Etiket: bursa

  • “Yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara müsaade etmeyiz”

    “Yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara müsaade etmeyiz”

    Bursa’da yeni hizmete giren 17 bin metrekarelik Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı binası açılışı dualarla gerçekleşti.

    Açılışta konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bir takım dezenformasyona yargı mensuplarımız maalesef tabi tutulabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla özellikle dosya içeriğini bilmeden birtakım paylaşımlar yapılarak milyonlarca insana ulaştırılan dezenformasyonla da karşı karşıyayız. Yargının içerisinde hatalı karar verenler olamaz mı? Olabiliyor. İtiraz, temyiz ve istinaf müessesesi bunun için var. Yargı, hatalı kararları kendi içerisinde kendi mekanizması içerisinde zaten düzeltebilir. Dolayısıyla bir hatalı karardan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcımızı, tüm yargı personelimizi töhmet altında bırakan davranışlara da biz müsaade etmeyiz. Hatalı kararların en aza indirilmesi için çalışırız, vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak için gayret gösteririz. Ama yargı mensuplarımızı özellikle haksız yere ve son zamanlarda özellikle toplumda bir güvensizlik algısı oluşturmaya çalışan, Türkiye’nin sokaklarının güvenli olmadığı yönünde birtakım dezenformasyonlar yapan ve bugün bunu adliye üzerinden yapmaya çalışan bir takım mahfillerin de olduğunu sosyal medya üzerinden bunun daha da aşırı yapıldığını da görüyoruz. O nedenle buna da müsaade etmeyerek yargı teşkilatımızı daha da güçlendirerek vatandaşlarımızın memnuniyetini en üst noktaya taşımak. 22 yıldır bunu yaptık, bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Bursa’da yeni hizmete giren adli tıp kurumu binasının çevre illere de hizmet verebilecek kapasitede olduğunu belirten Bakan Tunç, “Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Bursa Adli Tıp Kurumu Bölge Başkanlığı 17 bin metrekare kapasiteye sahip ve içerisinde de adli tıp kurumunun tüm imkanları mevcut. Başka ihtiyaçlar varsa teknolojinin diğer imkanlarını getirmek gerekiyorsa da Bursa’ya o anlamda özellikle delillerin sağlıklı toplanması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suçlunun tespiti anlamında gerek desteği vereceğiz. Son zamanlarda meydana gelen özellikle de Diyarbakır’daki meselede adli tıp kurumumuzun önemli delil tespiti çalışmaları oldu. Önümüzdeki süreçte oradaki soruşturma ve yargılama süreçlerinde adli tıbbın ortaya çıkarılması ve suçluların en ağır cezaya çarptırılması noktasındaki teknik kapasitede adli tıp kurumu gerçekten çok önemli” diye konuştu.

    Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Vatandaşlarımız özellikle adli tıp kurumu çalışanlarımız burada Bursa’mıza yakışır güzel bir hizmet vermiş olacaklar. Bursa’mızda yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi bizim en önemli hedefimiz. Bursa bugüne kadar adalet hizmetlerinden çok önemli yatırımlar aldı. Bursa’nın merkezde ilk derece bir adliye sarayına ihtiyacı var. Bunu da arkadaşlarımızla, valimizle, başsavcımızla yerel yöneticilerimizle konuşarak Bursa’nın bu ihtiyacını, geleceğe yönelik bir çalışmamız var. İnşallah öncelikle etüt projeye, yatırım programına teklif edeceğiz. 2025 yatırım programına teklif edeceğiz. Etüt projenin ardından inşaat programını aldıktan sonra da o süreci inşallah takip edeceğiz. Yine İnegöl’e ve Orhaneli’ye de adalet binası ihtiyacı var. Bunları da takip ediyoruz ve oralarda da ek binalar yapılmasıyla ilgili çalışmamızı sürdüreceğiz. Adli Tıp Kurumu Bölge Başkanlığımız hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum.”

  • Gençlik Orkestrası ve Korosu seçmeleri tamamlandı

    Gençlik Orkestrası ve Korosu seçmeleri tamamlandı

    Osmangazi Belediyesi bünyesinde kurulacak olan Gençlik Orkestrası ve Korosu’nun seçmeleri yapıldı. Seçmeleri başarıyla tamamlayan 29 genç, Gençlik Orkestrası ve Korosu’na girmeye hak kazandı.

    Osmangazi Belediyesi, müziğe gönül vermiş olan gençleri, Gençlik Orkestrası ve Korosu çatısı altında birleştiriyor. Gençlerin sanata olan ilgisini arttırmak ve de müzik alanındaki yeteneklerini sergilemelerine imkan sağlamak adına kurulan Gençlik Orkestrası ve Korosu’nun seçmeleri yapıldı. Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seçmelerde, adaylar seslendirdikleri eserler ve çaldıkları enstrümanlar ile yeteneklerini ortaya koydu. 12-17 yaş arası gençlerden oluşacak olan Gençlik Orkestrası ve Korosu’na katılabilmek için çok sayıda genç başvuruda bulundu. Şef Nergis Dinç Yavuz tarafından müzik dersi havasında gerçekleştirilen seçmelerin ardından 11 genç koroya, 19 genç ise orkestraya girmeye hak kazandı.

