Etiket: BUÜ

  • BUÜ Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi

    BUÜ Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi

    BUÜ’nün 2017 yılında projelendirmesini yaptığı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde tüm sorunlar aşıldı. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve üniversite yöneticilerinin girişimleri sonucunda ilgili bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’ndan proje için bütçe onayının alınma süreci başarıyla tamamlandı. Yaklaşık 900 milyon TL’ye mal olacak, 59 bin metrekare inşaat alanı bulunan, 250 yataklı dev projenin temeli Nisan ayı içerisinde atılacak. BUÜ Hastanesi, Tıp Fakültesi ve Sabahattin Gazioğlu Çocuk Onkoloji Hastanesi’yle entegre bir şekilde hizmet verecek hastanenin inşaat altyapı hazırlıkları da hız kesmeden devam ediyor.

    Proje hakkında bilgilendirmede bulunan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Bursa’nın ve Üniversitenin en büyük ihtiyaçlarından birisi olan Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi için her türlü engelin aşıldığına işaret etti. Sadece Bursa’nın değil, tüm Güney Marmara’nın ihtiyaç duyduğu özel bir projeyi Üniversiteye kazandıracak olmanın gururunu yaşadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi; Üniversite Hastanemiz ve Sabahattin Gazioğlu Çocuk Onkoloji Hastanemiz ile entegre bir şekilde hizmet vereceği için, yer açısından en uygun noktayı tespit ettik. Önceki yönetim döneminde bu konuda çalışmalar yapılmıştı. Kendilerine de bu vesile ile teşekkür etmek istiyoruz. Ancak yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen finans ve proje sorunları aşılamamıştı. Girişimlerimiz neticesinde tüm sorunların giderilmesini sağladık. Bakanlıklardan proje ve bütçe için onay almayı başardık. Vakit kaybetmeden de inşaat hazırlıklarını başlattık” şeklinde konuştu.

    Deprem simülatörü detayı

    Yeni yapılan kamu hastanelerinde deprem simülatörü uygulamasının zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, BUÜ Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin de bu özelliğe sahip olacağını açıkladı. Projenin ihale şartlarını belirlerken de büyük bir hassasiyet içerisinde hareket ettik. Daha önce en az 200 yataklı bir hastane binası inşaatı yapmış firmaların katılabileceği bir ihale açtık. Ön şartlarımızdan birisi bu oldu. Bu konuda deneyime sahip firmaların katılımı ile serbest bir ihale gerçekleştirdik. İnşaat maliyeti yaklaşık 900 milyon TL’yi bulacak. 3 yıl içerisinde bitirilmesi hedefleniyor. Yer teslimi yapıldı. Hafriyatı takiben 1 ile 1,5 ay içerisinde temeli atılacak. Hızlı bir şekilde tamamlanacak ve Üniversitemize teslim edilecek” açıklamasında bulundu.


    Modern ve fonksiyonel bir hastane projesi olacak

    Hastane projesine dair detayları da paylaşan Rektör Kılavuz; “Yapılacak hastanemiz, Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanemiz ile tam bir entegrasyon içerisinde hizmet verecek. Toplam 59 bin metrekare inşaat alanı bulunan ve 250 yataklı hastane içerisinde; 75 çocuk yoğun bakım ve 175 tek kişilik klinik odası bulunacak. Bina içerisinde bir kat tamamen poliklinik hizmetine ayrılacak. Diğer bir katta ise 6 ameliyathane, 1 doğumhane ve girişimsel üniteleri içeren modern, emniyetli ve fonksiyonel bir hastane projesi şeklinde yapılacak. Ana bina içerisinde çocuk kliniklerinin boşaltılacağı alanlarda diğer ihtiyaç içerisinde olan kliniklere oda ve yatak tahsisi yapılarak kliniklerin yatak sayısı artmış olacak ” diye konuştu.


    Yeşil alan hassasiyeti ile hareket ediliyor

    Projede yeşil alan hassasiyetinin en üst düzeyde gözetildiği bilgisini de veren Kılavuz: “Yer teslimi yapılırken Orman Bölge Müdürlüğü’nden alınan izinle ağaçların bir kısmı taşındı. Yaşlı olan ve kesilmesi zorunlu olanlar için yine Orman Bölge Müdürlüğü denetiminde çalışmalar yürütüldü. Eksilen her ağaç için misli ile kampüsümüz içerisindeki farklı noktalara yeni dikimler yapıldı. Yeşil alan kapasitemizi koruyarak, bu konuda son derece büyük bir hassasiyet göstererek projenin altyapı çalışmalarını yürütüyoruz. Yapacağımız projenin insana ve sağlığa sağlayacağı faydaları da göz önünde bulundurmak zorundayız. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren mevcut yeşil alan kapasitemizin korunması, geliştirilmesi ve yeni yeşil alanlar açılması için çok sayıda projeyi hayata geçirdik. Bursa’mız ve Güney Marmara için böylesine hayati bir önem taşıyan projede doğanın gereksiz tahribatına izin vermedik” dedi.

