Etiket: chp

  • “Halkın gerçekleri öğrenmesine karşı çıkıyorlar”

    “Halkın gerçekleri öğrenmesine karşı çıkıyorlar”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı “Mevzular Açık Mikrofon” programının Bursa’da Kent Meydanı’nda dev ekranla yapılacak gösterimi AKP’nin itirazı üzerine İlçe Seçim Kurulu tarafından yasaklandı. Kararın hukuksuz olduğunu söyleyen CHP Bursa İl Başkanı avukat Turgut Özkan, “Rahatsız oldukları konunun 24 saatte 20 milyon kişinin izlediği, sosyal medyada izlenen içerikler olduğunu anladık. Halkın gerçekleri öğrenmesine karşı çıkmak, halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek için yaptıklarını düşünüyoruz. Bu yasakçı zihniyetle özgür Türkiye seçenekleri arasında vatandaşlarımız tercihte bulunacaktır. Vatanını seven 28 Mayıs’ta sandığa gitsin diyoruz” dedi.

    CHP Bursa İl Başkanlığı, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grup toplantılarındaki konuşmalarından kesitlerin ve bu hafta katıldığı Babala TV’deki “Mevzular Açık Mikrofon” programını Kent Meydanı’nda kurduğu LED ekranla yayınlamak istedi. Dün akşam 21.00’e kadar izinli olarak yapılacak gösterim, elektrik kesintisi nedeniyle aksamasına karşın teknik sorunlar giderilerek yayınlanmıştı. Cumartesi günü yine Kent Meydanı’nda yapılacak olan gösterime bu kez AKP “sadece karalama niteliği taşıdığı” gerekçesiyle itiraz ederek, yayının engellenmesini talep etti. Talep, CHP ve İYİ Partili üyelerin muhalefet şerhine karşın Osmangazi İlçe Seçim Kurulu tarafından kabul edilerek yarın yapılacak olan gösterim yasaklandı.

    “HALKIN GERÇEKLERİ ÖĞRENMESİNE KARŞI ÇIKIYORLAR”

    Verilen kararı hukuksuzluk olarak değerlendiren CHP Bursa İl Başkanı, avukat Turgut Özkan şunları söyledi:

    “Dün Bursa’da seçim propagandamızı yapabilmek için Kent Meydanı diye anılan yerde LED ekranımızı kurduk fakat seçim propagandamıza ve gerçeklere tahammülü olmayan AKP, İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak propagandamızı yasakladılar. Alınan kararın içeriğine bakıldığında sudan sebeplerle itiraz edildiğini, Kent Meydanı’nın Bursa Valiliğince resmi miting alanı olarak ilan edilmesine karşın bunun göz ardı edildiğini görüyoruz. LED ekran kurulumunun yasaklanması tamamen hukuksuzdur. Bunun siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devletin her türlü imkanını hukuksuzca sonuna kadar kullanan AKP iktidarının, muhalefetin varlığına bile katlanamadığını zaten biliyorduk. Teknik imkan ve yöntemlerden yararlanarak propaganda yapma imkanımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Ancak biz bu karara itiraz ettik. Kararın itirazı durumuna göre tekrar LED ekranı kurmayı düşünüyoruz. Ancak rahatsız oldukları konunun 24 saatte 20 milyon kişinin izlediği, sosyal medyada izlenen içerikler olduğunu anladık. Halkın gerçekleri öğrenmesine karşı çıkmak, halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek için yaptıklarını düşünüyoruz. Bu yasakçı zihniyetle özgür Türkiye seçenekleri arasında vatandaşlarımız tercihte bulunacaktır. Vatanını seven 28 Mayıs’ta sandığa gitsin diyoruz.”

  • “Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa”

    “Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa”

    CHP Bursa İl Başkanlığı binasında basın toplantısı gerçekleştiren CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, ülkemizin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek, “Ülkemizin kaderinin belirlenmesine iki gün kaldı. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçim iki aday arasında değildir. Bir referandum niteliğindedir. Elbette her seçim çok önemli fakat bu seçim özellikle Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınlar için hayati öneme sahiptir. Bir yanda esaret diğer yanda özgürlük duruyor” dedi.


    Cumhur İttifakı’nın adeta kadın düşmanı bir koalisyona dönüştüğünü vurgulayan Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:

    “Kadınların kazanılmış tüm kazanımlarına göz diken Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA PAR’ın Meclis’e girişi ile Cumhuriyet tarihinin kadınlar açısından en karanlık parlamentosu oluşturuldu. Meclis’te temsil hakkı kazanan bu zihniyet planlarını alenen ilan etti. Gelin! HÜDA PAR’ın inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye bir kez daha yakından bakalım:

    Cumhuriyet’e savaş açılarak parlamenter sistem eleştirisi yapıldı. Tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği kaos yok sayılarak, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığı iddia edildi. Katılımcı demokrasi hedef tahtasına konuldu.
    Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görenler yeni Anayasa yazmaktan bahsetti. Unuttukları bir gerçek var ki; yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz hazırlayacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden inşa edeceğiz.”

    KARMA EĞİTİM TEHDİT ALTINDA

    Kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyenler, karma eğitimin zorunluluktan
    çıkarılmasını istiyor. Eğitimin Anayasal bir hak olduğu gerçeğini her fırsatta yüzlerine vurmaya devam edeceğiz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz.

    KADINLARIN YAŞAM HAKKI GASP EDİLİYOR

    Kadın erkek eşitliğine inanmayan HÜDA PAR, kadınların kazanılmış bütün haklarına göz dikti.
    “Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi” isteniyor. Eşit işe eşit ücretin alınmadığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde hangi fıtrattan bahsediyorlar?

    Kadınların kayıt dışı istihdama itildiği yetmezmiş gibi kadınlar sadece hemşire, kadın hastalara bakan hekim ya da kreş öğretmeni olabilir demek istiyorlar. Mesleğin cinsiyeti olmaz. Biz kadınlar her işi yapabiliriz.

    6284 BUDANMAK İSTENİYOR

    İstanbul Sözleşmesi bir gecede hukuksuzca fesih edilirken 6284 sayılı kanunun yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti.
    Şimdi de 6284 işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütmeyenler yasal korunağımızı elimizden almak istiyor. Günde en az iki kız kardeşimizin hayattan koparıldığı bu düzende yasal hiçbir hakkımızın budanmasına asla izin vermeyeceğiz.

