Etiket: ceza

  • Maske cezası yiyince Türkçe konuşmaya başladı

    Maske cezası yiyince Türkçe konuşmaya başladı

    Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda maske ve mesafe denetimi yapıldı. Uyarılara rağmen maskesini düzgün takmayan ve Türkçe bilmediğini söyleyen yabancı uyruklu bir yolcu maske cezası yedikten sonra Türkçe konuşmaya başladı.

    Koronavirüsle mücadelede artan vaka sayılarının ardından denetimler sıklaştırdı. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda koronavirüsle mücadele kapsamında maske denetimi yapıldı. Denetimlere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Sabiha Gökçen Havalimanı Şube Müdürlüğü, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Terminal İşletmesi (İSG) ve Sabiha Gökçen Havalimanı Özel Güvenlik ekipleri katıldı. Ekipler, yolculara ve havalimanı personellerine maske ve mesafe konusunda uyarılarında bulundu. Denetimler sırasında ekipler, bir yolcunun defalarca uyarılara rağmen maske takmadığını tespit etti. Polis ekiplerinin yanına geldiğini gören Pakistan uyruklu yolcu Wahab ALI(26) ekiplere önce Türkçe bilmediğini söyledi ancak Ali, maske cezası yedikten sonra ekiplerle Türkçe konuşmaya başladı. Wahab Ali kendisini şöyle savundu: “Su içiyordum. Bana kimse bir şey söylemedi.”

    Sabiha Gökçen Havalimanında maske denetimlerinin devam edeceği öğrenilirken bugün gerçekleştirilen denetimde biri yolcu olmak üzere 2 kişiye para cezası kesildi.

  • Kurallardan haberim yok dedi, cezadan kaçamadı

    Kurallardan haberim yok dedi, cezadan kaçamadı

    Bursa’da koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulama yapan polis ekipleri, parkta sigara içen bir kişiye cezai işlem uyguladı. İsmail S. kendini, “Kurallardan haberim yok” diyerek savundu.

    Bursa genelinde koronavirüs tedbirleri kapsamında açıklanan sigara yasağı sebebiyle İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri uygulama yaptı. Vatandaşları bu konuda uyaran polis ekipleri, uyarılara karşın kurallara uymayanlara ise cezai işlem uyguluyor.

    Hamidiye Mahallesi, Kuğulu Park içerisinde sigara içen İsmail S.’yi tespit eden polis ekipleri, bu kişiye kuralları hatırlatarak cezai işlem uyguladı. İsmail S. ise kendini, “Kurallardan haberim yok” diyerek savundu.

  • Sigara içerken yakalandı! Karantinadan kaçtığı anlaşıldı

    Sigara içerken yakalandı! Karantinadan kaçtığı anlaşıldı

    Bursa’da polis ekipleri, yasak olmasına rağmen meydanda sigara içen Hamdi İ.’nin (52) yapılan kontrollerde karantinada olması gerekirken dışarı çıktığını tespit etti. Karantinayı ihlal etmek ve meydanda sigara içmek suçlarından toplamda 4 bin 50 TL para cezası uygulanan Hamdi İ., ambulansla evine gönderildi.

    İçişleri Bakanlığı tarafından koronavirüs tedbirleri kapsamında 81 ilin valiliğine gönderilen genelgeyle, vatandaşların özellikle yoğun olarak bulunduğu valilik ve kaymakamlıklarca duyurulan cadde, sokak, meydan ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içmesi yasaklandı. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri de sigara yasağıyla ilgili denetim başlattı. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Motosikletli Yunus Timleri Büro Amirliği ekipleri, kalabalık cadde ve meydanlarda sigara yasağına uymayan vatandaşlara cezai işlem uyguladı.

