Etiket: can atalay

  • Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü

    Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü

    Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın kararı okutacağını duyurması, muhalefet milletvekilleri tarafından sıra kapaklarına vurarak ve alkışlarla protesto edilmişti.

    TBMM Genel Kurulu bugün, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yurtdışında olduğu için TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplandı.

    Bozdağ, Genel Kurul toplantısı başlamadan hemen önce, siyasi partilerin grup başkanvekillerine Atalay kararının okunacağı bilgisi verdi.

    Kararın okutulması öncesinde siyasi partilerin grup başkanvekilleri söz aldı.

    Saadet Grup Başkanvekili Bülent Kaya, gruplara son dakikada haber verildiğini belirterek kararın bugün okutulmamasını istedi.

    İYİ Parti Grup başkanvekili Erhan Usta ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM kararına uymamasını eleştirdi.

    “Biz Can Atalay’ın tarafında değiliz. Anayasa ve hukukun yanındayız” diyen Usta, Yargıtay’ın bu tutumuyla kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü kavramına aykırı olduğunu söyledi.

    DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit de Genel Kurul’un açılmasına 5 dakika kala Atalay kararının okunacağı bilgisinin paylaşılmasını eleştirerek, bu kararın okunmasıyla Anayasa’ın bir kez daha ihlal edileceğini söyledi.

    Koçyiğit “Halkın iradesine darbe yapan iktidar olarak tarihe geçtiniz. Halk, millet iradesine darbe yapıyorsunuz burada. TBMM Başkanı da yurtdışında. Can Atalay kararının bugün burada okunmasını reddediyoruz. Sizi Anayasa’ya uymaya davet ediyoruz” dedi.

    CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise kararın okunmasının, “Anayasal düzenin kalıp kalmadığının” da göstergesi olacağını söyledi.

    Şimdiye kadar kararı okutmayan TBMM Başkanı Kurtulmuş’un karar okunacağı gün yurt dışında olmasını eleştiren Günaydın, “TBMM Başkanı! Birleşik Arap Emirlikleri’nde saklanarak Meclis’teki hukuksuzluktan kaçamazsın” diye konuştu.

    AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Atalay hakkındaki yargı kararı kesinleştiği için Anayasa gereği kararın okutulduğu görüşünü savundu.

    Daha sonra Bozdağ, Atalay hakkındaki kararı okutacağını duyurdu. Bu açıklamayı TİP, CHP ve DEM Parti milletvekilleri alkışlarla protesto etti.

    CHP kapalı oturum istedi, AKP oylarıyla kabul edildi

    CHP ise Atalay kararıyla ilgili kendilerine son anda haber verildiğini belirterek, konunun daha ayrıntılı tartışılması için kapalı oturum talep etti.

    CHP’nin kapalı oturum talep ettiği önergesinde şöyle dendi:

    “Konu yalnızca bir milletvekilinin seçme seçilme hakkının engellenmesi değil, açık biçimde Anayasa’nın ihlal edilmesi ve yüksek yargı organları arasındaki çatışma üzerinden anayasal düzenin işlemez hale getirilmesidir.

    “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ihlali anlamına gelen, ülkemizin ve demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu gelişmeyi değerlendirmek üzere kapalı oturum talep ediyoruz.”

    CHP’nin kapalı oturum talebini görüşmek için yapılan kapalı oturumda bu talep reddedildi.

    Kararın gün içinde okunması bekleniyor.

    AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, bugün NTV yayınında “Bu durum artık bir prosedür haline gelmiş durumda, Meclis’in de üzerine düşen görevi yapması gerekiyor” dedi.

    Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Can Atalay’ın tutukluluğu hakkında iki kez hak ihlali kararı vermişti. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, “AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek ikinci kez bu karara uyulmamasını kararlaştırmış, vekilliğinin düşürülmesi için de TBMM’ye yeniden yazı göndermişti.

    Bununla beraber doğan hukuki tartışmanın biteceğini düşünmediğini kaydeden AKP Grup Başkanvekili Usta, “Çünkü ondan sonraki süreçleri de var muhtemelen. Biz de Meclis olarak konuyu takip edeceğiz, Meclis’in üzerine düşen bir görev varsa yerine getirmeye çalışacağız” diye konuştu.

