Etiket: BUÜ

  • Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nde ilk ders zili çaldı

    Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nde ilk ders zili çaldı

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatlar Bölümü’nün ilk dersine konuk oldu. Yeni dönemin ve ilk dersin herkese hayırlı olması temennisinde bulunan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “İnşallah bu hayırlı teşebbüs, mezunlarını verdikten sonra ülkenin sanat hayatına önemli katkılar sunar. Buradan yetişecek arkadaşlarımızın geleneksel Türk sanatlarının geliştirilmesi konusunda kıymetli katkılar yapacağına gönülden inanıyorum. Yani biz eğer eğitim-öğretim konusunda iyi sonuçlar almak istiyorsak mutlaka gayret göstermemiz gerekiyor. Bu alanda bizler de üzerimize düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Akademisyenlerimizin de öğrencilerimizin de bu konuda gayretli olması için onları teşvik ediyoruz. Ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve kültür seviyesini arttırması için eğitimden daha kıymetli bir yol yoktur” açıklamasında bulundu.

    Geleneksel sanatların geleceği bu bölüm ile aydınlanacak

    Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nün kendi alanında Üniversite içerisinde tek olduğunun altını çizen Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “İlk olan bu bölümümüzde verilecek eğitim, öğrencilerimizin yetiştirilmesi ve onların mezuniyetlerinin ardından ortaya koyacakları çalışmalar, gelecek kuşakların da bu alana yönlendirilmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Ülkemizin geleneksel Türk sanatlarına bakışı da bu özel çalışmaların neticesine göre yol alacaktır. Burada da interdisipliner eğitim-öğretim çalışmalarının bir arada yürütülmesi ve öğrencilerin donanımının arttırılması ayrıca önem kazanıyor. Niteliği en üst seviyeye çıkarılmış öğrenciler, hem bölümü hem bizleri hem de üniversitemizi en iyi şekilde temsil edecektir. Bu noktada bölümün açılmasında kıymetli destekleri bulunan tüm hocalarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Tercih yapan ve bölümü dolduran tüm öğrencilerimize tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum. İnşallah çok güzel bir eğitim-öğretim dönemi geçirecekler, kendilerini ve sanatlarını geliştirecekler. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Hatice Aksu ise öğrenci yaş skalasının 18 ile 57 arasında olduğunu, birçok öğrencinin kendi sanatsal çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. 19 kadın, 1 erkek öğrencinin bulunduğu bölümde her anlamda nitelikli bir eğitim-öğretim döneminin geçirileceğini aktaran Hatice Aksu, öğrencilerin mesleki gelişim noktasında son derece donanımlı akademisyenler tarafından destek verileceğini sözlerine ekledi. Ders başı yapan öğrenciler de açılan bölüme isteyerek kayıt yaptırdıklarını ve Bursa’da böyle bir bölümün açılmasından ötürü mutluluk duyduklarını iletti.
    BUÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Şahin ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sezin Türk Kaya da ilk derste hazır bulundu.

  • BUÜ’den yeni öğrencilere oryantasyon programı

    BUÜ’den yeni öğrencilere oryantasyon programı

    BUÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’nın desteğiyle hazırlanan programa Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Üniversite Genel Sekreteri Osman Dikmen katıldı. Etkinlikte Daire Başkanları, birim sorumluları ve akademisyenler de hazır bulundu.

    Programın açılış töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, 2022-2023 eğitim-öğretim döneminin hayırlar getirmesi temennisinde bulundu. Üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilere seslenen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “İnşallah eğitim süreleriniz boyunca nitelikli bir eğitim alacak ve bu eğitimle birlikte mezun olacak, kariyer basamaklarını güçlü bir şekilde tırmanacaksınız. İyi bir eğitim almanın yolu da meraklı olmaktan geçiyor. Merak olmadıkça bilim olmaz, merak olmadıkça gelişme olmaz. Onun için sürekli soru soran, sorgulayan kişiler olmaya gayret edin” diye konuştu.

    Memnuniyet oranları yükselmeye devam ediyor

    Üniversitenin genel yapısı konusunda da bilgiler veren Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “70 binden fazla öğrencisi, 2 bin 650 akademik personeli, 5 bin civarında idari personeli ve işçisi olan, hastanesi bulunan ve 4 temel alanda eğitim-öğretim yapan büyük bir kurumuz. Adeta bir ilçe veya büyük bir holdinge benziyoruz. Böyle bir üniversiteye öğrenci olarak geldiniz. Şu an Türkiye’nin en kalabalık üniversitesiyiz. Öğrenci sayısı arttıkça memnuniyetin azalacağı düşünülüyor. Ancak sizi temin ederim ki; 3,5 yıl önce göreve geldiğimizde 2019 Temmuz ayında yapmış olduğumuz anketlerde öğrencilerin memnuniyet oranı yüzde 46 oranındayken, hali hazırda yüzde 62’ye çıktı. O yüzden öğrenci memnuniyeti olan bir üniversiteyiz diyorum. Öğrenci bizim velinimetimiz. Burada bizler için bir kazanım söz konusuysa o da öğrencilerimiz sayesindedir. Sizlerin memnuniyetini daha da arttırmak için gayret ediyoruz” açıklamasında bulundu.

