Etiket: BUÜ

  • Çimentonun dayanıklılığını yükseltecek proje

    Çimentonun dayanıklılığını yükseltecek proje

    BUÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Mardani’nin projesi, “Akıllı ve Yenilikçi Malzeme” kategorisi altında Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) çerçevesinde desteklenmeye hak kazandı. BUÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Kara ve Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Ü. Süleyman Özen ile BUÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Doktora Öğrencisi Yahya Kaya’nın araştırmacı olarak görev alacağı projede, literatüre kıyasla daha ekonomik olan 12 farklı yaklaşım ile liflerde yüzey modifikasyonu gerçekleştirilerek performansının arttırılması hedeflenmiştir. Çalışmada aynı zamanda yüzeyi modifiye edilmiş geri dönüştürülmüş liflere puzolanik özellik kazandırılarak çok daha verimli lifler üretilmesinin sağlanması hedeflendi.

    Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ali Mardani, patentlenebilirlik potansiyeli yüksek olan puzolanik özelliğine sahip çevre dostu akıllı liflerin üretimini gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Projede12 farklı yüzey iyileştirme yöntemi kullanılarak söz konusu liflerin matris ile daha iyi yapışma (aderans) sağlayacağını düşündüklerini vurgulayan Mardani; “Ayrıca lifin yüzeyine reaktif silisyum oksitin sağlanması ile oluşacak puzolanik reaksiyonlar sonucu numunelerin boşluk hacminin azaltılmasını hedefliyoruz. Bu sayede üretilen lifli numunelerde matris ve lifin yekpare olarak birlikte çalışmasını sağlayacağız. Böylece, malzemede çatlak gelişimi önlenerek gevrek kırılma yerine sünek kırılma sağlanmış olacaktır. Ayrıca, lifin matrisle olan aderansının artması ve reaktif silisyum oksit ile meydana gelen puzolanik reaksiyonlar sayesinde lifin etkinliği artarak numunelerin mekanik ve durabilite performansını geliştirecek” diye konuştu.

  • Yeni Müdür Prof. Dr. Sezgin Kaya

    Yeni Müdür Prof. Dr. Sezgin Kaya

    BUÜ’de yeni dönem yöneticilerinin belirlenmesinde sona gelindi. Fakülte ve meslek yüksekokullarında yaşanan değişimlerin ardından Enstitülerde de yönetim değişikliğine gidilmişti. Son olarak İİBF Dekanlığına atanan Prof. Dr. Kadir Yasin Eryiğit’in yerine Prof. Dr. Sezgin Kaya’nın göreve getirilmesiyle üst yöneticiler belirlenmiş oldu.
    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yürüttüğü başarılı çalışmalardan ötürü önceki yönetimde görev alan herkese teşekkür etti. Üniversite olarak lisansüstü eğitimi ayrı bir önem verdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Bir araştırma üniversitesi olduğumuz için lisansüstü eğitime değer veriyoruz. Bu anlamda önceliğimizi yüksek lisans ve doktora yapan öğrenci sayısının artırılmasına, eğitimdeki niteliğin yükseltilmesine veriyoruz. Prof. Dr. Kadir Yasin Eryiğit hocamız ve ekibi de bu konuda kıymetli çalışmalar yürüttü. Kaliteli fakültelere ve meslek yüksekokullarına sahibiz. Sosyal bilimler alanında da çok güçlü bir yapılanmamız var. Lisansüstü eğitim veren enstitülerimiz de bu kurumların başında yer alıyor. Gücümüzü daha da artırmamız gerekiyor. Bunun için gayretle çalışmaya devam edeceğiz. Emeklerinden ötürü önceki yöneticilerimize teşekkür ediyor, Prof. Dr. Sezgin Kaya ve ekibine de yeni dönemde üstün başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Görevi devreden Prof. Dr. Kadir Yasin Eryiğit ise göreve ilk atandığında lisansüstü eğitimin önemini bilerek çalışmaya başladıklarını söyledi. Yaklaşık 3 yıllık süre içerisinde özellikle yeni programların açılması, projelerin desteklenmesi ve diğer enstitülerle uyumlu hareket edilmesi kriterlerine özen gösterdiklerini kaydeden Prof. Dr. Eryiğit; “Enstitümüzü emin ellerden devralmıştık. Kıymetli ve güzel çalışmalar yaptık. Görevimizin sonuna geldik. Yine görevimizi emin ellere devrettiğimizin bilincindeyiz. Bu süreçte bizlere fedakârca destek veren tüm akademik ve idari kadromuza da teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Sezgin hocamıza ve yönetimine hayırlı olsun” dedi.
    Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Sezgin Kaya da teveccühlerinden ötürü Üniversite Yönetimine teşekkür etti. Önceki dönem ile aynı hedefler çerçevesinde çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Prof. Dr. Sezgin Kaya; “Bir önceki yöneticilerimizle düşünce yapımız aynı. Lisansüstü eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Enstitü fonksiyonlarını daha aktif hale getirmeyi önceliklerimiz arasına alacağız. Yeni dönemin üniversitemize ve enstitümüze hayırlı olmasını diliyoruz” açıklamasında bulundu.

