Etiket: chp

  • “CHP’lilerin yaptığı hukuk tanımazlıktır”

    “CHP’lilerin yaptığı hukuk tanımazlıktır”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın zimmet duruşmasındaki davranışlarına tepki gösterdi.

    Bozdağ Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “İçinde kimi milletvekillerinin de olduğu bazı CHP’liler; yargılama sırasında Yalova’da Ağır Ceza Mahkemesi heyetine saygısızlık ediyorlar, hakaret yapıyorlar, tehdit savuruyorlar, bağırıyorlar, kabalığın alasını gösteriyorlar. Bu haddini ve kendini bilmez CHP’lileri kınıyorum. CHP’lilerin yaptığı; hukuk tanımazlıktır, haddini bilmezliktir yargı görevini yapanı ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüstür yargı görevi yapanları tehdittir yargı görevi yapanlara saygısızlıktır hakarettir. Bu ilkelliği reddediyoruz. İşte CHP’nin hukuk devleti anlayışı” açıklamasında bulundu.

    Bozdağ paylaşımının devamında, “Türkiye, hukuk devletidir. Hiç kimse hakim ve savcılarımıza emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Hiç kimse hakim ve savcılarımıza hakaret edemez. Hiç kimse, hakim ve savcılarımızı tehdit edemez. Mahkemeler; adaletin tecelli ettiği, hak ve hakikatin tespit edildiği, herkese hakkının ve hak ettiğinin verildiği yerlerdir. Mahkemelerde hukuk tanımazlığa asla izin verilmez. Yargılama düzenini bozanın, düzen kuran usul kurallarının uygulanmasından şikayet hakkı yoktur. Kanun önünde herkes eşittir. Milletvekili veya siyasi bir kişilik olmak, hiç kimseye mahkemeye, hakim ve savcıya saygısızlık, hakaret ve tehdit etme hakkı vermez. Taşıdığı unvanı ya da sıfatı istismar etmek marifet değil, olsa olsa haddini ve kendini bilmezliktir” ifadelerine yer verdi.

  • CHP’li Sarıbal: Küçükbaş hayvancılığı batıyor

    CHP’li Sarıbal: Küçükbaş hayvancılığı batıyor

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasını eleştiren Sarıbal, AK Parti Genel Başkanının hedef göstermesi ile gazetecilerin bilim insanlarının gözaltına alınmasının fikrini söylemek, eleştiride bulunmak isteyenlere gözdağı olduğunu ifade etti.

    Sarıbal, “Davet etseler gelip ifade verecek TTB gibi bir kurumun başında bulunan bir bilim insanın gözaltına alınması doğru değildir” dedi.

    8 köy mağdur ediliyor

    Sarıbal, seçim bölgesi Bursa’daki mağduriyetlere neden olan iki konuyu da gündeme getirdi. Bunlardan ilki Bursa’nın Gürsu İlçesi Kazıklı Mahallesi’ne yapılmak istenen çöp aktarma tesisiydi. Sarıbal, Bursa’nın önemli tarımsal üretim bölgelerinden olan alanda çöp tesisi yapılmasının bölgedeki 8 köyün tarımsal üretimine zarar vereceğini belirterek, “Ülkemizin en kaliteli meyvelerinin yetiştirildiği bir alana çöp aktarma alanı kurulması kabul edilemez. Buraya yapılmak istenen çöp aktarma merkezi burayı kirletecek” diye konuştu. Rüzgârın hâkim olduğu bir yerde çöp tesisinin kurulması kararından dönülmesi çağrısında bulunan Sarıbal, “Burası çöp aktarma yeri olarak kullanmaya uygun değil. Yetkililer bölge halkından, ilgili sivil örgütlerden görüş alıp söz konusu tesisin kurulabileceği uygun yer bulabilir” dedi.

    Esnafı perişan ettiler

    Sarıbal’ın Bursa ile ilgili dile getirdiği diğer konu ise Bursa merkezinden Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlamak için Bursa Emek-YHT Gar-Şehir Hastanesi Metro Projesiydi. Şehir Hastanesinin yapılmadan söz konusu raylı sistemlerin bitirilmesi gerekirken, Hastane yapıldıktan sonra raylı ulaşım yapılmaya çalışıldığını ifade eden Sarıbal, “Yanlış planlamanın cezasını şimdi bölgedeki esnaf çekiyor. 45 günde bitirileceği söylenen inşaat 45 gün doldu ama daha bir tarafın kazıkları bile çakılmadı. Ne zaman biteceği de belli değil. Bölgedeki 150’den fazla esnaf inşaatın başladığı günden beri zarar ediyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu insanların zararını karşılamak için gereken adımı atmalıdır” görüşünü dile getirdi.

