Etiket: cevdet yılmaz

  • Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Yılmaz, Bingöl’deki temasları kapsamında Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen “Bingöl Turizm Çalıştayı”nda iş insanlarıyla bir araya geldi. Ardından AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Yılmaz, partililere hitap etti.

    “2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş olacağız”

    Ülkede yaşanan zorluklara değinen Yılmaz, büyük bir deprem yaşandığını, büyük bir yıkım olduğunu, 11 ilin, 14 milyon civarında vatandaşın bundan etkilendiğini belirtti.

    Bütün illeri ayağa kaldırmak için uğraştıklarını dile getiren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bu yıl sadece bütçemizden 762 milyar lira deprem bölgesi için kaynak ayrılmış durumda. Gelecek sene 1 trilyon 28 milyar lira bütçemize para koyduk deprem bölgesi için. Bu yıl ve gelecek yıl bunun sıkıntılarını yaşayacağız. 2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş, depremin yaralarını sarmış olacağız. Türkiye bu anlamda gelecek depremlere de daha güçlü bir bünyeyle hazırlanmış olacak. Bu sonuçta bir yatırım. Oradaki konutları yeniden yapıyor, altyapıyı tamir ediyor, sosyoekonomik hayatı yeniden canlandırmaya gayret ediyoruz. Bütün bunlar Türkiye’yi ve deprem bölgelerimizi geleceğe çok daha güçlü bir şekilde hazırlayacak. 3-4 yıl içinde 3 trilyondan fazla kaynağı deprem bölgemiz için harcamış olacağız.”

    Enflasyonun vatandaşın temel bir sıkıntısı olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin son 3 yılda büyüme açısından çok başarılı olduğunu söyledi.

    Yılmaz, “Dünyada 3 yılda dünyadaki toplam büyüme yüzde 7 olurken, bileşik olarak söylüyorum, Türkiye’de yüzde 20 oldu. 3 yılda yüzde 20 reel olarak ekonomimiz büyüdü. 6 milyondan fazla istihdam oluşturduk. İhracatımız 170 milyarlardan 255 milyar dolarlara geldi. Reel olarak başarılı olduk ama finansal tarafta enflasyon meselesiyle karşı karşıyayız ve bunu da bir sorun olarak görüyoruz elbette. Çünkü vatandaşımızın yaşadığı bir sorun. Bir taraftan enflasyonu düşürmeye diğer taraftan belli bir büyüme ivmesini sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan da enflasyondan etkilenen geniş kitlelerin satın alma gücünü korumak için birtakım tedbirler hayata geçiriyoruz.” dedi.

    Böyle bir kapsamlı yaklaşımla yola devam edeceklerini ifade eden Yılmaz, bu konuda da plan ve programlarını yaptıklarını belirtti. Yılmaz, çok detaylı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, şöyle dedi:

    “2026 yılında tek haneli rakamlara ulaşacağız”

    “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz. Tek haneli rakamlara da 2026’da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.”

    Yılmaz, bunu yaparken sosyal kesimleri, çalışan kesimleri gözeten bir anlayış içinde mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, genel makro ekonomik durumda bir iyileşme olduğunu vurguladı.

    Depremle ilgili bütçe açıklarını belli bir seviyede tutmayı başardıklarını, buna dönük tedbirler aldıklarını anlatan Yılmaz, bu konuda da riskleri azalttıklarını aktardı.

    “CDS diye bir oran var. CDS, bir ülkenin risk primi. Bu 700’ler civarına çıkmıştı geçtiğimiz mayıs ayında, bugün geldiğimiz noktada 360 küsurlara kadar düşmüş durumda. Yani Türkiye artık finansal açıdan da çok daha istikrarlı bir noktaya doğru gidiyor ama bu bir süreç. Bu süreçte sabırla doğru politikaları uygulayarak sonuçlar almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanan Yılmaz, koordineli bir şekilde hükümet, bakanlıklar, Merkez Bankası, para politikaları, maliye politikaları, reformlar, bütün bunları bir bütünlük içinde yöneterek sonuç alacaklarına inandığını söyledi.

  • “Hedefimiz 55 milyar doları aşmak”

    “Hedefimiz 55 milyar doları aşmak”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 6. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı’na katıldı. Fuara Yılmaz’ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran ve birçok vatandaş katıldı. Yılmaz, sözlerinin başında, ülkemizi “81 il 12 ay turizm” anlayışıyla buluşturan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve başarı dileklerini iletti. Yılmaz, Türkiye Yüzyılı’nda 2’inci büyük ekonomik merkezi olarak Ankara’nın öncü bir rol oynayacağına inandıklarını ifade etti.
    Yüz yıllık birikimi olan, tecrübesi olan bir cumhuriyete sahip olunduğuna işaret eden Yılmaz, “Büyük kazanımlara sahibiz. İşte bu sağlam zemin üzerinden şimdi ikinci yüzyılımıza başlangıç yapıyoruz. Bu Yüzyılı, Türkiye Yüzyılı olarak isimlendiriyoruz. Türkiye Yüzyılının öncü şehirlerden biri yine Ankara olacaktır. Nasıl ki cumhuriyetimizin kuruluşuna, başkentlik yaptıysa Türkiye Yüzyılının da başkenti Ankara olmaya devam edecektir” dedi.

    Turizm’in, farklı kültürleri tanımaya, yeni yerler görmeye, diğer yaşam tarzlarıyla tanışmaya olanak tanıyan bir alan olduğuna değinen Yılmaz, “Kendi içinde sağladığı ekonomik değere ilave olarak yeni ilişkilerin gelişmesine çok çeşitli alanlarda yeni kapılar açılmasına vesile olan bir sektör. Sadece ekonomik bir alan değil, toplumlar arası ilişkileri geliştiren, aslında dünyanın huzuruna, barışına da büyük katkılar sunan bir alan” ifadelerini kullandı.

    Son yıllarda özellikle ulaşım ve teknolojide yaşanan dönüşümler turizm sektörünü ve tüketicilerin talebini önemli ölçüde etkilediğinin altını çizen Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “ Sektör bugün dünya ekonomisinde en hızlı gelişen ve genişleyen alanlardan biri haline gelmiştir. Oluşturduğu istihdam, dış ticaret açıklarının kapatılmasına sağladığı katkı, kalkınma, yerel ve ulusal düzeyde her bakımdan turizm, makro politikalarımız açısından da kilit role sahip öneme sahip sektörlerden biridir.”
    12. Kalkınma Planın geçilen günlerde mecliste kabul edildiğini hatırlatan Yılmaz, “Oradaki amacımız cari açığımızı sıfır seviyelerine doğru yaklaştırmak. Burada turizmin çok önemli bir katkısı olacak. Türkiye mal ticaretinde daha fazla açık veren bir ülke ama hizmet ticaretinde fazla veren bir ülke. Bu çerçevede turizm makro politikalarımızın da çok önemli bir parçası. 2033 beklentilerine baktığımızda dünyada 15 buçuk trilyon dolarlık bir büyüklükten, ekonomik katma değerden bahsediyoruz. Yine 430 milyon kişilik bir istihdam rakamından, dünya ölçeğinde bahsediyoruz. Dolayısıyla bu pastadan ülkemizin daha fazla pay alması en büyük amaçlarımızdan bir tanesi” dedi.