  • BUÜ Kampüsü’ndeki inşaatlar devam ediyor

    BUÜ Kampüsü’ndeki inşaatlar devam ediyor

    Görükle Kampüsü başta olmak üzere, farklı yerleşkelerde başlatılan yatırım çalışmalarında sona yaklaşıldı. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, 2023 yılı içinde hizmete açılması beklenen şantiyeleri Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile gezerek mevcut durumlar hakkında bilgi aldı.

    Aktif ve modern bir üniversite hayali

    Yatırımların son durumu hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, inşaat çalışmaları ile yakından ilgilendiklerini ve kısa süre içerisinde tamamlanan projeleri hizmete açmaya başlayacaklarını aktardı. Görev süreleri içerisinde çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Türkiye’nin en önemli ve büyük üniversiteleri arasında yer alan Bursa Uludağ Üniversitesi’ni daha aktif ve modern bir hale getirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.


    “Nitelikli kampüs vurgusu”

    Üniversiteyi tam anlamıyla nitelikli bir kampüs formatına dönüştürmek istediklerini kaydeden Kılavuz; “Yükseköğretim kurumları içerisinde en kalabalık öğrenci nüfusuna sahibiz. Buna akademik ve idari personel sayımızı, hastaneye gelen vatandaşlarımızı da eklediğimizde orta ölçekli bir Anadolu ilçesi nüfusuna ulaşıyoruz. Mevcut potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve özellikle öğrencilerimizin kampüs içerisinde ihtiyaçlarının karşılanması için çalışıyoruz. Göreve geldiğimizde yeterli market, kafe veya benzeri sosyal donatı alanı yoktu. Bugün iki market zincirini mağazasına sahibiz. Kafe ve sosyal donatı alanlarımızın sayısı artmaya devam ediyor” diye konuştu.


    Açılışı çok yakında olacak

    Kamu ve özel kurumların destekleriyle yürütülen projelere de sahip olduklarını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversite olarak kurdukları etkili iletişim ağının bu yatırımların desteklenmesinde önemli bir fayda sağladığını belirtti. Kampüs içerisindeki yatırımların ağırlıklı olarak hayırsever iş insanları tarafından ilerlediğini açıklayan Kılavuz; “Üniversite bütçemizden yapımı devam eden Tıp Fakültesi ve Hastane Personel Yemekhanesi’nin kaba inşaatı bitti. Yıl içinde tamamlanmasını hedefliyoruz. Ayrıca kampüsümüzde inşaatı devam eden laboratuvarlarımızdan birisini Bursa Ticaret Borsası, diğerini de A Plas/Ağaoğlu ailesi üstlendi. Diş Hekimliği Fakültesi binamızı ise hayırsever iş insanı İbrahim Gülmez yaptırıyor. Bunların yanı sıra yine kampüsümüzde yapımı devam eden Organ Nakil Merkezimizi yine başka bir hayırseverimiz Hüseyin Akdemir üstlendi. Projeler tamamlanma aşamasına geldi. Çok yakında açılışlarını hep birlikte yapacağız. Bu desteklerinden ötürü hayırseverlerimize üniversitemiz adına gönülden teşekkür ediyoruz” dedi.


    Modern spor kompleksi hizmete başladı

    Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla kampüs içerisinde modern bir spor kompleksinin kazandırıldığını hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, projeye ek olarak yapımı devam eden yarı olimpik yüzme havuzu ve çok maksatlı spor salonlarının da çok kısa sürede hizmete açılacağının altını çizdi. Gemlik Kampüsü’ndeki Hukuk Fakültesi amfileri ve sosyal tesis binasının da açılış için gün saydığını söyleyen Kılavuz; “Gemlik Belediyemiz ve özel bir vakıf oradaki projeyi üstlendiler. Artık son dokunuşları kaldı. Kısa süre içinde açılışını yapacağız. Ziraat Fakültemizde ise ihtiyaç duyulan öğrenci atölye binamızı yine başka bir hayırseverimiz olan Veysel Bakgör yapıyor. O da tamamlandı sayılır. İnşallah bu projeleri de mümkün olan en kısa sürede hizmete açacağız” açıklamasında bulundu.

