Etiket: bursahaber

  • Uludağ yeni yıla karsız girecek

    Uludağ yeni yıla karsız girecek

    Türkiye’nin önemli kış turizm merkezlerinden Uludağ’da, geçen yıllarda yılbaşı öncesi yağan kar, bu yıl yağmadı. Bir otelin büro müdürü Harbi Türk, otellerdeki doluluk oranının yüzde 20 seviyelerinde olduğunu belirterek, “Otellerdeki hazırlıklarımız tamamlandı. Pandemi ve kısıtlama kurallarına uygun olarak yılbaşına gireceğiz” dedi.

    Yerli ve yabancı turistlerin yılbaşı tatili için uğrak noktası olan Uludağ’da, beklenen kar yağışı gerçekleşmedi. Yılbaşına pandeminin gölgesinde girecek olan Uludağ’daki otellerdeki doluluk oranı ise yüzde 20 seviyelerine ulaştı. 2020 yılbaşında kar kalınlığının 1 metre olduğu Uludağ’da Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bu yılbaşına kar yağmadan girilecek.

    Yılbaşı programları tamamlanan otellerdeki misafirler, saat 22.00’ye kadar kendileri için hazırlanan yılbaşı yemeğini müzik olmadan yiyebilecek. Koronavirüs tedbirleri kapsamında hiçbir eğlenceye izin verilmeyecek olan Uludağ’da denetimler ise jandarma ekiplerince yapılacak.

    ‘İSTEDİĞİMİZ KAR YAĞMADI’

    Yılbaşında misafirlerinin çocuğunu yabancı turistlerin oluşturduğunu söyleyen Uludağ Karinna Otel Ön Büro Müdürü Harbi Türk, “Kar yağmaması ve pandemi nedeniyle fiyatlar geçtiğimiz yıllara göre daha hesaplı” dedi. Kötü geçen 2020 yılını geride bırakacaklarını söyleyen Harbi Türk, “Bu yılın Uludağ’a da olumsuz bir etkisi oldu. Maalesef alışık olduğumuz karlı yılbaşı geçiremeyeceğiz. Yılın son günlerindeyiz ama istediğimiz kar yağmadı. Havalar soğumadı. Bunun etkisi var. Önümüzdeki günlerde kar yağışını bekliyoruz. Bu konuda umutsuz değiliz. Yılbaşı için hazırlıklarımızı yaptık. Pandemi yasakları çerçevesinde misafirlerimizi ağırlayacağız. Misafirlerimiz çoğunlukla yabancı. Müzik olmadan, kuralların gerektirdiği şekilde bir yılbaşı programımız olacak” dedi.

    ‘KAR OLMAMASINA RAĞMEN ULUDAĞ’I TERCİH EDENLER VAR’

    Otel doluluk oranının yüzde 20 seviyelerinde olduğunu belirten Harbi Türk, “Uludağ yılbaşında konaklamak ve kutlamak isteyenlerin vazgeçilmez yeri. Ancak bu yıl bir sürü etken var. Öncelikle yeni yıla karsız giriyoruz. Ona rağmen yıllardır burada olmak isteyen misafirlerimiz var. Onlar çeşitli otellerde konaklamalarını yapıyorlar. Otelimiz ve tesislerimiz açık. Buraya gelip de kar olmamasına rağmen burada olmak isteyen birçok misafirimiz var. Onlar da burayı tercih ettiler. İlla bir eğlence olması şart değil. ‘Ben bu yıl yılbaşında Uludağ’da olayım’ diyen misafirlerimiz burayı tercih ettiler. 4 gün burada geçirmeyi tercih edenler otellere geldi. Yılbaşı gecesi kurallara uygun olarak misafirlerimiz yemek yiyecek. Yemek saatinin bitiminde ise odalarına geçecekler” diye konuştu.

