Etiket: çekilme

  • Baraj suları çekildi

    Baraj suları çekildi

    Çorum’da yağışların mevsim sıcaklıklarının altında olması sebebiyle, 161 milyon metreküp kapasiteli Koçhisar Barajı’nda 5,7 milyon metreküp su kaldı. Su alımının durdurulduğu barajın altındaki eski karayolu ise yıllar sonra gün yüzüne çıktı.
    Türkiye’nin geçen yıl en az yağış alan ili olan Çorum’da, bu yıl da kar ve yağmur yağışlarının beklenilen seviyede olmaması sebebiyle barajlarda su seviyesi hızla düşmeye devam ediyor. Kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmının karşılandığı Koçhisar Barajı’ndaki su seviyesindeki düşüş ürkütücü boyutlara ulaştı.

    2011 yılından beri Çorum il merkezi ve Alaca ilçesinin içme suyu ihtiyacının karşılandığı, 13 köyün de tarımsal sulama amacıyla faydalandığı Koçhisar Barajında Su rezervi 5,7 milyon metreküpe kadar düştü. 161 milyon metreküp kapasiteye sahip barajda, su seviyesinin kritik kodun altına düşmesi üzerine içme suyu alımı durduruldu. Baraj gölünde su seviyesini düşmesiyle birlikte eski Yozgat-Alaca karayolu da gün yüzüne çıktı.

    Barajlar kırmızı alarm veriyor, gözler yağışlara çevrildi
    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan raporda ‘olağanüstü kurak’ olarak gösterilen kentte içme suyu ihtiyacının karşılandığı Yenihayat ile Hatap barajlarında da doluluk oranı büyük ölçüde düştü. Toplam 12 milyon metreküpe yakın bir kapasitesi bulunan Hatap Barajı’nda su seviyesi 3 milyon metreküpe gerilerken doluluk oranı ise yüzde 28 oldu. 26 milyon 703 bin metreküp rezervi bulunan Yenihayat Barajı’nda ise doluluk oranı ise yüzde 36 olarak ölçüldü. Çorum Barajı’nda ise 4 milyon 530 bin metreküp su bulunuyor. Enerji üretimi ve sulama amaçlı kullanılan Obruk Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 60 seviyesine geriledi.

    Barajda çok büyük çekilme oldu”
    İnce Köyü muhtarı Kemal Kılıç, Koçhisar Barajı’nın içme suyu ve sulama amaçlı kullanıldığını belirterek, “Kuraklık ve vahşi sulama yapıldığından dolayı göl çekildi. Kar yağmadı kuraklık oldu. Köyümüz ile baraj arasında 1,5 kilometrelik alanda su çekildi. Barajın toplam alanı 12 bin 750 bin metrekareydi, 161 milyon metreküp su vardı. Bu yıl kar yağmadı. Kuraklık nedeniyle çiftçi de perişan ve mağdur oldu. Göl alanında bayağı çekilme oldu. 2012 yılında gölette su tutulmaya başladığında baraj gölündeki su bizim köye kadar ulaşıyordu” dedi.

    “Baraj gölü altındaki Yozgat karayolu gün yüzüne çıktı”
    Baraj gölünde su seviyesini düşmesiyle birlikte eski Yozgat-Alaca karayolunun gün yüzüne çıktığını anlatan Kılıç, “2021 yılında yine kuraklık vurdu. Eski Yozgat yolu var. Biz traktörle Alaca’ya gidip geliyorduk. Suyun altında kalan Yozgat yolu tekrar gün yüzüne çıktı. Suyumuzu tasarruflu kullanmamız lazım. Aynı sorun bizde var. Su kaynaklarının kurumasıyla birlikte bizde içme suyu sorunu yaşıyoruz. Su deposunu dolduruyoruz üç saatte bitiriyor. Vatandaşlarda perişan. Koçhisar barajını besleyen Eymirözü ve Kırımözü dereleri vardı. Şu anda her iki dere de kurudu” şeklinde konuştu.