    Gençlik Orkestrası ve Korosu’na girmeye hak kazanan gençler, Cumartesi günleri Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan derslerde, alanında uzman kişilerden eğitim alacak.

  • İnegöl’ün geleceği gençlerin fikirleriyle şekilleniyor

    İnegöl’ün geleceği gençlerin fikirleriyle şekilleniyor

    Şehrin geleceğini imar ederken herkesin fikir ve görüşüne önem verip ortak akılla hareket eden İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, özellikle gençlerin ufkuna ve vizyonuna güveniyor. Bu kapsamda lise düzeyindeki okullarda “Genç Bakış” ismiyle yapılan gençlik buluşmalarına katılan Başkan Taban, gençlerin şehre dair fikir ve önerilerini, eleştirilerini, projelerini tek tek dinleniyor.

    Şehrin bugününü imar ederken bir yandan da geleceğin İnegöl’ünün temellerini atan projeler ortaya koyan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, her adımda ortak akla da büyük önem veriyor. Şehirde yaşayan tüm vatandaşların ve özellikle gençlerin fikir ve görüşleriyle şekillenen projeler, İnegöl’e değer katıyor. Bu kapsamda yeni dönemde de ortak aklın gücüne inanarak hareket eden Başkan Taban, lise düzeyindeki okullarda “Genç Bakış” ismiyle gençlik buluşmaları düzenliyor. Bu organizasyonlarda gençlerin fikir ve önerileri dinleniyor.

    TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN YÜZ AKI; MEDİHA HAYRİ ÇELİK FEN LİSESİ

    Genç Bakış buluşmaları kapsamında Başkan Alper Taban bugün Mediha Hayri Çelik Fen Lisesine konuk oldu. Okul çok amaçlı salonunda yapılan buluşmada kısa bir açılış konuşması yaparak okulu tanıtan Mediha Hayri Çelik Fen Lisesi Müdürü Fatih Selvi, “Okulumuz İnegöl’ün lokomotifi… İnegöl, Bursa ve Türk Milli Eğitiminin yüz akı bir okul. Okulumuz akademik başarılarıyla, sosyal ve kültürel başarılarıyla aslında Türk milli eğitimine büyük katkılar sunan bir okul. Bu yıl mezun ettiğimiz her 2,8 öğrenciden biri, tıp fakültesine gidebilecek seviyede puan aldı” dedi.

    ŞEHRİ BELEDİYE BAŞKANI TEK BAŞINA YÖNETEMEZ

    Daha sonra Belediye Başkanı Alper Taban mikrofonu alarak bir konuşma yaptı. Ortak aklın önemine vurgu yapan Başkan Taban, şöyle konuştu: “Bu şehri bir belediye başkanı sadece yalnız başına yönetemez. Ama bu şehirde yaşayan tüm bireylerin katılımıyla, genci, yaşlısı, öğrencisi, kadını, erkeği herkesin katılımıyla çok daha güzel yönetilir. Biz de geçen dönem sizlerin bize verdiğiniz bir takım ip uçları üzerinden güzel ve faydalı işler yapmayı başardık. Bu dönem de bunun üzerine koymak istiyoruz.”

    NÖBETÇİ KİTAPHANELER GENÇLERİN BİLDİRİMLERİYLE OLUŞTU

    “Şehrimizde çok iyi bir genç nüfus potansiyelimiz var. Bu enerjiden, potansiyelden faydalanmak istiyoruz. Bakın önceki dönem öğrencilerimizin yönlendirmesi ve bize gönderdikleri bildirimlerle İnegöl Belediyesi olarak Nöbetçi Kitaphane formatını geliştirdik. Şehrimiz çok özel 5 mekan kazandı. Bu merkezler sizlerin fikir ve yönlendirmeleri, bizim uygulamalarımızla oluştu. İşte söz ettiğimiz yeni dönemde de üzerine koymak, geliştirmek istediğimiz çalışmalar, iş birliklerimiz bu yönde olacak. Sizlerin fikirleriyle şehrimizin geleceğine dokunmak istiyoruz.”

