Etiket: chp

  • CHP Bursa’da 99’uncu kuruluş yıl dönümünü kutladı

    CHP Bursa’da 99’uncu kuruluş yıl dönümünü kutladı

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, Osmangazi İlçe Başkanı Metin Yılmaz ve Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey Bursa’da Atatürk anıtındaki törene katılırken, CHP örgütü 14 ilçede de eşzamanlı olarak tören gerçekleştirdi.

    CHP İl Başkanlığı adına çelenk sunumunun ardından, il-ilçe yöneticileri, Gençlik ve Kadın Kolları başkan ve yöneticileri ile partililerin katıldığı törende konuşan CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, mazlum ulusların özgürlük meşalesi olan ulusal kurtuluş savaşımızın sonunda kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 98’nci kuruluş yıl dönümünü kutladı.

    Karaca’nın açıklamasından satır başları şöyle:

    “Kurtuluş mücadelesinin ve kuruluş iradesinin siyasi önderi Cumhuriyet Halk Partisi 99 yaşında. Bugün bu tarihi mirası coşkuyla kutlamak ve Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılını hep birlikte inşa etme kararlılığımızı bir kez daha güçlü bir sesle beyan etmek için buradayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 9 Eylül 1923 tarihinde siyasi faaliyetlerine başlayan Cumhuriyet Halk Partisi, ülkemizin kuruluş mayasını oluşturan ve genç Cumhuriyet’i demokrasiye hazırlayan bir partidir. Saraya karşı milletin kayıtsız şartsız egemenliğinin iradesini esas alan Cumhuriyetimizi yeniden ortak bir değer haline getirmek, demokrasi ile taçlandırmak bugün her şeyden daha öncelikli bir görevdir.”

    KARACA: “UMUTSUZLUĞA YER YOK!”

    “Cumhuriyetimizin yüz yıla yaklaşan tarihinin son yılları maalesef büyük bir yıkıma yol açan Tek Adam Rejiminin talan düzeni ile geçmiştir. Demokrasiyi, adaleti, kalkınmayı yok sayan talan ve tek adam rejiminin sonucunda çok boyutlu bir buhranın ağır tahribatı yaşanmaktadır. Milyonları yoksulluğa mahkûm eden bu yolsuzluk düzeni, bir avuç imtiyazlıya ciddi servet transferleri yaparak, halkın olan tüm kaynakları küçük bir sınıfın elinde toplamış, eşitsizlikleri derinleştirmiş, güvencesizliği artırmıştır. Ancak umutsuzluğa yer yok! Talan ve tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği bu çok yönlü buhrandan güçlendirilmiş parlamenter sistemi kurarak, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak, egemenliği tekrar kayıtsız şartsız millete devrederek, hukukun üstünlüğüne dayalı hukuk devletini kurarak ve hepimizin birlikte zenginleşeceği üretim ekonomisini ve sosyal devleti inşa ederek çıkacağız.”

    “AYDINLIK BİR GELECEĞİ HEP BERABER KURACAĞIZ”

    “Önümüzdeki dönem, talan ve tek adam rejiminin bu ağır tahribatına, bu derin buhrana karşı tüm toplumsal kesimlerle yanıt üreteceğimiz önemli bir tarihi eşiktir. CHP olarak, demokratik ve müreffeh geleceği halkımızla birlikte inşa etme ve toplumsal barışı tesis etmenin tarihi sorumluluğunu taşıyoruz. Tüm hakları yok eden ve toplumu ayrıştırarak kutuplaştıran bugünün iktidarının yıkıcı siyasi anlayışının yerine kamu yararını gözeten, toplumsal barışı güvence altına alacak aydınlık bir geleceği el birliği ile kuracağız.”

    “CHP YİNE HALKIMIZIN UMUT KAYNAĞIDIR”

    “Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında, demokrasi, adalet, üretim ekonomisi, sosyal devlet ve sürdürülebilirliği merkezine alan, toplumsal barışı ve kamu yararını güvence altına alan bir siyaseti inşa etmek idealiyle durmaksızın çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracak, hak temelli bir kalkınma hamlesi ile herkesin zenginleştiği ve refaha kavuştuğu, güvenceli ve insan onuruna yakışır bir geleceği kuracak tarihsel mirasa, birikime, gelecek vizyonu ve siyasi iradeye de sahiptir. Cumhuriyet Halk Partisi, 99. Kuruluş Yıl Dönümünde yine halkımızın umut kaynağı olmanın getirdiği onurlu sorumluluğun bilincindedir. İkinci yüzyılına giren Cumhuriyetimiz, milletin iradesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin gelecek vizyonu ile yeniden dünyanın saygın bir ülkesi haline gelecektir.”

