Etiket: bursa

  • Bursa rotasının flamingoları

    Bursa rotasının flamingoları

    Bursa ile Venedik arasında bir bağ oluşturan flamingolar yaz mevsimini Venedik’te bulunan Po Deltası’nda geçirdikten sonra kışlama alanı olan Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Kocaçay Deltası’na dönmeye başladı.

    İtalya’dan yola çıkan bine yakın flamingo, sürüler halinde Akdeniz hattı boyunca uçarak Marmara Denizi kıyısındaki kışlama alanlarına ulaşıyor. Pembe renkleri ve uzun boyunları ile güzel görüntü oluşturan flamingolar sürü halinde besleniyor.

     

  • Mudanya’daki BESAŞ satış noktaları çözüm bekliyor

    Mudanya’daki BESAŞ satış noktaları çözüm bekliyor

    Bursa’da 45 yılı aşkın süredir halkın en temel gıda maddesi olan ekmek ve ekmek çeşitleri ile süt ve süt ürünlerini satan BESAŞ, ürün satış noktalarının Mudanya’daki satış noktaları adeta barakayı andıran görüntüsü ve kapasitesi ile ilgili sorunlar ortaya koyuyor.

    Bursa’da gerçekleşen yenilemelerin Mudanya’da da gerçekleşmesini isteye satıcıların Mudanya Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve BESAŞ yönetimine yaptıkları müracaatlardan bir netice alamadıklarını ifade etti.

    Satış noktalarında hizmet verenler, “Bizim durumuzda olan satış noktalarında modernizasyon çalışması yapılarak, mevcut satış noktalarının da kısa zamanda yenilenmesini istiyoruz. 20 bine yaklaşan nüfusuyla ilçenin en kalabalık mahallesi Halitpaşa’ya yakışır durumda olmayan BESAŞ satış noktasının yenilenmesi için yetkililerden yardım istiyoruz” diye konuştu.

  • Zeytin Üretimini ve Çiftçiyi Desteklemek İçin Çağrıda Bulundu

    Zeytin Üretimini ve Çiftçiyi Desteklemek İçin Çağrıda Bulundu

    Zeytin ağaçlarının sağlıklı beslenmede kritik bir rol oynadığını vurgulayan Sarıbal, “Zeytin, hem sofralık hem de yağlık olmak üzere iki türde üretimi yapılmakta ve kimyasal işlem görmeden tüketilebilen önemli bir besin kaynağıdır. İçeriğindeki vitaminler ve koruyucu maddelerle sağlık açısından büyük öneme sahiptir,” dedi.

    İhracat Kısıtlamaları ve Ekonomik Sorunlar

    Sarıbal, zeytin ve zeytinyağının iç ve dış piyasalarda ticari bir değere sahip olduğunu belirterek, “ABD, İspanya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle yapılan ihracat, dökme zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamalar nedeniyle olumsuz etkilenmiştir. Son üç yılda dökme varil zeytinyağı ihracatı 4 kez yasaklandı ve bu yasaklar çiftçilerimizin aleyhine sonuçlandı,” dedi. Fiyatların, kısıtlamalar sonrası 180 TL’den 350 TL’ye kadar yükseldiğini belirtti.

    2024 Hasat Dönemi Beklentileri

    2024 hasat dönemine yaklaşırken, Gemlik, Mudanya, Orhangazi ve İznik ilçelerinde 250 bin tonun üzerinde zeytin rekoltesi beklentisi olduğunu ifade eden Sarıbal, “Bu yıl yağlık zeytin oranının artması bekleniyor. Ancak zeytin, var yılı ve yok yılı olarak bilinen bir ürün olduğundan çiftçilerin iki yılın gelirini karşılayacak şekilde kazanç sağlaması gerekmekte,” dedi.

    Maliyet Artışları ve Çiftçiye Yansıması

    Zeytin üretim maliyetlerinde işçilik, gübre, mazot ve tarım ilaçları gibi girdilerde %30 ile %100 arasında artışlar yaşandığını vurgulayan Sarıbal, “Bir yıllık enflasyon oranları TÜİK’e göre %60, ENAG verilerine göre ise %100 seviyelerinde gerçekleşti,” dedi. İklim koşullarının da zeytin rekoltesini etkilediğini belirtti.

    Hükümetten Talepler

    Sarıbal, zeytin desteklerinin artırılması gerektiğini belirterek, “Hükümet, ihracatta kaybedilen pazarların geri kazanılması için kota, yasak ve kısıtlamaları gündeme getirmemeli ve yurtdışında güvenilir politikalar oluşturmalıdır,” çağrısında bulundu. Ayrıca, Tarım Bakanlığı’nın zeytin ve zeytinyağının önemini vurgulamak için eğitim programları düzenlemesi gerektiğini ifade etti.

