Etiket: bursa

  • İznik’te göl altındaki bazilika 9 yılda çıkarıldı

    İznik’te göl altındaki bazilika 9 yılda çıkarıldı

    İznik Gölü’nde yaşanan çekilme ile birlikte ilk kez 2014 yılında keşfedilen ve yapılan araştırmalarda Hristiyan medeniyetler tarafından kilise olarak kullandığı ortaya çıkan bazilika için 2015 yılında Uludağ Üniversitesi’nin Arkeoloji bölümü tarafından başlatılan çalışmalar sürüyor.

    Yaklaşık 9 yıl boyunca devam eden su altı ve su üstü kazı çalışmalarını sürdüren Arkeoloji Bölümü Başkanı Mustafa Şahin, devam eden çalışmalar ve bugüne kadar elde edilenler hakkında açıklamalarda bulundu. İznik Kaymakamı Arif Karaman’ın da yer aldığı bilgilendirme toplantısında görseller ile anlatım yapan Mustafa Şahin, bazilikanın İznik ilçesinin Hristiyan dünyasında ne kadar çok önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yaparak, “Geride kalan kalıntılarına bakacak olursak, bölgenin en büyük kiliselerinden biriymiş” dedi.

    Bazilikanın 1250’li yıllarda göl seviyesinin yükselmesi ile suyun içinde kaldığı için terk edildiğini ifade eden Mustafa Şahin, “2014 yılında keşfedilen bazilika için ilk olarak 2015 yılında su üstünde başlatmış olduğumuz ve sonrasında su altı kazıları ile devam eden araştırma çalışmalarımız her yılın belirli dönemlerinde bugüne kadar devam etti. Çalışmalarımızda bu yapının kimler tarafından ne için hangi amaç ile yapıldığını araştırmak adına tüm imkanları seferber ettik. Su üstü ve su altı kazılarımızda keşfettiklerimizi titizlikle inceleyip, zaman zaman farklı ülkelerin arkeologları ile iş birliği yaptık ve bu süreçte bazilikanın bin 500 yıl önce Aziz Neophytos’un adına inşa edildiğini tespit ettik. Bazilika devasa bir yapı olmasına rağmen yaşanan büyük bir deprem nedeniyle yıkılmış, zaten daha öncesinde ise 1250’li yıllarda göl seviyesinin yükselmesi ile suyun içinde kaldığı için terk edilmiş, sonrasında da yapının bir kısmı Hristiyan halkı tarafından temizlenmek ve arınmak için kullanılmış. Hatta o bölüm günümüzde de halen gözüküyor. Yaşanan deprem sonrası bazilikanın yıkılan taşları çevreye dağılmış, söylentilere göre İznik’te diğer yapılarda kullanılmış olmalı. Yaptığımız su altı kazı çalışmalarında bazilikanın büyük bir özveri ile inşa edildiğini ve boyu 2 metreyi bulan çok fazla sütunların olduğunu fark ettik. Birinci Konsil’in (İznik Konsili) bu bazilikanın yakınında yapıldığına dair önemli detaylara ulaştık ancak daha bu konuda henüz net bir bilgi yok sadece tahminlerimiz o yönde. Eğer bu tam anlamıyla ortaya çıkarsa, zaten bazilikanın bulunması ile dünyanın gözlerini üzerine çektiği İznik çok daha fazla ilgi görecektir diye düşünüyorum. Özellikle su altı kazı çalışmalarımızda, yerinde duran temelinin içinde o güne ait toprak sürahiler, bilezikler gibi günlük kullanım eşyaları bulundu. Bu eserlerin hepsi İznik müzesinde sergileniyor. Bazilika, havadan fotoğraflama çalışmaları sırasında, İznik Gölü’nün kıyıdan yaklaşık 20 metre açığında tespit edildi. Günümüzde ‘Senato Sarayı’ olarak tanımlanan bu anıtsal yapı, yaklaşık 600 metrekarelik kapalı bir alanı kaplıyor. Yapılan keşiflerde bazilika planı, kullanılan malzeme ve ölçüleri ile Roma İmparatorluğu toprakları genelinde yaygın olarak uygulanan Erken Hıristiyanlık dönemi kiliselerinden biri olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

