Etiket: bursa uludağ üniversitesi

  • Bursa’da profesöre saldırı

    Bursa’da profesöre saldırı

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli profesöre saldırıda bulunan iki hasta yakını gözaltına alındı.

    İddiaya göre, BUÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Biçer’i, bir yıl önce vefat eden hastasının yakınları evine giderken saldırdı.

    Olayın ardından iki zanlının, Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekiplerince gözaltına alındığı öğrenildi.

    İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Biçer’e yönelik saldırıyı üzülerek öğrendiğini bildirdi.

    Sağlığa ve sağlık veren ellere yönelik şiddeti nereden gelirse gelsin kabul edemeyeceklerini belirten Yavuzyılmaz, “Arkadaşlarımız canla başla, büyük bir fedakarlıkla mücadele ederken, hak etmedikleri bir muameleye maruz kalmaları kabul edilemez.” dedi.

  • BUÜ’lü öğrenci Dünya Üniversiteler Oyunları’nda Bursa’yı temsil edecek

    BUÜ’lü öğrenci Dünya Üniversiteler Oyunları’nda Bursa’yı temsil edecek

    Sakarya Üniversitesi ev sahipliğinde 27-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Türkiye Üniversitelerarası Wushu Şampiyonası’nda mücadele eden BUÜ Spor Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Nusret Kayhan Altunkaya, Sanda dalı 70Kg’da Üniversiteler Türkiye Şampiyonu olmayı başardı. Müsabakalardan galibiyetle ayrılan Altunkaya, sevincini antrenörleri ve arkadaşlarıyla doyasıya kutladı.


    Türkiye Şampiyonluğu sayesinde 20 Temmuz – 8 Ağustos tarihleri arasında Çin’in Sichuan kentinde düzenlenecek olan Dünya Üniversiteler Oyunları’na (FISU) katılma hakkı elde eden Nusret Kayhan Altunkaya, sağlam bir hazırlık dönemi geçireceğini ve şampiyonluk için sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. Türkiye’yi, Bursa’yı ve Bursa Uludağ Üniversitesi’ni en iyi şekilde temsil edeceğinin sözünü veren Altunkaya, kendisine her zaman destek veren ailesine, antrenörlerine ve arkadaşlarına teşekkür etti.

  • Genom düzenleme teknolojisi başarıyla uygulandı

    Genom düzenleme teknolojisi başarıyla uygulandı

    BUÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nde çalışan öğretim üyeleri Prof. Dr. Meryem İpek, Prof. Dr. Ahmet İpek, Doç. Dr. Asuman Cansev ve doktora öğrencisi Deniz Zahide Altınşeker Acun’dan oluşan proje ekibi, yeni nesil genom düzenleme teknolojisi olan CRISPR/Cas9 tekniğini üniversitede ilk kez uyguladı. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen FGA-2021-201 No’lu proje çerçevesinde önemli veriler elde edildi. Akademisyenler, bu yöntem sayesinde geliştirilen havuç genotipleri kullanılarak havuç yetiştiriciliğinde önemli bir sorun olan yabancı ot mücadelesinin daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yapılabileceğini açıkladı.

    Proje sonuçları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Meryem İpek, “Bugün tıp, gıda, veterinerlik, ziraat gibi birçok alanda başarılı ile uygulanabilen CRISPR/Cas9 teknolojisi genom bilgisi mevcut hemen her organizmada uygulanabiliyor. Bu genetik mühendisliği teknolojisinde genomda hedeflenen gende kontrollü mutasyonla susturma ya da söz konusu gende değişiklik yaparak istenilen özellikler organizmalarda elde edilebiliyor” dedi.


    Proje yürütücüsü Prof. Dr. İpek, bu yöntemi kullanarak asetolaktat sentez (ALS) geninin aktivitesini bozan herbisitlere (yabancı ot ilacı) karşı tolerans sağlayacak nokta mutasyonunu havuç genomunda yaptıklarını söyledi. İpek, “ALS enzimin gen bölgesini etkileyen herbisitler, bitkilerin ölmesine sebep oluyor. Havuç bitkisindeki ALS gen bölgesinde CRISPR/Cas9 teknolojisi kullanarak meydana getirmeyi başardığımız nokta mutasyonu ile elde ettiğimiz havuç bitkileri, klorsülforon içeren herbisitlere karşı tolerans kazandı. Bu yöntemle geliştirilen havuç genotipleri kullanılarak havuç yetiştiriciliğinde önemli bir sorun olan yabancı ot mücadelesi daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yapılabilecek’’ şeklinde konuştu.


    Prof. Dr. Meryem İpek, teknolojinin diğer bitkilere farklı agronomik özelliklerin kazandırılmasında da kullanılabileceğini ve bitki ıslahı çalışmalarında umut verici olduğunu vurguladı. Projede yer alan akademisyenler, CRISPR/Cas9 genom düzenleme teknolojisinin bitki ıslahı alanında BUÜ’de ilk kez uygulandığına işaret ederek, kendilerine katkı sunan BAP Komisyonu ve BAP Birimi’ne teşekkür etti.