    YOKSULLUK NAFAKASI KALDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

    Şiddet mağduru olan kadınların boşanmasının önünü kesmek, boşandığında da ailesinin evine dönmesine mecbur etmek adına yoksulluk nafakası kaldırılmak isteniyor. Kadın işe girdiğinde, evlendiğinde kesilen bu nafaka ömür boyu ödeniyormuş gibi yanlış bir algı ile kadınların ekmek parasına göz dikiliyor. Biz yürütülen bütün bu kara propagandalara rağmen nafaka hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

    YALNIZ VE BEKÂR KADINLARI SAHİPLENDİRİLECEK

    Biz bu ifadeleri söylerken utansak da kadın düşmanı zihniyet bu sözleri “müjde” diye ilan edebiliyor. Kadınlar bir sokak hayvanı gibi sahiplendirilmek isteniyor. Sosyal bir hukuk devletinde yaşadığımız gerçeğini yok sayanlar kadınları sahiplendirme hadsizliğinden bahsediyor. Biz kimsenin sahiplenebileceği bir mal ya da hayvan değiliz.

    KADININ ADI VAR YÜZÜ YOK

    Gelin! Yeniden Refah Partisi’nin inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye de bakalım: Yeniden Refah Partisi’nin Düzce’deki seçim aracında, kadın milletvekili adayının fotoğrafı gölgelendi. Türkiye’yi şeriat düzenine taşımak isteyenler kadının yüzünün görünmesine dahi tahammül edemese de biz varız ve var olmaya devam edeceğiz.

    KADIN ERKEK YAN YANA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEZ

    Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanlığı’nda kadın milletvekilinin oturduğu yerin değiştirilmesini istedi. Kadın milletvekili adayına “Kadın ile erkek yan yana fotoğraf çektirmez.” diyerek bağırdılar. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine izin vermemeye kararlıyız.

    6284 KALDIRMAYI DÜŞÜNÜYORLAR

    HÜDA PAR 6284’ü budamak isterken Yeniden Refah Partisi kanunun tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hatırlarsınız, İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı  çıkmışlar ve kaldırılması için karalama kampanyaları yürütmüşlerdi. Şimdi de 6284’ü hedef tahtasına koydular.

    MEDENİ KANUN TEHDİT ALTINDA

    Medeni Kanun ile kazandığımız hakları elimizden almak istiyorlar. Çok eşliliği özendirmeye çalışıyorlar. Eşit yurttaşlık hakkımızı gasp ederek ikinci sınıf vatandaş olalım istiyorlar! Daha mazbatasını bile almadan kadın düşmanlığını ortaya koyan Cumhur İttifakı milletvekillerinin Meclis’te nasıl bir yol izleyeceği ortada. Küskün olduğunu, bezgin olduğunu, umutsuz olduğunu ifade ederek sandığa gitmemeyi düşünenler varsa, neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görsün. Bugünümüz ve yarınımız tehdit altındadır. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize pranga vurulmak isteniyor. Eve mahkûm olduğumuz, eğitim dışına itildiğimiz, çalışma hayatından soyutlandığımız, toplumsal yaşamdan dışlandığımız bir hayat dayatılmak isteniyor. Kadınların göklerde yükselmeyi hak ettiği Atatürk Türkiye’sinden sahiplendirilmesi gereken bir Türkiye’ye dönüştük. 1920’li yıllarda Türk kadınları hakim, öğretmen, mühendis, pilot olabilirken, 21. yüzyılda çalışma hakkımızı elimizden almak istiyorlar. “Taliban’ın inancıyla ters yanımız yok” diyen Erdoğan, yanına aldığı müttefikleriyle kadınların ve kız çocuklarının eşit yurttaşlık hakkına göz dikiyorlar. Bizim de İran’a, Afganistan’a dönüşmemizi istiyorlar.

    AYM ÜYESİ “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ HURAFEDİR” DİYOR

    Eşitsizlik öylesine derinleşti ki; hukuken kadın erkek eşitliğini savunması gereken AYM üyesi “kadın-erkek eşitliği modern hurafedir” diyebiliyor.
    Yıllardır uğradığımız hakaretlerin haddi hesabı yok. Kahkaha attığımızda “iffetsiz”, haklarımızı aradığımızda “sürtük” ilan ediliyoruz. Hamile kadının sokağa çıkmaması gerektiği savunuluyor. İşsizliğin sebebi kadınların iş araması olarak gösteriliyor. Kadın cinayetlerinin ardından ‘neredeymiş, ne giymiş, üzerinde ne varmış, hangi renk ruj sürmüş, saat kaçmış?’ gibi sorular soruluyor. Utanmasalar, kadının öldürülmeyi hak ettiğini söyleyecekler. Kurdukları hukuk sistemlerinde katiller ceza indirimleri ile ödüllendiriliyor. Ülkemizde artık çocuklar ve kadınlar güvende değil. Afganların ve Pakistanlıların Türkiye’ye gelmeden önce internette arama motorundan “Türk kızları, Türk çocukları” gibi aramalar yaptığını dehşetle öğrendik.

    HAYDİ KADINLAR SANDIĞA

    Sözün kısası: sandıklara gitmek, oy kullanmak zorundayız. Sadece oyumuzu kullanıp dönmek de yetmiyor, sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği konusunda tüm tedbirlerimizi aldık. Her sandığa üç kadın müşahit çağrımıza ses veren herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Haydi kadınlar, sandığa…

  • CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı’ndan kadınlara çağrı

    CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı’ndan kadınlara çağrı

    CHP Bursa İl Başkanlığı binasında basın toplantısı gerçekleştiren CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, ülkemizin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek, “Ülkemizin kaderinin belirlenmesine iki gün kaldı. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçim iki aday arasında değildir. Bir referandum niteliğindedir. Elbette her seçim çok önemli fakat bu seçim özellikle Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınlar için hayati öneme sahiptir. Bir yanda esaret diğer yanda özgürlük duruyor” dedi.
    Cumhur İttifakı’nın adeta kadın düşmanı bir koalisyona dönüştüğünü vurgulayan Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:
    “Kadınların kazanılmış tüm kazanımlarına göz diken Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA PAR’ın Meclis’e girişi ile

    Cumhuriyet tarihinin kadınlar açısından en karanlık parlamentosu oluşturuldu. Meclis’te temsil hakkı kazanan bu zihniyet planlarını alenen ilan etti. Gelin! HÜDA PAR’ın inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye bir kez daha yakından bakalım:
    Cumhuriyet’e savaş açılarak parlamenter sistem eleştirisi yapıldı. Tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği kaos yok sayılarak, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığı iddia edildi. Katılımcı demokrasi hedef tahtasına konuldu.
    Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görenler yeni Anayasa yazmaktan bahsetti. Unuttukları bir gerçek var ki; yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Sayın
    Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz hazırlayacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden inşa edeceğiz.”