    Türkiye genelinde öğrenci memnuniyeti sıralamasında 2020 yılında devlet üniversiteleri arasında 31. sıradayken 2021 yılında 17. sıraya yükseldiklerini aktaran Rektör Kılavuz; “Çoğu parametrede ise ilk sıralardayız. Tüm üniversiteler arasında ise 30’lu sıralarda yer alıyoruz. Bu elbette yeterli değil. Ancak fırsatlar ve imkânlar açısından bakıldığında ise ciddi bir mesafe aldığımız kanaatindeyiz. 3 yıl önce okulumuza gelen öğrencilerimiz hayata geçirilen projeleri biliyor. Burada yaşanan değişime birebir şahit oldular. Sosyal donatı alanlarını arttırdık, yeni yollar açtık, bisiklet yolları oluşturduk, kafeler ve zincir marketler açtırdık. 4 yıl önce yurtlarımızda 4 bin-4 bin 500 civarında öğrenci kalma imkânına sahipken, şuan itibariyle 11-12 bin öğrenci kalıyor. Biz Kredi Yurtlar Kurumu’na yer verdik ve onlar da yurt yaptılar. Bu büyük bir gelişmedir. Bu yılbaşı itibariyle ben yurtta kalamıyorum diyen tek bir gencimiz olmadı. Türkiye ve Bursa’mız için oldukça sevindirici bir gelişme” dedi.

    Öğrenci yemeği 6,5 lira

    Yemek ücretlerine de değinen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, en iyi ve en uygun yemeği öğrencilere sağlamaya özen gösterdiklerinin altını çizdi. Kılavuz; “Elbette evinizde annenizin yaptığı yemekler gibi olmayabilir. Ancak şunu bilin ki; Temmuz başında yemek ihalesine çıktık. Yemek başına 26 lira anlaştık. Öğrencilerimize ise 6,5 liradan yemek veriyoruz. Arada kalan 19,50 lirayı üniversite olarak biz karşılıyoruz. Öğrencimiz için feda olsun. Daha kaliteli hale getirmek ve en iyisini sunmak için de hizmetlerimize aralıksız devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Öğrencilere dil ve akademik gelişim konusunda da tavsiyelerde bulunan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, son olarak Bursa’da eğitim görmenin büyük bir avantaj olduğuna işaret etti. Kılavuz konuşmasını şöyle tamamladı: “Bursa, Türkiye’nin en önemli sanayi, turizm ve kültür şehirlerinden birisidir. Sanayi anlamında bazen 2. bazen de 3. sırada yer alır. Öğrencilerimiz, staj ve uygulama dersleri anlamında çok geniş bir skalaya sahiptir. Osmanlı’nın ilk başkentidir. Bir kültür ve medeniyet şehridir. Nice bilim adamları, kanaat önderleri burada yatmaktadır. Tam bir medeniyet havzasıdır. Bursa’nın tarihi ve sosyal kimliğini iyi tanımaya çalışın. Öğrencilik hayatınız sadece yurt ve kampüs arasında geçmesin.”

  • Bursa’da acil servislerini Bakan Bozdağ açtı

    Bursa’da acil servislerini Bakan Bozdağ açtı

    Açılış töreninde konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa’ya iki hayırlı hizmeti başlatmak için geldiklerine işaret etti.

    İlk olarak Üniversitenin 2022-2023 Akademik Yılı’nı açtıklarını, ikinci olarak da Hastanenin acil servisini açtıklarını belirten Bakan Bekir Bozdağ; “Üniversitemiz Hastanesi’nin acil servisi, hocalarımızın da anlattığı gibi değişik sıkıntılar nedeniyle zorlanıyordu. Ancak yapılan yatırımlar ve geliştirilen projelerle yenilendi. Adeta yeni bir acil servis kazandırıldı. Tabii ki bu yenilemeler sırasında teknik donanım da değiştirildi. Medikal malzemeler de daha modern hale getirilerek hem üniversitemizin hem de Bursa’mızın hizmetine sunulmuş oldu. Bu vesile ile emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Türk hastaneleri dünyada örnek gösteriliyor

    Sağlığın her şeyin başı olduğunu söyleyen Bekir Bozdağ; “Sağlığa yapılan yatırım bizim insanımızın bugününe ve geleceğine yapılan en büyük yatırımlardandır. Hükümet olarak sağlığa ayırdığımız kaynakları her geçen dönem arttırdık. Bu dönem de arttırdık. Sağlık alanında çok büyük reformlara imza attık. Şehir hastaneleriyle Türkiye’mizi tanıştırdık. Bildiğiniz gibi geçen hafta Ankara’daki Etlik Şehir Hastanesi’yle birlikte 20. Şehir hastanesini ülkemize kazandırdık. 15 tane şehir hastanemizin de inşaat süreci devam etmektedir. Bugün fizik donanım ve teknik donanım itibariyle Türkiye’nin hastaneleri dünyada örnek gösterilecek hastaneler arasındadır. Özellikle şehir hastanelerimizin devreye girmesiyle beraber Türkiye’miz sağlık alanında uluslararası bir tercih merkezi haline de dönmüştür. Üniversitelerimiz de bu tercih merkezlerinin başlarında gelmektedir” açıklamasında bulundu.

