Etiket: çadır

  • Tarım arazilerine tonlarca ağırlığında kaya yağdı

    Tarım arazilerine tonlarca ağırlığında kaya yağdı

    Kahramanmaraş’ta 7,7 büyüklüğündeki depremin merkezi Pazarcık ilçesinde ekili tarım arazilerine tepeden kopan tonlarca ağırlığındaki kayalar, felaketin büyüklüğünü tekrar gözler önüne serdi.


    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerde birçok bina yıkılırken, 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin merkezinde kırsal mahallelerde de ekili tarım arazileri afetten etkilendi. İlk depremin merkezi Pazarcık’ta yer alan Atatan Tepesi’nin yamaçlardan kopan tonlarca ağırlığındaki dev kayalar ise mercimek ve buğday tarlalarına yuvarlandı. Yamaçtaki ağaçları da yıkıp geçen kayalar, depremin dehşet veren gücünü ortaya serdi.


    İlçede çiftçilik yapan 71 yaşındaki Ali Abaza, tepeden kopan kayaların tarım arazilerine zarar verdiğini söyledi.
    “Felaket oldu”
    Gördüğü manzara karşısında şok olduğunu ifade eden Ali Abaza, “Pazarcık’tan geldik ‘taş düşmüş’ dediler. Geldik ki şoke olduk dağdaki taşlar tarlanın içine gelmiş. Her taraf koca koca kaya ekin batmış. Deprem hızlı olmuş. Kayalar insan boyundan fazla yarısı da yere gömülmüş tarlanın içine. Buğday tarlasına çok kaya düşmüş. Felaket oldu” dedi.


    Yaşadığı deprem anını anlatan Abaza, “Ben kalkıyorum yıkıyor beni. Ayağa kalkamadım. Milletimizin çok zararı var. Evler gitti tarlalara taş düştü. Sabah kalktık saat 4’ü 20 geçiyordu. Bir sallantı oldu. Kalktım ayağa geri yıkıldım. Hanım bağırıyor ‘Dışarı çık’ diye. Ben kalkamadım ki. Geldiler beni sürüdüler dışarı çıktım. Baktım ki evin duvarları parça parça olmuş. Yağmur yağıyor kar yağıyor. Üşüyoruz çocuklar falan. Donduk o gece. Devletimiz çadır gönderdi. Çadırları kurduk” diye konuştu.

  • Samandağ’a çadır desteği sürüyor

    Samandağ’a çadır desteği sürüyor

    Depremin en çok zarar verdiği şehirlerden Hatay’da bir taraftan enkaz kaldırma çalışmaları bir taraftan da yaraların sarılmasına devam ediliyor.

    Merkezde olduğu gibi ilçede de vatandaşların her türlü talebinin karşılanması için ekipler çalışma yürütüyor. Samandağ ilçesinde bulunan kültür merkezinde , bireysel olarak talepte bulunan depremzedelere çadır dağıtılıyor.

    Ekiplerin sadece bugün 800 çadırı talepte bulunanlara ulaştırdığı kaydedildi.

    Çadır talebi olanlara her gün dağıtım yapıldığı ifade edildi.

  • Depremzedeler sahurda çadırlarda buluştu

    Depremzedeler sahurda çadırlarda buluştu

    Kahramanmaraş’ta 6 Şubat tarihinde meydana gelen 7.7. ve 7.6 büyüklüğündeki depremde Adıyaman’da da binlerce bina yıkılmış ve binlerce vatandaş ise enkaz altında kalarak hayatını kaybetmişti. Adıyaman’ın kent merkezinde kurulan çadırlarda sahur saatinde bir araya gelen depremzedeler burada sahur yaptı. Vatandaşlar yaptıkları sahur sonrası Ramazan’ın ilk orucunu tutmaya başladılar.


    Çadırda sahur yapan depremzede Kemal Ballı, “Öncelikle Ramazan ayı hoş geldi, sefa geldi. Tabii buruk bir Ramazan, ilk teravi dedik ve bugün ilk sahurumuzu yapıyoruz. Burada arkadaşlarımızın açmış olduğu çadırda sahurumuzu yaptık ve bugün inşallah ilk orucumuzu da tutmuş olacağız” diye konuştu.

  • Malatya’da iftar çadırları kuruluyor

    Malatya’da iftar çadırları kuruluyor

    Depremin ilk gününden bu yana depremzede vatandaşların yaralarının sarılabilmesi için fedakarca çalışan ekipler, Ramazan ayının gelmesiyle birlikte Malatya’nın çeşitli yerlerine iftar ve sahur için çadır kurulumunu sürdürüyor.

