Etiket: çevre

  • Kaynağı içilebilecek kadar temiz… Nilüfer Çayı bu halde

    Kaynağı içilebilecek kadar temiz… Nilüfer Çayı bu halde

    Bursa Uludağ’dan başlayıp, sanayi tesislerinin arasından 200 kilometre mesafeyi katettikten sonra Karacabey’den Marmara Denizi’ne simsiyah dökülen Nilüfer Çayı’nın kaynağından içilebilecek kadar temiz olduğu görüldü. Soğukpınar mevkiinde kayalıkların arasından çıkan Nilüfer Çayı’nın kaynağı ve Uludağ’ın eteklerindeki yatağı, dronla havadan görüntülendi.

    Uludağ’dan başlayıp, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen yaklaşık 200 kilometrelik Nilüfer Çayı, atıklar nedeniyle kirli akarken verimli toprağa sahip olan Bursa Ovası’nda tarım ve hayvancılığı etkiliyor, Marmara Denizi’nde ciddi kirliliğe neden oluyor.

    ÇAYIN KAYNAĞI DRONLA GÖRÜNTÜLENDİ

    Kaynağını Uludağ’ın eteklerindeki Soğukpınar bölgesinden alan Nilüfer Çayı’nın çıktığı kaynak ve Bursa Ovası’ndaki atık sularla birleştiği nokta dronla havadan görüntülendi. Karacabey boğazından zift renginde zehirli olarak Marmara Denizi’ne boşalan Nilüfer Çayı, kaynağından içilebilir durumda çıkıyor.

    ‘BU SUYU KİRLETİYORUZ’

    Nilüfer Çayı’nın atık deresi haline döndüğünü belirten Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler, “Nilüfer Çayı, Bursa’nın en önemli su kaynaklarından biri. Uludağ’da doğduktan sonra birkaç kaynakla daha birleşip, 200 kilometre yol çizdikten sonra Marmara Denizi’ne boşalıyor. Tarımsal faaliyetlerin, içme suyunun, balık yetiştiriciliğinin olduğu çaydı. Bursa Ovası’nın bereketli ürünlerinden çoğu, bu suyla sulanıyordu. Şu anda sulama suyu olarak kullanılamıyor. Suya elinizi dahi sokamıyorsunuz çünkü yara oluyor. Akan su, Uludağ’dan akan su değil, evsel atıkların, kanalizasyon atıklarının ve fabrika atıklarının kirlettiği atık deresi haline döndü. Burası Uludağ’ın eteklerindeki Soğukpınar Mahallesi’nin üzerindeki Aras Şelalesi. Nilüfer Çayı’nın Uludağ’dan doğduğu yer. Bursa’daki birkaç akarsu ve dereyle birleşerek Nilüfer Çayı oluşuyor. Buradaki su içilebilir nitelikte. Elimizi yüzümüzü yıkayıp, şişeye doldurduktan sonra rahatlıkla içebileceğimiz bir su. Ne yazık ki bu suya ne yapıyorsak kirletiyoruz” dedi.

    ‘KİMYASAL VE FOSEPTİK ATIĞI HALİNE DÖNDÜ’

    Nilüfer Çayı’nın kaynağında su içen Sedat Güler, “Biz geçtiğimiz yıllarda kentin yöneticilerine bazı raporlar verdik. 7-8 yıl önce bize artıma tesisi kurulacağı yönünde sözler verildi. Ne yazık ki bir arıtma tesisi yapılmadı. Marmara Denizi’ndeki müsilajı yaratan en büyük etkenlerden biri kirliliktir diyoruz ama bu suyu biz su değil kimyasal su olarak Marmara Denizi’ne bırakmaya devam ediyoruz. Buradaki suda elimizi yüzümüzü yıkadık. Susuzluğumuzu giderdik fakat bu su Bursa Ovası’na indiğinde içinde hiçbir canlı yaşamıyor. Elimizi dahi sokamıyoruz, yaralar oluşuyor. Tamamen bir kimyasal atık ve foseptik atığı haline dönüyor” diye konuştu.

