Etiket: cevdet yılmaz

  • “KKTC’yi en kısa zamanda tam üye olarak TDT’de yerini almasını temenni ediyoruz”

    “KKTC’yi en kısa zamanda tam üye olarak TDT’de yerini almasını temenni ediyoruz”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Çankaya’da bulunan resmi konutta bir araya geldi. İkili görüşme öncesi basın açıklaması gerçekleştirdi.

    “KKTC’yi en kısa zamanda tam üye olarak TDT’de yerini almasını temenni ediyoruz”

    Eylül ayında KKTC’yi ziyaret ettiğini ve bu vesileyle Cumhurbaşkanı Tatar ile bir görüşme gerçekleştirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Karşılıklı ziyaretlerimiz ülkelerimiz arasındaki yoğun iş birliğinin ve yakın eşgüdümünün bir yansımasıdır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Bişkek’te düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 11. Zirvesi’ne onur konuğu olarak katılmış olması bizleri son derece mutlu etmiştir. KKTC’yi inşallah en kısa zamanda tam üye olarak aile meclisimiz TDT’de yerini almasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Kıbrıs meselesinde önümüzdeki döneme yönelik öngörülerimiz ve önceliklerimiz hakkında karşılıklı değerlendirmelerde bulunacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bişkek Zirvesi’nde ifade ettiği “Türk dünyası Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını sahiplendikçe, birlik ve beraberliğimiz de kuvvetlenecektir” cümlesine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün yarım asırdır maruz bırakıldığı haksız, hukuksuz tecrite rağmen kardeşlerimizin refahını sağlamak amacıyla yürüttüğümüz projeler ile siyasi ve ekonomik alanlardaki gelişmeleri ele alacağız. Kıbrıs meselesinde önümüzdeki döneme yönelik öngörülerimiz ve önceliklerimiz hakkında karşılıklı değerlendirmelerde bulunacağız” ifadelerini kullandı.

    “KKTC’’nin gelişip güçlenmesi, sağlam ve dinamik bir ekonomiye sahip olması için farklı ortak projeleri hayata geçiriyoruz”

    Türkiye ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın iki ülke işbirliğinin en somut göstergelerinden biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Bizler için Kıbrıs Türkü’nün ekonomik açıdan gitgide daha da sağlamlaşan bir temel üzerinde, müreffeh ve kuvvetli biçimde geleceğe istikrarla yürümesi, öncelikli bir hedeftir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişip güçlenmesi, sağlam ve dinamik bir ekonomiye sahip olması için farklı ortak projeleri hayata geçiriyoruz. Nitelikli kamu hizmetleri, altyapı, sağlık ve sosyal hizmetlere erişim ile refahı artırarak Kuzey Kıbrıs’ta kalkınmayı desteklemeye gayret ediyoruz. Güçlü, ayakları yere sağlam basan bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etme konusunda Cumhurbaşkanı Tatar ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti’yle istişare ve tam bir uyum içinde çalışmaya devam edeceğiz. Tüm çabamız Kıbrıs Türk halkının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikbali ve refahı içindir” şeklinde konuştu.

    “Kıbrıs’ta çözüm, ancak Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilebilir”

    Kıbrıs Türkü’nün meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde, Kıbrıs meselesinin ‘adil, kalıcı ve sürdürülebilir’ bir çözüme kavuşturulmasının Türkiye’nin öncelikleri arasında yer aldığını ifade eden Yılmaz, “Kıbrıs’ta çözüm, ancak Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilebilir ve ancak böyle bir çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacaktır. Tükenmiş ve iki tarafın rızasını yansıtmayan, federal çözüm hedefleyen BM parametrelerinde çözüm aramak beyhudedir. Bu çerçevede, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının, bir diğer ifadeyle egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözüme giden yolu açacaktır. Bunun asgari tezahürü de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle doğrudan uçuşlar, doğrudan ticaret ve doğrudan temasların önünün açılmasıdır. Cumhurbaşkanımızın BM 79. Genel Kurulu’nda bir kez daha ifade ettikleri üzere, uluslararası toplum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır. Kıbrıs Adası’nda çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da şüphesiz katkıda bulunacaktır. Biz, Anavatan ve Garantör olarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin güvenliğini ve refahını her daim temin etmeye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişerek daha da güçlenmesi için el ele çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise yaptığı konuşmada “KKTC’nin bu hafta 41. doğum gününü kutlayacaktır. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 20 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenlerle bütün dünyaya çok önemli mesajlar verilmiştir. Cumhurbaşkanımızın o konuşmasında KKTC Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeğidir” ifadesi beni çok mutlu etmişti. Bişkek’te de yapılan toplantıda yine Cumhurbaşkanı KKTC ile ilgili güçlü sözleri yine beni çok mutlu etmiştir” ifadelerini kullandı.
    Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılma yolunda hem diplomatik hem ekonomik hem siyasi ilişkileri arttırılması gerektiğini, bütün bunları Türk dünyasında da paylaştık ve dolayısıyla aşama aşama görünürlüğümüz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta iki devletten bir tanesi olduğunu çünkü Kıbrıs’ta iki devlet vardır, iki halk vardır. Gerçeklere bakıldığında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türklerin bağımsızlığının, hürriyetinin ifadesidir. Dolayısıyla artık bunun geri dönüşü olmayacağını dünya kamuoyu da yavaş yavaş anlamaya başlamıştır. Bütün bu güçlü mesajlar bu algının yerleşmesi bakımından önemlidir ve bunu sizlerin de desteğiyle güçlü bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz.”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik ve sosyal yapısının geleceğe umutla bakması için ekonomik dönüşümlerin önemli olduğuna vurgu yapan Tatar, “Gerek her vesileyle yaptığınız katkılar ve verdiğiniz mesajlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gerek turizm sektörü, gerek eğitim sektörü, gerek şu anda devam etmekte olan sulama projeleriyle Anadolu’ya gelen suyun bütün tarım arazilerine dağıtımı, hizmetler sektörü ve buna benzer teknolojilerin gelişmesiyle yeni sanayi bölgeleriyle inşallah önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik yapısının daha verimli bir hale gelmesi, rekabet noktasında alacağı tedbirlerde yapacağı çalışmalarda daha fazla rekabet edilmesi ve bu önemli sektörlerde uzun vadeli gelişmeler en büyük temennim ve dileğimdir” açıklamasında bulundu.