  • BUÜ’lü akademisyenin projesi “fıtık” oluşumunu engelleyecek

    BUÜ’lü akademisyenin projesi “fıtık” oluşumunu engelleyecek

    Prof. Dr. Esra Karaca’nın 2023 yılı Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) “Akıllı ve Yenilikçi Malzeme” çağrı alanı çerçevesinde yürütücüsü olduğu “Fıtık Oluşumunu ve Cerrahi Adezyonu Önleyici Yerli Kompozit Mesh Tasarımı Üretimi ve Karakterizasyonu” başlıklı proje, YÖK tarafından destek almayı başardı. BUÜ bünyesinde multidisipliner bir çalışma olarak yürütülecek proje ekibinde; Prof. Dr. Sunay Ömeroğlu, Prof. Dr. Bilgen Osman, Prof. Dr. R. Gözde Özalp, Doç. Dr. Özgen Işık ve doktora öğrencisi Araş. Gör. Cansu Aras Gül yer alıyor.

    Fıtık onarımının dünya çapında en yaygın cerrahi prosedürlerin başında geldiğine işaret eden Prof. Dr. Esra Karaca, her yıl yaklaşık 20 milyon hastanın fıtık gelişimine bağlı olarak ameliyat edildiğini açıkladı. Karın duvarında oluşan defektin, mesh adı verilen bir tıbbi tekstil materyali implante edilerek onarılmasının da bu alanda yapılan en yaygın cerrahi müdahalelerden birisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Esra Karaca, “Bununla beraber, kullanılan meshler ciddi adezyonlara neden olmaktadır.

    Daha önce fıtık ameliyatı olmuş hastaların yüzde 90’ından fazlasının ameliyat sonrası adezyon semptomları gösterdiği tespit edilmiştir. Adezyonlar ise kronik karın ağrılarına ve iç organlarda ölümcül tıkanıklıklara yol açabilmektedir. Yeni ürünler denenmesine rağmen, post-operatif adezyon henüz başarıyla önlenememiştir. BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Türkiye ile ilgili bir projeksiyon yapılarak, ülkemizde bir yılda kullanılan fıtık mesh sayısının 100 bin civarında olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle; proje çerçevesinde geliştirilecek başarılı bir kompozit meshin, yurt dışından mesh ithalatını önemli oranda azaltacağı öngörülmektedir” açıklamasında bulundu.


