Etiket: BUÜ

  • BUÜ’lü öğrencilerin projelerine TÜBİTAK desteği

    BUÜ’lü öğrencilerin projelerine TÜBİTAK desteği

    2209-A ve 2209-B Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı 2023/2 Dönemi Bilimsel Değerlendirme Sonuçlarına göre en fazla başvuru yapan ve destek alan üniversiteler belli oldu. Başvuru yapan 197 üniversite içerisinde 27. sırada bulunan BUÜ, araştırma üniversiteleri arasında ise 11. sırada yer aldı. 2209-A ve 2209-B kategorisinde toplam 158 başvuru yapan BUÜ’lü öğrencilerin 103 projesi kabul aldı.

    Mühendislik fakültesi başvuru 1’incisi oldu

    2209-A kategorisinde destek kazanan projelerin 38’i Mühendislik Fakültesi’nden, 12’si Ziraat Fakültesi’nden, 9’u Eğitim Fakültesi’nden, 8’i İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden, 8’i Veteriner Fakültesi’nden, 4’ü Fen-Edebiyat Fakültesi’nden, 4’ü Tıp Fakültesi’nden, 1’i Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden, 1’i de Spor Bilimleri Fakültesi’nden geldi. Fakülteler gibi meslek yüksekokulları da yoğun bir proje başvuru sürecini geride bıraktı. Yapılan başvuruların sonunda Teknik Bilimler MYO’dan 4, Mennan Pasinli Atçılık MYO’dan 4, Yenişehir İbrahim Orhan MYO’dan 3, Gemlik Asım Kocabıyık MYO’dan 2, Orhaneli MYO’dan 2, İnegöl MYO’dan 1, Karacabey MYO’dan 1 ve Keles MYO’danda 1 proje kabul aldı.
    Bursa Uludağ Üniversitesi, TÜBİTAK 2209-B kategorisinde ise çok daha başarılı sonuçlar aldı. 103 üniversite arasında proje destek oranları açısından 14. sırada bulunan BUÜ, araştırma üniversiteleri arasında 7. oldu. Bu kategoride BUÜ’nün yaptığı 43 proje başvurusunun 20’si destek almayı başardı. Bu projelerin 18’i yine Mühendislik Fakültesi’nden gelirken, 2 proje de Fen-Edebiyat Fakültesi’nden çıktı.

    Rektör’den özel tebrik

    Açıklanan sonuçların kendilerini mutlu ettiğini belirten BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, araştırma üniversitesi kriterleri içerisinde yer alan nitelikli proje üretilmesi ve katma değerli çıktı elde edilmesi noktasında kıymetli destekler sağlayan öğrencilere teşekkür etti. Rektör Yılmaz, “Yakın zamanda YÖK Başkanlığımız tarafından Araştırma Üniversiteleri Performans İzleme Kriterleri arasınaTÜBİTAK-2209 Programı projelerinin eklenmesini bekliyoruz. Bu anlamda başvuru yapan ve kabul edilen proje sayılarının artması bizim için büyük bir önem taşıyor. Araştırma üniversitesi vizyonu içerisinde çalışmalarını yürüten üniversitemizin gelecekte bu sıralamada çok daha yukarılarda olması için hep birlikte çalışmalı ve hep birlikte proje üretmeliyiz. Bu anlamda gerçekten büyük bir özveri ile çalışan, proje üreten tüm öğrencilerimizi gönülden kutluyorum. Akademik danışmanlık yapan hocalarımızı ve sanayi danışmanlarımızı da tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Dünyanın en iyi turizm köyü Cumalıkızık için işbirliği

    Dünyanın en iyi turizm köyü Cumalıkızık için işbirliği

    Birleşmiş Milletlerin ‘Dünyanın En İyi Turizm Köyü Cumalıkızık’ projesinde çok yönlü eğitim, araştırma ve teknik destek işbirliği sağlamak için hazırlanan protokole BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer imza attı. Protokol çerçevesinde; Cumalıkızık Köyü’nde hizmet veren yeme-içme, konaklama, hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve çalışanlarına yönelik mesleki eğitimler verilmesi, araştırma yapılması, teknik destek sağlanması ve köy halkına sosyal girişimciliğe yönelik söyleşi, panel ve workshop şeklinde toplantıların veya eğitimlerin planlanması çalışmaları yürütülecek.

    Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, göreve geldikleri ilk günden itibaren araştırma üniversitesi vizyonu çerçevesinde hareket etmeye çalıştıklarının altını çizdi. Yer aldıkları kategori içerisinde en önemli parametrelerden birinin nitelikli proje üretmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Üniversite olarak bilgi ve deneyim anlamında son derece güçlü bir geçmişe sahibiz. Bu protokole destek sağlayacak olan İşletme Bölümümüz de dinamik ve nitelikli hocalarımızın görev yaptığı bölümlerimiz arasında yer alıyor. Üniversitemizin kapısı, ülkemiz ve milletimizin faydasına olacak tüm işbirliklerine sonuna kadar açıktır. Bir araştırma üniversitesiyiz ve bu alandaki performansımızı her zaman için daha da yukarılara çekmeyi arzu ediyoruz. Akademik ve bilimsel çıktı sağlayacak işbirliği projelerinin özel katkıları oluyor. Bugün imzalayacağımız proje de son derece değerli. Protokolün üniversitemiz, şehrimiz ve ülkemiz için özel hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyoruz. Cumalıkızık hepimizin gözbebeği. Oranın iyileştirilmesi ve çok daha nitelikli bir yer haline gelmesi son derece değerli bir iş olacaktır. Emeği geçen ve çalışmaya katkı sağlayacak herkese şimdiden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer ise Birleşmiş Milletler tarafından başlatılan Dünyanın En İyi Turizm Köyleri projesine 2022 yılında başvuru yaptıklarını hatırlatarak, “Eğer köyünüz hazırsa ve tüm şartlar tutuyorsa sizi bu projenin içerisinde doğrudan alıyorlar. Eksikleriniz varsa ve bu sıralamada yer alacak gibiyseniz sizi yükseltme programına dahil ediyorlar. Türkiye’den de Mardin Anıtlı ve Bursa Cumalıkızık yükseltme programına kalan iki köy oldu. Raportörler geldi ve toplantılarımızı yaptık. İyileştirmeleri belirleyerek hemen gerekli aksiyonları almaya başladık. Bu anlamda bir kısım eksikliklerimizi tamamlamak için üniversitemizle görüşmeye başladık. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemizden çok kıymetli hocalarımızla iletişime geçtik. Onlar da sağ olsun bizi kırmadı ve ortak çalışmalara başladık. Kısa sürede de eksik kalan konularımızı tamamlayacak ve Dünyanın En İyi Turizm Köyleri projesinde kendimize yer bulacağımıza inanıyoruz. İşbirliği için üniversitemize ve kıymetli hocalarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

    İşbirliği imza töreninde BUÜ Genel Sekreteri Osman Dikmen, İİBF İşletme Bölümü akademisyenlerinden Prof. Dr. Aylin Poroy Arsoy, Prof. Dr. Çağatan Taşkın ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yöneticileri de hazır bulundu.

  • ‘Karaçalı’ balının coğrafi işareti için çalışma yapılacak

    ‘Karaçalı’ balının coğrafi işareti için çalışma yapılacak

    Yatırım ve projeleriyle şehrin her alanına katkı sağlayan, sanayiden tarıma, turizmden spora pek çok alanda gelişmeyi hedefleyen adımlar atan İnegöl Belediyesi, arıcılık sektöründe şehri yeni bir boyuta taşıyor. Daha profesyonel yöntemlerle, bilimin ışığında yapılacak çalışma ve tekniklerle İnegöl’de arıcılık ve bal üretimi geliştirilecek, İnegöl’e özgü Karaçalı balının coğrafi işaretinin alınması için çalışmalar yapılacak.

    Bu çerçevede Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile “İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması Protokolü” imzalandı. İnegöl Belediyesi’ni temsilen Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dündar’ın katıldığı imza töreniyle birlikte, İnegöl’ün arıcılık ve bal üretiminde yeni dönemi başlamış oldu.
    Yapılan protokole ilişkin Belediye Başkanı Alper Taban bir açıklama yaptı. İnegöl’ün sanayisi, mobilyası ve köftesi ile olduğu kadar tarımı ve hayvancılığı ile de oldukça önemli bir şehir olduğuna dikkat çeken Taban, “Arıcılık da şehrimiz için önemli bir sektör haline gelmiştir. Belediye olarak arıcılığa da desteklerimiz devam etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda arıcılık hakkında seminer ve toplantılar düzenlemiş, arı kovanı dağıtımları gerçekleştirmiştik. Cuma günü de bu alanda önemli bir protokol imzalanarak arıcılık ve bal üretimi noktasında şehrimiz adına yeni bir döneme girilmiştir” dedi.

