Etiket: chp

  • CHP Bursa bayramlaşma programında buluştu

    CHP Bursa bayramlaşma programında buluştu

    CHP Bursa İl Başkanlığı bayramlaşma töreni CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Prof. Dr. Yüksel Özkan, Erkan Aydın, Orhan Sarıbal, ilçe başkanları, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, Millet İttifakı ortağı İYİ Parti Grup Başkanı Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, CHP İl-İlçe Gençlik ve Kadın Kolları başkan ve üyeleri, BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan ve STK temsilcileri ile iktidara yürüyüş coşkusu yaşayan parti örgütünün katılımıyla gerçekleştirildi.

    Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan bayramlaşmada konuşan CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, “Bayramlaşmalar bizim çok önemli bir kültürel değerimizdir, ancak içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar, bizlerin bu önemli geleneği yaşatmamızı da zorlaştırıyor. Cumhuriyet’in hiçbir döneminde yaşamadığımız bu ekonomik koşullarda, çocuklarına torunlarına harçlık veremeyen babaların, dedelerin yaşadığı ezikliği görüyoruz” dedi.

    Karaca sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Her geçen gün daha derinleşen ekonomik kriz çelişkileri daha da artıtırken umudumuzu hep koruyoruz. Bir matematik kuralı kadar net, nasıl 2 artı 2 dört ise, artık 20 yıllık karanlık bitiyor. O kadar net ki, ister erken seçim olsun, ister zamanında seçim olsun, sandık geldiğinde AKP iktidarı tarihin karanlık sayfasında yerini alacak. Bu karanlığı hep birlikte bitireceğiz. Tahrip ettikleri Cumhuriyet değerlerimizi de hızla tamir edip, Cumhuriyetimizi, ülkemizi hak ettiği yere getireceğiz. Bu AKP iktidarındaki son Kurban Bayramıdır, bundan emin olun. Bir sonraki Kurban Bayramında coşkuyla kucaklaşmak üzere katılan tüm konuklarımıza ve partililerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”

    Bayramlaşma töreninde konukları selamlayan milletvekilleri ve belediye başkanları da iktidar vurgusu yaparken, tören coşkulu bir havada sona erdi.

  • CHP Bursa’dan lojistik merkezi tepkisi

    CHP Bursa’dan lojistik merkezi tepkisi

    Beraberinde CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş, Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan, il yöneticileri ve kadın-gençlik kolları temsilcileriyle Samanlı merasında basın açıklaması yapan CHP İl Başkanı İsmet Karaca, CHP’nin hiçbir zaman yatırıma karşı çıkmayacağını kaydetti.

    Karaca, “Tabii ki kentin batısına doğusuna kuzeyine güneyine yatırım yapılsın, istihdam olsun, ekonomi canlansın, tek koşulu şu, doğru yere yapılsın, planlamaları doğru olsun” şeklinde konuştu.

    “ARTIK BURSA OVASI’NDA MAALESEF YAPILAŞMANIN ÖNÜ AÇILIYOR”

    TMMOB Bursa İKK Sekreteri Feridun Tetk’in de katıldığı toplantıda Karaca’nın yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

    “Burası Bursa Ovası, burayı talan ediyorlar. Daha birbuçuk yıl önce karşıda gördüğümüz Katırlı Dağlarından inen sel sularıyla Narlıdere, Dudaklı ve Kayacık’ta insanmlarımız hayatını kaybetti. Burası Deliçay’ın taşkın bölgesi ve geçen selde yaşamını yitiren yurttaşlarımızdan birini cansız vücudu maalesef burada çıktı. Yani bulunduğumuz bölge tamamen risk altındadır. İki gerekçeyle buna karşı çıkıyoruz, bir tanesi Bursa Ovası talan ediliyor, bütün siyasi partilerin altına imza attığı Oca Koruma Protokolü hiçe sayılıyor. Burasıyla birlikte artık Bursa Ovası’nın yapılaşmaya açılmasının önü açılıyor. Şeftali ağaçlarını artık sadece kitaplarda göreceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tepeden yapılan bir plan değişikliğiyle artık AK Parti iktidarı bu ülkede hayvancılığı nasıl bitirmiş olduğunu da kanıtlamış oluyor. Burası Samanlı Köyü’nün merasıdır, artık hayvancılığı bitirdiğimize göre meraya ihtiyaç yok anlayışıdır bu, 184 dönümlük alanın 108 dönümü beton oluyor.”