    ‘YILLARDIR BURADAYIM İLK KEZ BU DÖNEMDE KAR OLMADIĞINI GÖRDÜM’

    Uludağ’a bu tarihte kar yağmamasının farklı bir durum olduğunu belirten Türk, “Ben çok uzun yıllardır burada olan birisiyim. Ancak bu durumu ilk kez yaşıyorum. Mayıs ayında burada kar vardı ama aralık ayında böyle bir şey yaşıyoruz. Buruk gözüküyor ama işimiz gereği misafirlerimizi ağırlıyoruz. Onları mutlu etme adına her şeyi yapıyoruz. Kar yok ama Uludağ başlı başına bir marka. Buranın doğası farklı. Misafirlerimiz doğa yürüyüşlerine çıkıyor. Geçtiğimiz yıla göre bu dönemde konaklayacak misafirlere çeşitli kampanyalar yaptık. Belli avantajlar oldu” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da operasyonda ele geçirildi

    Bursa’da operasyonda ele geçirildi

    Bursa’da polisin düzenlediği kaçak sigara operasyonunda 45 bin paket kaçak sigara ele geçirildi. Operasyonda 1 kişi gözaltına alındı.

    İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Büro Amirliği ekipleri, kentte 1 kişinin kaçak sigara sattığı bilgisine ulaştı.

    Bunun üzerine harekete geçen ekipler, fiziki ve teknik takibin ardından 3 adrese eş zamanlı baskın düzenledi.

    Operasyonda, bir adet sigara sarma makinası, 4 bin adet boş makaron, 8 kilo bandrolsüz kaçak tütün ile satışa hazır halde 45 bin paket içi doldurulmuş kaçak sigara ele geçirildi.

    Gözaltına alınan O.Y., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye çıkartılacak.

  • Büyükşehir’in yardımlarına anne eli değdi

    Büyükşehir’in yardımlarına anne eli değdi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, genelge kapsamında işyerini kapatmak zorunda kalan esnafa yönelik yaptığı gıda yardımlarında örnek bir çalışmaya imza attı. Bursa’daki 20 kadın kalkınma kooperatifi ve kadın dayanışma derneğinin ürettiği erişte, salça ve tarhana gibi ürünler gıda kolilerinde yer alırken, böylelikle hem mağdur durumdaki esnafa hem de üreteci kadınlara destek sağlanmış oldu.

    Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Kasım ayından itibaren korona virüs vakalarında görülen artışla birlikte, mücadele tedbirleri kapsamında işyerlerini kapatmak zorunda kalan esnafın imdadına Bursa Büyükşehir Belediyesi yetişti.

    Peş peşe açıklanan destek paketleriyle, belediye alacaklarının ertelenmesinden, esnafın mesken su faturalarında yüzde 50 indirime kadar çeşitli alanlarda destek sağlayan Büyükşehir Belediyesi, işyerini kapatmak zorunda kalan esnaflar için de 70 bin gıda kolisi dağıtımına başladı.

    Çift yönlü destek

    Gıda kolileriyle esnafın temel gıda ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu yardımları çift yönlü kazanca dönüştürdü.

    Bursa merkez ve ilçelerdeki kadın kalkınma kooperatifleri ile kadın dayanışma derneklerinin üretimde daha aktif rol alması amacıyla yaklaşık iki aydır kadın derneklerine ziyaretler yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın talimatıyla üretici kadınlar da sürece dâhil edildi.

    Üretici kadınların el emeği olan erişte, salça ve tarhana gibi ürünler de yardım kolilerinde yer aldı. Tüm gıda ürünlerinin alımlarında ürün kalitesi ve halk sağlığı dikkate alınarak hammadde, üretim alanı ve üretim aşamalarında Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki BESAŞ’ın yetkilileri görev aldı.

    Uygulama kapsamında Doğancı, Kumyaka, Dağkadı, Yenişehir, Umurbey, Orhaneli, Misi, Saitabat, Oylat, Cumalıkızık, Yolçatı, Atlas Köyü, Gölyazı, Örnekköy, Büyükkumla, Aksu, Çamlıca, Ürünlü, Kayapa ve Tirilye Kadın Kooperatifleri ve Dayanışma Derneklerinden 22 bin 863 paket ürün alımı yapıldı.

