Etiket: bursa uludağ üniversitesi

  • Bursa’da İlahiyat Profesörü yaşam tarzıyla dikkat çekmeyi amaçlıyor

    Bursa’da İlahiyat Profesörü yaşam tarzıyla dikkat çekmeyi amaçlıyor

    İsrafa dikkati çekmek amacıyla cep telefonu yerine sabit telefon, bilgisayar yerine daktilo, özel otomobil yerine toplu ulaşım araçlarını kullanan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı öğretim üyeliğinden emekli tasavvuf tarihi uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara, gençlere “Böyle de yaşanabilir.” mesajı veriyor.

    Saat, kredi kartı gibi çağın vazgeçilmezlerini de kullanmayan Kara, kendisine sürekli yöneltilen “Ne zaman cep telefonu, araba alacaksın?” sorusunu, “Son modeli çıktığında.” diyerek yanıtlıyor.

    Kara, halen sabit telefon kullanıyor, öğrencileriyle mektuplaşıyor, kitap ve makalelerini elle yazıyor, her yere toplu ulaşım araçlarıyla gidiyor.

    Prof. Dr. Kara, yaptığı açıklamada, insanların genellikle cep telefonu, araç kullandığına, hızlı bir hayat yaşandığına dikkati çekti.

    İsraf etmemenin önemini vurgulayan Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Müthiş bir israfın girdabındayız. Boğulmak üzereyiz aslında. Bilmiyorum, bu virüsün celali tecellisi biraz uyandıracak mı bizi? Yoksa ‘İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.’ gerçeği mi ortaya çıkacak? Bu israf girdabından kurtulmamız gerekiyor. Bunu büyüten şey nedir? Gayet açık, kapitalizm. Kapitalizmin hayat aldığı kaynak bu çünkü. Daha çok üretecek, daha çok satacak, daha çok kazanacak, daha çok büyüyecek. Daha çok üretirken tabiat, ormanlar yok olacak. Sular, hava kirlenecek. Kapitalizmin böyle bir derdi yok. Dolayısıyla havayı, suyu, denizi, karayı kirlettik. Neticede esas tehlikeli olan; insan kirlendi.

    Aslında bunların hepsini kullanıyorum. Şahsi otomobilim yok ama araçlara binmeden yaşamak mümkün mü? Gayet tabii araçlara binmeden yaşamak mümkün değil. Cep telefonu taşımıyorum ama masamda telefon var. Cep telefonu almıyorum ve gençlere ‘Böyle de yaşanır, yaşanmaz zannetmeyin.’ demek istiyorum. Hayatım gayet normal, bir aksama olmuyor. Ben 30 yaşındayken evimde telefon yoktu. Hayatımın en güzel zamanlarıydı. Bazı alışkanlıkları biz zorunlu zannediyoruz. Hiç ilgisi yok. Kendi kendimizi kandırıyoruz. Böyle de yaşanabilir. Hayatınızı ona göre kurarsınız ve yaşarsınız.”

     “Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor”

    Kara, cep telefonu, bilgisayar ve otomobilinin olmadığını ilk kez öğrenenlerin bunu şaşkınlıkla karşıladığını anlattı.

    Halinden memnun olduğunu belirten Kara, “Hiçbir şikayetim yok. Arayan dostlarım beni sabit telefonla da başka yollarla da buluyor. ‘Başkanın arabaları’ beni istediğim yere götürüyor. Toplantılara ve konferanslara gidiyorum. Konferans bitince ilgili arkadaşlar ‘Hocam, biz seni evinize bırakacağız.’ diye ısrar ediyorlar. Ben de ‘Beni başkanın arabası eve götürecek.’ diyorum. ‘Başkanın arabası’ dediğim, belediye otobüsü.” ifadesini kullandı.

    İsraftan kurtulmanın çarelerinin aranması gerektiği görüşünü savunan Kara, “Buradan ne zaman, nasıl döneceğiz? Bu virajı nasıl alacağız? Bunun üzerinde düşünmek gerekiyor. İşte o zaman israf ekonomisinden kurtulabiliriz.” dedi.

    Kara, kapitalizmi “israf ekonomisinin oksijeni” olarak gördüğünü dile getirdi.

