Etiket: bursahaber

  • Koronavirüs Bilim Kurulu bugün toplanacak

    Koronavirüs Bilim Kurulu bugün toplanacak

    Koronavirüs Bilim Kurulu, saat 16.00’da video konferans yöntemiyle toplanacak.

    Gündemde, omicron varyantı ile birlikte son dönemde artışa geçen vaka sayıları var.

    Vaka sayısını azaltmak için tedbirler, mücadele yöntemleri ve aşı takvimi toplantının önemli gündem başlıkları arasında olacak.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığındaki toplantının ardından yazılı açıklama yapılacak.

    Sağlık Bakanlığı, 16 Şubat Corona virüs tablosunu ve aşılamada son durumu paylaştı. Türkiye’de son 24 saatte 463 bin 241 test yapılırken 94 bin 176 Vaka belirlendi. Koronavirüsten maalesef 271 vatandaşımızı kaybederken hastalığa yakalanıp iyileşen sayısı 104 bin 409 oldu.

    BAKAN KOCA’DAN ÖNEMLİ ÇAĞRI

    Sosyal medyadan paylaşım yapan Bakan Koca, “Vaka sayımız dünküyle yaklaşık aynı, vefat sayımızda önemli bir düşüş var. Omicron döneminden itibaren salgının özellikle yaşlılarda ve kronik hastalarda ölüme yol açtığını biliyoruz. Vefat sayısını azaltmamız ek bir hastalıkla mücadele gücü olmayan bu grubun korunmasına bağlı.” ifadelerini kullandı.

    AŞILAMADA SON DURUM

    18 yaş üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 84,86, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,79 olarak gerçekleşti.

    Türkiye’de bugüne kadar uygulanan aşı sayısı 144 milyon 476 bin 562’ye yükseldi.

    En az iki doz aşı uygulananların oranının en yüksek olduğu 10 il, Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa oldu.

    En az iki doz aşı yapılanların oranının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

  • Yargıtay kolonyayı silah saydı

    Yargıtay kolonyayı silah saydı

    Tartıştığı kişinin üzerine kolonya dökerek yakan sanığın aldığı mahkumiyet ‘eksik ceza’ nedeniyle bozuldu. Yargıtay eylemin silah sayılan eşya ile gerçekleştirildiğine karar verdi.

    Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tartıştığı kişiyi kolonya dökerek çakmak ile yakma teşebbüsünde bulunan sanığın davasında kolonyayı silah saydı.

    Tartıştığı kişinin üzerine kolonya dökerek yakan kişi, şikayet üzerine polis tarafından gözaltına alındı. ‘Kasten yaralama’ suçundan Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılan sanık mahkum edildi.

    Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı cezanın az olduğu gerekçesiyle kararı temyiz edince devreye Yargıtay 3. Ceza Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Daire; sanığın kolonya dökerek, çakmak ile yaraladığına ilişkin ikrarı ile sanığın eylemini silahtan sayılan eşya ile gerçekleştirdiği sabit olduğuna dikkat çekti.

    Kararda şöyle denildi: “Oluş, dosya kapsamı, katılan ve tanığın aşamalardaki beyanı ile uyumlu doktor raporu ve kabule göre; sanığın katılanının üzerine kolonya dökerek, çakmak ile yaraladığına ilişkin ikrarı ile sanığın eylemini silahtan sayılan eşya ile gerçekleştirdiği sabittir. Buna rağmen, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir. Savcının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş ve mahkeme kararı oy birliği ile bozulmuştur.”

  • 3 doz BioNTech olanlara uyarı

    3 doz BioNTech olanlara uyarı

    ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) ülke çapında yaptığı bir araştırma, şiddetli Covid-19 hastalığına karşı bağışıklığın, bir mRNA aşısının (Pfizer/BioNTech veya Moderna) üçüncü dozunun alınmasından 4 ay sonra azalmaya başladığını ortaya koydu. Üçüncü doz aşının şiddetli Covid-19 hastalığına karşı etkinliği bu süre içinde yüzde 78’e geriledi. Bilim insanları bu nedenle, takviye aşı dozlarının belirli aralıklarla yenilenmesinin gerekebileceğini açıkladı.