    Van’dan gelen belediye ekipleri ve kamu personeli, Battalgazi ilçesindeki Atatürk Anadolu Kız Lisesi, Yeşilyurt ilçesindeki Geri Gönderme Merkezinde bulunan Beydağı konteyner kenti, Malatya Nikah Sarayı bahçesi ve Diniye Çalık İlkokulu bahçesinde iftar çadırları kuruyor.

    İftar çadırlarının yanında mescit de kuran ekipler, depremden etkilenen vatandaşlara Ramazan ayı boyunca çay servisi de yapacak.

  • Pakistan’dan Türkiye’ye çadırlar gelmeye başladı

    Pakistan’dan Türkiye’ye çadırlar gelmeye başladı

    Pakistan Başkanı Şehbaz Şerif’in Türkiye’deki deprem için özel olarak başlattığı toplam 50 bin çadır gönderme kampanyasının ilk uçağı bugün Adana Şakirpaşa Havalimanı’na indi.

    Gelen uçakla bin 200 çadır gönderildi.

    Çadırlar Pakistan’ın Ulusal Afet Yetkili Makamı (NADRA) ve diğer sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle ile hazırlandığı belirtildi.

  • “NATO Türkiye’ye 4 bin çadır daha gönderecek”

    “NATO Türkiye’ye 4 bin çadır daha gönderecek”

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 depremlerde büyük hasar gören Hatay’da faaliyetlerine devam ediyor. Bu çerçevede Bakan Akar, Organize Sanayi Bölgesi yakınındaki Ötençay Mahallesi’nde AFAD koordinasyonu, Milli Savunma Bakanlığı ve NATO iş birliği ile kurulumu devam eden 2 bin 400 kişilik çadır kentte incelemelerde bulundu.

    NATO yetkilileri ve askeri yetkililerden çadır kente ilişkin bilgi alan Akar, NATO çadır kentlerinin kurulmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini belirtti. Sektörler halinde gerçekleşen çalışmalardan birinci sektördeki kalma yerleri ve genel kullanım alanlarının kurulumunun tamamlandığını aktaran Akar, “Gerek kalma yerleri gerekse sosyal alanları açısından vatandaşımızın rahatlıkla kullanabileceği bir çadır kent ortaya çıktı. Bunu daha da geliştireceğiz. Bir taraftan vatandaşlarımızın barınma ihtiyacını karşılarken, diğer taraftan da sosyal imkanlardan yararlanmaları için gereken ortam sağlanıyor. Ayrıca geniş çadırlar var. Onları da Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer ile yakın iş birliği ve koordinasyon içinde gerekli öğretmen desteğinin sağlanması ile anaokulundan başlayarak üniversite hazırlık kursları dahil Mehmetçik dershaneleri kuracağız” ifadelerine yer verdi.

    NATO’nun Hatay’da toplam 4 bin kişilik çadır kentlerin kurulumunun devam ettiğini ifade eden Akar, “Bunların ilave olarak 4 bin kişilik çadır kent için de NATO ile gerekli görüşmeler yapıldı. Mutabakat gerçekleşti” diye konuştu.

    Öte yandan, bölgedeki çalışmalar neticesinde Ötençay Mahallesi’ndeki Hatay NATO Çadır Kenti’nin kurulduğu 100 bin metrekarelik alanın tasfiyesi 8 günde yapılarak inşaata hazır hale getirildi. Ayrıca eksi 32 ve 49 dereceye dayanıklı barınma çadırlarında, ısıtma ve soğutma sistemi, yangın algılama dedektörü, yatak, ranza dahi bulunuyor. Rol 2 seviyesinde hastane olarak hizmet verecek tıbbi destek ünitesi de yer alan çadır kentte Mehmetçik okulları da yer alacak.

  • Vatandaşlarda apartman fobisi oluştu

    Vatandaşlarda apartman fobisi oluştu

    Kahramanmaraş merkezli Pazarcık ve Elbistan ilçesinde 6 Şubat günü 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde yaşanan depremde 11 il etkilenirken yaklaşık 50 bin vatandaş hayatını kaybetti. Bu illerden biri olan Adana’da da merkezde 11 apartman yıkılırken, 418 vatandaş hayatını kaybetti. Yaşanan bu depremde sadece apartmanların yıkılması ve ağır hasar almasından dolayı vatandaşlarda apartman fobisi oluştu. Apartmanların yoğunlukta olduğu Çukurova ilçesinde vatandaşlar korktuğu için ya şehri terk etti ya da parkta çadırlarda yaşamını sürdürüyor.