    “5 milyon metreküp su kaldı”
    161 milyon metreküp su kapasitesine sahip barajda 5 milyon metreküp su kaldığını açıklayan Koçhisar barajını görüyorsunuz. Çok büyük çekilme oldu. Barajın 12 bin 700 dönüm alanın 5 bin 700 dönümde ancak su kaldı. Şuanda barajdan Çorum’a ve Alaca’ya içme suyu verilmiyor. Su seviyesi Çok kritik bir durum. Keşke böyle olmasaydı. Kar yağmazsa barajımız dolmaz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

  • Van Gölü her geçen yıl biraz daha çekiliyor

    Van Gölü her geçen yıl biraz daha çekiliyor

    Türkiye’nin tek sodalı gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü’nde, son yıllarda sularının çekilmesiyle sahiller mikrobiyalit tarlasına döndü.
    Bu yıl geçtiğimiz yıllara nazaran daha fazla yağış olmasına rağmen Van Gölü’nde suyun yükselmesi istenen seviyede gerçekleşmedi. Özellikle Van Gölü’nün Adilcevaz ve Tatvan ilçesindeki sahillerinde yaşanan su çekilmesi sonucu ortaya çıkan mikrobiyalitler vatandaşları da şaşırttı.

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde iklim değişikliği ve tarımsal sulamaya bağlı yaşanan kuraklık nedeniyle suların çekilmesiyle ortaya çıkan mikrobiyalitler dikkat çekiyor. Van Gölü’nün su seviyesindeki düşüş; iklim değişikliği, tarımsal sulama ve diğer insan etkileri nedeniyle endişe verici bir durum haline geldi. Bu durum, göldeki ekosistem üzerinde de olumsuz etkilere yol açtığı gibi bölgedeki yerel yaşam ve tarım faaliyetleri de bu değişimden etkileniyor.

    Her geçen gün farklı bölgelerde görülmeye başlanan mikrobiyalitler, özellikte Tatvan’ın Van Gölü kıyısında yer alan İncekaya köyünde adeta görüntüsüyle mikrobiyalit tarlalarını andırıyor. Van Gölü sahilinde ortaya çıkan farklı boyutlardaki binlerce mikrobiyalit havadan da görüntülendi. Oluşan görüntüler bir yandan görsel bir güzellik sunarken diğer yandan ise su çekilmesinin boyutunu gözler önüne serdi.

    Uzmanlar, göldeki çekilmenin yağışların yanı sıra Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz’daki tarımsal sulamalardan kaynaklandığını söylediler. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, sondajların Van Gölü’nü besleyen kaynaklara olumsuz yansıdığını belirterek, “Son yıllarda küresel ısınmayla birlikte bazı havzalarda özelikle göllerde seviye alçalması yaşanmakta. Türkiye’nin doğusunda yer alan Van Gölü Havzası’nda da benzer bir durum yaşanmakta.

    Özellikle son 4 yıldır yağışlarda bir düşüş yaşanmaktadır. Bu yıl biraz daha yağış miktarı artsa da genel olarak seviyede bir alçalma söz konusudur. Tabi bu seviye alçalmasına neden olan bazı temel faktörler var. Bunların başında da yağışlar gelmektedir. Van Gölü Havzası’ndaki yağış istasyonundaki verilere baktığımızda, son yıllarda ortalama yağışın da altında kaydettiğini görebiliyoruz. Diğer bir sebep ise özellikle tarımsal sulamada kullanılan suların olduğunu ifade edebiliriz.

    Özellikle Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz’dan Erciş’e doğru bir tarım havzası var. Bu alanlarda sondajlarla ciddi bir su tüketimi var. Bu su tüketiminin de olması gölü besleyen kaynaklara olumsuz yansımaktadır. Bazı kaynaklar yer altı su seviyesinin düşmesi ile birlikte kurumuş durumda. Dolayısıyla bu iki temel faktör nedeniyle göl seviyesinde bir alçalma meydana gelmekte.

    Bu süreç devam etmektedir. Tabi Van Gölü suyunun seviyesinin düşmesi bu olumsuzlukla birlikte bazı ilginç görüntüleri de ortaya çıkarmış oldu. Özellikle göl kıyısında Adilcevaz başta olmak üzere bazı kesimlerde mikrobiyalitler ortaya çıkmaya başladı ve bu mikrobiyalitler farklı ve ilgi çeken bir manzara oluşturmaktadır” dedi

  • Eski köy 20 yıl sonra gün yüzüne çıktı

    Eski köy 20 yıl sonra gün yüzüne çıktı

    Hafik ilçesine 20 kilometre uzaklıktaki tarımsal sulama ve içme suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılan Pusat-Özen Barajı’nda yağışlar ve kuraklık nedeniyle sular gözle görülür derecede çekildi. Suların çekilmesiyle 20 yıl önce sular altında kalan eski Pusat köyü yeniden gün yüzüne çıktı. 2004 yılında barajda su seviyesinin pik yapmasıyla sular altında kalan cami minaresinin sadece alem kısmı görülürken, şimdi caminin tamamı görülür oldu. Geçtiğimiz yıllarda ağzına kadar dolu olan barajın şimdiki hali ise görenleri hayrete düşürüyor.

