Etiket: cevdet yılmaz

  • “Aileye sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır”

    “Aileye sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Devletleri Teşkilatı 1. Sosyal Politika Bakanlar Toplantısı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türk Devletleri Teşkilatı’nı halklarımızın ekonomik ve sosyal standartlarını yükseltecek, bölgemizin huzur ve istikrarına önemli katkılar sağlayacak aile meclisimiz olarak görüyoruz. Aile meclisimiz, müşterek çabalarımız ile kurumsal yapısını sağlamlaştıran ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği saygın bir teşkilat haline gelmiştir. 2021 İstanbul Zirvesi, 2022 Semerkant Zirvesi, ülkemizdeki deprem felaketinin ardından düzenlenen 2023 Olağanüstü Ankara Zirvesi ve 2023 Astana Zirvesi’nde somut ve önemli kararların altına imza atılmıştır. Bu süreçte Türk Dünyası’nda giderek güçlenen dayanışma gözler önüne serilmiştir. Ben burada bir kez daha geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi sonrasında yardımımıza koşan soydaş ve kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum. KKTC’nin TDT’nin gözlemci üyesi olarak anayasal adıyla 2022 Semerkant Zirvesi’ne katılımıyla birlikte ailemizi daha da genişletmiş olduk. ‘Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nun rehberliğinde potansiyelimizden daha iyi şekilde faydalanabileceğimize; ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel bağlarımızı daha da güçlendirebileceğimize inanıyoruz. İşbirliği modelimizin sadece TDT ülkeleri arasında değil, üçüncü taraflarca da takip edilen, örnek alınan, bölgesinden dünyaya açılan bir ivme yakalamasını hedefliyoruz. ‘Küreselleşen Dünyanın Riskleri Karşısında Ailemiz; İstikbalimiz’ temasıyla gerçekleşen bu ilk Sosyal Politika Bakanlar Toplantısı’nın işbirliğimize temel bir boyut daha eklemesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Aile Haftası’nı idrak ettiğimiz bu günlerde aile ve sosyal politikalar alanında imzalanan bu ilk bildiri inanıyorum ki, bölgemizde insani kalkınma ve refaha katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.

    “İnancımız aileyi iki cihan saadetinin anahtarı olarak tanımlar”

    Hayat ağacının çekirdeğinin aile olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Medeniyetimizin aile anlayışına baktığımızda aile kurumunun ‘huzur, sevgi ve merhamet’ üzerine bina edildiğini görürüz. İnancımız ise aileyi iki cihan saadetinin anahtarı olarak tanımlar. Bu yaklaşım Kur’an-ı Kerim’de, ‘Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun delillerindendir’ mealindeki ayetle ifade bulmaktadır. Ortak tarihimizde göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş dahil olmak üzere aile yapısı, toplumsal düzenin belirleyicisi olmuştur. Ali Şir Nevai’den Ebu Reyhan Biruni’ye, Yusuf Has Hacip’ten Nizami Gencevi’ye düşünürlerimiz ve bilim insanlarımız, tarih boyunca aileyi toplumun temeli olarak görmüştür. Modern hayatın dönüştürücü etkileri karşısında aile kurumuna sahip çıkmak, bir milletin kendi geleceğine sahip çıkması demektir. Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri olarak attığımız bu ortak adımla aile yapısını, değerlerini ve işlevlerini etkileyen faktörleri tespit etmek, aileleri tehdit eden her türlü zararlı alışkanlık ve eğilimlere yönelik tedbirleri ele almak için eş güdümü başlatmış oluyoruz. Bu çalışmalar aynı zamanda ortak tarihi ve kültürel mirasımızın bize yüklediği bir görevdir. Bu toplantı kapsamında bu görev bugün burada tamamlanmış olmayacak, ümit ediyoruz ki ortak bildiri metni vesilesiyle bu ve benzeri toplantıların ve işbirliklerinin güçlü bir şekilde arkası gelecektir” şeklinde konuştu.

    “Çevrimiçi ortama taşınan aile ilişkileri geleneksel değerlerimizi erozyona uğratabilmektedir”

    Aile ilişkilerinin dijitalden olumsuz etkilendiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “OECD ve AB verileri, son 40 yılda evlenme yaşının yükseldiğini, boşanma oranlarının arttığını ve ailede çocuk sayısının giderek düştüğünü göstermektedir. Türkiye’de aile yapısı, Cumhuriyet tarihi boyunca iki önemli kırılma yaşayarak önce geniş aileden çekirdek aileye dönüşmüş, ardından modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla aile içi iletişim zayıflamaya başlamıştır. Çevrimiçi ortama taşınan aile ilişkileri geleneksel değerlerimizi erozyona uğratabilmektedir. Sosyal medyada aile mahreminin paylaşılması, dijital obezite, akıllı cihaz ekranları karşısında büyütülen çocuklar ve medyada öne çıkarılan çarpık ilişkiler ile aile kavramının içi günden güne boşaltılmaktadır. Tüm olumsuz etkenlere rağmen Anadolu’nun dört bir yanında geleneksel temellerde devam ettirilen aile değerlerimiz, dünyanın geri kalanına kıyasla şanslı olduğumuzu göstermektedir. Toplum için avantaj olan bu yapıyı muhafaza ederek sürdürmek için dijital çağda üzerimize düşen görevler, eskiye nazaran çok daha fazladır. Aile kurmak, aile geleneklerini korumak, geniş aile yapılarını teşvik etmek ve aile içi iletişimi desteklemek politikalarımızın temelini oluşturmaktadır. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşen ‘Ailemiz, İstikbalimiz’ temalı 8. Aile Şuramız, bu konunun etraflıca ele alınmasına ve değerli fikirlerin gün yüzüne çıkmasına vesile olmuştur. 12. Kalkınma Planımız dirençli toplum ve toplumsal sorunlara aile merkezli çözüm üretmek çerçevesinde hedefler barındırmaktadır. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, engelli ayrımı yapmaksızın aile ve toplumun her bir bireyini toplumsal kalkınmamızın asli unsuru olarak görerek hiç kimseyi geride bırakmadan politika ve hizmetlerimizi uygulamaya ve bu yoldaki çabalarımızı artırmaya devam ediyoruz. Aileye münhasır bir bakanlığımız var ve sosyal destekler ile 81 ilimizde ailelerin yanındayız. Aile müessesesini desteklemek için Aile ve Gençlik Fonu’nu kurduk; uygulama alanını giderek yaygınlaştıracağız” diye konuştu.