    Talep, Beklenti ve Öneriler

    1. Merkezi Hükümetten ve Tarım Bakanlığından Beklentiler

    – Tane desteğinin beş yıl boyunca 15 kuruştan 20 kuruşa çıkarılması yetersiz kalmıştır. Hızla daha yüksek bir seviyeye çıkarılması gerekmektedir. Zeytinyağı desteğinin ise 7 yıldır kilogram başına 80 kuruştan 1 TL’ye çıkarılması da yeterli olmamıştır ve daha gerçekçi bir seviyeye yükseltilmesi beklenmektedir.

    – İhracatta kaybedilen pazarın geri kazanılması için kota, yasak ve kısıtlamaların yeniden gündeme getirilmemesi; yurtdışı pazarına güven veren söylem ve politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.

    – Dış ticarette kaybedilen rekabet gücünü yeniden sağlamak için zeytinyağı ihracatçılarına özel teşvikler sağlanmalıdır.

    – Zeytin ve zeytinyağı alım-satımını yapan kurum, kuruluş ve işletmelere 1 yıl düşük faizli kredi sağlanmalıdır.

    – Bakanlık, zeytin ve zeytinyağının önemini ve değerini kavratacak eğitim, reklam ve kültürel yöntemler uygulayarak başta okullar olmak üzere tüm kamu kurumlarında zeytin ve zeytinyağı tüketimini teşvik etmelidir, özendirmelidir.

    2. Piyasadan Beklentiler

    – Bölgemizde zeytin alanında belirleyici ve etkin olan Marmarabirlik ve Tarım Kredi Kooperatifleri, güçlerini kullanarak fiyatları maliyet + refah payı gözeterek, enflasyonu da göz ardı etmeden belirlemelidir. Piyasadaki fiyat belirsizliği hızla giderilmelidir.

    – Tarım Kredi Kooperatiflerinin, zeytin alım sürecinde bir çiftçi kurumu olarak bu kritik yılda çiftçinin yanında yer alması ve sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir.

    – Zeytin alımında Marmarabirlik ve diğer kurumlar, 180 adet/kg ile 230 adet/kg için kota uygulanmamalı

    – Yağlık ürün alımları kota dışı tutulmalı ve kısıtlama getirilmemelidir.

    – 230 ile 300 barem için fiyat yüksek belirlenmelidir çünkü bu barem, ağırlıklı ortalamayı belirleyen ürün baremi olduğu için çiftçinin gelirinde önemli rol oynamaktadır.

    – Piyasadaki tüm alıcılar, ekonomik koşulları, çiftçinin girdi maliyetlerini ve verimli yılı göz önünde bulundurarak çiftçinin ihtiyaçlarına hitap edecek şekilde fiyatlandırma yapmalıdır.

    Zeytin hasat sezonunun çiftçimize, halkımıza, ülkemize yararlar getirmesini bereketli olmasını diliyoruz…

    Saygılarımızla…

    Sarıbal, zeytin hasat sezonunun çiftçiler, halk ve ülke için bereketli olmasını dileyerek basın toplantısını sonlandırdı.

     

  • Nilüfer’e yeni bir kreş daha kazandırılıyor

    Nilüfer’e yeni bir kreş daha kazandırılıyor

    Nilüfer Belediyesi, kadınların iş ve sosyal yaşamlarına özgürce devam edebilmeleri, çocukların nitelikli eğitim almaları ve sosyalleşebilmeleri için ilçedeki kreş sayısını artırmaya devam ediyor. Ortak akıl ile kentin dinamiklerini bir araya getirmeyi hedefleyen Nilüfer Belediyesi, hayırseverlerin desteğiyle inşa edilecek kreşlere bir yenisini daha ekliyor. Minareliçavuş Mahallesi’nde Özdilek Holding’in desteğiyle inşa edilecek kreş inşaatı protokolünden sonra yeni bir kreş için daha imzalar atıldı.

    Dumlupınar Mahallesi’nde inşa edilecek Muhammed Enes Leman Kreşi için Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Hanzade İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abuzer Leman arasında protokol imzalandı. Protokol töreninde Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları ile Abuzer Leman’ın eşi Canan Leman da bulundu.
    Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Başkan Şadi Özdemir, “Nilüferliler’in dayanışması devam ediyor” dedi. Kadınların özgür bir şekilde iş ve sosyal yaşantılarına devam edebilmeleri için Nilüferliler’e kreş ve yurt yapmak çağrısında bulunduklarını hatırlatan Özdemir, bu çağrıya cevap veren Leman Ailesi’ne teşekkür etti. Leman Ailesi’nin 17 yaşında hayatını kaybeden çocukları Muhammed Enes Leman’ın isminin bu kreşte yaşatılacağını belirten Başkan Şadi Özdemir, “Kentimize güzel bir kreş daha kazandırmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl Eylül ayında bu kreşi açmayı hedefliyoruz. Nilüferli çocuklar burada hem eğitim görüp hem de sosyalleşebilecek” diye konuştu.