    Prof. Dr. Mustafa Kara, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Modern hayat bu değil. Her yıl yüzlerce canlının neslini tüketen hayat, modern hayat olamaz. Aslında insanlığın başını iki elin arasına alıp uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Aksi halde bu yol, çıkış yolu değildir. Geri dönmemiz lazım. Evet, mağlup olduğumuzu, yanlış yaptığımızı kabul edip bir ricat gerekiyor. Bunu kim, nasıl, ne zaman yapacak? Bu, gerçekten zor ama eninde sonunda bu yapılacak çünkü üzerinde yaşadığımız dünya bunu kaldıramıyor artık. Dünyayı yaşanılabilir hale, ilişkileri insani noktaya taşımak gerekiyor.”

  • TÜBİTAK sanayi doktora programına destek

    TÜBİTAK sanayi doktora programına destek

    Bursa Uludağ Üniversitesinin (BUÜ) yürütücüleri arasında olduğu TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı’na kentin önde gelen firmalarından Valeo Otomotiv’den destek geldi.

    Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Valeo Otomotiv Genel Müdürü Tuna Arıncı arasında imzalanan protokolle 3 doktora öğrencisi firma bünyesinde yürütülen bilimsel çalışmalarda görev alacak.

    Doktora süreleri içinde aylık 4 bin 500 lira maaş alacak öğrencilerden çalışmalarını başarıyla tamamlayanlar en az 3 yıl daha firma bünyesinde görev yapma imkanına sahip olacak.

    Rektör Kılavuz, dünya ölçeğinde hizmet sunacak bir projeye imza attıklarını belirterek, “2244 Sanayi Doktora Programı’nın tüm insanlığa hizmet sunacağına inanıyoruz. Bunu da şimdiden hepimiz görebiliyoruz. TÜBİTAK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Hasan Mandal hocamızın bu projesinin, Türkiye’ye en fazla katma değer sağlayan projelerin başında yer aldığına inanıyoruz. Bizlerin de bugün yaptığı protokolün üniversitemize, firmamıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Valeo Otomotiv Genel Müdürü Tuna Arıncı ise bu tip projelerin her anlamda büyük önem taşıdığını belirterek, şirketi üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde daha da büyütmek istediklerini kaydetti.

  • Bursa’da ilk yapay kalp nakli ameliyatı gerçekleşti

    Bursa’da ilk yapay kalp nakli ameliyatı gerçekleşti

    Sağlık Bakanlığınca geçen yıl yetki belgesi verilen Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Hastanesinde 55 yaşındaki bir hastaya yapay kalp nakli gerçekleştirildi. Kalp yetmezliği tanısı konulan ve hastanede geçen hafta ameliyat edilen Neşe Akdamar, sağlığına kavuştu.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, hastanede düzenlenen basın toplantısında, BUÜ Hastanesinin, Güney Marmara’nın önemli sağlık merkezlerinden biri olduğunu söyledi.

    BUÜ Tıp Fakültesi uzmanlarının suni kalp nakli ameliyatını başarıyla tamamladığını belirten Kılavuz, “İnşallah bundan sonraki aşama, kadavradan canlı kalp naklini yapmaktır. Onun için de birikime sahip bir Tıp Fakültemiz, kliniklerimiz ve ana bilim dallarımız var. Ondan sonraki hedefimiz ise üniversite olarak bir organ nakli merkezimizin hatta organ nakli hastanemizin hayata geçirilmesidir.” dedi.

    Ameliyatı gerçekleştiren BUÜ Hastanesi Kalp Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erman Pektok da hastanede yapay kalp nakli yapabilmek için sürece iki yıl önce başladıklarını anlattı.

    Organ naklinin önemine işaret eden Pektok, “Ülkemizde 1990’larda modern kalp nakli başladı. Bu zamana kadar ne yazık ki çok önemli rakamlara ulaşamadık. Organ bağışının toplumda kabul görmesi, benimsenmesi ve bir gün hepimizin ihtiyacı olabileceğinin özümsenmesi gerekiyor. Güney Marmara’da bu açığın kapatılması için çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Kalp yetmezliğinin ilginç bir hastalık olduğunu dile getiren Pektok, saçın telinden tırnağın ucuna kadar bütün hücrelerin kalpten gelen temiz kanla beslendiğini vurguladı.