    Apartmanı az hasarlı olmasına rağmen korktuğu için çadırda yaşayan Şerife Taşkan, “Depremin olduğu günden bu yana burada kalıyoruz. Korktuğumuz için çadırda yaşıyoruz. Bizim apartmana az hasarlı denildi ama yine de girmeye çekiniyoruz. Apartmanın müteahhidi, burayı çok sağlam yaptığını ve eve girmemizi söylüyor ama yine de çekiniyoruz” dedi.
    Bundan sonra apartmanların çekiciliğinin kendisi için bittiğini söyleyen Mustafa Kemal Arapcevher, “Biz apartmanda oturuyoruz bu yüzden de eve girmeye çok korkuyoruz. Biz o korkuyu yaşadık, çünkü yıkılan binaları gördük. Bu saatten sonra kesinlikle müstakil evde yaşayacağız. Bir arsa alıp müstakil ev yaptıracağım, bu apartmanların çekiciliği benim için bitti artık” diye konuştu.

    Psikolog Başak Başkan ise, “İnsanlarda apartmana girememe, panik atak ve kaygı bozukluğu gibi durumlar oluştu. Travma sonucu yaşanan stres bozukluklarına verdiğimiz tepkiler çok normaldir çünkü beklemediğimiz bir doğal afetle karşılaştık. İnsanlar bu korkuyu yenmek için öncelikle apartmanın hasar durumuna bakması gerekiyor. Belli bir zaman dilimi geçtikten sonra korkularıyla yüzleşmeleri gerekiyor” dedi.

    Psikolog Ayberk Arslan ise, “Deprem dediğimiz şey doğal bir oluşum. Günlük rutinlerin dışında yaşandığı için insanlarda kaygı, endişe ya da travma sonrası stres bozukluğu gibi tepkiler gelişebilir. Bu yaşananlar bizim alanımızda normal tepkiler olarak karşılanıyor. Bu kaygı bozukluklarının ortalama 3 ya da 4 hafta kadar sürmesi normaldir” şeklinde konuştu.

  • Depremzedelere zehirlenme uyarısı

    Depremzedelere zehirlenme uyarısı

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık 11 ili vuran depremlein ardından deprem bölgesinde depremzelerde çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor.

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, bölgedeki depremzeleri karbonmonoksit zehirlenmesine karşı uyardı.

    Toros, “Isınma amaçlı çadırlarda kurulan sobalar ile araçların egzozlarından çıkan gazlardan olumsuz etkilenmemek için insanlarımızın dikkatli olması gerekiyor. Çadırlarda ve arabalarda kirleticilerin birikmemesi için önlem alınması lazım.” diye konuştu.

    Ölüme yol açabilir

    Prof. Dr. Toros, yakıtın tam yanmaması sonucu açığa çıkan karbonmonoksidin renksiz, kokusuz ve zehirli bir gaz olduğuna dikkati çekerek “Yanmanın olduğu arabalarda, evlerde ve çadırlarda bol miktarda karbonmonoksit açığa çıkabilir. Karbonmonoksit solunduğunda kana karışarak kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltır ve vücuttaki hücrelere yeterli oksijen ulaşmayabilir.” ifadesini kullandı.

    Kirli havanın solunmasıyla karbonmonoksidin vücudun kan dolaşımına girerek oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerine bağlandığını, oksijen taşıma kapasitesinin azalması sonucunda zehirlenmenin meydana geldiğini aktaran Toros, bu durumun genellikle baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, yorgunluk, halsizlik, hızlı kalp atışı, solunum güçlüğü, bayılma ile sürecin sonucunda ölüme yol açabildiğini anlattı.

    Prof. Dr. Toros, karbonmonoksit zehirlenmesi şüphesi taşıyan kişiye taze hava aldırarak hemen sağlık kurumlarına başvurulması gerektiğini dile getirdi.

