Etiket: BUÜ

  • Geleceğin siber güvenlik uzmanları Bursa’da yetişecek

    Geleceğin siber güvenlik uzmanları Bursa’da yetişecek

    Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi iş birliği, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen Siber Vatan Programı, siber güvenlik alanında uzmanlaşmak isteyen gençler için büyük bir fırsat sunuyor. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’na göre siber güvenliğin güçlendirilmesi ve nitelikli insan kaynağının oluşturulması en önemli öncelikler arasında yer almaktadır. Kalkınma ajanslarında yaygınlaştırılan Siber Vatan Programı, ülkemizin siber güvenlik altyapısını güçlendirmeyi ve bu alandaki insan kaynağını geliştirmeyi hedeflemektedir.

    BEBKA’nın Bursa’da başlatacağı Siber Vatan Programı öğrencilerin siber güvenlik alanında web güvenliği, zararlı yazılım analizi, tersine mühendislik, siber tehdit istihbaratı ve güvenlik operasyon merkezi gibi kritik alanlarda uzmanlaşmalarına imkan sağlayan beş farklı bileşenden oluşmaktadır. Bunlar “Teknik Eğitim “, “Siber Vatan Bootcamp”, “Siber Vatan Teamscamp”, “Takım Çalışmaları”, “Siber Vatan Vizyon Buluşmaları”dır.

    Yaklaşık 8 ay süren teknik eğitimleri başarıyla tamamlayan öğrenciler, çeşitli ödevler, görevler ve sınavlar aracılığıyla değerlendirilecektir. Bu süreçte başarılı olanlar, Bootcamp programına katılmaya hak kazanıp, Bootcamp’te de başarı gösterenler, Siber Vatan Takımları’na seçilmekte ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi koordinasyonunda çeşitli firmalarda stajyer olarak istihdam edilmektedir.

    Siber Vatan takımlarına yönelik Teamscamp’lerle de öğrencilerin kendi girişimlerini yapabilmeleri amacıyla uygulanabilir bir fikir ile öne çıkan öğrencilere temel girişimcilik eğitimleri, sorun bulma ve problem çözme, ihtiyaç analizi ve SWOT analizi eğitimi, iş fikri oluşturma, iş fikri doğrulama, iş modeli oluşturma, mentorluk süreçleri yürütülmektedir ve yeni girişimler ortaya çıkarılmaktadır. Öğrenciler takımlar halinde görevler alarak uygulamalar gerçekleştirmekte, ulusal ve uluslararası yarışmalara katılmakta ve teknoloji odaklı girişim projeleri üzerinde çalışmaktadır. Eğitimlerin yanı sıra, usta-çırak buluşmaları, takım çalışmaları, sektörel projeler, ulusal ve uluslararası konferanslar, yarışmalar ve siber güvenlik tatbikatları düzenlenmektedir.
    Programa katılan öğrenciler, Savunma Sanayii Başkanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi önemli kurumlarla gerçekleştirilen iş birlikleri sayesinde hem teknik bilgi hem de sektörel deneyim kazanmakta, TEKNOFEST, Hack Karadeniz, TEKNOFEST Azerbaycan ve NATO Kilitli Kalkan Tatbikatı gibi etkinliklerde yer alarak bilgi ve becerilerini pekiştirmektedir.

    Siber Vatan Programı ile Bursa’da geleceğin siber güvenlik uzmanlarını yetiştirmek için ilk adım atılarak, BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram önce Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile daha sonra da Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci ÇAĞLAR ile iş birliği protokolü imzaladı. Protokol ile Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerine bölüm ayrımı olmaksızın ücretsiz eğitimler verilecek.

    Törenlerde konuşan Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram, “Siber güvenlik, modern dünyanın en kritik unsurlarından biri haline gelmiştir. Dijital dönüşümün hızla ilerlediği günümüzde, ulusal güvenliğimizi tehdit edebilecek riskler de giderek artmaktadır. Bu nedenle, gençlerimizi bu alanda yetiştirmek, ülkemizin dijital sınırlarını koruma gücümüzü artırmak büyük bir önem taşımaktadır. Siber Vatan Programı, bu hedefe ulaşmada önemli bir köşe taşıdır. Eğitim verdiğimiz her bir öğrencinin, kazandığı bilgi ve deneyimle ülkemizin dijital güvenliğine katkı sağlayacağına inanıyorum. Onlar, geleceğin siber güvenlik liderleri, teknoloji girişimcileri ve inovasyon öncüleri olacaklar” dedi.
    Bursa Uludağ Üniversitesi’nde gerçekleşen törende konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz “Siber Vatan Programı, Türkiye’nin siber güvenlik alanında yetkin, donanımlı ve uluslararası düzeyde rekabet edebilecek bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen, kapsamlı ve vizyoner bir projedir. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak, bu projenin bir parçası olmaktan ve gençlerimizi bu alanda geliştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz“ dedi.