    ÖĞRENCİLER TALEP VE ÖNERİLERİNİ İLETTİ

    Kısa bir açılış konuşmasının ardından soru cevap bölümüne geçildi. Bu bölümde mikrofonu öğrenciler aldı, güncel konular başta olmak üzere talepler, önerileri, eleştiri ve projeler bir bir anlatıldı. Öğrencilerin özellikle sokak hayvanları konusunda şikayet ve önerileri, son dönemde ülkemizde yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle güvenlik konusundaki endişeleri ifade edildi. İnegöl’de de bu noktada şehir aydınlatmalarının önemine vurgu yapılırken, güvenlik kameralarının önemi ve sayısının arttırılmasına dikkat çekildi. Başkan Alper Taban da İnegöl Belediyesi’nin dijitalleşme çalışmaları kapsamında bu alanda yaptığı yatırımları anlattı. Her bölgede kurulan şehir kameraları ve sayısı her geçen gün artan izleme ağının tüm bu endişeleri giderme noktasında önemli olduğu ifade edildi.

  • Huzurevi sakinleri yaza piknikle veda etti

    Huzurevi sakinleri yaza piknikle veda etti

    Nilüfer Belediyesi İnci ve Taner Altınmakas Huzurevi ile İzzet Şadi Sayarel Huzurevi sakinleri, Atatürk Kent Ormanı’nda düzenlenen “Yaza Veda Pikniği”nde keyifli bir gün geçirdiler.

    Nilüfer Belediyesi, modern huzurevlerinde yaşlılara sağlıklı ve mutlu bir yaşam sunmanın yanı sıra, düzenlediği çeşitli etkinliklerle de onların hayatına renk katmaya devam ediyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen geleneksel “Yaza Veda Pikniği”, bu yıl Atatürk Kent Ormanı’nda düzenlendi.

    Nilüfer Belediyesi İnci ve Taner Altınmakas ile İzzet Şadi Sayarel Huzurevlerinin sakinleri, düzenlenen renkli organizasyonda bir araya geldi.

    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin de bu özel günde huzurevi sakinlerini yalnız bırakmadı. Şahin, yaşlılarla yakından ilgilenerek onların istek ve önerilerini dinledi. Doğayla iç içe güzel bir havada düzenlenen piknikte yaşlılar, çeşitli ikramların tadını çıkarırken, Nilüfer Roman Orkestrası’nın canlı performansı eşliğinde eğlenceli vakit geçirdiler.

  • Mudanyalı kadınlar şiddete karşı omuz omuza

    Mudanyalı kadınlar şiddete karşı omuz omuza

    Mudanya’da kadınlar, son zamanlarda artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet olaylarını protesto etmek için bir araya geldi. Mütareke Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında, siyah giyinen kadınlar, “Yan Yana, Omuz Omuza, Kadına Şiddete Hayır” sloganlarıyla seslerini yükseltti. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, kadınların güvenliği için belediye olarak çeşitli önlemler alacaklarını ve her zaman yanlarında olacaklarını söyledi.

    Mudanya Belediyesi’nin düzenlediği etkinliğe katılan kadınlar, dövizler ve sloganlarla şiddete karşı mücadele mesajı verdi. “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Susma haykır, kadın vardır”, “Artık öldürülmek istemiyoruz”, “Hikayesi yarım kalan herkes için adalet”, “Tecelli etmiyorsa adalet, kopsun kıyamet” şeklinde sloganlar atan Mudanyalı kadınlara erkekler de destek verdi.

    “YAŞAMAK İÇİN KORKMAK İSTEMİYORUZ”

    DEMETER Eşitlikçi Kadınlar Derneği Başkanı Nilgün Arslanoğlu, kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını ve kadınların sürekli bir korku içinde yaşadıklarını belirtti. Arslanoğlu, “Biz kadınlar seyahat ederken, gece evimize dönerken, sabahın karanlığında işe giderken korkmak istemiyoruz. Yaşamak için korkmak istemiyoruz. Kadınların, çocukların katledilmemeleri için erkek şiddetine karşı sesimizi yükseltecek, özgür, eşit bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yasaları uygulamayanlardan hesap soracağız” dedi. 6284 sayılı kanunun etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini söyleyen Arslanoğlu, “Bu yasaya yönelik saldırılar, kadınların yaşam hakkını tartışmaya açmak demektir. Gelin, 6284’ü uygulatmak için ses olalım ve kadın cinayetlerini durduralım” çağrısında bulundu.

    “GÜVENDE OLMAK İSTİYORUZ”

    Sokaklarda korku değil huzur, şiddet değil güvenlik istediklerinin altını çizen CHP Mudanya Kadın Kolları Başkanı Hayriye Baykara, “AKP iktidarı döneminde, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanmıştır. Bu artış, hükümetin gerekli önlemleri almada yetersiz kalması ve caydırıcı politikaların uygulanmamasıyla daha da derinleşmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, kadınların özgür ve güvenli bir şekilde yaşama hakkını savunmaya ve bu yolda gereken her türlü mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Kadınların sokaklarda korkuyla değil, huzurla, güvenle yürüdüğü, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girdiği bir Türkiye için mücadelemiz sürecektir” diye konuştu.

