Etiket: bursahaber

  • BUDO’dan sefer iptali

    BUDO’dan sefer iptali

    Bursa Deniz Otobüsleri’nde (BUDO) iptal edilen seferler şu şekilde:

    “07.00 Bursa (Mudanya) – İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 08.00 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) – Bursa (Mudanya), 09.30 Bursa (Mudanya) – İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 09.30 Bursa (Mudanya) – Armutlu (İhlas), 10.00 Armutlu (İhlas) – İstanbul (Eminönü/Sirkeci), 11.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) – Bursa (Mudanya), 11.30 İstanbul (Eminönü/Sirkeci) – Armutlu (İhlas), 12.55 Armutlu (İhlas) – Bursa (Mudanya)”

  • Yenişehir’de kaçak Suriyelilere operasyon

    Yenişehir’de kaçak Suriyelilere operasyon

    Yenişehir Emniyet Müdürlüğü Ekipleri, kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin sağlanmasına yönelik, suç ve suçlarla mücadele kapsamında kaçak Suriyelilere yönelik operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında, yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan, yasal yollarla ülkeye giriş yaptıktan sonra suça karışan, kayıtlı olduğu şehirde yaşamayarak Yenişehir’e gelen ve vize süresini ihlal eden yabancı uyruklular üzerinde denetimlerini sıkıştırdı.

    Yenişehir Belediyesi’nin ilçedeki Suriye uyrukluların ruhsatsız işlettiği dükkanların kapatılmasının ardından yapılan görüşmeler sonucu İlçe Emniyet Müdürlüğü de harekete geçti. İlçede gerçekleştirilen denetimlerde ülkeye kaçak giriş yapan, suça karışan ve Yenişehir’de yaşayan Suriyelilere yönelik gerçekleştirilen operasyonda onlarca kişi yakalandı. Yenişehir Belediyesi tarafından tahsis edilen araçlarla İl Göç İdaresi’ne götürülen Suriyeli göçmenlerin sınır dışı edilmesi için işlemler başlatıldı.

    Konu hakkında açıklama yapan Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, “Yenişehir’de hemşehrilerimizin asayiş, güven ve huzur ortamının bozulmaması için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bu noktada, ilçemizin demografik yapısını bozan, kaçak Suriyelilerin evlerine gönderilmesi için çalışmalarımızı hukuk çerçevesinde sıkı bir şekilde sürdürüyoruz. Biz vatandaşımıza bu konuda söz verdik. İlçemizde kaçak olarak yaşayan Suriyelilerin kayıtlı oldukları şehirlere gönderilmesi veya sınır dışı edilmeleri için güvenlik güçlerimize elimizden gelen tüm yardımı sağlıyoruz” dedi.

  • Altın zeytin festivalde görücüye çıktı

    Altın zeytin festivalde görücüye çıktı

    Gemlik Ticaret Borsası Başkanı Özden Çakır’ın tanıttığı altın zeytin, Gemlik ve İznik’te yetişen ürünlerden elde ediliyor.

    Yenilebilir altın kaplama zeytin, bir kutuda 24 adet olacak şekilde sunuluyor. Yaklaşık 100 gram ağırlığındaki bir kutu zeytin, Katar, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Orta Doğu ülkelerindeki müşterilere 300 Dolar, yaklaşık 11 Bin Lira fiyatla satılıyor. İki yıllık çalışmanın sonucu ortaya çıkan, patentli altın zeytin Gemlik’te üretiliyor ve bölgemizin tanıtımına katkı sağlıyor.

  • Tarihi bina sanat merkezi oldu

    Tarihi bina sanat merkezi oldu

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Karaağaç Mahallesi’nde 50 milyon TL’ye 3 yılda restorasyonunu tamamladıkları Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nin şehircilik, kültür ve Bursa bilincinin oluşması adına düşünce, fikir ve proje üretecek bir merkez olacağını söyledi.

    Yıldırım Belediyesi şehrin önemli sivil mimari örneklerinden ‘Tarihi Osman Fevzi Efendi Köşkü’nü restore ederek Bursa’ya hizmet verecek bir sosyal yaşam merkezine dönüştürdü. Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’ olarak Bursa’ya hizmet verecek tarihi yapı 4 bin metrekarelik bir arsa üzerine kurulu, 350 metrekare tabanlı 3 katlı bir binadan oluşuyor. Resmi açılış için gün sayan sosyal yaşam merkezinin bahçesi ve kafeteryası vatandaşlara hizmet vermeye başladı. Mekânın üst katlarındaki kütüphane, sergi ve toplantı salonlarının da yapımı tamamlandı.