    “Bulunduğumuz ortamlarda yanma varsa yeterli havalandırma yapılmalıdır”

    Bunlardan korunmak için yakıt kaynaklarına düzenli bakılması, mekanda doğru havalandırmanın yapılması ve tesisat sistemlerinin sürekli kontrol edilip araç egzozlarından uzak durulması gerektiğinin altını çizen Toros şunları kaydetti:

    “Bulunduğumuz ortamlarda yanma varsa yeterli havalandırma yapılmalıdır. Evlerde veya çadırlarda soba borusunun veya baca yönünün rüzgarla aynı yönde olması önemlidir. Ters yönden esen rüzgar, karbonmonoksidin bacadan oda, çadır veya araba içine geri gelmesine sebep olabilir. Bacaların ucuna mümkünse baca fırıldağı konulmalıdır. Böylece rüzgarla birlikte borudaki veya bacadaki gazlar hızla dışarı atılabilir. Aracın yönü, egzozdan çıkan gazların mutlaka rüzgarla birlikte arabadan uzaklaştırılacak şekilde ayarlanmalıdır. Arabalarda, o an ve gelecek saatlerdeki rüzgar yönüne bakılarak araçların yönünün rüzgar gelen tarafa bakması ve egzozdan çıkan kirleticilerin rüzgarla beraber araçlardan uzaklaşması sağlanmalıdır.”

  • İsveç yapımı çadırlar evleri aratmıyor

    İsveç yapımı çadırlar evleri aratmıyor

    Kahramanmaraş ve Hatay’da meydana gelen şiddetli depremler 11 ili etkilerken, yıkımın en fazla yaşandığı Antakya’da yaralar sarılmaya çalışıyor. Hatay’a bağlı Hassa ilçesinde evlerini kaybeden vatandaşlar için çadır kent kuruldu.

    NATO aracılığıyla bölgeye gönderilen 90 adet İsveç yapımı çadırlar 20 metrekarelik 6 kişilik kapasitesi ile otel konforunu aratmıyor. Birçok vatandaşın memnun kaldığı çadır kentte toplamda 350 vatandaş konaklıyor.

    İlerleyen günlerde 60 tane daha İsveç yapımı çadırın kurulduğunu bildiren yetkililer, aynı zamanda depremzedeler için sosyal proje çerçevesinde sağlık, oyun alanı gibi birçok etkinlik alanı sunuyor.

    Depremzede Emsal Çito, Evimiz deprem nedeniyle artık kullanılamaz hale geldiği için evsiz kaldım.

    Allah devletimiz ve milletimizden razı olsun bizim için kurulan bir çadır ayarladı. Çadırlarımız çok güzel. Geniş ve ferah olduğu için misafir bile alabiliyoruz” diye konuştu.

    Başka bir depremzede ise çadırların çok güzel olduğunu belirtirken, yetkililerden lavabo kapasitelerinin hem artırılmasını hem de engelli lavabolarının getirilmesini talep etti.

  • Çadırda yaşayan aile, depremi anlattı

    Çadırda yaşayan aile, depremi anlattı

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen 2 büyük deprem 11 ilde büyük yıkımlara ve binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine neden oldu. Deprem mağduru binlerce aileden bazıları şehrin belirli noktalarına kurulan çadır kentlerde yaşamını sürdürürken birçok aile ise yurdun dört bir yanında çevre il ve ilçelere gitti. Depremin en fazla yıkıma neden olduğu Kahramanmaraş’ta evleri yan yatan Çalık ailesi, Sütçü İmam Üniversitesi yerleşkesi içerisine kurulan çadır kentte hayatlarını sürdürürken, aile fertleri yaşadıkları korku dolu anları anlattı.

    “Maraş eski Maraş değil”

    Yaşadıkları korku ve panik anlarını anlatan ailenin en büyük çocuğu Sariye Çalık,” O olay anlatılmaz yaşanır diye bir şey var ya öyle bir şeydi. Kısacası kıyamet gibi bir şeydi. Çünkü o an gördüğün o şey, insanların koşuşturması, merdivenlerden indiğimiz anlar sonra arkamdan gelen insanları görüyorum kar yağıyor ve etrafa bakıyorum Maraş eski Maraş değil. Evde de deprem anında bir sağa bir sola gittiğimi, binanın iki yana doğru gittiğini gördüm. Yıkıldı dedim, öleceğiz demim ama Allah yaşattı. Evden deprem durduğu zaman çıktık. Ben sonra hemen kardeşim Tolga, Kevser ve Asel çıktık. Ben hemen montları aldım üşümemek için. Annem ve babam ise sonradan ve diğer eşyalarımızı aldıktan sonra geldiler. En küçük kardeşimiz Asel’i Tolga almış ve düşmüşler. Ama Allah korumuş kardeşimizi bir şey olmamış. Sonra onları önüme alarak hep beraber çıktık dışarı” dedi.