    Sağlıkta büyük zihniyet değişimi

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nde öğrenci olduğu dönemde Tıp Fakültesi’nin Arabayatağı Mahallesi’nde olduğunu açıklayan Adalet Bakanı; “Tıp Fakültesi, Arabayatağı’nda barakalarda hizmet veriyordu. Oradaki medikal tesisler, pek çok yerler çok da kötü şartlar içerisinde hizmet veriyordu. Ancak şimdi görüyorum ki modern bir yerde hizmet veriyor. Allah kimseyi buralara muhtaç etmesin. Muhtaç ettiğinde de doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın eli şifa olsun, hastaların dertlerine deva olsunlar diye dua ediyorum. Tabi sağlıkta sadece fizik ve teknik değişimini değil, bir zihniyet değişimini de sağladık. Türkiye’de sağlık reformunu hayata geçirdik. Geçmişte insanlarımız SSK’ya bağlı olan ayrı, Bağ-Kur’a bağlı olan ayrı, Emekli Sandığı’na bağlı olan ayrı sağlık hizmeti alıyor, işçilerimiz depodaki ilaç kadar ancak ilaç alabiliyordu. Eczanelerden işçilerin ilaç alma hakkı yoktu. Bağ-Kur’lu olan parasını önce cebinden ödüyor, sonra ödediği paranın yüzde 70’ini geri almak için genel müdürlüğe müracaat ediyordu. Yıllar içerisinde, faiz yok, enflasyon farkı yok, gecikmesi yok. Parası pul oluyor, verdiği parayı da doğru dürüst geri alamıyordu. Tedavi olmak için evini, arsasını, arabasını, tarlasını, işyerini satan nice insanımız vardı. Türkiye’de herkes kanun önünde eşittir denmesine rağmen maalesef idari işçicisine ayrı sağlık tedavi usulü, serbest çalışanına ayrı tedavi usulü, memuruna ayrı usul uyguluyordu. Adeta ayrımcılık yapıyordu. Biz işte bu ayrımcılığı kaldırdık. SSK’yı, Emekli Sandığını ve Bağ-Kur’u kaldırdık. SGK çatısı altında tüm bu kurumları birleştirdik. Cumhurbaşkanımızın nasıl sağlık giderleri devlet tarafından karşılanıyorsa, Bursa’daki herhangi bir vatandaşımızın sağlık giderlerinin de devlet tarafından karşılandığı bir düzene geçtik. Hamd olsun. Bugün rehin alınan bir hasta yok. Bugün morgdaki cenazesini almak için senedini ödemek için kıvranan herhangi bir vatandaşımız yok. İşçilerimiz dilediği eczaneden ilacını alıyor. Bağ-Kur’lular dilediği gibi tedavi görebiliyorlar. Büyük bir sağlık reformu ve büyük bir zihniyet değişimini Türkiye’miz yaşadı. Bundan da hepimiz üst düzeyde istifade ettik. İnşallah sağlık politikalarımızı daha da geliştirerek, milletimizin her an yanında olan ve onun imdadına koşan bir devlet anlayışını her alanda hakim kılmaya ve uygulamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
    Acilde görev yapan doktorların umutsuzluğu, mutluluğa dönüştü

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise 3 yıl önce göreve geldiklerinde Acil Tıp Anabilim Dalı’ndan akademisyenlerin ziyarette bulunduklarını ve bu sorunu dile getirdiklerini vurguladı. Yaklaşık 19 yıldır acil servislerin tadilat ve tamirat görmediğine işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Hocalarımız bu konuyu bize aktarırken çok umutsuzdu. Ben de imkân olursa bunu yapmayı çok istediğimizi söyledim. Personelimizin çizdiği projeler ve Sağlık Bakanlığımızın yönlendirmeleri sonucunda çok güzel bir acil servis ortaya çıktı. Uygulamada olan değerli projeleri de yerinde inceledik. Bu noktaya getirdik. Başta teknik ekibimiz, başhekimimiz, dekanımız ve idari kadememize teşekkür borçluyuz. Müteahhit firmamız zarar etmesine rağmen büyük bir özveri ile bu hizmeti tamamladı. Allah onlardan da razı olsun. Bu kapının açılması hayır kapılarının açılmasına vesile olur inşallah” şeklinde konuştu.

    Başhekimden emeği geçenlere teşekkür

    Törende konuşan BUÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Rıdvan Ali de hastanedeki acil servislerin yetersizliğinin uzun süredir gündemde tutulan bir konu olduğunu belirtti. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un azim ve kararlılığı ile Hastanenin alan büyütme ve aynı zamanda seviye yükseltme tadilatını bitirdiklerini açıklayan Başhekim Prof. Dr. Rıdvan Ali, yaklaşık 1 yıllık bir süreç içerisinde 500 metrekare gibi dar bir alanda hizmet vermekte olan 2 bin metrekare alana yükseltildiğini, Bursa’nın ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nin şanına yakışır hale getirildiğini açıklayarak; “Tüm sağlık çalışanlarına, halkımıza ve yüklenici firmanın değerli sahiplerine çok teşekkür ve hürmetlerimi sunuyorum” diye konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa protokolü ile birlikte yenilenen ve genişletilen acil servisi gezerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.

  • Bakan Bozdağ BUÜ akademik yılı açılışına katıldı

    Bakan Bozdağ BUÜ akademik yılı açılışına katıldı

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa Uludağ Üniversitesi 2022-2023 akademik yılı açılışına katıldı. Burada ilk ders niteliğinde bir konuşma yapan Bakan Bozdağ, yeni anayasa ile ilgili açıklamalarda bulundu.

    Bozdağ, “Yeni anayasa konusu Türkiye’nin değişmez ve değiştirilmesi teklif edilemez ana gündemidir. Zira 1982 anayasasının yürürlüğe girdiği günden bu yana anayasa parti programına ve seçim beyannamesine koymayan meclis grubu bulunmuş ve halen grubu bulunan siyasi parti yoktur. Hepsi hem seçim hem seçim beyannamelerine hem de parti programlarına yeni anayasayı koymuşlardır. Bu şunun ifadesidir. Türk milletinin ortak talebi ve ihtiyacı yeni anayasadır. Ve kurumu bu ortak talebi ve ihtiyacı görmüş bu konuda muhtelif çalışmalar yapmıştır” dedi.