    “İlk defa böyle gördük”
    Köy sakinlerinden Gazi Ünal, barajın suyunun ilk kez bu kadar çekildiğini belirterek, “Kuraklıktan dolayı barajın suyu oldukça çekildi. Kar ve yağmur çok olmadı bu sene. Bu baraj hem sulama hem de Sivas’ın içme suyu için kullanılıyor. İlk defa böyle gördük. Köyün neredeyse dörtte ikisi gün yüzüne çıktı. Böyle giderse köyün hepsi ortaya çıkacak. Seneye eski köye yerleşeceğiz. Dünya genelinde bir kuraklık var. Bir ve ikinci dünya savaşlarını gördük, büyük ihtimalle de su savaşlarını göreceğiz. Suyu boşa israf etmeyelim, bir damla suyun bile çok büyük değeri var” dedi.

    “Eski köy ortaya çıktı”
    Nihat Cörüt, eski köyün ortaya çıktığını söyleyerek, “Eski köy ortaya çıktı. Kuraklık böyle devam ederse eski köye yerleşiriz. Bu sene burada fazla yağış olmadı. Sular oldukça çekildi. Bizim ev caminin karşısındaydı, sular çekildi meydana çıktı” diye konuştu.

  • Van Gölü’nde çekilme devam ediyor

    Van Gölü’nde çekilme devam ediyor

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yıl sonbahar itibariyle etkili olan yağışların ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut olabileceği düşünülüyordu. Ancak uzmanlar; kısa vadede yağışların göl seviyesine etkisi olacağını, ancak uzun vadede ise yaz aylarında buharlaşmanın yoğun olmasından dolayı çekilmenin devam edeceğini belirtiyor.

    Van Gölü’nde su kaybının yaşanması ise bölgede ‘mikrobiyalit’ olarak tabir edilen su altındaki dikitlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

    “Yağışlar nispeten göle ulaşacak”

    Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, 2019-2022 yıllarında Van Gölü Havzası’na düşen yağışın yetersiz olduğunu hatırlattı.

    2023 yılında ise yağış açısından havza için özel bir yıl olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Bu yağışlar havzanın ihtiyaç duyduğu suyu büyük ölçüde karşıladı. Yağışın şekli geçmişte kar, günümüzde ise ağırlıklı olarak yağmur şeklinde gerçekleşiyor. Ancak buna rağmen Van Gölü’nde su geri çekilmeye devam ediyor. Havzanın son birkaç yıldır yetersiz yağış almasından kaynaklı toprağın suya olan ihtiyacı büyük ölçüde giderilmiş oldu. Ancak su yolculuğuna devam edecek ve muhtemelen önümüzdeki yılın bahar ayları boyunca da nispeten göle ulaşacak. Dolayısıyla göldeki seviye bir parça iyileşecek” diye konuştu.

    “Van Gölü seviye kaybetmeye devam edecek”

    Uzun vadede sıcaklıktaki artışın devam etmesiyle önümüzdeki 10 yıllar boyunca gölün seviye kaybetmeye devam edeceğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Zaman zaman düşen yağışlarla birlikte bir iyileşme görülebilir. Ancak süreçte gölde bir iyileşme beklemiyoruz. Gölün alan kaybetmesi gayet doğal, çünkü yaz ayları boyunca buharlaşmanın şiddeti artıyor. Kuzey yarımküre yaz ayları boyunca çok fazla ısınıyor. Bu şartlarda göldeki iyileşmenin sınırlı kalacağını ve düşen bu yağışların da aslında çok ciddi bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüyorum. Ancak düşen bu yağışlar, tarımla uğraşan veya kırsaldaki insanların ihtiyaç duyduğu suyu belli ölçüde karşılamış olması ise sevindiricidir” şeklinde konuştu.

  • Van Gölü’ndeki çekilme ciddi boyutta

    Van Gölü’ndeki çekilme ciddi boyutta

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliğine sahip olan Van Gölü’ndeki çekilme sürüyor. Yağışın azalması ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar su kaynaklarını vurdu.

    Bu durumdan Türkiye’nin en büyük gölü de etkilendi.

