Etiket: büyüme

  • “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, parti genel merkezinde düzenlediği İl Başkanları Toplantısına katıldı. Erbakan, toplantı öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Partinin yeni ekonomi yönetimini açıklamasının üzerinden 1 yıl geçtiğini hatırlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son bir yıllık karnesinde döviz kurunun yüzde 100, enflasyonun yüzde 75 artığını, faizlerin ise yüzde 488 artığını söyleyen Erbakan, “Ekmek 4 liradan 10 liraya fırlamış. Bekar bir işçinin yaşama maliyeti 13 bin liradan 24 bin liraya fırlamış. Döviz 18 liradan 32 liraya fırlamış. Akaryakıt 20 liradan 42 liraya fırlamış durumda. Son bir senedeki değişimleri ifade ediyorum. Tabii Sayın Maliye Bakan’ın idaresindeki ekonomi yönetimi, direksiyona geçtiğinde yani geçen sene bu zamanlar enflasyon yüzde 38.1’di bugün mayıs ayı enflasyonları açıklandı. Yüzde 75.45’e geldi. Politika faizi yüzde 8,5’dan yüzde 50’ye yükseldi. Yani yaklaşık 6 kat artış, yüzde 488 artış gerçekleşti. Buna ek olarak acı reçete sürekli olarak dar gelirlilere ve vatandaşa kesildiği için vergilerde yüzde 120’lik bir artış oldu son bir senede. Bir de icat edilen yeni vergileri de kattığımız zaman vatandaşın vergi yükü son bir senede yüzde 200 artmış oldu. Yani enflasyon bir yandan, vergiler bir yandan vatandaş limon gibi sıkılıyor ve suyu çıkıyor” dedi.

    “Bu büyüme, millet için fakirleşerek büyümedir”

    TÜİK verilerine de değinen Erbakan, buna göre Türkiye ekonomisinin son 15 çeyrek boyunca büyüdüğünü dile getirerek, “2020’nin 3. çeyreğinden 2024’ün 1. çeyreğine kadar tam 15 çeyrek boyunca aralıksız büyümeye devam etti. Ve son açıklanan rakamlara göre 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 5.7 büyüdük. Bu büyüme rakamları neyi gösteriyor? Elbette ki vatandaş için, millet için hiçbir şey göstermiyor. Çünkü bu büyüme maalesef millet için fakirleşerek büyümedir. Esnafın, memurun, emeklinin, işçinin, dar gelirlinin, çiftçinin, köylünün büyüme değil küçülmeden başka bir şey yaşadığı yok. Bu büyümenin ana kalemine baktığımızda da yüzde 11 ile en büyük payın inşaat sektöründe olduğunu görüyoruz. Yani maalesef üzülerek ifade ediyorum. İktidarın her zamanki klasiği, büyüme betonla ve çimento ile olmuş. Ve bu büyümede tabii ki vatandaşa da yansımamış. Sanayi büyümede 4. sırada. Tarım ise büyümede 5. sırada. Yani sanayi, teknoloji, tarım, hayvancılık üretimi maalesef büyümede çok küçük paylara sahip. Dediğim gibi Türkiye betonla, çimento ile büyüyor ve bu büyüme hiçbir şekilde vatandaşa yansımıyor, vatandaşın ekonomisi küçülmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
    Konuşmasında mayıs ayı enflasyon rakamlarına da değinen Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan, Türkiye’nin son 60 yıldaki en yüksek 4’üncü enflasyon dönemini yaşadığını dile getirdi. Erbakan, Türkiye’nin enflasyonda Avrupa ilk, dünyada ise üçüncü sırada yer aldığını kaydetti.

    “Emeklinin kurban kesebilmesi mümkün değil”

    Erbakan, 3 bin lira bayram ikramiyesinin 100 dolardan daha az olduğunu kaydederek, “Emeklinin kurban kestirebilmesi mümkün değil. Kurbanların fiyatları almış başını gitmiş ve bugün yardım dernekleri STK’lar, kurban organizasyonuyla ilgilenen kimseler açıkça ifade ediyorlar kurban siparişleri, kurban kesimi bu sene geçen seneye göre çok dramatik bir şekilde azaldı. Çünkü milyonlarca insanın bu şartlarda kurban kestirebilmesi mümkün değil. Ayrıca tabii hem bu ikramiyenin arttırılması gerekirdi hem de emekli maaşının en azından asgari ücret seviyesine getirilip asgari ücretin de açlık sınırı olan 20 bin liranın üzerinde bir seviyeye çekilmesi gerekirdi. Tabii emeklinin ve asgari ücretinin yanında biraz evvel söylediğimiz gibi maalesef iktidarın gündeminde üretici de yok. Yaş çay alım fiyatları açıklandı 17 lira olarak ve çay üreticileri isyan ediyor. Diyorlar ki; yaş çayın kilo başına üretim maliyeti zaten 18 lira. 18 lira maliyeti olan bir ürüne siz 17 lira taban fiyatı verirseniz yani üretmeyin, üretirseniz batarsınız zarar edersiniz diyorsunuz. 25 liralık talepleri vardı. Bu da karşılanmadı kaldı ki bu bile düşük ama maalesef 17 lira olarak açıklandı. Kilo başına destekleme tutarıyla beraber 19 lira olacak. Ayrıca bu enflasyon ve girdi maliyetleri hesaba katıldığında çay üreticisi ya zarar edece ya başa başa gelecek. Böyle bir durumda tabii ki çay ekmek, toplamak, üretmek tamamen anlamsız ve mantıksız bir hale geliyor” şeklinde konuştu.

