Etiket: bursahaber

  • CHP’li Sarıbal: Zeytin üreticisi zorda

    CHP’li Sarıbal: Zeytin üreticisi zorda

    Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu Akdeniz iklimi nedeniyle İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus gibi Akdeniz ülkeleriyle birlikte dünyanın önde gelen zeytin üreticilerinden olduğunu kaydeden Sarıbal, zeytin ülkesi Türkiye’de üreticilerin mağdur edildiğini söyledi. İktidarın uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle yıllardır zeytin bahçelerinde emek veren, bu topraklara değer katan üreticilerin ekonomik olarak zor durumda kaldığını, zeytin üreticisinin geçim kaygısı yaşadığını belirten Sarıbal, “Çok kısa süre önce bir açıklama yapmıştım. ‘Bu yıl zeytinde var yılı’ demiştim. Bu yıl Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılacak. Önce 2.9 milyon ton dediler, yüzde 30 sofralık, yüzde 70 yağlık dediler. Şimdi yeni bir rekolte tahmini var. O da 3.6 milyon ton. Gerçekten büyük bir rekor. Bunun yüzde 20’si sofralık, yüzde 80’i yağlık olarak düşünülüyor.

    Çünkü kuraklıktan dolayı zeytin sofralık olamadı. Ancak sulanabilen kısımlar sofralık olabildi. Zeytinin dane büyüklüğü 1 kilograma giren 250 – 300 danelilere çok iyi fiyat verilmesi gerekiyor ve yağlık zeytine de iyi fiyat verilmesi gerekiyor. Bu yıl o ürünü yeterli değerlendiremezsek gelecek 2 yıl da ekonomik olarak çöküş yılı olacaktır. Marmarabirlik var, TARİŞ var, Tarım Kredi Kooperatifleri var, Toprak Mahsulleri Ofisi var.

    Bunlar kısmen özel kısmen kamu kurumlarıdır. Zeytinimiz var, ürünümüz var ama dizimizi dövüyoruz. Marmarabirlik yağlık zeytinde temel fiyat olarak öngördüğü fiyatı artırmadı. Kendine göre kurumun gerekçeleri olabilir. Avrupa Birliği şu anda zeytin ve zeytinyağına ihtiyaç duyuyor. Oysa biz kısıtlamadan sonra sofralık zeytinde de zeytinyağında da daha az ihracat yaptık. Bu iki alanda da kısıtlama döneminde geriye düştük. Şimdi büyük bir fırsatçılık geçiyor piyasadan. Ürün çok ama ortada bu ürünü düzene sokacak, bir sistem yok. Çiftçi kendi kaderiyle baş başa. Derhal hükümeti göreve çağırıyoruz. Çiftçi kumpasta.

    Bugün satılan yağ, 6 ay sonra kat be kat üzerine çıkacak. Çiftçi yağını satmasın, çiftçinin borçlarına yapılandırma getirilsin, iktidar çiftçiyi tüccarın eline bırakmasın” diye konuştu.

    “İKTİDAR, ÇİFTÇİNİN CANI ÇIKSIN POLİTİKASI YÜRÜTÜYOR”

    İktidarın dört defa zeytinyağı ihracatını kısıtlaması, son kısıtlamanın 14 Eylül 2024’te bitmesinin 200 bin ton civarında zeytinyağının içeride kalmasına neden olduğunu açıklayan Sarıbal, “Bu yetmedi, dış piyasada pazarımızı kaybettik. Tamamen iktidarın yanlış zeytin politikasıydı. 2024-25 sezonuna 200 bin ton civarında zeytinyağı stoğu ile gelindi. Şimdi beklentimiz 450 bin ton civarında. İkisini üst üste ilave ettiğimizde 600 bin ton gibi tarihsel bir zeytinyağı üretimi beklentimiz var. Bu bir yandan çok kıymetli ve çok değerli. Ama bu taraftan iktidarın uyguladığı ağır tarım politikaları, Mehmet Şimşek ve Recep Tayyip Erdoğan, gıda enflasyonunu düşürmek için akıllarına gelen ihracatı durduralım, kısıtlayalım ama çiftçinin canı çıksın politikası zeytinde de açık bir şekilde hayata geçmiş görülüyor. Bugün zeytinin bölgelere göre dalında 1 kilogram maliyeti 35-50 lira arasında. Yani yağlığa da gitse en düşük olan yerde 35 lira, en yüksek 50 lira maliyet vardır. Ortalama kilogram üzerinde zeytinin 45 lira maliyeti var. Bu dekar başına ya da ağaç üzerindeki verime göre değişir. Bazı ağaçlarda yüzde 50-60 liralara kadar çıkabilir, bazılarında 35 liraya kadar düşebilir. Ama günün sonunda bu çiftçinin bir yaşam maliyeti var. Çiftçinin bir arazi kirası var. En önemlisi gelecek yıl zeytin olmayacak ya da çok az olacaktır. Bugün büyük bir fırsatçılık sistemin içerisinden geçiyor. Zeytin üreticilerimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, zeytin ağaçlarının geleceğinin korunması için adil bir fiyat politikası uygulanması gerekiyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların ekonomik refahı için değil, ülkemizin tarımsal üretim gücü ve zeytin kültürünün sürdürülebilirliği için de önemli” ifadelerini kullandı.

