Etiket: bursa uludağ üniversitesi

  • BUÜ’de yeni görevlendirme

    BUÜ’de yeni görevlendirme

    BUÜ’nün uluslararası arenada ön plana çıkması adına faaliyetler yürüten Uluslararası Akademik İlişkiler Koordinatörlüğü’nde görev değişimi yaşandı. Son 4 yıldır Koordinatör olarak çalışan Prof. Dr. Bülent Şenay’ın yerine İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mücahit Özdemir atandı. Yapılan devir teslim töreninde BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Prof. Dr. Zekeriyya Arı ile Genel Sekreter Osman Dikmen de hazır bulundu.

    DÜNYA ÜNİVERSİTELERİYLE İLİŞKİLER GELİŞTİRİLECEK

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUÜ’nün Uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda yeni dönemde de yoğun bir çalışmanın yürütüleceğine inandığını vurguladı. Araştırma Üniversitesi misyonu ile faaliyetlerini sürdüreceklerini kaydeden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Üstlendiğimiz sorumluluk içerisinde uluslararası tanınırlığın yanı sıra dünya üniversiteleri ile akademik ve bilimsel işbirliğinin artırılması konularına da yeni dönemde ağırlık vereceğiz. Bu anlamda önceki dönem bizlere kıymetli katkılar sağlayan Prof. Dr. Bülent Şenay hocamıza teşekkür ediyoruz. Yeni dönemde görevi üstlenecek olan Doç. Dr. Mücahit Özdemir hocamıza da üstün başarılar diliyoruz. Hep birlikte üniversitemizi çok daha iyi noktalara taşımak için çalışmaya devam edeceğiz. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
    Görevi devralan Doç. Dr. Mücahit Özdemir ise Koordinatörlük olarak gelecek dönemde BUÜ’nün uluslararası profilini geliştirmek ve küresel ortaklar ağını genişletmenin öncelikli hedefleri olacağını vurguladı.

  • BUÜ’de yeni Spor Koordinatörü

    BUÜ’de yeni Spor Koordinatörü

    BUÜ Rektörlük Binası’nda yapılan devir-teslim programına Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Genel Sekreter Osman Dikmen ile akademik ve idari personel katıldı.

    Son yıllarda yaşanan pandemi ve deprem felaketi nedeniyle öğrencilerin uzun bir süre üniversiteden uzak kaldığını hatırlatan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, zorlu şartlara rağmen eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra kurumsal organizasyonları da sürdürmeyi başardıklarının altını çizdi. Spor Koordinatörlüğü’nün de bu anlamda önemli bir sorumluluk üstlendiğine işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Prof. Dr. Erkut Tutkun hocamız, özverili ve yoğun bir çalışma dönemini geride bıraktı. Şartların bazı zamanlar elverişsiz olmasına rağmen, üzerine düşen vazifeleri layıkıyla yerine getirdi. Üniversitemize katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Bundan önce olduğu gibi, yeni dönemde de Spor Bilimleri Fakültemizde bilgi ve tecrübesiyle hizmet vermeye devam edecek. Tuncer Topsaç hocamız da bundan böyle üniversitemizdeki sportif faaliyetlerin planlanması, organizasyonlar ve spor yatırımları konusunda bizlere koordinatör olarak destek verecek. Kendisinin bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inanıyor, görevinde üstün başarılar diliyoruz. Üniversite olarak bugüne kadar olduğu gibi yeni dönemde de spora ve sporcularımıza elimizden gelen desteği vermeyi sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.


    BUÜ Spor Koordinatörlüğüne atanan Öğr. Gör. Tuncer Topsaç ise verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret edeceğini vurguladı. Prof. Dr. Erkut Tutkun da çalıştığı süre içerisinde kendisine destek veren herkese teşekkürlerini iletti.

  • BUÜ’de yeni dönemde de ‘kalite’ öncelikli

    BUÜ’de yeni dönemde de ‘kalite’ öncelikli

    Önceki dönem yürüttüğü çalışmalar sayesinde Türkiye’de ilk kez TSE ISO EN 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi belgesi almayı başaran BUÜ, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz döneminde de aynı hassasiyetle kalite çalışmalarına odaklanmayı sürdürecek. Elde edilen başarılarda büyük emeği olan Prof. Dr. Funda Coşkun’un Tıp Fakültesi Dekanlığına atanmasının ardından boşalan Koordinatörlük görevine önceki dönem Koordinatör Yardımcısı olan Öğr. Gör. Yasemin Özdemir getirildi.

    Düzenlenen devir-teslim törenine katılan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversitenin artık gelenekselleşmiş bir kalite anlayışının bulunduğuna işaret etti. Kurulduğu ilk günden itibaren üstlendiği vizyon ve misyon istikametinde niteliğe önem veren BUÜ’nün, kalite çalışmaları sayesinde özel bir noktaya geldiğine değinen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Bugün artık YÖK tarafından açıklanan 23 Araştırma Üniversitesi’nden birisiyiz.