    Adada çeşitli sıkıntıların yaşandığını dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Gerek siyasi, gerek demografik yapının getirdiği bir takım tartışmalar ancak bunların da soğuk kanlılıkla geride kalması ve halkımızın beklediği hizmetlere verilmesi için çalışmanın hızlandırılması en büyük temennim ve dileğimdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her vesileyle bize yapmakta olduğumuz gerek ekonomik gerek diğer her türlü önümüzün açılması için alınan kararlarla sizlerin cesareti bizlere hep motivasyon kaynağı olmuştur” şeklinde konuştu.
    Gerçekleştirilen konuşmaların ardından ikilinin görüşmesi, basına kapalı olarak gerçekleşti.

  • “2025 sonu yüzde 20’nin altında enflasyon hedefliyoruz”

    “2025 sonu yüzde 20’nin altında enflasyon hedefliyoruz”

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmeleri AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında başladı. Komisyondaki görüşmelere katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, milletvekillerinin bütçeye dair görüşlerinin ardından vekillerden gelen soruları yanıtladı. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sürdürebilir olduğunu ifade eden Yılmaz, “2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin teklifimizin kazanımları sürdürülebilir hale getirecek, ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlandığını, geçen hafta sunuş konuşmamda ifade etmiştim. Türkiye olarak önemli bir dönemden geçiyoruz. Tarihi fırsatla karşı karşıyayız O da şudur. Uzunca bir süredir yaşamadığınız, seçimsiz bir dönem yaşıyoruz. Seçimlerin yoğun yapıldığı dönemler ister istemez kısa vadeli meselelerin daha fazla gündemi işgal ettiği dönemler oldu. Bugün Türkiye seçimsiz bir dönem yaşıyor. Genel seçimleri, yerel Seçimleri geride bırakmış olarak yoluna devam ediyoruz. Ve kritik bir aşamadır. Dünyanın da son derece zorlu bir aşamasındayız, dönemindeyiz, ortamındayız. Bu ortamda, bu seçimsiz dönemi iktidarıyla, muhalefetiyle hep birlikte çok iyi değerlendirip, ülkemiz sadece nicelikte değil, nitelikte, farklı bir seviyeye taşıma imkanına sahibiz. Uzun vadeli bir takım değişimlere, dönüşümlere bu dönemde imza atabiliriz. Bu fırsatı hep birlikte değerlendirmeliyiz. Türkiye’yi orta gelirden kurtarıp yüksek gelirli ülkeler ligine taşımak bu anlamda en temel önceliklerden bir tanesidir” diye konuştu.

    Bütçenin genel çerçeve içinde yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen sosyal vefa arttırıcı bir yaklaşıma sahip olduğunu belirten Yılmaz, “İşçisi, esnafı, emekçisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış doğu, batı, kuzey güney ayrımı yapmadan 81 ilimizin gereksinimleri düşünülmüştür. Sosyal yardım ve destekler için ayırdığımız kaynaklar bunun en açık göstergelerinden bir tanesidir. Bütçemizin en hayırlı başlıklarından biri bütçemizin yeniden imar bütçesi olması. Tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bugünkü fiyatlara geçen yılı çekersek ve toplarsak iki yıllık harcamamızı 2.6 trilyon lira civarında bir yükten bahsediyoruz. Gelecek yılda bu devam edecek” ifadelerini kullandı.

    Faiz giderleri hakkındaki eleştiriler üzerine Yılmaz, “Borç ve cari açık arttı. En önemli gerekçelerinden biri bu. Bütçe açığımızı geçici olarak deprem harcamaları oldukça yüksek düzeye çıkarmış durumda. Bu açıkları finanse etmek için de maliyemiz borçlanmak durumunda. Dolayısıyla bazı arkadaşlarımız da söylediler. Ödediğinden daha fazla borçlanarak bu geçici dönemde deprem bağlantılı harcamalar başta olmak üzere harcamalarımızı finanse etmek durumundayız. Ama bu yapısal bir problem değil. Bir süre sonra bu harcamalar bütçemizden düşmüş olacak. Daha rahat birkaç dakika sahip olmuş olacağız. Zaten orta vadeli programımızda da bunu öngörüyoruz. Bu rahatlamayla birlikte hem maliyemizin borçlanması hem de faiz giderleri anlamında orta vadede daha olumlu bir perspektif olduğunu olduğunu ifade edebiliriz” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin Yılmaz, “Çok iyi başkanlık sistemleri de var. Çok iyi parlamenter sistemler de var. Yarı başkanlık sistemleri var. Her bir sistemin kendi içinde alt versiyonları var. Dolayısıyla ikisi de demokratik sistemlerdir. Bu sistemlerin yerleşmesi tam anlamıyla kurumsallaşması elbette biraz zaman alacaktır. Bu süreçte mutlaka tecrübelerden dersler çıkarılması varsa eksikler onları toplumsal olarak tespit edip giderme yönünde çalışmalar yapılmasına her zaman açık olduğumuzu belirtmek isterim. Topyekun bir sistemi her türlü sorunun kaynağı gibi gösterme çabasının da son derece anlamsız olduğunu ifade etmek isterim. Parlamenter sistem dönemindeyken de Türkiye ekonomik, sosyal, siyasal, uluslararası ilişkiler bağlamında birçok meseleyle karşı karşıya kaldık. Bugün de birçok meseleyle uğraşıyoruz” şeklinde konuştu

    Orta Vadeli Plan (OVP) hakkındaki soruya ilişkin ise Yılmaz, “Planlarda önemli olan politika çerçevesidir. Esas verdiği istikamet temel politikalarda çizdiği çerçevedir. Plan yaptığınız zaman varsayımlarla yaparsınız. O günkü varsayımlarınızla dünyadaki ve bölgedeki durumu dikkate alarak bir ekonominin gelişimine bakarak varsayımlarla bir perspektif çizersiniz. Planlardaki rakamlardan daha önemli olan planların çizdiği politika çerçevesi ve istikametidir OVP ile plan arasında ben bir politika tutarsızlığı görmüyoruz. Rakamsal farklılıklar olabilir. OVP çünkü her yıl yenilenen bir doküman. Ve on yıl içinde gerçekleşen gelişmeleri rakamlara yansıtma imkanımız var. Dolayısıyla doğal olarak bir farklılık çıkabiliyor rakamsal olarak. Ama politika çerçevemiz farklı değil. Planımızın ve OVP’nin odağında da yeşil ve dijital dönüşüm, istikrar, ekonomiyi büyütmek var. Büyüyen ekonominin nimetlerini kalıcı sosyal refaha dönüştürmek var. Dolayısıyla o anlamda bir tutarsızlık söz konusu değil” diye konuştu.

