Etiket: bursa veteriner hekimler odası

  • BVHO’dan üniversite adaylarına özel yayın

    BVHO’dan üniversite adaylarına özel yayın

    Heyecanlı bekleyiş ÖSYM’nin Yükseköğretim Kurumları Sınav Sonuçlarını açıklaması ile sona erdi. Milyonlarca öğrenci, sınav sonuçlarına göre hangi üniversite ve bölümde okuyacağına karar verip tercihte bulunacak. Hayatları için önemli bir karar verme aşamasındaki üniversite adayları tercih işlemlerini 27 Temmuz ile 8 Ağustos tarihleri arasında yapabilecek.

    Karar verme aşamasındaki üniversite adayları, tercih yaparken farklı duygular yaşıyor. YKS tercih ve kontenjanları kılavuzu üzerinden üniversite tercihlerini yapacak olan adaylar gerçek, müşahhas ve yaşanmış deneyimlere ihtiyaç duyuyor. Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO), üniversite adaylarına karar verme sürecinde destek olmak amacıyla bir podcast yayını hazırladı.

    “Veteriner Hekimliği Tercih Ederken Nelere Dikkat Edilmeli” başlığı ile yayınlanan podcaste Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden yeni mezun olan Barış Öz, Fahri Akbaş ve halen aynı üniversitede öğrenci olan Şirin Filiz katıldı. Hem yeni mezun hem de öğrenci gözü ile deneyimlerini paylaşan katılımcılar sadece veteriner hekimlik için değil, genel olarak üniversite seçiminde bulunurken nelere dikkat edilmesi gerektiğine ilişkin deneyimlerini de paylaştılar.

    Veteriner hekimler adaylara, iyi bir araştırma yapmalarını ve seçmeyi düşündükleri mesleği icra eden kişilerin deneyimlerinden faydalanmalarını tavsiye ettiler. Şirin Filiz, Barış Öz ve Fahri Akbaş, “Adaylar seçimlerini hangi kriterlere göre yapmalı”, “Veteriner Fakültesi’nin olmazsa olmazları neler”, “Bir üniversitenin yurt dışından denklik akreditasyonu olması öğrencilere ne kazandırır”, “Kimler veteriner hekim olabilir”, “Öğrenciyken hangi farkındalıkları edinmek nitelikli bir veteriner hekimliğin kapısını açar?”, “Veteriner Hekimlerin gelir durumları” sorularını içtenlikle yanıtladı.

  • Süt Günü’nü Sütsüz Karşılayabiliriz

    Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın basın açıklamasında Dünya Süt Günü’nün “gezegen için iyi olan senin için de iyi’’ teması ile işlendiğine vurgu yapılarak süt ürünleri üretiminde çevresel ayak izini azaltırken, besleyici gıda sağlamak ve geçim kaynakları yaratmaya devam etmenin altı çizildi.

    Canlıların Vazgeçilmez Besini

    Açıklamada başta insan olmak üzere tüm canlıların vazgeçilmez besini olan sütün, hayatımızda önemli bir yer tuttuğu, büyüme çağındaki çocuklar, gebe ve emziren kadınlar ile yaşlıların süt ve süt ürünlerini yeterli miktarda tüketmelerinin önem taşıdığı vurgulandı. Her yaş gurubunun günde iki su bardağı süt içmesi tavsiye edilirken, ülkemizde süt tüketiminin diğer ülkelere göre daha az olduğu, Türkiye’de yıllık kişi başı süt tüketimi ortalamasının gelişmiş ülkelere göre çok düşük olduğu  belirtildi. Açıklamada, pastörize süt ve  sokak sütü tüketim miktarları, ülkemizdeki hayvan sayısının ve yıllık üretilen süt miktarının tam olarak bilinmemesi gibi nedenlerle yıllık tüketim konusunda da net veri olmadığı, aslında hayvancılığın en büyük sorunlarından birinin de bu olduğu vurgulandı ve ‘’ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz’’ vurgusu yapıldı.

    Ayrıca, son zamanlarda ekonomik kriz nedeniyle tüketicilerin süt ve süt ürünlerini satın alma gücünün düştüğüne de dikkat yapıldı.