    “Küresel salgın döneminde tüm dünya gibi biz de etkilendik ama salgın sonrası dönemde en başarılı ülkelerden biri olduk”

    Turizmi sadece deniz, kum, güneşten ibaret olmadığını ifade eden Yılmaz, “Deniz, kum, güneş elbette önemli. Çok sürükleyici alanlar. Ama biz hiçbir zaman turizmi, kum, deniz, güneşten ibaret de görmedik. Bunlar önemli ama bunların yanına mutlaka farklı turizm alanlarını da koymalıyız diye düşündük. Kültür, doğa, tarih, sağlık, termal, kış, kongre ve eko turizm gibi pek çok alanla turizmimizi çeşitlendirdik. Küresel salgın döneminde tüm dünya gibi biz de etkilendik ama salgın sonrası dönemde en başarılı ülkelerden biri olduk. En hızlı bir şekilde salgının etkilerini atlatıp salgın öncesinin de üstüne çıkan bir performans sergiledik” ifadelerini kullandı.

    “Orta Vadeli Program çerçevesinde yıl sonu hedefimiz 55 milyar doları aşmak”

    Orta Vadeli Program çerçevesinde yıl sonu hedeflerinin 55 milyar doları aşmak olduğunun altını çizen Yılmaz, “Ülkemize gelen yabancı turist sayısı son 20 yılda 3.4 kat artmış durumda. 2022 yılında 51.4 milyon kişiye ulaştık. Yani 50 milyon sınırını aştık. Bundan da daha önemli olan 45.2 milyar liralık bir turizm gelirine ulaşmış olduk. Bu yılın ilk 9 ayında da 42 milyar dolara ulaşmışız. Orta Vadeli Program çerçevesinde yıl sonu hedefimiz 55 milyar doları aşmak. Tabii çevremizde birçok olumsuzluklar yaşıyoruz maalesef. Kontrol edemediğimiz bazı jeopolitik gelişmeler ister istemez bütün bu süreçleri etkiliyor. Ama buna rağmen inşallah hedeflerimizi tutturacağız” şeklinde konuştu.
    Katma değer yüksekli turizm sektörü oluşturduklarına işaret eden Yılmaz, “2017 yılı sonunda kişi başı gecelik getiri turizmde 65 dolarmış sadece. Sayın bakanımız da hep bunu vurgular, altını çizer. Turist sayısına veya işte başka şeylere bakmayın. Gecelik getiriye bakın der haklı olarak. Bu bazda baktığımız zaman bu 65 doların kişi başına gecelik getiri olan iki bin yirmi iki yılında seksen dokuz dolara çıktığını görüyoruz. 2023 yılında ise yani içinde bulunduğumuz yıl 100 dolara ulaşmış durumda. Bu şu anlama geliyor. 2017’den 2023 çok kısa bir sürede gecelik kişi başı gelir yüzde 55 artmış dolar bazında. Bunun anlamı şu Türkiye artık çok daha katma değeri yüksek bir turizm sektörüne sahip. İnşallah daha da yukarıdaki rakamları görürüz” şeklinde konuştu.

    “Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gerçekleştirilen devrim niteliğindeki ilerlemelerden turizm sektöründe payını almıştır”

    Bu yıl 6.’sı gerçekleştirilen Travel Expo Ankara Turizm Fuarı’nın başta Ankara olmak üzere tüm Türkiye’ye ekonomik olarak katkı sağlayacağını vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “6. Travel Expo Turizm ve Seyahat Fuarı’nın hayırlı olmasını dilerken bu buluşmanın turizm potansiyeline yeni katkılar yapacağına yürekten inanıyorum. Turizm dünya çapında büyük bir yarışında alanıdır. Allah vergisi tabiat güzellikleri ile tarih ve coğrafyanın icabı medeniyet lokasyonlarına sahip ülkeler bu yarışa önde başlamakta. Mevcut zengin turizme, modern ve gelişmiş icaplarını da eklediklerinde ise sektör itici ve sosyal ekonomik güç olmaktadır. Türkiye’de gerek tabiat varlıkları ve tarihsel zenginlikleri gerekse gelişmişlik düzeyine her ülkeden farklı misafirlerin beklentilerine fazlasıyla cevap verebilecek bir turizm ülkesidir. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gerçekleştirilen devrim niteliğindeki ilerlemelerden turizm sektöründe payını almıştır. 2002 yılında ziyaretçi sayısı bakımından dünyada 17. sırada olan Türkiye 2022 yılında 51 milyon 400 bin ziyaretçi ile dördüncü sıraya yükselmiştir. Türkiye 2002’de 12.4 milyar dolar gelirden de 2022 yılındaki 46 milyar 500 milyon dolar gelire ulaşmış ve dünya sıralamasında yedinci sıraya yükselmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Ankara birçok medeniyetin beşiği olmasının yanı sıra çok sayıda tabiat güzelliğine de sahiptir”

    Ankara’nın birçok tarihi ve doğal güzelliklere sahip olduğunu, 2002’den bugüne Ankara’da konaklama tesislerine gelen toplam ziyaretçi sayısında 5 katlık bir artış olduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, şu sözleri kaydetti:
    “Sektördeki bu gelişmişlikte başkentimiz aldığı paya gelince, Ankara’mız milli mücadeledeki konumu, başkent kimliği, tarihe şahitlik etmiş pek çok devlet kurumunun halen faal olan lokasyonları ile bir cazibe merkezidir. Ankara aynı zamanda birçok medeniyetin beşiği olmasının yanı sıra çok sayıda tabiat güzelliğine de sahiptir. Transferler için kara ve demir yolunun gelişmiş imkânları da şehrimize büyük fırsatlar sunmaktadır. Tematik bir seyahat tercihi olan turistik doğu ekspresi ise başlı başına bir marka haline gelmiştir. Verilere baktığımızda hem Ankara’da mukim olan hem başka şehirlerden vatandaşlarımız hem de farklı ülke ziyaretçilerini, Ankara’nın turistik potansiyeli buluşturmalar aslında fazla zorluğumuz bulunmuyor. 2002’de Ankara’da konaklama tesislerine gelen toplam ziyaretçi sayısı 1 milyon 200 bin iken geçtiğimiz yıl 3 milyon 200 bin olmuştur. 2022 yılında ise toplam 5 milyon 600 bin olarak gerçekleşmiştir” açıklamalarında bulundu.”