    • CHP, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden alınmalarını, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılmasını istedi
    • ‘Yargıtay’ın AYM’yi ve Anayasa’yı tanımadığı bir kez daha tescillenmiş olacak’

    TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Tele 1 kanalına yaptığı açıklamada Yargıtay kararının bugün Meclis’te okutulması durumunda, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını ve dolayısıyla da Anayasa’yı tanımadığının bir kez daha tescillenmiş olacağını söyledi.

    “Hukuksuzluk” olarak nitelendirdiği kararın TBMM’de okutulmasıyla beraber Meclis Başkanlığı’nın da bu duruma ortak olacağını belirten Baş, “Hatay halkının iradesini, AYM kararlarını tanımayan Meclis, kendi varlığını da yok saymış olacak. Meclis Başkanlığı’nın bu suça ortak olmaması gerekir” dedi.

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Genel Kurul’da olduğu ve TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın nöbeti sırasında kararın okutulmamış olmasına da tepki gösteren Baş şöyle devam etti:

    “Yurt dışına çıkıp adı geçmiş dönem kumpas davalarıyla anılan, o dönem Fetullah Gülen’i açıktan övmesiyle, yargıdaki kadrolaşmanın doğrudan sorumluluğuyla hatırladığımız Bekir Bozdağ yönetiminde bu girişimin gerçekleşmesinin planlanması ise bize bir şey gösteriyor.

    “AKP’lilerin bile bir kısmının arkasında duramadığı bu hukuksuzluğu ancak her söyleneni yapmak zorunda olan birisine yaptırabiliyor olduklarını da düşünebiliriz.”

  • “Can Atalay’ın vekilliği düşecek”

    “Can Atalay’ın vekilliği düşecek”

    Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın TİP milletvekili Can Atalay ile ilgili aldığı kararların ardından gözler Meclis’e çevrildi.

    “MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞECEK”

    AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Can Atalay kararının bu hafta TBMM’de okutulmasını planladıklarını açıkladı.

    Usta, “Can Atalay kararı bugün veya bu hafta Meclis’te okunarak milletvekilliği düşecek.” şeklinde konuştu.

  • “Atalay kararı Meclis’te derhal okutulsun”

    “Atalay kararı Meclis’te derhal okutulsun”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

    Teröre karşı tepki gösteren ve yerel seçim hazırlıklarına ilişkin konuşan Bahçeli, “Hiçbir terörist ya da yandaşı dağda, bayırda, ovada, belediyede, şehirde ve de TBMM’de barınmamalı, tutulmalıdır. Hepinizin bildiği gibi terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür.” dedi.

    Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Gazi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında verdiği karara da tepki gösteren Bahçeli, “Mahkum Can Atalay ile ilgili kararında Meclis’te derhal okutulmasını istiyoruz.” diye konuştu.

    Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

    İçine girdiğimiz hiçbir mücadelede yüzümüz kara çıkmamıştır.

    2024’te bizi bekleyen iki mühim siyasi dönüm noktası vardır. Bunlar hem partimiz hem de ülkemiz adına ciddi gelişmelere sahne olacaktır. İlk dönüm noktası 17 Mart 2024 tarihinde demokratik şölen havasında planladığımız 14. Olağan Büyük Kurultayımızdır. Kurultayımız, yeni yüzyılın şuurunu taşıyacaktır.

    İkinci siyasi dönüm noktası da 31 Mart seçimleridir. Partimizin 55. yılı münasebetiyle 55’er isimden oluşan belediye başkan aday listelerimizi 10 Ocak 2024, 11 Ocak 2024, 15 Ocak 2024’te milletimizle paylaştık.

    CHP’YE TEPKİ

    Diğer partiler de adaylarını açıklamaktadır. CHP’de işler iyice sarpa sarmış, aday tespitinde kriz ve karışıklık gün yüzüne çıkmıştır. İçeriden demlenen, dışarıdan yemlenen CHP yönetimi akli melekelerini kaybetmekle kalmamış istikametini hepten şaşırmıştır.

