Etiket: çevre

  • “Deprem bölgesinde 30 bin konutu daha dağıtacağız”

    “Deprem bölgesinde 30 bin konutu daha dağıtacağız”

    Bugün sabah saatlerinde Eskişehir’e gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İnşaat ve Sanayi Sektöründeki İş İnsanları ile İftar Programı’na katıldı. İftara yemeğinin ardından konuşan Bakan Özhaseki, deprem bölgesindeki binden fazla şantiyeyle 200 binin üzerinde inşaatın devam ettiğini belirterek, “Bu ayın sonuna kadar 30 bin konutu daha dağıtacağız” dedi.

    “Deprem ve kentsel dönüşüm, siyasetin üstündedir”

    Başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde kentsel dönüşümün öncelikli olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Deprem ve kentsel dönüşüm meseleleri, gerçekten siyaset üstüdür. Bu işin basit siyasi polemiklerle geçiştirilecek bir tarafı yok. Bizim tabii Bakanlığımızın adı üstünde çevre tarafı var. Avrupa’da birçok ülke çevreye ayrı bir bakanlık olarak görüyor. İklim değişikliği tarafı var. Onun getirdiği afetlerle zaten hepimiz boğuşup duruyoruz. Bir de şehircilik tarafı var. Üçü de önemli. Ama kendimize iki tane daha biz misyon biçtik. Birincisi, 6 Şubat Depremlerinden dolayı meydana çıkan hasarları giderebilme meselesi, ikincisi de şehirlerimizi daha dirençli hale getirebilme. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizde kentsel dönüşümü hızlandırıp evlerimizi, konutlarımızı daha güvenli hale getirebilme meselesi. Bu konuda doğrusu Bakanlığımızın adı üstünde olan iştigal konularının dışındaki bu söylediğim iki konu, emin olun bizim çok zamanımızı alıyor” diye konuştu.

    “11 sene içerisinde 2 milyon 250 bin civarında konut yenilendi”

    2012 yılında çıkarılan kentsel dönüşüm yasası ile 11 yılda 2 milyon 250 bin konutun yenilendiğini, çalışmaların da hızla devam ettiğini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 2012 yılında kentsel dönüşüm yasası çıkarıldı. O günden bu tarafa yani 11 sene içerisinde 2 milyon 250 bin civarında konut değişti. Şu anda 425 bin civarında konutta bu kapsamda değiştiriliyor, yenileniyor. Özellikle kötüye kullanıldığı için söylüyorum. Bu kötüye kullanmalarının da önünü kesebilmek amacıyla biz, 2 ay kadar önce meclisimize getirerek, yüce meclisin kararıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve ona uygun yasalar çıkardık. İstanbul’da o kadar çok engellerle karşılaştık ki şimdi tebligat kanunu var” dedi.

    “Deprem bölgesine özel uçakla gelip, özel ayarlanmış çadırlarda selfie çekinip giden deprem turistleri vardı”

    Deprem bölgesine gazeteci ve sosyal medya fenomenleri ile gelip özel olarak ayarlanmış programlar düzenleyen, fotoğraf çekindikten sonra gidenlere ‘Deprem turisti’ diyen Bakan Özhaseki, “Bir de deprem turistleri vardı. Nüfusları milyonlarca. Konuştuğu zaman bütün televizyonları ağzının içine bakıyor. Arkadaşların hayalleri de ufuklar üstü. Onlar özel jetlerle o bölgeye geldiler. Her geldiklerinde jetlerin içi tamamıyla gazeteciler ve sosyal medya fenomenleriyle dolu. İndiler, 1-2 özel ayarlanmış çadıra gittiler. Selfieler çekindiler, bırakıp gittiler. Bunlar da deprem turistiydi, bunu da söylemeliyiz. Onlar da ne yazık ki bu dönemde görmüş olduk” ifadelerini kullandı.

    “Şu ana kadar 46 bin konut dağıttık, ay sonuna kadar 30 bin konut daha dağıtacağız”

    Deprem bölgesindeki çalışmaların devam ettiğini ve 2025’in ortalarına doğru hak sahiplerinin evlerini teslim etmeyi hedeflediklerini belirten Bakan Özhaseki, “Deprem bölgesinde şu anda binden fazla şantiyemiz çalışıyor. 4 bin 333 tane köyde, kiminde 50 tane, kiminde 100 tane deprem konutu yapıyoruz. Çelikten evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezine başladık. Merkezlere açılan ana caddelere başladık. 200 binden fazla inşaat şu anda hızla devam ediyor. Allah nasip ederse hak sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun neredeyse tamamının haklarını, gelecek sene ortalarına kadar tamamlarız ve bizler bitiririz. Hummalı bir çalışma var. Tam inşaatlarda çalışan bizim ekibimizin sayısı 110 bin kişiden fazla. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Maliye Bakanımız da bu konuda bize asla engel olmuyor. Ve orada bütün hızımızla biz yapıyoruz bu işleri. 46 bin konutu dağıttık. Bu ayın sonuna kadar da 30 bin konutu daha dağıtacağız” dedi.

    “25 senede 25 yapıyı bile değiştirmemişler”

    Eskişehir’de ve İzmir’de 25 yıldır yerel yönetimi elinde bulunduranların 25 konutu bile değiştirmediklerini vurgulayan Özhaseki, “Birkaç gün önce İzmir’deydim. 25 senedir oradalar. 25 tane bile yapıyı değiştirmemişler. Önde gözüken kordon ayrı, 500 metre geriye gidin, ilçelerimizden daha geri briketlerden rastgele yapılmış yığılmış ki en önemli deprem bölgelerinden birisi de orası. 6 derece şiddetinde deprem olduğunda o binaların neredeyse çoğu yıkılır. Allah korusun. Hiçbirisi umursamıyor bile. Bunu da anladım. Bir de dava açma huyları var bu arkadaşların. TOKİ geliyor, yer tespit ediyor. Hastane yapılacak dava açılıyor. Okul yapılacak dava açılıyor. Konutlar yapılacak, dava açılıyor. Ben anlamıyorum ki bu arkadaşların derdini. Dünyanın her yerinde muhalefet var ama hayırlı bir iş olduğunda engel olmaya çalışan bir muhalefet ilk defa Türkiye’de görüyorum. Milli meselelerde hükümete engel olmaya çalışan muhalefete emin olun ilk defa Türkiye’de görüyorum. Böyle bir gariplik içerisindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu” dedi.

    “Kentsel dönüşümle birlikte inşaat sektörü çok hızlı bir şekilde büyüyerek devam edecektir”

    Kentsel dönüşümler ile birlikte 250 kadar sektörü etkileyerek milli hasılanın yüzde 35’ini oluşturan inşaat sektörünün, önümüzdeki dönemde hızla büyüyeceğini belirten Bakan Özhaseki, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu dönem sıkıntılı mı? Evet, sıkıntılı. Krediye ulaşamıyoruz. Bazı sıkıntılarımız var. Eyvallah bunlar ama bu durum geçici. Çok kısa süre içerisinde bunlar geçer. Belki bizim bazı ekonomistler, inşaat sektörüne yan yan bakarlar. Onu biraz tahfif eder. Onu çok ekonomide ciddi bir ortak gibi görmek istemezler ama istesek de istemesek de şu anda gayrisafi milli hasılanın yüzde 6’sını bu sektör oluşturuyor Türkiye’de. 250 kadar sektörü de etkilediği için onları dahil ettiğinizde dilim yüzde 35’e çıkıyor. Bu sektörde çalışan 1,5 milyon da insanımız var. Bir taraftan kentsel yenileme şehirlerimizi depreme karşı dirençli hale getirebilme fikri var hepimizde ki yıkıp yapacağız başka çaresi yok bu işin. Bir taraftan da refahımız artıyor. Artık konutlarımızı, iş yerlerimizi daha lüks, daha modern, daha geniş hale getiriyoruz. Türkiye’de o yüzden inşaat sektörü çok da hızlı bir vaziyette büyüyerek devam edecektir. Bazı günler, yerinde say hareketi de iyidir. Ayakta kalabilme mücadelesi de verilir. Ama ondan sonra uçacak bir sektörün başındayız. Onu herkes bilsin.”