  • Hamitler Katı Atık Tesisi taşınacak

    Hamitler Katı Atık Tesisi taşınacak

    Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda hem gündeme ve hem de hayata geçirecekleri hizmetler hakkında açıklamalarda bulundu. 13 mahalle ve 400 bin nüfusu çevreleyen Hamitler Katı Atık Tesisleri ilgili konuşan Başkan Aydın, “Hamitler Katı Atık Tesisi ile ilgili çevre koruma daire başkanımız ile görüşme sağladık. Bursan’nın batı bölgesinde, Karacabey ilçesindeki Muratlı Mahallesiyle ilgili ÇED çalışmaları, kurum görüşleri devam ediyor. Diğer taraftan da Hamitler Katı Atık Tesisindeki günlük atık miktarı 2 bin 700 tondan bin 500 tonlara düşmüş durumda. Hedef burayı sıfırlayıp oradaki bilimsel görüşleri, kurum görüşleri alındıktan sonra Karacabey Muratlı Mahallesindeki tesislere taşımak olacak. Bu çalışmalar bitince de Hamitler çöplüğü inşallah çok güzel bir yeşil alan, park alanı olacak” dedi.

    Ak Partili meclis üyelerinin ‘Kayapa’daki tesisle alakalı tüm ÇED raporları, tüm kamu görüşleri uygunluğu var. Muratlı’ya yapılmasının ise imkanı yok’ ifadelerine Başkan Aydın şöyle cevap verdi: “Tabii ki bu iş yasal. Bu yasayla da çerçevesi tamamlanmış. Bursa Büyükşehir Belediyesi uhdesinde olan bir yer. Biz de sizin bize ilettiğiniz görüşleri, eleştirileri ve Bursa halkı için doğru olması gerekenleri anlatıyoruz. Neticede oradaki çevre koruma daire başkanlığının ve yönetimin de bize verdiği bilgilendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz. Çünkü o konu Büyükşehir’in karar vereceği bir konu. Tabi ki onların karar vereceği ama hepimizi ilgilendiren bir konudur. Sevindirici tarafı 2 bin 700 tondan bin 500 tona kadar atık miktarının düşmesidir. Oraya gönderiliyor olmasıdır. Ama bir an önce Muratlı olacaksa Muratlı’nın bitirilmesi gerekiyor ki, o mahallelere gittiğimizde siz de gidiyorsunuz, biz de gidiyoruz. Daha selam almadan ya da vermeden bu çöp kokusu ya da çöpün oluşturduğu kirlilik bize de eleştiri olarak geliyor. Dolayısıyla biz de takipçisi olacağız. Bu uyarıları bir kez daha ben geçen sefer de ilettim. Yine ileteceğim.” diye konuştu.

  • Varank’tan Türkiye’nin teknolojik dönüşüm vurgusu

    Varank’tan Türkiye’nin teknolojik dönüşüm vurgusu

    Varank, Türkiye’nin savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 80’lere çıktığını, Togg’un ne kadar önemli bir yatırım olduğunun ortaya çıktığını, Türkiye’nin uzaydaki yatırımlarının bağımsızlık için çok önemli olduğuna işaret ederek, “Dünyadaki yarış artık sadece yeryüzünde devam etmiyor. Uzayda da yarış var. Bakıyorsunuz uzay yarışının en önemli isimlerinden bir tanesi artık siyasete girmiş Amerikan siyasetinin belirleyicisi olarak siyasi areneda yarışıyor. Böyle bir yarışta biz kendi kendine yetebilen bir Türkiye, kendi siyasi bağımsızlığını uygulayan Türkiye olmak istiyorsak, uzay yarışından geri kalmamız söz konusu olamaz” dedi.
    Mudanya Üniversitesi’nde “Tecrübe Konuşuyor” adlı programda öğrencilerle bir araya gelen AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Türkiye’nin 20 yılda önemli adımlar attığını ifade etti.
    Savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 80’lere çıktığını hatırlatan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, “Savunma sanayinde kendi göbeğimizi kendimiz kesen bir ülke haline geldik. İki hafta önce Gökbey helikopterimizin jandarma teşkilatına teslimini gerçekleştirdik. Helikopter yapmak büyük bir hayaldi. Yapmak zor değil. İlk helikopter 1900’lü yıllarda yapılmış. Yüz yıl geçmiş ama siz bir noktadan sonra kararlar alıp, ‘Ben artık kendi ayaklarım üzerinde duracağım” dedikten sonra sonucu alıyorsunuz. Kendi helikopterimizi uçurmayı başardık. Jandarmadan sonra başka kurumlarımıza teslim edilecek. Bu helikopter bir Amerikan firmasının motoruyla çalışıyor. 2027’de ise Eskişehir TEİ’de kendi ürettiğimiz motorla bu helikopterler uçmaya başlayacak. Dışarıya bağımlılıktan bir alanda daha kurtulmuş olacağız. Bunun gibi örnekleri akşama kadar sıralayabilirim.
    Savunma sanayi önemli. Hem üreterek kazanıyorsunuz hem de yurt savunmasına katkı sunup terörle mücadelede başarı elde ediyorsunuz. Kendi savunma sanayimiz olmadığında bu alanlarda ne kadar zorlandığımızı 40 yıldır gayet iyi biliyoruz” dedi.