    Bizim için kalite çok daha fazla önem taşıyor. Eğitim-öğretimin niteliği, bilimsel ve akademik çalışmaların içeriği ile sahip olduğumuz değerlerin bizden sonrakilere çok daha iyi bir şekilde devredilmesi adına her zaman için en büyük önceliğimiz kalite konusu olmuştur. Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz hocamız döneminde yapılan çalışmaların meyvelerini aldık. Uzun ve yorucu bir süreç oldu. Üniversitemiz bu süreçten çok başarılı çıktı. Türkiye’de ilk olan kalite yönetim sistemi belgesini almayı başardık. Yeni dönemde de aynı hassasiyet ile kalite çalışmalarını sürdüreceğiz. Bu anlamda üstün gayretler gösteren Prof. Dr. Funda Coşkun hocamıza teşekkür ediyor, yeni dönemde organizasyonu üstlenecek olan Yasemin Özdemir hocamıza da başarılar diliyoruz. Hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu.

    Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Genel Sekreter Osman Dikmen ve idari personelin de hazır bulunduğu törende Tıp Fakültesi Dekanlığına atanan Prof. Dr. Funda Coşkun, Kalite Koordinatörlüğü görevini Öğr. Gör. Yasemin Özdemir’e devretti.

  • ‘Boz sığır’ ırkı koruma altına alındı

    ‘Boz sığır’ ırkı koruma altına alındı

    Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü hayvancılık tesislerinde, birçok çiftlik hayvanlarının hem eğitim, hem araştırma, hem de uygulama çalışmaları sürüyor. Sığırın farklı türleri, koyun, keçi, kaz, tavuk, deve kuşu ve arıcılık gibi hayvan türlerinin bulunduğu bölümün göz bebeğinin Boz ırk sığırlar olduğunu belirten Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, “Boz ırklar Türkiye’nin yerli hayvan gen kaynaklarından bir tanesidir. Ülkemizde özellikle Trakya ve Güney Marmara civarına yayılmış bir yerli ırkımızdır. Geçmişte bu bölgelerde eti, sütü ve iş gücünden yaralandığımız bir sığır ırkımızdı. Son yıllarda yüksek verimli kültür ırkları devreye girince, her türlü olumsuz şartlara daha dayanıklı ancak et ve süt verimi daha düşük olan Boz ırkların sayısı önemli düzeyde azaldı. Tarım ve Orman Bakanlığımızın yerli hayvan gen kaynaklarımızı korumakla ilgili önemli çalışmaları var. Bizler burada hem öğrencilerimize Boz ırkı tanıtıyor, hem de Boz ırkın korunmasına yönelik çalışmalara destek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

    “Kırmızı et üretiminde ‘Boz ırk’ sığırlardan daha fazla yararlanılmalı”

    Boz ırkların özelliklerinin önemli olduğunu ifade eden Başkan Ak, “Bu ırklar, yetersiz bakım ve beslenmeye, hastalıklara ve kötü barınma şartlara dayanıklı bir hayvan ırkıdır. Tarım ve Orman Bakanlığımızın zorunlu tuttuğu bazı koruyucu aşılar dışında bu güne kadar herhangi bir hastalık ve tedavi giderimiz olmadı. Çünkü dediğim gibi diğer hayvanlara göre dayanıklı hayvanlar. İçlerinde boğa var, herhangi bir tohumlama masrafımız yok. Her yıl her inekten 1 buzağı alıyoruz. Şu ana kadar 8 buzağımız doğdu ve herhangi bir buzağı ölümümüz yok. Elektrikli çitle çevrili suni merada otlatıyoruz, fabrika besi yemi kullanmıyoruz ve çoban masrafımız yok. Bu ırk sığırlar uygun otlama alanı varsa otlayarak kendi besin ihtiyacını karşılayabiliyor. Fabrika yemi kullanmadığımız için de yem masrafımız yok denecek kadar az. Neredeyse sıfır masrafla sığırcılık yapıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Küresel ısınma ve kuraklığa dayanıklı yeni sığır ırklarının ıslahında Boz ırk sığırlardan gen kaynağı olarak yararlanılabilir”