    Karaca ayrıca projede, karın fıtıklarının onarımında kullanılmak üzere çörek otu yağı içeren anti-adezyon özellikli nanolifli yüzey ile takviyelendirilmiş PP örme mesh yapıların geliştirilmesi ve kompozit meshlerin fıtık onarımı ve adezyon önleme performansının in vitro ve in vivo çalışmalarıyla değerlendirilmesini hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

  • Türkiye’nin tarihi başarısına BUÜ katkısı

    Türkiye’nin tarihi başarısına BUÜ katkısı

    Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu (FISU) tarafından Çin Halk Cumhuriyeti’nin Chengdu kentinde 28 Temmuz – 8 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Dünya Üniversiteler Yaz Spor Oyunları’nda büyük bir başarı kazanıldı. 113 ülkeden yaklaşık 6 bin 500 sporcunun katıldığı organizasyonda Türkiye’nin 45 üniversitesinden toplam 108 sporcu yer aldı. Farklı kategorilerde yarışan milli sporcular, genel klasmanda 6. sırada yer alarak ülke tarihinin en iyi sonucuna ulaşmış oldu.

    Atletizm ve Wushu’da madalya

    BUÜ Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinden Berke Akçam’ın yer aldığı Erkek Atletizm Takımı, 4 x 400 bayrak yarışında birinci olarak altın madalya alırken, Wushu Sanda’da mücadele eden Nusret Kayhan Altunkaya da erkekler 70 kg’da dünya üçüncüsü olmayı başardı. Tarihi başarıda ülkelerine madalya kazandırmış olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını dile getiren BUÜ’lü öğrenciler, yeni başarılar için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da milli sporcuları ve antrenörlerini arayarak tebrik etti. Rektör Yılmaz, gençlerle yakın zamanda bir araya geleceklerini açıkladı.

  • Bursa’da 100 milyon liralık zarar

    Bursa’da 100 milyon liralık zarar

    Domates ve biber başta olmak üzere, tarımsal ürün ihracatında Bursa‘nın ilk sırada olan ilçesi Yenişehir’de çiftçiler, tarlaları mesken tutan farelerle mücadele ediyor. 71 mahalleli ilçenin, 35’inde binlerce dönümlük ekili alandaki tüm ürünler fareler tarafından yendi.

    Karaamca, Yazılı, Mahmudiye, Yarhisar ve Çiçeközü mahallelerinde tarlalarına hasat için giden çiftçiler, elleri boş dönüyor. Ekili ürünlerin çoğunu yiyen fareler, sulama hortumlarına da zarar veriyor.

    “Zirai ilaçlama da fayda etmiyor”

    Karaamca Mahallesi Dernek Başkanı Özkan Şentürk, 2 yıldan beri farelerle mücadele ettiklerini, bu yıl ise fare popülasyonunun artış gösterdiğini belirterek, “Önüne geçemiyoruz. İlaçlama yapıyoruz. ama şu anda hiçbir etkisini, faydasını göremiyoruz. Yonca, ayçiçeği, fasulye, buğday, arpa bütün ürünlerde, yani genelde bütün ürünlerde zararını görüyoruz. Çaresiz kaldık” dedi.

    Tarlasının her yerinin fare yuvası olduğunu, zirai ilaçlamanın da fayda etmediğini belirten çiftçi Hüseyin Güleç de “2 seneden beri farelerden hiçbir şey alamıyoruz. Buğdayları, arpaları sanki biçmişsin gibi biçiyorlar. 2 senelik yoncalar bitti. Yeniden ekmemiz lazım bunları. Yoksa hakkından gelemiyoruz. Her taraf fare yuvası oldu. Maddi anlamda kaybımız çok büyük. Ürün alamıyoruz. Tarlalar olduğu gibi fare. Her tarafta fareler var. Yollarda bile fareler var. Kış, don olayı olmadığı için çok ürediler. Yılan kalmadı. Eskiden yılanlar topluyordu bunları, yılan da kalmadı. İlaçlar da fayda etmiyor” diye konuştu.