    KARMA EĞİTİM TEHDİT ALTINDA

    Kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyenler, karma eğitimin zorunluluktan
    çıkarılmasını istiyor. Eğitimin Anayasal bir hak olduğu gerçeğini her fırsatta yüzlerine vurmaya devam edeceğiz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz.

    KADINLARIN YAŞAM HAKKI GASP EDİLİYOR

    Kadın erkek eşitliğine inanmayan HÜDA PAR, kadınların kazanılmış bütün haklarına göz dikti.
    “Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi” isteniyor. Eşit işe eşit ücretin alınmadığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde hangi fıtrattan bahsediyorlar?
    Kadınların kayıt dışı istihdama itildiği yetmezmiş gibi kadınlar sadece hemşire, kadın hastalara bakan hekim ya da kreş öğretmeni olabilir demek istiyorlar. Mesleğin cinsiyeti olmaz. Biz kadınlar her işi yapabiliriz.

    6284 BUDANMAK İSTENİYOR

    İstanbul Sözleşmesi bir gecede hukuksuzca fesih edilirken 6284 sayılı kanunun yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti.
    Şimdi de 6284 işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütmeyenler yasal korunağımızı elimizden almak istiyor. Günde en az iki kız kardeşimizin hayattan koparıldığı bu düzende yasal hiçbir hakkımızın budanmasına asla izin vermeyeceğiz.

    YOKSULLUK NAFAKASI KALDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

    Şiddet mağduru olan kadınların boşanmasının önünü kesmek, boşandığında da ailesinin evine dönmesine mecbur etmek adına yoksulluk nafakası kaldırılmak isteniyor. Kadın işe girdiğinde, evlendiğinde kesilen bu nafaka ömür boyu ödeniyormuş gibi yanlış bir algı ile kadınların ekmek parasına göz dikiliyor. Biz yürütülen bütün bu kara propagandalara rağmen nafaka hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

    YALNIZ VE BEKÂR KADINLARI SAHİPLENDİRİLECEK

    Biz bu ifadeleri söylerken utansak da kadın düşmanı zihniyet bu sözleri “müjde” diye ilan edebiliyor. Kadınlar bir sokak hayvanı gibi sahiplendirilmek isteniyor.
    Sosyal bir hukuk devletinde yaşadığımız gerçeğini yok sayanlar kadınları
    sahiplendirme hadsizliğinden bahsediyor. Biz kimsenin sahiplenebileceği bir mal ya da hayvan değiliz.

    KADININ ADI VAR YÜZÜ YOK

    Gelin! Yeniden Refah Partisi’nin inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye de bakalım: Yeniden Refah Partisi’nin Düzce’deki seçim aracında, kadın milletvekili adayının fotoğrafı gölgelendi. Türkiye’yi
    şeriat düzenine taşımak isteyenler kadının yüzünün görünmesine dahi tahammül edemese de biz varız ve var olmaya devam edeceğiz.

    KADIN ERKEK YAN YANA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEZ

    Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanlığı’nda kadın milletvekilinin oturduğu yerin değiştirilmesini istedi. Kadın milletvekili adayına “Kadın ile erkek yan yana fotoğraf çektirmez.” diyerek bağırdılar. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine izin vermemeye kararlıyız.
    6284 KALDIRMAYI DÜŞÜNÜYORLAR
    HÜDA PAR 6284’ü budamak isterken Yeniden Refah Partisi kanunun tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hatırlarsınız, İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı çıkmışlar ve kaldırılması için karalama kampanyaları yürütmüşlerdi. Şimdi de 6284’ü hedef tahtasına koydular.

    MEDENİ KANUN TEHDİT ALTINDA

    Medeni Kanun ile kazandığımız hakları elimizden almak istiyorlar. Çok eşliliği özendirmeye çalışıyorlar. Eşit yurttaşlık hakkımızı gasp ederek ikinci sınıf vatandaş olalım istiyorlar! Daha mazbatasını bile almadan kadın düşmanlığını ortaya koyan Cumhur İttifakı milletvekillerinin Meclis’te nasıl bir yol izleyeceği ortada. Küskün olduğunu, bezgin olduğunu, umutsuz olduğunu ifade ederek sandığa gitmemeyi düşünenler varsa, neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görsün. Bugünümüz ve yarınımız tehdit altındadır. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize pranga vurulmak isteniyor. Eve mahkûm olduğumuz, eğitim dışına itildiğimiz, çalışma hayatından soyutlandığımız, toplumsal yaşamdan dışlandığımız bir hayat dayatılmak isteniyor. Kadınların göklerde yükselmeyi hak ettiği Atatürk Türkiye’sinden sahiplendirilmesi gereken bir Türkiye’ye dönüştük. 1920’li yıllarda Türk kadınları hakim, öğretmen, mühendis, pilot olabilirken, 21. yüzyılda çalışma hakkımızı elimizden almak istiyorlar. “Taliban’ın inancıyla ters yanımız yok” diyen Erdoğan, yanına aldığı
    müttefikleriyle kadınların ve kız çocuklarının eşit yurttaşlık hakkına göz dikiyorlar. Bizim de İran’a, Afganistan’a dönüşmemizi istiyorlar.

    AYM ÜYESİ “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ HURAFEDİR” DİYOR

    Eşitsizlik öylesine derinleşti ki; hukuken kadın erkek eşitliğini savunması gereken AYM üyesi “kadın-erkek eşitliği modern hurafedir” diyebiliyor.
    Yıllardır uğradığımız hakaretlerin haddi hesabı yok. Kahkaha attığımızda
    “iffetsiz”, haklarımızı aradığımızda “sürtük” ilan ediliyoruz. Hamile kadının sokağa çıkmaması gerektiği savunuluyor. İşsizliğin sebebi kadınların iş araması olarak gösteriliyor. Kadın cinayetlerinin ardından ‘neredeymiş, ne giymiş,
    üzerinde ne varmış, hangi renk ruj sürmüş, saat kaçmış?’ gibi sorular soruluyor. Utanmasalar, kadının öldürülmeyi hak ettiğini söyleyecekler. Kurdukları hukuk sistemlerinde katiller ceza indirimleri ile ödüllendiriliyor. Ülkemizde artık çocuklar ve kadınlar güvende değil. Afganların ve Pakistanlıların Türkiye’ye gelmeden önce internette arama motorundan “Türk kızları, Türk çocukları” gibi aramalar yaptığını dehşetle öğrendik.