    “Ankara sağlık turizminde de büyük bir hacme sahiptir”

    Ankara’nın sağlık turizminde önemli bir hacme sahip olduğunun altını çizen Ersoy, “Ankara sağlık turizminde de büyük bir hacme sahiptir. Sağlık tesis sayısı 406, aracı kuruluş sayısı ise 113 olurken geçen yıl 337 bin yabancı hasta, 2 milyon 300 bin tedavi olmuştur. 2021’de 756 milyon dolar olan gelir 2022’de 1 milyar 100 milyon dolara, ilk on ayda ise 763 milyon dolara ulaşmıştır. Ankara’da bulunan 77 müzeyi geçen yıl 7 milyon 900 bin kişi ziyaret etmiştir. Ayrıca, Arkeoloji ile birleştirdiğiniz zaman iyi bir örnek olma fırsatımız var. Bakanlık olarak Ankara’nın turizm birikimini daha da zenginleştirmek için canla başla çalışıyoruz. Gerçekleşen Başkent Kültür Yolu Festivali‘nde bu yıl çok sayıda etkinliği ziyaretçi ve sanatseverlerle buluşturduk. Ankara’mızın en önemli kültürel değerlerinden olanaklı Gordion Antik Kenti ile Anadolu’nun orta çağı dönemi ahşap direkli ve kirişli camiler arasında olan Ahi Şerafettin Camii UNESCO kalıcı miras Listesi’ne alınması bizi sevindiren bir diğer gelişme oldu. Kalıcı miras listesindeki kültür varlıklarımızın sayısını her yıl daha da arttıracağız yine Ankara Atatürk Kültür merkezi binasında Türk tarihini başlangıcından itibaren her dönemi yansıtan yazılı ve sözlü tarihimizi yaşantımızı her tür belgesiyle, objesiyle ortaya koyan bunları tek bir çatı altında toplayan Türk Tarihi Müzesi kurulması da planlarımız arasında 6.’sı gerçekleştirilen Travel Expo Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nın sektör paydaşlarının verimli bir buluşma zemini olacağına inanıyorum. 75 bini aşkın ziyaretçi beklenen fuarın Ankara’nın turizm potansiyeline çok büyük katkı sağlayacağına eminim” değerlendirmelerinde bulundu.

    “2022 yılında dünyada 963 milyon turist, uluslararası seyahat gerçekleştirdi ve 1 trilyon dolar harcama yaptı”

    2022 yılında dünyada 1 milyara yakın insanın uluslararası seyahat gerçekleştirdiğini ve küresel çapta 1 trilyon dolar harcama yapıldığını vurgulayan Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, “Bu yıl ayrıca Ankara Ticaret Odamızın ve Ankara’nın Başkent Oluşunun da 100’üncü yılı. İkinci yüzyılın ilk günlerini yaşadığımız bu süreçte, turizm sektörü seyahat acentelerinden otellere, sağlık turizmi merkezlerinden büyükelçiliklere, karavan turizminden dağ turizmine kadar tüm unsurlarıyla Başkent Ankara’da, ATO Congresium’da yer alıyor. Küresel ölçekte turizm, pandeminin ardından toparlanma sürecine girdi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, 2022 yılında dünyada 963 milyon turist, uluslararası seyahat gerçekleştirdi ve 1 trilyon dolar harcama yaptı. Kişi başına ortalama harcama bin 51 dolar olarak gerçekleşti. 50 milyonun üzerinde turist ağırlayan Türkiye ise en çok ziyaretçi alan dördüncü ülke olarak 46 milyar doları aşan bir gelir elde etti. Turist başına ortalama harcama 816 dolar düzeyinde oldu. Pandemi öncesine göre yükselen bu rakamla da Türkiye, küresel düzeyde yedinci sırada yer aldı. Bu yılın ilk dokuz ayında da ülkemize gelen turist sayısı 45 milyonu, turizm geliri de 42 milyar doları aştı. Ankara Ticaret Odası olarak, Başkentimiz Ankara’nın sağlık, fuar, kongre ve toplantı turizminde ilerlemesi için çalışmalar yürütüyoruz. Fuarlar her zaman ekonominin ve dolayısıyla turizmin dışa açılan kapısı ve gelişmeyi yönlendiren vitrini konumundadır. TravelExpo’nun bu yıl daha da büyüdüğünü ve çeşitlendiğini görmekten dolayı mutluyuz” ifadelerini kullandı.

  • “Cumhuriyet en büyük eserdir”

    “Cumhuriyet en büyük eserdir”

    KKTC’nin kuruluşunun 40. yıl dönümü dolayısıyla başkent Lefkoşa’da bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, temaslarına devam ediyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ile görüştü. Yılmaz, KKTC’nin 40 yılda engellemelere rağmen demokrasi, kalkınma ve gelişmesinin takdire şayan olduğunu ifade ederek, önümüzdeki dönemde hep birlikte çalışarak uluslararası alanda da başarıyı sağlayacaklarını söyledi. Türkiye olarak KKTC’nin iki devletli vizyonunu kuvvetle desteklediklerini belirten Yılmaz, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsü kabulü olursa müzakerelerle çözüm aranabileceğine işaret etti.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’deki tanınma çağrısı sonrası Türk Devletleri Teşkilatı üyeliği, Azerbaycan ziyareti olduğuna dikkat çeken Yılmaz, KKTC’nin uluslararası etkinliğini üst seviyelere çıkaracaklarına vurgu yaptı. KKTC’nin, AKPM, İİT, PAB gibi çalışmalara katılmasının, TDT’ye de gözlemci üye olmasının önemine dikkat çeken Yılmaz, Kıbrıs’ta iki devlet ve iki toplum olduğu gerçeğini herkesin bildiğini ve anlayacağını belirterek, “Her zaman biriz, beraberiz, birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Yeni reformlar, kanunlar ile birlikte iş birliklerinin devam ettiğini belirten Yılmaz, Ercan Havalimanı, su projesi yanında elektrikteki çalışmalar ile birçok alanda projeleri yürüttüklerini, geliştirdiklerini kaydetti. İnsanların refahı huzuru mutluluğu için KKTC Meclisi’nin de verdiği destekle çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden Yılmaz, desteklere teşekkür etti, Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.