     

  • Bakan Kurum’dan müsilaj açıklaması

    Bakan Kurum’dan müsilaj açıklaması

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi’nde başlatılan seferberlik kapsamında toplam 2684,5 metreküp müsilajın temizlenerek bertarafa gönderildiğini, gerekli şartları yerine getirmeyen işletmelere de 7 milyon 552 bin TL idari para cezası uygulandığını açıkladı.

    Bakan Kurum, Marmara Denizi’nde kirliliğe yol açan müsilaj (deniz salyası) sorununu çözmek için başlatılan temizlik çalışmasına ilişkin Twitter hesabından açıklamada bulundu. Kurum, Marmara Denizi’nde başlatılan müsilaj temizliği seferberliğini her gün arttırarak devam ettiklerini belirterek, “14 Haziran’da temizlediğimiz 518 metreküp ile birlikte toplamda 2684,5 metreküp müsilajı bertarafa gönderdik. İllerimizde 7 günün sonunda; İstanbul 629,5 metreküp, Kocaeli 155,5 metreküp, Bursa 123,5 metreküp, Tekirdağ 128 metreküp, Balıkesir 333 metreküp, Çanakkale 251 metreküp, Yalova 1064 metreküp müsilajı temizleyerek Marmara Denizi’mizdeki 2 bin 684 ton müsilajı düzenli depolama alanlarına gönderdik” dedi.

    Marmara Denizi ve kıyıları kurtarmak için gerçekleştirilen denetimlerin de hız kesmeden devam ettiğini kaydeden Kurum, “14 Haziran itibarıyla yaptığımız 1438 denetimde, gerekli şartları yerine getirmeyen işletmelere 7 milyon 552 bin TL idari para cezası uyguladık. Marmara Denizi’ni Koruma Eylem Planı’mız kapsamında müsilaj temizliğine hep birlikte devam ediyoruz. Cennet ülkemiz, denizimiz ve deniz canlılarımız için el birliğiyle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da deniz atıklarından ahtapot heykeli yaptılar

    Bursa’da deniz atıklarından ahtapot heykeli yaptılar

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Çevre Haftası münasebetiyle Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle Mudanya’da düzenlediği organizasyonda dalgıçlar denizi, çevreciler ise sahili temizledi. Gemlik sahilinde ise atık maddelerden ahtapot heykeli yapıldı.

    Dünya Çevre Haftası, Bursa’da birbirinden farklı faaliyetlerle kutlanıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Çevre Haftası dolayısıyla düzenlediği ilk faaliyet Mudanya sahilinde gerçekleştirildi.

    Uludağ Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen etkinlikte Çevre Mühendisliği Öğrenci Topluluğu (UÇET) öğrencileri ve vatandaşlar sahildeki atıkları toplayıp, çöp torbalarına doldururken, Uludağ Üniversitesi Sualtı Topluluğu’nun (USAT) balıkadamları da deniz yüzeyindeki atıkları gün yüzüne çıkardı. Denizden çıkarılan şişeler, maske, eldiven gibi atıklar, çevre konusunda farkındalık oluşturulması için sahilde sergilendi.

    Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Arzu Teksoy, Deniz Çöpleri İl Eylem Planı kapsamında dalış etkinliğinin yapıldığını belirterek, “Son zamanda deniz yüzeyince gördüğümüz müsilâjın etkisini su altında da görmüş olduk. Öğrencilerimiz müsilâj sebebiyle su altında görüş mesafenin çok kısıtlı olduğunu söyledi. Yaptığımız çalışmada su altından şişe, cam parçaları, eldiven ve maske gibi atıkları topladık” dedi.

    Mudanya’daki çevre seferberliğine katılan Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, çevreye karşı sorumluluğunun şuurunda olan herkese teşekkür etti. Bursa’nın her konuda olduğu gibi çevre temizliği konusunda da örnek olması gerektiğini belirten Kılıç, “Çevreye karşı bilinçli ve sorumlu davranmalıyız. Vatandaşlarımızdan aldığımız destekle bu tür etkinliklerin yayılmasını arzu ediyoruz. Çevreyi ve doğayız korumaz hepimizin görevidir. Bu etkinliği düzenleyen Büyükşehir Belediyesi’ne ve Uludağ Üniversitesi’ne, katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.