    “Şehircilik adına, kültür adına, Bursa bilincinin oluşması adına düşünce üretecek fikir ve proje üretecek merkez olacak”

    Yıldırım ilçesine bağlı Karaağaç Mahallesinde bulunan 168 yıllık yapının bugüne kadar köşk ve ipek üreten fabrika olarak 1953 – 1983 yılları arasında da yetimhane olarak hizmet verdiğini anlatan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “1986 yılında Anıtlar Kurulu tarafından sivil mimari örneği olarak tescillenmiş yapı 2016 yılında da Yıldırım Belediyesi uhdesine geçti. 4 bin metrekarelik bir alana sahip. Yıldırım Belediyesi olarak burayı yeniden restore ettik. 350 metrekare tabanlı, 3 katlı ahşap kerpiç karışımı bir bina bahçesiyle kafeterya olarak hizmet veriyor. Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi olarak ta diğer bölümlerinde de şehircilik adına, kültür adına, Bursa bilincinin oluşması adına da yine hizmet verecek, düşünce üretecek, fikir ve proje üretecek merkez olacak” dedi.

    Mekanın zemin katının bir sosyal tesis olarak hem bölgeye hem de Bursa’ya huzur veren bir mekan olarak hizmet vereceğini aktaran Yılmaz, “Hizmet verecek diğer katlarda 60 kişilik çok amaçlı bir konferans salonumuz var. Grup çalışması yapılan odalarımız var. Çalışma yapmak isteyen gençlerimiz ve akademisyenlerimiz için bir şehircilik kütüphanemiz var. Aynı zamanda başkanlığını yaptığım Bursa Belediyeler Birliği’nin merkezi de Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi olacak. Açılışını da Ekim ayı içerisinde gerçekleştireceğiz” dedi.
    Binanın restorasyon işlerini 3 yılda bitirdiklerini anlatan Oktay Yılmaz, “3 yılımızı aldı, çünkü çok güzel kalem işleri vardı. Bunları arkadaşlarımız çok titizlikle çalıştılar. 50 milyon gibi bir bütçeyle de buranın restorasyonunu gerçekleştirdik” şeklinde konuştu

  • Altın zeytin festivalde görücüye çıktı

    Altın zeytin festivalde görücüye çıktı

    Gemlik Ticaret Borsası Başkanı Özden Çakır’ın tanıttığı altın zeytin, Gemlik ve İznik’te yetişen ürünlerden elde ediliyor. Yenilebilir altın kaplama zeytin, bir kutuda 24 adet olacak şekilde sunuluyor. Yaklaşık 100 gram ağırlığındaki bir kutu zeytin, Katar, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Orta Doğu ülkelerindeki müşterilere 300 Dolar, yaklaşık 11 bin lira fiyatla satılıyor. İki yıllık çalışmanın sonucu ortaya çıkan, patentli altın zeytin Gemlik’te üretiliyor ve bölgemizin tanıtımına katkı sağlıyor.

  • Bursa’da bisikletle 225 basamak indi

    Bursa’da bisikletle 225 basamak indi

    Bursa’da yaşayan Türkiye Downhill Şampiyonu Emir Melik Peker(23), yaptığı şovlarla yürekleri ağza getiriyor. Türkiye’de son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan downhill (tepeden inme) sporuyla yaklaşık 5 yıldır ilgilenen genç sporcu, yarış ve antrenman yaptığı dağ yollarının yanı sıra şehir merkezindeki birçok yeri parkur gibi kullanıyor. Dik merdivenler, setler, yüksek platformlardan tehlikeli atlayışlar yapan Peker, adrenalin dolu anlar yaşıyor.