    ’40 bin dönüm alan, 100 milyon lira zarar demek’

    Çiftçilerin 100 milyon liranın üzerinde zararı olduğunu belirten Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı ve Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Sadi Aktaş ise şunları söyledi:

    “Yenişehir ilçemizde 71 mahallemiz var, yaklaşık 35 tanesinde bu fare zararı görülmektedir. Yaklaşık 3,5 aydan beri de sürekli farelerle mücadele edilmesine rağmen bir çözüm bulamadık. Verilen zehirli buğdaylar da fayda etmedi. Şu anda Yenişehir’de sezonda bütün sebzelerin hasadı yapılmaktadır. Sulama damlama hortumlarına varana kadar kavun, karpuz, domates, yonca tarlaları, buğdaydan başladık. Yani ne kadar ekili alan varsa bu fareler zarar vermektedir. Kesin tahmin edemeyiz ama yaklaşık 40 bin dönüm zarar var. Çünkü Yenişehir’de ekilebilir tarım arazisi 520 bin dönüm. Bu kadar alanda buğday hasat edildi, zarar gördü onlar. Ama şu anda da ovada sebzecilik yapılıyor. Sebzelerde de bunun altında olmayacağını ve üstünde olacağını düşünüyorum. Fiyat olarak zararı netleştiremeyiz ama bugün 40 bin dönüm alan demek, 100 milyon lira zarar demektir. Yani bunun altında da olamaz.”

    ‘Sürüngenler azaldığı zaman pooülasyonu artar’

    Son yıllarda fare popülasyonunun artmasını, insanların, hayvanların yaşam alanlarına müdahale etmesi, yılan popülasyonunun azalması ve küresel ısınmaya bağlı olarak su ihtiyacı artan hayvanların, sulak alanlara yönelmesine bağlayan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Aydın, üreticilere uyarılarda bulunarak şunları söyledi:

    “Özellikle biliyorsunuz farelerin doğal düşmanları var. Yani onları doğada dengeleyen. Yılan gibi sürüngenlerin azaldığı zaman artar. Özellikle rutubetli, nemli ve besinin ki onlar tarla kenarlarında, tarlalardaki yeşillik ve artıklardan dolayı, buğday tarlalarında buna benzer buralarda çok artar. Küresel iklim değişikliğinin de bir etkisi var. Zamanında mücadele yapılmadıysa da artar” diye konuştu.

    “Bir yılan bir tarlayı kurtarabilecek güçtedir”

    Çiftçilere tarlalarını derin sürmeleri tavsiyesinde bulunan Prof. Dr. Aydın, “Sonbahar ya da ilkbahara girişte, tarlaları ilk sürerken derin sürmelerini ben tavsiye ederim. Çünkü onların 8-10 santimetrede yuvaları oluyor. Bu yuvaları dağıtmamız gerekiyor. Özellikle de doğada bulunan yılan gibi canlıları gördüklerinde, yollarını değiştirsinler. Onları öldürmeye bakmasınlar. Gerçekten bir yılan bile bir tarlayı kurtarabilecek güçtedir. Çünkü onların yavrularıyla beslenirler. Bir de dönem dönem mesela diyelim ki tarlalarında çok fazla delik gördüler. 5 metrekare bir alanı hesaplasınlar. Tüm delikleri kapatsınlar. 3 gün sonra kaç tane delik açıldıysa, diyelim ki 20 delik açıldı, demek ki popülasyon çok yüksek. Tabii ki kimyasal ilaçlar kullanabiliyoruz ama bu kimyasal ilaçların da tabii ki bitkisel üretime de toprağa geçip, derin sulara karışması da bir sıkıntı teşkil ediyor. Bu nedenle hasadın olmadığı zaman sonbahar ve ilkbaharda, erken ilkbaharda yapacakları mücadele daha mantıklı olur” dedi.