    Hedef 5 yılda 25 kreş

    Sosyal belediyecilik anlayışları doğrultusunda kente yeni kreşler kazandırmak istediklerini ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, hedeflerinin 5 yılda 25 kreş yapmak olduğunu vurguladı.
    Nilüfer’de yaşayanların Nilüfer’e sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Başkan Şadi Özdemir, “Bizim taahhüdümüz Nilüfer’i Nilüferlilerle birlikte yönetmekti. Ortak akılla, birlikte çalışıp, birlikte kararlar alacağız. Herkesin sesinin yansıdığı bir Nilüfer için hepimiz buraya sahip çıkmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.

    Kreş inşaatının hızlı ve güvenli bir şekilde tamamlanması temennisinde bulunan Hanzade İnşaat ve Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Abuzer Leman da önümüzdeki dönemde bu tür bağışlarını sürdürmek istediklerini belirtti. Leman, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve yönetimine bu fırsatı verdikleri için teşekkür etti.

    Dumlupınar Mahallesi’nde 1630 metrekarelik alanda 7 sınıflı olarak projelendirilen Muhammed Enes Leman Kreşi, tamamlandığında 112 öğrenciye eğitim verecek.

  • BUÜ’nün ‘En İyiler’ listesi artıyor

    BUÜ’nün ‘En İyiler’ listesi artıyor

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Stanford Üniversitesi’nden bilim adamlarının öncülük ettiği, Hollanda’dan da bilim insanlarının yer aldığı bir ekip tarafından atıf sayısı, h indeksi, hm indeksi, kendine atıf oranı gibi değişkenlerden oluşan ve kompozit indikatör bilimsel etki endeksi kullanılarak yapılan başarı sıralamasında dünyada yüzde 2’lik dilime giren “World Top yüzde 2 Scientists List” araştırmacılar belirlendi. 2023 yılı çalışmalarının incelendiği 223 bin 152 bilim insanının yer aldığı listede Türkiye’den bin 518 bilim insanı, BUÜ’den de 20 akademisyen bu sıralamada yer aldı. Akademisyenlerin tüm akademik kariyerleri boyunca yaptıkları çalışmalar dikkate alınarak oluşturulan sıralamada ise toplam 217 bin 97 bilim insanının içerisinde BUÜ’den 14 öğretim üyesi listede yer aldı. Bir önceki yıl açıklanan sıralamada BUÜ’den sadece 11 akademisyen listeye girmişti.

    Bu yıl için yayımlanan listede Türkiye’den bin 518 akademisyenin ismi yer aldı. BUÜ’den ise bu yıl 20 bilim insanı en iyiler listesinde gösterildi. Listede yer alan akademisyenler sırayla şu isimlerden oluştu;

    “Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız, Doç. Dr. Betül Sultan Yıldız, Doç. Dr. Senem Kamiloğlu Beştepe, Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı, Prof. Dr. Ömer Kaynaklı, Prof. Dr. Emrullah Yaşar, Prof. Dr. İlknur Alibaş, Prof. Dr. İsmail Filya, Prof. Dr. Adem Doğangün, Doç. Dr. Arzu Akbulut, Prof. Dr. Ali Mardani, Doç. Dr. Murtaza Cicioğlu, Prof. Dr. Tolga Çavaş, Prof. Dr. Mehmet Karahan, Doç. Dr. Emre İsa Albak, Prof. Dr. Muhsin Klıç, Prof. Dr. Tülay Özcan, Prof. Dr. İlker Ercan, Prof. Dr. Serdal Dikmen ve Prof. Dr. Necmettin Kaya.”
    Tüm akademik kariyerleri boyunca yaptıkları çalışmalar dikkate alınarak oluşturulan en iyi akademisyenler sıralamasında yer alan BUÜ’lü bilim insanının sayısı ise bu yıl 14’e ulaştı. Listede yer alan akademisyenler ise şu isimlerden oluştu;