    “Avrupa rekabette geri kaldığı için elektrikli otomotivde geri adım atıyor”
    Türkiye’nin gurur projelerinden birisi olan Türkiyenin Otomobil Girişimi Togg’un satış rekorları kırdığını kaydeden Varank, “Neden bunu başlattık? Doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yaptık. Otomotiv endüstrisi hızlı şekilde değişime ve dönüşüme uğradı. İçten yanmalı motorlardan hızlıca elektriğe giden dünyaya şahitlik ettik. Bunu Batı dünyası istedi. Dediler ki; ‘karbon emisyonları dünyanın geleceğini tehdit ediyor, hızlı şekilde emisyon azaltmamız lazım’. Artık elektrikli araçların gelmesi, içten yanmalı araçların bırakılması sıfır emisyona geçilmesi isteniyordu. Güzel bir idealle yola çıktılar. Biz fırsat penceresini gördük.
    100 yıldır içten yanmalı motorlarla araba üretenlerle yarışma şansımız yoktu. Ama elektrifikasyonda herkesle aynı hizada yarışa başlayabildik. Bugün Almanya ve Fransa ile aynı noktalardayız. Çünkü doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yaptık. Elektrifikasyonla birlikte pazar paylarının gittikçe hızlandığını görüyoruz. Ama bugün başka bir sorun var. Avrupa Birliği önceleri yüksek sesle “İçten yanmalı motorların hepsini bırakalım” derken bugün “biraz daha beklememiz gerekiyor” noktasına geldi. Çünkü elektrikli araçlarda onların çok önüne geçen bir Çin var. Çin, bütün Avrupa otomotiv endüstrisini 5 senede tamamen ortadan kaldırabilecek güçte ve hızda ilerliyor. Artık refleksler değişti. Eskiden ‘bu araçları bırakalım’ diyen Avrupa ülkeleri şimdi ‘düşünelim’ demeye başladı. Biz de Türkiye olarak, doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yaparak, iyi bir alternatif olduğumuzu göstermiş olduk. Bugün Avrupa’daki elektrikli araçlar piyasasında biz kendi markamızla rahat bir şekilde pazar payı alabiliyoruz. Çin’le de işbirliği yaparak biz kendimizi geliştirebilir, teknolojimizi yenileyebiliriz. Çin ile yeni pazarlara birlikte açılabiliriz. İşte, Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla hayata geçirilen Türkiye’nin Otomobili Togg, otomotiv sektöründe ülkemizin önünü açan, rüzgârı yakalamamızı sağlayan bir girişim oldu. Zaman zaman eleştiriler de olmadı değil ama bu proje ülkemizi otomotiv endüstrisinde bir başka boyuta taşıdı. Bunun katkılarını da önümüzdeki dönemde çok daha iyi kavrayacağız” diye konuştu.