    Gelecek Yıl Dünya Süt Günü’nü Sütsüz Karşılayabiliriz

    Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal “Sütün A, B, D, E vitaminleri, demir, bakır, kalsiyum ve protein gibi büyüme ve gelişmenin temel yapı taşlarını içeren özelliğinin korunması önemlidir. Bu nedenle üretimden tüketim aşamasına kadar sütün geçirdiği bütün evrelerde veteriner hekimlerin yetki, sorumluluk ve katkısı bulunmaktadır. Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak süt üreticilerinin yaşadığı sorunlara bizzat tanık olmaktayız. Üretim maliyetlerinin artması yerel aile işletmelerini zor durumda bırakmış, hayvancılık küçük işletmeler için sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Sütü makul bir fiyattan satamayan üreticiler, dişi hayvanlar için yasak olmasına rağmen, hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalmaktadır. Öte yandan alım gücü her geçen gün düşen yurttaşlarımızın süt ve süt ürünlerine erişimi zorlaşmaktadır. Her iki kesimin de mağdur edilmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu konuda gerekli tedbirler alınmadığı takdirde Dünya Süt Günü’nün bizim için bir anlamı kalmayabilir. Çünkü sütsüz kalma tehdidi ile karşı karşıya bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.

    Bursa Veteriner Hekimler Odası sorunların çözümü için kırsal üretimin desteklenmesi, kooperatif yapısının yaygınlaştırılması, tüketiciye güvenli ve uygun fiyatlı süt ulaştıracak piyasa koşullarının oluşturulması ve dengede kalmasının sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.

    Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın açıklamasında depremden olumsuz etkilenen üreticilerin hem bölgenin kalkınması hem de ülke ekonomisi için mutlaka desteklenmesi gerektiği ifade edilerek özellikle Kurban Bayramı da yaklaşırken bu konuya öncelik verilmesi gerektiği önemle hatırlatıldı.

    Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın Dünya Süt Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bu alanda çalışan meslektaşlarımız da dahil olmak üzere süt üretimi için faaliyet gösteren, emek verenlerin çalışma ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ve özellikle çocuklarımız için ‘’okul sütü’’ uygulamasının bir an önce yaygınlaştırılması gerektiğini hatırlatırız ifadelerine yer verildi.

  • Veteriner Hekimler Odası’nda seçim heyecanı

    Veteriner Hekimler Odası’nda seçim heyecanı

    Yaklaşan seçim öncesinde yaptığı açıklamada projelerini kamuoyu ile paylaşan Kostik, meslektaşlarının sorunlarının çözümü, mesleki dayanışma ve odada veteriner hekimler arasında uzlaşmacı bir ortamın sağlanmasına yönelik adım atacaklarını söyledi.

    Veteriner hekimlerin Pet grubu, kanatlı grubu, büyükbaş grubu, gıda grubu ve belediyeler ile kamu kuruluşları olmak üzere farklı alanlarda uzmanlaştıklarını belirten Kostik, söz konusu grupların odada eşit temsil edilmesi amacıyla yönetim listesi oluşturduklarını bildirdi. Bu gruplar arasında eşit temsil sağlanamaması nedeniyle odanın iç çekişmelerle kısır döngü içine girdiğini vurgulayan Kostik, “Eşit temsil sağlanamayınca gruplaşmalar yaşanıyor. İşin içine siyaset de girince, odamız asıl amacından uzaklaşıyor. Mesleğimizin gelişmesi ve meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü arka plana itilirken, üyelerimizin odadan beklentileri gerçekleşmiyor” dedi.

    Çözüm Grubu adayı Metin Kostik, açıklamasında meslektaşlarına en iyi hizmeti sunmak, sorunlarına çözüm üretmek için bir dizi proje hazırladıklarını kaydetti. Öncelikle kendi bütçelerini oluşturarak projelerini hayata geçireceklerini ifade eden Kostik, VET-KOOP’u kurarak, üyelerin bu kooperatiften ihtiyaçlarını sağlamalarına olanak tanıyacaklarını kaydetti.