    “Cumhuriyet en büyük eserdir”

    Meclis Başkanı Töre ise, Cumhuriyet Bayramı’nın milli bayram olduğunu ifade ederek, “Cumhuriyet en büyük eserdir” ifadelerini kullandı. KKTC’nin temelinde; Mehmetçik ve Mücahitlerin kanı canı olduğunu ifade eden Töre, devletin, en şerefli yükseldikleri yer olduğunu vurguladı.
    Ekonomik ve Mali İşbirliği Anlaşması ile KKTC’nin her alanda geliştiğini ilerlediğini ifade eden Töre, Kıbrıs Türk halkının uzun yıllar acı çektiğini ancak sonunda devletini kurduğunu, Türkiye Cumhuriyeti desteğiyle de gelişmeye devam ettiğini anlattı.
    Su projesinin Barış Harekatı gibi bir zafer olduğunu işaret eden Töre, Ercan Havalimanı, karayolları yapımı gibi projelerin de hiç durmadan sürdüğünü kaydetti.

  • Cevdet Yılmaz, deprem konutlarını inceledi

    Cevdet Yılmaz, deprem konutlarını inceledi

    Deprem bölgesi Malatya’da çeşitli temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yeşilyurt ilçesi İkizce Mahallesi’nde bulunan rezerv alanına inşa edilen TOKİ deprem konutlarını inceledi. Burada örnek daireyi de gezen Yılmaz, yaptığı açıklamada Malatya’nın asrın felaketinde en fazla hasar gören illerden biri olduğunu belirterek, dolayısıyla çok fazla konuta ihtiyaç olduğunu söyledi.
    22 bin konutun inşa sürecinin devam ettiğini de kaydeden Yılmaz, “Yıl sonuna kadar 4 bin konutun hak sahiplerine dağıtılacağını öngörüyoruz. Diğerleri de peyderpey gelecektir. Hak sahipliği de netleşiyor, vatandaşlarımızın kalıcı bir şekilde barınma sorunlarını bir an önce çözüme kavuşturacağız” dedi.

    Rezerv alanına yapılan deprem konutlarının yanı sıra altyapı ve sosyal donatıların da yapılacağını ifade eden Yılmaz, “Altyapı anlamında da ciddi bir çalışma içindeyiz. Depremin tahrip ettiği altyapıları hızlıca tamir ediyoruz. Burada da rezerv alanlar oluşturduk, buraların yol, su, elektrik, doğal gaz gibi altyapılarının yanı sıra eğitim, sağlık gibi sosyal donatıları da hızla yapacağız” şeklinde konuştu.
    Şehirdeki ticari hayatın da yeniden canlanması adına çalışmaların sürdüğünü kaydeden Yılmaz, “Vatandaşımızın deprem sonrası yaralarını sarıyoruz. Malatya’yı kısa bir süre sonra eskisinden de daha güçlü olarak yoluna devam edecektir. Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehirlerinden biri de Malatya olacak, buna da yürekten inanıyoruz” dedi.

  • “Deprem bölgesine 3 trilyon liradan fazla para harcanacak”

    “Deprem bölgesine 3 trilyon liradan fazla para harcanacak”

    Deprem bölgesi Malatya’ya bir dizi açılış ve programlara katılmak üzere gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kentteki belediye başkanları, siyasiler, iş adamları ve STK’lar ile bir araya geldi. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleşen toplantıda konuşan Yılmaz, bu yıl ve gelecek yıl ağırlıklı olmak üzere depremin yaralarını sarmak adına 3 trilyondan fazla para harcanacağını söyledi.

    Depremin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı kararıyla 327 hektar alanın Malatya’da yeni sanayi alanı ilan edildiğini de hatırlatan Yılmaz, “Biz deprem sonrası çalışmaları 3 başlıkta topluyoruz. Birincisi kalıcı konutların inşası ve vatandaşlarımızın çok daha sağlıklı güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri. İkincisi tahrip olan altyapının inşası. Üçüncüsü de deprem bölgesinin sosyoekonomik olarak yeniden canlanması, eskisinden de daha güçlü bir şekilde üretim, istihdam, ihracat çalışmalarını sürdürmesi. Bu 3 temel başlıkta deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve bu kapsamda iş yeri hasar gören, yıkılan küçük sanayi esnafının ihtiyacını karşılamak amacıyla ilk etapta 714 toplamda 2 bin 400 iş yeri yapılması planlanmış durumda. Tabii bir taraftan da ticaret erbabının ihtiyacı düşünülüyor” şeklinde konuştu.
    Kent merkezindeki ticari alanların canlandırılmasının çok önemli olduğuna değinen Yılmaz, “Deprem psikolojisinin atlatılması, yeniden şehrin kimliğine kavuşması açısından çok önemli. Merkezde yine 3 binden fazla konut da yapılmış olacak dolayısıyla merkezde bu projelerimizin hayata geçmesiyle çok büyük bir canlılık olacağını ifade etmek isterim. Çevre şehircilik bakanlığımız doğrudan bu merkezle ilgili çalışmaları gerçekleştirecek” ifadelerine yer verdi.

    Malatya ile ilgili yapılan desteklere ilişkin açıklamalarda bulunan Yılmaz, kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığıyla yaklaşık 732 milyon TL tutarında faiz indirimini kullandırdıklarını ifade etti. Kayısının Malatya’nın ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğunu ve yıllık 500 milyon dolar ihracat geliri getirdiğini de kaydeden Yılmaz, “Dünyada da başka rakipler de çıkmaya başlıyor. Çeşitli ülkelerde kayısı yetiştirmeye dönük çalışmalar yapanlar da var. Bizim kayısıdan daha fazla katma değer elde etmemiz lazım. Bunu nasıl yaparız nasıl başarırız bunun yollarını yöntemlerini üniversite sanayi işbirliğinden tutun yerel yönetimlerle üreticiler işbirliği kadar birçok çalışmayla kayısının katma değerini mutlaka daha fazla artırmamız gerekiyor” dedi.

    “4 binden fazla konutumuzu yılsonuna kadar teslim etmiş olacağız”

    Deprem sonrası Malatya’da 22 bin civarında konutun inşasının devam ettiğini de dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Gerek şehir merkezinde gerek kırsalda yılsonu itibariyle 4 binden fazla konutumuzu yılsonuna kadar teslim etmiş olacağız. Çok şükür açıkta hiçbir vatandaşımız yok hepsi konteynırlar da belli standartlarda ihtiyaçları gideriliyor. En hızlı şekilde hak sahipliği çalışmalarını tamamlama gayreti içindeyiz. Ankara’da güçlü bir koordinasyon yapısı oluşturmuş durumdayız. Bakanlarımıza bakan yardımcılarımıza kurumlarımızla çeşitli kolları koordine ediyoruz. Önümüzdeki dönemde hak sahipliği tam resmileştirildiği zaman kendimizi daha iyi planlama imkanına kavuşmuş olacağız. Hiçbir vatandaşımız dediğim gibi açıkta kalmadı aç kalmadı bütün acil müdahaleler yapıldı şimdi de kalıcı çözümlere odaklanmış durumdayız” şeklinde konuştu.