    KARANTİNAYI İHLAL ETTİĞİ ORTAYA ÇIKTI

    Ekipler, denetim sırasında meydanda yürürken sigara içtiğini gördükleri Hamdi İ.’yi durdurdu. Ceza yazmak için Hamdi İ.’nin kimliğini alan ekipler, eşinin koronavirüs hastası olduğu için karantinada olması gerektiğini tespit etti. Hamdi İ. polis ekiplerine, iş yerine evrak vermek için evden çıktığını söyledi. Hamdi İ., “Ayın 2’sinde eşime pozitif tanı kondu. Biz de ondan sonra karantinaya alındık. Ben ayın 5’inde test yaptırdım ama negatif çıktım. Bugün de pazartesi günü iş başı yapacağım ve iş yerimin istediği evrakları almak için dışarı çıktım. Evrakları alıp eve gidecektim. Karantinanın bitmesine 3 gün var daha” dedi.

    Ekipler, Hamdi İ.’ye karantina ihlalinden 3 bin 150, sigara yasağı ihlalinden ise 900 lira olmak üzere toplamda 4 bin 50 lira para cezası uyguladı. İşlemleri biten Hamdi İ., polis ekipleri tarafından çağrılan ambulansla evine gönderildi.

  • Rekabet Kurulu’ndan Google’a rekor ceza

    Rekabet Kurulu’ndan Google’a rekor ceza

    Rekabet Kurulu, Google hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, 196 milyon 708 bin 54,78 lira idari para cezası verilmesine hükmetti.

    Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd Şti, Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc hakkında “genel arama pazarındaki hakim durumunu kötüye kullandığı” gerekçesiyle yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Buna göre, Rekabet Kurulu, 12 Kasım 2020 tarihli kararı ile Google’ın, “genel arama sonuçlarının en üstüne, reklam niteliği belirsiz olarak ve yoğun bir şekilde metin reklamlarına yer vererek kendisine reklam geliri getirmeyen organik sonuçların içerik hizmetleri pazarındaki faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği” sonucuna ulaştı.

    Kurul, bu kapsamda söz konusu teşebbüse 196 milyon 708 bin 54,78 lira idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.

  • Adnan Oktar için istenen ceza belli oldu

    Adnan Oktar için istenen ceza belli oldu

    Adnan Oktar organize suç örgütü davasına ilişkin mütalaada, Adnan Oktar’ın 150 yıldan 1365 yıla kadar hapisle cezalandırılması, 13 sanığın örgüt yöneticiliği suçundan 5 yıldan 12 yıla kadar hapsi, örgüt yöneticisi konumundaki olduğu öne sürülen erkek sanıklar için, çok sayıda cinsel suçtan 63 yıl ile 396 yıl arasında hapis cezası istendi.

    Gelen son dakika haberine göre, Adnan Oktar suç örgütüne yönelik görülen davada savcı esas hakkındaki mütalaasını hazırladı. Savcı mütalaasında, sanık Adnan Oktar’ın 150 yıldan bin 365 yıla kadar hapsini istedi. Mütalaada, örgütün insanlara dünyayı kurtaracak “mehdi”nin elit cemaati olma vaadinde bulunarak bu elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlandığı belirtildi.

    Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik açılan davada aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın da bulunduğu 78’i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davada duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını hazırladı. Savcı mütalaasında, Adnan Oktar suç örgütünü tanımladı. Mütalaada, Adnan Oktar silahlı suç örgütünün (AOSSÖ), Adnan Oktar’ın mehdiyeti inancı etrafında, lüks ve eğlenceyi merkezine alan modern bir İslamiyet yorumu iddiasında bulunan ve mehdiyet inancının gereği olarak küresel bir güç olmayı amaçlayan, amaçlarını gerçekleştirmek, maddi, manevi ve beşeri güç elde etmek için ahlaki ve hukuki normları hiçe sayan, kırk yıla yakın süredir her dönem ve şarta göre amaçları doğrultusunda şekil alan kendine özgü yapıda bir örgüt olduğu anlaşılmıştır” denildi.