    Yanlış kararlar küçükbaş hayvancılığı bitiriyor

    Sarıbal’ın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ağırlık verdiği konu ise küçükbaş hayvancılık yapan çiftçilerin yaşadıkları sorunlardı.

    Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle büyükbaş hayvan yetiştiricileri gibi küçükbaş hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin de ciddi zarar ettiğini söyleyen Sarıbal, “İktidar öylesine üst üste hatalar yaptı ki şu anda süt ve kasaplık büyükbaş hayvancılıkta nasıl derin bir sorun var ise bunun çok daha fazlası küçükbaşta var” dedi.

    2019 yılında yapılan Tarım Şurası’nda küçükbaş hayvan sayısının ülke nüfusa denk gelecek sayıya çıkarılacağı söylendiğini ancak açıklanan küçükbaş hayvan sayısın 58 milyon olduğunu söyleyen Sarıbal, “Bu rakam da kesinlikle doğru değil” dedi.

    Son yıllarda yapılan küçükbaş hayvan ihracatı kısıtlamaları yurt dışı pazar kaybına neden olduğunu ve üreticiyi mağdur ettiğini aktaran Sarıbal, Et Süt Kurumu ve Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinin ucuza et satması gibi kararların sektöre zarar verdiğini anlattı.

    300 koyuna bir araba

    Küçükbaş üreticisinin bundan birkaç yıl önce 1 koyun sattığında 1 ton arpa alırken, bugün 1 ton arpa için 3 koyun satmak zorunda kaldığını kaydeden Sarıbal, aynı şekilde bir yıl önce 100 baş küçükbaş hayvanla bir araba alabiliyorken, aynı arabayı bugün alabilmesi için 300 küçükbaş hayvan satmak zorunda kaldığını ifade etti.

    Artan yem maliyetleri karısında küçükbaş hayvan üreticisinin her gün zarar ettiğini belirten Sarıbal, “Küçükbaş hayvancılık yapan çiftçilerin bugün kuzu başına 600 lira ile 1000 lira arasında zarar ediyor. Üretici artık damızlıklarını, koyunlarını satma noktasına geldi. Üretimde çıkmaya başladı. Sektördeki en önemli tehlike bu. Çiftçi etin kilosunu 120 liranın altında sattığı sürece zarar etmeye devam edecek. Bu alanda ciddi bir desteklemeye ihtiyaç var” diye konuştu.

  • Bursa’da CHP’li kadınlardan Ata’ya saygı

    Bursa’da CHP’li kadınlardan Ata’ya saygı

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları MYK Üyesi Hürmüz Avcı’nın da hazır bulunduğu toplantıda konuşan CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, Cumhuriyet devrimlerinin en önemlilerinden birinin, kadınların siyasi haklarına kavuşması olduğunu hatırlatarak, “Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 89 yıl önce bugün Köy Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. Böylece, kadınlar köy ihtiyar heyetleri ve muhtarlıklarda seçme-seçilme hakkını kazanmıştır. Başta ebedi liderimiz Atatürk olmak üzere, eşitlik mücadelesine katkı sunan herkesi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz” dedi.

    Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:

    “Bizler hep ülkemizdeki kadınların birçok gelişmiş ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını kazanmış olmasıyla gurur duyduk. 3 Nisan 1930’da belediyelerde, 26 Ekim 1933’te köy ihtiyar heyetlerinde ve muhtarlıklarda, 5 Aralık 1934’te parlamentoda seçme ve seçilme hakkına sahip olduk. 6 Kasım 1933’de, Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demircidere Köyü’nde seçimler yapıldığında, 500’e yakın kişi oy kullandı. 8 aday içerisinde, tek kadın aday Gül Esin idi. Seçimi kazanan da O oldu.”