    Terör ve bölücülük mağduru milletimizin güçlü iradesi demlenmiş CHP’den hesap sormaya yeterlidir. Kendi içinde kavgalı ve kutuplaşmış siyasi partinin yerel yönetimlerden ayıklanması geldiğimiz bu aşamada artık bir demokrasi namusudur.

    “KİLİT MAHİYETİNDEKİ SEÇİMLER”

    31 Mart 2024 tarihinde Türk siyasi tarihindeki kilit mahiyetindeki seçimlerinin yapılacak olması bizim dikkat, diyaret, tedbir, temkin ve heyecanımızı yoğunlaştırmamızı gerekmektedir. Büyüklük taslayanlardan kurtuluş 31 Mart’ta olacak.

    31 Mart’ta İstanbul muradına kavuşacak. Mevsimlik belediye başkanlığı yapan bış zamanlarında belediyeye uğrayan bunun dışında her taşın altından çıkan şahsa İstanbullu kardeşilerim son yapacağı tezkeresini eline tutuşturup Saraçhane’den yollamaktır.

    Cumhur İttifakı’nın kesin ve ezici başarıya ulaşması için insan üstü emekle çalışmak öncelikli görev ve sorumluluğumuzdur. Vatanımızın her yöresinde vatandaşlarımızla buluşacağız. Yerel yönetimlerdeki ölü toprağını kaldıracağız.

    “İSRAİL VE ABD HESABINI VERECEK”

    Bir günah adasında serveti olan insanlık defolarının kız çocuklarına iğrenç muameleleri bir skandal ve barbarlıktır. İsrail masum halkın kanını dökerken ABD’de sinagog altındaki yasa dışı tünellerden insan ticaretine, pedofiliye ve organ mafyasına dair bulgular elde edilmiştir. Batı’nın çürüyen toplum bünyesinin saçtığı habis virüsler aynı anda dünyanın diğer coğrafyalarına da bulaşmaktadır. Bize göre hakim uluslararası sistem çöküş aşamasına geçmiştir.

    21. yüzyılda soykırım suçu işleyen İsrail’in Lahey’deki yargılanması yeni gelişmeleri tetikleme ihtimali taşıyor. ABD’nin de itibar kaybettiği açıktır. İnancım odur ki İsrail ve ABD günü geldiğinde damla damla akıttıkları kanların hesabını mutlaka vereceklerdir.

    Bilhassa Amerikalılar, ABD’ye sahip çıkmalı. Tarihin hiçbir döneminde zulüm ayakta kalmış, kan dökerek, sömürerek, yağmalayarak varlığını sürdürebilmiş bir devlete tesadüf edilememiştir. ABD, sözde müttefik bir ülkedir ancak Türkiye’ye karşı yapmadığı kötülük, oynamadığı oyun, tezgahlamadığı saldırı, saçmadığı nifak neredeyse son 74 yıldır yapmadığı kalmamıştır.

    TERÖRE TEPKİ

    Ekonomik krizlerin altına bakınız, terör saldırılarının , bölgesel gerilimlerin arkasına bakınız, yine aynı mihrak çıkacaktır. FETÖ’nün, DAEŞ’in, PKK’nın, YPG’nin, kimliksiz STK’ların sahipleri açık açık söylüyorum, Brüksel-Washington hattındadır. Artık yeter diyoruz. Türk Milleti ve Türkiye diriliş ve yükselişe geçtikçe ya bir terör saldırısı ya da bir yaptırım tehdidi ortaya çıkmaktadır.

    7 Ekim 2023’te başlayan İsrail saldırılarına eşzamanlı olarak Türkiye’ye yönelik terör kartı devreye sokulmuş, 31 vatan evladı şehit edilmiştir.

    40 yıldır kanlı eylemleriyle PKK terörünün bir sonuç değil bir vasıta bir amaç değil bir araç olduğu bilinmektedir. PKK’nın Türkiye üzerinde emelleri olan her develtin kullandığı, uluslararası ve uluslarüstü bir baskı ve pazarlık aracı olarak şiddete ve teröre başvurduğu ortadır.

    Yıllardır PKK terörü ile haklı mücadelemize köstek olan, terörizmin çok sayıda can kaybına göz yuman uluslararası camia, İsrail saldırılarında sessiz kalarak ikiyüzlü siyasetini bir kez daha sergilemiştir.