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen törende konuşan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yakın bölgenin ve Bursa’nın tek Teknik Üniversitesi olarak, ülkemizin siber güvenlik ekosistemine katkı sunacak bu projede yer almak bizim için büyük bir sorumluluk ve onurdur. Üniversitemizin güçlü akademik yapısı, teknik altyapısı ve öğrenci potansiyeli ile Siber Vatan Programı’nın başarıya ulaşmasında önemli bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu iş birliği, gençlerimize siber güvenlik alanında derinlemesine bilgi edinme fırsatı sunacak, onları ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet edebilecek bir seviyeye çıkaracaktır. Bu vesileyle, BEBKA’ya ve Siber Vatan Programı’nın tüm paydaşlarına teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu projede yer alacak olan tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum” dedi.

    Kendilerini siber güvenlik alanında geliştirmek isteyen öğrenciler 25 Ekim 2024 tarihine kadar başvurularını BEBKA internet sitesinde yer alan linkten yapabilecekler. Başvurusu kabul edilen öğrenciler 15 günlük bir süre içerisinde çevrimiçi olarak Siber Vatan Hackviser platformunda eğitim ve görevleri (Linux eğitimi, Network eğitimi ve sınav) tamamlamaları gerekecektir. İkinci aşamada ise Hackviser Platformu üzerinden görevleri eksiksiz tamamlayan öğrenciler sınava tabi tutulacak, içlerinden başarılı olan 40 öğrenci yüz yüze eğitim almaya hak kazanacaktır.

  • Bursalı tıp öğrencileri ALS hastalarına umut oldu

    Bursalı tıp öğrencileri ALS hastalarına umut oldu

    Uludağ Üniversitesi lisans ve lisanüstü öğrencilerden oluşan FUSion takımının projesi, ölümcül olan ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalarının hayatını iyileştirmeyi ve hastalığın ilerlemesinin önlenmesini hedefliyor.

    Projeyi gelişteren FUSion takımı, “İnsanlık adına yeni bir umut kaynağı olabilir” diyerek projelerini daha büyük bir kitleye duyurmayı hedefliyor. FUSion takımı bu yıl Adana’da gerçekleşen TEKNOFEST 2024 Biyoteknoloji İnovasyon yarışması nadir hastalıklar kategorisinde katıldığı yarışmada 1’nci oldu.

    Öğrenciler bu mutluluklarını Rektör Profesör Ferudun Yılmaz ile kutladılar.

  • Üniversite-Sanayi işbirliğine yeni halka

    Üniversite-Sanayi işbirliğine yeni halka

    Farklı alanlarda çok sayıda proje işbirliği gerçekleştiren BUÜ Yönetimi, son olarak sektörünün öncü işletmelerinden Rudolf Duraner firmasıyla özel bir protokol yaptı. Üniversite ve firma arasında bilimsel araştırma, eğitim-öğretim uygulama alanlarında ortak çalışmalar yürütmeyi hedefleyen işbirliği sözleşmesine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile Rudolf Duraner Yönetim Kurulu Üyesi Rasim Çağan imza attı.

    HEDEF ÜST SIRALARA TIRMANMAK

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, işbirliği protokollerinin üniversite açısından son derece önemli bir yeri olduğunu belirtti. Yer aldıkları araştırma üniversiteleri liginde tatlı bir rekabetin süregeldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “208 üniversite arasından 23 üniversite araştırma üniversiteleri arasında seçildi. Böyle bir ligde bilimsel üretimi teşvik edecek, üniversitelerimizi kalkındıracak kıymetli bir yarış var. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak bu 23 üniversite arasındaki yerimizi sağlamlaştırmak ve mümkünse daha üst sıralara tırmanabilmeyi hedefliyoruz. İş dünyasıyla yapacağımız işbirliklerinin bu sıralamada bizlere olumlu katkıları oluyor. Akademisyenlerimiz, yöneticilerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimizle birlikte çok daha iyi sonuçlar alabilmek için var gücümüz çalışıyoruz. Son bir yılda yaptığımız çalışmalar neticesinde yavaş yavaş yukarılara çıkmaya başladık” dedi.

    İŞBİRLİKLERİ ÇOK DEĞERLİ!