  • Haydar Aliyev’in 100. doğum günü BUÜ’de konuşuldu

    Haydar Aliyev’in 100. doğum günü BUÜ’de konuşuldu

    Tek Millet İki Devlet ana başlığında Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye Azerbaycan eski Başbakanı, eski Dışişleri Bakanı ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakkalları Şurası Azerbaycan Başkanı Hasan Hasanov, Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu NarminaMustafayeva, BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali Mersin, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyen ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

    Programın açılış töreninde konuşan Azerbaycan Eski Başbakanı Hasan Hasanov, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in hayatı hakkında görüşlerini aktardı. Aliyev’in 3 farklı döneminden bahseden Hasan Hasanov; “Onun birinci devrinde de yardımcısı oldum, üçüncü devrinde de yardımcısı oldum. Moskova’da çalışırken de tez tez alakadar oldum. Size diyebilirim ki bu devirlerde değişmeyen tek bir şey vardı; O’nun değişmemesidir. Zaman değişiyordu, hakimiyet değişiyordu, dünya değişiyordu. Aliyev değişmiyordu. Moskova’da Gorbaçov ile tek başına mücadele ediyordu. Tüm etrafı Ermenistan taraftarlarıyla çevriliydi. En büyük cesaretle, akılla ve en uygun şekilde meselelere yaklaşıyordu. Neticede halk onu Milli Önder olarak adlandırdı ve bu şekilde değerlendirdi. Onun esas politikası, büyük ülkelere tabi olmak değildi. O, bütün meselelerde tek bir şey düşünürdü; bu mesele halkıma ne kazandırır? Her meselede bu konuyu düşünürdü” şeklinde konuştu.


    “Türkiye her zaman kardeşinin yanında oldu”

    Türk devletlerinin tarih boyunca birbiri ile dövüştüğünü vurgulayan Azerbaycan eski Başbakanı Hasanov; “Nihayet 20. Asırda anladılar ki bu boşunadır. Çünkü o asırda Türkiye Cumhuriyeti’nden başka Türk halkının devleti kalmadı. Diğerleri Rusya’nın eyaleti oldu ve bu halkların tek ümidi Türkiye olmuştu. Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiğinde yanında ilk olarak Türkiye yer aldı. Bakü, Ermenilerin elindeydi. Onu azat etmeye yardım eden Türkiye oldu. Nitekim o zamanki Azerbaycan ordusunun oluşturulmasında da Türkiye büyük yardımlarda bulundu. İlk Başbakanı Neriman Nerimanov’un ilk müracaatı Atatürk’e oldu. Atatürk, O’na gardaş dedi, O da Atatürk’e gardaş dedi. 1989 yılında başlayan hareketler sonucunda 1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığa doğru gitti. O zamanlarda da bugün de yanımızda her zaman Türkiye yer aldı. Türklerin bize sevgisine her zaman yakından şahit olduk. Telefon, televizyon kanalları, havayolları hep Türkiye sayesinde dünyaya açılabildi. Son olarak Karabağ’da da aynı durum meydana çıktı. Burası için bir savaşa girme ihtimali olduğunda Azerbaycan, Rusya’nın hangi tarafta duracağını kestiremiyordu. Ancak ne zamanki Recep Tayyip Erdoğan; “Gardaş, yanındayım” dedi. Rusya o zaman tarafsız kaldı. Zaferin en önemli faktörlerinden birisi bu önemli çıkıştır. Şimdi yeni bir tarih yazıyoruz. Nihayet 2021 yılında Türki Cumhuriyetlerin Devlet Başkanları, Türk Devlet Teşkilatlarını oluşturdu. Orada alınan kararları iyi incelemenizi rica ediyorum. Kararların ana teması, birlik ve beraberlik vurgusudur. Azerbaycan halkı, son gelişmeler çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e minnettardır” dedi.

    “Bir millet, iki devlet ve tek yumruk”

    Törende konuşan Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva ise Haydar Aliyev’in iktidara gelmesinin ardından Türk devletleriyle ilişkilerin farklı bir boyuta taşındığını vurguladı. Aliyev’in ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yaptığına işaret eden Mustafayeva; “Bu ziyarette 70 yıla yakın bir kopukluk olduğuna, ancak bu uzun süreye rağmen milletlerimiz arasında hiçbir kopukluğun yaşanmadığına vurgu yapıldı. Bizim milletimiz birbirine her zaman gönülden bağlıdır. Bugün çağdaş Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin mimarlarından olan Haydar Aliyev, iki devlet ve millet arasında gelinen seviyeyi görse herhalde çok büyük bir mutluluk duyardı. Çünkü artık tamamen başka bir aşamadayız. Dostuz, kardeşiz ve en önemlisi de sıkı birer müttefikiz. Bu durum da ülke yöneticilerinin yürüttüğü politikalardan ileri gelmektedir. Üç gün önce Cumhurbaşkanımız Sayın İlhan Aliyev TEKNOFEST’e katıldı. Orada Haydar Aliyev’in sözlerini tekrarladı: “Bir millet, iki devlet ve tek yumruk” dedi. Artık bu durumu böyle görüyoruz ve böyle devam ettireceğiz. Bu kardeşliği en yakın zamanda Ermenistan ile yapılan savaşta gördük” açıklamasında bulundu.