  • BUÜ’nün proje başarıları devam ediyor

    BUÜ’nün proje başarıları devam ediyor

    Açıklanan son listeye göre BUÜ Veteriner Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sabire Güler’in “TGF-İlişkili Metastatik Akciğer Kanseri Gelişiminde DUSP4 ve DUSP13’ün Rolünün Araştırılması” başlıklı projesi, Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şehime Gülsün Temel’in “Retinitis Pigmentosa Ile İlişkilendirilen Bir Protein Fosfatazın Siliyogenezdeki Rolünün Araştırılması” projesi ile Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Kılıç’ın “Broyler Kümesi İç Ortamında Ve Laboratuvar Ölçeğinde Farklı Kimyasal Katkı Maddelerinin Altlığa Uygulanmasının Nh3 Ve Sera Gazları (Co2,Ch4 Ve N2o) Emisyonlarının Azaltılması Üzerine Etkisinin Belirlenmesi” projesi destek almaya hak kazanan çalışmalar arasında yer aldı. Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neyir Özcan Semerci’nin “Konuşmacı Doğrulama Sistemlerine Yapılan Tekrar Oynatma Saldırılarının Tespitinde Kanal Dürtü Yanıtının Kestirimi Ve Derin Öğrenme Yöntemleri İle Sınıflandırılması” başlıklı çalışması da bir sonraki dönemi beklemeden başvuru yapılabilmesine karar verilen projeler sınıfında gösterildi.


    Daha fazla proje üretmeliyiz

    Destek almaya hak kazanan akademisyenleri tebrik eden BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, çalışmaların çeşitlendirilmesi ve daha fazla projenin TÜBİTAK desteği alması için girişimlerini sürdürdüklerini söyledi. Köklü bir geçmişi bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi’nin, akademik ve bilimsel anlamda tecrübeli kadrolara sahip olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Türkiye’nin seçilmiş 23 Araştırma Üniversitesi arasında bulunuyoruz. Bu unvan bizlere birçok anlamda avantaj getiriyor. Araştırma Üniversiteleri liginde kalıcı olmak ve çok daha üst sıralara tırmanabilmek için bilime, projeye ve Ar-Ge’ye odaklanmalıyız. Bunu da hep birlikte başarabiliriz. Daha fazla akademisyenimizin proje üretmesi ve bunlara destek almasını istiyoruz. Bu yönde de yeni teşvik edici girişimler üzerinde çalışıyoruz. El birliğiyle üniversitemizi hak ettiği noktalara taşımaya gayret edeceğiz” diye konuştu.

    2023 yılı 1. Dönem 1001 Projelerinde gösterilen başarı performanslarına göre ilk 20 üniversite arasında yer aldıklarını açıklayan Rektör Yılmaz, projelere gösterilen destek oranının yüzde 17’lerde bulunduğuna işaret etti. Yılmaz, akademisyenlerin hazırladıkları projeleri yenileyerek tekrar başvuruda bulunabileceklerini sözlerine ekledi.

  • Araştırma Üniversitesi vizyonuna katkı

    Araştırma Üniversitesi vizyonuna katkı

    Genel Kurul öncesi açıklamada bulunan BTSO ve ULUTEK Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, ULUTEK Teknopark’ın akademik aklın ekonomik değere dönüşümünü sağlayacak merkezlerden birisi olduğunun altını çizdi. Bursa iş dünyası olarak Bursa’yı Türkiye’nin yüksek teknoloji üretiminin merkezi yapmak adına çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Başkan Burkay, “Yoğun rekabetin yaşandığı günümüzde ülkelerin küresel ölçekteki yerini, yeni bilgi üretebilme kapasiteleri ve teknolojik gelişimi belirliyor. Üniversite-sanayi işbirliği modeli ise bilgi ile teknoloji uygulamalarını aynı platformda buluşturuyor. Bu önemli birliktelik, ülkelerin teknoloji tabanlı kalkınmasına en önemli destekleri sağlıyor. Hedefimiz ülkemizdeki Ar-Ge ve inovasyon ekosistemine hizmet eden bir bölgeyi kentimize kazandırmak. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak üniversitemizle birlikte geçmişten bugüne çok güzel ilişkiler içerisindeyiz. İnşallah bu birlikteliği arttırarak devam edeceğiz” dedi.