    Enflasyon hakkında konuşan Yılmaz, “Başından beri şunu söyledim. Bu mücadelemizde 3 dönem vardır. Bir geçiş süreci, dezenflasyon dönemi daha sonra da kalıcı fiyat istikrarı dönemidir. Geçiş dönemini Haziran ayı itibariyle tamamladık. Dezenflasyon sürecine girdik. Son dört ayda yirmi altı puandan fazla enflasyon oranında bir düşüş oldu. Bunun da önümüzdeki süreçlerde devam etmesini bekliyoruz. Gelecek yıl sonu itibariyle yüzde 20’nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz. Mallarda ise oran yüzde 40’lara yakın bir seviyeye geldi. Temel mallarda yüzde 30’un altına düşen bir enflasyon söz konusu. Ama özellikle hizmet sektörlerinde bir katılık var. Bu katılık da zaman içinde kırılacak ve daha güçlü bir şekilde vatandaşımız bunu hissedecek” dedi.
    Vergilerle ilgili sorulara ilişkin Yılmaz, “2019’da vergi adaleti açısından gelir vergisi yükünü azalttık. Alt dilimin vergi oranını yüzde 22’den 15’e, üst gelir grubunu yüzde 35’ten 40’a yükselttik. İkincisi asgari ücrette kadar tüm gelirleri vergi dışı bıraktık. Bu tarihi bir karar oldu. Diğer taraftan basit usule tabi esnafa vergi istisnası getirdik 850 bin civarında esnafımıza vergi istisnası getirdik. Genel KDV oranı yüzde 20 iken temel gıda da bunu yüzde bir olarak uyguluyoruz. Sağlık, eğitim, yeme içme, turizm, giyim, mesken elektriğinde yüzde 10 uyguluyoruz. Yem ve gübre de KDV’yi kaldırdık. Çiftçilere destek ödemelerinde gelir vergisi kesintisini kaldırdık. Kurumlar vergisini 5 puan arttırdık. Yirmiyken genel oranı 25’e çıkardık” ifadelerini kullandı.

  • “Teröristler amaçlarına ulaşamayacaklar”

    “Teröristler amaçlarına ulaşamayacaklar”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında yaralanan vatandaşları Etlik Şehir Hastanesinde ziyareti sonrası açıklamalarda bulundu.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, terörü ve terörün arkasında olanları lanetlediğini belirterek, saldırıda 5 kişinin şehit olduğunu, 22 yaralandığını açıkladı. Yılmaz, “Bu olaydan hemen ilk anından itibaren müdahale eden güvenlik güçlerimize, kolluğumuza, sağlık birimlerimize yine hemen bir soruşturma süreci başlatan adli birimlerimize hepsine şükranlarımı sunuyorum. Kahraman güvenlik güçlerimiz hemen müdahalelerini yaptılar ve teröristler etkisiz hale getirildi sonuçta. Olayla ilgili teferruatlı çalışmalarını İçişleri Bakanlığımız sürdürüyor. Terör hadiselerinin mutlaka bir amacı var. Ülkemize korku salmak, halkımızın huzurunu kaçırmak, özellikle bugün yaşadığımız terör saldırısı ülkemizin savunma sanayinin savunma sanayindeki geldiği noktayı başarılara hedef alan bir terör saldırısı. Fakat şunu açık ve net ifade etmek isteriz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da terör eylemi yapanlar, teröristler ve bunların arkasında bunları bir araç olarak kullananlar hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar. Ülkemizin huzurunu da bozamayacaklar” diye konuştu.

    “Taksi şoförümüz kardeşimiz şehit olmuştur, diğerleri TUSAŞ çalışanları”

    Savunma sanayiindeki güçlü yürüyüşe de hiçbir şekilde engel olamayacaklarını bildiren Yılmaz, “Kahraman savunma sanayi çalışanlarımızın moralini de hiçbir zaman bozamayacaklar. Tam aksine bu menfur hadiseler bizim savunma sanayindeki azmimizi de ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği konusundaki hassasiyetimizi de daha da arttıracaktır. Birlik beraberlik içinde, milli birlik içinde bütün kurumlarımızın güçlü çalışmalarıyla teröre karşı kararlı mücadelemizi, azimli mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun da bilinmesini özellikle buradan arzu ediyoruz, ifade ediyoruz. Bir daha böyle hadiseler yaşanmamasını elbette temenni ediyoruz. Spekülatif haberlere itibar edilmemeli yetkililer kişiler ve kurumlar tarafından yapılan açıklamalar kamuoyu sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmektedir. Bakanlarımız kurumlarımız bilgiler olgunlaştıkça kamuoyunu bilgilendirecektir. Taksi şoförümüz kardeşimi şehit olmuştur diğerleri TUSAŞ çalışanları” ifadelerini kullandı.

    “Hiçbir zaman ama hiçbir zaman hedeflerini ulaşamayacaklar”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da menfur saldırıyı gerçekleştiren terör örgütünü ve onların destekçilerini lanetlediklerini belirterek, “Hiçbir zaman ama hiçbir zaman hedeflerini ulaşamayacaklar. 5 şehidimiz, mekanları cennet olsun. Tüm sevenlerine, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun diyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Kalben duamız onlarla. Operasyonu gerçekleştiren jandarma ve emniyet ekiplerimizin her birine yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    22 yaralıdan 7’sinin özel harekattan olduğunu ifade eden Yerlikaya, “Her biri gayet iyi durumda. Onlar da diğer yaralılar gibi buradan yüz akıyla, sağlık, sıhhat ve afiyetle ailelerine, sevenlerine ve teşkilatına kavuşacaklar. Buna inanıyoruz. Ankara Cumhuriyet Başsavcımız ve 8 arkadaşı şu anda eylemi gerçekleştirdikleri yerlerde soruşturma ve orada bütün bilgi ve done bütün çalışmalarını titizlikle yapıyorlar. Devletimizin tüm kurum ve kuruluşları bu olayın açıklığa kavuşturulması için ayaktadır” diye konuştu.