    “Bu çiftçiyi ezmek demektir, aynı emeklinin ezilmesi gibi”

    Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından iki gün önce açıklanan hububat alım fiyatları hakkında da konuşan Erbakan şu ifadeleri kullandı:
    “Ekmeklik buğday ve makarnalık buğdayla arpa için açıkladığı fiyatlara göre hububat üreticimize reva görülen zam oranları yüzde 2.82 ile yüzde 16.77 arasında değişiyor. Bunlara ton başına ilave 750 liradan verileceği hesaba katıldığında zam oranı yüzde 13.38 ile yüzde 25.75 arasında çıkıyor yani maksimum hububat ürünlerinden verilecek olan zam oranı yüzde 25.75. Peki size yine TÜİK’in son bir yıldaki tarım ürünleri fiyat endeksini söyleyeyim, yüzde 60.7. Tarım ürünleri fiyat endeksi ve tarımsal girdi fiyatları endeksi son bir yılda yüzde 49.9 yani çiftçinin girdi maliyetleri yüzde 49.9 artıyor, siz çiftçinin buğdayına, arpasına yüzde 13 ila yüzde 25 arasında zam yapıyorsunuz. Bu çiftçiyi ezmek demektir aynı emeklinin ezilmesi gibi. Yani sadece çiftçi, köylü ve hububat üreticisi bu piyasada ezilmeye devam ediliyor. Milyonlarca çiftçiye ‘siz ekmeyin, ekerseniz sizi cezalandırırız’ denilmiş oluyor.”

    Açlık sınırının 20 bin lira seviyesine ulaştığını savunan Fatih Erbakan, temmuz ayında asgari ücrete bir zam daha yapılarak en azından 25 bin lira seviyesine çekilmesi gerektiğini kaydetti. Erbakan, en düşük emekli maaşının ise asgari ücret seviyesine eşitlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
    Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘siyasette yumuşama’ kapsamında siyasilerle görüşmesine ilişkin bir soruya, “Biz her zaman Yeniden Refah Partisi olarak siyasetin centilmen bir şekilde yapılması, siyasetin nezaket kuralları içerisinde yapılması bunun bir savaş olmadığı görüşümüzü ifade ediyoruz. Bizimle ilgili de herhangi bir partiden veya iktidar kanadından bir talep olursa tabii ki biz de görüşürüz, fikirlerimizi ifade ederiz” yanıtını verdi.

  • Cevdet Yılmaz’dan büyüme rakamlarına ilişkin açıklama

    Cevdet Yılmaz’dan büyüme rakamlarına ilişkin açıklama

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından büyüme rakamlarına ilişkin açıklamada bulundu. Yılmaz, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5’lik bir büyüme kaydederek Orta Vadeli Program hedefinin üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 1 trilyon 119 milyar dolarla ilk kez 1 trilyon doların üzerine çıkarken, kişi başı GSYH’nin ise 13 bin 110 dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Yılmaz, “Siyasi istikrar ve güven içinde ekonomimizde öngörülebilirliğin sağlandığı bir ortamda büyüme performansımızı 14 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz. Bölgemizi etkileyen olumsuz jeopolitik gelişmelerin yaşandığı, depremin yaralarının sarıldığı, küresel ticari faaliyetlerin azaldığı bir dönemde sağlanan büyüme ekonomimizin gücünü göstermektedir. Açıklanan küresel büyüme verilerine göre dördüncü çeyrekte ve 2023 yıl genelinde OECD ve G-20 ülkeleri arasında büyüme oranında 2. sırada yer alarak küresel ölçekte üst sıralardaki yerimizi koruyoruz” dedi.
    2023 yılının dördüncü çeyreğinde ekonomi yüzde 4 oranında büyürken, tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin tamamında bu çeyrekte pozitif büyüme kaydeldiğini belirten Yılmaz, “Bu dönemde katma değer artışı bir önceki yılın aynı dönemine göre inşaat sektöründe 10,8, sanayi sektöründe yüzde 1,9, hizmetler sektöründe (inşaat dahil) ise yüzde 3,6 olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit sermaye yatırımlarındaki yüzde 10,7’lik yüksek artış ve tüketim harcamalarının artış hızının yavaşlaması da büyümenin daha sağlıklı bir kompozisyonla ve dezenflasyon yaklaşımımızla uyumlu bir patikada ilerlediğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
    Yılmaz, emeğin milli gelirden aldığı payın 2023 yılında arttığını, işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payının ise 2022 yılındaki yüzde 23,6 seviyesinden 2023 yılında yüzde 29,1’e yükseldiğini ifade etti. Yılmaz şöyle devam etti:
    “Para ve maliye politikası eşgüdümünde enflasyonla mücadele konusunda kararlı adımlarımızı sürdürürken, ekonomimizin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme oluşturma kapasitesi de güçlenerek devam etmektedir. Amacımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde istikrar içinde sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme ile Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi daha ilerilere taşımak, halkımızın sosyal refahını kalıcı olarak artırmaktır.”