    “Karaçalı balının coğrafi işareti alınacak”

    Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği ve Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İnegöl Belediyesi arasında yapılan İnegöl ve Köylerinde Arı ve Arı Ürünlerinin Geliştirilmesi ile Üretimin Artırılması Protokolünün şehrin bu alanda gelişimine önemli bir katkı sunacağını kaydeden Başkan Taban, “İnegöl ve köylerinde arı ve arı ürünlerinin geliştirilmesi, İnegöl’de arıcılığın yaygınlaştırılması ile kişilerin arıcılığa özendirilmesi amacıyla düzenlediğimiz bu protokol çerçevesinde Bursa ve İlçeleri Bal Üreticileri Birliği, Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Belediyemiz teknik işbirliğinde yeni teknik ve yöntemlere dayalı arıcılığın geliştirilmesi, İnegöl’de ve köylerinde gelişen teknolojilere uygun arıcılık işletmeleri kurulabilmesi için deneyim paylaşımını odaklı çalışmalar yürütülecektir. Yapılacak eğitimlerde arıcılarımıza ana arı yetiştirme ve arı sütü üretme teknikleri ile arı zehri üretim teknikleri öğretilecektir. Ayrıca ilçemize özgü ana arı ırkının yetiştirilmesi ve ilçemiz yöresine ait Karaçalı balının coğrafi işaretinin alınabilmesi için ortak çalışmalarda bulunulacaktır. Yeni teknolojiler ile arı ve arı ürünleri ile arı zararlıları hakkında seminerler düzenlenecektir. Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezinin imkânlarından arıcılarımızın faydalanması da sağlanacaktır” diye konuştu.

    Başkan Taban, yapılacak eğitim, seminer ve çalışmalarla İnegöl arıcılığının marka değerinin artması, arıcıların imkân ve kabiliyetlerinin çoğalması, yeni iş alanları oluşturulması ve üretimde kalite ve niteliğin artmasının hedeflendiğini de duyurdu. Taban, “Her alanda olduğu gibi belediye olarak üreticimizin, arıcımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Yaptığımız destekler ilerleyen dönemlerde de artarak devam edecek” açıklamalarında bulundu.

  • BUÜ’de Nevruz geleneği unutulmadı

    BUÜ’de Nevruz geleneği unutulmadı

    BUÜ Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (TÜDAM) organize ettiği veTürk Ocağı Bursa Şubesi ile Yörük Türkmen Birliği’nin de destek verdiği etkinlik, Görükle Kampüsü’ndeki Atatürk Anıtı’nın önünde saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Açılış töreninin ardından katılımcılar Mehter ekibinin öncülük ettiği kortejle programın düzenleneceği alana geldi. Etkinlikte BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftçi ve Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Türk Ocağı Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı ve TÜDAM Müdürü Doç. Dr. Fatih Gürses de hazır bulundu.
    Kısa bir açılış konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, güzel bir günde ve güzel bir yerde özel bir bayramı kutlamak için bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını vurguladı. Nevruz Bayramı’nın bolluk ve bereket getirmesi temennisinde bulunan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Çok geniş bir Türk coğrafyasının tam merkezinde yer alıyoruz. Bu coğrafyanın içerisinde çok sayıda devlet yer alıyor. Ancak bu sınırlar içerisinde tek bir dil ile dolaştığınızda iletişim kurmakta çok da zorluk çekmezsiniz. Son yıllarda şükürler olsun ki artık kardeş devletlerin ikili ilişkileri istenilen seviyelere doğru ilerliyor. Uzun yıllar devletlerimiz arasında maalesef politik sebeplerle soğukluklar yaşandı. Bir araya geldiklerinde devasa bir potansiyeli barındıran Türk dünyası, yeniden uyanış işaretleri veriyor” diye konuştu.

    Türk Dünyası üniversiteleriyle ilişkiler gelişmeye devam ediyor

    Türk devletlerinin kardeşliğinin geliştirilmesi noktasında herkese büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizen Rektör Yılmaz; “YÖK, kardeş ülkelerin üniversitelerinin daha sıkı iletişim halinde olmaları için çok sayıda organizasyona imza atıyor. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak bizlerde bu programlara çok daha duyarlı davranıyor ve katılmaya özen gösteriyoruz. Üniversite olarak her yıl bir Türk dünyası üniversitesi ile ortak programlara imza atmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda üniversitemizdeki öğrencilerimizin yüzde 10’u bizim misafir öğrenci dediğimiz yabancı öğrencilerden oluşuyor. Bu öğrencilerimizin de ciddi bir kısmı Türk dünyasından geliyor. Üniversitemizdeki topluluklarımızın içerisinde de kıymetli bir yer tutuyorlar. Bugün düzenlenen organizasyonda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Nevruz Bayramı’nın üniversitemize, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum” açıklamasında bulundu.

