Etiket: BUYSAD

  • Fahiş fiyat sebep resesyon sonuç

    Fahiş fiyat sebep resesyon sonuç

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSASD) Başkanı Coşkun Dönmez, bazı restoranların menü fiyatlarını maliyetlerin çok üzerinde artırdığını söyledi. Bu durumun enflasyonu daha da tetiklediğine dikkat çeken Coşkun Dönmez, “Piyasada çoğu sektör, maliyet bazlı fiyat belirlemek yerine rakipleri ile kendilerini kıyas ederek fiyat belirletilemeye başladı. Özellikle gıda sektöründe bu duruma çok rastlıyoruz. Bazı restoranlar maliyetlerin çok üzerinde menü fiyatı belirliyor” dedi.

    “Resesyona yol açar”

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez,“Genel iktisat kuralıdır. Bir ürünün fiyatı belirlenirken hammaddeye ödenen paraya, kira, işçilik, enerji, ambalaj, deterjan, amortisman, vergilerden oluşan genel giderler eklenir. Belirli bir kâr oranı da eklenerek birim fiyat bulunur ve bu şekilde ürün müşteriye sunulur. Fakat son dönemde bu yapılmayıp ürün ‘rakiplerin fiyatına’ göre belirlenmeye başladı. Gıda sektöründen örnek verelim. Pandemi, kuraklık, savaş gibi etkenlerle gıda hammaddesi fiyatları yükseldi. Genel giderler de yükseldi. Ancak piyasada çoğu işletme gider artışını esas almayıp ‘kıyas’ yapıyor. Üzülerek söylüyorum bazı işletmeler fiyat artışlarını fırsata çevirmeye başladı. Bu ise enflasyonu tetikleyerek sabit gelirli kesimin zaten sınırda olan alım gücünü daha da aşağı çekerek resesyona yol açar. Bunun da acısını hep birlikte yaşarız.”dedi.

    “Fiyat Kalite dengesini kuranlar ayakta kalır”

    Coşkun Dönmez, tüm sektörler için uyarıda bulunduğunu belirterek, bu süreçte fiyat kalite dengesini kuran işletmelerin ayakta kalacağını diğerlerini ise kaybedeceğini söyledi. Tüm sektörlerdeki işletmelere, kıyasa göre fiyat belirlemeyi bırakıp maliyet bazlı fiyata dönmeleri uyarısı yapan Başkan Dönmez, “En doğru fiyat hammadde, genel giderler ve amortisman maliyetlerinin toplanıp makul bir kâr eklenmesi ile bulunur. Lütfen kıyas fiyatlamasını bırakalım artık” dedi.

  • Endüstriyel yemek sektöründen hayati uyarılar

    Endüstriyel yemek sektöründen hayati uyarılar

    Gıdada küresel çapta yaşanan aşırı fiyatlara ilave olarak Türkiye’de son dönemdeki vergi artışları, asgari ücret zammı ve dövizdeki aşırı artış sonrasında çıkmaza giren Endüstriyel yemek sektörü, 3 aylık anlaşmaları bırakarak yeniden eskalasyon yani maliyete göre fiyat belirleme sistemine geri döndürüyor. Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yazılı bir açıklama yaparak hizmet alan işletmeler için hayati öneme sahip uyarılarda bulundu.

    Başkan Dönmez, tüm dünyada kuraklık ve savaş kaynaklı ciddi bir gıda krizi yaşandığını belirterek bundan çok etkilenenlerin başında da endüstriyel yemek sektörünün geldiğini belirtti. Eskiden yıllık bazda yaptıkları anlaşmaları 3 aya çektiklerini ancak son gelişmeler sonrasında bunu da yapamayacaklarını vurgulayan Dönmez, “Bir yıl önce yaşanan olumsuzluklar sebebiyle eskalasyon sistemin geçmiştik. Piyasa biraz rahatlamayınca 3 aylık anlaşmalara geri dönmüştük. Ancak bu yıl haziran ayı sonunda yapılan anlaşmalar son döviz kurları ile sürdürülmesi imkansız hale geldi. Bu yüzden yeniden ‘Eskalasyon Sistemine’ dönmek zorunda kalacağız” dedi.