    “Uzayda da yarış var. Amerikan siyasetinin belirleyicisi uzaya ciddi yatırım yapıyor”
    Dünyadaki yarışın artık sadece yeryüzünde devam etmediğini uzayda da büyük bir yarışın içerisinde olduğumuzu vurgulayan Mustafa Varank sözlerini şöyle sürdürdü: Bakıyorsunuz uzay yarışının en önemli isimlerinden bir tanesi aktif siyasete girmiş, siyasi areneda yarışıyor, hem de Amerikan siyasetinin belirleyicilerinden biri olarak yarışıyor. Buna paralel, Çin uzaya çok ciddi yatırımlar yapıyor. Uzay yarışındaki diğer ülkeler Çin’in kapasitesini, neler yapabileceğini anca hayal edebilir durumda. Biz kendi kendine yetebilen, bağımsız bir Türkiye olmak istiyorsak, bu uzay yarışından geri kalmamız söz konusu olamazdı.
    Kendi ayaklarımız üzerinde durabilmek için, uzay yarışında var olmak için, Milli Uzay Programımızı ilan ettik. İnsanlı uzay yarışında, Türk astronotlarımızı uzaya gönderdik. Haberleşme uydularından gözlem uydularına kadar Türkiye’nin bu alandaki kabiliyetlerini öne çıkarmayı başardık. Önümüzdeki dönemde Türkiye, kendi bölgesel çözümleriyle dünyada büyük işlere imza atacak. İşte, Selçuk Bayraktar’ın kurmuş olduğu “Fergani” firmasının hedefi kendi bölgesel konumlama sistemimizi inşa etmek. Yani Türkiyenin kendi bölgesel GPS’ini oluşturabilmek. Böyle projeleri desteklemek çok önemli, katkılarını önümüzdeki dönemde göreceğimize inanıyorum. Tüm bu projelerdeki bizim en büyük sermayemiz genç ve çalışkan insan kaynağı oldu. Siz değerli genç arkadaşlarımız, biz bu projelerde başarıya imza atıyorsak, ancak sizlerin sayesinde yapabiliyoruz. Genç mühendislerimizin, genç teknisyenlerimiz sayesinde yapabiliyoruz.
    Bugün Baykar’ın yaş ortalaması 30’un altında. Dünyanın bir numaralı İHA üreticisi ve satıcısı olan bir firmanın yaş ortalaması bu… Genç arkadaşlarımızın, Türkiye’nin kalkınma hamlesine destek verecek arkadaşlarımızın kendi rotalarını erken yaşta çizmeleri, kendilerine yatırım yapmaları gerekiyor. Eğitim hayatlarının başlarında kendi kabiliyetlerini keşfetmeli ve eğitim hayatlarını o şekilde geçirmeleri çok önemli”

    “Artık alın terinin yanında akıl teri de önemli”
    Türkiye’nin milyar dolar değerleme üzerine çıkan şirketinin bir oyun firması olduğunu anlatan Mustafa Varank, “Üç yıl önce Hacettepe Teknopark’a bir ziyaretimde, genç bir girişimcimizin firmasına uğradım. Berk isimli arkadaşımız dedi ki; ‘Biz bu firmayı 2 kişiyle kurduk. 9 kişiyle bir oyun tasarladık. Tasarladığımız ilk oyunu 200 milyon dolara Amerika Birleşik Devletleri’ne sattık.’ Bu gençler mezun olalı daha 4 yıl olmuştu. 9 kişilik ekiple geliştirdikleri tek bir oyunu 200 milyon dolara sattılar. ‘Bu sattığınız oyunu yönetebiliyor mu Amerikalı firma?’ diye sordum. ‘Önemli değil, biz zaten yenisini yazıyoruz’ diye cevap verdiler” değerlendirmesinde bulundu. “Artık alın terinin yanında, akıl terinin de ne kadar önemli olduğunu, asıl katma değerin akıl terinde, girişimcilikte olduğunu görüyoruz. ‘Göreceksiniz! Ben bütün vergilerimi ödüyorum, tek gayem var Ankara’nın vergi rekortmenleri arasına girebilmek” ifadelerini kullandı. Genç arkadaşlarımızdan ricam, kabiliyetlerini geliştirmeye çalışsınlar. Devletimizin imkanları var, sunduğu cazip imkanlar var. Bugün ben yazılımcı olmak istiyorum, okulumda hiçbir desteğim yok. Ben nasıl yazılımcı olabilirim dediğinizde 42 okulları diye okul var, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle hayata geçti. Hiçbir yazılım bilgisine sahip olmasanız, hatta diplomanız olmasa bile üç senede yazılımcı olabiliyorsunuz. Bunun gibi imkanları gençlerimize daha çok anlatmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
    Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ise, “Bu üniversiteyi kurarken teknolojiye çok önem verdiğimizi ve üniversitenin alt yapısının böyle oluşturduk. Üniversitemizde, Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ı ağırlamaktan onur duyduk” dedi.
    Programa Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Rektör Prof. Dr. Emin Karip, Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

  • Nilüfer’de sahne genç sanatçıların

    Nilüfer’de sahne genç sanatçıların

    Nilüfer Belediyesi, Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi’nde (MEM) düzenlediği “MEM Genç Sahne” konserleriyle genç müzisyenlerle, sanatseverleri buluşturuyor. Program kapsamında iki genç sanatçı daha sahne aldı.

