Bursa’da seyir halindeki otomobile tutunarak ilerleyen bisiklet sürücüsü kendisini tehlikeye attı. Merkez Yıldırım ilçesi Ankara Yolu Caddesi Mimar Sinan metro istasyonu yakınlarında, bisiklet sürücüsü seyir halinde olan otomobile tutunarak ilerledi.
Etiket: bursa
-
Dubai çikolatası çılgınlığı durdurulmalı
Antep fıstığı, tel kadayıf ve çikolatadan oluşan Dubai çikolatasında son dönemlerde “çılgınlık” seviyesinde bir talep patlaması yaşanıyor. Özellikle sosyal medyada görselleri paylaşılan bu ürüne yetişkinlerden çok çocukların ilgisi oluyor. Ülkemizde birçok çeşidi tüketilen çikolatadan tek farkı içinde tel kadayıfın bulunması olan Dubai çikolatasında büyük firmalar, pastaneler, küçük çikolata üretim atölyeleri ve evlerde kadınlar adeta yarış içine girerken fiyatı da artan taleple giderek yükseliyor.
Bu talep ve yüksek fiyat, piyasada sahtelerin oluşmasına çok zaman geçmeden zemin hazırladı. Kalitesiz kakaoların kadar içinde Antep fıstığı görünümlü başka malzemelerin kullanıldığı Dubai çikolatası adı altında ürünler de piyasada görünür oldu.
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu, yaptığı açıklamada, son günlerde özellikle sosyal medyanın da etkisiyle Dubai çikolatasına olan ilginin aşırı arttığını belirtti. Ünlü bir zincir markete gittiğini ve kendisine “Dubai çikolatası yok satıyor. Şimdi reyona koysam bin adedi dakikalar içinde tükenir” dediğini vurgulayan Ağaoğlu, bunun bir “lüks tüketim çılgınlığı” olduğunu kaydetti.
Başka bir yerde de aşırı pahalıya satıldığına şahit olduğunu ifade eden Ağaoğlu, şöyle konuştu:
“Kilosu 4 bin liraya kadar ulaştı. 100 gramını 400 liraya varan fiyatlardan satıyorlar. Neden bu fiyatlar, kim ortaya attı bu çikolatayı, kim meşhur etti, amacı ne? Özellikle çocuklarda bir lüks tüketim çılgınlığına yol açıyor. Çocukları ve gençleri lüks tüketime özendiriyor. Peki Dubai çikolatasına ulaşamayanlar ne yapacak? Ulaşabilir ancak sağlık açısından tüketemeyen çocuklara nasıl açıklayacaksınız? Dubai çikolatası çılgınlığı kesinlikle durdurulmalı, Burada anne ve babalara büyük iş düşüyor. Çocukları bu tüketim çılgınlığından uzak tutsunlar.”
“Dubai ismine kanıp kıyılmış bezelye yemeyin”
Bazı yerlerin talebi karşılayamadığını vurgulayan Ağaoğlu, “Birçok yerde adeta kuyruğa giriyorlar. Okul kantinlerinde bile satıldığı iddia ediliyor. Eğer doğruysa önlem alınmalı. Her çocuğun imkanı bu pahalı ürünü almaya gücü yetmeyebilir” dedi. Artan taleple sahtelerin de üretilmeye başlandığını duyduklarını anlatan Ağaoğlu, “Bu kadar pahalı ve ilgi gören ürün olunca hemen piyasaya sahteleri, kalitesizleri çıkmaya başladı. Bir dönem baklavaların içine konulan kıyılmış bezelyeler yine gündeme gelebilir. Tüketicileri uyarıyoruz, Dubai ismine kanıp kıyılmış bezelye yemeyin.” diye konuştu.
“İçeriği yerli ama adı başka”
Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise Dubai çikolatasının çocuklar üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin hem Antep fıstığında dünyada iddialı olduğunu ifade eden Ercoşkun, şunları kaydetti: “Tel kadayıf da bize özgü. Çikolatada Türkiye zaten iyi konumda, kaliteli üretimleri var. Ne kakao ne de Antep fıstığı Dubai’de yetişiyor. Çikolatanın dünya genelinde en çok kabul gören malzemeleri süt ve fındıktır. Bu konuda da Türkiye sayılı ülkelerden. Bütün bu potansiyele rağmen Türkiye’de çocuklar aşırı lüks tüketimin simgesi haline getirilen Dubai çikolatasına özendiriliyor. Bu durum, çikolata üreticileri ve bu ürünü reklam eden basın için bir sorgulama ve değerlendirme gerektirmektedir. Çocuklar için lüks tüketime özendirici bu tür reklamlardan, aşırılıktan uzak durulmalı.”