    Mudanya Belediye Başkan Yardımcısı Nisa Kartaltepe ise, “Mudanya Belediyesi olarak kadın dostu bir kent yaratmak için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğimize ve bu süreçte görevi olan tüm paydaşlarımızın da sorumluluklarını hatırlatarak, takipçisi olacağımıza söz veriyoruz. Kadınlar hayattır, hayat kadınlarla güzeldir” dedi.

    “ÇÖZÜMÜ KADINLARA BIRAKAMAYIZ”

    Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, yüz yıl öncesine göre kadına bakışın geriye gidiyor olmasından büyük üzüntü duyduğunu söyleyerek, sorunun çözümünde en önemli görevin erkeklere düştüğünü söyledi. Protestoya erkek katılımını yetersiz bulan Dalgıç, “Bu sorunların çözümünü kadınlara bırakamayız. Sorunun kaynağı olan biz erkekler çözümün en büyük parçası olmak zorundayız. Çünkü gücün bizde olduğunu düşündüğümüz için bu olayları yapan biziz. Bütün bunların ortadan kalkması için bizlere çok büyük görev düşüyor. Bu akşam burada siyahları giyerek çağrıya cevap verdik. Ancak bu katılımın daha fazla olması gerekirdi. Mustafa Kemal Atatürk toplumun her tarafında kadınları öncelerken böyle yapmamıştır. Bize verdiği ödev, bize verdiği görev bu değil. Aklımızı başımıza toplayalım.” dedi.

    HER DAİM YANINIZDAYIZ

    Üzerlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getireceklerinin altını çizen Başkan Deniz Dalgıç, “Mudanya Belediyesi olarak ben ve arkadaşlarım buradayız. Hepiniz bize güvenin. Ne zaman bu konuda bir derdiniz varsa bize ulaşın. Her daim yanınızdayız” dedi. Dalgıç, kadınların güvenliği için belediye olarak hayata geçirecekleri dört yeni uygulama hakkında şu bilgileri verdi:
    “Kadınların sokaklarda güvenle yürüyebilmeleri için karanlık alanlardaki aydınlatmaları artırıyoruz, stratejik noktalara güvenlik kameraları ekliyoruz ve kadına şiddet için özel bir WhatsApp Hattı kuruyoruz. Ayrıca, mavi ışık direkleri yerleştirerek acil durumlarda güvenlik güçlerine ulaşımı hızlandıracağız. Bunların yanı sıra, başta Belediyemizde çalışan arkadaşlarımız olmak üzere erkeklere yönelik bilinçlendirme eğitimleri düzenleyerek toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyoruz.”

    SIRADAKİ OLMAKTAN KORKUYORUM

    11 yaşındaki Nermin Dükkancılar protesto sırasında duygulanarak gözyaşlarına hakim olamadı. Artan şiddet olaylarından çok etkilendiğini söyleyen Nermin, “Sıradaki ben olmaktan korkuyorum. Okula giderken, dışarı çıkarken çok korkuyorum. Yanımızda biber gazı taşımaya başlamıştık ama artık o da çok pahalandı, alamıyoruz. Kendimi hiç güvende hissetmiyorum.” diye konuştu.

     

  • Temizlik Bizim, Sokaklar Sizin

    Temizlik Bizim, Sokaklar Sizin

    Temizlemek Önemli, Fakat Temiz Tutmak da Önemli

    Belediye Başkanı Bekir Aydın, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Şehrimizi temizlemek elbette ki bizim görevimiz. Belediye olarak bütçemizden en fazla harcama yaptığımız kalemlerden birisi de temizlik işleridir. Temizlik çalışmalarında görevli mesai arkadaşlarım da tabii ki işlerini severek ve başarıyla gerçekleştiriyorlar. Ama şöyle de bir gerçek var: Temizlemek önemli, fakat temiz tutmak da gerekiyor. Şehrimizin birçok noktasında çöp konteynerlerinin hemen yanında, üstelik konteynerler boşken, kaldırımlara çöpler bırakılıyor. Bu davranış azınlıkta olsa da kendimize yakıştıramadığımız bir durum. Üstelik bu, temizlik görevlisi mesai arkadaşlarımın emeğine duyarsız kalmak anlamına geliyor. Ben eminim ki duyarlı vatandaşlarımızın, duyarsızlık gösteren hemşehrilerimizi uyarmaları yoluyla şehrimizi çok daha temiz bir hale getirebiliriz. Tekrarlıyorum, biz zaten görevimiz gereği ve keyif alarak temizliğimizi yapıyoruz. Fakat temizlik yapmak kadar sokaklarımızı temiz tutmak da önemlidir.” dedi.