    “PKK terör örgütü olduğuyla ilgili kuvvetli kanaat bizde hasıl”

    Yerlikaya, bir kadın ve bir erkek teröristin kimliklerinin belirleme çalışmalarının devam ettiğini söyleyerek, “Tamamlanır tamamlanmaz bunu açıklayacağız. Ama daha önce ki basın açıklamamızda olduğu gibi tekrardan ifade etmek isterim ki ilk andan itibaren güvenlik birimlerimizin, istihbarat birimlerimizin görüşmeleri ve buradan elde ettikleri bu tür eylemlerle kıyaslandığı zaman PKK terör örgütü olduğuyla ilgili kuvvetli kanaat bizde hasıl. Dediğim gibi netleşmesi , kimlik tespitleri bittikten sonra bunu da sizlerle beraber kamuoyuna, aziz milletimize açıklayacağız. Aziz milletimizin başı sağ olsun, yaralılarımıza rabbim acil şifalar versin. Biz terörle mücadelemizde azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Milli ve yerli sanayiimiz dünyanın göz bebeği, herkesin imrendiği ve bugünlerde de SAHA EXPO fuarı var. Dünyaya namzet bir fuar. Bu fuarın büyük bir katılımla yerli ve yabancı ziyaret akınına uğradığı bir ortamda savunma sanayiimizi yerli ve milli yapmayla ilgili kararlığımız Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde durmadan kararlılıkla devam edecek. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın diyorum” dedi.

    “Yaralılarımızdan 3’ünü taburcu ettik”

    Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye’de ve tüm dünyada yaşanan bütün terörü lanetlendiğini belirterek, “Ülkemiz hem huzur hem terör konusundaki bugün yaşadığı acıyı bir daha yaşamasın. İnsanlara gerçekten sabır diliyorum, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sayın Cumhurbaşkamızın söylediği gibi 5 tane şehidimiz, 22 yaralımız var. Bu yaralılarımızdan 3 tanesini taburcu ettik, bir tanesinin durumu kritik. Diğerlerinin genel durumları iyi. İnşallah onları da şifayla taburcu edeceğiz. Milletimizin başı sağ olsun. Acılı ailelerine sabır diliyorum, yaralılara şifa diliyorum. Terörü ve terörü destekleri lanetliyorum. Bir daha böyle acıları ülkemiz görmesin diyorum” ifadelerini kullandı.

    “Psiko-sosyal ekiplerimiz hem şehit yakınlarımıza hem de yaralılarımıza ayrıca bu patlamadan etkilenen bütün vatandaşlarımıza destek olmak için sahadalar”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da yaptığı açıklamada, “Öncelikle bu menfur saldırıyı gerçekleştiren bütün terör örgütlerini lanetliyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bugün Cumhurbaşkanı yardımcımız, Sağlık Bakanımız ve İçişleri Bakanımız ile yaralılarımızı ziyaret ettik. Bu hastanemizde 6 yaralımız var. Durumları gayet iyi, hızlıca toparlıyorlar, moralleri gayet yüksek. Bu saldırıyı gerçekleştirenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar, bir kez daha vurgulamak istiyorlar. Aile Bakanlığı olarak ilk psiko-sosyal ekiplerimiz hem şehit yakınlarımıza hem de yaralılarımıza ayrıca bu patlamadan etkilenen bütün vatandaşlarımıza destek olmak için sahadalar. Bir kez daha tüm milletimizin başı sağ olsun. Terör örgütleri asla amaçlarına ulaşamayacaklar. Biz teröre karşı mücadelemizi kararlılıkla devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Cevdet Yılmaz’dan vergi açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan vergi açıklaması

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, HAK-İŞ Konfederasyonu 49. Kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Yılmaz, çalışma hayatını ilgilendiren konularda temel ilkelerinin, çalışanı ve işvereni mağdur etmeden uzlaşı zemininde buluşmak olduğunu, son yıllarda çalışanın ücretinde önemli iyileştirmeler yaptıklarını ifade etti. Asgari ücretle bu ücrete kadar tüm gelirleri her türlü vergiden istisna kıldıklarını bildiren Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Bu kanunu düzenlemeyi yapmamış olsaydık, asgari ücret ve asgari ücrete kadar tüm gelirlerden vergi alıyor olsaydık ne kadar vergi alacaktık diye baktığınızda 2025’te 810 milyar lira gibi bir rakamla karşılaşıyoruz. Yani 810 milyar liradan kamu olarak vazgeçtik biz. Maliyemiz vazgeçti.”
    Yılmaz, Türkiye’nin istihdam üreterek büyüdüğünü anlatarak, emeğin yoğun olduğu iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşandığını ifade etti. Yılmaz, iş gücü arzının yeterli olmadığını ve işverenlerin en çok şikayet ettiği hususların başında çalıştıracak personel bulamamanın geldiğini gözlemlediklerini belirtti.

    “Çok kazanandan çok, az kazanandan az almak”

    Yılmaz, vergi sisteminin adaletli olmasının, üst gelir gruplarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlarken dar gelirli vatandaşların sırtındaki yükü hafiflettiğini vurguladı. Yılmaz, “Bizim de anlayışımız budur. Çok kazanandan çok, az kazanandan az almak, vergideki temel amacımız bu. Vergi adaletini güçlendirmek, vergide etkinliği sağlamak. Bu yönde geçtiğimiz dönem önemli adımlar attık” şeklinde konuştu.

    Gelir vergisi tarifesinde en alt dilimdeki vergi oranını düşürdüklerini, en üst dilimdeki vergi oranını yükselttiklerini vurgulayan Yılmaz, “Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz. Bütçemizde temel vurgumuz şu, deprem harcamaları azaldıkça bir mali alanımız, imkanlar oluşacak. Bu mali imkanları da iki temel amaç için kullanmayı planlıyoruz. Birincisi ekonomimizi büyütmek, reel sektörümüzü, üretimimizi desteklemek, kalıcı bir şekilde yapısal dönüşümle sanayimizin teknolojik gücünü, katma değerimizi yükseltmek. İkincisi de sosyal refahı kalıcı bir şekilde arttırıcı tedbirler almak. Bu yönde bütçemizin imkanlarını değerlendirmek” ifadelerini kullandı.

