Etiket: Camii

  • 136 yıllık cami zamana direniyor

    136 yıllık cami zamana direniyor

    Malatya genelinde tescil edilmiş en fazla taşınmaz kültür varlığını bünyesinde bulunduran kentin tek Cittaslow (Yavaş Sakin Şehir) unvanına sahip ilçesi Arapgir, tarihi ve kültürel yapısıyla turistlerin dikkatini çekiyor. Yüzlerce tescilli kültürel yapının bulunduğu ilçeye bağlı Onar Mahallesi ise turist akınına uğruyor.

    Çok sayıda tarihi ve kültürel yapının bulunduğu mahalledeki Osmanlı döneminden kalma kerpiç 136 yıllık cami ise görenleri şaşırtıyor. Dış cephesi yakın dönemde restore edilen tarihi caminin hala dimdik ayakta olduğunu belirten gönüllü rehber Ümmet Kaygusuz, ”Onar Camimiz, Osmanlı döneminde 1887 yılında yapılan bir camimizdir.

    Yurt içi ve yurt dışından çok fazla ziyaretçi geliyor. Her yıl ziyaretçi sayısı artarak devam ediyor” dedi.

    Bölgede 9 bin yıllık bir yaşanmışlığın olduğunu kaydeden Kaygusuz, bölgenin geçen yıl 10 bin ziyaretçiyi ağırladığını, bu yıl ise bu sayının 20 bine ulaşmasını beklediklerini söyledi.

  • Selimiye’de çimento harçlarının bir bölümü kaldırıldı

    Selimiye’de çimento harçlarının bir bölümü kaldırıldı

    Çalışmaları izlemek için kente gelen Binan, AA muhabirine kendisinin de içinde yer aldığı bilim kurulunun restorasyonu ayda en az bir defa inceleyerek yürütmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    Restorasyonun başlangıcında yapıyı statik olarak incelediklerini ifade eden Binan, “Yapının statik olarak genel çerçevesiyle iyi durumda olduğu anlaşıldı. Birkaç noktada takviye yapıldı kubbede ve bazı yerlerde. Bunun dışında yapının ana kubbe kurşunları, ağırlık kubbeleri, minarelerin kurşunları hepsi değiştirildi, yenilendi. Onların altında bulunan çamur sıva ve diğer katmanlar yenilendi ve bu restorasyon öncelikle statik ve yapıyı koruyucu sistem bir elden geçirilerek başladı.” diye konuştu.

    Binan, çalışmaların yapının içinde bulunan dönemini ve ondan sonraki dönemleri yansıtan kalem işleri ve diğer süslemelerin restorasyonlarıyla devam ettiğini belirtti.

    “Özgünlüğü korumayı amaçlıyoruz”

    Yapıyı 16. yüzyılın son çeyreğinden günümüze geldiği haliyle ve üzerindeki bütün dönemlerin katmanlarıyla birlikte ve bütün özgünlüğüyle korumayı amaçladıklarını aktaran Binan, şunları kaydetti:

    “Bütün özgünlüğüyle korumak derken şurada gidip duvardaki taşa dokunduğunuz zaman o taş 16. yüzyılda bir ustanın dokunduğu taş olmalı. O taşı bugün kalkıp değiştirdiğinizde o taş artık 16. yüzyıldan günümüze gelen taş olmuyor. Özgünlük derken bundan bahsediyoruz. Bunun anlamı büyük. Çünkü tarihi yapıların korunması kültürel ve mimari miras açısından baktığımızda sanat eseri olma değeri kadar o yapının ve o unsurun özgünlüğü de çok önemli.”

    Son restorasyon 40 yıl önce yapılmış

    Binan, restorasyon kapsamında geçmiş restorasyonlarda kullanılan çimento harçlarının bir bölümünün kaldırıldığını söyledi.

    Selimiye’nin son büyük restorasyonunun 1983 -1984 yıllarında yapıldığını ifade eden Binan, şöyle konuştu:

    “O yıllarda bilenler biliyordu ama genel uygulamacılar açısından bakarsanız çimento harcının bu yapı gibi kireç harcı ağırlıklı uygulamaların yapıldığı yapılarda ne tür etkiler yaptığı çok iyi bilinmiyordu. Dolayısıyla birçok yerde dünyada da olduğu gibi bu yapıda çimento harcının kullanılmış olduğunu görüyoruz.