    “Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız, Prof. Dr. Ömer Kaynaklı, Doç. Dr. Betül Sultan Yıldız, Prof. Dr. Veysel Turan Yılmaz, Doç. Dr. Senem Kamiloğlu Beştepe, Prof. Dr. Tolga Çavas, Prof. Dr. İsmail Filya, Prof. Dr. İlknur Alibaş, Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı, Prof. Dr. Mehmet Karahan, Prof. Dr. Emrullah Yaşar, Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Necmettin Kaya ve Prof. Dr. Ferruh Öztürk.”
    Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bilim insanları listesinde yer alan tüm akademisyenleri tebrik etti. Listede yer alan Türk bilim adamı ve BUÜ’lü akademisyen sayısının artış göstermesinden büyük bir memnuniyet duyduklarını vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Geçen yıla oranla bu sene Üniversitemiz ve Ülkemizin gösterdiği ilerlemeden son derece mutluyuz. Listeye giren tüm hocalarımızı tebrik ediyor, üstün başarılarının devamını diliyoruz. Hocalarımızın genç akademisyenlerimize de rol model olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da yayaya çarpan sürücü kaçmaya çalışırken yakalandı

    Bursa’da yayaya çarpan sürücü kaçmaya çalışırken yakalandı

    Olay, merkez Osmangazi ilçesi Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde meydana geldi.

    İsmi henüz öğrenilemeyen ve alkollü olduğu iddia edilen sürücü, yolun karşısına geçmeye çalışan yayaya çarptı. Yaşanan kaza sonrası kaçmaya çalışan sürücüyü trafik polisleri durdurdu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekibi sevk edildi. Kaçmaya çalışan sürücü, ellerine kelepçe takılarak ifadesi alınmak üzere karakola götürülürken, yaralanan yaya ise Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.

  • Bursa’da bir kadın kolunu hamur makinesine kaptırdı

    Bursa’da bir kadın kolunu hamur makinesine kaptırdı

    Olay, saat 10.30 sıralarında Ertuğrulgazi mahallesi Kozluca yolu bulvarında bulunan apartman meydana geldi.

    Zülayha Ş. (46) attığı hamurları makinede karmaya başladı. Makineye un atmak istediği sırada kadının kolu makineye sıkıştı. Olayı gören işyerindeki komşuları, durumu 112’ye bildirdi. Olay yerine 112 ve İtfaiye arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekipler kadının sıkışan kolunu makineden çıkardı. Kurtarılan kadın Ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı.


    Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

  • İMO’dan Bursa Vizyonu basın açıklaması

    İMO’dan Bursa Vizyonu basın açıklaması

    İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu adına Şube Konferans Salonu’nda basın açıklaması gerçekleştiren İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, kentin gelişimi noktasında Odanın ilgi ve uzmanlık alanına giren konularda, bilimsel ve teknik bir bakış açısıyla basın kuruluşlarını ve kamuoyunu bilgilendirmek için çalıştıklarını belirtti.

    Kentin hafızası, vicdanı ve sesi olarak sık sık basın ile bir araya geleceklerini söyleyen Erdem, “Bursa için bir planlamadan bahsederken, kent sorunlarının da bir plan dahilinde ele alınmasının kaçınılmaz bir gerçeklilik olduğunu söylüyoruz. Bu gerekçe ile amacımız Odamızın misyon ve vizyonuna uygun olarak kent sorunlarını lokal, anlık gündemlerle değil, bir plan dahilinde, Bursa’mızın meslek disiplinimizi ilgilendiren konularında sorunlarına bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşarak, hepsini bir bütün olarak, önce tespit ve teşhis etmek, daha sonra çözüm metodolojisini ve yol haritasını sizler vasıtasıyla kamuoyu ile paylaşmaktır. Hatırlarsınız daha önce İMO Bursa Şube çatısı altında oluşturduğumuz komite ve bilim kurullarımızı sizlerle tanıştırmak amacıyla, üniversitelerimizdeki çok değerli akademisyenleri ve alanında uzman olan yaklaşık 200 çok değerli meslektaşımızdan oluşan dev bir kadro ile karşınıza çıkmıştık. Elbette bu değerli kadroların yaratacağı bir farkındalık olmalıydı. Üstüne basarak söylemeliyim ki İMO Bursa Yönetim Kurulumuz ve bu dev kadromuzun önceliği sadece Bursa’dır. Bu vizyon ile 2050 planlı Bursa hedefini önceleyerek, tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.