    İftar programına, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nebi Hatipoğlu, AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Özkan Alp, AK Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Hamid Yüzügüllü katıldı.

  • “Türkiye’yi dirençli hale getirecek parti varsa AK Parti’dir”

    “Türkiye’yi dirençli hale getirecek parti varsa AK Parti’dir”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bir dizi açılış için geldiği Balıkesir’de, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, “Bugün Balıkesir’deydik, gördüklerimiz bizi sevindirdi. Önce Ülkü yolu açılışını yaptık. Sadece yol asfaltlama değil, trafiği de rahatlatacak bu yol ile günümüze başladık. Merkezde Zağnospaşa Meydanı’nı inceledik. Türkiye’de son dönemde yapılan, insanların nefes alabileceği mükemmel bir düzenleme olmuş. Merkezde ayrıca subay ve astsubay merkezlerini alarak müze yapma projesi de taktire şayan. Mini10 projesi ve meslek kurslarını inceledik. Balıkesir halkı adına sevindirici projelerdi. Yücel Başkanımızın ilk dönemi idi. Şimdi ustalık dönemine başlıyor. Ustalık döneminde kat be kat fazlasını yapar diye düşünüyorum. Bakanlık olarak epeyce çalışma var bu bölgede. Bakanlığımızı ilgilendiren 2 konu var. Birisi kentsel dönüşüm meselesi. Bilim adamlarının ifadesi Adalar segmentinde olabilecek bir deprem. Bu deprem İstanbul’u vuracak ama çevresindeki illeri de ilgilendiriyor. Deprem riskine karşı yapılması gereken şey kentsel dönüşüm. Şehirlerimiz kadim, binlerce yıllık. Konutlarımız 30-40 yıllık. Eski statüye göre yapılmış olan evlerimizin çok da dayanıklı olduğunu söyleyemeyiz. 2000’den sonra yapılmış olanlar, doğru yapılmış ise, zemin etütleri doğru yapılmış ise, sıkıntı gözükmüyor. Öncesine ait olanların bir çoğunda sıkıntı gözüküyor, kesin. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm ile 20 bin civarında konutu değiştirip, dönüştürdük. Önümüzdeki dönemde ekiplerimiz ile beraber geleceğiz, tespit edilen mahallelerde kentsel dönüşümü en hızlı biçimde yapacağız. Kentsel dönüşümü yapacak bir grup varsa, Türkiye’yi dirençli hale getirecek, konutlarımızı sağlıklı bir hale getirecek bir parti varsa o da AK Parti arkadaşlar. Onun dışında bir parti yok. Keşke olsaydı. Ana muhalefet genelde şöyle söylüyor. ‘Biz kentsel dönüşüme karşı değiliz, rantsal dönüşüme karşıyız’ Ben de diyorum ki ‘Bir tane yapın da göreyim. Devletin imkanları size amade’. Konuşmaya gelince hepsi konuşuyorlar. Sonuna kadar kentsel dönüşümü birlikte yapacağız. Zor iş ama başaracağız” dedi.

    Bakan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer konu, burada 2 arıtma tesisi açılışını yaptık. Güre’de, Edremit’te, Balıkesir merkezde yeni arıtmaları kurmak durumundayız. Balıkesir’in bir çok ilçesinin yaz ve kış nüfusu arasında dağlar kadar fark var. ‘Efendim yazdan yaza gelenler de onu çeksinler’ derseniz turizmi kaybederiz. Biz projeleri hazırlayıp, finansı temin ettikten sonra çalışmalara başlayacağız. 59 milyar TL’den fazla Balıkesir’e yatırım yaptık. Kentsel dönüşümde 20 binden fazlasını değiştirdik, 900ü devam ediyor. TOKİ olarak 9 binden fazla konut yaptık, 4 binden fazlası devam ediyor. Bizler gayret ediyoruz, bizim işimiz hizmet. İlk çıktığımız andan itibaren bugüne kadar hep hizmet tarafında olduk”.
    Konuşmasının son kısmında Simav Çayı ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, Simav Çayı’nı balık tutulur hale getireceklerini açıkladı.

  • Bakan Özhaseki’den kentsel dönüşüm müjdesi

    Bakan Özhaseki’den kentsel dönüşüm müjdesi

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İzmir’de ‘Türkiye İklime ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi’ paneline katıldı. Bir otelde düzenlenen programda kentsel dönüşüm ve bununla ilgili yapılan çalışmalar ele alındı. Şehirleri çok önemsediklerinin altını çizen Bakan Özhaseki, “Günümüzde de şehirlerimizi geleceğe hazırlamak adına büyük bir gayret içerisinde devam ediyoruz. Önümüzdeki günlerde şehirlerimizi bekleyen birkaç tane ciddi sorun var. Bunları bilerek hareket etmek durumundayız. Birincisi, Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2030 yılı dünya nüfusunun yüzde 70’i artık şehirlerde yaşayacak. Dünya nüfusu 10 milyar olacak. Haliyle kırsallardan merkezlere doğru göçlerde devam edecek. İkincisi insan eliyle çıkarlar, kargaşalar zirveye doğru git gide tırmanarak devam ediyor. Patlamalar, ölümler, iç kargaşalar, savaşlar hep bunlar insan eliyle çıkardan belalar olarak karşımızda duruyor. Üçüncüsü de ortak evimizde olan dünyayı bekleyen en büyük tehditlerden birisi de artık iklim değişikliği ve küresel ısınma. İçinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası son 100 yıl içerisinde bütün dünya ısısı 1.1 derece arttığı halde 1 buçuk derece artar. 2 derece arttığı takdirde işte orada artık gıda krizleri başlar, göçler başlar, göçlerin neticesinde de savaşlar başlar. Büyük bir tehditle de karşı karşıyayız. Sebebi sanayi devrimiyle birlikte çok üretmemiz, ürettiğimiz ürünlerde çokça tüketmemiz. Tüketmekle kalmayıp çok da kirletmemiz” dedi.

    Son 100 yıl içerisinde denizlerimizde ve ana karamızda meydana gelen 6.0 üzerindeki yıkıcı depremler diye tabir ettiğimiz deprem sayısı 231” diye konuşan Bakan Özhaseki, sözlerine şunları ekledi:

    “Neredeyse her sene 2 veya 3 tane yıkıcı deprem oluyor. Ana karamızda meydana gelen deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Bilim adamları diyorlar ki Himalayalar’dan başlayarak Alplere doğru uzanan çizgi üzerinde riskli olan 5 tane ülke var. Birisi de Türkiye. Biz ne yapıyorsak bu gerçekliği bilerek yapmak zorundayız. Bilim adamları Türkiye’de üç tane önemli deprem bölgesi ve hattı olduğunu söylüyorlar. Van Gölü civarından başlıyor, Erzincan’dan, Düzce, Adapazarı ve Marmara’ya kadar uzanmış olan Kuzey Anadolu Kay hattı. Bu fay hattında binlerce yıldır kırılmalar devam ediyor. İkincisi de aynı bölgeden başlayarak Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Hatay ve Akdeniz’e doğru uzanan Doğu Anadolu fay hattı. Üçüncüsü Ege bölgesi. Biz bu gerçekliği bilerek hareket etmek durumundayız.”