    Tabii bunlar zaman içinde hem ilk yapıldığında hem de süreçte yapıya çok çeşitli zararlar verebiliyor ki bunların hepsini şu anda saymama gerek yok ama zarar verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla eğer yapının bünyesiyle çok fazla entegre olmamışsa ve onu sökmemiz neticesinde yapının başka bir noktasına zarar vermiyorsak eğer genellikle o çimento harçlı uygulamaları kaldırmayı düşünüyoruz.”

    “Estetik yapmıyoruz”

    Binan, yapıların yıllar içerisinde değişerek günümüze geldiğini söyledi.

    Yapıyı özgünlüğüyle korurken zamanın yüklediği izlerinde korunmasının önemine değinen Binan, şöyle sürdürdü:

    “Hepimiz gibi yapılar da değişerek günümüze geliyor. O zaman içinde de o zamanın ona yüklediği izlerle bir karakter kazanıyor. Toplumsal bilince yerleşmeye başlıyor ve toplum onu artık yaşayan bir varlık olarak görmeye başlıyor. Mimari yapıtlar hele bunun gibi büyük mimari yapılar böyle. Dolayısıyla biz yapıları korurken hem mevcut malzemenin özgünlüğünü hem de zaman içindeki o değişimlerin de izlerini korumaya çalışıyoruz yani estetik yapmıyoruz.

    Fakat bazı şeyler var ki onlar zarar veriyor. İşte bir tanesi çimento harcı. Dolayısıyla Selimiye’de çimento harcı uygulamalarının bir bölümü kaldırıldı. Çoğunluğu sıvalardaydı. Başka noktalarda da vardı. Dolayısıyla bunlar yeniden özgün horasan ya da kireç harcı katkılı ve bizimle birlikte çalışan malzeme uzmanları tarafından mevcut harç üzerinde yapılan analizler üzerinden tasarlanan yeni harçlarla yapıldı.”

  • Camideki 12 bin liralık bisikleti çaldı

    Camideki 12 bin liralık bisikleti çaldı

    Olay, 11 Haziran günü Yenimahalle’deki bir camide meydana geldi. Ali Rıza Çankaya, oğluna ait bisikletle camiye namaz kılmaya gitti. Namaz esnasında içeriye giren hırsız, kapıda duran bisikleti alarak kayıplara karıştı. Caminin güvenlik kameralarını inceleyen Çankaya, karakola giderek şikayetçi oldu. Güvenlik kameralarında cami bahçesine gelen şüphelinin etrafı kontrol ettikten sonra bisikleti alıp gittiği görüntüler yer aldı. Çalınan bisikletin 12 bin lira değerinde olduğu öğrenildi.

    “Bisiklet çocuğumundu”

    Ali Rıza Çankaya, “Farklı bir camide namaz kılmak istedim. Yenimahalle’deki bir camiye gittim. O sırada da bankta tanımadığımız birisi oturuyordu. Büyük ihtimalle bisikleti çalan kişi o idi. Namaz kıldığımız sırada hırsız önce çevreyi kontrol etmiş, ardından da bisikleti alıp gitmiş. Biz de durumu polise ihbar ettik. Haber bekliyoruz. Bisiklet çocuğumundu. Camide buna teşebbüs edilmesi çok enteresan. Bisikletin değeri 12 ila 15 bin lira arasındaydı” dedi.

  • Aleme isabet eden yıldırım cemaati korkuttu

    Aleme isabet eden yıldırım cemaati korkuttu

    Olay kent merkezi Çiçekli Mahallesinde bulunan Alaca Camiinde meydana geldi. Öğle saatlerinde biranda yağan gök gürültülü sağanak yağmur hayatı olumsuz etkiledi. Cuma namazı sırasında Alaca Caminin alemine yıldırım düştü. Yıldırımın etkisiyle minarenin alemi koparak yola düştü. Minareden kopan parçalar ise etrafa saçıldı. Olayda kimse yaralanmadı.

