Etiket: bursa

  • Vali Demirtaş zincir market temsilcileriyle görüştü

    Vali Demirtaş zincir market temsilcileriyle görüştü

    Vali Demirtaş, zincir market temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde çiftçilerin ellerindeki arz fazlası ürünler konusunda zincir market temsilcilerinden alım sözü aldı. Çiftçilere el uzatma noktasında tüm desteklerin kıymetli olduğunu belirten Vali Demirtaş, bir bütünün parçaları olarak birlikte güçlü olunduğunu vurgulayarak, “Bursalı çiftçilerimizin yanında olalım” dedi.

     

  • Bursa’da korkutan yangın

    Bursa’da korkutan yangın

    Yangın, merkez Nilüfer ilçesi Kızılcıklı Mahallesi’nde meydana geldi. Anızların yakılmasıyla başlayan yangın, kısa sürede ağaçlara sıçradı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek kısa sürede söndürdü.

  • Bursa’da rütbe terfi töreni düzenlendi

    Bursa’da rütbe terfi töreni düzenlendi

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü tarafından rütbe terfi töreni düzenlendi. Törende Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek ve Merkez Değerlendirme Kurulu kararı ile bir üst rütbeye terfi eden 52 personel yeni rütbelerini taktı. 3. sınıf emniyet müdürü rütbesinde bulunan Ümit Şahin, Mithat Öztaş ve Zafer Kuyu 2. sınıf emniyet müdürü rütbesine, 4. sınıf emniyet müdürü rütbesinde bulunan Cumhur Kenan Boduroğulları ve Yaşar Özdemir 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine, emniyet amiri rütbesinde bulunan Can Koray Elbistan ise 4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etti. Başkomiser rütbesinden emniyet amiri rütbesine 2 personel, komiser rütbesinden başkomiser rütbesine 36 personel, komiser yardımcısı rütbesinden komiser rütbesine 8 personel olmak üzere toplam 52 personel bir üst rütbeye terfi etti.

    Rütbe terfi programı, İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu ve müdür yardımcıları tarafından bir üst rütbeyi takmaya hak kazanan personele rütbelerinin takılması ve hatıra fotoğrafının çekilmesi ile sona erdi. Törene İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu, İl Emniyet Müdür Yardımcıları, şube müdürleri ve rütbe alan personel ile aileleri katıldı.

  • Yürüyüş yaparken dereye düşen kadın yaralandı

    Yürüyüş yaparken dereye düşen kadın yaralandı

    Olay, saat 18.00 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Ali Ferruh Yücel Caddesi’nin yanında bulunan yolda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, derenin yanında yürüyüş yapan Gülfet E. (48), bir anda dengesini kaybederek dere yatağına düştü. Çevredeki vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, sağlık ve itfaiye ekipleri dere yatağına inerek talihsiz kadına ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. Yapılan ilk müdahale sonrası Gülfet E., sedye ile itfaiye ekiplerince dere yatağından çıkartıldı. Yaralı kadın, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • “Devlet çiftçinin mallarının zayi olmasına asla müsaade etmez”

    “Devlet çiftçinin mallarının zayi olmasına asla müsaade etmez”

    Bursa’da Mustafakemalpaşa ve Karacabey’de domates üreticilerinin eyleminin adından açıklama yapan AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, eylemleri tasvip etmediğini belirterek, konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini ve süreci hızlandırdıklarını ifade etti.

    “Geçtiğimiz yıla oranla yüzde 20 ila 25 arası fazla üretim var”

