Etiket: chp

  • Fındık bahçeleri sökülen çiftçiler dertli

    Fındık bahçeleri sökülen çiftçiler dertli

    Trabzon’un Maçka İlçesi Esiroğlu Mahallesi Duralı mevkiindeki fındık bahçeleri hastalık nedeniyle karantinaya alınıp söküldü. Ekmek kapısı kapanan çiftçilere ise bugüne kadar hiçbir yardım yapılmadı.

    CHP Ekonomi Masası üyeleri Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Maçka İlçe Başkanı Nihan Göktürk ile birlikte bölgedeki çiftçilerin sorunlarını dinledi.

    Maçka’ya bağlı Esiroğlu Mahallesi fındık üreticilerini de ziyaret eden heyet, Duralı mevkiinde ‘Drakula’ olarak bilinen Turunçgil Uzun Anteli Teke Böceği’nin nedeniyle fındık bahçeleri karantinaya alınıp sökülen çiftçilerle buluştu. Bahçe sahipleri, yıllardır fındık ürettikleri bahçelerinin Drakula nedeniyle karantinaya alınıp ağaçlarının söküldüğünü aktardılar. Fındık ağaçlarının söküldüğü yerde yıllık kilo başına 15 lira gibi bir para ödenmesi kararı alındığını ama bugüne kadar herhangi bir para ödenmediğini ifade eden çiftçiler, “Burada 4 yıl boyunca yeni fındık fidanı ekimi yasaklandı. Bizim yeniden fındık üretebilmemiz için en az 8 yıl gerekiyor. Kilo başına 4 yıl boyunca destek verileceği söyleniyor. Bu durumda başka geliri olmayan insanlar neyle geçinecek. Fındığın kilosu için bu yıl 30 liradan bahsediliyor. Bize 4 yıl boyunca 15 lira verilecek. Başka hiçbir geliri olmayan bu insanlar neyle geçinecek. Bu konuda devletin bize yardım etmesi gerekiyor” dediler.

    CHP’li milletvekilleri Orhan Sarıbal ve İlhami Özcan Aygun, sorunun çözümü için konuyu gündeme getireceklerini ve takipçisi olacaklarını belirttiler.

    Çiftçilerin dile getirdiği bir başka sorun ise, bölgede üretim yapan çok sayıda çiftçinin Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı olmadıkları gerekçesiyle tarım desteklerinden yararlanmamaları konusuydu.

    ÇKS sorununa çözüm şart

    CHP’li Sarıbal, “Bu sorun mutlaka giderilmeli. Mahallenin muhtarının oluru ile Ziraat Odası’ndan alınacak bir belge ile bu insanların sorunu giderilmeli. Muhtar kimin ekip kimin ekmediğini bilir. Tarım İl Müdürlüğünün kayıtlarında da kimin ekip ekmediği bilgisi var. Ziraat Odasından alınacak bu belgeyle üretim yaptığı belirlenen insanlar tarım desteklerinden yararlandırılmalı” dedi.

  • Şentop’dan CHP’ye ’10 bin dolar alan siyasetçi’ mektubu

    Şentop’dan CHP’ye ’10 bin dolar alan siyasetçi’ mektubu

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP’nin kendisine sorduğu ’10 bin dolar alan siyasetçi kim?’ sorusuna mektupla yanıt verdi. Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilen yazıda bahse konu eylem ile ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclis çatısı altında bir milletvekili olmadığının belirtildiğini hatırlattı. Şentop, “Konuyla ilgili yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek resmi bir işlem bulunmadığı malumlarınızdır” dedi.

    Şentop, CHP’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi var” açıklamasının aydınlatılması için yaptığı başvuruya 3 sayfalık mektupla yanıt verdi. Şentop’un, CHP Grup Başkanvekili Özgün Özel adına gönderdiği mektupta, bahsi geçen siyasetçinin şu anda Meclis çatısı altında milletvekili olmadığını vurgulayarak, konunun yargıya taşındığına dikkat çekti. Şentop mektubunda, CHP Genel Başkanı, Grup Başkanvekilleri ve Milletvekilleri tarafından imzalanan 24 Mayıs 2021 tarihli dilekçede yazılanları hatırlatarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, bir televizyon programında dile getirdiği iddiaya atıfta bulunularak, söz konusu iddia nedeniyle TBMM saygınlığına gölge düşürüldüğü ve tüm milletvekillerinin töhmet altında bırakıldığının belirtildiği, iddiaya konu ismin kamuoyuna açıklanması ve gereğinin yapılmasının talep edildiğine işaret etti. Şentop, CHP’nin, kendisinden, siyaset kurumu ile Parlamento’nun üzerine düşen gölgenin kaldırılması konusunda halen Parlamento’nun atması gereken adımlar bulunduğundan bahisle, demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin TBMM Başkanı’na yüklediği sorumluluğun yerine getirilmesini talep ettiğini de vurguladı.