    Cevdet Yılmaz, istihdamda kayıt dışının bir dönem yüzde 50’lerin üzerinde olduğunu, şu anda yüzde 20’lerin bir miktar üzerinde bulunduğu ve kayıt dışılığı en az seviyelere çekmeyi hedeflediklerini ifade etti.

  • “Kendi ayaklarımız üzerinde çok güçlü bir şekilde durmak durumundayız”

    “Kendi ayaklarımız üzerinde çok güçlü bir şekilde durmak durumundayız”

    Türkiye Innovation Week İnovalig Şampiyonları kazananları için İstanbul’da bulunan Haliç Kongre Merkezi’nde ödül töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, girişimciler ve ödül kazananlar katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcı Cevdet Yılmaz, Savunma Sanayii Fonu’na destek amaçlı meclise paket teklif edildiğini ifade ederek, “Savunma sanayii bir taraftan güvenlik için çok önemli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne temel hak ve hürriyetler olur ne de kalkınma olur. Güvenlik her şeyin temeli. Mutlaka güvenli bir ortam sağlamalıyız” dedi.

    “Cari işlemler açığımız 9,7 milyar dolar seviyesine hızlı bir gerileme kaydetti”

    Cari işlemler açığının 9,7 milyar dolar seviyesine gerilediğini belirten Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Hedefimiz ülkemizi hem bölgesel hem de küresel çapta pek çok startuplara, unicornlara, hatta decacornlara ev sahipliği yapan ilerici, ileri teknolojiler üreten inovatif firmalar açısından bir cazibe merkezi haline getirmektir. Bakanlığımız olarak bu bilinçle ülkemizin teknolojik dönüşümünü sağlayacak ve ihracat kapasitesini artıracak çalışmaları uygulamaya koymaktayız. Malumları olduğu üzere son 22 yılda mal ve hizmetler ihracatımızı 7,5 katı arttırmış bulunuyoruz. Eylül ayı itibariyle de son 12 aylık yıllıklandırılmış mal ihracatımızı 261,6 milyar dolara, hizmetler ihracatımızı da yıllık 111 milyar doların üzerine çıkarmış bulunuyoruz. Ağustos itibariyle açıklanan, ödemeler dengesi ve cari işlemler rakamlarına baktığımızda ilk sekiz ay itibariyle cari işlemler açığımız ilk sekiz ay itibariyle cari işlemler açığımız 9,7 milyar dolar seviyesine hızlı bir gerileme kaydetti. Ağustos ayında da altmış bir ayın en yüksek aylık cari işlemden fazlası olan 4,3 milyar dolarlık cari işlemler fazlası verdik. Böylece son üç ayda üst üste işlemler fazlası vermeyi başarmış bulunuyoruz” dedi.

    “Türk malı damgalı ürünlerin dünyanın dört bir ucuna taşımak için sizlerle beraber ter döktük”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Türk malı damgalı ürünlerin dünyanın dört bir yanına ulaştığını belirterek, “Bugün büyük bir gururla söylemek isterim ki yirmi iki yıl boyunca uzak yakın demedik, zor coğrafya demedik, engeller var, birçok sıkıntılar var demedik. Birileri gibi şurada ne işimiz var, burada ne işimiz var da demedik. Sizlerin alın teri olan Türk malı damgalı ürünlerin dünyanın dört bir ucuna taşımak için sizlerle omuz omuza çalıştık, beraberce ter döktük. Zorluklarla karşılaşsak da önümüze engeller çıksa da, bunları aşmak için sabır, azimle, sarsılmaz bir inançla hep birlikte mücadele ettik. İhracatımızı nasıl daha fazla arttırabiliriz sorusunun peşinde tam yirmi iki yıldır kıta kıta, ülke ülke sizlerle beraber dolaştık. Halen bu ortak çabayı sürdürüyoruz. Sizlerle birlikte verdiğimiz mücadelenin neticelerini her alanda görmenin haklı şerefini yaşıyoruz. Son yirmi iki yılda dolar bazında ülkemiz ekonomisi hâkim olarak yaklaşık beş kat büyüme sergiledi. Kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolardan geçen sene sonu itibariyle 13 bin 43 dolara çıktı. Bu yılın rakamları henüz çıkmış değil. Ancak orta vadeli programımızda bu yılsonu itibariyle yine çok ciddi bir büyüklüğe ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

    “Kendi ayaklarımız üzerinde çok güçlü bir şekilde durmak durumundayız”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, milli savunma için yapılan yatırımların önemine dikkat çekerek, “Bugün bölgemizde yaşanan gelişmeleri hep birlikte görüyoruz. Uluslararası kurumlara güven, çok çok zayıflamış durumda. Uluslararası hukuka güven, ahlaki değerlere çok çok zayıflamış durumda. Birçok kavramın içi boşalmış durumda. Gazze’de yaşanan hadiseler bize şunu açık ve net gösteriyor. Kendi ayaklarımız üzerinde çok güçlü bir şekilde durmak durumundayız. Başkalarının merhametine, başkalarının güzel söylemlerine aldanarak yolumuza devam edemeyiz. Birlik içinde olmamız lazım. İç cephemizi güçlendirmemiz lazım. Ekonomimizle, teknolojimizle her alandaki başarılarımızla ülkemizi geleceğe hem daha müreffeh hem daha güvenli bir ülke olarak taşımak durumundayız. İşte bu açıdan bu çalışmaların çok çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bu kapsamda meclisimize de bir paket teklif edilmiş durumda. Savunma Sanayii Fonu’na destek amaçlı bir paket. Burada tek bir kuruş bile bütçeye gitmeyecek. Bu son paketle ortaya konan tüm unsurlar savunma sanayiini güçlendirmeye dönük olarak bu alandaki çalışmalarımıza tahsis edilecek. Çelik Kubbe projemizden diğer kritik teknolojilere kadar bu alandaki varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Bölgemizde yaşananlar son yirmi yılda bu alanda yaptıklarımızın ne kadar kıymetli olduğunu, ne kadar doğru kararlar verildiğini göstermektedir. Savunma sanayii bir taraftan güvenlik için çok önemli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne temel hak ve hürriyetler olur ne de kalkınma olur. Güvenlik her şeyin temeli. Mutlaka güvenli bir ortam sağlamalıyız. Dolayısıyla bu alandaki yaptıklarımız sadece güvenliği sağlamıyor. Refahımızı arttırmak, özgürlüklerimizi temel hak ve hürriyetlerimizi daha rahat bir şekilde yaşamamız bakımından da olmazsa olmaz diye düşünüyorum” dedi.