    Domates üretiminde geçtiğimiz yıllara oranla ciddi bir arz fazlası olduğunu ve yaklaşık yüzde 25 rekolte artışı olduğunu belirten Gürkan, “Gelinen noktada ise Bursa, özellikle Mustafakemalpaşa ve Karacabey ovası olarak baktığımızda Türkiye’deki salça üretiminin yüzde 25’ini karşılayan bir bölgedeyiz. Geçtiğimiz sene verilen fiyatın üzerinde bir fiyat verilerek fabrikalar alım yapmıştı fakat bu yılki rekoltenin fazla olması ve geçtiğimiz sene yapılan üretimlerden vazgeçilip ardından domatese yönelinmesinden dolayı ciddi bir arz fazlası oldu. Geçtiğimiz yıla oranla yüzde 20 ila 25 arası fazla üretim var. Tespit edilen rakamlara göre 1 milyon 500 bin ton civarında bir domates rekoltesinden bahsediyoruz. Dolayısıyla fabrikaların bir alım gücü var, sözleşme miktarları olarak yapılan alımlar var. Bu yıl açıklanan fiyat 3.90 civarlarındaydı ama gelen talebin fazla olması ve çıkan firelerin fazla olması sebebiyle üreticimiz tatmin edici bir rakama ulaşamadı. Bunu yansımalarının bir başka sebebi de dünya piyasalarındaki ihracat ile alakalı olarak yapılan fiyat analizlerinde bizim rekabet gücümüzün az olmasından kaynaklanıyor. Yurt dışına baktığımızda Çin ve İran’ın vermiş olduğu salça fiyatlarının bizim ihracatımıza ne kadar kotayı kaldırsak da 2023 Mayıs ayı itibariyle domates ihracatı ile ilgili kotalar kaldırıldı. Bu kotalara istinaden ihracat yolu açık olması sebebiyle alımlar daha da fazlalaştırılmaya başladı. Ama yurtdışı pazarlarının bu konuda alıcı olmaması, iç piyasada beklenenden daha fazla domates üretiminin olması bir anda alım yapan fabrikaları sıkıntıya soktu. Bizde birkaç gün içerisinde bu süreci gördükten sonra yaptığımız görüşmeler neticesinde Genel Başkan Vekili Efkan Ala, tarım ve ticaret bakanlarımızla konu ile ilgili istişareler yapılmış oldu. Valimiz de dün tüm ziraat odası başkanları ile toplanıp ne gibi önlemler alınabilir diye istişare sürecini başlattı” şeklinde konuştu.

    3 bakanlık konu ile ilgili çalışma yürütüyor

    Domates alımı için çalışmaların ivedilikle devam ettiğini kaydeden Gürkan, “Gelinen noktada yapılan şey şu, Tarım Kredi Kooperatifleri, ilk etapta 25-30 bin tona alım yaparak alımı biraz daha güçlendirmek, diğer taraftan tarım ve ticaret bakanımızla birlikte istişareleri sonucunda fabrikaların alım güçlerini yükseltebilmeleri adına da hazine ve maliye bakanımızla görüşerek onlara destek verilerek alım güçlerinin arttırılması konusunda bir çalışma yapılmış oldu. 3 bakanlığımız bu konu hakkında ciddi bir çalışma yapıyor. Arka planda da Bursa yerelinde valimiz Mahmut Demirtaş ve AK Parti Bursa Milletvekilleri Osman Mesten ve Refik Özen ile bir araya geldiğimizde bu süreçleri nasıl hızlandırabiliriz, onların çalışmalarını yapıyorduk. Fabrikalarımız ile de bizzat görüşülüyor. Bursa’da 11 tane salça üretimi yapan fabrika var, bizzat bunlarla tek tek görüşülüyor. Onların alımlarını arttırmak için en yapılabilir hem ticari hem de kredi desteği yönünden çalışmalar yürütüyoruz. Çiftçimiz şunu bilmeli, devlet onların mallarının zayi olmasına asla müsaade etmez, bunlarla ilgili elinden gelen bütün gayreti gösterir. Bu yapılan çalışmalar da bunun sonucudur. Önümüzdeki günlerde hem alımların yükselmesi hem de hem de bakanlıklarımızın destekleri sonucunda daha iyi bir sürece doğru gidileceğini düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde daha güzel neticeler alacak ve vatandaşlarımızla paylaşacağız” dedi.

  • Bursa’da üzüm asması bebeğin hayatını kurtardı

    Bursa’da üzüm asması bebeğin hayatını kurtardı

    Olay, İnegöl’ün kırsal Yeniceköy Mahallesi’nde bir apartmanda meydana geldi.

    Nurcan-Murat K. Çiftinin 1 yaşındaki çocuğu Sahra K. Balkon korumalıkları arasından boşluğa düştü.

    Zemin kattaki sarılı üzüm asmasında takılan bebek, ölümden döndü. Yaralı olay yerine sevk edilen Ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. İlk tedavinin ardından bebek, ambulansla Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve araştırma hastanesine sevk edildi.

    Jandarma komutanlığı ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.