    Atıklardan ahtapot heykeli yaptılar

    Dünya Çevre Haftası’nın ikinci etkinliği de Gemlik’te gerçekleştirildi. USAT tarafından gerçekleştirilen dalış sonucunda deniz dibinden çıkarılan atıklar, Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Şube Müdürlüğü tarafından tasarlanan ahtapot heykeliyle sergilendi. Teneke kutular, plastik ve cam şişeler, ağlar, bilgisayar ekranı, cep telefonları ve araba lastikleri gibi atıklarla doldurulan ahtapot heykeli, çevrenin insan eliyle nasıl kirletildiği bir kez daha gözler önüne serdi. Park ve Bahçeler Daire Başkanı Muhammet Ali Akaç, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin her sene olduğu gibi de Çevre Haftası’nı bu sene de farklı faaliyetlerle değerlendirdiğini söyledi. Toplum nezdinde çevre duyarlılığını arttırmak maksadıyla hazırlanan ahtapot heykelinin de dalgıçlar tarafından denizden toplanan malzemelerle doldurularak sergilendiğini anlatan Akaç, bütün halkı çevre kirliliğine karşı duyarlı olmaya davet etti.

  • “Marmara Denizi foseptik çukuru haline döndü”

    “Marmara Denizi foseptik çukuru haline döndü”

    Bursa Uludağ’dan doğup Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle siyaha boyandı. Doğayı ve Çevreyi Koruma Başkanı Sedat Güler, Nilüfer Çayı’nda hiçbir canlının yaşamadığını belirterek, “Bursa’daki derelerin çoğunluğu denize dökülürken kirletiliyor. Marmara Denizi, Marmara Bölgesi’nin foseptik çukuru haline döndü” dedi.

    Uludağ’dan doğup, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, evsel, sanayi ve tarım atıkları nedeniyle siyaha boyandı. Havzasında birçok sanayi bölgesinin bulunduğu çayda, kirlilik nedeniyle canlı yaşamı ve bölgedeki tarım ve hayvancılık olumsuz etkilendi. Bölgede yaşayan vatandaşlar ve doğaseverler, yarın kutlanacak olan Dünya Çevre Günü öncesi nehrin kirletilmesine tepki gösterdi.

    DOĞADER Başkanı Sedat Güler, Uludağ’dan çıkıp, 200 kilometreden fazla yol kat ederek Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı’ndaki tehlikeyi yıllar önce gördüklerini söyledi. Bursa’da, doğa savunucularıyla birçok kitlesel eylem yaptıklarını belirten Güler, hazırladıkları raporları o dönemin yöneticilerin verdiklerine ifade etti. Güler, şöyle konuştu:

    “Nilüfer Çayı’ndan şu anda akan su Uludağ’dan gelen su değil. Bu su, yol boyunca sanayi atıklarının kimyasalları ile kirletilen gider haline dönüştü. Nilüfer Çayı bunun en başlıca örneği. İçerisinde hiçbir canlı yaşamıyor. Köylüler, kullanmak için ellerini suya sokunca yara oluyor. Bu kimyasal su denize gitmeden müsilajı artıran etken haline geldi. Nilüfer Çayı bunun bariz bir örneği. Bursa’daki derelerin çoğunluğu denize dökülürken kirletiliyor. Marmara Denizi, Marmara Bölgesi’nin foseptik çukuru haline döndü. Sorunun çözümü, yerinde bertaraf etmek. Eski arıtma tesislerini modernize etmek. Bu yapılamıyorsa eskiyen tesisleri kapatmak gerekiyor. Bunlar gerçekleşirse, Marmara Denizi, ekolojik sistem içerisinde yıllar sonra eski haline gelebilir.”