    “2008 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan yeni anayasa, yeni iç tüzük, yeni siyasi partiler ve seçim kanunu siyasi ahlak ve siyasetin finansmanı konularında milletvekili sayısına bakılmaksızın her partiden ikişer üyenin katılımıyla bir uzlaşma komisyonu kurmak istiyor, ” diyerek sözlerine devam eden Bozdağ şu şekilde konuştu:

    “Bu komisyona dönemin partilerinden AK Parti, MHP, HADEP evet cevabını verdi. Ancak CHP yeni iç tüzük komisyonuna üye verdi. Anayasa komisyonuna üye vermedi. Dolayısıyla CHP’nin tutumu nedeniyle bir anayasa uzlaşma komisyonu kurulamadı. TBMM seçilen Cemil Çiçek’in girişimi sonucu 2011 yılında yeni bir anayasa uzlaşma komisyonu kurulması çağrısı yapıldı. Bu dönemde AK Parti, CHP, MHP ve BDP’den üçer milletvekilinin katıldığı bir komisyon oluşturuldu. Kararlar oy birliğiyle alınacak dendi. Mesele yeni anayasayı hayata geçirmek bir partinin diğer partiye dayatmasını önlemek oy birliğiyle karar almasını sağlayarak herkesin içine sinen bir anayasayı hayat geçirmekti. Ama maalesef geçen zaman içerisinde komisyon 328 toplantı yaptı. 580 saat çalıştı. 172 maddeyi müzakere etti. 60 madde üzerinden uzlaştı. 112 madde üzerinde farklı görüşler ortaya koydu. Uzlaşamadı. Toplam 14 bin 970 sayfa tutanak tuttu. Sonuç? Nafile. Nitekim 13 Kasım 2013’te Meclis Başkanı bu çalışmaları sonlandırmak zorunda kaldık.”

    “Türkiye’nin en önemli anahtarı yeni anayasadır”

    Çalışmalar CHP ve değişik partilerin kırmızı çizgileri nedeniyle ilerleme imkanını kaybettiğini dile getiren Adalet Bakanı Bozdağ, “Yani parlamenter sistem olmazsa biz hiçbir şeyi görüşmeyiz, konuşamayız. Parlamenter sistemi bir kenara koyup sistemi en sona bırakalım dediler. Tartışma yaptılar, konuştular. Uzun uzun çalıştılar. Ama yine netice alınamadı. Nitekim Meclis Başkanı İsmail Kahraman döneminde yani iki bin on beş seçimlerinden sonra da bu sefer Anayasa mutabakat komisyonu adında bir başka komisyon kuruldu.

    AK Parti, CHP, MHP ve HDP üye verdi. Ama bu komisyonun ömrü çok kısa oldu. 4 Şubat 2016’da kurulan komisyon 12-16 Şubat 2016’da meclis başkan açıklamasıyla görevini sonlandırdı. Türkiye eninde sonunda yeni bir anayasayı yapacaktır. Unutmamak gerekir ki yeni anayasa olmadan yeni Türkiye de olmaz. Büyük Türkiye de olmaz. Büyük Türkiye’nin ve yeni Türkiye’nin en önemli anahtarı yeni anayasadır. Bu kapıyı yeni anayasayla açacağız” ifadelerini kullandı.

    “Dil birliği olan yeni anayasa acil ihtiyaçtır”

    Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Cumhuriyetin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı ilk şey yeni anayasadır. 1924 anayasasıdır. Şimdi cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Türkiye’nin ikinci yüzyılını inşa ederken yeni bir anayasayla yola çıkması milletimizin de, devletimizin de her bir insanımızın da ortak çıkarınadır.

    Türkiye’de herkesin ve her kesimin kendini hür hissettiği ve katkı verdiği demokratik bir ortamda ve olağan bir dönemde yeni bir anayasa yapmaya ihtiyacı var. Bizim olağan dönemde anayasa yapma irademizi ortaya koymamız ve bu iradeyi hayata geçirmemiz bizim gücümüze çok büyük güç katacaktır. Anayasanın içindeki maddelerin, fıkraların, hükümlerin, cümlelerin bile isimlerinin birbirinden çok farklı olduğu ve isimlerin adeta yarışa girdiği bir yerde elbette ki dil birliğini ve insicamı bu anayasanın muhafaza ettiğini söylemek mümkün değildir. O yüzden dil birliği olan, insicamı olan, iç bütünlüğü yerinde olan yeni bir anayasa Türkiye’nin acil ihtiyacıdır.”

    “Millete güvenmeyen bir anayasa”

    İktidar çoğunluğu hangi partideyse, gruptaysa, onların görüşleri meclisten geçmiş, referanduma gidip halktan onay aldığında da anayasa değişikliği olmuş ve anayasa hükmü olarak yürürlüğe girdiğini vurgulayan Bozdağ, “Bu şu demektir; 223 noktadaki müdahale, 19 paket, 44 mülga, 179 değişiklik değişik siyasi görüşleri dönemin etkilerini, dönemin felsefelerini anlayışlarını anayasaya yansıtmış demektir. Bu da anayasanın ruhu ve sözünü bozan ve anayasa içerisinde felsefe, fikir, görüş ve ruhların çoğulcu rekabetini ortaya koyan bir hiç olumlu da olmayan bir sonuç ortaya koymuştur. Adeta değişik fikirler, değişik felsefeler, değişik ruhlar bizim anayasamızda rekabet halindedir. ” şeklinde konuştu.

    2007’de anayasayı değiştirerek cumhurbaşkanı seçme hakkını ilk defa Türk halkına verdiklerini anlatan Bozdağ, “Türk halkı 2014’ün Ağustos’unda bilinen Türk tarihinde devlet başkanı sıfatıyla ilk defa cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkını kullanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra parlamento seçerdi. Ama bu defa Türk halkı kendi başkanını doğrudan seçme hakkını 2014’te kullanmış. Türk halkının doğrudan seçtiği ilk cumhurbaşkanı da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Yürütme organının cumhurbaşkanı tarafından seçilmesine imkan veren anayasa değişikliğini ise biz 2017’de yaptık. 2017’den bugüne yapılan değişiklikle ilk seçim 24 Haziran 2018’de yapıldı. Dolayısıyla Türk halkı bilinen Türk tarihinde ilk defa yürütme organı olan devletin başı cumhurbaşkanı 24 Haziran 2018’te seçilmiştir.

