Etiket: bursahaber

  • Bahçeli: Erdoğan’ın adaylığına engel yok

    Bahçeli: Erdoğan’ın adaylığına engel yok

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, partisince Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen milletvekilleri ve Merkez Yönetim Kurulu toplantısında, gelecek yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili konuştu. Bahçeli, “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız nettir, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. İnanıyorum ki, 2023 yılının Haziran ayında yapılacak seçimde Sayın Erdoğan açık ara farkla seçimi kazanacak ve Cumhur İttifakı da yeni bir zafere imza atacaktır” dedi.

    Bahçeli, bazı çevrelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağı yönünde propagandalara başladığını belirterek, şunları kaydetti:

    “Bir defa bu iddianın yasal ve anayasal hiçbir temeli, hiçbir nesnel gerçekliği yoktur. Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır. Şayet bu maksatlı ve mesnetsiz tartışma genişletilip, Sabih Kanadoğlu ve buna benzer kuşkulu isimler ortamı germeye kalkışırlarsa üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmayız, çekinmeyiz, geri durmayız. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın en az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız. Hiç kimse bulanık suda balık avlamasın, kutuplaşmadan rant devşirmenin hevesine kapılmasın, Sayın Erdoğan’ın önünü keseceğini zannetmesin, ham hayal peşinde de koşmasın.”

  • MSB duyurdu: 14 terörist öldürüldü

    MSB duyurdu: 14 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı bölgelerine sızma girişiminde bulunan 14 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

    Bakanlığın Twitter’daki hesabından yapılan açıklamada, “Teröristleri inlerinde vurmaya devam ediyoruz. Barış Pınarı ve Zeytin Dalı bölgelerinde taciz ateşi açan ve sızma girişiminde bulunan 14 PKK/YPG’li terörist kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından etkisiz hale getirildi” denildi.

  • Çocuk vakalar yüzde 100 arttı

    Çocuk vakalar yüzde 100 arttı

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Çocuk Hastanesi’nde, Covid-19 servislerinde doluluk oranı yüzde 100 oranında arttı. Başhekim Prof. Dr. Tanıl Kendirli, “‘Omicron’ döneminde tüm toplumda olduğu gibi çocuk yaş grubunda pozitif sayısı arttı. Servislerde de doluluk anlamında yüzde 100’e kadar arttığını söyleyebiliriz, 3 ay önceye göre” dedi.

    ‘Omicron’ varyantı ile birlikte koronavirüs vakalarındaki artış, çocuk vakalara da yansıdı. Hastalık nedeniyle hastanelere başvuran çocuk sayısında artış yaşandı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Çocuk Hastanesi’nde de Covid-19 servisleri ve yoğun bakımlarında yüzde 100 oranında artış oldu. Başhekim Prof. Dr. Tanıl Kendirli, ‘Omicron’ döneminde çocuk yaş grubunda pozitif sayısının arttığını belirterek, “Bununla ilişkili olarak hem çocuk acili hem çocuk enfeksiyonu hem de çocuk yoğun bakımında yatan hasta sayısı arttı ve doluluk oranı yükseldi. Bu durum da hastanelerde ciddi bir iş yükü yarattı. 1 Ocak’tan itibaren hem acil hem de serviste yatan hasta sayılarımız arttı. Ayaktan aldığımız ve baktığımız hasta sayısının yüzde 300-400 oranlarında arttığını söyleyebilirim. Servislerde de doluluk anlamında yüzde 100 kadar arttığını söyleyebiliriz, 3 ay önceye göre. Bunun nedeni ise ‘Omicron’un bulaşıcılığının çok yüksek olması” dedi.

    ‘KRONİK RAHATSIZLIĞI OLANLARDA SORUN YARATIYOR’

    Prof. Dr. Kendirli, özellikle kronik rahatsızlığı olan hastaların akciğerinde tutulum ya da kısmi olarak diğer virüslerle birlikte enfeksiyon yapmasıyla durumun ağırlaştığına dikkat çekerek, “Örneğin; bizim Covid-19 çocuk yoğun bakımında yatan 2 hastanın, son bir ayda ağır seyreden ‘Omicron’ ile birlikte buraya yattığını görüyoruz. Covid-19 yoğun bakım yatağımız şu anda 2 odadan oluşuyor. Gerekirse 4’e kadar da çıkabiliriz. Servisimizde ise 4 yatağımız var. Onu da gerekli olması durumunda 6’ya çıkarabiliriz. ‘Omicron’ toplumsal olarak etki yaptığı gibi çocuklarda daha fazla görüldüğü yüzde 100, bu kesin ama daha ağır seyretmiyor, bu da kesin fakat bir şekilde kronik rahatsızlığı olan, hastaneye yatması gereken bu hasta grubunda sorun yarattığını söyleyebilirim” diye konuştu.