    “İçerde bizde neye uğradığımızı şaşırdık”

    Mahalle sakinlerinden Metin Korkmazer, yıldırımın aleme isabet etmesiyle neye uğradıklarını şaşırdıklarını ifade ederek, “Cuma namazı sırasında, namaza daha başlamadan önce şiddetli bir yağmur başladı. Daha sonra şiddetli bir gök gürültüsü. İçerde bizde neye uğradığımızı şaşırdık. Biranda bizde şoke olduk. Ama dışarı çıkıp baktığımızda bu istemediğimiz görüntüyle karşılaştık. Uzak bir yere düştüğünü hissettik, ama yanımıza düşmüş şimşek” dedi.

  • Babasının vasiyetiyle 8 asırlık camiyi güzelleştiriyor

    Babasının vasiyetiyle 8 asırlık camiyi güzelleştiriyor

    Tokat merkez de bulunan halk arasında Tahta Minareli cami olarak da bilinen Ahi Paşa cami 8 asırdır ayakta duruyor. 45 yıl önce babası Ahi Paşa camine atanan imam Sadi Gök, babasının emekli olması üzerine Ahi paşa caminde imam olarak göreve başladı. Gök, göreve başlamasının ardından babasının vasiyeti üzerine caminin bahçesini güzelleştirmek için kolları sıvadı. Gök ve babası 45 yılda toplamda 300’ün üzerinde ağaç dikerek caminin çevresini küçük bir ormana çevirdiler. Küçük bir ormanı andıran bahçede bulunan meyve ağaçları cemaatin ve mahalle sakinleri için uğrak nokta oluyor. Meyve ağaçlarında bulunan meyveleri ikram eden Gök, cemaatin ve mahalle sakinlerinin takdirini topluyor.

    “İlk ağaçları babam dikti, bana da vasiyet etmişti bu camiye iyi bak demişti”

    300’ün üzerinde ağaç diktiğini belirten cami imamı Sadi Gök, “45 yıldır Tokat’a yaşıyorum. 24 yıldır da Ahi paşa camin de imam olarak görev yapıyorum. Buraya ilk olarak 1998 yılında geldim. O yıldan önce de burada babam görev yapıyordu, kendisi emekli olduktan sonra da buraya ben geldim. Caminin 500 metrekarelik bir bahçesi vardı, tapu da ne kadar olduğunu bilmiyorum fakat bu gördüğünüz bütün bu alan çöplük olmuştu.

    Buraya köpek ölüleri bile atılmıştı. Biz buraya bir el attık çevreyi düzenledik, tel örgüyle çevirdik ve buraya 300’ün üzerinde fidan diktik. Fidanlarımız yetişti ve bir orman gibi oldu burası, bunların bakımı ile vakit buldukça ilgileniyorum. Çevresini düzenliyorum. Bu yıl ot biçme mevsimi yaklaştı, yağmurlar durduğunda buranın otlarını kendim biçeceğim. Sayı olarak net bir sayı veremem ama 300’ün üzerinde olduğunu biliyorum. Burada olmayan meyve ağacı yok, her meyve ağacından var. Dut, elma, erik gibi birçok meyve ağacı var burada. Burada bulunan büyük çamları, ağaçları babam dikti, bana da vasiyet etmişti bu camiye iyi bak demişti. Bende gücüm yettiği kadarıyla bakmaya çalışıyorum. Cemaatten memnun olanlar var fakat memnun olmayanlarda var. Memnun olmayanlar bu bahçeyi kendi maksatları için kullanmak istiyor.

    Onlarla biraz aramız açıldı ancak yine de burayı bu şekilde bırakmak ve teslim etmek en önemli görevlerimden birisidir. Buraya komşular malzeme yıkmaya çalışıyor, enkaz yıkmaya çalışıyorlar, koyun bırakmaya çalışıyorlar bizde burada bu güzelliği bozmak istemiyoruz. Meyveleri çocuklar, camiye gelen cemaatte açıktır, istediği zamanda meyve yiyebilirler. Genelde burada ki insanlar toplayıp evine götürmüyor, gelen burada yiyor meyveleri. Görevim bitene kadar da ağaç dikmeye devam edeceğim. Şuanda yerim kalmadı ama bir iki yer var oraya dikeceğim” dedi.