    ABD Hastalık Kontrol ve Önleme (CDC) Merkezleri’nin Morbidite ve Mortalite Haftalık Raporu’nda yayınlanan verilere göre, Moderna veya Pfizer/BioNTech mRNA aşılarının üçüncü dozları tarafından sağlanan koruma hızla azalmaya başlıyor.

    Bu çalışmaya kadar, özellikle ABD’de Delta veya Omicron baskın olduğu dönemlerde, üç dozun ardından korumanın dayanıklılığı hakkında çok az şey biliniyordu.

    “EK DOZLARIN TEKRARLANMASI GEREKEBİLİR”

    Çalışmanın ortak yazarlarından Brian Dixon, “Güçlendirici aşı da dahil olmak üzere mRNA aşıları çok etkilidir ancak etkinlik zamanla azalır. Bulgularımız, özellikle yüksek risk altında bulunan kişiler için Covid-19’a karşı korumayı sürdürmek amacıyla ek dozların tekrar gerekli olabileceğini gösteriyor.

    Ayrıca Hispanik veya siyahi olan kişilerin üçüncü bir aşı dozuna sahip olma olasılığının beyaz insanlara göre yarı yarıya olduğunu bulduk. Bu da Hispanik veya siyahilerin şiddetli Covid-19’a karşı daha savunmasız hale getiriyor” açıklamasını yaptı.

    Bununla birlikte CDC’nin verilerine göre, 8 Şubat 2022 itibariyle, takviye dozu alan 65 yaş ve üstü ABD’lilerin: yüzde 72,3’ü beyaz, yüzde 8,9’u Hispanik ve yüzde 7,6’sı siyahi idi.

    OMİCRON DÖNEMİNDE AŞI ETKİNLİĞİ DÜŞTÜ

    Genel olarak çalışma, ikinci ve üçüncü doz mRNA aşısı olan bireylerin, hastaneye yatışlara (ağır hastalık) karşı, acil servis/acil bakım ziyaretlerine (hastaneye yatmayı gerektirmeyen semptomlar) göre daha fazla korumaya sahip olduğunu gösterdi. Omicron döneminde aşı etkinliği de genel olarak Delta dönemine göre daha düşüktü.

    Diğer taraftan, acil servis/acil bakım ziyaretlerine karşı aşı etkinliği, üçüncü dozların alınmasından sonraki ilk iki ayda yüzde 97’den Delta’nın baskın olduğu dönemde (yaz/ilk sonbahar 2021) dört ay veya daha fazla bir sürede yüzde 89’a düştü.

    Omicron’un baskın olduğu dönemde (sonbahar 2021/kış 2021-22), acil servis/acil bakım ziyaretlerine karşı aşı etkinliği, üçüncü dozdan sonraki ilk iki ayda yüzde 87 iken, üçüncü dozdan dört ayda yüzde 66’ya düştü.

    HASTANEYE YATIŞA KARŞI KORUMA 4 AY SONRA YÜZDE 78’E DÜŞTÜ

    Ayrıca, üçüncü dozdan sonra, Delta varyantı ile ilişkili hastaneye yatışa karşı koruma, iki ay içinde yüzde 96’dan dört ay veya daha uzun bir süre sonra yüzde 76’ya düştü. Omicron varyantı ile ilişkili hastaneye yatışlara karşı aşı etkinliği, ilk iki ayda yüzde 91 iken, dört ayda yüzde 78’e düştü.

    Araştırmanın yazarlarından Shaun Grannis, şunları kaydetti:

    “Bulgularımız, orta ila şiddetli Covid-19 hastalığını, özellikle daha önce sağlık sorunlaru olanlarda önlemek için üçüncü doz mRNA Covid-19 aşısı almanın önemini doğrulamaktadır.