-
Öğrenciler kağıt dokumayı öğrendi
Mehmet Aras İlkokulu öğrencileri, öğretmenleri eşliğinde katıldıkları etkinlikte, tasarım ve zanaat kesişiminde bir atölye deneyimi yaşadı. Etkinlikte çocuklar, kağıt şeritlerini bir araya getirerek dokuma tekniklerini keşfederken, ritim ve desen yapısına odaklandı.
Bu tür etkinliklerle çocukların gelişimine katkıda bulunduklarını belirten Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir; “Düzenlenen bu etkinlik sayesinde, çocuklarımız becerilerini geliştirirken, tasarım sürecinin temel bilgilerini de edinmiş oluyorlar. Küçük yaşta sanatla ilgilenen çocukların sosyal zekalarının olumlu yönde geliştiği bir gerçektir. Nilüfer Belediyesi olarak sanat ve sanatçının destekçisiyiz. Kültür sanat faaliyetlerimize devam edeceğiz” diye belirtti.
-
Nilüfer’de su kesintisi
BUSKİ Genel Müdürlüğü İçmesuyu Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada yapılacak çalışmalar kapsamında Nilüfer İlçesi Kayapa Mahallesi, 30 Ağustos Zafer Mahallesi, Kayapa Zafer Mahallesi, Kayapa Toki, Kayapa Organize Sanayi Bölgesi ve civarında 04 Kasım 2024 pazartesi günü 09.00-19.00 saatleri arasında su kesintisi yapılacağı belirtilirken vatandaşların tedbirli olması istendi
-
Türk edebiyatında kadın öznesi Osmangazi’de konuşuldu
Şadırvanlı Han Eğitim Akademisi’nin ev sahipliğini yaptığı “Kadın Yazarlar-Yazılan Kadınlar: Türk Edebiyatında Kadın Öznesi” adlı konferans, Prof. Dr. Nesrin Karaca’nın sunumuyla gerçekleşti. Konferansta, Türk edebiyatında yalnızca erkeklerin değil, kadınların da geniş bir eser külliyatına sahip olduğu ve hem klasik hem de modern dönemde şair, romancı ve öykücü olarak aktif bir rol üstlendikleri vurgulandı.
Kadının, Türk ve dünya edebiyatının şekillenmesinde birincil bir yere sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, geçmişten günümüze, kadın güzelliğini öven sayısız şiir ve eserin varlığının, edebiyatımızda kadının estetik ve ilham verici bir özne olarak bulunduğu konumun göstergesi olduğunu belirtti. Kadim medeniyetimizin, kadını hayatın dışına itmek yerine onu toplumun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğüne değinen Prof. Dr. Karaca, buna rağmen, ataerkil yapı sebebiyle edebiyattaki kadın sesinin tam anlamıyla duyulmadığına vurgu yaptı. Prof. Dr. Karaca, modern zamanlarda ise kadının edebiyat da dahil olmak üzere hayatın her alanın söz sahibi olduğunu fakat giderek metalaştırıldığını ve bunun tarihi meyan medeniyetimizin değerleriyle örtüşmediğine dikkat çekti.
Klasik dönem, tanzimat, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerinde öne çıkan kadın şair ve yazarların tanıtıldığı konferansta, kadın yazarların eserlerindeki kadın karakterler ile toplumsal cinsiyet rolleriyle nasıl bir ilişki kurduğu ve kadınların edebi katkılarının edebiyatı nasıl zenginleştirdiği incelendi. Program sayesinde katılımcılar, kadınların edebiyat dünyasındaki varlıklarını ve eserlerdeki etkilerini yeniden düşünme fırsatı buldu.