  • “Cari dengelerimizi yarı yarıya iyileştirdik”

    “Cari dengelerimizi yarı yarıya iyileştirdik”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara’da TOBB’un 80. Genel Kurulu’na katıldı. Yılmaz, İşçi kesimiyle sendikalarla sivil toplum kuruluşlarıyla konuşarak, görüşerek onlardan alınan fikirlerle Orta Vadeli Programını şekillendirdiklerini bugüne kadar programı hayata geçirdiklerini vurguladı. Orta vadeli programın 3 yıllık perspektif olduğuna değinen Yılmaz, “Cumhurbaşkanımızın güçlü siyasi desteğiyle, iradesiyle orta vadeli programı adım adım hayata geçiriyoruz. Ancak adı üzerinde orta vadeli bir program 3 yıllık bir perspektif. Doğru bir yola girmişseniz, doğru bir programı hayata geçiriyorsanız zaman zaman konjonktürel gelişmelerle olumlu veya olumsuz etkilenmeler olabilir ama esas olan program. Doğru bir program ve doğru bir yola girmişseniz hedeflerinize ulaşınız. Biz de programımızı, kararlılığınızla hayata geçiriyoruz ve inanıyoruz ki bu programın sonunda istikrar içinde büyüyen, gelirini adil paylaşan, kalıcı sosyal refah üreten bir ülke olmak hedefimizi çok daha güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz” diye konuştu.

    “Bir üst lige çıkmamız gerekiyor”

    Türkiye’nin kalkınmakta olduğunu ve gelişmekte olan bir ülke olduğunu ifade eden Yılmaz, “Gerçekten kolay değil bir eşikteyiz. Bir üst lige çıkmamız gerekiyor. Az önce Özgür Bey söylediği açmazlar aslında bir taraftan da orta gelir tuzağı dediğimiz sadece bize özgü olmayan dünyanın her yaşanan hadiseler. Orta gelir tuzağının özü şudur. Düşük emekle belli ülkelerle artık rekabet edemez hale gelirsiniz. Yüksek teknolojide de gelişmiş ülkelerle rekabette zorlanırsınız. Orta gelirin tanımı bu zaten. Dolayısıyla biz bu acılardan elbette düşük gelirle çıkmayacağız. Daha yüksek katma değerler, daha yüksek teknolojik içerikle ve ülkemizin refahını daha kalıcı bir şekilde arttıracak üretim gücüyle çıkacağız. Rekabet gücüyle verimlilikle çıkacağız. Bunun da özü şu daha fazla ihracat, cari açığı daha aşağı çeken rekabetçi bir Türkiye. İş dünyamızın da tam bu noktada hayati bir rol oynayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Cari dengelerimizi geçen yıldan bu yana neredeyse yarı yarıya iyileştirdik”

    Cari dengenin geçen yıldan bu yıla neredeyse yarı yarıya iyileştirdiklerini vurgulayan Yılmaz, “Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar civarında olan cari açığımız bugün 32 milyar doların altına inmiş durumda. Cari açığı, bir tanımı da şudur değerli arkadaşlar. Yatırımlarınızla, tasarrufunuz arasındaki fark kadar cari açık verirsiniz. Tasarruflarınız yatırımlara yetmiyorsa başka ülkelerin tasarruflarını kullanmak zorunda kalırsınız. Biz kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Bu dengeyi yatırımlarımızı azaltarak değil, tasarruflarımızı arttırarak kurmak zorundayız. Bu tasarruf kamuyla özelle bütün bir toplum olarak başarmak durumundayız. Sağlıklı, sürdürülebilir bir büyüme için makro tasarruflarımızı arttırmamız gerekiyor. Burada da kamu olarak öncülük yapma gayreti içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yine ortaya koyduğu vizyonla ve talimatlarla kamuda kapsamlı bir tasarruf programını başlatmış durumdayız. Bu makro hedeflere buradan kamunun daha fazla katkıda bulunacağına inanıyoruz. Ancak özel sektörün desteği olmadan, çabası olmadan bütün bu hedeflere ulaşmamız mümkün değil” şeklinde konuştu.

    Özel sektöre seslenen Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “Sizlerin desteğini her anlamda fikir anlamında da ortaya koyacağınız çalışmalar anlamında da bekliyoruz. Kamu ve özel olarak daha fazla tasarruf edelim. Tasarruflarımızı daha üretken alanlara kanalize edelim ki ülkemiz işte orta gelir tuzağı dediğimiz sürecin açmazlarından çıksın ve üst gelir liginde çok daha güçlü bir konuma yükselsin. Kamu ve özel birlikte bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. Siyasetin burada mutlaka kutuplaşmadan uzaklaşması milli konularda seksen beş milyonun ortak menfaatleri konusunda bir araya gelmeyi başarması gerekiyor. Bu anlamda sayın cumhurbaşkanımız ve genel başkanımızla sayın ana muhalefet genel başkanı Özgür Özer Bey’in bir araya gelmeleri, görüşmeleri siyasetimiz bakımından da son derece olumlu ve geleceğe dönük umut verici bir gelişme olmuştur. Bunun da devamını diliyoruz. Demokratik bir ülkeyiz elbette farklılıklarımız olacak, elbette farklı fikirler olacak bunlar da bir zenginlik. Ama yeri geldiğinde ülkemizin ortak menfaatleri için seksen beş milyonun geleceği için bir araya gelmeyi, birlikte hareket etmeyi de başarmak durumundayız. Ben buna şirket işbirlikçi rekabet diyorum. Yeri geldiğinde iş birliği, yeri geldiğinde rekabet edebilmeli siyasi partiler. Bunun da inşallah daha güzel örneklerini önümüzdeki dönemde görürüz.”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün genel kurulda yeşil pasaport müjdesini hatırlatan Yılmaz, “Onun da hayırlı olmasını diliyorum. Gerçekten en fazla bu anlamda özel sektörün desteklenmesi lazım. Şahsi lüksleri için değil. Bu ülke daha fazla katma değer, ihracat, döviz kazandırmaları için, daha fazla insanımıza aş, iş, imkan oluşturabilmeleri için bizim de özel sektörün her zaman yanında olmamız gerekiyor. Bundan sonra da bütün politikalarımızla sizlerle istişare içinde hep birlikte şekillendirip uygulayıp izleyeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Genel kurulunuzun tekrar hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” dedi.