    MRNA aşılarının sağladığı bu koruma, üçüncü bir aşı dozunu takip eden aylarda azaldı. Bu nedenle, orta ila şiddetli Covid-19 hastalığına karşı korumayı sürdürmek için ek dozların daha fazla değerlendirilmesini destekliyoruz.”

  • Pınar Gültekin davasında karar çıkmadı

    Pınar Gültekin davasında karar çıkmadı

    Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i (27) boğduktan sonra varile koyup yakan Cemal Metin Avcı (32) ile suç delilerini gizleyip, yok ettikleri öne sürülen kardeşi Mertcan Avcı (26), annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın yargılandığı davanın karar beklenen 10’uncu duruşması, mahkeme tarafından ertelendi.

    Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma yoklama ile başladı. Mahkeme heyeti tarafından ilk olarak Pınar Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir’e söz verildi. Epözdemir, “Müvekilim ile Cemal Metin Avcı arasında arkadaşlık ilişkisi var. Pınar, sanığın evli olduğunu öğrendikten sonra ayrılmak istediğini kendisine söylemiştir. Sanık, her duruşmada kurgu savunması yaptı. Cinayetin öncesini ve sonrasını ilmik ilmik planladığı ortada. Profesyonel katil profiliyle karşı karşıyayız. İyi hal indirimi uygulanmamasını, sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istiyoruz” dedi.

    Epözdemir, yargılamanın başından buyana cinayetin tek kişi tarafından işlenmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, “Mertcan Avcı’nın, Pınar’ın katledildiği gün ağabeyi ile birçok kez telefon ile görüşme yaptığı HTS kayıtlarında mevcut. Olay yerine de gitmiş. Suçu gizlemeye çalışıyor. Mertcan Avcı, kolluk kuvvetleri ifadesinde ve mahkemedeki savunmasında, ‘ağabeyinin bağ evinde bozuk kokoreçleri yaktığını’ anlattı. Yakılan ceset ile bozulan kokoreç kokularını ayırt edememiş olması inandırıcı değil. En üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyoruz. Diğer tutuksuz sanıkların da birlikte hareket ettikleri ortada. Cemal Metin Avcı suçunu kabul etmemişken, saat 22.35’te neden bağ evine gidiliyor. Sizlere vahiy mi geldi? Gerçek dışı çelişkili ifadeler ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştılar” dedi.

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da Cemal Metin Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanmamasını, diğer 5 şüpheli için de cezanın en üst seviyeden verilmesini talep etti.

    İDAM CEZASI İSTEDİLER

    Baba Sıddık Gültekin, “Kızım diri diri hunharca öldürüldü. Bir kişinin yapacağı iş değil. Şu an sinirden konuşamıyorum. Genç kızın diri diri yakılmasının cezasının ağırlaştırılmış müebbet değil, idam olması gerekiyor” dedi.

    Anne Şefika Gültekin, “Kızım gözümün önünden gitmiyor. Adalet Bakanlığı’ndan kadın cinayetleri için idam getirilmesini istiyorum” dedi. Avukat Rezan Epözdemir, sanık Mertcan Avcı’nın müşterek fail olarak yargılanması için Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi. Duruşmada dilekçeyi değerlendiren mahkeme heyeti, Avcı hakkında mevcut yargılamanın tamamlanmasının beklenmesine karar verdi.

    Söz hakkı verilen Ayten Avcı, “Mahkemedeki sürecin buraya gelmesinin tek nedeni avukat Rezan Epözdemir’in senaryolarından kaynaklanıyor” dedi. Sanık Mertcan Avcı ise, suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.

    ‘ÜZERİME KAN BULAŞMASINI İSTEMEDİM’

    Mahkeme başkanının, “Pınar Gültekin’i neden elinle değil de ip dolayarak varile koydun” sorusuna sanık Cemal Metin Avcı, “Üzerime kan bulaşmasını istemedim” diye yanıt verdi. Avcı’nın savunması sırasında Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, “katil” diye bağırması üzerine, mahkeme başkanı tarafından dışarıya çıkarıldı.