  • “Yüzde 1,7 hedefimize rahatlıkla ulaşmayı öngörüyoruz”

    “Yüzde 1,7 hedefimize rahatlıkla ulaşmayı öngörüyoruz”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından azalan cari açığa ilişkin yazılı açıklama yaptı. Yılmaz açıklamasında, “Dış ticaret açığındaki iyileşmeye hizmetler dengesinin de destek vermesiyle cari işlemler dengesindeki olumlu gidişatın 2024 yılı Ağustos ayında da korunduğunu görüyoruz. Cari işlemler dengesi 2024 yılı Haziran ve Temmuz aylarından sonra ağustos ayında da 4,32 milyar dolar fazla verdi. 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla yıllıklandırılmış cari açık 11,25 milyar dolara geriledi” dedi.

    “OVP’de öngördüğümüz yüzde 1,7 hedefimize rahatlıkla ulaşmayı öngörüyoruz”

    OVP’de yüzde 1,7 hedefine rahatlıkla ulaşmayı öngördüklerini belirten Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti:
    “Makroekonomik ve finansal göstergelerden aldığımız olumlu sonuçlar, uyguladığımız ekonomi programımızın etkinliğini göstermektedir. Dış ticaret açığımızdaki iyileşme ve hizmet gelirlerimizin artmasıyla cari açığın azalmaya devam etmesini ve 2024 yılı sonunda cari açığın milli gelire oranı için OVP’de öngördüğümüz yüzde 1,7 hedefimize rahatlıkla ulaşmayı öngörüyoruz.”

  • “Yurtlarımızın yatak kapasitesini arttıracağız”

    “Yurtlarımızın yatak kapasitesini arttıracağız”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilen törende Yılmaz, Türk üniversitelerinin dünyadaki yeri ve üniversitelerin toplumun üzerindeki etkisine yönelik açıklamalarda bulundu.

    Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024-2025 akademik yılında Ankara Üniversitesi’nin tüm mensuplarına başarılar diledi. Yılmaz, üniversitelerin, geleceğin bilim insanlarını ve liderlerini yetiştirerek, toplumların uzun vadeli kalkınma ve refah hedeflerine ulaşmasında stratejik bir role sahip olduğunu da dile getirerek, Ankara Üniversitesi’nin de 78 yıllık geçmişiyle alanında öncü bir rol üstlendiğini kaydetti.
    Eğitim, araştırma ve topluma hizmet fonksiyonlarıyla üniversitelerin, bireylerin gelişimine katkı sağladığını, aynı zamanda ülkelerin bilimsel ve ekonomik potansiyelini en üst seviyeye taşıdığını vurgulayan Yılmaz, nitelikli insan kaynağı yetiştiren üniversitelerin küresel rekabet gücünün yükseltilmesinde kritik bir rol oynadığına işaret etti.

    “Yükseköğrenimin erişilebilirliğiyle birlikte bilgi, kültür ve bilimin 81 ilimize yayılmasını sağladık”

    Yılmaz, yükseköğretimin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde en çok yatırım yapılan alanların başında geldiğini kaydederek, “Üniversitelerimizin özellikle altyapılarını, araştırma altyapılarını, fiziki şartlarını iyileştirmeye dönük çok ciddi yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün üniversite sayımız 208’e çıkmış durumda. Bundan 20 küsur yıl önce 76’ydı, bugün 208’e çıkmış durumda ve yükseköğrenime erişim oldukça kolaylaşmış durumda. Yükseköğrenimin bu erişilebilirliğiyle birlikte bilgi, kültür ve bilimin 81 ilimizin tamamına yayılmasını sağlamış olduk” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasında”

    Türkiye’nin 350 bine yaklaşan uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasında yer aldığını bilgisini paylaşan Yılmaz, “7,3 milyonun üzerindeki öğrenci sayımızla, Avrupa yükseköğretim sisteminde kayıtlı öğrenci sayısı açısından ön sıralarda yer alıyoruz. 22 yıl önce 70 bin civarında olan toplam akademisyen sayımız bugün 183 binin üzerine çıktı. Öğretim elemanlarımızın yüzde 46,4’ünün kadın olması, eğitimde eşitliğe verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak bizi ayrıca gururlandırmaktadır. Bunun yanı sıra, yükseköğretim fırsatından faydalanamamış 34 yaş üstü kadınlarımız için kamu üniversitelerinde yaklaşık 21 bin kişilik ek kontenjan oluşturduk. Şehit ve gazi yakınlarımız için ise vakıf üniversitelerinde 3 bin 774 kişilik özel kontenjan tahsis ederek, bu alandaki toplumsal sorumluluğumuzun gereğini akademide de yerine getirdik. Türkiye çapında yurtlarımızın yatak kapasitesini 991 bine yükselttik ve bu sayıyı yakın zamanda 1 milyonun üzerine çıkaracağız” ifadelerine yer verdi.

    “İlk 500’e giren Türk üniversitesi sayısının artmasını hedefliyoruz”

    Yılmaz, yükseköğretim kurumlarında araştırma kapasitesinin ve akademik üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalara hız verdiklerini işaret ederek, Uluslararası Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu Times Higher Education’ın 2024 dünya üniversiteler sıralamasında ilk 400’e 3, ilk bine 11 Türk üniversitenin girmeyi başardığını kaydetti. İlk kez 3 Türk üniversitesinin ilk 400’de yer aldığını hatırlatan Yılmaz, “Yükseköğretimde vizyonumuz bütün üniversitelerimizin üretkenliği, inovasyonu, sürdürülebilirliği esas alan ilerlemenin markası haline gelmiş bir merkeze dönüşmesidir. Üniversitelerimizin küresel rekabet gücünü arttırıp ilk 500’de daha fazla üniversitemizin yer alması tabii ki en büyük hedefimiz” diye konuştu.
    Ankara’nın 2’nci büyük şehir olmasına rağmen, savunma sanayisi ve sağlık endüstrileri gibi stratejik sektörlerde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Yılmaz, Ankara’nın bu kalkınma vizyonunun üniversiteler tarafından desteklenmesi gerektiğini anlattı.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında konuştu

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında konuştu

    Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu (BMYK), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplandı. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında konuşan Yılmaz, devlet kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, ailelerin, eğitim kurumları ve sağlık sektörü gibi birçok paydaşın iş birliğinin ortak bir güç oluşturduğunu kaydetti.