-
TEK-SEN’den iş sağlığı eylemi
Bursa’da bir araya gelen mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, birçok kez dile getirdikleri kamu çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine yönelik temel haklarının ihlali karşısında, 1 günlük ‘Hak yoksa iş yok’ eylemi gerçekleştirdi. Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları adına basın mensuplarına konuşan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Hak yoksa iş yok diyerek gerçekleştirdiğimiz bir günlük iş bırakma eylemi çerçevesinde, koruyucu giyim hakkımızın acilen temin edilmesi ve meslek Kanununun bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyoruz. 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. dönem toplu sözleşmenin enerji, sanayi ve madencilik hizmet koluna ilişkin hükümlerinde açıkça belirtildiği üzere, personelin koruyucu giyim malzemeleri ile donatılması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu zorunluluk, çalışanlarımızın zorlu iklim şartlarında ve tehlikeli iş ortamlarında korunmasını sağlamaya yönelik, iş sağlığı ve güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki, koruyucu giyim yardımı hakkının iş güvenliği teçhizatları ile karıştırılması sonucu, kamu çalışanlarımızın bu temel haklarından mahrum kaldığı açıkça görülmektedir” dedi.
Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları diğer illerde de bir araya geldi
Mühendisler ve teknik hizmet sınıfı çalışanları, Bursa dışında Trabzon, Tokat, Sakarya, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Samsun ve Mersin gibi birçok ilde de bir araya gelerek tepkilerini gösterdiler.
Kurumlar tarafından sağlanması gereken baret, çelik burunlu ayakkabı, yanmaz eldiven gibi iş güvenliği teçhizatları dışında, çalışanların termal iç giyim, yazlık ve kışlık olmak üzere koruyucu ayakkabı, atkı, bere ve mont gibi iklim şartlarına uygun koruyucu giyim ihtiyaçlarının karşılanmasının 2012 yılında toplu sözleşme ile güvence altına alındığını belirten Başkan Güler, “Bu tarihten itibaren çalışanlara sunulan koruyucu giyim hakkı 6 dönem boyunca uygulanmış, ancak 2024 yılında kesintiye uğratılmış ve şu ana kadar halen verilmemiştir. Bu durum karşısında çalışanlarımız ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Mühendis, mimar, şehir plancılar, tekniker ve tüm teknik hizmet sınıfı çalışanlarının hakları için mücadele eden bir sendika olarak, koruyucu giyim hakkımızın acilen karşılanmasını ve bu doğrultuda düzenlemenin bilfiil uygulanmasını talep ediyoruz. Öte yandan, bu temel haklarla birlikte çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini güvence altına alan bir Meslek Kanunu’nun hala hayata geçirilmemiş olması, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarındaki belirsizliklerin devam etmesine ve çalışanlarımızın hak kaybına uğramasına neden olmaktadır. Bilgi birikimimizin ve tecrübemizin değerlendirilmesi ile özel ihtisas gerektiren mühendislik mesleğinin unvan, yetki, kapsam, çalışma şartları, kariyer basamakları, uzmanlaşma başlıklarında daha iyi şartlara kavuşturulması için Meslek Kanunu’nun ivedi olarak hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kamu mühendisleri ve teknik hizmet sınıfı çalışanları olarak ülkemizin gelişmesi ve çağının ilerisinde olması için gece gündüz faaliyet gösterip ciddi sorumluluklar alıyoruz ve yetkililerden hakkımız olanı, Meslek Kanunumuzu istiyoruz” şeklinde konuştu.
Diğer yandan Mühendis ve Teknik Hizmet Sınıfı Çalışanlarının kamu ve özel sektördeki kritik rollerine rağmen, maaş ve özlük hakları açısından sıkıntılar yaşadığını dile getiren Başkan Güler, “Özellikle kamu sektöründeki mühendisler, ek göstergelerindeki farklılıklardan ötürü, maddi ve mesleki motivasyonlarını yitirmektedir. Bu durum; adil bir maaş yapısının oluşturulması ve nitelikli personelin teşvik edilmesi açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu konuda yapılacak reformları içeren bir Meslek Kanunu, sadece mevcut sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkemizin bilimsel ve teknolojik gelişimini destekleyecektir. 28 Haziran 1938 tarihli ve 3945 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun”, günümüz şartlarında yeterliliğini korumamaktadır. Meslektaşlarımızın mesleki ve ekonomik güvenceleri bulunmamaktadır. Çağın şartlarına uygun şekilde yeniden düzenlenen bir Meslek Kanunu’nun bir an önce yürürlüğe girmesi ve koruyucu giyim hakkımızın güvence altına alınması için tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Tüm meslektaşlarımız ve çalışanlarımızla dayanışma halinde yürüttüğümüz mücadelemizi hakkımızı alana, kanunumuza kavuşana kadar yılmadan sürdüreceğiz. Birlikte güçlüyüz, dayanışma ile haklarımızı koruyacağız” dedi.