    Örgütün, tasavvur ettiği aşırı lüks ve hazza dayalı din anlayışı ve yaşam tarzını bir yandan üyelerine temin ettiği belirtilen mütalaada, diğer yandan da temin ettiği bu koşulları kendi medya kuruluşları ve sosyal medya üzerinden örgüte üye ve nüfuz temin etmek için kullanıldığı belirtildi. Mütalaada, “Böylece örgüt bir yandan maddi varlığa sahip kent elitlerine, ılımlı bir islam tasavvurunda bulunarak onların hayatlarında hiçbir değişikliğe gerek kalmadan inanç ihtiyaçlarını karşılayacağı ve dünyayı kurtacak “mehdi”nin elit cemaati olma vaadinde bulunup devşirmekte, örgüte mali katkı sağlamakta, ayrıca bu elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlanılmaktadır” denildi.

    CİNSEL TATMİNİ AMACIYLA KULLANILDILAR

    Mütalaada, sanıkların mağdurları, örgütten çıkma imkânı bırakmayacak ölçüde teslimiyetini sağlamak amacıyla “turnike” sistemine sokmak, tüm psikolojik sınırları kaldıracak şekilde cinsel saldırıya maruz bıraktıktan ve örgütten ayrılma imkanını mental olarak yitirdikten sonra Adnan Oktar’a cinsel tatmini amacıyla sunulmak için kullanıldıkları belirtildi.

    FETÖ BENZETMESİ

    Örgütün FETÖ silahlı terör örgütü benzeri biçimde, imam, bacılar, imam erkek kardeşler ve düz bacılar, kız kardeşler şeklinde birbirleri içerisinde keskin bir astlık-üstlük ilişkisinin ve örgüt lideri Adnan Oktar’a mutlak itaatin bulunduğu hiyerarşik yapılanmaya sahip olduğu belirtilen mütalaada, “Bu hiyerarşik yapılanma içerisinde bulunan yönetici ve üyeler, örgütün amaçlarına, emir ve talimatlarına tam bir teslimiyet içerisindedir” denildi.

    Adnan Oktar’ın karşılıksız ve tartışmasız lider, örgüt içerisinde sözde “Mehdi” olduğuna inanıldığı belirtilen mütalaada, “emirleri sorgulanmadan yerine getirilen, sözde sahip olduğu “Ledun İlmi” sayesinde, yaptığı her işte anlaşılamayan bir hikmet olduğuna inanılan, tüm peygamberlerin niteliklerini şahsında topladığı düşünülen örgüt lider olduğu anlaşılmıştır” denildi.

    Mütalaada şu ifadelere yer verildi; “AOSSÖ’nün tüm bu dini telkin içerikli temel hedefleri, sık dokulu örgüt yapısı, amaçları uğruna her türlü hukuka aykırılığı gerçekleştirmesi, üyelerinin lider Adnan Oktar’a koşulsuz teslimiyet ve sadakati, örgütün amaçları ve buna yönelik emirlerine kendini tamamıyla hazır hale getirmesi, gerçekleştirdikleri istihbarat toplama ve casusluk faaliyetleri, esasen yapının nicelik açısından daha dar bir yapıda olsa da nitelik bakımından gizliliğe önem veren ve buna yönelik her türlü imkanı kullanan FETÖ yapılanmasıyla çok benzer yapıda olduğunu göstermektedir”

