Etiket: bursahaber

  • Osmangazi’de en güzel üzümler yarıştı

    Osmangazi’de en güzel üzümler yarıştı

    Osmangazi Belediyesi tarafından bu yıl 7’incisi düzenlenen Karabalçık Üzüm Festivali’nde Türkiye’nin en iyi üzümleri yarıştı. 5 farklı kategoride gerçekleşen yarışmada, jüri birbirinden lezzetli üzümleri değerlendirirken bir hayli zorlandı.

    Bursa ovasının bereketli topraklarından çıkan ürünler, Osmangazi Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği festival ve farklı etkinliklerle tüm dünyaya tanıtılıyor. Üreticinin alın terinin hak ettiği değeri bulması amacıyla geçen hafta Ovaakça Siyah İncir Festivali’ni gerçekleştiren Osmangazi Belediyesi, bu hafta ise vatandaşları Türkiye’nin en kaliteli ve lezzetli üzümlerinin yetiştiği Karabalçık Mahallesi’nde düzenlenen Üzüm Festivali’nde buluşturdu.

    Mehter takımı ve halk dansları gösterileriyle başlayan festivale; AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Demir, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcıları Cem Kürşad Hasanoğlu, Halil Döner, Yunus Şahin ve Erkan Albayrak, Tarım İl Müdürü Hamit Aygül, AK Parti Osmangazi İlçe Başkan Yardımcısı Zakir Öztaş, meclis üyeleri, mahalle muhtarları ve vatandaşlar katıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği festivalde, TRT Sanatçısı Mehsem Özşimşir de seslendirdiği şarkılarla alanı dolduran kalabalığı coşturdu.

    “Tarımsal Kalkınma İçin Çalışıyoruz”

    Festivalin açılışında konuşan Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu, belediye olarak düzenledikleri festivaller ile Bursa’nın tarımsal değerleri olan ürünleri tüm dünyaya tanıttıklarını söyledi. Geçen hafta Ovaakça Siyah İncir Festivali’ni düzenlediklerini hatırlatan Hasanoğlu, “Bu festivalleri, çevre köylerimizin eşsiz ürünlerini tüm dünyaya tanıtmak ve üreticilerimize destek olmak için düzenliyoruz. Biz biliyoruz ki, çiftçimiz Bursa’nın yüz akı, bel kemiği, ülkemizin efendisi. Üreticilerimiz, alın teriyle yetiştirdikleri üzüm, incir, şeftali ve armut ile sadece Bursa’da değil Türkiye’de hatta yurt dışında bizi temsil ediyor. Osmangazi Belediyesi olarak kırsal kalkınmanın gerçekleşmesi için çalışıyoruz. Köylümüz, çiftçimiz şehir konforu içerisinde köyünde yaşasın istiyoruz. Osmangazi Belediyesi olarak sadece asfalt döküp, çevre temizliği yapmıyoruz. Kırsalda köylümüze destek olurken, kültürel ve sosyal etkinlikler de düzenliyoruz. Aynı zamanda devasa yatırımlarla modern bir şehri ortaya çıkarıyoruz” dedi.

    “Bursa’da Tarımsal Üretim 5 Kat Arttı”

    AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç da Osmangazi Belediyesi’nin Bursa tarımı adına iki haftadır önemli etkinliklere ev sahipliği yaptığını ifade ederek, “Bursa’mızda, Osmangazi’mizde tarım alanında marka değeri olan ürünlerimiz var. Bursa’mız, dünyanın her yerinde market raflarında tarımsal ürün noktasında inciri, üzümü, şeftalisi ve zeytini ile fazlasıyla yer buluyor. Bu başarı, özellikle son yıllarda tarımsal altyapının güçlenmesinin ve çiftçimizin daha fazla kazanmasının sonucudur. Bursa olarak son 19 yılda tarımsal üretimi 5 kat arttırdık. Aynı topraklardan 5 kat daha fazla ürün aldık. Bundan dolayı tarım alanında gayret gösteren, alın teriyle üreten çiftçimizin yanında olan Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar’ı kutluyorum” diye konuştu.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Demir de Karabalçık Üzüm Festivali’nin coşkuyla gerçekleştiğini belirterek, “Bu festivalin Bursa’mız ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu festival, Bursa’mızın verimli topraklarından çıkan bu güzel ürünün tüm Türkiye ve dünyada tanıtımına katkı sağlayacaktır. Başta üreticilerimiz olmak üzere katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Tarım İl Müdürü Hamit Aygül de yaptığı konuşmada üzümün ülkemizin asli ürünlerinden biri olduğuna vurgu yaparak, “Karabalçık Mahallemiz de tarım açısından çok önemli bir mahallemiz. Bu bölgedeki üreticilerimizin Bursa tarımına önemli katkıları olmaktadır. Amacımız, el birliğiyle Bursa’yı Türkiye’nin olduğu gibi dünyanın da en önemli tarımsal merkezlerinden biri haline getirmek. Bu hedef doğrultusunda Osmangazi Belediyemiz ile özel projelerimiz var. Çarşamba Pazar Park’ta kurduğumuz Çiftçi Pazarı bunlardan biri. Tarıma her zaman destek veren Belediye Başkanımız Mustafa Dündar’ı teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

    Karabalçık Mahalle Muhtarı Ayhan Akın da, festivalin üreticiye büyük moral verdiğini ve kendilerine teşvik olduğunu ifade ederek, desteklerinden dolayı Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a teşekkür etti.

    Üzümler 5 Kategoride Yarıştı
    Osmangazi Belediyesi tarafından bu yıl 7’incisi düzenlenen Karabalçık Üzüm Festivali’nde yarışmaya katılan üzümler; kabuk ve renk kalitesi, tane şekli ve dolgunluk, salkım uzunluğu ve sıklığı, tane gelişimi ve olgunluk, hastalık zararlı etkisi, koku ve tat olmak üzere 7 farklı konuda değerlendirmeye alındı. Yarışma sonunda dereceye giren üreticiler, Osmangazi Belediyesi tarafından çeşitli para ödülleri ile ödüllendirildi. Alphonze, Atasarısı, İtalyan, Red Globe ve Mişel Pare olmak üzere 5 ayrı kategoride ürünün katıldığı yarışmada dereceye giren üreticiler şunlar oldu:

    Alphonze

    1. Rüstem Kökseven (Selçukgazi)
    2. Hüseyin Türe (Seçköy)
    3. Görkem Konuk (Karabalçık)

    Atasarı

    1. Ali Ferit Tutal (Karabalçık)
    2. Mustafa Yatkaya (Seçköy)
    3. Fatih Eğri (Karabalçık)

    İtalyan

    1. Yusuf Konuk (Karabalçık)
    2. Ayhan Akın (Karabalçık)
    3. Hüseyin Türe (Karabalçık)

    Red Globe

    1. Mustafa Yatkaya (Seçköy)
    2. Hasan Özek (Karabalçık)
    3. Ayhan Akın (Karabalçık)

    Mişel Pare

    1. Ayhan Akın (Karabalçık)
    2. Cevat Esen (Karabalçık)

  • Covid hamilelerde daha ağır seyrediyor

    Covid hamilelerde daha ağır seyrediyor

    Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Dr. Cem Yener, gebelikte koronavirüsün daha ağır geçtiğini belirterek, 12 haftadan sonra anne adaylarının aşı olması gerektiğini söyledi. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Doğan da hamilelerde koronavirüsün yüzde 70 daha ağır seyrettiğini belirtip, “Maalesef bazı hamile hastalarımız bebeklerini kaybetti” dedi.