    “KADIN MUHTARLARIN SAYISI MAALESEF ÇOK DÜŞÜK”

    “Kadınların bu hakka sahip olmasının üzerinden 89 yıl geçmesine rağmen, eşitlik adına kat etmemiz gereken çok mesafe var. 2019 yılında yapılan yerel seçimlerin sonuçlarına göre, Türkiye’de toplam 50.217 muhtarımız var. Bu muhtarların sadece yüzde 2’si kadın. Oysa ki biz kadınlar, muhtarlığın demokrasinin temel taşı olduğunu çok iyi biliyoruz. Hangi evin tenceresinde et, hangisinde dert pişer, en iyi muhtarlarımız bilir. Şu bir gerçek ki; kadın muhtarların kapısı, mahalle sakinleri tarafından daha rahat çalınıyor. Sorunlar, kadın duyarlılığı ve yaratıcılığıyla daha kolay çözülüyor. İlk seçimlerde ‘ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ diyen zihniyeti sandığa gömmeliyiz.”

    “TECAVÜZCÜYÜ AKLAMA YASASI GETİRMEYE ÇALIŞANLAR HANGİ VİZYONDAN SÖZ EDİYOR?”

    “Bir iktidar düşünün ki ‘eşitlik’ kelime dağarcıklarında yer almıyor. AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir çıkmış, ‘Türkiye Yüzyılı vizyonunun önemli bir parçası kadınlar olacak’ diyor. Kadına yönelik şiddet hız kesmeden devam ederken, koruma altındaki kadınlar göz göre göre katledilirken İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenler hangi vizyondan bahsediyor? Öldürülen kadınlara sadece sayı gözüyle bakanlar, kadın katillerinin cezasızlıkla ödüllendirilmesine seyirci olanlar hangi vizyondan bahsediyor? İstismar vakalarında “çocuğun rızası”ndan bahsedenler, tecavüzcüleri aklama yasasını getirmeye çalışanlar hangi vizyondan bahsediyor?”

    “CHP İKTİDARINDA MUHTARLAR İÇİN 10 ADIM HAYATA GEÇECEK”

    “İktidara geldiğimizde siyasetin öznesi olan muhtarlarımız için 10 önemli adımı hayata geçireceğiz. 82 ayrı kanuna dağılmış değil, tek bir muhtarlık kanunu çıkaracağız. Muhtarlık seçimleri için birleşik oy pusulası esasını getireceğiz. Belediye binası var, “muhtarlık evi” neden yok? Bağımsız bir muhtarlık evi olacak. Muhtarlıklara yardımcı büro personeli tahsis edeceğiz. Kaldırılan köy tüzel kişiliklerini yeniden oluşturacağız. Her muhtarlığın ayrı bir bütçesi olacak. Sosyal yardımlar, muhtarlıklar aracılığı ile dağıtılacak. Belediye Meclisi’nde muhtarın seçildiği mahalleyle ilgili bir karar alınacaksa, o kararın görüşüldüğü belediye meclisi toplantısına muhtar da katılacak, toplantıda söz ve karar sahibi olacak. Muhtarlarımız, belediye ile birlikte sosyal projeler geliştirecek. Türkiye Muhtarlar Birliği kurulacak.”

  • CHP’li Sarıbal, Geçit esnafının sorunlarını dinledi

    CHP’li Sarıbal, Geçit esnafının sorunlarını dinledi

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa merkezinden Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlamak için Bursa Emek-YHT Gar-Şehir Hastanesi Metro Projesi nedeniyle Geçit Mahallesi Sanayi Caddesi’ndeki esnafın sorunlarını dinledi.

    Sarıbal; “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa yapımını üslendiği ve 45 günde tamamlanacağı söylenen raylı sistem için 45 gün geçtiği halde hiçbir ilerleme sağlanmadı. Ne zaman bitirileceği bilinmiyor. Kimse bilgi vermiyor. Muhatap yok” dedi.

    Cadde üzerinde bin metrelik alanda iş yapan insanların büyük bir sıkıntı yaşadığını söyleyen Sarıbal, esnafın zararının karşılanması gerektiğini vurguladı.

    Sarıbal açıklamasının devamında şunları söyledi:

    “Bu sistem Şehir Hastanesi yapılırken inşa edilmeliydi. Planlama hatası yapanlar bunun planını yapmayanlar, bedelini esnafa ödetiyorlar. Alt ve üst geçitler kapatılmış. Vatandaş inşaat alanında alışveriş yapamıyor. Esnafın işi bitmiş durumda. Bazıları büyük paralarla işyerlerini başka yere taşımış. Bazı iş yerleri personel çıkarmış, bazıları çalıştırıyor var zarar ediyor. Personelinin maaşını bile ödeyemez hale gelmişler. Bazı iş yerleri personel çıkarmış bazıları çalıştırıyor var zarar ediyor maaş ödeyemeyecek duruma gelmişler. Esnaf kendi Bağ-Kur ödemelerini yapamaz hale gelmiş ve her gün zarar ediyor.