    Kirlenen kanın yine kalbe dönerek temizlenmesi gerektiğinden, kalp yetmezliği başladığında vücuttaki her hücre ve organın bu durumdan etkilendiğini aktaran Pektok, şöyle devam etti:

    “İleri kalp yetmezliği olanlar, hayatlarında her açıdan tehlikeye düşmüş hastalar. Bu nedenle eve ve yatağa bağlı hale geliyorlar. Bu cihazlar, bir kalp nakli değil elbette ancak hastayı ayağa kaldıran ve sosyal hayata dönmesini sağlayan cihazlar. Bizim hastamızda da bu şekilde bir beklentimiz var. Hastamız genç denilebilecek bir yaşta. Bu ameliyatta sonra çocuklarıyla, ailesiyle sosyal hayatına ve işine geri dönecektir. Kalp destek cihazı ameliyatları öncesinde bir hazırlık aşaması var. Bence ameliyattan çok daha önemli bir aşamadır. Orada kalp yetmezliği konseyinin değerli üyeleri var. Ameliyat esnasında bu ekibin önemli bir kısmı ameliyathanede çalışır. Ameliyat 3-3,5 saat sürdü. Bu ameliyatın sonrasında da yoğun bakım ve serviste hekimlerin yanı sıra çok sayıda ekip yer alıyor. Ameliyata hazırlık, ameliyat ve sonrasındaki dönemde emek harcayan yaklaşık 50 kişi var.”

    BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya ise Bursa ve çevre illerde bu tür ameliyatları yapmaya hazır olduklarını bildirdi.

     “Gerçek anlamda nefes almaya başladım”

    Yapay kalp nakli yapılan Neşe Akdamar, oğlunun da bu hastalığa yakalandığını ve ameliyatla sağlığına kavuştuğunu belirtti.

    Organ nakli bekleyen çok sayıda hasta bulunduğunu anlatan Akdamar, “Bu cihazla hayatıma devam edebileceğim. Evde veya normal hayatımda çok zorluk çekiyordum. Doğru düzgün nefes dahi alamıyordum. Şimdi ise gerçek anlamda nefes almaya başladım. Çok mutluyum. Ameliyatımın ardından 4’üncü gün kalkıp yürümeye başladım. Kendimi çok iyi hissediyorum. Tüm vatandaşlarımıza çağrım; organlarımızı bağışlayalım. Toprak olmasın. Yarın ne olacağımızı bilmiyoruz. Ben de bu duruma geleceğimi bilmiyordum. Gerçekten çok önemi var.” diye konuştu.

  • BUÜ’den Gürsulu kadın ve gençlere destek

    BUÜ’den Gürsulu kadın ve gençlere destek

    Gürsu Kolektif Kariyer Merkezi, gençler ve genç girişimcilere destek olmaya devam ediyor.

    Gürsu Belediyesi Kolektif Kariyer Merkezi bünyesinde yapılan çalışmalar kapsamında, Bursa Uludağ Üniversitesi ile imzalanan iş birliği protokolüyle gençlerin iş hayatlarındaki yolculuklarına destek olunuyor.

    Gürsu Belediyesi Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü bünyesinde, girişimcilik, sosyal gelişim ve istihdam konu başlıklarında faaliyet göstermek amacıyla oluşturulan Kolektif Kariyer Merkezi koordinasyonunda, gençlerin girişimcilik yönlerini arttırmak hedefiyle, Bursa’da faaliyet gösteren birçok özel ve kamu kuruluşu ile işbirliği protokolleri imzalanıyor. Bu bağlamda, Gürsu Belediyesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan işbirliği protokolüyle, gençlerin gelişiminin sağlanmasında güç birliği yapılacak.

    Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, “Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle, 11.Kalkınma Planları’nda belirtilen hedefler doğrultusunda, gençlerimizin zihin dünyalarından yararlanarak, ekonomimize katma değerli ürün üretilmesi için oluşturduğumuz Kollektif Kariyer Merkezimizi, Gürsumuz ve Bursamız için bir fırsat olarak görmekteyiz. Merkezimizle, gençlerimizin sahip oldukları ışığı doğru yöne yönlendirmelerini ve gelişimlerine destek olacak eğitimleri almalarını sağlayarak geleceklerini şekillendirmelerine destek oluyoruz. Üreteceğimiz projelerle gençlerimizin yolculuklarında yanlarında olmanın coşkusunu hissediyoruz. Gençlerimizin hayatlarını şekillendirirken alacakları doğru kararlarla ülkemizin kalkınmasında üstlenecekleri görevlerde biraz olsun katkımız olacağını bilmek mutluluk verici. Bursa Uludağ Üniversitemizin, bu çabamızın samimiyetini görerek yanımızda olması bizleri güçlü kılıyor. Destekleri için Rektörümüze teşekkür ediyorum. Gelişimleri için çabaladığımız, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin hayat yolculuklarında başarılar diliyorum. ” dedi.

    Protokol kapsamında; Uludağ Üniversitesi bünyesinde bulunan Ulusem, Uluuzem, Uludağ Tto, Ulutek Teknopar ve Uludağ Erasmus’ta görev yapan personel ve akademisyenler, eğitim konusunda gerekli desteği sağlayacak.

    Bursa’nın bir sanayi kenti olduğunu ifade eden Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Ahmet Saim Kılavuz, “Üniversite sanayi işbirliği gibi bir slogan ön plana çıkıyor. Üniversitelerin temel görevi, insan kaynağı ve ar-ge faaliyetleri olarak ürettiklerini toplumun hizmetine sunmaktır. Bu bazen merkezi, bazen yerel, bazen ise STK’larla da olabilir. Onun için üniversiteler birikimlerini topluma ulaştırmak mecburiyetindedir. Üniversite olarak insanımızın şehrimizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek hizmet unsurlarını devreye sokmak için gayret gösteriyoruz. Bugün de Gürsu Belediyesi ile üniversitedeki 5 ayrı birimin ortaklaşa birbirleriyle dayanışarak özellikle dezavantajlı gruplardan genç ve kadınlara hizmet edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Gürsu Kolektif Kariyer Merkezi tarafından üretilen projelerle; kamu, sanayi ve üniversite işbirliğinde, genç girişimcilerin, Türkiye’nin geleceğine imza atacakları büyük projeleri üretmelerinde önderlik edilmesi hedefleniyor.

  • Bursa’da ilk koronavirüs aşısı uygulandı

    Bursa’da ilk koronavirüs aşısı uygulandı

    Çin’de geliştirilen koronavirüs aşısının faz 3 denemeleri, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde görevli sağlık çalışanına uygulandı. Gönüllülük esasına dayanan aşı denemeleri, önümüzdeki haftalarda ülke genelindeki yaklaşık bin 300 sağlık çalışanına uygulanacak.

    Çin’de, 100’den fazla bilim insanının üzerinde çalıştığı, son aşamaya gelinen koronavirüs aşısı Türkiye’ye ulaştı. Geçen haftalarda, ilk olarak İstanbul Hacettepe Üniversitesi’nde gönüllü kişilere uygulanan aşı, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gönüllü sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlandı. Bursa Uludağ Üniversitesi Kan Merkezi’nde görevli Doktor Tufan Kumaş’a uygulanan faz 3 denemesi kapsamındaki aşı, önümüzdeki günlerde ülke genelindeki 20’nin üzerinde farklı merkezde, gönüllü bin 300 sağlık çalışanına uygulanacak. Aşı yapılacak olan gönüllü kişilerin koronavirüs hastalığına yakalanmamış olan gönüllülerden seçilmesi ise en önemli kriter olacak.