    Kadınlar tarafından üretilen erişte, salça ve tarhanalar da esnafa gönderilen gıda kolilerinde yer aldı. Böylelikle üretici kadın derneklerini toplamda yaklaşık 300 bin TL kazanırken, ürettikleri ürünlerde mağdur durumdaki esnafın sofralarında yer aldı.

  • Yılbaşı öncesi Uludağ’da yoğun kar yağışı!

    Yılbaşı öncesi Uludağ’da yoğun kar yağışı!

    Türkiye’nin önemli kış turizm merkezlerinden Uludağ, yılbaşı öncesinde kar yağışıyla beyaza büründü.

    Meteoroloji’den alınan bilgiye göre, bölgede sıcaklık 0, 1 derece olarak ölçüldü.

    Bölgede sis de etkili olurken, sıcaklıkların düşmesiyle birlikte tipi görüldü. Tipi, bölgede bulunan vatandaşlara da zor anlar yaşattı.

    Geçtiğimiz hafta günübirlikçilerin ziyaret ettiği Uludağ, hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle de sakinliğini korurken, yılbaşında ziyaretçi sayısının artması bekleniyor.

  • Kılıçdaroğlu’ndan Türkçe ezan açıklaması

    Kılıçdaroğlu’ndan Türkçe ezan açıklaması

    Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şeb-i Aruz etkinliğiyle başlayan Türkçe ezan tartışmasıyla ilgili soruyu yanıtladı.

    Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu erken seçim çağrısını yineledi. Geciken her gün faturanın daha da ağırlaştığını savundu .

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusunu yanıtladı.

    Parlamenter sisteme dönmeyi hedeflediklerini, adayın da bunu bilerek yola çıkacağını söyledi.

    Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Adayın en geç 1-1,5 yıl içinde yetkilerini büyük ölçüde parlamentoya devredeceğini bilmesi gerekiyor. Uzlaşma kültürü içinde kendi cumhurbaşkanı adayımızı veya adaylarımızı çıkarmış olacağız.Adayı erken belirlemek yıpranmasına yol açar”

    TÜRKÇE EZAN TARTIŞMASI

    CHP Lideri’ne İstanbul Büyüksehir Belediyesi’nin Şebi Aruz etkinliğiyle başlayan Türkçe ezan tartışması da soruldu.

    Kılıçdaroğlu soruya “Bir dönem Türkçe ezan okunmuş ama sonra CHP’nin de oylarıyla bugün bildiğimiz şekliyle okunması kararı alınmış.Bugün okunan şekliyle evrensel hale dönüşmüş. Türkçe, Arapça tartışmasını doğru bulmam” yanıtını verdi.

    TACİZ İDDİALARI

    Bazı CHP’lilere yönelik taciz suçlamalarıyla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu; “Şu olursa eleştiriyi kabul ederiz, olay çıkmıştır, biz duymazlıktan gelmişiz. Ama böyle bir şey hiç olmadı.Bazıları iki üç yıllık olay gereğini yapmışız, bazıları iftira Konya’da olduğu gibi. Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • “Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da lider”

    “Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da lider”

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, pandemi sürecinde tarım sektörünün yüzde 5,3 büyüyerek ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaya devam ettiğini belirtti. Bakan Pakdemirli, “Tarımsal hasılada Türkiye, Avrupa’da lider. Dünyada ise ilk on arasındadır” dedi.

    Tarım ve Orman Bakanı Bakan Pakdemirli, ‘Türkiye İnovasyon Haftası’ etkinliği kapsamında ‘İnovaLİG 2019 Şampiyonları Ödül Töreni’ne katıldı. Artık, tüm sektörlerde sıçrama yapılması ve fark yaratılması gerektiğini belirten Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin bunu yapacak potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Bakan Pakdemirli, “Önceliğimiz bilgi ve inovasyondur. Atadan kalma geleneksel yöntemleri bir kenara bırakmalı, bilgi ve teknolojiye dayalı üretime geçmeliyiz. Türkiye bunu yapacak potansiyele, yetenekli ve genç insan kaynağına sahip bir ülkedir” dedi.