    Tağşiş uyarısı

    Coşkun Dönmez maliyet artışlarına piyasaya ‘imkânsız’ dedirtecek fiyatlarla satış yapan merdiven altı zihniyetine sahip işletmelerin ise insan sağlığını tehdit ettikleri uyarısı yaptı. Sektör olarak bu kadar sorunun arasında bir de bu zihniyetteki işletmelilerin yol açtığı haksız rekabetle de mücadele ettiklerini ifade eden Dönmez, “Gıda ciddi konudur, asla şakası olmaz. Gıda fiyatları, enerji ve işçilik giderleri, ambalaj fiyatları ortadayken birileri piyasanın çok altında yemek veriyorsa ne yediğinize dikkat edin. Aldığınız yemeği bir laboratuvarda analiz ettirin. Tağşiş, hammadde ile yapılan yemekler çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği gibi ölümcül sonuçlar da doğurabilir” dedi.

    Başkan Dönmez sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye’nin her yeri için söylüyorum. Bu işi layıkıyla yapan, yapmaya çalışanlar ve hiç yapamayanlar var. Maalesef işletmeler hizmet değil fiyat odaklı konuya yaklaşıyor. Bu devam ederse sorunun üstesinden gelemeyiz. Bazen bir köşe başı lokantası çıkıp uluslararası firmaya hizmet verebiliyor. Bu sözüm yanlış anlaşılmasın lütfen. Tabii ki, işini her zaman layıkıyla yapan tüm meslektaşlarımızın yanında olmak bizim gibi STK’ların temel görevidir. Fakat şunu da unutmayalım, endüstriyel yemek sektöründen hizmet alan kurumların ancak gıda zehirlenmesi olduğunda gıda güvenliği aklına geliyor. Hâlbuki bunu baştan düşünüp bu şekilde bir kıyaslama yapılması gerekiyor. Çoğu zaman rekabetin ölçütü aynı olmuyor. Bu konudaki önerim; müşterilerimizin tesisleşmesini tamamlamış, hijyen ve sanitasyon kurallarına uyan ve bunları akredite kuruluşlarca belgelendirmiş, üretim denetim ve hizmet kadroları güçlü, önce insan ve şartsız müşteri memnuniyeti odaklı işletmeleri tercih etmeleridir. Fiyatı da bu kriterleri yerine getiren işletmelerle kıyaslamasıdır.”

  • “Artışlar sürerse etsiz menülere hazır olun”

    “Artışlar sürerse etsiz menülere hazır olun”

    2023 yılı başından itibaren kırmızı ve beyaz fiyatının yüzde yüzü geçen oranda artış olduğunu söyleyen endüstriyel yemek sanayicileri, spekülatif artışların durdurulmasını istedi. Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, kırmızı ve beyaz etin maliyetlerine etkisinin yüzde 40 olduğunu belirterek, “Artık müşterilerimize et nedeniyle sürekli artan maliyetlerimizi anlatamıyoruz. Bir süredir uyguladığımız eskalasyon sitemi de soruna çözüm bulmaya yetmemeye başladı. Kırmızı ve beyaz etteki kontrolsüz artışın devam etmesi halinde maalesef menülerimizden eti çıkartmak zorunda kalacağız” dedi.

    Coşkun Dönmez, her yıl kurban bayramı öncesinde kırmızı et fiyatının yükseldiğini ancak bu yıl beyaz ette de enflasyonun çok üzerinde nedensiz artış olduğunu ve bu durumun endüstriyel yemek sektörünü büyük bir açmaza soktuğunu söyledi. Başkan Dönmez, “Artık dayamıyoruz. Yeni kurulan hükümetten piyasadaki spekülatif artışlara çözüm bulmasını istiyoruz. Kırmızı ette artışın nedeni arz yetersizliğidir. Çünkü üreticiler kurban bayramı öncesinde fiyatların daha da artacağı varsayımı ile hayvanlarını kesime göndermiyor. Şap hastalığı da bu işin tuzu biberi oldu. Ama beyaz et fiyatlarının artmasını nedeninin, kimse açıklayamıyor. Çünkü beyaz ette maliyet artışı yılbaşından bugüne sadece yüzde 17 olduğu halde fiyatları yüzde 100 arttı.” Diye konuştu.