    “TÜRKİYE’Yİ YİNE CHP YÜCELTECEKTİR”

    “Sorumluluğumuz büyük. Kararlıyız. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, yine onun eseri olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yüceltilerek yoluna devam edecektir. Kuruluş Yıl Dönümümüz kutlu olsun.”

  • Otobüs kazaları TBMM gündeminde

    Otobüs kazaları TBMM gündeminde

    Verdiği önergede Aydın, 2022 Temmuz Ayı’nda 41.763 trafik kazası meydana geldiğini ve bu kazaların 33 bin 116’sının yerleşim yerinde, 8 bin 647’sinin ise yerleşim dışında olduğunu söyledi. Emniyet Genel Müdürlüğü rakamlarına göre 2022 Temmuz Ayı’nda 260 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini ve 30 bin 297 vatandaşımızın yaralandığını belirten Aydın, Temmuz Ayı’nda meydana gelen kazaların 409’unun yolcu otobüsü olduğunu kaydetti.

    “BİR AY İÇİNDE 409 OTOBÜSÜN KAZA YAPMASI NASIL AÇIKLANMALI?”

    2022 yılının ilk yedi ayında toplam otobüs kaza sayısının 3 bin 345 olduğuna dikkat çeken Erkan Aydın, Bakan Soylu’ya şu soruları yöneltti:

    “Trafik kazalarının yeniden artmasının gerekçesi nedir? 2022 Yılı Temmuz Ayı’nda kaza sayısı neden artış gösterdi. Bir ay içinde 409 otobüsün kaza yapması nasıl açıklanmalı? Otobüs şirketleri ve şoförleri yeterince denetleniyor mu? Bu konuda yeni önlemler alınması konusunda bir çalışmanız var mı?”

     

  • CHP’li Özkan: “Bursa susuz kalabilir”

    CHP’li Özkan: “Bursa susuz kalabilir”

    TBMM’ye Meclis Araştırma Önergesi veren Yüksel Özkan, haziran ayında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, BUSKİ yetkilileri ve akademik odaların temsilcilerinin yer aldığı bir toplantıda, Bursa’nın nüfusunun 3 milyonu geçtiğini ve kentin su sıkıntısı yaşayacağının açıklanması üzerine konuyu Meclis gündemine taşıdı.

    BURSA SUSUZ KALABİLİR

    Yüksel Özkan, BUSKİ yetkililerinin kentin içme suyunun büyük bölümünün Doğancı ve Nilüfer barajlarından sağlandığını ancak nüfusun artması ile birlikte mevcut talebe yetişemeyen barajların yanında su kuyularının da devrede olduğunu açıklamalarına istinaden, önümüzdeki yıllar için gerekli önlemler alınmaz ise maalesef Bursa susuz kalacaktır, dedi.

    YERALTI SULARININ KULLANIMI DENETLENMELİ

    Ayrıca yeraltı su kuyularının içme suyunun haricinde sanayi işletmeleri tarafından yoğun olarak kullanılması, kontrolsüz ve kaçak kullanımlarla birlikte Bursa Ovası’nda geri dönüşü olmayacak tahribatlar yapacağına dikkat çeken Özkan, yetkililerin açıklamalarına göre ovada obruk oluşumlarının başladığını dile getirdi. TBMM’ye Meclis Araştırma Önergesi sunduklarını ifade eden Yüksel Özkan, konunun takipçisi olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

  • Bursa’da siyah incir üreticisi isyanda

    Bursa’da siyah incir üreticisi isyanda

    CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, siyah incirin bir Bursa markası olduğuna işaret ederek, “Bursa’da buradan Mustafakemalpaşa’nın Taşpınar’ına kadar siyah incir, Bursa’nın incisidir. Yazık günah değil mi? Şu güzelliğe bakın, hakikaten de yazık, günah. Bu yaşatılanların hiçbiri bize reva değil. Bursa’nın markası olan siyah incir İngiltere Kraliçesi’ne gidiyor. Selçukgazi’den, buradan. Tarım bakanımız bu işle yeterince ilgilenmedi, emin olun farkında bile değiller. Yaşanan süreç bu. Ama en kısa zaman inşallah bu süreç geride kalacak” diye konuştu.