    Ulusal ve uluslararası çok sayıda konser projesiyle dinleyicilerle buluşan Bursalı genç viyolensel sanatçıları Berin Gökçe İlhan ve Elifsu Yalın MEM Sahne’de yeteneklerini sergiledi. Solo ve duo viyolensel performanslarıyla Schumann, Popper, Haydn, Gliere ve Barriere’nin eserlerinden oluşan özel bir seçki sunan genç sanatçılar, performanslarıyla katılımcıların beğenisini kazandı.
    Konseri dinleyenler arasında yer alan Nilüfer Belediye Başkan Vekili Furkan Yavuz, konser sonunda genç sanatçıları kutladı.

  • Nilüfer Belediye Meclisi’nde kayyum protestosu

    Nilüfer Belediye Meclisi’nde kayyum protestosu

    Nilüfer Belediye Meclisi’nin Kasım ayı olağan toplantısı, Nilüfer Belediye Başkan Vekili Mahmut Demiröz başkanlığında gerçekleştirildi.

    Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınarak yerine kayyım atanmasına, CHP’li belediye meclis üyeleri tepki gösterdi.

    CHP Grup Sözcüsü Yücel Akbulut konuyla ilgili yaptığı konuşmada “Devletin verdiği temiz kağıdıyla aday gösterilen adli sicil arşiv kaydı bile olmayan, Esenyurtlular’ın helal oylarıyla seçilen belediye başkanımıza reva görülen ve halkın iradesini yok sayan bu kararı reddediyoruz” dedi.

    “Göz yummayacağız”

    CHP’nin Esenyurt halkının hizmetlere erişme hakkının gaspına asla göz yummayacağını ifade eden Akbulut konuşmasına şöyle devam etti: “Esenyurt halkıyla görülmemiş bir hizmet dayanışması gösterecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her türlü baskıya ve hukuksuzluğa karşı halkımızın iradesini savunmaya, demokrasiyi korumaya kararlıyız. Halkın iradesini çiğneyen siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Bu ülkenin seçilmişlerine karşı yürüttüğünüz hukuk dışı operasyonlar vatandaşlarımızın Cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılığına gölge düşüremeyecektir. Bu hukuksuzluk sona erene kadar, halk iradesini korumak için meydanlarda, yargı önünde ve tüm demokratik platformlarda sesimizi büyüteceğiz.”
    Yücel Akbulut’un konuşmasının ardından CHP’li belediye meclis üyeleri, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazılı dövizleri açarak alkışlarla kararı protesto etti.

     

  • Osmangazi Belediyesi 2025 bütçesi onaylandı

    Osmangazi Belediyesi 2025 bütçesi onaylandı

    Osmangazi Belediyesi’nin 2025 Mali Yılı Bütçesi ve Performans Programı, Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda görüşüldü. Osmangazi Belediye Meclis Başkanı Erkan Aydın’ın yönettiği toplantıda ‘2025 Mali Yılı Tahmini Gelir ve Gider Bütçesi’, 6 milyar 307 milyon 893 bin lira olarak onaylandı. 2025 yılı mali bütçesinde yer alan kalemlerin her biri madde madde okunarak meclis üyelerinin oy birliği ile kabul edildi. 2025 yılı gider bütçe tahmininde yer alan 6 milyar 307 milyon 893 bin lira ödeneklere, gelir bütçesinde tahmini 6 milyar 233 milyon 893 bin lira gelir ile finansmanın ekonomik tablosundaki 74 milyon lira net finansman karşılık gösterilmek suretiyle bütçede denklik sağlandı. Bir önceki yıla göre 2 milyar 788 milyon liralık artışın olduğu bütçede, 3 milyar 839 milyon 191 bin lira mal ve hizmet alımına ayrıldı. Toplam bütçenin yüzde 61’ine denk gelen mal ve hizmet alım giderlerinin ardından ikinci en yüksek pay ise 970 milyon 285 bin lira ile bütçenin yüzde 15’lik kısmını oluşturan sermaye giderlerine ayrıldı. Bütçenin yüzde 15’lik bölümünü oluşturan 961 milyon 829 bin lira personel giderlerine ayrıldı.

    “Gerçekçi bir bütçe hazırladık”
    2025 yılı için gerçekçi bir bütçe oluşturduklarının altını çizen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Bütçemiz daha yüksek olabilirdi. Kağıt üzerinde daha büyük rakamlar yazabilirdik. Başka belediyeler gibi daha büyük bütçeler oluşturabilirdik. Ancak kağıda yazmakla para gelmiyor. Yüksek enflasyondan dolayı 2025’in mali açıdan zor bir yıl olacağını ön görerek, bütün müdürlüklerimizin tek tek gelir ve giderlerini hesapladık ve bu bütçeyi oluşturduk. Şişirme bir bütçe değil. Enflasyon artışını da öngörerek yapılmış bir bütçe. Tamamen müdürlüklerimizden bize gelen harcama kalemleriyle ilgili bütçemizi oluşturduk. Bu bütçenin her bir kuruşunu, halkımız ve Osmangazimiz için üreteceğimiz hizmetlerde harcamak nasip olsun” dedi.