    Bursa gibi büyük bir sanayi şehrinin, en büyük üniversitesinin araştırma üniversiteleri sıralamasında çok daha güçlü bir şekilde temsil edilmesini arzuladıklarının altını çizen Rektör Yılmaz; “Son derece büyük ve nitelikli sanayicilerimiz var. Farklı alanlarda özel çalışmalar yürüten iş insanlarımız var. Onlarla yürüttüğümüz ortaklıkların sayısını arttırmak istiyoruz. İş insanlarımızın üniversitemize gösterdiği yakınlık ve verdiği destek bizi her anlamda daha fazla motive ediyor. Bugün imzaladığımız işbirliği protokolü de çok değerli. İlgi ve destekleri için Sayın Rasim Çağan’a teşekkür ediyor, protokolün hayırlara vesile olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

    “BİZDE TİCARİ PAZAR, ÜNİVERSİTEDE BİLİM VAR”

    Rudolf Duraner Yönetim Kurulu Üyesi Rasim Çağan ise araştırma üniversiteleri arasında yaşanan rekabetin, iş dünyasında da olduğunu ve bunun herkesi diri tuttuğunu söyledi. Akıllı işletmelerin rakiplerinden çok fazla şey öğrenebileceğini aktaran Rasim Çağan; “Hem birbirimizden öğreniyoruz hem de yarışı sürdürüyoruz. Bu olmadığı takdirde yok oluruz. Kendimizi daha fazla geliştirebilmek adına Ar-Ge Merkezi kurduk. Bunu öncelikle Ar-Ge disiplinini öğrenebilmek adına yaptık. Bu disiplini öğrenmek ve bununla yaşamak ülkemiz açısından çok eski değil. Hepimiz ticari işletmeleriz. Bilime tek başımıza ne vakit ne de kaynağımız yeter. Bizde ticari pazar var, üniversitede ise bilim var. Biz bunu kendi başımıza bir yere kadar yapabiliriz. Bursa bir sanayi şehri ancak ihracat kültürü çok zayıf. Bu kültürü üniversitemizin de katkısıyla geliştireceğiz. Protokol, hepimiz için hayırlı olsun” açıklamasında bulundu.

    Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Kara da BUÜ’nün araştırma üniversiteleri arasında yer aldığına ve bilimsel üretime kıymetli katkılar sunduğuna işaret ederek, iş dünyası temsilcilerinden aldıkları desteğin kendilerini daha çok çalışmaya teşvik ettiğini belirtti.

    İşbirliği imza töreninde BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgen Osman, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülin Vural Aslan, Fen Bilimleri Enstitüsü yöneticileri ile firma temsilcileri de hazır bulundu.

  • BUÜ’de 1. Pediatrik Psikofarmakoloji Okulu etkinliği

    BUÜ’de 1. Pediatrik Psikofarmakoloji Okulu etkinliği

    Geleneksel hale getirilmesi hedeflenen ve “Pediatrik Psikofarmakolojinin Temelleri” ana başlığıyla Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa; BUÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Eren, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal, çok sayıda çocuk psikiyatri hekimi katıldı.
    Sürdürülebilirlik konusunda BUÜ’den tam destek

    Organizasyonun açılış töreninde konuşan Rektör Vekili Prof. Dr. Cafer Çiftçi, ilk kez düzenlenen böylesine özel bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan ötürü büyük bir memnuniyet duyduklarını kaydetti. Sürdürülebilirlik konusuna işaret edenProf. Dr. Cafer Çiftçi; “Üniversiteler, geçmişten gelen bilgiyi geleceğe doğru bir şekilde aktarmak ve geleceğe yön vermek konusunda önemli kurumların başında geliyor. Ancak bunun dışında gelecekte var olabilmek için ruh sağlığı düzgün çocuklar ve gençlerle kurulu bir dünya düzeninin sağlanması konusunda da eğitim kurumlarına büyük iş düşüyor. Bu noktada sürdürülebilirlik yaşamak zorunda olduğumuzu her alana giriyor. Etkinliğin içeriğinin çocuklarımız ve gençlerimizin sağlıklı yetiştirilebilmeleri adına da ayrıca önem taşıdığını biliyoruz. Programın düzenlenmesinde işbirliği sağlayan Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği’ne, ilgili anabilim dalı hocalarımıza, emeği bulunan ve katılan tüm konuklara ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “Psikiyatri hekimlerimiz çok değerli”

    Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Eren ise işi gereği çocuklarla son derece yakından ilgilendiğini belirterek; “Çocukları muayene etmek için normalden daha fazla hassasiyet gösteriyoruz. Ruh bizim için çok önemli. Çocuklarımızın ve gençlerimizin ruhlarına dokunmadan başarılı bir tedavi uygulamamızın imkanı yok. Psikiyatri hekimlerimiz bu anlamda çok değerli. Onların son derece özel bir iş yaptığına inanıyorum. Bugünkü etkinliğin de her anlamda hayırlı geçmesini diliyorum” açıklamasında bulundu.