    KARACA: KANADA’DAN MERCİMEK GELİYOR HERKES KAZANIYOR, BURADA PAZARA İNCİR GÖTÜREMİYORUZ”

    Türkiye’nin 9 bin km mesafedeki Kanada’dan mercimek ithal ettiğini belirten Karaca, “Kanadalılar mercimeği tanımaz, mercimek çorbası yok, mercimek yemeyi bilmezler. 30 yıl önce diyorlar ki böyle bir tarım ürünü varmış, Ortadoğu’da satılıyormuş, pazara biz de girelim. Şimdi Kanada’da mercimeği üreten çiftçi para kazanıyor, toptancı para kazanıyor, ambalajlayan kazanıyor. 45 günde Mersin’e İskenderun’a geliyor, taşıyan da para kazanıyor, bizim ithalatçı para kazanıyor, toptancı kazanıyor haliyle. 10 bin kilometreden şu köye gelene kadar hiçbir sıkıntı yok, herkes para kazanıyor ama sen şurada incirini toplayıp pazara götür, zarar ediyorsun. Niye zarar ediyorsun, mazot kaç para oldu, 30 lirayı çıkıyor tekrar.”

    KARACA: “ÖTV’SİZ, KDV’SİZ KIRMIZI MAZOT ŞART”

    Karaca sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu konuşmalarında anlatıyor, üreticiye kırmızı mazot vereceğiz diyor. Nedir kırmızı mazot? Sadece traktörlerde kullanılan mazot. Bundan ÖTV-KDV almayacaksın, bu kadar basit. Dünyada bu iş böyle. Her yerde mazot renklendirilir mavi olur ama traktör için kırmızı renkli mazotu yaptığın zaman şuan mazotun önemli indirimler sağlanır. Akdeniz kuşağında tarım yapılan topraklar bomboş duruyor ya, oralarda güneş enerjisi tarlaları kuracağız. Elektriği buralarda güneşten üretip çiftçiye neden bedelsiz vermiyoruz? Bakın bunlar yapılamaz mı? yapılır, niye yapmıyorlar? Türkiye’de 7 tane bir fabrika sattı diye sattılar. Tam 75 milyar dolarlık bu ülkenin Atatürk döneminde yapılan fabrikalarını sattılar, Ülke şu an borç batağının içerisinde faiz ödemeye bile yetmiyor. Kuru Hayvancılık bitti. Bir litre süt markette 28 lira. Tarım bakanı nerede? Venezuela’da diyor ki, sizin topraklar çok verimli, bizimkiler işe yaramaz.”

    KAYIŞOĞLU, TARIM İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERE İŞARET ETTİ

    CHP PM Üyesi Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu da Türkiye’nin tarımda yeniden ayağa kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı. Kayışoğlu şunları söyledi:

    “Tarımda bu ülkeyi ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bir milli tarım politikası gerekiyor. Bir kırmızı mazot mutlaka hayata geçirilecek. Yani ÖTV’siz KDV’siz mazot, gübre aynı şekilde. Gençler tarım alanlarını terk ediyorlar. Köyde, tarım alanında çalışan gençlerin ve kadınların primlerini devlet yatıracak. Bunun sözünü Genel Başkanımız verdi. Kadınların ve gençlerin primini yatırsak mutlaka onun iş gücü olarak hem köylüye, çiftçiye, tarımla ilgili üretime katkısı olacaktır. Diğer bir konu, çiftçilerimizin borçları var biliyoruz ve bu çiftçilerin borçlarının faizini sileceğiz. Makul bir şekilde yapılandıracağız. İncirde olduğu gibi diğer ürünlerde de gerçekten çok fiyatlar düşüyor ki incirde her sene aynı şeyi yaşıyoruz. 20 liralardan 30 liralardan başlıyor, birkaç gün sonra işte 3-4 liraya kadar düşüyor. Maliyet artı makul kâr, eşit bir taban fiyat yapacağız, bu taban fiyattan satılmazsa, devlet onu alacak, garantisini verecek ve ve bu şekilde çiftçinin zarar etmemesi sağlanacak. Çünkü biliyoruz ki biz mutlaka ama mutlaka üretmek zorundayız.”