  • ASELSAN, istikrarlı büyümeye devam ediyor

    ASELSAN, istikrarlı büyümeye devam ediyor

    ASELSAN’ın 2023 yılı ilk yarı finansal sonuçları açıklandı. İlk altı aylık dönemde karını yüzde 42 artıran ASELSAN’ın altı aylık cirosu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67 büyüyerek 18,1 milyar TL’ye ulaştı. Şirketin brüt kârı, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 68 seviyesinde artarken; Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kârı (FAVÖK) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62 artış göstererek 4,4 milyar TL’ye yükseldi. FAVÖK marjı yüzde 24 olarak gerçekleşti. ASELSAN’ın net kârı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde yüzde 42 oranında artarak 5,4 milyar TL seviyesine ulaştı. Şirketin öz kaynaklarının aktife oranı yüzde 51 olarak gerçekleşti.

    “ASELSAN’ımız yılın ilk altı ayında yeni başarı hikayeleri yazmaya devam etti”

    ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, şirketin sürdürülebilir büyümesine devam ettiğini vurguladı. ASELSAN’ın ilk yarıyıl finansal sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Akyol, şu ifadeleri kullandı:

    “ASELSAN’ımız yılın ilk altı ayında yeni başarı hikayeleri yazmaya devam etti. Finansal sonuçlara göre 2023 yılının ilk yarısını yüksek bir kârlılık oranı ve başarıyla geride bıraktık. Yeni sözleşmelerin altına da imza attığımız 2023 yılının ilk yarısında ASELSAN’ın bakiye siparişleri 8,4 milyar Amerikan dolarına ulaştı. 2023 yılının ilk altı ayında tedarikçilerimize yaklaşık 17,8 milyar TL ödeme yaptık. 2023 yılının ilk altı ayında 68 adet ürünün millileştirilmesini başarı ile tamamladık. Türkiye’ye askeri teknolojide liderlik ederken, son beş yılda millileştirdiğimiz ürün sayısını 738’e çıkardık. Böylece 900 milyon doların üzerindeki bir büyüklüğün ülkemizde kalmasını sağladık.

    Aynı zamanda geride bıraktığımız ilk altı aylık dönemde önemli ihracat sözleşmeleri imzaladık. Söz konusu sözleşmelerin olumlu yansımalarını bundan sonraki dönemlerde göreceğimize inanıyorum. Önümüzdeki dönemde ihracatımızı artırmak, yüksek teknolojiye odaklanmak ve daha fazla millilik oranına ulaşmak istiyoruz.

    İstikrarlı büyümemizi devam ettirirken, sürdürülebilirlik konusunda da Türkiye’nin milli gücü olmaya devam ediyoruz. Bu nedenle sürdürülebilir büyümesini koruyan, rekabet gücü ile tercih edilen, güven duyulan, çevreye ve insana duyarlı bir teknoloji firması olma vizyonunu benimsiyoruz. Ürettiğimiz ileri teknolojilerle hayatın birçok farklı alanında önemli görevler üstlenirken, sürdürülebilirliği de ön plana alıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında kullanıcılarımıza sunduğumuz rekabet gücü yüksek çözümlerle ülkemizin katma değerli ihracat hedeflerine en yüksek girdileri sağlayacağız. Milletimizden aldığımız güçle, çığır açıcı milli projelere imza atmayı sürdüreceğiz.”

  • Büyüme çağı skolyozu

    Büyüme çağı skolyozu

    Skolyozun toplumda tahmin edilenden daha yaygın görülen bir omurga eğriliği olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, “Skolyoz, birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen tipi sebebi ortaya koyulamayan “Adölesan İdiyopatik Skolyoz” (AIS) olarak isimlendirdiğimiz tiptir. Bu tip skolyozlar genellikle daha selim seyirli olurlar ve tedavi süreçleri nispeten çok daha sorunsuz seyreder. İdiyopatik Skolyoz her yaşta ortaya çıkabilir. 10 yaşından sonra ortaya çıkanlara adölesan tip idiyopatik Skolyoz adı verilir. AIS, omurganın kendi etrafında dönmeye başlamasıyla tetiklenen üç boyutlu bir deformitedir. Karşıdan bakıldığında çocuğun gövdesinde S biçimli bir deformite, yani eğrilik oluşturur. Hastaların omuzlarında seviye farkı, sırtta, göğüste ve kaburga alt köşelerinde bir tarafta kabarıklık, bel çukurunda asimetri gibi bulgularla anlaşılır. Kesin tanısı tüm omurganın röntgen filmiyle görüntülenmesi ile koyulabilir” dedi.

    “Bazı skolyoz tipleri fizyoterapiyle kontrol altına alınabiliyor”

    Skolyoz eğriliklerinin çok küçük bir kısmının cerrahi gerektirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, şöyle devam etti:
    “Skolyozun bir kısmı özellikle de erken teşhis edildiğinde, korse ve skolyoz spesifik fizyoterapi egzersizleri tedavileri ile kontrol altına alınabilir. Yapılan çalışmalar bu egzersizlerin ve iyi yapılmış bir korsenin skolyozun ilerlemesini durdurmada, yavaşlatmada, hatta bazen eğrilik miktarını azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Korse tedavisi alan hastaların spesifik egzersizlere devam etmesi veya sportif aktivitelerden uzak kalmaması çok önemlidir. Bazı durumlarda korse ve egzersiz tedavisi ne kadar iyi olursa olsun, eğrilikler ilerlemeye eğilimli olabilmekte veya hasta uyumsuzluğu olmakta ve skolyoz deformitesi istenmeyen bir seyir gösterebilmektedir. Bu sebeplerle kontrol altına alınamadığı takdirde veya çok ilerlediğinde ise son seçenek olarak cerrahi tedavi yöntemine geçilir. Cerrahi tedavi yöntemi olarak da mümkünse füzyonsuz, yani omurların birbirine kaynatılmadan ve hareketinin mümkün mertebe korunduğu, bu sayede hastanın fiziksel aktivitesinin mümkün olan en az miktarda etkilendiği yöntemler ilk sıra tedavi seçenekleridir.