    ‘TARIMSAL HASILADA AVRUPA’DA LİDERİZ’

    Son 18 yılda tarımda güçlü bir altyapı oluşturulduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli, son 2,5 yılda ise bu altyapının gelecek vizyonu ile daha da güçlendiğini belirtti. Bakan Pakdemirli, “Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte tarım, 2,5 yıldır tüm çeyreklerde büyüme gösteriyor. Pandemiye rağmen 2020 yılı ilk 3 çeyrek ortalamasında tarım sektörü yüzde 5,3 büyüyerek, ekonomimize önemli katkı sağladı. Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ilk on arasındadır. Tabi büyüme ve hasılayı daha da yukarıya taşımak, verimliliği ve kişi başına faydayı artırmakla mümkün. Bunu da ancak bilgi ve inovasyonla yapabiliriz” diye konuştu.

    ‘TÜRKİYE TARIM VE GIDA ÜRÜNLERİNDE NET İHRACATÇI’

    Türkiye’nin tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülke olduğunu vurgulayan Bakan Pakdemirli, “2019 yılında 18 milyar dolar ihracat yaptık ve 5,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Bu yılın ilk 10 ayında ihracatımız, pandemiye rağmen geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artış gösterdi. Bu yıl Çin’e süt ürünleri ile kanatlı et ve et ürünleri ihracatı başladı. Bu haberler elbette güzel. Ama bu güzellikleri daha da artırmak zorundayız. Yeni pazarlar bulmalı, tarım ve gıda ürünlerimizi dünya sofralarıyla buluşturmalıyız” ifadesini kullandı.

    ‘1,9 TRİLYON DOLARLIK TARIMSAL TİCARET HACMİNE SAHİP BİR BÖLGEDEYİZ’

    Tarımsal üretimin her yıl arttığını ve daha fazla üretecek potansiyele de sahip olduklarını belirten Bakan Pakdemirli, “Sadece ülkemizin değil; coğrafyamızdaki ürünleri de dünyaya pazarlamalıyız. Bunun için verilecek en güzel örnek Hollanda. Hollanda’nın tarımsal hasılası 15-16 milyar dolar civarında. Ama tarım ve gıda ihracatı 100 milyar dolar. ‘Bunu nasıl yapıyor?’ 70 milyar dolar civarında tarım ve gıda ürünü ithal ediyor, işliyor, içine bilgi ve inovasyon katıyor, yüksek fiyata dünyaya pazarlıyor. İşte, bizde böyle yapmalı, üretime daha fazla bilgi ve inovasyon katmalıyız. Hava, kara ve deniz yollarının kesişim noktasındayız. 1,9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgede yer alıyoruz. 4 saatlik bir uçuş mesafesi ile dünya nüfusunun yüzde 40’ına ulaşma imkânımız var. Kısacası, üretmek ve pazarlamak için başka ülkelerin imrendiği bir konuma sahibiz. Bunu da en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız” dedi.

    Tarımda bilgi, teknoloji ve inovasyon çalışmalarıyla hem üretimde artış hem de üreticiye önemli kolaylıklar sağladıklarına vurgu yapan Bakan Pakdemirli, “Bunlardan birisi benim de büyük önem verdiğim, ülkemizin İlk yerli ve milli elektrikli traktörüdür. Prototipini ürettik ve 20 adet için seri üretime geçtik. İnşallah sayısını artıracağız” ifadesini kullandı.

  • 450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    Erzurum merkez Yakutiye ilçesi Altunbulak Mahallesi’nde, Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilen 450 yıllık çeşmeler kurudu. Muhtar Nuri Demir, asırlardır su akan çeşmelerin kurumasına üzüldüklerini söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, son yıllarda kar ve yağmur yağışının azalması nedeniyle yeraltı sularının azaldığını, bu yüzden çeşmelerin kuruduğunu belirtti.

    Osmanlı döneminde ‘Tivnik’ olarak bilinen Erzurum’a 15 kilometre uzaklıktaki Altunbulak Mahallesi tarihi köprüleri ve çeşmeleriyle dikkat çekiyor. Merkez Yakutiye ilçesine bağlı Altunbulak Mahallesi dışında ve 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Altunbulak ve Gümüşbulak isimleri verilen iki çeşme, asırlar sonra kurudu. Aralık ayının ortalarında kuruyan çeşmeler mahalle sakinlerini üzdü.