    Van Gölü’nde havaların etkisiyle buharlaşmanın katlanarak artması sonucu suyu gittikçe azalıyor.

    Gölün Tatvan sahil kıyısının yaklaşık 4 kilometrelik kesiminde çekilme yaşandı. Çekilme ile daha önce göle atılarak kirliliğe sebep olan araba lastiği, plastik maddeler ve cam şişeler de gün yüzüne çıktı.

    Turist olarak ilçeye gelen vatandaşlar durumu hayretle gözlemlerken, havadan çekilen görüntüler de durumu gözler önüne seriyor.

  • Su tekrar çekilmeye başladı

    Su tekrar çekilmeye başladı

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde gidişat yeniden tersine döndü. Bu yılın ilkbahar aylarında güneşli gün sayısında azalma, sağanak yağışların artışı ve sıcaklıkların düşük olması Van Gölü’nün su seviyesinin iyileşmesine neden olmuştu. Ancak yaz aylarıyla birlikte artan aşırı sıcaklıklar göldeki buharlaşmayı hızlandırdı. Buharlaşmayla birlikte havzadaki birçok irili ufaklı göl kuruma noktasına gelirken, kötü gidişattan Van Gölü de nasibini aldı.

    “Geriye gidiş süreci başladı”

    Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, bu yıl bahar aylarındaki yağışların artışı ve buharlaşmanın az olmasına bağlı olarak göl seviyesinde iyileşmenin görüldüğünü, ancak bunun da kısa sürdüğünü belirtti. Sıcak hava dalgasıyla birlikte göldeki seviyenin geriye gidiş sürecini başlattığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Dağlardaki kar erimeleri, düşen yağışlar ve yer altı suları gölü besliyor. Son 15-20 gündür havzada sıcaklık artışı görüyoruz. Hava hemen hemen her gün açık ve güneşli geçiyor. Bu durum havzadaki buharlaşmanın şiddetini artırıyor. Önümüzdeki aylar itibariyle iyileşme değil, sürekli alan kaybeden bir göl göreceğiz. Bu yıl da yaz aylarının biraz daha uzayacağına ilişkin araştırmalar da var. Bu durum havzada da karşılık bulursa göl alan kaybetmeye devam edecektir” dedi.

    “Çok ekstrem sıcaklıkları göreceğiz”

    Göldeki alan kaybının beklenilen bir durum olduğuna dikkat çeken Alaeddinoğlu, “Dünyanın ortalama sıcaklığı her geçen gün artıyor. Okyanuslardaki ısınmalar dünyanın da sıcaklığını artırdığı için dolayısıyla alansal kayıplar devam edecek. Bu havzada 30 derecenin üstü ama dünyanın farklı bölgelerinde 50 dereceleri bulan sıcaklıklarla karşılaşmak gayet doğal bir sonuç haline gelecektir. Dolayısıyla bunun yansımalarını burada da göreceğiz. Havzadaki sıcaklıklarda da artış olacak. Özellikle önümüzdeki 5 yıllık süreçte çok ekstrem sıcaklıkları göreceğiz” diye konuştu.

  • Doğu Akdeniz’de deniz çekilmesi

    Doğu Akdeniz’de deniz çekilmesi

    Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından ülke genelinde yaşanan her türlü gelişme dikkatleri çekiyor. Hatay depreminin ardından deniz seviyesinde yükselme ihtimaline karşı yapılan uyarının geri alınmasının ardından dikkatler, Doğu Akdeniz’e çevrildi. Doğu Akdeniz’de 321 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip Mersin’de denizin yer yer 8-10 metreye kadar çekilmesi dikkat çekti.

    Deniz çekilmesini vatandaşlar bu mevsimde normal karşılarken, uzmanlar da ‘depremle bağlantılı’ iddialarına karşı açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamalarda denizin bu mevsimde çekilmesinin normal bir doğa olayı olduğunu belirten uzmanlar, 8-10 metre gibi görünen çekilmenin aslından deniz su seviyesinde 20-30 santimlik düşüş olduğunu kaydetti.

    Erdemli Limonlu’da yaşayan vatandaşlardan Hüseyin Sabah, “40 yıldır burada yaşıyoruz, depremden dolayı denizin çekildiğine dair söylentiler var. Medcezir dediğimiz olay deniz zaman zaman çekiliyor, zaman zaman çekilmiyor. Tabi uzmanlar daha iyisini bilir ama depremden dolayı olduğunu düşünmüyoruz. Yılın belirli aylarında çekiliyor, belirli aylarında öne doğru geliyor” dedi.