    ‘YAPILABİLECEK RESMİ BİR İŞLEM BULUNMUYOR’

    Şentop, mektubunda şöyle dedi:

    “Öncelikle belirtmek isterim ki; TBMM Başkanlık makamı tarafından TBMM’nin adının böylesi bir iddiayla anılmaması, milletvekillerimizin zan altında bırakılmaması ve gerektiği takdirde iddia edilen hususla ilgili hukuki süreçlerin başlatılabilmesi açısından söz konusu iddiayla ilgili varsa bilgi ve belgelerin adli makamlara ve TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi hususunda kaleme alınan 27 Mayıs 2021 tarihli yazı aynı gün İçişleri Bakanlığı’na iletilmiştir. Bu yazıya cevaben İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Başkanlığımıza gönderilen 16 Haziran 2021 tarihli yazıda ise, bahse konu eylem ile ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclisimizin çatısı altında yer alan bir milletvekili olmadığı, tüm hususlar ve iddialara ilişkin olarak adli makamlara başvurulduğu ve sürecin devam ettiği bilgisi verilmiş olup; bu hususları 17 Haziran 2021 tarihli basın açıklamamda dile getirmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerinizde bahsi geçen iddialarla ilgili yaptığım girişimler sonucu edindiğim bilgilerin tamamını partiniz mensupları dahil tüm kamuoyu ile zaten paylaşmış olmam ve tarafınıza iletebileceğim, basın açıklamamda ifade ettiğim hususlar dışında kalan başka bir bilgi bulunmaması sebebiyle, yazılı olarak cevap vermemeyi tercih etmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede anılan iddianın adli makamlara ulaştırıldığı bilgisi edinildikten ve kamuoyu ile paylaşıldıktan sonra, konuyla ilgili yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek resmi bir işlem bulunmadığı malumlarınızdır.”

    ‘TARAFIMDAN İSTENMESİ MAKUL DEĞİL’

    TBMM Başkanı olarak görevinin, mevcut milletvekilleriyle sınırlı bir görev olmadığını, önceki dönem milletvekillerinin haklarından da sorumlu olduğunu belirten Şentop, “Yargıya intikal etmiş bir konuda, somut olarak TBMM Başkanı’na düşen hangi hukuki sorumluluğa tekabül ettiği anlaşılamamıştır. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerde tarafımdan beklenen husus eğer dilekçelerinizde bahsi geçen iddiaya konu kişinin adının açıklanması ise, öncelikle söz konusu iddianın sahibinin şahsım olmadığını, dolayısıyla bu kişinin kim olduğunun açıklanmasının tarafımdan istenilmesinin makul olmadığını hatırlatmak isterim. Tüm milletvekillerimizin kanunlarla kendilerine tanınan haklardan en iyi şekilde yararlanmalarını temin etme azim ve kararlılığı ile yerine getirdiğimin bilinmesini isterim. Ancak bu görevimi yerine getirirken, Anayasa’nın 6’ncı maddesinde yer alan ‘hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmü gereğince, Anayasa, İç Tüzük veya kanunlarla tarafıma tanınmayan bir yetkiyi kullanmamın TBMM Başkanı olarak şahsımdan beklenemeyeceği açıktır” ifadelerini kullandı.

  • İsmet Karaca’dan Bursa’da kurulacak EDS sistemine tepki

    İsmet Karaca’dan Bursa’da kurulacak EDS sistemine tepki

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yüzlerce kamerayla Bursa trafiğini denetlemek üzere kurup işleteceği Elektronik Denetleme Sistemi ihalesine tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, “720 milyon liraya ihale edildiği açıklanan bu projenin finansmanının tamamen trafik cezalarından sağlanması öngörülüyor. Her yıl 1.5 milyon trafik cezası keserek, 10 yılda sistemin bedeli çıkmış olacak. Bursalılar dikkat! Yatak garantili hastane, geçiş garantili köprüden sonra şimdi de günde en az 4 bin adet trafik cezası garantili EDS hortumu geldi” diye konuştu.