    HAYDİ KADINLAR SANDIĞA

    Sözün kısası: sandıklara gitmek, oy kullanmak zorundayız. Sadece oyumuzu kullanıp dönmek de yetmiyor, sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği konusunda tüm tedbirlerimizi aldık. Her sandığa üç kadın müşahit çağrımıza ses veren herkese buradan bir kez daha teşekkür
    ediyorum. Haydi kadınlar, sandığa…

  • Engin Altay: “Türkiye’ye huzur ve barışı getireceğiz”

    Engin Altay: “Türkiye’ye huzur ve barışı getireceğiz”

    CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Samsun’a gelerek kentin farklı ilçelerinde vatandaşlarla buluştu. Sırasıyla Yakakent, Alaçam, Bafra, Atakum ilçelerinde bir dizi programa katılan Engin Altay, son olarak İlkadım ilçesindeki Tütün İskelesi’nde toplanan bir grup vatandaşa seslendi.

    Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü düşünen partilerin Millet İttifakı’nda yer aldığını ifade eden Engin Altay, “ATA İttifakı artık Millet İttifakı’yla beraber Bay Kemal’i 13. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya yürüme kararını aldı. Biri sağcı diğeri solcu neden böyle oldu diye sorulabilir. Aslında Millet İttifakı’nda sadece sosyal demokratlar değil muhafazakarlar, ülkücüler, liberaller de vardır. Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü düşünen partiler oradadır. 14 Mayıs’ta millet bir karar verdi. Ama bir devleti otobüs olarak düşünürsek, şoför koltuğunu da Cumhurbaşkanlığı koltuğu olarak düşünürseniz, 14 Mayıs’ta millet orada oturanın elinden ehliyetini almıştır” dedi.

    “Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar büyük bir tehdittir”
    28 Mayıs’ta seçildikleri durumda mültecileri tıpış tıpış ülkelerine göndereceklerini belirten Altay, “Türkiye’de ciddi şekilde can, mal, namus güvenliği meselesi var. Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar büyük bir tehdittir. Bunları göndereceğiz. Sinan Oğan Bey de bütün politikasını Suriyeliler, mülteciler üzerine kurdu. Şimdi ‘İkinci turda Tayyip Bey’i destekliyorum’ diyor. Bunların alayını tıpış tıpış, paşa paşa göndereceğiz. İnsan haklarıymış şuymuş, buymuş. Biz kimseyi açıkta bırakalım demiyoruz. Suriye ile görüşülecek. Orada tampon bölgeler var. Oralara gidecek. Gerekirse biz onları oralarda besleyeceğiz” diye konuştu.
    Konuşmaların ardından program sona erdi.

  • CHP Bursa İl Başkanı Özkan’dan Bursalılara çağrı

    CHP Bursa İl Başkanı Özkan’dan Bursalılara çağrı

    CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan’ın gerçekleştirdiği basın toplantısına Bursa’da bulunan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sanem Oktar ve DEVA Partisi Genel Merkez Kurul Üyesi Fatih Acar ile DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Mümtaz Öztürk, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, il yöneticileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

    Türkiye’nin çok ağır koşullardan geçerek 2023 seçimlerine geldiğini belirten CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan, sözlerine 14 Mayıs seçimlerini değerlendirerek başladı. CHP’nin Bursa’da her 2 bölgeden 3’er olmak üzere, toplam 6 milletvekili çıkardığını, 7’nci milletvekilliğini ise çok az bir oy farkıyla kaçırdığını belirten Özkan, “Tüm partiler içerisinde oylarını ve milletvekili sayısını artıran tek parti CHP olmuştur. Katılan hiçbir adayın seçilecek yeterli oyu alamaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmıştır” dedi.


    “MONTAJ VİDEOLARLA SAHTECİLİK YAPTILAR”

    Turgut Özkan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    “Seçim yarışında AKP’nin tüm devlet imkanlarını kullanarak, adil olmayacağını biliyorduk. Medyayı muhalefete kapattılar, halka ulaşmamızı yasaklarla engellediler. Vicdanı ve ahlâkı bir kenara koyup şeytanın bile aklına gelmeyen yöntemlere başvurarak iftiralarla halkımızı kandırdılar. Montaj videolarla sahtecilik yaptılar. Maalesef organize bir kötülükle karşı karşıyayız. Buna rağmen milletimizden seçilmek için yeterli oyu alamadılar.”

    “ISLAK İMZALI TUTANAKLARDA EKSİK YOK”

    “İkinci tur seçim için tüm örgütümüzle ve ittifak partilerimizle birlikte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapabilmek için canla başla çalışmaktayız. Bunun için İl Başkanlığımızda çok yoğun bir mesai yürüterek örgütümüzün tüm katmanlarıyla seçim değerlendirmesinde bulunduk. Tüm verileri analiz ettik. Sandık görevlilerimiz, okul sorumlularımız, müşahitlerimiz, okul bilişim sorumlularımız, hukukçularımızla ikinci tur seçimini de takip edeceğiz. Tüm saydığımız bu unsurları gözden geçirerek güçlendirdik. 14 Mayıs seçim gecesi Bursa İl Başkanlığımızda 120 kişilik ekip görev yaptı. İlçe Seçim Kurullarında oylar resmen kayda girmeden önce, cep telefonu uygulamaları ile biz yaklaşık 3 saat içinde tüm Bursa’nın ıslak imzalı tutanaklarına dayalı seçim sonucunu sistemimize girdik. Halkımıza ülkemizde bir rejim sorunu olduğunu, tek adam rejiminin ülkemizi ekonomik ve sosyal yönden uçuruma sürüklediğini anlatıyoruz.”