    En fazla misafir öğrenci Azerbaycan’dan

    BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün de konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı ve Haydar Aliyev’in 100. Doğum günü vesilesiyle gerçekleştirilen kongreye ev sahipliği yapmaktan ötürü büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. Üniversitede en fazla misafir öğrencinin Azerbaycan’dan geldiğini açıklayan Rektör Yardımcısı Doğangün; “İnşaat Mühendisliği’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Bölümümüzde 45 farklı ülkenin bayrağı var. Hepsi giriş kısmında ayrılan bölmede standart şekilde sergilenir. Orada ülkemizin ve Azerbaycan’ın bayrağının yeri istisna olarak üst kısımda durur ve standartlardan daha büyük bayraklardır. Kardeş ülkemizin bayrağını özel tutuyor ve ona karşı her zaman farklı bir saygıyla bakıyoruz. Şahsi olarak da Azerbaycan halkını ayrıca seviyoruz. Yurt dışı görevlerimizde de farklı ülkelerde Azerbaycan Türkü kardeşlerimizle karşılaştığımızda bize olan sevgilerini gözümüzle görüyoruz. Bu yakınlığın ilelebet bozulmamasını diliyorum” diye konuştu.

    “Kardeşliğimiz güçlenerek devam etsin”

    Programa katılan Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali Mersin, Haydar Aliyev’in iki ülke arasındaki bağları güçlü tutmaya çalışan son derece kıymetli bir devlet adamı olduğunu söyledi. Günümüzdeki dostluk ve dayanışmanın temelinde Aliyev’in bu vizyonunun yattığına işaret eden Bakan Vekili Mersin; “Türkiye ve Azerbaycan, bugün iki devlet, tek millet ve ortak ruh ile birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu vesile ile Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yılını kutluyor, kendisini saygı ve şükranla anıyorum. Ayrıca iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşliğin daha da güçlenerek devam etmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

    Etkinliğin açılış konuşmasını Azerbaycan Türkçesi ile yapan Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi de düzenlenecek kongrede emeği bulunan ve katkı koyan tüm akademisyenlere teşekkür etti. Dekan Çiftçi, ülkeler arasındaki akademik ilişkilerin zaman içerisinde çok daha gelişeceğine inandığını sözlerine ekledi. Program Düzenleme Başkanlığı görevini üstlenen BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir Çüçen ile Prof. Dr. KhatireGuliyeva da kısa birer açılış konuşması gerçekleştirdi.

    3 farklı oturumda konuşuldu

    Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Haydar Aliyev’in Doğumunun 100. Yılı Kongresi çerçevesinde 3 farklı oturum düzenlendi. Başkanlığını Prof. Dr. A. Kadir Çüçen’in yaptığı ilk oturumda Prof. Dr. A. Kadir Çüçen: Cumhuriyetimizin Arkasındaki Aydınlanma Felsefesi, Prof. Dr. KhatireGuliyeva: Azerbaycan – Türkiye. “Bir Millet İki Devlet”in Yenilmezlik Felsefesinin Siyasi ve Tarihi Esasları, Prof. Dr. Saime Yüceer: Türkiye Azerbaycan Kardeşliğine Bir Örnek: Bakü’nün İşgalden Kurtarılışı, Prof. Dr. Havva Memmedova: Azerbaycan’ı Dünyaya Tanıtan Dahi Lider Haydar Aliyev ve Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan: Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Dünyası konulu sunumlar gerçekleştirdi.

    İkinci oturumun başkanlığını ise Doç. Dr. Huseynİbrahimov üstlendi. Oturumda Doç. Dr. YeganeMammadova: Ulu Önder Haydar Aliyev’in Kadın Hakları Politikası, Prof. Dr. EyyubKerimov: Haydar Aliyev ve Azerbaycanlılığın İdeolojisi, Doç. Dr. Faik Elekberov: Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda Azerbaycan Türklerinin Yeri ve Rolü, Dr. Gökçe Süzgün Işık: Atatürkçü Düşünce Ve Haydar Aliyev’ in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Konuşmaları başlıklı sunumlar yaptı.

    Dr. Bünyamin Seyidov ‘un başkanlık ettiği son oturumda ise Prof. Dr. Kerime Üstünova: Cumhuriyetin 100. Yılında Türkçe, Doç. Dr. Mine Ersevinç: Milli Mücadele ve Erken Cumhuriyet Dönemlerinde TBMM-Azerbaycan İlişkileri, Prof. Dr. SevincAbbasova: Ulu Önder Haydar Aliyev ve Azerbaycan Kadınlarının Toplumdaki Rolünün Genişletilmesi Stratejisi sunumları yapıldı.
    Program kapanış değerlendirmesinin ardından sonra erdi.

  • Üniversite tarihinin en büyük projesinde imzalar atıldı

    Üniversite tarihinin en büyük projesinde imzalar atıldı

    Yükseköğretim kurumları araştırma altyapılarının, AR-GE, tasarım merkezleri ve kamu AR-GE birimleri ile iş birliği yaparak ihtisaslaşması ve mükemmeliyet merkezi haline gelerek geliştirdikleri ürün ve teknolojileri özel sektöre transfer edebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulan TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı devam ediyor.

    Programda yeni patentler çıkması, yerli ve milli ürünler geliştirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası platformlarda rekabet gücünün artırılması amacıyla “TÜBİTAK 1004 Programı-Yüksek Teknoloji Platformları” çağrısına çıkılmıştı.Programın ikinci çağrısında desteklenen 12 platform, TEKNOFEST çerçevesinde düzenlenen TÜBİTAK 1004 Programı Yüksek Teknoloji Platformları Deneyim Paylaşım ve Tanıtım Töreni’nde açıklandı.

    Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK’ın Türkiye’nin milli araştırma kurumu olarak omzunda en fazla yük olan kurumlar arasında yer aldığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:”Bugün bir araya gelmemize vesile olan 1004 Programı da ülkemizin yüksek teknoloji üretimini artıracak TÜBİTAK’ın etkin destek programlarından bir tanesi. 1004 Programı ile kamu, sanayi ve akademiden paydaşları bir araya getirip aynı hedefler istikametinde iş birliği yapmalarını teşvik ediyor, onlara öncülük etmeye çalışıyoruz. Yüksek teknoloji içeren ithal ürünler yerine uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek yerli ürünlerin teknoloji platformları aracılığıyla geliştirilmesini sağlıyoruz. Böylelikle araştırma altyapılarımızın ihtisaslaşmasını ve birer mükemmeliyet merkezine dönüşmelerini istiyoruz. Halihazırda kamu, özel sektör ve üniversite AR-GE merkezlerini bir araya getirdiğimiz yüksek teknoloji ve sanayi yenilik ağları platformlarına 1,5 milyar liraya yakın kaynak aktaracağız.”
    Bakan Varank, bu programların kendine özgü yanları, Türkiye’de ilk defa başlattıkları yönleri bulunduğunu, birlikte geliştirme ve başarma yaklaşımıyla kamu, özel sektör ve üniversite AR-GE merkezlerinin bir araya gelmesini istediklerini ifade etti.Varank, TÜBİTAK 1004 Programında 2021’de açtıkları çağrıda 12 platformun desteklenmesine karar verdiklerini belirterek, “1.279 araştırmacı ve 111 bursiyeri bu çerçevede destekleyeceğiz. 12 platformumuz döngüsel ekonomi, akıllı şehirler, elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri, nanoteknoloji, gıda arzı güvenliği, sürdürülebilir tarım teknolojileri, nöroteknoloji gibi araştırma alanlarında faaliyetler yürütecek.” dedi.


    “Elde ettiğimiz sonuçlar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türkiye’nin lokomotif sanayi kuruluşlarının, en yetkin akademik kurumlarının ve en seçkin araştırmacılarının iş birliği yapmalarını ve odaklanarak ihtisaslaşmalarını istediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:”Bu uzmanlıkta geliştirdikleri ürün veya teknolojiyi mutlaka ve mutlaka ticari şekilde özel sektöre transfer etmelerini istiyoruz. Burada kamu, sanayi ve akademik paydaşlar bir araya geldiği için birbirinden bağımsız yürüyen aynı işlerin de önüne geçmiş oluyoruz. Yani kamu kaynaklarının aynı işlerde farklı yerlerde harcanmasının da önüne geçmiş oluyoruz. Programda geliştirilen ana ürünlerin, yani platformların yanında birtakım ara teknolojilerin üretilmesi de bizim açımızdan önem arz ediyor. Geliştirilen yerli ve milli ürünlerin yanı sıra desteklenen araştırmacı ve kursiyerler sayesinde yüksek teknoloji alanlarında çalışacak insan kaynağımızın da kapasitesini artırmış oluyoruz.”

    Varank, TÜBİTAK 1004 Programı çerçevesinde bugüne kadar iki çağrıya çıktıklarını ve 2018’deki ilk çağrıda toplam 8 platformun desteklenmesine karar verdiklerini hatırlatarak, “Desteklenen 8 platform çatısı altında 14 üniversite, 19 özel kuruluş, 2 kamu AR-GE enstitüsü ve 4 AR-GE ve tasarım merkezi olmak üzere 39 kuruluş yer alıyor. Bu platformlarda 984 araştırmacıyı, 536 bursiyeri destekliyoruz. Çalışma alanlarının içerisinde kanserde hedefe özgü ilaçlar, yüksek verimli silisyum tabanlı güneş hücresi üretimi, nano malzemeler, hücresel tedavi ürünleri ve klinik uygulamalar gibi geleceğin teknolojileri var. Henüz proje destek sürelerinin yarısı tamamlanan bu platformlarımız, geliştirmeye başladıkları ürün ve teknolojilerle doğru yolda olduğumuzu aslında şimdiden bize gösterdi.” ifadelerini kullandı.


    Program çerçevesinde bin 279 araştırmacı ve 111 bursiyer desteklenecek

    Mustafa Varank, 2021’de açtıkları çağrıda 12 platformun desteklenmesine karar verdiklerini belirterek, burada üniversitelerden, özel sektörden, kamudan, AR-GE ve tasarım merkezlerinden oluşan 77 kurum ve kuruluşun görev alacağını bildirdi.

    Programında bin 279 araştırmacı ve 111 bursiyeri destekleyeceklerini aktaran Varank, şu bilgileri verdi:”12 platformumuz döngüsel ekonomi, akıllı şehirler, elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri, nanoteknoloji, gıda arzı güvenliği, sürdürülebilir tarım teknolojileri, nöroteknoloji gibi araştırma alanlarında faaliyetler yürütecek. Şüphesiz Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarının oluşturduğu bu platformlar, Türkiye’nin ihtiyacı olan teknolojilerin karşılanmasında başrolü oynayacaklar. Bu vesileyle Türkiye Yüzyılı’nda itici güç olacak yüksek teknoloji ürünlerinin rol oynayan tüm paydaşlarımızı tekrar yürekten tebrik ediyorum.”