    Çıkması 10 dakika, inmesi 10 saniye

    Bursa’nın en dik ve en uzun merdiveninde yaklaşık 225 basamağı bisikletiyle 10 saniyede inen Emir Melik Peker, “Dünya’da downhill sporu olarak geçiyor, Türkçeye çevirdiğimiz zaman dağ bisikleti ile tepeden iniş anlamına geliyor. Normal şartlarda bu sporun orijinalinde dağlardan iniyoruz. Patikalar, rampalar topraktan her şey olabiliyor. Şehir içi parkurlar işin görsel kısmı. Ayrı bir zevki var, sosyal medya kısmında bize yardımcı olabiliyor. 2019 yılından bu güne tepeden iniş yapıyorum. Daha öncesinde başka kategorilerde yarışmıştım. 2019 yılından itibaren katıldığım yarışlarda 2 Türkiye şampiyonluğu kazandım. Birçok özel yarışta derecem var. Ayrıca yurtdışında genel kategoride 1. olan ilk sporcuyum. Bu spora girdiğimiz zaman sponsor ihtiyacı duyuyoruz. Bunun da en büyük kaynağı sosyal medya oluyor. O nedenle sosyal medyaya içerik üretiyoruz. Genellikle şehir içi parkurlar görsel açıdan heyecanlı olduğu için insanların ilgisini çekiyor. Dağda sürdüğümüz zaman insanlar bunu anlamıyor ama merdivenlere geldiğimiz zaman işin ciddiyetini ortaya çıkartıyor. Burası Bursa’nın en dik ve uzun merdiveni, yaklaşık 225 basamak. Frenler bir aşamada artık işlevini kaybediyor. Çıkması 10 dakika, inmesi 10 saniye” şeklinde konuştu.

    “İnsanlar riskli buldukları için bizlere kızıyorlar”

    Çevresindeki insanlardan yaptığı sporun riskli olmasından dolayı iyi tepkiler almadığını söylerken en çok desteği de ailesinden aldığını belirten Peker, “Arazide büyük atlayış parkuru inşa edip onlardan atlıyoruz. Şehir içinde de merdivenlere göre zorluk seviyesi değişebiliyor. Ama benim asıl amacım yurt dışındaki yarışlarda derece elde etmek. Bu şekilde ilerlemek istiyorum. Genelde pek sıcak tepkiler almıyoruz. İnsanlar riskli buldukları için bazı durumlarda bizlere kızıyorlar. Bazıları da destek veriyor. Değişik bir çatışma var. Ailem bana çok destek oluyor. Normalde ailelerin böyle bir spor dalına destek vermesi düşük bir olasılık. Ben bu konuda şanslıyım” dedi.

    “Türkiye’de bu sporu geliştirmek istiyorum”

    Türkiye’de downhill sporunun gelişmesine katkıda bulunmak istediğini aktaran Peker, “Öncelikli profesyonel sporcu kariyerimi değerlendirip arkasından Türkiye’de eğitim vermek ve bu sporu geliştirmek isterim. Parkur ihtiyacımız var, örneğin Uludağ’da parkur yapılabilir. Bu gibi ihtiyaçların giderilmesi için çalışabilirim. Türkiye’de turistlerin sık ziyaret ettiği pek çok bölge var. Biz böyle alanlarda bisikletle aksiyonlara girmek istiyoruz. Kapadokya’da zaten birçok sporcu içerik çıkardı. Türkiye’de buna benzer yüzlerce yer var” diye konuştu.

  • Bursa’da atıklar sanat eserine dönüştü

    Bursa’da atıklar sanat eserine dönüştü

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Polimer Mühendisliği Bölümü öğrencileri, Nilüfer Belediyesi Pancar Deposu’nda, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık oluşturmak amacıyla atölye düzenledi.

    Aynı zamanda BTÜ Polimer Araştırma ve Geliştirme Topluluğu (PARGE) üyesi olan 9 öğrenci atölye katılımcılarına atıkları nasıl değerlendirebilecekleri konusunda eğitim verdi. 1 ay devam eden atölye süresince atık kumaşlardan kıyafet tasarlandı, poşet dosyalardan yağmurluk, CD’lerden çerçeve yapıldı, polyester pamuk sentetik iplerden de duvar halıları dokundu. Ortaya çıkan çalışmalar yine Pancar Deposu’nda düzenlenen “Atık Tasarım Sergisi”nde görücüye çıktı.

    Geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık oluşturmayı hedefleyen serginin açılışını Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Emre Karagöz yaptı. Karagöz, böyle bir farkındalık oluşturdukları için atölyeyi düzenleyen gençleri ve katılımcıları kutladı.