    Gelecek neslin ruh sağlığı için sorumluluk aldılar

    Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal da ilk kez düzenledikleri etkinlik nedeniyle son derece heyecanlı olduklarının altını çizdi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin kıymetli katkılar verdiğini belirten Prof. Dr. Neslihan İnal; “Başından beri bize çok yardımcı oldular. Burada çok gurur duyduğum bir anabilim dalı var. O da çocuk ve ergen psikiyatrisi anabilim dalı. Orada gelişimlerine tanık olduğum, az çok birlikte bir şeyler yapabildiğim 3 değerli akademisyen hocamız var. Başta anabilim dalı başkanı Prof. Dr. Caner Mutlu olmak üzere yine çok kıymetli Doç. Dr. Şafak Eray Çamlı ve Doç. Dr. Serkan Turan, gerçekten çok emek verdiler. Onların bu programdaki katkıları asla unutulamaz. Tüm dileğimiz bu etkinliğin geleneksel hale getirilmesidir. Gelecek neslin ruh sağlığı açısından sağlıklı yetiştirilmesi için son derece önemli görevler üstlenmiş bir camiayız. Bu programı da o yüzden düzenledik. Emek veren herkese gönülden teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    26-28 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen programda çok sayıda konuşmacının katıldığı oturumlar, olgu tartışmaları ve paneller düzenlendi. Organizasyon, son gün yapılan Bursa turu ile sona erdi.

  • Erasmus Merkezi Projeler Bilgi Günü’nün ilki BUÜ’de yapıldı

    Erasmus Merkezi Projeler Bilgi Günü’nün ilki BUÜ’de yapıldı

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde yapılan etkinliğin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Türkiye Ulusal Ajansı İletişim Daire Başkanı Dr. Rana Kasapoğlu Önder, Bologna Koordinatörü Prof. Dr. Nermin Bulunuz, Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Recep Yücedoğru, Uluslararası Akademik İlişkiler Koordinatörü Doç. Dr. Mücahit Özdemir ile akademisyenler ve kurum temsilcileri katıldı.

    “Fonlardan daha fazla bütçe alabiliriz”

    Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Erasmus programlarına üniversite olarak ciddi bir yatkınlıklarını bulunduğuna işaret ederek; “Zaten aşina olduğumuz ve uzun zamandır içerisinde yer aldığımız bir uygulamanın yeni adımlarını burada ilk kez düzenlenen toplantıda dinleyeceğiz. Üniversite olarak ana hedeflerimizden birisi de Erasmus ve benzeri programlarda daha üst seviyelere çıkabilmektir. Erasmus programına sadece öğrenci hareketliliği olarak bakmamak gerekiyor. Bu programda ciddi fonlar da var. Üniversite ve akademisyenler olarak o kısımdan daha fazla pay alabilmenin peşine düşmemiz gerekiyor. Bunun yolunu da konuk konuşmacılarımızdan dinleyerek öğreneceğiz. Etkinliğe katılan ve araştırmaya meraklı hocalarımızın da bu konuda üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getireceğine gönülden inanıyorum” şeklinde konuştu.

    “Proje ofisi açılıyor”

    Konuşmasında yeni bir projenin müjdesini de veren Rektör Yılmaz, Erasmus Koordinatörlüğü bünyesinde kurulacak Proje Ofisi ile fon gelirlerinden daha fazla yararlanmaya yönelik çalışmalar yürüteceklerini açıkladı. Yeni ofis hazırlıklarında son aşamaya geldiklerini belirten Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Akademisyenlerimiz, proje çalışmaları ve doğru fonlama konusunda bu ofisimizden destek alacaklar. Proje Ofisimiz üzerinden her türlü desteği sağlayacağız. Bir araştırma üniversitesiyiz ve bu ligde çok daha üst sıralarda yer almayı hedefliyoruz. Hızlıca yükselebilmemizin en önemli adımlarından birisi de buralardan elde edilecek fonların kullanılmasından geçiyor. Üniversitemizin kapasitesine olumlu yansımaları olacağına inanıyoruz. Kritik bir eşikteyiz ve hep birlikte çalışarak bu eşiği aşacağımızı biliyoruz” dedi.

    Türkiye Ulusal Ajansı İletişim Daire Başkanı Dr. Rana Kasapoğlu Önder ise ilk etkinliğe ev sahipliği yaptıkları için üniversite yöneticilerine teşekkür etti. Erasmus hareketliliğinin detaylarına yönelik sunum yapan Dr. Rana Kasapoğlu Önder, mevcut fonlardan daha fazla yararlanabilmek için Türkiye Ulusal Ajansı olarak her zaman destek vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
    Türkiye Ulusal Ajansı yetkililerinin sunumlarıyla devam eden etkinlik, fonlardan faydalanan akademisyen ve sektör temsilcilerinin konuşmalarının ardından sona erdi.