    Mustafa Varank, araştırmacı insan kaynağına yönelik önemli bir müjdeyi kamuoyu ile paylaşmak istediğini ifade ederek, “Halihazırda bir kurumda çalışmadan bizden burs alan doktora ve doktora sonrası araştırmacılarla karşılaştığımızda sürekli bizlere söylediği bir sorun vardı; ‘Sayın Bakanım, biz sizden burs alıyoruz, ciddi manada çalışmalar yapıyoruz ama bizim sigortamız başlamıyor. Buna bir çözüm bulur musunuz?’ dediler. Biz de arkadaşlarımızla oturduk, bir çözüm geliştirdik. Fiili olarak bir yerden maaş almadan sadece bizim verdiğimiz burslarla geçinen araştırmacılarımızın isteğe bağlı yaptıracakları sigortalarının bedelinin yüzde 50’sini bundan sonra TÜBİTAK olarak biz ödeyeceğiz. Bu sayede arkadaşlarımız emekli olma yolunda biraz kendileri katkı verecek, biz de katkı vereceğiz. Böylece hep o bizden talep ettikleri emeklilik süreçleri başlamış olacak” şeklinde konuştu.
    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da TÜBİTAK 1004 Programı’nı, Türkiye’deki ekosistemin dönüşümü için önemli bir fırsat olarak gördüğünü söyledi.Mandal, bu programın Türkiye’nin ihtiyacı olan yüksek teknoloji alanlarında açıldığını belirterek, “1004 Programı’nı yürütürken TÜBİTAK’ın diğer destek programlarıyla da bir aile oluşturmaya çalışıyoruz. O yüzden ekosistemi değiştirirken bunun da çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz” dedi.


    Desteklenecek 12 platform açıklandı

    TÜBİTAK 1004 Programı çerçevesinde desteklenecek 12 yüksek teknoloji platformu şöyle: “Bursa Uludağ Üniversitesi (BATEG)/Elektrikli Taşıtlar İçin Batarya Teknolojileri Araştırma ve Geliştirme Platformu. İTÜ/Çevreye Uyumlu Sürdürülebilir İleri Araç Teknolojileri Platformu. Erciyes Üniversitesi (S-ATP)/Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu. Ankara Üniversitesi/Tr.Aqua: Gıda Arzı Güvenliği Çerçevesinde Su Ürünlerinde Yenilikçi ve Sürdürülebilir Uygulamalar Platformu. SUNUM (LignoNano)/Sürdürülebilir Döngüsel Ekonomi İçin Katma Değerli İleri Nanoteknolojik Malzemeler ve Sistemler Platformu. ODTÜ MEMS- Maestro/Mikro Medikal Teknolojiler Platformu. Hacettepe Üniversitesi/Sağlıklı Yaşam İçin Yeni Nesil Biyomalzeme Teknolojileri Araştırma Ağı Platformu. İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi/Nöron Hasarına Yol Açan Hastalıkların Tanı, Tedavi ve İzlemine Yönelik Biyobelirteç ve İleri Teknolojik Uyarı Sistemlerinin Geliştirilmesi Platformu. Boğaziçi Üniversitesi/İnsan Fonksiyonunu Tehdit Eden Zorluklara Karşı Nöroteknolojik Çözümler Platformu. İBG/Korunma ve Tedavi Ulusal Platformu. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (Kuantay )/Kuantum Çağlayan Lazerler, Cihazlar ve Uygulamaları Platformu. ODTÜ (SÜİT)/Sürdürülebilir Kentler İçin İleri Teknolojiler Platformu.”

    İşbirliği protokolü imzaladı

    Üniversite tarihinin en geniş projesini imzalamak üzere İstanbul’daki programa katılan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın bulunduğu sahneye çıktı. Rektör Kılavuz, hazırlanan sözleşme protokolüne TÜBİTAK Başkanı Mandal ile birlikte imza attı. Ardından sahneye proje yürütücü kuruluş temsilcileri Coşkunöz Metal Form Makine, Coşkunöz Kalıp Makine A.Ş.,Asaş Alüminyum, TÜBİTAK RUTE, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf SarınayÜniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan çağırıldı. Proje ekibi, toplu fotoğraf çekiminin ardından coşkulu alkışlarla sahneden indi.

  • BUÜ’nün 11 takımı TEKNOFEST finallerinde

    BUÜ’nün 11 takımı TEKNOFEST finallerinde

    TEKNOFEST’te final haftası başladı. 28-30 Nisan tarihleri arasında Atatürk Havaalanı’nda gerçekleştirilecek organizasyonda finale adını yazdıran takımlar, en iyiler arasına girebilmek için mücadele edecek. Çeşitli kategorilerde ve farklı seviyelerde yarışan binlerce takım arasından en iyiler finallere kalmayı başardı. İlk başvurularda ülke çapında en yüksek katılımı gösteren BUÜ, finallerde de 11 takım ile boy gösterecek. Dereceye girenler 1 Mayıs’ta yapılacak törende ödüllerini alacak.