    “Adnan Oktar silahlı suç örgütü, Adnan Oktar’ın mehdiliği düşüncesi etrafında, tüm dünyada etkin, nüfuz sahibi, maddi ve siyasi güce sahip seçkin bir cemaat olmak amacıyla yaklaşık kırk yıldır, çeşitli dış kabuklara bürünerek ve çeşitli suç teşkil eden fiilleri bu ilke ve hedeflerine ulaşmak ve varlığını muhafaza etmek için devamlı surette kullanan suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüttür. Bu kapsamda örgüt; yoğun ve sistematik biçimde mağdur kız çocuklarına ve genç kadınlara karşı nitelikli cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını işlemiştir. Örgüt mağdurlara karşı gerçekleştirdiği bu fiillerle hem mağdurun örgütten ayrılma imkanını ortadan kaldırmayı, böylece örgüte üye kazandırmayı hem de Adnan Oktar, erkek yöneticiler ve diğer örgüt üyelerini cinsel yönden tatmin etmeyi, böylece örgütün devamlılığını amaçlamaktadır. Örgüt cinsel saldırı ve istismarla örgüte dahil ettiği kadınları, adeta “eşya” mahiyetinde örgütün vitrini olarak kullanmakta, dış dünyaya bir yaşam tarzı modeli sunarak daha geniş kitlelere yayılmayı hedeflemektedir”

    Adnan Oktar’ın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek”, “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı”, “Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı”, “Suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdite azmettirme”, “Örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi”, “Eziyet”, “Siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs”, “Özel belgede sahtecilik”, “Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek”, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Kaçakçılık” suçlarından 150 yıldan Bin 365 yıla kadar hapsi talep etti.

    TÜM SUÇLARDAN CEZA İSTENDİ

    Mütalaada, aralarında sanıklar Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Merve Büyükbayrak, Aylin atmaca, Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer’in de bulunduğu örgüt yöneticisi konumunda bulunan 13 sanığın “silahlı örgüt yöneticisi olmak” suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapisleri ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edildi.

    Sanık Tarkan Yavaş’ın, “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” “gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” ve “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçlarından 239 yıla kadar hapsi istendi.

    Mütalaada, tutuklu sanıklardan Mehmet Noyan Orcan’ın, 3 kişiye karşı. “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” ve “silahla, birden fala kişiyle birlikte cinsel saldırı” suçlarından 62 yıla kadar hapsi istendi. Sanık İbrahim Tuncer’in 2 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” suçundan 63 yıla kadar hapsi talep edildi. Sanık Halil Hilmi Müftüoğlu’nun, 6 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” ve “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçlarından 231 yıla kadar hapsi istendi. Sanık Bora Yıldız’ın, ”cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” ve “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçlarından 396 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. Mütalaada, 222 sanığın “örgüt üyeliği” veya “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından cezalandırılması istendi.

  • 280 firmaya fahiş fiyat cezası

    280 firmaya fahiş fiyat cezası

    Ticaret Bakanlığı, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca resen yapılan incelemeler kapsamında bugüne kadar 1861 dosyanın karara bağlandığını, fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen 208 firmaya, toplam 6 milyon 870 bin lira idari para cezası uygulandığını bildirdi.

    Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Bakanlık son dönemde fahiş fiyat artışlarına yönelik vatandaşlardan gelen şikayet başvuruları üzerine Türkiye genelinde, başta gıda ve temel tüketim ürünlerinde olmak üzere saha denetimlerini artırdı.

    Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi, İç Ticaret genel müdürlükleri ile ticaret il müdürlükleri koordinasyonunda marketler, pazar yerleri ve toptancılarda arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının tespiti amacıyla 81 ilde denetimler yapıldı.

    Denetimler sonucu normalin üzerinde fiyat artışı gözlemlenen ürünler tespit edilerek, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından incelemeye alınan firmalardan savunmaları talep edilirken, haksız fiyat artışı yaptığı belirlenenlere 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk faaliyetinde bulunanlara ise 50 bin liradan 500 bin liraya varan idari para cezaları uygulandı.

    Öte yandan, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman bakanlıkları, TOBB ile TESK temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri ve perakende sektörü temsilcilerinden oluşan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, sonuncusu 15 Ekim 2020’de olmak üzere bugüne kadar 8 toplantı gerçekleştirdi.