    “Bu ayın sonuna kadar teslim edeceğimiz konut sayısı 75 bin”

    Kentsel dönüşümün doğru bir şekilde uygulanırsa şehirlerin yaşadıkları sorunlarını, iş yerlerini dirençli hale getirebileceklerinin altını çizen Özhaseki, “Kaç şiddetinde deprem gelirse gelsin bize hiçbir zarar veremez. O amaçla 2012 yılında Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir kanun çıkardık. 2 milyon 250 bin kadar kadar konut işleri yenilendi. Şu anda 450 bin civarında yenilemelerine devam ediyor. Çok daha hızlı olmamız lazım. Bunun için de birkaç ay önce Kentsel Dönüşüm Başkanlığını kurduk. Alt yapısını güçlendirdik ve yeni yasalar çıkardı. Geçtiğimiz on yıl boyunca biz kentsel dönüşüm yapalım, ülkemizdeki konutları sağlam ve dirençli hale getirelim, diye çırpındıkça, durmadan takas olmak isteyenlerin neler yaptıklarını bildiğimiz için onları aşacak şekilde biz kanunlar geçtik. En sonunda da hep beraber 6 Şubat gibi bir deprem yaşadık. 18 tane ilimiz etkilendi. 14 milyon insan bundan zarar gördü. 680 bin bin konut, 170 bin civarında da iş yerimiz yıkıldı ve yerde yıkılmak üzere. Maddi hasar 104 milyar dolar. Kolay kolay bu işin altından kalkılamaz. 390 bin civarında konut olarak hak sahibi var karşınıza gelebilecek olan. Şu anda 300 binden fazla konutun yapım işi sıraya girdi hızla devam ediyor. Bu ayın sonuna kadar teslim edeceğimiz konut sayısı 75 bin. Bugünkü parayla da 60 milyarı bulan bir parayla o bölgelerin sadece altyapısı için kullanıyoruz. Hatay için 14 milyar. Bazen durmadan parti gözeterek konuşanlara diyorum ki ‘Hatay’da Cumhuriyet Halk Partisi var. Ama altyapı için bakın 14 milyarı oraya ayırdık” diye konuştu.

    “İzmir’de 36 bin binanın da acilen dönüştürülmesi lazım”

    İzmir’de 6 ve 7 üzerinde bir şiddetle deprem üretebilecek 20’den fazla fay hattının bulunduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “En riskli bölgelerden birisinde oluyoruz. Burada 36 bin binanın da acilen dönüştürülmesi lazım. 36 bin binada 180 bin bağımsız birim var. Bunları yapabilmek için el birliği içerisinde hareket etmeliyiz. Bu işin üç tarafı var. Birisi bakanlık ise birisi belediyeler. Birisi de şahıslar. Burada üzülerek söylüyorum belediye tarafında ayağımız eksik. İsteriz ki gelsinler, kolumuza girsinler. Biz onların koluna gidelim, ayaklarına gidelim hiç önemli değil. Buradaki dönüşümleri baştan sona beraber yapalım. Fakat çok kolay bir slogan bulmuşlar, ‘Bizler kentsel dönüşüme değil, rantsal dönüşüme karşıyız’ diye. Bu kaçış yolu adeta. Lütfen rantsal dönüşüm yapmayın” cümlelerini aktardı.

    İstanbul’u çok önemsediği için orayla ilgili bir proje açıkladıklarını da söyleyen Bakan Özhaseki, “Projemize de şu ana kadar 1 milyon 200 binden fazla vatandaşımız müracaat etti. Yüzde100 kendi arasında anlaşan binalara biz 1 buçuk milyon liralık 100 bin lirası taşınma desteği olmak üzere yarısı direkt hibe yarısı da uygun şartlarda çok düşük faizli kredi olarak ilan ettik. 40 tane kadar şu anda tırımız İstanbul’da aydınlatmaya halkımızda devam ediyorlar. Müracaatlar alıyorlar. Önümüzdeki günlerden İstanbul için büyük bir heyecanla görüşümün başlayacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    Kentsel dönüşüm müjdesi

    Dünya Bankası ile imzaladıkları bir anlaşmayı hayata geçirdiklerinin müjdesini veren Bakan Özhaseki, İstanbul, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş ve Tekirdağ’ın kentsel dönüşümüne büyük bir katkı sunacak olan “İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler Projesi”ni başlattıklarını söyledi. Amaçlarının, iklim değişikliğinin Türkiye’ye etkilerini en aza indirmek ve şehirleri afetlere dirençli hale getirmek olduğunu vurgulayan Özhaseki, projeye dair açıklama yaparak şu sözlere yer verdi:

    “5 ilimizi kapsayan projede pilot ilimiz ise İzmir’dir. Bu 5 şehrimizde, riskli yapıların dönüştürülmesinde enerji verimliliği esas olacak. Proje kapsamında iklim dostu ve afetlere dayanıklı konut ve iş yeri yapımı için hak sahiplerine uygun maliyetli finansman imkânı sunacağız. 2,5 milyon TL’ye varan kredi desteği vereceğiz. Aylık yüzde 0,69 faiz ve 180 ay vadeyle verilecek. Başka konutu olmayan orta ve düşük gelirli vatandaşlarımıza; şehit ve gazi yakınlarına, emeklilere ve engellilere yıllık yüzde 0,25 faiz indirimi sağlayacağız. Bunun yanında A sınıfı Enerji Kimlik Belgesi bulunan binalar için yıllık yüzde 0,50, B sınıfı Enerji Kimlik Belgesi bulunan binalar için yıllık yüzde 0,25 faiz indirimi uygulayacağız. Ödemeler, inşaat ilerleme seviyesine bağlı olarak yapılacak. Projeyle 5 ilimizin dönüşümünde büyük bir adım atmış olacağız. Hedefimiz, İzmir’i, İstanbul’u ve tüm Türkiye’yi, başta iklim değişikliği olmak üzere deprem, sel ve heyelan gibi bütün afetlere karşı dayanıklı hale getirmektir. Elimizi İzmir’den çekmeyeceğiz.”

    Programda konuşan Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp, “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, afetlere yönelik dönüştürülmeyen tek bir yapı kalmayana kadar dönüşüm çalışmalarına hızla devam ediyor. Vatandaşlarımız, hazırladığımız alan ve yapı bazlı tüm projelerde, kurum ve kuruluşlarla ne kadar birlikte bir dönüşüm süreci gerçekleştirirse, bu süreç sağlıksız yapıların bir an önce afetlere karşı dirençli hale gelmesini sağlayacaktır. Yapı bazlı dönüşümlerde bakanlığımızın kira yardımı ve faiz desteği bulunmaktadır. Dünya Bankası finansmanı aracılığı ile iklim ve afetlere dayanıklı şehirler projesini, riskli yapılı İzmir ilimizden başlatmak üzere, uygun şartlarda finansman sağlayarak vatandaşlarımızın güvenli yapılara kavuşması ile ilgili projemizi başlatmış bulunmaktayız. Dünya Bankası yetkililerimizle Eylül 2022’de onaylanan projemiz Aralık 2022’de 330 milyon Euro miktarda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile imzalanmıştır. Projede pilot seçilen illerden; İzmir, İstanbul, Tekirdağ, Manisa ve Kahramanmaraş’ta bu proje kapsamında çalışmalarımız devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    Programa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanı sıra, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ, AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadri İnan, AK Parti Konak Belediye Başkan adayı Ceyda Bölünmez Çankırı katıldı.

  • BOSİAD Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması’nda yeni dönem

    BOSİAD Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması’nda yeni dönem

    Yarışma soruları, skorlama metodu ve ödüllendirme kriterlerinde yapılan değişiklikleri açıklamak ve yeni dönem Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması’nın startını vermek üzere jüri üyeleri ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen BOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Çağan, böylece yapılan çalışmaların uluslararası standartlarda da ölçülebilir olmasını sağlayacaklarını açıkladı. Sorulara verecekleri yanıtlarla Yeşil OSB kriterlerinin yüzde 39’unu da sağlamış olacak katılımcı firmalar, yeşil finans kaynaklarına erişimde de kolaylık elde edecek.

    Çevre odaklı büyüme stratejisini benimseyen Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında artık herkesin kazanamayacağı bir dönemin içerisine girildiğini hatırlatan BOSİAD Başkanı Çağan, “Geride bıraktığımız 6 yarışmanın sonunda çevreci üretim konusunda artık farkındalık oluşturduğumuza inanarak daha etkin bir duyarlılık dönemi başlattığımızı önemle vurgulamak isterim. Yarışma sorularında skorlama metodu ve ödüllendirme kriterlerinde yaptığımız değişikliklerle ayrışmanın başladığını fazlasıyla hissedeceğiz” dedi.