    “Deprem o kadar şiddetliydi ki bizi dışarı atacaktı”

    Depremin çok şiddetli olduğunu kendilerini aşağı atacak büyüklükte olduğunu dile getiren Kevser Çalık, “Deprem anını özetlemem gerekirse ben uyanmadım çünkü uykusu ağır olan birisiyim. Deprem anında benim en büyük şansım üniversiteden gelen ablam ile birlikte uyumaktı. Eğer ablam üniversiteden gelmeseydi ben uykudan uyanamazdım. Sonrasında tekrardan uykuya daldım, uyku sersemiydim, o esnada kafama köpük düştü o şekilde uyandım. Deprem o kadar şiddetliydi ki, bizi aşağıya atıyordu. Evimizin içerisinde duvara monteli olmayan eşyalar üzerimize uçuyordu ve duvarlar yıkılsaydı biz dışarı çıkamayacaktık. Depremlerin bitmesini beklemek zorunda kaldık. Bizim en büyük şanssızlığımız deprem çantası hazırlamamış olmamızdı. Çünkü annem kardeşimin çantasını hazırlamak zorunda kaldı, erkek ve kız kardeşim mont için tekrardan içeri girdi. Babam da yoktu o anda ve korkumuz çok büyüktü. Daha sonrasında annemin arabanın anahtarını alması ile hayatımızı o şekilde kurtardık” diye konuştu.

    “Kendime hepimiz öleceğiz ama en azından çocuklarımız korkmadan ölsünler dedim “

    Anne Huriye Çalık ise, deprem anında büyük dehşet yaşadıklarını dile getirerek, “Çok kötü bir uğultuydu, mahşer gibi bir şeydi çok kötü bir şeydi o uğultu. Daha sonra bir ışıklar yandı ve kendi kendine söndü çok kötü sallandı. O esnada kendi kendime dedim hepimiz öleceğiz ama en azından çocuklarımız korkmadan ölsünler dedim ve o an çok kötü oldum. Deprem durduktan sonra herkes bağırmaya başladı, her yerler kırık dökük bizim koridorlarımız falan çok kötü uçmuş. Çocuğumu aldılar en önden gittiler, benim aklıma gelen ilk şey çocuğumun bez çantası oldu. Karanlıkta bulamadım o esnada ama sonunda buldum ve üzerimdeki battaniye ile direkt çıktım. Herkesten Allah razı olsun, tüm insanlara teşekkür ederim. Bir depremzede olarak şu an çok çükür iyiyiz. Her şey var. Tabi ki evimiz gibi olmaz ama Allah razı olsun devletimiz yapar verirse ona da şükür. Elimizden geleni biz de devletimize yapmak zorundayız. Allah kimsenin başına vermesin, başkasının başına da gelirse biz de bunları yapmamız gerekiyor. Böyle bir şeyi hiç kimse yaşamasın” şeklinde konuştu

    “2 gün su dolu ayakkabıyı giymek zorunda kaldım”

    Depreme çalıştığı iş yerinde yakalanan baba Abbas Çalık da,“ Sabit bir şeyin 2,5 metre gidip geldiğini gördüm ve hızla dışarı attım kendimi. Toplandık ve ilk yaptığım şey ailemi aramak oldu ve ulaştım. Onların sağ olduğunu duyduktan sonra rahatladım. Ama o esnada kar yağıyordu ve ayaklar su dolu. 2 gün boyunca su dolu ayakkabıyı giymek zorunda kaldım. Olağanüstü bir şey var ama yardımlaşmalar falan oldukça önemliydi. KKTC Cumhurbaşkanının buraya gelip bizi ziyaret etmesine memnun olduk. Devletimiz her zaman bizlere moral veriyor. Burası tabi ki evimiz gibi olmuyor ama buna çok şükür. Daha kötü durumda olan insanlar vardır halen bilmiyorum ama devletimiz ve milletimiz her şeyimizi veriyor. Olağanüstü yardımlaşma var herkes üzerimize düşüyor” dedi.

    “Küçük kardeşimiz Asel’i aldığım gibi dışarıya koştum”

    Ailenin tek erkek çocuğu olan Ali Tolga Çalık, “Ben yatakta yatıyordum depremden 5 dakika önce kalkmıştım uyuyamamıştım. Deprem oldu ve depremin durmasını bekledim hemen ailemin yanına koştum. Daha sonra en küçük kardeşimiz Asel’i aldığım gibi dışarıya koştum. Merdivenin yanındaki duvarlar merdivene düşmüş ona takıldım ve düştüm. Ama çocuğa zarar gelmedi” ifadelerini kullandı.