  • Osman Gazi’ye yapılan 105 yıllık hakaretin belgeleri ortaya çıktı

    Osman Gazi’ye yapılan 105 yıllık hakaretin belgeleri ortaya çıktı

    Orhan Gazi’nin 1326 yılında gerçekleştirdiği fethin ardından yaklaşık 130 yıl Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapan Bursa, 8 Temmuz 1920’de İtilaf Devletleri’nin desteklediği Yunan kuvvetleri tarafından işgal edildi. Bu işgal, Ankara’da bulunan İlk Meclis’te büyük üzüntüye yol açmış, 10 Temmuz 1920’de Meclis kürsüsüne siyah örtü (Puşide-i Siyah) örtülmüştür. Meclis kürsüsüne siyah örtü örtülmesi, Bursa’nın işgalinin milli bir yas olarak kabul edildiğini göstermektedir. Türk ordusunun 11 Eylül 1922’de, işgalden tam olarak “2 yıl, 2 ay, 2 gün” sonra Bursa’yı geri almasıyla birlikte, bu siyah örtü de kaldırıldı.

    Yunan işgali sırasında milli ve dini değerlere yapılan saygısızlıklar, tarihe kara bir leke olarak geçti. Bu saygısızlıklardan biri de Yunan komutan Binbaşı Sofoklis Venizelos’un, Osman Gazi’nin türbesinde sergilediği hadsizlikti. Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos’un oğlu olan Binbaşı Sofoklis, Osman Gazi’nin türbesinde çektirdiği fotoğraf ile hafızalara kazındı. Venizelos nişanlısına gönderdiği fotoğrafın altına, “Yunanistan yeniden doğuyor, Türkiye ölüyor” notu düştü. Bu fotoğraf karesi, Yunanlıların Osman Gazi Türbesi’ne yaptığı saygısızlığın simgesi haline geldi ve Bursalıları derinden yaraladı.

    BURSALI TARİHÇİ DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN'IN TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN İNDİRDİĞİ 1920 YILINA AİT ARŞİVLERDE İŞGALCİ YUNAN KOMUTANININ ECDADA YAPTIĞI BÜYÜK SAYGISIZLIĞIN VESİKALARI GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ. BİR ASIR ÖNCE YUNAN KOMUTANIN OSMAN GAZİ HAN'IN KABRİ ÖNÜNDE SERGİLEDİĞİ BÜYÜK HADSİZLİK ARADAN 105 YIL GEÇSE HALA UNUTULMADI. DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN YAPILAN SAYGISIZLIĞIN HİÇBİR ŞEKİLDE UNUTULMAYACAĞINI SÖYLEDİ. (ABDULLAH ÇİBİR/BURSA-İHA)<br />
Bursa Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, tarihin tozlu sayfalarından 1920 yılına ait arşiv belgelerini gün yüzüne çıkararak, işgalci Yunan komutanının Osman Gazi Türbesi'ne yaptığı büyük saygısızlığı ortaya koydu. 105 yıl önce gerçekleşen bu saygısızlık, aradan geçen onca zamana rağmen unutulmadı. Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, ecdada yapılan bu hakaretin hafızalardan silinmeyeceğini vurguladı.
    “Burası sadece bir mezar değil, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ve yükselişinin de sembolüdür”

    Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, Osman Gazi Han’ın Tophane sırtlarındaki türbesini ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada şu cümlelere yer verdi:
    “Şu an önünde bulunduğumuz Osman Gazi Türbesi, yalnızca bir mezar değildir. Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı ve imparatorluğun yükselişinin simgelendiği yerdir. 19. ve 20. yüzyılın başlarında Bursa’ya gelen seyyahların yazılarında da Osman Gazi Türbesi’ne mutlaka yer verdiklerini görüyoruz. Burasının büyük bir Türk hükümdarının, Osmanlı Devleti’nin kurucusunun türbesi olduğunu herkes çok iyi bilmekteydi.”