  • “Önceliğimiz güven ortamını sağlamak”

    “Önceliğimiz güven ortamını sağlamak”

    Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK), Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplandı. Toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan katıldı. Toplantıda konuşan
    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 1 Mart’ta yayımladıkları YOİKK Eylem Planı çerçevesinde yürütülen önemli çalışmalar ve yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına uluslararası bir bakış açısı kazandırılmasını amaçlayan Yatırım Danışma Konseyi toplantısı hazırlıklarını ele alacaklarını ifade etti. Yılmaz, “Bununla birlikte eylem planı kapsamında eğitim ve istihdam boyutlarıyla ele aldığımız en önemli reform alanlarından biri olan mesleki eğitim ve istihdam politikaları konusu gündemimizde olacak. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu olarak yatırım ortamı ile ilgili atılması gereken somut adımları, kamu kurumları ve iş dünyasından tüm paydaşlarımızla birlikte katılımcı şekilde ve kapsamlı bir yönetişim yaklaşımı benimseyerek belirledik” diye konuştu.

    Mart 2024’de kamuoyuna açıklanan YOİKK Eylem Planı’nda yer alan 57 eylemden 6’sının tamamlandığını, 2’sinin ise tamamlanmak üzere olduğunu aktaran Yılmaz, “Tamamlanan eylemlerimiz kapsamında Eylem Planı yayım tarihinden itibaren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na ilişkin değişiklik TBMM’ye sunulmuş ve kabul edilmiştir. İtiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru sürelerinin yeknesak hale getirilmesi ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ilişkin düzenleme çalışması yapılmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ek kapasitelerin kurulabilmesine imkân sağlayacak kanuni değişiklik ihtiyacı TBMM’de kabul edilmiştir. Bireysel emeklilik fonlarının girişim sermayesi fonlarına yönlendirilmesi amacıyla düzenleme yapılmıştır. Uzun vadeli yatırım kredileriyle ilgili stratejik önceliklendirme çalışması tamamlanmıştır. Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde uzaktan çalışma uygulaması devam ettirilmiştir. Ve 6 adet eylemi başarıyla gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

    Yılmaz, YOİKK Eylem Planı’ndaki gelişmeleri ve atılacak adımları görüşerek, Orta Vadeli Program perspektifinde önemli yapısal reformları hayata geçirme iradesini bir kez daha ortaya koymuş olacaklarını aktardı. Yılmaz, toplantıda ele alınacak konuları ise şu şekilde sıraladı:
    “Özellikle özel sektörle yaptığım istişarelerde istihdam eksenli önemli bir ihtiyaç alanı olarak dile getirilen ve Orta Vadeli Program’da da yer alan öncelikli reform alanlarından biri olan mesleki teknik eğitimde özel sektör odaklı dönüşüm konusunu özel olarak ele alacağız. YOİKK’in kamu ve özel sektörü buluşturan avantajlarını kullanarak, iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirmeye hep birlikte odaklanacağız. Bu kapsamda özellikle mesleki ve teknik eğitim ile yüksekokul mezunu gençlerimizin kendi alanlarında çalışmasını teşvik edecek mekanizmaların oluşturulması, mesleki ve teknik eğitimin öneminin tüm toplum kesimlerine ve ilkokuldan itibaren öğrencilerimize aşılanması amacıyla yürütülebilecek çalışmaları ele alacağız. Böylelikle ülkemizde ihtiyaç duyulan ikiz dönüşüm için gerekli nitelikte insan kaynağımızı en etkili şekilde yetiştirecek, ara eleman sorununu kamu ve özel sektörün birlikte hareket ettiği işbirliği imkanlarıyla çözecek, istihdamı ve verimliliğimizi artıracak, istihdam ve yatırım dostu bir yaklaşımla ekonomimizi büyüteceğiz.”

    Türkiye’ye gelen yatırımların nitelik ve nicelik olarak artmasını sağlayacak küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan ekonomik dönüşümün uluslararası doğrudan yatırım trendlerinde görülen yansımalarıyla uyumlu olacak yeni bir yol haritasını paydaşlarıyla birlikte çalıştıklarına vurgu yapan Yılmaz, “Yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına uluslararası bir bakış açısı kazandırılması amacıyla dünyanın önde gelen çokuluslu şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin, uluslararası kuruluşların ve Türkiye’deki özel sektör çatı kuruluşlarının katılımıyla Yatırım Danışma Konseyi toplantısını bu yılın eylül ayında Cumhurbaşkanımız başkanlığında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Daha önce pek çok farklı mecrada da ifade ettiğimiz üzere önümüzdeki dönemde önceliğimiz ülkemizde yatırımcıların öncelik verdiği güven ortamını sağlamak, finansal istikrarı pekiştirmek, sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışını sağlamaktır. Kurul paydaşlarımızın bu vizyon doğrultusundaki gayreti ve özverili çalışmaları bizler açısından oldukça kıymetlidir” şeklinde konuştu.

    YOİKK Eylem Planı’nın ilerleyişini üç aylık periyodlarla paydaş kurumlarla bir araya gelerek yakından izleyeceklerini ifade eden Yılmaz, Eylem Planı Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu çalışmalarında emeği ve katkısı olan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız başta olmak üzere kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerine teşekkürlerimi sunuyorum. YOİKK Eylem Planı kapsamında atılan ve atılacak adımların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
    Toplantı sonrası yazılı açıklama yapılması bekleniyor.

  • “Temel amacımız enflasyonu düşürmek”

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, “Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum” ifadelerini kullandı.

    “Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik”

    Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, “Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik” dedi.

    Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, “Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır” diye konuştu.

    “Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz”

    2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz” dedi.

    “Cari işlemler açığı geriledi”

    Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, “Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız” dedi.

    Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de “Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

    İstihdam oranları

    İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi” diye konuştu.

    Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, “Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk” dedi.

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak”

    Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor” dedi.

    “Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz”

    Yılmaz, “Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi”

    OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz” dedi.

    Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda.”

    Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz” dedi.

  • “Güncel işbirliğimizi hedeflerimizi güncellemiş bulunuyoruz”