    SEBZE VE MEYVEDEN TEMİZLİK ÜRÜNLERİNE KADAR DENETİM

    Haksız fiyat artışlarına yönelik ticaret il müdürlükleri ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 33 ilde toplamda yaklaşık 1500 firma denetlendi ve söz konusu denetimlere ilişkin raporlar da Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu sekretaryasını yürüten İç Ticaret Genel Müdürlüğüne iletildi.

    Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun oluşturulduğu 17 Nisan tarihinden itibaren ticaret il müdürlükleri, Reklam Kurulu, CİMER, e-Devlet ve Ticaret Bakanlığının internet sitesi üzerinden toplam 1625 başvuru kurula intikal etti.

    Fahiş fiyat artışına ilişkin şikayet listesinin başında, sebze ve meyveler ile temel gıda ürünleri, cerrahi maske, el dezenfektanı gibi koruyucu sağlık ürünleri, çeşitli temizlik ve hijyen ürünlerine yönelik başvurular yer aldı.

    Diğer taraftan, sebze ve meyvelerde yaşanan fiyat artışlarının tespiti amacıyla Ticaret Bakanlığınca toptancı hallerinde resen başlatılan denetimler kapsamında Hal Kayıt Sistemi’ne (HKS) bildirimlerinde alış ve satış fiyatları arasında fahiş farklar bulunduğu tespit edilen firmalardan da savunmaları istendi.

    208 FİRMAYA 6,9 MİLYON LİRA CEZA

    Gerek gelen şikayetler gerekse Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca resen yapılan incelemeler kapsamında bugüne kadar 1861 dosya karara bağlandı.

    Bu kapsamda kurul tarafından fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen 208 firmaya, toplam 6 milyon 870 bin lira idari para cezası uygulanması kararlaştırıldı.

    İdari yaptırıma konu uygulamalardan 166’sının toptan sebze ve meyve, 20’sinin temel gıda ürünü ve diğer ürünlerle ilgili olduğu görüldü.

    Öte yandan, 788 başvurunun incelemesi ve savunma süreci devam ediyor.

    REKLAM KURULU’NUN DENETİMLERİ DE HIZ KESMEDİ

    Ürünlerin fiyatlarındaki haksız artışlar ve Kovid-19 salgını kapsamında Reklam Kurulunca yürütülen denetimler neticesinde de 303 firma ve kişi hakkında toplam 13,3 milyon lira idari para cezası uygulandı.

    Bakanlığın ticaret il müdürlükleri tarafından bu yılın 8 aylık döneminde fiyat etiketi düzenlemeleri kapsamında 16 bin 936 firma denetlendi, aykırılığı tespit edilen 2 bin 997 ürün etiketi için 1,2 milyon lira para cezası verildi.

    Açıklamada, Ticaret Bakanlığının, gerek resen gerekse vatandaşların şikayetleri üzerine fahiş fiyat artışları ve stokçuluk eylemlerinin yakından takibi amacıyla denetimleri tüm Türkiye genelinde hız kesmeden sürdüreceği, bu tür uygulamalara geçit verilmeyeceği kaydedildi.

  • Bursa’da polis, halay çeken 30 kişinin kimliğini belirledi

    Bursa’da polis, halay çeken 30 kişinin kimliğini belirledi

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde bir düğün salonunda yeni tip koronavirüs  tedbirlerine uymayan ve halay çektiği belirlenen 30 kişiye ceza uygulanacağı bildirildi.

    Bursa’da artan koronavirüs vakalarına rağmen tedbirlerin hiçe sayıldığı maske ve mesafe kurallarının unutulduğu görüntüler gelmeye devam ediyor.

    İnegöl’de 30 kişinin halay çektiği görüntülerin sosyal medyada yayılması ve tepki toplaması üzerine polis ekipleri, İnegöl ilçesi, Alanyurt Yunus Emre Mahallesi’ndeki düğün salonunda pandemi kurallarına uymayan vatandaşların halay çektiği video ile ilgili çalışma başlattı.