    “BU ÜLKE MOĞOL İSTİLASINDA BİLE BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ”

    “Ülkede plansız yapılaşmanın acısını yaşıyoruz. Daha geçen hafta Karadeniz’de yaşanan sel felaketinde yıkımlar oldu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi Nilüfer’in ikinci kolu olan Delçay’ın taşkın alanına yapılaşma yapılıyor. Bu durum AK Parti’nin tek rant olunca herşeyi göze aldığının göstergesidir. Şunu söyleyeyim, AK Parti’nin günleri sayılı, ister zamanında seçim yapsın ister erken seçim yapsın, sandığı getirdiği gün AK Parti tarihin kara sayfalarında yerini alacaktır. Yaptıkları şu, artık gidiyoruz, giderayak ne götürsek kârdır, ne talan edersek kârdır. Bu ülkede talan yaşanıyor, bu ülke Moğol istilasında dahi böyle zulüm görmedi. Birinci sınıf tarım arazisi, hiç mi vicdan yok? İş makinelerini getirdiler. Bursa Büyükşehir Belediyesi burayı park yapacaktı, hiç kimse itiraz etmedi, işte Yıldırım örgütümüz burada. Hiçbir siyasi partiden itiraz gelmedi ama ne olduysa, bunlar müflis tüccar gibi. Bursa’da lojistik merkezi ihtiyacı varsa, uygun bir yer bakılsın, planlansın ama burada yapılan tam bir doğa katliamı yapılıyor. Buraya şehir hastanesi yapılacaktı. AK Partililer burada plan değişikliği yaptılar, yargı dedi ki burası riskli, buraya hastane yapamazsın. Hastane yapılamayan alan, lojistik merkezi yapılınca riski ortadan kalkıyor mu? Eğer burada sorun olmasaydı, bu alanda Şehir hastane olacaktı.”

    “AK PARTİ’NİN SON GÜNLERİ, BURSA’DA MİTİNG BİLE YAPAMADILAR”

    “AK Parti’nin son günleri. Birkaç gün önce Bursa’da miting bile yapamadılar. Hiç başka yerlere çekmesinler, 11 milletvekili, Büyükşehirle birlikte 14 belediyelerinin olduğu Bursa’da AK Parti miting yapamıyor. Cumhurbaşkanı rahatsızlanmış, hepsi boş. Hiç ilgi görmedi, vatandaşları taşıyorlardı ama bu kez ilçelere gönderdikleri otobüslere kimse binmedi, dediler ki vatandaş gelmiyor, mitingi iptal ettiler. Bursa mitinginin iptal edilmesinin tek sebebi vatandaşın ilgi göstermemesidir. AK Parti’nin yıllardır her seçimde en az 10 milletvekili çıkardığı, Büyükeşhir dahil birkaç ilçe hariç belediyeelri kazandığı Bursa’da artık işler ters dönmüştür ve yerel yöneticiler de bunun farkında oldukları için son vurgunlarını yapıyorlar. Günleri sayılı, yanlış işlerden dönülecek. Biz sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil, bu kentin sakini değil, sahibiyiz. En başta AK Partili yetkilileri bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz.”

    ORHAN SARIBAL: “TÜRKİYE’DE GIDAYA ERİŞİM SORUNU YAŞANIYOR”

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da konuşmasında, çelişkileri bir bir ortaya koymak gerektini vurguladı. Sarıbal şöyle konuştu:

    “Yaman çelişkileri ortaya koymak lazım. Yeni tarım bakanı allayarak pullayarak kendi havuz medyasına adeta mucize gibi bir öneri paketi açıkladı. Söylediği şuydu, Türkiye’nin ciddi bir gıda sorunu var, Türkiye yurtdışından buğday alıyor, lojistik sorunlar var. Kentte yaşayan insanlar, kentin hemen yanıbaşındaki alanlarda gıda ürünleri yetiştirilip kente sunulacak dedi. Niye bunu söyledi, Antalya’dan Ankara’ya lojistik maliyeti nedeniyle söyledi, Bursa’dan Ankara’ya lojistik maliyeti için söyledi., maliyetler yüksek olduğundan halkın ucuz gıdaya ulaşamaması nedeniyle söyledi. Peki Bursa’da ne yapılıyor, bir tarafta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bir tarafta Yıldırım Belediyesi, bir tarafta Bursa Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? Yüzlerce yıldır mera olarak kullanılan ve hayvanların otladığı bu alandayız. Bu toprakların değil 100 dönümü, her metrekaresi kamu ve devlet aracılığıyla korunmalı. Bu kafa bu ülkenin insanını açlığa ve kıtlığa sürüklemektedir. Mesele sadece meranın dönüştürülmesi değil, mesele bir ülkenin insanının gıda hakkıdır, toplumun tarımsal üretim hakkıdır.”