    “Güncel işbirliğimizi hedeflerimizi güncellemiş bulunuyoruz”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Türkiye-Kazakistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 13. dönem toplantısı sonrası ve imza töreninde konuştu. Yılmaz, Kazakistan Başbakanı Bektenov ve heyetini ülkemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Yılmaz,
    kardeş ülke Kazakistan ile ilişkilerimizi stratejik işbirliği zemininde sürdürüldüğünü vurguladı. Gerçekleştiren iş forumu ile ikili ve heyetler arası görüşmeleri ve toplantısının son derece verimli, kardeşliğimize dostluğumuza yakışır şekilde başarıyla tamamlandığını vurguladı. Sağlam temeller üzerine kurulan ikili işbirliğinin, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi gittikçe güçlenen ve etkinleşen örgütler bünyesinde de bölgesel düzlemde devam ettiğini belirten Yılmaz, “Mevcut durumda, ikili ticaret hacmimiz hedeflenen 10 milyar doları aşmış bulunmaktadır. Bu alanda rehavete kapılmadan daha yüksek hedeflerle ilerlemeye devam edeceğiz. Karşılıklı yatırımlarımızın artırılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yatırımların karşılıklı olarak artırılması için gerekli adımların atılması konusunda Sayın Bektenov ile mutabık kaldık. İş insanlarımızın Kazakistan’daki yatırımları 5 milyar dolar civarındadır.
    Ülkemizdeki Kazak yatırımlarının değeri ise 1 milyar doları aşmıştır. Ayrıca, Müteahhitlerimiz Kazakistan’da bugüne itibariyle 29 milyar dolar değerinde 528 projeyi gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Dünyada çok sayıda prestijli projelerde imzası bulunan Türk müteahhit firmalarımızın edindiği bilgi ve tecrübeleri kardeş Kazakistan’a aktarmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de Kazakistan’ın gelişmesine katkı sağlayacak büyük projeleri üstlenmeye hazırız” diye konuştu.
    Ortak tarih, dil, din ve kültür bağlarımız temelinde inşa edilen yakın işbirliği, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev sayesinde iki ülke arasındaki bölgesel ve uluslararası alandaki başarılı stratejik işbirliğinin ardında iki liderin kararlı ve dirayetli duruşlarının etkisini gördüklerini dile getiren Yılmaz, “Köklü bağlarımızı sadece geçmişle sınırlı tutmuyor, geçmişten edindiğimiz tecrübe ve tarihimize dayanarak geleceğimizi inşa ediyoruz. İlişkilerimiz sadece ticari ve ekonomik alanda değil enerji, savunma ve kültür alanları başta olmak üzere her alanda artarak devam etmektedir. Bu kapsamda, karşılıklı kurumları ve özel sektörü buluşturan Karma Ekonomik Komisyon toplantılarımızın büyük bir önem taşıdığına inanıyoruz. KEK Toplantılarımız, yalnızca kamu sektörünü bir araya getiren bir mekanizmanın ötesindedir. Zira, amacımız iş dünyalarımız arasındaki temasın da sıklaştırılması ve ortak projelerin olmasıdır. Bu kapsamda, bugün, öncelikle iki ülke iş insanları ile kapsamlı istişareler gerçekleştirdik. Sonrasında, iş insanlarımızı bir araya getiren ve iş fırsatlarını değerlendirildiği İş Forumu’nu başarıyla tamamladık. Akabinde ise, Türkiye – Kazakistan Karma Ekonomik Komisyon (KEK) 13. Dönem Toplantısını az önce tamamladık. Bugün KEK toplantımızı gerçekleştirerek kardeşim Sayın Bektenov ile birlikte yeni bir işbirliği sürecinin kapısını açtık” şeklinde konuştu.
    12. Dönem KEK Toplantısı Protokolü’nün ekinde yer alan ve 68 maddeden oluşan Eylem Planı’nın yüzde 72’si tamamlandığını söyleyen Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “13. Dönem KEK Toplantısı kapsamında gerçekleştirdiğimiz görüşmeler ve heyetler arası toplantımız neticesinde ise 90 maddeden oluşan yeni eylem planıyla güncel işbirliğimizi hedeflerimizi güncellemiş bulunuyoruz. Yeni Eylem Planımız, ticaretten finansa, sanayiden enerjiye, ulaştırmadan eğitime, tarımdan kültüre birçok alanda yeni işbirliği maddelerini içermektedir. Bunlardan öne çıkanlar; Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın tadiline ilişkin sürecin sonuçlandırılmayı hedefliyoruz. Madencilik ve elektrik alanında işbirliğinin güçlendireceğiz. Orta Koridor güzergâhında işbirliğinin güçlendirilmesi için yeni adımlar atacağız. Denizcilik alanında anlaşma imzalanması. Kazakistan’da Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okulların açılması bu süreçte hedeflemeyi planlıyoruz. Bölgesel kalkınma alanında işbirliği yapılmasını ön görüyoruz. Akıllı şehirler alanında bilgi ve tecrübe değişimi yapılması ve Kazakistan’ın bölgelerinde İş Forumu ve/veya Yatırım Forumlarının düzenlenmesi yine hedeflerimiz arasında.”
    Yılmaz, ayrıca KEK Toplantısı Protokolünün yanı sıra; ülkelerin KOBİ’leri arasında işbirliğini güçlendirecek “Türkiye Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve Kazakistan Cumhuriyeti Girişimciliği Geliştirme Fonu (DAMU) Arasında Eylem Planı”nı imzaladıklarını belirtti.
    Yılmaz, KEK 13. Dönem toplantısının, ticari ve ekonomik işbirliğimizin daha da derinleşmesine katkı sağlayacağına gönülden inandığını dile getirdi.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Romanya’ya gidiyor

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Romanya’ya gidiyor

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, iki gün sürecek Romanya ziyaretinde Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Lohannis ve Başbakan Marcel Ciolacu ile bir araya gelecek. Ziyaretinin ilk gününde Türk iş dünyası temsilcileriyle buluşacak olan Yılmaz, ziyaretinin ikinci gününde Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu tarafından resmi törenle karşılanacak. Hükümet binasında baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Yılmaz ve Başbakan Ciolacu ortak basın toplantısı düzenleyecek. Ayrıca Romanya Poşidor Boru Hattı ilk kaynak ve boru indirme törenine katılacak olan Yılmaz, fabrika ziyaretinde de işçilerle buluşacak. Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Lohannis ile baş başa bir görüşme gerçekleştirecek olan Yılmaz, temaslarını tamamlanmasınn ardından yurda dönecek.

  • “21’inci Türkiye yüzyılı olacaktır”

    “21’inci Türkiye yüzyılı olacaktır”

    Türkiye Tanzanya İş Forumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan’ın katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda Türkiye ve Tanzanya arasında yapılacak olan ticari ilişkiler hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir” dedi.

    “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır”

    Türkiye, Afrika kıtasının her alanda gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

    Türk müteahhitleri günümüze kadar Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet proje üstlenmiştir. İyileşen yatırım ortamı ve olası iş birliği fırsatları, Türk firmalarının Tanzanya’ya olan ilgisini artırmaktadır. Ticaret hacmimizi ilk etapta 1 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bazı kıtaların bazı ülkelerin Avrupa gibi yaşlandığını görüyoruz. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bunu da Afrika’nın başaracağına inanıyorum. Tanzanya ekonomisi geçen yıl yüzde 6 büyüdü. Türkiye olarak biz de geçen yıl yüzde 4,5 büyüdük. Dünya ise 3 büyüdü” şeklinde konuştu.