    Esnaf, yetkililerin acilen sorunu çözmesini talep ediyorlar. Sorun çözülene kadar da kira desteği, enerji desteği ve uğradıkları zararın en azından bir kısmının karşılanmasını istiyorlar. Gün esnafımızın yanında olma günüdür. Kış geliyor, koşullar zorlaşıyor. Mağduriyete neden olanların esnafın ekonomik zararını gidermesi gerekiyor.

    Bir de tarih verilsin, ne zaman bitecek? Hastane yapılırken bu ihtiyaç gözetilmemiş. Şimdi raylı sistem yapılıyor. Yapılan hatanın bedeli esnafa ödetilmesin. Esnafa yardım edilsin.”

  • Bursa’da çöp aktarma tesisi tepkisi

    Bursa’da çöp aktarma tesisi tepkisi

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Gürsu Kazıklı Mahallesinde yapılması düşünülen çöp aktarma alanında incelemelerde bulundu. Sarıbal’a, CHP Gürsu İlçe Başkanı Haşim Öztürk, İlçe Yönetim Kurulu üyeleri ve Gençlik Kolları üyeleri ile Mahalle Muhtarı Salih Dinçer, Kazıklı Kooperatifi Başkanı Ertan Erkut ve bölgede meyve başta olmak üzere tarımsal üretim yapan çiftçiler de eşlik etti.

    Çöp aktarma projesinin yapılacağı ve bunun için de ağaçların söküldüğü alanda açıklama yapan Sarıbal, söz konusu çöp alanın Gürsu Ovasına hakim bir tepede olduğunu kaydederek, “İnsanların yoğun olarak yaşadığı bir bölge burası. 8 köy var. Bu köyler göç veren değil göç alan köyler. Türkiye’nin en kaliteli meyveleri yetiştiriliyor. Bu köyleri altın gibi korumamız gerekirken, suyunu, toprağını, ağacını, yolunu, yaşamını korumamız gerekirken, onların varsa eksikleri gidermemiz gerekirken onlara yaşamı zehir etmeye çalışıyoruz” dedi.

    Dünyada gıda kıtlığının konuşulduğu bir dönemde ülkenin en önemli tarım ovalarından birinin çöp atıklarıyla kirletilmesine itiraz ettiklerini kaydede Sarıbal, şunları söyledi:

    “Daha temiz gıda için uğraşırken…”

    “Dünyanın en kıymetli ovası bu ova. Bu kadar muhteşem çeşidi bu kadar yan yana dünyanın başka bir yerinde göremezsiniz. Ve bugün buraya yapılmak istenen çöp aktarma merkezi burayı kirletecek. Biz çiftçilerimizle birlikte daha az ilaç kullanıp daha temiz gıdayı insanımıza nasıl ulaştırırız diye uğraşıyoruz. Oysa burada, bırakın burada çöpün birikmesini, yollarda geçen o çöp kamyonlarındaki koku ve bulaşmalarla ovamızda daha fazla sinek, böcek sorunu olacak. Daha fazla hastalık sorunu olacak. Bu nedenle de daha fazla kimyasal kullanma zorunluluğu olacak. Oysa biz temiz gıda üretmeye çalışıyoruz. İnsanımızın temiz beslenmesi için çaba sarf ediyoruz.”

    Çöp aktarma alanı için başka alternatifler olduğunu da söyleyen Sarıbal, bütün itirazlara rağmen daha önce Samanlı’da yapılan lojistik merkezinin bir bölümünün bu iş için ayrılabileceğini belirtti. “Samanlı’nın köşesinde yaptıkları lojistik yanlıştı. Defalarca söyledik. Ama madem oraya onu yaptınız, orada bu çöp aktarma merkezi için de 5 dönüm yer ayırırsınız. Hemen yanında da gider var. Çalışma yapılıyor orada. Oraya kapalı aktarırsınız. Böylece Kazıklı, Ağaköy, Samanlı, Demirtaş, Karahıdır, İğdır, Hasanköy ve Adaköy de kurtulur. Yani bu muhteşem ova kurtulur” dedi. Sarıbal, ikinci bir alternatifin ise Otosansit’de yapılan lojistik alanın bir bölümünün proje için ayrılması olduğunu ifade etti.