    Dünyada yapılan ıslah çalışmaları, uygun bakım besleme şartlarının sağlanması ile yüksek verimli kültür ırkı süt ineklerinin veriminin 10 kat artırıldığını belirten Ak, “Ama inekler genelde yılda sadece 1 buzağı doğuruyor. Dolayısıyla altyapısı uygun bölgelerde ülke kırmızı et üretimine destek olmak için bu hayvanlardan et üretimi amacıyla daha fazla yararlanmamız gerekiyor. Bu arada ülke olarak et ve süt ihtiyacımızı karşılamak için alt yapısı uygun bölge ve çiftliklerde yüksek verimli ineklerimizi yetiştirmeye de devam edeceğiz. Onlardan yüksek süt ve et verimini almaya devam edeceğiz. Ama bu hayvanlarımızdan da et üretimi açığımızı karşılamada mutlaka daha fazla yararlanmamız gerekiyor. Günümüzde küresel ısınma ve kuraklık dünyada tarımda bitkisel ve hayvansal üretimi olumsuz etkilen en büyük tehdit. Ve bu tehdit her geçen gün artarak devam ediyor. Bu nedenle her türlü olumsuz şartlara dayanıklı yerli hayvan gen kaynaklarımızdan sıcağa ve hastalıklara dayanıklılık gibi önemli konularda yapılacak hayvan ıslah çalışmalarında yararlanabilmemiz için yerli ırklarımızın korunması büyük öneme sahip. Yerli gen kaynaklarımız geçmişten bu güne bize emanet edilen çok değerli bir miras. Binlerce yıl her türlü olumsuz şartlara dayanıp bu günlere kadar yaşama şansı bulmuş yerli hayvan gen kaynaklarımız bundan sonrasındaki hayvan ıslahı çalışmalarında yararlanabileceğimiz değerli bir hazinemiz. Ülkemizin diğer bölgelerinde başka yerli ırklarımız da var. Biz bölgemizin yerli ırkı olan Boz ırk sığırla çalışıyoruz. Doğu Anadolu’da Doğu Anadolu Kırmızısı, İç Anadolu’da Yerli Kara, Güney Doğu Anadolu’da Kilis Sığırı gibi yerli sığır ırklarımız da var. Şu ana kadar projemiz oldukça iyi gidiyor. Hayvanlarımız gayet sağlıklı, herhangi bir sorunumuz yok. Burada sürüyü biraz daha büyütmek, daha sonrasında da bu ırkla ilgili et süt verimi ve kalitesi ile ilgili araştırma gayeli çalışmaları da yapmak istiyoruz” dedi.

    “Hedefimiz 40 başlık bir sürü oluşturmak”

    Bu hayvanların sütü ve etiyle de çalışmalar yapmak istediklerini belirten Ak, “Çünkü merada ve daha doğal beslenen hayvanların et ve sütleri sağlıklı beslenme açısından ve besin maddesi zenginliği açısından çok önemli. Bu manada da ilerde sığır sayımız arttığında araştırma amacıyla buradan birçok veri de almış olacağız. Şimdilik 14 hayvan var, hedef 40 baş damızlık sığıra ulaşmak. Alanımız yeterli olmadığı için daha fazlasını üretmekle ilgili sorunumuz var. Güney Marmara bölgesi Boz ırk yetiştiriciliği için uygun bir bölgemiz. Boz ırk sığırları gen kaynağı olarak korumakla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’mızın Marmara Hayvancılık Enstitüsü bu konuda çalışmalar yapıyor. Yine Tarım ve Orman Bakanlığımızın yetiştirici elinde ıslah program çerçevesinde bölgede önemli çalışmaları var. Bizim Bursa’da Uluabat gölü kıyısında Eski Karaağaç Leylek köyünde mera ıslahı ile ilgili bir başka Boz ırk projesi de devam ediyor” diye konuştu.

    “Şimdiden talep yoğun”

    “Normal kapasiteye ulaştığımızda fazlalık olan erkek ve dişileri damızlık olarak yetiştiricilere vereceğiz” diyen Prof. Dr. Ak, “Erkeklerin damızlık talep fazlası ise kesime gidecek. Dişilerin damızlık olarak kullanılmasını hedefliyoruz. Şimdiden birçok yerden talep var. Ama henüz bizim hayvan sayımız yeterli değil. Çoğalttığımızda inşallah fazlalığını bu ırkı üretmek isteyen yetiştiricilere vereceğiz. Bilhassa makilik, ormanlık alanlarda bu hayvanlara barınak ve yeme ihtiyaç otlamadan sadece otlatarak beslemeniz mümkün. Doğada kendiliğinden yetiştirilme ve beslenme şansı var. Bu hayvan yetiştirme açısından önemli bir avantaj. Çünkü hayvancılıkta bizim en büyük işletme giderimiz yem gideri. Toplam işletme giderlerinin yaklaşık yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Hayvansal üretimde yem gibi maliyeti yüksek olan bir girdiyi neredeyse sıfır maliyetle karşılıyorsanız bu hayvansal üretim açısından çok büyük bir avantaj. Sağlık ve veteriner gideri de yok denecek kadar az. Yüksek verimli hayvanlarda sık yaşanan sağlık sorunları ve tedavi için antibiyotik kullanımı bu ırk da yok denecek kadar az. Yüksek verimli kültür ırkı sığırlarda yaygın olarak görülen meme hastalığı (mastitis) bu ırkta pek görülmediği için antibiyotik kullanmak zorunda da kalmıyorsunuz” şeklinde konuştu.