  • Türkiye’de 3 tane bulunuyor

    Türkiye’de 3 tane bulunuyor

    Tokat merkezde bulunan Kabe-i Mescid cami, 1600’lü yıllarda yapıldığı düşünülüyor. Cami, geçmişte içerisinde çıkan bir yangından dolayı yıkıma uğrasa da günümüze kadar gelmeyi başarmış. Halk arasında dolaşan bazı rivayetlerde ise caminin temelinde Mekke’den getirilen toprağın bulunduğu iddia ediliyor. Caminin Kabe ölçülerine uygun olarak inşa edildiği halk arasında biliniyor ve inanılıyor. Zaman içerisinde yapılan eklentiler sonucunda cami genişlemiş olsa da ilk yapılan bölümü özelliğini kuruyor.

    “Türkiye de bu ölçülere sahip 3 camiden birisi oluyor”

    Cami ölçülerinin Kabe ile aynı olduğunu belirten Cami imamı Osman Türmen, “Cami hakkında değişik rivayetler var. Tokat’ı araştıran insanlardan duyduğumuz çeşitli şeyler var. Bu içinde bulunduğumuz alan Kabe ebatlarında yapılmış, sonradan yan tarafına eklemeler olmuş. Caminin ismi de Kabe-i Mescid olarak verilmiş. Farklı bir durum da var Kabe mescidi ilk ismi, yıllar içerisinde halk arasında bu Kabe-i mescide dönüyor. Geçmişte burada çıkan yangından dolayı yıkıma uğramış, sonrasında yeniden yapılmış. 1600’lü tarihte yapılma ihtimali var. Karşısında yazmacılar hanı bulunuyor, gelen kervanlar burada kalırmış. Karşısına cami yapmak istemişler, bir kervan siz hazırlığınızı yapın biz size Mekke’den toprak getirelim demişler.

    Normal de böyle bir durum pek olmaz ama böyle bir rivayeti de var caminin. En son restorasyon tarihi 1940 olarak gözüküyor, ancak 1600’lü yıllarda yapıldığı düşünülüyor. Cami birebir milimetrik olarak Kabe’nin ölçülerine sahip değil ancak o ölçülere göre hazırlanmış. Türkiye de bu ölçülere sahip 3 camiden birisi oluyor. Bu caminin de benim için ayrı bir özelliği var, ben 1995 Turhal imam hatip lisesi mezunuyum, burada namaz kılarken dua etmiştim. Allah’ım ben bu camide imam olur muyum diyerek dua etmiştim” dedi.

  • Sultanahmet Camii restorasyonunda sona yaklaşıldı

    Sultanahmet Camii restorasyonunda sona yaklaşıldı

    İstanbul’un simge yapılarından olan ve 6 yıldır restorasyon işlemleri devam eden Sultanahmet Camii 17 gün sonra Ramazan Bayramı’nda yeniden ibadete açılacak.


    Dünyanın en ünlü camilerinden biri olan Sultanahmet Camii restorasyonunda sona yaklaşıldı. 17 gün sonra yeniden açılacağı haberi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sosyal medya hesabından duyurulan cami, Ramazan Bayramı namazında cemaat ile buluşacak. Yeniden açılmasına sayılı günler kala dron ile görüntülenen caminin minarelerindeki iskelelerin tamamen söküldüğü görüldü. Caminin iç ve dış avlularında restorasyon çalışmalarının devam ettiği gözlenirken, güney cephesinde ise halen iskeleler ve brandalar bulunuyor. 43 metre yükseklikte bulunan ana kubbe üzerindeki dev alem ise altın rengi ile görenleri kendine hayran bıraktırdı. 21 Nisan günü Ramazan Bayram’ı namazında yeniden açılacağı açıklanan caminin hazırlıkları hızlandırıldı.