    Her ay düzenli olarak basın mensuplarının karşına çıkacaklarını ve Oda bünyesinde oluşturulan bilim kurulları tarafından, kentteki meslek disiplini ilgilendiren konularda hazırlanmakta olan çalışma raporlarını paylaşacaklarına dikkat çeken Erdem, şunları söyledi: “Böylelikle hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgili kurumların Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’mızı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedefliyoruz. Biz İMO olarak Bursa’nın dar bir çevre tarafından dizayn edilmesine karşıyız ve tüm gücümüzle karşı durmaya devam edeceğiz. Bursa’yı Bursalıların yaşayacağı bir kent haline getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugünkü toplantımızı sizlere bundan sonra gerçekleştireceğimiz toplantılar hakkında ipuçları vermek, oda olarak vizyonumuzu paylaşmak, Yapacağımız bu çalışmalar ile tespit edilen sorunların telafi edilemez boyutlarıyla önceden yüzleşmek, gerekli uyarılarda bulunmak, hep birlikte yol haritasını oluşturmak, planlamanın önemine dikkat çekilmesini sağlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bursa’nın sorunları denince neredeyse hepimizin aklına benzer başlıklar geliyor. İMO olarak temel yaklaşımımız en acil ve en önemliden başlayarak tespit etmek, nedenleri ve çözüm önerilerini oluşturmak ve uygulandığının takipçisi olmaktır.”

    ‘Mesleğimiz ve Odamız penceresinden önceliklerimizi biz şu şekilde sıralıyoruz’ diyen Şube Yönetim Kurul Başkanı Serdar Atilla Erdem’in açıklaması şöyle:

    1- Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı
    2- Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi
    3- Kaçak Yapılaşma
    4- Ulaşım ve Alt Yapı
    5- Su Kaynaklarının Korunması ve Yönetimi
    6- Doğal, Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması
    7- Kent Anayasası, Misyon ve Vizyon

    1-AFETLERE HAZIRLIK VE AFET EYLEM PLANI

    Tedbirini afetten önce al, maddi ve manevi hasarı en aza indir.

    Bursa’mız, altında aktif fay hatları barındıran, birinci derece riskli kentlerin başında gelmektedir. Yıkıcı bir deprem ile karşı karşıya kalmamız an meselesidir. Sorun ise bu anın ne zaman olacağını tam olarak hesaplayamamızdır. 6 Şubat depremlerinin acıları halen sıcak, halen içimizi yakmaktadır. Peki geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarmamakta ısrarcı olacak mıyız? Aklımızı kullanmaktan bizi alıkoyan şey ne olabilir ki? Bilimin ve teknolojinin sunduğu imkanlardan neden faydalanmayalım?

    Şunu herkes iyi bilsin ki depremler olacak, seller yaşanacak, kuraklık olacak, karlar altında kalacağız, aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklar yaşanacak, tıpkı filmlerde gördüğümüz fırtınalara, kasırgalara şahit olacağız. Dere yataklarını ıslah etmek, dere yataklarında bulunan yapıları tasviye etmeye başlamak için her geçen gün, geç kaldığımız bir gün daha demektir.

    Bursa’yı hem alt hem de üst yapı olarak afetlere hazır hale getirmek zaman alacak, çok büyük bütçeler gerektiren ve yoğun işgücü isteyen bir süreçtir. Bir günde, bir yılda hazırlanmak mümkün değildir. Bu nedenle hazırlıklara geç kalmadan hemen bugün başlamalı ve büyük bir afet ile karşı karşıya kalmadan harekete geçmeliyiz.

    Yaşanan tüm felaketler bize gösteriyor ki sonrasında karşımıza çıkan maddi ve manevi bedeller öncesinde alacağımız önlemlerden kat be kat fazladır. O zaman afetlere karşı, afetler gerçekleşmeden ülke olarak önlem almak mecburiyetindeyiz.

    2-KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİ

    Bursa huzurlu, yaşanabilir, dirençli ve ruhunu geri kazanmış olarak acilen dönüşmelidir.

    Uzun yıllardır konuştuğumuz bir diğer sorunumuz ise kuşkusuz kentsel dönüşümdür.

    Maalesef Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başladık. Elimizdeki veriler net olmamakla beraber ülkemizde dönüşmesi gereken yaklaşık 7 milyon konuttan bahsedebiliriz. Bursa’mız için ise riskli yapı stoğumuzun yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde olduğu öngörülmektedir.
    İşte biz diyoruz ki artık planlamanın en önemli ayağı olan gerçek veri değerlerine ulaşmak, sağlıklı dönüşüm için en önemli konudur. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup kent anayasası için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız.

    Diyoruz ki öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.

    3- KAÇAK YAPILAŞMA

    Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir.

    Öncelikle ve üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur. Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir.

    Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatlarımız ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz.

    Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir.

    Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa hukuksuzluğu kaldırmamakta ve acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir.

    4- ULAŞIM VE ALT YAPI

    Zaman ve huzur çağımızın en önemli ihtiyacıdır. O zaman ulaşım ve trafik doğru planlanmalıdır.