    İthalat şart

    Coşkun Dönmez kırmızı et fiyatlarının arz düşüklüğünden kaynaklandığını vurgulayıp acil olarak ithalat yapılarak bu arzın sağlanmasını da istedi. Hayvan yetiştiricilerin, fiyatların daha da artacağı beklentisi ile pazara hayvanlarını getirmediklerini vurgulayan Başkan Dönmez şunları söyledi: “Yeni kurulan kabineden beklentimiz bu soruna acil çözüm bulmasıdır. Kısa vadede fiyatların konsolide edilmesi için ithalat şart oldu. Yapılacak ithalattan sonra etlerin dağıtımında önceliğin endüstriyel yemek sektörüne verilmesini bekliyoruz. Bu konuda sektör dernekleri ile görüşülerek talepler belirlenmeli ve buna göre bir dağıtım ağı kurulmalıdır. İthalat yapılırsa yerli üreticilerin de hayvanlarını pazara getirmelerini umuyoruz. Bu sayede en azından artış kontrol altına alınabilir.
    Bunun yanı sıra beyaz et sektörüne karşı da yaptırımlar getirilmesini bekliyoruz. Kırmız etteki arz eksikliğinden kaynaklanan fiyat artışını kopyalayıp fiyatlarını aynı oranda artırmalarına mutlaka önlem alınmalı. Rekabet Kurumu bu sektörü mercek altına almalı.”

  • “Seçim bitti, ekonomi ve üretime odaklanmalıyız”

    “Seçim bitti, ekonomi ve üretime odaklanmalıyız”

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği, (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Dönmez, “Sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye yaklaşık 1 yıldır seçim soluyor. Ancak yaklaşık 2 yıl süren Korona virüs salgını, hemen ardından baş gösteren Rusya Ukrayna Savaşı sebebiyle tüm dünyada ciddi bir ekonomik buhran yaşanıyor. Türkiye’de buna ilave olarak 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremin yol açtığı hasarlar var. Hiç vakit kaybetmeden seçim atmosferi sebebiyle göz ardı ettiğimiz ekonomik sorunlarımıza odaklanmalıyız” dedi.

    Coşkun Dönmez, endüstriyel yemek sektörü firmalarının artan gıda fiyatları sebebiyle zor günler geçirdiğine dikkat çektiği açıklamasında Türkiye’de tüm dünyada yaşanan enflasyona ilave olarak Kıyas Enflasyonu sorunu olduğunu bir kez daha dile getirdi. Özellikle gıda ürünlerinde üretimde maliyet artışı olmadığı halde, başka ürünlerle yapılan kıyaslama ile oluşturulan sebepsiz fiyat artışları olduğuna vurgu yapan Başkan Dönmez şunları kaydetti:
    “Maalesef her yıl Ramazan ayı öncesinde sebze, meyve, bakliyat ürünleri, kırmızı ve beyaz et, et ve süt fiyatları sebepsiz olarak artırılıyor. Etteki artış Kurban Bayramı’na kadar devam ettiriliyor. Kronik hale gelen bu soruna önlem alınması için Rekabet Kurulu’nu göreve davet ediyoruz. Bir süredir kırmızı ette şap hastalığı bahane edilerek fiyatlar tavan yaptı. Haydi, kırmızı ette şap hastalığı ve arzın talebi kasılamaması durumu var. Ama Beyaz ette maliyetler yılbaşından bu güne yüzde 17 artmışken, beyaz etteki yüzde 100’ü yüzde yüzü geçen artışın sebebi nedir? Söyleyeyim, beyaz et üreticileri kırmızı et ile kendi ürünlerini kıyaslayıp fahiş zamlar yaptı. Seçim öncesinde kuru soğan fiyatı da neredeyse uçuşa geçti. Oysa normal zamanda yeni ürün çıkmadan önce fiyatlar düşerdi. Biz bu artışlara kıyaslama ile oluşturulan ‘Ahlak Enflasyonu’ adı veriyoruz.”

    Türkiye’de tarım ve hayvancılığın yapısal sorunları olduğuna da değinen Coşkun Dönmez, yakında göreve başlayacak hükümetin Tarım ve hayvancılık politikalarını güncelleyerek doğru desteklemeler ile bu sorunlara kalıcı çözüm bulmasını da istedi. Öncelikle kırmızı ve beyaz et ile tarım ürünlerindeki spekülatif arışlar için hızlı yaptırımlar getirilmesi gerektiğini savunan Başkan Dönmez, yapısal sorunların çözümü yönünde de şu önerileri sundu:
    “Büyük ve küçükbaş hayvanların beslenmeleri için sulak mera alanları oluşturulmalı. İthalata dayalı yem ve gübre yerine yerli üretim desteklenmeli, özellikle yem ve gübre hammaddelerinin Türkiye’de üretecek olanlara destek verilmeli. Ne kadar boş tarım arazisi varsa ekim yaptırılmalı, sahipleri ekim yapmıyorlarsa bu işi yapacak işletmelere devlet kontrolünde kiralanması uygulaması hemen başlatılmalı. Kuraklık veya hastalık sebebiyle ürün azlığı olduğu durumlarda ihracata kısıtlama getirilmeli.”