    “Değiştirerek değil, yepyeni bir anayasa ihtiyacı vardır”

    Anayasanın değiştirilerek özgürlükçü hale gelemeyeceğini söyleyen Adalet Bakanı Bozdağ, “Değiştire değiştire biz bu anayasayı ideolojik vasfını yok edemeyiz. Değiştire değiştire biz bu anayasayı insan haklarına saygılı, insan haklarına dayanan bir anayasa haline getiremeyiz. Değiştire değiştire biz bu anayasayı anayasadaki darbe ruhunu ve darbeci vasfını yok edemeyiz. Bu nedenle Türkiye’nin artık değiştirmekten, madde, fıkra değiştirmesinden vazgeçip, yepyeni bir anayasa yapmaya ihtiyacı vardır.

    Yeni anayasa projesini hayata geçirmeden bizim büyük Türkiye’yi inşa etmemiz kolay kolay mümkün gözükmemektedir. Türkiye eninde sonunda yeni anayasa hayata geçirecektir. Umarım 2023’te oluşacak yeni parlamento yeni anayasa ihtiyacını daha fazla ötelemez, milletin sesine kulak verir. Bir uzlaşma anlayışı içerisinde yeni anayasayı hazırlayıp milletimizin onayına sunma başarısını gösterir. Bu başarıya imza atacakları şimdiden kutluyorum” diye konuştu.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü A. Saim Kılavuz, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a bir tablo hediye etti. Ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Polikliniği açılışı gerçekleştirildi.

  • Bursa’da doktor adayları beyaz önlüklerini giydi

    Bursa’da doktor adayları beyaz önlüklerini giydi

    BUÜ Tıp Fakültesi, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği 2022-2023 Akademik Dönem başlangıç töreni ile yeni eğitim-öğretim yılını açtı. Törende birinci sınıfa başlayan yaklaşık 400 öğrenciye beyaz önlükleri giydirildi.

    Programa BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı, BUÜ Rektör Yardımcıları, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demir, Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca, diğer fakülte dekanları, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.

    “Köklü ve donanımlı bir fakülteyiz”

    Törende kısa bir açılış konuşması gerçekleştiren Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektörlük dönemi içerisindeki son beyaz önlük törenine katıldığını açıkladı. Memuriyet hayatında 50 yılı geride bıraktığını vurgulayan Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmasında; “Bu dönemin 45 yılını eğitim-öğretim faaliyetleri içerisinde geçirdim. İyi bir tıp fakültesine sahibiz. İlk 10 bin içerisinden öğrenci alıyoruz. Simülasyon merkezi olan son derece donanımlı bir eğitim kurumuyuz. Köklü, tecrübeli ve mesleğinin erbabı hocalara sahibiz. Bursa gibi Türkiye’nin gözbebeği bir şehirde eğitim veriyoruz. Bunlar sahip olduğumuz üstünlükler olarak ön plana çıkıyor” diye konuştu.

    “Gençler İngilizce tıp eğitimine yöneliyor”

    Gençliğin artık Türkçe eğitim veren tıp fakülteleri yerine yabancı dil eğitimi veren tıp fakültelerini tercih ettiklerinin altını çizen Rektör Kılavuz; “Tıp eğitimi ve hekimlik konusunda çok daha iyi eğitim vermiş olmasına rağmen, maalesef daha başarılı öğrenciler İngilizce eğitim veren tıp fakültelerini tercih ediyor. Dışarıdan öğretim elemanı olarak aldığımız genç hocalarımızı İngilizce eğitim diline hakim olanlar arasında seçiyoruz. Tıp Fakültesi yöneticilerimiz kendilerine bu yönde bir hedef koymalıdır. Aksi takdirde yakın gelecekte ilk 10 değil, ilk 20 tıp fakültesi arasında girmemiz bile zorlaşacaktır” açıklamasında bulundu.

    Hekimlik mesleğinin önemine de vurgu yapan Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Hekimlik mesleğinin kökü; hikmet ve bilgelik anlamına geliyor. Bilgisiz hikmet olmaz. Önce kendimizi, çevremizi ve yaşadığımız gezegeni bilmeliyiz. Bilgiye göre davrandığımız takdirde karşımıza adalet unsuru çıkıyor. O halde hekim; bilge kişi ve adil kişi anlamına gelmektedir. Bunlarla donandığınız takdirde hem bireysellikte hem de toplumsallıkta herkesin mutlu olduğu bir sosyal ve fiziki yapı karşımıza çıkıyor. Bu anlamda gençlerimiz çok ulvi bir mesleğe talip oldu. Fakat 3 milyon aday arasından ilk 10 bine girmeyi başaran öğrencilerimiz bu ağır yükü kaldırabilecek yetenektedir. Her birinin yolu açık olsun. Rabbim, yar ve yardımcıları olsun” şeklinde konuştu.

    Yeni dönemde 400 öğrenciye ev sahipliği yapacak

    Dekan Prof. Dr. Ekrem Kaya ise Tıp Fakültesi’nin yarım asırlık geçmişiyle öğrenciler için adeta bir cazibe merkezi haline geldiğinin altını çizdi. Fakülteye bu yıl YKS’de ilk 10 bine giren ve okul birincisi kontenjanından gelen toplam 240 öğrencinin kayıt yaptırdığını açıklayan Prof. Dr. Ekrem Kaya; “Bunlara ek olarak fakültemiz, uluslararası öğrenci projesi çerçevesinde dünyanın farklı ülkelerinden gelen toplam 42 öğrenciyi bünyesine katmıştır. Ayrıca Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Tıp Fakültesi’nden 60, Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden de 40 öğrenci olmak üzere toplam 100 öğrenci ek olarak fakültemiz bünyesine katılmıştır. Bu da demek ki fakültemiz bu yıl 400 yeni öğrenciye ev sahipliği yapacaktır” dedi.
    Fakülte olarak 262 öğretim üyesi kadrosuna sahip olduklarını, eğitim, uygulama hastanesi ve laboratuvar imkanları ile Türkiye’nin en iyi 10 tıp fakültesinden birisi olduklarını aktaran Kaya; “Geleceğin eğitim teknolojisi olan simülasyon merkezini de hesaba kattığımız zaman belki de en iyi tıp fakültesi olduğumuzu söyleyebiliriz. Önceki yıl yapılan değerlendirmede Avrupa Yeterlilik Belgesine sahip olan 25 tıp fakültesinden biri olduk. Böylelikle mezunlarımız Avrupa’da daha kolay tanınır hale gelmiştir” diye konuştu.