    ‘OMİCRON BULAŞICILĞI 2 KAT DAHA FAZLA’

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Covid-19 Koordinatörü Doç. Dr. Halil Özdemir ise Covid-19’un çocuklarda yetişkinlere göre daha hafif seyrettiğini belirtti. ‘Omicron’ varyantı ile birlikte de vaka sayılarında artış yaşandığını söyleyen Özdemir, “Bunların büyük bir kısmını çocuklar oluşturmaya başladı. Çünkü, bizim aralık ayında Covid-19 servisimizde ve Covid-19 yoğun bakımında hastamız yokken, ocak ayından beri bu servislerimizin dolmaya başladığını gördük. Şu anda Covid-19 servisimizde, karaciğer nakli hastası ya da böbrek nakli yapılmış hastalarımız yatmakta. Altta bir hastalığı bulunan, dezavantajlı çocuklarımızın hastaneye yatışlarında bu dönemde artış gördük. ‘Omicron’ varyantının diğer varyantlara göre bulaşıcılığı 1,5-2 kat daha fazla. Bu nedenle virüsün sirkülasyonu toplumda hızla yayılmakta” dedi.

  • Yargıtay’dan hırsız bakıcıya çifte mahkumiyet

    Yargıtay’dan hırsız bakıcıya çifte mahkumiyet

    Yaşlı bir kadının hem bakıcısı hem de kiracısı olan çift, evdeki kasayı açarak içindeki para ve ziynet eşyalarını çaldı. Mahkemenin sadece ‘nitelikli hırsızlık’ suçundan mahkumiyet verdiği sanıklara Yargıtay’dan kötü haber geldi. Yüksek Mahkeme, hırsız karı kocanın ‘konut dokunulmazlığı’ suçundan da mahkum edilmesi gerektiğine hükmetti.

    Hasta ve yaşlı kadının yakınları, annelerine bakmaları için alt kattaki dairede kiracı olarak oturan kadın ve eşiyle anlaştı. İddiaya göre, bakıcı çift, evdeki çelik kasayı açarak içerisindeki 10 bin TL para ile 35 bin TL değerindeki ziynet eşyasını çaldı.

    Yaşlı kadının olayı ihbar etmesiyle başlatılan soruşturmada hırsızlık şüphelisi olarak bakıcı çift gözaltına alındı. 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığı’ suçundan yargılanan çift, ‘hırsızlık’ suçundan ceza aldı. Karara Cumhuriyet Savcısı itiraz etti.

    Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, sanıkların ‘konut dokunulmazlığı’ suçundan da ceza alması gerektiğine hükmetti.

    Kararda, “Müştekinin bakıcısı olan sanıkların evdeki kasada bulunan ziynet eşyalarını çaldıkları olayda sanıklar, müştekinin rızası ile konuta girmiş olsalar bile gayrimeşru amaç ile girilmiş olması nedeni ile somut olayda Konut Dokunulmazlığı ihlali suçu da oluşmuştur. Müştekinin kiracısı olan sanıkların evdeki kasa içerisinde bulunan 10 bin TL tutarındaki nakit para ile 35 bin TL tutarında altın ve ziynet eşyalarını çaldıkları olayda; her ne kadar sanıklar, müştekinin rızası ile konuta girmiş olsalar bile gayrimeşru amaç ile girilmiş olması nedeni ile olaydan haberdar olmayan müştekiye yönelik eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1. maddesi uyarınca sabit olduğu gözetilmeden, sanıkların mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Bu husus bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir” ifadeleri yer aldı.