    Açıklamasında endüstriyel yemek sektörünün stratejik öneme sahip olduğuna vurgu yapan Coşkun Dönmez, bu sektörün maliyetlerinin düşürülmesi için BTSO ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa’da bir Gıda Sanayi Bölgesi kurmak için çalışma yapmasını da istedi. Başkan Dönmez, “Bursa Hali’nin arkasında veya yakınında böyle bir bölgeye ihtiyaç var. Bizler hammadde ihtiyaçlarını karşılayabileceğimiz böyle bir bölge için gereken desteğe hazırız” dedi.

  • Et spekülatörlerine BUYSAD’dan tepki

    Et spekülatörlerine BUYSAD’dan tepki

    Ramazan öncesi kırmızı et fiyatlarındaki artışa Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez’den tepki geldi. Dönmez, her yıl Ramazan ayında spekülatörler tarafından aynı filmin sahnelendiğini söyledi. Perakende noktalarında dana kıymanın kilosunun 250 liraya, kuşbaşı etin kilosunun da 300 liraya yükseldiğini belirten Dönmez, söz konusu artışların maliyet kaynaklı olmadığını ifade etti.

    Fiyat artışlarının herhangi bir maliyet artışına dayanmadan özellikle Ramazan ayı öncesinde yapılmasını fırsatçılık olarak nitelendiren Başkan Dönmez, spekülatörlere karşı önlem alınmasını istedi. Dönmez, fiyatlar karşısında hayvan ve kırmızı et ithalatının başlatılmasını, ayrıca Et ve Süt Kurumu’nun Ramazan ayı boyunca et fiyatlarını sabitleme kararı almasını yerinde bulduğunu ifade etti. Ramazan ayı bahane edilerek fırsatçılık yapanlara hoşgörüyle yaklaşmalarının mümkün olmadığını anlatan Dönmez, “Endüstriyel yemek sektörü olarak zaten tarımsal gıda fiyatlarındaki artıştan en çök etkilenen sektörüz. Kırmızı et de bizim en önemli hammaddemiz. Durup dururken fırsatçıların fiyatları yükseltmesiyle bizim de maliyetlerimiz değişiyor. Müşterilerimize karşı sorumluluklarımız var. Ama bu artışları biz de fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyoruz” dedi.

    “Hayvan sayısını arttırmalıyız”

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, son 15 yılda zaman zaman ithalat yapılarak fiyat artışlarının baskılamaya çalışıldığını ancak sorunun kökten çözümünün gerektiğini ifade etti. Dönmez, “Türkiye’deki tarımsal üretim maalesef çok istikrarsız seyrediyor. Hayvancılığın geliştirilmesi, hayvan sayısının artırılması gerekiyor. Bunun için hayvan yetiştiricilerinin ciddi şekilde desteklenmesi lazım. Arz-talep dengesinin olmadığı bir yerde, geçici çözümler işe yaramıyor” diye konuştu.

  • BUYSAD tencere enflasyonunu açıkladı

    BUYSAD tencere enflasyonunu açıkladı

    Yaptığı açıklamada önce 6 Şubatta meydana gelen deprem felaketlerine değinen BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler nedeniyle çok büyük bir acılar yaşandığını ve can ve mal kayıplarına neden olduğunu söyledi. Başkan Dönmez, “Hepimizin başı sağ olsun. Umarım bu felaketten herkes gerekli dersleri çıkarır. Bundan sonrası için eksiklerimizi görüp tedbirlerimizi alabiliriz. Şunu da ifade edeyim. Endüstriyel yemek sektörü olarak, felaketin hemen ardından bölgeye koşarak elimizden gelen desteği verdik ve vermeye devam ediyoruz. Bizlere ihtiyaç olduğu sürece bölgede olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Dün açıklanan enflasyon rakamlarının ardından BUYSAD’ın verilerine göre ocak ve şubat aylarında oluşan ‘Tencere Enflasyonu’ verilerini paylaşan Başkan Coşkun Dönmez, geçtiğimiz yılın son ayında gıda fiyatlarının yüzde eksi 2.6 oranında gerilemesiyle hazır yemek sektörünün nefes aldığını vurguladı. Ocak ayında asgari ücret artışı kaynaklı girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak gıda fiyatlarının yüzde 9,1 oranında yükseldiğine dikkat çeken Başkan Dönmez, şubat ayında ise fiyat artışının nispeten normal seyrine dönerek yüzde 3,8 gerilediğini bildirdi.