    ÜRETİCİ İSYANDA: “İMKANIM OLSA TOPRAĞIMI BIRAKIP YURT DIŞINA GİDECEĞİM”

    Siyah incir pazarlamasında yaşanan sorunlar ise üreticiyi isyan ettirdi. Seçköylü üretici Osman Çakır, geçen yıl ile bu yıl arasında maliyet kıyaslaması yaparak, yaşanan sorunun büyüklüğünü şu örnekle anlattı:

    “Geçen bugün, yani aynı tarihte 17 kilo incir parasıyla traktörün deposunu doldurdum. Az önce yine doldurdum aynı traktörün deposunu 177 kilo incir parasıyla doldu. 2020 Şubat ayında 78 liraya aldığım gübre, 2021’de 128 liraya çıktı. Aynı gübreyi bu yıl 750 liraya aldım. Yani bu çiftçinin emeğine yazık günah değil mi, bu millete reva mı? Bu sorun görev başındaki ehil olmayan kişilerden kaynaklanıyor. Kepek ekin diyen bir Tarım Bakanımız varsa, sonuç bu yani. Sizden tek temennimiz, bizi bu şeylerden kurtarmanız. Allah yardımcınız olsun, yolunuz açık olsun. İnşallah bu sorunlar çözülür. Bu ülkede, bu tarım ülkesinde bizim yani bu duruma düşüyoruz. İnanın şu anda kendi tarlamda incir topladım. Gübre parası, mazot parası, ilaç parası vesaire çıktığım zaman bana kalan yevmiye 280 lira günlük. Ben yevmiyeye gitsem daha fazla kazanacağım burada, yani kendi toprağında kendi ülkemde ırgat durumuna düştüm. İnanın dış ülkeye gitme şansım olsa, düzenimi bozup, toprağımı bırakıp gideceğim buradan. Geldiğimiz durum bu.”

  • CHP’den öğretmenlere polis müdahalesine suç duyurusu

    CHP’den öğretmenlere polis müdahalesine suç duyurusu

    CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, Ankara’da açıklama yapmak isteyen Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlere polisin biber gazıyla müdahale ettiğini ve öğretmenlerin gözaltına alındığını açıkladı.

    Karabıyık, CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erkek’in öğretmenlere yönelik “Al bunu” ifadelerini kullanan polis hakkında işkence ve kötü muamele nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

    Karabıyık açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

    “Öğretmenlerimize yönelik bu muamele, görevi kötüye kullanmaktır. Bu şahsın daha önceki eylemlerde de provokatif davranışlarının olduğu, kötü muamelelerde bulunduğu bilinmektedir. Öğretmenlerimize yönelik bu muamele asla kabul edilemez.

    Diğer taraftan, Bakan Süleyman Soylu’nun öğretmenlere ve öğrencilere sahip çıkmadığı, korumadığı da ortadadır.

    Öğretmenlerimiz, çalıştıkları okullarda ciddi mağduriyetler yaşamaktadır. Eğitim sistemindeki sistemsizliğe, yaşadıkları sorun ve zorluklara karşın evlatlarımızı yetiştirmek için heyecanla görev yapan, çocuklarımızı ve geleceğimizi emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimiz, çalıştıkları özel okullarda, adil olmayan şartlarda ders vermekte, kimi durumlarda asgari ücretin altında aylıklar ile sözleşmelerinden kaynaklı olarak tazminat hakkı da olmadan ders vermektedir.

    Ayrıca zaten özel okul öğretmenlerimizin maaşı devlet okullarında görev yapan öğretmenlerimizin aylıklarından daha az değildi. 2014 yılına kadar 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun ilgili maddesinde “…Özel öğretim kurumlarında yöneticilik ve eğitim öğretim hizmeti yapanlara kademelerine göre, emekliler hariç, dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ücret verilemez…” ifadesi yer almaktaydı.