    “Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ilişkilerinde ulaşılan rakamların aşılacağına inanıyorum”

    Ülkemiz firmalarının Tanzanya’da üstlendiği büyük çaplı projelerin gelecek vadetmekte ve örnek olmakta olduğunu belirten Yılmaz, “Özellikle Türk inşaat sektörü açısından özellikle konut, alışveriş merkezleri, kongre ve konferans merkezleri ile yol ve köprü inşasına yönelik iş imkânları olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda iş insanlarının aralarında kuracakları yeni bağlantılar önemlidir. Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri gibi; Türkiye-Tanzanya ticari ilişkilerinde potansiyelimizi tam olarak kullanmanın zamanı artık gelmiştir.

    Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ekonomik ve yatırım ilişkilerinde bugün ulaşılan rakamları önümüzdeki dönemde çok rahat bir şekilde aşacağınıza inanıyorum. Bu değerli iş forumu vesilesiyle Türk yatırımcıları Tanzanya’da yatırım yapmaya teşvik ediyorum” dedi.

    Toplantıya, Tanzanya Endüstri ve Ticaret Bakanı Dr. Ashatu K. Kijaji, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu ve Iddi Seif Bakari, Ticaret Bakan Yardımcı Mustafa Tuzcu, DEİK/Türkiye-Tanzanya İş Konseyi Başkanı Erdem Arıoğlu, Tanzanya Özel Sektör Kurumu Başkanı Angelina Ngalula ve iş dünyasının temsilcilerinin katıldı.

  • Cevdet Yılmaz’dan ekonomi mesajı

    Cevdet Yılmaz’dan ekonomi mesajı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Kabine Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı.

    “Seçimden önce, başta döviz piyasası olmak üzere ekonomide veriye dayalı olmayan bir sürü haberle spekülasyon yapıldığını, milletin yanıltıldığını söyleyen Yılmaz, “Seçim sonrası dediklerinin tam aksi oldu. Bakın işte normal programımız devam ediyor daha kararlı, güçlü bir şekilde. Yol haritamız belli. Merkez Bankası epey bir rezerv biriktirdi bu süreçte” dedi.

    Seçim sonrası atılacak reform adımları

    Seçimsiz bir döneme girildiğinin altını çizen Yılmaz, “Bu hakikaten büyük bir fırsat penceresi. Seçimsiz 4 küsur yılımız var. Bu ortam orta, uzun vadeli konulara yoğunlaşmamız açısından bir imkan sunuyor. Türkiye de bir eşikte; üst orta gelir grubunda bir ülkeyiz, yüksek gelirli ülkeler ligine geçiş eşiğindeyiz. Bu da yapısal bazı dönüşümlerle; sanayide verimliliği artırma, rekabet gücünü artırma, dijitalleşme, yeşil dönüşümle olabilecek bir şey. Bir taraftan da çok daha verimli işleyen bir kamu yönetimi sistemi, bürokrasinin daha da sadeleştirilmesi, etkinleştirilmesi gibi birçok boyutu var işin. Orta Vadeli Program’da aslında bu çerçeve var. Dolayısıyla bunu uygun bir zamanlamayla, çalışmalar olgunlaştıkça, peyderpey hayata geçireceğiz” açıklamasını yaptı.
    Yılmaz, bundan sonraki EKK toplantılarının çoğunun gündeminin yapısal dönüşümler başta olmak üzere, kamuda verimliliği artırma, tasarruf, daha etkili önceliklendirme konuları ile ilgili olacağını vurguladı.

    “Kamuda tasarruf bizim için çok öncelikli bir konu”

    Kamuda tasarruf konusunda bir taraftan Hazine Maliye Bakanlığının bir çalışma yaptığını bir taraftan da Strateji Bütçe Başkanlığının ciddi bir çalışma yürüttüğünü kaydeden Yılmaz, “15 değil çok daha fazla bir madde sayısı. Bütün bunları bir yerde toparlayıp, belli bir süzgeçten geçirip uygulamaya geçeceğiz. Kamuda tasarruf bizim için çok öncelikli bir konu. Ama tasarrufun özü de bir taraftan önceliklendirme, odaklanma, verimliliği artırma. Yani tasarruf derken harcamaların azaltılmasının yanı sıra mevcut harcamaları daha verimli hale getirme, önceliklendirme, ekonominin rekabet gücüne, verimliliğine, sosyal refaha daha fazla katkı sunar hale getirme boyutları da var” diye konuştu.

    Çalışmayla ilgili epey mesafe kaydedildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Mehmet Bey’in yurt dışı programı var, bu dönüşünde ilgili diğer kurumlarımızla birlikte bir araya gelip sonuçlandıracağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, tasarruf için yasaya ihtiyaç duyulan konular olduğu gibi ihtiyaç duyulmadan yapılacaklar da olduğunu belirterek, “Konusuna göre, yani genelgeyle yapılacak iş var, idari kararla yapılacak iş var. Uygulamayla olacak işler var. Yasayla olan kısımlar da olabilir tabii” değerlendirmesini yaptı.

  • KKTC’ye ambargo uygulayan devletlere tepki

    KKTC’ye ambargo uygulayan devletlere tepki

    Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, temaslarda bulunmak üzere geldiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde iftar programına katıldı. Güzelyurt’ta düzenlenen program öncesinde açıklamalarda bulunan Yılmaz, buruk bir Ramazan yaşadıklarını belirterek, “Gazze’de Ramazan’da dahi katliamlarla karşı karşıya kalan Gazzeli kardeşlerimizin de acısını buradan bir kez daha paylaşıyoruz. Bu acıların yaşanmaması adına Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü gayreti sarf ediyoruz. Bundan sonra da sarf edeceğiz. Öncelikle insani yardımların ulaştırılması ardından da kalıcı bir barışın, huzurun sağlanması için her türlü çabayı sarf ediyoruz” dedi.

    Türkiye’de 31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimlere değinen Yılmaz, “Mahalli idare seçimlerini Türkiye’de tamamladık. Büyük bir olgunluk içinde bu seçimler yapıldı. Demokrasimize yaraşır bir şekilde bu seçimleri gerçekleştirdik. Halkımız yerel yöneticilerini seçti. Biz de halkımızın kararına her zaman olduğu gibi saygı duyuyoruz. Çıkan sonuçlardan elbette kendi payımıza bir takım muhasebeler, dersler çıkarıyoruz. Ama halkın sözünün üzerine söz söylenmez. Son sözü millet söyler. Biz de ona saygı duymak durumundayız. Böyle de bakıyoruz” diye konuştu.