    Yapılan tüm çalışmalar neticesinde Bursa Uludağ Üniversitesi’nin fiziksel görüntüsünün yenilendiğini, akademik ve bilimsel yeterliliğin arttırıldığını belirten Rektör Kılavuz, öğrencilerin yanı sıra akademisyen ve idari personelin de çok daha keyifli bir çalışma ortamına kavuştuğunu ifade etti.

  • BUÜ’nün TEKNOFEST takımına ‘Loyal Makine’ desteği

    BUÜ’nün TEKNOFEST takımına ‘Loyal Makine’ desteği

    Yerli ve milli üretim hedeflerine katkı

    Gerçekleştirilen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversite olarak eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra gençlerin bilime ve Ar-Ge’ye özendirilmesi için de çok sayıda çalışmayı hayata geçirdiklerinin altını çizdi. Düşünen ve araştıran öğrenci profilinin ortaya çıkarılması ve bu öğrencilerin yerli üretime teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Bursa Uludağ Üniversitesi, bu çerçevede adımlar atmaya devam ediyor. Gençlerimizin hayallerinin desteklenmesi; Türkiye’nin yerli ve milli üretim hedeflerine katkı sağlamak, bilimsel gelişimin önünü açmak ve global anlamda yarışan ülke modelini sağlamlaştırmak adına çok kritik bir öneme sahip. TEKNOFEST organizasyonu da bu hedefler için sağlam bir zeminin oluşturulmasına vesile oluyor. Gençlerimiz o ortamda projelerini sergiledikçe, gelecek adına umutlarımız güçleniyor” diye konuştu.


    Projelerin niteliği gelişiyor

    BUÜ’lü gençlerin son 3 yılda TEKNOFEST yarışlarına olan ilgilerinin katlanarak arttığına işaret eden Rektör Kılavuz, “Göreve geldiğimizde öğrencilerimiz için çalışma alanları veya fikirlerini uygulamaya dönüştürebilecekleri doğru düzgün laboratuvarları yoktu. Bu yönde ciddi adımlar atarak önce uygun çalışma ortamları oluşturduk, ardından projelere destek verdik. Hocalarımızın akademik danışmanlığında çalışmaların niteliği yükseltildi. Ardından daha iyi imkanların sağlanması için iş insanlarına bu gençlere destek olmaları yönünde çağrıda bulunduk. Taleplerimize olumlu geri dönüşler geldi. Bugüne kadar onlarca sanayici ve iş dünyası temsilcisinden destek aldık. Loyal Makine da katkıda bulundu. Firma yöneticilerine desteklerinden ötürü teşekkür ediyor, öğrencilerimize yarışlarda başarılar diliyoruz” açıklamasında bulundu.

    Loyal Makine Yönetim Kurulu Üyesi Adem Yalçın ise firma olarak tecrübe ve mevcut imkanları öğrenci topluluklarının faydasına sunmaya hazır olduklarını vurguladı. Akademik ve bilimsel danışmanlık boyutunda Üniversite ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi, staj ve uygulama derslerinin firma bünyesinde yürütülmesi adına her türlü katkıyı sunacaklarının bilgisini paylaşan Adem Yalçın, TEKNOFEST Yarışlarında yer alacak tüm öğrenci topluluklarına başarı dileyerek, imzalanan protokolün taraflara hayırlı olması temennisinde bulundu.

  • Uluslararası öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak proje

    Uluslararası öğrencilerin hayatını kolaylaştıracak proje

    BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Dili Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz’ın yürütücüsü olduğu “The Adaptation Guide to Educational System ve Social Life for International Students (Uluslararası Öğrenciler için Eğitim Sistemine ve Sosyal Hayata Uyum Rehberi)” başlıklı projede sona gelindi. Türkiye Ulusal Ajansı tarafından 201 bin Euro bütçe ile başlatılan, Fransa, Ukrayna ve Romanya’daki bazı üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği hâlinde yürütülen çalışma ile farklı ülkelere eğitim görmek için giden öğrencilerin yaşadıkları sorunlar ve çözüm yöntemleri tespit edildi. Bu çerçevede hazırlanan detaylı rapor, Türkiye Ulusal Ajansı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, YÖK Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na iletildi.