     

  • Aykut Erdoğdu CHP’den istifa etti

    Aykut Erdoğdu CHP’den istifa etti

    İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ile Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi eşi Tuba Torun CHP’den istifa etti.

    Edinilen bilgilere göre, Aykut Erdoğdu ve Tuba Torun ”gördükleri lüzum üzerine” partiden ayrıldı.

    Aykut Erdoğdu ve eşinin ”partisinin kendileri üzerinden yıpratılmaması amacıyla” bu kararı aldıkları belirtildi.

    CHP’NİN MİLLETVEKİLİ SAYISI 134’E DÜŞTÜ

    Erdoğdu’nun istifası ile TBMM’de CHP’nin milletvekili sayısı 134’e düşerken, bağımsız milletvekili sayısı 7’ye yükseldi.

    ESKİ EŞİYLE YAPTIĞI TELEFON GÖRÜŞMESİ YAYINLANMIŞTI

    CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun eski eşi ile yaptığı telefon görüşmesinin kayıtları sosyal medyada yayınlanmıştı.

    CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından kameraların karşısına geçen CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Aykut Erdoğdu’nun eski eşinin, yeni eşi ile ilgili paylaşımlarına ilişkin yöneltilen soru üzerine, ”Sayın Erdoğdu’nun kendisi ve partimiz açısından en doğru kararı vereceğine inanıyoruz” demişti.

  • CHP’li Sarıbal: Yerin üstü ‘altın’dan daha değerli

    CHP’li Sarıbal: Yerin üstü ‘altın’dan daha değerli

    Sarıbal, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ile birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, daha önce incelemelerde bulundukları maden sahasındaki siyanür havuzlarının bölgedeki doğal yaşamı, ekosistemi ve insan yaşamını tehdit ettiğini kamuoyu ile paylaştıklarını aktardı.

    Son yaşanan siyanür sızıntısını daha önce dile getirdikleri endişeleri haklı çıkardığını ifade Sarıbal, “İliç’te siyanürle altın çıkarma meselesi politik bir meseledir. İktidarın madenciliğe bakış açısıdır. Yabancı ortaklı şirketlerin yaptığı madencilik faaliyetleri, ilgili ülkelerin kalkınmasına katkısı yok. Çünkü karın büyük bölümü şirkete gidiyor. Ama zehir, hastalık, yoksulluk madenin işlendiği ülkeye kalıyor” dedi.

    Erzincan’ın deprem bölgesinde bulunduğuna da dikkati çeken Sarıbal, olası bir depremde, oluşturulan siyanür havuzlarının bütün bölge için ciddi bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Mevcut durumda bile bölgedeki küçük canlıların öldüğü, göç yolu olarak bölgeyi kullanan kuşların artık gelmediğini ifade eden Sarıbal, şunları söyledi:

    İnsanlık meselesi

    “Şunu bir türlü öğretemedik; Ölüler altın takmaz. Yerin üstü altından değerlidir. Önemli olan o toprağın üstünü görmek, onu olumlu, verimli yaşam çıkarabilmek. İliç’teki siyanürle altın çıkaran maden işletmesinin derhal durdurulmasını istiyoruz. Bu sadece Erzincan’ın meselesi değildir. Sivas, Tunceli, Malatya, Elazığ’ın, Adıyaman’ın, Munzur’un, Fırat’ın, Mezopotamya’nın yani insanlığın meselesi. Onun için herkesin bu konuda duyarlı olması gerekir.”

    İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise, çevre felaketine neden olan şirketin, 25 yılda doldurmayı hedeflediği atık havuzu 2-3 yılda doldurduğu için kapasite arttırmak istediğini anlattı. “Kapasite arttırmaya gittikleri yer deprem bölgesi. Ovacık fayına 11 kilometre, Kuzey Anadolu fayına da 70-80 kilometre mesafede. Dolguyla yükselttikleri için depremde daha büyük bir tehlikeye açık ve her an patlayacak duruma geliyor” diyen Şeker, şunları kaydetti:

    Dünyanın vazgeçtiği yöntem ülkemizde 20 yerde sürüyor

    “Siyanürle altın üretimi artık dünyada vazgeçilen bir yöntem. 2000 yılında Romanya’nın Baia Mare bölgesinde yaşanan felaketten sonra Avrupa ülkeleri bu yöntemin terk edilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Ama Türkiye’de 20’ye yakın yerde bu siyanürle altın ayrıştırmaya devam ediliyor. Bir gramı bile çok büyük bir zehir iken, bütün dünyanın terk ettiği bu yöntemi bizim terk etmemiz gerekiyor. TBMM’de konunun araştırılması için HDP tarafından önerge verildi ama AK Parti ve MHP milletvekilleri tarafından ret edildi. Bütün bölgeyi tahdit eden, doğal yaşamı, gıda krizinin yaşandığı dönemde tarımı tehdit eden bu işletmenin faaliyetleri durdurulmalı. Küresel iklim değişikliği nedeniyle her an her yerde sel felaketi ihtimali varken, böylesi bir riski görmek mümkün değil. Geçici bir durdurma var ama yeterli değil. Bölge güvence altına alınmadan hiçbir işleme izin verilmemeli.”

  • CHP Bursa’dan terminal çıkarması

    CHP Bursa’dan terminal çıkarması

    Beraberindeki Osmangazi İlçe Başkanı Metin Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Şahin Sevinç ve il yöneticileriyle Bursa Şehirler ve Uluslararası Otobüs Firma Yetkilileri Derneği Başkanı İsa Tacar’ı ziyaret eden Karaca, girdi maliyetlerinin yolcuyu da otobüs firmalarını da bezdirdiğini söyledi.

    Karaca’nın açıklamasında;

    “Son günlerde yüksek sesle şikayetler geliyor. Yolcuların fiyatlardan, otobüs firmalarının mazot fiyatlarından mustarip oldukları terminali bayram öncesinde ziyaret ettik. Bize refakat eden firma sahipleriyle, yolcularla ve işletmecilerle görüştük. Burada ilginç hikayelere rastladık. Bir öğrenci eylül ortalarında Erzurum’dan 180 liraya Bursa’ya geliyor. Ara tatilde ekonomik durumu el vermediği için memleketine gidemiyor. Şu an okul tatil oluyor, bilet almaya geldi, 540 lira yani tam üç katı. Yan tarafa gittiğimizde benzer bir tablo görüyoruz. Batman’a otobüs bileti almak için birkaç firma gezen öğrenciyi firma sahibi çağırıyor, diyor ki ‘700 lira ama sana 650 lira’ en son bakıyor ve diyor ki dayanamadım öğrenciye 50 lira da harçlık verdim, çünkü son parasını verip otobüs bileti alıyor çocuk” dedi.

    “YEVMİYEYLE ÇALIŞAN YOLCU, MEMLEKETİNE ZİYARETE GİDEMİYOR”

    “Birçok firma milyonlarca liraya aldıkları otobüsleri zarar etmemek için çalıştırıyor. Yolcular gidemiyorlar, yevmiyeyle çalışan bir yolcu Muş’a gitmek istiyor eşiyle ama ailesini ziyarete gidemiyor. Daha önceki yıllarda karşılaşmadığımız, ilk kez bu kadar yüksek sesle şikayetlerin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ülke tarihinde görülmedik bir zulüm yaşanıyor bu ülkede ve hepsinin ortak noktası şudur, bu zulüm en kısa sürede yaşanacak değişimle son bulacak.”

    İSA TACAR: “TAMAMEN ZARARINA ÇALIŞIYORUZ”

    Bursa Şehirler ve Uluslararası Otobüs Firma Yetkilileri Derneği Başkanı İsa Tacar ise Bursa-Van arası mesafenin 1.650 kilometre olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Kestiğimiz bilet fiyatları 250-300 lira arasındaydı. Şimdi fiyatları 750 yaptık ama o da kurtarmıyor, neticede 1.200 litre mazot yakıyor. Gidiş-geliş de tam 40 bin lira bizim giderimiz var ortalama. Bu araba Hakkari’ye, Yüksekova’ya gidiyor, 2 binin üzerinde kilometre yapıyor, 1.500 litre mazot yakıyor. Bunun giderleriyle bütün masrafı 50 bin lira demektir. Şimdi bayram üzeri, okullar tatil oldu, pandemiden çıktık zaten daha yeni yeni insanlar kendi memleketlerine gidiyorlar. Bayramdan sonra işler duracak, arabalar boş gidecek. Bütün Türkiye genelindeki her bir giden-gelen aracın 25-30 bin içeri gireceğini söylüyorlar. Artı köprüler, artı otobanlar, ikramlar, şoför, muavin gibi sigortayla çalışanlarla beraber külliyen şu an zararla çalışıyoruz. Kontak kapatırsak Türkiye felç olur. Biz buna müsaade etmiyoruz. Bu fiyatlara dur demeleri lazım.”