    Terör son bulmalı, şiddet ortadan kalkmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne ve kahraman TSK’ya inancımız tamdır.

    Hiçbir terörist ya da yandaşı dağda, bayırda, ovada, belediyede, şehirde ve de TBMM’de barınmamalı, tutulmalıdır. Hepinizin bildiği gibi terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür.

    “BİZ AZİZ VATANIN DERDİNDEYİZ”

    “AYM kararlarını uygulamamanın gerekçesi olmaz” diyen Bay Zühtü’ye sormak isterim ki acaba şehitlerimizin dökülen kanlarının gerekçesini analarımızın gözyaşlarını izah edecek yürek sende ve senin gibi gibi düşünen diğer mahkeme üyelerinde var mıdır? Sen yanlış mahkeme kararının derdindesin biz aziz vatanın derdindeyiz.

    Mahkum Can Atalay ile ilgili kararın da Meclis’te derhal okutulmasını istiyoruz.

  • Bakan Tunç’tan Can Atalay açıklaması

    Bakan Tunç’tan Can Atalay açıklaması

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Medeni Kanunu Çalıştayı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

    Bakan Tunç, kamuda torpil iddialarına ilişkin yöneltilen soruya, “Bakan yardımcımızla ilgili basına intikal eden hususları biz de gördük. Torpil iddialarını reddediyoruz. Tek kriterimiz liyakattir.” diyerek yanıt verdi.

    Milletvekilleri, bakan yardımcıları ve bakanlara çeşitli talepler gelebileceğini söyleyen Bakan Tunç, “Bunların değerlendirmesini yapacak olan komisyonlardır. Referansları, başka talepleri olabilir. Bu talepler değerlendirilirken, ilgili komisyonlar kişinin liyakatine bakar. Bizim tek kriterimiz liyakattir.” şeklinde konuştu.

    CAN ATALAY KARARI

    Bakan Tunç’a Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Can Atalay hakkında verdiği karar da soruldu. Bakan Tunç, “Kesinleşmiş bir hüküm söz konusu. Kesin hüküm de TBMM’de… Hep beraber önümüzdeki süreci göreceğiz.” dedi.

  • ‘Yapılan düpedüz darbe girişimi’

    ‘Yapılan düpedüz darbe girişimi’

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Can Atalay’ın dosyasının yeniden Yargıtay’a gönderilmesine tepki gösterdi.

    “Bugün artık Türkiye’de kuvvetler ayrılığından bahsetmek için hiçbir gerekçe kalmadı” diyen Özel, şu ifadeleri kullandı:

    “Hiç kimse Türkiyede hukuk var demesin. Bir anayasamız var, anayasa mahkeme kararlarında herkes için diyor, bağlayıcı olduğu söyleniyor. AYM Atalayla ilgili son kararını oyçokluğuyla aldı. Yani AYM’de karara katılmayanlar dahi oybirliğiyle karar verdiler. Yerel mahkeme AYM’ye direnemez direnirse talimatlandırılmıştır. Bunun aksini kim iddia ediyorsa yalan söylüyordur. Yürütmenin başının ele geçirilmesidir bu. Gezi davası onun kişisel husumet meselesidir.

    Kimin hapse gireceğine dünya liderimiz, kimin çıkacağına liderimizin arkadaşları karar veriyor. Dünya liderlerinden bir telefon gelse Can Atalay bırakılır. Yapılan düpedüz darbe girişimidir. ‘Hataya sen karar veremezsin ben veririm’ diyorlar. Bu bir darbedir. Hepimize birden, anayasanın bir hükmü yok diyorlar. Buna bütün Türkiye bütün kurumlarıyla Türkiye’nin yarınlarına umut bağlamak isteyen herkes direnmelidir. Bugün adalet ölmüştür. Sözümüze değer veren herkesin siyasi görüşü bizden ayrı olan herkesin hiç değilse F.S.Mehmet’in sözlerine baksın. Recep Tayyip Erdoğan, FSM’den daha iyi biliyor olabilir mi?”

    NE OLMUŞTU?

    28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın avukatları, “müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtaya başvurmuştu.