    “14 MAYIS’IN KAYBEDENİ BELLİ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN”
    “14 Mayıs’ın kaybedeni bellidir. Tüm devlet imkanlarını partisinin emrine tahsis eden, milletvekili adayı yaptığı bakanlarını devlet imkanlarıyla sokaklara salarak AKP’nin propaganda memuru olarak çalıştıran, belediye memurlarını, kamudaki işçi-memur tüm çalışanları AKP mitinglerinin neferi haline dönüştüren, CHP’ye ve Genel Başkanımıza miting meydanlarından akla hayale gelmedik iftiralar atan Recep Tayyip Erdoğan, tüm bunlara rağmen seçimi kazanamamıştır.”

    “28 MAYIS’TA YENİDEN SANDIK BAŞINDAYIZ”

    “Ve 28 Mayıs’ta maç yine 0-0’dan başlıyor. İkinci Tur seçimi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık ve yokluk seçimi olacaktır. Tüm örgütümüze ve Bursalı hemşerilerimize çağrımızdır…

    Umutsuzluğa kapılmayın, ülkemizi AKP karanlığına bırakmayacağız. Gün birlik ve beraberlik içerisinde, geleceğimizi sil baştan kurma günüdür… Gençlerimize, çocuklarımıza yeni, parlak bir gelecek, adil, hakça paylaşan, barış içerisinde yaşayan bir ülke armağan etme günüdür…
    Bu ülkeye 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu lazım. Birleşe birleşe kazanacağız, geleceğimizi hep birlikte kuracağız… Biz 28 Mayıs’ta sandığa gideceğiz… Vatanını seven sandığa gelsin!”

  • “Türkçe bilmiyor, oy kullanıyor”

    “Türkçe bilmiyor, oy kullanıyor”

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy’de semt pazarını gezdikten sonra vatandaşlara hitap etti. Pazarda 80 yaşında bir vatandaşın canı çektiği için aldığı 5 eriğe 5 lira ödediğini söyledikten sonra omzunda ağladığını anlatan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bunları anlat. Bunları konuş. Bunlara çözüm bul. Bulamıyorsun. Ama sana faydası olan terör gruplarının konuşmasını, kalkıyorsun bize isnat ederek, suçlamaya kalkıyorsun. Sana ne derim biliyor musun? Hadi oradan. Bunların her sözünü sen kullanıyorsun. Terör açıklamalarını alıp, milyonlarca insana, milyonlarca reklamlarla dağıtan sensin. Sana bu malzemeyi veren de onlar. Ya bu nasıl bir danışıklı dövüş? Biri konuşuyor, diğeri faydalanıyor. Bir değil, iki değil, üç değil… Olayla bizim alakamız yok. Hiç yok. Faydasını sana veriyorlar sana, bize değil. Onun için sen git, ilişkilerini gözden geçir kardeşim. Bu terör ilişkilerinden ekmek yemeye çalışan bir kişi var; o da sensin” diye seslendi.

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah saatlerinde Ümraniye Madenler Mahallesi’ndeki ‘Yuvamız İstanbul’u, ardından da Saray Mahallesi’nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Sanayi Sitesi esnafını ziyaret etti. Esnafla, ekonomik kriz ve seçim gündemli sohbetler yapan İmamoğlu, İBB’nin Alemdağ Caddesi’nin çehresini değiştirecek çalışmalarını da yerinde inceledi. İnceleme alanı yakınındaki esnafı da ziyaret eden İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisi altında Ataşehir’e geçti. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılanan İmamoğlu, İBB bürokratlarından, İçerenköy Yüzme Havuzu inşaatıyla ilgili bilgi aldı.

    İmamoğlu’nun Anadolu Yakası’ndaki son adresi Çekmeköy oldu. Mehmet Akif Mahallesi’ndeki Çekmeköy İtfaiye Binası inşaatında incelemelerde bulunan İmamoğlu, Mimar Sinan Mahallesi’nde kurulan semt pazarında vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, Çekmeköy turunun sonunda Barış Yolu Caddesi üzerindeki Çamlık Doğa Park alanında vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

    “ARI GİBİ ÇALIŞIYORUZ, İŞ YAPIYORUZ, ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ: Hepimiz 28 Mayıs seçimlerinin heyecanı yaşıyoruz. Tabii son dört yılda Çekmeköy’e güzel hizmetler sunduk. Burada İSKİ önemli altyapı çalışmaları yaptı. Arıtma tesisi yaptık, buranın içme suyunun daha nitelikli hale getirmek için yatırımlar yaptık. Anadolu Yakası’nın ilk kent ormanını olan Rahmi Demir Kent Ormanı’nı açtık. Bir kültür merkezi tamamladık Hamidiye’de. Yine metroda zemin altı otoparkımızı vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Özellikle su baskınlarını gideren daha nitelikli bir su kanalizasyon altyapısı organize eden yatırımlar yaptık. ‘Çekmeköy’de olur mu’ demeyin ciddi bir tarım desteği sunduk. Özellikle Serindere Yaşam Vadisi çok güzel bir yer oldu. Orada çok nitelikli bir alanı sizlerle buluşturduk. Tabii önümüzdeki günlerde yeni proje ve tesisleri de sizlerle buluşturuyor olacağız. Dört yılda çok güzel işler yaptık. Tabii buraya güzel bir metro hattı hazırlıyoruz. O da özellikle Çekmeköy’den başlayarak Sancaktepe’ye, Sultanbeyli’ye devam eden süreci iz başlattık. O metro hattımız, inşallah bu sene içinde Sancaktepe’deki Şehir Hastanesi’ne kadar ulaşacak. Muhsin Yazıcıoğlu Kent Ormanı’nı hızla bitireceğiz. Orası da bizim için çok özel bir park olacak. Yeni itfaiye istasyonu, mahalle evleri derken arı gibi çalışıyoruz, iş yapıyoruz, çözüm üretiyoruz. Sizlere, İstanbullulara hizmet ederken de kimsenin partisine, siyasetine bakmıyoruz. Zaten siyaset, iş yapmaktır, çözüm üretmektir.