    Mali açıdan şeffaf bir yönetim anlayışıyla hareket ederek, gelir-gider tablosunu her ay üyelerle paylaşacaklarını, üye kayıt ücreti almayacaklarını ve odanın verdiği defterin bedelsiz verileceğini açıklayan Başkan adayı Metin Kostik, ilçelerdeki üyelerle de daha güçlü iletişim kuracaklarını ifade etti. Kostik, diğer projelerle ilgili şu bilgileri aktardı:

    “VET-KOOP’un yanı sıra VET-SİGORTA kurmak istiyoruz. Bu sigorta acenteliği ile Pati sigorta gibi hizmetleri üyelerimize uygun bedelle sunabileceğiz. Ayrıca üyelerimize ücretsiz ferdi kaza sigortası yapacağız. İki üç gün sürecek VET-FEST ile mesleğimize olan ilgiyi canlı tutmayı ve artırmayı hedefliyoruz. Mesleki eğitimleri periyodik hale getirerek, içeriğini kişisel gelişim ve mevzuat konusundaki bilgilendirmelerle genişleteceğiz. Odamızın faaliyet gösterdiği bölgelerde gıda işletmelerini takibe alarak açık pozisyonları üyelerimizle paylaşacağız. Odamızca belirlenen asgari ücret tarifeleri anında üyelerimize iletilecek.”

    Metin Kostik açıklamasında üyelere yönelik teknolojik hizmetlerle ilgili gerçekleştirmek istedikleri çalışmalardan da söz ederek, e-imza sistemi kuracaklarını ve bir yazılım uygulaması ile üyelerin odadan istedikleri belgeleri online ortamda almalarını sağlayacaklarını söyledi. Kostik ayrıca, veteriner hekimlerin sözleşme takiplerini online ortamda yapacaklarını, Oda toplantılarını online ortamda yayınlayacaklarını sözlerine ekledi.

  • Bursa’da sağlıkçılar isyan etti: Artık sabrımız kalmadı, tükendik, ölüyoruz!

    Bursa’da sağlıkçılar isyan etti: Artık sabrımız kalmadı, tükendik, ölüyoruz!

    Bursa Tabip Odası, Bursa Diş Hekimleri Odası, Bursa Veteriner Hekimler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını andı.

    Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, yaptığı açıklamada 30 Aralık itibarıyla 310 sağlık çalışanını hayatını kaybettiğini belirterek, salgının yönetilemediğini belirtti.

    Ortaklaşa yapılan açıklama şöyle:

    “Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü tarihten çok önce, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak halkımızın sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığı için salgını yöneten otoritelere uyarılarda bulunduk. Bu uyarılar, bilimin, aklın yolunu gösteren, alınması gereken acil önlemleri içeriyordu. Ama bu önerilerimiz dinlemedi; sonuç olarak geldiğimiz noktada hem halkımızın hem de sağlık çalışanlarının hayatı tehlikeye atıldı. Siyasi ve ekonomik kaygılarla alındığını düşündüğümüz yanlış kararlar ve göze alınamayan doğru kararlar yüzünden binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Kaybetmeye de devam ediyoruz.

    Sağlık Bakanı’nın ekranlarda her gün açıkladığı sayıların her biri bir candı; anneydi, babaydı, çocuktu, eşti, dosttu. Bu canlarımızı maalesef yanlış pandemi yönetimi nedeniyle kaybettik. Oysa bu ölümlerin önemli bir bölümü önlenebilir ölümlerdi. Yurttaşların en temel anayasal hakkı olan ve devletlerin korumakla yükümlü olduğu “yaşam hakkı” göz göre göre ihlal edildi.

    Meslek örgütleri olarak salgının en başından beri sürekli şeffaflık istedik ama hiçbir bilgi bizlerle ve yurttaşlarla paylaşılmadı. Halkın sağlığından ziyade ekonomik çıkarların ön planda tutulduğuna şahit olduk. Bilim insanlarının önerilerine ve kararlarına kulak tıkayarak salgından da politik başarı hikâyesi çıkarmaya çalışıldığını gözlemledik. Salgın konusunda doğruları söyleyen kim varsa terörist ilan edilerek, itibarsızlaştırma operasyonuna maruz bırakıldığını gözlemledik. Geldiğimiz noktada maalesef haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.