    “SGK ve vergi borcumuz yok”
    Seçimin ardından göreve geldiklerinde Osmangazi Belediyesi’nin yaklaşık 1 milyar lira borcu bulunduğunu açıklayan Başkan Aydın, “Göreve başlamamızın ardından geçen 7 aylık sürede bu borcun 400 milyon lirasını ödedik. Ayrıca 7 aylık dönemde 20 milyon liraya yakın bir repo geliri sağladık. Belediye olarak SGK ve vergi borcumuz da yok” diye konuştu. Gündeme dair açıklamalarda da bulunan Başkan Aydın, “TUSAŞ’a düzenlenen hain terör saldırısında hayatını kaybeden şehitlerimizle birlikte, ülkemizin ve milletimizin güvenliği için hayatlarını ortaya koyan tüm güvenlik güçlerimize de bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. Cumhuriyetimizin 101’inci yılını bir kez daha kutluyorum. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizi de saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. 15 Kasım Filistin Bağımsızlık Günü. 22 Kasım ise Lübnan Bağımsızlık Günü. Ancak bütün dünyanın, 50 bin insanın katledilişini adeta film seyreder gibi izlediği bir süreci yaşıyoruz. Bir kez daha İsrail’in yaptığı bu terörü ve soykırımı lanetliyoruz. Umarım yaşanan zulüm ve ölümler en kısa sürede sona erer. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Çocuk cinayetlerinin yaşandığı, yeni doğan bebeklerin öldürüldüğü bir dönemde umarım çocuklarımız geleceğe daha güvende bakarlar. Çocukların öldürülmediği, istismara uğramadığı güzel bir Türkiye diliyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Maalesef bu konuda da dünya gündemindeyiz. Sadece Ekim ayında 48 kadın cinayete kurban gitti. Bu cinayetler artarak devam ediyor. Umarım İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülür. Bu cinayetlerin engellenmesi adına da adımlar atılır” ifadelerini kullandı.

  • Uludağ’da kartpostallık sonbahar manzaraları

    Uludağ’da kartpostallık sonbahar manzaraları

    Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti kış mevsiminde Oteller Bölgesi’nde ağırlayan Uludağ, yaz aylarında ise kampçılık, trekking ve günübirlik piknikler için tercih ediliyor.

    Uludağ, sadece beyaz örtüyle değil “hazan mevsimi” olarak bilinen sonbaharda da eşsiz manzaralar sunuyor.

    Bölgede bugünlerde yeşilden sarı, kahverengi ve kırmızının farklı tonlarına dönen ağaç yapraklarının oluşturduğu renk cümbüşü yaşanıyor.

    Zirveye doğru çıkan kıvrımlı yollarla bütünleşip resim tablolarını andıran manzaralar, dronla kaydedildi.

  • Ekonomistlerden Trump için ilk yorum

    Ekonomistlerden Trump için ilk yorum

    Dünyanın yakından takip ettiği ABD başkanlık seçimlerinde milyonlarca seçmen sandık başına gitti. Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump arasındaki yarışı kırılgan bir süreçten geçen dünya ekonomisi de yakından takip etti. İlk resmi olmayan sonuçlara göre seçimin kazananı Trump oldu. 2. kez başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın zaferini ekonomistler değerlendirdi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Hekim, “Trump’ın seçilmesi hem dünya ticareti açısından hem Türkiye açısından çok ciddi etkileri olan bir süreç olacak. Trump’ın vaatleri ilk dönemde duyduğumuzdan biraz daha dozu artırılmış vaatler. Bunların başında zaten tüm ülkelere yüzde 10 tarife artışı geliyor. Gümrük vergilerini artıracak. Böyle olduğu zamanda, tüm dünya fiyatlarında bir artış demek. Tabii ki bunun misillemeleri olacak. Diğer ülkelerde misilleme yapacaktır. Dolayısıyla biz artık, dünyada daha fazla ticaret savaşının olduğu yükselmiş fiyatların olduğu piyasaları görebiliriz. Yani aslında başlamış bir fragmantasyon diyebileceğimiz bir süreç varken, çok fazla serbest ticaretten bahsedemiyorken Trump bunu bir nevi üst kademeye taşıyacak. Bundan sonra artık ticaret anlamında çok uzlaşmacı bir yapıyla karşılaşamayacağız” dedi.