    Temizlik Bizden, Destek Sizden

    Orhangazi Belediyesi, diğer çalışmalarının yanı sıra temizlik faaliyetlerine de devam ediyor. Belediye ekipleri bu kapsamda hem merkez mahallelerde hem de çevre mahallelerde titiz bir temizlik çalışması yürütüyor. Belediye ekipleri çalışmalarını sürdürürken, konteynerler dışında bırakılan çöplerin hem çevre kirliliğine sebep olduğunu hem de kendi işlerini yavaşlattığını ifade etti. Temizlik işleri görevlileri, bu konuda vatandaşlardan işlerini daha kaliteli yapabilmek adına destek istedi.

  • Bursa’da madde etkisindeki kişi toplu ulaşımda korku saçtı

    Bursa’da madde etkisindeki kişi toplu ulaşımda korku saçtı

    Bursa’da metroya binen bir kişi uyuşturucu etkisiyle ayakta zor durdu. Toplu ulaşımda vatandaşları tedirgin eden şahsın, kendinden geçtiği ve ayakta zor durduğu görülürken, çevredekilerin ihbarı üzerine polis çağırıldı. Madde etkisindeki kişinin metroda vatandaşları tedirgin ettiği anlar ise yolcular tarafından anbean kaydedildi.

  • Nilüfer’de kadınlar spor yaparak sosyalleşiyor

    Nilüfer’de kadınlar spor yaparak sosyalleşiyor

    Nilüfer Belediyesi, yaz boyu açık alanda düzenlediği yoga etkinliklerini havaların soğuması ile birlikte kapalı alana taşıdı. Nilüfer Belediyesi’nin gerçekleştirdiği ‘Kadınlar Depoda Yoga’ buluşmaları ekim ayında Pancar Deposu’nda sürüyor. Katılımcıların hem spor yaptığı, hem de sosyalleştiği etkinlikte fiziksel ve zihinsel sağlığa katkı sağlayan egzersizler yapılıyor.

    Beril Saptar eğitmenliğinde gerçekleştirilen yoga buluşmalarının, ilki büyük ilgi gördü. Katılımcıların memnuniyetle ayrıldığı etkinlikte, nefes ve esneme egzersizleri yapıldı. Kontenjanların dolduğu program 1 ay boyunca her çarşamba günü yapılacak.

  • Büyükşehir’de ‘Başkanlık Kupası’ heyecanı başlıyor

    Büyükşehir’de ‘Başkanlık Kupası’ heyecanı başlıyor

    Bursa’da birçok alanda çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, personelin motivasyonunu artırmak amacıyla sosyal faaliyetlerini de sürdürüyor. Bu kapsamda Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı aracılığıyla ‘8. Başkanlık Kupası Personel Futbol Turnuvası’ düzenliyor. 14 Ekim Pazartesi günü başlayacak olan turnuvada, 6’sı kadın olmak üzere toplam 70 takım ve 980 personel kıyasıya mücadele edecek. Merinos Stadyumu’nda gerçekleşecek olan müsabakalar sonucunda final maçları Kasım ayı içerisinde oynanacak.

    Turnuvanın kura çekimi ise Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapıldı. Takım kaptanlarının katıldığı kurada konuşan Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Gökay Azak, sporun birleştirici gücünü kullanarak Bursa Büyükşehir Belediye ailesi içinde birçok etkinliğe imza atacaklarını belirtti. Turnuvaya bu sene rekor bir katılım olduğunu belirten Azak, turnuva tarihinde ilk defa kadın takımlarının da yer aldığını dile getirerek, katılan tüm kadınlara teşekkür etti.

  • Tunç: “Yargıda yeni reform paketini milletvekillerine sunacağız”

    Tunç: “Yargıda yeni reform paketini milletvekillerine sunacağız”

    Mudanya Üniversitesi’nin 2024-2025 akademik yılı açılışına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yaptığı konuşmada, ülkelerin kalkınması için eğitimin en önde gelen unsurlardan bir tanesi olduğunu belirterek, “Gençlerin eğitimi, çocukların geleceğe hazırlanması eğitimle mümkün. Eğitim olmadan kalkınma olmaz. İlköğretimden ortaöğretime, liseden üniversiteye varıncaya kadar eğitimin her kademesi birbirinden değerli. Özellikle yükseköğretim, gençlerin geleceğe hazırlanması çok çok önemli. Bu anlamda da son yıllarda ülkemiz çok önemli mesafeler aldı. Üniversite sayıları, 66’dan 208’e çıkarıldı. Tüm ülke genelinde 81 vilayetimizde üniversiteler kurulurken, vakıf üniversitelerinin önü açıldı. Bu anlamda eğitimin kalitesini arttırmak için akademik kadroların güçlendirilmesi için destekler verildi. Bütçede en fazla pay eğitime ayrıldı. Eskiden savunmaya ayrılıyordu. Üniversitelerde okuyan öğrencilerin okuma imkanları, burs, yurt imkanları arttırıldı. Tabii insanı güçlendirmenin en önemli yolu da çocukları daha ilk baştan itibaren güçlü bir eğitimle desteklemek. Eğitime bütçede en fazla payı ayırdık. Tabii istikrarlı kalkınma hamleleriyle ülkemizin dört bir yanını eserlerle donattık. Bursa’mız bu eserlerden çok çok faydalanırken, faydalanmaya da devam ediyor” diye konuştu.