Başkan Güler, Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası olarak TUSAŞ’ta yaşanan menfur saldırı sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına taziyelerini iletti. -
BTSO İnşaat Konseyi Bursa Business School’da buluştu
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) stratejik sektörleri ortak akılla geleceğe taşımak amacıyla hayata geçirdiği ‘Sektörel Konseyler’ çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. BTSO tarafından Uludağ’da iş dünyasının referans eğitim merkezi olarak kurgulanan Bursa Business School’da gerçekleştirilen ‘Bursa İnşaat Sektörü Strateji Raporu’ istişare toplantısı BTSO meclis ve komite üyeleri, üniversiteler, yerel yönetimler, kamu kurumları, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşlarından yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Toplantının açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Şenocak, 2024 yılının başında yerel seçimlerin de etkisiyle kentsel dönüşüm çalışmalarının hız kazandığını söyledi.
Konut sektöründe hali hazırda yüksek faiz oranları nedeniyle süren yavaşlığa rağmen uzun vadede özellikle kentsel dönüşüm ve yenilemeye olan ihtiyacın devam ettiğini belirten Şenocak, “BTSO İnşaat Konseyi olarak ilk çalışma dönemimizde ‘Kentsel Dönüşüm İlkeleri Raporumuzu’ ilan etmiş, ‘Organize Konut’ ve ‘Organize Ticaret Bölgeleri’ gibi projeleri gündeme taşıyarak, Bursa’mızın hedefleri için önemli bir vizyon ortaya koymuştuk. Gerek Kentsel Dönüşüm Raporu’muzda gerekse de yeni dönem konsey çalışmalarımızda üzerinde en fazla durduğumuz konulardan biri de taşımış olduğumuz yüksek deprem riskine karşı almamız gereken tedbirlerdi. Bugün nüfusumuzun yüzde 71’i riskli bölgelerde yaşıyor ve son 100 yılda maalesef on binlerce vatandaşımız depremlerde hayatını kaybetti. Bu nedenle depremlerden sonra nasıl bir ve beraber olduysak depreme hazırlık noktasında da yine bir ve beraber olmak zorundayız. Muhtemel bir depremde yaşamsal güvenliği sağlayabilmenin ve kayıpların önüne geçebilmenin koşullarını hep birlikte oluşturmalıyız.” dedi.
“Fabrikalar ve İş Yerleri Dönüşüm Sürecine Dahil Edilmeli”
Sanayi, ticaret ve ekonominin merkezi olan Bursa’da başta 2000 yılı öncesinde yapılan binalar olmak üzere çürük olan yapıların hızlıca tespit edilip yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyleyen Şenocak, “Konutların yanı sıra fabrikalar ve iş yerlerinin de bu dönüşüm sürecine dâhil edilmesi son derece önemli. Mevcut durumda Bursa’daki sanayi alanlarının yüzde 45’ini plansız sanayi alanları oluşturuyor. Organize sanayi bölgeleri dışında yer alan, kent içerisinde kalmış dağınık ve küçük ölçekli sanayi yapıları ve atölyeler kentin dışında planlanacak çevreyle dost, altyapısı uygun ve sürdürülebilir üretime katkı sağlayacak yeni nesil planlı bölgelere taşınmalıdır. Böylece kent içinde boşaltılan bu alanlar rezerv alan olarak değerlendirilerek kentsel dönüşüme katkı sağlanmalıdır. BTSO olarak biz bu konudaki irademizi de ortaya koyduk. Bugün de Büyükşehir Belediyemizin İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Nazlı Yazgan bizlerle birlikte. Büyükşehir Belediyemizin koordinasyonunda Bursamızın yeni anayasası niteliğinde olan 1/100 binlik çevre planına ilişkin sunumlarını paylaştı. İş dünyamız, sivil toplum kuruluşlarımız ve kentin tüm dinamiklerinin de katkılarıyla şehrin yeni anayasasının ortaya çıkacağına, böylece Bursa’mızı geleceğin Türkiye’sinde örnek bir şehir kimliğine kavuşacağına yürekten inanıyorum.” dedi.