    “Atık Tasarım Sergisi”, 10 Ekim tarihine kadar Pancar Deposu Sergi Alanı’nda görücüye açık kalacak.

  • ‘Depreme dirençli Bursa’

    ‘Depreme dirençli Bursa’

    Birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’da, 1999 Marmara depreminin ardından ‘zemin etütleri araştırma birimini kurarak’ Bursa ili Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, JICA ile yürüttüğü ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’ni de tüm hızıyla sürdürüyor. Projenin birinci kısmında Bursa’da meydana gelecek olan muhtemel bir depremde hasar riski yüksek alanların belirlenmesi hedeflendi. Gerek Bursa Büyükşehir Belediyesi gerekse paydaş kurumlardan önemli veriler toplanırken, alanında uzman akademisyenlerden oluşan bilim kurulu üyeleri de öneriler sunarak projeye yön verdi. Veriler ışığında yapılan analizler sonucunda projenin ilk çıktıları olan ‘Deprem tehlike değerlendirmesi’ ve ‘Bina risk değerlendirmesi’ sonuçları ortaya çıktı.
    Çıkan sonuçlar doğrultusunda projenin ikinci aşamasına geçilirken, ikinci aşamada risk değerlendirmesi analizleri neticesinde ‘Altyapı ve kamu binası risk değerlendirmesi’ ile ‘Kentsel dirençlilik planı’ hazırlanmaya başlandı. Projenin ikinci kısmında, Bursa’da meydana gelecek olan muhtemel bir depremde hasar görebilir kamu binası, köprü, bağlantı yolu ve alt yapıların tespit edilmesi ve olacak bir depremde kritik yol ağlarının belirlenmesi amaçlanıyor. Elde edilen tüm sonuçlarla kentsel dönüşüm için öncelikli alanlar belirlenecek. Ayrıca proje kapsamında oluşturulan ‘Kentsel dirençlilik planı’ ile Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından çalışmaları yürütülen ‘Çevre Düzeni Planı’ birbirine entegre edilecek. Böylece kenti etkileyecek olan doğal afetler göz önüne alınarak Bursa’yı daha güvenli, daha dirençli ve daha sürdürülebilir bir şehir haline getirmeye yönelik stratejik çözümler üretilecek.

    Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan projenin bilgilendirme toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl, üniversite, kamu kuruluşları ve JICA temsilcileri ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı.

    Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, çalışmalarından dolayı JICA takım liderine ve üyelerine teşekkür etti. JICA ile işbirliğinin 2021 yılında başladığını, projenin süresinin de 42 ay olarak belirlendiğini söyleyen Halisçelik, 2026 yılının sonuna doğru da projeyi tamamlamayı hedeflediklerini belirtti. Projenin tüm kurum ve kuruluşlarının koordinasyonunda yürütüldüğünü anlatan Halisçelik, “Deprem konusunda birçok kurumun farklı projeler yürüttüğünü görüyoruz. Bu tür çalışmalar ancak tüm kurum ve kuruluşların iş birliğiyle bir anlam ifade eder. Bursa’nın kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılmasını önemsiyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in vizyonu doğrultusunda Bursa’da yaşam kalitesini yükseltmeyi, akıllı, dirençli ve sürdürülebilir bir kent oluşturmayı amaçlıyoruz.

    Bu anlamda, yerel, ulusal ve uluslararası iş birliklerini önemsiyoruz. Kurduğumuz Bursa Planlama Ajansı ile Bursa’nın anayasası olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nı tüm paydaşlarımızla hazırlıyoruz. Bursa’nın dirençliliği konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkısını çok kıymetli buluyoruz. Çalışmaya katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Proje Danışmanı Prof. Dr. Şerif Barış, depremlere karşı önemli deneyimi bulunan Japonya’nın tecrübelerinden yararlanmanın önemine dikkat çekti. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile JICA arasında 2 yıldır süren çalışmaları değerlendirdiklerini anlatan Barış, “Bursa’nın gerçekleşecek bir depremdeki risklerini azaltmayı amaçlıyoruz. Bir Bursa modeli oluşturarak diğer kentlere de örnek olmak istiyoruz. Çalışma sırasında çok sayıda veri elde etmeyi hedefliyoruz. Bunun için de toplumun tüm kesimlerinin çalışmaya katkı sunması gerekir. Ancak bu şekilde Bursa’yı depreme daha dirençli hale getirebiliriz” dedi.

