Etiket: bursahaber

  • Binlerce öğrenci GUHEM’i deneyimledi

    Binlerce öğrenci GUHEM’i deneyimledi

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde; Bursa Büyükşehir Belediyesi ve TUBITAK iş birliğinde Bursa’ya kazandırılan GUHEM, bu yıl da öğrencilere uzay ve havacılıkla ilgili konuları keşfetme imkanı sağlayan interaktif sergiler, deneyler ve etkileşimli etkinlikler sundu.

    Merkezdeki simülasyonlar, öğrencilere gerçek bir uçuş deneyimini yaşatırken aynı zamanda uçaklar ve roketler gibi havacılık araçlarının nasıl çalıştığını anlamalarını sağlıyor. Uzay keşifleriyle ilgili bilgiler edinmek ve gök cisimlerini incelemek isteyen öğrenciler, özel efektlerle donatılmış interaktif ekranlar ve görsel efektlerle donatılmış alanlarda unutulmaz deneyimler yaşadı.

    Bu yıl hem Bursa’dan hem de şehir dışından binlerce öğrenciyi merkezde ağırladıklarını ifade eden GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, “Tam anlamıyla dolu dolu bir eğitim-öğretim yılı geçirdik. Merkezimizin bu yıl binlerce öğrenciye uzay ve havacılık deneyimi sunması, gençlerin bilim ve teknolojiye olan ilgilerini artırma hedefine önemli bir katkı sağlıyor. Aynı zamanda, gelecekteki uzay ve havacılık çalışmalarına ilgi duyan öğrencilerin yeteneklerini destekleyerek ülkemizin bu alandaki potansiyelini güçlendiriyor” diye konuştu.

    Yaz döneminde GUHEM’in düzenleyeceği kamplarla öğrencileri ağırlamaya devam edeceklerini ifade eden Halit Mirahmetoğlu, GUHEM Yaz Kampları’nın öğrencilere sadece bilgi sunmakla kalmayacağını, aynı zamanda takım çalışması becerilerini geliştirmelerine, liderlik yeteneklerini keşfetmelerine ve üreticiliklerini ortaya koymalarına imkan tanıyacağını söyledi.

    Mirahmetoğlu, “GUHEM Yaz Kampları uzay ve havacılık alanında kariyer hedefleri olan öğrencilerimiz için ilham verici bir platform olacak. Kampların, geleceğin uzay araştırmacıları, mühendisleri ve pilotları için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. GUHEM’de öğrencilerimizi destekleyerek ve yeteneklerini geliştirerek onları başarılı bir geleceğe hazırlamak için kararlı bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

  • Caz Festivali’ne çifte konserle veda

    Caz Festivali’ne çifte konserle veda

    Nilüfer Belediyesi’nin ‘Tahayyül’ temasıyla gerçekleştirdiği 8. Nilüfer Caz Festivali, çifte konserle sona erdi. Bir hafta boyunca müzikseverleri genellikle Balat Atatürk Ormanı’nda yeşillikler içinde ağırlayan Festival’in finali ise, çilek üretimiyle tanınan Atlas Mahallesi’nde bir çilek tarlasının yanıbaşında gerçekleşti. Festivalin son gününde önce Maya Perest sahne aldı. Gitarda Efe Artun Yüksel’in eşlik ettiği konser, yaklaşık bir saat sürdü.

    Kendi bestelerinin yanı sıra farklı sanatçıların eserlerini seslendiren Perest, gitarla solo performans da sergiledi. Programda yeni parçalarını da paylaşan Perest’e izleyenler, zaman zaman alkış ve ritimlerle destek verdi.


    Her yaştan müzik severin izlediği konserlerin ikinci bölümünde ise solo kariyerinde folk müzikten izler taşıyan güçlü şarkı sözleri ve besteleriyle dikkat çeken Birkan Nasuhoğlu, sahne aldı.

    “Bi’Fazla”, “Anlat Ona”, “Hani Dersin Ya Tamam” ve “Diken” başta olmak üzere birçok eseri seslendiren Nasuhoğlu, katılanlara keyifli bir akşam yaşattı. Atlas Mahallesi sakinlerinin de ilgi gösterdiği konserle 8. Nilüfer Caz Festivali noktalanmış oldu.