    Bundan önce Lisans Yönetmeliği’ne bağlı olarak Çevreye Kirletici Etkisi Yüksek Olan, Çevreye Kirletici Etkisi Olan ve İzin-Lisans Muafiyeti Olan Tesisler olmak üzere 3 farklı kategoride ödül verirken bu yıl ise bu kategorilerin tamamen kaldırıldığını açıklayan BOSİAD Başkanı Çağan, şöyle devam etti;
    “Her kategorinin 1.sini seçmek yerine eski sistemde örneğin Çevreye Kirletici Etkisi Yüksek Olan Tesisler dediğimizde bu kategori kriterlerini sağlayan 4-5 gibi sınırlı sayıdaki firma içerisinden hep 1. seçiliyordu. Bir diğer kategoride ise 25 firma yer alıyordu. Dolayısıyla çok adaletli olmuyordu. Halbuki o 25 firma içerisinde daha iyi, daha farklı, daha inovatif projelerle karşılaşmamıza rağmen kendi kategorilerinin içinde oldukları için değerlendirilemiyordu. Biz de o zaman dedik ki, Yeşil Dönüşümü iyi projelendiren kazansın, iyi dönüşüm yapan kazansın. ‘Yükü ne kadar’ kısmını değil dönüşümü projelendiren, dönüşmeyi hedefleyen tarafı artık değerlendiriyoruz ki rol model olsunlar. Bir diğer yenilik de bundan önce 3 farklı kategoride birinciler ve teşvik ödülleri veriyorduk. Ancak artık ‘Platin’, ‘Altın’ ve ‘Gümüş’ olmak üzere sadece 3 firmayı ödüllendireceğiz. Yarışma sorularına verecekleri yanıtlarla Yeşil OSB kriterlerinin yüzde 39’unu da sağlamış olacak katılımcı firmalar, yeşil finans kaynaklarına erişimde de kolaylık elde edeceğini önemle hatırlatarak yeni yarışmamızın bölgemize, kentimize hayırlı olmasını diliyorum.”

    Yeşil OSB çalışmaları için bir çıktı olacak

    Emisyon metodolojisi, emisyon verileri, emisyon dökümü ve enerji belgelendirmelerini referans alıp skorlayarak aynı zamanda Yeşil OSB kriterlerini de destekleyecek olan yarışma ile ilgili bilgi veren Proje Danışmanlarından Mavi Yeşil Firma Kurucusu Makbule Çetin ise, yarışmanın Bursa OSB’nin başlattığı Yeşil OSB çalışmaları için de bir çıktı olacağını söyledi. Yarışma sorularına verilecek cevaplarda artık ölçülebilir verilerin girileceğini bir dönem başlayacağını anlatan Çetin, “Yarışmaya katılım sağlayan firmalar yarışma sorularına verecekleri yanıtlar ile Yeşil OSB kriterlerinin yüzde 39’unu sağlamış olacaklardır. Bu sayede OSB’nin alacağı platin, altın, gümüş ya da bronz seviyeleri, OSB bünyesinde bulunan firmalara yeşil finans kaynaklarına erişimi kolaylaştıracak aynı zamanda hibe desteklerden daha fazla faydalanılmasını sağlayacaktır” diye konuştu. Şirketlerin mevcut pazarlarda varlıklarını devam ettirebilmeleri için sürdürülebilirlik çalışmalarının gönüllükten çıkıp zorunluluk haline geldiğine vurgu yapan Çetin, şunları kaydetti:
    “Firmaların ihracat alanındaki rekabet gücünü artırmaları, yeşil ürün pazarlarına girişleri ile mümkündür. Yarışma soruları, yeşil ürün yol haritalarına yön vermektedir. Yarışmaya titizlikle hazırlanılması, sadece yapılmış çalışmaların sergilenmesini değil bunun yanında gelecek stratejilerin oluşmasına da imkan sağlamaktadır. Yeşil gelecek için finans kaynaklarına erişim sağlamamız kaçınılmaz bir durumdur. Bunun için önce mevcut durumun ne kadar yeşil olduğunu iyi analiz etmeliyiz. Yarışma sorularına cevap verebilme kabiliyetleri ile firmalar mevcut durumları hakkında fikir sahibi olabilirler ve yeşil çalışmalara yönlenebilirler” dedi.
    Diğer yandan jüri üyelerinde de bir yeniliğe giden BOSİAD, yarışmaya katılan ya da katılacak firmaları daha da iyi anlamak adına özel sektörü temsil edecek yeni bir jüri üyesini de arasına kattı. BorusanMannesmann – Çevre ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi Ahu Olgun, yarışma sırasında karşılaşabilecek sorunları en aza indirebilmek adına firmaların sözcüsü olacak. Bilimin ışığından ayrılmayan bir dernek olarak üniversite-sanayi iş birliğinin en güzel örneğini sergileyen BOSİAD Çevreye Duyarlı Sanayi Tesisi Yarışması’nın diğer üyeleri şu isimlerden oluşuyor;

    “Bursa Uludağ ÜniversitesiMühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği BölümüÖğretim Üyesi Doç. Dr. Selnur Uçaroğlu, Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Aygün, Mavi Yeşil Danışmanlık Firması Kurucusu Makbule Çetin, Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sistem ve Laboratuvar Kalite Yöneticisi Sayın Meral Korkmaz Kesiciler.”
    Yarışma Takvimi ise, başvuru başlangıç tarihi 15 Mart 2024, son başvuru tarihi 26 Nisan 2024, ödül töreni 5 Haziran 2024 olarak açıklandı.

  • BUÜ’de sürdürülebilir çevre duyarlılığı

    BUÜ’de sürdürülebilir çevre duyarlılığı

    Görükle Kampüsü’nde Duracell Türkiye’nin katılımıyla gerçekleştirilen Atık Pil Toplama etkinliğine Yeşil Ekonomi Öğrenci Topluluğu, Uludağ Mimarlık Öğrenci Topluluğu ve Kot Farkı Mimarlık Öğrenci Topluluğu da destek verdi. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının sağlanmasına destek olmak amacıyla yapılan etkinlikte 258 kilo atık pil geri dönüşüm kutularına atıldı.

    Bilinçlerdirme faaliyetleri devam edecek

    Program hakkında bilgilendirmede bulunan BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Çahantimur, Türkiye’nin en büyük ve en kalabalık üniversitelerinden biri olduklarına dikkati çekti. Yoğun bir öğrenci nüfusu bulunan kampüste geri dönüşüm konusunda çok sayıda projenin hayata geçirildiğine işaret eden Prof. Dr. Arzu Çahantimur; “Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ve devletimizin belirlediği kalkınma planları doğrultusunda geri dönüşüm faaliyetleri başlığı altında kampüsümüzün doğal çevresinin korunmasına destek olabilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu anlamda koordinatörlük olarak personelimizin ve öğrencilerimizin daha fazla bilinçlendirilmesi amacıyla çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bugün, Duracell Türkiye’nin de katılımıyla özel bir projeye imza attık. Akademik ve idari personelimiz ile öğrenci topluluklarımızın da desteklediği bu organizasyonda kampüsümüzde bulunan 258 kilo atık pili topladık. Burada topladığımız pilleri Taşınabilir Pil Üreticileri ve İhracatçıları Derneği’ne göndererek doğaya zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmesini sağlayacağız. Etkinliğimize destek veren herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Etkinlikte BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Gökhan Ekrem Üstün, Duracell Türkiye Tedarik Zinciri Direktörü Elektronik Y. Mühendisi Yiğit Arın ve Yeşil Ekonomi Öğrenci Topluluğu yöneticileri atık pillerin doğaya verdiği zarar konusundaki konuşmalarıyla katılımcıları bilgilendirdi.

  • Bakan Özhaseki’den muhalefete tepki

    Bakan Özhaseki’den muhalefete tepki

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Malatya mitingde söz alarak deprem sonrası Malatya ve deprem bölgesinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. 6 Şubat’ta yaşanan felaketin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları ile tüm kurum ve kuruluşların hemen sahada olduğunu ifade eden Özhaseki, kalıcı konut ve işyerlerinin yapımına hemen başladıklarını söyledi.

    Bulabildikleri tüm rezerv alanlarında gece gündüz demeden inşaatlara devam ettiklerini belirten Özhaseki, “Bir de deprem turistleri vardı siz biliyorsunuz onların kim olduğunu. Milyonlarca nüfusa hitap eden belediye başkanları buralara özel jetlerle geliyor, yanında sosyal medya ekibi, televizyoncular hep beraber iniyorlar, bir iki yıkıntının başına gidip selfi çekip defolup gidiyorlardı. Ama biz onlardan değiliz. Elhamdülillah ilk gün de buradaydık, ondan sonra da burada olduk. Burada olacağız, herkesin hakkını teslim edene kadar” dedi.