    JICA Takım Lideri Shinichi Fukasawa, temel amaçlarının Bursa’yı yaşanacak bir depreme karşı hazır hale getirmek olduğunu dile getirdi. Bursa’nın dirençli planını oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Fukasawa, “Hem Bursa Büyükşehir Belediyesi hem de diğer paydaşlarla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Proje sonunda 3 tane çıktı elde etmeyi düşünüyoruz. Bunlar risk ve tehlike analizi, kentsel dirençlilik planının hazırlanmasıdır. Ayrıca kentsel dirençlilik planının da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut planlarına ve diğer paydaşların afet planlarına entegre edilmesidir. Projemizin temel amacı budur” dedi.

  • İnegöl’de ahilik kültürü yaşatılıyor

    İnegöl’de ahilik kültürü yaşatılıyor

    Yüzyıllardır esnaf teşkilatları aracılığıyla toplumda ticaret ahlakını, dürüstlük ve kardeşlik ilkelerini benimseten Ahilik kültürü, İnegöl Belediyesi ve esnaf odaları işbirliğinde toplumsal dayanışma ve ahlaki değerleri hatırlatmak amacıyla İnegöl Kent Müzesinde düzenlenen etkinlikle kutlandı.

    Anadolu’nun köklü esnaf ve sanatkâr geleneğini yaşatan ve bu yıl 37.Ahilik Haftası olarak düzenlenen kutlama programına; İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Fahrettin Bilgit, İlçe Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Zengin, oda başkanları ve temsilcileri, meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve odalara kayıtlı en eski üyeler ile aileleri katıldı.

    İNEGÖL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU EKİBİNDEN ŞED KUŞATMA TÖRENİ CANLANDIRMASI

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan 37.Ahilik Haftası kutlama programında ahilik kültürünün tanıtımının yer aldığı video gösterimi katılımcılara izletildi. Ardından İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosu ekibi sahneye çıkarak kökenleri 13. yüzyıla dayanan ve gençlerin iyi bir şekilde yetişerek meslek edinmelerini, üretken birer birey olarak topluma yararlı olmalarını amaçlayan Ahilik teşkilatında kişinin aldığı eğitimin artık sona erdiğini ve mesleğini yapabilecek birikime sahip hâle geldiğini ilan etmek için yapılan şed kuşatma törenini canlandırdı. İlgiyle takip edilen tiyatro oyunu ise izleyicilerden tam not aldı.

    ‘’HATIRLAMAK VE HATIRLATMAK ÇOK KIYMETLİ’’

    Gösteri sonrası kürsüye çıkan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, sekiz yüz yıl önce başlayan ve günümüze kadar süren ahilik ve esnaflık kavramının hatırlatılması ve gelecek nesillere de bu kültürün yüklenmesinin kıymetli olduğunu belirtti. Başkan Alper Taban konuşmasında, ‘’’Bugün 37.Ahilik Haftası için toplandık. Hatırlamak ve hatırlatmak çok kıymetli. Ahi Evran’ın sekiz yüz yıl önce bahsettiği ve bugüne kadar ulaşan, bugün de bu öğreti ile gelmiş her birimizin yeni başlayan esnaflarımıza hem de gelecek nesillerde esnaflık yapacak kardeşlerimize hatırlatmak anlamında hepimize görevler düşüyor. Bugün esnaflık teşkilatı geçmişte de ahilik olan bu güzel ve ahlaklı kültürünü her bir kardeşimize yüklemek hepimizin görevidir. Ahilik kavramını başardığımızda en güzel ticaret ve esnaflık yapanlar yine bizler olmuş olacağız. Aramızda çok değerli üstatlar, geçmişten bu güne uzun yıllardır bu işleri icra etmiş olan kıymetli büyüklerimiz var. İnegöl’ümüze emek ve katkı veren, çıraklar ve yeni ustalar yetiştiren tüm kıymetli esnaflarımıza ve büyüklerimize çok teşekkür ediyorum. Onların da el verdiği yeni jenerasyon da inşallah hem bugünü hem de yarını öğretip yaşıyor olacak. Bu güzel programın icra edilmesinde katkı ve destek sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. 37.Ahilik Haftamız kutlu olsun.’’ dedi.