    8 FARKLI KATEGORİDE YARIŞACAKLAR

    TEKNOFEST yönetimi tarafından önceki gün açıklanan finalistler listesinde BUÜ’nün 11 takımı bulunuyor. 8 farklı kategoride mücadele edecek takımlar, en iyi olabilmek için hünerlerini sergileyecek. BUÜ’den ULUDAG_ENG511, ARGENOTYPE, CHEMOtearPY, Genom Muhafızları: SLIT-3, Merih Space, YZT | TALOS, YZT | BIOTOLIA, Baykoca Sîna, Baykoca SEHA, LUNAR ve UET-Elektromobil Takımı finallerde yer alacak.
    BUÜ takımları; Akıllı Ulaşım Yarışması, Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması, Model Uydu Yarışması, Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması, Hazır Araç Kategorisi, Sağlıkta Yapay Zeka Yarışması, Uçan Araba Yarışması, Uluslararası İHA Yarışması ve Uluslararası Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışları Elektromobil Kategorisi’nde boy gösterecek.


    “ÖĞRENCİLERİN İÇİNDE YATAN TEKNOLOJİ, BULUŞ VE PROJE AŞKINI GÖRÜYORUZ”

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Üniversite olarak son iki yıl içerisinde önemli bir mesafe kat ettiklerini kaydetti. Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişiminde TEKNOFEST’in kıymetli bir yeri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Ülkemizin sadece son 10-15 yıldır devam eden yerli ve milli teknoloji anlayışı sayesinde nerelere geldiği tüm dünyanın malumudur. Bu hedefler doğrultusunda atılan adımlar ve ortaya koyulan vizyonun Türkiye’ye kazandırdığı saygınlık hepimizin gurur kaynağı olmuştur. Bu çalışmaların bir ayağı da TEKNOFEST’te ortaya konulan zihniyettir.

    Öğrencilerimizin içinde yatan teknoloji, buluş ve proje aşkını görüyoruz. Onların bu isteğine destek vermek, en azından çalışma ortamlarını oluşturmak adına çeşitli çalışmalar yaptık. Laboratuvarlarımızı ve oluşturduğumuz atölyeleri kullanımlarına sunduk. İş dünyasından destek verebilecek firmalar ile takımlarımızı bir araya getirdik. Maddi ve manevi ihtiyaçların giderilmesine vesile olduk. Tüm bu girişimler sayesinde önceki yıl başvuru ve yarışlarda son derece önemli seviyelere geldik. Bu yıl Türkiye’nin en fazla başvuru yapan Üniversiteleri arasında ilk sıralarda yer aldık. İnşallah yarışlarda da hepimizi tatmin edecek dereceler elde edeceğiz. Bizlere destek veren tüm paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyor, öğrencilerimize de başarılar diliyorum” açıklamasında bulundu.

  • BUÜ Akıllı Mühendislik Sistemleri Laboratuvarı

    BUÜ Akıllı Mühendislik Sistemleri Laboratuvarı

    Havacılık ve uzay sanayinin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla TUSAŞ ve YÖK arasında yükseköğretim alanında imzalanan işbirliği protokolü neticesinde 23 Araştırma Üniversitesi’nde de kurulması ve her birinin farklı alanlarda çalıştırılması hedeflenen laboratuvarlar hizmete girmeye başladı. Araştırma Üniversiteleri arasında yer alan BUÜ için de Akıllı Mühendislik Sistemleri Laboratuvarı kurulması kararlaştırıldı. Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği bünyesinde oluşturulan laboratuvarın tüm altyapı hazırlıkları tamamlandı. Kısa süre içinde hizmete açılacak olan laboratuvardan lisans ve lisansüstü öğrencileri bitirme ödevi projeleri için yararlanabilecek. Başarılı gençler ise TUSAŞ bünyesinde sürdürülen istihdam edilebilecek.


    Altyapı hazırlıkları tamamlanan laboratuvarı ziyaret eden BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, araştırma üniversitelerinin bu tarz laboratuvarlara fazlasıyla ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Akademik ve bilimsel gelişmenin yolunun nitelikli eğitimden geçtiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Üniversitemizdeki laboratuvar sayısının arttırılması, akademisyenlerimizin, araştırmacılarımızın ve öğrencilerimizin bu mekânlardan daha fazla yararlanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu güne kadar üniversitemiz genelinde ve mühendislik fakültemiz özelinde yeni laboratuvarlar kurduk. Bir hayırseverimizin desteğiyle de son derece modern yeni bir İleri Teknoloji Laboratuvarı yapıyoruz. Yakın zamanda onu da hizmete açacağız. YÖK Başkanlığımız ve TUSAŞ’ın destekleriyle oluşturulan Akıllı Mühendislik Sistemleri Laboratuvarı ise bu yöndeki faaliyetlerimizi daha da güçlü kılacak. Katkı veren herkese gönülden teşekkür ediyor, laboratuvarımızın Üniversitemize, akademisyenlerimize, araştırmacılarımıza ve tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


    Projelere katkı sağlayacak

    Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu ise eğitim-öğretim çalışmalarına katkı koyacak özel bir alana sahip olacaklarını söyledi. Dekan Etemoğlu, belirlenecek alanlarda proje yapan öğrencilerin kurulacak laboratuvardan faydalanabileceğini açıkladı. Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Karpat da YÖK ve TUSAŞ desteğiyle kurulan laboratuvara ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade etti.
    Ziyarette çok sayıda akademisyen, araştırmacı ve öğrenci de hazır bulundu.