    İnegöl Emniyet Müdürlüğü ekipleri hem işletme sahibine hemde düğün sahibine ilgili kanuna muhalefet suçundan ceza yazdı.

    Ekipler ayrıca, düğüne halay çeken 30 kişinin de kimliklerini belirledi. Paylaşılan bilgilere göre bu kişilere de ceza uygulayacağı öğrenildi.

  • Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    Eski eşini uykusunda öldüren sanığın cezasına indirim!

    İstanbul’da birlikte yaşadığı eski eşini uykusunda öldürmekle yargılanan sanık 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezada, sanığın sabıkasız oluşu nedeniyle ve tahrik hükümleriyle indirim yapıldı. Davaya müdahil olan Aile Bakanlığı, katile indirim yapılmamasını talep etmişti.

    İstanbul Fatih’te eski eşi Ayşe Özlem Bağdemir’i öldüren Tuncay Tezcan’a 15 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın cezasında indirim uyguladı.

    İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma savcı, sanık Tuncay Tezcan’ın boşandığı Ayşe Özlem Bağdemir ile yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi.

    Taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu belirten savcı indirim yapılmamasını istedi. Son sözü sorulan Tezcan, “Takdir yüce mahkemenindir” dedi. Mahkeme heyeti, sanığı “Kasten öldürmek” suçundan önce müebbet hapis cezasına çarptırdı.

    Sanığın sabıkasız oluşu ve tahrik altında cinayeti işlediği gerekçesiyle ceza 15 yıla indirildi. Genç kadının ailesi karara tepki gösterdi.

    ”BUNU SİZ İSTEDİNİZ”

    İddianameye göre, olay 24 Mayıs 2019’da saat 06.50 sıralarında meydana gelmişti. Maktülün oğlu sabah saatlerinde eve gelip yatak odasında annesini ağzı bantlı bir şekilde hareketsiz yatarken gördüğü, bu esnada babasının evden çıktığını ve annesini öldürmüş olabileceği yönünde polise ihbarda bulunduğu belirtiliyordu.

    Maktülenin boyun bölgesinden ağız bölgesine kadar sarılı olan kumaş ve üzerine yapışık vaziyette olan koli bantlarının ve yatağının başucunda da “Bunu siz istediniz” şeklinde el yazısıyla yazılmış not bulunduğu belirlenmişti. Sanık Tuncay Tezcan’ın ifadesinde, eşiyle 1993 yılında evlendiklerini, 2011’de boşandıklarını, 2015’te tekrar bir araya geldiklerini, karısının kendisini aldatması nedeniyle ayrıldığını, 2017’de çocuklarının ısrarıyla tekrar bir araya geldiklerini, çevresinin eşiyle yaşaması nedeniyle sürekli huzursuzluk verdiklerini, olay günü çok sayıda ilaç içtiğini, notu bu nedenle yazdığını, ilacın da etkisiyle maktülenin bağırmasını önlemek amacıyla hobi malzemesi olarak kullandığı bantla ağzını bantladığını, niyetinin eşini öldürmek olmadığını, niyetinin intihar etmek olduğunu söylediği yer almıştı. Polis tarafından mezarlıkta yakalanan sanık Tuncay Tezcan, çıkarıldığı mahkemece 27 Mayıs 2019’da tutuklanmıştı.

    Hakkında “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek eşi kasten öldürme” ve “Kasten öldürme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis istemiyle dava açılan sanık Tezcan duruşmadaki savunmasında da eşinin kendisini aldattığını iddia ederek, “Eşimi herkesten çok seviyordum. Benim zaafımı kullandı. Gittiği zaman gelmiyordu. Yaptığı işlerle beni tahrik etti. Öldürmek istemedim. İlaçlar yüzünden sarhoş gibi olmuştum. Olanları hiçbir şekilde hatırlamıyorum” demişti.