    Tekirdağ Çorlu Devlet Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Doğan, hamilelerin mutlaka aşı olmaları gerektiğinin altını çizdi. Doğan, “Biz hamilelerin aşı olmasını öneriyoruz. Neden öneriyoruz? Covid hastalığı hamile bayanlarda hamile olmayan bayanlara göre daha ağır seyredebilmekte. Bunda hamileliğin getirmiş olduğu fizyolojik değişikliğin büyük katkısı var. Elde edilen verilere göre, Covid hastalığı hamile bayanlarda hamile olmayan bayanlara oranla yüzde 70’lere varan oranda daha ağır seyredebilmekte. Daha fazla akciğer tutumu, daha fazla ağır zatürre ile karşı karşıya kalabilmekteyiz” dedi.

    ‘HAMİLELERE AŞI ÖNERİYORUZ’

    Hastanelerinde yatan anne adaylarında bu durumun örneklerini gördüklerini kaydeden Doğan, “Bunun örneklerini kendi hastanemizde de yaşadık. Yoğun bakıma yatırmak zorunda kaldığımız çok çetin mücadeleler veren hamile hastalarımız oldu. Bunların bir kısmı da bu süreçte maalesef bebeklerini kaybettiler. Bu nedenle biz mutlak surette hamile bayanlara özellikle Dünya Sağlık Örgütü ve enfeksiyon hastalıkları derneklerinin de önerilerini katarak aşı olmalarını öneriyoruz. İlk 12 haftada tercih hastaya bırakılmakta ama devam eden süreçte kesin bir öneri bulunmaktadır. Öncelikle tekrar ifade ediyorum aşı olmalarını öneriyoruz. Eğer aşı olmayacaklarsa bulaş riskini azaltan temel davranışlar, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulmasını öneriyoruz. Özellikle kalabalık ortamlardan uzak durmalılar, toplu taşıma AVM gibi insanların yoğun bulunduğu alanlara girmekten sakınmalılar” diye konuştu.

    ’12 HAFTADAN SONRA AŞI OLUN’

    Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Dr. Cem Yener, hamilelerin mutlaka Covid-19 aşısı olması gerektiğini belirterek, aşının anne karnındaki bebeğe herhangi bir yan etkisinin bulunmadığını söyledi. Yener, “Şu ana kadar yapılan aşılar da ne anne ne de bebeklerde bir yan etki göstermedi. Tüm gebelerimize aşı öneriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü de tüm gebelere aşı önermekte. Aşı önemli çünkü Covid-19 enfeksiyonu gebelikte çok daha ağır seyretmekte. Bunlar nedir? Yoğun bakıma yatış oranı artmakta, zatürre oranı artmakta ve bunların da neticesinde maalesef erken doğum riski artmakta” dedi.

    ‘RİSK ÇOK’

    Hamilerin aşı olmaması durumda büyük riskler ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Yener, “12’nci haftadan sonra tüm gebelere aşı önerilmektedir. Olmazsa riski, yoğun bakıma yatış oranı artıyor, zatürre oranı artıyor, anne ve bebek ölümü riski maalesef artmakta. Şu anda hastanemizin yoğun bakımında 2 aşı olmamış gebemiz yatmakta. 3 tane mutlaka yapmamız gereken altın kuralımız var. Temizlik, sosyal mesafe ve maske bunlara çok dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.

  • 2050 yılında daha fazla tüketilebilir

    2050 yılında daha fazla tüketilebilir

    ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Stanford Üniversitesi’nden bilim insanları, yaptıkları araştırma sonuçlarına göre bu yüzyılın ikinci yarısına kadar küresel balık tüketiminin yüzde 80 oranında artacağı öngörüldü. Bilimsel araştırmada ayrıca küresel nüfus artışı, ticaret ve kültürlerdeki alım gücü ile tercihlerin değişmesi sebebiyle denizlerden elde edilen ve ‘mavi gıda’ adı verilen balık ve deniz ürünleri hasadının iki katına çıkabileceği belirtildi.