    “Gelişimini tamamlayan hayvan, bin litre daha fazla süt veriyor”

    Proje başladığından beri hem buradaki hayvanları, hem de süt verimi yüksek olan siyah alaca ırk hayvanlarını anne ve buzağıları birlikte büyüttüklerini ve buzağılara daha fazla süt içirdiklerini ifade eden Ak, “Buzağılarımız anneleri ile birlikte büyüyor, daha uzun süre ve daha fazla süt emiyorlar. Son yıllarda yürütülen araştırmalarda daha uzun süre ve daha fazla sütle beslenen buzağılar kendi gelişimini daha iyi tamamladığı için doğumdan sonraki her süt verimi döneminde daha fazla süt verebileceğini gösteriyor. Ayrıca anne ve buzağının birlikte büyütülmesi hayvan refahı açısından da önem taşıyor. Bu nedenle biz anne ve buzağı birlikte büyütüyor ve erken sütten kesmiyoruz” dedi.

  • BUÜ, üniversite-sanayi işbirliğine odaklanıyor

    BUÜ, üniversite-sanayi işbirliğine odaklanıyor

    Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın BUÜ Rektörlüğüne atanmasının ardından üniversite-sanayi işbirliği protokolleri kaldığı yerden devam ediyor. Çalışmaların ilk adımı alternatif enerji kaynakları konusunda atıldı. Üniversite, bu alanda ciddi projelere adım adan RMS firmasıyla “Yeşil Hidrojen Enerjisi Üretimi ve Dağıtımı” konusunda protokol imzaladı. Gerçekleştirilen imza törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, ULUTEK Teknopark Genel Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Karagöz, Araştırma Görevlisi Mert Ali Özel ile Firma Genel Müdürü Volkan Aslan ve doktora öğrencisi Emre Oruç katıldı.

    Sanayi, Üniversitenin en önemli iş ortağı olacak

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUÜ’nün akademik ve bilimsel deneyimiyle iş dünyasının pratik bilgisini buluşturmaya yeni dönemde de devam edeceklerini vurguladı. Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile başlayan çalışmaların hız kesmeden sürdürüleceğinin altını çizen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Araştırma Üniversiteleri arasında yer alıyoruz. Türkiye’de bu misyonu yüklenen 23 üniversite var ve biz de onlardan birisiyiz. Bu ligde yer almanın kriterlerinden birisi de iş dünyası temsilcileriyle yakın ilişkiler kurmak. Sanayici bizde bulunan bilimsel ve akademik bilgiyi hızlı şekilde pratiğe dökebileceğimiz en önemli iş ortağımız konumunda bulunuyor. Bu anlamda da protokoller imzalamak ve birlikte projeler üretmek istiyoruz. Genel parametrelerde Türkiye ortalamasında yer alıyoruz. Fakat bizim bu göstergeleri çok daha yukarıya çıkarmamız gerekiyor. Üniversite olarak, iş dünyasındaki ortaklarımızın da desteğiyle bu hedefe ulaşmak için çalışacağız. İmzalayacağımız protokol de bu amaca hizmet edecek. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Alternatif enerji kullanımına rehberlik edecek

    BUÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Karagöz de firmadan gelen talepleri değerlendirdiklerini ve daha önce yeşil enerji alanında yürüttüğü projelerden elde ettikleri deneyimleri iki tarafın da faydalanacağı şekilde kullanacaklarını söyledi. Karagöz, bu alanda yapılacak çalışmaların geleceğin alternatif enerji kaynaklarını doğru şekilde kullanmaya rehberlik edeceğini de sözlerine ekledi.

    Yaklaşık 8 yıldır enerji alanında faaliyet gösterdiklerini söyleyen RMS Genel Müdürü Volkan Aslan ise yeşil enerji ve hidrojen konularında da ciddi çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Alternatif enerji kaynakları konusunda kendilerini geliştirmeye gayret ettiklerini vurgulayan Aslan, Türkiye’nin sektördeki yerli ve milli gücü olma noktasında adımlar atmaya devam edeceklerini söyledi.

    Firma ile görüşmelerin ardından hızla yol aldıklarını söyleyen Araş. Gör. Mert Ali Özel de Bursa Uludağ Üniversitesi’nin, Sürdürülebilir Kampüs hedefleri çerçevesinde RMS firması ile temiz enerji çözümleri noktasında kıymetli projelere imza atacaklarına inandığını belirtti. Mert Ali Özel, işbirliğinin aynı zamanda temiz enerjili laboratuvar kurulumu ve bu alanda kariyer hedefi bulun öğrenciler için yarı zamanlı iş ve staj desteği kazandıracağını da açıkladı.

  • Hukuk Fakültesi’nde bayrak değişimi

    Hukuk Fakültesi’nde bayrak değişimi

    Yaklaşık 2,5 yıldır BUÜ Hukuk Fakültesi Dekanlığını yürüten Prof. Dr. Zekeriyya Arı’nın Rektör Yardımcısı olmasının ardından, YÖK Başkanlığı tarafından dekanlık görevine Özel Hukuk Bölümü akademisyenlerinden Prof. Dr. Halit Aker atandı. BUÜ Hukuk Koordinatörü olarak önceki yönetim döneminde çalışmalar yürüten Prof. Dr. Halit Aker, gerçekleştirilen devir teslim töreni ile yeni görevine başladı. Törende Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve fakülte yöneticileri ile akademisyenler de hazır bulundu.