    “Nevruz, halkın bayramıdır”

    Türk Ocağı Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı ise bütün Türk devletlerinin resmi bayramları bulunduğuna işaret ederek; “Her birinin ayrı ayrı değeri var. Bunu tartışmanın hiçbir anlamı yoktur. Ancak bütün Türk dünyasında en eski ve ortak olan nevruzdur. Bu bayram devletlerin bayramı değil, halkın bayramıdır. Bizler de halkın bayramı olan nevruz için burada bulunuyoruz. Nevruz; bereket, kardeşlik, Ergenekon’dan çıkıştır. Kuruluş mitleriyle bağlantılı bayramlar, her zaman ileriye dönük büyük semboller oluştururlar. Nevruz, bahar ve birliktelik demektir. Hepimiz Türk milletiyiz. Farklı coğrafyalarda ismimiz farklı olabilir. Bunun hiçbir önemi yoktur. Nevruz işte bu anlamda önemlidir. Gün gelecek tüm Türk dünyasında aynı şekilde bu bayramı kutlayacağız” dedi.

    Programda konuşan Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri Cemal Akkuş da Çanakkale ruhu ile Nevruz ruhunun birleştirilmesi durumunda Türklerin birçok sorunu geride bırakacağının altını çizdi. Akkuş, Türk milletlerinin birlik ve beraberlik içerisinde yeniden dirilişinin çok uzakta olmadığını belirtti.
    TÜDAM Müdürü Doç. Dr. Fatih Gürses,2024 yılı Nevruz Bayramı’nı kutlamak için bir araya geldiklerini vurguladı. Bu bayramın Altaylardan Tuna’ya tüm coğrafyayı heyecanlandıran ortak bir değer olduğuna işaret eden Doç. Dr. Fatih Gürses; “Bugün de Türk Ocağı Bursa Şubesi ve Yörük Türkmen Birliği ve 11 öğrenci topluluğumuzla birlikte organizasyonu koordine ettik. Birlik ve beraberliğe vesile olan böylesi programlardan keyif alıyoruz. Daha iyisi için birlikte çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
    Azerbaycanlı öğrencilerin hazırladığı semeni sepetini Rektör Yılmaz’a takdim etmelerinin ardından nevruz ateşinden atlama ve demir dövme gelenekleri de yerine getirildiği program, protokolün Mediko Binası önündeki öğrenci topluluk stantlarını ziyaret etmesiyle sonra erdi.

  • Türkiye Hayat Sağlık Vakfı’ndan 5 tıp öğrencisine burs

    Türkiye Hayat Sağlık Vakfı’ndan 5 tıp öğrencisine burs

    Bursa Uludağ Üniversitesi’ne farklı konularda katkıda bulunan Hayat Hastanesi ve Türkiye Hayat Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul, bu kez Tıp Fakültesi’nde eğitim gören 5 öğrenciye burs vermeyi taahhüt etti. Hazırlanan protokole BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Dr. Ahmet Özkul imza attı.
    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Dr. Ahmet Özkul’un üniversiteye ve öğrencilere verdiği desteğin uzun yıllardır devam ettiğinin altını çizdi. Özellikle sağlık alanında eğitim alan öğrencilere özel bir önem gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Hayat Hastanesi, Türkiye Hayat Sağlık Vakfı ve tabii ki Dr. Ahmet Özkul Beyefendi, bizlerin her zaman destekçisi olmuştur. Bugüne kadar yürütülen burs faaliyeti başta olmak üzere, maddi ve manevi olarak ne gerekiyorsa elinden gelen katkıyı vermiştir. Bugün de BUÜ Güçlendirme Vakfı aracılığıyla 5 tıp öğrencimize burs vermek için bizimle protokol imzaladı. Kendisine teşekkür ediyoruz. Bu duyarlı yardım hareketinin herkese örnek olmasını diliyoruz. Protokolümüzün hayırlar getirmesini temenni ediyoruz” diye konuştu.