    Uyum süreci hızlanacak

    Projenin sonuçlarına dair bilgi paylaşımında bulunan Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz, “Proje ile kayıttan denkliğe kadar Türkiye’den yurt dışına giden öğrencilerin ve yurt dışından Türkiye’ye gelen öğrencilerin yaşadıkları sorunları gidermek ve eğitim-öğretim aşamasında onlara yardımcı olabilmek adına yoğun bir çalışma programının içerisine girdik. Bu süreçte bir rehber kitap hazırladık. Öğrencilerin uyumunda yol gösterici olması adına cep telefonlarında ve bilgisayarlarda rahatlıkla çalışan Rehber Yazılım Programı geliştirdik. Farklı tarihlerde geniş katılımlı uluslararası öğrenci çalıştayları düzenledik. Bu çalıştaylarda öğrencilerin yaşadıkları sorunları dinleyip belirledik. Çözüm önerilerini tartıştık. Elde ettiğimiz sonuçları veriler ışığında rapor hâline getirdik. Raporumuzu da yetkili kurumlara bizzat ilettik. Proje boyunca bizlere destek veren herkese gönülden teşekkür ediyor, sonuçların öğrencilerimize ve eğitim sistemimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz” dedi.

    Son derece kıymetli bir çalışma

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise dünyanın 120’den fazla ülkesinden misafir öğrenciye ev sahipliği yaptıklarına işaret ederek, “Bursa Uludağ Üniversitesi, Türkiye’nin en fazla yabancı öğrenci ağırlayan üniversiteleri arasında bulunuyor. 7 bine yaklaşan misafir öğrencimizin şehrimize gelmesi, eğitim-öğretime başlaması, kültürel-sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi ve sağlıklı bir şekilde mezuniyetlerinin tamamlanması için elimizden gelen kolaylığı sağlıyoruz. Aynı şekilde farklı ülkelere Erasmus ve benzeri programlarla öğrencilerimizi gönderiyoruz. Gençlerin bu değişim içerisinde yeni ülkeye, üniversiteye ve arkadaşlarına uyum sağlama süreleri farklılık gösterebiliyor. Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz hocamızın yürüttüğü proje yaşanan süreçte gözlemlenen sorunları tespit etti ve çözüm önerileri getirdi. Son derece kıymetli bir çalışma olduğuna inanıyoruz. Yetkililerin de hazırlanan rapor çerçevesinde gerekli önlemleri alacağını ve uyum sürecini asgari süreye indireceğini düşünüyoruz. Cengiz Hocamıza ve çalışmada emeği bulunan herkese gönülden teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • BUÜ Ziraat Fakültesi’nin iki bölümü akredite oldu

    BUÜ Ziraat Fakültesi’nin iki bölümü akredite oldu

    BUÜ Ziraat Fakültesi’nin eğitim-öğretim faaliyetlerinin niteliğinin tespit edilmesi amacıyla ZİDEK’e yaptığı başvurunun sonuçları açıklandı. Fakültenin Biyosistem Mühendisliği ve Zootekni lisans programları kurum tarafından geçerli not alarak 2 yıllığına akredite edildi.

    Detaylı bir değerlendirme sürecine tabi tutuldu

    Gelişme hakkında açıklamada bulunan Fakülte Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, Biyosistem Mühendisliği ve Zootekni lisans programları için 2022-2023 döneminde ilk kez genel değerlendirme yapılması amacıyla 31 Ocak 2022 tarihinde ZİDEK’e başvurduklarını söyledi. Lisans programlarına ait detaylı bir Özdeğerlendirme Raporu hazırladıklarını ve 9 Temmuz 2022 tarihinde kuruma ilettiklerini kaydeden Prof. Dr. İlhan Turgut;

    “Özdeğerlendirme Raporumuzun ön incelemesi 14 Ekim 2022’de tamamlandı. Ardından ZİDEK Kurum Değerlendirme Takımları 7-9 Kasım 2022 tarihlerinde Fakültemizi ziyaret etti. Programlar, öğrenciler, program eğitim hedefleri, program çıktıları, sürekli iyileştirme, eğitim planı, öğretim kadrosu, altyapı, kurum desteği ve maddi kaynaklar, organizasyon ve karar alma süreçleri, disipline özgü ölçütler yönüyle değerlendirildi. Kurumun yaptığı sonuç açıklamasında Biyosistem Mühendisliği ve Zootekni lisans programlarımızın 28 Mart 2023 tarihinden itibaren 30 Eylül 2025 tarihine kadar geçerli olmak üzere 2 yıl süre ile akredite edildiği tarafımıza tebliğ edildi. Bu süreçte bizlere destek veren başta Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz olmak üzere, üst yönetimimize, özveri ile sürecin geride bırakılması için çalışan akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimize gönülden teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Rektör Kılavuz, “Akreditasyon başarısı artarak devam edecek”