    Hukuk Fakültesi’nin sosyal bilimler alanında eğitim veren fakülteler arasında en kıymetlilerden bir tanesi olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Bu bir hizmet yarışıdır. Zekeriyya hocamızla Rektörlüğümüzde birlikte çalışmaya başladık. Hukuk Fakültemizde de Halit hocamızın en iyi şekilde hizmet vereceğine inanıyoruz. Fakültemizin son derece kıymetli bir eğitim sistemi var. Mezunlarımızın önemli noktalara geldiğini ve çok sayıda başarı yakaladığını gözlemliyoruz. Yeni dönemde de aynı şekilde nitelikli eğitim vermeye devam edeceğine gönülden inanıyoruz. Görev değişiminin hayırlar getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu.


    Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı ise Dekan olarak görev yaptığı süreç içerisinde fakültenin daha iyi noktalara gelebilmesi adına ekibiyle birlikte çalıştıklarının altını çizdi. Prof. Dr. Halit Aker hocanın da bu zaman dilimi içerisinde bilgileriyle destek verdiğini kaydeden Prof. Dr. Zekeriyya Arı, “Hocamız her anlamda deneyimli bir akademisyen. İdari konularda da birikimi ve kuracağı ekip ile başarılı çalışmalara imza atacağına inanıyoruz. Bizler de buradaymış gibi her zaman destek vermeye devam edeceğiz. Hocamıza ve ekibine başarılar diliyorum. Hayırlı olsun” dedi.


    Görevi teslim alan Prof. Dr. Halit Aker de kendisini bu onurlu göreve layık gören YÖK Başkanlığı ve Üniversite yöneticilerine teşekkür etti. Bir önceki dönemde pandemi ve deprem afeti gibi olumsuz durumlara rağmen son derece başarılı bir çalışma süreci geçirildiğine işaret eden Prof. Dr. Halit Aker, “Zorluklarla son derece başarılı bir şekilde idare eden önceki dekanımız ve şimdiki Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Zekeriyya Arı hocamıza teşekkür ediyoruz. Yeni dönemde ise üniversitemizin bir araştırma üniversitesi olduğu bilinciyle; akademik ve idari kadromuzun yanı sıra öğrencilerimizin de dahil olduğu nitelikli bir yükseköğretim ortamı oluşturmak istiyoruz. Fakültemizi hak ettiği noktaya ulaştırabilmek için var gücümüzle çalışacağız. Bizden sonraki arkadaşlarımıza daha iyi bir fakülte bırakmaya gayret edeceğiz. Yeni dönemin hepimize hayırlar getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu.

  • BUÜ Tıp Fakültesi’nin en genç ve ilk kadın dekanı

    BUÜ Tıp Fakültesi’nin en genç ve ilk kadın dekanı

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı, BUÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı görevine aynı fakültenin Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Funda Coşkun’u atadı. Yaklaşık 31 yıl önce öğrenci olarak girdiği BUÜ’de farklı kademelerde çalışmalar yapan Prof. Dr. Funda Coşkun, son olarak BUÜ Kalite Koordinatörlüğü görevini üstlenmiş ve Türkiye’de ilk defa bir devlet üniversitesinin TSE ISO EN 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni almasını sağlamıştı.

    Tıp Fakültesi Dekanlığı’nda gerçekleştirilen devir-teslim törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Barbaros Oral, Doç. Dr. Melda Payaslıoğlu, Başhekim Prof. Dr. Halil Sağlam, dekanlık ve hastane yöneticileri ile idari personel katıldı.


    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Fakülte Dekanlığı görevine atanan Prof. Dr. Funda Coşkun’u tebrik etti. Görevi devreden Prof. Dr. Ekrem Kaya’ya da hizmetlerinden dolayı teşekkür eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Önceki yönetimden gelen ekibimizle yeni dönemde devam ediyoruz. Tıp Fakültesi özelinde Prof. Dr. Ekrem Kaya hocamızla çok güzel bir dönem geçirdik. Kıymetli tecrübelerinden de her zaman yararlandık. Bundan sonra da aynı şekilde bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyoruz. Fakültemiz, yarım asra dayanan bir geçmişe sahip. Kendi içinde bir geleneği olan, eğitim ve öğretim alanında Türkiye’de fark oluşturan bir fakültedir. Üniversite olarak bizlerin gözbebeği kurumlarından biridir. Bugüne kadar böyle gelmiştir. Yeni dönemde de aynı başarıları tekrarlayacağına ve Prof. Dr. Funda Coşkun hocamızla birlikte çok daha kıymetli çalışmalara imza atacağına yürekten inanıyoruz. Görev değişiminin hayırlara vesile olmasını diliyoruz” diye konuştu.