    Bu yıl ve gelecek yıl ağırlıklı olmak üzere depremin yaralarını sarma adına 3 trilyon liradan fazla para harcanacağını da kaydeden Yılmaz, “Bizim şu an bütçemiz mecliste. 2023’de 762 milyar lira yönetim olarak deprem bölgesine kaynak ayırdık. Gelecek yıl için ise 1 trilyon 28 milyar lira ödeneği bütçemize koymuş durumdayız. Bunu deprem illerimizde yine harcayacağız. Dolayısıyla büyük fedakarlıklar yapıyoruz. Ama inşallah bunları tamamladığımızda eskisinden de daha güçlü bir şekilde bu illerimiz yoluna devam edecek” ifadelerine yer verdi.
    Malatya’da deprem sonrası 193 bin 741 aileye 10 bin TL destek verildiğini ve bunun da sadece 2 milyar lira tuttuğunu kaydeden Yılmaz, “Taşınma yardımı olarak 1,2 milyar lira vermişiz. Vefat eden 1011 vatandaşımızın ailelerine de hane başı 100 bin TL toplamda 101 milyon TL destek vermişiz. Malatya’daki ticari hayatın canlanması için Malatya çarşısı projesini başlatmış durumdayız. 5 bin yeni iş yeri tasarlanmış durumda. Bunu daha da az önce bahsettiğim şehir merkezindeki projelerle arttırıyoruz. Yerinde dönüşüm projesi çerçevesinde ise ilk temel Malatya’nın kalbi diyebileceğimiz tarihi Bakırcılar Çarşısında atılmış durumda. Toplam 250 bin metrekare alanda kurulacak bakırcılar çarşısının ilk etabında 7 bin 600 metrekare alanda 293 dükkan ve 165 araçlık kapalı otopark inşa edilecektir. Bütün bu çalışmalar koordineli bir şekilde bütün kurumlarımızın katkısıyla sürdürülecek” diye konuştu.

  • Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşacağız

    Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşacağız

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Yılmaz, yaptığı konuşmada Cumhuriyet’in 100. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını belirtti. Cumhuriyet’in kurulduğu şartlarla mücadelenin özüyle Gazze’de yaşananlar arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Biz Cumhuriyet’i emperyalist güçlere karşı mücadele ederek kurduk. O günün sömürgecileri, emperyalistleri bugün olduğu gibi Orta Doğu’da kendilerince tasarım yapmışlar. Ama milletimiz o oyunları boşa çıkardı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bugün de Gazze’de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Yine benzer güçler hiçbir ahlaki sınır tanımadan, hiçbir hukuk tanımadan kendi tasarımlarını, kendi menfaatlerini, kendi insanlık dışı bir takım hedeflerini gerçekleştirmek üzere insanların üzerine bomba yağdırıyorlar. Nasıl ki Cumhuriyet kurularak o oyunlar boşa çıkarıldıysa Orta Doğu’da oynanmaya çalışılan oyunlar da elbette boşa çıkarılacak. Birliğimizi, beraberliğimizi daha güçlü hale getireceğiz. Ve inşallah yarınlara hem Türkiye Cumhuriyeti olarak hem de bütün mazlum milletler olarak çok daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Medeniyet adı altında her türlü zulmü, barbarlığı yapanlar, ahlakı yitirmişler, moral üstünlükleri kalmamıştır. Ahlaktan, hukuktan yoksun bir güç, hiçbir zaman sürdürülebilir olamaz. Ahlaki ve hukuki meşruiyetini yitirmiş güçler bir süre sonra kendi ağırlıkları üzerine çökerler. İnsanlık tarihi bunun birçok örneğini görmüş. Bu içi boşalmış medeniyet söylemi inşallah gerçek bir medeniyetle insanların yaşadığı bu acılardan, bu sıkıntılardan bizi uzaklaştıran gerçek bir medeniyetle yer değiştirecektir” diye konuştu.

    “Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işleniyor”

    Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işlendiğini, savaş suçu işlendiğini söyleyen Yılmaz, “Hiçbir insafa sığmayan sivil halkın bombalanması, hastanelerin bombalanması, çocukların, kadınların, yaşlıların katledilmesi, ambulansların bombalanması insanların en temel ihtiyaçları sudan, elektrikten yoksun bırakılması, bütün bunlar insanların gözü önünde oluyor. Bütün bu yaşananlara rağmen ateşkes çağrısı dahi yapamayan ülkeler var, yönetimler var. Bu ayıp yeter. Böyle siyaset olmaz olsun gerçekten. İnsanlık şu anda sınavdan geçiyor, şu anda öyle bir zamandayız. Böyle zamanlarda ortada duramazsınız, safınızı belirlemeniz lazım. Bu yaşananlar karşısında ateşkes isteme iradesini bile ortaya koyamadıklarını tüm dünya izledi. Bu tür zamanlar birbirinden ülkeleri, insanları ayırt etmemizi sağlayan, kimin nerede durduğunu anlamamızı sağlayan zamanlardır. Müslüman olsun olmasın tüm dünyada erdem sahibi olan yönetimlerin ve kişilerin ortaya çıktığı görüldüğü, hiçbir ölçüsü erdemi, hiçbir değeri kalmamış olanların da çok açık gidecek bir şekilde ortaya çıktığı bir zamandayız. Bu zamanları çok iyi anlamamız gerekiyor. Bu yaşananlar inşallah gelecekte çok farklı bir dünyanın kurulumuna da vesile oldu. Biz 2053, 2071 derken biraz da bunları anlatıyoruz. Daha adaletli bir dünyayı anlatıyoruz. Cumhurbaşkanımız daha adil bir dünyayı anlatıyor. İşte bunu niye söylediğini bu yaşananlardan bir kez daha görmüş olduk. İnşallah Türkiye olarak daha da güçlenerek, birliğimizi, beraberliğimizi, gücümüzü pekiştirerek, daha fazla gayret ederek, daha çok alın teri dökerek hem halkımıza daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz”

    “Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz” diyen Yılmaz, “Bu kararlılıkla yaklaşıyoruz bütün bu hadiselere. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Filistin’in yanındadır. Cumhurbaşkanımız bu hadiseler başladığı günden bugüne her zaman yaptığı gibi mağdurların, mazlumların yanında açık bir şekilde tavrını ortaya koymuştur. Öncelikle gerilimin düşmesini, ateşkesin sağlanması, insanların, bebeklerin, çocukların ölmemesi için her türlü gayreti ortaya koymuş, her türlü diploma, çabayı sarf etmiştir. Diğer yandan yine bölgemiz, Türk dünyası, İslam dünyası başta olmak üzere tüm uluslararası platformları harekete geçirmeye çalışmış ve bu gayretlere devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek”

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, “Yine bağımsız egemen bir Filistin Devleti oluşmadan, başkenti Kudüs olmadan, iki devletli çözüm gerçekleşmeden bu bölgede hiç kimsenin güvende olmayacağını, bu bölgeye huzurun, adaletin gelmeyeceğini açık bir şekilde ifade ettik. Bu yönde gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Eğer kalıcı bir şekilde insanlar huzura, güvene kavuşacaksa Türkiye olarak garanti olabileceğimizi de ortaya koymuş durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek. Bir taraftan daha fazla masum kanı dökülmemesi için diğer taraftan kalıcı barış ve huzur için bu bölgede çalışmaya devam edecektir. Bu insanlık dışı katliamlara, barbarlığa sessiz kalanları da tekrar pozisyonlarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Daha fazla geç olmadan zerre kadar bir insanlıkları kaldıysa, bir hukuk anlayışları kaldıysa pozisyonlarını gözden geçirmeye ve insanlıktan yana tavır almaya davet ediyorum. Bütün erdemlilerle birlikte, dünyada hakkı hakikati çalışan bütün kesimlerle birlikte bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki. Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.