  • Omicron’a karşı çapraz bağışıklık umudu

    Omicron’a karşı çapraz bağışıklık umudu

    Güney Afrika’dan, Türkiye de dahil olmak üzere dünya genelinde artan Omicron vakalarına karşı umut veren bir çalışma geldi. Araştırmacılar, antikorlardan daha uzun süre koruma sağlayan ve aşılar ile başka varyatların enfeksiyonlarıyla tetiklenen T hücrelerinin Omicron varyantını tanıyabildiğini açıkladı. Bu durumun, Omicron’a karşı çapraz bağışıklık oluştururarak ciddi hastalığa karşı yüzde 70 ile yüzde 80 arasında bir koruma sağladığı görüldü.

    Güney Afrika’da yapılan yeni bir çalışma, ciddi Covid-19’dan uzun süreli korunmada rol oynadığı düşünülen güçlü bağışıklık hücrelerinin Omicron’u tanıyabildiğini buldu.

    T hücreleri olarak adlandırılan bu bağışıklık savaşçıları, vücuttaki enfekte hücreleri avlayan ve yok eden beyaz kan hücrelerinden oluşuyor.

    Cape Town Üniversitesi tarafından yapılan yeni çalışma kapsamlı mutasyonlara rağmen T hücrelerinin Omicron varyantını tanıyabildiklerini gösterdi.

    Bununla birlikte Omicron’un antikorlardan kaçtığı zaten biliniyordu, ancak şimdiye kadar bilim insanları T hücrelerinin varyanta karşı işlevlerini net olarak bilmiyordu.

    CİDDİ HASTALIĞA KARŞI HAYATİ BİR ROL OYNUYOR

    Önceki çalışmalar, aşılara ve/veya enfeksiyona yanıt olarak ortaya çıkan T hücrelerinin, insanların Covid-19 ile ciddi şekilde hastalanmasını önlemede hayati bir rol oynayabileceğini bulmuştu.

    FARKLI VARYANTLARLA ENFEKTE OLAN KİŞİLERİN T HÜCRESİ TEPKİLERİ İNCELENDİ

    Nature dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarları Catherine Riou ve Wendy Burgers, daha önce aşılanmış veya corona virüsün daha önceki varyantlarıyla enfekte olmuş kişilerde T hücresi tepkilerini inceledi.

    OMİCRON’A KARŞI YÜZDE 70-80 ORANINDA KORUDU

    Araştırmacılar, bir veya iki doz Johnson & Johnson aşısı olmuş 40 kişiden, iki doz Pfizer/BioNTech aşısı olmuş 15 kişiden ve daha önce enfeksiyon geçirmiş 15 aşılanmamış kişiden alınan T hücresi yanıtını inceledi. Bu kişilerde, hücrelerinin Omicron’un insan vücuduna tutunduğu başak proteinine karşı yüzde 70 ile yüzde 80 düzeyinde koruma sağladığı görüldü.

    Diğer taraftan bilim insanları, Omicron varyantının ilk kez tespit edildiği Güney Afrika’da Omicron ile hastaneye kaldırılan 19 hasta için, bu kişilerin, pandeminin önceki dalgalarında hastaneye kabul edilen hastalarda görülenlerle karşılaştırılabilir T hücre yanıtları olduğunu buldu.

    ÇAPRAZ BAĞIŞIKLIK OLUŞTURUYOR

    Çalışmanın yazarları, “Omicron’un kapsamlı mutasyonlarına ve nötralize edici antikorlara karşı azaltılmış duyarlılığına rağmen, aşı veya enfeksiyon tarafından tetiklenen T hücresi yanıtlarının çoğu, varyanta karşı çapraz bağışıklık oluşturabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

    İngiltere’de yer alan King’s College London’da eczacılık tıbbı alanında misafir profesör olan Penny Ward, “Bu veriler, son Omicron dalgası sırasında aşılanmış hastalarda yeniden enfeksiyondan sonra ciddi hastalığa karşı gözlenen koruma için bir kanıt oluşturuyor” diye konuştu.

  • Ölmeden önce katiline böyle yalvarmış

    Ölmeden önce katiline böyle yalvarmış

    Denizli’de, kız arkadaşı Şebnem Şirin’i boğazını keserek öldüren Furkan Zıbıncı hakkında, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamede sanığın, Şebnem’in “Ölmeden son bir defa öpeyim” sözlerine rağmen, cinayeti işlediği ayrıntısı yer aldı.