    Kültür sanatın kenti Nilüfer’de, yerli ve yabancı birçok müzisyeni Bursalılarla buluşturarak marka olan Nilüfer Caz Festivali’nde bu yıl, Maya Perest ve Birkan Nasuhoğlu’nun yanısıra; Fatih Erkoç, Itamar Borochov, Mert Pekduraner, Yemen Blues, Nova Norda, Kerem Görsev ve Elif Çağlar, Go Go Penguin, Guillaume Perret, Volkan Öktem ve Jehan Barbur performanslarını sergiledi.

  • Nilüfer’de sanat dolu bir yaz tatili

    Nilüfer’de sanat dolu bir yaz tatili

    2022-2023 eğitim-öğretim yılı sona ererken, Nilüfer Belediyesi çocukların yaz tatilini en verimli şekilde değerlendirmeleri hedefiyle alternatif etkinlikler için hazırlıklarını tamamladı. Bu çerçevede tatilde spor yapmak isteyen öğrenciler için Nilüfer Belediyesi ile Nilüfer Belediyespor Kulübü iş birliğiyle Yaz Spor Okulları programı hazırlandı. İlk dönemi 19 Haziran’da başlayacak olan Yaz Spor Okulları’nda; futbol, voleybol, basketbol, yüzme, kort tenisi, hentbol, squash, cimnastik, masa tenisi, capoeira branşlarında eğitimler verilecek.

     

    Yaz tatilinde sadece sportif etkinliklerle yetinmek istemeyenler için de sporla dolu tam gün spor okulları programı hazırlandı.
    Tam gün spor okullarında çocuklar, gün boyu voleybol, basketbol, futbol, kort tenisi, bocce, sokak oyunları, yüzme, temel cimnastik, modern dans, akıl -zeka oyunları, drama, badminton, squash, el sanatları, savunma sporları gibi alanlarda eğitim görecek. Tam gün spor okullarında bir dönem hafta içi her gün olacak ve 3 hafta devam edecek. Branş kurslarının bir dönemi ise iki hafta sürecek ve hafta içi her gün olacak.
    Kurslar branşlara göre Nilüfer Belediyesi Üçevler Spor Tesisi, Çalı Yüzme Havuzu, Yüzüncüyıl Spor ve Gençlik Merkezi ve Konak Olimpik Yüzme Tesisleri’nde gerçekleştirilecek.

    Tam gün kurslara 2010-2017 yılları arasında doğan çocuklar katılabilecek. Tam gün kursların birinci dönemi 19 Haziran – 14 Temmuz, 2. dönemi 17 Temmuz -4 Ağustos, 3. dönemi de 07 Ağustos -25 Ağustos tarihleri arasında olacak.
    Branşlarda kursa katılacak olan çocuklar için de 5 dönem kurs düzenlenecek. Kursların birinci dönemi 19 Haziran- 7 Temmuz, 2. dönemi 10 Temmuz-21 Temmuz, 3. dönemi 24 Temmuz- 4 Ağustos, 4. dönemi 7 Ağustos -18 Ağustos, 5. dönemi de 21 Ağustos 1 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek.

    Yaz Spor Okullarına kayıt yaptırmak isteyenler 441 90 60 numaralı telefondan bilgi alabilir.

  • Kültür sanat yaz kursları başlıyor

    Kültür sanat yaz kursları başlıyor

    Öğrencilere yaz boyunca yeni beceriler kazandırmak, kendilerini geliştirebilme fırsatı sağlamak için geniş bir yelpazede eğitim fırsatı sunan Mustafakemalpaşa Belediyesi, Kültür Sanat Yaz Kursları kapsamında; Halk Oyunları, Bale, Dekoratif Alçı Yapımı, Yaşam Becerileri Atölyesi, Dama, Drama kurslar Fotoğraf Kulübü, Müzik Atölyesi Yaz Kursları kapsamında; Çocuk Korosu, Bağlama, Gitar, Çocuk Mehter kursları eğitimleri verecek.

    131 Mahallesi ile Bursa’nın en büyük yüzölçümüne sahip Mustafakemalpaşa’da keşfedilecek yüzlerce şelale ve kartpostallara örnek olacak manzarası, Fotoğrafçılık Atölyesi öğrencileri tarafından kayıt altına alınacak.

    Doğa ve fotoğraf meraklısı öğrenciler ilçenin farklı lokasyonlarında fotoğraf çekerek, hem sanatlarını konuşturacak, hem de ilçenin tanıtılmasına katkı sağlayacak.