    Mahkeme heyeti, ara kararında Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk hali ile Mertcan Avcı’nın adli kontrol şartının uygulamasının devamına; Ayten Avcı, Mertcan Avcı, Şükrü Orhan ve Eda Karagül’ün toplanan delillerin yeterli olması nedeniyle sonraki celseye katılmamalarına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Pınar Gültekin davasında karar bekleniyor

    Pınar Gültekin davasında karar bekleniyor

    Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğduktan sonra varile koyup yakan Cemal Metin Avcı ile suç delilerini gizleyip, yok ettikleri öne sürülen aile üyelerinin yargılandığı davanın bugün 10’uncu duruşması görülecek. Duruşmada karar çıkması bekleniyor.

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020’de kayboldu.

    Soruşturma kapsamında 5 gün sonra gözaltına alınan eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, çıkan kavgada Gültekin’i boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti.

    Avcı’nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Gültekin’in kısmen yanmış cesedine ulaşıldı. Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı ise çıkarıldığı mahkemece ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürmek’ suçundan tutuklandı.

    Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı’nın telefon sinyallerinden ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Mertcan Avcı da sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şüpheliler hakkında dava açıldı.

    AVUKATTAN SUÇ DUYURUSU

    Mertcan Avcı, 15 Şubat 2021’deki duruşmada, imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağı ile tahliye edildi.

    Pınar Gültekin’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, sanık Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın da ‘delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme’ suçunu işlediğini iddia ederek şikayetçi oldu.

    Muğla Cumhuriyet Savcılığı, 2 Ekim 2020’de şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Avukat Epözdemir ise karara itiraz etti. Muğla Sulh Ceza Hakimliği de itirazın kesin olarak reddine hükmetti.

    HER İKİ DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ

    Epözdemir, Muğla Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği kesin kararın Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

    Başsavcılık, kararı bozarak 4 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmasına karar verdi. Savcılık, şüpheliler Selim Avcı, Ayten Avcı, Eda Karagün ile Şükrü Gökhan Orhan’ın kasten adam öldürme sonrasındaki zaman diliminde, olay mahalline birlikte gidip, suç delillerini yok ederek, gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirerek ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etti.

    Mahkeme, ilerleyen süreçte, her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Geçen yıl 27 Eylül’de görülen 6’ncı duruşmada, cinayetten sonra olay yerine giderek delilleri gizlemeye çalıştıkları iddia edilen sanığın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın da savunmaları alındı.

    Şüphelilerin tamamı savunmalarında, suçlamaları reddetti.

    SAVCI 9’UNCU DURUŞMADA MÜTALAASINI VERDİ

    Davanın 24 Ocak günü görülen 9’uncu duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı. Savcı Pınar Gültekin’in hayattayken yangına maruz kaldığının oy birliği ile kabul edildiğini belirterek, Cemal Metin Avcı’nın ‘canavarca hisle öldürme’ suçundan cezalandırılması talep etti.

    Mertcan Avcı’nın da ‘suç delillerini gizleme ve değiştirme eyleminde bulunması’ suçundan cezalandırılmasını, Cemal Metin Avcı’nın eski eşi Eda Karagün, iş ortağı Şükrü Gökhan Orhan, annesi Ayten ve babası Selim Avcı’nın da ‘suç delillerini yok etmek ve gizlemek’ suçundan cezalandırılması istedi.

    Duruşmaya SEGBİS sistemi ile bağlanan sanık Cemal Metin Avcı ise mütalaayı kabul etmediğini söyledi.

    Sanıklar, bugün 10’uncu kez hakim karşısına çıkacak. Saat 14.00’te başlayacak ve karar çıkması beklenen duruşmaya, Gültekin’in ailesinin yanı sıra tutuksuz yargılanan sanıkların da katılması bekleniyor.