    Yargıtayın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusunda bulunmuş, mahkeme de “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine ve Atalay’ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti.

    Anayasa Mahkemesince Atalay’ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle yerel mahkemeye gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı.

    İKİNCİ KEZ HAK İHLALİ KARARI VERİLMİŞTİ

    Atalay’ın avukatları, Gezi Parkı davası kapsamında 18 yıl hapse mahkum edilen Atalay hakkında Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle ikinci kez başvuruda bulunmuştu.

    Başvuruda, “Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, mahkumiyet hükmünün infazına devam edilmesi nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” söylenmişti.

    AYM ise Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermişti.

    DOSYA İKİNCİ KEZ YARGITAY’A GÖNDERİLDİ

    AYM’nin ‘hak ihlali’ kararına rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay’ın dosyası, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dün akşam saatlerinde Yargıtay’a gönderildi.

    Kaynak : Cumhuriyet

  • Can Atalay dosyası yeniden Yargıtay’a gönderildi

    Can Atalay dosyası yeniden Yargıtay’a gönderildi

    Gezi Parkı davası çerçevesinde 18 yıl hapis cezasına çarptırılıp tutuklanan ve Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın dosyası, 2. kez ‘hak ihlali’ kararı verilmesinin ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Söz konusu karar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı. Yerel mahkeme verdiği kararda, Anayasa Mahkemesi’nce verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararının yerel mahkemenin kararına ilişkin olmadığını, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğunu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada Atalay’ın milletvekili seçildiğini ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığını aktardı.

    Bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesi’nce dosyanın esastan incelendiğini ve karara bağlandığını belirten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiğini, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın yerel mahkemeye yeniden gönderildiğini kaydetti.

    Yerel mahkemenin verdiği kararda, “Belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine dair hüküm kurulmuştur’’ ifadelerine yer verildi.

    Kararını açıklayan mahkeme, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.

    Olayın geçmişi

    Gezi Parkı davası çerçevesinde 18 yıl hapis cezasına çarptırılıp 25 Nisan 2022’de tutuklanan ve Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay, ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunmuştu. AYM, yapılan bireysel başvuruda hak ihlali olduğu kararını oy çokluğuyla vermişti. Ayrıca hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için başvurucu Atalay’ın yeniden yargılanmasına başlanması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için kararı İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Ayrıca Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmedilmişti. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi ise bireysel başvuruya konu ihlal kararının Yargıtay ilgili Ceza Dairesi’nce verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğunu belirterek dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermişti. Daha sonra Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Atalay hakkında ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti. Ayrıca ‘hak ihlali’ yapıldığı gerekçesi ile 2. kez AYM’ye bireysel başvuruda bulunulmuş, AYM 2. kez ‘hak ihlali’ kararı vermişti ve AYM kararını, Atalay’ın yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, tahliye edilmesi ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

  • Can Atalay kararı Resmi Gazete’de

    Can Atalay kararı Resmi Gazete’de

    Resmi Gazete’de yayımlanan AYM’nin gerekçeli kararında Yüksek Mahkemenin daha önce verdiği ihlal kararının gereğinin yerine getirilmediği vurgulandı. Kararda ayrıca Yüksek Mahkemenin kararlarının yerine getirilmemesinin Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hükmü ile çatışan bir durum olduğu aktarıldı. AYM’nin Gezi Davalısı hükümlüsü Atalay hakkında hak ihlali verdiği karara uyulmaması dolayısıyla yapılan 2. başvurunun gerekçeli kararında Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma”, “kişi hürriyeti ve güvenliği” ve “ bireysel başvuruda bulunma” haklarının ihlal edildiği belirtildi. AYM’nin gerekçeli kararı, Yüksek Mahkeme üyelerinden Muammer Topal, İrfan Fidan ve Muhterem İnce’nin karşı oylarıyla ve diğer üyelerinin oy birliğiyle alındı.

  • AYM’den Can Atalay kararı

    AYM’den Can Atalay kararı

  • “Meclise karşı, Anayasaya karşı darbe girişimidir”

    “Meclise karşı, Anayasaya karşı darbe girişimidir”

    Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına sert tepki gösterdi. Özel, hukukçu milletvekilleri ve gruptaki milletvekilleri ile ayrı ayrı toplantı yaptıklarını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin sansür yasasını iptal etmediğini hatırlattı.