    Önümüzdeki dönem toplantılarımızın bir diğer konusu da ulaşım ve alt yapı olacaktır. Toplu taşıma önceliği, çevre dostu ulaşım, akıllı ulaşım, çevre entegrasyonu, nüfus yoğunluğu ve trafik, yayalar ve bisiklet ulaşımı, deniz ulaşımı, demiryolları, hafif raylı sistemler, metro, otopark sorunu ve daha pek çok alt başlıkta ulaşım ve altyapı sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele alacağız. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Aklın ve bilimin yol gösterdiği, dünyada ve çevremizde var olan doğru modelleri örnek alarak kendimize uygulayabilir ve Bursa’da yaşamayı daha güvenli ve konforlu hale getirebiliriz. Bu çerçevede ilgili bilim kurulumuzun hazırladığı sorun tespitleri ve çözüm önerilerini içeren raporumuzu paylaşarak kamu idarecileri ve yerel yöneticilere yardımcı olmaya çaba sarf edeceğiz. Kent anayasası ile birlikte sürdürülebilir bir ulaşım master planı acilen oluşturulmalıdır. Unutmayalım ki Bursa hepimizin.

    5- SU KAYNAKLARININ KORUNMASI VE YÖNETİMİ

    Su ve doğa kenti Bursa aslına dönmelidir.

    İklim değişikliği meselesinin en can alıcı yerlerinden biri kuşkusuz kuraklıktır. Bakınız BUSKİ verilerine göre şu an Bursa’nın eğer yağış olmazsa en fazla 50-60 günlük suyu kalmış durumdadır. Üzülerek hatırlatmak isterim ki Türkiye su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla su kaynaklarımızı korumak ve doğru yönetmek yakın gelecek için hayati bir önem taşımaktadır.

    Bursa her geçen yıl hem nüfus hem konut hem de sanayi anlamında büyüyor. Kızılderililerin bir sözü vardır: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

    İşte değerli arkadaşlar bu nedenlerden dolayı 2050 Yılı Kent Anayasası hazırlanırken, Bursa’nın sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent olabilmesi için doğal kaynaklarının korunması ana hedefi ile hazırlanması ve Bursa’nın suyunu içen herkesin plana sahip çıkması gerektiği unutulmamalıdır!

    6- DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI

    Koruma kullanma dengesi içerisinde bu planlamalar kent anayasası ile birlikte yapılırken kaybetmiş olduğumuz şehrimizin ruhunu, değerlerini ve tarihi eserlerini tekrar geri kazandırmak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır.

    Köklü geçmişi ile aynı zamanda bir tarih kenti olan Bursa’mız için önemli olan bir diğer konuda koruma-kullanma dengesinin sağlanmasıdır. Koruma bölgelerinde, koruma kullanma dengesi vardır. Tüm dünyada bu dengeye riayet edilir. Koruma kullanma dengesini kurmak bir alanın korunması için en önemli şeydir. Kullanılmayan bir ev veya herhangi bir yer zaman içinde çöker, bir çöküntü alan haline gelir. Onun için bizim, koruma alanlarını mutlaka planlamamız, orada hayatın devam etmesini, modern koşulların tarihle buluşmasını, modern çalışma ve buluşma alanlarının tarih içinde kendine yer bulmasını mutlaka sağlamamız gerekiyor.

    Bugüne kadar yapılan plansız şehirleşme ve büyüme ile Bursa’mızın doğal, tarihi ve kültürel değerini kaybetmiş bulunuyoruz. Bu sebeple kaybetmiş olduğumuz kent ruhumuzu geri getirmek, günümüze kalan sınırlı sayıdaki bu değerleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğumuz vardır.

    Öncelikle hedefimiz Osmanlı’nın başkenti, kurtuluş savaşının temellerinin atıldığı şehrimizin tarihi ve kültürel miras envanterini çıkarmak, yeni planlamamızda Koca Sinan’ın yapı yapmaya kıyamadığı Bursa için aynı hassasiyetlere sahip bir yaklaşımla dönüşümü ve yenilemeyi sağlamak olmalıdır.

    7- KENT ANAYASASI, MİSYON VE VİZYON

    Misyon ve Vizyonumuz: 2050 Hedef Kent Anayasası
    Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. Yani 1/100.000’lik çevre düzeni planından bahsediyoruz. 1998 yılında Büyükşehir Belediyemiz ve Bursa dinamiklerinin birlikte hazırladığı 2020 yılı Bursa Çevre Düzeni Planından sonra aradan geçen 26 yıldan bugüne kadar yeni biri plan hazırlanmamıştır. Kaldı ki bugün yaşadığımız sorunların temelinde de büyükşehir belediyesinin ortak akılla hazırlattığı planın delik deşik edilmiş olması yatmaktadır. Evliya Çelebi’nin o meşhur sözüyle su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakılmış, dar bir çevrenin talepleri doğrultusunda şekillenmiştir ve maalesef sonuçları da ortadadır.