  • BUÜ’nün ‘En İyiler’ listesi artıyor

    BUÜ’nün ‘En İyiler’ listesi artıyor

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Stanford Üniversitesi’nden bilim adamlarının öncülük ettiği, Hollanda’dan da bilim insanlarının yer aldığı bir ekip tarafından atıf sayısı, h indeksi, hm indeksi, kendine atıf oranı gibi değişkenlerden oluşan ve kompozit indikatör bilimsel etki endeksi kullanılarak yapılan başarı sıralamasında dünyada yüzde 2’lik dilime giren “World Top yüzde 2 Scientists List” araştırmacılar belirlendi. 2023 yılı çalışmalarının incelendiği 223 bin 152 bilim insanının yer aldığı listede Türkiye’den bin 518 bilim insanı, BUÜ’den de 20 akademisyen bu sıralamada yer aldı. Akademisyenlerin tüm akademik kariyerleri boyunca yaptıkları çalışmalar dikkate alınarak oluşturulan sıralamada ise toplam 217 bin 97 bilim insanının içerisinde BUÜ’den 14 öğretim üyesi listede yer aldı. Bir önceki yıl açıklanan sıralamada BUÜ’den sadece 11 akademisyen listeye girmişti.

    Bu yıl için yayımlanan listede Türkiye’den bin 518 akademisyenin ismi yer aldı. BUÜ’den ise bu yıl 20 bilim insanı en iyiler listesinde gösterildi. Listede yer alan akademisyenler sırayla şu isimlerden oluştu;

    “Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız, Doç. Dr. Betül Sultan Yıldız, Doç. Dr. Senem Kamiloğlu Beştepe, Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı, Prof. Dr. Ömer Kaynaklı, Prof. Dr. Emrullah Yaşar, Prof. Dr. İlknur Alibaş, Prof. Dr. İsmail Filya, Prof. Dr. Adem Doğangün, Doç. Dr. Arzu Akbulut, Prof. Dr. Ali Mardani, Doç. Dr. Murtaza Cicioğlu, Prof. Dr. Tolga Çavaş, Prof. Dr. Mehmet Karahan, Doç. Dr. Emre İsa Albak, Prof. Dr. Muhsin Klıç, Prof. Dr. Tülay Özcan, Prof. Dr. İlker Ercan, Prof. Dr. Serdal Dikmen ve Prof. Dr. Necmettin Kaya.”
    Tüm akademik kariyerleri boyunca yaptıkları çalışmalar dikkate alınarak oluşturulan en iyi akademisyenler sıralamasında yer alan BUÜ’lü bilim insanının sayısı ise bu yıl 14’e ulaştı. Listede yer alan akademisyenler ise şu isimlerden oluştu;

    “Prof. Dr. Ali Rıza Yıldız, Prof. Dr. Ömer Kaynaklı, Doç. Dr. Betül Sultan Yıldız, Prof. Dr. Veysel Turan Yılmaz, Doç. Dr. Senem Kamiloğlu Beştepe, Prof. Dr. Tolga Çavas, Prof. Dr. İsmail Filya, Prof. Dr. İlknur Alibaş, Prof. Dr. Mustafa Özgür Yaylı, Prof. Dr. Mehmet Karahan, Prof. Dr. Emrullah Yaşar, Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. Necmettin Kaya ve Prof. Dr. Ferruh Öztürk.”
    Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bilim insanları listesinde yer alan tüm akademisyenleri tebrik etti. Listede yer alan Türk bilim adamı ve BUÜ’lü akademisyen sayısının artış göstermesinden büyük bir memnuniyet duyduklarını vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Geçen yıla oranla bu sene Üniversitemiz ve Ülkemizin gösterdiği ilerlemeden son derece mutluyuz. Listeye giren tüm hocalarımızı tebrik ediyor, üstün başarılarının devamını diliyoruz. Hocalarımızın genç akademisyenlerimize de rol model olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

  • BTÜ’de kozalak şuruplarının içeriği araştırılacak

    BTÜ’de kozalak şuruplarının içeriği araştırılacak

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Nadide Seyhun’un yürütücülüğünü yaptığı “Kızılçam (Pinus brutia), Karaçam (Pinus nigra), Toros Göknarı (Abies cilicica) ve Toros Sediri (Cedrus libani) Kozalakları Kullanılarak Elde Edilen Kozalak Şuruplarının Fizikokimyasal ve Duyusal Özellikleri ile Toksikolojik Profillerinin Karşılaştırılması” başlıklı araştırması Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında da destekleniyor. 30 ay sürecek olan projenin ekibinde, Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Rasim Alper Oral, Prof. Dr. Gökçen Yıldız, Araştırma Görevlisi Esranur Tan, Biyomühendislik Bölümü’nden Doç. Dr. Gökçe Taner ve Başkent Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ayşe Nurşen Başaran araştırmacı olarak yer alıyor.

    Piyasadaki ürünlerin içeriği bilinmiyor

    Özellikle koronavirüs pandemisiyle üst solunum yolları rahatsızlıklarını tedavi etmek amacıyla kozalak şuruplarına talebin arttığını ifade eden Nadide Seyhun, piyasada bulunan ürünlerin ağırlıklı olarak çevrimiçi alışveriş sitelerinde satışa sunulduğunu, bu ürünlerin içeriği, üretim şekli gibi kriterler hakkında yanlış ya da yetersiz bilgi olduğunu dile getirdi. Piyasadaki ürünlerin herhangi bir standardizasyonunun olmadığına vurgu yapan Seyhun, “Ürünlerin üretim şekilleri, kaynağı ve fizikokimyasal özellikleri hakkında bilgiye ulaşılamaması, ürünlerin gıda güvenliği açısından bir risk içerip içermediği hakkında soru işaretleri oluşturuyor” diye konuştu.