    Stanford Üniversitesi liderliğinde yürütülen ve farklı kurumlardan araştırmacıların katkı sağladığı çalışmaya göre, insanlık 2050 yılından itibaren deniz ürünlerine daha fazla yönelebilir. Araştırmacılar, yüzyılın ortasına kadar küresel balık tüketiminin yaklaşık yüzde 80 artacağını öngördü. Nüfus artışı ve alım gücü, kültürdeki değişiklikler gibi faktörlerin bir araya gelmesi, öngörülen artışların arkasında nedenler olarak öngörüldü.

    “İNSANLAR, ZENGİNLEŞTİKÇE BALIK YEMEZ”

    Çalışmayla ilgili olarak, Stanford Üniversitesi’nde William Wrigley Dünya Sistem Bilimi Profesörü olan, araştırmanın baş yazarı Rosamond Naylor, “Makalenin ana sonucu şu ki, zenginlik ile (balık ve kabuklu deniz ürünleri anlamına gelen) mavi gıda tüketimi, sıkı bir şekilde birbirine bağlı değil. İnsanların zenginleştikçe genel olarak daha fazla balık yediklerini göremezsiniz, ancak yedikleri balık türleri değişebilir. Düşük gelirli insanlar, uygun fiyatlıysa daha fazla mavi gıda tüketir. Yüksek gelirli insanlar, bir tür tercihleri varsa balık yerler” açıklamasını yaptı.

    DENİZ ÜRÜNLERİ TÜKETİMİ İKİ KATTAN FAZLA ARTTI

    Araştırmada, 1960’lardan bu yana kişi başına sığır eti tüketiminin azaldığı, deniz ürünleri tüketiminin iki kattan fazla arttığı ve kümes hayvanları tüketiminin ise beş kat arttığı belirlendi. Çalışmaya göre, üretilen veya satın alınabilecek gıda miktarından ziyade, insanların gerçekten yedikleri gıdaların kayıtları yetersiz. Naylor buna ilişkin, “Ülkeler arasında tutarlı anketlere ihtiyacımız var. Talepleri tam olarak anlamadan, politika önerileri, tüketicilerin halihazırda tercih ettiği mavi gıda türlerine ilişkin hatalı varsayımlara dayanacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Kahve tiryakilerini üzen haber! Tükeniyor

    Kahve tiryakilerini üzen haber! Tükeniyor

    Son dönemde yapılan çalışmalarda iklim değişikliğinin çevresel ve sosyolojik etkileri incelenirken, ABD’de gıda, özellikle de kahve üzerindeki etkisi üzerine bir çalışma gerçekleştirildi. New York ve Michigan State Üniversitesi bilim insanları tarafından gerçekleştirilen çalışmada, “Yüksek kaliteli kahve türlerinin yüzde 60’ının iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya olduğu gözüküyor” denirken, “Muhtemelen hayatımızın geri kalanında her gün kahveye daha fazla para ödeyeceğimiz anlamına geliyor” ifadeleri yer aldı.

    Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliğinin gıda ürünlerine, özellikle de kahve üretimine büyük darbe vuracağı belirtildi.

    İklim değişikliğinin etkileri üzerine araştırma gerçekleştiren New York ve Michigan State Üniversitesi bilim insanları, iklim sorununa dikkat çekmek ve büyük bir sorun olduğunun altını çizmek için potansiyel tehlikelere dikkat çekti.

    İklim değişikliğinin sadece bir çevre sorunu olmadığını, bir tüketici sorunu da olduğunu belirten bilim insanları, halkın bu konuyu anlamakta zorlandığını ve bu nedenle basit terimlerle ifade ettiklerini söyledi.

    Araştırmada, “İklim değişikliği, muhtemelen hayatımızın geri kalanında her gün kahveye daha fazla para ödeyeceğimiz anlamına geliyor” denildi.

    Konuyla ilgili konuşan Michigan State Üniversitesi’nde tarım, gıda ve kaynak ekonomisi bölümü başkanı Titus O. Awokuse, tüketicilerin artan sıcaklıklar, aşırı yağışlar ve şiddetli kuraklıkların sıklığı nedeniyle çok daha pahalı ve daha düşük kaliteli kahve beklemeleri gerektiğini söyledi.