    Kurslara kayıt yaptırmak isteyen kursiyerler, Mustafakemalpaşa Belediyesi Hizmet Masaları, Mustafakemalpaşa Kültür ve Spor Merkezi Kültür İşleri Müdürlüğü Kurs Ofisi veya 444 3 815 numaralı çağrı merkezinden, 2482 dahili numarasına bağlanarak, detaylı bilgi alabilecekler.

    Kurs kayıt başlangıç tarihleri 15.06.2023, kurs kayıt bitiş tarihi 23.06.2023, kurs başlangıç tarihi 03.07.2023, kurs bitiş tarihi 01.09.2023 arasında gerçekleşecek.

    ‘’İlçeye kazandırılan Mustafakemalpaşa Kültür Merkezi ile sanatın ve sporun keyfini çıkaracağız’’ ifadelerini kullanan Başkan Kanar’’  Geleceğimizin teminatı gençlerimizi harika bir yaz bekliyor.

    Gençlerimiz sanat, spor ve kültür kursları ile yeteneklerini keşfedecekler.

    Sanatı ve sporu daha erişilebilir bir hale getirip, gençlerimizin yollarına ışık tutmayı hedefliyoruz.

    Söz verdiğimiz gibi sporun ve sanatın kalbi Mustafakemalpaşa’da atacak.’’ Dedi.

     

     

  • Analog fotoğrafçılığının yaşatıldığı müze

    Analog fotoğrafçılığının yaşatıldığı müze

    Nilüfer ilçesi Gümüştepe (Misi) Mahallesi’nde kurulu müzede, dijitalleşen fotoğrafın analog ruhunun yaşatılması amacıyla oluşturulan karanlık odada, fotoğraf filminin banyo ve baskı süreçleri katılımcılara öğretiliyor.

    Eğitime gelenler, iki gün boyunca müzenin konseptine ve misyonuna uygun olarak tarihi filmlerde gördüklerini deneyimleme imkanı buluyor. Müzede şu ana kadar yaklaşık 120 kişiye eğitim verildi.

    Müzenin sorumlusu ve eğitmen Bahadır Öztuna, üniversite yıllarında karanlık oda eğitimi aldığını söyledi.

    Bursa’da yaklaşık 6 yıldır bu alanda eğitim verdiğini belirten Öztuna, “Bizim isteğimiz; müzenin konseptine ve misyonuna uygun olarak karanlık odanın o banyo kokusunu, kimyasal kokusunu katılımcıların da yaşaması. Daha çok filmlerde görülen kırmızı ışığın ruhunu ve o ‘sihir’ dediğimiz bembeyaz kağıt üzerinde görüntünün gelişmesi aşamalarını öğreniyorlar.” dedi.

    Öztuna, bir fotoğraf müzesinin karanlık odasız olmayacağını vurguladı.

    “Nasıl oluyor da böyle oluyor?” mantığıyla ilerledikleri için katılımcıların eğlenerek öğrendiğini kaydeden Öztuna, şöyle devam etti:

    “Buradaki amaç didaktik bir eğitim vermekten ziyade karanlık odanın ruhunu yaşatmak ve bunu biraz eğlenceli şekilde yapmak. Çok büyük bir karanlık odamız yok ama işlev olarak yeterli donanıma sahip. Karanlık oda müzenin ruhuyla eşleşen bir şey. Fotoğrafın tarihi anlatıyorsanız bunun içinde bir karanlık oda deneyimini de göstermeniz lazım. Bunu bir sergileme yöntemiyle kimseye anlatamazsınız.”

    “İsteyen gelip burada çalışabiliyor”

    Öztuna, Türkiye’de halka açık karanlık odanın sayılı mekanlarda bulunduğunu dile getirdi.

    Bursa’da hem eğitim veren hem de halkın kullanımına açık tek karanlık odanın bu müzede bulunduğuna değinen Öztuna, “Ayrıca şöyle bir farkımız da var, isteyen gelip burada çalışabiliyor. Eğer kişinin karanlık oda bilgisi ve yetkinliği varsa randevusunu alıp istediği gibi çalışabiliyor. Filmini ve baskı kartlarını yanında getirdiği sürece biz burada tüm teknik malzeme ve kimyasalları sağlıyoruz. İstediği kadar da burada kalıp çalışabiliyor, sınırlama getirmiyoruz.” ifadesini kullandı.