    “Trump, güvenilmez bir karakter”

    Trump’ın galibiyetinin Türkiye’ye etkilerine de değinen Doç. Dr. Derya Hekim, “Türkiye açısından şöyle düşünelim. Trump, güçlü bir lider ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile daha iyi ilişkileri var. Bu anlamda bizim için Kamala Harris’e göre baktığımızda bir miktar daha iyi ilişki kurabileceğimiz bir karakter. Ama ben yine de burada bir çekince belirtmek istiyorum ve bir parantez açmak istiyorum. Trump güvenilmez bir karakter. Çünkü daha önce de 2018 yılında da benzer süreçlerden geçtik. İkili ilişkilerde iyi ilişkiler sağlayabiliriz. Ama ne yapacağını da çok fazla bilemediğimiz bir duruma bizi sürükleyebilir. İlk döneminde de bize alüminyum ve çelikte tarife getirmişti. Bunu yine zaten tüm ülkelere getireceği için yeniden Türkiye’de bu ticarette korumacılık önlemlerine maruz kalabilir diye düşünüyorum” dedi.

    “Türkiye savunma harcamalarını artıracaktır”

    Trump’ın NATO konusunda çok sert görüşleri olduğunu ifade eden Derya Hekim, “Bu tutum tüm ülkeleri olduğu gibi bizi de savunma harcamasını daha fazla artırmak durumunda kalacağımız bir sürece doğru götürecek gibi duruyor. Trump’ın dengesizliği şöyle olacaktır. Her gün artık bence X platformunu takip edeceğiz. Sabah kalktığımızda X platformunda acaba Trump bugün ne demiş diyeceğiz. O dediklerinin muhtemelen piyasa üzerine çok büyük etkileri olacak. O yüzden bizi aslında Trump’ın seçilmesiyle birlikte böyle bir dalgalı süreç bekliyor. Her gün yeni bir şeyle yeniden yüzleşebiliriz. Jeopolitik risklerin arttığı dünyada üstüne bir de Trump riski eklenecektir. Bu da bizim daha fazla volatil bir piyasayla karşılaşacağımızı ve daha yüksek fiyatlarla, daha yüksek küresel bir enflasyonla karşılaşacağımız bir dönemi bize gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Trump, yeşil dönüşüme karşı”

    Trump’ın kurumlar vergisinde bir indirim düşündüğünü ifade eden Hekim, “Tabii o daha önceki döneminde de yapmıştı. O indirimlerin süresi 2025 yılında doluyor. Bunu tekrar uzatacağı tahmin ediliyor. Amerika’da gelir dağılımında ciddi bir adaletsizlik var. Bunun gelir dağılımı adaletsizliğini artıracak bir süreç olacağı açık. Ama Trump tabii ki bunları çok fazla dikkate almayan bir karakter. Aynı zamanda yeşil dönüşümde de tabii ki tüm dünya için bir sekteye uğrama ihtimali görüyorum. Çünkü fosil yakıtları destekliyor. Bu aslında çok fazla Paris Anlaşması taraftarı değil ve bunlara inanmıyor. Dolayısıyla Trump döneminde daha fazla geleneksel fosil yakıt veya o endüstrilerin yükseldiğini, yeşil teknolojilerin olduğu endüstrilerin ise bir miktar ivme kaybettiğini görebiliriz. Bunun tüm dünya açısından da sonuçları olabilir. Burada yeşil dönüşüm çabalarını bir miktar sekteye uğratabilir” dedi.

    “Savaş endüstrisi Trump ve Harris seçiminden bağımsız”

    Trump’ın aslında Ukrayna savaşın bitirme niyetinde olduğunu ifade eden Hekim, “Bunu bitirebilecek bir güce sahip. Bence olaya daha fazla iş adamı kafasıyla baktığı için bunu bitirebilecek durumda. O anlamda savaş endüstrisi açısından baktığımızda savaşların devam ettiği bir durum olarak Biden ve devamında tabii ki Harris’in gelmesi açısından daha anlamlı olabilir. Ancak, Trump bugün böyle diyebilir. Ama yarın buradan Trump’tan yüz bulan Çin, Tayvan’a saldırabilir. Böyle bir ihtimal de var. Dolayısıyla bu anlamda savaş endüstrisinin geleceği aslında birazcık Trump ve Harris seçiminden bağımsız olarak dünyanın maalesef daha güvensiz bir yere doğru gitmesi sonucunda bence o tarafa doğru ilerliyor ve gerçekten bir ivmeyle artıyor” şeklinde konuştu.

  • Yıldırımlı minikler uzayı keşfediyor

    Yıldırımlı minikler uzayı keşfediyor

    Yıldırım Belediyesi Molla Yegan Çocuk Üniversitesi, minik ziyaretçilerine uzayı keşfetme imkânı sunuyor. Astronot kıyafetleriyle yapılan yolculuklar, interaktif uygulamalar ile minik kâşifler geleceğin bilim dünyasına ilk adımlarını atıyor.