    Denizli’de öldürülen Şebnem Şirin’in katiline “Ölmeden son bir defa öpeyim” dediği ortaya çıktı.

    25 yaşındaki Şebnem Şirin, erkek arkadaşı Furkan Zıbıncı tarafından bıçakla öldürülmüştü.

    Olayın ardından kaçan Furkan Zıbıncı, polis ekiplerince yakalanıp, gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Zıbıncı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasının ardından Furkan Zıbıncı hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, otopsi sonucu Şirin’in vücudunda öldürücü boyutta olmayan 11 kesici alet yarası olduğu, ölümün boğazdan alınan bıçak darbesi sonucu meydana geldiği belirtildi.

    İddianamede, öldürülen Şirin’in incelemek üzere kriminale gönderilen cep telefonun şifresinin mevcut bilişim programları ve cihazları ile kırılamadığından içindeki verilere ulaşılamadığı belirtildi.

    CİNAYETİ CEP TELEFONUNA NOT ALMIŞ

    Alınan kan örneğine göre 0.10 promil alkollü olduğu ancak uyuşturucuya rastlanılmadığı belirlenen Furkan Zıbıncı’nın el koyulan cep telefonunda inceleme yapıldı.

    Notlar kısmında, “Sevdiklerim haklarını helal etsinler. Asla kötü niyetli bir şey yapmadım. Annem ve kardeşim bensiz başarırsınız. Sevdiğim kız Şebnem şu anda yanımda uyumakta ve onunla beraber yolun sonu. Bu belki kadın cinayeti olarak geçecek ama bazı şeyler dışarıdan gözüktüğü gibi durmuyor. Bilmediğiniz onca şey var ama bunu asla öğrenemeyeceksiniz. Artık yokuz. Hakkınızı helal edin. Ben zaten bu hayatta bir boşluktum. Zamanla siz de alışırsınız. Bu hikayenin sonuna yetişebilirsen beni bu duruma sokan İsmail. Hadi eyvallah” yazılı olduğu da iddianamede yer aldı.

    İddianamede, Furkan Zıbıncı’nın polis ve savcılıktaki ifadesine de yer verildi. Birlikte gittikleri apartta alkol aldıkları Şebnem Şirin evlenip hamile kalmak istediğini ancak kendisinin bunu reddetmesi nedeniyle aralarında tartışma çıktığını belirten Zıbıncı’nın ifadesinde “Şebnem, bıçakla bana saldırdı. Şebnem’i kolundan tuttum. Arbedede yere düştük. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Olay yerinden kaçtım” dediği kaydedildi.

    CİNAYETİ BABASINA İTİRAF ETMİŞ

    İddianameye göre ayrıca İsmail Zıbıncı, oğlunun kendisini arayıp cinayeti söylediğini belirtti.

    Velayeti annesinde olduğu için ara sıra görüştükleri oğlu Furkan’ın olay tarihinde saat 06.30’da kendisini aradığını belirten Zıbıncı da ifadesinde “‘Baba başım dertte. Çabuk gel. Konuşmamız lazım, kız arkadaşımı öldürdüm’ dedi. Yanına gittiğimde ise ‘Kız arkadaşını öldürdüm, şu an apartta. Beni buralardan götür, kurtar’ diyerek yardım istedi. Aparta baktığımızda kanlar içinde bir kadın görüp 112’yi aradık” dedi.

    Soruşturma kapsamında ifade veren Berkan Zıbıncı da ağabeyi Furkan’ın, Şebnem Şirin ile birkaç kez ayrılıp barıştıklarını, ayrıldıkları dönemde ağabeyinin psikolojisinin bozulduğunu söyledi.

    “YARDIM EDİN, ÇIĞLIĞINI DUYDUM”

    İfadesi alınanlardan Mustafa adlı kişinin de Furkan’ın, aldatılma korkusuyla zaman zaman Şebnem’in evinin ışıklarını kontrol ettiğini, olay tarihinde kendisini arayıp, kız arkadaşını öldürdüğünü ve kaçması gerektiğini söylediğini, yüz yüze geldiklerinde ise önce boğduğunu ardından da bıçakladığını söylediğine iddianamede yer verildi.