    Bahadır Öztuna, eylülden bir sonraki yıl hazirana kadar her ayın üçüncü hafta sonu düzenlenen eğitimlerde katılımcılara içine hazır film yerleştirilen bir analog makine verildiğini ve katılımcılarla Gümüştepe’de çekim için fotoğraf keşfine çıktıklarını ifade etti.

    Fotoğraf çekiminin ardından öğleden sonra müzeye dönerek film banyosunun hazırlıklarına başladıklarını anlatan Öztuna, şu bilgileri verdi:

    “Filmin banyo sürecinde üç kimyasalımız var: Geliştirici, durdurucu ve sabitleyici. İlk başta geliştiriciyi döküyoruz, geliştirici görüntünün ortaya çıkmasını sağlıyor. Bir sonraki kullandığımız banyo durdurucu. Kimyasalın reaksiyonunu durdurarak görüntünün geliştiği yerde kalmasını sağlıyor. Son banyo ise sabitleyici. Sabitleyici banyoda artık o üzerindeki bütün gümüş tuzları akıyor. Böylelikle o bizim siyah beyaz baktığımızda ışığa tuttuğumuzda gördüğümüz film oluşuyor aslında. Bütün bu kimyasallardan temizlenmek üzere bir akarsu üzerinde yıkanıyor ve tamamen kimyasallardan arınıyor. Ardından askıya bırakıyoruz. 4-5 saatte kuruyor ve böylelikle baskıya hazır hale geliyor.”

    “Ortaya çıkan sonuç her zaman büyüleyici oluyor”

    Öztuna, eğitimin ikinci gününde ise kurumaya bırakılan filmlerin baskı aşamasına geçtiklerini belirtti.

    Film banyosu ve kart baskı aşamalarının benzer özellikler taşıdığını ifade eden Öztuna,”Kart baskı aslında film banyosu mantığına benzer bir mantığa dayanıyor. Kartla film arasında sadece kullanılan kimyasallar bakımından ufak farklılıklar var. Böyle olunca doğal olarak kullandığımız kimyasallarda aynı oluyor. Geliştirici, durdurucu, sabitleyici ve sonrasında yıkama. İşlem çok benzer.” diye konuştu.

    Baskı sonucunda elde edilen baskının her zaman büyüleyici olduğuna dikkati çeken Öztuna, “30 senedir bu işle uğraşıyorum ancak beyaz kağıdın içinden yavaş yavaş gelen o görüntü beni halen büyülüyor. Bir sihirdir orada onun çıktığını görmek.” değerlendirmesinde bulundu.

    Öztuna, iki gün süren eğitimi tamamlayan katılımcıların çektiği fotoğrafların kendilerinde anı olarak kaldığını sözlerine ekledi.

  • Sanatkarının elinde yeniden hayat buldu

    Sanatkarının elinde yeniden hayat buldu

    Hata kabul etmeyen ve çok ince işçilik isteyen hat sanatını icra ederken oluşan yanlışların düzeltilmesi amacıyla kullanılan ve zanaatkarının yol arkadaşı olan tashih bıçağı, Karazeybek tarafından yeniden yorumlandı.

    Boynuz, kemik, pirinç ve doğal taşlarla bezenerek hazırlanan 22 hat tashih bıçağı, Büyükşehir Belediyesince Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yarın açılacak Bursa Bıçak Festivali‘nde sergilenecek.

    Sedefkar Zafer Karazeybek, Bursa’ya 2000 yılında Osman Gazi Türbesi’nin restorasyonu için geldiğini, bu çalışmanın ardından da kentin entelektüel çevresini tanımaya başladığını söyledi.

    Bu süreçte şehrin kıymetli bıçak sanatçılarıyla bir araya geldiğini belirten Karazeybek, “Bunların hepsi antikacıydı, rahmetli oldular ama Bursa bıçağı konusunda getirdikleri enformasyonlarla oldukça bilgi sahibi yaptılar. Onların yaptığı parçaları onarmaya başladım. Bursa bıçakçılığını bir yandan tanırken bir taraftan da benim yaptığım süsleme tekniklerini, sedefkar olduğum için süsleme işlemeciliği konusunda onlara katkıda bulunayım diye yaptığım işleri gösteriyordum.” dedi.