  • Türkiye’de sosyal medya ağlarına 10’ar milyon TL ceza

    Türkiye’de sosyal medya ağlarına 10’ar milyon TL ceza

    Yasal sürenin sona ermesinin ardından temsilci bildiriminde bulunmayan başta Facebook, Instagram, Twitter, Periscope, YouTube ve TikTok olmak üzere sosyal ağ sağlayıcılarına 10’ar milyon lira ceza kesildi.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada yasal sürenin sona ermesinin ardından temsilci bildiriminde bulunmayan sosyal medya platformlarına 10’ar milyon lira ceza kesildiğini duyurdu.

    Başta Facebook, Instagram, Twitter, Periscope, YouTube ve TikTok olmak üzere sosyal ağ sağlayıcılarına 10’ar milyon lira ceza kesildi.

    Bu cezanın tebliğinden itibaren 30 gün içinde de yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcıya, bu defa 30 milyon lira idari para cezası kesilecek.

    Yükümlülüğe uymamakta ısrar eden sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliği yüzde 90 daraltılacak.

  • MİT TIR’ları davasında 27 sanığın cezası belli oldu

    MİT TIR’ları davasında 27 sanığın cezası belli oldu

    Adana ve Hatay’da MİT tırlarının durdurulmasını organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY’nin 11 “sivil imamı” ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 50 sanıktan 27’si 1 yıl 10 ay 15 gün ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

    Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu 12 sanık cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Salonda taraf avukatları da hazır bulundu.

    Duruşmada değerlendirmesi sorulan cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını yineleyerek, 27 sanığın cezalandırılmasını, MİT tırlarını durduranlardan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu’nun da arasında bulunduğu 13 sanık hakkındaki davanın Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesince yargılamalarının yapıldığı gerekçesiyle reddedilmesini, 10 firari sanığın da dosyalarının ayrılmasını istedi.

    Son savunmaları alınan sanıklar, tahliye ve beraatlerini talep etti.

    Mahkeme başkanı, tutuklu sanıklardan Ömer Arık’ı “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse, Süleyman Gürbüz ve Mehmet Cevher Koyuncu’yu “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama” suçundan 34’er yıl hapis cezasına çarptırdı.

    Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde 1 Ocak 2014’te MİT tırlarının durdurulması olayında jandarmaya ihbarda bulunduğu belirlenen ve saklandığı hücre evinde yakalanan FETÖ sanığı Mustafa İlhan’a da “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama, resmi belgede sahtecilik” suçlarından 30 yıl 5 ay hapis cezası verildi.

    Sanıklardan Hasan Bektaş ise “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama” suçundan 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etme ve açıklama” suçlamasıyla yargılanan sanık Özgür Yalçın da 10 yıl hapse mahkum edildi.

    Heyet, 21 sanığa da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün ile 8 yıl 9 ay arasında değişen hapis cezaları verdi.

    Sanıklardan 13’ü hakkındaki dava reddedildi

    MİT tırlarını durduranlar arasında yer alan, eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nun da bulunduğu 13 sanık hakkındaki dava, Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesince yargılamalarının yapıldığı gerekçesiyle reddedildi.

    Mahkeme heyeti, firari 10 sanığın dosyalarının ayrılmasına karar verdi.

    Heyet, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan 9 sanığın ise tutuklanmak üzere yakalanmasına hükmetti.

    Adana ve Hatay’da MİT tırlarının durdurulması

    MİT tırları, 1 Ocak 2014’te Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak 2014’te ise Adana’nın Ceyhan ilçesinde durdurulmuştu.

    Tırların durdurulması ve arama işlemlerini organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY’nin 11 “sivil imamı” ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 55 sanık hakkında açılan ve duruşmaları kapalı görülen davayla ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya, Adana’ya gönderilmişti.

    Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ara kararıyla bazı sanıkların tahliyesine, bazı sanıkların da dosyasının ayrılmasına hükmetmişti.