     

  • CHP’li Sarıbal: Ülke yönetilmiyor, savruluyor

    CHP’li Sarıbal: Ülke yönetilmiyor, savruluyor

    Özellikle pandemi döneminde ve sonrasında çıkan ve halen devam eden Rusya-Ukrayna savaşında gıdanın ne kadar önemli olduğu, tarımın bu nedenle ne kadar vazgeçilmez olduğu bir kez daha ortaya çıkardığını ifade ede Sarıbal, şöyle devam etti:

    Paramız var ki ithal ediyoruz vücut buldu

    “Durum bu iken Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede; Endüstri Bölgeleri Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi’nin TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’ndaki görüşmelerinde “Bir sanayicinin zulüm mertebesinde neler çektiğini söylememiz lazım. Almanya orman bile olsa, tarım alanı bile olsa sanayiye çeviriyor, hiç gözünün yaşına bakmıyor. ‘Tarım tarım’ diye bağırıyoruz, çağırıyoruz da sonunda bize getirdiği para 50 milyar dolar; sanayinin getirdiği para şu anda 300 milyar dolar” diyerek, tarım arazilerinin sanayiye açılmasının engellenmesinden yakınabiliyor.

    Yukarıda da dediğim gibi aslında yasal koruma altında olduğu halde “kamu yararı” denilerek milyonlarca dönüm tarım arazisi yok edildi. Ama anlaşılan AK Parti’nin bürokratlarına bu kayıp yeterli gelmiyor. Meclisteki komisyonda Tarım ve Orman Bakanlığını “daha fazla tarım arazisinin sanayi yatırımlarına peşkeş çekilmediği” için şikayet ediyor.

    Bu anlayış, bir önceki Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “paramız var ki ithal ediyoruz” söylemi Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede’de vücut bulmuş halidir. Tarımı küçümseyen bir bakış açısına sahiptir.

    Tarımın değerinin anlaşılması için daha ne olması gerekiyor. Bugün gıda kriziyle yüz yüze kalmış vatandaşların açlıktan ölmesi mi isteniyor?”

    Bakan ile Bakan Yardımcısının bir birinden haberi yok

    Sarıbal, “Bir bakan yardımcısı tarım arazilerinin sanayiye açılmasını isterken, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de ekilmeyen 2,5-3 milyon hektar tarım arazisinin üretime kazandırılmasından bahsediyor” diyerek, ülkenin yönetilmediğini savrulduğunu vurguladı. “Daha dün Tarım ve Orman Bakanı, ülke tarım topraklarının yetersiz olduğu iddiasıyla Venezuela’dan buğday üretimi yapacaklarını söyledi. Bakan daha önce de Afrika’da bakir topraklar olduğunu söylemiş ve orada üretim imkanları arayacaklarını söylemişti” diyen Sarıbal, “Bakan yeni tarım alanlarını üretime kazandıralım, bir yandan da başka ülkelerden tarım alanları kiralayıp üretim yapalım derken, bir bakan yardımcısı ise tarım arazilerini işgal edememekten şikâyet ediyor. Bunların birbirinden haberi yok. “Devlet yönetilmiyor, savruluyor” derken bunu kastediyorduk” diye konuştu.

    Hürriyet mahallesi

    Sarıbal, konuşmasının son bölümünde Bursa Karacabey’de arazilerine el konulan Hürriyet köyü sakinlerinin sorununu dile getirdi.

    1951 yılında Bulgaristan’da artan baskı ve zulümden kaçarak Bursa Karacabey’e gelen 201 hanenin Haydar Ağa Çiftliği’ni satın aldığını, toplam 12 bin dönüm olan bu arazinin 201 hane arasında 28,5’er dönüm olarak aralarında paylaşıldığını, kalan 6000 dönüm civarındaki arazinin de köyün ortak kullanımı için hayvan otlatmak için otlakıye, kavak ekmek için kavaklık, odun kesmek için baltalık olarak ayrıldığını ifade eden Sarıbal, şu bilgileri verdi:

    “Yerleşim yeri 1955 yılında köy olma hakkı kazanınca Bulgaristan’dan kurtuldukları için de Hürriyet adını aldılar. Hürriyet köyü sakinleri yıllarca bu tarlada çalışarak didinerek, satın aldıkları arazilerin parasını verip mutlu bir yaşam sürerken, 1978 yılında kadastro çalışması yapılıyor. Köyün ortak kullanımı için ayrılan kısım hazineninmiş gibi köy tüzel kişiliğine kaydediliyor. Köylüler, devletlerine güvendikleri için itiraz etmiyorlar.