    “Öğrenciler çok daha iyi şartlarda eğitim alabilsin”

    Hayat Hastanesi ve Türkiye Hayat Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul da sağlık alanında uzun yıllardır hizmet verdiklerini ve öğrencilerin çok daha iyi şartlarda eğitim alabilmeleri için gerekli katkıyı sağlamaya gayret ettiklerini belirtti. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin ve Tıp Fakültesi’nin kendileri için ayrı bir yeri olduğunu açıklayan Dr. Ahmet Özkul, işbirliği için üniversite yönetimine teşekkürlerini iletti.
    Protokol imza töreninde Türkiye Hayat Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Hayat Hastanesi Başhekimi Dr. Fatih Özkul ile BUÜ Güçlendirme Vakfı Müdürü Ramazan Üzü de hazır bulundu.

     

  • Çanakkale Destanı’nın 109. yıldönümü BUÜ’de anıldı

    Çanakkale Destanı’nın 109. yıldönümü BUÜ’de anıldı

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgen Osman, Türk Ocakları Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı, Işıklar Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu Komutanı Albay Recep Karabulut, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı.

    ZAFER GÜNÜMÜZE DE IŞIK TUTUYOR

    Açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Çanakkale’de şehadetin neredeyse somut olarak dile geldiğine söyledi. Halen o bölgeye yapılan ziyaretlerde aynı hissiyatın yaşandığına işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Milletlerin tarihinde böylesi tecrübeler son derece yön vericidir. Bu toprakları vatan olarak muhafaza etmemizin en sağlam reaksiyonu Çanakkale’de gösterilmiştir. İçinde şehadetin olduğu tecrübeye ilişkin ne kadar söz ederseniz edin kafi gelmeyecektir. Nitekim bu bilinç tam anlamıyla içimize işlemiş, şairlerimiz ve yazarlarımız söz konusu destan üzerine çokça yazmışlardır. Çanakkale destanı, bu milletin o dönemin süper gücü karşısında vatanını muhafaza için neleri gerçekleştirebileceğini gösterdiği gibi aynı zamanda günümüze ışık tutması açısından da önem arz etmektedir. Aradaki güç asimetrisine rağmen Türk milletinin hiçbir şekilde yenilemeyeceğini kanıtlamıştır. Allah, devletimize ve milletimize zeval vermesin. Bir daha böylesi durumlar yaşatmasın” diye konuştu.

    İKİNCİ DİRİLİŞ ÇANAKKALE’DE YAŞANDI

    Türk Ocakları Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı ise Çanakkale zaferinin gerçek anlamda mübarek bir konu olduğunu vurgulayarak; “Yüzyıllarca geri çekilen Türk’ün tekrar ayağa kalkarak üzerine gelenleri durdurduğu yer Çanakkale’dir. Bu toplantının adının diriliş destanı olması çok önemlidir. İlk dirilişi Ergenekon’da yaşadıysak, ikinci dirilişi Çanakkale’de yaşadık. Benim için İstiklal Savaşı’nın da başlangıcıdır. Türk Ocakları için Çanakkale çok mühimdir. Üstünde kan olmayan toprak beş para etmez. Burası bizim vatanımız, Çanakkale bu vatanın bizim olmasının başlangıcıdır” açıklamasında bulundu.

    TÜRK TARİHİNİN EN ŞANLI OLAYLARINDAN BİRİSİDİR

    Çanakkale Bir Diriliş Destanı konferansında konuşmacı olarak yer alan Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran da; “Çanakkale, Türk tarihinin şanlı bir sayfasıdır. Bunu bir kere en baştan söylemek gerekiyor. Gerçek bir ölüm kalım savaşıdır. Karşı taraf bizim kazanmamıza şans vermiyordu. Ancak Türk insanının kanaatkarlığı, vatanseverliği ve imanı Çanakkale zaferini bize kazandırmıştır. Onun için diyorum ki bu zafer, Türk tarihinin en şanlı olaylarından birisidir. Zaferlerimiz kadar mağlubiyetlerimizi de unutmamak gerekiyor. Buralardan ders çıkarmak ve ülkemizi geliştirmeyi sürdürmeliyiz” şeklinde konuştu.
    Konferansın sonunda Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran’a katılımları ve sunumlarından ötürü teşekkür plaketi takdim edildi.