    ‘BU SUDA HİÇBİR CANLI YAŞAMIYOR’

    Karacabey Boğazı’nda bulunan kırsal Hayırlı Mahallesi’nde yaşayan Orhan Durmaz ise, “Bursa’nın bütün evsel, sanayi ve kimyasal atıkları bu suyun içinde. Bu suda yaşam sıfır, hiçbir canlı yaşamıyor. Nilüfer Çayı, Çapraz Çayı’yla birleşerek Karacabey Longoz Ormanları’na oradan da Marmara Denizi’ne dökülüyor. Bu pislik Marmara Denizi’ne gidiyor ve deniz salyası olarak dönüyor” dedi.

    ‘KATRAN GİBİ MARMARA DENİZİ’NE AKIYOR’

    Bölge mahallelerde tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğunu söyleyen Hayırlar Mahallesi muhtar azası İsmail Aydemir ise, “Biz bu dereyle arazimizi suluyorduk ancak şu an arazi sulama işi bitti. Bu suyun bu kadar kirli olmasının nedeni, çiftliklerdeki pisliklerin arıtılmadan buraya salınmasıdır. Bu da direkt Marmara Denizi’ne giden kirli bir su. Bunun 30 metre ilerisinde bir içme suyu kuyumuz var, suyu 80 metre aşağıdan alıyoruz. Bu akarsuyun kirliliğinden dolayı bizim içme suyumuzun kokusu ve tadı da değişti. Bu kirlilik insanlara da zarar veriyor artık” diye konuştu.

    Nilüfer Çayı’nda canlı yaşamın bittiğini öne süren Aydemir, kirli suyun Marmara Denizi’ndeki canlı yaşamı da olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Aydemir, “Bölgedeki akarsuların kirliliği Marmara Denizi’nde toplanıyor. Nilüfer Çayı, Uludağ’ın kar suyuydu, en temiz suyumuz oydu. Biz oradan içme suyu alırdık. Şimdi bırakın içme suyunu, elinizde yara varsa suya elinizi soktuktan sonra yara kapanmıyor, mikrop kapıyor. Bursa sanayisinin bütün atıklarının verildiği bir akarsu, katran gibi Marmara Denizi’ne akıyor, suda bir canlı bile yaşamıyor, suyun vasfı bitti” diye konuştu.

  • Dünya nüfusunun yüzde 90’ı kirli hava soluyor

    Dünya nüfusunun yüzde 90’ı kirli hava soluyor

    Hava kirliliği oranları uzun yıllardır düşüş yaşasa da 2019 itibarıyla hala Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği seviyeye ulaşmadığı görüldü. Veriler Avrupa ülkelerini kapsarken, 2019 yılındaki yıllık ortalama ince partikül konsantrasyonun 12,6 ug/m3 olduğu kaydedildi. 2020 Dünya Hava Kalitesi Raporuna göre ise, Bangladeş, Pakistan, Hindistan, Moğolistan, Afganistan, Umman ve Katar havası en kirli ülkeler oldu. Türkiye ise 106 ülke arasında 46’ncı sırada yer buldu.

    Medya takip kurumu Ajans Press’in, Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, yıllık hava kirliliği oranları belli oldu. Havada asılı kalan ince partikül maddeler gibi kirleticiler insanların yaşam beklentisini ve refah algısını azaltırken, birçok kronik akut solunum ve kardiyovasküler hastalığa yol açtığı kaydedildi.

    2000 yılından 2020 yılına kadar yıllık hava kirliliği oranları belli olurken, en yüksek hava kirliliğinin 2011 yılında yaşandığı saptandı. O yıldan beri hava kirliliği oranları düşse de, 2019 itibarıyla hala Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği seviyeye ulaşmadığı görüldü. Eurostat verileri Avrupa ülkelerini kapsarken, 2019 yılındaki yıllık ortalama ince partikül konsantrasyonun 12,6 ug/m3 olduğu kaydedildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği en yüksek seviye ise 10 ug/m3 olarak saptandı.

    MEDYADAN BAŞLIKLAR

    Kurum, hava kirliliği ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini de inceledi. Dijital basın arşivinden derlenen bilgilere göre 2020 başından bugüne kadar hava kirliliği ile alakalı basına 9 bin 50 haber yansıdığı tespit edildi.