    2014 yılında Bütünşehir Yasası ile köy tüzel kişiliğine kaydedilmiş 652 dönüm arazi Karacabey Belediyesine veriliyor. Tarım Müdürlüğü tarafından “hatalı tescil itirazı” önce kabul ediliyor ancak daha sonra alınan yeni kararla yeniden bu araziler Karacabey Belediyesi’ne veriliyor. Karacabey Belediyesi, üzerine aldığı 652 dönümlük arazinin 150 dönümünü Hürriyet Köyünün yakınında kurulan Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesine (TEKNOSAB) hibe ediyor. Şimdi de 150 dönümlük araziyi de uydukent yapılması için Bursa Konut Üretim Yapı Kooperatifleri Birliği (EMİRKOOP) satmaya çalışıyor.

    Karacabey’in AKP’li Belediye Başkanı Ali Özkan, 8 Mayıs 2020 tarihinde Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’a “Karacabey bu arazileri satarak 5 yıllık yatırımlarını karşılayacak” demişti.

    Bu araziler Hürriyet köyündeki vatandaşların ataları tarafından bin bir emekle satın alınmış arazilerdir. Köylülerin tapulu arazileri. Şimdi buraları sanayi bölesi ve uydukent yapılmak isteniyor.

    Bu arazilerin satılması, geçimini hayvancılık ve tarımla sağlayan Hürriyet sakinlerinin ekonomisine, yaşamına büyük bir darbe vuracaktır. Bu köydeki tarımı bitirecektir.”

  • Bakanlığın açıklaması CHP’yi tatmin etmedi

    Bakanlığın açıklaması CHP’yi tatmin etmedi

    Sağlık Bakanlığı’nın kur farkından doğan maliyet artışı sonucu Ekim ayından itibaren başta Bursa olmak üzere Sivas, Çanakkale, Malatya ve Afyon’da ambulans helikopter hizmetinin sona erdirdiğini belirten CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, daha önce kur farkı nedeniyle ambulans helikopter hizmetinin durdurulduğu konusunda bilgilendirme yapan Sağlık Bakanlığı’nın tepkiler üzerine bu kez de “Uygulamanın ekonomik tedbirle uzaktan yakından ilgisi olmadığı, atıl kapasite oluşmasına izin verilmediği, 2021’deki planlama doğrultusunda sayının belirlendiği, 12 helikopter ve 8 uçak ambulansın 2021’den bu yana hizmet vermeye devam ettiği” yolunda bilgiler verdiğini kaydetti.

    KARACA: “SORUMUZA CEVAP ALAMADIK”

    Bakanlığın cevaben yaptığı açıklamada gerçek sorun ve çözüm yollarına ilişkin detayları ele almak yerine istatistik veriler yoluyla, olumlu algı yaratma çabasına girişilmiş olmasını gülünç bulduğunu kaydeden Karaca şöyle dedi:

    “Sağlık Bakanlığı, kur farkından doğan maliyet artışı nedeniyle hava ambulans hizmetine son verdiği yolunda bilgilendirmede bulunmuştu. Garantili projelerdeki kur farkını göz ardı eden AKP hükümeti, hava ambulans hizmetine göz koymuş, onu kaldırıyor. Bursa başta olmak üzere 5 ilimizde hava ambulans hizmetine devam edilmesi talebi var. Bakanlığın verdiği cevapta bu talebe ilişkin tek satır yok. Atıl kapasite oluşmasına izin verilmediği yolunda muğlak bir ifadenin ardından 2008’den buyana yapılan hasta ve organ nakli istatistikleri veriliyor. Bizim sorumuz geriye dönük istatistiklerle ilgili değil. Biz Bursa’nın hava ambulans hizmetini geri istiyoruz. Biz masal dinlemek değil, Bursa’nın ambulans helikopteri geri gelecek mi, gelmeyecek mi, o sorumuzun cevabını istiyoruz.”

    Karaca, insan yaşamının değerinin parayla ölçülemeyeceğini ifade ederek, “Tasarrufu çok düşünüyorlarsa, önce kendi hayatlarındaki şatafattan vazgeçsinler” şeklinde konuştu.