    BU İKTİDAR DÖNEMİ, BİZE BİRTAKIM DÜŞMANLIKLARI, BİRTAKIM KÖTÜLÜKLERİ ANLATIYOR: Biz bunları yapıyoruz fakat bu iktidar bize çözüm üretmeyi değil, ne yazık ki başka duyguları yaşatıyor. Bunları sizlerle paylaşmak beni üzüyor ama paylaşmak zorundayım. Bu iktidar dönemi, bize birtakım düşmanlıkları, birtakım kötülükleri anlatıyor. Akıllarını o kadar yitirdiler ki Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na -25 milyon insan oy verdi neredeyse- oy verdi diye, teröre destek sunduğunu ifade edecek kadar içleri kötülük dolu. Ama bu iftiralarının, bu yalanlarının göreceksiniz artık zamanı bitmek üzere. Bunları gelip bizim yüzümüze de söylemeye cesaretleri yok. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu biliyorsunuz kaç kez davet etti? ‘Gel kardeşim, karşı karşıya oturalım, tartışalım’ dedi. Gelebildiler mi? Ne diyor Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı Adayımız, ‘Gel kardeşim, bütün yalanlarını tek tek çürüteceğim’ diyor. Ama Sayın Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmıyor. Yüzleşmekten çekiniyor. Yüzleşmekten kaçıyor. Çünkü söylediklerine kendileri bile inanmıyor. Bakın inançlı bir insanın, bir Müslüman’ın uzak durması gereken büyük günahlar vardır. Yalan konuşmak büyük günahtır. İftira atmak büyük günahtır. Gıybet yapmak büyük günahtır. Ama bunlar, bu günahları işliyorlar.

    MİLLET İTTİFAKI’NDA İŞLER ŞEFFAF YÜRÜYOR, CUMHUR İTTİFAKI’NDA GİZLİ:  14 Mayıs seçimlerinin iki net sonucu var sevgili hemşerilerim, unutmayın. Bir tanesi; hükümet, milletten güven oyu a-la-ma-mıştır. Nokta. İki; karşımızda yüzde 7’nin üzerinde oy kaybetmiş bir iktidar partisi vardır. Dolayısıyla, bugün her 100 kişinin yarısı bugünün iktidarına karşıdır. Doğru mu? Karşı. İstemiyor. Yüzde 49’lardan, 50’lerden, 30’lara düştüler. Onun için her gün erimektedir. İşte bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak yapmak zorunda kaldığı siyasi partilerin kıskacının altına girmiştir. Dikkat edin; Millet İttifakı’nı oluşturan partiler arasındaki her uzlaşmanın metnini sayfalarında bulabilirsiniz. Mutabakat metnimiz var. Girin CHP’nin sayfasına, orada görürsünüz. Her şeyimiz kayıt altında. Milletimizle açıkça paylaştığımız mutabakat metnimiz var. Milletten gizlimiz, saklımız yok. Her şeyi oradan görebilirsiniz. Ama Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu ittifak içerisinde, aralarındaki anlaşmalardan herhangi bir bilginiz var mı? Çünkü Erdoğan’la onu destekleyen parti liderleri arasında her şey gizli yapılıyor. Biz açık yapıyoruz, onlar gizli. Altı partiyle ortaklığımız var. Mutabakat metnimiz var. Her şeyimiz şeffaf. Ama onlar gizliyorlar. Dolayısıyla hangi çözüm önerileri, hangi konular, ne anlaştılar; hiçbir açıklamaları yok. Milletine açıklayamıyorlar yaptıklarını. Çünkü dışarıya başka görüntü veriyorlar, kendi içlerinde başka pazarlıkları yürütüyorlar. Bu gizli kapaklı siyaseti Türkiye’nin başına getirmeyeceğiz. Onlara, hep birlikte güle güle diyeceğiz.

    ÇOK KİRLİ, YALAN VE İFTİRA ÜZERİNE KURULU BİR SEÇİM DÖNEMİNİ YAŞATTILAR: 28 Mayıs’ta buna ‘Dur’ demezsek, daha büyük sıkıntılar bizi bulacak. Çok kirli, yalan ve iftira üzerine kurulu bir seçim dönemini bize yaşattılar. Benim içimi yakıyor. Niye biliyor musunuz? Millet İttifakı’na ve bizlere yapılan ‘terörle iş birliği’ suçlaması… Her gün konuştular. Uydurma filmler hazırladılar. Bu ne biliyor musunuz? Bunun adı; çaresizlik. Bunun adı; kıskançlık. Bu iftira kampanyası çok acı. Niye biliyor musunuz? Bu tür konulara girerek, insanlara atılan iftiralar; insanları bölen, milletimizin arasına atılmış dinamit gibidir. Yazık, günah. Allah hiçbir insanı iftirayla yüzleşmeye mecbur bırakmasın. Biz, onların yaptığı gibi iftirayla, yalanla konuşmayacağız. Biz bunlara net olacağız. Seçim dönemi ne zaman başladı, terör grupları hemen açıklama yapmaya başladılar. Bütün terör odakları, yaptıkları her açıklamaya bir video çekiyorlar, yayınlıyorlar. Bir bakıyorsun ki kime yarıyor? Ne tesadüf, Erdoğan’a yarıyor. Bak sen. Allah aşkına, her seçim aynı şeyi yaptılar. İlk seçim bitti. Bunun zararı ortada. Ama yine durmuyorlar, hala devam ediyorlar. Bunların son sözü acaba niye Erdoğan’ın işine yarıyor? Hiç düşündünüz mü? Bunlar hala konuşmaya devam ediyorlar. Ama Erdoğan’ın işine yaramasına rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı çıkıyor diyor ki, ‘Bak bunlar Kılıçdaroğlu’nu istiyor.’ Yahu bu kadar kirli, bu kadar kötü bir süreci bu milletin başına siz bela ediyorsunuz.

    5 LİRAYA 5 TANE ERİK ALMIŞ, ‘YAVRUM CANIM ÇEKTİ’ DİYOR: Pazarda, Çekmeköy’de, bugün bir teyzem, bana 5 liraya aldığı bir avuç erik gösterdi. Beş tane erik yok. Ne dedi biliyor musunuz 80 küsur yaşında emekli teyzem? Bana sarıldı, bu omzumda ağladı. İçimi yaktı. Ne dedi biliyor musunuz? ‘Yavrum canım çekti, ne yapayım’ dedi. Tanesi 1 lira. 5 liraya 5 tane erik almış! Bunları anlat. Bunları konuş. Bunlara çözüm bul. Bulamıyorsun. Ama sana faydası olan terör gruplarının konuşmasını, kalkıyorsun bize isnat ederek, suçlamaya kalkıyorsun. Sana ne derim biliyor musun? Hadi oradan. Hadi oradan. Hadi oradan. Bunların her sözünü sen kullanıyorsun. Terör açıklamalarını alıp, milyonlarca insana, milyonlarca reklamlarla dağıtan sensin. Sana bu malzemeyi veren de onlar. Ya bu nasıl bir danışıklı dövüş? Biri konuşuyor, diğeri faydalanıyor. Bir değil, iki değil, üç değil… Olayla bizim alakamız yok. Hiç yok. Ama sonra faturayı, benim masum, aldatılan insanlarımız bize kesmeye çalışıyor. Hala da buna devam ediyorlar. Faydasını sana veriyorlar sana, bize değil. Onun için sen git, ilişkilerini gözden geçir kardeşim. Bu terör ilişkilerinden ekmek yemeye çalışan bir kişi var; o da sensin.