    BURSALI TARİHÇİ DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN'IN TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN İNDİRDİĞİ 1920 YILINA AİT ARŞİVLERDE İŞGALCİ YUNAN KOMUTANININ ECDADA YAPTIĞI BÜYÜK SAYGISIZLIĞIN VESİKALARI GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ. BİR ASIR ÖNCE YUNAN KOMUTANIN OSMAN GAZİ HAN'IN KABRİ ÖNÜNDE SERGİLEDİĞİ BÜYÜK HADSİZLİK ARADAN 105 YIL GEÇSE HALA UNUTULMADI. DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN YAPILAN SAYGISIZLIĞIN HİÇBİR ŞEKİLDE UNUTULMAYACAĞINI SÖYLEDİ. SADECE BİLDİĞİMİZ BİR FOTOĞRAF VAR VE BU FOTOĞRAFTA KOLUNU GAYET SAMİMİ BİR ŞEKİLDE DAHA DOĞRUSU, LAKAYIT BİR ŞEKİLDE OSMAN GAZİ TÜRBESİNDE KENARDAKİ PARMAKLIKLARA KOYMUŞ AYAĞINI DA AYNI ŞEKİLDE KENARINA KOYARAK ÇEKİLDİĞİ BİR FOTOĞRAF. BU ASLINDA ŞUNU İFADE EDİYOR Kİ, O FOTOĞRAFI ASLINDA NİŞANLISINA DA GÖNDERİR. DAİLY MAİL GAZETESİ MUHABİRİNE DE... AYNI ŞEKİLDE HEM FOTOĞRAF VERİLECEKTİR. HEM DE ALTINA BU NOT DÜŞÜLECEKTİR FOTOĞRAFIN ALTINDA ŞU YAZAR 'TÜRKİYE ÖLÜYOR VE YUNANİSTAN DOĞUYOR' ASLINDA AMAÇ BUDUR (ABDULLAH ÇİBİR/BURSA-İHA)<br />
Bursa Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, tarihin tozlu sayfalarından 1920 yılına ait arşiv belgelerini gün yüzüne çıkararak, işgalci Yunan komutanının Osman Gazi Türbesi'ne yaptığı büyük saygısızlığı ortaya koydu. 105 yıl önce gerçekleşen bu saygısızlık, aradan geçen onca zamana rağmen unutulmadı. Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, ecdada yapılan bu hakaretin hafızalardan silinmeyeceğini vurguladı.

    “Türklere karşı psikolojik üstünlüğü sağlamak adına hususi çekilmiş bir fotoğraf”

    Arslan, 1920’nin sonlarında Yunan komutan Sofoklis Venizelos’un Osman Gazi Türbesi’ni ziyaretine de değinerek, bu ziyaretin detaylarının net olmadığını, ancak bir fotoğrafın bu ziyaretten günümüze ulaştığını belirtti. Arslan, “Fotoğrafta Venizelos’un gayet samimi, hatta saygısız bir şekilde, kolunu türbenin parmaklıklarına dayadığı ve ayağını da kenara koyarak poz verdiği görülmektedir. Bu fotoğrafı nişanlısına ve Daily Mail Gazetesi muhabirine göndermiştir. Bu fotoğraf ve altına düşülen ‘Yunanistan yeniden doğuyor, Türkiye ölüyor’ notu ile Türklere karşı psikolojik bir üstünlük sağlamayı hedeflemekteydiler. Bu fotoğraf, Osman Gazi’nin Bursa’daki Bizans hakimiyetine son veren Türk hükümdarı olması sebebiyle özellikle seçilmiş ve kasıtlı olarak çekilmiş bir karedir” dedi.

    Arslan, 12 Temmuz 1920 tarihli Bursa Hakimiyet gazetesinde yayımlanan ‘Bahtsız Bursa’ adlı yazıda Osman Gazi Türbesi’nin işgal altında kaldığının ifade edildiğini vurguladı. Arslan, “Ayrıca, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un ünlü Bülbül şiirinde Osman Gazi’nin türbesinde çan seslerinin duyulmasını şu sözlerle dile getirmiştir. ‘Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde Osman’ın.’ Bu yazılar ve mısralar Osman Gazi Türbesi’nin işgal altında olmasının Türk milletinde oluşturduğu derin üzüntüyü ve utancı dile getirmektedir. Namık Kemal’in oğlu Ali Ekrem Bolayır da Dayanma adlı şiirini, Sofoklis Venizelos’un türbede çekilen bu fotoğrafı üzerine kaleme almıştır. Bu fotoğraf kamuoyunda büyük bir infial oluşturdu ve Türk halkının tepkisine sebep olmuştur” diye konuştu.