    “Herkesi göreve çağırıyoruz”

    “Burada hakim rüzgarın olduğu, bütün köylere, tarıma zarar verecek çöp aktarım istasyonunu istemiyoruz” diyen Sarıbal, başta Bursa Valili, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Gürsu Kaymakamlığı ve Gürsü Belediye Başkanlığı olmak üzere bütün siyasi partileri ve duyarlı vatandaşları projeye karşı durmaya çağırdı.

    “Ellerinizi ovamızdan çekiniz”

    Mahalle Muhtarı Salih Dinçer, çiftçiler olarak tesisi istemediklerini ama yetkililerin görüşlerine önem vermediğini aktarırken, “Bunu önleyemezsek burada ne çiftçilik kalır ne tarım” dedi.

    Kazıklı Kooperatifi Başkanı Ertan Erkut, “Burada her şey yetişiyor. Bu güzel canım ovayı mahvetmeyin. Yetkililer gelsin görsün, nereye çöp tesisi yaptıklarını görsünler. Oturdukları yerden karar almasınlar, gelsinler görsünler” çağrısında bulundu.

    CHP Gürsu İlçe Başkanı Haşim Öztürk de, “Yetkililere sesleniyoruz. Ovamızı kirletmeyiniz. O ellerinizi ovamızdan, meyvemizden, tarımımızdan, gelecek nesillerin gıda kaynağından çekiniz” diye konuştu.

     

  • CHP heyeti facianın yaşandığı Bartın’da 

    CHP heyeti facianın yaşandığı Bartın’da 

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç, Özgür Özel ve beraberindeki milletvekillerinden oluşan CHP heyeti, Amasra ilçesine geldi.  Maden ocağındaki patlamaya ilişkin bilgi alan heyet, daha sonra kamera karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.

    Grup Başkanvekili Engin Altay, “Hastanede yaralılarımızı ziyaret edeceğiz. Daha sonra bizler de ayrı ayrı cenaze törenlerine katılarak cenaze sahiplerinin acılarını paylaşacağız. Ulusumuzun başı sağ olsun. Bu son olsun diyoruz. İnşallah hem cenaze sahiplerinin hem bölgenin hem de tesisin yaraları bir an önce sarılır. Böyle kazaların tekrar edilmemesi için gerekli önlemlerin alınması hususunda hem meclis hem de yürütme organı olarak daha yüksek duyarlı bir şekilde hareket eder diye umuyoruz” diye konuştu.

  • Dezenformasyon yasasına Bursa’dan tepki

    Dezenformasyon yasasına Bursa’dan tepki

    İl yöneticileri, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey, İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş’un da katıldığı basın toplantısında, iktidarın cumhuriyetin ilk yüzyılının son yasama yılını bir sansür ve otosansür yasasıyla açtığını belirten CHP Bursa İl Sekreteri Turgut Özkan’ın açıklamasından satır başları şöyle:

    “Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişim dün gece yasalaştı. İktidarın, 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır.”

    “NE OLDUĞU BELİRSİZ SUÇ TANIMI VAR”

    “Öyle ki, yasanın 29. maddesiyle, “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle, Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, “dezenformasyon” olarak yaftalanabilecektir. “Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun yanıtı ise yasada yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.”

    “128 MİLYAR DOLAR NEREDE DİYE SORULAMAYACAK MI?”

    “TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır?“8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor” demek yalan haber yaymak mı sayılacaktır?Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle beşli çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler suçlu mu sayılacaktır? “128 milyar dolar nerede?” demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? “Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor?” diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır?”

    “BU YASA BAŞTAN SONA SANSÜR YASASIDIR”

    “Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hâkim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız! Çok az kaldı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız! Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz!”

  • CHP’li Özgür Özel Bursa’da konuştu

    CHP’li Özgür Özel Bursa’da konuştu

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Yüksel Özkan, Erkan Aydın’ın yanı sıra ilçe başkanlarının da hazır bulunduğu toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

    “BURSA MERKEZİ YÖNETİMDEN HAKKINI ALAMIYOR”