    “Seçimsiz dönemlerin de kıymetini bilmek lazım”

    Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen genel seçimlerde Türk halkının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan güvenini tazelediğini vurgulayan Yılmaz, “Meclisimizde Cumhur İttifakı’na net bir çoğunluk vermişti. Önümüzde de 4 yıldan fazla seçimsiz bir dönem var. Seçimsiz dönemlerin de kıymetini bilmek lazım. Bu dönemler daha uzun vadeli meselelerin ele alınması bakımından çeşitli alanlarda reformların gerçekleştirilmesi bakımından altın kıymetinde dönemlerdir. Biz de bu dönemi Türkiye Cumhuriyeti olarak en iyi şekilde değerlendireceğiz. Öncelikle ekonomimizdeki istikrarı pekiştireceğiz. Enflasyon meselesini çözeceğiz. Bu da biraz zaman alacak elbette” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’yi çok daha yükseklere çok daha güçlü bir konuma taşıyacağız”

    Enflasyondaki düşüşlerin bu yılın ikinci yarısından itibaren belirgin bir şekilde görüleceğini belirten Yılmaz, “2025’te bu çok daha ileri seviyeye taşınacak. 2026’ya geldiğimizde yeniden tek haneli rakamlara ulaşacağız. Ekonomilerimizin etkileşimini düşündüğümüzde bu olumlu gelişmelerin KKTC’ye de yansıyacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Gece gündüz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti için Türkiye Yüzyılı için çalışmaya devam edeceğiz. Ve Allah’ın izniyle Türkiye’yi 21. yüzyılda çok daha yükseklere çok daha güçlü bir konuma taşıyacağız” şeklinde konuştu.

    Geleceğe güvenle bakmak durumunda olduklarını ifade eden Yılmaz, “KKTC’nin gelişmesi, üretmesi, kalkınması için de mesai harcıyoruz, harcamaya devam edeceğiz. Bu çerçevede yeni bir iktisadi ve mali işbirliği anlaşması hazırlıklarımız devam ediyor. Muhataplarımızla, Sayın Başbakan’la, bakanlarımızla, kurumlarımızla bu konuları tartışıyoruz, konuşuyoruz. Esas aldığımız husus şu: KKTC’de yaşayan bu devletin vatandaşı olan tüm insanlara nasıl daha fazla dokunabiliriz? Onların sorunlarını nasıl daha fazla çözeriz? Nasıl daha fazla destek oluruz buradaki insanımıza? Temel yaklaşımımız bu. Bu çerçevede çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” dedi.

    “Güzelyurt’ta hastane projesiyle ilgili çalışmaları hızlandırma kararı almış durumdayız”

    KKTC’de eğitim alanında bu yıl ilk kez uygulanmak üzere yükseköğretim sektöründe bulunan yurt açığının giderilmesi amacıyla 802 öğrenci kapasiteli yurtlar için ödenek tahsis edildiğini aktaran Yılmaz, “Yine sağlık kapasitesinin geliştirilmesi için daha nitelikli sağlık hizmetlerine ulaşılması için Sağlık Bakanlığımızdan üst düzey bir heyet adaya ziyarette bulundu. Tüm sağlık merkezleri yerinde tek tek ziyaret edildi ve buradaki ihtiyaçlar tespit edilerek raporlandı. Buradan müjdesini de vermek isterim. İlk etapta Pamuklu Devlet Hastanesi projesine, Lapta Sağlık Ocağı’na ve Maraş Sağlık Merkezi projelerine hızlıca başlayacak ve 2024 yılında bunları tamamlayacağız. Yine Güzelyurt’ta az önce Sayın Başbakanın dediği hastane projesiyle ilgili çalışmaları hızlandırma kararı almış durumdayız” diye konuştu.

    “Çok nitelikli bir proje”

    Önemli bir prestij projesi yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, “KKTC Cumhurbaşkanlığı binasıyla Cumhuriyet Meclisi binasının inşaatı da hızla devam ediyor. Bugün havalimanında müteahhit ve mimarla karşılaştık. Onlardan aldığım bilgi de aynı yönde. Ben de geldiğimde ziyaret etmeye gayret ediyorum. Bu sefer yapamadım ama bir dahaki sefere yerinde yine ziyaret edeceğim. Gerçekten görmeyenler varsa gidip görmenizi tavsiye ederim. Çok nitelikli bir proje. KKTC’nin tarihe vurduğu bir mühür şeklinde gerçekleşecek. Cumhuriyet Meclisi binası ve Cumhurbaşkanlığı binası yanında millet bahçesiyle diğer donatılarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tarihi bir eseri olarak gelecek nesillere kalacak bir eser olarak tamamlanıyor. Bu yıl bu projeyi de bitirmiş oluyoruz. Malum 50. yılı göreceğiz Mutlu Barış Harekatının 50. yılını idrak edeceğiz. 50. yıla da böyle bir külliye yakışır diye inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Toplamda 245 üreticiye 10,6 milyon TL’lik ödeme yapılmıştır”

    Sel sebebiyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi yönünde gayret gösterdiklerini söyleyen Yılmaz, “Yapılan tespitler neyse o çerçevede hareket ediyoruz. Tarım alanında Ocak ayında selden zarar gören çiftçilerimizin tazminine yönelik destek oluyoruz. Bu kapsamda gelinen noktada mali boyut hesaplandı ve önümüzdeki dönemde süreci tamamlayacağız. Kurak geçen yılda KKTC küçükbaş hayvancılık sektöründe yaşanması beklenen küçülmenin önüne geçmek amacıyla üreticilere ilk defa yemlik arpa hibesine ilişkin çalışmalar başlattık. Bu da devam ediyor. Bu kapsamda toplamda 10 bin ton yemlik arpanın hibesini gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz günlerde bu miktarın ilk kısmı olan yaklaşık 3 bin 500 ton arpa Kuzey Kıbrıs’a geldi ve önümüzdeki günlerde üreticilerimize dağıtılacak” dedi.

    Tarım alanında sera üreticilerine de hibe desteği sağlandığını belirten Yılmaz, “Toplamda 245 üreticiye 10,6 milyon TL’lik ödeme yapılmıştır. Son dönemde Narenciye’de bir sıkıntı olduğunun farkındayız. Aslında tüm dünyada üretim artışı olan bir dönemden geçtik. Türkiye’de de KKTC’de de aynı sorunu yaşıyoruz. Bu bize özel bir sorun değil gerçekten. Bütün dünyada bu sene bir üretim fazlası, arz fazlası yaşandı. Bunu yönetmeye gayret ediyoruz. Burada özellikle dalında ürün kalan üreticilerin desteklenmesine dönük bir çalışmayı Sayın Başbakan ekibiyle birlikte çalışıyor. Biz de elimizden gelen tüm gücümüzle üreticilerimize destek olacağız” diye konuştu.