    Kozalak şuruplarının analizi yapıldı

    Proje için yapılan ön denemelerde piyasadan alınan bazı kozalak şuruplarının analizlerinin yapıldığını dile getiren Nadide Seyhun, “Bu ürünlerde HMF (hidroksimetil furfural) adı verilen ve kanserojenik potansiyeli olan bir bileşiğin yasal sınırların üzerinde olduğu görülmüştür. Projemizin ana hedeflerinden birisi, fonksiyonel özellikleri güçlü ve gıda güvenliği açısından risk oluşturmayan kozalak şurubu elde etme şartlarının araştırılmasıdır” ifadelerini kullandı.

    Akciğer kanserine etkisine de bakılacak

    Kozalak şurubunun halk arasında başta öksürük olmak üzere mide rahatsızlıkları, astım, bronşit gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Seyhun, “Ancak kozalak şuruplarının sağlık üzerindeki etkileri ve uygun kullanım dozları hakkında yeterli çalışma bulunmamaktadır. Proje kapsamında 4 farklı türden elde edilen kozalak şuruplarının güvenli kullanım dozlarının belirlenmesi amacıyla toksik etkileri karşılaştırmalı olarak çalışılacaktır. Proje kapsamında bu testler hem sağlıklı hem de kanserli akciğer hücre kültürlerinde yapılacak, böylece kozalak şuruplarının akciğer kanserinde kullanım potansiyeli olup olmadığına dair ön veri elde edilmesi de sağlanacaktır” dedi.

    Geleneksel üretimle karşılaştırma

    Proje kapsamında kozalak şurubu üretiminde yaygın olarak kullanılan kızılçam ve karaçam kozalaklarının yanı sıra Anadolu’ya özgü türler olan Toros göknarı ve Toros sediri kozalakları da kullanılacağını aktaran Seyhun, şunları sözlerine ekledi: “Göknar ve sedir kozalaklarından elde edilecek olan kozalak şuruplarının fizikokimyasal ve duyusal özellikleri ile toksikolojik profilleri incelenecek ve geleneksel üretimde kullanılan kızılçam ve karaçam kozalakları ile üretilen kozalak şurubunun özellikleri ile karşılaştırılarak aralarında fark olup olmadığı araştırılacaktır.” Dr. Öğretim Üyesi Seyhun, proje kapsamında kullanılacak olan kozalakların Mersin Orman İşletme Müdürlüğü’nden temin edileceğini belirterek Mersin Orman İşletme Müdürü Kenan Çetin başta olmak üzere Mersin Orman İşletme Müdürlüğü personeline destekleri için teşekkür ettiklerini belirtti.

  • BUÜ’nün 50. Yıl Logo Tasarım Yarışması sonuçlandı

    BUÜ’nün 50. Yıl Logo Tasarım Yarışması sonuçlandı

    2024-2025 eğitim-öğretim dönemiyle birlikte kuruluşunun 50. yılını kutlamaya hazırlanan BUÜ, tüm etkinliklerinde 50. yıl için hazırlanan özel logoyu kullanacak. Bu kapsamda düzenlenen ve uluslararası katılıma açık tutulan logo tasarım yarışmasına 1,5 aylık süre içerisinde toplam 397 çalışma gönderildi.

    Özel jüri değerlendirdi

    Genel şartlar nedeniyle 57 başvurunun elendiği yarışmada kalan eserler BUÜ başta olmak üzere farklı üniversitelerde görev yapan akademisyenlerden oluşan jüri üyelerinin değerlendirmesine sunuldu. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın jüri başkanlığı yaptığı heyette; BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sezin Türk Kaya, Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. İbrahim Yılmaz, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Ü. Salih Denli, BUÜ Teknik Bilimler MYO Grafik Tasarım Programı Öğretim Görevlisi Dr. Erhan Mutlugün, BUÜ Teknik Bilimler MYO Grafik Tasarım Programı Öğretim Görevlisi Gültekin Erdal ve BTSO 58. Komite Başkanı Özleyiş Ardalı yer aldı.

    Endonezyalı öğrenci birinci oldu

    Yarışma şartlarına uygun olan toplam 340 eseri titizlikle inceleyen jüri üyeleri; 1.lik ödülünü BUÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi Endonezyalı Zhein Nirwan Tawil’in tasarımına verdi. Zhein Nirwan Tawil, yarışmanın büyük ödülü olan 35 bin TL’yi almaya hak kazandı. Mürsel Karaman’ın tasarımının 2. seçildiği yarışmada, Berkay Özdemir’in tasarımı da 3. oldu.