    Göreve geldikleri ilk günden itibaren topyekün bir kalite süreci başlattıklarını vurgulayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise, alınan başarılı sonuçların asla tesadüf olmadığının altını çizdi. Fakülte, bölüm veya program bazlı akreditasyon çalışmalarının genel kalitenin arttırılması için yeterli olmayacağına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Bu çalışmaların üniversitenin her birimine yayılmasına, akademik ve idari kadronun bu konuyu sahiplenmesine ve tüm faaliyetlerin de bu hedef üzerine kurgulanmasına dikkat ettik.

    Öğrencimizden kıdemli akademisyenlerimize, üst yönetimden hiyerarşinin en altındaki personelime kadar kalitenin özümsenmesi amacıyla çalıştık. Bu konuda daha önce bir çalışma yapmamış veya mevcut kalitesinin standartlarını tespit etmemiş tüm birimlerimizle görüştük. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bulunan her kişi ve birimin organizasyonun içerisinde yer aldığını ve kendi faaliyetlerini bu çerçevede yürütmesi gerektiğini anlattık. Ziraat Fakültemizin de ilk kez bu dönem bir akreditasyon başvurusunda bulunması da yaptığımız tavsiyeler neticesinde olmuştur.

    Alınan başarının arka planında ciddi bir planlama ve yoğun bir hazırlık süreci bulunmaktadır. Akreditasyon çalışmalarımız diğer tüm kurumlarımızda devam etmektedir. Başarının artarak devam edeceğine inanıyoruz. Sonuçlarda emeği bulunan herkesi tebrik ediyor, sürecin aynı standartların korunarak sürdürülmesini temenni ediyorum” açıklamasında bulundu.

  • TEKNOFEST takımlarına “dijital” destek

    TEKNOFEST takımlarına “dijital” destek

    Son 2 yıldır öğrenci takımlarına sponsor bulmaya başlayan Üniversite Yönetimi, önümüzdeki aylarda gerçekleştirilecek yarışlara hazırlanan öğrencilere destek sağlamaya devam ediyor. Üniversite bünyesinde oluşturulan takımların genel giderleri ve mentörlüklerinin yürütülmesi için sektördeki tecrübeli firmalardan yardım gelmeye devam ediyor. Yazılım, tasarım ve pazarlama konusunda Bursa’nın deneyimli firmalarından Ron Digital, Yapay Zeka Topluluğu’na mentörlük desteği verecek. Hazırlanan işbirliği protokolüne BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Firma Genel Müdürü Eşref Faruk Yel imza attı.


    Gençlere tam destek

    Firmaya teşekkürlerini ileten Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yeni dönemde yapılacak yarışlarda çok daha fazla takım ile mücadele etmeye hazırlandıklarını açıkladı. Düşünen, araştıran ve üreten gençlerin her türlü desteği hak ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Çok kıymetli çalışmalar yapıyorlar. Ülkemiz ve geleceğimiz açısından son derece önemli fikirlere sahipler. Yarışlarda yer alan tüm projelerin önemsenmesi ve bunların geliştirilmesine dair desteklerin verilmesi gerekiyor. Ülkemizin teknolojik ve bilimsel kalkınma hamlesinde böylesi organizasyonların çok kıymetli bir yer tuttuğuna inanıyoruz. Üniversitemiz öğrencileri de bu çalışmalara değerli katkılar sunuyor. Her biri ile gurur duyuyoruz. Destek veren tüm firmalarımıza da sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum. Protokolümüzün hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


    Benzer yollardan geçildi

    Ron Digital Genel Müdürü Eşref Faruk Yel ise genç bir girişimci olarak ilk kez 23 yaşında firmasını kurduğunu vurguladı. Geride kalan yaklaşık 10 yıllık süreç içerisinde yurt dışında çok sayıda proje yaptıklarını ve bu alanda ciddi mesafe kat ettiklerini söyleyen Eşref Faruk Yel; “Firma bünyemizde 30 kalifiye personelimiz çalışıyor. Her biri bilgisayar mühendisi ve sıfırdan başladılar. Şirketimizin temel amaçlarından birisi de öğrenci topluluklarımız veya startup projeleri olan girişimcilerimize destek vermek. Kendi içimizde de bu arkadaşlarımızı girişim stüdyosu olarak konumlandırıyoruz. Öğrenci kardeşlerimiz de bizim geçtiğimiz yollardan geçiyorlar. Onlara destek olmak ve katkı sağlamak istedik. Birlikte çok kıymetli çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum” dedi.