    Deprem bölgesinde 400 bine yakın hak sahibi olduğunu ve 307 bin konutun inşaatına başladıklarını da ifade eden Özhaseki, “Herksin hakkını Allah’ın izniyle teslim edeceğiz. Malatya’da yaptıklarımıza siz şahitsiniz. Sadece merkezde de değil Doğanşehir’de Akçadağ’da hasar olan her yerde inşatlarımız sürüyor. Binden fazla şantiyemiz var bakanlık olarak. 4 bin 333 köyde inşaatları yapmaya devam ediyoruz. Merkezde yaptıklarımızı sizler görüyorsunuz. Yeni cami civarında merkez çarşımızda inşaatlar hızla devam ediyor. Yeşilyurt’ta Battalgazi’de binlerce konut yapılıyor. Şu anda toplam 50 bin civarında konut inşaatına devam ediliyor. Yine 10 binden fazla iş yerlerinin inşası devam ediyor. Bunları bir seneye kalmadan hepsini bitirip hak sahiplerine vereceğiz. Bizler böyle gayret ederken birileri de çıkıp ‘Nerede yaptığınız evler, kimlere veriyorsunuz? Diyor. Koca koca genel başkanlar böyle diyor. Görmek istiyorsanız gelin yanınıza düşeceğim şantiye şantiye dolaştıracağım sizi ama hiçbiri gelmiyor. Hiç olmazsa deprem üzerinden siyaset yapmayın, bu kirli dilinizi çekin bu insanların üzerinden” şeklinde konuştu.

    “Deprem kültüre ve tarihi dokuya da büyük hasar verdi”

    Deprem sürecinde Malatya’nın koordinatör bakanı olarak görev yapan Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise asrın felaketinin Malatya’daki tarihi ve kültürel dokuya da çok büyük hasar verdiğini söyledi. Hasarları onarmak ve yeniden ihya etmek için çalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirten Ersoy, “Malatya arkeoloji müzesi, Beşkonaklar Etnografya müzesi, geleneksel Malatya evinde onarım ve tadilat işlemlerini sürdürüyoruz. Deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
    Malatya’da AK Parti’nin büyükşehir adayı Sami Er’e Malatyalıların desteklerinin yoğun olduğunu bildiğini de belirten Ersoy, “Seçimden sonra Malatyalıların teveccühüyle iş başına gelmesiyle Sam Er başkanımızla inşallah omuz omuza çalışarak yatırımlarımızı yapmaya devam edeceğiz” dedi.
    Önümüzdeki günlerde başlayacak olan Ramazan ayı ile ilgili de Malatya’da iftar programları düzenleyeceklerini aktaran Ersoy, “Malatya’da da 2 ayrı noktada iftar çadırlarımız olacak. Bu Ramazan boyunca il halk kütüphanesi alanı ve Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde iftar çadırları kuracağız. Her akşam 3 bin 200 kişiyi misafir edeceğiz. İnşallah bayramda da birlikteyiz” diye konuştu.

  • ‘Sürdürülebilir Çevre ve Enerji’

    ‘Sürdürülebilir Çevre ve Enerji’

    31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Bursa’da siyasi partilerin hazırlıkları hız kesmeden devam ediyor. Bursa’da hem büyükşehir belediye başkanı hem de 17 ilçenin belediye başkanları belirlenecek. Yeniden Refah Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sedat Yalçın ‘Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Politikaları ‘ konulu basın açıklaması düzenledi.

    Yalçın, şöyle konuştu.

    ‘’Bursa bir sanayi merkezi. İstanbul’dan sonra, Bursa ihracatta ikinci sıraya oynayan bir şehir. Sanayi kimliğimiz başka özelliklerin önüne geçti. Sanayi kültürümüz bir yan etki oluşturmaya başlıyor.Küresel ısınma kavramı gündeme gelmesiyle yaşantımızda problemler olmaya başladı. Derelerimizde sular eskisi gibi akmıyor. Kaynak sularımız azalıyor. Deniz seviyeleri yükseliyor. Sahil ilçelerimizde Mudanya ve Gemlik’te ileride sorunlar başlayacak. Şehirlerin hazırlanması gerekiyor. Susuzlukla nasıl mücadele edeceğiz, ormanlarımız ne durumda?

    Çevresel, sosyal ve ekonomik sebepleri var. Doğayı dikkatli kullanmamız gerekiyor. Doğayı tahrip etmeden. Bu kaynakları geri dönüşümlü kullanmak önemli. Bursa’da hava kirliliği çok büyük bir problem. Nilüfer, Kestel ve İnegöl’de oranlar ciddi. Su kirliliği problemimiz var’ dedi.

  • Arama çalışmalarına ara verildi, zehirli atığa rastlanmadı

    Arama çalışmalarına ara verildi, zehirli atığa rastlanmadı

    Erzincan’ın İliç ilçesindeki 13 Şubat tarihinde bir maden ocağında meydana gelen toprak kayması sonrası göçük altında kalan 9 işçi için başlatılan arama çalışmaları, arama faaliyeti yapılan noktalarda heyelan riskinin devam etmesi nedeniyle 19 Şubat tarihinde durdurulmuştu. Konu ile alakalı bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan bugün basın açıklaması yaparak son durum hakkında bilgilendirmede bulundular. Bakan Yerlikaya, konuşmasında “Erzincan maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara veriyoruz” dedi.

    İlk olarak konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Özellikle arama faaliyetleriyle alakalı malumunuz iki gün önce halen devam eden heyelan riski nedeniyle bu süreç durmuştu. Ama bunun yanında heyelan olmuş, toprağın uygun olacak alanlara taşınmasıyla ilgili faaliyetlerimiz şu anda devam ediyor. O alanlar tespit edildi ve eylem riski de göz önünde bulundurularak bu çalışmalar şu anda devam etmektedir. Elbette en önemli önceliğimiz olan, buradaki 9 çalışanın aranmasıyla alakalı faaliyetler devam ederken aileleri sürekli bilgilendirdik. Ailelerimizi teskin etmeye gayret ettik. Hakikaten ailelerin büyük bir çoğunluğu zaten bu bölgede çalışan insanlar. Madeni hepimiz kadar bilen insanlar. Burada yaşayan insanlar. Onlar da konunun ne kadar büyük olduğunu ve ne tür zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla onlarla birlikte bu süreci yürütüyoruz. Onların yanında olduğumuzu bir kez daha sizlerin aracılığıyla ifade etmek istiyoruz. Onların yanında olacağımızı, bu konuda devlet olarak bu konunun tüm sorumlu taraflarının bugün ve bundan sonraki süreçte onlarla birlikte olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunun yanı sıra tabii olayın oluş nedeniyle alakalı soruşturmalarımıza devam ediyor. Hem idari yönden hem teknik yönden bu konunun neden meydana geldiği kök sebepleri nedir? Bunları inşallah çok kısa zamanda tespit edip kamuoyuyla sizler vasıtasıyla paylaşacağız. Bunun yanı sıra adli konudaki süreç devam ediyor. Dolayısıyla bu süreç büyük bir titizlikle, gayretle devam ediyor” dedi.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara verdiklerini ifade ederek, “Olayın ilk olduğu andan itibaren devletimiz, hükümetimiz her zaman olduğu gibi çok büyük bir seferberlik ruhuyla buraya geldi. Daha önceki basın buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi insan kaynakları açısından yaklaşık 3 bine yakın ve araç gereç iş makinesi açısından da 800’ün üzerinde bir mevcutla burada ilk andan itibaren arama kurtarmaya başladık. Bütün bunları yaparken daha önceki buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi bugün sizler aracılığıyla açıklığa kavuşturmak istiyoruz. Bu büyük bir kaza değerli arkadaşlar. Bu yığın liç alanı dediğimiz, toprağın kümelendiği alandan her iki tarafa büyük toprak kayması, yani Sabırlı Deresine akan büyük bir kütleden bahsediyoruz. 8 milyon metreküp son ölçümlerle ve onun aksi istikametinde 2 milyon metreküp mangan sahası, açık ocağa akan bir kütleden bahsediyoruz ve her iki tarafta da aradığımız canlarımız olduğunu söylemiştik. Değerli arkadaşlar, bu yığın liç alanlarının tepedeki stabilitesini devamlı surette anbean kontrol eden jeoradar yani sismik ölçümlerden bahsetmiştik. Her anını takip ediyoruz. Kayıt altına alıyoruz. Bunları bilim insanlar oluşan bir kurulumuz var. Bunlar teknik personel, sahadaki, daha önceki burayı tanıyanlar velhasıl istişaresi ve bilimi bize katkı sunacak herkes de bunu değerlendiriyoruz ve gelinen nokta şu; 3 gün öncesinde biliyorsunuz bunu paylaşmıştık sahadaki sizle buluşmamızda. Mangan sahasındaki alan ara verilmişti. Oradaki arama çalışmalarına güvenlik gerekçesiyle ve 2 günden beri de Sabırlı Vadisinde Sabırlı Deresinin oradaki arama faaliyetlerine yine ara vermiştik. Sebebi ne bunun? Sebebi şu arkadaşlar. Biz her zaman olduğu AFAD olarak AFAD koordinasyonundaki tüm arama kurtarma veya arama faaliyetlerinde önce arama işini yapan arkadaşlarımızın bu süreçte çalışan arkadaşlarımızın güvenliğini önceliyoruz. Bunu yapıyoruz. Yukarıdaki kaymaya vesile olan yerdeki hiçbir şekilde durmadığı, devamlı surette aktif ve bir önceki günden, bir önceki zamandan daha aktif hale gelmesiyle ilgili olan bir rapor ve nihayetinde buradaki çalışmaları, arama çalışmalarını inkıtaya uğradı ve dün bütün bakanlarımız bir araya gelip bilim insanlarını, teknik mühendislerimizi tekrar dinleyip nihai raporu aldığımız zaman şununla karşı karşıya kaldık. Bunu sizlerle paylaşmamız lazım. Her iki tarafta yani, Sabırlı ve manganın açık ocağındaki arama faaliyetlerine ara veriyoruz. Tekrar ediyorum. Ara veriyoruz. Ne zamana kadar? Yukarıdaki yılın iç alanındaki aktifasyon durup stabil, aşağıda güvenli çalışmaya vesile oluncaya kadar biz arama çalışmalarına ara veriyoruz” diye konuştu.