    “KKTC deyince akan sular durur”

    Her yaşanan sorundan bazı sonuçlar çıkarmak gerektiğini kaydeden Yılmaz, “Narenciye konusundaki sorundan da analiz ettiğimizde şöyle sonuçlar çıkardık. Bir defa KKTC’de soğuk hava deposu eksikliği var. Ve bunun getirdiği bir takım sıkıntıları üreticilerimiz yaşıyorlar. Dolayısıyla bir stratejik karar aldık. Normalde planımızda, programımızda olmadığı halde bu konuda mutlaka bir adım atmalıyız dedik. Tarım Bakanımız, Sayın Başbakan hepsinin de olumlu bakışıyla çok faydalı olur tespitleriyle bu konuda bir karar aldık ve TOB başkanımızla görüştük öncelikle. Sayın Hisarcıklıoğlu Başkanımıza da buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Sağ olsun KKTC deyince akan sular durur dedi. O da bir teknik ekibi gönderdi. Uluslararası standartlarda çok ehil bir ekip gerçekten geldi. Bir çalışma yaptı. O çalışma bize bir yol haritası oluşturdu. Şimdi ilk etapta 15 bin ton, orta vadede de 40 bin tonu hedefleyecek şekilde bir çalışmayı başlatıyoruz. Güzelyurt’umuza KKTC’mize çiftçilerimize hayırlı olsun diyor. Bu bu anlamda gerçekten önemli bir açığı kapatmış olacağız. Yalnız bu yeter mi? Yetmez” ifadelerini kullandı.

    Genel bir çalışma da yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, “Türkiye’deki tarım üretimiyle Kuzey Kıbrıs’taki tarım üretimini tamamlayıcı mahiyette planlamak istiyoruz. Böyle yapalım ki aramızdaki ticarette çok daha rahat bir şekilde yürüsün. Geleceğe dönük böyle bir perspektifimiz var. Diğer yandan KKTC’de özellikle sulamayla bunun getirdiği verimlilik artışıyla birlikte artan üretimi katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürme meselemiz var” şeklinde konuştu.

    “Amacımız KKTC’de her bir vatandaşımıza dokunmak, refahını arttırmak”

    KKTC’deki meselelerden birinin de sanayi olduğunu söyleyen Yılmaz, “Sadece üretmek yetmez. Tarımsal üretim artışı yetmez. Bunu katma değerli ürünlere sanayi ürünlerine gıda sanayi ürünlerine dönüştürme perspektifiyle bakıyoruz. Bu çerçevede de sıkma kapasitesinden tutun, başka bir takım ürünlere tarımsal ürünlerin dönüştürülmesi konularını da muhataplarımızla birlikte çalışıyoruz. Bunu da önümüze bir ev ödevi olarak koymuş durumdayız” dedi.
    Yeni mali işbirliği programını hazırladıklarını kaydeden Yılmaz, “Burada da ilgili tüm bakanlarımızla, bakanlıklarla birlikte hareket ediyoruz. Amacımız şu, KKTC’de her bir vatandaşımıza dokunmak, refahını arttırmak, çok daha iyi nitelikli bir ortamda yaşamasını sağlamak” diye konuştu.

    “Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türkü’nün Yüzyılıdır”

    Gerek merkezi yönetimle gerekse belediyelerle önümüzdeki dönemde de çalışmaya devam edeceklerini belirten Yılmaz, “Onlarla inşallah Kıbrıs’ımızı daha ileriye taşıyacağız. Her zaman söylüyorum bir kez daha ifade etmek isterim. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türkü’nün Yüzyılıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Yüzyılıdır. Bu Yüzyılı hep birlikte inşa edeceğiz inşallah.

    Siyasi konularda da her zaman halkımızın yanında olduk olmaya devam edeceğiz. Egemen eşitliği, eşit statüyü savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Kıbrıs Dostluk Grubu kurulması gerçekten son derece sevindirici”

    Bu konuda kararlı tutumlarını her ortamda dile getirdiklerini vurgulayan Yılmaz, “Bizim bir müzakere süreci olacaksa da bunu eşit iki tarafın eşit iki devletin müzakeresi olarak görmek gerekir anlayışımızı her fırsatta ifade ediyoruz. Bu çerçevede de KKTC’nin uluslararası ilişkilerinin gelişmesine de büyük önem veriyoruz. Az önce Sayın Başbakan açıkladı. Ben de bir kez daha altını çizmek istiyorum. Azerbaycan Parlamentosu’nda Kıbrıs Dostluk Grubu kurulması gerçekten son derece sevindirici. Sayın İlham Aliyev, Sayın Meclis Başkanı, partiler, Azerbaycan Meclisi’ne de buradan şükranlarımızı sunuyoruz. Üç devlet tek millet diyoruz. Bu anlayışın somut bir yansıması olarak alınan bu kararında hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bir kez daha tebrik ediyorum Azerbaycan” diye konuştu.

    “KKTC’miz dünyayla ilişkilerini de geliştirmeye devam edecektir”

    KKTC’nin haksız ambargolardan kurtulup dünyayla çok daha güçlü bir entegrasyon kurmasının bölgenin ve dünyanın yararına olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Buna engel olmaya çalışanlar büyük bir haksızlık yapıyorlar. Ama eninde sonunda bu haksız ambargolar da ortadan kalkacaktır. Kim ne yaparsa yapsın bir kapıyı kaparlar. Biz 10 tane başka kapı açarız. Kapılar bitmez. KKTC’miz Türk devletleri teşkilatı başta olmak üzere dünyayla ilişkilerini de geliştirmeye devam edecektir. Bu bölgemizin bir huzur adası olmasında görev yapmaya devam edecektir” dedi.

    İhtiyaç sahiplerine 4 bin gıda kolisi

    Ramazan ayı boyunca Büyükelçilik koordinasyonunda vakıflar teşkilatıyla Gazimağusa, Girne, Güzelyurt, İskele, Lefke ve Lefkoşa’ya bağlı 18 sabit noktada 7 bin 300 kişilik iftar yemekleri yapıldığına değinen Yılmaz, “Ben de uzaktan takip ettim. Gerçekten o yemeklere de katılmak isterdim. Çok güzel bir atmosferde, Ramazan’a yakışır bir şekilde bu güzel sofralar kuruluyor. Yine Vakıflar İdaresi Genel Müdürlüğümüz tarafından 4 bin gıda kolisi ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Ayrıca Ramazan şenlikleri desteklendi. Lefkoşa Yunus Emre Enstitüsü tarafından sanat standı kuruldu. Bayrama kadar da bu etkinliklerimiz devam edecek” şeklinde konuştu.