    “ÖLMEDEN SON BİR DEFA ÖPEYİM”

    Olay günü apartta olan yabancı uyruklu Viktoriy isimli kişinin de Zıbıncı ile Şirin’in kaldığı odadan saat 03.00 sıralarında bağrışma seslerinin geldiğini belirtti.

    Tanığın “Furkan, ‘Özür dilerim bir daha yapmayacağım’ diyordu. Saat 06.00 sıralarında ise önce kadın çığlık sesi geldi ardından da ‘Furkan, yapma sen böyle biri değilsin. Yardım edin’ çığlığını duydum. Şebnem, ‘Ölmeden son bir defa daha öpeyim’ dedikten sonra sesler kesildi ve saat 06.10 sıralarında polisler olay yerine geldi ve defalarca kapıyı çalmalarına rağmen açan olmayınca gittiler” dediği iddianamede belirtildi.

    İfadesine başvurulan Dilan adlı kişinin ise Furkan’ın babasıyla olan sorunları nedeniyle kendisine kesici aletlerle zarar verdiğini, Şebnem’i kaybetme korkusu olduğunu, kız arkadaşının ayrılmak istediğini ancak Furkan’ın zarar vermesinden korkup ayrılamadığını söylediği de iddianameye girdi.

    CEP TELEFONUNDAKİ BİLGİLERİ SİLMİŞ

    Toplanan deliller ve alınan ifadeler doğrultusunda savcı, sanığın önceden beri psikopatik davranışlarda bulunduğunu, bileklerini kestiğini, bunları da Şebnem’e attığı fotoğraflarla gösterdiği, kız arkadaşını kıskançlık nedeniyle öldürme planı kurduğunu ve cep telefonunun notlar bölümünde Şebnem’i uyurken öldüreceğine dair not bulunduğunu kaydetti.

    İddianamede sanığın, Şebnem’i aparta götürdüğü, uyuduğu sırada canavarca hisle eziyet çektirerek defalarca vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladığı, bu sırada uyanan Şebnem’in ‘Furkan yapma. Sen böyle bir insan değilsin’ dedikten sonra ‘Ölmeden son bir defa öpeyim’ diye yalvarmasına rağmen sanığın eylemlerine devam ettiğinin altı çizildi.

    Şebnem’i öldürdükten sonra sanığın tasarladığı plan çerçevesinde olay yerinden kaçıp cep telefonundaki bilgileri sildiğine de iddianamede dikkat çekildi.

    AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEMİ

    Savcı, sanık Furkan Zıbıncı’nın ‘beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmasını istedi.

  • Fiyatı yükselince talep azaldı

    Fiyatı yükselince talep azaldı

    Brezilya’da yaşanan iklim krizi nedeniyle Türk kahvesinin kilosu 140 TL’ye kadar çıkmıştı. Kahve satıcıları ise fiyat artışlarından sonra kahveye talebin azaldığını belirtti.

    Sene başından bu yana fiyatı 140 TL’ye kadar yükselen kahveye talep azaldı. Fiyatlardaki artış nedeniyle vatandaşların kilo yerine gram ile aldıklarını belirten kahveciler, eskiye göre satışlar düştüğünü ve fiyatların sabit kalmasını istediklerini söyledi.

    “İnsanlar kilo işi alırken şimdi ise gram şeklinde alıyor”

    Kahve fiyatlarına değinen Eminönü esnafı Hüseyin Yavuzer, “Türk kahvesinin kilosu şu anda 140 TL. Fiyatlar sabit ilerlerlerken, geriye dönük baktığımızda ise kahve fiyatları yüzde 50 arttı. İnsanlar bu fiyatlara alıştı. İnşallah çıkmaz, düşerse de iyi olur. Tek temennim bu fiyatlarda kalırsa insanlarda buna alışır ona göre kahve tüketimi normale dönmüş olur. Eskiye nazaran satışlarımız düştü tabi. İnsanlar kilo işi alırken şimdi ise gram şeklinde alıyor. Bizim insanımızın kahve geleneği var. Fiyatlar inşallah eskiye döner ise doya doya bu geleneği devam ettirebiliriz” şeklinde konuştu.