    ‘’ÖZÜMÜZÜ TEKRAR HATIRLATMAK ADINA BİR PROGRAM GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’’

    Daha sonra söz alan İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ ise konuşmasında, ‘’Özümüzü tekrar hatırlatmak adına bir program gerçekleştiriyoruz. Kurumlarımızın ticaret ve sanayiye geçebilmesi için öncelikle esnaflıktan geçip, esnaf terbiyesi alarak, işlerini büyüterek, ticaret ve sanayiye geçtiklerini biliyoruz. Bizim mayamızda esnaflıktan geliyor. Ahilik kelimesinin anlamını okuduğumuzda eminim ki kendi içimizde ve işletmelerimizde uygulayabildiğimizde zaten nereye varılacağı net bir şekilde belli olur. Başta Ahi Evran olmak üzere bu kaide ve kurallara uyan tüm esnaflarımıza şükranlarımı sunuyorum. Kültürümüz geleneğimiz aslında bizleri bu kaidelerden buralara getiriyor. Programı düzenleyen başkanlarımıza teşekkür ediyor, 37.Ahilik Haftamızı kutluyorum.’’ ifadelerine yer verdi.

    ‘’AHİLİK KÜLTÜRÜ BİR YAŞAM FELSEFESİDİR’’

    Düzenlenen programa katılan Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Fahrettin Bilgit ise bu güzel organizasyon için teşekkürlerini ileterek, ‘’37.sini kutladığımız Ahilik Haftasında Ahi Evran’ın en beğendiğim sözlerinden biri ile başlamak istiyorum. ‘’Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir. O kadar anlamlı cümleler ki 13.yüzyıldan bu yana adeta bir yaşam felsefesidir ahilik kültürü. Buradan gelen engin ve zengin tecrübelerimizi gençlerimize yaşatmamız gerekiyor ki geleceğimiz oluşsun. 37.Ahilik Haftası’nda İnegöl’de de güzel bir organizasyon ile kutlanıyor. Bu organizasyon benim de çok dikkatimi çekti. Düzenleyen, katkı ve destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Ahilik Haftamızı kutluyorum.’’ dedi.

    ‘’AHİLİK; ESNAF VE SANATKÂRIN ARASINDA DAYANIŞMANIN ADIDIR’’

    Son olarak esnaf odaları adına konuşma yapan İnegöl Terziler Odası Başkanı Selim Malçok ise, ‘’ Ahilik; esnaf ve sanatkârın arasında dayanışmanın, dürüstlük, ahlak, ticaret ve mesleği teşvik eden bir toplum düzeni olarak bilinir. Ahi Evran Haftası sadece ekonomiyi değil aynı zamanda sosyal ve ahlaki değerleri ön plana çıkaran bir öğreti olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu vesileyle 37.Ahilik Haftasını kutluyor, destek sunan herkese teşekkür ediyoruz.’’ dedi.

    Konuşmalar sonrası ahilik kültürünün gelişmesinde emeği geçen odalara kayıtlı en eski üyelere protokol üyeleri ve esnaf oda başkanları tarafından plaket ve ödül takdimi yapıldı. Program hatıra fotoğrafının çekimi ile son buldu.

  • Türkiye’nin zemin sıvılaşmasını çözecek malzeme

    Türkiye’nin zemin sıvılaşmasını çözecek malzeme

    Bursa’nın Gemlik ilçesi Kurşunlu sahilindeki uygulama sahasında yapılan testler yüzleri güldürdü. Sahildeki kum zemine uygulanan sıvı, kısa sürede katılaşarak depreme dayanıklı hale geldi. Türkiye ve Bursa’nın depreme karşı dayanıklılığını artırmak amacıyla harekete geçen Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyübhan Avcı tarafından geliştirilen bor katkılı enjeksiyon malzemesinin uygulanması, yakın zamanda inşaat alanlarında hatta hali hazırdaki binalarda da kullanılmaya başlanacak. BTÜ ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokolle, Prof. Dr. Eyübhan Avcı’nın geliştirdiği bor katkılı zemin enjeksiyon malzemesi Gemlik’in Kurşunlu sahilindeki alanda farklı noktalara uygulandı. Geliştirilen ürün, BTÜ’nün ‘United States Patent and Trademark Office’ tarafından tescil edilmiş ilk patenti olurken, proje ayrıca Deprem Araştırmaları Projesi çerçevesinde de destek aldı. Yerli ve milli bir proje olan bor katkılı çıktının; zemin iyileştirilmesi sürecinde oldukça hesaplı bir şekilde kullanılabileceğinin de altı çizildi.