    Protokol imza töreninde Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Mehmet Aydemir, BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Nihal Sağlam ve idari personel, Basın-Halkla İlişkiler Sorumlusu Aliye Şenel ile Yapay Zeka Topluluğu öğrencileri de hazır bulundu.

  • 14 Mart’a BUÜ’de buruk kutlama

    14 Mart’a BUÜ’de buruk kutlama

    BUÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Bursa Tabip Odası’nın birlikte organize ettiği 14 Mart Tıp Bayramı, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, hekimler ve sağlık çalışanları katıldı. 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli büyük depremde hayatını kaydeden tüm sağlık çalışanlarını rahmetle anarak konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yaşanan felaketten herkesin sorumluluk duygusu ile dersler çıkarması temennisinde bulundu.

    Hali hazırda bölgedeki yaraların sarılması adına çok sayıda hekimin ve sağlık personelinin görev yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Depremden etkilenen illerimizde görev yapan sağlık ordumuza da kolaylıklar diliyorum. 14 Mart vesilesiyle buruk da olsa hepsinin bayramını kutluyorum. Zor süreçlerden geçiyoruz. Ancak mevcut şartlarda ne yapılması gerekiyorsa, yerine getirilmesi için uğraşıyoruz. Hekimlik hem önemli hem de direk insana dokunan bir meslek dalı. Bu anlamda son derece şerefli bir meslek olduğuna inanıyoruz. Allah hepsinden razı olsun. Bu özel gün vesilesiyle de tüm hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.


    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya ise, 14 Mart Tıp Bayramı’nın Türkiye’deki modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kutlandığına işaret etti. Zaman içerisinde ülkenin geçtiği tüm buhranlı dönemlerde hekimlerin sorumluluklar almaktan asla çekinmediğini vurguladı. Hekimliğin sadece fen bilimlerini içeren bir meslek dalı olmadığının altını çizen Dekan Prof. Dr. Ekrem Kaya, “Hekimlik bir sanat, hekimlik bir zanaattır. Hekimlerimizin üzerine düşen tüm görevleri bugüne kadar gerek ülkemizde olsun gerekse de dünyada olsun yerine getirmişlerdir. Pandemi döneminde yine sağlık çalışanlarımız en ağır yükü üstlenmiş, şehitler vermiş ve yine de yakınmamıştır. Sürecin en iyi şekilde geride bırakılmasına vesile olmuşlardır.

    Deprem sürecinde de bölgeye ilk koşanlar arasında meslektaşlarımız bulunmaktadır. Hali hazırda bölgede görev yapmaya da büyük bir fedakârlık içerisinde devam etmektedirler. Her birine müteşekkir olduğumuzu iletiyor, görevlerinde kolaylıklar diliyoruz” açıklamasında bulundu.

    Törende Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, İntörn Doktor Edibe Ceylan da kısa birer konuşma gerçekleştirdi. Program, BUÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Murat Civaner’in ’14 Mart Tıp Öğrencilerinindir!’ konulu sunumu ile devam etti.

  • Teknoloji Transfer Ofisi başarı hikayesi

    Teknoloji Transfer Ofisi başarı hikayesi

    BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi’nin BİGG ULUKOZA Programı çerçevesinde desteklediği Dr. Mehmet Onur Genç ve Prof. Dr. Ahmet Fenercioğlu, “Elektrikli Bisikletler İçin Otomatik Şanzıman Geliştirilmesi ve İmalatı” isimli projeleri ile TÜBİTAK’tan 450 bin TL sermaye desteği almaya hak kazandı. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, projeleri kabul olan girişimcileri ağırladı. Ziyarette Teknoloji Transfer Ofisi yöneticileri de hazır bulundu.

    Düşünen, araştıran, projelendiren ve üreten tüm girişimcilerin yanında olmaya devam edeceklerini kaydeden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, şehir içi seyahat ve taşımacılık maksatlı, bisiklet ve araba fonksiyonuna sahip elektrikli ulaşım aracı konusunda özel bir proje hazırlayarak TÜBİTAK’tan destek almayı başaran girişimcileri tebrik etti.