    Ancak 2014 yılında AKP tarafından 6528 sayılı Kanun ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumlarının ilgili maddesinde değişiklik yapılarak bu kurumlarda çalışan öğretmen ve yöneticilerin devlet okullarında çalışan meslektaşlarından daha düşük maaş almalarının önü açıldı. Kimi özel öğretim kurumları, yapılan bu değişiklikten sonra öğretmenleri asgari ücret ya da biraz üzerinde ücretlerle çalıştırmaya başladı. Bu durum özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin ciddi mağduriyet yaşamalarına neden oldu, özel okul öğretmenlerimizi mağdur eden durumlar katlanarak arttı.

    Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak benim ve milletvekili arkadaşlarımın verdiği 7 Kanun teklifimiz ile özel okullarda görev yapan öğretmenlerimizin aylıklarının, devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin aylıklarından az olmaması, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan taraflarca feshedilememesi ve asgari süre sonunda sözleşmenin sona ermeyip belirli süreli iş sözleşmesi olarak devam etmesi vb. çözüm önerileri teklif etmemize rağmen bu teklifleri görüşmeyen, kanunlaşması için gerekeni yapmayan iktidar, bugün öğretmenlerimizi hedef göstermekte, onları darp edenleri desteklemektedir.”

  • CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan 30 Ağustos mesajı

    CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan 30 Ağustos mesajı

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. Kılıçdaroğlu mesajında 30 Ağustos’un sadece Atatürk’ün bir zaferi olmadığını, onun ötesinde Atatürk’ün millet egemenliğine olan bağlılığının nişanesi olduğuna dikkati çekti. Kılıçdaroğlu yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

    “Başkomutan Mustafa Kemal, hassasiyet ve tam bir gizlilikle yürüttüğü Büyük Taarruz planını, 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü devreye sokmuş, hürriyete yürekten bağlı milletimizin çelik iradesi, düşman ordularını tarihi bir mağlubiyete uğratmıştı. Mustafa Kemal bu eşsiz başarıyı, 1 Eylül 1922 tarihli telgrafında şöyle duyurdu: ‘Garp cephesinde 26 Ağustos’ta başlayan taarruzumuz Afyonkarahisar, Altuntaş, Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının yiğitliği, şiddeti ve süratiyle, zalim ve mağrur düşman ordusunun ana unsurları akıllara dehşet verecek katiyetle imha edildi.’ Ülkesini ve milletini esaretten kurtarmış bir kahraman olarak Ankara’ya dönen Büyük Önder, gençlik yıllarından itibaren kurduğu Cumhuriyet düşünü hayata geçirmek için, bu büyük zaferin hemen ardından işe koyulmuş ve bu düşü ‘Barışın tatlı güneşi’ olarak tarif etmişti. Bilinmelidir ki 30 Ağustos, bir dehanın askerî zaferi olmasının da ötesinde, milletimizin hürriyete, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de millet egemenliğine bağlılığının en büyük nişanesidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu kutlu mirasın bugünkü temsilcileri olarak, milletimiz için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadele, o gün temelleri atılan Cumhuriyetimizi, demokrasi ile taçlandırıncaya kadar sürecek. Söz veriyoruz: Güzel ülkemiz ‘Barışın tatlı güneşi’ ile aydınlanacak. Bu duygu ve düşüncelerle, büyük dehasıyla ülkemizin geleceğine ışık tutan, Kurtuluş Savaşı’nın önderi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm kahramanlarımız ile terörle mücadelede şehit düşen vatan evlatlarını rahmetle anıyor; gazilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.”

  • CHP Bursa’dan T2 hattı eleştirisi

    CHP Bursa’dan T2 hattı eleştirisi

    Kent Meydanı-Terminal T2 hattında basın açıklaması yapan CHP Bursa İl Başkanı Karaca, “Bursa Büyükşehir Belediyesi, 11 istasyonun yer aldığı 8.3 kilometrelik Kent Meydanı-Terminal T2 hattına 1 milyar lira harcanmasına rağmen ulaşım yamalı bohçaya döndü. Bursaspor’un efsane amigosu Ardiles tramvayı koşarak geçmeyi başardı” dedi.

    Mudanya İlçe Başkanı Ömer Aydın, Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan, meclis üyeleri ile partililerin katıldığı basın açıklamasında, sembolik bir yarışmayla konuya dikkat çekmek istediğini belirten Karaca, “Ancak gerçek şu ki AK Parti’nin Bursa’daki ulaşım anlayışı Bursa’nın, ülkemizin kaynaklarını nasıl peşkeş çektiğinin acı bir tablosuyla birlikteyiz” dedi.