  • İznik Gölü’ndeki çekilme endişelendiren boyuta ulaştı

    İznik Gölü’ndeki çekilme endişelendiren boyuta ulaştı

    Dünyanın en önemli 10 buluşu arasında yer alan İznik Gölü’nün dibinde keşfedilen Aziz Neophytos’un adına inşa edilen tarihi bazilika, artık sular altında değil. Göldeki kuraklığın artması nedeniyle gün yüzüne çıkan dünya tarihinin en önemli eserinde görevli arkeolog dalgıçlar artık araştırmalarını bazilikanın üzerinden yapıyor.

    ÇEKİLME 200 METREYİ AŞTI

    Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise beşinci büyük doğal gölü olan İznik Gölü, fabrikaların aşırı su çekmesi ve kuraklıktan nasibini aldı. Fabrikaların ve zirai sulamanın da ihtiyacını karşıladığı için günden güne kuruyan İznik Gölü’ndeki çekilme 200 metreyi aştı.

    KEŞİFLER ARTIK YÜRÜYEREK YAPILABİLİYOR

    Vatandaşlar endişe içerisinde göldeki su oranının günden güne azalmasına şahit olurken, bazilika ile ilgili araştırmalarını gölün dibinde yapan araştırmacılar ve arkeologlar göldeki çekilme yüzünden çalışmalarını artık yüzyılın keşfinin üzerinde yürüyerek yapıyor. Adeta bir sır gibi korunan ve çalışma alanına kimsenin alınmadığı tarihi eserin üzerinde bazı kendini bilmez kişilerin gezmesi ise herkesi endişe içinde bırakıyor.

    ANTİK ÇAĞ ESERLERİ SU ÜZERİNDE

    Dünyanın en önemli tarihi eserlerinin başında bazilikanın olduğunu ifade eden İznik Eski Müze Müdürü Taylan Sevil, “İznik Gölü’nde geçen yıllarda başlayan çekilme bu yıl da devam etti. Bu sene gerçekten oldukça belirgin bir duruma dönüştü. Bu çekilmeler sonucunda antik çağdaN kalan eserlerde su üzerine çıktı. Bunlardan birisi yüzyılın keşiflerinden biri olan bazilika kalıntısı ortaya çıktı. Günümüzde artık bazilikaya yürüyerek ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Bu da gölün ne derecede çekildiğinin önemli göstergesidir” dedi.

    “KURAKLIK YÜZDE 50 ARTTI”

    İznik Gölü kıyısında 20 yıllık işletmesi bulunan Bekir Uslu, “Gördüğüm manzara karşısında çok şaşkınım. Gerçekten durum çok vahim. Artık yetkililere sesleniyorum. Kuraklık had safhaya ulaştı. Buna önlem alınması lazım. Çünkü bazilika artık gün yüzüne çıktı. Üzerine çıkıp rahatlıkla gezebilirsiniz. Bu kuraklık geçen yıla göre yüzde 50 daha arttı. Diğer yerlerde kuraklık 150-200 metreye kadar ulaştı. Eğer bu böyle devam ederse gölümüzü kaybetmek üzereyiz. Lütfen artık herkes elini taşın altına koysun” diye konuştu.

  • Çekilme arttı, İznik Gölü’nde adacıklar oluştu

    Çekilme arttı, İznik Gölü’nde adacıklar oluştu

    Bursa’da Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynaklarından biri olan İznik Gölü, son yıllarda kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Küresel ısınmaya bağlı yağışların azalması ile birlikte göldeki su seviyesi de düştü. Göldeki çekilme yer yer 100 metreye ulaşırken, balıkçı kayıkları da karaya oturdu.

    Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise 5’inci büyük doğal gölü olan, 297 kilometrekarelik İznik Gölü’nde, küresel ısınma kaynaklı mevsimsel kuraklık yaşanıyor.

    Kuraklığın tek nedeninin küresel ısınma olmadığı belirtiliyor. İznik Gölü’nün aynı zamanda bölgedeki tarım arazileri için de su kaynağı olduğunu hatırlatan yöre halkı, bilinçsiz ve vahşi sulamaya dikkat çekiyor. Köylere kurulan göletlerin de İznik Gölü’nü besleyen su kaynaklarına zarar verdiği belirtiliyor. Sanayide kullanılması için çekilen suyun da göldeki çekilmelere neden olduğu iddia ediliyor.