  • Afrika savanaları değil Mustafakemalpaşa

    Afrika savanaları değil Mustafakemalpaşa

    Mustafakemalpaşa Çayı’nın Uluabat Gölü’ne döküldüğü havzada bulunan kırsal Karaoğlan Mahallesi’nde yüzyıllardır manda yetiştiriliyor.

    Meralarda beslenen mandaların günlük sağılanlarına çayın etrafında çobanlar tarafından bakılıyor. Erkek ve büyüme aşamasındaki hayvanlar ise göl kıyısındaki meralarda ilkbahardan sonbahara kadar otlatılıyor.

    Besin içeriği ve kalitesiyle tercih edilen manda eti, sütü ve yoğurdu, Karaoğlan’dan yurdun dört bir yanına gönderiliyor.

    Mustafakemalpaşa Çayı bölgesindeki meralarda otlayan mandalar, sıcak yaz günlerinde sulak alanlara girerek serinliyor.

    Mandaların sürü halinde suya girip, Afrika savanalarındaki (tropikal iklim bölgesine özgü bitki örtüsü, Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar) bufalo sürülerini andırdığı anlar, dronla kaydedildi.

    “Su olmasa manda olmaz”

    Karaoğlan sakinlerinden 60 yaşındaki Mehmet Kızıl, AA muhabirine, mandacılığı gelecek kuşaklara aktarmak için uğraştıklarını söyledi.

    Köyde 3’üncü, 5’inci kuşak mandacılık yapan ailelerin bulunduğunu belirten Kızıl, mandacılığı milli servet olarak gördüğünü dile getirdi.

    Mahallenin etrafından geçen akarsuların mandacılığı kolaylaştırdığını vurgulayan Kızıl, şunları söyledi:

    “Anadolu mandacılığını devam ettirmeye uğraşıyoruz. Mustafakemalpaşa Çayı’nın Uluabat Gölü’ne döküldüğü noktalar bizim için çok büyük bir avantaj. Mandalar burada yatar, kendini serinletir. Meradan suya koştuğu zaman Afrika’daki aslanların kovaladığı bufalo sürüsüne benzer. Burada belgesellerde izlediğimiz Afrika’yı görmüş gibi oluruz. Manda zaten su sığırıdır. Su olmasa manda olmaz. Mandanın olduğu yerde su vardır. İkisi birbirini tamamlar.”

    59 yaşındaki Hüseyin Kırmızı ise dedesinden bu yana üç kuşaktır mandacılıkla uğraştıklarını, kendilerine miras kalan mesleği sürdürmeye çalıştıklarını ifade etti.

    Kolay bir iş olan mandacılıkta hayvanın meraya gitmesinin yeterli olduğunu belirten Kırmızı, “Diğer hayvanlara benzemiyor. Nesli artık tükeniyor. Bizim köyümüzde bile sayıları azaldı.” dedi.

    Başka bir işte çalışan oğlunun da manda yetiştiriciliğine meraklı olduğunu, emekliye ayrıldıktan sonra yapabileceğini dile getiren Kırmızı, mandacılığı yaşatmaya gayret ettiklerini sözlerine ekledi.

  • Kaynağında içilebilir olan Nilüfer Çayı neden kirli akıyor?

    Kaynağında içilebilir olan Nilüfer Çayı neden kirli akıyor?

    Uludağ’ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi’nden kaynağını alan, Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçen Nilüfer Çayı, Bursa Ovası’nda Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey ilçesinden Marmara Denizi’ne dökülüyor. Kestel, Gürsu ve Yıldırım ilçelerinden gelerek Osmangazi ilçesinde birleşen dereler de Nilüfer Çayı’nı besliyor.

    Ovada kilometrelerce menderes çizen akarsudaki koku ve renk değişiminin nedenlerinin araştırılması için kaynağından ve kent merkezindeki farklı noktalardan alınan numuneler, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) laboratuvarlarında analiz edildi.

    Çayın kaynağından ve sanayinin ağırlıkta olduğu Osmangazi Panayır Mahallesi’nden alınan numuneler arasında özellikle bazı parametrelerde dikkati çekici oranlarda değişimler kaydedildi.

    Tekstilde sıklıkla kullanılan kostik gibi bazik çözeltilerin etkisiyle, ölçümlerde kaynak suyu ve kirli su karşılaştırıldığında parametrelerin ortalama yüzde 65-70 arttığı görüldü. Aras Şelalesi’nde çıktığında 1,605 ppm olan sodyum miktarı, kirli suyun bulunduğu bölgede 105,04 ppm ölçüldü.