    ‘GÜVENLİ VE ETKİLİ BİR AŞI’

    Uygulanan aşıyla ilgili bilgilendirmelerde bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın, “Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak hem dünyamızı hem de ülkemizi ciddi bir biçimde etkileyen koronavirüs hastalığına karşı aşı çalışmasının ilk etabını başlatıyoruz. İlk etabı aşının gönüllü sağlık çalışanlarında yapılması olacaktır. Bu aşı ilk olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlayan aşı çalışmasının bir parçasıdır. Biz de başka bir merkez olarak bu çalışmaya başlıyoruz. İlk olarak aşımızı sağlık çalışanlarımızdan doktor arkadaşımıza yapacağız. Yaklaşık olarak bir ay sonra bazı kriterleri karşıladıktan sonra bunu topluma açacağız. Güvenli ve etkili bir aşı. Bu çalışma faz 3 çalışması, yani burada gerçek yaşamda bu aşının kişileri koruyup korumadığına bakacağız. Ne kadar antikor ve hastalığı önleyip önlemediğini takibe alacağız. Güvenlik ve antikor açısında elimizde oldukça önemli veriler var. Ama bu çalışmada gerçek yaşamda ne kadar koruyor buna bakacağız” dedi.

    ‘YARARLI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM’

    Koronavirüs aşısı uygulanan Bursa Uludağ Üniversitesi Kan Merkezi’nde görevli doktor Tufan Kumaş ise, “İmmünoloji bağışıklık birimi. Öncü olmak bize düşer, çünkü bu aşının gerek bizim için gerekse dünya için önemini hepimiz biliyoruz. Çok fazla aşı çalışması var. Bu da onlardan birisi. Kendi adıma güvenli bulduğum için ve böyle bir çalışmaya öncü olarak yolu açan birisi olarak yararlı olacağını düşündüm. Ondan dolayı da bu çalışmayı da buraya getiren Halis Hocama ve çalışmaya katılanlara teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

  • BUÜ’de sigarayı bıraktırma polikliniği açıldı

    BUÜ’de sigarayı bıraktırma polikliniği açıldı

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) bünyesinde, Prof. Dr. Nihat Özyardımcı Sigara Bırakma Polikliniği açıldı.

    Rektörlükten yapılan yazılı açıklamaya göre, BUÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda faaliyete geçen polikliniğinin Rektörlük binasında düzenlenen açılış programında konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, projede emeği geçenlere teşekkür etti.

    İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı da gençleri ve çocukları sigaraya hiç başlatmamanın ana hedefleri olduğunu aktardı.

    Deneyen 4 kişiden 3’ünün bağımlı hale geldiğinin belirten Kaşıkcı, “Şu anda ilimizde 18 ayrı ünitede bu işlemler yürütülüyor. Yüzde 25 oranında sigarayı bıraktırma başarımız var. Bence bu oran hiç azımsanacak gibi değil. İnşallah bu yeni polikliniğimizde de yeni başarılar yakalayacağımıza inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

    Programda sigara ve etkileri hakkında sunum yapan BUÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı ve İmmünoloji ve Alerji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ ise sigaranın bağımlılık oranının çok yüksek olduğunu vurguladı.

    Sigaranın, üreticinin önerdiği gibi kullanıldığı zaman tüketiciyi öldüren tek ürün olduğuna dikkati çeken Karadağ, “Bir kez kullananın bile bağımlı olma ihtimali çok yüksek. Son 50 yılda üretimi 7-8 kez arttı. Bugün dünyada 1 milyardan fazla insan sigara kullanıyor. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor. Tütün sadece kanser yapmıyor. Kronik hastalıklarla da yakından ilişkili.” ifadelerini kullandı.

    Rektör yardımcıları Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Başhekim Prof. Dr. Rıdvan Ali, Tıp Fakültesi yöneticileri, akademisyen ve personelin de katıldığı törenin ardından açılış kurdelesi kesildi.

  • Bursa’da deve kuşlarını hortumla su sıkarak serinletiyorlar

    Bursa’da deve kuşlarını hortumla su sıkarak serinletiyorlar

    Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ndeki çiftlikte deve kuşları üzerine akademik çalışmalar yapılıyor. Sıcak havada çiftlikteki 12 deve kuşu, bakıcısı tarafından hortumla su tutularak serinletiliyor.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde 1997 yılında kurulan çiftlikte, deve kuşunun eti, derisi, yumurtası, tüyü üzerine akademik çalışmalar yapılıyor. 8’i dişi, 12 yetişkin deve kuşunun bulunduğu çiftlikte, üretim de yapılıyor.