    İpli skolyoz büyümesi devam eden çocuklara uygulanıyor

    Günümüzde kabul edilen altın standart tedavi yöntemi füzyonlu ameliyatlar olsa da, artık dünyanın ileri gelen tüm merkezlerinde uygun hastalarda ipli skolyoz yöntemi giderek daha sık kullanılmaya başlanmıştır. İpli skolyoz tedavisi genellikle büyümesi devam eden çocuklara uygulanır. Bu yöntemde omurga sırt kısmından değil, göğüs duvarı yan tarafından açılan küçük açıklıklardan yerleştirilen kamera ve özel aletler yardımıyla yapılır. Omurlar birbirine yüksek teknoloji ile üretilmiş özel bir ip yardımıyla gerdirilerek omurga eğriliği düzeltilir. Omurlar arasındaki hareket korunmuş olur. Son dönemde giderek yaygınlaşan bu teknik dünyanın bazı önemli omurga sağlığı merkezlerinde büyümesini tamamlamış hastalarda da uygulanmaya ve ümit verici sonuçlar alınmaya başlanmıştır.

    Normal hayata kısa sürede dönülebiliyor

    İşlem sonrası dönemde çocuklar normal hayatlarına çok daha kısa zamanda dönerler. Sportif aktivitelerine de hemen hemen tamamen benzer performans ile devam edebilirler. Belirli aralıklarla yapılan kontroller ile omurga deformitesi izlenerek nasıl davrandığı mutlaka takip edilir. Skolyoz tedavisi konusunda ailelerin oldukça seçici olması gerekir. Tedavi yapılan yerin bir ileri omurga merkezi olması önemlidir. Bu merkezlerde hastalar, deneyimli ve uluslararası omurga hastalıkları eğitimi almış omurga sağlığı uzmanları tarafından detaylı bir şekilde muayene edildikten ve değerlendirildikten sonra tedaviye alınır. Multidisipliner bir çalışma daha uygun olacaktır. Bu merkezlerde Aile ve hasta, hastalık hakkında en ince teferruatına kadar mutlaka bilgilendirilir. Gerektiğinde tedavi süreçleri boyunca, bazen de öncesi ve sonrasında, psikiyatri uzmanı yardımı alınır.”

  • İnegöl büyüyor, 6 yeni sokak açılıyor

    İnegöl büyüyor, 6 yeni sokak açılıyor

    Hızla büyüyen ve gelişen İnegöl’de yeni imar ve yaşam alanları oluşturulması adına çalışmalar sürüyor. Bu kapsamda Huzur Mahallesinde 6 yeni sokak açılması için çalışmalara başlandı. Konut adalarıyla ticari işletmelerin bulunduğu bölgede başlatılan çalışmayla toplamda 2 km uzunluğunda 6 sokak oluşacak.

    İnegöl büyüyor

    Devam eden çalışmaları Belediye Başkanı Alper Taban bugün beraberindeki heyetle birlikte yerinde inceledi. İnceleme sırasında açıklama da yapan Başkan Taban, “Huzur Mahallemizdeyiz. Özellikle bu mobilya kümelenmelerinin olduğu alan, beraberinde hemen gördüğümüz sağ taraf Yeni İnegöl Bölgemiz. Burada devam eden ham yol çalışmalarını incelemek üzere geldik. Biliyorsunuz İnegöl büyüyor.

    2022 yılı içerisinde nüfusumuza yaklaşık 7 bin 500 vatandaşımız dahil oldu. İnegöl nüfusu da şu anda 294 bin 485 kişiye yükseldi. Dolayısıyla yeni imar adaları içerisinde de yolların açılması, altyapıların yapılması gibi gerekli çalışmalar yürütülüyor. Bizler bugün İnegöl Belediyesi olarak yaptığımız çalışmayı hem yerinde görelim hem de açılan 6 yeni sokağın ne aşamada olduğunu göstermek istedik” dedi.

    2 km’lik 6 sokak açılıyor

    “Huzur Mahallemizin batı kısmında 6 yeni sokak açılıyor” sözleriyle konuşmasını sürdüren Başkan Taban, şöyle devam etti: “Burada bundan sonraki gelişimi sağlamak adına Fen İşeri Müdürlüğümüz tarafından Bahçelievler Sokak ile Bedirhan Sokak ve henüz isim verilmeyen 4 ayrı sokağın yol açma çalışmaları devam ediyor. 6 sokakta toplam 2 bin metre uzunluğunda bir alan işleniyor burada. 19 bin 200 m3 kazı çalışmasıyla 23 bin ton dolgu malzemesi kullanılarak yaklaşık 2 milyon 667 bin liralık bir çalışma gerçekleştiriliyor. Tabi bunların her biri ihtiyaç. Bu ihtiyaçlara da gerek İnegöl Belediyesi olarak bizler gerek Büyükşehir Belediyemiz, BUSKİ işletmemiz gibi tüm unsurlarla çalışmaya devam ediyoruz.