    Asırlık arşivlerde saklı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle belgesel ve arşiv çalışmaları yürüten Bursa Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, bu süreçte pek çok yeni belgeye ulaştıklarını belirtti. Arslan, “Osman Gazi Türbesi ile ilgili önemli bir belge de bu araştırmalar sırasında ortaya çıktı. Bursa Darülmuallimin eski ambar memuru Mehmed Şefik tarafından kaleme alınan 12 Aralık 1921 tarihli dilekçede, şu cümleler yer aldı: ‘Yakın zamanda döndüğüm Bursa civarında, işgal yönetimi tarafından kasti ya da gayri kasti olarak işlenen çeşitli vahşet ve zulümlere ek olarak, kasaba içinde bizzat gözlemlediğim bazı kutsal değerlere yönelik saldırılar ve uluslararası hukuk kurallarına açıkça aykırı olan durumlar aşağıda arz olunur: – Cennetmekan Sultan Osman Han-ı Evvel hazretlerinin türbesinin girişine Kral Konstantin’in defne dalları ile çerçevelenmiş büyük bir resmi asılmıştır. Söz konusu türbenin avlusu da muhabere kıtaları tarafından işgal edilmiş olup, bahçedeki şehzadelerin mezarları üzerinde insan dışkısı izleri görülmektedir. İslam’a ve yüksek mezarlıklara aykırı olarak, Yunan askerleri tarafından defalarca tuvalet olarak kullanıldığına tanık oldum.

    BURSALI TARİHÇİ DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN'IN TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN İNDİRDİĞİ 1920 YILINA AİT ARŞİVLERDE İŞGALCİ YUNAN KOMUTANININ ECDADA YAPTIĞI BÜYÜK SAYGISIZLIĞIN VESİKALARI GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ. BİR ASIR ÖNCE YUNAN KOMUTANIN OSMAN GAZİ HAN'IN KABRİ ÖNÜNDE SERGİLEDİĞİ BÜYÜK HADSİZLİK ARADAN 105 YIL GEÇSE HALA UNUTULMADI. DOÇ. DR. HACER KARABAĞ ASLAN YAPILAN SAYGISIZLIĞIN HİÇBİR ŞEKİLDE UNUTULMAYACAĞINI SÖYLEDİ. (ABDULLAH ÇİBİR/BURSA-İHA)<br />
Bursa Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, tarihin tozlu sayfalarından 1920 yılına ait arşiv belgelerini gün yüzüne çıkararak, işgalci Yunan komutanının Osman Gazi Türbesi'ne yaptığı büyük saygısızlığı ortaya koydu. 105 yıl önce gerçekleşen bu saygısızlık, aradan geçen onca zamana rağmen unutulmadı. Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, ecdada yapılan bu hakaretin hafızalardan silinmeyeceğini vurguladı.

    – Camilerden bazılarının kapılarına Kral Konstantin’in resmi asılmıştır. Özellikle Hoca Alizade Camii’nin kapısına büyük bir haç çizilmiştir.
    – Vilayet dairesinin kapısına kraliyet tacı ve Yunan arması yerleştirilmiştir.
    – İngiltere hükümeti tarafından Anadolu’ya gönderilmek üzere Mudanya’ya sevk edilen savaş esirlerimiz, Yunan hükümeti tarafından tutuklanarak bir yılı aşkın süredir askeri hizmetlerde çalıştırılmaktadır.

    Bu olaylar, dindaşlarımızın gözü önünde gerçekleşerek vicdanlara dayanılması imkansız bir ızdırap yüklemektedir. Bu durumların önlenmesi amacıyla müttefik devletler nezdinde protesto edilerek, kutsal yerlerin tarafsız bir hükümetin kontrolü altında jandarmamız tarafından işgali için siyasi girişimlerde bulunulmasını yüksek makamınızdan istirham ederim. Bu konuda emir ve ferman, yetki sahibinindir” ifadelerine yer verildi.

    Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan, Osman Gazi Türbesi’nin Milli Mücadele sürecinde bir birlik ve bilinç oluşturduğunu vurguladı. Arslan, “Sofoklis Venizelos’un, Osman Gazi’nin türbesinde çekildiği fotoğrafı, kartpostallarda ve gazetelerde yayımlanarak halkı birleştiren bir sembol haline gelmiştir. Bursa’nın kurtuluşu 11 Eylül günü büyük bir sevinçle karşılanmış, bu sevincin bir yansıması olarak Osman Gazi’nin türbesinin bir maketi yapılarak Ankara sokaklarında dolaştırılmıştır. Bu, Osman Gazi’nin isminin ve türbesinin bağımsızlık ve Milli Mücadele ile özdeşleştiğini gösterir. 11 Eylül’de Bursa’ya ilk giren askerlerimizden 11 kahraman da Hacivat Köprüsü’nde şehit düşmüş ve Bursa’yı fetheden Osman Gazi’nin yanı başına defnedilmiştir. Böylece, Bursa’yı fetheden Osman Gazi ile onu kurtaran kahramanlar, aynı kutsal mekânda bir araya gelmiştir. Ruhları şad, mekanları cennet olsun” dedi.