    Yüzde 20’lik savunma sanayinde yerlilik oranı varken bugün yüzde 80’e çıkardıklarını belirten Bakan Tunç, “Bunun ne kadar önemli olduğunu işte görüyoruz. Yüzde 100’e varmamız lazım. Hatta ihraç eder noktaya gelmemiz lazım. Teknolojinin tüm imkanlarını her alanda kullanmamız lazım. Eğitimde de, adalette de artık dijital çağdayız. İstikrarlı kalkınma hamlelerinde bugüne kadar aldığımız mesafeyle yetinmememiz lazım. Dünyada Türkiye’yi en güçlü ülkeler arasında görmemiz lazım. Bunun mücadelesini milletçe birlik beraberlik içerisinde vermemiz lazım. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmanın yolu da güçlü olmaktan geçiyor. Bugün maalesef, üniversite rektörümüzün de açılışta belirttiği gibi dünyada adaletsiz bir sistem var. Bu adaletsizliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler kürsüsü de dahil olmak üzere sürekli dile getiriyoruz. Uluslararası sistemin artık insanlığın sorunlarına cevap veremediğini, uluslararası kuruluşların etkisiz olduğunu, dünyadaki sıkıntıları çözme noktasında başarısız olduğunu ve dünyanın 5’ten büyük olduğunu ve daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu her fırsatta söylüyor. Sadece tek başımıza söylememiz bir şey ifade eder mi diye düşünüyorken, bugün dünyanın birçok lideri de aynı söze geldi. Aynı cümleleri kurmaya başladı. Uluslararası sistemin Birleşmiş Milletler’in yapısının güvenlik konseyinin yapısının adil olmadığını, artık dünyanın birçok lideri, ülkenin devlet başkanı da söylemeye başladı. Seslendirmeye başladı. Hatta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri dahi, Güvenlik Konseyi’nin yapısının sorunları çözmediğini, bir reforma tabi tutulması gerektiğini söylemeye başladı. Yani dünyada adaletin, hakkaniyetin sözcülüğünü, insan haklarının savunuculuğunu yapan bir liderimiz ve bir ülke noktasında dikkat çekmeye başladık. Bunu daha da güçlü yapmanın yolu Türkiye’yi her alanda güçlü kılmak. Fiziki kalkınma hamleleriyle de demokrasisiyle de daha güçlü hale gelmelidir” ifadelerine yer verdi.

    “İsrail aslında bir maşa. O maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir”