    Mahalle muhtarı Nuri Demir, Osmanlı döneminde 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen çeşmelerin tescilli olduğunu belirterek, “Bu çeşmelerin dedelerimizden gelen bilgilere göre hep aktığını duyduk. Biz de ata dede mirası bu çeşmeleri hep akarken gördük. Ama maalesef asırlardır akan çeşmelerin kurumasına akıl sır erdiremedik. Çok üzüldük. Bu aylar genelde suların bol aktığı zamanlardır. Çeşmelerin kuraklık sebebiyle mi yoksa başka bir sebeple mi kuruduğunu bilmiyorum. Bunların suları yeraltı kaynaklarından geliyor” dedi.

    Çeşmelerin sularının kışın sıcak, yazın ise soğuk aktığını belirten Demir, komşu mahallelerden vatandaşların özellikle Ramazan aylarında evlerine buradan su götürdüklerini belirtti.

    YERALTI SU KAYNAKLARI VE NEHİRLERİN SUYU AZALDI

    Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, 90’lı yıllardan sonra sera gazlarının salınmasıyla birlikte dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin Türkiye ve Erzurum’da da hissedildiğini söyledi. Tavlaşoğlu, “İklim değişikliğiyle beraber karın ve yağmurun az yağması sebebiyle yeraltı su kaynaklarında azalma yaşandı. Erzurum, Doğu Anadolu’da yeraltı su rezervi bakımından en zengin ili. Fırat, Çoruh ve Aras nehri bu topraklardan doğmakta. Son yıllarda bu bunların debilerinde de azalma yaşandı” dedi.

    Erzurum’un 1800’lü rakımlarda etrafı dağlarla çevrili bir plato olduğunu hatırlatan Tavlaşoğlu, “Çok yüksek, 3 bin 200 rakımlı dağlar var. Bu dağları etrafına kışın çok kar yağıyor, nisan ayında eriyordu. Karların erimesiyle birlikte yeraltı su kaynakları besleniyor, nehir sularına karışıyordu. İklim değişikliğiyle birlikte kar ve yağmurun az yağması yeraltı sularında doygunlaşmamayı sağladı ve şehirde artık su kıtlığı başladı. Bazı nehir ve çay suları akmamaya, yeraltına çekilmeye başladı” diye konuştu.

    Son yıllarda yağmurun azalması, yeterince kar yağmaması sebebiyle ovadaki yeraltı suyunun azaldığını ve kurumanın başladığını kaydeden Tavlaşoğlu, çeşmelerin kurumasının sebebinin yağış azlığı olduğunu belirtti.

  • Uzmanından koronavirüs mutasyonu açıklaması

    Uzmanından koronavirüs mutasyonu açıklaması

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Barbaros Oral, koronavirüse ilişkin son açıklanan mutasyon ve bundan sonra saptanacak küçük mutasyonların, mevcut aşıların ve antikor temelli tedavilerin etkinliğini olumsuz yönde etkilemesini beklemediklerini ifade etti.

    Önceki hafta İngiltere’den gelen ‘virüs mutasyona uğradı’ haberleriyle birlikte geliştirilen aşının işe yarayıp yaramayacağı tartışma konusu oldu. BUÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İmmünoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Barbaros Oral, “Son açıklanan mutasyon ve bundan sonra saptanacak küçük mutasyonların mevcut aşıların ve antikor-temelli tedavilerin etkinliğini olumsuz yönde etkilemesini beklemiyoruz. Ayrıca koronavirüsler çok hızlı mutasyona uğramadıkları için antijenik sürüklenmeye (yani virüs yapısında köklü bir değişikliğe) sebep olacak mutasyon gelişene kadar birkaç yıl geçeceği ve bu dönemde aşıların etkin olarak kullanılarak salgının kontrol edilebileceğini öngörüyoruz” dedi.

    ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ BİR HIZI VAR

    Virüslerin çoğalabilmek için enfekte ettikleri kişilerin hücrelerini kullandıklarını açıklayan Prof. Dr. Barbaros Oral; “Virüsler soylarını idame ettirebilmek ve kendilerine yeni yaşam alanları yaratabilmek için bağışıklık sisteminden kaçmaya veya daha bulaştırıcı özellik kazanmaya yönelik kaçış mekanizmaları geliştirmeye eğilimlidirler. Bu mekanizmalardan biri de genetik kodlarını değiştirmeleri yani kaçış mutasyonlarını oluşturmalarıdır. Bu mutasyonlar sonucu virüsler antikorlar gibi bağışıklık sistemi bileşenleri tarafından tanınmayacak yeni dış proteinleri sergileyebilir ya da hastalık kliniğinin ağırlığını etkileyecek yönde bazı proteinlerini değişikliğe uğratabilir. COVİD-19’dan sorumlu SARS-CoV-2 virüsünün de 2020 yılının Ocak ayından bu yana yaklaşık ayda bir kez mutasyona uğradığı gözlenmektedir. Bu diğer tüm koronavirüslere benzerlik gösteren ve beklenen bir mutasyon hızıdır” diye konuştu.

    AŞININ ETKİSİZ OLMASI İÇİN ÇOK FAZLA SAYIDA MUTASYON OLMASI GEREKLİ

    Aynı zamanda Türk İmmünoloji Derneği Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Barbaros Oral; “Gerek enfeksiyonun geçirilmesi gerekse aşılanma sonucu geliştirilen antikorlar ve bağışıklık sistemi hücreleri poliklonal dediğimiz virüsün sadece bir parçasını değil birçok farklı kısımlarını tanıma özelliğine sahip çeşitlilikte üretilir. Yani bir bölgede oluşan mutasyona bağlı değişiklik olsa da diğer kısımlara karşı gelişen bağışıklık yanıtının enstrümanları etkinliklerini sürdürmektedir. Aşıların ve antikor transferi-temelli tedavi (konvelesan plazma tedavisi gibi) yaklaşımlarını tamamen etkisiz hale gelmesi için çok fazla sayıda mutasyonun meydana gelmesi gerekir. Yani büyük bir antijenik sürüklenmenin söz konusu olması gerekir ki, bu durumda artık SARS-CoV-2 değil SARS-CoV-3 salgınından söz etmek gerekir” şeklinde konuştu.

    CİDDİ BİR MUTASYON OLANA KADAR SALGIN KONTROL ALTINA ALINIR

    Virüsün mutasyonlarının izlenmesi, epidemiyolojik ve klinik verilerin bilim insanlarıyla gerçek zamanlı ve doğru olarak paylaşılarak daha sağlıklı değerlendirmelerin yapılmasının etkin önlemler alınması adına kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Oral; “Sonuç olarak, bu son açıklanan mutasyon ve bundan sonra saptanacak küçük mutasyonların mevcut aşıların ve antikor-temelli tedavilerin etkinliğini olumsuz yönde etkilemesini beklemiyoruz. Ayrıca, koronavirüsler çok hızlı mutasyona uğramadıkları için antijenik sürüklenmeye (yani virüs yapısında köklü bir değişikliğe) sebep olacak mutasyon gelişene kadar birkaç yıl geçeceği ve bu dönemde aşıların etkin olarak kullanılarak salgının kontrol edilebileceği öngörülmektedir” dedi.

  • Bursa’da eko-turizm hamlesi

    Bursa’da eko-turizm hamlesi

    Bursa’nın gelecek vizyonunu turizm olarak belirleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi, eko-turizm yatırımları kapsamında Orhaneli’ye kazandırılacak olan Karagöz Mesire Alanı Çevre Düzenlemesi çalışmalarında sona geldi. Bünyesinde restoran, kır evi ve bungalov evlerin bulunacağı alan özellikle oluşturulacak karavan ve çadır kamp alanıyla önemli tercih noktalarından biri olacak.