    “Hep birlikte daha iyisi için çalışacağız”

    Tıp Fakültesi Dekanlığına atanan Prof. Dr. Funda Coşkun ise tevdi edilen görevin kendisi için son derece kıymetli olduğuna işaret etti. 1992 yılında öğrenci olarak girdiği Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne dekan olarak atanıyor olmanın gururunu anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Funda Coşkun; “Son derece mutluyum. Bu göreve layık görülen ilk kadın ve en genç dekan olmanın mutluluğu da tarif edilemez. Bu noktaya çok çalışarak, azimle ve inançla mesleğimi yürüterek geldim. Bu çalışmanın karşılığının da YÖK Başkanlığımız ve Üniversite yöneticilerimiz tarafından takdir edilmesi beni ayrıca gururlandırıyor. Dekanlık görevi hepimizin bildiği gibi bir bayrak yarışıdır. Devraldığım bu bayrağı en iyi noktaya taşımaya gayret edeceğim. Bir Araştırma Üniversitesiyiz. Tıp Fakültemiz de bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edecektir. Sahip olduğumuz potansiyelin farkındayız. Bu gücü en iyi şekilde kullanmak için fakültenin tüm birimleriyle elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.


    Prof. Dr. Kaya: “Tecrübelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz”

    Dekanlık görevini devreden Prof. Dr. Ekrem Kaya da mesleki anlamda çıkabileceği en yüksek makamın kendisine nasip olması nedeniyle Allah’a şükrettiğini vurguladı. Dekan olarak 5 buçuk yılı geride bıraktığının altını çizen Prof. Dr. Kaya; “Bu süre zarfından görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret ettik. Devraldığımız bayrağı daha yükseklere taşımak için ben ve ekip arkadaşlarım ciddi emekler verdik. Dekanlık görevini bıraktığımız Prof. Dr. Funda Coşkun hocamızın da azmi sayesinde fakültemizi çok daha iyi yerlere getireceğine inanıyoruz. Hocamız ne zaman ihtiyaç duyarsa hiç çekinmeden görüşlerimize başvurabilir. Fakülte tarihimizdeki ilk kadın dekanımıza üstün başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu.
    Rektör Yardımcıları, Fakülte ve Hastane yöneticilerinin de kısa değerlendirmeler yaptığı program, gerçekleştirilen devir teslim töreninin ardından sonra erdi.

  • Mühendislik Fakültesi’nin akreditasyon başarısı

    Mühendislik Fakültesi’nin akreditasyon başarısı

    BUÜ Mühendislik Fakültesi’nde 2022-2023 Eğitim Öğretimi Bahar Dönemi için MÜDEK Değerlendirme Takımı’nın saha ziyaretleri ve incelemeleri tamamlandı. Kurum tarafından yapılan açıklamada Mühendislik Fakültesi’nin Makine Mühendisliği ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümlerinin normal ve ikinci öğretimlerinin akreditasyonları 30.09.2025 tarihine kadar 2 yıl daha uzatılırken, İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün normal öğretimi de aynı tarihe kadar 2 yıl süreyle ilk kez akredite edildi. Böylece BUÜ Mühendislik Fakültesi’nde akredite olan ve akreditasyonu devam eden bölüm sayısı altıya (6), program sayısı da sekize (8) yükseldi.


    Akredite olan lisans programlarının diplomaları MÜDEK tarafından üye olunan Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı (ENAEE – European Network for Accreditation of Engineering Education) ve Washington Accord anlaşması gereğince uluslararası geçerlilik özelliğini taşıyor.

    Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, alınan başarı üzerine Fakülte yönetimi ile çalışmada emeği bulunan tüm akademik ve idari personel ile öğrencileri tebrik etti. Rektör Yılmaz, MÜDEK Değerlendirme Takımı’na da katkılarından dolayı teşekkür etti.

  • Suriyeli öğrenci yüksekokulu birincilikle tamamladı

    Suriyeli öğrenci yüksekokulu birincilikle tamamladı

    80 öğrencinin kep atarak mezuniyet sevinci yaşadığı törende yüksekokul birincisi, Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve Mustafakemalpaşa’da Gıda Teknolojisi eğitimi alan Suriyeli kadın öğrenci Nour Alfrıekhe oldu. Yüksekokul birincisi olarak törende konuşma yapan evli ve bir çocuk annesi öğrenci, “Türkiye Cumhuriyeti, savaşın karanlık gölgesinden çıkmamıza yardımcı oldu. Bize sadece güvenli bir sığınak sağlamakla kalmadı, aynı zamanda eğitim hakkımızı da korudu. Bu ülkenin bize verdiği şansı asla unutmayacağım” diye konuştu.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu’nda 2022-2023 Akademik Yılı tamamlandı. 1992 yılından kurulan, iki yıl sonrada bağımsız müdürlük statüsü kazanan 31 yıllık yüksekokulun 29. dönem mezunları, düzenlenen törenle kep attı. 80 öğrencinin mezuniyet sevinci yaşadığı programda, Mustafakemalpaşa MYO’nun bu yılki birincisi Gıda Teknolojisi Bölümü’ndeki eğitimini 4,00 üzerinden 3,95 not ortalamasıyla bitiren Suriyeli öğrenci Nour Alfrıekhe oldu. Mezun olan öğrenciler adına yaptığı duygusal konuşmada hikâyesini paylaşan öğrenci, Suriye İç Savaşı’nın ilk yıllarında üniversite hayali kurarken bir dönüm noktası olan 2011 yılında evini kaybettiğini önce Lübnan’a 2015’te ise Türkiye’ye öğrenci olarak geldiğini kaydetti.