    Hava kirliliği özellikle büyük şehirlerde sorun teşkil ederken, yerellerde çok fazla yansıma bulduğu kaydedildi. Medyada öne çıkan başlıklar arasında ise dikkat çekice ayrıntılar yer aldı. Dünya genelinde her yıl 600 bini çocuk olmak üzere toplam 7 milyon erken ölüm hava kirliliği kaynaklı oldu. Küresel ekonomiye 2,9 trilyon dolarlık ek yük getiren hava kirliliği, dünya nüfusunun yüzde 90’ından fazlasını etkiliyor.

  • Yüzde 57 daha hızlı eriyor

    Yüzde 57 daha hızlı eriyor

    Avrupa merkezli bilim dergisi The Cryosphere tarafından yayınlanan raporda, Dünya’da 1990 yılından itibaren 28 trilyon metrik ton buzulun eridiğine ve buzulların 30 yıl öncesine kıyasla yüzde 57 oranında daha hızlı eridiğine dikkat çekildi.

    Küresel ısınmanın Dünya’ya etkisi giderek artmaya devam ediyor. Avrupa merkezli bir bilim dergisi The Cryosphere, Dünya’da yaşanılan küresel ısınmanın 1990 yılından bu yana etkisi hakkında bir rapor yayınladı. Dergi, buzulların erimesi hakkında yürütülen bir bilimsel araştırmada 1990 yılından bu yana 28 trilyon metrik ton buzulun eridiğine dikkat çekti.

    İngiltere Leeds Üniversitesi’nden Buzulbilimci Thomas Slater tarafında hazırlanan raporda, toplam dağ buzullarının yüzde 22’sinin eridiğine ve küresel atmosferik ısısının artan sanayi nedeniyle 30 yıl öncesi ölçümlerinden iki kat fazla artarak, 1.1 derece yükseldiğine dikkat çekildi.

    Slater, “Sadece 30 yıl içinde böyle bir artış görmek büyük bir sürpriz oldu” ifadelerini kullandı. Slater, yapılan ölçümler sonucunda buzulların erime hızının 1990 yılından bu yana yüzde 57 oranında arttığını ifade ederek, Antarktika’da ve Grönland’deki kara buzulları ile dağlık alanlarda bulunan buzulların erimesi ile küresel su seviyesinin 3.5 santimetre yükseldiğini açıkladı.

    İçme suyuna ulaşmak için dağ buzullarını kullananların veya sahil kesiminde bulunan evlerini fırtınalardan korumak için kış mevsiminde deniz buzuna güvenenler için sonucun açık olduğunu belirten Slater, Dünya’da buzulların erimesinin donmuş bölgeler haricindeki ülkelerin de dikkatlerini üzerine çekmeye başladığını ifade etti.

    İngiliz bilim insanları tarafından 1994 ile 2017 yılları arasında elde edilen uydu verileri ve bilgisayar simülasyonları yardımıyla yürütülen araştırmaların sonucunda 1990 yılında Dünya’nın 0.8 trilyon ton buz kaybettiği, fakat bu sayının son yıllarda 1.2 trilyon tona yükseldiği ifade edildi.

  • BUSKİ’den kampanya: SMS faturaya geçen kazanıyor

    BUSKİ’den kampanya: SMS faturaya geçen kazanıyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan SMS fatura uygulaması ile 645 bin aboneye kağıt fatura gönderilmemesi sayesinde yıllık 17,5 ton kağıt tasarrufu sağlandı. Kağıt faturalar yüzünden yılda 300 ağacın kesildiğini hatırlatan Başkan Aktaş, tüm abonelerin SMS fatura sistemine geçerek, daha yeşil bir Bursa için katkı verebileceğini söyledi.

    Bursa’da yaklaşık 1 milyon 400 bin abonesi bulunan Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü, 2019 yılında başlatılan SMS fatura uygulaması ile bugüne kadar 645 bin aboneye faturalarını SMS olarak göndermeye başladı. Halen kağıt fatura uygulaması fiilen devam ederken, BUSKİ 2021 yılı sonuna kadar tüm abonelerinin kağıt faturayı sonlandırarak SMS faturaya geçmelerini sağlamayı hedefliyor.