    TEK KELİME TÜRKÇE BİLMİYOR, OY KULLANIYOR: Ben nasıl bakıyorum biliyor musunuz bu memleketin 85-86 milyon insanına? Allah şahit, Allah benim kalbimi biliyor. Bir kişisine farklı bakıyorsam, namerdim. Hangi inançtan, hangi etnik kökenden, hangi inanıştan olursa olsun, benim canım vatandaşım, benim evladım, benim genç kızım, benim genç oğullarım, hanımefendiler, beyefendiler, büyüklerim. Kimse kimseden fazla vatansever değil. Hepimiz bu toprakların evladıyız. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yürekten vatanseverdir. Nokta. Bunu unutmayın. Aksini düşünmek bu milleti bölmektir. ‘Bu toprakların evladı’ kısmını bilerek vurguladım sevgili hemşerilerim görüyorsunuz. Yurt dışında oy kullananların filmlerini gördünüz değil mi? Türkiye’de sudan ucuz emlakları alıp, Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olan… Tek cümle Türkçe bilmeyen yabancılar bir ev alıyor… Kimsenin bu ülkeden ev almasına karşı değilim. Alsınlar. Memleket cennet. Onlar da gelsin, ev alsın. Ama benim canım vatanımın vatandaşlığını satamazsınız. Şimdi oy kullanıyorlar. Hangi bilinçle oy kullanıyorlar? Ne biliyorlar benim vatanımla ilgili? Benim memleketimin insanıyla ilgili ne biliyorlar? Yabancılar bir bakıyorsun oy kullanıyorlar. Baba oy kullanıyor. Eşi oy kullanıyor. Çocuğu oy kullanıyor. Bu garabet, garabet. Seksen altı milyon vatansever, size söylüyorum. Ne yapacaksınız? Buna son vereceksiniz.

    EKONOMİK KRİZİN DAHA BAŞINDAYIZ, UÇURUMUN KIYISINDA GEZİYORUZ: Buraya gelmişken, ekonomik krizden bahsetmek zorundayız. Bu krizin daha başındayız. Sevgili hemşerilerim, benim güzel komşularım; uçurumun kıyısında geziyoruz. Ama hala kurtulma şansımız var. Şimdi önlem alırsak, hep birlikte bu canım ülkeyi düze çıkartırız. Ekonomiyi bu hale getirenlerden bir an önce kurtulmalıyız. Bir güne bile tahammülümüz yok. Krizden de kurtuluruz, bütün sıkıntılardan da kurtuluruz. Ekonomiyi batıranları da bu görevden uzaklaştırmanın tek yolu var. 28 Mayıs’ta görevimizi yerine getireceğiz.

    SORGUSUZ, SUALSİZ 10 MİLYONA YAKIN SIĞINMACI OLDU: Bu ülkeyi sorgusuz, sualsiz sığınmacılarla doldurdular. Öyle değil mi? Yahu sığınmacıların bir ülkeye girişi, bir sistemle olur. Uluslararası hukuk vardır. Bu hukuka uygun bir süreç yönetirsiniz. Bunlar ne yaptılar? Hatırlayın 7-8-10 sene önceyi. ‘Biz büyük devletiz. Bunlar bizim kardeşimiz. Gelin, gelin, gelin…’ Ne oldu? Sorgusuz, sualsiz 10 milyona yakın sığınmacı oldu. Bizim dini bayramlarımızda, milli bayramlarımızda biliyorsunuz ulaşım ücretsiz. Tramvayın kapısında binlerce sığınmacı. Tramvaya binemiyor insanlarımız. Ne tesadüf ki bu binlerce sığınmacının da tamamı erkek. Nasıl bir sığınmacı bu? Milletine, memleketine gitsin, orada çalışsın, mücadele versin. Bu ülkeye çalışmaya gelen her başka ülke vatandaşına kapımız açık. Onun kuralı var, kaidesi var, izni var; gelirsin çalışırsın. Burası büyük ülke, başımızın üstünde yerleri var. Ama sorgusuz, sualsiz olmaz, olamaz. Onun için bütün bunlardan, ekonomik sorunlardan, sığınmacı sorunundan, aynı zamanda milletimizi bölen bu akıldan kurtarmanın günü, 28 Mayıs’tır. Doğru mu? Hazır mıyız 28 Mayıs’a. Herkes hazır mı? Size söz. Her şey çok güzel olacak.”

  • “Gençlerin önünde mertçe yüzleşelim”

    “Gençlerin önünde mertçe yüzleşelim”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Babala TV’nin kurucusu Oğuzhan Uğur’un tweetini alıntıladı, “Pazar akşamı çekimdeyiz. Salonda ağırlık AK Partili gençlerimizden oluşacakmış. Dolayısıyla yabancı yok, seni de bekleriz Recep Tayyip Erdoğan. Gençlerin önünde mertçe yüzleşelim” dedi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu gece Twitter hesabından; Oğuzhan Uğur’un YouTube kanalı olan Babala TV’de Mevzular Açık Mikrofon programına katılacağını duyurdu. Kılıçdaroğlu, Uğur’un “Angara’ya gelmişken program tarihini netleştirmemek olmazdı. Kemal Bey’den onayı bizzat aldım. Bu pazar çekiyoruz. Vatana millete hayırlı olsun” paylaşımını alıntılayarak bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun mesajı şöyle:

    “Pazar akşamı çekimdeyiz. Salonda ağırlık AK Partili gençlerimizden oluşacakmış. Dolayısıyla yabancı yok, seni de bekleriz Recep Tayyip Erdoğan. Gençlerin önünde mertçe yüzleşelim.”