    Karazeybek, kentteki bıçakları ve müzelerdeki eşyaları tanıdığı süreçte Bursalı hattat dostlar edindiğini ve onların taleplerini de karşılamaya başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    Kalemtıraşlar, üzerinde kamış kalemin kesildiği makta ve tashih bıçakları yani hat eserlerinin temizlenmesi konusunda çok ince uçlu bıçak uçların yapılması gerekiyordu. Tüm bu sanatları birleştirerek böyle bir sergiyle çıkayım hem Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğünün davetine bıçakçılık sergisi olması cihetiyle katılayım hem de yaptığım işleri bıçakçı esnafıyla, onların yapacağı bıçakların saplarını birtakım süslemeler de yapabilme konusunda örnekler teşkil etsin yaptığım işler diye birkaç amaçlı düşündüm. Yani bir tarafıyla hat gereçleri gibi gözükse de yaptığım işler, diğer tarafıyla Bursa bıçakçılığını da tanıtması açısından önemliydi. Bir sanatkar, ‘Bursa’ya ne gibi hizmetlerde bulunulabilir?’ diye bakar öncelikle. 39’uncu yılda da Tashih Bıçakları Sergisi nasipmiş.

    2 ayda 22 eser hazırladı

    Zafer Karazeybek, eserlerinde farklı materyalleri ve teknikleri bir arada kullandığını dile getirdi.

    Özellikle antika dünyasının da çok iyi bildiği kemik, boynuz, abanoz ağacı, bağa (kaplumbağa kabuğu) ve özellikle bu sergi için “şahmerdan”, “Afgan yeşimi” tabir edilen taş oyma işçiliği, mercan gibi işler yaptığını aktaran Karazeybek, “Ham maddeler kullandım ama bunların içinde ‘çeşmibülbül’ denilen bir tarz var. Kıvrımlı döner kabartmaları olan rölyefler, kuka ağacının üzerinde imamede kullanılan oymalar gibi rölyef çalışmalar. Bu çalışmanın orijinalitesinde özellikle uçlarda vurguları yapmaya çalıştım.” diye konuştu.

    Tashih bıçağı çalışması kapsamında 2 aylık süreçte 22 eser hazırladığı bilgisini verdi.

    Bursa’nın kültür ve sanat dünyasına katkıda bulunmak için birçok geleneksel iş yaptığına değinen Karazeybek, “Şu anda Amerika’da Müzik Aletleri Müzesinde rebap müzik aleti var. İngiltere’de ayna var. Birçok müzede geleneksel sanatlar konusunda ve antikalar konusunda güzel işlerim var. Kolay olmadı ama keyifli geçti. Uzun yıllardır bu işlerle uğraşıyorum. Umarım bu sergi Türkiye’ye bir yeni renk, yeni bir doku getirir ve Bursa’mızın, Türkiye’de tanıtılmasına vesile olur.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Minik ressamların eserleri hayran bıraktı

    Minik ressamların eserleri hayran bıraktı

    Osmangazi Belediyesi’nin Gençlik Hizmetleri ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Emek ve Hüdavendigar Bilgi Evleri’nde düzenlenen resim kurslarına 420 öğrenci katıldı.

    Yıl boyunca düzenlenen resim kurslarında eğitim gören minik öğrenciler, öğrendikleri bilgilerle ressamlara taş çıkartan resimler yapmayı başardı. Kurslarda eğitim gören öğrencilerin yaptığı resimler, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde düzenlenen yılsonu sergisinde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

    Yüzde 90 bedensel engelli olan 9 yaşındaki Ayşe Arslan, düzenlenen kurslarda ilk kez resim yapmayı öğrendi. Engelli öğrencinin yaptığı resimler sergiyi ziyaret edenler tarafından büyük ilgi gördü. Yılsonu sergisine Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Beytullah Seferler, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından ziyaretçiler minik ressamların yaptığı eserleri inceledi.

  • Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Bursa Kent Konseyi ve Bursa Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen Deprem ve Müzecilik Panelinde, deprem başta olmak üzere müzelerin afetlere dayanıklılığı masaya yatırıldı. Panelin açılında konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun, bakanlık bünyesindeki müzelerin genel durumu hakkında bilgi verdi.