    “Bursa bu kadar hak ettiğini alamayan, Türkiye’ye veren, ama verdiği kadarını değil, hak ettiğinin çok altında olanı alabilen ve bütün emeği sömürülen ve iktidar tarafından çok uzun yıldır görmezden gelinen bir il pozisyonunda. Çok basit bir değerlendirme var, Bursa resmi vergi sıralamalarında beşinci sırada ama Bursa’daki bütün büyük firmalar zaten vergilerini İstanbul’daki büyük vergi dairesine ödüyorlar. Kurumsal vergi dairesine, eski adıyla Boğaziçi Vergi Dairesi, şimdiki büyük kurumlar vergi dairesine ödüyorlar. Türkiye’nin en çok vergi veren ikinci ili olduğu halde esasen resmi rakamlarda bile beşinci ili olduğu halde yatırımlarda onuncu, on birinci, on ikinci sıralarda yer alıyor Bursa, her sene. Bu açıdan bir kez Bursa basını hangi görüş, hangi siyasi yönetimde olursa olsun bu meseleyi ana gündem yapmak lazım. Bursa’nın hakkını Ankara’dan almak lazım. Bunun üzerinde mutlaka durmak lazım. Burada Bursa’nın bir evladı, Bursa’nın bir evladının hayat arkadaşı olarak iktidarımızda, il başkanımızın, genel başkan yardımcımızın, milletvekillerimizin bulunduğu bir ortamda buradan Bursa’ya söz veriyoruz. Bursa’nın yıllardır yenen hakkını Ankara’dan size teslim edeceğiz. Bunun sözünü veriyoruz.”

    “ÖYLE BİR ŞEY DEDİ Kİ, MUHALEFETTE ZANNEDERSİNİZ”

    “Siyasi muhataplarımız ne konuşuyor? Bir tanesi iktidar olmaya gözünü dikmiş. İktidar olacak bir partinin siyasi genel başkanı diyor ki yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yokluğun, yoksulluğun olmadığı, Allah’ın izniyle olmayacağı bir Türkiye’yi biz inşa ederiz diyor. Bunu duyunca dün kurulmuş bir siyasi partiyi ya da uzun süredir iktidarda olmayan birini düşünüyorsunuz. Bu söz Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Milletin gözünün içine. Baka baka bu sözleri söyledi. 20 yıldır iktidardalar. Ve yirmi yıl önce iktidara ‘3Y’ ile mücadele diye geldi bunlar. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla. Bugün geldikleri yerde yasakların daniskası var. En son sonuncusunu sansür yasasıyla getiriyorlar.”

    “RÜŞVET ALAN SİYASETÇİ MYK’DAN ÇIKTI”

    “Ne diyordu Süleyman Soylu? Bir siyasi Sedat Peker’den on bin dolar rüşvet alıyor. Siyasi deme, net söyle dedik, milletvekili dedi. Hepimiz adına başvurduk. Bu dönem Değil dedi. Çıka çıka bir önceki dönem milletvekilleri. Şimdiki mevcut MKYK’da çıktı.”

    “DUBLE YOLLARI ERDOĞAN YAPIYOR, OSLO GÖRÜŞMELERİNİ DEVLET, ÖYLE Mİ?”

    “Devlet soyuluyor da sen neresindesin? En tepesindesin. Devletin cumhurbaşkanısın sen. Bütün yetkiler bende diyorsun. İyi bir şey olsa milli takım. Cumhurbaşkanı benim diyor, rezillik paçadan akıyor, kendini kenara çekiyor. Efendim bunları biz çözeriz diyor. Böyle bir pişkinlik görülmedi. Duble yolları, Recep Tayyip Erdoğan yapacak, Oslo görüşmelerini devlet yapacak. Emekliye ikramiye verilecek Kılıçdaroğlu’nun verdiği akılla, onu üstüne alıyor, vergi toplandığında, vatandaşımın belini büküyor vergiler diyor. Ne ne bela varsa ne kötülük varsa, ne zulüm varsa, nerede bir gözyaşı varsa nerede karşılığı ödenmeyen alın teri varsa, müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu herkes böyle bilsin.”

    “GENEL BAŞKANIMIZ BİZE İLETİLEN TALEBİN GEREĞİNİ YAPTI”