    Arslan, araştırmaları sırasında Yunan arşivlerinden de faydalandıklarını belirterek, “Yunan kaynaklarında bu olaylara yer verilmemektedir. 2016 yılında Sofoklis Venizelos konusu iki ülke arasında yeniden gündeme geldi ve Yunan gazetelerinde Türkiye’nin bu konuyu gündeme getirerek kendilerini sıkıştırmaya çalıştığı şeklinde ifadeler yer aldı. Ancak Osman Gazi, artık sadece tarihi bir şahsiyet değil, aynı zamanda bir sembol haline gelmiştir. Onun adı, 600 yıl sonra bile Bursa’nın kurtuluşuna öncülük etmiş ve Milli Mücadele’nin önemli sembollerinden biri olarak öne çıkmıştır. Bugün ve gelecekte de tarihî sembol olma özelliğini sürdürecektir” şeklinde konuştu.

     

     

     

     

  • TMMOB’dan 1980 darbesine ilişkin basın açıklaması

    TMMOB’dan 1980 darbesine ilişkin basın açıklaması

    TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener’in açıklaması şu şekilde;

    12 Eylül Darbesinin Ekonomi Politiğinin Doruğu AKP İktidarıdır!

    Bilindiği üzere 12 Eylül 1980 darbesi, IMF ile yapılan anlaşma ve 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının hemen ardından yapılmıştı. Böylece neoliberal döneme geçiş ve kapitalist dünya ekonomisine tam eklemlenme sağlandı. Kamu idari yapısında dönüşümün ve serbestleştirme-özelleştirmelerin önü açıldı, emekçilerin hakları gasp edildi, sendikalar ve örgütlü toplum yapıları kapatıldı. Siyasi partiler önce kapatıldı ardından siyaset yeniden yapılandırıldı. Ülkemizin aydınlık bilinci ve vicdanı olan yüzbinlerce insan gözaltına alındı, işkence sistemli olarak uygulandı, idamlar yapıldı, milyonlarca insan o dönemin izlerini taşıdı. Darbe ile ABD emperyalizminin “yeşil kuşak” projesine hizmet edildi, dinci gericilik ve “Türk-İslam sentezi” desteklendi, laikliğin tasfiyesinin ve bugünkü siyasal İslam rejiminin yolu böylece açıldı.

    1961 Anayasasının aksine 1982 Anayasasında yürütme erki güçlendirildi, bu çaba AKP iktidarı ile tepe noktasına ulaştı. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği referandumunun ardından kuvvetler ayrılığını tamamen yok eden 2017 Anayasa değişikliği referandumu ile 12 Eylül faşizminin halk düşmanı antidemokratik felsefesi doruğuna vardı.

    Bu süreçte planlama tasfiye edildi, sanayileşme süreci kesintiye uğratıldı, tarımsal üretim geriletildi, ithalata bağımlı fason üretim hakim oldu. Anayasa, hukuk, kamu idari yapısı, planlama-sanayileşme-kalkınma, mühendislik, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım, gıda gibi tüm kamusal üretim ve hizmet alanları ile emekçilerin çalışma koşullarında köklü değişiklikler yapıldı. Esnek/güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri ve sendikasızlaştırma yaygınlaştı, kıdem tazminatlarına el koymanın yolu açıldı. Rant rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık ve her düzeyde yozlaşma hakim oldu.

    Bu gelişmelerin karşıt cephesinde, emek ve demokrasi güçlerinin faşizm ve gericiliğe karşı mücadelesi hiç dinmedi. İşçi, kamu çalışanı, çiftçi, emekli, genç-yaşlı tüm halk, bugünlerinin ve geleceğinin karartıldığını görüyor. Sömürü ve rant ekonomisinin gerici-dinci ideolojilerin takviyesiyle doğallaştırmaya çalıştığı işçi, kadın, çocuk cinayetlerinin, şiddetin, işsizliğin, yoksulluğun yayılması ve doğal afetlere hazırlıksızlığın neden olduğu toplumsal sorunlar artık halk tarafından tepkiyle karşılanıyor.