    “AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir”

    Yerel seçimlerin yaklaştığını ifade eden Yılmaz, “Yerel seçimler de çok çok önemli. Yerel seçimler açısından, yerel demokrasi açısından, Türkiye Yüzyılı’nın merkezi iradeyle uyum içinde inşası açısından çok önemli. Mart ayında inşallah yerel seçimi gerçekleştireceğiz. AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki başarısı Ankara’da, Konya’da, Kayseri’de, çeşitli bölgelerde o dönem sağlanan başarılar bizi merkezi idareye taşıdı ve bugünlere getirdik” dedi.

    Ankara ve İstanbul’da kimsenin başarısızlıklarına kılıf aramaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Kaynaklarınızı iyi değerlendirirseniz, verimli kullanırsanız, toplumu harekete geçirirseniz başarırsınız. Tam aksine biz bugün merkezi idare olarak yerel yönetimlere hiçbir faktör gözetmeksizin destek veriyoruz. AK Parti döneminde yapılan en önemli reformlardan biri bu olmuştur. Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın. Hiç kimse yapmadığı hizmetlerin günahını başkalarına atmasın. Herkes görevini yapacak, görevini bilecek ve vatandaşımız da bunu takip ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Cevdet Yılmaz’dan İsrail’in saldırılarına tepki

    Cevdet Yılmaz’dan İsrail’in saldırılarına tepki

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından, Anadolu Ajansı’nın İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarına ilişkin haberini alıntılayarak, şunları kaydetti:

    “İşgal altındaki topraklarda yaşanan bu vahşeti ‘İsrail’in kendini savunma hakkı’ olarak kabul eden Batılı devletler tarih ve insanlık vicdanında utançla anılacaklar. Moral değerleri kaybeden ‘medeniyet’ tek dişi dahi kalmamış bir canavara dönüşüyor.”

  • “Milli gelirimizin artması hedeflenmektedir”

    “Milli gelirimizin artması hedeflenmektedir”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’nı TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerinin bilgisine sundu. Yılmaz, 2053 yılına doğru vizyonlarının Türkiye Yüzyılında; ‘dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye’ ulaşmak olduğunu kaydederek, “Bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerimizi belirlemiş bulunmaktayız. Bu kapsamda, 30 yıllık perspektif içinde; Üst gelir grubu ülkeler liginde bir ülke olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayiinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından yüzde 17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani Gelişme Endeksinde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını yüzde 5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer almasını, en az beş üniversitemiz dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, ülkemizin Küresel Yenilik Endeksinde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 4 düzeyine çıkmasını öngörüyoruz. Ayrıca, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını, ülkemizin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumunda olmasını da hedeflemekteyiz. Tüm bu hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda, dinamik bir yaklaşımla politikalarımızı her daim güncellerken, rotamızı ve önceliklerimizi plandaki ana çerçevemizi takip ederek şekillendireceğiz” ifadelerini kullandı.

    Dünya büyümesi yıllık yüzde 3.5

    Yılmaz, 2023 yılında dünya ekonomisinin yüzde 3büyüyeceğini öngördüklerini belirterek, “Gelişmiş ekonomiler 2019-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 1,4 oranında büyürken, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler bu dönemde yıllık ortalama yüzde 3,3 oranında büyüme kaydetmişlerdir. Bu ekonomilerin 2023 yılı büyüme oranlarının, sırasıyla, yüzde 1,5 ve yüzde 4 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. Salgın sonrası dönemde küresel ticarette toparlanmayla dünya ticaret hacmi, 2021’de yüzde 10,9, 2022’de yüzde 5,1 artarak, salgın öncesi patikaya dönüş eğilimi güçlenmiştir. Ancak, gelişmiş ekonomilerdeki yavaşlama, Rusya-Ukrayna Savaşı ve artan jeopolitik gerilimlerin sebep olduğu belirsizliklerin etkisiyle dünya ticaret hacminin 2023 yılında ise ivme kaybederek yüzde 0,9 artması beklenmektedir. 2019-2023 yıllarını içine alan On Birinci Kalkınma Planı döneminde yıllık ortalama yüzde 1,9 oranında artan dünya ticaret hacminin, 2024-2028 döneminde küresel finansal ve ekonomik koşullardaki beklenen normalleşme eğilimine uygun olarak yıllık ortalama yüzde 3,5 artacağı öngörülmektedir” şeklinde konuştu.

    Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başına gelir 37 bin 445 dolar

    Yılmaz şöyle konuştu:
    “2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başı gelirimiz 2022 yılında 37 bin 445 dolara kadar yükselmiş AB ortalamasına yakınsama oranı 2002 yılındaki yüzde 38,3 seviyesinden 2022 yılında yüzde 69’a kadar yükselmiştir. 2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci, cari dolar cinsinden GSYH büyüklüğünde ise dünyanın en büyük 19’uncu ekonomisi olan Türkiye’nin, 2023 yılında ise cari dolar cinsinden 17’nci sıraya yükselmesi beklenmektedir. 2023 yılı sonu itibarıyla bir trilyon doları aşacak olan nominal milli gelirimizin plan dönemi sonunda 1,6 trilyon dolara yaklaşması hedeflenmektedir. Plan döneminde ise sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlandığı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyümesi ve 2028 yılında fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Plan dönemi sonunda, ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörmekteyiz.”

    İşsizlik oranı yüzde 7.5

    Enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini kaydeden Yılmaz, “Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek gerekli politikalar da ivedilikle hayata geçirilecektir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyelerini artırmak önceliğimiz olmaya devam edecektir. Plan döneminde gerçekleşmesini öngördüğümüz büyümenin vatandaşlarımıza istihdam imkânları sunması ve gelir sağlaması kritik önemdedir. Bu kapsamda beşeri altyapımızın güçlendirilmesi büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayacak, çalışma çağındaki bireylerin işgücüne katılım fırsatları artırılacak, işgücü piyasasının değişen taleplerine uyum sağlamak amacıyla nitelikli ve odaklı eğitim yaygınlaştırılacaktır. Plan dönemi boyunca büyüme hedeflerimizle uyumlu olarak beş milyon ilave istihdam oluşturarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5’e gerilemesi sağlanacaktır” diye konuştu.