    Orhaneli, Keles, Harmancık ve Büyükorhan’da eko-turizm yatırımlarına hız veren Büyükşehir Belediyesi, şehrin tüm doğal değerleri için örnek projeler hazırlıyor. Daha önce Harmancık Belediyesi Eko Turizm Sosyal Tesisleri bünyesine toplamda 900 metrekare alanlı konferans salonu binası, 3 adet 35 metrekarelik ve 3 adet 45 metrekarelik 2 katlı bungalov ahşap ev, 1 adet çamaşırhane ile 1 adet umumi tuvalet kazandıran Büyükşehir Belediyesi, benzer bir projeyi Orhaneli’de de hayata geçiriyor. Orhaneli’nin turizme kazandırılması amacıyla hazırlanan proje kapsamında Karagöz Mesire Alanı’na ilk etapta 3 katlı restoran, 2 katlı kır evi, 32 metrekarelik 10 adet bungalov ahşap yapı, 45 metrekarelik 5 adet prefabrik yapı yapılacak. Vatandaşlara doğa ile iç içe bir ortamda tatil imkanı sunacak proje kapsamında çevre düzenlemeleri ile Karagöz Mesire Alanı tam bir cazibe merkezi haline gelecek.

    “Karavan kampı için tercih edilecek”

    Karagöz Mesire Alanı’ndaki çalışmaları yerinde inceleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt ile birlikte yetkililerden bilgi aldı. Bursa’nın her bir köşesinin cennet gibi olduğunu söyleyen Başkan Aktaş, özellikle doğal güzelliklerinin ve kırsal turizm altyapısının dağ yöresini cazip hale getirdiğini belirtti. İlçe ilçe farklı projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan Aktaş, Karagöz Mesire Alanı’nın da bölge için önemli olduğunu dile getirdi. Yıllardır kullanılan alanın gerekli prosedürlerin Orhaneli Belediyesi tarafından Orman Genel Müdürlüğü’nden temin edildiğini hatırlatan Başkan Aktaş, mesire alanının daha da güzelleştirilmesi için Büyükşehir Belediyesi tarafından çalışmaların başlatıldığını dile getirdi. Başkan Aktaş, “Gelecek vizyonumuz kesinlikle turizm. Sanayi potansiyelimizi turizm potansiyeline katmak istiyoruz. Uludağ’ımız, sahillerimiz, göllerimiz, denizimiz, şelalelerimiz, longozumuz gibi tüm doğal güzelliklerimiz bizim için önemli ve değerli. Bunların ön plana çıkarılması gerekiyor. Daha önce Harmancık Eko Turizm tesislerini hayata geçirmiştik. Bugün binlerce insanın ziyaret ettiği bir alan haline dönüştü. İlçeye değer kattı. Benzer projeyi Orhaneli’de hayata geçiriyoruz. Özellikle pandemi sürecinde doğayla iç içe yapılan turizm çok ciddi gelişti. Dağyenice projesi de bunlardan bir tanesi. Onun gibi burası da kampçıları ağırlayacak. Türkiye’nin dört bir tarafından karavanla ve çadırla kamp yapmak isteyenleri ağırlayacak. İlk etapta hem karavan alanı hem de çadır kamp alanına hayata geçirmiş olacağız” dedi.

    “Orhaneli için vizyon proje”

    Mesire alanındaki yöresel ürünlerin satış yeri ve yol ıslah çalışmalarını önümüzdeki yaza yetiştirmeyi planladıklarını anlatan Başkan Aktaş, “Başta Bursalılar olmak üzere gelenler mükemmel doğal ortamı burada bulacaklar. Çalışmalarımızı Ramazan sonrasında bitirerek burayı faaliyete açmış olacağız. İlçe belediyesi tarafından da işletim, sevk ve idaresi yapılacak. Bursa’ya ve Orhaneli’ye hayırlı uğurlu olsun. Özellikle turizm vizyonunu ortaya koyan Büyükşehir Belediyesi olarak bu projeyi önemsiyoruz” diye konuştu.

    Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, projeye destek olan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür etti. Bursa gibi büyük şehirlerde insanların doğayla buluşacağı, zaman geçirebileceği alanların önemine değinen Aykurt, “Pandemi sürecinde doğa turizminin önemi bir kez daha anlaşıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yaptığımız proje, Bursa’nın bu yöndeki ihtiyacına karşılık verecektir. İnsanlara oksijeni bol, temiz havası bozulmamış, organik yaşamın bulunduğu ve keyifli zaman getirebileceği bir yer fırsatı sunmuş oluyoruz. Çalışmalar bittiğinde eko turizm için tercih edilen alan olacak” dedi.