  • Artı Bir Üniversite Modeli’ne ‘En Nitelikli Uygulama’ ödülü

    Artı Bir Üniversite Modeli’ne ‘En Nitelikli Uygulama’ ödülü

    BUÜ İnegöl MYO Çocuk Gelişimi Programı’nın koordinatörlüğünü üstlendiği, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halk Eğitim Merkezi ortaklığında yürütülen, aynı zamanda hayırseverlerin de katkı verdiği ‘Artı Bir Üniversite Modeli’ çalışması ilgi görmeye devam ediyor. MYO koordinatörlüğünde 2021 yılında başlatılan ve bugüne kadar çok sayıda faaliyete imza atan çalışma, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından Ankara’da gerçekleştirilen 2024 Hayat Boyu Öğrenme Zirvesi’nde ‘En Nitelikli Uygulama’ ödülü kazandı.

    Özel gençler kampüs ortamında hayata katılıyor

    Modeli geliştiren İnegöl MYO, Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölüm Başkanı Öğr. Gör. Emre Bozdemir, yürütülen çalışmalar ve alınan ödül hakkında açıklamalarda bulundu. Özel gereksinimli gençlerin hayata katılmaları, üniversite ortamında eğitim alabilmeleri ve nihai olarak toplumla bütünleşebilmelerine imkân veren ‘Artı Bir Üniversite Modeli’ çalışmasının Türkiye’de ve dünyada özel eğitim alanında ilk üniversite uygulama modeli olduğunun altını çizdi.

    Proje, bilimsel makaleye dönüştürülecek

    Çalışmaları birebir takip eden ve her konuda destek vermeyi sürdüren İnegöl MYO Müdürü Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan’a, ayrıca teşekkür eden Öğr. Gör. Emre Bozdemir, “Geliştirilen bu önemli ve uygulanabilir modele ortaklıkları ve destekleriyle katkı sağlayan İnegöl Kaymakamlığı’na, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, İnegöl Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne ve şuana kadar görev yapan tüm idarecilerimize, tüm hayırseverlerimize, uygulamaya büyük emekler veren özel eğitim öğretmenlerimize, tüm öğrencilerimize, Çocuk Gelişimi Programı öğrencilerimize, tüm akademik ve idari personelimize çok teşekkür ederiz. Yakın bir zamanda uygulamalı olarak geliştirdiğimiz bu model ile ilgili tüm ayrıntıların yer aldığı bilimsel makalemiz yakında tamamlanmış olacak. Bu güzel modelin tüm üniversitelerimizde uygulanması ve yaygınlaşmasını ümit ediyoruz” diye konuştu.

  • Bursa’da matematik tarihi müzesi açıldı

    Bursa’da matematik tarihi müzesi açıldı

    Fakülte Binası’nda gerçekleştirilen törene Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, BUÜ Rektör Yardımcısı Cafer Çiftçi, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Soner Can, Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Naci Cangül, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

    “Yeni matematikçiler ve bilim insanları sizlerden çıkacak”

    Yarışmanın ödül töreninde konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, “Matematikle bir çocuk heyecanıyla buluşuyorsa, sevinciyle buluşuyorsa başarılı olur ve tüm engelleri aşar. Biz eğitimciler olarak buna inanıyoruz. Bugün buradan inanıyorum ki Ali Kuşçular, Kadızade-i Rumiler ve ileride biyografisinin başlangıcını elde edecek olan güçlü biyografiler, matematikçiler ve bilim insanları çıkacak. Bursa Uludağ Üniversitemiz ile el ele vererek yaptığımız bu güzel çalışmada bulunmuş olmaktan dolayı çok mutluyum. Böyle güçlü bir organizasyonlu programı da ancak üniversitemizin gayreti, çalışkanlığı, fedakârlığıyla yapabilirdik. Başta Rektörümüz Prof. Dr. Ferudun Yılmaz olmak üzere emeği geçen akademisyenlerimize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” dedi.

    Önemli matematikçileri tanımak fayda getirir

    BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi ise daha önce 4,5 yıllık dekanlık görevi yürüttüğü Fen-Edebiyat Fakültesi’nde minik öğrencileri görünce heyecanlandığını söyledi. Matematik Günü etkinliğine ev sahipliği yapmanın da kendilerini ayrıca mutlu ettiğini belirten Prof. Dr. Cafer Çiftçi, “Tüm hocalarımızın ve matematiği seven herkesin Dünya Matematik Günü kutlu olsun. Burada Bursa doğumlu önemli matematikçilerimizden olan Kadızade-i Rumi’yi anmadan geçemeyeceğim. Kadızade-i Rumi, astroloji ve matematik konusunda araştırmalar yapmış olan bir bilim insanıdır. Özbekistan’a giderek orada Uluğ Bey’in hocalığını yapmıştır. Onun dışında Ali Kuşçu’yu yetiştirmiştir. Böylesi bir günde kendi tarihimizden önemli matematikçileri de tanımanın fayda getireceğine inanıyorum. Programa katılan herkese teşekkür ediyor, ödül almaya hak kazanan öğrencilerimizi de tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