    Kamu kesimi borcu GSYH’ya oranla 1.8

    Yılmaz, şunları kaydetti:
    “Mevcut harcama programları titizlikle incelenerek daha etkin hale getirilecek, vergi tahsilatında verimlilik artırılacak ve vergi adaletini güçlendiren, vergi tabanını genişleten reformlar yapılacaktır. GSYH’ya oranla 2023 yılında yüzde 6,4 olarak tahmin ettiğimiz kamu kesimi borçlanma ihtiyacının Plan dönemi sonunda yüzde 1,8’e, yine yüzde 6,4 olarak tahmin ettiğimiz merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2’ye düşeceği öngörülmektedir.”

    Savunma sanayi ihracatı 11 milyar dolar

    Plan dönemi boyunca uygulanacak politikalarla başta öncelikli sektörler olmak üzere sanayide teknoloji, yenilikçilik, ürün kalitesi, verimlilik ve ihracat kapasitesi artışı sağlayacaklarını, endüstriyel kapasiteyi dönüştüreceklerini, iş ve yatırım ortamını iyileştirerek ve rekabetçiliği arttıracaklarını belirten Yılmaz, “Ara malı, stratejik ürün ve teknolojiler için ürün bazlı çalışmalar yaparak yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Başta OSB’ler olmak üzere uygun yatırım yerlerinin geliştirilmesini, artırılmasını, kiralama ve tahsis süreçlerinin kolaylaştırılmasını sağlayacağız. Demiryolu yük taşımacılığının payını artıracak, limanlar ve yük merkezlerinin üretim merkezleri ile iltisak hatları bağlantıları tamamlanacaktır. Savunma sanayiinde oluşan ve gururla takip ettiğimiz teknolojik kabiliyetleri daha ileri noktalara taşıyacağız. Savunma sanayii alanında ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını milli teknolojilerin ve kabiliyetlerin azami ölçüde kullanımıyla karşılamak, savunma sanayiinde edinilen kabiliyetlerin sivil sektöre yayılımını da sağlayarak ülkemiz için önemli ekonomik değer üreten bir seviyeye taşımak temel amacımızdır. Bu kapsamda, savunma sanayii ihracatının 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak, savunma sanayii yerlilik oranı yüzde 80’den 85’e yükseltilecektir” dedi.

    750 bin hektar alan sulamaya açılacak

    Tarım alanında üreticilere girdi ve fark ödemesi desteklerinin sağlanmasına devam edileceğini söyleyen Yılmaz, “Tarımsal altyapının güçlendirilmesi amacıyla 750 bin hektar alan sulamaya açılacak ve ekonomik olarak sulanabilecek alan miktarı olan 8,5 milyon hektarın yüzde 92,4’ü sulanabilecektir. Sulama yatırımlarıyla eşgüdümlü olarak 2,5 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek, 2,7 milyon hektar toplulaştırılmış arazinin tescil işlemleri tamamlanacaktır” ifadelerini kullandı.

    Dijitalleşme

    Yılmaz, dijitalleşmeye ilişkin olarak, “Her çağın dengelerini temelden etkileyen bir unsur mutlaka olmuştur. Bu anlamda, çağımızı etkileyen temel unsurun “Dijitalleşme” olduğu ifade edilebilir. Dijitalleşme sürecini daha etkin yönetebilmek için dijital dönüşümü Planın temel odaklarından birisi haline getirdik. Fiber ve mobil altyapıların daha da yaygınlaşması sağlanacak, bu alanda sektörel rekabet etkinleştirilecektir. Ülkemizin yapay zekâ alanındaki hamlelerini hızlandırmak ve tamamlamak için veri stratejisi, bulut bilişim stratejisi ve dijital devlet stratejisi gibi alanlarda bütüncül tematik stratejiler hayata geçirerek gerekli kurumsal yapılanma, mevzuat ve teknik altyapı oluşturulacaktır. Böylelikle mevcut iş ortamı ekosistemlerimizin dijital ortamla desteklenmesi sağlanacaktır” diye konuştu.

    e ticaretin payı yüzde 10’a çıkarılacak

    Ticaret sektöründe rekabet gücü artırılacak ve piyasa işleyişi etkinleştirileceğini aktaran Yılmaz, “Perakende Bilgi Sistemi uygulamaya alınacak, toptancı hallerinin modernizasyonunu sağlayacak mevzuat çalışmaları tamamlanarak hallerin ticaretteki payı artırılacak, lisanslı depoculuk sistemi geliştirilerek yaygınlaştırılacak, haksız uygulamalarla güçlü bir şekilde mücadele edilecektir. e-İhracatın ihracat içindeki payının 2022 yılındaki yüzde 0,86 seviyesinden yüzde 10’a çıkarılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Türkiye e-İhracat Platformu ve e-İhracat Konsorsiyumları hayata geçirilecek, şirketlerin, pazaryerlerinin ve perakende e-ticaret sitelerinin yurt dışında satış yapabilmeleri desteklenecektir” ifadelerini kullandı.

  • Cevdet Yılmaz’dan emekli maaşı açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan emekli maaşı açıklaması

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kanal 7’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Emekli maaşlarına ne zaman düzenleme yapılacağı ve bu konuda yapılan çalışmalar sorulan Yılmaz, enflasyonun geniş kesimler üzerinde oluşturduğu olumsuz tahribatı gidermek üzere çok ciddi adımlar attıklarını, maaşlarda düzenlemelere gittiklerini anımsattı.

    Yılbaşı itibarıyla memurların maaşlarında enflasyon oranına göre bir artış olacağını, bu artışın memur emeklilerine de yansıyacağını anlatan Yılmaz, “İşçi emeklileri, Bağ-Kur emeklileri ve asgari emekli aylığı alanlara ilişkin oransal artışlar ve enflasyon farkı olacak. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıyla bu kesimlere dönük dengeleyici bir çalışmayı sürdürüyoruz. Çalışmayı yıl sonuna kadar tamamlayarak emeklimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Düşük alanları destekleyici mahiyette bir yaklaşımımız olacak.” diye konuştu.

    “KIDEM TAZMİNATI İÇİN ÇALIŞMA YOK”

    Kıdem tazminatı düzenlemesine ilişkin soru üzerine Yılmaz, “Şu anda bir çalışmamız yok. Sendikalarla oturup uzlaşmadan, anlaşmadan bir anlayış birliği oluşturmadan bu konularda hiçbir zaman bir adım atmadık, atmayacağız.” dedi.