  • “Bey Sarayı; Payitahtın gizli hazinesi”

    “Bey Sarayı; Payitahtın gizli hazinesi”

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, bir dönem Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapan kentte idare merkezi olarak kullanılan “Bey Sarayı”nı ve çevresindeki tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için çalışma başlattı.

    Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, Tophane, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri ile Hisar Bölgesi’ni de kapsayan “Tarih Adası Projesi”nde önemli bir yere sahip olan Bey Sarayı’nın ortaya çıkarılması için Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu başkanlığında bilim kurulu oluşturuldu.

    Osmanlı’nın Kuruluş Dönemi’nde önemli bir yere sahip olan yapının ortaya çıkarılması için başlatılan projede, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Özer Ergenç, Prof. Dr. Feridun Emecen, Prof. Dr. Heat Lowry, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu, Prof. Dr. Mustafa Şahin, Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar, Dr. Çağhan Keskin ve Hayri Fehmi Yılmaz da yer alıyor.

    Proje, “Bey Sarayı; Payitahtın Gizli Hazinesi” belgeseli ile başlayacak ve ardından bilim kurulunun yapacağı çalışmalarla devam edecek.

    “Osmanlı’nın ilk sarayı”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş,  yaptığı açıklamada, Bursa’nın her bir sokağının, caddesinin tarihi özelliğe sahip bölgeler olduğunu söyledi.

    Belediye olarak şehrin kültürel tarihini öne çıkaracak işlere imza attıklarını belirten Aktaş, “Bey Sarayı, Osmanlı için önemli bir nirengi noktası çünkü Osmanlı’nın ilk sarayı. Bey Sarayı aynı zamanda devletin bir yönetim merkezi olduğu gibi beraberinde bir tarih ve kültür merkezi.” dedi.

    Projenin ilk ayağı olan belgesel çekimiyle konunun Bursalılar ve bilim dünyası tarafından görünürlüğünü sağlamayı ve gündem oluşturmayı amaçladıklarını anlatan Aktaş, Osmanlı’nın Bursa’yı fethettiği 1326 yılında devleti idare ettiği yerin Bey Sarayı olduğunu vurguladı.

    Özellikle 14. yüzyılda en hareketli günlerin yaşandığı sarayın, sonradan geliştirilerek Sultan 1. Murad döneminde yeni bir çehreye büründüğünün tarihi kayıtlarda yer aldığını dile getiren Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Şu an Bey Sarayı’nın olduğu yerde orduevimiz var. Orası 50 yıllık bir bina ve ekonomik ömrünü tamamlamış. Burada Kuruluş Dönemi’nin sultanları, devrin alimleri meşveret meclisleri oluşturmuşlar. O günleri canlandırmak adına, değerli hocalarımızla bilim kurulumuzla gerekli çalışmaları yapıp en doğru ve sağlıklı bir şekilde bu yapının Bursa’mıza ve ülkemize kazandırılması noktasında bir yol haritası izleyeceğiz.”

     “Bu mekan padişahların çalışma mekanı”

    Osmanlı’yı kuran şehrin Bursa olduğunu ifade eden Aktaş, Kuruluş Dönemi’ndeki 6 padişahın kabirlerinin de bu kentte bulunduğunu belirtti.

    Sarayın, Osmanlı’nın devletleşme yolunda önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çeken Aktaş, şunları kaydetti:

    “Bey Sarayı, Edirne ve İstanbul’daki saraylardan daha önce. Osmanlı’ya ait birçok izi bağrında barındırması ve vücut bulması, bizim ve Osmanlı tarihi açısından çok değerli. Bu mekan padişahların çalışma mekanı olduğu gibi dönemin alimlerinin de Süleyman Çelebi’nin de Emir Sultan’ın da Üftade Hazretleri’nin de bizatihi bulunduğu mekanlardan biridir. Bu anlamda çok değerli ve bizler için de çok kıymetli bir çalışma.”