    2 dişi ve 1 erkek olarak gruplandırılan deve kuşlarının her bir grubu, 500 metrekarelik bahçe ile 100 metrekarelik kapalı alana sahip yerde kalıyor. Sıcak havada deve kuşları, bakıcıları tarafından hortumla su tutularak serinletiliyor.

    Günde 2 kere serinletilen deve kuşlarının bu anları ise çiftlik çalışanlarınca görüntülendi.

  • Büyükşehir-Üniversite arasında örnek işbirliği

    Büyükşehir-Üniversite arasında örnek işbirliği

    Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi arasında ‘kurum içinde akademik anlamda kendini geliştirmek isteyen personeli desteklemek ve ortaya konacak tezlerle şehrin problemlerine çözüm üretmek amacıyla’ eğitim işbirliği protokolü imzalandı.

    Bursa’da altyapıdan sanata, ulaşımdan spora kadar birçok alanda hizmetlerini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kurum içerisindeki personelin kendini geliştirmesi ve çalışanların fikirlerinden daha fazla yararlanılması amacıyla farklı kurumlarla işbirliklerini sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi arasında kurum içinde akademik anlamda kendini geliştirmek personeli desteklemek, ortaya konacak tezlerle belediyenin ve şehrin sorunlarına çözüm üretmek, personelin mesleki gelişimlerine katkı sunmak amacıyla ‘lisansüstü eğitim programlarında eğitim işbirliği protokolü’ imzalandı.

    “Personele erişim kolaylığı”

    Uludağ Üniversitesi rektör yardımcıları ve Büyükşehir Belediyesi yöneticilerinin de katıldığı işbirliği protokolünün imza töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Büyükşehir bünyesinde çalışan ve şartları uyan personelin farklı konularda tezli veya tezsiz lisansüstü eğitim görebileceğini ifade etti. Farklı şehirlerden gelen öğrencileri bünyesinde barındıran Uludağ Üniversitesi’nin yaptığı işbirlikleriyle kurumların ve şehirlerin gelişimine katkı sunduğunu söyleyen Başkan Aktaş, “Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi arasındaki anlaşmadan dolayı Rektör Prof.Dr. Ahmet Saim Kılavuz’a teşekkür ediyorum. Öğrenci sayısına göre yüzde 15-25 arasında indirim yapılacak. Eğitimler, ‘Uludağ Üniversitesi tarafından’ personelin katılım sağlayacağı programda lisansüstü eğitimini tezli veya tezsiz olarak yapma talebine göre planlandı. Eğitimlere personelin katılımı için her türlü erişim kolaylığı sağlanacak” dedi.

    “Hizmet içi sertifikalı eğitim”

    Öte yandan Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan ‘Hizmet İçi Eğitim Programlarında İşbirliği Protokolü’ne de değinen Başkan Aktaş, Bursa’ya ve vatandaşa yönelik çalışmalar yaparken aynı zamanda hizmet kalitesinin arttırılması için hizmet içi eğitimlere de önem verdiklerini belirtti. Başkan Aktaş, “İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı’na bağlı Eğitim Şube Müdürlüğü bünyesinde sunulan hizmet içi eğitimler kapsamında uygun görülen eğitim programlarında katılımcılara, iş alanlarıyla ilgili mesleki bilgi ve becerilerini üst düzeye taşımak üzere eğitim verilecek. Uludağ Üniversitesi onaylı sertifika sunarak mesleki gelişimlerine katkı sağlanacak. Eğitim programları, Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi tarafından ortak hazırlanacak. Bu eğitimlere de personelin her türlü erişim kolaylığı sağlanacak. Her iki protokolün de kurumlara ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Vizyon katacak sertifika programları”

    Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise, Bursa’nın önemli marka iki kurumunun topluma fayda amacıyla bir araya geldiğini dile getirdi. Üniversitelerin eğitim ve öğretim, araştırma, yetişmiş elemanların topluma kazandırılması gibi fonksiyonları bulunduğunu anlatan Kılavuz, bilimin toplumun faydasına sunulacak bir olgu olduğunu hatırlattı. Kılavuz, “Şehrimizin gözbebeği kurumlarından olan Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesindeki personelin geliştirilmesi, onlara vizyon katacak sertifika programları oluşturulması noktasında işbirliği yaptık. İmzalanan protokolle inşallah insan-toplum ilişkilerinde daha iyi bir noktaya gelebilecek bir eğitim-öğretim faaliyetini icra edeceğiz. Bu işbirliğine katkılarından dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • BUÜ’de Kovid-19 genomunun dizi analizi yapıldı