    Başta kuraklık olmak üzere dünya ve Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin, gıda enflasyonunun düşeceği yönünde ümit vermediğini belirten BUYSAD Başkanı, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle gıda fiyatlarının artmasından endişe ettiklerini de söyledi. Gıda fiyatlarındaki artıştan en çok etkilenen sektörün endüstriyel yemek sektörü olduğunun bir kez daha altını çizen Başkan Dönmez, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
    “Dünyayı etkisi altına alan pandemi tam sona erdi derken, Rusya-Ukrayna Savaşı başladı. Kuraklık ve enerji maliyetlerindeki tırmanış, hem küresel düzeyde, hem Türkiye’de gıda fiyatlarını uçurdu. Türkiye’nin devreye girmesiyle tahıl koridoru açılarak Rusya ve Ukrayna’dan dünyaya tahıl sevkiyatının başlaması, yaz aylarında tarla ürünlerinin pazara inmesiyle gıda fiyatlarının hız kesmesi, sektörün üzerindeki yoğun baskıyı nispeten hafifletmişti.

    Bu gelişmelerle geçen yıl aralık ayında yüzde 2,6 oranında gerileyen gıda fiyatları, sektörün nefes almasını sağlamıştı. Ancak ocak ayında yeniden yüksek düzeyde gerçekleşen gıda enflasyonu, sektörün geleceğe umutla bakmasını ne yazık ki engelliyor. Ülke olarak yaşadığımız deprem felaketi ve yaklaşan Ramazan ayı, gıda fiyatlarını umarım daha fazla tetiklemez. Önümüzdeki sıkıntılı süreci atlatırsak, tarla ürünlerinin pazara ineceği haziran ayında gıda fiyatlarının yeniden düşüşe geçeği de bizi umutlandırıyor.”

  • BUYSAD’tan yemek desteği

    BUYSAD’tan yemek desteği

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez yaptığı açıklamada, ilk etapta bölgeye hemen hazır çorba, hazır paket yemek ve kumanya gönderdiklerini, ikinci ve üçüncü gün ise afet bölgesinde mobil mutfaklar kurduklarını söyledi. Başkan Dönmez, “Bursa’nın yanı sıra deprem bölgesi ve yakınlarında da hizmet veren üyelerimiz hiç zaman kaybetmeden mutfaklarını hiç tereddüt etmeden tüm depremzedelere açarak yemek dağıtımına başladı. Hızla koordine olarak bölgeye personel ve ekip ekipman desteğinde bulunduk. Bu afet bize STK’ların ne kadar güçlü olabileceğini gösterdi” dedi.

    Yardımların doğru organize edilmesi için YESİDEF (Yemek Sanayicileri Federasyonu) ile iş birliği yaparak bölgedeki Yemek Sanayicileri Dernekleri ile irtibat kurduklarını belirten Başkan Coşkun Dönmez, iyi bir planlama yaparak bölgeye önce hazır çorba ve hazır paket yemekleri ulaştırdıklarını belirterek, “Çalışmalarımızda bölgedeki deneyimli meslektaşlarımızla koordineli hareket etmeye özen gösterdik. Üye meslektaşlarımız üç bölgede mobil mutfak kurdu. Yine deprem bölgesinde hizmet veren üye firmalarımız mutfaklarından afetzedelere sıcak yemek hizmeti vermeye ve barınma ihtiyaçlarını da karşılamaya başladı. Planlama çerçevesinde ve AFAD’ın talepleri çerçevesinde, Hatay, Adana ve İskenderun’da felaketin yaşandığı ilk günden itibaren çalışmalarımıza başladık. İlk hafta ortalama günde 12 bin kap yemek, 20 bin kâse çorba, 5 bin paket hazır yemek ve 10 bin kumanyayı depremzedelere ve yardım ekiplerine sunduk. Halen bölgedeki mutfaklarda her gün 10 bin kap yemek sunmayı sürdürüyoruz. Bu yardımlar, BUYSAD üyelerinin yanı sıra çalışmalarımıza destek veren değerli müşterilerimiz ve tedarikçilerimizin de katkısı ile ihtiyaç olduğu sürece devam ettireceğiz. Bunları yaparken bize destek olan tüm kişi ve kurumlar ile personelimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    Coşkun Dönmez, deprem bölgesine yemek yardımını endüstriyel yemek sektörünün boynun borcu olarak gördüklerini ve talep gelmesi durumunda faaliyetlerine aralıksız devam edeceklerini de ifade etti.