    Matematik müzesi herkese açık olacak

    Prof. Dr. İsmail Naci Cangül’ün “Oyun ve Matematik” konulu sunum gerçekleştirdiği programda, Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Basri Çelik’in uzun yıllardır biriktirdiği çok sayıda matematiksel objenin yer aldığı ve matematiğin tarih boyunca insan hayatındaki önemini, uygulama alanlarını geçmişten günümüze kadar anlatan Matematik Tarihi Bölüm Müzesi’nin açılışı yapıldı. Prof. Dr. Basri Çelik, müzenin İl Milli Eğitim Müdürlüğüişbirliğinde Bursalı öğrencilerin ve her yaştan Matematik severlerin ziyaretine açılacağı bilgisini verdi.
    Tören, Resfebe Yarışması’nda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin takdim edilmesinin ardından sona erdi.

  • 14 Mart Tıp Bayramı BUÜ’de kutlandı

    14 Mart Tıp Bayramı BUÜ’de kutlandı

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    Programda açılış konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, tıp biliminin insanlık tarihi kadar eski olduğuna işaret etti. Hekimlik mesleğinin de aynı düzeyde saygın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Hekimlik, modern çağ öncesi dönemde de günümüzde de niteliğini korumaya devam ediyor. Her zaman özel bir yeri ve önemi olmuştur. 14 Mart, ülkemizde kutlanan bir bayram. Sağlık sektörü çalışanlarımız bunu fazlasıyla hak ediyor. Modern bir çağda ve modern bir toplumda yaşıyoruz. Teknolojinin belirleyiciliğinin son derece arttığı bir çağdayız. Buna bağlı olarak yeni bir takım meslekler ortaya çıkıyor. Bazı meslekler de sona eriyor. Tıp alanı ise bunların dışında önemi artarak ve içine çok daha fazla teknoloji alarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Hekimlerimiz başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın gönlümüzde çok özel yerleri var. Bu vesile ile düzenlenen programa emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.

    “Sadece bilimsel bilgi ve teknik beceri yetmez”

    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun ise 14 Mart Tıp Bayramı’nın önemine binaen yaptığı konuşmasında; “Tıp öğrencilerinin işgalci güçlere karşı başlattıkları ve uğruna şehit oldukları özel bir günü yaşıyoruz. Tıp biliminin ışığında insan hayatını kurtarmak, acıları dindirmek ve daha sağlıklı bir toplum inşa etmek için gece gündüz demeden çalışan sağlık personelimizi gönülden tebrik ediyoruz. Bu kutsal mesleğin bir parçası olmak sadece bilimsel bilgi ve teknik beceri gerektirmiyor. Aynı zamanda büyük bir sabır, özveri ve insan sevgisi de gerektiriyor. Tıp biliminin sınırları her geçen gün genişlemeye devam ediyor. Gençlerimizin de bu anlamda çok kıymetli katkıları oluyor. Gelecekte karşılaşacakları her türlü durum için cesaret, sabır ve azim diliyorum. Hepimizin 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun” dedi.

    Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş da oda olarak her zaman hekim hakları ve toplum sağlığıyla ilgilendiklerini vurguladı. Bu noktada bilimden destek almaya özen gösterdiklerini kaydeden Dr. L. Tufan Kumaş, genç hekim adaylarına mesleki tavsiyelerde bulundu. Tıp Fakültesi öğrenci temsilcisinin kısa bir selamlama konuşması yaptığı programda Prof. Dr. M. Murat Civaner de güncel gelişmelere dair bilgi paylaşımında bulundu.

    Etkinliğin BUÜ ev sahipliğindeki kısmı Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu’nun “Bir Kuple Hekimlik” isimli gösterisiyle sona erdi.

  • Karagöz ve Hacivat Ramazan’da sahnede

    Karagöz ve Hacivat Ramazan’da sahnede

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Karagöz ve Kukla Oyunları Uygulama ve Araştırma Merkezince (KARAKUM), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan Karagöz gölge oyunu, ramazan ayı boyunca iftar öncesinde sanatseverlerle buluşuyor.

    Hayali Nevzat Çiftçi ve hayali yardağı Hüseyin Kaya tarafından geleneksellikten uzaklaşmadan bugüne uyarlanan oyunlar, ramazan ayında geçmişte olduğu gibi hem çocuklar hem de yetişkinler için perdeye taşınıyor.