  • “Adalet bir ideolojiye bağlı değildir”

    “Adalet bir ideolojiye bağlı değildir”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara 2’nolu Baro’nun düzenlediği iftar programına katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutladı. Yılmaz, şehit olan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı başta olmak üzere, vazife sırasında şehit olan adalet camiasının tüm mensuplarına Cenabı Allah’tan rahmet diledi.

    Adalet kavramının, insanlık tarihi kadar eski ve her daim üzerinde düşünülen ve tartışılan bir kavram olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bizim siyaset ve hukuk anlayışımız, ‘devletin temelinde adalet, adaletin temelinde ise insan’ olduğuna dayanmaktadır. Cumhuriyet tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımlarına imza atarken, adalet alanını dört temel önceliğimizden biri olarak belirlemiştik. 20 yılda adalet yönünden reformlar yaptık. Adaleti mülkün temeli olarak gören bir anlayışla yola çıktık” ifadelerini kullandı.

    “Adalet herhangi bir ideolojik grubun elinde olan enstrüman değil milletin hak kapısı olmalıdır”

    Anayasada ve temel kanunlarda gereken düzenlemeleri Meclisle birlikte hayata geçirmek ve adalet teşkilatı güçlendirmek için zorlu bir mücadele yürüttüklerinin altını çizen Yılmaz, “Sadece teknik konularla uğraşmadık vesayet odaklarıyla da ulaştık. En son FETÖ olmak üzere tasfiye etmeyi başardık. Bu da adalet sistemi adına çok büyük bir kazanım oldu. Adalet herhangi bir ideolojik grubun elinde olan enstrüman değil milletin hak kapısı olmalıdır. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun hukuki reformlardan hiçbir zaman taviz vermedik” diye konuştu.

    “Adalet herhangi bir ideolojik grubun elinde olan enstrüman değil milletin hak kapısı olmalıdır”

    İnsan Hakları Eylem Planı ile özgür birey ve demokratik toplum için atılması gereken adımları kararlılıkla attıklarını vurgulayan Yılmaz, “Hak ve özgürlüklere dair devrim niteliğinde düzenlemeleri yaparken aynı zamanda adalet hizmetlerindeki altyapı fiziklerini büyük oranda eksikliklerini giderdik. Merdiven altı görünümünde, düşük donanımlı adliye manzaralarını tamamen silmek için çok ciddi çaba harcadık. Bununla birlikte güven veren ve erişilebilir bir adalet siteminin tesisi için anayasadan yasalara, kurumsal işleyişten personel yapısına ve özlük haklarına kadar pek çok reforma imza attık. İyi hukukçular yetiştirmeye de her zaman önem verdik” şeklinde konuştu.

    “Avukatlık mesleği ve yargının savunma tarafını güçlendirmeye her zaman önem verdik”

    Hukukun üstünlüğünün korunması ve herkesin eşit şekilde hukuki haklardan yararlanabilmesi için avukatlar, önemli bir köprü görevi üstlendiğinin söyleyen Yılmaz, “İddia, savunma ve hüküm makamları yargının sacayaklarıdır. Sizlerin bireylerin haklarını korumak ve adaleti tesis etmek yönünde fonksiyonunuz toplum düzeni için son derece önemlidir. Bu bilinçle avukatlık mesleği ve yargının savunma tarafını güçlendirmeye her zaman önem verdik” dedi.

    “Avukatlık hizmetlerindeki KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdik”

    2020’de Meclis de kabul edilen yasa ile avukat sayısının 5 bini aştığı illerde, asgari 2 bin avukatın bir araya gelmesi ile baro kurulmasının önünü açtıklarını hatırlatan Yılmaz, “Böylece Ankara’da hizmetlerini sürdüren birbirinden değerli avukatlar ve hukuk dernekleri öncülüğünde Ankara 2 No’lu Barosu kurulmuştur. Sizlerin faaliyetlerinizle hem mesleki gelişime sağladığınız katkılar hem de sosyal sorumluluk projeleriyle oluşturduğunuz birlik beraberlik takdire şayan olduğunu ifade etmek isterim. Çoklu baro sisteminin yanı sıra mesleğe yeni başlayan avukatların mali olarak desteklenmesi için ilk beş yıl baro aidatının hiç alınmamasını gerçekleştirdik. Vatandaşlarımızın hukuki yardıma erişim maliyetini azaltmak için bazı avukatlık hizmetlerindeki KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdik. Bunun yanında, adli yardım hizmeti için avukatlara ödenen ücret, avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen şekilde kademeli olarak artırılmaktadır. Avukat ve vatandaşların internet üzerinden dava açabilmelerini ve işlem yapabilmelerini sağladık. Hukuk yargılamalarına e-duruşma sistemini kazandırdık. Milletimize vaadimiz olan Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle birlikte adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız. Elbette yasama gibi, yürütme gibi, yargımızın da hala çözüm bekleyen sorunları, sıkıntıları vardır. Bunların bir kısmı anayasa ve yasalarımızda yapılması gereken değişikliklerle ilgilidir. Bu çerçevede adalet sistemimizin mevzuat alt yapısını geliştirmek için başlattığımız reformları da kesintisiz devam ettiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 8. Yargı Paketi, bu strateji belgesinin adımlarından biridir. Bu süreç devam edecektir” değerlendirmelerinde bulundu.

    “Hukuk sistemimizde hiçbir metin, kanun ya da kurum yapıcı eleştiriden azade değildir”

    Avukatların yargının sacayağı olmasını gerçekten etkin ve işler kılmaya devam edeceklerini aktaran Yılmaz, “Hukuk sistemimizde hiçbir metin, kanun ya da kurum yapıcı eleştiriden azade değildir. Yargı sisteminin daha etkin işlemesi, adalete olan güveni artırıcı reformlara devam edeceğiz. Mülkün temeli olan adaletin, sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de itici gücü olduğunun bilincindeyiz” dedi.

    Etkin bir adalet sistemi, Türkiye’nin yatırım ortamı bakımından da son derece önemli bir zeminde olduğunu altını çizen Yılmaz, “Türkiye yüzyılını sadece teknolojinin, enerjinin, dijitalin değil, adaletin de yüzyılı yapmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Adaletin tecellisini iyileştirmek amacıyla bundan sonra da sizlerle daha yakın iş birliği içinde çalışacak, ortak akılla hukuk devletini güçlendireceğiz. Adalet alanında ilgili tüm çalışmaları sizlerin görüşleri bizim için kıymetli. Teknolojinin de getirdiği imkanlar sayesinde adalet hizmetlerinin sunulmasında kaliteyi yükseltmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

    Programa AK Parti Genel Sekteri Fatih Şahin, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da katıldı.