    Nicelik değil nitelik artırılacak

    Üniversite olarak 48 yıllık akademik ve bilimsel bilgi birikiminin sonucunda YÖK tarafından 23 Araştırma Üniversitesi arasına dahil edildiklerini söyleyen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da bu sıralamadaki yerlerini sağlamlaştırabilmek adına hep birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. İş dünyası ile son yıllarda yakalanan sinerjinin üniversiteye de olumlu katkıları bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Bursa Uludağ Üniversitesi 2021 yılında araştırma üniversitesi oldu. Üniversitemiz, Ar-Ge kapasitesi ve nitelikli akademisyen mevcuduyla hem bilimsel literatüre hem de Türkiye ekonomisine büyük katkılar vermektedir. Yeni dönemdeki hedefimiz Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Ar-Ge, eğitim-öğretim ve toplumsal katkı konularından nicelikten ziyade niteliğinin artırılması olacaktır” diye konuştu.

    Katma değeri olan yeni projeler yürüteceğiz

    Üniversitedeki akademik bilgi ile iş dünyasının sahip olduğu pratik bilginin gerek ekonomi gerekse de eğitim özelinde katkılar sağladığına işaret eden Rektör Yılmaz; “Bursa ekonomisinin çatı kuruluşu BTSO ve diğer kurumlarla yürüttüğümüz çalışmalar öğrenci, akademisyen, iş insanı ve ülkenin kalkınma vizyonu dahil her aşamada gözle görülür katma değerler oluşmasına vesile oluyor. Türkiye’nin en iyi teknoparkları arasında yer alan ULUTEK’imiz ve Teknoloji transfer ofisimizde Ar-Ge ve teknoloji üretilmesi, bu teknolojilerin projelendirilmesi ve akademik çalışmaların ticari değere dönüştürülmesinde bizlere özel katkılar sunuyor. Gerçekleştirdiğimiz olağan genel kurullar ile yeni dönemde bu kurumlarımızda görev alacak yöneticilerimizi belirledik. Çok daha nitelikli projelerin üretilmesi ve Bursa’mıza ve ülkemize yeni değerlerin kazandırılması adına hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Combat Sporlar Şampiyonası’na BUÜ damgası

    Combat Sporlar Şampiyonası’na BUÜ damgası

    Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’te 20-23 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen Üniversiteler Avrupa Combat Sporlar Şampiyonası’na 30 Avrupa ülkesinden 395 üniversite ve 1534 sporcu katıldı. Teknik kadrosunda Spor Koordinatörü Öğr. Gör. Tuncer Topsaç, Antrenörler Cemil Günel, Eray Şamdan ile Spor Hekimleri Dr. Emre Çakı ve Dr. Melike Tuğran’ın yer aldığı BUÜ takımı, Karate ve Kick Boks dallarında madalyalar kazanmayı başardı.

    BUÜ Kick Boks Takımı’nda yer alan sporculardan +84 Kg Kick Light branşında yarışan Enes Gezer altın madalyaya uzandı. 71 Kg K1 branşında yarışan Aydın Aslan ile 67 Kg K1 branşında yarışan Zafer Şayık ise gümüş madalyanın sahibi oldu. BUÜ Karate Takımı’nda yer alan sporculardan Fatih Şen ise +84 Kg Kumite branşında altın madalya elde etti. Karate Takımı’nın diğer sporcuları Ali Güney, Can Aslan, Emir Buğra Gencan, Savaşkan Gemici, Erhan Bakan, Furkan Korkmaz ve Hakan Çelik de yarışmalarda mücadele etti. Sporculara madalyalarını T.C. ZagrebBüyükelçisi Yavuz Selim Kıran takdim etti.

    Organizasyon sonrası teknik ekiple irtibata geçen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, şampiyonaya katılan tüm sporcuları tebrik etti. Elde edilen derecelerin üniversitedeki herkesi gururlandırdığını vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yönetim olarak destek vermeye devam edeceklerini aktardı. Yılmaz, spor alanında kazanılan başarılara bundan sonraki dönemde de yenilerinin ekleneceğine inandıklarını sözlerine ekledi.

  • BUÜ’de yeni Spor Koordinatörü

    BUÜ’de yeni Spor Koordinatörü

    BUÜ Rektörlük Binası’nda yapılan devir-teslim programına Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Genel Sekreter Osman Dikmen ile akademik ve idari personel katıldı.