    Kasar (iplik ve kumaş üretimi sırasında oluşan yabancı maddeleri azaltma veya tamamen temizleme) ile merserizasyon (pamuk liflerinin enine şişmesini sağlayarak düzgün silindirik bir görünüm verme, bu şekilde pamuğa yüzey düzgünlüğü ve parlaklık kazandırma) işlemleri ve diğer nedenlerle artan sodyum miktarı, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

    Kent merkezinde kirlilik artıyor

    Kaynağında içilebilir özellikle olan Nilüfer Çayı’nın rengi, sanayi atıkları ve boyar maddeler nedeniyle merkez ilçeler Nilüfer ve Yıldırım’da griye dönmeye başlıyor. Suyun renginin özellikle Samanlı bölgesinde simsiyah olduğu dikkati çekiyor.

    Nilüfer Çayı’nın kaynağından itibaren döküldüğü alana kadar olan bölge görüntülendi.

    BTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü, biyobozunur malzemelerle suyu arıtıp kalitesini analiz ettiklerini söyledi.

    Test sonuçlarının, numunelerin alındığı bölgelere göre değişkenlik gösterdiğini belirten Ünlü, “Kaynağından çıkan suyu analiz ettiğimizde parametrelerin hepsi maksimum değerlerin altında olduğu için iletkenlik ve pH açısından oldukça temiz, içilebilir hatta sulamalarda uygulanabilir olduğunu gördük ancak farklı bölgelerden kirli suyu aldığımız zaman bu suların ne tarımsal sulamada kullanabileceğini ne de içilebilir olduğunu analiz ettik.” dedi.

    Ünlü, Nilüfer Çayı’nın tarımsal sulamada kullanılabilmesi için ön arıtmadan geçmesi gerektiğini vurguladı.

    Kirliliğin sanayi ve evsel atıklardan kaynaklandığını ifade eden Ünlü, şunları kaydetti:

    “Tekstil sektörü ağırlıklı bir bölgeden su örneği aldığımızda boyar maddelerin yoğun olduğunu görüyoruz. Kimyasalların daha yoğun olduğu bölgeler var. Ağır metallerin de suyun içine karıştığını analizlerin sonucunda görüyoruz. Organik malzemeler de benzer şekilde suyun içinde bulunuyor. Tekstil endüstrisinin atık suları boya, krom, nişasta, kostik (NaOH) ve asidik atık kimyasallar içerdiğinden çevreye zararlıdır. Kullanılan suyun büyük bir miktarı ön terbiye proseslerinde harcanır. Kumaşların ön terbiye işlemlerinde de bazı yıkamalarda, pH dengelemede, kasar ve merserizasyon proseslerinde kostik kullanılır. Suyun eski haline dönüp kaynağındaki gibi temiz akabilmesi için sanayi sektörünün arıtma tesisi kurması ve bunu geliştirmesi gerekiyor. Önlem alınırsa kaynağında oldukça temiz bu suyun içilebileceğini ve tekrar kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Tarımsal sulamada da kullanabiliriz. Şu anki durumda sulamada kullanmaya kalktığımızda bu ekolojik döngü içinde tarımsal kaynakları tüketeceğimiz için insan sağlığına da zarar verecektir.”

    “Ziftten öte bir şey”

    Aras Şelalesi’nde çayın kaynağından içen, elini yüzünü yıkayan Doğa ve Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Güler de suyun büyük bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.

    Nilüfer Çayı’nın Bursa Ovası’nda da bu temizlikte akması gerektiğini anlatan Güler, “Şehir merkezinde akan su, su değil. Bilhassa şu mevsimde suyun debisi hayli azalmış durumda. Su azaldığı ve atık çoğaldığı için kirlilik daha fazla oluyor. Kışın çaya verilen atıklar belki bu kadar koku ya da kötü görüntü yaratmıyor çünkü su bol. Yazın tamamen atık haline dönüşüyor.” diye konuştu.

    Mudanya ilçesi kırsal Çayönü Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Güleç (74), gençlik yıllarında bu suda yüzdüklerini hatta içtiklerini belirtti.