    BUÜ’de Kovid-19 genomunun dizi analizi yapıldı

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ), Sağlık Bakanlığı tarafından, küresel bir salgın olan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Türkiye’de mutasyona uğrayıp uğramadığını ortaya koymak ve virüsün genetik haritasını çıkarmak amacıyla başlatılan bilimsel araştırma kapsamında, Bursa’da bir Kovid-19 hastasından alınan SARS-CoV-2 virüs genomunun dizi analizi yapıldı.

    BUÜ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Şebnem Özemri Sağ ve Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İmran Sağlık, Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ ve Translasyonel Tıp Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Adem Alemdar, bir dizi çalışma gerçekleştirdi.

    Kovid-19 hastasından elde edilen SARS-CoV-2 virüs genomunun dizi analizinin gerçekleştirildiği çalışma hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, şunları kaydetti:

    “Yapılan analizler sonucunda, izole edilen virüsün hücreye girmesini sağlayan ‘spike’ proteininde D614G olarak bilinen mutasyonu taşıdığı ve GR sınıfında olduğu görüldü. Bu mutasyonu taşıyan virüslerin daha az ya da çok bulaşıcı olup olmadığı ile ilgili küresel anlamda bilimsel çalışmalar devam ediyor. Dünyada şimdiye kadar 95 binden fazla virüs genomunun dizilenerek eklendiği GenBank ve GISAID portalına Türkiye’den 194 örnek ve Bursa’dan da bir örnek yüklendi.”

    Daha yüksek sayılarda virüs genom dizilemesi yapılması gerektiğine dikkati çeken Temel, “Böylelikle epidemiyolojik ve moleküler araştırmalar hızlanabilecek. Bu anlamda Sağlık Bakanlığından etik kurul iznini aldık. Yerel etik kurul başvurusunu da yaparak proje ölçeğinin büyütüleceğini düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.

  • Bursa’da TOGG’a eleman yetiştirecek okulda eğitim başlıyor

    Bursa’da TOGG’a eleman yetiştirecek okulda eğitim başlıyor

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) bünyesinde açılarak ilk öğrencilerini kabul eden ön lisans programı, Gemlik ilçesinde yapımı süren “Türkiye’nin Otomobili” fabrikasındaki üretim için eleman ihtiyacını karşılayacak.

    Elektrikli ve hibrit taşıtlar konusunda çalışacak öğrencilerin yetiştirilmesi de amaçlanan BUÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi Programı’nın 40 kişilik kontenjanı doldu.

    Ön lisans diploması ile “elektrikli ve hibrit taşıtlar teknikeri” unvanı alacak mezunlar, kamu ve özel sektörde elektrikli ve hibrit taşıtlar üreten otomotiv fabrikaları ile bakım ve onarım servislerinde, otomotiv yan sanayi üretimi yapan tesislerde istihdam edilebilecek.

    Programda öğrenciler, hibrit ve elektrikli araçlara (HEV), plug-in hibrit elektrikli araçlara (PHEV) ve akülü elektrikli araçlara (BEV) servis, arıza teşhisi ve onarım işlemlerini öğrenecek. Atölye çalışmalarında yüksek voltajlı kişisel koruyucu donanım konularında teorik ve pratik eğitimler verilecek. Öğrenciler laboratuvar çalışmalarında, temel elektrik kavramlar, elektronik elemanların tanıtılması, elektrik motorlarının kontrolü ve kumandası, ölçme gibi dallarda da uygulamalı eğitim alacak.

    Üniversitede derslerin başlayacağı tarih ve uygulanacak eğitim modeli, Kovid-19 salgını dikkate alınarak BUÜ Senatosunun alacağı karara göre belirlenecek.