    Şu anda Büyükşehir Belediyemiz yeni bir Çevre Düzeni Planı konusunda bizim de içinde olduğumuz bir çalışma başlatmıştır. Ulaşımdan alt yapıya, yapı stoğu envanterinden kentsel dönüşüme, su kaynaklarından tarımsal alanlara, afet yönetiminden dirençli şehirlere ve daha pek çok alanda Bursa’nın sadece bugününü değil yarınını da düşünerek hazırlanacak ideal bir plana ihtiyacımız olduğu çok açıktır.

    Şu ana kadar bahsettiğimiz kent sorunlarının tamamı birbiriyle bağlantılı olup, bütüncül bir yaklaşımla, şeffaf bir şekilde, ortak akılla ve Bursa’nın menfaatleri öncelenerek, artık birilerinin hayal ettiği Bursa değil, 2050 yılında gelecek nesillerin bizlere teşekkür edeceği, İstanbul’un arka bahçesi olmayan, yaşanabilir, huzurlu, dirençli, tarımı ile turizmi ile sanayisi ile koruma kullanma dengesi çerçevesinde sürdürülebilir şekilde büyüyen, kentin ruhunu tekrar geri kazandıracağımız bir planlama için hep birlikte ayağa kalkmalıyız. Sonuç olarak, Ekim ayından itibaren her ay düzenli olarak sizler ile bir araya gelmeyi ve hem komitelerimizce hazırlanan raporları hem de gündeme dair görüşlerimizi sizler ile paylaşmak istediğimizi söylemek istiyorum. Hazırlanmakta olan raporlarımızın içerisinde kent anayasası, afetlere hazırlık ve afet eylem planı, kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşma, ulaşım ve altyapı, su kaynaklarının korunması ve yönetimi, doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunması konuları gibi başlıklarımız olacak.”

  • Denetimli serbestlik hükümlüleri camilerde bakım yaptı

    Denetimli serbestlik hükümlüleri camilerde bakım yaptı

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Bursa Müftülüğü işbirliğinde, denetimli serbestlik hükümlüleri Osmangazi ilçesi Gaziakdemir Mahallesi’nde bulunan Arafat ve Alemdar camilerinde temizlik, bakım ve onarım yaptı.

    Denetimli Serbestlik Müdürlüğü yetkilileri, okul ve camilerin temizliğinin, denetimli serbestlik kapsamında hükümlülerden oluşturulan bir ekiple düzenli olarak yapıldığını, bu sayede hükümlülerin kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalışma cezalarını çektiklerini ifade etti.

  • Seçim öncesi Bursa’da nabız yokladılar

    Seçim öncesi Bursa’da nabız yokladılar

    27 Ekim’de yapılacak 7’nci seçim öncesi HÖH heyetini kabul eden Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu, seçimlerin çok önemli olduğunu bu sebeple katılımı en yüksek seviyede tutmanın şart olduğunu dile getirdi.

    2021 – 24 arası 6 kez erken seçime giden Bulgaristan’da son seçimlerde 530 bin oy ile en çok oyu olan ve seçimi kazanan eski Başbakan Boyko Borisov’un partisi GERB olmuştu. 2. sırada ise 366 bin oy ile HÖH yer aldı. 47 milletvekili sayısına ulaşan HÖH 17 milletvekilinin karar değişitirip hükemeti oylamaması üzerine ülke yönetimini geçici hükümete bırakıp bir kez daha seçime gitmeye karar verdi. Bu ayrılığın ardından ikiye ayrılan partide eş başkanlı dönemde başlamış oldu.

    Ülkedeki en fazla milletvekili ve oy sayısına sahip ikinci parti konumundaki Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi(HÖH)’ün kendilerini yeni HÖH diye adlandıran yöneticileri 27 Ekim’de yapılacak 7. seçim öncesi Türkye’de en fazla seçmenin bulunduğu Bursa’da nabız yokladı. HÖH heyetinde HÖH Parlamento Grup Başkan Yardımcısı HÖH Kırcaali 4. sıra milletvekili adayı Bayram Bayram, Haskovo Bölge Valisi ve HÖH Haskovo İl Başkanı Mehmed Ataman, Kırcaali Belediye Başkanı ve HÖH Kırcaali 1. sıra milletvekili adayı Erol Mümün, Cebel Belediye Başkanı ve HÖH Kırcaali 2. sıra milletvekili adayı Necmi Ali, Cebel Belediye Meclis Başkanı ve HÖH milletvekili adayı Seyfi Mehmedali, Stambolovo Belediye Başkanı Adnan Yıldız, HÖH milletvekili adayı Samet Hasan yer aldı.