    MOBESE sisteminin daha da geliştirilmiş şeklini ifade eden EDS sistemi içerisinde 27 adet hız kontrol sistemi, 30 sinyalize kavşakta 89 kavşak kolunda 282 şeride hitaben kırmızı ışık ihlal sistemi, 15 noktada park ihlal sistemi, 9 adet mobil EDS aracı, Bölge Görüntülüme Sistemi için 150 hareketli kamera, 450 adet sabit kamera bulunacağını açıklayan Karaca, bu projenin BURULAŞ tarafından ihaleye çıkarıldığını belirterek şunları söyledi:

    “Edindiğimiz bilgilere göre, 2 firmanın katıldığı ve yap-işlet-devret modeliyle yapılacak EDS ihalesine katılan İstanbul firması Torkam İnşaat Yatırım A.Ş 785 milyon lira fiyatla elenmiş, ihale de 720 milyon lira veren Ankara firması CABA Grup’ta kalmış. Bu ihale onaylanırsa bu Ankara firması Bursa’nın önümüzdeki 10 yılına ipotek koyacak.”

    “İHALEYİ NEDEN TURİZM-FUAR ŞİRKETİ BURFAŞ YAPIYOR?”

    Karaca sözlerini şöyle sürdürdü: “EDS büyüklüğündeki bir proje, çok değerli bir iş. İhaleye sadece iki firma katılmış ve biri almış ihaleyi. Neden sadece iki firma? İki firma ile rekabet sağlanmış olur mu? Anlaşılıyor ki, artık AKP zihniyeti için bir işin yapılma sebebi, o işin kamu yararı değil, yapım sürecinde hortumcu mahalleye sağlayacağı yarardan ibaret.”

    “10 YILDA TOPLAM 15 MİLYON ADET TRAFİK CEZASI YAZACAKLAR”

    Sistemin maliyetinin tümüyle trafik cezalarından elde edilen gelirle karşılanacağını hatırlatan CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca şunları anlattı:

    “10 yılda toplam 14 milyon 400 bin ceza yazılarak, sistemin tüm maliyetinin karşılanacağını hesaplamışlar. Hortuma bakın! Yılda yaklaşık 1.5 milyon ceza yazacaklar. Bu para tümüyle Bursalıların cebinden çıkacak. Daha doğrusu 10 yılda Bursalılara toplam 720 milyon lira trafik para cezası kesileceği bugünden belli. Dönerken sinyal vermedin ceza, şerit değiştirdin ceza, müzik dinledin ceza. Böyle bir hayat olabilir mi? Sırf AKP’nin yandaş firması para kazansın diye Büyükşehir Belediyesi’ni borçlandırdıkları o projeye gelir elde etmek ve günlük en az 4 bin trafik cezası kotasını doldurmak için en küçük hatalara bile trafik cezası kesilen bir şehirde yaşanır mı?”

    “İLK SEÇİMDE İKTİDAR DEĞİŞECEK, PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA BIRAKIYORLAR”

    Sistemin kontrolünün bir şirkete verilmesinin yaratacağı güvenlik sakıncalarına da işaret eden CHP İl Başkanı Karaca sözlerini şöyle tamamladı:

    “Kameralarla tüm trafik akışı kontrol altında. Kişi mahremiyeti kalmayacağı gibi güvenlik de o şirkete emanet ediliyor. 2 yılda biteceği söyleniyor. Yani seçime kadar yapıp Bursa’yı 720 milyon lira borçlandıracaklar, önümüzdeki 10 yıl boyunca da, her gün en az 4 bin adet trafik cezası kesilecek ki, sistem maliyetini ödesin. Böylesi bir saçmalığa imza atan da, Alinur Aktaş başkanlığındaki Bursa Büyükşehir Belediyesi’dir. Önümüzde sandık var, hem merkezi iktidar hem de Alinur Aktaş gidecek. Alinur Aktaş gidecek ama Bursalılar 10 yıl boyunca Alinur Aktaş’ın bu şehre attığı bu kazığın cezasını çekmeye devam edecek.”