    Bu yaklaşımın, yalnızca bireyleri iyileştirme çabasını değil, toplumsal dokuyu da güçlendiren, dayanışma temelli bir mücadele modeli ortaya koyacağını belirten Yılmaz, “Her paydaşın bu sürece farklı bir perspektiften katkı sunması, hem önleyici hem de tedavi edici adımların daha etkili olmasını sağlar. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulumuz işte bu anlayışla işlev göstermektedir. Uyuşturucu, tütün, alkol gibi madde bağımlılıkları ile sanal bağımlılık ve kumar gibi davranışsal bağımlılıklarla mücadele, son derece önem verdiğimiz ve üst seviyede takip ettiğimiz konuların başında geliyor” dedi.

    Her bir kurumun sorumluluk alanına giren hedefleri ve iyileştirmeleri Eylem Planları çerçevesinde takip edip gerçekleştirdiklerini ifade eden Yılmaz, “Bu toplantıda bugüne kadar atılan adımların yanı sıra 2024-2028 Bağımlılıkla Mücadele Eylem Planı’nı gündemimize alacağız. Zararlı alışkanlıklarla karşı izlediğimiz temel stratejileri, eylem planlarının uygulama sonuçlarını ve mücadelede geldiğimiz noktayı değerlendireceğiz” diye konuştu.

    Bir önceki Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu toplantısında alınan kararlar doğrultusunda kurumlarca pek çok alanda ilerleme sağlanıp somut adımlar atıldığını söyleyen Yılmaz, “Bir önceki toplantımızdan bugüne atılan bazı somut adımları özetlemek isterim. Öncelikle uyuşturucu kullanımını azaltmanın en etkili yollarından biri, uyuşturucu arzının önlemesidir. Bu kapsamda, arzla mücadele eden kurumların organizasyon ve personel yapısı güçlendirilerek, bilgi ve kapasiteleri artırılmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü bünyelerinde, Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları kurulmuştur” ifadelerini kullandı.

    Ticaret Bakanlığının, bünyesinde gümrük kapıları ile diğer gümrüklü alanların modernizasyonunun amaçlandığını, gerek bu alanda görevli insan kaynağı gerekse araç, teknik cihaz ve yönetim kapasitesinin önemli ölçüde güçlendirildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Sayıca artan denetim personelinin yanı sıra dedektör köpeklerin artışı, gelişmiş x-ray tarama sistemleri ve yapay zekâ destekli cihazların kullanımı da uyuşturucu arzının önüne geçilmesinde etkili olmaktadır. Ayrıca, yerli ve milli MİLTAR tarama sistemleriyle gümrük kontrollerinde yasak maddelere geçit vermemeye kararlıyız. İçişleri Bakanlığımızın uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere yasa dışı ekim ve narko-terörle kararlı mücadelesi devam etmektedir. Geride bıraktığımız son bir yılda da kolluk kuvvetlerimiz, çok sayıda uyuşturucu çetesini çökertmiştir. Bunun yanı sıra sokak bazlı mücadeleyi daha da güçlendirmek için ‘Uyuma’ gibi mobil uygulamalar ve ihbar hatlarıyla uyuşturucuyla ilgili ihbarlar kolaylaştırılmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız tarafından Yeşilay Rehabilitasyon ve Yeşilay Danışmanlık Merkezleri için 130 bin metrekare yüzölçümlü yer tahsisi yapılmıştır” diye konuştu.

    Uyuşturucu kullanımı ve satışı riskine karşı 130 binden fazla metruk binanın yüzde 88’inin yıkım ve restorasyon gibi tedbirlerle kontrol altına alındığını söyleyen Yılmaz, “Adalet Bakanlığımız tarafından 2023 yılında uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarına ilişkin konularda önemli düzenlemeler yapılıp yürürlüğe konmuştur. Uyuşturucu madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesi sağlanmıştır. Bu sayede hem suçlunun ıslahı hem de toplumun güvenliğinin sağlanması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ve ülke genelindeki 565 sigara bırakma poliklinikleri sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza ücretsiz bir şekilde destek sunmaktadır. Bunların yanı sıra pasif maruziyetin önlenmesi adına sıkı denetimler de yine Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. Ayrıca, bağımlılıkla mücadele eden vatandaşlarımıza hizmet veren tedavi merkezlerinin donanım ve kalitesi artırılmaktadır” açıklamasını yaptı.

    Milli Eğitim Bakanlığının, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde “Bağımlılıktan kaçınmak ve bağımlılıkla mücadele etmek” konusuna özellikle eğildiğini dile getiren Yılmaz, “Modelde yalnızca öğrencilerin değil, veli ve öğretmenlerin de bağımlılıklara karşı farkındalıklarını arttırmak için çeşitli programlar bulunmaktadır. Gençlik ve Spor Bakanlığımız, gençlerin madde kullanımına yönelik tutumlarının değerlendirilmesine ilişkin kapsamlı bir saha araştırmasını tamamlamış bulunmaktadır. Bu araştırma önümüzdeki dönemler için bulguya dayalı politika ve strateji geliştirilebilmesi adına oldukça önemlidir. Bakanlığımızın halihazırda konu hakkında farkındalık ve bilgilendirme faaliyetleri devam etmekte, çeşitli kurslar ve sportif faaliyetler düzenlemektedir. Tarım ve Orman Bakanlığımız, hem tütün mamullerinin test ve analizini yapmakta hem bu ürünlerin satışına ilişkin yasal mevzuata uyulup uyulmadığını sıkı bir şekilde denetlemektedir Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, koruyucu ve önleyici faaliyetlerin hayati önemini göz önünde bulundurarak, yurt çapında bilgilendirme yapmaya farkındalık oluşturmaya devam etmektedir” diye konuştu.