    KARAKUM Müdürü ve BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı, kadim oyunların, yetişkinlerin anlayabileceği dilden ve onlara hitap eden bir yapıyla yeniden güncellendiğini söyledi.

    Bursa UNESCO Derneğinin Gümüştepe’deki Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde iftardan önce her akşam bir Karagöz gösterisi olacağını belirten Öztahtalı, “11 ayın sultanı ramazan yine geldi. Ramazan denilince ilk akla gelen konulardan bir tanesi de doğal olarak Karagöz. Bursa’da da hayaliler, ramazan boyunca yapılacak etkinliklerle ilgili hazırlıklarını tamamladı.” dedi.

    Öztahtalı, genellikle çocuklarla özdeşleştirilen Karagöz’ün, geçmişte yetişkin oyunu olduğunu hatırlattı.

    Ramazan ayı boyunca yetişkinler ve çocuklar için çeşitli oyunlar sahneleneceğini ifade eden Öztahtalı, “Oyunların önemli bir bölümü, çocuklar için hazırlanıyor. Yetişkinler için oyunlar da var. Dolayısıyla her şey değişiyor. Dolayısıyla Karagöz’ün içinde bulunduğu dünya da değişiyor. Ramazan boyunca oynayacağımız oyunların içerisinde aynı zamanda Bursa’nın geleneksel lezzetlerine yazılmış oyunlar da var. Yani Bursa lezzetleri de geleneksel mutfağında tanıtıldığı oyunlarla revize edildi.” diye konuştu.

    “Karagöz, geleneksel sanatlar içerisinde de en yaşayanı, en aktif, en hareketli olanı”

    Hayali Nevzat Çiftçi ise ramazan ayı boyunca perdelenecek oyunlarda yetişkinlere yönelik çalışmalar yaptıklarını anlattı.

    Yetişkinlere yönelik oyun hazırlamanın yeni tasvirler ve yeni tiplemeler gerektirdiğinin altını çizen Çiftçi, “Bu ramazanda tabii daha farklı olarak normalde çocukların daha çok ilgi gösterdiği, daha çok çocuk gösterileri yapılan dönemlerden şimdi de biraz büyüklere yönelik çalışmaya başladık. Bu oyunları yorumlarken de tabii bir tarafıyla da ‘karı-kadim’ denen bu klasik oyunlardan ayrılmıyoruz çünkü ne yaparsak yapalım bir ayağımız geçmişte. Yani o geçmişten ayağımızı kaldırdığımız zaman sağlam basamıyoruz.” ifadesini kullandı.

    Çitfçi, Karagöz’ün yapı itibarıyla çocuk oyunu olmadığını belirterek, Osmanlı döneminde Avrupalıların “Türk tiyatrosu” diye adlandırdığı geleneksel sanat dalı olduğu bilgisini paylaştı.

    Ramazanın mistik tarafından dolayı Karagöz’ü akıllara getirdiğini vurgulayan Çiftçi, şunları kaydetti:

    “Karagöz, geleneksel sanatlar içerisinde de en yaşayanı, en aktif, en hareketli olanı. Ne kadar güncellersek güncelleyelim Karagöz’ün yüzlerce yıldır içinde barındırdığı o yapıyı bozamıyoruz, bozmuyoruz. Zaten bozarsak Karagöz’ü yok etmiş oluruz. Bu şekilde çalışmalara devam ediyoruz. Yeni oyunlar demek yeni tasvirler demek. Burada da oyunlar içerisinde her tasvir deriden işlenerek yeni bir tip, yeni bir kişilik buluyor. Bunun yapılması, kuruması aylar sürüyor bazen.”

    Hayali yardağı Hüseyin Kaya da hazırlıklarının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “Programlarımızı oyunumuza göre ayarlayıp günü ve vakti geldiğinde sahnede yerimizi alacağız. Sahnede oynadığımızda ön taraftaki eğlenceye kadar biz de arkada aynı şekilde daha fazlasıyla eğleniyoruz.” ifadesini kullandı.

    Bursa UNESCO Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlker Özaslan ise Bursa Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde amaçlarının, Türk kültürünü, Türk sanatlarını, UNESCO’nun tanımladığı somut olmayan kültürel mirasları, geçmişten bugüne gelmiş değerleri bir sonraki jenerasyona, bir sonraki kuşaklara taşımak, korumak, kollamak, arşivlemek, geliştirmek ve eğitimini vermek olduğunu ifade etti.