    Burada yapılacak olan konut adalarının, bu bölgedeki ticari işletmelerin ihtiyaçlarını gidermek üzeredir. Ben emeği geçen çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah kısa sürede bu çalışmayı tamamlayıp ham yol haliyle hizmete almış olacağız. İlerleyen zaman içerisinde de bunların altyapı ve kaplama çalışmaları da yapılıyor olacak.”

  • Büyüme hedefi için iki kat daha fazla çalışma

    Büyüme hedefi için iki kat daha fazla çalışma

    Çin’in yeni Başbakanı Li Qiang, 14. Ulusal Halk Kongresi’nin ilk oturumunun kapanışının ardından ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Yeni hükümetin önceliklerine ilişkin açıklamalarda bulunan Li, insanı merkez alan kalkınma yaklaşımına bağlı kalınacağını, yüksek nitelikli kalkınma planlarının geliştirileceğini ve dışa açılımın derinleştirileceğini söyledi. Yeni hükümetin halkın ihtiyaçlarıyla ilgili her türlü alanda somut adımlar atacağını belirten Li, hükümetin nihai amacının insanların refah seviyesini geliştirmek olduğunu ifade etti.

    Çin Başbakanı, ülkenin kalkınma çalışmalarının odak noktasının insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan insanların yaşam kalitesini arttırmaya yönelik değişime uğradığını söyledi. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in ekonomik ve sosyal kalkınma alanlarında büyük ilerleme kaydettiğini ifade eden Li, ancak bu ilerlemenin hala dengesiz ve yetersiz olduğunu vurguladı.

    Yeni kalkınma planını her alanda uygulanması ve sadık kalınması gerektiğini belirten Çin Başbakanı Li, bu amaçla bilimsel yenilik kapasitesinin artırılması, endüstriyel sistemin modernleştirilmesi ve yeşil kalkınmaya geçişin sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

    Ülke ekonomisine tam güven duyduğunu dile getiren Li, ancak Çin’in yüzde 5 civarındaki 2023 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme hedefine ulaşmak için iki kat daha fazla çalışması gerektiğini vurguladı. Çin’in 2023’ün ilk iki ayındaki ekonomik performansının ekonominin istikrara kavuştuğunu gösterdiğini kaydeden Li, bazı uluslararası kuruluşların da büyüme tahminlerini revize ettiğini söyledi.

    Çin’in istihdam öncelikli strateji yürütmeye devam edeceğini ifade eden Li, bu yıl 11.58 milyon üniversite mezununa rekor düzeyde istihdam sağlandığını, kalkınma açısından bakıldığında bunun iyi bir gelişme olduğunu, çünkü gençlerin topluma enerji ve canlılık katabileceğini söyledi.

  • Çin’de 2023 yılında büyüme hedefi

    Çin’de 2023 yılında büyüme hedefi

    Çin’de yıllık meclis toplantıları, başkent Pekin’in merkezinde bulunan Büyük Halk Salonu’nda başladı. Çin Başbakanı Li Keqiang, Ulusal Halk Kongresi’nin toplantısının açılışında hükümetin çalışma raporunu sundu. Başbakan Li, 13 Mart’ta sona erecek toplantıda, dünyanın ikinci büyük ekonomisinin gelecek 5 yılına dair kararlar alınacağını, devlet kurumlarında düzenlemeler yapılacağını ve atamaların karara bağlanacağını söyledi.

    Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in de bulunduğu toplantılara ülke genelinden yaklaşık 3 bin delege katılıyor.

    Büyüme hedefi açıklandı

    Başbakan Li, ağırlıklı olarak son 5 yıldaki duruma ayrılan çalışma raporunda, gelecek döneme dair mesajlar verdi. Çin’in kaydettiği ekonomik ve toplumsal gelişmelerle ilgili bilgiler paylaşan Li, 2023 yılı için büyüme hedefinin yüzde 5 dolayında olarak belirlendiğini açıkladı. Çin ekonomisinin, 2022 yılında yüzde 3 büyüme kaydederek, yüzde 5,5’lik beklentinin çok gerisinde kaldığını vurgulayan Li, ekonomik istikrara öncelik verilmesinin elzem olduğunu belirtti. Başbakan Li, bu yıl kentlerde 12 milyon yeni istihdam oluşturulmasının ve işsizliğin yüzde 5,5 civarında tutulmasının hedeflendiğini kaydetti. Li, Çin hükümetinin 2023’te enflasyon oranını yüzde 3 dolayında tutmayı hedeflediğini de söyledi. Dış kaynaklı belirsizliklerin endişe verici olduğunu aktaran Başbakan Li, özel yatırımların zayıf olduğunu, emlak piyasasındaki küçük ölçekli finansal kuruluşlardaki risklerin de mevcudiyetini koruduğunu ifade etti.