    Balık tuttukları, hayvanlarına su içirdikleri, bulgur kaynattıkları, çamaşır yıkadıkları çayın durumuna üzüldüklerini dile getiren Güleç, şöyle devam etti:

    “Dere boyuna gelip ağlamamız gerekiyor ama gelemiyoruz çünkü çok kötü kokuyor. Şu anda kullanılacak bir vaziyeti yok. Çocukluğumuz, gençliğimiz buralarda geçti. Geçen sene barajımızda su bitti, tek sefere mahsus buradan sulama yaptık. Oğlum iki saat sonra zehirlenip Tıp Fakültesi Hastanesine gitti. Biz bu suyu içiyorduk, böyle temiz suyu vardı. Mis gibi kokardı. Yetkililerden buna bir çare istiyoruz.”

    Rüştü Bozkurt (67) ise çayın çevresinde nefes dahi alamadıklarını söyledi.

    Kokunun mahalleye ulaştığını vurgulayan Bozkurt, “Özellikle hafta sonları daha kötü kokuyor. Ziftten öte bir şey. Köyün en üst kısmında oturuyorum. Orada bile bu koku nefesimi kesiyor.” dedi.

     

  • Bursa Büyükşehir’in ulaşım filosu büyüyor

    Bursa Büyükşehir’in ulaşım filosu büyüyor

    Bursa’yı son teknoloji ve imkanlarla buluşturmak için çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentte toplu ulaşım kültürünün yaygınlaşmasına yönelik çalışmaları da hayata geçiriyor. Her gün toplu taşıma araçlarında yüzbinlerce vatandaşı taşıyan BURULAŞ, toplu taşımadaki talepleri karşılamak için kapasitesini artırmaya devam ediyor. Yeni alınan 10 adet otobüs, düzenlenen törenle BURULAŞ filosuna dahil edildi. Böylelikle toplamda 547 araçla Bursa’ya kesintisiz hizmet verilmiş olacak.

    Hedef, güvenli ve konforlu hizmet sunmak

    CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, meclis üyeleri, Büyükşehir Belediyesi genel sekreter yardımcıları, daire başkanları, belediye iştiraklerinin yöneticileri, dernek ve kooperatiflerin temsilcilerinin katıldığı törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, araçların kazanılması konusunda özveride bulunan KARSAN yönetimine teşekkür etti. BURULAŞ ile Türkiye’de en iyi hizmeti verme düşüncesinde olduklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, Bursa halkının güvenle ve keyifle yolculuk yapabileceği atmosferi sunmak istediklerini ifade etti. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde yöneticilerden çalışanlara kadar herkesin aynı duygu ve düşünce içerisinde olduğunu anlatan Başkan Bozbey, göreve gelirken kenti son teknoloji ve imkanlarla buluşturacaklarının, gelişen, güçlenen ve güvenli bir Bursa’da hep beraber gülümseyeceklerinin sözünü verdiğini hatırlattı. Toplu ulaşım sistemini entegre ve ulaşılabilir hale getirmenin, filoyu gençleştirme adına bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Başkan Bozbey, “Vatandaşımız açısından son derece önemli olan toplu ulaşımın kullanımını kolaylaştırmak amacıyla yeni metro hatlarının yanı sıra açık, kapalı ve yeraltı otopark sistemleriyle ilgili çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Metro hatlarının yeterli olmadığını biliyoruz. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda ulaşım filomuzu gençleştirerek hemşehrilerimize daha modern, güvenli ve konforlu bir hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bu amaçla 10 aracımızı filomuza katıyoruz. Önümüzdeki süreçte çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek. Raylı sistemlerle birlikte Bursa’da ulaşımı sorun olmaktan hep beraber çıkaracağız. Böylelikle toplamda 547 araçla Bursa’mıza kesintisiz hizmet vermiş olacağız” diye konuştu.

    “Amacımız, ulaşımın rahatlaması”

    Gelişmiş ve çağdaş kentlerde ulaşımın insanların yaşam kalitesini yükselten, ekonomik ve sosyal yaşama eşit erişimini sağlayan bir hizmet olduğunu anlatan Başkan Bozbey, Bursa’da bu standardı yakalamak için gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Büyükşehir Belediyesi’nin tüm kaynaklarını, her bir vatandaşın yaşam kalitesini artırmak için seferber ettiklerini belirten Başkan Bozbey, “Planlamalarımızı, ilçelerimizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak gerçekleştiriyoruz. Ulaşım sistemimizin entegre ve ulaşılabilir hale getirilmesinde ‘Ulaşım Master Planı’nı önemsiyoruz. Yakın zamanda Ulaşım Master Planı’nı yenileyerek Bursa’mızın ulaşımla ilgili ihtiyaçlarını ortaya çıkaracağız. Stratejik planlarımıza da dahil ederek halkımıza yeni müjdeler vermek istiyoruz. Amacımız, Bursa’nın en önemli konularından biri olan ulaşımın rahatlaması ve konforun artırılmasıdır” dedi.