    “Tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ekiplerinin sürekli olarak numuneler alarak ölçümler yaptığını ifade ederek şu ana kadar havada, suda, toprakta herhangi bir tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadığının altını çizdi. Bakan Özhaseki konuşmasında, “Olayın olduğu andan itibaren çevreden sorumlu bakan yardımcısı arkadaşımız onun riyasetinde Çevre Genel Müdürümüz, Çevre Yönetimi Genel Müdürümüz, ÇED Genel Müdürümüz, on kadar bizimle devamlı çalışan bu konuda akademisyen, bilim adamlarımız uzman arkadaşlarımızla birlikte ve elimizde bulunan son derece donanımlı aletlerimizle, mobil cihazlarımızla bu bölgeye intikal ettik. O günden itibaren olayları yakinen birebir de takip ediyoruz. Tabii bizim bakanlığımızı ilgilendiren tarafıyla bu bölgede arkadaşlarımız geldikten sonra ilk yaptıkları iş bu heyelan alanında uçan, biriken toprağın nehirle buluşmasını kesmek gerekiyordu. O anlamda menfez kapaklarını kapattılar. Sabırlı Deresi neticesinde. Sonra bu toprağın güvenli bir yere nakli için gerekli aramaları yaptılar. Çalışmaları yaptılar. Sızdırmazlıkla ilgili çalışmalarını zaten devam ettiriyorlar ve bu tespitleri de arkadaşlarımız aralıksız olarak sürdürdüler. Bir taraftan da belki en önemlisi kamuoyunun merak ettiği konu bu toprağın herhangi bir şekilde insan sağlığına, çevreye zarar var mı? Havada, suda, toprakta, tehlikeli atıklar oluştu mu? Gibi bir soruya cevap bulabilmek amacıyla da arkadaşlarımız her gün dokuz noktadan burada numune alıyorlar. Sonra bunu gereken mobil cihazımızla gerekse üç ayrı dışarıdaki yetkin laboratuvarlarda incelettiriyorlar. Şu ana kadar çok şükür tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı. Bundan sonra da bu titizliği biz devam ettireceğiz. Sonuna kadar sürdüreceğiz. Herhangi bir tehlike oluşmaması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Zaten bu toprağın taşınması aşamasında taşıyabileceğimiz yerlerin tespiti dahil olmak üzere üzerimize ne düşüyorsa onları da yapacağız. Çok şükür burada bir tehlikenin oluşmaması bizim için son derece önemliydi. Bundan sonra da inşallah olmaz diye ümit ediyorum ben ama bu hiçbir zaman bizim yapacağımız çalışmalara mani değil. Burada biz bu çalışmaları titizlikle sürdüreceğiz. Yine her gün topraktan numune alacağız. Havadaki ölçümleri yapacağız. Ayrıca yer altındaki suların nehre ulaşma konusundaki tehdidini de göz önünde bulundurarak ne yapılması icap ediyor bilim adamlarımızın tavsiyeleriyle, uzmanlarımızın bu konudaki görüşleriyle istişareyle bakanlıklar arasındaki bu koordinasyonla üzerimize düşeni de yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DSİ’nin çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “İlk andan itibaren Devlet Su İşlerimizin yöneticileri ve mühendisleri burada bir acil eylem planı oluşturdular. Bu acil eylem planına istinaden önce yüzey sularının baraja akmamasıyla alakalı sedde yapılmaya başlandı. Şu anda 8 metreye ulaştı. 11 metreye kadar ulaştıracağız. Bunun önünde ve arkasında birikme ihtimali olan suları da atık havuzuna aktarmak üzere bir pompaj sistemi de kurulmuş vaziyette. İkinci olarak bunun daha da önünde gelecek olan yağışları da depolama amacıyla yaklaşık şu an için planlamalar 30 metre yüksekliğinde adeta küçük bir baraj inşa edilecek. Bunun dışında da bu maden sahasının bir üst tarafında gelecek olan temiz suların yani yağmur suları olabilir ya da normal akış olabilir. Bunların da alana girmemesi için bir bypas sistemi şu anda planlanıyor. Arkadaşlar da bununla ilgili çalışmalara başladılar. Maden sahasının üst tarafında, orada da adeta küçük bir baraj inşa edeceğiz. Gelen suları burada tutup daha sonra da alanın dışından büyük borularla alana hiçbir şekilde değmeyecek şekilde bypass sistemiyle normal diğer tarafa adeta farklı bir akış olarak, suyun akışını yönlendirmiş olacağız. Şu an itibariyle herhangi bir şekilde yüzey sularından normal baraja ya da herhangi bir yere akan bir su söz konusu herhangi bir tehlikede arz edecek bir durum yok. Arkadaşlarımız şu anda çalışmalara devam ediyorlar. En kısa zamanda bunlarla ilgili işler de bitirilmiş olacak” şeklinde konuştu.

    Son olarak konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, konuşmasında şunları kaydetti; “Çalışmayı Sosyal Güvenlik Bakanlığımız olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetler hakkında kısa bilgiler sunacağım. Bildiğiniz gibi bütün iş yerlerinde ve üretim çağlarında bizim için en önemli konulardan bir tanesi, çalışanlarımızın güvenliği ve sağlığıdır. Bu konuda önlemleri alıyoruz ve taviz veremediğimiz bir konudur bizim için. Çalışanlarımızın sağlığı güvenliği noktasında. Daha önce de ifade ettim. Teftiş Kurulu Başkanlığımız ve başmüfettişlerimiz eşliğinde şu an incelemelerimiz, araştırmalarımız devam ediyor. Bu çerçevede olayın gerçekleşmesinde ortaya çıkan kök nedenlerin bulunması noktasında da müfettişlerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Şunu da ifade etmek isterim. Tabii olayla ilgili idari ve hukuki süreç devam ediyor. Ancak müfettişlerimizin hazırlayacağı raporlar belli bir zamanı alacaktır. Ama en son noktada burada ihmali ve kusuru olan kim varsa hukuk önünde gerekli hesabı vereceğini de ifade etmek isterim.”