    “ENFLASYONDA YILLIK BAZDA DÜŞÜŞ 2024 ORTASI”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, enflasyona ilişkin olarak şunları söyledi.

    “Aylık bazda düşüşleri daha erken göreceğiz. Bu sene sonuna doğru, gelecek senenin başlarında aylık bazdaki gelişmeleri göreceğiz. Yıllık bazdaki gelişmeleri ise daha çok 2024’ün ortaları gibi görmüş olacağız.” dedi.

  • “132 milyar lira kredi kullandırdık”

    “132 milyar lira kredi kullandırdık”

    Kırşehir’e Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında gelen Yılmaz, Kırşehir Valiliği ve AK Parti Teşkilatı ziyaretinin ardından Cacabey Meydanı’nda şed kuşanarak Türk Yıldızları gösterisini izledi. Yılmaz, burada yaptığı konuşmasında “Ahilik bilincini genciyle, yaşlısıyla birlik beraberlik içinde yaşatıyoruz. Ticaret ahlakla bütünleşti. Ahilik müessesesine büyük önem veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hepinize selamlarını, muhabbetlerini iletiyorum. Ahilik anlayışı topraklarımızda yeşerterek ebediyete etmiş başta olmak üzere tüm ahi esnaf ve sanatkarımızı rahmetle, minnetle yad ediyorum” dedi.

    Ahiliğin esnaf bayramına dönüştüğünü aktaran Yılmaz, “Ahilik Haftası adeta bir esnaf bayramına dönüşmüştür. Ahiliği yaşatmak ve tanıtmak amacıyla her yıl düzenlenen bu etkinlikleri özellikle ahilikle değerlerini gelecek nesillere aktarmak son derece kıymetli bulduğumuzu belirtmek istiyorum. Toplumumuzun manevi bakımdan imal eden ve sarsılmaz temeller üzerine yerleştiren bir kurum olarak ahiliğin bizlere bıraktığı miras son derece önemlidir. 13. yüzyılda Ahi Evran tarafından kurulan ahilik teşkilatı, ticaret, zanaat ve mesleğin ahlak ve doğrulukla kurumsallaşmış halidir. Selçuklu döneminde Türk İslam medeniyetini kaynaştıran bağ, Osmanlı’yı cihan devleti yapan sır, İstiklal Harbi’nin arkasındaki özveridir. Ahilik sadece bir esnaf teşkilatlanması değil, milletimizin kültürel kozlarında var olan açlık, yiğitlik ve dayanışma özellikleriyle İslam ahlakını yoğurarak insanlara sunulan bir yaşanmayacağımızdır. Ahiliğin özünde adalet, merhamet, ehliyet, liyakat, helal, kazanç, kul hakkına riayet, dürüstlük, kaliteli üretim, yardımlaşma ve hakkın rızasını kazanmak için çalışma, çok çalışma anlayışı var. Ahi birlik ve beraberlikten güç alır. Haramdan sakınır. Ahi eşine, kardeşine, babasına ve medeniyetimize omuz verir. Ahi gönülleri fetheder. Vatanı canından, malından önce gelir. Ahilik bir insan bilimidir. Ahi her şeyde, her ortamda ve her çağda denge ve düzeni tutturandır. Ahi dağıtan değil toparlayan, yıkan değil yapandır” diye konuştu.

    “132 milyar lira esnafa kredi kullandırdık”

    Ağustos ayı itibariyle esnafın 132 milyar lira kredi kullandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü;
    “31 Ağustos tarihi itibariyle 132 milyar lira civarında yine bu yıl esnafımıza kredi kullandırdık. Gerek kamu bankalarına hazine destekli sunduğumuz kredi imkanlarıyla, düşük faizli imkanlarla, gerek TESCOM kanalıyla, TESK kanalıyla birçok kanalla her zaman esnafımızın yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Bu yıl biliyorsunuz büyük bir deprem yaşadık. Bu deprem esnasında da bir kez daha esnafımızın ahilik kültüründen, geleneğinden aldığı güçler dayanışma anlayışını gördük. Tüm bu adımları atarken de esnafımızla istişare içinde birlikte attık. Yine son dönemde hazırladığımız orta programımızı da esnafımızla iş birliği içinde istişareyle ortak akılla hazırladık. Devlet ve millet dayanışması içinde bu yükü de hep birlikte kaldıracağız. Ahilik anlayışı içinde Ahiliğin bize gösterdiği değerlerle, kardeşlikle yardımlaşmayla, dayanışmayla, el birliğiyle, güç birliğiyle bu felaketin yaralarını da saracağız inşallah. Vatandaşımızın çok sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Bütün dünyayla birlikte biz de ekonomik olarak özellikle hayat pahalılığı anlamında zorlu bir dönemden geçiyoruz. İşte bunu aşama aşama belli bir vade içinde inşallah çözeceğiz. Bunun programını hazırladık. Bu yıl geçici olarak bir yükseliş var. Bir geçiş süreci ancak gelecek yıldan başlayarak inşallah adım adım tek haneli enflasyonlara ülke olarak geri dönecek. Her yıl daha düşük bir enflasyonla iki bin yirmi altıya geldiğimizde yüzde sekiz buçuk enflasyona kadar bir düşüş başla ön görüyoruz. Ve bunu da inşallah başaracağız”

    Yılmaz, “Türkiye’de insanımızın refahını kalıcı bir şekilde arttırmak istiyoruz. Bunun da sosyal adaletin de gerektirdiği adımları bugüne kadar attığımız gibi orta vadeli dönemde de, program döneminde de atmaya devam edeceğiz.” diyerek şunları kaydetti:
    “Enflasyonu düşürmek zaten başlı başına sosyal refahı arttırıcı bir faktör. Büyümeyi geliştirmek ama bunun dışında eğitim, sağlık, mesleki eğitim, vergi düzenini de yapacağımız düzenlemeler bütün bu alanlarla birlikte sosyal refahımızı arttırmaya, sosyal adaleti güçlendirmeye devam edeceğiz. Türkiye yüz yılı aynı zamanda Ahilik yüzümüz. Kardeşliğin, yüzümüzü birliğin, beraberliğin yüzyılıdır. Hiçbirimiz, hiçbir siyasi parti, hiçbir görüş, hiçbir kesim tek başına Türkiye yüzünü, Türkiye yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz. Kırşehir’den aldığımız bu ruhla, ahilikten elde ettiğimiz mirasla geleceğe yürüyeceğiz inşallah.”

    Yılmaz’ın konuşmasının ardından yılın ahisi, yılın çırağı ve yılın kalfasına ödülleri verildi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ta ahilik onur ödülüne layık görüldü.