“Kentimizin ve Sektörün Geleceği Adına Adımlar Atıyoruz”
BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, inşaat sektörünün ülkelerin ekonomik büyümesinde ve kalkınmasında kritik bir role sahip olduğunu belirtti. Sektörün, eski ve riskli yapıları güvenli ve modern hale getirmek gibi bir misyonu olduğunu vurgulayan Tuğcu, “Deprem riskinin ve yeşil dönüşümün ekonomik politikalara yön verdiği bir dönemde, çevre dostu inşaat projeleriyle sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atarak hem şehirlerimizin estetik ve yaşanabilir hale gelmesini hem de çevre dostu yapıların hayata geçmesini sağlamak, sektörümüzün tüm paydaşlarıyla birlikte sorumluluğumuzdur. Bu nedenle sektörün ortak sorunlarına birlik ve dayanışma içinde çözüm üretmek oldukça önemlidir. Bu bakış açısıyla, konseyimiz sektörün tüm paydaşlarını ortak akılla buluşturan bir yapıya sahiptir. Bizler, BTSO çatısı altında kentimizin ve sektörün geleceği adına adımlar atmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz sene, konseyimizin strateji arama çalıştayını burada gerçekleştirmiştik. Bugün, konseyimizin 2. toplantısı için tekrar bir aradayız. Sektörümüzün yol haritasını detaylı bir şekilde ele alacağız.” diye konuştu.
“Projelerimizi Paylaşma Fırsatı Bulduk”
Bursa Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Nazlı Yazgan, BTSO İnşaat Konseyi’nin düzenlemiş olduğu toplantıya katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sektörün tüm paydaşlarının katımıyla gerçekleştirilen toplantıda belediye olarak yaptıkları çalışmaları sektör temsilcileriyle paylaşma fırsatı bulduklarını ifade eden Yazgan, “Sektör temsilcilerimize 1/100 binlik çevre planımız hakkında bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirdik. Aynı zamanda devam eden kentsel dönüşüm projeleri hakkında çalışma yöntemimizi aktardık. ‘Bursa Yenileniyor’, ‘Bursa Güçleniyor”, ‘Yeşil Bursa’, ‘Yeşil Türkiye’ gibi projelerimiz hakkında katılımcılara bilgi verme fırsatı bulduk. Burada görev almış olmaktan çok büyük bir onur ve mutluluk duydum. Bundan sonra çalışmalarımız yine omuz omuza, birlikte devam edecek.” dedi.
“Bursa Ekonomisin Mihenk Taşı Sanayicilerimiz”
Sanayicilerle yeni yapacakları 1/100 binlik plan çalışmaları sürecinde tekrar birlikte olacaklarını ifade eden Yazgan, “Sanayicilerimizin sorunlarını, taleplerini ve önerilerini dikkate alacağız. Kentin büyüme yönlerini, tüm dinamikleriyle birlikte en iyi ve en etkin şekilde nasıl kullanırız, Bursa nasıl daha güçlü bir ekonomiye sahip olur, bunu birlikte araştırmaya devam edeceğiz. En iyi yolu birlikte bulacağımıza inanıyorum. Sanayicinin taleplerini alıp bunları en doğru şekilde anlamaya çalışacağız. Bursa ekonomisi kıymetli ve bunun mihenk taşı sanayicilerimizdir. Dolayısıyla bu şekilde bir araya gelmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bursa için en iyi yolu birlikte bulacağımıza inanıyorum. Ayrıca, tesisi de gezme fırsatım oldu. Bu alanın eski halini biliyorum; o dönemdeki mimarisi çok özeldi ancak bakımsız bir durumdaydı. Şimdi ise gördüğümde gerçekten inanamadım. Mimarisi ve iç tasarımıyla muhteşem bir eser ortaya çıkmış. İşletmecilik anlamında da son derece başarılı. Bu projede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bursa’nın turizm gelişimine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Uludağ, kış turizmiyle öne çıkmıştı. Bu tesisle birlikte yaz turizmi de güçlenerek devam edecek.” diye konuştu.
-
BTSO başkanı Burkay’dan BESOB’a tarihi ziyaret
BESOB Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Bilgit ile BESOB Yönetim Kurulu üyeleri; BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Yönetim Kurulu üyelerini misafir etti. Ankara Yolu üzerindeki BESOB Hizmet Binası’nda gerçekleşen ziyarette konuşan BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit, BTSO tarafından BESOB’a ilk kez bir ziyaretin gerçekleştiğine dikkati çekti. Bu ziyaretin önemine değinen Bilgit, görüşmenin iki kurum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi noktasında büyük önem arz ettiğini söyledi. Bursa’nın kadim bir esnaf, ticaret ve sanayi kenti olduğuna vurgu yapan Fahrettin Bilgit, BESOB’un faaliyetleri hakkında da bilgi verdi.