  • “Sizi bu milletin efendisi yapacağım”

    “Sizi bu milletin efendisi yapacağım”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam saatlerinde 3 gün sürecek programları için İzmir’e gelmişti. Kılıçdaroğlu, bugün ise Tire ilçesindeki programının ardından ‘Çiftçi Buluşmaları’ çerçevesinde Ödemiş’e geldi.

    “Sizi bu milletin efendisi yapacağım”

    Ödemiş Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçinin derdini bildiklerini ve Türkiye’deki tüm çiftçilerin aynı sıkıntıları yaşadığını belirterek, “Size sözüm var. Sizi bu milletin efendisi yapacağım. Alın teri döken, günü 24 saati çalışan, biz evlerimizde otururken çalışan sizler, milletin efendisi olmayacak da kim olacak? Sizler ürettiğiniz zaman bizim karnımız doyacak. Biz her şeyi dışarıdan alıyoruz. Bu ülkenin topraklarında ihtiyacımız olan ürünlerin tamamını üretmek mümkün. Yaptığınız iş çok değerlidir. İnsanlık olarak günde iki kez karnınızı doyurmak zorundayız, bunu da yapan sizsiniz. Siyaset kurumu bunun değerini bilmiyorsa o siyaset kurumu batsın” dedi.

    “Çiftçi zarar ederse Türkiye zarar eder”

    İktidara gelmeleri halinde çiftçiler için yapacakları projelerden de bahseden Kılıçdaroğlu, “İktidar olduğumuzda çiftçilerin kredilerin faizlerini sileceğiz. Sizin bir nefes alıp rahatlamanız lazım. Hangi çiftçi neyi ekecek, neyi biçecek bunu planlayacağız. Hiçbir çiftçi zarar etmeyecek. Çiftçi zarar ederse Türkiye zarar eder. Sizi asla zarar ettirmeyeceğiz. Çiftçinin maliyetini ve karını bilerek, yeni taban fiyatla beraber hiçbir çiftçi taban fiyatın altına düşmeyecek. Afetlere karşı çiftçinin zararını karşılayacağız. Traktörünüz, hayvanınız asla haczedilmeyecek. Bunu da kaldıracağız. Mazot konusu da önemli Şehirde yaşayan biri mazota zam geldiğinde isterse arabasını kullanmayabilir ama çiftçi tarlasını sürmek için mecburen kullanacak. Bunun için çiftçiye düşük bedelle mazot satacağız. ÖTV ve KDV olmayacak. Çiftçiye desteği vereceğiz” diye konuştu.

    “Her yıl milli gelirin yüzde 1’i oranında size pay vereceğiz”

    Tarım Kanunu’nun 21. maddesinde çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i oranında teşvik verilir ifadesinin yer aldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar çiftçiye bu teşvik tam anlamıyla verilmedi. Çiftçinin bu hükümetlerden alacağı 273 milyar TL var. Bu size ödenmedi. Biz bunun da sözünü veriyoruz. Her yıl milli gelirin yüzde 1’i oranında size pay vereceğiz. Çiftçi birlikleri de bunu denetleyecek. Güneş enerjisiyle elektrik üreterek çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz. Önde doğuda 6 ille başlayacağız, sonra bütün Türkiye’ye yayacağız. Nerede çiftçi çalışıyorsa kırsal kesimin her yerinde hayvancılık yapanlar için veteriner, toprakla uğraşıyorsa ziraat mühendisi. Bütün bunların tamamını kamu görelisi olan veteriner ve ziraat mühendisi yapacak. Bunlar için hiçbir bedel ödemeyeceksiniz. Gençler kırsalda çalışmak istemiyorlar. Bunu teşvik etmek için kırsalda çalışan gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Bunu da yapacağız. Alın terinin değerli olduğunu biliyorum. Sandık gelecek, oy kullanmaya gideceksiniz. Söylediklerimi sakın unutmayın. Bizim karnımızı doyuran sizlersiniz. Sadece bize güvenin” ifadelerini kullandı.

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, de Türkiye’de çiftçiler için daha iyisini yapılmasının mümkün olduğunu vurgulayarak, “Köylüyü milletin efendisi yapmaya kararlıyız” dedi.