    BÜYÜK TASARRUF

    SMS fatura uygulaması hakkında bilgi veren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, günümüzde neredeyse herkesin mobil telefon kullandığını belirterek abonelerin hızlı, kaybolma riski olmayan ve çevreci bir seçenek olan SMS faturayı tercih etmesi gerektiğini söyledi. Yaklaşık 1 milyon 400 bin abonesi bulunan BUSKİ’nin her yıl kağıt faturalar nedeniyle 17,5 ton kağıt kullanıldığına dikkat çeken Başkan Aktaş, “Kağıt faturalar yılda ortalama 300 ağacın kesilmesine sebep oluyor. Yeşili korumak için vatandaşlarımızı SMS faturaya geçmeye davet ediyorum. Kağıt fatura üretimi için BUSKİ bütçesinden ayrılan yıllık tutar ortalama 250 bin lira civarında. SMS faturaya geçiş ile bu gider kaleminden sağlanacak tasarrufun kurumun hizmet ve yatırımlarına aktarılması imkanı olacak” dedi.

    HEDEF DAHA YEŞİL BURSA

    Hızla artan nüfus ve kentleşmenin, kıt olan dünya kaynaklarının tükenmesine neden olduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Büyükşehir Belediyesi olarak yeşil Bursa’mızın yeşil kalması ve geleceğin en kıymetli kaynağı olacak suyun gelecek nesillere aktarılması için çevreye duyarlı ve sürdürülebilir politikalar üretmek önceliğimizdir. Teknolojinin insanlığa sunduğu imkanlardan faydalanarak karbon ayak izimizi, su ayak izimizi kontrol altına alarak yaşanabilir, sağlıklı bir kent inşa etmek için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Bu çalışmalara halkımızın da katkı vererek, BUSKİ’nin başlatmış olduğu SMS fatura uygulamasına geçmesini bekliyorum” diye konuştu.

    SMS FATURAYA GEÇEN KAZANIYOR

    BUSKİ, abonelerinin SMS faturaya geçmesini özendirmek için bir de kampanya başlattı. Aralık ayında başlayan ve 16 Mart 2021 tarihine kadar sürecek kampanyada, kağıt fatura almayı bırakarak, SMS faturaya geçiş için kayıt yaptıran aboneler arasında çekilişle 16 kişiye mobil telefon ve 16 kişiye de tablet hediye edilecek.

    Hizmetten faydalanmak isteyen vatandaşların tek yapması gereken ise SMS yoluyla kimlik ve iletişim bilgilerini güncellemek. Su tüketimi ve borç bilgilerini cep telefonuna SMS olarak almak isteyen aboneler, 0530 919 0 185’nolu telefona mesaj göndererek bilgilerini kolayca güncelleyebiliyorlar. BUSKİ SMS faturaya geçmek için abonelerin YEŞİL boşluk ABONE NO boşluk TC NO yazıp, 0530 919 0185’e SMS olarak göndermesi yeterli olacak.

  • Osmangazi çevre sağlığını koruyor

    Osmangazi çevre sağlığını koruyor

    Ülke genelindeki koronavirüs vaka sayılarının artmasıyla tedbirlerini arttıran Osmangazi Belediyesi, ilçe genelindeki sokak hayvanlarını unutmuyor. Ayrıca belediye ekipleri, toplum sağlığının korunması adına haşere ve farelere karşı ilaçlama çalışması yapıyor.

    Osmangazi Belediyesi, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında ilçenin dört bir yanını dezenfekte ederken sokak hayvanları ve haşerelere karşı da önlemler alıyor. Osmangazi’nin birçok noktasına düzenli olarak mama ile su bırakarak can dostların aç kalmasını önleyen ekipler, ihtiyaç görülen hayvanları Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi’ne götürerek tedavilerini üstleniyor. Ayrıca ekipler, rögar kapaklarını farelere, çöp konteynerlerini ise sinek ve haşerelere karşı ilaçlayarak çevre sağlığının olumsuz yönde etkilenmesine izin vermiyor.

    Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, virüsün görüldüğü 13 Mart tarihinden itibaren 23 bin 494 adet sokak hayvanı tedavisi, sokak hayvanı besleme ve haşere ilaçlama çalışmasına imza attı. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Osmangazi’de her canlının önemli olduğunun altını çizerek çalışmalara aralıksız devam edeceklerini söyledi.

  • Mudanya Beeldiyesi’nden yaz temizliği seferberliği

    Mudanya Beeldiyesi’nden yaz temizliği seferberliği

    Mudanya Belediyesi, ilçe genelinde cadde ve sokakların daha temiz tutulması için çöp konteynerlerinin sayısını artırdı. Yeni yerleşim yerleri, sahil ve plajlar ile talep edilen bölgelere yeni konteynerler yerleştirilmeye başlanırken, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz çevreye karşı daha duyarlı olunması çağrısı yaptı.

    Yaz aylarında artan nüfusa ve yaşanan yoğunluğa karşı önlemlerini artıran Mudanya Belediyesi, Temizlik İşleri Müdürlüğü 400 yeni çöp konteyneri alımı gerçekleştirdi. Mudanya Belediyesi olarak temiz bir çevre ve temiz bir Mudanya için çalıştıklarını söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, “Son olarak 400 adet konteyner alımı gerçekleştirdik. İlk etapta 200 adet konteyneri ilçe genelinde talep edilen yerler ile sorumluluk alanımızda kalan sahil ve plajlara dağıtımına başladık” dedi. Çevreye karşı daha duyarlı olunmasını isteyen Türkyılmaz, “Ekiplerimiz 47 mahalleye yetişmeye çalışıyor. Gece gündüz temizlik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çöplerimizi konteynerlere atarak, çevre kirliliğinin önüne geçelim. Çevreyi kirletenleri de uyaralım” dedi.

    PLAJLARIN TEMİZLİĞİ VE KUM İLAVE ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

    Mütareke Evi Müzesi ve İDO İskelesi dışında kalan sahil ve plajların temizlik, zabıta ve kum takviye işlemlerinin yapıldığına vurgu yapan Türkyılmaz, “Altıntaş’tan, Mesudiye sahillerine kadar plajlarımızın temizliğini gerçekleştiriyoruz. Eksik olan yerlere yeni konteynerlerimizi ve çöp kovalarımızı yerleştiriyoruz. Gerek görülen plajlarda da kum ilave çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Sahil kenarlarında oluşan yosunların temizliği için yeni bir temizlik aracının alımının yapılacağını sözlerine ekleyen Türkyılmaz, “Özellikle hafta sonu ilçemize günübirlik olarak gelen misafirlerimizden sahillerimizi ve plajlarımızı daha temiz bırakmalarını istiyoruz” çağrısı yaptı.

  • Bursa’da helikopterli çevre denetimi

    Bursa’da helikopterli çevre denetimi

    Bursa’da havadan ve karadan çevre denetimi gerçekleştirildi.

    Bursa Jandarma Komutanlığı Çevre, Doğa ve Hayvan Koruma Timi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ekipleri karadan ve havadan hafriyat dökümü ve çevre kirliliği denetimi yaptı.

    Osmangazi, Nilüfer, Gemlik, Gürsu, Kestel, Yıldırım, Karacabey ve Mudanya ilçelerinde havadan gerçekleştirilen denetimlerde tespit edilen kaçak hafriyat dökümleri karadaki ekiplere bildirildi.

    Hafriyat taşımaya uygun olan araçların yasal olan döküm sahalarına ilerlemesine izin verilirken yasal ve uygun olmayan hafriyat kamyonlara cezai işlem uyguladı.

    Bursa’da 30 yasal hafriyat döküm sahası bulunduğu, kaçak hafriyat dökümünün önüne geçebilmek adına ekiplerin koordineli çalışmalarının artarak devam edeceği öğrenildi.