    Awokuse, “Son araştırmalar, yüksek kaliteli kahve türlerinin yüzde 60’a varan kısmının iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor” dedi.

    Gıda maliyetlerinin her geçen gün arttığını belirten bilim insanları, bunda corona virüs pandemisi, arz ve işgücünün büyük etkisinin olduğunu belirtirken, iklim etkisinin de büyük payının olduğunu aktardı.

    Konuyla ilgili konuşan New York Üniversitesi’nde beslenme ve gıda çalışmaları öğretim görevlisi doçent Carolyn Dimitri, “Fiyatlar arz ve talebi yansıtıyor ve üretim maliyetleri yükselirse veya arz daha da kısıtlanırsa fiyatlar yükselir” dedi.

    Dimitri, “İklim değişikliği muhtemelen üretim maliyetlerini artıracak ve en azından bazı yıllarda arzı azaltacak” diye konuştu.

    Dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’da yaşanan aşırı hava olayları nedeniyle kahve fiyatları son dört yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

    Pandemi ile ilgili konular nedeniyle yaşanan tedarik ve kahve çekirdeklerinin maliyeti ise bu yıl şimdiye kadar yüzde 40’tan fazla arttı.

  • Bursa’da ulaşım yatırımları hız kesmiyor

    Bursa’da ulaşım yatırımları hız kesmiyor

    Bursa’nın 17 ilçesinde özellikle kırsal mahalle yollarının sağlıklaştırılması için yoğun çaba harcayan ve önceki hafta 44 bin 100 metre sathi kaplama çalışması yapan Bursa Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz hafta da 5 ilçede toplam 34 bin 400 metre sathi kaplama gerçekleştirdi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı ekipleri, sorumluluk alanında bulunan 8 bin kilometre karayolu ağında iyileştirme çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürüyor.

    17 ilçede de asfalt kaplama, asfalt bakım onarım, v-kanal ile kazı dolgu çalışmalarına ara vermeden devam eden Büyükşehir Belediyesi ekipleri, önceki hafta Nilüfer, Gürsu, Mustafakemalpaşa, Karacabey, İznik ve İnegöl’ün kırsal mahallelerinde toplam 44 bin 100 metre sathi kaplama çalışması yapmıştı.

    Kış bastırmadan yol çalışmalarını tamamlamak için yoğun çaba harcayan ekipler, geçtiğimiz hafta da Mustafakemalpaşa Yenice – Güvem – Soğucak hattı, Büyükorhan Karaçukur yol ayrımı Ericek – Mazlumlar devamı Dursunbey sınırı arası ile Karaçukur mahallesi, İnegöl Edebey mahallesi, Orhaneli Eskidanışment mahallesi ve Keles Bıyıkalan – Harmanlan – Dağdemirciler bağlantı yollarında 34 bin 400 metre sathi kaplama gerçekleştirdi.

  • Putin kendini karantinaya aldı

    Putin kendini karantinaya aldı

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çalışma arkadaşlarından birinde koronavirüs tespit edilmesinin ardından kendini karantinaya aldı.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kendini karantinaya aldı. Kremlin’den yapılan açıklamada, çalışma arkadaşlarından birinde koronavirüs tespit edilmesinin ardından kendini izole eden Rus liderin planlanan Tacikistan ziyaretini ise iptal ettiği bildirildi.

    Açıklamada, 68 yaşındaki Rus liderin Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ı arayarak durumu bildirdiği ve yapılacak Afganistan konulu üst düzey toplantıya video konferans yöntemi ile katılacağını ifade ettiği bildirildi.

    Öte yandan açıklamada, Putin’in salgın boyunca son derece dikkatli olduğu ve iki doz Sputnik V aşısı yaptırdığı aktarıldı.