    Evi gözü önünde bombalandı

    “Bugün burada hayatımızın bu önemli anını kutlarken, sizlerle paylaşmak istediğim bir hikaye var” diyerek sözlerine başlayan Nour Alfrıekhe, şöyle konuştu:

    “Bu hikaye benim hikayem, Suriyeli bir öğrencinin hikayesi. Yaklaşık 12 yılın öncesinde öğrencilik hayatımı sıradan her öğrenci gibi memleketimde geçiriyordum. Eğitim hayatımda her zaman derece sahibi öğrenciler arasında yer alırdım ancak 2011 yılı benim için bir dönüm noktası oldu, artık tek derdimiz canımızı kurtarmaktı. Okula gitmek çok zorlayıcı ve tehlikeli hale gelmişti. Ben o sırada lise son sınıftaydım ve üniversiteye hazırlanıyordum. Çok büyük hayallerim vardı ta ki çocukluğumun en güzel hatıralarını geçirdiğim evimi kaybedene kadar. Evimin gözlerimin önünde yıkıldığını görmek gerçekten çok acı vericiydi. Evimin içinde bütün hatıralarım vardı: diplomalarım, onur belgelerim, çocukluk fotoğraflarım ve güzel hatıralarını artık toprakla bir olmuştu. Babamın iş yeri de, içindeki makinalar çalındıktan sonra yıkıldı. Malımızı, mülkümüzü kaybetmiştik, tek derdimiz canımızdı artık. Can güvenliğimiz için sürekli ilçeden ilçeye yer değiştirerek tankların, uçakların bombalamasından kaçıyorduk. Artık gerçekten yaşanılmayacak hale gelince Suriye’den çıkma kararını almak zorunda kaldık. İlk durağımız Lübnan’dı, ancak memleketimde devam ettiremediğim akademik eğitimimi devam ettirebileceğim şartlar bulunmuyordu ve iş imkanı bulamadık. Bir süre düşündükten sonra 2015’te Türkiye’ye gelme kararı aldık öğrenci olarak. Türkiye’ye gelmek karşılaştığımız zorlukları bilmemize rağmen benim ve benim gibi birçok Suriyeli öğrenci için büyük bir fırsattı.”

    “Türkiye bize kucak açtı”

    “Türk Cumhuriyeti bize kucak açtı” diyen Nour Alfrıekhe, “İşte o andan itibaren hayatımın yönü değişti, savaşın korku ve yıkım getirdiği yerden umuda ve yeni bir başlangıca adım attım. Türkiye’ye ilk geldiğimizde Türkçe bilmediğim için iletişim ile ilgili sıkıntılar yaşadım. Türkçe öğrenmek için çok çaba sarf ettim. Akademik eğitim alma isteği aklımdan hiçbir zaman çıkmadı bunun için Uludağ Üniversitesi’nde TÖMER Merkezinde C-2 seviyesine kadar o yıllarda tanıştığım nişanlım ile birlikte Türkçe akademik dil eğitimi aldık. Bu sırada evlendik, sorumluluklarımız arttığı halde eşimle birlikte akademik eğitim hayatına girme kararı aldık. İki yıl boyunca yabancı öğrenci sınavına hazırlandım. Sınav sonuçları açıklandığında tercih döneminden sonra Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Bölümü tarafından kabul edildim. Bu benim için bu kadar çaba, azim ve ısrardan sonra çok sevindirici bir haberdi. Yılın ilk dönemi benim için çok zorlayıcıydı ancak saygıdeğer hocalarımızın anlayışı sayesinde ve benim çabalarımın vesilesiyle büyük bir başarıyla bitirdim” ifadelerini kullandı.

    “Bu ülkenin verdiği şansı asla unutmayacağım”

    Okul yılları boyunca sadece akademik açıdan değil, aynı zamanda entegrasyon sürecinde de zorluklar yaşadığını fakat azim ve kararlılıkla ilerlediğini dile getiren Alfrıekhe, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