    Heyeti kabul eden Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turhan Gençoğlu, yaptığı konuşmada “Etimiz, tırnağımız olan Bulgaristan Türklerinin en büyük temsilcisi Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nin çok değerli heyetini ağırlamaktan büyük bir onur duyuyorum.

    Asimilasyon sırasında bulunduğumuz topraklardan kopartılarak göçe zorlanmış ve parçalanarak yaşamaya mecbur bırakılmış bir toplum olarak gerek Bulgaristan’da ve gerekse yaşadığınız yerlerde hiçbir engele tabi olmaksızın seçme ve seçilme hakkına sahip olarak bizlerin Bulgaristan’da en güzel bir şekilde temsil edilmemiz gerekiyor.
    27 Ekim tarihinde hem bizlerin ve hem de çocuklarımız geleceği açısından çok önemli bir seçim var. Bu seçimlerde katılımı en yüksek seviyelere taşımalıyız. Bölünmeden, birlik ve beraberlik içerisinde ortak hareket ederek komşumuz, dostumuz, ortak çıkarlarımız olan Bulgaristan Parlamentosunda söz sahibi olabilecek bir şekilde temsil edilmemiz gerekmektedir. İnşallah bu seçimlerde oyumuzu dahada arttırarak yönetime ortak olacak oy çoğunluğuna ulaşıp, sorunlarımız dahada rahatlıkla çözümlenebilmesine yardımcı oluruz” dedi.

    “Negatif dizi moduna dönüşen bu seçim son bölüm olsun”

    Heyet adına konuşan Kırcaali Belediye Başkanı HÖH Kırcaali 1. sıra milletvekili adayı Erol Mümün, Herzaman kendilerine destek olan Turhan Gençoğluna teşekkür ederek yanında getirdiği Kıracali şehrinin tablosunu hediye etti. Ardından açıklama yapan Erol Mümün, Maalesef Bulgaristan son 3 yılda 7. kez seçime gidiyor ve bu durum maalesef siyasi bir kriz oluşturma yolunda hızla ilerliyor. Bizimde isteğimiz 27 Ekim’de yapılacak seçimlerde güzel bir sonuç elde etmek. İstiyoruz ki negatif dizi moduna dönüşen bu seçim son bölüm olsun. HÖH partisinin parlamentodaki numarası 8 inşallah bizim numaramız olan 8’inci kez seçime gitmeyiz. Halkımıza ve devletimize hayırlı olmak adına hızlı bir şekilde çalışmalara başlarız. Haziran ayındaki son seçimde güzel sonuçlar çıkardık, rekor kırdık, en büyük ikinci siyasi parti konumuna geldik 47 milletvekili çıkardık ancak partimizde yaşanan tatsız olayların ardından ülke yönetiminde yer alamadık. Hükümeti destekleseydik şuan Bulgaristan’da bizim partiden bakan yardımcıları, valiler, vali yardımcıları olacaktı ve tüm hızımızla halkımız için çalışmaya başlayacaktık. Türkiye’de bizim çok sayıda kardeşimiz var. Her zaman olduğu gibi HÖH partesine destek çıkmalarını istiyoruz. En güzel destek sandık başına gitmekle olur sandık başına gidip bir kez daha bize oy kullanmalarını istiyoruz” diye konuştu.

    “Bulgaristan siyasi kriz içinde”

    HÖH Partisinin Kırcaali seçim bölgesinde 2. sıra milletvekili adayı ve aynı zamanda Cebel Belediye Başkanı Necmi Ali’de her zaman kendilerine verdiği destekten dolayı Turhan Gençoğluna teşekkür etti. Bulgaristan’ın şuan bir siyasi kriz içinde olduğunu aktaran Necmi Ali, “Umarım ileriki dönemde bu siyasi krizi atlatırız. HÖH olarakta zor bir dönemden geçiyoruz. Partimizin içinde bir gurup arkadaşımız parlementer gruptan ayrıldılar. Bunu açıklamak gerekiyor. Seçmenimiz herşeyi bilsin. Hükümeti olylamadan 1.5 saat önce söylentiler çıktı ve bu doğrultuda 17 kişi hükümetin kurulmaması için oy kulladı. Bu böyle olmamış olsaydı biz artık koalisyon ortağı olmuş olacaktık. Aynı zamanda da hükümet kurulmuş olacaktı. 3’lü koolisyonlu bir hükümet olacaktı ve şuanki problemlerimizi çözmeye devam edecektik. Önümüzdeki dönemde koolisyon ortağı olacağımıza inanıyoruz. Çünkü gençlerimiz yanımızda gençlerimiz bu yürütülen siyaseti yakından takip edip destekliyor” diye konuştu.