  • En iyi akademisyenler başarı sırlarını paylaştı

    En iyi akademisyenler başarı sırlarını paylaştı

    BUÜ’nün WOS Tam Makale sıralamasında en fazla yayın yapan akademisyenleri açıklandı. Üniversitenin 2022 yılı en fazla tam makale ve diğer makale yayını yapan akademisyenleri toplam 146 Tam Makale katkısında bulundu. Mühendislik Fakültesi’nden 5, Tıp Fakültesi’nden 4 akademisyenin bulunduğu listede Fen-Edebiyat Fakültesi’nden de 1 akademisyen yer aldı.

    İlk 3 sıra Mühendislik Fakültesi’nden

    WOS 2022 Yılı Başarılı Akademisyenler Listesi sıralamasında 2021 yılında olduğu gibi yeniden Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız ilk sırada yer almayı başardı. Toplam WOS puanı 23, tam makale puanı ise 22 olan Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız bir kez daha liste başı oldu. İkinci sırasında ise toplam WOS puanı 18 ve tam makale puanları 18 Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı yer aldı. Bu yıl listenin 3’üncü sırasında genç bir akademisyen kendisine yer buldu. Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışan Büşra Uzun, toplam WOS ve tam makale puanlarında 17’ye ulaşarak, listede 3’üncü olmayı başardı.

    Toplam WOS ve tam makale puanları sıralamayı belirledi

    Sıralamada Fen-Edebiyat Fakültesi’nden yer alan tek akademisyen ise Matematik Bölümü’nde çalışan Dr. Öğr. Ü. Arzu Akbulut da 4’üncü oldu. Akbulut, toplam WOS ve tam makalede 15’er puan aldı. Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Mardani 5’inci sırada kendisine yer buldu. Doç. Dr. Ali Mardani, toplam WOS’da 18, tam makalede ise 14 puana ulaştı. Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şehime Gülsün Temel, listede ilk 6 içinde yer aldı. Temel’in toplam WOS puanı 17, tam makale puanı ise 13 oldu. Sıralamadaki bir diğer Tıp Fakültesi akademisyeni ise Doç. Dr. Serkan Turan oldu. Dahili Tıp Bilimleri Öğretim Üyesi olan Turan’ın toplam WOS puanı 14, tam makale puanı ise 13’e ulaştı. Bir üst sıradaki akademisyen gibi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri’nde görev yapan Prof. Dr. Emin Halis Akalın ise listedeki en başarılı 8’inci akademisyen oldu. Akalın, toplam WOS ve tam makale puanlarında 13’e ulaştı.

    Sıralamada 9’unculuğu Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güven Özkaya aldı. Temel Tıp Bilimleri’nde görev yapan akademisyen Özkaya’nın toplam WOS puanı 13, tam makale puanı ise 12 olarak açıklandı. Listenin 10’uncu sırasında da Mühendislik Fakültesi’nden Doç. Dr. Betül Sultan Yıldız yer aldı. Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Yıldız’ın toplam WOS ve tam makale puanları 11 oldu.

    Başarıya ulaşmanın yollarını anlattılar

    Yaptıkları yayınlar ile Bursa Uludağ Üniversitesi’nin ve Türkiye’nin bilimsel gelişimine katkı sunan akademisyenler, kendileriyle gerçekleştirilen röportajda başarıya ulaşmanın yollarını anlattı. Akademik kariyerlerinden başlayarak, odaklandıkları proje içeriklerine kadar tüm süreçleri paylaşan bilim insanları, röportajda genç akademisyenlere de tavsiyelerde bulundu.

    Liste hakkında görüşlerini bildiren Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise; “Dereceye giren akademisyenlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Her birinin başarıları daim olsun. Genç araştırmacılarımızın da bu hocalarını örnek almaları ve bilim yolunda akademik çalışmalara ağırlık vererek yürümelerini temenni ediyorum” açıklamasında bulundu.

  • Kadın mühendis adaylarına pozitif destek

    Kadın mühendis adaylarına pozitif destek

    BUÜ ile BUMKAD eğitimin desteklenmesi ve öğrencilerin kişisel gelişimlerine katkı verilmesi amacıyla işbirliği yapacak. Kurumlar arasında özel olarak hayata geçirilecek işbirliği protokolüne BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve BUMKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk imza attı. Protokol sayesinde lisans ve yüksek lisans eğitimi alan öğrencilere staj, bitirme projeleri, seminer ve teknik geziler konusunda katkı sunulacak. Ayrıca mühendislik fakültesinde okuyan kadın öğrencilere dernek üyeleri tarafından mentörlük desteği verilecek.