    163 müze yenilendi

    Bakanlık olarak afetlere karşı hazırlığı ciddi manada artırdıklarını ifade eden Coşkun, “Çünkü afetlere afetlerden önce hazırlanılır ve hazırlanmak gerekir. Başka türlüsü mümkün değil. Son 20 yılda 163 müzemizi yeniledik. Zaten kabaca 250 müzemiz var. 163 müzemizin tamamı yenilendi. 18 yeni müze açıldı. Yeni açtığımız müzeler ve yenilediğimiz müzeler, fiziken donanımlı, dayanıklı hale getirildi. Zaten bir depremde öncelikli olan şey binanızın yıkılmaması. Bir kere fiziken müzelerimizin tamamını dayanaklı hale getirdik. İkincisi, teşhir edeceğimiz sergi salonlarını afetlere karşı dayanıklı hale getirdik. Öyle ki işte muhtelif sabitleyicilerle, eserlerimizi ve kaidelerimizi sabitlediğimiz için vitrindeki eserlerin bile yerinden oynamaması için önlemler aldık. Zaten yirmi yıldır bu önlemleri aldığımız için ve afet acil eylem planımızı yenilediğimiz için iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.

    Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer de Bursa’nın 2014 yılında başlayan UNESCO yolculuğunun artan bir ivme ile devam ettiğini vurguladı. Bursa’nın iki yıl önce UNESCO Şehirler Ağına girdiğini dile getiren Özer, “Şimdi sırada İznik var. İnşallah 2024 yılında ben eminim ki İznik de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olacak. Bunu çok sevinerek, gururla her yerde söylüyorum. Bunun ötesinde tabii Dünya Turizm Örgütü’nün en iyi köyleri var. Geçen yıl Cumalıkızık bu listeye girdi. İnşallah bu yıl da Gölyazı’yı verdik. Dolayısıyla Bursa, böyle uluslararası payeleri alarak yoluna devam ediyor” dedi.

    Bursa’da Bakanlığa ait sekiz müze olduğunu 28 tane de özel müze bulunduğunu ifade eden Özer, arkeoloji müzesi hariç, Bakanlığa ait bütün müzelerin son 3 yılda elden geçirilip, bakım, onarım ve restorasyonlarının yapıldığını da sözlerine ekledi.
    Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanı Bülent Gönültaş’ın yaptığı, Deprem ve Müzecilik Paneli gerçekleştirildi.

    Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük, ‘Müze sergi salonlarında deprem riskini azaltıcı yöntemler’, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doç.Dr. Ömer Dabanlı, ‘Kültür varlıklarının afet riskinden korunması’ ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof.Dr. Alpaslan Kuzucuoğlu da ‘Müzeler ve afet risk yönetimi’ konulu sunum yaptı.

    Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan da panelin ardından günün anısına Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun’a tablo hediye etti

  • Büyükşehir’den sanata ve sanatçıya destek

    Büyükşehir’den sanata ve sanatçıya destek

    Harabe haldeki salonun depoya dönüştürüleceği iddiaları gerçeği yansıtmazken, sahne yenilendikten sonra kentteki tüm tiyatro grupları tarafından kullanılabilecek.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentte sanata ve sanatçıya değer katan çalışmalarına bir yenisini daha ekliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Heykel’deki Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı binasının alt katında bulunan ve 12 yıldır Bursa Kültür Sanat Derneği’ne tahsisli olan tiyatro sahnesinin modernize edilerek, kentteki tüm tiyatro gruplarına açılması için düğmeye basıldı. Yıllardır dernek tarafından kullanılan ve bakımsızlık yüzünden neredeyse kullanılamaz hale gelen salondan, derneğin tahliyesi gerçekleştirildi. Gerekli bakımları yapmayıp, salonun neredeyse harabe haline gelmesine yol açan ilgili dernek yönetimi, sahnenin “depoya dönüştürüleceği” iddialarıyla algı oluşturmaya çalıştırırken, gerçeği yansıtmayan bu iddiaların aksine sahne modernize edilip, yeniden Bursa tiyatrosunun hizmetine sunulacak. Sahne bundan sonra tamamen Büyükşehir Belediyesi kontrolünde olacağı için hem tüm tiyatro gruplarının kullanımı için hakkaniyetli bir yöntem uygulanacak hem de kültür sanat adına çalışma yapmak isteyen herkesin sahneden yararlanması sağlanacak.


    “Bu nasıl düşmanlık”

    Öte yandan sahneyi yıllardır kullanıp, bakımsız hale getiren ve tahliye edildikten sonra da Büyükşehir Belediyesi’ni ‘sanat düşmanlığı’ ile suçlayan Bursa Kültür Sanat Derneği’ne en net cevap Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan geldi. Sanatın her dalında önemli aktiviteler hayata geçirdiklerini hatırlatan Başkan Aktaş, sadece tiyatro başlığından verdiği örneklerle sanata ve sanatçıya nasıl sahip çıktıklarını anlattı.