    Yarışmanın ikincisi 10 bin TL’lik ödülü, 3.sü ise 5 bin TL’lik ödülü almaya hak kazandı. Yarışmada mansiyon ödülleri Serkan Bakioğlu, Muhammed Kocadağ ve Rıdvan Parlak’ın tasarımlarına verildi. Mansiyon alan yarışmacılar, “Jüri Başarı Ödül Sertifikası” almaya hak kazandı. Öte yandan yarışmaya gönderilenler arasından seçilen 50 eser, 11 Nisan’da düzenlenecek olan 50. Yıl Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında sergilenecek ve “50. Yıl Jüri Sergileme Ödülü” sertifikası verilecek.

    Rektör Yılmaz’dan teyekkür

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nin 50. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlandıklarını söyleyen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bu kapsamda açtıkları logo tasarım yarışmasına toplam 5 ülkeden yaklaşık 400 tasarımcının katıldığı bilgisini paylaştı. Ekim ayı itibariyle kuruluş yıldönümü kutlamalarını başlatacaklarını aktaran Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Yeni eğitim-öğretim dönemiyle birlikte akademik, sportif, sanatsal ve bilimsel başlıklar altında çok sayıda organizasyon düzenleyeceğiz. Tüm bu organizasyonlarımızda 50. yıl logomuzu kullanacağız.

    Kampüsümüzde, Bursa’nın görünür noktalarında, kurumsal yazışmalarımızda ve internet sitemiz başta olmak üzere tüm sosyal medya hesaplarımızda logomuzu sergileyeceğiz. Deneyimli bir jüri kurduk. Eserleri tek tek inceledik. Dereceye girenleri kutluyorum. Yarışmamıza katılan herkese teşekkürlerimi iletiyorum. 50. Yıl logomuzun üniversitemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” dedi.

  • Mudanya’da Uluslararası Kültürel Miras sempozyumu

    Mudanya’da Uluslararası Kültürel Miras sempozyumu

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Mudanya Mütarekesi’nin yıl dönümünde önemli bir etkinliğe imza atıyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı koordinasyonunda Bursa Uludağ Üniversitesi, Mudanya Belediyesi, Çekül Vakfı ve Bursa Okulu işbirliğiyle düzenlenen ‘Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu’, 4-5 Ekim 2024 tarihlerinde Mudanya’da yapılıyor.

    Mudanya’nın tarihini ve kültürel dokusunu derinlemesine irdeleyecek olan programda, yurt dışından ve yurt içinden katılacak birçok akademisyen kendi alanlarında önemli bilgiler paylaşacak.

    İki gün sürecek olan programda, 5 akademik bildirimler oturumu ve ‘Mavi Yeşil Mudanya’ söyleşisi Tirilye Kültür Merkezi’nde düzenlenecek. Belediye başkanları ve kent konseyi başkanları forumu ile ‘Mudanya Fotoğrafları ve Gazeteleri Sergisi’ ise Mudanya Mütareke Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Sempozyumun temel hedefi, bölgenin tarihi ve kültürel mirasının korunmasına yönelik çalışmalara akademik bir zemin hazırlamak ve bu alandaki farkındalığı artırmak.

    Sempozyum Onur Kurulu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’tan oluşuyor. Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanlığını Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan üstlenirken, Sempozyum Düzenleme Kurulu’nda Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Mudanya Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı Baran Güneş, ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Keçiş, Düzce Üniversitesi’nden Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gürhan Yellice, Bursa Okulu’ndan Dr. Alper Can ve Uğur Ozan Özen yer aldı.

    Etkinliğin ilk gününde Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Sait Liman’ın başkanlığını üstleneceği birinci oturumda, Prof. Dr. Odile Moreau, Prof. Dr. Mustafa Şahin, Prof. Dr. Saime Yüceer, Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu ve Prof. Dr. Hatice Şahin konuşma yapacak.

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sertaç Dokuzlu’nun başkanlığını yapacağı ikinci oturumda, Gerasimos Apostolatos, Vassileios Sakellaridis, Prof. Dr. Eugenia Mytilineou, Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar ve Dr. Alper Can bilgilerini paylaşacak.

    Sempozyumun üçüncü oturumunun başkanlığını Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa üstlenirken, Dr. Georgios Limantzakis, Raif Kaplanoğlu ve Giovanni Cassano da konuşma yapacak.

    Prof. Dr. Serhat Zaman’ın oturum başkanlığını üstleneceği günün son oturumu olan dördüncü oturumda ise Prof. Dr. Uğur Bilgili, Prof. Dr. Sertaç Dokuzlu, Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan ve Dr. Öğrt. Üyesi Yusuf Ziya Karaaslan bilgiler paylaşacak.

    Etkinliklerin ilk günü, ‘Mavi Yeşil Mudanya’ isimli bir söyleşide Mithat Kırayoğlu, Cüneyt Pekman ve Ceyhun İrgil’in konuşmalarıyla son bulacak.