  • Dede ve halaya Yargıtay’dan müjde

    Dede ve halaya Yargıtay’dan müjde

    Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nden, velayeti annesine verilen otistik torununu görmek isteyen dede ile halaya müjde niteliğinde karar çıktı.

    Bursa’da geçimsizlik yaşayan bir çift Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek boşandı. Mahkeme, otizm hastası çocuğun velayetini ise anneye verdi. Torun hasreti çeken dede ile çocuğun halası, belirli aralıklarla çocukla görüşmek için mahkemenin yolunu tuttu. Mahkeme de belirli günlerde dede ile halanın torunlarını görmelerine karar verdi.

    Davalı annenin temyiz müracaatı üzerine dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Kararda şöyle denildi:

    “Türk Medeni Kanunu’nunda, ‘Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır’ ifadesi yer almaktadır. Dosya incelendiğinde, davacıların kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuğun dedesi ve halası olduğu anlaşılmaktadır. Uzman raporunda çocuğun otistik olduğu bu nedenle kişisel ilişkinin anne refakatinde ve saatlik olması gerektiği bildirilmiştir. Ayrıca dosya kapsamından ve tanık beyanlarından çocuğun annesi olmadığı zamanlarda kendisine zarar verici davranış geliştirdiği ve öfke patlaması yaşadığı sabittir. Bu nedenlerle ayda iki kere ve 5’er saatlik kişisel ilişkinin uzun olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir Mahkeme hükmünün onaylanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.

  • e-Devlet’te yeni hizmet!

    e-Devlet’te yeni hizmet!

    Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Haksız Fiyat Artışı Şikayet Bildirim Sistemi’nin toplumda farkındalık yaratılması ve daha fazla kullanıcıya ulaşabilmesi için e-Devlet Kapısı’ndan da sunulmaya başlandığını bildirdi.

    e-Devlet’te kullanıma sokulan yeni uygulama ile birlikte, vatandaşlar artık e-Devlet Kapısı üzerinden haksız fiyat artışına yönelik şikayetlerini kolay ve güvenli bir şekilde iletebilecekler.

    Sistemin halihazırda Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünce mobil uygulama ve Alo 175 Tüketici Danışma Hattı’ndan hizmet verdiğini belirten Koç, “Hizmet, toplumda farkındalık yaratması ve daha fazla kullanıcıya ulaşabilmesi için artık e-Devlet Kapısı’ndan da sunulmaya başlandı.” dedi.

    Vatandaşların artık e-Devlet Kapısı üzerinden haksız fiyat artışına yönelik şikayetlerini kolay ve güvenli bir şekilde iletebileceklerini vurgulayan Koç, bu bildirimlerin söz konusu artışları önlemek için çok önemli olduğunu dile getirdi.

    Koç, e-Devlet Kapısı’na eklenen sistemin sağlayacağı katkıya dikkati çekerek şöyle konuştu:

    “Vatandaşlarımız üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerdeki haksız fiyat artışını engellemek ve gerekli durumlarda idari para cezası kararı aldırmak için e-Devlet Kapısı üzerinden şikayette bulunabilecekler. Vatandaşlarımızın duyarlı olup varsa şikayetlerini iletmeleri bu aşamada çok önemli. Amacımız vatandaşımıza dokunan, faydasına olan hizmetleri e-Devlet Kapısı’na ekleyip vatandaşlarımızla buluşturarak gündelik hayatı kolaylaştırmak.”

    Koç, “Yeni Koronavirüs Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında, üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin haksız fiyat artışını engellemek ve gerekli hallerde idari para cezası kararı almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulduğunu anımsatarak, yapılan düzenlemeye aykırı hareket edenlere idari para cezası verildiğini

  • Bakan Nebati yeni paket açıklayacak

    Bakan Nebati yeni paket açıklayacak

    Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, fiyat artışlarına karşı tedbirler, yastık altı altınların finansal sisteme entegrasyonu ve KGF desteğini içeren paketi cumartesi günü açıklayacak.