    ‘Mavi Cami’ olarak tanınıyor
    Dünyanın en ünlü camilerinden birisi olan Sultanahmet Camii’de mavi renkli İznik çinilerinin kullanılmış olması esere ayrı bir güzellik katıyor. Kullanılan mavi yoğunlukta çiniler nedeniyle dünyada ‘Mavi Camii’ olarak da biliniyor. Cami içerisindeki kubbelerin süslemeleri Osmanlı kültürünün en güzel örnekleri olarak bugün de varlıklarını korumaya devam ediyor.


    Ayasofya’nın karşısına oturtulmuş olan Sultan Ahmed Camii, 17. yüzyılda, Mimar Sinan’ın yapı anlayışı içinde inşa edilmiş bir eserdir. Mimar Sinan 1588 yılında öldüğü zaman, Osmanlı klasik mimarisinin tüm eserlerini vermiş ve kendi mimari ekolünü devam ettirecek mimarları da yetiştirmişti. Sultan Ahmed Camii, Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılmıştır. Caminin en önemli özelliklerinden biri de minare sayısıdır. Dört tanesinde üçer iki tanesinde ise ikişer şerefeli altı minaresi vardır.

  • Camiler gül suyuyla temizlendi

    Camiler gül suyuyla temizlendi

    Camilerin temizliği ile genel bakım çalışmalarının periyodik olarak tekrarlanacağı belirten Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu, “Belediye olarak rutin olarak camilerimizin temizliğini yapıyoruz. Ancak Ramazan Ayına özel temizlik yaparak, camilerimizde genel temizlik çalışması yaparak gül suyu sıktık. Camiler günlük kullanımda olan toplu ibadet mekânları oldukları için belirli zamanlarda temizliklerinin yapılması gerekiyor. Vatandaşlarımızın gönül rahatlığıyla ve huzurlu bir ortamda ibadetlerini yapabilmeleri için hem dezenfekte hem temizlik çalışmalarına devam ediyoruz” dedi.
    Palancıoğlu, “Gerçekleştirilen çalışma çerçevesinde, cami ve mescitlerdeki halılar, pencereler, kapılar, camlar ve duvarlar silindi. Gül suları sıkıldı. Camilerimiz pırıl pırıl oldu. Manevi değerlerimiz olan cami ve türbelerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Temizlik işlemlerimiz camilerimizde rutin olarak sürdürülecek. Emeği geçen mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ederim” diye konuştu.

  • Kuşadası’nda Camiiler ibadete hazır

    Kuşadası’nda Camiiler ibadete hazır

    Kuşadası Belediyesi, Ramazan ayında kent sakinlerinin daha temiz, nezih ve sağlıklı bir ortamda teravih namazlarını ifa edebilmeleri için Kuşadası genelinde bulunan camilerde detaylı temizlik çalışması yaptı. Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından kent merkezinden başlanarak tüm mahallelerdeki camilerin bahçe ve açık alanları 90 derecelik sıcak suyla yıkandı. Ardından çevreye zarar vermeyen güçlendirilmiş bitki özlü deterjanlarla dezenfekte edildi.


    Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel de sosyal medya hesabından yayımladığı bir mesajla Kuşadalılara hayırlı Ramazanlar diledi. Başkan Ömer Günel mesajında, “Ramazan ayının ülkemize sağlık, huzur ve bereket getirmesini diliyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Sultanahmet Camii’nin mahyası asıldı

    Sultanahmet Camii’nin mahyası asıldı

    Ramazan ayına kısa bir süre kala Osmanlı mirası mahyalar da camilere bir bir asılmaya başlandı. Geçtiğimiz Cuma günü Eyüpsultan Camii’ne “Namaz Kalbin Huzurudur” yazılı mahya, Osmanlı’nın son mahyacısına çıraklık yapan, günümüzün son mahya ustalarından Kahraman Yıldız ve 6 kişilik ekibi tarafından yerleştirilmişti.

    Bugün de Kahraman usta ve ekibi, Ayasofya Camii’nde bulunan atölyede hazırlanan “Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı” yazılı mahyayı Sultanahmet Camii’ne astı.

    Tarihi camiye asılan mahya havadan görüntülendi. Sultanahmet Camii’ne asılan mahya, Ayasofya Camii’nin manzarasıyla birleşince ortaya eşsiz görüntüler çıktı.