    “TOGG’dan eğitim müfredatı için görüş istedik”

    Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, AA muhabirine, yerli araca yönelik yetişmiş eleman ihtiyacı ve yan sanayisiyle ilgili iş alanlarının açılacağını öngördüklerini, bu nedenle bölümü faaliyete geçirdiklerini söyledi.

    Öğrencilerin elektrikli ve hibrit araç üretimi ile servislerinde çalışabilecek kapasiteye sahip olacağını belirten Karahan, “Bu yıl bizimle 6 üniversite daha bu alanda program açmış ve öğrenci almış. Biz en yüksek puanlı öğrencileri aldık. Bizden sonra gelen tam burslu okula bile 22 puan civarında fark atarak başarı sıralamasında Türkiye’de birinci sıradayız.” dedi.

    Karahan, yeni açtıkları programda 3 öğretim elemanının bulunduğunu kaydetti.

    Akademisyenlerin bu sayıyla sınırlı kalmayacağını vurgulayan Karahan, “Bizde 30 yılı aşkın bir zamandır faaliyet gösteren, eğitim öğretim veren Otomotiv Programımız var. Burada çok deneyimli 4 hocamız var. Elektrik, elektronik, mekatronik, makine yani tüm bunlarla beraber 20’yi aşkın çok deneyimli hocamız ve bu programların atölyeleri, bu eğitimde bizim yararlanacağımız altyapımız ve insan kaynağımız olarak mevcut.” diye konuştu.

    Karahan, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’ndan (TOGG) eğitim müfredatları için görüş bildirmelerini istediklerini ve ortak eğitim programları açma konusunda destek beklediklerini anlattı.

    Sektörel iş birliklerine sahip olduklarını dile getiren Karahan, sertifika programları arasından öğrencilerin bu programdan da yararlanacağı bilgisini paylaştı.

    Elektrikli ve hibrit araçlara yönelik yeni iş birlikleri kurduklarını bildiren Karahan, “Ülkemizde elektrikli araç imalatı yapan Karsan, Toyota gibi kurumlarla ilişki içindeyiz. Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği ile iş birliği protokolü yapacağız. Hem sertifikalı modüler eğitimler konusunda hem de karşılıklı çalıştay, seminer, faaliyetler konusunda çalışacağız. Onlar da bize öğrencilerimizin hem iş hem de staj bulması açısından olanak sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

    “Mezun olacak öğrencilerin iş imkanları çok fazla”

    Öğretim görevlisi Dr. Hande Ungan ise doktorasını yakıt bilimi ve hidrojen teknolojisi üzerine yaptığını, yeni kurulan bölümde öğrencilere faydalı olmayı amaçladıklarını belirtti.

    Kaliteli eleman, ürün ve hizmetin, kaliteli bir eğitimden geçtiğine inandığını söyleyen Ungan, şunları kaydetti:

    “Tüm dünya bir yenilik ve gelişmenin peşinden koşarken, bu alandaki en büyük temeli de kalite oluşturuyor. Biz de öğrencilerimize kaliteli bir eğitim vermek adına özellikle uluslararası programlarda yer alan özellikle de İngiltere ve Amerika’daki kolejlerin müfredatlarını inceleyerek ders içerikleri oluşturduk. Bu program oluşturulurken sadece otomotiv teknolojisi gibi teorik dersler değil, yazılım, tasarım, üretim işlemleri gibi uygulamalı dersleri ve aynı zamanda yakıt bilim, bataryalar ve şarj istasyonu gibi teknolojik güncel konuları da müfredatımıza dahil ettik. Eğitimde sadece teorinin yetersiz olduğunu ve bunun için de uygulamanın önemli olduğunun farkındayız. Laboratuvar altyapı çalışmamız hızla devam ediyor. Öğrencilerimize en iyi eğitimi vermek, fiziki donanım ve şartlarımızı maksimum seviyeye çıkarmak için uğraşıyoruz. Mezun olacak öğrencilerin iş imkanları çok fazla. Ana ve yan sanayi üretim yapan bütün fabrikaların hemen hemen her kademesinde, üretim kadar önemli olan satış sonrası hizmet sektöründe, bakım ve onarım sektörlerinde kendilerine nitelikli işler bulabilecekler.”