    “Genel Başkanımız geçtiğimiz hafta bütün bir yazın sonunda kendisine ve bizlere iletilen bir talebin gereğini yaptı. Eğri oturup doğru konuşalım. Bütün yaz Anadolu’yu gezdik. Bütün milletvekillerimiz, genel başkanımız her dakika Anadolu’nun dört değerindeydi. 2 senedir geziyorlar, bütün yaz böyle geçirdiler. Bize söylenen kanaat önderleri toplantısında şu. Bıktık. Enflasyondan bıktık, işsizlikten bıktık, hayat pahalılığından bıktık. Bunları göndereceğiz ama bizi korkutuyorlar. Ne yapıyorlar? Efendim CHP gelirse başörtüsünü yasaklar, başörtüsünü çıkarttırır. CHP onların söylediği dönemde ne iktidardaydı ne de onların söylediği dönemde o şeyleri yapan parti değildir. Ama CHP bir sorumluluk üstlendi. Madem böyle bir kaygı vardı. Genel Başkanımız dedi ki gelin bunun yasasını çıkaralım. Ben samimiyetimi göstereyim. Bu arkadaşlar döndüler. Dediler ki Anayasada zaten güvence var. Neden yasa olsun? Oysa Anayasamızda basın hürdür, sansür edilemez yazıyor. Değerli basın mensupları ben sorayım, siz söylemeyin. Seçimden sonra konuşuruz rahat rahat ama Türkiye’de basın hür mü? Sansür edilemiyor mu? Demek ki anayasada bazı şeyleri yazması kanuni güvenceye yani uygulamaya yönelik, kanunu engelleyin. Ama efendim kanun olmaz, ben oraya oy vermem neden? CHP önermiş. Çünkü Rize’deki, Ardahan’daki, Kayseri’de, Konya’da, Edirne’de, Antalya’da, Urfa’da bir endişeli AK Parti seçmeni varsa ha bak CHP’nin kanunu geçti demesin diye gel Anayasa yapalım. Ama içine olmadık şeyler de tıkıştıralım. Bugüne kadarki hesap bu. Çok net söylüyoruz. Bir fırsatçılığa, bir şeytanlığa pabuç bırakmayız.”

    “BURSA ŞEHİR HASTANESİ FİYASKONUN DANİSKASIDIR”

    “Şehir hastanesini açmış, 6 bin hasta hastaneye yığılmış. Diyor ki önce açalım sayımız arttıkça kadroları tamamlarız diye planladık diyor. Hasta var, yeterince kimse yok. Onkoloji hastanesini kapatacaklardı. Tepkiler üzerine kalsın dediler. Bu sefer oraya yollayacakları sağlık çalışanlarını yollayamadılar. Personel yok. Yarısını yolluyorlar, kanser hastaları bakılamıyor. Bursa Şehir Hastanesi şehir hastaneleri fiyaskosunun daniskasıdır. Neden? Dört tane hastane kapattılar. Şimdi diyor ya hiçbir hastane kapatmayacağız diye Sağlık Bakanı. Bursa Şehir Hastanesi için doğumevini kapadılar mı? Çocuk hastanesini kapadılar mı? Devlet hastanesini kapadılar mı? Göğüs hastanesini kapadılar mı? hepsi gitti. Nereye? Ta şehrin en dışına.”

    “RTÜK PAZARLIĞININ ADI MEHMET ALİ ÇELEBİ OLMUŞTUR”

    “İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi bugün Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katıldığını açıkladı ilan etti, yazıklar olsun. Hatırlayın. Bu Mehmet Ali, bir parti değiştirince basın mensubu bana soru sormuştu. Ben de demiştim ki saray operasyonlarıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünü kesiyor. O dönemde tepki gösterdiler, ne saray operasyonu diye. Nereye geldik günün sonunda? Al sana saray operasyonu. Çok üzücü. 3 aydır RTÜK’te bir üyelik boş. Milletvekili sayısına göre dağıtılıyor. Düne kadarki sayılara göre o üye İYİ Parti’ye düşüyor. Üç aydır RTÜK başkanı olacak saray zebanisi Meclis’e yazı yazıp, yeni RTÜK üyesini seçin demiyor. Bu arada birileri mezata çıkmış, arıyor acaba diyor şöyle etine dolgun bir şey bulup da partiye kazandırabilir miyim bir RTÜK üyesi için. O hesabın o pazarlığının adı bugün Mehmet Ali Çelebi olmuş arkadaşlar. Yarın yazıyı yazarlar RTÜK üyeliğine gider. Bir RTÜK üyeliği için birlikte mücadele ettiği, görev yaptığı, kumpaslarla hapis yattığı bazıları hayatını kaybeden arkadaşlarını bu süreçte satmıştır. Mehmet Ali Çelebi’ye Vahdettin savunucularının partisinde, yerel seçimleri kaybedeceğini görünce Abdullah Öcalan’a mektup yazdıranların partisinde başarılar dilerim.”

  • AK Parti’ye katıldığını açıkladı

    AK Parti’ye katıldığını açıkladı

    CHP’den seçilen, ardından Memleket Partisi’ne geçen ve oradan da istifa eden Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, AK Parti’ye geçtiğini resmen duyurdu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini partiye davet ettiğini belirten Çelebi, “Yoluma Cumhur İttifakı çatısı altında AK Parti’de devam edeceğim” dedi.