  • Adana’daki kentsel dönüşüm projesinde müjde

    Adana’daki kentsel dönüşüm projesinde müjde

    Adana’ya gelen Bakan Özhaseki Yüreğir ilçesi Şehit Erkut Akbay Mahallesi’nde kentsel dönüşüm projesinde incelemelerde bulundu.

    “Yıl sonuna kadar teslim edeceğiz”

    Burada konuşan Bakan Özhaseki, yıl sonuna kadar kentsel dönüşüm kapsamında ki evlerin teslim edileceğinin müjdesini vererek, “Bugün Adana’da yapılan TOKİ konutları için tören düzenledik. Onun töreni için geldik, bugün hak sahiplerine evlerini dağıttık. Geride kalan kardeşlerimizin evlerini de 1 sene içerisinde teslim edeceğiz. Bu arada kira yardımlarımızda evlerine geçinceye kadar devam edecek. Hayırlı bir iş geldik. Gelmişken de burada daha önceden bizim başladığımız inşaatları bir kez daha görelim diye tek tek geziyoruz. Burada 950 civarında yer yıkıldı ve bu sayıya yakın bir iş yeri ve konut yapılıyor. 2 sene gibi bir süre verilmiş. 1 sene kalmış. Bu süreyi de bugün müteahhit ile görüşüp geriye çekip bu senenin sonuna kadar teslim etmeye çalışacağız” ifadelerini kullandı.

    “Bir daha kafalarını çıkaramayacaklar”

    Türkiye’nin birçok zorlukla mücadele ettiğini vurgulayan Bakan Özhaseki, daha sonra şunları söyledi:
    “Zamanında bir takım zorluklar oldu. Kolay değil, bir ev sahibi olmuşuz ve sonra gelin bu evi yıkalım diyorlar. Siz başınızı soktuğunuz yerde doğru mu, bu evi yapabilirler mi diye tedirginlik yaşadınız. Sizlerden Allah razı olsun. Hayatınızın en doğru kararını verdiniz. Üzerinde yaşadığımız bu güzel coğrafya zor. Ateş çemberi gibi. Savaşın içinde olmayan bir tane ülke söyleyin maalesef yok. Arasında Türkiye Allah’a hamd olsun güvenli bir liman. Kardeşliğimize göz dikenlere Allah fırsat vermesin. Terör örgütleri her gün bir fitne çıkartmak için çabalıyorlar. Emin olun bunlar içimizden çıkmış saf gibi gözükebilir ama hepsi dışarıdan destekli. Amerika neden 10 bin kilometreden gelip sınırımızda konuşlanıp silah dağıtıyorlar. Milyarlarca dolar harcıyorlar. Ülkemizi bölmek istiyorlar. Ancak öyle bir mücadele verdik ki o terör örgütleri bir daha açığa çıkamayacaklar.”

    “Birinci işimiz deprem konutları”

    Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ancak bilim ve fen kurallarına göre ev inşası yapıldığı takdirde hiçbir sorun oluşmayacağını aktaran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Cennet gibi bir vatandayız. Bu ülke yüzyıllardır birçok insana ev sahipliği yapmış. Medeniyet buralardan yayılmış ama deprem gibi tehlikesi var. Depremin nerelerde olduğu, fay hatları belli. Bilim insanlarına kulak verirsek hiçbir sorun olmayacak. Her ne yapıyorsak deprem gerçeğini bilerek yapmalıyız. En son 6 Şubat’ta 9 saat arayla 2 deprem oldu. Tam 53 bin kardeşimizi kaybettik. 18 il etkilendi. 850 bin bağımsız birim yıkıldı. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek alet yok. Böyle bir zor gün geçirdik. Ama hamt olsun bir millet dayanıştı. O günlerin üstesinden geldik. Allah böyle bir milletten razı olsun. Devlet olarak biz ayaktaydık. 1 senedir gece gündüz demedik, tatil demedik. 307 bin inşaatımız başladı. 46 bini dağıttık evlerin. Sene sonuna kadar her ay 10-15 bin konutu yapıp dağıtmaya devam edeceğiz. Birinci işimiz deprem konutları. Birisi gelip Mehmet Şimşek’ten para istedi mi hemen maliyeyi kapatıyor ama deprem konutları için Mehmet bey de hiç para kaynağını esirgemiyor” diye konuştu.

    “Yaptıkları tek şey algı operasyonu”

    Cumhur ittifakının ülkedeki bütün meselelere hakim olduğunun altını çizen Bakan Özhaseki, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerini atlatarak ülkedeki bütün meselelere hakim bir ittifakımız var. Cumhur ittifakı. Hem cumhurbaşkanımız hem de Devlet bey kararları çok güzel alıyorlar. Bizim ittifakımız yerli ve sizin değerlerinizi taşıyan bir ittifak. Biz tarihimize, insanımıza ve medeniyetimize karşı sorumluluğumuz olduğuna sahip insanlarınız. Eskiden karşımızda ittifak vardı ancak artık ittifakta kalmadı. Kutsal ittifak diyorlardı. Birbirine benzemezler bir araya gelmişler ve tek işleri vardı Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi. Bunlar hiç birbirine benzemiyordu. Haliyle ittifak dağılınca kirli iş birlikleri ortaya çıktı. Milleti kandırarak insanlara nasıl bunları söylediler. Millet ittifakının bazı milletvekilleri bile seçimden sonra Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermediklerini söylüyor. Bunların yaptığı tek şey algı operasyonları. Gözleri cumhurbaşkanlığı makamında veya bir partinin genel başkanlığı makamında. Şehirlerinde problemler gittikçe büyüyor” dedi.

    “En güzel hizmetleri Adana’ya yapalım”

    Adana’nın çok önemli bir şehir olduğunu ve gerçek belediyecilik ile hak ettiği yere gelebileceğini anlatan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, daha sonra şunları söyledi:
    “Ben 21 sene Kayseri’de belediye başkanlığı yaptım ve deli gibi çalıştım. Zamanında Aytaç abi Adana’da ‘Ben size Paris’i değil, Kayseri’yi vaat ediyorum’ pankartı asmıştı. Bende sorduğumda Kayseri’nin Adana’yı geçtiğini ve hizmetlerinin çok güzel olduğunu söyledi. Bizim derdimiz hizmet, eser belediyeciliğiydi. Buna inandık ve böyle hizmet ettik. Ancak bir çok yerde gördüğüm manzara beni ürkütüyor. Adana ve Kayseri arasında çok ciddi fark var. 12 ay inşaatta yapılır tarım da yapılır. Ancak Kayseri’de bunların hiçbiri yok. Niye bu Adana o zaman geride kalıyor. Fatih kardeşim de Halil hocamda sizlere hizmet için yanınızdalar. Onlara sahip çıkın bizde arkalarında durup en güzel hizmetleri Adana’ya yapalım.”
    Konuşmanın ardından Bakan Özhaseki ve beraberindekiler şantiye alanında incelemelerde bulundu.

  • “Evler teslim edilene kadar kira yardımları sürecek”

    “Evler teslim edilene kadar kira yardımları sürecek”

    Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adana’da Çukurova, Seyhan ve Sarıçam ilçelerinde yapımı tamamlanan bin 589 konutun kurası çekildi. ‘Deprem Konutlarının Kura Çekilişi Töreni’ Yüreğir Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

    “Cennet gibi bir vatana sahibiz”

    Depremde hayatını kaybedenler için Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 1 ay içerisinde deprem bölgesinde teslim edilecek konut sayısının 75 bin olacağını anlatarak, “Öncelikle başımız sağ olsun. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Bin yıllık Anadolu medeniyetini kurduğumuz bu güzel topraklarda başımıza gelen en büyük felaket bu depremlerdir. Allah bir daha böyle felaket yaşatmasın. Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık diliyoruz. Hasarları giderip yaraları sarmak hepimizin ve devletimizin görevi. Mutluyuz, binlerce hak sahibini evlerine kavuşturduk. Gece-gündüz çalıştık ve hiç ara vermedik. Bu 1 ay içerisinde 46 bin konutu, gelecek ay vereceklerimizle birlikte 75 bin konutu vatandaşlarımıza vermiş olacağız. Bütün herkesten helallik alana kadar buradan gitmeyeceğiz. Bu coğrafya en eski yerleşim yeri olarak geçiyor. Medeniyet bu topraklardan, bilim bu topraklardan yayılmış. Cennet gibi bir vatana sahibiz. Bizim bu topraklarımızın da 2 kusuru var birisi depremsellik, diğeri de fitne odakları bitmiyor” ifadelerini kullandı.