    Teknoloji Transfer Ofisi’nin yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi adına son derece kıymetli bir görevi sürdürdüğüne dikkati çekti. BİGG ULUKOZA Programı ile 2022 yılında toplam 11 projeye destek aldıklarının altını çizen Rektör Kılavuz, “Bu hepimiz için değerli bir başarıdır. Girişimcilik hayali olan, parlak proje fikirleri olan herkesi Teknoloji Transfer Ofisimizin bilgi birikiminden yararlanmaya davet ediyoruz. Ülkemiz ve milletimiz adına fayda sağlayacak fikirlerin destekçisi ve takipçisi olmayı arzu ediyoruz. Bizlere güvenen ve ekibimizin katkıları ile TÜBİTAK’tan destek almayı başaran girişimcilerimizi tebrik ediyor, prototip çalışmalarında da aynı başarıyı sürdürmelerini diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Proje 1. Yürütücüsü olan Mehmet Onur Genç ise çalışmalara başladıkları ilk andan itibaren Bursa Uludağ Teknoloji Transfer Ofisi’nin katkılarını her aşamada hissettiklerini söyledi. Çevreye duyarlı teknolojilerin geliştirilmesi, bilime ve topluma faydalı yüksek teknolojili hizmetlerin sağlanması adına kendi şirketlerini kurduklarını vurgulayan Mehmet Onur Genç, destek alan projede şehir içi ulaşımında ve taşımacılığında bisiklet ve araba fonksiyonlarına sahip, mobil kontrol ile paylaşımlı araç kullanımı sağlayabilen, çevreye duyarlı ve trafik sorununa çözüm sağlayacak bir ürün ortaya çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizdi.

  • BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    Açıklanan sonuçlara göre, BUÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Pervin Aniş yürütücülüğündeki “Tekstil Ön Terbiyesinde Sürdürülebilir Nanobubble Teknolojisinin Kullanılmasının Ekolojik ve Ekonomik Etkilerinin İncelenmesi” başlıklı proje destek almayı başardı. Proje ekibinde Doç.Dr. Sibel Şardağ ve Öğr.Gör.Dr.Tuba ToprakÇavdur araştırmacı olarak görev yapacak.

    Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Pervin Aniş, “Dünya üzerindeki kaynakların alışılan şekilde kullanımının sürdürülmesinin mümkün olmadığı mevcut verilerle değerlendirildiğinde açık bir şekilde görülmektedir. Tüm ülkelerin tüm sektörlerini sürdürülebilirlik ve yeşil üretim ekseninde dönüştürmesi arzu edilen bir gelişmeden ziyade Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bir zorunluluktur. Bu dönüşüm de şüphesiz daha az su tüketen, daha az enerji tüketen, daha çevre dostu bir üretim yapan ve ar-ge çalışmalarına önem veren yeşil üretim ile başlayacaktır’ şeklinde konuştu.


    Tekstilde verimlilik artacak, maliyet düşecek

    Bu çalışmada, yeni bir teknoloji olan nanobubble teknolojisinin tekstil terbiye sektörünün farklı alanlarında kullanılabilirliğinin araştırılacağını belirten Prof. Dr. Anış; “Nanobubble teknolojisinin literatürde de belirtildiği gibi en büyük avantajı olan su, kimyasal ve enerjiden tasarruf edilmesi avantajlarından yararlanılarak, daha çevreci ve sürdürülebilir bir ön terbiye işlemi yapılabilmesi imkanlarının inceleneceğini belirtti. Bu özellikleri nedeniyle nanokabarcığın kombine ön işlemlerde önemli olan ara yıkamalarda ve özellikle radikal oluşumları açısından da peroksit ağartması esnasında daha etkili proses şartları sağlayacağının beklendiğini vurgulayan Aniş; “Bu düşüncede özellikle haşıl sökmeden başlayarak, hidrofilleştirme, ağartma, kombine ön işlemler ve optik beyazlatma proseslerindeki konvansiyonel yöntemlere göre avantajı ve/veya konvansiyonel yöntemin verimini arttırma, daha az kimyasal tüketimi, suyu etkin kullanma ve maliyetleri düşürme potansiyeli ile daha ekonomik ve daha ekolojik, sürdürülebilir ön terbiye proseslerinin yapılabilirliğinin değerlendirileceğini belirtti. Prof. Dr. Pervin Aniş, TÜBİTAK’ın öncelikli alanlarının içerisine ‘Endüstride Yeşil Üretim/Yeşil Dönüşüm’ konularının alınmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

