destekten dolayı teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Kılavuz, “Urap’ın dünya sıralaması var. 1319 sıradayız. Bu 2022 yılı bütçesi ise 1 milyar 6 milyon olarak bağlandı. Yüzde 26’lık artışa tekabül ediyor. Bu artış bizim için sevindirici bir artıştır. 40 yılın bugüne sirayet eden bütçe sıkıntılarını dikkate aldığımızda, hala eşdeğer üniversitelerle değerlendirildiğinde rakamın tatmin edici olmadığını söylemek gerekiyor. Hacettepe nüfusça küçük yüzde 30 fazlasıdır. Baştan beri böyle geliyor. Belirli oranlarda artış yapıldığı için böyle devam ediyor. Yurt konusunda kredi yurtlar ilave kapasite oluşturdu. 10 bine yakın ilave kapasite. Bize kayda değer şikayet ve itiraz gelmedi. İl gelen insanlar heyecanlanıyorlar. Açıkta kalacak mıyız diye endişe ediyorlar. Hangi siyasî görüşten olursa olsun, bütün belediyeler destek oldular. Pandemi öncesi olmayıp, pandemi sonrası yeni açtığımız 7500 8000 rakamına 2700 yeni ilave yıl başında devreye girecek. Çok büyük sıkıntı yaşamadık. Üniversite yurtlarında barınıyorlar. Artık rakamsal olarak belirli noktaya geldik. Biz üniversitenin kalite çıtasını yükseltelim. Bir ânda mümkün olmuyor. Siz yaptığınız işlerde ehliyet liyâkat ve şeffaflık ve özellikle özlük haklarının insanlara verilmesi, özlük hakkı eşittir kul hakkı diye düşünüyoruz. Verilmesi dikkate alındığında bilimsel çalışmalara, bilimsel çalışmaların aldığı atıflara, çıktılara, patentlere ve ticarîleşmeye gittiğini görüyoruz. TÜBİTAK’ın girişimci ve yenilikçi üniversite sıralamasında 21.sıradan 19.sıraya yükseldik. Urap’ın bu yıl itibariyle 29. sıradan 27. sıraya yükseldik. Urap’ın dünya sıralaması var. 1319 sıradayız. Bu sıra Uludağ Üniversitesinin hak ettiği sıra değil. Henüz daha 2021 dünya sıralaması yayınlanmadı. Urap dünya üniversiteler sıralamasını yaparken 5 kıstası var. Türkiye için dünya sıralamasında öngördüğü parametreleri dikkate almıyor. Doktora öğrenci sayısının lisans öğrenci sayısına oranını dikkate alıyor. Bir hocaya 41 öğrenci düşen bir üniversiteyiz. Erciyes ile birlikte çok dezavantajlıyız. Osmangazi ile kıyas ettiğimizde bir anda 6 puan atıyor. Üniversitenin tarihinde duvar üzerine bir tuğla koyabilirsem, bizden sonraki arkadaşlar tuğlalar koyarsa, bu üniversite hak ettiği noktaya gelir. Kaliteden geldik, kalite çalışmalarında belirli mesafe aldık” şeklinde konuştu.

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakımlarının yenilendiğini, acil servislerinin 9 ay sonrasında 2 bin metrekarede modern bir yerde hizmet vereceğini ifade eden Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü.

    “350 yataklı Çocuk Hastanesi’ni de hayata geçiriyoruz. Hayırseverlerimize teşekkür ediyoruz. Bölüm bölüm kliniklerin yenilenmeleri yapıldı. Personel yemekhanesini yapıyoruz. Acil ve yoğun bakımları da genişletip yeniliyoruz. Şu anda 1 milyar liralık bütçemizin yüzde 85’i personel ve akademisyen maaşlarına gidiyor. Ancak fakülteden gelen 360 milyon liranın yüzde 5’i yani 18 milyon lirasını araştırma geliştirme projelerine ayırıyoruz” ifadelerini kullandı

    “TOGG’a aranan eleman yetiştiriyoruz”

    Rektör Kılavuz, yaptıkları ankette öğrenci memnuniyetinin yüzde 45’ten yüzde 61’e çıktığını, sosyal donatı alanları, öğrencilerin ihtiyacı olan restoran, kafe ve marketlerin kampus içinde hizmet vermeye başladığını vurgulayarak şunları söyledi:

    “15 bin dönüm üzerinde kuruluyuz. 5500 dönümü de tamamen orman ve bursada bu genişlikte bir orman yok. Bursa’nın akciğerleriyiz. En büyük hayalimiz hedefimiz, Ulutek’in 144 dönüm arazi içindeki, TEKNOSAB’ın da AR-GE olacak yapıya kavuşturulmasıdır. Projeleri çizildi. Demoları yapıldı. Para bulunabilirse, bir gayrimenkul yatırım ortaklığı devreye girebilirse, bu işleri yaparız derlerse, bu hakikaten Bursa ve ülkeyi ayağa kaldıracak proje olur. Güzel sanatlar fakültemizin hâlâ binası yok. spor bilimleri fakültemizin idarî binası yok. onun dışındakileri halletmeye çalışıyoruz. Borusan Vakfı ve Gemlik Belediyesi ile hukuk fakültesi, 2 amfi ve kafe inşaatı protokolü imzaladık. Hayâl proje ufuk projeden bahsediyorsanız, Ulutek’i gerçek anlamda yeni teknolojilerin ve otomotivin AR-GE merkezi hâline getirecek projeyi uygulamaya koyarsak bursa için ciddi şans olur.

    TOGG ile ilişkilerimiz iyi. Bizim otomotiv çalışma grubumuz var 35 hocadan oluşan. Her ay bir toplantı yapıyoruz. otomotiv teknoloji konusunda tebliğ müzakereler yürütüyoruz. Açılış dersimizi TOGG ceosu Gürcan Karakaş verdi. Bu sadece sembolik bir iş değil, aynı zamanda özel anlamı olan bir iş. Üniversiteden söz ediyorsanız, bilimden teknolojiden söz ediyorsunuz demektir. İlk açılış dersini 2023’te Türkiye’nin ortaya çıkacak vizyon projelerinden birisi olan bir projenin başındaki şahsı getirerek verdik. biz bu işlere talibiz. Uludağ Üniversitesi olarak bizden istifade edin dedik. Ortak projeler yürütebiliriz dedik. Destek verdik. TOGG’un aracı banttan inmeden, 2 yıllık meslek yüksek okulumuzda o fabrikada çalışacak, servisinde görev alacak öğrenci aldık. Uygulamalı dersler yapıyorlar. Gemlik’te önümüzdeki yıl öğrenci almaya başlayacağız. Otomotiv mühendisliği lisansını verirken, yeni yüksek lisans programı açtık. Hibrit ve elektrikli araçlar yüksek lisans programıdır. Lazer teknolojisi ile metal tozlarından cihazlar üretme, tıpta ve otomotivde kullanılmak üzere ana bilim dalını ilk defa açan üniversiteyiz. yetiştirdiğimiz insan kaynağı ile TOGG’un servis hizmetleri ve üretim esnasında fabrikada çalışacak elemanların yetişmesi için destek veriyoruz. Süreç içinde geliştikten sonra olacaktır. Öncelikli alanlarda TÜBİTAK’a verdiğimiz projelerle TOGG’un ihtiyacı olan iyileştirmeleri yaparız”.