    Özel şöyle konuştu:
    “Grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanlarını, genel başkanlarını, Numan Kurtulmuş başkanlığındaki bir danışma kurulu toplantısı yapmaya davet ediyorum. Danışma kurulunun yapacağı toplantıda Meclis’in çalışma planına yeniden karar vermesini talep ediyorum. Özel bir oturumla, genel görüşme açarak, bir adalet oturumu gerçekleştirmesini ve içinde bulunduğumuzu adalet krizine TBMM’nin nasıl el koyacağına karar vermesini bekliyoruz ve talep ediyoruz. Bu adalet oturumunda gerekirse kapalı oturum talep edecektir. Gerekirse kapalı oturum talep edeceğiz. İçinde bulunduğumuz büyük krizin ne manaya geldiğini, 10 yıl tutanaklarının yasak olduğu bir kapalı oturumda, tüm milletvekilleriyle konuşacağız. Bu yargı krizinde, kapalı oturumunda, biz milletvekillerinin vicdanlarına sesleniriz. Oturum açıldığında, parti gruplarının mutlaka anayasa ve adalet komisyonlarından birer temsilcileriyle cuma-cumartesi-pazar günü gerekli çalışmayı yapmalarını, pazartesi günü adalet komisyonuna sevk edilmek üzere, bu yargı krizine el koymalarını öneriyoruz.”

    Özel, adalet oturumunu önce teklif edeceklerini, bu önerileri reddedilirse CHP olarak oturum düzenleyeceklerini söyleyerek, “Bütün milletvekilleri, Meclis kapansa da Meclis’i terk etmeyecekler. İkinci bir karar alınana kadar, CHP Meclis’in açık olduğu her saat, adalet meselesini gündeme getirecek, Meclis kapandığında bir grubu oluşturan sayı olan en az 20 milletvekili Meclis’teki adalet nöbetini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

  • Yargıtay Savcısından “Can Atalay” mütalaası

    Yargıtay Savcısından “Can Atalay” mütalaası

    Mütalaada, özetle şu ifadelere yer verildi:

    “Can Atalay’ın 2013 yılında işlediği suç nedeniyle soruşturma ve kovuşturmaya milletvekili seçilmesinden çok önce başlandığı, mahkumiyetine esas sevk ve uygulama maddelerinin TCK’nın 312’nci maddesi kapsamında kalan suça ilişkin olduğu anlaşıldığında, seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanmayacaktır.

    Anayasa’nın 14’üncü maddesi kapsamına giren suçların tahdidi olarak sayılmaması kanun koyucunun bilinçli tercihidir. Hükümlünün mahkumiyetine konu suç ve eylemleri devlet güvenliğine karşı işlenen suçlardandır ve madde kapsamına girmeyeceğini düşünmek mümkün değildir.

    Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin 28 Eylül 2023 tarihli kararı sonucu Can Atalay hakkında verdiği onama kararıyla hüküm kesinleşmiş ve infazı kabil hale gelmiştir. Sanık onama kararı sonrasında hükümlü statüsündedir ve Yüksek Daire de kararını TBMM’ye göndermiştir. Bu aşamada, Yüksek Daire temyiz incelemesi sırasında tahliye hususunda bir değerlendirme yapmış olmakla, tahliye talebinin reddi veya kabulü konusunda takdir Yüksek Daire’nindir.”

    NE OLMUŞTU?

    14 Mayıs 2023’teki genel seçimlerde Türkiye İşçi Partisi’nden aday olan Can Atalay, Hatay’dan milletvekili seçilmişti.

    Can Atalay hakkındaki, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebi Yargıtay 3. Ceza Dairesince reddedilmişti.

    Bunun üzerine Atalay’ın avukatları yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

    Bu arada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.

    Anayasa Mahkemesi, Atalay hakkında hak ihlali kararı vermiş, ihlalin sonuçlarının giderilmesini istemişti. Karara rağmen Atalay hakkında tahliye kararı vermeyen yerel mahkeme, dosyayı Yargıtay’a göndermişti.