    Yabancı yatırıma öncelik verilecek

    Başbakan Li, Çin’in bilim ve teknolojide kendi kendine yetme arayışında olduğunu, çip geliştirme ve diğer kilit endüstriler için finansman desteğinin yaklaşık yüzde 50 artarak 1,9 milyar dolara çıkacağını ifade etti. Hükümetin kritik teknolojilerde ilerleme sağlanmasında daha büyük rol oynaması gerektiğine dikkat çeken Li, inovasyonu ilerletecek gücün ise firmalar olması gerektiğini vurguladı. Başbakan Li, Çin’in yabancı yatırım çekmek için çabalarını yoğunlaştıracağını da belirterek, yabancı firmaların piyasaya girişlerini artırmak ve yerli firmalarla eşit muameleye tabi olmalarını sağlamak için çalışacaklarını kaydetti.

    Covid-19 salgınında zafer

    Başbakanı Li, Çin’in Covid-19 salgını karşısında zafer elde ettiğini açıkladı. Covid-19 salgınının, Çin’e 3 zorlu yıl yaşattığına işaret eden Li, önümüzdeki dönemde salgınla mücadelenin bilimsel temelli ve hedef odaklı olması ve bu kapsamda yeni ilaç ve aşılar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ulusal Halk Kongresi toplantısında, ön sıralarda oturan üst düzey yetkililerin dışındaki delegelerin neredeyse tamamının maske takması ise dikkat çekti.

    Savunma bütçesinde artış yaşandı

    Başbakan Li, Çin’in 2023 yılındaki savunma harcamalarının yüzde 7,2 artarak 1,55 trilyon yuana (224 milyar dolar) çıkacağını duyurdu. Çin’in son 5 yılda ulusal savunma ve ordu alanlarında büyük başarılara ve değişimlere imza attığı kaydedilen çalışma raporunda, “Silahlı kuvvetlerimiz, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun 2027 için 100. yıl hedeflerine odaklanarak, askeri operasyonlar yürütmeli, muharebe gücünü güçlendirmeli ve askeri becerilerini ilerletmeli” ifadeleri yer aldı.
    Çin’in askeri harcamasının savunma amaçlı olduğunu da ifade eden Li, ordunun askeri eğitimleri ve geniş kapsamlı hazırlıkları yoğunlaştırması, muharebe şartları eğitimine ağırlık vermesi gerektiğini kaydetti.

    Tayvan’ın bağımsızlığına sert cevap

    Çin’in geçtiğimiz yıllarda dış müdahalelere kararlılıkla karşı koyduğuna dikkat çeken Li, “Tek Çin” ilkesine bağlı kalınarak, Tayvan’ın bağımsızlığına karşı durmak için sert adımlar atılacağını ve birleşmenin ilerletileceğini vurguladı.

    Çin’de Başbakan değişikliği

    Li, toplantıda başbakanlık görevinden ayrılacak. Yeni başbakanın, Çin Devlet Başkanı Xi’ye yakın bir isim olarak bilinen Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Şanghay Sekreteri Li Qiang olması bekleniyor. Xi, geçtiğimiz yılın ekim ayında düzenlenen ÇKP Ulusal Kongresi’nde, Genel Sekreter olarak 3. görev dönemine başlamıştı. Partinin en üst karar organı olan Siyasi Büro (Politbüro) Daimi Komitesi’nin tamamı Xi’ye yakın isimlerden oluşmuştu. Xi’nin yıllık meclis toplantısında Çin Devlet Başkanı olarak 3. dönemine seçilmesi bekleniyor. Xi, ülkenin kurucu lideri Mao Zedong’un ardından devlet başkanlığını iki dönemden fazla sürdüren ilk isim olacak.

  • Türkiye 2022’de yüzde 5,6 büyüdü

    Türkiye 2022’de yüzde 5,6 büyüdü

    Türkiye ekonomisinin 2022 performansı netleşti.

    TÜİK verilerine göre, ekonomi geçen yıl yüzde 5,6 büyüme kaydetti. Son çeyrekte büyüme yüzde 3,5 olarak gerçekleşti.

    KİŞİ BAŞINA GELİR 10 BİN 655 DOLAR

    Kişi başına milli gelir 2022’de 10 bin 655 dolar oldu.

    EKONOMİSTLER NE BEKLİYORDU?

    AA Finans Büyüme Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, 2022 yılının 4. çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörüyordu.

    Ekonomistlerin 2022 yılının tamamına ilişkin büyüme beklentilerinin ortalaması ise yüzde 5,2 düzeyinde bulunuyordu.

    Türkiye ekonomisi, 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,5, ikinci çeyreğinde yüzde 7,7 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 4 büyüme kaydetmişti.

    HANGİ SEKTÖR NE KADAR BÜYÜDÜ?

    2022 yılında bir önceki yıla göre finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21,8, hizmet faaliyetleri yüzde 11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3, sanayi yüzde 3,3 ve tarım sektörü yüzde 0,6 arttı. İnşaat sektörü ise geçen yıl yüzde 8,4 daraldı.

    TÜKETİM YÜZDE 19,7 ARTTI

    Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19,7 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 57,5 oldu.

    İHRACATTA YÜZDE 9,1 ARTIŞ

    2022 yılında mal ve hizmet ihracatı yüzde 9,1, ithalatı ise yüzde 7,9 arttı.