    Öğrenci dostu üniversite

    İmza töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Türkiye’nin en kalabalık öğrenci nüfusuna sahip üniversitesi olduklarına işaret etti. Öğrencilerin her durumda en iyi şekilde eğitimlerini alabilmeleri için tüm imkanları seferber ettiklerinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Göreve geldiğimiz ilk günlerde ‘Öğrenci Dostu Üniversite’ anlayışıyla hareket edeceğimizi vurgulamıştık. Bu da çok sayıda projeye imza attık. Yenilikçi ve öğrencilerin eğitim hayatlarını kolaylaştıracak hizmetleri hayata geçirdik. Sadece eğitimin niteliğini değil, sosyal yaşamlarını geliştirecek yatırımlara da odaklandık. Her yıl yaptığımız memnuniyet anketlerinde oranların iyi anlamda yükseldiğine şahit oluyoruz. Öğrencilerimiz için daha iyisini yapmaya, onların talepleri nedeniyle projeler üretmeye devam ediyoruz. Bu işbirliği protokolü de lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz ve mühendislik fakültesindeki kadın öğrencilerimiz için son derece değerli. Kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlayacak bir ortaklık olacak. Hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


    Gençler iş hayatına hazırlanacak

    BUMKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk de öğrencilerin nitelikli eğitim almaları, iş hayatına daha hazır bir şekilde mezun olmaları için katkı sağlamaya gayret ettiklerini söyledi. Dernek kuruluş amacı nedeniyle özellikle mühendislik fakültesinde eğitim alan kadın öğrencilerin gelişimi adına proje ürettiklerini aktaran Başkan Ülfet Öztürk, üniversite ile yapılacak işbirliği sayesinde çok sayıda öğrencinin hayatına dokunabilecekleri için mutlu olduklarını ifade etti.

    Programda BUÜ İnegöl Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Ömeroğulları Başyiğit ve BUMKAD Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.

  • Isı dönüşüm projeleri tasarruf sağladı

    Isı dönüşüm projeleri tasarruf sağladı

    BUÜ Yönetimi tarafından göreve atandıkları 2019 yılının hemen ardından başlatılan enerji maliyetlerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar nihai sonuçlar vermeye başladı. Hazırlanan projelerin 2020 yılında uygulamaya konulmasının ardından Üniversite bünyesindeki 14 farklı binada ısı dönüşümüne yönelik yatırımlar yapıldı. 2023 yılında tamamının bitirilmesiyle birlikte üniversite bütçesindeki tasarruf oranları da netleşmiş oldu. Hesaplamalara göre bir önceki yıla göre ortalama 4 milyon TL’ye varan enerji tasarrufu sağlandığı tespit edildi.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile BUÜ Hastanesi’nde dönüşümü tamamlanan ısı merkezine inceleme ziyaretinde bulundu. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Rıdvan Ali ve yöneticilerin de eşlik ettiği ziyarette, merkezde yapılan yenileme çalışmaları ve faaliyetler hakkında bilgi verildi. Tamamlanan ve yeniden hizmete açılan ısı merkezinde açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, başlatılan enerji ve ısı tasarrufu çalışmalarında BUÜ Görükle kampüsünde yer alan Üniversite Hastanesi, Temel Tıp Bilimleri, Deney Hayvanları, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlık Binası, Fen Edebiyat Fakültesi E Blok, Fen Edebiyat Fakültesi F-G Blok, Mennan Pasinli Atçılık Meslek Yüksekokulu Binası, Ziraat Fakültesi A-B Blok, Ziraat Fakültesi C Blok, Ziraat Fakültesi D Blok, Basımevi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu C Blok, Büyükorhan Meslek Yüksekokulu ve Anaokulu binalarında ısıtma sistemlerinin dönüşümlerinin tamamlandığı bilgisini paylaştı.


    “Daha iyisi varken, kolaya kaçmıyoruz”

    Dönüşüm çalışmalarını yapan teknik personele teşekkür eden BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Isınma giderlerimizde yüzde 30 tasarruf sağlamak üzere 35 yılı aşkın süre önce yapılmış ısı merkezini kapatmak ve binalarda lokal ısıtma sistemlerini kurmak niyetindeydik. Bu maksatla yalnız hastanemize yaptığımız yatırımda 2 yıldan daha kısa bir sürede bunun geri dönüşünü alacağız. Elimizde imkânlar varken daha ucuza daha mükemmelini yapmak varken işin kolayına kaçmıyoruz. Yavaş yavaş tasarruf bilincini yerleştirmemiz lazım. Türkiye şu anda enerjiyi dışarıdan tedarik eden bir ülke. 15 milyon 500 bin metrekare kampüs alanımız var. Her noktada iktisada riayet etmemiz gerekiyor” dedi.

    Hedef yüzde 30 tasarruf

    Konuyu bizzat takip eden ve çalışmaların sorumluluğunu üstlenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün ise; “Verimleri gittikçe düşen ısıtma sistemlerini ve ekipmanlarını daha verimlileri ile değiştirerek enerji tasarrufu sağlamaya odaklandık. Bu çerçevede üniversitemize ait 14 binada ısıtma sistemleri ve kazan dairelerinde renovasyon projeleri gerçekleştirdik. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak doğalgaz tüketimini toplamda yüzde 30 azaltmayı hedeflemiştik. Mevcut projelerin tüketime etkilerini gördükçe bu oranın daha da yükseleceğini düşünüyoruz. Sadece Görükle kampüsünde geçtiğimiz yıl 48 milyon TL’yi geçen doğalgaz tüketim bedeli faturalarımıza yansıdı. Bu yıl ise aylık ortalama 4 milyon TL’yi bulan tasarruf oranlarına ulaştık. Kaynak buldukça geri dönüş süresi az olanlardan başlayarak dönüşümleri yapmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.