    “Bursa’da ulaşım, artık sorun olmaktan çıkmalıdır”

    Bu amaçla ayrıca BURULAŞ envanterinde bulunan 2 makam aracını vererek yerine 5 adet mikrobüs aldıklarını ve toplu taşıma faaliyetlerinde kullanılmak üzere filoya kazandırdıklarını ifade eden Başkan Bozbey, “Bursaray ve şehir içi otobüslerimizde halkımızdan gelen talepler doğrultusunda gece seferleri sürüyor. Yeni düzenlemelerimiz sayesinde Bursalılar, konforlu ve güvenli seyahat etme imkânı buluyor. Bu konu ilk defa bizim dönemimizde gerçekleşti. Görev alan tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ulaşımda en önemli şey, güvenli seyahattir. Bunun yanında güler yüzlü hizmettir. Personelimizin her birinin, hemşehrilerimizi güler yüzle karşılayıp keyifli seyahat etmelerini sağladıklarını biliyorum. Gelişen Bursa’da ulaşım, artık sorun olmaktan çıkmalıdır. Bu konuda önemli adımlar atıyoruz. ‘Ulaşılabilir bir Bursa’ hedefimize katkıda bulunan tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yeni araçlarımızın kentimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Konuşmaların ardından KARSAN yöneticileri ve BURULAŞ Genel Müdürü Fahrettin Beşli tarafından Başkan Mustafa Bozbey’e sembolik anahtar teslimi yapıldı. Kurdele kesiminin ardından Başkan Bozbey, direksiyon başına geçerek ilk test sürüşünü yaptı.

     

  • Bursa’da üniversite öğrencisinin film gibi cinayet senaryosu

    Bursa’da üniversite öğrencisinin film gibi cinayet senaryosu

    Olay, 28 Temmuz günü saat 16.00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Vatan Mahallesi’nde meydana geldi. 3 katlı bir binanın bodrum katında çıkan yangın sonrası itfaiye ekipleri yangına müdahale etmiş ve evin içerisinde yanmış halde Faik Yorgun’un (72) cansız bedenine ulaşılmıştı. Olay sonrası fırında çalıştığı tespit edilen Yorgun’un cansız bedeni Bursa Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisi yapıldı. Yapılan otopside, boyun kısmından kırıklarının olduğu tespit edilmesiyle birlikte Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği dedektifleri, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Olayla ilgili sır perdesini kısa sürede aralayan Cinayet Büro dedektifleri adım adım iz sürdü.

    Cinayetin detayları tüyler ürpertti

    Olayın yaşandığı gün Antalya’dan Bursa’ya gelen Akdeniz Üniversitesi Makine Teknikerliği 2’nci sınıf öğrencisi Mustafa Polat’ın eve girdiğini, evden ayrıldıktan sonra yangın çıktığını tespit etti. Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin görüntülerini inceleyen Cinayet Büro Dedektifleri, şüpheli Polat’ı kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Kasten yaralama suçundan 2 adet kaydı bulunan Polat Asayiş Şube Müdürlüğü’ndeki ifadesinde , “Evet, onu ben öldürdüm” diyen Polat, “Evine gittiğimde bana bıçak çekti. Kafasına vurdum. Yere düşünce iple boğazını sıktım. Ardından evi ateşe verip hiçbir şey olmamış gibi binadan ayrıldım. Kısa sürede yakalandım. Kendisini neden öldürdüğümü, yargılama sürecinde detaylarıyla anlatacağım” dedi.

    Asayiş Şube Müdürlüğü’nde işlemleri tamamlanan Mustafa Polat, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
    Öte yandan, Mustafa Polat’ın babası ile Faik Yorgun’un daha önce aynı bir işyerinde çalıştığını ve bundan kaynaklı geçmişe dayanan bir husumet olduğu öğrenildi.