  • Palamut tezgahlarda yerini aldı

    Palamut tezgahlarda yerini aldı

    Balık av sezonu başlangıcından bu yana ağlarda pek görülmeyen palamut, nihayet tezgahlarda yerini almaya başladı. Trabzon’da ilk kez bugün tezgahlarda yerini alan palamudun tanesi 20-25 TL arasında satılırken balıkçılar bundan sonra palamudun bollaşacağını ümit ediyor.

    Denizlerde av yasağının 1 Eylül’de kalkmasının ardından Karadeniz’e açılan tekneler ilk günleri genellikle bol istavrit avlarken, palamut pek görülmemişti. Tezgahlarda istavrit bolluğu yaşanırken Trabzon’da palamudun genellikle Sinop taraflarından geldiği belirtildi.

    Balıkçı esnaflarından Süleyman Çakır, palamudun tanesini 20-25 TL’den sattıklarını ifade ederek “Palamut şu anda az geliyor. Fiyatı 20-25 TL arasında değişiyor. Bundan sonra daha çok gelecek diye tahmin ediyoruz. İlk kez palamut bugün tezgahlarda yerini aldı. Genellikle Sinop tarafından geliyor. Vatandaş şu anda palamudu pahalı buluyor, ucuz arıyor. İstavrit 12,5-15 TL, mezgit biraz pahalı 40-50 TL, çupra, levrek 40-60 TL arasında. Sezondan umutluyuz” dedi.

    Balıkçı esnaflarından Emin Avcı ise bu sezon palamudun geç geldiğini belirterek şunları söyledi:

    ”Şu anda 500 gramlık palamutların tanesini 25 TL’den satıyoruz. Artık palamut gelmeye başladı. Sinop tarafından geliyor. Şu anda balığa talep var bol miktarda istavrit geliyor palamutta gelmeye başladı. Bu sezon çinekop, lüfer de bol olacağını tahmin ediyoruz. İstavrit’in kilosu 15 TL, Çinekop 40 TL civarında, mezgit 40-50 TL, kaya levreği 70 TL. Bu sezon palamut olacak gibi görünüyor hamsi de gelmeye başladı. Palamut ilk kez bu kadar geç geldi. Havalar şu an sıcak deniz soğuk olursa balık daha çok olur.”

  • Araca dizel yerine benzin koyuldu! Mahkemeden emsal karar

    Yakıt almak için gittiği akaryakıt istasyonunda pompa görevlisinin araca dizel yerine benzin koymasıyla hayatının şokunu yaşayan sürücü, soluğu mahkemede aldı. Yıllar süren davada son sözü söyleyen Yargıtay, yanlışlıkla araca dizel yerine benzin konulması yüzünden doğacak zarardan bayi ile sağlayıcı şirketin müteselsilen sorumlu olduğuna hükmetti.

    Aracının yakıtının azaldığını gören sürücü, bir akaryakıt istasyonuna gitti. Pompa görevlisi, iddiaya göre araca dizel yakıt yerine benzin koydu. Bir müddet sonra araç arızalanınca hata ortaya çıktı. Serviste yakıt filtresi değiştirilip depodaki benzinin temizlendiği araçta toplam 23 bin 567 liralık hasar oluştu. Akaryakıt istasyonu ve hizmet sağlayıcısı şirketle yaptığı görüşmelere rağmen masrafları karşılanmayan sürücü soluğu mahkemede aldı. Tüketici Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, masrafların akaryakıt istasyonu tarafından karşılanması gerektiğine hükmetti. Davacı sürücü kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsâl bir karara imza attı. Kararda, dizel yakıt yerine benzin konulan araçta oluşan hasardan hem akaryakıt istasyonunun hem de hizmet sağlayan şirketin sorumlu olduğu belirtildi. Kararda şöyle denildi:

    “Mahkemece davanın kısmen kabulüne, hasarlı parça ve işçilik bedeli olarak 27 bin 256 TL alacağın 15 bin 600 TL’sine dava tarihinden, 11 bin 656 TL’sine ıslah tarihi olan 30.03.2016 tarihinden başlamak üzere yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Çekici gideri, araç kiralama, aracın dağıtılıp toplanma bedeli olan toplam 6 bin 490 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bayiden alınmasına karar verilmiştir. Davacı, davalı akaryakıt istasyonu çalışanları tarafından aracına yanlış yakıt konulması suretiyle uğradığı zararların tazminini istemiştir. Mahkemece asıl davada davalı akaryakıt istasyonu yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer davalı şirket yönünden zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olayda davalılardan akaryakıt istasyonunun işlettiği akaryakıt istasyonunun diğer davalı şirketinin bayisi olduğu, bayinin çalışanı tarafından davacıya ait araca yanlış yakıt konulması suretiyle aracın arızalandığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bayi tarafından verilen hizmet nedeniyle sağlayıcının müteselsil sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Buna göre sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet söz konusu olduğundan, anılan Kanun’un 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı … ofisinin zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Pençe-Kaplan bölgesinde 9 terörist öldürüldü

    Pençe-Kaplan bölgesinde 9 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki ‘Pençe- Kaplan’ operasyonu bölgesinde 9 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

    Bakanlığın Twitter’daki hesabından yapılan açıklamada, “Irak’ın kuzeyindeki terörist temizliğimiz etkin ve kararlı şekilde devam ediyor. Pençe Kaplan bölgesinde tespit edilen 9 PKK’lı terörist, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından etkisiz hale getirildi. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecek” denildi.

  • Büyü bozdurmak isterken altınlarından oldu

    Büyü bozdurmak isterken altınlarından oldu

    Nevresim satmak için gittikleri evdeki nişanlı genç kızın, altınlarını ‘büyü bozma’ bahanesiyle çalan iki kadın sanık, ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçundan hüküm giydi. Ağır ceza Mahkemesi’nin hapis kararını Yargıtay 15. Ceza Dairesi de onayladı.

    Akıllara durgunluk veren olay, ‘bohçacı’ görünümündeki iki kadının nevresim satmak bahanesiyle girdikleri evde meydana geldi. Bohçacı kadınlar; genç kıza büyü yapıldığını, nişanlısı ile aralarını bozmaya çalışanların olduğunu öne sürdüler.

    Yumurtadan kurdele ve saç çıkmasıyla büyünün bozulacağını söyleyen iki kafadar dolandırıcı; yumurtanın kırılması ile kurdele ve saç çıktığı, patatesin ezilip taş çıkacağını, bu nedenle nişanlı kızdan patates ve tüm altınlarını getirmesini ve altınları beze sarıp sedirin altına koymasını ve 2 saat dokunmamasını tembih etti. Aksi takdirde çarpılabileceğini ve dışarıdan 40 adet taş toplamasını söyleyerek genç kız ve annesinin dışarı çıkmalarını istediler.

    Ev sahiplerinin dışarı çıkmasıyla bohçacı kadınlar altınları alıp kaçtı. Mağdur genç kız ve annesi soluğu polis merkezinde aldı. Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında olaya karışan iki zanlı yakalandı. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçundan yargılanan iki sanık kadın, Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-a, 52/2-4 ve 53. Madde hükümlerince mahkum edildi, Sanık avukatları kararı temyiz edince devreye Yargıtay 15. Ceza Dairesi girdi.

    Emsal nitelikteki kararda şu ifadelere yer verildi: “Sanıkların hırsızlık suçunu işlediği iddia edilen olayda; her ne kadar sanıklar üzerlerine atılı suçu işlemediklerini savunmuşlarsa da; müştekilerin aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanıkların anlatımları, teşhis tutanakları ve dosya kapsamına göre; sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin sabittir. Mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların atılı suçun işlenmediği, suçun sabit olmadığı, çelişkinin giderilmediği, lehe hükümlerin uygulanmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”