    Son yıllarda yaşanan pandemi ve deprem felaketi nedeniyle öğrencilerin uzun bir süre üniversiteden uzak kaldığını hatırlatan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, zorlu şartlara rağmen eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra kurumsal organizasyonları da sürdürmeyi başardıklarının altını çizdi. Spor Koordinatörlüğü’nün de bu anlamda önemli bir sorumluluk üstlendiğine işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Prof. Dr. Erkut Tutkun hocamız, özverili ve yoğun bir çalışma dönemini geride bıraktı. Şartların bazı zamanlar elverişsiz olmasına rağmen, üzerine düşen vazifeleri layıkıyla yerine getirdi. Üniversitemize katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Bundan önce olduğu gibi, yeni dönemde de Spor Bilimleri Fakültemizde bilgi ve tecrübesiyle hizmet vermeye devam edecek. Tuncer Topsaç hocamız da bundan böyle üniversitemizdeki sportif faaliyetlerin planlanması, organizasyonlar ve spor yatırımları konusunda bizlere koordinatör olarak destek verecek. Kendisinin bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inanıyor, görevinde üstün başarılar diliyoruz. Üniversite olarak bugüne kadar olduğu gibi yeni dönemde de spora ve sporcularımıza elimizden gelen desteği vermeyi sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.


    BUÜ Spor Koordinatörlüğüne atanan Öğr. Gör. Tuncer Topsaç ise verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret edeceğini vurguladı. Prof. Dr. Erkut Tutkun da çalıştığı süre içerisinde kendisine destek veren herkese teşekkürlerini iletti.

  • BUÜ’de yeni dönemde de ‘kalite’ öncelikli

    BUÜ’de yeni dönemde de ‘kalite’ öncelikli

    Önceki dönem yürüttüğü çalışmalar sayesinde Türkiye’de ilk kez TSE ISO EN 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi belgesi almayı başaran BUÜ, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz döneminde de aynı hassasiyetle kalite çalışmalarına odaklanmayı sürdürecek. Elde edilen başarılarda büyük emeği olan Prof. Dr. Funda Coşkun’un Tıp Fakültesi Dekanlığına atanmasının ardından boşalan Koordinatörlük görevine önceki dönem Koordinatör Yardımcısı olan Öğr. Gör. Yasemin Özdemir getirildi.

    Düzenlenen devir-teslim törenine katılan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, üniversitenin artık gelenekselleşmiş bir kalite anlayışının bulunduğuna işaret etti. Kurulduğu ilk günden itibaren üstlendiği vizyon ve misyon istikametinde niteliğe önem veren BUÜ’nün, kalite çalışmaları sayesinde özel bir noktaya geldiğine değinen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Bugün artık YÖK tarafından açıklanan 23 Araştırma Üniversitesi’nden birisiyiz.

    Bizim için kalite çok daha fazla önem taşıyor. Eğitim-öğretimin niteliği, bilimsel ve akademik çalışmaların içeriği ile sahip olduğumuz değerlerin bizden sonrakilere çok daha iyi bir şekilde devredilmesi adına her zaman için en büyük önceliğimiz kalite konusu olmuştur. Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz hocamız döneminde yapılan çalışmaların meyvelerini aldık. Uzun ve yorucu bir süreç oldu. Üniversitemiz bu süreçten çok başarılı çıktı. Türkiye’de ilk olan kalite yönetim sistemi belgesini almayı başardık. Yeni dönemde de aynı hassasiyet ile kalite çalışmalarını sürdüreceğiz. Bu anlamda üstün gayretler gösteren Prof. Dr. Funda Coşkun hocamıza teşekkür ediyor, yeni dönemde organizasyonu üstlenecek olan Yasemin Özdemir hocamıza da başarılar diliyoruz. Hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu.

    Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Genel Sekreter Osman Dikmen ve idari personelin de hazır bulunduğu törende Tıp Fakültesi Dekanlığına atanan Prof. Dr. Funda Coşkun, Kalite Koordinatörlüğü görevini Öğr. Gör. Yasemin Özdemir’e devretti.