    KARACA: “ALİNUR AKTAŞ FIRSATI KULLANAMADI”

    Karaca’nın açıklamasından satır başları şöyle:

    “Bursa’da planlarla ulaşım ağı örülmedi biliyorsunuz. Önceki Belediye Başkanı rüya gördüm dedi. Gördüğü rüyaya göre bir raylı sistem örmeye çalıştı. Bulunduğumuz bölgede biz birkaç yıl önce de yine Büyükşehir Belediye meclis üyelerimiz, milletvekillerimiz ile birlikte bu raylar henüz döşenmeden yaklaşık 8 kilometre buradan yürüdük ve bu yanlışa dikkat çektik. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş göreve geldiğinde bu projenin içine sinmediğini biliyoruz. Aslında böyle aklıselim birçok AK Partilinin de içine sinmiyor. Ama şu yürekliliği gösteremedi, çıkıp deseydi ki, ‘bakın bunu biz yaptık, benden önceki AK Partili Belediye Başkanı buraya parayı gömdü ama doğru mu, yanlış mı bunu gelin birlikte tartışalım’. Kentin tüm dinamiklerini çağırabilirdi. Akademik odaları, üniversiteleri, ulaşımla ilgili teknik uzmanlık gerektiren konuları, yöre halkını… Bakın burada esnaf da bundan çok rahatsız. Biz yol boyu yürüdük burada. Esnaf rahatsız, birçok insan rahatsız bu durumdan. Diğer partilerin temsilcilerini çağırırdı, hep beraber oturduk derdik ki, ‘kardeşim madem bu kadar para harcandı, bunun bir çıkar yoluna bakalım.’ Birçok seçenek vardı. Eğer böyle olsaydı, bu işin vebali de Recep Altepe dönemine yıkılacaktı, Sayın Aynur Aktaş da bu işten puan kazanarak çıkacaktı. Ama ne oldu? ‘AK Partili bir belediye yaptı, biz devamını getireceğiz’.”

    KARACA: “DOLAR OLARAK HESAPLADIK, HATTIN MALİYETİ 1 MİLYAR LİRA”

    “İşin maliyet kısmına gelince. Bir, 2015 yılının sonunda temel atılırken 800 gün biçildi. O 800 gün hayal oldu tabii ki, parayı kaptırdılar. Arkasından tekrar devam edildi ve her birine para ödendi. Ben paraların maliyetlerini dolar olarak çıkardım. Bakın ilk verilen para şirkete 106 milyon TL verilerek ihale feshediliyor. Bir süre bekliyor burası biliyorsunuz. Ama bunların dolar karşılığını hesapladığımızda şu anki maliyeti dün 970 milyondu, sabah baktım 1 milyar oldu. Sadece elektromekanik ve raylı sistem için 30 milyon ödendi, 150 milyon ödendi, sonra fiyat farkı için 100 milyon ödendi. Ama bunların ödendiği dönemki kurlara bakıldığında dolara 5,43’müş, 6,50’ymiş. Yani en son para ödediğimizde 13,42. Bu paralarla 10-20 yıl vadeli krediler kullanıldı ve bunları biz ödeyeceğiz. Bakın 2041 yılına kadar kredi ödenecek, 2031 yılına kadar kredi ödenecek. Bu kredileri bizim çocuklarımız ödeyecek, torunlarımız ödeyecek. Yapılan şu, hiç kimsenin şu an memnun olmadığı bu sistem için 1 milyar lira para harcandı. Ama buna tramvay araçları dahil değil. Recep Altepe tramvayların siparişini verdi, 800 günde bitiriyordu ya, tramvaylar geldi, Kültürpark’taki depoda çürümeye terk edildi. 12 tane tramvay uzun bir süre orada çürümeye terk edildi. Bir, amortisman kaybı, ikincisi hazır aldığınız tramvayı kullanamıyorsunuz.”