    Ülkemizdeki mevcut durum, emek ve demokrasi güçlerinin önüne birlikte mücadeleyi, kaybedilen her şeyi daha üst boyutlarda yeniden kazanmayı, emeğin ve bilimin aydınlatacağı başka bir Türkiye için mücadele görevini koymaktadır. Toplumsal ihtiyaçları temel alacak kamucu politikaların hakim olduğu bağımsız, demokratik, laik, sanayileşmiş, kalkınmış, tam istihdamı sağlamış, barış ve kardeşlik içinde bir Türkiye’ye ancak böylece ulaşabileceğiz.

  • Bursa’da sürücüler kalaslarla birbirine girdi

    Bursa’da sürücüler kalaslarla birbirine girdi

    Olay, merkez Osmangazi ilçesi Acemler mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre, yol verme meselesi nedeniyle araçtan inen bir sürücü kendisine yol vermeyen kamyonet şoförü ile tartışmaya başladı. İkili arasında artan tansiyon kavgaya dönüşünce iki sürücü birbirlerine kalasla vurmaya başladı. O anlar kameraya saniye saniye yansırken, kavgayı çevredekiler güçlükle ayırdı.

  • Bursa sahillerinde son durum

    Bursa sahillerinde son durum

    Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan Gemlik’te 8, Mudanya’da 9 ve Karacabey’de 3, İznik Gölü kıyısında ise 4 olmak üzere 24 kamp ve plajda tespitler yapıldı. Yapılan analizlerde alınan numunelerin 22 plajda değerlerin altında, 2 plajda ise kılavuz değerle zorunlu değer aralığında olduğu tespit edildi. Toplam sonuçlar kılavuz değerlerin altındaysa “iyi kalitede su (girilebilir)”, kılavuz değerle zorunlu değer arasındaysa “orta kalitede su (girilebilir)”, zorunlu değerlerin üzerindeyse “kötü kalitede su (girilemez)” tespitlerine yer veriliyor.

    Bursa’nın “iyi” ve “orta” deniz suyuna sahip sahil ve plajlar şöyle:

    Gemlik: Bursa Büyükşehir Belediyesi Küçükkumla Halk Plajı, Büyükşehir Kurşunlu Kadınlar Plajı, Büyükşehir Belediyesi Kumsaz Halk Plajı, Hasanağa Kadınlar Plajı, Büyükkumla Halk Plajı, Narlı Halk Plajı, Karacaali Gençlik Kampı, Gemsaz Halk Plajı ‘iyi kalite su’ statüsünde yer aldı.

    Mudanya: Bursa Büyükşehir Belediyesi Eğerce Halk Plajı, Bursa Büyükşehir Belediyesi Eşkel Halk Plajı, Altıntaş Halk Plajı, Zeytinbağı Halk Plajı, Kumyaka Halk Plajı, Burgaz Halk Plajı, Burgaz Altınkum Halk Plajı ‘iyi kalite su’ olarak tespit edilirken, Coşkunöz Plajı ve Büyükşehir Belediyesi Mesudiye Halk Plajı ‘orta kalite su’ olarak belirlendi.

    Karacabey: Malkara Halk Plajı, Yeniköy Halk Plajı, Kurşunlu Halk Plajları plajlarında ‘iyi kalite su’ olarak belirlendi.

    İznik Gölü: Göllüce Halk Plajı, İnciraltı Mevki Halk Plajı, Darka Tatil Köyü ve Orhangazi Halk Plajı ‘iyi kalite su’ olarak tespit edildi.

  • Bursalılar dikkat, şemsiyeleri almadan dışarı çıkmayın

    Bursalılar dikkat, şemsiyeleri almadan dışarı çıkmayın

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre iki gün Bursa’da sağanak yağış etkili olacak. Bu sabah saatlerinde başlayacak olan gök gürültülü sağanak yağışın, akşam saatlerinde son bulması bekleniyor.

    Gün boyu en yüksek sıcaklığın 32 olacağı Bursa’da, en düşük sıcaklık 20 derece olması tahmin ediliyor.