    Türkiye’nin ve Türk insanının böylesine bir felaketin altından, ancak sabırla, dayanışma ile yardımlaşma ruhuyla kalkabileceğine vurgu yapan Dönmez, “Türk insanı, bir kez daha ülkesini, insanını nasıl sevdiğini gösteriyor. Ülkemizin her yerinden, devletimizin öncülüğünde bölgeye adeta yardım yağdırıyor. İnsanlarımız, hem bireysel, hem kurum ve kuruluşlar aracılığı ile depremzedenin yardımına koşarak merhametli yönünü dünyaya gösteriyor. Kimisi, nakdi, gıda, giysi, donanım yardımı yaparak, kimisi kan vererek zor durumdaki kardeşlerinin acılarına ortak oluyor. Bizlerde imkânlarımız ölçüsünde kesintisiz yemek desteği veriyoruz. İnsanlarımızın deprem bölgesine ulaşmak için havaalanına, otobüs terminallerine koşması, bizim bu felaketi göğüsleyebileceğimize olan inancımızı yükseltiyor, umutlarımızı taze tutuyor. Herkesin elinden geleni yaptığı bu süreçte, biz de BUYSAD olarak insanların yemek ihtiyacını zahmetsiz ve hızlı şekilde karşılayacak hazır paket çorba, hazır yemek, kumanya kumanyalar ile ve de kurulan mutfaklarla, ülkemizin, insanımızın yanında olmak istedik. Yardımlarımız bundan sonra da devam edecek. Şunları da eklemek istiyorum. STK’lar çok önemli bir işleve sahiptir. Bu felaket sırasında gerek federasyonumuz YESİDEF, gerekse BUYSAD olarak hızla koordine olduk. Üyelerimiz olan meslektaşlarımızın yanı sıra sektörde faaliyet gösteren tüm endüstriyel yemek sektörü firmaları ilettiğim talepleri anında yerine getirdiler. Bu aynı zamanda BUYSAD’a duyulan güvenin bir göstergesidir.”

  • BUYSAD üyelerine teknik gezi

    BUYSAD üyelerine teknik gezi

    Firmanın İstanbul, Edirne ve Tekirdağ’daki tesislerini kapsayan gezide, BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez ve üyelerden oluşan hazır yemek sanayicilerini, Soyyiğit Grup Genel Müdürü Temel Soyyiğit ve Genel Müdür Yardımcısı Aydın Soyyiğit karşıladı.
    Geziye katılan BUYSAD Heyeti, firmanın İstanbul’daki toz gıda üretim ve dolum tesisleri ile Edirne ve Tekirdağ’daki sıvı yağ üretim ve dolum tesislerinde incelemelerde bulundular. BUYSAD üyeleri, hazır yemek sanayiinde kullanılan gıdaların tüm üretim aşamaları hakkında bilgi alırken, üretimde kullanılan teknolojik imkânları da yerinde gördüler.

    136 ülkeye ihracat

    Konuk ziyaretçilerle yakından ilgilenen Soyyiğit Gurup Yönetim Kurulu Başkanı Temel Soyyiğit, BUYSAD üyelerini ağırlamaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek, üretim gurupları ve pazar faaliyetlerine yönelik bilgiler aktardı.
    Soyyiğit, 60 bin metrekarelik kapalı alanda toz gıda, sıvı yağ ve sıvı pastacılık ürünleri üretimi gerçekleştirdiklerini belirterek, onlarca çeşit ürünlerini hem iç hem dış pazara verdiklerini söyledi. Perakende toz gıda, perakende toz içecek,aromalısoğuk içecekler, sıvı yağlar, pastacılık ve profesyonel mutfak ürünleri olmak üzere 6 grupta üretim yaptıklarını açıklayan Soyyiğit, “Yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet göstererek modern üretim tesislerimizde kaliteden ödün vermeden ürettiğimiz ürünlerimizi iç pazarın yanı sıra 136 ülkeye ihraç ederek ülke ekonomisine de katkıda bulunuyoruz. Tedarikçisi olduğumuz firmaların ürünlerimizi gönül rahatlığıyla kullanabildiklerini bilmek, üretim anlayışımızı daha ileri seviyeye taşımamıza katkı sağlayacaktır”dedi.