“Dijital Gelişim Ofisi ile esnafın kapılarını dünyaya açtık”
BESOB Akademi çatısı altında yaklaşık 1,5 yıldır devam eden Dijital Gelişim Ofisi projesiyle, esnafın kapılarını dünyaya açtıklarını belirten Bilgit, “Aldığımız BEBKA desteği ile hayata geçirdiğimiz projeyle önemli işler yapıyoruz. Dijital dünyada olmak isteyen esnafımızı, bu dünyanın gerekleri neyse o şekilde hazırlıyoruz. Bugüne kadar pek çok esnafımız bu hizmetten ücretsiz şekilde faydalandı. Kapsamını daha da genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Çataltepe hepimizin gündeminde olmalı”
Çataltepe Sanayi Sitesi konusuna da değinen Bilgit, “Bu proje Bursa’nın, Bursalının projesi, hepimizin projesi. Burada sekteye uğramış bir iş var ve bu işi hep birlikte tamamlayacağız. İş dünyasının iki kanadını temsil eden bizler, yani esnaf ve sanayiciler, elele verdik mi üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok. Dışarıda bu işin üstesinden bir kurum gelemedi demiyorlar, koca bir şehir gelemedi diyorlar. Bu işi çözecek güç ve irade Bursa’da var. Yeter ki isteyelim” diye konuştu.
“Dünyadaki Büyük Dönüşüme Hazırlıklı Olmalıyız”
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa’nın 1960’lı yıllarda ilk organize sanayi bölgesini kurarak Türkiye’nin güçlü sanayi hamlesine liderlik eden, yerel dinamikleri, üretim yeteneği ve insan kaynağı ile ülke ekonomisine dinamizm katan öncü şehirler arasında bulunduğunu söyledi. İbrahim Burkay, BESOB’un bünyesindeki genç ve dinamik nüfusa değinerek, esnaf ve sanatkar sayısını artıracak yeni politikaların geliştirilmesinin önemine işaret etti. BESOB bünyesindeki esnaf ve sanatkâr odasında önemli bir tecrübe ve birikimin olduğunu kaydeden İbrahim Burkay, “Dünya büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu dönüşüme herkesin hazırlıklı olması gerekiyor. Bursa’mız da bu süreçte kilit rol oynayan şehirlerin başında geliyor. Kent ekonomimizin can damarı olan esnaf ve sanatkarlarımız kentimizin her alanda gelişimine önemli katkı sağlayan bir yapıya sahip. Kentimizdeki bu tecrübeyi iyi kullanmak zorundayız. Bu bir nimet. Genç neslin bu alanlara yönelmesini sağlamalıyız. BESOB’a üye 87 bin kişi Bursa’nın en değerli insanlarıdır. Esnaf ve sanatkarımızın sahip olduğu yeteneği kopyalayabilecek olan kişi sayısı bile çok az. Esnaf ve sanatkarımızı kendini daha iyi ifade edebilmelerini sağlamalıyız” dedi.
“Gelir Getirici Yeni Ekosistemleri Kurmamız Gerekiyor”
İbrahim Burkay, Çataltepe Sanayi Sitesi projesine ilişkin BTSO olarak konunun çözülmesi adına destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Burkay, “Çataltepe Sanayi Sitesi 16 yıldır hayata geçmedi. Bu konuda BTSO olarak esnaf ve sanatkarımızın yanındayız. Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Bizim esnaf ve sanatkarlara gelir oluşturacak yeni ekosistemleri kurmamız gerekiyor. Bu konuyu ortak akılla çözmemiz ve proaktif iş modellerini hayata geçirmemiz gerekiyor” İfadelerini kullandı.
BTSO Başkanı Burkay, ziyarette Odanın makro projeleri arasında olan TEKNOSAB Lojistik Park Girişim Sermayesi Yatırım Fonu hakkında BESOB Başkanı Bilgit ve Yönetim Kuruluna bilgiler verdi.