    Kişisel Koruyucu Malzemelerin herkes için ücretsiz ve adil olarak karşılanması ve devlet kurumları tarafından dağıtılması gerektiğini söylediğimiz halde ne yurttaşlarımız ne de sağlık çalışanları maskeye ulaşabildi. Sonuçta yurttaşlarımız ve sağlık çalışanları kişisel koruyucu malzemeleri çok daha yüksek fiyatlarla piyasadan temin etmek zorunda kaldılar. Yaşanan kaos bizi maalesef haklı çıkardı.

    Aylar öncesinden grip aşısı konusunda uyarılarda bulunup, gerekli çalışmaların ivedilikle yapılmasını önerdik. Grip salgınıyla birlikte yaşanacak COVID-19 salgının yıkıcı bir etki yapacağı biliniyordu. Tüm topluma grip aşısı uygulanması gerekliyken, temin edilen aşı sayısı risk gruplarının hiçbirine yetmedi. Sağlık çalışanlarının bir kısmı bile grip aşısına ulaşamadı. Yurttaşlarımız, yaşanan bu kaosun içinde aşı bulabilmek için Aile Sağlığı Merkezleri, eczaneler, hastaneler arasında dolaştı durdu. Yaratılan bu belirsizlik ve çaresizlik ortamı yurttaşlarımıza sağlık sorunu, sağlık çalışanlarına da şiddet olarak geri döndü.

    COVID-19 hastalığının sağlık çalışanları için bir meslek hastalığı sayılması için defalarca istekte bulunarak konuyu TBMM’ne taşıdık. Maalesef bu kadar önemli bir konuda bile yeterli çabanın gösterilmediğine, tüm sağlık çalışanlarının direnme gücüne darbe vuracak bir şekilde yasa teklifinin komisyonda bekletildiğine şahit olduk. Bir an önce çıkarılması gereken bu yasayı görmezden gelerek, aklımızla alay edercesine, bir sayfalık yazıyla kamuoyunun ve bizlerin yanıltılmaya çalışıldığını izledik.

    2020 yılını geride bıraktığımız bu günlerde merkezi otoriteye ve tüm kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz. Pandemi gibi insanlığı tehdit eden korkunç felaketlerle, ekonomik çıkarları ve siyasi kaygıları önceleyerek değil, yurttaşların ve en başta sağlık çalışanlarının hayatta kalmasını sağlayarak mücadele edilebilir. Sağlık çalışanları ölümlerinde dünya birincisi olmaktan utanç duyulması gereken bir noktadayız. Salgın yönetiminde aklın, bilimin ve sağlık meslek örgütlerinin önerilerine kulak verilmesini istiyoruz. Bundan sonraki süreçte önlenebilir her ölümün sorumlusunun kim olduğunu çok daha fazla seslendireceğiz. Yaşam hakkımızın ihlaline karşı sessiz kalmamakta kararlı olduğumuzun herkesçe bilinmesini istiyoruz.

    Pandeminin başından bu yana yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yitirdiğimiz tüm sağlık çalışanlarını bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onlar hastalarının sağlığı için kendi canlarını hiçe sayarken, önlenebilir sebepler yüzünden hayatlarını kaybettiler. Sağlık çalışanlarını ve vatandaşlarımızı kaybettiğimiz, yanlış sağlık politikaları sonucu ölümlerle ve tükenmişlikle geçen bir yılı geride bırakıyoruz. Tükenmememiz için, ölmememiz için yeni yılda otoritenin pandemi politikasında zihniyet değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu ısrarla vurguluyoruz.

    Sağlık emek, meslek örgütleri ve tüm sağlık çalışanları adına, “Artık Yeter Daha Fazla Eksilmek İstemiyoruz” diyoruz. Bizler yaşamak, yaşatmak istiyoruz!”