    “Gezilerimiz sektöre değer katıyor”

    Gezi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, üyelerini tedarikçi firmaların üretim tesisleri, faaliyetleri ve üretim süreçleri konusunda bilgilendirerek, hazır yemek sanayiindeki kalite standartlarını yükselttiklerini söyledi. Sıvı yağın hem perakende, hem hazır yemek sanayinde kullanılan en temel hammaddelerden biri olduğunu hatırlatan Dönmez, sıvı yağ üretiminde Türkiye’nin önde gelen markalarını üreten firmayı ziyaret ederek üretim kalitesini ve üretim teknolojilerini yerinde görme fırsatı bulduklarını söyledi.

    “Üretim süreçlerini yerinde inceledik”

    Kent Boringer markasıyla satışa sunulan toz gıda, sıvı yağ ve pastacılık ürünlerinin hazır yemek sektörünün de hammaddeleri arasında yer aldığını vurgulayan Dönmez, “Son derece yararlı bir gezi gerçekleştirdik. Üyelerimizin kullandığı ürünlerin kalitesini, üretim süreçlerini yerinde görmesi, sektörümüze artı değer katacaktır. Sonuçta kaliteli yemek üretmek ve müşterilerimize sağlıklı ürünler sunmak istiyorsak, kaliteli hammadde kullanmamız gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda tedarikçilerimizin üretim süreçleri konusunda üyelerimizin bilinçlenmesi çok önemli” diye konuştu.
    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, kendisine ve üyelerine tesislerinin kapılarını açarak faaliyetleriyle ilgili bilgiler aktaran Soyyiğit Grup Yönetim Kurulu Başkanı Temel Soyyiğit, Genel Müdür Yardımcısı Aydın Soyyiğit ve Kent Boringer’ in Güney Marmara Bayisi Anaçlar Gıda Genel Müdürü Murat Ayhan’a, gösterdikleri konukseverlik için teşekkür etti.

  • Fiyatların sabit kalmasıyla yemek sektörü rahatladı

    Fiyatların sabit kalmasıyla yemek sektörü rahatladı

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, dünya genelinde yaşanan kuraklık, enerji ve gübre fiyatlarındaki artış ile yetersiz üretim arzının yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tahıl sevkiyatına darbe vurması ve ülke içinde döviz kurunda yaşanan yükselişin gıda fiyatlarında yüksek artışlara yol açtığını hatırlattı.

    2021 yılının son çeyreğinde başlayan ve bu yılın ilk 5 ayında yaşanan yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artışın hammaddesi gıda olan endüstriyel yemek sanayicilerinin belini büktüğünü belirten Coşkun Dönmez, son iki aydır yaşanan olumlu gelişmelerin gıda fiyatlarının belirli ölçülerde istikrara kavuşmasını sağladığını bildirdi.

    Coşkun Dönmez, döviz kurundaki aşırı dalgalanmanın önlenmesi, yaş sebze ve meyvede üretim arzının yeterli hale gelmesi, tarım ürünlerinin pazara inmesi, Rusya ve Ukrayna’dan dünyaya tahıl sevkiyatının başlaması gibi olumlu gelişmelerin gıda fiyatlarındaki artışı frenlediğini belirterek şöyle konuştu:

    “Son üç yıldır yaşanan küresel olumsuzluklara, dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını tuz biber oldu. Üretimin azalması, lojistiğin sekteye uğramasıyla Türkiye’nin yurtdışından sağladığı ürünlere erişememesi, iç piyasada gıda fiyatlarını tavan yaptırdı. Hazır yemek sektörü bu olumsuzlukları en çok yaşayan sektör oldu. Firmalar kapanma noktasına geldi. Yılbaşından bu yana aylık ortalama yüzde 7,5’u bulan enflasyon nedeniyle müşterilerimize periyodik fiyat teklifi bile veremez hale geldik. Maliyet artışlarıyla sıkışıp kalan sektörümüzün tencere enflasyonu yüzde 90’ları bulurken, son iki aydır nefes alarak yaşama döndü. Türkiye, son altı aydır yaşadığı acı tecrübeyi unutmayarak gıda üretimini daha da artırırsa, fiyat istikrarını kalıcı hale getirebilir. Fiyat istikrarı hem sektörü, hem paydaşlarını rahatlatır. Sektörün rahatlaması, ülke ekonomisine de olumlu yansır.”