     

  • Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 20 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyaları TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

    Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’a havale edildi. Fezlekeleri Karma Komisyon’a sevk edilen milletvekilleri şöyle:

    1. CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu
    2. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü
    3. HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz
    4. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni
    5. HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik
    6. HDP Van Milletvekili Sezai Temelli
    7. HDP İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
    8. HDP Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin
    9. HDP Diyarbakır Milletvekili İman Taşçıer
    10. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü
    11. HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ
    12. HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen
    13. HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir
    14. HDP Muş Milletvekili Mensur Işık
    15. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran
    16. HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun
    17. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik
    18. DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt
    19. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu
    20. DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz
  • Kılıçdaroğlu’ndan 5 dilde Kanal İstanbul paylaşımı

    Kılıçdaroğlu’ndan 5 dilde Kanal İstanbul paylaşımı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkçe de dahil 5 dilde Kanal İstanbul ile ilgili uyarılarda bulundu.

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki “Deutsche Bank’a tehdit sallıyorlar,” açıklamasına yanıt veren”Kılıçdaroğlu, Türkçe paylaştığı mesajında, Erdoğan, halkımın parasında ve doğasında gözü olan herkese aynı şeyi söylüyorum, Türkiye’nin hazinesinden para alamayacaklar! O zaman @DeutscheBank ’a da söyleyeyim…” ifadesini kullandı.

    İngilizce, Almanca, Fransızca ve Arapça paylaştığı mesajlarında ise şu düşünceleri kaydetti:

    “Ülkemin çıkarlarına ve dünya iklim politikasına hizmet etmeyecek olan Kanal İstanbul’a finansal destek sağlayacak kuruma hazineden geri ödeme yapılmayacak. Projenin doğamızda yaratacağı herhangi bir yıkım söz konusu olduğunda ise, tazminat hakkımıza başvuracağız.”

     

  • CHP’li milletvekili partisinden istifa etti

    CHP’li milletvekili partisinden istifa etti

    CHP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, partisinden istifa ederek Türkiye İşçi Partisi’ne katıldığını açıkladı. Milletvekili açıklamasında “İnandığım değerleri açıkça ve yüksek sesle temsil etmek için Türkiye İşçi Partisi’ne katılıyorum” dedi.

    CHP İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, partisinden istifa etti.

    Sütlü, Türkiye İşçi Partisi’ne katıldığını açıkladı.

    İLK AÇIKLAMA

    Milletvekili istifa sonrası yaptığı ilk açıklamasında “İnandığım değerleri açıkça ve yüksek sesle temsil etmek için Türkiye İşçi Partisi’ne katılıyorum” dedi.

    SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ KİMDİR?

    1984 yılı İstanbul doğumlu olan Saliha Sera Kadıgil Sütlü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimini, Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

    Yüksek lisans tezini, Londra Queen Mary Üniversitesindeki araştırmaları sonrasında sinema eserleri üzerine yazdı. İstanbul Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını sürdürmektedir. Kültür ve sanat hukuku ile fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar konularında uzmandır.

    Avukatlık stajını Ergenekon kumpası davalarında tamamladı. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev aldı. Kültür ve sanat alanında faaliyet gösteren birçok sivil toplum kuruluşunun ve sendikanın kurucu avukatlığını ve baş hukuk müşavirliklerini yürüttü.

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulundu ve son 3 dönemdir Parti Meclisi Üyesi olarak görev aldı.

  • “Siyaset yapacakların halka hesap vermesi lazım”