  • Bakan Nebati’den büyüme mesajı

    Bakan Nebati’den büyüme mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye Bankalar Birliği 65’inci Genel Kurulu’na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli ile Türkiye’nin istikrarlı güçlü şekilde büyümeye devam ettiğini söyleyerek, ilk çeyrekte güçlü ve dengeli büyüme eğiliminin sürdüğünü dikkat çekti. Bakan Nebati, öncü göstergelerin ilk çeyrekte büyümenin yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ettiğini kaydetti.

    “Bankacılık sektörümüzün tarihinde ilk kez aktif büyüklüğünü 10 trilyon liranın üzerine çıkardık”

    Bakan Nebati, bankacılık sektörünün reel sektör ve tasarruf sahipleri arasında köprü görevi görmesi sayesinde ekonomik gelişmede rol oynadığının altını çizerek, “Olası şoklara karşı çok daha dayanıklı bir bankacılık sektörüne sahibiz. Bankacılık sektörümüzün sağlam temeller üzerinde istikrarlı ve sağlıklı faaliyet göstermesi için gerekli çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. Bankacılık sektörümüzün tarihinde ilk kez aktif büyüklüğünü 10 trilyon liranın üzerine çıkardık. Sektörün aktif büyüklüğü Mart ayı itibariyle 10,2 trilyon liraya ulaşmış görünüyor. Finansal sistemin içerisinde yaklaşık yüzde 85’lik paya sahip sektörün aktif büyüklüğünün milli gelire oranı yüzde 141 seviyesinde. Sektörün en önemli plasman kalemi olan krediler 5,5 trilyon TL’ye mevduatlar ise 6 trilyon TL’ye ulaşmış durumda. Kredi büyümelerini yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

    “2022 yılı ilk çeyreğinde yıllık olarak büyümenin yüzde 7 civarında gerçekleşeceğini düşünüyoruz”

    Küresel ekonominin zor bir dönemden geçtiğini hatırlatan Bakan Nebati, “Salgının tetiklediği sıkıntıların ardından Şubat ayında başlayan ve etkileri tüm dünyaya yayılan Ukrayna’daki savaşla küresel ekonomideki sıkıntılar devam ediyor. Bu durum salgın sonrası toparlanma eğilimi gösteren küresel ekonominin yüzleştiği sıkıntıları maalesef daha da derinleştirmiş bir gelişme oldu. Emtia fiyatlarındaki yüksek artışlar, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar ve taşımacılık faaliyetlerinde yaşanan artışlar tüm dünyada enflasyonun sert bir biçimde yükselmesine sebep oldu. Bugün gelişen ve gelişmekte olan tüm ülkeler son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla da mücadele ediyor. Yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında biz mevcut kaynaklarımızı etkin kullanarak, vatandaşlarımızın ve üreticilerimizin maruz kaldıkları fiyat artışlarını ciddi oranda sübvanse ediyoruz. Finansal istikrarı güçlendirerek yüksek katma değerli yatırımları teşvik edecek şekilde tasarladığımız ve odağında üretimi, yatırımı ve ihracatı artırmak olan Türkiye Ekonomi Modelimizle kararlı şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Cari açık sorununu ve bunun neden olduğu sorunları kökten çözmek için tasarladığımız Türkiye Ekonomi Modeli ile Türkiye istikrarlı güçlü şekilde büyümeye devam ediyor. Öncü göstergeler ışığında bu yıl İlk çeyrekte güçlü ve dengeli büyüme eğilimi sürüyor. Öncü veriler 2022 yılı ilk çeyreğinde yıllık olarak büyümenin yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

    “KGF paketiyle üretken yatırımları ve ihracatı destekliyoruz”

    İhracat rakamlarında tarihte görülmemiş artışlar kaydedildiğini dile getiren Bakan Nebati, “Her geçen gün yeni rekorlara imza atıyoruz. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracatımız 240 milyar doları aşarken, bu ayda enerji hariç ihracatımızın, ithalatımızı aştığını da görmekten dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. İstihdamda salgın döneminde kayıpları telafi ettik ve Mart ayı itibarıyla istihdamımız 30 milyon kişi olarak gerçekleşti. Artan üretim potansiyelimiz ve yüksek katma değerli üretimle cari açık sorununu kalıcı olarak çözmeyi hedefliyoruz. Şubat ayında duyurduğumuz ve bugüne kadar yarısından fazlasını kullandırdığımız 60 milyar lira tutarındaki üç farklı hazine destekli KGF paketiyle üretken yatırımları ve ihracatı destekliyoruz. Finansal istikrarı desteklemeye ilaveten kredilerin büyüme ve istihdam gibi doğru alanlara yönelmesi amacıyla; KOBİ, ihracat, yatırım ve tarım kredileri gibi alanları hariç tutarak ticari kredilerde yüzde 10 oranında zorunlu karşılık uygulaması getirdik. Fikirlerini hayata geçirmek isteyen tüm girişimcilerimize destek olmak amacıyla 6 farklı girişimci modeline yönelik finansman desteğini de hayata geçirdik. Hedef odaklı yaklaşımımızın bir yansıması olarak konut sektörüne yönelik açıkladığımız 3 yeni destek paketiyle ilk kez konut alacak vatandaşlarımızı ve birinci el konut piyasasında yarım kalmış projeleri de destekliyoruz” açıklamalarında bulundu.