    Çelebi, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

    “Yüce Türk Milleti,

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin namuslu ellerinde yetişen asker kökenli bir milletvekili olarak yol haritasını çizen şehitlerimiz ve beni bugünlere getiren aziz milletimizdir. Açıktan tarafım. PKK-Öcalan severlerin hoş görüldüğü denklemlerde olmam düşünülemez!

    -Vatan ve millet bütünlüğümüzü,

    -FETÖ, PKK terör örgütleriyle kararllı mücadeleyi,

    -Milli konuları (Mavivatan, S400, Kıbrıs, Azerbaycan, Sözde Soykırım, Tezkereler, Savunma Sanayisi) önceleyen siyasi anlayışımın gereği olarak;

    Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyetimizin neferi, Atatürk’ün askeri, Türk Milletinin sesi olarak yoluma Cumhur İttifakı çatısı altında AK Parti’de devam edeceğim. Kurulan yeni dünya düzeninde bölgemizdeki EGEMENLİK mücadelemiz akamete uğramadan devam etmelidir.

    Davet ederek şahsımı onurlandıran Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum. Halkımızın dertlerine çareler üretmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çok çalışmaya devam edeceğim. Özellikle Kahraman Güvenlik Güçlerimizin, şehit aileleri ve gazilerimizin hak ve hukukuna yönelik düzenlemeler için katkı sunacağım.

    Mücadelemiz, dirayetimiz, direncimiz, inancımız mensubiyetinden gurur duyduğumuz Türk Milletinin var oluş gayesine hizmet, Türkiye’nin tarihsel devamlılığına sonuna kadar destektir.

    Saygılarımla.”

    AK Parti Sözcüsü Çelik’ten açıklama

    Sözcü Çelik: AK Parti ailemize katılan Mehmet Ali Çelebi milletvekilimize hoşgeldiniz diyoruz. Tebrik ediyoruz. Cumhur ittifakı yoluna kararlılıkla devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

  • Aileler verilen sözlerin tutulmasını bekliyor

    Aileler verilen sözlerin tutulmasını bekliyor

    27 Haziran’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla Tip 1 diyabetli 0-14 yaş çocuklara verilecek sensör desteği için hala beklemede olduklarını söyleyen Bursa Tıp 1 Diyabetliler Derneği Başkanı Yadigar Aydın, “Sizlerden ricam Tip1diyabetli çocuklarımız gerçekten çok zor durumdalar. Biran önce çocuklarımızın sensörlerinin ödenmesini istiyoruz” dedi.

    Tip-1 Diyabetliler Derneği’ni 2 yıldır ziyaret ettiğini belirten Aydın, “Daha önce Çalışma Bakanı’na gittiğimizde, sensörlerin geri ödeme listesine alınacağının sözünü vermişti. Bununla ilgilide bir çalışma yaptı. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’da 2 defa meclis kürsüsünden dile getirdi. En son 27 Haziran’da hükümet açıklamıştı. Bizler, aileler, sevinmiştik. Ancak, aradan 3 ay geçti ödeme olmadı” ifadelerini kullandı.

    “İLK DİLE GETİRDİĞİMİZDE 700 LİRAYDI BUGÜN 2 BİN 300 LİRA”

    Eylül ayında, sensörler için Çalışma Bakanı’nın ‘’Sosyal Yardımlaşma Fonu’ndan yılbaşına kadar ödenecek, daha sonra da geri ödeme listesine alınacak’ dediğini hatırlatan Aydın, onun da olmadığını ve konuyu ilk dile getirdiğinde sensörlerin 700 lira olduğunu bugün ise 2 bin 300 liraya çıktığını söyledi. Sensörlerin diğer aparatlarla birlikte 3 bin liranın üzerine çıktığını kaydeden Aydın, şunları söyledi:

    “Bu aileler için çok büyük bir yük haline geldi. Bir kez daha sesleniyoruz; bunu geri ödeme listesine alacaksınız alın, almayacaksanız da zaten 8 ay sonra biz bunun sözünü vermiştik, biz geri ödeme listesine alacağız.”

    Tip-1 Diyabetliler Derneği ziyaretinin ardından konuyu bir kere daha Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getiren Erkan Aydın, “Bu konuyu artık çözün. Çocuklar sürekli bu ölçümü yapamadığı için büyük sıkıntı çekiyor” dedi.