    Molla Yegan Çocuk Üniversitesi, çocuklara astronomi ve uzay bilimleri alanında temel eğitimler sunarken eğlenceli ve öğretici uygulamalarla çocukların uzaya olan ilgisini artırmayı amaçlıyor.
    Çocuk Üniversitesi’nde minikler, astronot kıyafetleri giyerek uzay ve astronomi temalı sergi alanında bir astronotun 24 saatini gözlemliyor. Dünya’dan uzaya doğru çıkılan bu yolculukta yıldızları, karadeliğin gizemini, manyetik alanın ve mevsimlerin nasıl oluştuğunu, güneş sisteminde bulunan gezegenlerin sesleri ile Piri Reis ve Es-Sufi’nin haritalarını arttırılmış gerçeklik uygulamasını deneyimleme fırsatı bulan çocuklar, VR uygulaması ve döner illüzyonlar gibi eğitici deneyimlerle uzaydaki çeşitli fiziksel olayları anlama fırsatı buluyor.

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 2023 yılından bu yana Molla Yegan Çocuk Üniversitesi’nde yaklaşık 12 bin çocuğu uzayın gizemli dünyası ile tanıştırdıklarını söyledi.

    Çocukların hem bilim hem de kültür eğitimlerini nitelikli şekilde alabilmeleri için Molla Yegân Çocuk Üniversitesi’ni Yıldırım’a kazandırdıklarını aktaran Başkan Oktay Yılmaz, “Molla Yegân Çocuk Üniversitesi, evlatlarımızın ufkunu açacak, onların hayal dünyasını zenginleştirecek ve yeni Fatihlerin yeni Aziz Sancarların yeni Selçuk Bayraktarların yetişmesine vesile olacak” dedi.

  • Uzmanlardan kuş gribi uyarısı

    Uzmanlardan kuş gribi uyarısı

    Prof. Dr. Mustafa Tayar, kuş gribinin son derece bulaşıcı bir hastalık olduğunu belirterek, kuş gribinin hem evcil hem de yabani kuşları etkileyen viral bir hastalık olduğunu kaydetti.

    Kuş gribinin (avian influenza) Tip A virüslerinin neden olduğu enfeksiyon sonucu oluştuğunu dile getiren Tayar, şunları kaydetti: Kuş gribi virüsleri yabani kuşlardan evcil kümes hayvanlarına doğrudan veya dolaylı olarak (örneğin kontamine materyaller yoluyla) bulaşabilir. Virüs, kuştan kuşa doğrudan havadan bulaşma yoluyla veya dolaylı olarak, materyalin, tüylerin veya yemin fekal kontaminasyonu yoluyla yayılır. Kuş gribi virüsleri normalde insanları enfekte etmez ancak, sporadik insan enfeksiyonları da meydana gelmiştir.”

    Tavuklarınızı inceleyin

    Tayar, kuşlarda hafif veya şiddetli hastalığa veya ani ölüme neden olabilen kuş gribinin tavuklardaki “Baş ve boyun bölgesinde şişlik, sürekli bir uyku, yorgunluk ve enerji düşüklüğü, klinik belirti olmaksızın ani ölüm, bacaklarda mor renk değişikliği, sakal ve ibiklerde mor renk değişikliği, öksürük, burun akıntısı, sulu veya yeşil ishal” belirtilerine karşı çiftlik ve kanatlı hayvan sahiplerinin dikkat etmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Hasta tavuk yumurtlamaz

    Prof. Dr. Tayar, hasta olan tavuğun kesinlikle yumurtlamayacağını belirterek, “Tavuk can derdine düşmüş nasıl yumurtlasın. İsteseniz de enfekte bir yumurta bulmanız mümkün değil. Herkes gönül rahatlığıyla tavuk eti ve yumurta tüketebilir. Zaden 60 derece sıcaklıkta 30 dakikada virüs ölüyor. Karantina uygulandığı andan itibaren zaten piyasada enfekte tavuk eti ve yumurta bulmak imkansız” diye konuştu.

    İnsanlarda belirtileri

    Mustafa Tayar, Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) kuş gribinin tavuk ve ürünleri (tavuk eti ve yumurta) aracılığıyla insanlarda bir enfeksiyon oluşturması yönünden bir gıda güvenliği riski olmadığına dikkati çektiğini vurgulayarak, insanlara bu hastalığın bulaşmasının tek enfekte hayvanlarla yoğun doğrudan temas olduğunu bildirdiğini söyledi. Kuş gribi virüslerinin yabani su kuşları arasında doğal olarak görüldüğünü belirten Tayar, “Virüs enfekte hayvanlarla yoğun temas halinde göz, burun veya ağız yoluyla insan vücuduna girer. Şiddetli solunum yolu hastalığı, nefes darlığı, zatürre, akut solunum sıkıntısı, kusma, ateş, öksürük, ishal, mide bulantısı, göz rahatsızlıkları, değişen zihinsel durum gibi sorunlara yol açabilir” dedi.