    Ekonomi yönetimi, 12 Şubat Cumartesi günü fiyat artışlarıyla mücadele başta olmak üzere, üretim ve ihracat öncelikli birçok destek, tedbir ve teşvik paketi açıklayacak.

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, son dönemde yaşanan fiyat artışlarının önüne geçmek amaçlı bazı tedbirlerin kamuoyuyla paylaşılacağı bir program düzenleyecek.

    Nebati, cumartesi günü gerçekleştirilecek programda, bu tedbirlerin yanı sıra Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla işletmelere ve ihracatçılara destek sağlamak amaçlı selektif bir finansman destek paketini açıklayacak.

    Toplantıda, “Türkiye Ekonomi Modeli” çerçevesinde, yastık altındaki altınların finansal sisteme aktarılması amacıyla atılacak adımlar da kamuoyuna duyurulacak.

    Başta emtia fiyatlarındaki artışlarla son dönemde küresel bir sorun haline gelen enflasyon karşısında kapsamlı bir yol haritasını açıklamaya hazırlanan Bakan Nebati, alınacak önlemlere ek olarak tüm paydaşların katkısı ve desteğiyle üretici ve tüketici fiyatlarındaki artışların önüne geçmeye yönelik birçok tedbir paketine ilişkin bilgi verecek.

    Programda, iş dünyasından üst düzey yöneticilerin, STK’lerin, piyasadaki çatı kuruluşların temsilcilerinin ve kamu ile özel bankaların genel müdürlerinin hazır bulunmaları bekleniyor.

  • Bakanlıktan ‘SMA ilacı’ açıklaması

    Bakanlıktan ‘SMA ilacı’ açıklaması

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Spinal Musküler Atrofi (SMA) Tip-1 hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların, ‘Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu’ tarafından verileceğini, ilaca devam için test sonuçlarının uygun olması zorunluluğunun kaldırıldığını duyurdu.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, ‘Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’ Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan tebliğde, genetik, sitogenetik ve moleküler tetkiklere ilişkin düzenlemeler yer aldı. Tebliğde, Spinal Musküler Atrofi (SMA) hastalığına ilişkin düzenlemeler de bulundu. SMA Tip-1 hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar, çocuk nörolojisi uzman hekiminin yer aldığı ilk 4 uygulama için 3 ay süreli, sonraki uygulamalar için 4 ay süreli SGK tarafından belirlenen 3’üncü basamak resmi sağlık kurumlarında düzenlenen sağlık kurulu raporuna istinaden, ‘Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu İlaçların Kişisel Tedavide Kullanılmalarını Değerlendirme Komisyonu’ tarafından verilecek.

    ‘BEDELİ SGK TARAFINDAN KARŞILANACAK’

    ‘İlaç Kullanım Onayı’ ile SGK’nın belirleyeceği 3’üncü basamak resmi sağlık kurumlarında çocuk nörolojisi uzman hekimi tarafından her bir uygulama için ayrı ayrı reçete edilecek. ‘İlaç Kullanım Onayı’nın ilk 4 uygulama için tek seferde ve sonraki her bir uygulama için ise ayrı ayrı verilmesi halinde SGK tarafından bedeli karşılanacak. ‘Nusinersen Sodium’ etkin maddesini içeren ilacın, tescili yapılmış yenidoğan ve çocuk yoğun bakım servisi bulunan, bünyesinde çocuk nörolojisi uzmanının da yer aldığı, beslenme ve diyetetik ile fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ‘multidisipliner’ bir yaklaşımla sunulabileceği kurumca belirlenen üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında kullanılması halinde kurumca bedeli karşılanacak.