    Bugün Filistin’de dünyanın gözü önünde çocukların katledildiğini belirten Tunç, “41 binden fazla Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Ama maalesef bu katliamı durdurabilecek bir güç, bir uluslararası kuruluş yok. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin tüm unsurları ihlal ediliyor. Cenevre Sözleşmesi’nin bütün hükümleri, insancıl hukukun bütün hükümleri ayaklar altına alınıyor. Uluslararası kuruluşların aldığı kararlar sınırlı ve alınan kararlar da maalesef uygulanmıyor. Aslında bir asırdan bu yana orada yerlerinden, yurtlarından edilmek istenen insanlar var. 400 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde her dinden insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşadığı Filistin orada Siyonizm Kongresi’nden sonra Yahudi devletinin kurulması fikriyle beraber oluşan ve oradaki yerli halkı yerinden yurdundan ederek bir işgal süreci başladı. O işgal sürecine yönelik Birleşmiş Milletler’in Güvenlik Konseyi’nin çok sayıda kararları olduğu, işgal edilmemesi, işgal topraklarından çekilmesi noktasında kararlar oldu. Sayısız kararlar var ama bu kararların hiçbirisine uymayan bir İsrail devleti maalesef bugünlere kadar gelindi. 7 Ekim’den bu yana da artık olay çok daha farklı bir boyuta geldi. Dünyanın gözü önünde bir soykırım işlendi. Bu soykırım tanımının tamamına uyan bir durum. Bir milletin sırf Müslüman olduğu için yaşadığı topraklardan çıkarılması, sürgüne tabi tutulması, katledilmesi soykırımın ta kendisi. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesi ihlal edildi. Güney Afrika’nın başlatmış olduğu Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya biz ilk günden beyan dilekçemizi verdik. Dışişleri Bakan Yardımcımız da beyanda bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu, ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini, insani yardımların engellenmemesi gerektiğini, hatırlayın o günlerde güvenlik konseyinin huzuruna gelen insani yardım önergeleri dahil reddedilmiştir. Yani insani yardım önergesi reddedilebilir mi? ‘Oradaki çocuklar aç kalsın veya ölsün. Kadınlar katledilsin.’ İşte uluslararası sistem maalesef bu. Uluslararası Adalet Divanı yargılamaya başladı. Tabii oradaki durumun soykırım olmadığını söylemek, hukukçular için mümkün değil. Tedbir kararları aldı. Soykırım sözleşmesi ihlal ediliyor dedi. Esas hakkında karar olmamakla beraber dedi. Ateşkesin bir an önce sağlanması ve insani yardımların engellenmemesi konusunda karar alındı. Bu tedbir kararlarını uygulayacak, icra edecek olan mekanizma neresi? Güvenlik konseyi. Güvenlik konseyinin huzuruna gidildi ama maalesef güvenlik konseyinin kararları birçok zaman oy çokluğuyla reddedildi. Tabi İsrail özellikle Amerika Birleşik Devleti başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin büyük desteğini alıyor. Burada İsrail aslında bir maşa. Asıl o maşayı kullanan eller maalesef insanlık düşmanı, oradaki soykırımın asıl azmettiricileridir. Dolayısıyla, insanlık bunu da gördü. Bu soykırımı ve tutumunu destekleyenler de azmettiriciler olarak dünyanın tarihine kara leke olarak geçtiler. Bunlar bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Şimdi tabii oradaki savaşı, soykırımı daha da genişletmenin çabası içerisinde Lübnan’a saldırdılar. Biz Türkiye olarak dünyada adaleti, hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz. Filistin sorununun kesin ve kalıcı çözümü orada 1967 sınırlarında yani İsrail’in işgal ettiği Batı Şeria, Gazze ve diğer bölgelerden çekilerek 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan oradaki akan kanın durmayacağını bir an önce bağımsız Filistin devletinin kurulması gerektiğini de biz bütün dünyaya, söylemeye, haykırmaya devam edeceğiz. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Diğer yandan, ülkedeki adalet sisteminin daha güvenilir, gecikmeyen, hukukun üstünlüğüne dayanan öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi noktasında çok mesafeler alındığını ifade eden Bakan Tunç, “Biraz önce Mudanya Üniversitesi kurucusu Gıyasettin Bingöl, gençlik yıllarındaki üniversite hayatından bahsetti. Nasıl sıkıntılar çektiğinden bahsetti. Hangi kitapların yasaklandığından, nelerin konuşulamadığından bahsetti. İşte burada örnek. Bugün bu sıkıntıların hiçbirisi yok. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önü alabildiğine açıldı. Düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, fikir özgürlüğünün olmadığı bir yerde gelişme olmaz. Özgürlükler, düşünce ve ifade kesinlikle kısıtlanamaz. Ama belli şartlarda kısıtlanabilir. O da şiddeti teşvik ediyorsa, şiddet çağrısı. Orada artık düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla özellikle ülkemiz terörle mücadele eden bir ülke. Terörle, 40 yıldan bu yana PKK terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Hemen yanı başımızda bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. Son yıllarda, son 5-6 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Diğer yandan 15 Temmuz’da hain bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldık. O darbeci teröristlerle mücadele sürecimiz hem yargı alanında var hem diğer alanlarda devam ediyor. Dolayısıyla ülkemizde terörün her türlüsüyle mücadele ediyoruz. Terörün her türlü mücadele ederken de iktidarıyla, muhalefetiyle birlik olmak durumundayız. Birlik ve beraberlik içerisinde milletimizin huzurunu, güvenliğini sağlayabiliriz. Bu anlamda ülkemiz 22 yıldan bu yana temel hak ve özgürlüklerin daha da alanının genişletmesi genişletilmesi anlamında çok önemli mesafeler aldık. Bir kere mevzuatımızın temel kanunlarımızın tamamını biz yeniledik” dedi.

    “Yargıda yeni reform paketiyle ilgili çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız”