  • Bursa’da  CHP’li kadınlar İznik Gölü için toplandı

    Bursa’da CHP’li kadınlar İznik Gölü için toplandı

    17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü çerçevesinde İznik Gölü kıyısındaki Orhangazi piknik alanı iskelesinde gerçekleşen toplantıya CHP Orhangazi İlçe Başkanı Ender Teke, il-ilçe kadın kolları yöneticileri katıldı.

    İznik Gölü’nün yıllardır doğaya düşmancasına devam eden bilinçsiz kullanım ve ilgisizlik nedeniyle bir doğa cinayetine kurban gitmek üzere olduğunu vurgulayan CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, “Gözümüzün önünde işlenen bu doğa cinayetini kimse üstlenmiyor. Bilesiniz ki, bu göl kuruyup gittiğinde bile kimse sorumluluğunu almayacak” dedi.

    “BUNCA KİRLETİCİ VAR, GÖL NASIL ÜSTESİNDEN GELSİN?”

    Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:

    “Bizler, CHP Kadın Kolları olarak bugünden bir kez daha tekrarlıyoruz. Milyonlarca metreküp su hakkı olduğunu iddia edip borularla su çeken ve bunu Gemlik Serbest Bölgesi’ne de sattığı konuşulan sanayi tesisi; gölü besleyen akarsulara baraj yapan DSİ; kontrolsüz tarımsal ilaçlama yapan üretici ve bunlara göz yuman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü; göle dolgu yapan belediye başta olmak üzere birçok fail var. Bunca sıkıntının üzerine göl civarında açılan taş ocakları, maden çalışmaları ve Yenişehir Kirazlıyayla köyündeki maden zenginleştirme tesisine su aktarma çabaları da sorunlara tuz biber ekiyor. İznik Gölü bunca sorunun üzerinden nasıl gelebilir?”

    “GÖL SUYU KULLANIMI CİDDİYETLE DENETLENMELİDİR”

    “Bugün gelinen noktada bir yandan olası iklim krizi, kuraklık ve kıtlık tehlikesi gün be gün büyürken, bütün bunları görmezden gelerek, kendi doğa kaynaklarımıza karşı nasıl bu kadar acımasız olabiliyoruz? Üstelik yakın gelecekte nüfus artış etkenleri başta olmak üzere tatlı su kaynaklarının azalıp kirlenmesi nedeniyle, ülkemiz de su kıtlığı yaşaması muhtemel ülkeler arasında, sayılırken, bir an önce kendimize gelip gereken tedbirleri almak zorundayız. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli Dördüncü Değerlendirme Raporu’na göre Türkiye, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenecek bölgeler arasında bulunan Akdeniz Havzası’nda yer almaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin su kaynakları için hassasiyet gösterilmeli ve İznik Gölü’ne sahip çıkılmalıdır. Hatırlanacaktır, Cargill 20 yılı aşkın süredir Bursa’nın gündeminde bulunuyor. Son imar planı değişiklikleriyle yine kayrılan Cargill’in su tüketimi yeniden değerlendirilmelidir. Stratejik yeraltı sularının, insan sağlığına zararlı nişasta bazlı şeker üretimi için kullanılmasının önüne geçilmelidir. Bu yapılmadıkça su kaybının engellenmesi mümkün değildir.”

    “İZNİK GÖLÜ SUYU, 4. SINIF KİRLİ SUYA DÖNÜŞTÜ, TEDBİR ALINMALIDIR”

    “Göl suyu zirai ilaç kirliliği açısından 4. sınıf, yani kirli su olarak nitelenen, balık ve bitkilerde ağır metal kirliliği tespit edilen İznik Gölü’nün zirai ilaçlarla kirlenmesinin önüne geçecek tedbirler düşünülmelidir. Maalesef belirtmek zorundayız ki, Bursa’yı, Orhangazi’yi, İznik’i yönetenler İznik Gölü ve havzasındaki bu olumsuz gelişmelerden direkt sorumludurlar. Su ticari bir meta değil, tüm canlılar için bir haktır. Bu bakış açısı eşliğinde, çocuklarımıza sağlıklı bir dünya bırakabilmek için eksiksiz önlem alma sorumluluğumuzu hatırlamalıyız.”

  • Akşener’den Kılıçdaroğlu’na ziyaret

    Akşener’den Kılıçdaroğlu’na ziyaret

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Saat 14.25’te basına kapalı olarak başlayan ziyaret 1 saat sürdü. Ziyaretin sebebinin ise 3 Temmuz’da İYİ Parti’nin ev sahipliğinde yapılması planlanan altılı masanın 5. toplantısına davet ve toplantı gündemi olduğu öğrenildi.