    KARACA:”T1-T2-T3 ENTEGRE DEĞİL, BURADAN ÇIKIP HEYKEL’E GİDİLEMİYOR”

    “Buradaki ikinci sıkıntı entegrasyon. T1 var, T2 var, T3 var. Ama vatandaş şuradan binip Heykel’e gidemiyor. İneceksiniz, başka araca bineceksiniz bu çağda, bu mühendislikle. Bir de öyle bir şey yaptılar ki buradan geçen tramvaylar çift dizinli, T1 tek dizinli. Yani T2 durağına buradaki tramvay sığmıyor. Oraya gidip durduğunda Allah korusun vatandaş indiğinde trafik ve can güvenliği riski var. Yani bu kadar beceriksiz, bu kadar vizyonsuz bu kadar çapsız bir yönetimi Bursa tarihi görmedi. Türkiye’de bunun örneğinin görüldüğünü sanmıyorum. Bu çağda 1 milyar lira para harcıyorsunuz ama vatandaş şuradan Heykel’e gidemiyor. T2’nin T’1’e entegrasyonu yok. T3’te belki oradan aktarma ya da direkt entegrasyon olabilir, o da yok. Yani şu an bizim kullandığımız hafif raylı sistem, aslında tam metro değil ama metro diyelim adına, doğrusu buydu. Bu kaynak öngörülüp harcansaydı eğer buradan çıkan vatandaş üniversiteye gidebilseydi, Kestel’e gidebilseydi anlamlıydı. Şu an buradan terminale yolcu kapasitesi günlük 5 bin 500, yolla birlikte hadi 10 bin kişiyi geçmez ama temel atılırken saatte 10 bin kişi olarak hesapladılar. Ama şu an 4 tane körüklü otobüsün yapacağı iş için 1 milyar lira para harcadılar. 1 milyar liraya saatte 20 kilometre ortalama hız. Ardiles geçti biraz önce hepimiz gördük. Yani tramvayın hızı şuradan çıktığınızda 8.4 kilometre bittiğinde ortalama hız 15-20 kilometre arası. Yani şuradan kondisyonlu yürüyen birisi bitime kadar gitse inanın tramvayı geçecek. Bir, zaman kaybı, iki, ekonomik kayıp, üç, inanılmaz şekilde kaynak israfı. Şimdi bütün bunları yapan kim, AK Parti iktidarı.”

  • Canan Kaftancıoğlu hakaret davasında ifade verdi

    Canan Kaftancıoğlu hakaret davasında ifade verdi

    CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Basın Suçları Soruşturma Bürosunda ifade veren Kaftancıoğlu, ardından adliyeden ayrıldı.

    Canan Kaftancıoğlu, ifadesinde, “CHP Gençlik Kolları İl Başkanları Toplantısında yaptığım konuşmanın geneline bakıldığında, söylemlerim partimizde görev alan genç arkadaşlarıma, hiçbir koşulda umutlarını kaybetmemeleri…Bu minvaldeki bir konuşmanın içeriğinden suç unsuru çıkarmak mümkün değildir. Bununla birlikte konuşma içerisinde Cumhurbaşkanı’ndan açıkça bahsedilmiş veya şahsı ile ilgili herhangi bir konuya değinilmiş değildir. Bütünüyle sisteme yönelik eleştiriler içeren bir açıklamanın Cumhurbaşkanı’nın kişilik haklarına saldırı teşkil etme imkanı yoktur. Bu bağlamda matufiyet şartı gerçekleşmemiş ifadelerden dolayı hakaret suçunun oluştuğundan bahsedilemez” dedi.

  • CHP’li Sarıbal’dan İznik Gölü çağrısı

    CHP’li Sarıbal’dan İznik Gölü çağrısı

    CHP Bursa Milletvekili Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal, tarihi kimliği ve ekolojik yapısı ile öne çıkan Türkiye’nin beşinci büyük gölü olan İznik Gölü’nün 4. Dünya Göçebe Oyunları adı altında 5 bin kişilik kalıcı tribünler başta olmak üzere geri dönüşü olmayacak şekilde yapılaşmaya açılmak istendiğini duyurdu.

    Başkanlığını Bilal Erdoğan’ın yaptığı Dünya Etnospor Konfederasyonu ile Türkiye Geleneksel Atlı Spor Dalları Federasyonu tarafından düzenlen 4. Dünya Göçebe Oyunları 29 Ekim-2 Ekim tarihleri arasında Bursa’nın İznik Gölü kıyısında yapılacak.