    Etkinliğin ikinci günündeki beşinci oturumun başkanlığını Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç üstlenirken, Dr. Öğretim Üyesi Emine Şahin, Uğur Ozan Özen, Hilmi Haşal, Uzm. Sanat Tarihçi Fikret Alkan, Prof. Dr. Ayşegül Koyuncu Okca ve Zümrüt Üskül konuşma yapacak.

    Mudanya ve çevresindeki yerel yönetimlerin geleceğe dair ortak bir vizyon geliştirmelerine fırsat sunacak olan ‘Belediye Başkanları ve Kent Konsey Başkanları Forumu’, bölgede sürdürülebilir kalkınma ve iş birliği kültürünü güçlendirmeyi hedefliyor. Forumun moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Yüksel Baysal üstlenirken, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ve Mudanya Kent Konseyi Başkanı Ozan Kozan konuşmacı olarak yer alacak. Etkinlikler, Yavuz Gerçekçi’nin koleksiyon ve arşivinden Mudanya Fotoğrafları ve Gazeteleri Sergisi ile son bulacak.

    Geçmişin izleri geleceğe taşınacak

    Uluslararası Mudanya Mütarekesi ve Kültürel Miras Sempozyumu, sadece Mudanya’nın tarihine ışık tutmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının korunmasına yönelik adımlara da öncülük edecek. Yerel ve uluslararası akademik çevreler ile halk arasında güçlü bir köprü kurmayı hedefleyen sempozyum, Mudanya’nın tarihi önemini bir kez daha hatırlatarak, geçmişin izlerini geleceğe taşıma yolunda önemli bir adım olacak.

  • Otomotivdeki güncel gelişmeler

    Otomotivdeki güncel gelişmeler

    Bu yıl 11.si düzenlenen Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi, Bursa Sheraton Otel’de yapıldı. BUÜ’nün desteklediği ve Burkon tarafından organize edilen OTEKON 2024’te sektörde yaşanan değişimler ve geleceğe yönelik adımlar ele alındı. Kongrenin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Kaya, Kongre Onursal Başkanı Prof. Dr.Ferruh Öztürk, yurt içi ve yurt dışından gelen akademisyenler, araştırmacılar, sektörün önde gelen isimleri ile çok sayıda kurum ve kuruluşun temsilcisi katıldı.

    “Sektördeki çalışmalar birçok bilim alanını içeriyor”

    Açılış töreninde konuşan BUÜ RektörüProf. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa’nın otomotiv alanında önemli bir kent olduğunu ve otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; Otomotiv sektörü son derece kıymetli bir alan. Bursa da otomotiv endüstrisinin merkezi olduğuna göre Otomotiv Teknolojileri Kongresinin üniversitemiz tarafından organize edilerek Bursa’da yapılıyor olmasından da son derece memnun olduk. Otomotiv sektöründeki çalışmalar birçok bilim alanını içeriyor. Böylesine gelişmiş bir otomotiv teknolojisinin olduğu yerde, bilimsel altyapı oluşturacak gayretler de son derece bir önem arz ediyor. Sektör ve akademik camia adına hayırlı olmasını diliyor, etkinliğe emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

    Yenilikler ve gelişmeler derinlemesine incelendi

    Organizasyona dair bilgi veren BUÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necmettin Kaya, 2002 yılında başlayan ve 2 yılda bir düzenlenen Otomotiv Teknolojileri Kongresi’nin on birincisi olan OTEKON 2024 Kongresinde 21 paralel oturum ve 123 bildirinin sunulduğunu aktardı.Otomotiv sektörünün ve akademik dünyanın önemli isimlerinin bir araya getirildiğini belirten Prof. Dr. Necmettin Kaya; “Sektördeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri derinlemesine inceledik. Böylesine kapsamlı bir organizasyona katılan tüm konuklarımıza, katkı veren sponsorlarımıza ve organizasyonu yapan Burkon firmasına teşekkürlerimizi iletiyoruz” şeklinde konuştu. Kaya, ilki 2002 yılında yapılan, iki senede bir tekrarlayan ve geleneksel hale gelen Otomotiv Teknolojileri Kongrelerinin on ikincisinin (OTEKON 2026), 7-8 Eylül 2026 tarihinde yapılacağı bilgisini de paylaştı.

    Amerika ve İngiltere’den otomotiv alanında uzman akademisyenlerin ve Tofaş, Ford Otosan, Oyak-Renault’tan Ar-Ge ve Mühendislik Yöneticilerinin konuşmalarıyla devam eden Kongre, ‘Future of mobilityandsustainabletransportation: Vehicle Design andManufacturing’ ana teması üzerine otomotiv alanında yapılan araştırma çalışmaları ve uygulamaların sunulduğu bildirilerle tamamlandı.