    İznik Gölü’ndeki çekilme, özellikle Çakırca Mahallesi’nde net bir şekilde görülüyor. Balıkçı kayıklarının karaya oturduğu mahallenin kıyı bölgelerinde ayrıca adacıkların oluştuğu gözlendi.

    ‘SIĞ OLAN BÖLÜMLERDE ÇEKİLME DAHA ÇOK OLUYOR’

    İznik Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Konur Genç, Çakırca Mahallesi’nde gölün 150 metreye kadar çekildiğini söyleyerek şunları kaydetti:

    “Küresel ısınmadan dolayı su giderek azalıyor. Yağışların yetersiz kalması, kış aylarında kar ve yağmurun az yağmasından dolayı, gölümüzün suyu sürekli olarak çekiliyor. Gölümüzün sığ olan bölümlerinde çekilme daha çok oluyor. Çakırca bölgesinde çekilme, 100-150 metreleri buldu. Gölümüzün derin bölgesi Göllüce’de ise çekilme 30-40 metrelerde kaldı. Teknelerimizi koyduğumuz yer artık karada kaldı.”

    Turizm işletmecisi Ali Karaman ise gölün çekilmesinin en büyük nedenlerinden birinin bilinçsiz sulama olduğunu söyledi.

    ‘SU KAYBININ NEDENİ ARAŞTIRILSIN’

    Tarımsal sulamada kapalı sisteme geçilmesi gerektiğini ifade eden Karaman, şöyle konuştu:

    “Geçmiş yıllara göre, bu sene suda ciddi bir alçalma var. Maalesef hemen hemen her köyde göletler yapıldı. İznik Gölü’nü besleyen su kaynakları, bu göletlerden dolayı kesilmiş oldu. İznik aynı zamanda tarım bölgesi olduğu için bunun da etkisi var. Tarımsal sulamalarda artık kapalı sulama sistemine geçilmesi lazım. Çünkü açık sulamalarda ciddi oranda su tüketimi oluyor. Orhangazi ve Gemlik tarafındaki sanayi kuruluşlarına da su veriliyor. Hatta orada gölden su çekmek için döşenen borular da var. Geçtiğimiz yaz biraz kurak geçti, daha önceki yıllarda da kuraklık vardı ama bu kadar çekilme olmamıştı. 10 günden beri yağış var ama gölün suyunda en ufak bir hareketlilik, yükselme yok. Su kaybına neyin yol açtığının araştırılmasını istiyoruz. Gölümüzü kaybetmek istemiyoruz. İznik Gölü’nü kurtarmamız lazım.”

    ‘ÖLMÜŞ BALIKLAR KIYIYA GELMEYE BAŞLADI’

    Çekilmeye bağlı olarak İznik Gölü’ndeki kuş popülasyonunun azalmasına ve toplu balık ölümlerine dikkati çeken Karaman “İznik’te balıkçılık üst seviyededir. Özellikle yayın, sarı balık, aynalı sazan çok meşhurdur. Ama maalesef suyun alçalması ile beraber gölde oksijen eksikliği oluştuğundan ölmüş balıklar da kıyıya gelmeye başladı. İznik Gölü aynı zamanda kuşların barınağı. Özellikle leyleklerin uğrak yeri. Sazlıkların içerisinde kuşlar, barınak yapar. Aynı zamanda balıklar da sazlıklara yumurtalarını bırakır. Gölün çekilmesi, yavaş yavaş balıkların da yok olmasına sebep oluyor. Hem balıkçılık yok olmaya başladı, hem de kuşlar gelmemeye başladı. Balıkçı arkadaşlarımız da gölün alçalmasıyla beraber teknelerle açılamıyor. Çünkü su seviyesi baya düştü. Teknelerin altı sürtmeye başladı. Sığlaştığı için olta balıkçılığı da yapılamıyor” dedi.

    AZİZ NEOPHYTOS BAZİLİKASI SU YÜZÜNE ÇIKTI

    2014 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin İznik’te başlattığı ‘Tarihi Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları’ sırasında tespit edilen Aziz Neophytos Bazilikası da İznik Gölü’nün çekilmesi ile birlikte su yüzüne çıktı. Suyun 2 metre derinliğindeki bazilika, dron ile net bir şekilde görüntülendi. Bazilikanın bulunduğunu hatırlatan Ali Karaman “Bazilika bile çekilmeden dolayı su üstüne çıktı. Su altı müzesi beklerken, su üstü müzesine dönüştü” ifadelerini kullandı.