    “Artık şehirlerimiz, dağlarımız, ilçelerimiz tertemiz”

    Türkiye’nin birçok bölücü örgüt ile mücadele ettiğini aktaran Özhaseki, “Birçoğunuzun yaşı geçmişi hatırlamaya yeter. Bir taraftan PKK gibi bölücü bir örgüt, bir taraftan meseleye diğer taraftan girip FETÖ’cü bir yapı, IŞİD gibi sapık bir grup. Hepsi aynı ülkeler tarafından destekleniyor. Bir seferinde Cizre’de yapılan açılış öncesi beni sosyal medyadan linç ettiler. Sabah ise onlara cevap verdim. Bana laf ediyorsunuz ama karşınızda Amerika’nın üsleri var dedim. Bana ise onlar demokrasi getiriyor dediler. Bunlar nereye gittiler de demokrasi, eşitlik götürdüler. Bunlar gittikleri her yere kan, bela, gözyaşı götürdüler. Yıllardır mücadele veriyoruz. Allah’a şükürler olsun artık şehirlerimiz, dağlarımız, ilçelerimiz tertemiz. Asker ve polislerimiz mücadelelerini hep sürdürüyor. Allah bu yavrularımızın ayaklarına taş değirmesin. Arada bir sızma yaparak canlarımızı yakmaya çalışıyorlar ama onlarla mücadele edecek gücümüz var” diye konuştu.

    “5 riskli ülkeden birisi Türkiye”

    Türkiye’nin deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, daha sonra şunları söyledi:
    “Deprem konusunda hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Bu ülke bir deprem ülkesidir. Her ne yaparsak onu bilerek yapacağız. Evlerimizi, iş yerlerimizi nereyi yaparsak yapalım bu deprem gerçeğini unutmamak gerek. 5 tane riskli ülke var ve birisi Türkiye. En riskli şehir ise İstanbul’dur. Yıkıcı deprem sayısı 231. Neredeyse her sene 2-3 yıkıcı deprem olmuş. 5 ve altındakileri saymıyoruz bile. Maddi hasar milyarlarca dolar. Biz doğa ile savaşamayız ve ona kafa tutamayız. İçeri de bir enerji var ve dışarı vuruyor. Biz bunu bilerek hareket edeceğiz. Tedbiri elden bırakmamak lazım. Her işimizi tedbirli, doğru yapmak zorundayız. Akıl, dize vurup ah etmek için değildir. Bizde böylece hareket etmek durumundayız. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta çok şiddetli, yıkıcı ve uzun süren deprem meydana geldi. 11 ilimiz doğrudan hasar gördü. 14 milyon insanımız hasar gördü. 850 bin bağımsız bölüm yıkıldı. Böyle bir felaket ile karşı karşıya kaldık. Allah böyle bir acıyı bir daha göstermesin.”

    “Onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz”

    Depremde birçok siyasi partinin deprem bölgesinde hizmet verdiğini ancak bazı kişilerin göstermelik hareketler yaptığını aktaran Bakan Özhaseki, “Depremin manevi hasarı ölçecek alet ortaya çıkmadı. Biz şu ana kadar girdiğimiz bütün evlerden ağlayarak çıkıyoruz. O evlerden acı tütmeye devam ediyor. 04.17’de Cumhurbaşkanımıza haber verildi. Oda ilk MYK toplantısında bize neler yaptığını anlattı. Bizde ona neler yaptığımızı anlattık. Bin 390 belediyeden 810 tanesi AK Partili. Ben o gün, bütün belediye başkanlarını arayıp hepsine işlerini bırakıp deprem bölgelerine gitmelerini söyledim. Sağ olsun bazı CHP’li belediye başkanları da gelip deprem bölgesinde çalıştı. Fakat milyonlarca nüfusu olduğu halde, ellerinde koca koca imkanları ve ordusu olduğu halde bazı kişiler sosyal medya orduysa gelip öz çekim yapıp gittiler. Onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz” dedi.

    “1 buçuk sene içerisinde bütün evleri teslim edeceğiz”

    Depremde tüm Türkiye’nin ve birçok kardeş ülkenin kenetlendiğini anlatan Özhaseki, “85 milyon bir millet evinde sıcak çorbasını içmedi, doğru dürüst uyumadı. Haccını erteleyenleri mi dersiniz, küçücük eski arabasıyla gelen kardeşlerimizi mi dersiniz hepsinden Allah razı olsun. Bu milletin içinde bir birey olmak bile yeter. İnsanoğlu dünyaya gelirken Allah’a dilekçe vermiyor. Öyle bir şey yok. Allah’ın takdiriyle dünyaya geliyoruz. Bu dünyadaki yaptıklarımızdan sorumluyuz. Hepimiz kol kola girdik ve asrın dayanışmasını gerçekleştirdik. Mart, Nisan aylarında sağlam zeminleri tespit edip inşaatlara başladık. Şu anda deprem bölgesindeki rezerv alanlarda 207 bin bağımsız bölümün yapımı devam ediyor. Şehir merkezlerinde 50 bin konutun, köylerde ise 50 bin çelik köy evinin de yapımına başlanmış durumda. Toplamda 307 bin konutumuzun inşası hızla devam ediyor. Yerinde dönüşüm için bir proje açıkladık ve binlerce kardeşimiz müracaat etti. 256 bin kardeşimiz müracaat etti. Köy evlerini çelikten yapıyoruz. 9 şiddetinde bile depremde yıkılmayacak evler yapıyoruz. Bir fon bulduk ve bütün illerimizde altyapıyı baştan yapıyoruz. Toplam altyapı civarı 60 milyar lira civarında. Adana içinde 3 milyar liralık proje hazırladık. Bu yaz itibariyle başlayıp hiçbir belediyeye yük getirmeden altyapıyı biz yapıyoruz. Diyarbakır’da dağıtılacak konutlarla bugün 46 bin konut dağıtmış olacağız. Ondan sonrada her ay gelip konutları dağıtmaya devam edeceğiz. Bugün bin 589 konutu dağıtıyoruz. Adana’da 8 bin 138 konutun ihalesi yapılmış, devam ediyor. Onları da dağıtacağız 1 buçuk sene içerisinde” ifadelerini kullandı.

    “Kol kola girelim ve birliğimizi devam ettirelim”

    Depremden 2 ay sonra sağlam zeminde inşaat çalışmalarına başladıklarını söyleyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, muhalefetin kendilerini eleştirdiklerini kaydederek, “Deprem olmuş 1 gün sonra muhalefetteki partinin ileri gelenleri, ‘Bu deprem iktidarı alır götürür’ diyor. Herkes enkazın altında ailesini kurtarmaya çalışıyorken bu laflar neyin nesi. Hangi hesabı yapıyorsunuz. İlk günlerde temel atarken ‘Acelenize ne oluyor’ diyorlardı. Aradan 1 sene geçince ise muhalefet çıkmış verilen 25 konut var diyor. Ben 75 binden bahsediyorum onlar ne söylüyor. Allah bunları ıslah etsin. 75 bin konut dağıtıyoruz. Geçen bir törende 1 tane tanıdığımız var mı diye soruyorum ama kimse çıkmadı. Burada hak yenmez. Deprem üzerinden, şehitlerimiz üzerinden siyaset olmaz. Eğer görmek istiyorlarsa tek tek gelsinler göstereceğim, inşaatları gezdireceğim. Bütün evleri 1, 1 buçuk sene içerisinde teslim edeceğiz. Nereden geldiğiniz hiç önemli değil, bizler Allah’ın kullarıyız. O yüzden kol kola girelim ve birliğimizi devam ettirelim” diye konuştu.
    Öte yandan Bakan Özhaseki, vatandaşlara evleri teslim edilene kadar kira yardımlarının süreceğini söyledi.
    Törene Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in yanı sıra kent protokolü ve vatandaşlar katıldı.