    TÜBİTAK’ın kabul ettiği bir diğer 1001 Projesi ise BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ferda Arı’nın projesi oldu. BUÜ Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı’nda (BUMKAL), Prof. Dr. Ferda Arı yürütücülüğünde gerçekleştirilecek olan “Ölümden Yaşama Uzanan Yol: Anastazis Mekanizmasının Akciğer Kanserindeki Rolü ve Moleküler Biyobelirteçlerin Aydınlatılması” başlıklı projede Moleküler Biyoloji doktora öğrencisi Oğuzhan Akgün ve MSc. Halime Akgün, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Dr.Öğr.Ü. Elif Ertürk görev alıyor. Multidisipliner bir çalışmanın yürütüleceği projede BUÜ Tıp Fakültesi İmmunoloji Anabilim Dalı’ndan Dr.Öğr.Ü. Didem Yöyen Ermiş, Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ndan Prof.Dr. Özgür Özyiğit, Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç.Dr. Gıyaseddin Özcan da araştırmacı olarak yer alacak.

     


    Anastazis mekanizması özel biyosensörler ile takip edilecek

    Proje hakkında bilgi veren Prof.Dr. Ferda Arı ise; “Temel ve klinik bilimlerden araştırmacıların disiplinlerarası iş birlikleriyle yürütülecek olan projemizde, akciğer kanserinde ölmekte olan kanser hücrelerinin anastazis mekanizması ile nasıl tekrar yaşama döndükleri araştırılacaktır. Proje çalışmamızda anastazis mekanizması grubumuz tarafından özel biyosensörler ile hücresel boyutta takip edilecektir. İn-vivo hayvan modellerinde hücresel seviyede takip yapılarak anastazis mekanizması literatürde ilk defa canlı hayvan modellerinde araştırılacaktır. Bu sayede klinik öncesi kanıtların ortaya konmasıyla akciğer kanserinde tedavi sonrası bir hücrenin ölümden kaçarak tekrar nasıl yaşama doğru dönebildiğinin moleküler temelleri aydınlatılacaktır. Böylece, belirlenecek biyobelirteçler sayesinde tedaviye yönelik yeni hedefler ortaya konabilecektir” açıklamasında bulundu.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da akademisyenlerin hazırladıkları projelerin TÜBİTAK tarafından kabul edilmesinin gururunu yaşadıklarını söyledi. 1001 projelerinin bilimsel ve akademik gelişime kıymetli katkıları bulunduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Araştırma Üniversiteleri arasında yer alan Üniversitemiz, her türlü bilimsel ve akademik çalışmaya destek olmaya devam ediyor. Ulusal veya uluslararası projelerde adımızın geçmesi, akademisyenlerimizin bu projelere katkı sağlaması bizleri onurlandırıyor. Yönetim olarak, böylesi gayretlerin ilk günden itibaren destekçisi olduk. Son güne kadar da katkı sağlamaya devam edeceğiz. Üniversitemizi hak ettiği seviyeye taşımak için çabalayan, bu gayeyle çalışan, üreten ve proje yapan tüm akademisyenlerimizi gönülden tebrik ediyoruz. Son olarak TÜBİTAK 1001 Programı çerçevesinde destek almaya hak kazanan Prof. Dr. Ferda Arı ve Prof. Dr. Pervin Aniş hocalarımızı da bu kıymetli çalışmalarından ötürü kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • BUÜ’lü mühendisler deprem bölgesinde

    BUÜ’lü mühendisler deprem bölgesinde

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, BUÜ’deki inşaat mühendislerini bina hasar tespit çalışmalarında yer almaları amacıyla Malatya’da görevlendirdi. Bölgeye giden BUÜ’lü inşaat mühendisleri, mahalli ve özel niteliğe sahip kamu binalarında hasar tespiti yaptı. Çalışma sonucunda hazırlanan teknik rapor, Bakanlık yetkililerine iletildi.

    BUÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan ikinci ekip ise TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı çerçevesinde depremden etkilenen sahil illerinde görevlendirildi. TÜBİTAK MAM tarafından desteklenen “Deprem Bölgesi Sahil İllerindeki Su ve Dayanma Yapıları ile Bina Hasarlarının İncelenerek Nedenlerinin Araştırılması” başlıklı proje çerçevesinde gerçekleşen saha inceleme çalışması tamamlandı.

    Bu çerçevede başta Adana, İskenderun ve Antakya olmak üzere kıyı şehirlerinde meydana gelen hasarlarla ilgili gerekli inceleme ve ölçümleri tamamlayan ekip, deprem bölgesinden elde edilen verilerden yararlanarak hasarların nedenleri, bunların yol açtığı olumsuzlukların irdelenmesi ve alınabilecek önlemleri içeren teferruatlı bir rapor hazırlayarak TÜBİTAK’a sunacak.