    Tam 600 dönüm kıyı şeridinin ekolojik yaşama müdahale edilerek yok edildiğini açıklayan CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, “Canımız Yanıyor! İznik Gölü’müze nasıl kıydınız! İznik’e sahip çık Türkiyem!” çağrısında bulundu.

    Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı Hakan Kazancı, daha önce bir internet sitesine yaptığı açıklamada;

    -Yaklaşık 600 dönümlük bir araziyi orada yeniden düzenledik. Çalışmalar hala sürüyor. Orada kalıcı olacak 5 bin kişilik bir tribünü olan stat inşa ettik. Balçık yerleri düzelttik.

    -Çöpler vardı onları temizledik. 20 tane oba çadır alanı yaptık.

    -Millet bahçesi tadında oldu.

    -Türkiye Geleneksel Atlı Spor Dalları Federasyonu’nun kullanabileceği olimpik ölçülerle bir alan hazırlandı. Bundan sonra karşılaşmalar burada yapılabilecek.

    -Kısaca biz buraya dört günlük bir festival için bir alan hazırlamadık. İznik ilçesine kalıcı bir eser bırakılacak.”

    Haziran ayında 5. Etnospor Kültür Festivali’nin kapanış töreninde konuşan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan ise “Bir sonraki festivalimiz 4. Dünya Göçebe Oyunları. 29 Eylül-2 Ekim tarihlerinde İznik’te geleneksel sporları merkeze alan büyük bir organizasyonu sizinle buluşturacağız” açıklamasında bulunmuştu.

  • CHP’li vekil Karabıyık’tan KYK yurdu açıklaması

    CHP’li vekil Karabıyık’tan KYK yurdu açıklaması

    CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, Türkiye’de yaklaşık 800 KYK yurdu bulunduğunu ancak bu yurtlar beş öğrenciden birisine hizmet verebilecek kapasitede olduğunu açıkladı.

    KYK yurtlarından şu anda örgün öğretimdeki öğrencilerin sadece yüzde yirmisinin faydalandığını açıklayan Karabıyık, ülke genelinde yurtların dengesiz dağılımını olduğunu söyledi.

    Karabıyık açıklamsına örnek vererek şöyle devam etti:

    “Bingöl’deki bir yurtta boş kontenjan kalırken İstanbul’da öğrencilerin sadece yüzde birine yurt hizmeti verilebiliyor, Konya’da ise öğrencilerin yüzde yirmisinden fazlasına yurt imkanı sağlanabiliyor. Yani iller arasında da bir dengesizlik var; öncelikle bu planlama hatası olarak karşımıza çıkıyor. Diğer bir önemli nokta, şu anda dünyada öğrencilerin yüzde kırk beş, yüzde ellisinin yurt ihtiyacı karşılanabilirken ülkemizde yurt kapasitesi yüzde yirmilerde.

    Tabii ki kendi şehrinde üniversiteyi kazananlar da olacak, ya da ev kiralamayı tercih eden öğrencilerimiz olacak; ancak ülkemizdeki mevcut rakamlara baktığımızda yurt bulamadığı için ev kiralamak ya da özel yurda gitmek zorunda kalan ve bunu karşılayamayan öğrencilerin sayısının oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

    Bu nedenle, “Türkiye’de açıklanan rakamlarda yurt ihtiyacı yoktur” demek asla doğru değildir, böyle bir kandırmaca olmaması lazım; çünkü yaşananları görüyoruz, bu gençler yurt arıyorlar. Bazı illerin ilçelerinde yurt imkanı zaten yok, ki orada meslek yüksek okulları ya da fakülteler varken, “bir dekan bir mekan” anlayışıyla kurulan fakültelerin yurdu nerede olacak, barınma nasıl sağlanacak diye hiç düşünülmedi, zamanında planlaması da hiç yapılmadı. Bu gençler ev tutmak ya da özel yurtlarda kalmak zorunda kalıyor, maddi imkanı olmayanlar da cemaatin yurtlarına gitmek durumunda kalıyor ve cemaatler de zor durumda kalan bu öğrencileri kendilerine çekme yarışındalar. Bu gerçekleri görmekteyiz. Hatta yurt çıkmadığı için, özel yurtlar çok pahalı olduğu, ev tutacak parası da olmadığı için okuluna devam edemeyen o kadar çok öğrenci var ki, bundan dolayı mağdur olan aileleri görmezden gelmesinler.”