    “15 yıllık araştırmaların sonucunda ortaya çıktı”

    Avcı, depremde binaların hasar almasına, yıkılmasına ve binaların yan yatmasına neden olan zemin sıvılaşmasının önlenmesine karşı yaklaşık 15 yıldan beri yürüttüğü çalışmaların sonuna ulaştı. Gemlik’te yapılacak arazi çalışmasının ardından ürünün sahada uygulanmasına ilk olarak deprem bölgelerinden başlanması planlanmaktadır. Arazide yapılacak zemin iyileştirme uygulaması ile deprem nedeniyle oluşabilecek can ve mal kayıplarının önüne geçilebilecektir. Geliştirilen bor kökenli zemin iyileştirilmesi için Türk Patent ve Marka Kurumundan (TÜRKPATENT) patent tescilini de gerçekleştirdi.

    “En zor arazilerden birinde uygulamayı deniyoruz”

    Gemlik ilçesi Kurşunlu sahilindeki uygulama sahasında kum zemini ve uygulama sonrası ortaya çıkan örnekleri gösteren Avcı, “Laboratuvar aşamalarından sonra, arazi aşaması için tam fay hattının geçtiği bölgeyi tercih ettik. Şu an üzerinde bulunduğumuz bölge sıvılaşma riskinin yüksek olduğu bir alandır. Ciddi olarak yer altı suyunun bulunduğu bölgedir. En zor arazilerden biri diyebiliriz. Bizde ortaya çıkardığımız malzemeyi en zor arazide deneyerek etkinliğini en zordan başlayarak görmek istedik. Bununla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Arazinin tahsisinde ve ekipman desteğini Bursa Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız protokol çerçevesinde katkı sağladı. Birçok karışımı, birçok noktada deneme fırsatı bulduk. Bunları da farklı tekniklerle uyguladık” dedi.

    “Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde de bunu deneyeceğiz”

    Yapılan çalışmaların sonuna geldiklerini belirten Avcı, “Sıvılaşan zemini nasıl ortadan kaldırabiliriz diye yaptığımız çalışmaların sonucunda başarılı olduğumuzu gördük. Aldığımız karot numunelerinde de, geliştirdiğimiz malzemelerin zemin içindeki boşluklara yerleştiğini gördük. Bununla birlikte zeminin dayanma kapasitesinin arttırdığını görmekteyiz. Son aşamalarını da tamamladıktan sonra, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sıvılaşabilir zeminlerin önlenmesine yönelik çalışmalar yaparak depremlerde oluşabilecek zararın önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bunu uygulama alanlarında tabi ki önceliğimiz Bursa olacak. Yaklaşık 1 aylık çalışmamız kaldı. Daha sonra bununla ilgili yazdığımız raporları da vatandaşlarımızla paylaşacağız” diye konuştu.

    “Kum zemini katı hale getireceğiz”

    Uygulama yapılan alanda olabilecek bir depremde yüksek yıkımların meydana gelebileceği zemine sahip olduklarını belirten Avcı, “Ciddi bir şekilde, kum tabir ettiğimiz alandayız. 3 ile 10 metre arasında kum alan mevcut olduğu için sıvılaşma riski oldukça yüksek görünüyor. Buradaki hedefimiz, kum birimlere müdahalede bulunarak, o kumun sıvılaşmasını ortadan kaldırarak binaların deprem anında hasar görmesini azaltmaktır. Zemin içerisinde oluşan boşluklara ürettiğimiz malzemeyi yerleştirerek katılaşmasını sağlayacağız” şeklinde konuştu.