    “Biraz daha ekonomik olması gerekiyor”

    Kahve içmeyi sevdiklerini belirten Dilek Sağlam, “İki günde bir Türk kahvesi tüketiyorum. Eminönü’ne geldiğimde hep kahve alırım. Haftada bir geliyorum almaya. Fiyatlar biraz pahalı, biraz daha ekonomik olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Zaman buldukça Türk kahvesi tükettiklerini ifade eden Barış Demir, “Her Eminönü’ne geldiğinde kahve alıyorum. Bugün ise iki paket aldım” dedi.

  • Kocasının yüzünü çizdi, kusurlu sayıldı

    Kocasının yüzünü çizdi, kusurlu sayıldı

    Yıllar süren bir boşanma davasına son noktayı koyan Yargıtay, aldatan eşiyle kavga eden ve kavga esnasında tırnağı ile eşinin yüzünü yaralayan kadının az da olsa kusurlu olduğuna hükmetti. Yüksek mahkeme, aldatan kocanın ağrı kusurlu olmasına rağmen, boşanmaya direnen kadının da kusurlu olduğunu tarafların birlikte yaşamalarının mümkün olmadığına dikkat çekti.

    1982 yılında evlenen H.Ş., Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek eşinin evliliğin ilk yıllarından itibaren kendisine ve ailesine karşı saygısız davrandığını, toplum içinde küçük düşürdüğünü, bu olumsuz tutum ve davranışlarının 2000’li yıllarda psikolojik rahatsızlığa dönüşmeye başladığını sebepsiz yere kavgalar çıkardığını öne sürerek boşanmak istedi.

    Ayrı yaşadıkları dönemlerde davacı kadın N.Ş.’nin iş yerine gelerek taşkınlık çıkardığını, tasvip edilmeyecek şekilde bir yaşam tarzı benimsediğini, evlilik birliği devam ederken manevi tazminat ve nafaka davaları açtığını, müvekkilini haksız yere ceza yargılamalarına konu ettiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etti.

    Davalı kadın N.Ş ise tüm iddiaları inkârla, her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, davacının ilk evliliğinden bir kızı bulunduğunu, müvekkilinin davacının kızına iki yaşından evleninceye kadar öz anne gibi baktığını anlattı. Evlenmeden önce davacının sıradan bir terzi olduğunu, evlendikten sonra ailesinden kalan yüklü miktardaki mirası kullanarak tekstil fabrikaları açtığını, sonrasında ise davacı kocanın başka bir kadınla yaşamaya başladığını iddia etti.

    Davanın reddine aksi hâlde ise 5 bin TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 150 bin TL maddi, 150 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini savundu. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Aile Mahkemesi, ilk kararında direnince dosya bu kez Yargıtay Hukuk genel Kurulu’nun önüne gitti. Kurul; saatler süren müzakereler sonrası emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Oy çokluğu ile alınan kararda, aldatılan kadının tırnağı ile kocasının yüzünü yaralamasını kusurlu buldu.

    Kararda şöyle denildi:

    “Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışıyla ağır kusurlu davacı karşısında, eşiyle kavga eden ve kavga esnasında tırnağı ile eşinin yüzünü yaralayan davalı kadın az da olsa kusurludur. Türk Medeni Kanunu’nun 166/2. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olunması gerekmeyip daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmaktadır. Ne var ki, böyle bir durumda az kusurlu eşin davaya itiraz hakkı bulunmaktadır. Yapılan düzenlemeyle davalıya bu yolla bir itiraz hakkı tanınmış olmakla birlikte, bu hakkın kötüye kullanılmasının yaptırımı da aynı hükümde belirtilmiştir. Gerçekten de, TMK’nın 166/2. maddesinin son cümlesine göre yapılan itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalının davaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, hâl böyle olunca taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin var olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu ve bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı açıktır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında kadın eşin boşanmaya sebep olan olaylarda tepki niteliğinde sayılabilecek kusurlu bir davranışının dâhi bulunmadığı, dolayısıyla tam kusurlu davacının davasının reddine karar verilmesinin sonucu itibari ile isabetli olduğu, mahkemece verilen direnme kararının bu değişik gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca yukarıda belirtilen nedenlerle benimsenmemiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy çokluğu ile hükmedilmiştir:”

  • Uludağ’ın eteklerinde atla snowboard keyfi

    Uludağ’ın eteklerinde atla snowboard keyfi

    Kış ve kayak turizminin önemli merkezlerinden Uludağ’ın eteklerinde ilk kez yapılan atlı snowboard tam not aldı. At biniciliği ve kayak sporunu buluşturan bu renkli snowboard keyfi havadan da görüntülendi.