    Büyükşehir Belediyesi olarak 26 yıldır Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivaline imza attıklarını kaydeden Başkan Aktaş, Güney Marmara Tiyatro Kooperatifi işbirliğiyle iki yıldır da Ulusal İşçi Tiyatroları Festivali düzenlediklerini söyledi. Özellikle pandemi sürecinde işleri tamamen durma noktasına gelen tiyatrocular başta olmak üzere tüm sokak sanatçılarına nefes olduklarını ve Sokak Sanatçıları Festivali’ni de hayata geçirip, sanatçılara ekonomik destek sağladıklarını kaydeden Başkan Aktaş, “Tüm bunları bilerek, hatta bu etkinliklerden yararlanarak bizi sanat düşmanı olmakla suçlamak gerçekten vicdansızlık. Büyükşehir olarak bugüne kadar hep sanatın ve sanatçının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Söz konusu sahnenin de depo yapılmak üzere boşaltıldığı iddiaları tamamen gerçek dışı. Mevcut haliyle bırakın sanat yapmayı burada sağlıklı bir şekilde oturmak bile mümkün değil. Tiyatro severlerin hiç kuşkusu olmasın. Burayı Bursa’nın en modern sahnelerinden biri haline getireceğiz” diye konuştu.

  • BTÜ’lü öğrencinin Uzay projesine destek

    BTÜ’lü öğrencinin Uzay projesine destek

    BTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı yüksek lisans öğrencisi Gözdenur Güvenç’in, Doç. Dr. Derya Ünlü’nün akademik danışmanlığında hazırladığı tez projesi, TUBITAK Bilim İnsanı Geliştirme Destek Programları çerçevesinde destek almaya hak kazandı. Yüksek lisans tez projesi, ‘Havacılık ve Uzay Araçlarının Termal Koruma Sistemlerinde Kullanılmak Üzere Biyotemelli Kompozit Malzeme Sentezi” başlığını taşıyor. Türkiye’nin uzay ve havacılık alanındaki ihtiyaçları karşılamaya yönelik olarak yürütülen AR-GE çalışmalarına katkı vermeyi hedefleyen proje, BTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü’nün akademik danışmanlığında hazırlandı. Bir tez çalışması olan proje, “İleri Fonksiyonel Malzeme ve Enerjik Malzeme Teknolojileri” dalında destekleneceği bildirildi.

    Doç. Dr. Derya Ünlü, “Türkiye’nin teknoloji hamlesini gerçekleştirmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Çalışmada, uzay araçların atmosfere yeniden girişindeki ısınmadan uzay araçlarının zarar görmemeleri için malzeme geliştirilmesine odaklandık. Ülkeler arasında her alanda yaşanan rekabetin havacılık ve uzay alanında da yaşanmaktadır. Türkiye’nin de bu rekabette yer aldığı da unutulmamalıdır. Bu çerçevede ülkede hava ve uzay araçlarında kullanılan malzemelerin geliştirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Çeşitli sektörlerden ve pek çok kuruluşun çalışmaları sonucunda bazı malzemelerin de geliştirildi. Hipersonik hızlara ulaşan uzay ve hava araçlarının yüzey sıcaklıkları bin derecenin üzerine çıkabilmektedir. Termal koruma sistemleri, uzay aracının ısıdan korunmasını sağlayan sistemlerdir. Tez çalışmasında, bu sistemlerde yer almasını hedeflediğimiz alternatif biyo temelli hammadde ile bir kompozit malzemenin sentezini gerçekleştirmeye çalışacağız” dedi.

    Milli teknolojiler ve yerli imkânlarla dışa tabi olmamızın düşürecek projelerin yürütülmesi Türkiye’nin 11. kalkınma planının başlıca hedefleri arasında olduğunu belirten Ünlü, “Bu çerçevede yapılacak çalışmalar ile milli teknolojik ürünlerin, yerli imkânlarla üretilmesine ve geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar’ın da büyük önem verdiği projemiz ile biz de Türkiye’nin teknoloji hamlesini gerçekleştirmesine katkıda bulunmak ve BTÜ’yü en iyi şekilde temsil etmeye devam etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.