  • ‘Türkiye’de 7.7 milyon ton gıda çöpe gidiyor’

    ‘Türkiye’de 7.7 milyon ton gıda çöpe gidiyor’

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yaptığı açıklamada gıda israfının hem Türkiye, hem dünya ülkeleri açısından insanlığın geleceğini tehdit eden ciddi bir sorun olduğunu söyledi. Hazır yemek sektöründe faaliyet gösteren bir işadamı olarak gıda israfı konusunda çok hassas olduğunu ifade eden Dönmez, israfın önlenmesi noktasında farkındalık yaşatarak insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

    Gıdaya ve suya talep artıyor
    Başkan Coşkun Dönmez, açıklamasında dünyada ve Türkiye’de gıda israfıyla ilgili çarpıcı rakamları paylaşırken, gıda israfının tüketicilerin bilinçlendirilmesi ve alınacak küçük çaplı önlemlerle en az düzeye indirilebileceğini kaydetti.
    Başkan Dönmez, dünya genelinde her yıl üretilen 1 milyar 300 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini, Türkiye’de ise yılda 7,7 milyon ton gıdanın israf edildiğini bildirdi. Dünya nüfusunun giderek arttığını, Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara çıkmasının öngörüldüğüne işaret eden Coşkun Dönmez, “Nüfusun artması demek, gıdaya ve suya olan talebin artması demek. Milyonlarca insan zaten güvenli gıdaya ulaşamıyor. Açlık tehlikesi özellikle fakir ülkeleri tehdit ediyor. Gıda güvenliğinin sağlanması, gıda israfının azami düzeye çekilmesi hem ülke yöneticilerinin, hem bireysel tüketicilerin önceliğini oluşturmalıdır” dedi.

    Alışveriş alışkanlıkları
    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, açıklamasında gıda israfının önlenmesi için alınacak basit önlemlere de değindi. Alınacak önlemlerle çöpe giden gıdaların, açlık tehlikesi yaşayan insanlara yaşama umudu olabileceğini savunan Başkan Dönmez, alışveriş alışkanlıklarının disipline edilmesi, gıdaların son kullanma tarihlerine dikkat edilmesi ve gıdaların saklama yöntemlerinin doğru uygulanmasının israfın önlenmesine katkıda bulunabileceğini söyledi. Coşkun Dönmez, alınacak önlemlerle ilgili şunları söyledi:
    “Öncelikle alışveriş alışkanlığımızı değiştirmeliyiz. Alışverişe aç karınla gitmek, anlık fiziki ihtiyacın oluşturduğu psikolojiyle gereğinden fazla alışveriş yapılmasına yol açar. Ayrıca markete giderken ihtiyaç listesi çıkartmak en doğru hareket olacaktır. Gıdaların son tüketim tarihi çok önemlidir. Evimizdeki gıdaları tüketirken, önceliği son kullanım tarihi yakın olanlara vermeli, böylece gıdaların bozulmadan tüketimini sağlamalıyız. Tazeliği geçmekte olan gıdaları, farklı ve pratik yemek türleri yaparak değerlendirmek mümkündür. Gıdaların saklanmasında doğru yöntemleri seçmek önemlidir. Tüm bunlara rağmen fazla gelen gıdaları çöpe atmak yerine, ihtiyacı olanlara ulaştırmak, ya da sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanılması, gıda israfının önüne geçmemizi sağlayacaktır.”

    Suyu tasarruflu kullanmalıyız
    Başkan Coşkun Dönmez açıklamasının son bölümünde, su kaynaklarının doğru kullanılması ve tasarruf yöntemlerinin uygulanmasının da büyük önem taşıdığını belirtti. İnsanlar için gıda kadar suyun da yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çeken Coşkun Dönmez, “Gıda da olduğu gibi içilebilir suya erişimde de sorunlar yaşanıyor. İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle su kaynakları giderek azalıyor. Bu nedenle evimizde, tarlamızda, kısaca su kullandığımız her alanda gereksiz su tüketiminden kaçınmalı, tasarrufa önem vermeliyiz” şeklinde konuştu.