    Uludağ’ın eteklerinde bir binicilik merkezinde atlı snowboard yapılmaya başlandı. At binme ve snowboard sporlarını bir araya getiren bu faaliyet havadan drone ile görüntülendi. Bir at tarafından çekilen snowboardçu, yokuş yukarı ve düz zeminde kayak yapmanın da keyfini çıkartıyor.

    Uzun yıllardır kayak sporu ile ilgilenen ve ilk kez atlı snowboard yapan Şule Özcan, “7 yaşında kayak sporuna başladım. 14 yaşından itibaren ise snowboard yapıyorum. Son 10 yıldır free style snowboard kategorisinde kendimi geliştirmeye çalışıyorum. At biniciliğini de çok seviyorum. Uzun zamandır binicilik yapıyorum. Dün at binmek için Bursa’ya geldim. Tabiat Binicilik Merkezindeki hocalarımın aklına değişik bir fikir geldi. Beni at ve snowboard ile harmanlamak istediler. Benim de snowboard malzemelerim yanımda olduğu için böyle bir çılgınlık yaptık. İlk defa denedik ve çok hoşuma gitti” dedi.

    “Pistlerde kaymak ile bu şekilde kaymanın arasındaki fark, önünüzde koşan bir at var. Düzlükte de yokuş yukarı da sizi çekiyor” diyerek hislerini anlatan Şule Özcan, “Biz yokuş yukarı çekme mantığını sadece telesiyejlerde yaşıyoruz. O yokuşları, rampaları hızla yukarı çıkmak çok güzel bir duygu olduğunu deneyimlemiş oldum. Yeterli kar olup kayak pisti olmayan yerlerde, atla bu sporun yapılmasını isterim. Ağaçların arasından giderken bile snowboard yapmanın çok farklı olduğunu görmüş oldum” şeklinde konuştu.

    Bu sporu yapmak isteyenlere de tavsiyelerde bulunan Özcan, “En önemli husus, atı süren hocaların tecrübeli olması gerekiyor. Çünkü bir canlı olarak önünüzde at koşturuyor. At farklı davranışlar sergileyebiliyor. Arkasından birinin kayarak gelmesi alışık olmadığı bir şey olduğu için, kayakçının ve atı kullananın tecrübeli olması gerekiyor. At birden durabiliyor. Ani tepkilerine karşı kendinizi kontrol ediyor olmanız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Bir kadın takside bıçaklanarak öldürüldü

    Bir kadın takside bıçaklanarak öldürüldü

    İstanbul Pendik’te bir kişi, evlilik hazırlığı yaptığı kadını taksi içinde bıçaklayarak öldürdü. Kaçan şüpheli polis ekiplerince yakalandı.

    Dün öğle saatlerinde meydana gelen olayda iddiaya göre şoförlük yapan Ramazan Su (40), evlilik hazırlığı yaptığı Nermin Celep (44) ile amcasına ait evden çıktı ve taksi çağırdı. Bir süre sonra ikili arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı.

    Su, daha sonra Celep’e sokak ortasında şiddet uygulamaya başladı. Kadının çığlıklarını duyan mahalle sakinleri yardıma koştu. Vatandaşların ayırdığı çift ardından taksiye binerek, sokaktan ayrıldı.

    TAKSİDE DEFALARCA BIÇAKLADI

    Ramazan Su ve Nermin Celep taksiyle bir süre ilerledikten sonra tekrar kavga etmeye başladı. Bu sırada Ramazan Su, elindeki bıçakla Nermin Celep’i taksinin içinde defalarca bıçakladı. Şüpheli, yaya olarak olay yerinden kaçarken, taksi sürücüsü ağır yaralanan kadını hastaneye götürdü.

    GÖZALTINA ALINDI

    İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, Ramazan Su’yu yakalamak için çalışma başlattı. Yakalanarak gözaltına alınan Su, Gayrettepe’deki Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne götürüldü. Şüpheli Ramazan Su, alınan ifadesinin ardından Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edilecek.