    Toplumun geliştiğini, ihtiyaçların çeşitlendiğini, bilişim teknolojilerinin de gelişmesiyle yeni yeni suç tiplerinin ortaya çıktığına dikkat çeken Bakan Tunç, “Sosyal medyanın görünürlüğün artması nedeniyle suçlardaki artış tüm bunlar tabi ki yeni ihtiyaçları da doğuruyor. Bu yeni ihtiyaçları da süratli bir şekilde gerçekleştirmek, ihtiyaçlara uygun mevzuat düzenlemelerini yapmak gerekiyor. Özellikle son günlerde tartışılan, işte cezasızlık algısına yönelik eleştiriler. Bu eleştirileri elbette ki dikkate alıyoruz. Bir buçuk yıldan bu yana yargı reformu strateji belgesiyle ilgili bir hazırlığımız var. Önümüzdeki birkaç hafta sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuyla paylaşacak. Özellikle suç ve suçluyla mücadelede bir kere suçun önlenmesinden tutun da soruşturma aşaması, dava aşaması ve infaz aşamasının her biri birbirinden değerli. Bu anlamda caydırıcılığı sağlamak, özellikle suç işlemesini önlemek, suç işleyenlerin cezalarını çektikten sonra onların topluma kazandırılmasını sağlayabilmek için çok önemli çalışmalar bugüne kadar yaptık. Bundan sonra da özellikle gelişen durumlar nedeniyle yapmak durumundayız. Yargı reformu strateji belgemizde özellikle eleştiri konusu olan denetimli serbestlikle ilgili uygulamalarla ilgili, koşullu salıvermeyle ilgili ve bazı suçlar, özellikle öne çıkan, toplumun huzur ve sükunetini bozmaya yönelik davranışlara yönelik cezaların, alt sınırların arttırılmasına yönelik tutuklama tedbirinin şekline gerek mevzuatımızda gerekli uygulamaya yönelik önemli çalışmalarımız var. Bu taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirlerine sunacağız ve bu anlamda suç şebekeleriyle mücadeleyi emniyet güçlerimizle de yargı teşkilatımızla beraber bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Toplumun huzurunu bozan suç şebekelerine, örgütlerine hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Özgürlüklerin alanını alabildiğine genişlettik dedik. Tabii bunu yaparken hem mevzuatımızdaki değişiklikler hem de anayasal düzenlemeler yaptık. Anayasamızda kadın haklarıyla ilgili, çocukların korunmasıyla ilgili. Hak arama yollarının genişletilmesiyle ilgili önemli reformları hayata geçirdik. Kamu Denetçiliği’nin kurulması, bilgi edinme hakkı, bireysel başvuru hakkı gibi birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Özel hayatın korunması, kişisel verilerin korunması. Bunlar anayasamızda olmayan şeylerdir. Darbe anayasasında bunlar yoktu. Ama bunlar ihtiyaçtı ve bu mekanizmaların kurulması gerekiyordu ve bunlar önümüzdeki işte 2010, 2004, 2005 ve 2017 anayasa değişiklikleriyle bir kısmı referandumla, bir kısmı mecliste oy birliğiyle yapılan düzenlemeler olarak hayata geçti. Tabii ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması önemliydi. Çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik. İşte Milli Güvenlik Kurulunun yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, demokratik hukuk devleti ilkelerine daha uygun hale getirilebilmesi için önemli çalışmalar yapıldı. Tabii bundan sonra yapılamaz mı? Özellikle o kurum ve kuruluşların bundan sonra bu ülkede bir daha milli iradenin, demokrasinin önü kesilmesin diye vesayetçi ruhtan tamamen arındırılabilmesiyle ilgili olarak yapılabilecekler elbette ki var. Anayasamızda yapılan bunca değişiklik darbecilerin yargılanabilmesinden tutun da sıkıyönetimin ilan edilebilmeyeceğine yönelik hükümlerin kaldırılmasına yönelik sıkıyönetimin ilan edilebileceğine yönelik hükümlerin kaldırılmasından tutun da birçok demokratik düzenlemeleri anayasamızda hayata geçirdik. Ama biz şimdi diyoruz ki Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladık. Türkiye Yüzyılı diyoruz inşallah. Gençlerimiz burada, onların omuzlarında Türkiye Yüzyılı inşa edilecek. Bizler özellikle ön sıradakiler temeli attı. Şimdi asıl inşaat sürecini bu gençlerimiz yapacak. O nedenle gençlerimize biz güveniyoruz” diye konuştu.

    Mudanya Üniversitesi kurucusu Gıyasettin Bingöl ise yaptığı konuşmada, “Mudanya Üniversitesi’ni elimizden geldiği kadar dünya üniversitesi yapmak için bütün çabaları sarf edeceğiz. Çok iyi bir ekip kurduğumuzdan emin olabilirsiniz. Liyakata, puana önem verdiğimizden emin olabilirsiniz. Bütün ilanlarımız bağımsız bir şekilde ilan edilir. Layık olan kişi tercih edilir. Mudanya Üniversitesi’nde rektörümüzden hocalara, düşünülmüş, tartışılmış, sınavlardan geçip hak ederek buraya geldiler. Eski rektörümüz ve danışma kurulu başkanımız, nerede bir akıl buluyorsak oraya hemen müracaat ediyoruz. İstişare etmek, büyümek, gelişmek istiyoruz. Adalet Bakanımızın öğrencilerimize ilk dersi vermesinden dolayı çok onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.