    Velilere ve öğrencilere tavsiyeler

    Konuşmasında velilere ve öğrencilere de seslenen Dekan Prof. Dr. Ekrem Kaya; “Değerli veliler; bu güne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığınız evlatlarınızı an itibariyle hekim olarak yetiştirilmek üzere bizlere emanet ediyorsunuz. Biz de fakültenin idari personeli ve öğretim üyelerimizle birlikte bu emaneti kabul ediyoruz. Bu genç meslektaş adaylarına gözümüz gibi bakacağımıza, onları koruyacağımıza, birer evlat olarak benimseyeceğimize, onları ülkemize, insanlığa ve bilime faydalı olacak şekilde yetiştirmeye gayret edeceğimize söz veriyoruz. Sevgili öğrenciler, genç meslektaş adayları; bugüne kadar çok çalıştınız, birçok yarışmadan geçtiniz, çok yoruldunuz ve en sonunda size çok özel bir yaşam tarzı sunacak olan hekimlik mesleğini seçtiniz. İnsanlığın var oluşundan beri değerlerinden hiçbir şey kaybetmeyen bu mesleğin düşmanı yoktur. Dostu ise çoktur. Diğer mesleklere göre geliri daha iyidir. Yaşam standardı yüksektir. Duası da boldur. Bir sıkıntı yaşarsanız kapımız sizlere her zaman açık olacaktır. Derslerinize odaklanın, en iyi şekilde okulunuzu bitirmeye gayret edin” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından BUÜ’nün emekli akademisyenlerinden Prof. Dr. Ayhan Özdemir tarafından ilk ders verildi.

    Dereceye giren öğrencilere ödüllerinin takdiminin ardından Üniversite yönetimi ve öğretim üyeleri tarafından birinci sınıfa başlayan öğrencilere beyaz önlükleri giydirildi. Program, beyaz önlük andının okunmasıyla sona erdi.

  • Diş Hekimliği Fakültesi’nde yeni dönem başladı

    Diş Hekimliği Fakültesi’nde yeni dönem başladı

    Eğitim-öğretimde üçüncü akademik yılına başlayan BUÜ Diş Hekimliği Fakültesi, yeni öğrencileri için açılış ve beyaz önlük giyme töreni düzenledi.

    Açılış töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Diş Hekimliği Fakültesi’nin Üniversite bünyesinde açılması için geç kalındığını vurguladı.

    Önceki yönetim döneminde başlatılan çalışmaların ardından 2 yıl önce fakülteyi açmanın kendilerine nasip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, “Böylesine büyük bir konumda bulunan üniversitemizin bugüne kadar diş hekimliği fakültesi açamamış olması büyük bir eksiklikti. Hamdolsun bizlere nasip oldu. Açılışını yaptık ve 2 dönemdir de eğitim-öğretim çalışmalarını yürütüyoruz. Devlet kurumlarında işler istenilen hızlarda yürümüyor. Ancak geçmişe baktığımız zaman artık bu sürüncemenin ortadan kalktığını görebiliyoruz. Bir anda imkansızlıklar ortadan kalkmıyor. Zorluklar, irade, azim ve kararlılıklarla aşılıyor. İnşallah 5 yıl sonra Türkiye’nin parmakla gösterdiği bir diş hekimliği fakültesi binası ve akademisyen kadrosu göreceksiniz. Bu noktada iş dünyamızın kıymetli temsilcilerinden İbrahim Gülmez’e çok teşekkür etmek istiyoruz. Büyük bir hizmet yaptı. Elini taşın altına koydu ve bizlere bu binayı hediye edecek. Allah, kendisinden razı olsun. Diğer iş insanlarına da örnek teşkil etmesini umuyoruz” diye konuştu.

    İnsana hizmet etmenin çok kıymetli bir erdem olduğunu kaydeden Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, öğrencilere en iyi eğitim-öğretimin verilebilmesi için çalışmalara aralıksız devam ettiklerinin altını çizdi. Diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin çok daha iyi şartlarda eğitim almalarını arzu ettiklerini söyleyen Kılavuz, “Biraz daha sabır istiyoruz. Sabrın sonu selamet olacak inşallah. Bunu öğrencilerimizin veya ailelerimizin tepkisini hafifletmek için söylemiyorum. Ancak her geçen gün şartlarımızı iyileştiriyoruz. Yarın, bugünden çok daha iyi olacak. Çünkü bu azim ve çaba meyvelerini vermeye devam ediyor” dedi. Öğrenci velilerine de seslenen Kılavuz; “Böylesine zeki ve çalışkan çocukları, Üniversitemize gönderdiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin 5 yıllık eğitimin sonunda donanımlı birer diş hekimi olacaklarından kuşkumuz yok. Yolları ve bahtları açık olsun” açıklamasında bulundu.