    Bahsi geçen düzenleme öncesinde SMA hastalarının başlangıç tedavisi sonrasında tedaviye devam edip etmeyeceğinin belirlenmesine yönelik kriterler çeşitli testlerle belirlenen skorlamalar üzerinden yapılıyordu. Hastaların ve yakınlarının söz konusu testlerin uygulanması açısından, özellikle Covid-19 döneminde yaşadıkları zorluk ve mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla ilaca devam için söz konusu test sonuçlarının uygun olması zorunluluğu kaldırıldı.

  • Kayınvalideye küfreden gelin tazminat ödeyecek

    Kayınvalideye küfreden gelin tazminat ödeyecek

    Yargıtay,  kayınvalidesine küfür eden ve sadakatsiz davranışlarda bulunan kadının, eve sık sık alkollü gelen kocasına göre daha ağır kusurlu olduğuna hükmetti. Sadakatsiz davranışlar sergileyerek kayınvalidesine hakaret eden gelinin, tazminat ödemesi gerektiğine dikkat çekti.

    Uzun süredir geçimsizlik yaşayan C.Ö. ile eşi C.Ö., karşılıklı Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek boşanmak istedi. Davacı – karşı davalı kadın, geçimsizlik nedeniyle aralarında sürekli olarak tartışma yaşandığını, fikir uyuşmazlıklarının olduğunu, son 8 aydır ayrı yaşadıklarını, davalı hakkında iki kez evden uzaklaştırma kararı aldığını öne sürdü.

    ZORLA İLİŞKİYE GİRDİĞİNİ İLERİ SÜRDÜ

    Davalının sürekli alkol kullandığını, kendisine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, zorla cinsel ilişkiye girdiğini ve ters ilişki kurduğunu ileri sürerek boşanmaya, velayetlerin kendisine verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 250 TL tedbir iştirak nafakası ile kendi yararına 500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 40 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti.

    KOCA İDDİALARI REDDETTİ

    Davalı-karşı davacı koca ise tüm iddiaları inkar etti. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşinin kusurlu olduğunu, ortak çocukların yaşlarının küçük olması nedeniyle eşinin çalışmasını istemediğini, buna karşılık kadın eşin çalışma konusundaki ısrarlarını abartarak ‘evi terk etmekle tehdit’ boyutuna getirdiğini iddia etti.

    EŞİNİ BAŞKA ERKEK ÖPÜŞÜRKEN GÖRMÜŞ

    Çalışmaya başlayan davacının davranışlarında zamanla değişmeler meydana geldiğini, aşırı süslendiğini, iş arkadaşları ile gezmeye başladığını, bazı günler ‘annesinde kalacağını söyleyerek’ eve gelmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini dile getirdi. Eşinin başka bir erkekle öpüşürken gördükten sonra dava açtığını söyledi.

    Tam kusurlu kadının davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına, velayetlerin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 250 TL tedbir-iştirak nafakası ile müvekkili yararına 30 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti.

    TARAFLAR EŞİT ŞEKİLDE KUSURLU

    Mahkeme; tarafların eşit kusurlu olduğuna dikkat çekerek, iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetlerin babaya verilmesine, çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, kadın yararına 250 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verdi.

    YARGITAY KARARI BOZDU: KADIN DAHA AĞIR KUSURLU

    Taraf avukatlarının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kayınvalidesine hakaret ederek, sadakatsiz davranışlar sergileyen davacı – karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Aile Mahkemesi, yeniden yapılan yargılamada ilk kararında direndi. Taraf avukatları kararı temyiz edince bu defa devreye Yargıtay Hukuk genel Kurulu girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Genel Kurul, aldatmanın alkol almaktan daha ağır kusur olduğuna hükmetti.

    Kararda şöyle denildi:

    “Tarafların ortak iki çocuklarının bulunduğu, erkeğin eve sık sık alkollü gelmek suretiyle kusurlu olduğu, buna karşılık kadın eşin ise; kayınvalidesine ağır küfürler ettiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu hususu tartışmasızdır. Hal böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve ayrıca erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”