    “Başarılarımın altında, destekleyici öğretmenlerimiz ve okulumuzun bize sunduğu imkanlar yattı. Bugün burada, mezuniyetimizi kutlarken, kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu büyük başarıyı elde etmemde destek olan herkese minnettarım. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’ne savaşın karanlık gölgesinden çıkmamıza yardımcı oldukları için teşekkür etmek istiyorum. Bize sadece güvenli bir sığınak sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim hakkımızı da korudular. Bu ülkenin bize verdiği şansı asla unutmayacağım. Ayrıca, aileme de teşekkür etmek istiyorum. Baba ve anneme, her zaman yanımda oldukları ve desteklerini esirgemedikleri için minnettarım. Onlar, benim için her zaman en büyük güç ve ilham kaynağı oldular. Kardeşlerime ise bana destek olup, her zaman benim yanımda oldukları için teşekkür ediyorum. Son olarak, sevgili kocama, ailesine ve oğluma da teşekkür etmek istiyorum. Seninle tanıştığımdan beri, beni destekledin ve cesaret veren bir omuz oldun. Ailemizin büyümesiyle birlikte, hayatımıza bir meydan okuma daha geldi. Oğlumuz, hayatımıza neşe ve anlam katan en değerli hazine. Onun gülümsemesi, benim için her zaman en büyük motivasyon kaynağı oldu. Seninle birlikte, ona daha iyi bir gelecek sağlama hedefimiz her zaman var olacak. Bugün, mezuniyetimizin bu önemli gününde, bu kürsüde durarak sizlerle hikayemi paylaşmanın gururunu yaşıyorum. Sevgili arkadaşlarım, mezuniyetimiz kutlu olsun. Her şey gönlünüzce olsun. Yolumuz bilim ve vicdanımız ile aydınlansın. Bugün bir sayfayı kapatıp yerine satırlarını ışık, umut ve hâlâ ulaşmaya çalıştığımız çizeceğimiz yeni sayfa açıyoruz. Tekrardan herkese teşekkür ediyor ve esenlikler diliyorum.”

    Mezuniyet törenine katılanların ayakta alkışladığı Nour Alfrıekhe, başarı belgesi ve ödülünü Mustafakemalpaşa Kaymakamı Ahmet Altıntaş ve MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öz’ün elinden aldı.

  • Uludağ Üniversitesi’nden adalet sistemine yeni hukukçular

    Uludağ Üniversitesi’nden adalet sistemine yeni hukukçular

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı 12. Dönem Mezuniyet Töreni’ne BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Arif Bayrak, Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Bursa Barosu Genel Sekreteri Avukat Yener Poroy, akademisyenler, mezun olmaya hak kazanan öğrenciler ve aileleri katıldı.


    Genç ama seçkin bir fakülte

    Törende konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; Bursa Uludağ Üniversitesi yarım asra yaklaşan deneyimi ile Türkiye’deki üniversiteler arasında mümtaz bir yere sahiptir. Bu deneyim Bursa Uludağ Üniversitesi’ni Türkiye’nin 206 üniversitesi içerisinden “Araştırma Üniversitesi” unvanına sahip 23 üniversitenin olduğu seçkin bir lige dahil olmasını sağladı. Araştırma Üniversitesi ligi içerisinde olmak üniversitemizin diğer üniversitelerden pozitif yönde ayrışmasını sağlayan bir çok imkan sunuyor. Bu imkanlardan üniversitemiz için layıkıyla yararlanmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hukuk Fakültemiz genç yaşına rağmen son derece hızlı yol aldı ve ülkemizdeki Hukuk Fakülteleri arasında seçkin bir yerde konumlamayı başardı. Hukuk’un önemi malum. Bu anlamda güçlü bir akademisyen kadrosuna sahip Hukuk Fakültemizi desteklemeyi her zaman olduğu gibi sürdüreceğiz. Hayatları boyunca çocuklarına desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen kıymetli aileler başta olmak üzere “adalet” kavramını öğrencilerimize ilmek ilmek işleyen değerli hocalarımızı ve mezunlarımızı gönülden tebrik ediyorum” dedi.


    Temel kriterimiz adalettir

    Hukuk Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Zekeriyya Arı ise, “Aynı yollardan geçmiş birisi olarak her mezuniyet töreninin mutlulukla hüznün, buruklukla geleceğe olan umudun yan yana olduğu bir dönem olduğunu söyleyebilirim. Tarihte pandemi ve depremin getirdiği bu kadar zor badirelerin olduğu bir dönemde öğrencilik yaşayan pek az öğrenci vardır. Temel kriterimiz Adalettir. Adalet mülkün temeli olduğu gibi varlığın da temelidir. Sağlığın da, eğitimin de, ekonominin de temeli adalettir. Dolayısıyla adalet hayatımızın her alanındadır. Öğrencilik hayatları boyunca öğrencilerimize de bu kavramı aşılamaya gayret gösterdik. Sevgili mezunlarımıza öğrencilik hayatlarında başarılar diliyor, fakültemizin kuruluşundan bu yana emekleri büyük olan Prof.Dr. Doğan Şenyüz hocamız başta olmak üzere, akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum. Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kurulduğu günden bugüne kadar pek çok yatırımla desteklerini gördüğümüz Gemlik Belediyesi’ne şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından dereceye giren öğrencilere hediyeleri takdim edildi. Yaş kütüğüne plaket çakılması ve anı belgelerinin dağıtılmasının ardından öğrencilerin hep birlikte kep fırlatmasıyla birlikte tören sona erdi.