    Küresel bir sorun haline gelen yüksek enflasyon karşısında hemen hemen tüm ülkelerin önlem aldığını ve almaya devam ettiğine dikkat çeken Bakan Nebati, “ABD enflasyonla mücadele kapsamında 6 ay boyunca günde 1 milyon varili petrolün stratejik rezervlerden arz edilmesine karar verdi. Çin, kömür üretiminde yurt içi üretim kapasitesini artırırken, enerji arzına yönelik kömür ithalatındaki vergi oranını sıfırladı” dedi.

    Enflasyonla mücadeleyi en önemli öncelik olarak gördüklerini aktaran Bakan Nebati, “Enflasyonda arz ve maliyet yönlü yükselişin öne çıktığını ve bu nedenle yükselişin geçici olduğunu düşünüyoruz. Büyük ölçüde dışsal faktörlerden kaynaklı olan fiyat artışlarının vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansımasına yönelik adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Gıda, temel ihtiyaç ve tarımsal KDV indirimleri gibi indirimler yapıyoruz. Enflasyonun ardındaki yapısal etmenlere ilişkin çalışmalarımızı da komite çatısı altında sürdürmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bakan Nebati, “Bitkisel üretimde artış sağlamayı, iç tüketimin üzerinde hububat üretimi gerçekleştirmeyi bekliyoruz. Bu durumun gıda fiyatlarındaki enflasyonun azalmasında yönelik olumlu etki gösterecektir. Ekilemeyen tarım arazilerini de tarımsal amaçlı kullanımına ilişkin çalışmaları da önceliklendiriyoruz. Komite bünyesinde gıda ve tarımsal ürün piyasasındaki gelişmeleri yakından takip ediyor, kurumlar arası iş birliğini yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bu kapsamda üreticilerin üzerindeki maliyet artışı baskısını azaltmak için çiğ süt, buğday, yem ve gübre gibi temel girdilere ilişkin politikalar gerçekleştirip destekler sağlıyoruz. Tarım, gıda ve enerji başta olmak üzere emtia ve su kaynaklarını kapsayacak şekilde arz güvenliği konusunda yeni politikaların oluşturulması amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Enflasyondaki ataleti kırmayı ve fiyat istikrarını kalıcı hale getirerek halkın alım gücünü eskisinin de üzerine çıkarmayı hedefliyoruz”

    KKM ile döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisini azalttıklarının altını çizen Bakan Nebati, “Önümüzdeki dönemde özellikle enflasyondaki ataleti kırmayı ve fiyat istikrarını kalıcı olarak yaparak halkın alım gücünü eskisinin de üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Enflasyonla mücadeleyi tek boyutlu olarak sadece devletin çözeceği bir sorun olarak görmüyoruz. Küresel olumsuzluklara rağmen toplumun her kesimini korumak için sektörlerle tam koordinasyon halindeyiz. Sektör görüşmelerine büyük önem veriyoruz. Milletimizi enflasyon baskısı altında ezdirmemek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizin son 20 yılda gerçekleştirdiği yapısal dönüşüm süreci ve bunun sonucunda yakaladığı güçlü büyüme performansında finans sektörü kilit bir rol oynuyor. Yaşadığımız küresel finansal kriz, hain darbe girişimi, spekülatif kur artışı, Ukrayna savaşı ve pandemi karşısında bankalarımızın ekonomiye sağladığı destek oldukça sevindiricidir” diye konuştu.

  • Hazine Bakanı’ndan enflasyon ve büyüme mesajı

    Hazine Bakanı’ndan enflasyon ve büyüme mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, “Tüketim, yatırım ve ihracattaki toparlanma eğiliminin büyümeyi pozitif etkilemesini, 2020 yılında büyümenin yüzde 0,3 olmasını bekliyoruz” dedi.

    Bakan Elvan, “Yerli ve uluslararası girişimciler için yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda yapısal reformları hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “29,4 MİLYAR LİRA VERGİ ÖDEMESİYLE 40 MİLYAR LİRALIK SOSYAL GÜVENLİK PRİM ÖDEMESİNİ ERTELEDİK”

    Elvan, “Covid-19’un olumsuz etkilerini gidermek amacıyla 29,4 milyar lira vergi ödemesiyle 40 milyar liralık sosyal güvenlik prim ödemesini erteledik” diye konuştu.

    Bakan Elvan, “Şeffaf, öngörülebilir ve istikrarlı bir biçimde uygulayacağımız ekonomi politikalarıyla ülke risk priminin azaltılmasını sağlayacağız” dedi.

    “2 milyar lira tutarında kaynak taahhüdünde bulunmayı hedefliyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, “Girişim Sermayesi Fonlarına doğrudan kaynak aktarımı ile 2023 sonuna kadar 2 milyar lira tutarında kaynak taahhüdünde bulunmayı hedefliyoruz.

    Fiyat istikrarını sağlayacak, mali disiplini koruyacak, para ve maliye politikalarında eşgüdümü artıracak, yatırım ortamını iyileştirecek, üretim odaklı gelir oluşturma potansiyelini yükseltirken salgının olumsuz etkilerini giderecek ekonomik ve sosyal dönüşüm programlarını hayata geçireceğiz.

    Enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli seviyelere indirilmesi temel hedeflerimizdendir. Bu politika çerçevesi ile enflasyonun 2023 yılında yüzde 5 seviyelerine düşmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.