    RTÜK’ün televizyon ve radyolarda bağımlılıkla mücadeleye ve bağımlılıkla mücadeleye ilişkin bilgilendirici ve eğitici kamu spotlarının yayınlanmasını sağlamanın yanı sıra alkol, tütün, uyuşturucu ve kumarı özendirici yayın yapan medya kuruluşlarına da cezai müeyyideler uyguladığını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Her kurumun kendi uzmanlık alanında yürüttüğü çalışmalar, birbirini destekleyerek daha güçlü bir etki meydana getirmektedir. Bugün yapacağımız toplantıda önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmaları, toplantımızın devamında, 2024-2028 yılları için hazırlanmış Tütün, Uyuşturucu ve Davranışsal Bağımlılıklar ile Mücadele Eylem Planlarını detaylı bir şekilde ele alıp karara bağlayacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Bağımlılıkla mücadelede kamu-özel iş birliğinin önemine değinerek, “Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’nun alt faaliyet sayıları önceki eylem planına göre artış göstermiş olacaktır. Kurumlarımızın eş güdümüyle danışmanlık merkezi ve özel poliklinik sayısının artmasını destekleyeceğiz. Kumar, internet, akıllı telefon ve oyun bağımlılığına karşı Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı (OBM) ilk kez uygulanmaya başlayacağız. Tüm bağımlılık türlerine karşı nesillerimizi koruyucu politikalarla destekleyecek tedaviye erişim imkanlarını da artıracağız. Bağımlılıkla mücadelede, koruyucu ve önleyici yaklaşım, bağımlılığı başlamadan durdururken, tedavi edici yaklaşım; bağımlılıkta kaybolanlara yeni bir şans sunar. İki stratejinin bir arada yürütülmesi, bağımlılıkla mücadelede en güçlü aracımızdır. Koruyucu ve önleyici yaklaşımı çok değerli görüyoruz. Bağımlılık risklerini, risk altında olan kişi ve ortamları sistemli bir şekilde belirlemek, bağımlılığı başlamadan engellemek temel amacımızdır. Zararlı maddelerin ve alışkanlıkların yayılmasını engellemekte önceliğimiz, sosyal medya kampanyaları, toplumsal projeler ve yasal düzenlemeler ile bağımlılıkları başlamadan durdurmaktır. Bağımlılığın başladığı durumlarda ise bağımlılık döngüsünü kıracak şekilde tıbbi müdahaleler, psikolojik destek ve rehabilitasyon süreçlerini desteklemeye devam edeceğiz. Bu kapsamda bugün Sağlık Bakanlığımız tarafından yürütülecek tütün ile mücadeleye yönelik iletişim kampanyasını değerlendireceğiz. Bağımlılıkla mücadele kapsamında tüm mevzuatın gözden geçirilmesi ve üniversitelerle iş birliği halinde bağımlılıkla mücadelede akademik katkıların artırılması yine gündemimizde yer alacak. Biz politikalarımızı daha bilimsel, veriye dayalı, araştırmaya dayalı, dünyadaki tüm uygulamaları da dikkatle takip eden bir zeminde uygulamak ve şekillendirmek istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    Toplantıya; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanvekili Serkan Topaloğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Erhan Çetinkaya, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı Hasan Kaymak ile Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından üst düzey yetkililer katıldı.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TOBB yönetim kurulu istişare toplantısına katıldı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TOBB yönetim kurulu istişare toplantısına katıldı

    Toplantıda, Eylül ayında açıklanacak olan 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program (OVP) ve reel sektörün yaşadığı sıkıntılar hakkında kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel’in de katıldığı toplantıda, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, toplantının 7,5 saat süren faydalı ve çözüm odaklı bir oturum olduğunu belirtti.
    Toplantıda gündeme gelen başlıklar ise şöyle sıralandı: “Makro-Finansal Çerçevenin Güçlendirilmesi: Toplantıda, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlamaya yönelik makro-finansal çerçevenin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
    Yeni Bir Büyüme Stratejisi: Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı destekleyen yeni bir büyüme stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiği konuşuldu.
    İkiz Dönüşümün Yönetilmesi: Dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerinin, ülkemizin geleceği açısından önemli olduğu ve bu dönüşümlerin etkin yönetimi gerektiği dile getirildi.
    İşgücü Piyasası Reformu: Emek yoğun sektörlerde yaşanan rekabet sorunları ile birlikte işgücü piyasasında yapılması gereken reformların önemi vurgulandı.
    Yargıda Etkinliğin Artırılması: Toplantıda, yargıda etkinliğin artırılmasının, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için kritik olduğu belirtildi.
    Tarım-Gıda Piyasası Aksaklıkları: Tarım ve gıda sektörlerinde yaşanan aksaklıklar, toplantının önemli gündem maddelerinden biri olarak ele alındı.
    Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Eylül ayında açıklanacak olan Orta Vadeli Program kapsamında, iş dünyasının sorunlarının çözüme kavuşturulmasını” belirtti ve enflasyon muhasebesi ile vergi politikalarında iş dünyasının beklentilerini dile getirdi.

  • “Barış yerine çatışmaları yaymaya çalışıyor”

    “Barış yerine çatışmaları yaymaya çalışıyor”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan paylaşımına tepki göstererek, “Uluslararası Adalet Divanı önünde soykırım ve savaş suçlarıyla yargılanan, Gazze’de kalıcı ateşkes ve barış yerine çatışmaları bölgeye yaymaya çalışan, insani değerlerin içini boşaltan (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu yönetiminden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hadsiz ifadeler yok hükmündedir.” ifadesini kullandı.

    Yılmaz, sosyal medya hesabından, İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın X sosyal medya platformundan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan paylaşımına ilişkin açıklama yaptı.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları kaydetti:

    “Uluslararası Adalet Divanı önünde soykırım ve savaş suçlarıyla yargılanan, Gazze’de kalıcı ateşkes ve barış yerine çatışmaları bölgeye yaymaya çalışan, insani değerlerin içini boşaltan Netanyahu yönetiminden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hadsiz ifadeler yok hükmündedir. Köklü geleneği olan demokratik bir hukuk devleti olarak; mazlum Filistin halkını, hangi dinden olursa olsun herkes için adaleti, bölgesel istikrarı ve küresel barışı savunmaya devam edeceğiz. İnsanlık er geç kazanacak. Günümüzün Hitlerleri ve Nazi zihniyetlilerinin sonu ise tarihte yaşanandan farklı olmayacak.”