    “Siyaset yapacakların halka hesap vermesi lazım”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu siyaset yapacak insanların halka hesap vermesi gerektiğini belirterek, “Siyasetin kirlilikten arınması lazım. Siyaset yapacak insanların temiz insanlar olması lazım. Siyaset yapacak insanların halka hesap vermesi lazım. Demokrasinin çıkış kaynağı budur” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bir otelde bir araya geldi. Kılıçdaroğlu toplantıda yaptığı konuşmada, kimlik üzerinden siyasetin bütün demokrasilerde yasak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “Türkiye badireyi aşmak zorundadır. Bütün bu olanlar son 19 yılda yaşadığımız gerçeklerdir. Yolsuzluklara girmiyorum artık. Onlara lanet olsun, diyorum. Biz beraber nasıl aşabiliriz? Önce bizi ayrıştıran, bizi bölen söylemleri duymayacaksınız. Etnik kimlik üzerinden kim siyaset yapıyorsa vatanını sevmiyordur. Kim anne babasını seçme özgürlüğüne sahiptir. Kim olursa olsun insan mı, insan. Derdi var mı, var. Çözülecek mi, çözülecek. Huzur içerisinde yaşayacak mıyız, huzur içerisinde yaşayacağız. Açsa karnını doyurup iş bulacağız. Kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır. Bizde de yasak ama bal gibi yapılıyor. İnanç üzerinden siyaset. İnanç siyasetin konusu değildir. Allah ile kulun arasına girme yetkisi kime ait. Kimin fazla kimin az daha fazla inançlı olduğunu kim bilebilir? Peygambere verilmeyen yetkinin insana bir başka kişiye verilmesi mümkün mü? Burada da herkesin dikkatli olması gerekir. Herkesin inancı benim başım üstünde. İnancını yaşa eyvallah. Kimliği inancı nedeniyle bir kişi ötekileştirilirse ona sahip çıkacağız.“

    ‘BİZİM DE YANLIŞIMIZ VARDI’

    Kılıçdaroğlu, son 10 yılda en büyük değişimi CHP’nin yaşadığını kaydederek, “Diyeceksiniz ki bu süreç içerisinde CHP’nin hiç kusuru yok muydu? Kusuru vardı arkadaşlar. CHP Genel Başkanı olarak öz eleştiri de yapıyorum. Bizim de eksiğimiz vardı, bizim de kusurumuz vardı, bizim de yanlışımız vardı. Bunları düzeltmeye çalışıyorum. Açık ve net şunu ifade edeyim. Son 10 yılda en büyük değişimi CHP yaşamıştır. Hiç kimsenin sahip çıkmadığı kesimlere sahip çıktık. 1,5 milyon taşeron işçisi vardı kim sahip çıktı. Emekliye 2 maaş ikramiye kim sahip çıktı. Apartman görevlilerinin derdi var. Her gün gördüğümüz ama görmediğimiz insanlar. Çöplerden kağıt toplayanlar var, konteynerlerden yiyecek toplayanlar var. Siyaset bunlara sahip çıkmazsa biz niye siyaset yapacağız” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, siyasetin kirlilikten arınması gerektiğini belirterek, “Siyaset cebi doldurma değil ki vatandaşın derdini çözmektir. Siyasetin kirlilikten arınması lazım. Siyaset yapacak insanların temiz insanlar olması lazım. Siyaset yapacak insanların halka hesap vermesi lazım. Demokrasinin çıkış kaynağı budur. Vatandaş vergisini öder hükümet bunu harcar ve vatandaşa da bunun hesabını millete verir. Hesabını millete vermiyorsa orada demokrasi yoktur.“

  • CHP, TBMM Kadına Şiddet Komisyonu’ndan çekildi

    CHP, TBMM Kadına Şiddet Komisyonu’ndan çekildi

    TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonu’ndan CHP’li üyeler çekilme kararı aldı.

    TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonu’nun CHP’li üyeleri TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu ve Hatay Milletvekili Suzan Şahin, komisyondan çekilme gerekçelerini anlattı. Taşcıer, komisyonun amacından saptığını savundu. Tarihe not düşmek için komisyonda bulunmaya karar verdiklerini; ancak yaşananların, artık komisyona iştirak etmelerini imkansız hale getirdiğini vurgulayan Taşcıer, Komisyon Başkanı AK Parti’li Öznur Çalık’ın hemen her toplantıda müzakere ortamını engelleme çabası içinde olduğunu öne sürdü. Taşcıer, CHP’li üyelerin taleplerinin dikkate alınmadığını, davet edilenlere sorularını yöneltmek için yeterli süre tanınmadığını öne sürerek, “Bu komisyonun ardında iktidar partisinin başkaca amaçlarının olduğunu görüyoruz. Komisyonun resmiyetteki amacı kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılması ve önlemlerin belirlenmesi olsa da Cumhur İttifakı’nın ajandası İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını meşrulaştıracak bir zemin yaratmaktır” dedi.