    “İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da zemin sıvılaşması yoğun”

    Son yaşanan yıkıcı depremin ardından yaptıkları çalışmanın daha da önem kazandığını ifade eden Avcı, “Kahramanmaraş, Hatay ve diğer bölgelerde çok ciddi yıkımlar meydana geldi. Bizde yaptığımız incelemelerde, özellikle Hatay’da sıvılaşma sebebiyle binaların yıkıldığını gördük. Olabilecek İstanbul depremini düşünerek, çalışmalarımız hızlandırdık. Özellikle İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi bölgelerde sıvılaşabilecek bölgelerin olduğunu biliyoruz. Buralarda da ciddi hasarların ortaya çıkacağını söylüyoruz. Geliştirdiğimiz bu malzeme ile zemin içerisine bu malzemeyi enjekte ederek bu sıvılaşma sorununu ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

    “Hali hazırdaki binaların temeline girerek bunu uygulayabileceğiz”

    Bu malzemenin diğerlerinde farklı olduğunu belirten Avcı, “Herkesin aklına ‘çimento veya benzeri ürünlerle yapılmaz mı?’ sorusu geliyor. Ancak, çimento kökenli malzemelerin katılaşma süreleri, 24 ile 48 arasında değişiyor. Özellikle yeraltı suyu veya sıvı zeminde ise bu malzemeler dayanımını kaybetmesinin yanı sıra katılaşmaya biliyor. Biz ise, bu uyguladığımız malzemenin katılaşma sürecini zemine göre ayarlayabiliyoruz. 5 dakikada bile katılaşmasını sağlayabiliyoruz. Yeraltı suyu bulunan bir yerde, enjekte ettiğimiz zaman hemen katılaşmasını sağlayabiliyoruz. Katılaştığı için hızlı bir şekilde sıvılaşma dediğimiz sorunu ortadan kaldırıyor. Ayrıca bu sadece inşaat yapım esnasında değil, mevcut hali hazırdaki binalarda da kullanılabilecek. Şu aşamada mevcut bir binanın zemine girip onu güçlendirmeniz mümkün değil. Ancak bu malzeme ile temelden küçük delikler açarak, bu enjekteyi uygulayabileceğiz” dedi.

    “Maliyeti diğer uygulamalardan uygun olacak”

    Maliyet konusunda bor katkılı malzemenin mevcut uygulamalara göre daha avantajlı olduğunu kaydeden, “Birçok uygulamaya göre yaptığımız önce çalışmalarda daha uygun maliyetli olacağını gösteriyor. Az katlı binalarda vatandaşların en büyük sorunu maliyettir. Onlar zemin ile ilgili fazla çalışma yapmamaktadır. Çünkü zemin iyileştirmesi yapmaya kalktığında, ev maliyetini aşıyor. Biz ekonomik çözüm üreterek, hem sıvılaşmayı ortadan kaldırarak, hem de güvenli yapılaşmalar için yol haritası çizmeye çalışıyoruz. Bu uygulama ayrıca çevre dostu olmasından dolayı da ön planda olacaktır. Çünkü, doğal minerallerden, bor katkısından imal ediliyor. Bir dönüşüm söz konusu oluyor. Doğadan aldığımızı geri vermiş oluyoruz. Çimento bazlı malzemelerde, ister istemez yeraltı suyuna karışabiliyor. Tarımsal alanlarda veya başka uygulama alanlarında insan sağlığı açısından önem araz edebiliyor” ifadelerini kullandı

    “Türkiye’nin haricinde yurt dışında da bunu uygulayacağız”

    Yurt dışından malzeme ile ilgili çok sayıda mail aldıklarını belirten Avcı, “Özellikle, Amerika ve Japonya’dan ürünün kullanılabilirliği ilgili detaylar istiyorlar. İlerleyen dönemlerde de ürünün yurt dışında kullanımı ile ilgili de çalışmalarımızı başlatacağız. Şu an malzeme ile ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Çok rahat bir şekilde istenilen her yere uygulayabiliriz. Ancak ilk uygulamaları biz kendi kontrolümüzde yapmayı hedefliyoruz. Çünkü hassas bir malzeme, oranlarının teknik ve işi bilen personeller tarafından uygulanması gerekiyor. İlerleyen aşamada da profesyonel ekipler kurup, ürünün daha fazla yaygınlaşmasını sağlayacağız. Yerli ve milli malzemeyle geliştirdiğimiz için hiçbir şekilde malzeme sıkıntımız yok. Biz uyguladığımız bu teknik ile Türkiye’deki zemin sıvılaşmasından kaynaklı olayların önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bunun gibi Japonya’da farklı bir kimyasal enjeksiyon malzemesi olarak inşaatlarda kullanılıyor. Biz oradaki tekniği yerli malzemelerimizle uyguladık. Yeni bir teknik değil, yeni malzemelerle bu tekniği geliştirdik” şeklinde konuştu.