     

  • CHP Bursa Örgütü’nden coşkulu kutlama

    CHP Bursa Örgütü’nden coşkulu kutlama

    28. Dönem CHP Bursa Milletvekili seçilen Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Prof. Dr. Kayıhan Pala, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ilçe başkanları, İl Kadın ve Gençlik Kolları ile partililerin de katıldığı törende çelenk sunumu, saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından yapılan konuşmalarda, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bağımsızlık mücadelesinde ilk adımı attığı 19 Mayıs 1919’un önemine işaret edildi. CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan, “19 Mayıs emperyalizme karşı verilen milli mücadelenin bugünlere dek ulaşan, sönmeyen meşalesi, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı onurlu bir direniştir” dedi.

    Konuşmasına 19 Mayıs 1919’un Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğine emanet ettiği, Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda en büyük adımın atıldığı gün olduğunu vurgulayarak başlayan Özkan, şunları söyledi:

    “19 Mayıs emperyalizme karşı verilen milli mücadelenin bugünlere dek ulaşan, sönmeyen meşalesi, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı onurlu bir direniştir. En karanlık gecede dahi, yanan umut ışığıdır. 103 yıl önce parlayan bu ateş, bugün dahi güzel ülkemizin geleceğini aydınlatmaktadır. Her şeye rağmen bu inanç hiç bitmedi. Bitmeyecek de. 28 Mayıs’ta, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu bu cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, bu vatanı bizlere armağan eden tüm şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle anıyoruz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!”

    Özkan’ın ardından konuşan CHP Bursa İl Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak da “Bu-ra-da-yız! Gençlerin ayak seslerini duyuyor musunuz?” diye seslendi.

  • Şehit yakınları Kılıçdaroğlu’nun çelengini parçaladı

    Şehit yakınları Kılıçdaroğlu’nun çelengini parçaladı

    Şırnak’ta başlatılan operasyon çerçevesinde gerçekleştirilen operasyon da Bestler-Dereler bölgesinde arazi araması sırasında mağaraya sıkıştırılan bir grup terörist ile sıcak temas sağlandı.

    Çıkan çatışmada Çakırsöğüt 3. Jandarma Komanda Tugay Komutanlığında görevli Jandarma Uzman Çavuş Bayram Doğan şehit oldu. Şehitin naaşı geçtiğimiz gün Şırnak’ta yapılan törenin ardından memleketi Tokat’a getirildi. Bugün ikindi namazının ardından Turhal Cumhuriyet Meydanında kılınacak cenaze namazına binlerce kişi katıldı. Şehit yakınları alanda bulunan ve üzerinde, ‘CHP Genel Başkanı ve İYİ Parti Genel Başkanı’ yazılı olan çelenklerin kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine vatandaşlardan tepki gecikmedi.

    İYİ parti çelengi alandan kaldırılırken, Cumhuriyet Halk Partisine ait çelenk vatandaşlar tarafından parçalandı. Tepkiler üzerine şehidin naaşının koyulacağı alanda ‘Cumhurbaşkanı’ yazılı olan çelenk konulması, öfkeli şehit yakınlarının sakinleşmesine neden oldu.

  • CHP’den, oy verme süresine itiraz

    CHP’den, oy verme süresine itiraz

    CHP, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda ABD, Kanada, Avustralya, İrlanda ve İngiltere’de oy verme süresinin beş günden iki güne düşürülmesine itiraz etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Esas olan, seçmenin oy kullanmasını, iradesini tecelli ettirmesini sağlamaktır. Daraltmak değil, genişletmemiz gerekir. Sandık sayısını artırmamız gerekir. Onun için bu konuda bir başvuru yaptık…Yurt dışı seçmenler tüm planlarını bu kararlara gör yapıyorlar. 16 Mart tarihli genelge ve kararlar uyarınca, seçimin ikinci tura kalması durumunda insanlar, seçmenler, oy kullanacakları tarihe göre planlamalarını yaptılar” dedi.

    CHP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, YSK’nin cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda ABD, Kanada, Avustralya, İrlanda ve İngiltere’de oy verme süresini beş günden iki güne düşüren kararına itiraz ettiklerini açıklamıştı.

    CHP Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Erkek ve Bülent Tezcan, bugün YSK’ye giderek itiraz dilekçesini iletti. Muharrem Erkek, daha sonra YSK önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “MAÇ DEVAM EDERKEN KURAL DEĞİŞTİRİLMEZ”

    “Başvurumuz, yurt dışı seçmenlerimizin oy kullanma tarihleriyle ilgili. Bildiğiniz üzere maç devam ediyor, bitmedi. Maç devam ederken kural değiştirilmez. Daha önce Yüksek Seçim Kurulu’muzun 16 Mart tarihinde aldığı karar uyarınca, ikinci tura kalması durumunda ki kaldı, yurt dışındaki ülkelerdeki oy kullanma tarihleri belirlenmişti. Örneğin Amerika’da, İngiltere’de, Kanada’da, Avusturalya’da, bu ülkelerde 20-24 Mayıs, beş gün olarak belirlenmişti. Dün akşam alınan bir kararla, belli gerekçelerle bu 20-21 Mayıs, yani iki güne indiriliyor. Farklı ülkelerde farklı uygulamalar, kıtaların durumuna göre.

    “ESAS OLAN, SEÇMENİN OY KULLANMASINI, İRADESİNİ TECELLİ ETTİRMESİNİ SAĞLAMAKTIR. DARALTMAK DEĞİL, GENİŞLETMEMİZ GEREKİR”

    Burada esas olan, seçmenin oy kullanmasını, iradesini tecelli ettirmesini sağlamaktır. Daraltmak değil, genişletmemiz gerekir. Sandık sayısını artırmamız gerekir. Onun için bu konuda bir başvuru yaptık. Özellikle Amerika, Kanada gibi ülkelerde ulaşımı, başka şeyleri düşündüğünüzde biz en doğru kararın verileceğine inanıyoruz. Çünkü yurt dışı seçmenler de tüm planlarını bu kararlara gör yapıyorlar. 16 Mart tarihli genelge ve kararlar uyarınca, seçimin ikinci tura kalması durumunda insanlar, seçmenler, oy kullanacakları tarihe göre planlamalarını yaptılar. Onun için bekleyeceğiz. Ben, en doğru kararın verileceğine inanıyorum. Maç devam ediyor, maç bitmedi. İlk maçın kazanını da yok. Önemli olan, seçmenin iradesine hepimizin sahip çıkmasıdır, milli iradenin tecelli etmesidir.”