    Konuşmasına fakültenin açılış süreci ve devam eden eğitim-öğretim faaliyetlerini anlatarak başlayan Dekan Prof. Dr. Halil Sağlam ise 2 yıllık yeni bir fakülte olmalarına rağmen oluşturdukları nitelikli ders modelleri sayesinde büyük mesafeler kat ettiklerini belirtti. Kuruluş aşamasında sadece Türkiye’yi değil, dünyadaki en iyi 10 diş hekimliği fakültesini de incelediklerini açıklayan Dekan Prof. Dr. Halil Sağlam; “Yaptığımız araştırmalar ve incelemeler sonucunda üniversitemize özgün bir diş hekimliği programı oluşturmayı başardık. Bu programın ana başlığı entegre eğitim modelidir. Türkiye’deki tüm tıp fakültelerinde hayata geçmiş bir programdır. Ancak diş hekimliği fakültelerinde yeni başlamaktadır. Biz bu modeli çok önemsiyoruz. Kendi fakültemizde de hassasiyetle uygulamaya gayret ediyoruz. Türkiye’deki tüm diş hekimliği fakülteleri de bu modele en kısa sürede geçecektir” şeklinde konuştu.

    Törene Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Sağlam, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu, iş adamı İbrahim Gülmez, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Program, fakülteye katkıda bulunanlara teşekkür belgelerinin takdimi ve öğrencilere beyaz önlüklerinin giydirilmesiyle sona erdi.

  • BUÜ, “Engelsiz Üniversite” yolunda ilerliyor

    BUÜ, “Engelsiz Üniversite” yolunda ilerliyor

    Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından 2018 yılında hayata geçirilen ‘Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri’ne başvuran BUÜ Yönetimi, 3 fakülte binası ve 1 bölüm binası ile bu alanda Turuncu Bayrak ödülüne layık görüldü.

    YÖK, Üniversitenin 5 farklı binasının daha ödüllere aday olabilmesinin önünü açtı. Yapılan incelemeler sonucunda Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlık Binası, Sağlık Bilimleri Fakültesi Binası, İlahiyat Fakültesi Binası ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Binası mekânda erişim alanında Turuncu Bayrak ödülünü aldı. Devlet Konservatuarı Binası, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bölümler Binası, Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Binası, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Binası, Orhangazi Yeniköy Asil Çelik Meslek Yüksekokulu Binası, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi ile Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi de Turuncu Bayrak ödülü için aday gösterildi.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, değerlendirmeler sonucunda ödüle layık görülen kurumların yöneticilerine önceki gün yapılan Senato Toplantısında belgelerini ve turuncu bayraklarını takdim etti. Engelsiz Üniversite olma yolunda kararlı adımlarla ilerlediklerini vurgulayan Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “1975 yılında kurulmuş bir üniversiteyiz. Kurulduğumuz ilk günden itibaren de hedeflediğimiz her alanda en yüksek nitelik seviyesine ulaşmaya gayret ediyoruz. Köklü üniversitemizin arzu edilen niteliklere ulaşma hedefinin bir parçası da engelli öğrenci, personel ve diğer ziyaretçiler için erişilebilir ve ulaşılabilir bir iklim oluşturma çabasıdır. Ancak üniversitemize ait yapıların bazılarında istenilen modernizasyonunun henüz tamamlanamamış olması, erişilebilirlik açısından bir takım sorunlar yaşanabilmesine sebep oluyor” dedi.

    Yeni bayraklar yolda

    Bu anlamda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu’nun başkanlığında faaliyet gösteren ve Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kurt’un Koordinatörlüğünü üstlendiği Engelli Öğrenci Birimi ile Yapı İşleri Daire Başkanlığı’nın ortak çalışmalarıyla Üniversite’deki mekanların incelenmesi ve eksiklerin giderilmesi için yoğun çalışmalar yaptıklarını kaydeden Rektör Kılavuz; “Bu hedef doğrultusunda üniversitemizin kararlı çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. 2022 yılı çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmeler sonucunda Üniversitemizdeki dört fakülte binamız Mekânda Erişilebilirlik Turuncu Bayrak ödülü almayı başardı. Yedi binamız da Mekânda Erişilebilirlik Turuncu Bayrak için aday statüsü kazandı. Bu konuda bizlere destek veren ve işbirliği yapan herkese gönülden teşekkür ediyorum. Çok daha iyisi için çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri ve aday statüsü kazanan binaların sertifikaları Bursa Uludağ Üniversitesi Senato Toplantısı’nın ardından yapılan törende Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz tarafından ilgili birim yöneticilerine takdim edildi.

  • TEKNOFEST’teki BUÜ standına büyük övgü

    TEKNOFEST’teki BUÜ standına büyük övgü

    Hazırladıkları projeler ve sergiledikleri performanslarla TEKNOFEST’te adından söz ettirmeyi başaran BUÜ öğrencileri, hidrojen enerjili araç kategorisinde UMAKİT Takımıyla, performans kategorisinde en iyi tüketim değerini elde ederek ‘Şampiyon’ olmayı başardı. Ekip aynı zamanda yarışma boyunca gösterdiği performans ve organizasyon kültürü ile diğer takımlara örnek olduğu için ‘Kurum Özel Ödülü’ne layık görüldü.

    BUÜ’nün iddialı ekiplerinden bir diğeri FOCUS Takımı ise, TEKNOFEST Serbest Görev İHA Yarışması’nda mansiyon ödülü almayı başardı. TEKNOFEST finallerinde yarışan yapay zeka topluluğu Talos Otonom Araç Takımı da ortaya koyduğu başarılı ekip çalışması ile En İyi Takım Ruhu Ödülü’ne layık görüldü.

    Öte yandan TEI – TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş.’nin sponsorluğunu üstlendiği Jet Motor Tasarım Yarışması’nda yer alan LykeAero, 258 takım arasında finale çıkan son 6 takım arasına girmeyi başardı. Takım, 29-31 Temmuz tarihlerinde Ordu’da gerçekleştirilen final sunumlarında ise jüri üyeleri tarafından En İyi Sunum Ödülü’ne layık görülmüştü.