    Hatay Milletvekili Şahin de, “Kadın haklarını ve kadınların yaşam hakkını savunmayı, ‘mış’ gibi yapmayı adet edinen tavır sürdürüldü, bu da yetmezmiş gibi İstanbul Sözleşmesi’ni karalama kampanyalarına destek veren, sözleşmeyi hedef gösterenlere söz verilerek, 42 milyon kadının yaşam çığlıklarına itibar edilmedi” dedi.

    Samsun Milletvekili Hancıoğlu da komisyonun adeta kadına yönelik şiddet konusunda kamu kurumlarını aklama komisyonu gibi çalıştırıldığını iddia etti.

  • Kılıçdaroğlu: Siyasi partileri kapatmak doğru değil

    Kılıçdaroğlu: Siyasi partileri kapatmak doğru değil

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasi partileri kapatmak, onları farklı şekillerde topluma tanıtmak ya da terör örgütleriyle onları bağlantılaştırmak asla doğru değil. Varsa böyle bir şey devletin savcısı, hakimi devreye girer; ama bu iş, bir siyasi talimatla yapılırsa o doğru değil” dedi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulmadıklarını vurgulayarak, “Siyasi partileri kapatmak, onları farklı şekillerde topluma tanıtmak ya da terör örgütleriyle onları bağlantılaştırmak asla doğru değil. Varsa böyle bir şey devletin savcısı, hakimi devreye girer; ama bu iş bir siyasi talimatla yapılırsa o doğru değil. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın, kimin için olursa olsun; haksızlığa karşı çıkmak, insan olarak bizim görevimizdir. Demokrasilerde en büyük hakem halktır, millettir” dedi.

    ‘SİYASİ OTORİTE YARGIYA TALİMAT VERMEMELİ’

    HDP İzmir İl Başkanlığı’na yapılan saldırıya tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Psikolojik sorunları olan birisinin eline nasıl silah veriyorsunuz, nasıl sıkıştırıyorsunuz? Bu kişi 2016 yılından beri tedavi görüyor. Buna ‘sağlam’ raporunu kim verdi? Psikolojik tedavi gören kişiye ‘sağlam’ raporunu nasıl veriyorsunuz? Öfkenin, intikam duygusunun olmadığı bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Haksızlık kimden gelirse gelsin karşı çıkacağız. Yargının bağımsız olması lazım. Siyasi otorite yargıya talimat vermemeli. O zaman yargı bağımsız olmaz. Demokrasi konusunda hepimizin duyarlı olması lazım. Bizim gibi düşünmeyenler için de demokrasi istemeliyiz. Belediye başkanı arkadaşlarıma da söyledim, İzmir benzeri provokasyonlar olabilir. Sizin göreviniz halkı sükunete davet etmektir. İzmir’deki kişi silahlı saldırı düzenliyor. Psikolojik sorunları olan birisinin eline nasıl silah veriyorsunuz? Herhalde savcılar bunu da inceleyecektir” diye konuştu.

    ‘MKE’Yİ SATMAYA KALKACAKLAR’

    AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan, Makine Kimya Endüstri Kurumu’nun (MKEK) anonim şirketi olmasını düzenleyen teklife karşı çıktıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Makine Kimya hangi gerekçe ile anonim şirketi oluyor? Her şeyi satarak bugüne geldiler. Şimdi satacak çok az şey kaldı. MKE’yi satmaya kalkacaklar. Tank paleti Katar ordusuna peşkeş çektiler. Anadolu’nun ortasında kurulan ilk entegre silah fabrikasıdır. Silah ve mühimmat üretiyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ve gelişmesini sağlayan bir kurumdur. Hangi gerekçeyle anonim şirkete çeviriyorsun? Kırıkkale’de bu fabrikalar kurulurken burası 12 hanelik köydü, şimdi il oldu. Bu Erdoğan tayfası cumhuriyetten intikam almak istiyor. Silah fabrikalarını birilerine pazarlamak istiyorlar. Paraya doymadınız mı, dolarlara doymadınız mı? Her seçimde gittiniz, oylarınızı verdiniz eğer anonim şirkete dönmesin, diyorsan bir tek adresin var; CHP. MKE Genel Müdürlüğü’nü de Kırıkkale’ye taşıyacağız” dedi.