-
Yıldırım’da nefes kesen tatbikat
Yıldırım Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi, afet ve acil durumlara hazırlık düzeyini arttırmak için zaman zaman tertiplediği hizmet içi eğitimlerine bir yenisini daha ekledi. Değirmenönü Mahallesi’nde bulunan kentsel dönüşüm kapsamındaki 3 katlı binada gerçekleştirilen arama kurtarma ve eğitim çalışmalarında deprem arama kurtarma eğitimi ve tatbikatı düzenlendi. Arama Kurtarma ekibinden 40 gönüllünün katıldığı, gönüllülerin arama kurtarma yetenek ve kabiliyetlerini geliştirmek amacıyla düzenlenen tatbikat 4 gün sürdü. Arama kurtarma teknikleri, enkaza müdahale, kurtarma malzemelerinin kullanılması ve kriz yönetimi gibi konuları kapsayan eğitimlerde, katılımcılara, gerçekçi senaryolar altında uygulamalı deneyim kazandırıldı.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda yer alan (TAMP) bütünleşik afet yönetim sisteminde, afet öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalar kapsamında afete dirençli kentler oluşturulması amacıyla ilçede bulunan eğitim-öğretim kurumlarında, mahallelerde, toplu konutlarda ve kamu binalarında vatandaşlara yönelik arama kurtarma ekibi tarafından temel afet eğitimleri verildiğini ifade etti.
Belediye personelinin bir afet durumunda donanımlı bir şekilde olaya müdahale edebilmesinin hayati önem taşıdığını belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırım Belediyesi Arama-Kurtarma Ekibimiz gerek personel gerekse ekipman olarak afetlere karşı 7/24 hazır durumda. Ekibimizin temel amacı doğal afetlerde ve kazalarda profesyonel bir yaklaşım ile kazazedelere en kısa sürede ulaşarak, emniyetli nakillerini gerçekleştirmek. Doğal afetlerin önüne belki geçemeyiz. Ancak oluşacak tahribatı minimize edebiliriz. Tüm hazırlıklarımızı ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. İki adet tam teçhizatlı araçlarımızın içerisinde demir ve beton kesme-ayırma makineleri, 10 tondan fazla yük kaldıracak hava yastıkları, destek üniteleri ve su tahliye motorları bulunuyor. Bu sayede arama çalışmalarını sağlıklı bir şekilde yürüterek kazazedelere en kısa sürede ulaşma imkânına sahibiz” diye konuştu.Deprem riski olan bölgelerde sağlıksız ve güvensiz konutların yerine modern, güvenli ve sağlıklı konutlar inşa etmek amacıyla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Yılmaz, “Yıldırım’ın dört bir tarafında, sadece binaları değil yaşamı değiştirecek önemli kentsel dönüşüm planlarımız var. Hem kamu eliyle, hem özel sektör eliyle, hem de kamu-özel sektör ortaklığıyla Yıldırım’ı dönüştürecek ve geleceğe taşıyacağız” dedi.
-
Gıyasettin Bingöl’e Yaşam Boyu Eğitim Ödülü
Yılın Eğitimde Başarı Ödülleri’nin 11.si İstanbul’da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu.
MEB, sektör dernekleri, kurucular, yöneticiler, öğretmenler ve eğitim tedarikçilerinin katıldığı gecede 17 dalda kurum ve yöneticilere ödülleri takdim edildi.
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner, TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ümit Kalko’nun açılış konuşmaları ile başlayan ödül törenine İstanbul Milli Eğitim Müdürü Mücahit Yentür, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, rektörler ve dekanlar katıldı.
Ödülünü Gazzeli Çocuklara İthaf EttiGecede, Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Yaşam Boyu Eğitim Ödülü’ne layık görüldü. Ödülünü MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner’den alan Bingöl, ödülü Gazze’deki İsrail soykırımında yaşamını yitiren ve eğitim hakları elinden alınan çocuklara ithaf ederek başladığı konuşmasında, “Hayatını eğitime adamış biri olarak benim için çok anlamlı bir ödül. Biz, Bursa Sınav Kolejleri, Bursa Çocuk Üniversitesi, Kurs Merkezleri ve Mudanya Üniversitesi ile çok büyük bir aile ve iyi bir takımız. Yaşam Boyu Eğitim Ödülü’nü almamda takımımızın her bireyinin katkısı var. Beni ödüle layık görenlere ve ekibime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Son nefesime kadar eğitime hizmet etmeye devam edeceğim” dedi.