  • ULUKOZA’dan 8 girişimci daha şirketleşmeye hak kazandı

    ULUKOZA’dan 8 girişimci daha şirketleşmeye hak kazandı

    Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin girişimcilere yol haritası çizdiği markası ULUKOZA, teknoloji tabanlı girişimcilik merkezi olma özelliği taşıyarak, yenilikçi iş fikirlerinin hayata geçirilmesine destek olmaya devam ediyor.

    TÜBİTAK, Bireysel Genç Girişim “BİGG” programı 2022 yılı 1. Çağrısına Türkiye genelinde 63 adet uygulayıcı kuruluş aracılığı ile 2182 girişimci iş fikri başvurusu yaptı. Bu başvurulardan uygulayıcı kuruluşlar tarafından iş planına onay verilen 320 girişimcinin iş planları TÜBİTAK tarafından düzenlenen 2. aşama panelleri kapsamında değerlendirildi. Akademisyenler, sanayiciler ve yatırımcılardan oluşturulan panel değerlendirmeleri sonucu Türkiye genelinde 133 girişimcinin 2022 yılı 1. Çağrısı kapsamında 2. Aşama desteği alması uygun bulundu.

    BİGG4tech konsorsiyumu kapsamında girişimcilere yenilikçi iş modelleri üretimi aşamasında önemli destekler sağlayan Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin hayata geçirdiği ULUKOZA Programından gönderilen 11 adet girişimciden 8 tanesi 450 bin TL hibe almaya hak kazandı. BİGG4tech konsorsiyumu kapsamında ise toplamda 10 adet girişimci destek almayı başardı.

    REKTÖR KILAVUZ: DESTEĞİMİZ DEVAM EDECEK

    Akademik çalışmaların yanı sıra Teknoloji Transfer Ofisi bünyesinde devam eden girişimci faaliyetlerinin de Üniversiteye bilimsel anlamda katkı sağladığına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “ULUKOZA programı kapsamında destek almaya hak kazanan tüm girişimcilerimizi tebrik ediyorum. Üniversite olarak sizlere destek vermeye devam edeceğiz. Yeter ki bilim ve proje üretmeye devam edin” diye konuştu.

    PARLAK FİKİRLERE KAPI AÇIK

    Bursa Uludağ TTO Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Eren de kurum olarak girişimcilere ve firmalara yol göstermeyi sürdürdüklerini kaydetti. Bugüne kadar onlarca firmayı TÜBİTAK destekleri ile buluşturduklarının altını çizen Eren, Teknoloji Transfer Ofisi’nin bu anlamda büyük bir başarı oranı yakaladığını, parlak fikri olan ve bu konuda destek almak isteyenlerle iletişime geçmeye her zaman hazır olduklarını belirtti.
    Girişimcilik platformu ULUKOZA programı desteği ile 450.000 TL hibe almaya hak kazanan girişimcilerimiz ise; Necip Talha Karaduman (Cerrahi Stapler), Rasim KADİRHAN (Endüstriyel ortamlar için denetim amaçlı hava robotu), Ecem Efendi Erdem (Biyoteknolojik Yatak Üretimi), Ahmet Canoğlu (Optik Damar Görüntüleme Cihazı), Batuhan İnce (ChocoBean), Dinçer Mutlu (FeatSpeak), Demir Aydemir (Bilbordia) ve Nurettin Gökhan Adar (Akıllı kaynak sensör üretimi) olarak açıklandı.

    BiGG4tech, Sabancı Üniversitesi Inovent A.Ş. yürütücülüğünde; Çukurova Teknokent, Namık Kemal Üniversitesi Teknopark ve Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (ULUKOZA) partnerlindeki konsorsiyumdan oluşuyor.

  • BUÜ Halk Oyunları Grubu, hayran bıraktı

    BUÜ Halk Oyunları Grubu, hayran bıraktı

    BUÜ Halk Oyunları Grubu, organizasyonda 14 erkek, 14 kız, 2 müzisyen ve 1 yönetici olmak üzere 31 kişilik kafile ile yer aldığı festivalde; Artvin, Zeybek, Stilize ve Roman danslarını sergiledi.

    Etkinlik hakkında bilgi veren Kafile Başkanı BUÜ Öğr. Gör. Nazım Gürak; “Festivalde akşamüstü yapılan kortej yürüyüşlerinden sonra gösterilerimizi sergiledik. Grubumuz halkın yoğun ilgisi ve sevgisiyle karşılaştı. Diğer ülkelerin hep aynı performansları sergilediği festivalde, Üniversitemiz Halk Dansları Grubu her akşam farklı bir performans sergileyerek, katılan gurupları da kendisine hayran bıraktı. Bunun sonucunda festivale katılan ülkelerin tamamından, önümüzdeki yıl Ülkelerinde yapılacak festivaller için davet aldık” dedi.

    Öğrenciler hem eğlendi hem de eğlendirdi

    Sicilya adasındaki festival programı çerçevesinde Cefalu, Sardunya, Lascari, Caltavutura ve Polizzi gibi kentlerde gösteriler yaptıklarını açıklayan Öğr. Gör. Nazım Gürak; “Ağustos ayı sonunda yapılan hasat sonrasındaki eğlenceyi içeren festival ( Fındık Hasadı ) tüm kenti bir araya getiriyor. Süslenen at arabaları ile şehrin içinde turlar düzenleniyor. Festival yerli ve yabancı grupların gösterileri ile son buluyor. Ayrıca Sicilya adasındaki tarihi yerleri gezen öğrencilerimiz, görsel olarak da bilgilerini geliştirdi. Bu festivalde aynı zamanda ülkemizin tanıtımına vesile olan başta Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz olmak üzere katkı veren herkese teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.