  • Tarım işçilerini taşıyan araç ile otomobil çarpıştı: 8 yaralı

    Tarım işçilerini taşıyan araç ile otomobil çarpıştı: 8 yaralı

    Kaza, saat 14.00 sıralarında Mustafakemalpaşa ilçesi Durumtay Mahallesi Setboyu mevkisinde meydana geldi.

    Tarım işçilerini taşıyan H.A. (46) idaresindeki 16 ADB 323 plakalı ticari araç ile karşı yönden gelen M.D. (27) idaresindeki 06 CRT 887 otomobil kafa kafaya çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle otomobil sürücüsü M.D. ve ticari araçta bulunan 7 tarım işçisi yaralandı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda ambulans ve jandarma ekibi sevk edildi. Kaza yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılar tedavi için Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. 8 yaralının genel sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Jandarma ekipleri kaza ile ilgili inceleme başlattı.

  • Bursa’da motosiklet dönüş yapan araca çarptı

    Bursa’da motosiklet dönüş yapan araca çarptı

    Kaza, saat 18.00 sıralarında Göl Yolu üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre R.C.A. (26) idaresindeki otomobil, göl istikametinden Orhangazi istikametine doğru seyir halindeyken bir fabrikaya ait otoparka dönüş yapmak istedi.

    Bu esnada aynı yönde gitmekte olan B.E. (18) idaresindeki motosiklet, dönüş yapmak isteyen otomobile yandan çarparak savruldu. Çarpmanın şiddeti ile savrulan motosiklette bulunan sürücü B.E. ile birlikte arkasında yolcu olarak bulunan H.K. (40) yaralandı. İhbar üzerine olay yerine ambulans sevk edildi. Yaralılar ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Polis ekipleri kaza ile ilgili soruşturma başlattı. Vatandaşlar, göl yolunda son günlerde artan kazalar sebebiyle yol için farklı önlemler alınmasını istedi.

  • Büfede başlayan yangın mobilya imalathanesine sıçradı

    Büfede başlayan yangın mobilya imalathanesine sıçradı

    Yangın, saat 17.00 sıralarında Mahmudiye Mahallesi 7. Sokak’ta faaliyet gösteren büfede meydana geldi. İddiaya göre, büfede ocaktan sıçrayan alevler iş yerinde yangın çıkardı. Yangın kısa sürede büyüdü.

    Alevler kısa sürede iş yerini sararken yandaki mobilya imalathanesinin 2. katındaki sünger deposuna da sıçradı. Yangın yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Ekipler alevlere müdahale ederek söndürdü.

    Yangın sonucu büfe kullanılamaz hale gelirken mobilya imalathanesinin sünger deposunda hasar meydana geldi. Yangını söndürmeye çalışan mobilya imalathanesi çalışanı Yunus P.’nin (33) ellerinde yanıklar oluştu. Yaralı, olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

  • Bursa’da bazı yollar trafiğe kapatılıyor

    Bursa’da bazı yollar trafiğe kapatılıyor

    Bursa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde trafiğe kapatılacak yollar duyuruldu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
    “Altıparmak Caddesi Varyant altı çıkış, Devlet Hastanesi önünden Çakırhamam istikameti – Temiz Caddesi – Çakırhamam Kavşağı – Fomara Kavşağı – Varyant Altı Zafer plaza Lambalar – Cemal Nadir Caddesi’ne çıkış – Atatürk Caddesi’ne çıkan bağlantı yolları saat 10.00’dan itibaren tören öncesinde ve tören bitinceye kadar araç trafiğine kapatılacaktır. 11 Eylül 2024 günü Atatürk Anıtı önünde saat 10.30’da yapılacak çelenk sunma ve tören esnasında; Atatürk Caddesi’ne çıkan bağlantı yolları kullanılmayacak, ayrıca 11 Eylül 2024 günü saat 10.00’dan itibaren T1 (İpekböceği) hattı etkinlik bitene kadar çalışmayacaktır.

    Alternatif güzergahlar
    Etkinlik süresince araç sürücülerinin Dikkaldırım – Zübeydehanım Doğumevi Kavşağı – Oulu Caddesi – İzmir yolu – Gençosman Kavşağı – Ankara Yolu – Gökdere istikametlerini kullanmalarının uygun olacağı değerlendirilmektedir” denildi.