    ‘ERDOĞAN’I GENÇLERE TESLİM EDİYORUM’

    Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, “19 yıldır Türkiye’yi bu noktaya getirdiler. Allah’ın izni, milletin izni ile iktidar olduğumuz zaman ilk yapacağımız iş, Suriyelileri Suriye’ye kardeşçe göndermek olacaktır. Irkçılık yapmıyorum. Onların evlerini, köprülerini, yollarını, hastanelerini hepsini yapacağız. Avrupa Birliği finanse edecek. Davulla zurnayla ülkelerine gönderip, bütün Orta Doğu’da barışı sağlayacağız. Herkes bir yere not yazsın, görecekler bunu” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamalara değinerek, “10 bin dolar alan siyasetçi var, bundan rahatsız olmuyorsun, müzikten rahatsız oluyorsun. Baba- oğul işsizlikten yüz yüze bakamıyor, müzikten rahatsız oluyorsun. Sanattan, sanatçıdan ve müzikten rahatsız olan Erdoğan’ı gençlere teslim ediyorum. Önümüze sandık gelecek, gençler gereğini yapacaklar” dedi.

    ‘KİM BÖLÜCÜ, KİM MİLLİYETÇİ’

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısındaki konuşmasına da cevap vererek, “‘Kılıçdaroğlu elini vicdanına koysun, söylesin; kimin yanındadır, bölücülüğü mü destekliyor yoksa Türkiye’nin yanında mı yer alıyor?’ diye sormuş. Önemli bir soru. Ben ve arkadaşlarımız ve bütün dostlarımız Türkiye’nin birliğinden ve bütünlüğünden yanayız. Biz, şanlı ordumuzun tank-palet fabrikası Katar ordusuna peşkeş çekilirken itiraz eden, sen alkışlayan kişiydin. Biz kendi vatan topraklarını ve Süleyman Şah Türbesi’ni ve Türkiye Cumhuriyeti bayrağını kaçırıp, toprağı düşmana teslim edenlerden yana değiliz. Biz şanlı bayrağımızı 1 hafta içinde yerine dikmekten yanayız. Peki sen? Kaçanları, bayrağı indirenleri alkışladın. Kim bölücü, kim milliyetçi, kim ülkücü?” diye konuştu.

  • CHP’den 189 maddelik ‘Hak, Hukuk, Adalet Yargı Paketi’ teklifi

    CHP’den 189 maddelik ‘Hak, Hukuk, Adalet Yargı Paketi’ teklifi

    CHP milletvekilleri TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek hazırladıkları 189 maddelik ‘Hak, Hukuk, Adalet Yargı Paketi’ni açıkladı.

    İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, SODAD Başkanı Avukat Kemal Akkurt, Ankara Barosu TODAM Başkanı Doğan Erkan ve Hukukçu Dayanışması Grubu Temsilcisi Avukat Ebru Beşe’nin de temsilci olarak basın toplantısına katıldığını belirtti.

    Kaboğlu, 20 örgüt ve 65 uzman katılımıyla hazırladıklarını belirterek, önerilerde imzası bulunan kişiler arasında görevde bulunan hakim ve savcıların olduğunu belirtti. Kaboğlu, 27 maddelik 4. Yargı Paketi’ne değinerek, “İdare nezdinde 60 günlük yanıt süresinin 30 güne indirilmesi hepimiz olumlu diyoruz. Ama kamu görevlilerinin nasıl atandıklarını biliyoruz, nasıl atanmaları gerektiğini de öneriyoruz. Konuya geniş açıdan bakmak gerekir. Bizim kuşkusuz hazırladığımız metinlerle demokratik hukuk devleti yolunda güçlendirilmiş parlamenter rejim gereğinde yaptığımız çalışmaları da hedef olarak almak suretiyle yer alan adil yargılanma hakkının asgari gereklerinin nasıl yasal düzenlemeye yansıyabileceğinin örneğini ortaya koymaya çalıştık. Yeni bir anayasa istiyoruz, bunun için çok çalışıyoruz. Eğer biz yeni anayasa isteğinde içte tutarlı isek, Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi için de geçerlidir, yürürlükteki anayasaya saygı göstermek durumundayız” diye konuştu.

    Kaboğlu, 12 ayrı metin hazırladıklarını belirterek, 27. yasama yılında devleti temsil ve yürütmenin tek kişinin yönettiği anayasal düzenin karşısında bulunmaları nedeniyle her konuyu ayrı ayrı düzenlediklerini kaydederek, Anayasa ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları’na sevk edildiğini kaydetti.